*Hepsi, A

ASPIRIN PLUS-C 400 MG 10 TABLET

Temel Etkin Maddesi:

asetilsalisilik asit + vitamin c

Üreten İlaç Firması:

BAYER TÜRK KİMYA SAN. LTD. ŞTİ.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

asetilsalisilik asit + vitamin c

Üreten İlaç Firması:

BAYER TÜRK KİMYA SAN. LTD. ŞTİ.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8699546020478

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

355,98 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8699546020478

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

355,98 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – N – SİNİR SİSTEMİ, N02 ANALJEZİKLER, N02B DİĞER ANALJEZİK VE ANTİPİRETİKLER, N02BA Salisilik asit ve türevleri, N02BA51c, asetilsalisilik asit + vitamin c

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – N – SİNİR SİSTEMİ, N02 ANALJEZİKLER, N02B DİĞER ANALJEZİK VE ANTİPİRETİKLER, N02BA Salisilik asit ve türevleri, N02BA51c, asetilsalisilik asit + vitamin c

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

ASPİRİN® PLUS C 400 mg/240 mg efervesan tablet

Ağız yoluyla alınır.

Etkin maddeler: Her bir efervesan tablette400 mgasetilsalisilik asit ve 240 mg C vitamini
Yardımcı maddeler: Monosodyum sitrat, susuz sitrik asit, sodyum bikarbonat, susuz sodyum karbonat.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.





Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.

Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1. ASPİRİN PLUS C nedir ve ne için kullanılır?

2. ASPİRİN PLUS C kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. ASPİRİN PLUS C nasıl kullanılır?

4. Olası yan etkiler nelerdir?

5. ASPİRİN PLUS C’nin saklanması

Başlıkları yer almaktadır.

1. ASPİRİN PLUS C nedir ve ne için kullanılır?

ASPİRİN PLUS C, asetilsalisilik asit ve C vitamini etkin maddelerini içeren, ağrı kesici, ateş düşürücü ve inflamasyon (yangı) giderici etkilere sahip bir ilaçtır.

Her efervesan tablet etkin madde olarak 400 mg asetilsalisilik asit ve 240 mg C vitamini içerir. ASPİRİN PLUS C, 10 tabletlik ambalajlarda sunulur.

16 yaş ve üstü ergenlerde ve erişkinlerde, soğuk algınlığı ve nezle ile ilişkili ağrı ve ateş durumunda kullanılır.

1

2. ASPİRİN PLUS C kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

ASPİRİN PLUS C’yi aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:

Eğer;
•Asetilsalisilik aside, diğer salisilatlara veya ilacın herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılığınız (alerjiniz) varsa,
•Geçmişte salisilatların veya benzer etkiye sahip maddelerin, özellikle de non-steroid antiinflamatuvar ilaçların (Kortizon türevi olmayan yangı giderici ilaçlar) kullanımıyla tetiklenen astım öykünüz varsa,
•Mide veya onikiparmak bağırsak ülseriniz varsa,
•Kanama eğiliminiz varsa,
•Şiddetli böbrek ya da karaciğer yetmezliğiniz varsa,
•Şiddetli kalp yetmezliğiniz varsa,
•Böbrek taşınız veya böbrek taşı öykünüz varsa,
•İdrarda oksalat adı verilen yüksek tuz konsantrasyonunun bulunması durumunuz (Hiperoksalüri) varsa,
•Vücutlarının gereksiniminden daha fazla demir birikmesi durumunuz (Hemokromatoz) varsa.

•Haftada 15 mg veya daha yüksek dozda metotreksat (kanser ve romatizma tedavisinde kullanılan bir ilaç) alıyorsanız,
•Hamileliğinizin son 3 ayