HIDROZON 100 MG IM IV ENJEKSIYON/IV INFUZYON ICIN LIYOFILIZE TOZ ICEREN FLAKON + COZUCU AMPUL
KULLANMA TALİMATI
HİDROZON 100 mg İ.M./İ.V enjeksiyon/İ.V. infüzyon için liyofilize toz içeren flakon + çözücü ampul
Kas içine veya damar içine uygulanır.
Steril
•Etkin madde: Her bir flakon etkin madde olarak 100 mg hidrokortizona eşdeğer 141 mg tamponlanmış hidrokortizon sodyum süksinat içerir.
Çözücü ampul; 2 ml enjeksiyonluk su içerir.
•Yardımcı madde(ler):Yardımcı madde bulunmamaktadır.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde bu ilacı kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. HİDROZON nedir ve ne için kullanılır?
2. HİDROZON kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. HİDROZON nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. HİDROZON’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. HİDROZON nedir ve ne için kullanılır?
HİDROZON hastanede uzmanlaşmış tıbbi personel tarafından kullanılması gereken bir ilaçtır. HİDROZON,1 adet renksiz tip I cam flakon (liyofilize tozu içerir) ve 2 ml steril enjeksiyonluk su içeren tip I renksiz cam ampulden oluşmaktadır. Her bir flakon etkin madde olarak bir kortikosteroid olan hidrokortizon sodyum süksinat içerir. Kortikosteroidler vücudunuzda doğal olarak üretilir ve birçok vücut fonksiyonu için önemlidir.
1
HİDROZON aşağıdaki durumlarda kullanılır;
– Böbrek üstü bezlerinizdeki problemlere bağlı olarak vücudunuzun yeterli kortikosteroid üretmemesi durumunda (primer veya sekonder adrenokortikal yetmezlik),
– Crohn hastalığı (bağırsak iltihabı) veya ülseratif kolit (alt bağırsak iltihabı) gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında,
–
Bronşiyal astım ve anafilaktik reaksiyonlarda – Mide içeriğinin aspirasyonunda,
– Stevens-Johnson sendromunda (deride kabarcıklara ve soyulmalara neden olan bir bağışıklık sistemi rahatsızlığı) veya Sistemik lupus eritematoz (deride özellikle yüzde kelebek tarzı kızarıklar şekline oluşan bir bağışıklık sistemi rahatsızlığı) tedavisinde, –
Adrenokortikal yetmezliğe sekonder şok tedavisinde veya adrenokortikal yetmezlik (böbrek üstü bezlerinizdeki problemlere bağlı olarak vücudunuzun yeterli kortikosteroid üretmemesi) mevcut olduğunda klasik tedaviye yanıt vermeyen şok tedavisinde kullanılır.
2. HİDROZON kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
HİDROZON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•HİDROZON veya kortikosteroid içeren başka bir ilaç veya HİDROZON’un içeriğindeki diğer yardımcı maddelere alerji durumlarında. Alerjik reaksiyon ciltte kızarıklığa veya kızarmaya, şişmiş yüze, dudaklara ve nefes darlığına sebep olabilir.
•Tedavi edilmemiş bir mantar enfeksiyonunuz varsa (pamukçuk gibi),•Size aşı uygulandıysa veya herhangi bir aşı yaptırmak üzereyseniz.
Yukarıdakilerden herhangi birine sahipseniz, hemen doktorunuzla görüşünüz.
HİDROZON’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Aşağıdaki durumlardan herhangi birine sahipseniz, bu ilacı vermeden önce doktorunuzla veya hemşirenizle konuşunuz. Doktorunuz tedavinizi daha yakından izlemeli, dozunuzu değiştirmeli veya başka bir ilaç vermelidir.
•Travmatik bir beyin hasarı almışsanız veya inme geçiriyorsanız,
•Suçiçeği, kızamık, zona veya herpes iltihabı varsa veya bu rahatsızlıklara sahip kişilerle temasta bulunduysanız veya bu rahatsızlıklara sahip olup olmadığınız bilmiyorsanız,
2
•Size şiddetli depresyon veya manik depresyon (bipolar rahatsızlık) tanısı konulduysa. Bu durum HİDROZON gibi ilaçlar alırken önceden geçirilen bir depresyonu ve ailenizin hastalık öyküsünde mevcut olan bu rahatsızlıkları içerir.
•Duygusal bozukluk eğilimleriniz varsa,
•Uykusuzluk, ruh hali değişimi varsa,
•Anormal stres altındaysanız,
•Adrenal yetmezlik geliştirirseniz,
•Şeker hastası iseniz ve ailenizin hastalık öyküsünde şeker hastalığı varsa,
•Cushing hastalığı (kandaki kortizolün yüksek düzeylerinin neden olduğu bir hormon hastalığı),
•Epilepsi, nöbet ya da inme varsa,
•Glokom (göz basıncının artması) veya ailenizin hastalık öyküsünde glokom varsa, •Katarakt,
•Yakın zamanda kalp krizi geçirdiyseniz,
•Kalp yetmezliği ve enfeksiyonu dahil olmak üzere kalp problemleriniz varsa,
•Hipertansiyon (yüksek kan basıncı) hastası iseniz,
•Vücutta su tutulması,
•Hipotiroidizm (düşük aktif tiroid) denilen bir tiroid rahatsızlığınız varsa,
•Pankreatit (karın ve sırtta ciddi ağrıya neden olan pankreas iltihabı),
•Peritonit (bağırsak ve mide çeperindeki ince tabakanın iltihabı),
•Kaposi sarkomunda (bir çeşit cilt kanseri),
•Böbrek veya karaciğer rahatsızlıkları mevcutsa,
•Geçmişte steroid ilaçlar kullanırken kas problemleri (ağrı ya da güçsüzlük) yaşadıysanız, •Myastenia gravis (yorgun ve zayıf kaslara neden olan bir durum) durumunda,
•Osteoporoz (kemik erimesi),
•Feokromositoma (adrenal bez dokusunun nadir bir tümörü. Adrenal bezler böbrek üstünde bulunur),
•Deri apsesi varsa,
•Mide ülseri veya diğer ciddi mide veya bağırsak sorunlarınız varsa,
•Tromboflebit-flebit ile sonuçlanan tromboza (kan pıhtılaşması) bağlı damar problemleri (kırmızı, şiş ve hassas toplardamarlar),
•Tüberküloz hastasıysanız veya geçmişte tüberküloz geçirdiyseniz.
3
Erken doğan bir bebeğe hidrokortizon verilmesi durumunda, kalp yapısının ve fonksiyonunun izlenmesi gerekebilir.
Görme bozukluğuna neden olan ve retina yırtılmasına neden olabilen göz içinin (retinanın) arka kısmındaki ışığa duyarlı doku tabakasının altında sıvı formların toplandığı bir göz durumuna (santral seröz korioretinopati) neden olabileceği için kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır.
Bulanık görme veya başka görme bozuklukları yaşarsanız doktorunuza danışınız.
Kortikosteroidlerin yüksek dozlarda uzun süreli tedavisi, omurganın (epidural lipomatozis) zarında veya dışında anormal miktarda yağ birikmesine neden olabilir.
Kortikosteroidler enfeksiyonları daha olası hale getirebileceğinden ve belirtilerini maskeleyebileceğinden, enfeksiyon olduğundan şüpheleniyorsanız doktorunuza söyleyiniz. Bu ilaç, omurilik yoluyla enjeksiyon için önerilmemektedir (intratekal veya epidural). Bu kullanımda bazen ciddi yan etkiler bildirilmiştir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
HİDROZON’un yiyecek ve içecek ile kullanılması Greyfurt suyu ile birlikte kullanmayınız.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
HİDROZON bebeğin gelişimini yavaşlatacağından hamileyseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız ya da hamile kalmayı planlıyorsanız mutlaka doktorunuz ile konuşmalısınız. Kortikosteroidler plasentadan bebeğe geçebilir bu da düşük doğum ağırlıklı bebekle ilişkili bir risktir. Hamileliği sırasında uzun dönem kortikosteridler ile tedavi edilen annelerden doğan bebeklerde katarakt görülmüştür.
Gerekli olmadıkça hamilelik döneminde kullanılmamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Kortikosteroid ilaçlar düşük miktarlarda anne sütüne geçebilir. Bu nedenle emzirme döneminde iseniz mutlaka doktorunuz ile konuşmalısınız.
4
HİDROZON ile tedavi olurken emzirmeye devam ediyorsanız, bebeğinizin ilaçtan etkilenip etkilenmediğinin anlaşılması için ekstra kontrollere ihtiyaç duyulacaktır.
Araç ve makine kullanımı
Bu ilaç grubunun araç ve makine kullanımına etkisi incelenmemiştir. Bu ilacın kullanımı ile baygınlık, baş dönmesi (dönme hissi veya kendinin ya da çevresinin hareketi) ve kasılmalar (nöbetler) gibi istenmeyen etkiler oluşur. Eğer bu etkilerden biri meydana gelirse, araç veya makine kullanmamanız gerekir.
HİDROZON’un içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler HİDROZON yardımcı madde içermemektedir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız, son zamanlarda kullandınız ise veya kullanma ihtimaliniz var ise lütfen doktora veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz. Aşağıda listelenen HİDROZON’un işleyişini etkileyebilecek ilaçları kullanıyorsanız mutlaka doktorunuza belirtiniz:
•Asetazolamid – Glokom (bir çeşit göz hastalığı) ve epilepsi tedavisinde kullanılır. •Aminoglutetemid – Kanser tedavisinde kullanılır.
•Antikoagülanlar – Asenokumarol, fenindion ve varfarin gibi kanı inceltmesi için kullanılan ilaçlar.
•Antikolinerjikler – Bazı cerrahi işlemlerde kullanılan nöromüsküler bloke edici ajanlar olarak adlandırılan ilaçlar
•Antikolinesterazlar – Distigmin ve neostigmin gibi bir tür kas güçsüzlüğü hastalığı olan Myastenia gravis’in tedavisinde kullanılırlar.
•Antibiyotikler – Eritromisin, klaritromisin, troleandromisin gibi.
•Antidiyabetikler – Yüksek kan şekeri tedavisinde kullanılan ilaçlar.
•Antiemetik- Aprepitant ve fosaprepitant gibi bulantı ve kusmayı önlemek için kullanılır.
•Antiviraller – HIV enfeksiyonlarını (AIDS) tedavi etmek için kullanılan virüs etkili ilaçlar (ritonavir, indinavir gibi) ve farmakokinetik arttırıcılar (kobikistat gibi)
•Aspirin ve non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (ayrıca NSAİİ olarak adlandırılırlar) hafif ve orta şiddetli ağrılarda kullanılan ibuprofen gibi.
5
•Barbitüratlar, karbamazepin, fenitoin ve primidon – Epilepsi tedavisinde kullanılırlar. •Etinilestradiol/Noretindron – Oral kontraseptif (gebeliğin önlenmesinde kullanılan ilaç) •Karbenoksolon ve simetidin – Reflü ve hazımsızlık için kullanılırlar.
•Siklosporin – Şiddetli romatoid artrit (bir çeşit eklem iltihabı), sedef hastalığı ve organ veya kemik iliği nakli sonrası durumların tedavisinde kullanılır.
•Digoksin – Kalp yetmezliği ve/veya düzensiz kalp atışı için kullanılır.
•Diltiazem veya mibefradil – Kalp problemleri ve yüksek kan basıncı için kullanılırlar. •Diüretikler – Bazen idrar söktürücüler olarak da adlandırılırlar.
•İzoniyazid – Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.
•Ketokonazol veya itrakonazol – Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılırlar. •Östrojen içeren ürünler – Oral kontraseptifler (gebeliğin önlenmesinde kullanılan ilaçlar) dahil
•Panküronyum veya diğer nöromusküler bloke edici ajanlar – Bazı cerrahi girişimlerde kullanılırlar.
•Potasyum tüketen ajanlar – Amfoterisin B, ksantanlar veya beta2 agonistleri (ör. astımı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar).
•Rifampisin ve rifabutin – Tüberküloz tedavisinde kullanılan antibiyotiklerdir.
•Takrolimus ve siklofosfamid – organın reddedilmesini önlemek için organ nakli sonrası kullanılır.
•Aşılar – Herhangi bir aşı olduysanız ya da olacaksanız mutlaka doktorunuza veya hemşirenize söyleyiniz. HİDROZON kullanırken canlı aşılarla aşılanmamalısınız. Diğer aşılar daha az etkili olabilir.
•Greyfurt suyu
Eğer sürekli ilaç kullanıyorsanız,
Şeker hastalığı, yüksek tansiyon veya su tutma (ödem) için tedavi görüyorsanız, doktorunuzun bu rahatsızlıklar için kullandığınız ilaçların dozunu ayarlaması gerekebilir.
Herhangi bir cerrahi işlem yaptırmadan önce, doktorunuza, diş hekiminize veya anestezistinize bu ilaçla tedavi edildiğinizi söyleyiniz.
Doktorunuz veya hastaneniz tarafından yapılacak bir test yaptırmanız gerekiyorsa, doktora veya hemşireye HİDROZON ile tedavi edildiğinizi söylemeniz önemlidir. Bu ilaç bazı testlerin sonuçlarını etkileyebilir.
6
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. HİDROZON nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Steroid kartları
Steroid tedavi kartını her zaman yanınızda bulundurunuz. Doktor veya eczacınızın ne kadar süreyle steroid tedavisi göreceğinizi ve uygulanacak dozu da içeren ilaçla ilgili detayları kartınıza yazdığından emin olunuz.
HİDROZON’u kullanırken ve son enjeksiyondan 3 ay sonrasına kadar size tedavi uygulayan kişilere (doktor, hemşire veya diş hekimi gibi) kartınızı gösteriniz.
Herhangi bir nedenle hastaneye gitmeniz gerektiğinde doktorunuza veya hemşirenize HİDROZON kullandığınızı söyleyiniz. Ayrıca bir kaza ya da bilinç kaybı esnasında sağlık personelinin steroid kullandığınızı anlaması için uyarı bilekliği veya kolye (medic-alert) takabilirsiniz.
Uygulama yolu ve metodu:
Doktorunuz tedavi edilen duruma ve ciddiyetine bağlı olarak; enjeksiyon bölgesini, ne kadar ilaç uygulanacağını, ne kadar enjeksiyon yapılacağını belirleyecektir. Belirtilerinizin etkili bir biçimde düzeltilmesi için doktorunuz size en az dozu olası en kısa sürede enjekte edecektir. HİDROZON damar içine (intravenöz) veya kas içine (intramusküler) uygulanır. Özellikle acil durumlarda ilk doz damar içine verilir.
1 ila 10 dakikalık periyotlar boyunca yavaş yavaş uygulanır. Durumunuza göre gerekirse bir tekrar doz 2 ile 6 saat arasında verilebilir. Yüksek dozlar sadece 2-3 gün kullanılmalıdır. HİDROZON önce enjeksiyonluk su içerisinde çözülür. Eğer infüzyon olarak uygulanacaksa (pompa veya damla kullanılarak) daha sonra başka uygun bir sıvı ile karıştırılmalıdır. Başka ilaçlar karıştırılmamalıdır.
Değişik yaş grupları:
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılar için doz ayarlaması yetişkinlerinki ile aynıdır. Bununla birlikte doktorunuz ilacın size nasıl etki ettiğini kontrol etmek için yakın klinik gözlem isteyebilir.
HİDROZON öncelikle küçük dozlarda ve mümkün olan en kısa süre ile kullanılmalıdır.
7
Çocuklarda kullanımı:
Kortikosteroidler çocukların büyümesinde yavaşlamaya neden olabilir. Bu nedenle tedavi mümkün olabilecek en düşük dozda ve en kısa sürede (normalde günde 25 mg’dan az olmamalıdır) yapılmalıdır.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
HİDROZON böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Karaciğer yetmezliği:
HİDROZON karaciğer yetmezliği olan hastalarda etkisi artacağından dikkatli kullanılmalıdır. Dozun azaltılarak uygulanması düşünülebilir.
Eğer HİDROZON’un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden fazla HİDROZON kullandıysanız:
HİDROZON hastane ortamında doktorunuz tarafından uygulanacaktır. Bu nedenle gerekenden fazla ilaç verilmesi olası değildir. Ancak herhangi bir endişeniz varsa doktorunuz veya hemşireniz ile konuşunuz.
HİDROZON’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
HİDROZON kullanmayı unutursanız
Geçerli değildir. Bu ilacın kullanımıyla ilgili sorularınız olursa, doktorunuza sorunuz. Unutulan dozlarıdengelemek için çift doz almayınız.
HİDROZON ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler Tedavinin sonlandırılma zamanını doktorunuz belirleyecektir.
Aşağıdaki durumlarda tedavinin yavaşça sonlandırılması gerekir:
•3 haftadan fazla 160 mg ve üstü HİDROZON aldıysanız
•3 hafta veya daha az süre bile olsa yüksek doz HİDROZON (32 mg’dan fazla-0,8 ml) aldıysanız
•Son bir yıl içerisinde tablet veya enjeksiyon yoluyla kortikosteroid tedavisi aldıysanız
8
•Bu tedaviye başlamadan önce adrenal bezleriniz ile ilgili bir problem (adrenokortikoid yetmezlik) yaşadıysanız
Geri çekilme belirtilerini önlemek için bu ilacı yavaş yavaş bırakmalısınız. Bu belirtiler; deri kaşıntısı, ateş, kas ve eklem ağrıları, burun akıntısı, nemli gözler, terleme ve kilo kaybını içerebilir.
Eğer bu ilacın dozunun azaltılması ile semptomlarınız tekrarlarsa veya kötüleşirse, acilen doktorunuza bildiriniz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, HİDROZON’un içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Doktorunuz bu ilacı size, eğer gerektiği şekilde tedavi edilmezse ciddileşebilecek durumlar için verecektir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın en az birinde görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın en az birinde görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Bazı tıbbi durumlarda, HİDROZON gibi ilaçların (steroidler) kullanımı aniden durdurulmamalıdır. Aşağıdakilerden biri olursa, DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz. Doktorunuz ilaca devam edip etmeyeceğinize karar verecektir.
•Deri döküntüsü, yüzde şişme veya hırıltı ve nefes almada güçlük gibi aşırı duyarlılık ve alerjik reaksiyonlar. Bu tip yan etkiler seyrek görülür ancak ciddi olabilir.
•Ani gelişen pankreas iltihabı (akut pankreatit). Muhtemelen kusma, şok ve bilinç kaybı ile birlikte sırtınıza doğru ilerleyen mide ağrısı şeklinde belirtiler gösterir.
•Ülser veya kanamalı ülser. Sırtınıza doğru yayılabilen ciddi mide ağrısı, kanamaya bağlı, siyaha yakın dışkı ve /veya kan kusma şeklinde belirtileri vardır.
•Enfeksiyonlar. Bu ilaç bazı enfeksiyonların belirtilerini değiştirebilir veya enfeksiyonu gizleyebilir. Sizin enfeksiyonlara karşı dayanıklılığınızı düşürebilir. Bu nedenle enfeksiyonları erken tespit etmek zorlaşır. Artan ateş ve kendini iyi hissetmeme gibi belirtiler gösterebilirsiniz. Geçmişte verem geçirdiyseniz yeniden alevlenebilir ve
9
öksürükte kan bulunması ve göğüs ağrısı belirtileri vardır. Bu ilaç ayrıca daha ciddi enfeksiyonların oluşumuna neden olabilir.
•Akciğerde damar tıkanması (pulmoner emboli). Belirtileri ani keskin göğüs ağrısı, nefessizlik ve öksürükte kan bulunmasıdır.
•Çocuklarda kafatası içerisindeki basıncın artması (psödotümör serebri). Baş ağrısı, kusma, enerji eksikliği ve sersemlik şeklin de belirtileri vardır. Bu yan etki genellikle ilacın kullanılmasının bırakılmasının ardından ortaya çıkar.
•Toplardamarların iltihabına bağlı kan pıhtısı oluşumu (tromboflebit). Ağrılı şişlik, kırmızı hassas damarlar şeklinde belirtileri vardır.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini veya bu kullanma talimatında yer almayan farklı bir etki fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz:
Bilinmiyor
Kalp, kan ve dolaşım
•Bileklerde şişme, nefes almada zorluk ve çarpıntı veya düzensiz kalp atışı veya çok hızlı veya yavaş nabız gibi belirtilere neden olan kalbin pompalamasıyla ilgili problemler (kalp yetmezliği)
•Beyaz kan hücresi (Lökosit) sayısında artış
•Düşük kan basıncı
•Erken doğan bebeklerde kalp kasının kalınlaşması (hipertrofik kardiyomiyopati)
Vücut suyu ve tuzları
•Vücuttaki su ve tuz miktarındaki artış nedeniyle oluşan yüksek kan basıncı ve şişlik •Vücuttaki potasyum kaybı nedeni ile kramp ve spazm. Seyrek olarak konjestif kalp yetmezliği adı verilen vücudun kanı düzgün pompalayamaması durumu oluşabilir.
•El ve ayaklarda (ör. ayak bileği) şişlik
Sindirim sistemi
•Bulantı (hasta hissetme) veya kusma (hasta olma) •Ülser veya boğazda birikinti (yutmada zorluk) •Hazımsızlık
10
•Midede şişkinlik
•Özellikle yüksek doz kortikostereoid uygulandığında kalıcı hıçkırık •Karın ağrısı
•İshal
Kulaklar
•Baş dönmesi (vertigo) veya dönme hissi
Gözler
•Göz içi basıncının artışı (Glokom adı verilen bu rahatsızlık gözlerde ağrı ve baş ağrısına neden olabilir)
•Göz sinirlerinde şişme (görme bozukluğuna neden olan papila ödeme adı verilen bir duruma neden olabilir)
•Göz sinirlerinde hasar ve göze perde inmesi (katarakt)
•Gözün kornea kısmının veya beyaz kısmının (sklera) incelmesi
•Gözde viral veya mantar enfeksiyonlarında kötüleşme
•Göz küresinin anormal şekilde dışarı çıkması (ekzoftalmi)
•Bulanık veya çift görme
•Görme bozukluğuna ve retinanın yırtılmasına neden olabilen retina (göz içi) arkasında ışığa duyarlı tabaka altında sıvı birikmesi durumu (santral seröz korioretinopati)
Genel bozukluklar
•Yorgun hissetme ya da keyifsizlik
•Enjeksiyon bölgesinde reaksiyon
Hormonlar ve metabolik sistem
•Bebek ve çocuklarda kalıcı olabilen büyüme geriliği
•Kadınlarda adet döneminde düzensizlik veya adet görememe
•Yüzün yuvarlak ve ay görünümünü alması (Cushingoid yüzler)
•İştah ve kilo artışı
•Şeker hastalığı veya mevcut şeker hastalığında kötüleşme
•Uzun tedaviler, kanınızdaki bazı hormonların miktarının azalmasını tetikleyerek kan basıncınızın düşmesine ve sersemlik haline neden olabilir. Bu durum birkaç ay sürebilir.
11
•Kanda üre artışı
•Ateş, burun akıntısı, baş ağrısı, cildin soyulması, yorgunluk, eklem ağrısı, iştahsızlık kilo kaybı ve düşük kan basıncına benzer belirtiler içeren “yoksunluk sendromu”
•Vücudunuzda enzim adı verilen ve sindirime yardımcı olan bazı kimyasal maddeler (alanin transaminaz, aspartat transaminaz ve alkalen fosfataz) kortikosteroid tedavisi ile kanınızda artabilir. Genellikle ufak olan bu artış, ilacın kanınızdan tamamen temizlenmesinin ardından normale döner. Bu artış sizde herhangi bir belirti vermez. Ancak kan testi yaptırdığınızda ortaya çıkar.
•Kandaki anormal yağ (ör. kolesterol) düzeyleri •Vücutta anormal yağ depolanması
Bağışıklık sistemi
•Enfeksiyonlara karşı duyarlılıkta artma, verem gibi hastalıklar için yapılan deri testlerinde yanlış sonuçlar almaya neden olabilir.
Kaslar ve kemikler
•Kaslarda güçsüzlük ve kas kaybı
•Kemik kırıkları
•Kırılgan kemikler (kemiklerin kolayca kırılması)
•Zayıf kan akışı yüzünden kemik yoğunluğunda azalma ve bunun yol açabileceği kalça ağrısı
•Ağrı ve/veya şişkinliğin eşlik ettiği, tendonlarda (kası kemiğe bağlayan bağlarda) yırtılma •Kas krampları veya kas spazmı
•Kas ağrısı
Sinir ve duygu durum sorunları
Hidrokortizon dahil steroidler ciddi zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilir. Bunlar hem yetişkinlerde hem de çocuklarda yaygındır. HİDROZON gibi ilaçları alan her 100 kişiden 5’ini etkileyebilirler.
•İntihar düşüncesi, depresyon (ruhsal çöküntü)
•Kendini çok iyi hissetme durumu, ya da iniş çıkışlarla seyreden ruhsal durumda değişkenlik
•Endişe, uyku sorunları, düşünmede zorluk veya kafa karışıklığı, hafıza kaybı
12
•Gerçekte olmayan şeyler hissetme, görme, duyma, garip korkular ve düşüncelere sahip olma, normal davranışlardan farklı davranış sergileme veya yalnız hissetmek
•Diğer sinir sistemi hastalıkları (nefes alma problemleri, nöbet, baş dönmesi, rehavet, nefes almada güçlük, sinirlilik, soğuk ve sıcağa karşı duyarlılığın artması veya hissizlik, kulak çınlaması, bilinçsizlik)
•Omurganın zarında veya dışında anormal miktarda yağ birikmesi (epidural lipomatoz) •Baş ağrısı
Ruhsal problemler
HİDROZON gibi steroidler kullanılırken ruhsal sağlık problemleri oluşabilir.
•Bu hastalıklar ciddi olabilir.
•Bu hastalıklar genellikle ilaca başlanmasını takiben birkaç gün veya hafta içinde başlar. •Bu hastalıkların yüksek doz kullanımında oluşması daha muhtemeldir.
•Doz azaltıldığında veya ilaç kullanımı kesildiğinde bu problemlerin çoğu yok olur. Ancak bu problemler oluşursa, tedavi edilmeleri gerekebilir.
Eğer siz (veya bu ilacı kullanan birisi) bu ruhsal problemlerin herhangi bir belirtisini gösterirseniz doktorunuzla konuşunuz. Eğer depresyonda iseniz veya intihar düşüncesi varsa bu özellikle önemlidir. Birkaç vakada bu ruhsal problemler, doz azaltıldığında veya ilaç kullanımı kesildiğinde oluşmuştur. Eğer bu ilacın kullanımı ile ilgili başka sorularınız varsa, doktorunuza veya hemşirenize sorunuz.
Deri
•Özellikle enjeksiyon yerinde apse
•Sivilce
•Yaraların geç iyileşmesi
•Deride çatlaklar ile birlikte derinin incelmesi
•Çatlaklar (deri çizgileri)
•Berelenme
•Deride küçük mor/kırmızı lekeler
•Deride koyu veya açık lekelenmeler ya da deride olağandışı renkte leke artışı •Vücut ve yüz tüylerinde aşırı büyüme
•Kızarıklık, kaşıntı, kurdeşen
•Artan terleme
13
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. HİDROZON’un saklanması
HİDROZON’u çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25˚C altındaki oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.
Son kullanma tarihi ile uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra HİDROZON’u kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz HİDROZON’u kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
VEM İLAÇ San. ve Tic. A.Ş
Maslak Mahallesi AOS 55. Sokak
42 Maslak A Blok Sit. No: 2/134
Sarıyer/İSTANBUL
Üretim yeri:
VEM İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi
Karaağaç Mah. Fatih Bulv. No: 38
Kapaklı/TEKİRDAĞ
Bu kullanma talimatı …/…/… tarihinde onaylanmıştır.
14
✂————————————————————————————————————–
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR
Pozoloji /uygulama sıklığı ve süresi:
HİDROZON, intravenöz enjeksiyon, intravenöz infüzyon veya intramüsküler enjeksiyonla uygulanabilir. İntravenöz enjeksiyon acil durumlarda ilk tercih edilen yoldur.
İlk acil periyodu takiben, uzun- bir etki yaratmak amacıyla enjeksiyonluk veya oral preparat verilmesine dikkat edilmelidir.
Genellikle durumun şiddetine bağlı olarak 1-10 dakikalık bir süre içinde intravenöz enjeksiyonla uygulanan doz, 100 mg – 500 mg arasında değişmektedir. Bu doz hastanın yanıtı ve klinik durumuna göre 2, 4 veya 6 saat aralıklarla tekrar edilebilir.
Genel olarak yüksek dozlu kortikosteroid tedavisine sadece hastanın durumu stabilize oluncaya kadar devam edilmelidir ve bu süre genellikle 48-72 saati geçmemelidir.
24-48 saatten fazla hidrokortizonla tedaviye devam edilirse hipernatremi oluşabilir, bu nedenle HİDROZON yerine çok az veya hiç sodyum retansiyonu oluşturmayan metil prednizolon sodyum süksinat gibi bir kortikosteroid tercih edilmelidir.
Hidrokortizonun yüksek dozuyla ilişkili yan etkiler bulunmasına rağmen, kısa süreli kortikosteroid tedavisinde de nadiren peptik ülser oluşabilir. Profilaktik antiasit tedavisi etkili olabilir.
Kortikosteroid tedavisinden sonra aşırı strese maruz kalan hastalar adrenokortikal yetmezlik semptomları ve belirtileri için yakından takip edilmelidir.
Yaşlı hastalar:
HİDROZON öncelikle akut olarak, küçük dozlarda ve mümkün olan en kısa süre ile kullanılmalıdır.
Yaşlılarda dozda bir değişiklik yapılmasını gerektirecek bir bilgi yoktur. Ancak, yaşlılarda kortikosteroidlerin yaygın yan etkilerinin daha ciddi sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurularak yaşlı hastaların tedavisi planlanmalı ve yakın klinik gözetim yapılmalıdır (Bkz. KÜB Bölüm 4.4).
15
Pediyatrik popülasyon:
Bebekler ve çocuklar için doz azaltılabilir, doz daha çok durumun ciddiyetine, hastanın verdiği cevaba, yaşına veya vücut ağırlığına bağlıdır, ancak günlük doz 25 mg’dan az olmamalıdır (Bkz. KÜB Bölüm 4.4).
Prematüre doğan bebeklerde hidrokortizon uygulamasından sonra hipertrofik kardiyomiyopati bildirilmiştir, bu nedenle uygun tanısal değerlendirme ile kardiyak yapı ve fonksiyon takibi yapılmalıdır.
Uygulama şekli:
HİDROZON, intravenöz enjeksiyon, intravenöz infüzyon veya intramüsküler enjeksiyonla uygulanabilir. Bu ilaç intratekal veya epidural kullanım için önerilmez.
Ürünün seyreltilmesine ilişkin talimatlar:
•İntravenöz veya intramüsküler aseptik enjeksiyonluk çözeltiyi hazırlamak için bir flakon içeriğine en fazla 2 ml steril enjeksiyonluk su (çözücü ampul içeriği) ilave edilir, çalkalanır ve kullanmak için çekilir.
•İntravenöz infüzyon için; önce flakona en fazla 2 ml steril enjeksiyonluk su ilave edilir, çalkalanarak liyofilize toz çözülür, bu çözelti 100-1000 ml (en az 100 ml), su içinde %5 dekstroz (Eğer hastada sodyum kısıtlaması yoksa izotonik sodyum klorür solüsyonu veya izotonik sodyum klorür solüsyonu içinde %5 dekstroz) içine ilave edilir.
Belirtilen şekilde sulandırıldığında çözeltinin pH’sı 7 – 8’dir.
Raf ömrü
36 ay.
Flakon içeriği çözücüsü (enjeksiyonluk su) ile sulandırıldıktan sonra, hemen kullanılmalıdır, kullanılmayan kısım atılmalıdır.
Saklamaya yönelik özel uyarılar
25˚C altındaki oda sıcaklığında ambalajında saklayınız.
Kısa Ürün Bilgisi“nde yer alan “Bölüm 4.2. Pozoloji ve Uygulama Şekli” kısmında belirtilenlerden başka seyrelticiler tavsiye edilmez. Sulandırılan flakon içeriği kullanılmadan önce partiküler madde ve renk değişikliği açısından gözle kontrol edilmelidir.
16
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
HİDROZON 100 mg İ.M./İ.V enjeksiyon/İ.V. infüzyon için liyofilize toz içeren flakon + çözücü ampul
Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir flakon, 100 mg hidrokortizona eşdeğer 141 mg tamponlanmış hidrokortizon sodyum süksinat içerir.
Çözücü ampul; 2 ml enjeksiyonluk su içerir.
Yardımcı madde(ler):
Yardımcı madde bulunmamaktadır.
3. FARMASÖTİK FORM
İ.M./İ.V enjeksiyon/İ.V. infüzyon için liyofilize toz içeren flakon + çözücü ampul Beyaz, hemen hemen beyaz liyofilize toz
4. KLİNİK ÖZELLİKLERİ
4.1. Terapötik endikasyonlar
HİDROZON hızlı ve yoğun kortikosteroid etkisinin gerekli olduğu aşağıdaki durumlarda kullanılır:
Endokrin hastalıkları: Primer veya sekonder adrenokortikal yetmezlik,
Kollajen doku hastalıkları: Sistemik lupus eritematozus,
Deri hastalıkları: Şiddetli eritema multiforme (Stevens-Johnson sendromu),
Alerjik reaksiyonlar: Bronşiyal astım, anaflaktik reaksiyonlar,
Sindirim sistemi hastalıkları: Ülseratif kolit, Crohn hastalığı,
Solunum Sistemi Hastalıkları: Mide içeriğininaspirasyonu,
Tıbbi acil durumlar: Adrenokortikal yetmezliğe sekonder şok tedavisinde veya adrenokortikal yetmezlik mevcut olduğunda konvansiyonel tedaviye yanıt vermeyen şok tedavisinde kullanılır.
1
4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji /uygulama sıklığı ve süresi:
İntravenöz enjeksiyon acil durumlarda ilk tercih edilen yoldur. İlk acil periyodu takiben, uzun etkili enjeksiyonluk ilaç veya oral preparat verilmesine dikkat edilmelidir.
Genellikle durumun şiddetine bağlı olarak 1-10 dakikalık bir süre içinde intravenöz enjeksiyonla uygulanan doz, 100 mg – 500 mg arasında değişmektedir. Bu doz hastanın yanıtı ve klinik durumuna göre 2, 4 veya 6 saat aralıklarla tekrar edilebilir.
Genel olarak yüksek dozlu kortikosteroid tedavisine sadece hastanın durumu stabilize oluncaya kadar devam edilmelidir ve bu süre genellikle 48-72 saati geçmemelidir.
HİDROZON ile 48-72 saatten fazla tedaviye devam edilirse hipernatremi oluşabilir, bu nedenle HİDROZON yerine çok az veya hiç sodyum retansiyonu oluşturmayan metil prednizolon sodyum süksinat gibi bir kortikosteroid tercih edilmelidir.
HİDROZON’un yüksek dozuyla ilişkili yan etkiler bulunmasına rağmen, kısa süreli kortikosteroid tedavisinde de nadiren peptik ülser oluşabilir. Profilaktik antiasit tedavisi etkili olabilir.
Kortikosteroid tedavisinden sonra aşırı strese maruz kalan hastalar adrenokortikal yetmezlik semptomları ve belirtileri için yakından takip edilmelidir.
Uygulama şekli:
HİDROZON, intravenöz enjeksiyon, intravenöz infüzyon veya intramüsküler enjeksiyonla uygulanabilir.
Ürünün seyreltilmesine ilişkin talimatlar:
•İntravenöz veya intramüsküler enjeksiyonluk çözeltiyi aseptik olarak hazırlamak için bir flakon içeriğine en fazla 2 ml steril enjeksiyonluk su (çözücü ampul içeriği) ilave edilir, çalkalanır ve kullanmak için şırıngaya çekilir.
•İntravenöz infüzyon için; önce flakona en fazla 2 ml steril enjeksiyonluk su ilave edilir, çalkalanarak liyofilize toz çözülür. Bu çözelti, 100-1000 ml (en az 100 ml), su içinde %5 dekstroz (Eğer hastada sodyum kısıtlaması yoksa izotonik sodyum klorür solüsyonu veya izotonik sodyum klorür solüsyonu içinde %5 dekstroz) içine ilave edilir.
Belirtilen şekilde sulandırıldığında çözeltinin pH’sı 7 – 8’dir.
Bu ilaç intratekal veya epidural kullanım için önerilmez.
2
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer hastalığı olan hastalarda, etki artabilir (Bkz. Bölüm 4.4) ve dozun azaltılarak uygulanması düşünülebilir.
Böbrek yetmezliği:
HİDROZON böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
HİDROZON öncelikle akut olarak, küçük dozlarda ve mümkün olan en kısa süre ile kullanılmalıdır.
Yaşlılarda dozda bir değişiklik yapılmasını gerektirecek bir bilgi yoktur. Ancak, yaşlılarda kortikosteroidlerin yaygın yan etkilerinin daha ciddi sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurularak yaşlı hastaların tedavisi planlanmalı ve yakın klinik gözetim yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Pediyatrik popülasyon:
Bebekler ve çocuklar için doz azaltılabilir, doz daha çok durumun ciddiyetine, hastanın verdiği cevaba, yaşına veya vücut ağırlığına bağlıdır, ancak günlük doz 25 mg’dan az olmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
4.3. Kontrendikasyonlar
HİDROZON aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
– Hidrokortizona veya formülasyonunda bulunan herhangi bir bileşene (Bkz. Bölüm 6.1) karşı bilinen aşırı duyarlılığı olanlarda,
– Spesifik anti-infektif tedavisi olmayan sistemik mantar enfeksiyonlarında,
–
İmmunosupresif dozda kortikosteroid alan hastalarda canlı veya zayıflatılmış canlı aşıların uygulanması kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Uyarılar ve önlemler:
Kullanma talimatını hastanın okuması sağlanmalıdır.
3
En kısa sürede en düşük etkili doz kullanımı ile istenmeyen etkiler minimuma indirilebilir. Hastalığın aktivitesine karşı uygun dozu titre etmek için hastanın sık sık incelenmesi gereklidir (Bkz. Bölüm 4.2).
Uzun süreli tedavi sırasında adrenal kortikal atrofi gelişir ve tedavi kesildikten sonra aylarca sürebilir. 3 haftadan daha fazla sürede sistemik kortikosteroidin fizyolojik dozundan (yaklaşık 30 mg hidrokortizon) daha fazlasını almış hastalarda ilacın geri çekilmesi ani olmamalıdır. Doz azaltılmasının nasıl uygulanacağı, büyük ölçüde sistemik kortikosteroid dozunun düşürülmesi sonucunda hastalığın tekrar nüksedip nüksetmemesine dayanır.
Hastalık aktivitesinin klinik değerlendirmesi, ilacın geri çekilmesi esnasında gerekli olabilir. Eğer kortikosterodin geri çekilmesinde hastalığın nüksetme ihtimali yoksa fakat HPA baskılanması hakkında belirsizlik varsa, sistemik kortikosteroidin dozu hızla fizyolojik doza azaltılabilir. Hidrokortizonun 30 mg olan bir günlük dozuna ulaşıldığında, doz azalımı HPA-ekseninin iyileştirilmesine izin vermek için yavaş olmalıdır.
3 haftaya kadar devam eden sistemik kortikosteroid tedavisinin birdenbire kesilmesi, eğer hastalığın nüks etme ihtimali mümkün görünmüyor ise uygundur. 3 hafta süreyle 160 mg’a kadar hidrokortizon dozlarının birdenbire kesilmesinin, hastaların büyük çoğunluğunda klinik olarak anlamlı HPA-ekseni supresyonuna yol açması olası değildir.
Aşağıdaki hasta gruplarında, 3 hafta veya daha az süreli kürlerden sonra dahi sistemik kortikosteroid tedavisinin kademeli olarak geri çekilmesi gerektiği dikkate alınmalıdır: •Sistemik kortikosteroidlerin tekrarlanan kürlerini özellikle 3 haftadan fazla almış hastalar, •Uzun süreli tedavinin (aylar veya yıllarca) kesilmesinden sonra bir yıl içinde kısa bir kür reçete edildiğinde,
•Eksojen kortikosteroid tedavisinden başka, adrenokortikal yetmezliği olabilen hastalar, •160 mg hidrokortizondan daha fazla sistemik kortikosteroid dozunu alan hastalar, •Akşamları tekrarlayan dozları alan hastalar.
Hastalar, riski en aza indirmek için gereken önlemlerin alınması konusunda, hekim, ilaç, doz ve tedavi süresi ile ilgili detaylı bilgi içeren “Steroid Tedavisi” kartını taşımalıdır.
4
İmmünosupresan etkiler/Enfeksiyonlara karşı artmış duyarlılık:
Kortikosteroidler enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir ve bunların kullanımı sırasında yeni enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Enflamatuvar yanıtın ve bağışıklık fonksiyonunun baskılanması, mantar, viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yatkınlığı ve onların şiddetini artırır. Klinik görünüm genellikle atipik olabilir ve tanımlanmasından önce ileri bir safhaya ulaşmış olabilir.
Canlı veya canlı, zayıflatılmış aşıların uygulanması, immünosüpresif dozda kortikosteroid alan hastalarda kontrendikedir. Öldürülmüş veya inaktive edilmiş aşılar, immünosüpresif dozda kortikosteroid alan hastalara uygulanabilir; ancak, bu aşılara verilen cevabı azaltabilir. İmmün baskılayıcı olmayan kortikosteroid dozu alan hastalarda belirtilen immünizasyon prosedürleri denenebilir.
İmmün sistemini baskılayan ilaçlar kullanan kişiler, enfeksiyonlara karşı sağlıklı bireylere göre daha yatkındır. Örneğin suçiçeği ve kızamık, bağışıklığı olmayan çocuklarda veya kortikosteroid kullanan yetişkinlerde daha ciddi hatta ölümcül seyredebilir. Normalde hafif bir hastalık olmasına karşın, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda ölümcül olabileceğinden suçiçeği ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Suçiçeği ile ilgili kesin bir öyküsü olmayan hastalara (ya da çocukların ebeveynlerine), suçiçeği veya zona geçirenlerle yakın kişisel teması önlemek ve maruz kalma halinde ise acil tıbbi müdahale için başvuruda bulunmalarının gerektiği konusunda uyarıda bulunulmalıdır. Varicella/zoster immunoglobin (VZIG) ile pasif bağışıklık, sistemik kortikosteroid alan veya önceki 3 ay içinde kullanmış olan bağışıklığı olmayan hastalarda gereklidir; suçiçeğine maruz kaldıktan sonra 10 gün içerisinde uygulanmalıdır. Eğer suçiçeği tanısı doğrulanırsa, hastalığın özel bakımı ve acil tedavisi garanti edilmelidir. Kortikosteroidler kesilmemelidir ve doz arttırılması gerekebilir.
Kızamığa maruz kalmadan kaçınılmalıdır. Maruziyet oluşması durumunda, derhal tıbbi yardım alınmalıdır. Normal intramüsküler immünoglobulin ile profilaksi (önlem) gerekli olabilir.
HİDROZON’un aktif tüberkülozda kullanımı sınırlı olmalıdır. Kortrikosteroid, fulminan veya dissemine tüberküloz gibi durumlarda hastalığın yönetimi için uygun anti tüberküloz tedavisi ile birlikte kullanılmıştır. Eğer kortikosteroidler latent tüberkülozlu veya tüberkülin reaktivitesi olan hastalarda endike ise hastalığın reaktivasyonu olabileceğinden yakın gözlem
5
gereklidir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi esnasında, bu hastalara kemoprofilaksi yapılmalıdır.
Alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Parenteral hidrokortizon tedavisi sonrası nadiren cilt reaksiyonları ve anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. İlacı kullanan doktorlar böyle bir olasılık için hazırlıklı olmalıdırlar. Özellikle hastanın ilaç alerjisi varsa, uygulamadan önce uygun önleyici tedbirler alınmalıdır.
Digoksin gibi kardiyoaktif ilaçlar alan hastalarda steroidin indüklediği elektrolit bozuklukları/potasyum kaybı olabileceğinden dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8).
Tedavi takibinin kesilmesinden sonra geri dönüşümlü olabilecek hepatobiliyer bozukluklar bildirilmiştir. Karaciğer hastalarında hidrokortizonun metabolizması ve eliminasyonu önemli ölçüde azaldığından, hidrokortizonun etkisi bu hastalarda artabilir.
Oküler etkiler:
Kortikosteroidler, oküler herpes simpleks’i olan hastalarda korneal perforasyon korkusu nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
Uzun süre kortikosteroid kullanımı posterior subkapsüler kataraktlar ve nükleer kataraktlar (özellikle çocuklarda), egzoftalmi veya artmış göz içi basıncına neden olabilir, bu da optik sinirlerde olası hasara yol açabilecek glokom ile sonuçlanabilir. Gözde sekonder mantar ve viral enfeksiyonlarının oluşumu, glukokortikoid alan hastalarda ayrıca artabilir.
Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımı ile görme bozukluğu rapor edilebilir. Eğer bir hasta bulanık görme veya başka görme bozuklukları gibi semptomlar gösterirse, hasta katarakt, glokom veya kullanımdan sonra bildirilen santral seröz korioretinopati gibi nadir görülen hastalıkları içerebilecek olası nedenlerin değerlendirilmesi için bir göz doktoruna başvurmalıdır. Santral seröz koryoretinopati, retina yırtılmasına yol açabilir.
İntratekal/epidural uygulama yollarıyla ilişkili olarak ciddi tıbbi olaylar bildirilmiştir. Kortikosteroid kullanan hastalarda, tipik olarak yüksek dozlarda uzun süreli kullanımda epidural lipomatoz rapor edilmiştir.
Venöz tromboemboliyi içeren trombozun kortikosteroidlerle oluştuğu bildirilmiştir. Sonuç olarak, kortikosteroidler, tromboembolik bozukluklara yatkın veya ön planda olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
6
Septik şokta kortikosteroidlerin rolü hem yararlı hem de zararlı etkileri bildiren erken çalışmalarla belirlenmelidir. Daha yakın zamanlarda, tamamlayıcı kortikosteroidlerin, adrenal yetmezlik gösteren septik şoklu hastalarda yararlı olduğu öne sürülmüştür. Ancak septik şokta rutin kullanımları önerilmez. Kısa süreli, yüksek doz kortikosteroidlerin sistematik bir incelemesi, kullanımını desteklememiştir. Bununla birlikte, meta-analizler ve bir inceleme, daha uzun süreli (5-11 gün) düşük doz kortikosteroidlerin, özellikle vazopressör bağımlı septik şoklu hastalarda ölüm oranını azaltabileceğini göstermektedir.
Endokrin etkileri:
Olağandışı strese maruz kalan kortikosteroid tedavisi alan hastalarda, stresli durumdan önce, stresli durum sırasında ve sonrasında hızlı etkili kortikosteroid dozunun arttığı belirtilmektedir. Uzun süreler boyunca uygulanan farmakolojik kortikosteroid dozu, hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) supresyona (sekonder adrenokortikal yetmezlik) neden olabilir. Oluşan adrenokortikal yetmezliğin derecesi ve süresi hastalar arasında değişkendir ve doz, sıklık, uygulama süresi ve glukokortikoid tedavisinin süresine bağlıdır. Ek olarak, glukokortikoidler aniden çekildiğinde ölümcül sonuçlara yol açan akut adrenal yetmezlik oluşabilir. Bu nedenle ilaca bağlı ikincil adrenokortikal yetmezlik, dozajın kademeli olarak azaltılmasıyla en aza indirilebilir. Bu tür göreceli yetersizlik, tedavinin kesilmesinden sonra aylarca sürebilir; bu nedenle, bu dönemde meydana gelen herhangi bir stres durumunda, hormon tedavisi yeniden başlatılmalıdır. Adrenokortikal yetmezlikle ilişkili olmayan bir steroid “yoksunluk sendromu” da glukokortikoidlerin aniden kesilmesinin ardından ortaya çıkabilir. Bu sendrom, anoreksi, bulantı, kusma, uyuşukluk, baş ağrısı, ateş, eklem ağrısı, deskuamasyon, miyalji, kilo kaybı ve/veya hipotansiyon gibi semptomları içerir. Bu etkilerin düşük kortikosteroid seviyelerinden ziyade glukokortikoid konsantrasyonundaki ani değişimden kaynaklandığı düşünülmektedir. Glukokortikoidler, Cushing sendromunu oluşturabileceğinden veya şiddetlendirebileceğinden, Cushing hastalığı olan hastalarda glukokortikoidlerden kaçınılmalıdır. Hipotiroidizm hastalarında kortikosteroidlerin etkisi artmıştır.
Kardiyak etkileri:
Glukokortikoidlerin dislipidemi ve hipertansiyon gibi kardiyovasküler sistem üzerindeki advers etkileri, yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımlarda, mevcut kardiyovasküler risk faktörleri olan tedavi edilmiş hastalarda ek kardiyovasküler etkilere neden olabilir. Buna göre, bu hastalarda kortikosteroidler titizlikle kullanılmalı ve gerektiğinde risk modifikasyonuna ve
7
ek kardiyak izlemeye dikkat edilmelidir. Düşük dozda tedavi, kortikosteroid tedavisinde komplikasyon insidansını azaltabilir. Sistemik kortikosteroidler konjestif kalp yetmezliği durumlarında dikkatli kullanılmalı ve sadece kesinlikle gerekliyse kullanılmalıdır.
Özel önlemler:
Sistemik kortikosteroid kullanımı göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki koşullardaki hastalarda özellikle dikkat etmek gerekir ve hasta sıklıkla izlenmelidir:
1.Osteoporoz genellikle uzun süreli kullanım ve yüksek doz glukokortikoidler ile ilişkilidir.
Osteoporoz hastalarında kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır (postmenopozal kadınlar özellikle risk altındadır).
2.Hipertansiyon
3.Şu an veya geçmişte mevcut olan ciddi affektif bozukluk öyküsü (özellikle önceki steroid psikozu)
4.Hidrokortizon dahil kortikosteroidler kan glukozunu artırabilir, önceden var olan diyabetleri kötüleştirebilir ve uzun süreli kortikosteroid tedavisindekileri (veya ailede diyabet öyküsü) diabetes mellitus hastalığına yatkınlaştırabilir.
5.Tüberküloz geçmişi
6.Glokom (veya ailede glokom öyküsü)
7.Kortikosteroid kaynaklı miyopati geçmişi
8.Karaciğer yetmezliği veya siroz
9.Kortikosteroidler böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
10.Epilepsi
11.Peptik ülserasyon
12.Yeni intestinal anastomozlar
13.Tromboflebite yatkınlık
14.Abse veya diğer piyojenik enfeksiyonlar
15.Ülseratif kolit
16.Divertikül
17.Myastenia gravis
18.Yakın zamanda geçirilmiş miyokard infarktüsü (miyokard rüptürü bildirilmiştir)
19.Kaposi sarkomu, kortikosteroid tedavisi alan hastalarda meydana geldiği bildirilmiştir. Kortikosteroidlerin kesilmesi klinik remisyona neden olabilir.
8
20.Sistemik kortikosteroidlerin uygulanmasından sonra ölümcül olabilen feokromositoma krizi bildirilmiştir. Kortikosteroidler, yalnızca uygun bir risk/fayda değerlendirmesinden sonra feokromositoma şüphesi olan veya teşhis konan hastalara uygulanmalıdır.
21.Araştırmalar
Hidrokortizon kan basıncının yükselmesine, tuz ve su tutulmasına ve potasyum atılımının artmasına neden olabilir. Tuz diyeti ve potasyum takviyesi gerekli olabilir. Bütün kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırır.
22.Psikiyatrik etkiler
Hastalar ve/veya bakıcıları, sistemik steroidler ile potansiyel olarak ciddi psikiyatrik advers reaksiyonların olabileceği konusunda uyarılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8). Belirtiler genellikle tedaviye başladıktan sonra birkaç gün veya hafta içinde ortaya çıkar. Riskler, yüksek dozlarda/sistemik maruziyet ile daha yüksek olabilir ki bu durum yan etki riskini arttırabilir (Bkz. Bölüm 4.5). Buna rağmen uygulanan doz seviyeleri; yan etkilerin türü, ciddiyeti ve süresinin öngörülebilmesine izin vermez.
Yan etkiler için spesifik tedavi gerekli olabilir, ancak çoğu reaksiyon, dozun azaltılması ya da geri çekilmesi ile ortadan kalkar. Kaygı verici psikolojik belirtiler ortaya çıkarsa, özellikle de depresif ruh hali ya da intihar düşüncesinden şüphelenilirse hastaların/hasta bakıcılarının doktora başvurmaları gerektiği konusunda uyarılmaları gereklidir. Bu tür reaksiyonlar nadiren bildirilmiş olmasına rağmen, sistemik steroidlerin azaltılarak ve/veya geri çekilmesi esnasında veya hemen sonra olası psikiyatrik rahatsızlıklar için hastalar ve/veya bakıcıları dikkatli olmalıdır. Kendilerinde veya birinci derece akrabalarında halen mevcut olan veya daha önceden ciddi duygusal bozukluk geçmişi olan hastalarda sistemik kortikosteroidlerin kullanımına özellikle dikkat etmek gereklidir. Bu durum, ciddi duygusal bozukluk, depresif veya manik-depresif hastalık ve bir önceki steroid psikozu içerebilir.
23. Gastrointestinal etki
Yüksek doz kortikosteroidler akut pankreatite neden olabilir. Tedavi sırasında karşılaşılan peptik ülserlerden kortikosteroidlerin kendi başlarına sorumlu olup olmadıkları konusunda uluslararası net bir karar yoktur; bununla birlikte, glukokortikoid tedavisi, peptik ülser semptomlarını maskeleyebilir, böylece delinme veya kanama önemli bir ağrı olmadan gerçekleşebilir. Glukokortikoid tedavisi peritoniti veya perforasyon, tıkanma veya pankreatit gibi gastrointestinal bozukluklarla ilişkili diğer belirti veya semptomları
maskeleyebilir.
birlikte,
gastrointestinal ülser gelişme riski artar.
9
24.Diğer
Glukokortikoidlerle tedavinin komplikasyonları dozun büyüklüğüne ve tedavi süresine bağlı olduğundan, her bir durumda günlük veya aralıklı tedavinin kullanılıp kullanılmayacağına ile ilgili olarak tedavinin dozu ve süresine ilişkin bir risk/fayda kararı verilmelidir.
En düşük muhtemel kortikosteroid dozu, tedavi altındaki durumu kontrol etmek için kullanılmalı ve dozajda azalma mümkün olduğunda, azaltma kademeli yapılmalıdır. Kobikistat içeren ürünler de dahil olmak üzere CYP3A inhibitörleri ile birlikte eş zamanlı tedavinin sistemik yan etki riskini arttırması beklenir. Yararı, sistemik kortikosteroid yan etkileri riskinden ağır basmadıkça kombinasyondan kaçınılmalıdır, bu durumda hastalar sistemik kortikosteroid yan etkileri açısından izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.5).
Aspirin ve nonsteroidal anti-enflamatuar ajanlar, kortikosteroidlerle birlikte dikkatlice kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).
Kortikosteroidler, nöbet bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Çocuklarda kullanımı:
Kortikosteroidler, bebekler, çocukluk ve ergenlik döneminde geriye dönüşü olmayan büyüme geriliğine neden olabilir. Tedavi mümkün olan en kısa sürede minimum doz ile sınırlı olmalıdır. Steroid kullanımı çok ciddi endikasyonlar için sınırlı tutulmalıdır. Uzun süreli kortikosteroid tedavisinde bebeklerin ve çocukların büyüme ve gelişmeleri dikkatlice gözlenmelidir. Uzun süreli, günlük bölünmüş doz glukokortikoid tedavisi alan çocuklarda
endikasyonlarla
sınırlandırılmalıdır. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi alan bebekler ve çocuklar, kafa içi basıncının artması nedeniyle özel risk altındadır. Çocuklarda yüksek doz kortikosteroidler pankreatite neden olabilir.
Prematüre doğan bebeklerde hidrokortizon uygulamasından sonra hipertrofik kardiyomiyopati bildirilmiştir, bu nedenle uygun tanısal değerlendirme ile kardiyak yapı ve fonksiyon takibi yapılmalıdır.
Yaşlılarda kullanımı:
Sistemik kortikosteroidlerin sık görülen yan etkileri olan osteoporoz, hipertansiyon, hipokalemi, diyabet, enfeksiyona yatkınlık ve cildin incelmesi, yaşlılarda daha ciddi biçimde sonuçlanabilir. Yaşamı tehdit eden reaksiyonları önlemek için yakın klinik gözetim gereklidir.
10
Kortikosteroidler kafa travması veya inme tedavisi için kullanılmamalıdır, çünkü yararının olmamasının yanı sıra zararları da olabilir. Travmatik beyin hasarı için çok merkezli bir çalışmada, plaseboya kıyasla metilprednizolon sodyum süksinat verilen hastalarda yaralanmadan 2 hafta ve 6 ay sonra artan bir mortalite ortaya çıkmıştır. Metilprednizolon sodyum süksinat tedavisi ile bir ilişki kurulmamıştır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
1.Hidrokortizon 11β-hidroksiteroid dehidrojenaz tip 2 (11β-HSD2) ve sitokrom P450(CYP)3A4 enzimi ile metabolize olur. CYP3A4 enzimi steroidlerin 6β- hidroksilasyonunu, hem endojen hem de sentetik steroidlerin Faz I metabolik basamağını
katalizler.
inhibisyonuyla
glukokortikoid metabolizmasını değiştiren birçok diğer bileşik de CYP3A4’ün ayrıca substratlarıdır.
hidrokortizon
konsantrasyonlarını artırabilir. Bir CYP3A4 inhibitörü (ör. ketokonazol, itrakonazol, klaritromisin ve greyfurt suyu) varlığında, steroid toksisitesinden kaçınılması için hidrokortizon dozu azaltılabilir.
hidrokortizon
konsantrasyonlarını düşürebilir. Bir CYP3A4 indükleyicisi (ör. rifampin, karbamazepin, fenobarbital ve fenitoin) varlığında, hidrokortizon dozu beklenen cevaba ulaşması için artırılabilir.
4.CYP3A4 substratları: Başka bir CYP3A4 substratı varlığında, hidrokortizonun hepatik klirensi etkilenebilir, uygun doz ayarlamaları gerekebilir. İlacın tek başına kullanımına bağlı advers olayların oluşması eş zamanlı kullanımına bağlı oluşmasından daha olası olabilir.
5.CYP3A4 kaynaklı olmayan etkiler: Hidrokortizon ile oluşan diğer etkileşimler ve etkiler aşağıdaki Tablo 1’de tanımlanmıştır.
Tablo 1 en sık görülen ve/veya klinik açıdan anlamlı hidrokortizon ilaç etkileşimlerinin veya etkilerinin tanımlarını sağlar.
Tablo 1. Hidrokortizon ile önemli ilaç veya etkin madde etkileşimleri/etkileri
İlaç sınıfı veya türü
– İLAÇ veya ETKİN MADDE
Etkileşim/Etki
Antibakteriyel
CYP3A4 inhibitörü
11
– İZONİYAZİD
Antibiyotik, Antitüberküloz – RİFAMPİN
CYP3A4 indükleyicisi
Antikoagülanlar (oral)
Kortikosteroidlerin oral antikoagülanlar üzerindeki etkileri değişkendir. Antikoagülanların azalmış etkileri yanında kortikosteroidlerle birlikte verildiğinde artmış etki bildirimleri de bulunmaktadır. Bu sebeple, istenen antikoagülan etkilerinin sağlanması için koagülasyon belirtileri izlenmelidir.
Antikonvülsan
– KARBAMAZEPİN
CYP3A4 indükleyicisi (ve substratı)
Antikonvülsanlar
– FENOBARBİTAL – FENİTOİN
CYP3A4 indükleyicileri
Antikolinerjikler
– NÖROMUSKÜLER BLOKERLER
Kortikosteroidler
etkilerini
değiştirebilir.
1) Yüksek dozlarda kortikosteroid ve nöromusküler bloker ilaçlar gibi (ilave bilgi için bkz. Bölüm 4.4) antikolinerjiklerin eşzamanlı kullanımı ile ilgili bir akut miyopati bildirilmiştir.
2) Kortikosteroid kullanan hastalarda panküronyum ve veküronyumun nöromusküler bloklama etkilerinin antagonizmi bildirilmiştir. Bu etkileşim tüm rakip nöromusküler blokerlerda beklenebilir.
Antikolinesterazlar
gravis
üzerindeki etkilerini azaltabilir.
Antidiyabetikler
Kortikosteroidlerin kan glikoz konsantrasyonlarını artırdığından, antidiyabetik ajanların doz ayarlamaları gereklidir.
Antiemetikler
– APREPİTANT
– FOSAPREPİTANT
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
Antifungaller
– ITRAKONAZOL – KETOKONAZOL
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
Antiviraller
– HIV-PROTEAZ İNHİBİTÖRLERİ
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
1)İndinavir ve ritonavir gibi proteaz inhibitörleri,
kortikosteroidlerin
konsantrasyonlarını
artırabilir.
2)Kortikosteroidler HIV-proteaz inhibitörlerinin
metabolizmasını indükleyerek, plazma
konsantrasyonlarının azalmasına neden olabilir.
Farmakokinetik Güçlendirici
CYP3A4 inhibitörleri
12
– KOBİSTAT
Aromataz İnhibitörleri
– AMİNOGLUTETİMİD
Aminoglutetimid-indükleyici
supresyon
uzatılmış glukokortikoid tedavisinden kaynaklanan
endokrin değişikliklerini şiddetlendirebilir.
Kalsiyum Kanal Blokeri – Diltiazem
CYP3A4 inhibitörü (ve substrat)
Kardiyak Glikozitler – DİGOKSİN
Kortikosteroidlerin kardiyak glikozitlerle eş zamanlı
kullanımı aritmi veya hipokalemiye bağlı dijital
toksisite olasılıklarını artırır. Bu ilaç tedavisi
kombinasyonunu kullanan tüm hastalarda serum
elektrolit tayinleri, özellikle potasyum seviyeleri
yakından izlenmelidir.
Kontraseptifler (Oral)
– ETİNİLESTRADİOL/ NORETİNDRON
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
Östrojenler (östrojen içeren oral kontraseptifler dahil)
CYP3A4 inhibitörü (ve substrat)
Östrojenler, transkortin konsantrasyonunu artırarak ve böylece metabolize edilecek hidrokortizon miktarını azaltarak hidrokortizonun etkilerini kuvvetlendirebilir. Hidrokortizonun doz ayarı, östrojenlerin kararlı bir dozaj rejimine eklenmesi veya çıkarılması durumunda gerekli olabilir.
GREYFURT SUYU
CYP3A4 inhibitörü
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
Hem siklosporin hem de kortikosteroidlerin aktiviteleri eşzamanlı kullanımlarında artabilir. Bu eş zamanlı kullanımla ilgili konvülsiyonlar bildirilmiştir.
İmmünosupresan
– SİKLOFOSFAMİD – TAKROLİMUS
CYP3A4 substratları
Makrolid Antibakteriyel – KLARİTROMİSİN
– ERİTROMİSİN
CYP3A4 inhibitörleri (ve substratları)
CYP3A4 inhibitörü
NSAİİ
Olmayan
Antiinflammatuvar İlaçlar)
–
ASPİRİN
(Asetilsalisilik asit)
1) Kortikosteroidler NSAİİ’lerle birlikte verildiğinde gastrointestinal kanama ve ülserasyon vakalarında artış olabilir.
2) Kortikosteroidler azalan salisilat serum seviyelerine
klirensini
artırabilir. Kortikosteroid tedavisine devam edilmemesi salisilat toksisitesi riskini artıran artan salisilat serum seviyelerine yol açabilir.
13
Potasyum Tüketen Ajanlar
Kortikosteroidler potasyum tüketen ajanlarla (ör. diüretikler) birlikte kullanıldığında, hastalar hipokalemi
gelişmesi
izlenmelidir.
Kortikosteroidlerin amfoterisin B, ksantinler veya beta 2 agonistleri ile birlikte kullanımında da ayrıca hipokalemi riski artmaktadır. Amfoterisin B ve
kardiyak
genişlemesi ve konjestif kalp yetmezliği ile seyreden vakalar bildirilmiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon) uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Hidrokortizonun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. HİDROZON gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Kortikosteroidlerin plasentaya geçme özelliği, bireysel ilaçlar arasında değişkendir ancak, hidrokortizon kolayca plasentaya geçer.
Kortikosteroidlerin gebe hayvanlara uygulanması damak yarığı, rahim içi gelişme geriliği ve beynin büyüme ve gelişiminin etkilenmesi gibi fetal gelişim anomalilerine sebebiyet verebilir. İnsanlarda damak yarığı gibi konjenital anomalilerin oluşumunun kortikosteroid kullanımı sonucunda arttığına dair bir kanıt yoktur, bununla birlikte kortikosteroidlerin gebelik
14
döneminde uzun bir süre veya tekrarlayan dozlarla uygulanması, rahim içi gelişme geriliği riskini artırabilir.
Doğum öncesi dönemde kortikosteroidlere maruz kalması sonucunda yeni doğanda teorik olarak böbreküstü bezi yetmezliği meydana gelebilir, fakat genellikle doğum sonrasında kendiliğinden düzelir ve bu durum klinik açıdan nadiren ciddidir. Bütün ilaçlarda olduğu gibi, kortikosteroidlerde anne ve çocuğa sağlayacağı yararın oluşabilecek riskten daha fazla olduğu durumlarda verilmelidir. Bununla birlikte, kortikosteroidler gerekli olduğunda, normal gebeliği olan hastalar, gebe değilmiş gibi tedavi edilebilir.
Bazı kortikosteroidler plasentadan kolayca geçer. Bazı retrospektif çalışmalar, kortikosteroid alan annelerden doğan bebeklerde düşük doğum ağırlık oranının arttığını göstermiştir. İnsanlarda düşük doğum ağırlığı riskinin dozla ilişkili olduğu ve düşük kortikosteroid dozları uygulanarak en aza indirilebileceği görülmektedir.
Gebelikte uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören annelerde doğan bebeklerde katarakt gözlenmiştir.
Laktasyon dönemi
Hidrokortizon ile ilgili bir veri olmamasına rağmen kortikosteroidler anne sütüne geçer. Hidrokortizon’un günlük 160 mg’a kadar olan dozlarının bebekte sistemik etkilere sebep olması pek mümkün değildir. Bu dozdan fazla alan annelerin bebekleri adrenal supresyon seviyesine sahip olabilir, fakat emzirmenin bebeğe sağlayacağı yararın oluşacak herhangi bir teorik riskten daha önemli olduğu muhtemeldir. Bu tıbbi ürün emzirme döneminde yalnızca anne ve bebeğe olan fayda-risk oranının dikkatlice değerlendirilmesinden sonra kullanılmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvan çalışmalarında kortikosteroidlerin fertiliteyi bozduğu gösterilmiştir. Kortikosteroidli sıçanlarda fertilite üzerindeki yan etkiler sadece erkeklerde gözlenmiştir ve tersine çevrilebilirdir (Bkz. Bölüm 5.3). Bu bilginin klinik açıdan anlamı belirsizdir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
olarak
değerlendirilmemiştir. Kortikosteroidler ile tedaviden sonra baygınlık, vertigo ve konvülsiyon
15
gibi yan etkiler oluşabilir. Eğer hastada bu etkiler gözlenirse, araç veya makine kullanmaması gerekir.
4.8. İstenmeyen etkiler
HİDROZON normalde kısa vadeli kullanıldığında yan etkilerin görülme olasılığı çok düşüktür, ancak kortikosteroid tedavisinde bilinen yan etkilerin oluşması mümkündür (Bkz.
Bölüm 4.4). İstenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100), seyrek (≥1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Bilinmiyor: Fırsatçı enfeksiyon
(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar
Bilinmiyor: Kaposi sarkomu (kortikosteroid tedavisi alan hastalarda ortaya çıktığı bildirilmiştir)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Lökositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Hipersensitivite, anafilaktik reaksiyon, anafilaktoid reaksiyon
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Cushingoid, hipopitüiterizm, steroid yoksunluk sendromu
GERİ ÇEKİLME SEMPTOMLARI – Uzun süreli tedaviyi takiben kortikosteroid dozunun çok hızlı bir şekilde azalması akut adrenal yetmezliğe, hipotansiyona ve ölüme neden olabilir. Bununla birlikte bu, idame tedavisinin uygulandığı endikasyonlarda kortikosteroidin kullanıldığı durumlar için daha fazla geçerlidir (Bkz. Bölüm 4.4); ateş, miyalji, artralji, burun iltihabı, konjonktivit, ağrılı kaşıntılı deri nodülleri ve kilo kaybı gibi bir “yoksunluk sendromu” da oluşabilir.
16
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Bilinmiyor: Metabolik asidoz, sodyum retansiyonu, su tutulumu, alkalozis hipokalemik, dislipidemi, bozulmuş glikoz toleransı, artan insülin gereksinimi (veya diyabetiklerde oral hipoglisemik maddeler), lipomatozis, iştah artışı, kilo artışı.
Psikiyatrik hastalıklar
Bilinmiyor: Afektif bozukluklar (Depresyon öforik ruh hali, etkilenebilirlik, uyuşturucu
delüzyonlar,
halüsinasyonlar ve şizofreni şiddetlenmesi dahil), ruhsal bozukluk, kişilik değişimi, konfüzyonal durum, anksiyete, ruh halindeki ani değişimler, anormal davranış, uyku bozuklukları, sinirlilik.
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Epidural lipomatoz, çocuklarda papilödem ile artmış intra-kranial basınç (psödotümör serebri) genellikle hidrokortizonun geri çekilmesinden sonra bildirilmiştir, iyi huylu intrakranial hipertansiyon, nöbet, amnezi, bilişsel bozukluk, baş dönmesi, baş ağrısı.
Göz hastalıkları
Bilinmiyor: Santral seröz korioretinopati, katarakt, glokom, egzoftalmi, bulanık görme (Bkz. Bölüm 4.4), optik sinirde muhtemel hasar ile artmış intra-oküler basınç, korneal veya skleral incelme, oftalmik viral veya fungal hastalıkların alevlenmesi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor: Vertigo
Kardiyak hastalıklar
Bilinmiyor: Miyokard enfarktüsü sonrası miyokard rüptürü, duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği, prematüre bebeklerde hipertropik kardiomiyopati.
Vasküler hastalıklar
Bilinmiyor: Hipertansiyon, hipotansiyon, tromboembolizm dahil tromboz.
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar Bilinmiyor: Hıçkırık, pulmoner embolizm
17
Gastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Peptik ülser (olası peptik ülser perforasyonu ve peptik ülser kanaması ile), bağırsak perforasyonu, gastrik kanama, pankreatit, özefageal ülserasyonu, özofageal kandidiyazis, karın şişliği, karın ağrısı, diyare, dispepsi, mide bulantısı.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Anjiyoödem, hirsutizm, peteşi, ekimozlar, deri atrofisi, eritem, hiperhidroz, deride damarlanma, döküntü, kaşıntı, ürtiker, akne, deri hipopigmentasyonu, telanjiyektazi, deri hiperpigmentasyonu.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: Kas zayıflığı, miyalji, miyopati, kas atrofisi, osteoporoz, osteonekroz, patolojik kırık, nöropatik atrofi, eklem ağrısı, büyüme geriliği.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Bilinmiyor: Menstruasyon düzensizliği, amenore.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Bilinmiyor: Bozulmuş iyileşme, periferal ödem, steril apse, keyifsizlik, yorgunluk, enjeksiyon bölgesi reaksiyonu.
Araştırmalar
Bilinmiyor: Azalmış karbonhidrat toleransı, azalmış kan potasyum düzeyi, artmış idrar kalsiyumu, alanin aminotransferaz artışı, aspartat aminotransferaz artışı, kan alkali fosfataz artışı, kan üre artışı, deri testlerine verilen reaksiyonların baskılanması*, kilo artışı
*Tercih edilen MedDRA terimi değil
Yaralanma ve zehirlenme
Bilinmiyor: Spinal kompresyon kırığı, tendon rüptürü (özellikle aşil tendonu)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers
18
reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
HİDROZON ile akut doz aşımında herhangi bir klinik sendrom yoktur. Hidrokortizon diyaliz edilebilir. Doz aşımı durumunda, spesifik bir antidot yoktur; tedavi destekleyici ve semptomatiktir.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik Grup: Glukokortikoidler
ATC kodu: H02AB09
Doğal olarak oluşan ve sentetik olan glukokortikoidler, adrenokortikal steroidlerdir.
Aynı zamanda, tuz tutma özelliklerine sahip olan doğal olarak ortaya çıkan glukokortikoidler (hidrokortizon ve kortizon), adrenokortikal eksiklik durumlarında replasman tedavisi olarak
bozukluklarda
antienflamatuar etkileri için kullanılır.
Hidrokortizon sodyum süksinat, hidrokortizon ile aynı metabolik ve anti-inflamatuar etkilere sahiptir. Parenteral olarak ve eş molar miktarlarda verildiğinde, iki bileşik biyolojik aktivitede eşdeğerdir. Suda çözünür hidrokortizonun sodyum süksinat esteri, az miktarda bir seyrelticideki yüksek doz hidrokortizonun intravenöz uygulanmasına izin verir ve özellikle yüksek kan seviyelerinde hidrokortizonun hızlı bir şekilde gerekli olduğu durumlarda faydalıdır. İntravenöz hidrokortizon sodyum süksinat enjeksiyonunun ardından, gözle görülür etkiler bir saat içinde ortaya çıkar ve değişken bir süre devam eder.
Glukokortikoidler derin ve çeşitli metabolik etkilere neden olur. Ek olarak, çeşitli uyaranlara karşı vücudun bağışıklık yanıtını modifiye eder.
Metilprednizolon sodyum süksinat ve hidrokortizon sodyum süksinatın relatif potensi (eozinofil sayısının düşmesi ile gösterildiği gibi), intravenöz uygulamayı takiben beşe birdir. Bu, metilprednizolon ve hidrokortizonun relatif oral potensi ile tutarlıdır.
19
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Sağlıklı erkek deneklerdeki hidrokortizonun farmakokinetiği, 20 mg’den daha yüksek bir tek intravenöz hidrokortizon sodyum süksinat dozu tatbik edildiğinde doğrusal olmayan kinetik göstermiştir ve hidrokortizona karşılık gelen farmakokinetik parametreleri Tablo 2’de sunulmuştur.
Tablo 2. Tek intravenöz dozları takip eden ortalama (SD) hidrokortizon farmakokinetik parametreleri
Doz (mg)
Toplam maruz kalma (EAA0-∞; ng.h/mL)
Klirens (KL; mL/min/m2)
Kararlı durumda dağılım hacmi (Hkdd; L)
Eliminasyon yarı ömür (t1/2; saat)
EAA0-∞: Sıfırdan sonsuza kadar eğrinin altında kalan alan.
Emilim:
Hidrokortizon sodyum süksinatın 5, 10, 20 ve 40 mg tek intravenöz dozlarının sağlıklı erkek bireylerde uygulanmasını takiben, dozlamadan 10 dakika sonrasında elde edilen ortalama değerler sırasıyla 312, 573, 1095 ve 1854 ng/ml’dir. Hidrokortizon sodyum süksinat intramüsküler olarak uygulandığında hızlıca emilir.
Dağılım:
Hidrokortizon dokulara büyük ölçüde yayılır, kan-beyin bariyerini geçer ve anne sütüne karışır. Hidrokortizon için kararlı durum dağılım hacmi yaklaşık 20 ila 40 L arasında değişir (Tablo 2). Hidrokortizon transkortin (ör. kortikosteroid bağlayıcı globülin) ve albümin gibi glikoproteinlere bağlanır. İnsanlarda hidrokortizon plazma protein bağlanması yaklaşık %92’dir.
Biyotransformasyon:
Hidrokortizon (ör. kortizol) 11β-HSD2 ile kortizona ve sonrasında dihidrokortizon ve tetrahidrokortizona metabolize olur. Diğer metabolitler dihidrokortizol, 5α-dihidrokortizol,
20
tetrahidrokortizol ve 5α-tetrahidrokortizolü içerir. Kortizon 11β-hidroksisteroid dehidrojenaz tip I (11β-HSD1) ile kortizole dönüştürülebilir. Hidrokortizon da ayrıca CYP3A4 tarafından 6β-hidroksikortizole (6β-OHF) metabolize olur ve 6β-OHF bireyler arası geniş değişkenlik göstererek toplam metabolitlerin %2,8’i ila %31,7’si arasında değişir.
Eliminasyon:
Uygulanan dozun eliminasyonu yaklaşık 12 saat içinde tamamlanır. Hidrokortizon sodyum süksinat intramüsküler olarak uygulandığında, intravenöz enjeksiyondan sonra gözlendiğine benzer bir modelde elimine olur.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik veriler
Karsinojenez:
Hidrokortizon 2 yıllık bir karsinojenez çalışmaları sonucunda erkek ve dişi sıçanlarda tümör vakalarını artırmamıştır.
Mutajenez:
Hidrokortizonun da dahil olduğu bir steroid hormon sınıfı olan kortikosteroidler bakteriyel mutagenisite tayininde tutarlı olarak negatiftir. Hidrokortizon ve deksametazon insan lenfositlerinde in vitro fare lenfositlerinde in vivo kromozom sapmalarına sebep olmuştur. Ancak bu bulguların biyolojik ilişkisi, hidrokortizon 2 yıl süren bir karsinojenisite çalışması esnasında dişi ve erkek sıçanlarda tümör vakalarını artırmadığından dolayı açık değildir. Fludrokortizon (9α-florohidrokortizon, yapısal olarak hidrokortizona benzer) insan lenfositlerinin kromozom sapma tayininde negatiftir.
Üreme toksisitesi:
Kortikosteroidlerin sıçanlarda uygulandığında kısırlığı azalttığı gösterilmiştir. Erkek sıçanlara 0, 10 ve 25 mg/kg/gün dozlarında kortikosteron subkütan enjeksiyon ile 6 hafta boyunca günde bir kez uygulanmıştır ve işlem görmemiş dişi sıçanlar ile çiftleştirilmiştir. 15. günden sonra yüksek doz 20 mg/kg/gün’e düşürülmüştür. Yardımcı organ ağırlığının azalması ile ikincil olabilecek çiftleşme ilgisinde azalma gözlemlenmiştir. İmplantasyon ve canlı fetüs sayıları azaltılmıştır. İnsan dozu ile eşdeğer dozlarda verildiğinde, kortikosteroidler çoğu türde teratojenik etki gösterirmiştir. Hayvan üreme çalışmalarında, glikokortikoidlerin sakatlık (yarık damak, iskelet sakatlıkları), embriyo-fetal letalite (ör. tekrar emilimlerde artış) ve rahim-içi büyümede gecikme vakalarını artırdığı gösterilmiştir. Gebe farelerde ve
21
hamsterlarda hidrokortizon ile uygulandığında organogenez esnasında yarık damak oluşumu gözlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Yardımcı madde bulunmamaktadır.
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
36 ay
Flakon içeriği çözücüsü (enjeksiyonluk su) ile sulandırıldıktan sonra hemen kullanılmalıdır, kullanılmayan kısım atılmalıdır.
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25˚C altındaki oda sıcaklığında ambalajında saklayınız. “Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli” kısmında belirtilenlerden başka seyrelticiler tavsiye edilmez. Sulandırılan flakon içeriği kullanılmadan önce partiküler madde ve renk değişikliği açısından gözle kontrol edilmelidir.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Her ambalaj bir flakon ve bir ampul içerir.
Flakon: 3 ml kapasiteli, tip I renksiz cam flakon
Ampul: 2 ml çözelti içeren, 2 ml kapasiteli tip I renksiz cam ampul
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
HİDROZON ampuller tek kullanımlıktır. Kullanılmamış çözelti atılmalıdır. Sadece partikül içermeyen berrak çözeltiler kullanılmalıdır.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne uygun olarak imha edilmelidir.
22
7. RUHSAT SAHİBİ:
VEM İLAÇ San. ve Tic. A.Ş
Maslak Mahallesi AOS 55. Sokak
42 Maslak A Blok Sit. No: 2/134
Sarıyer/İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
2014/136
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 18.02.2014
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
23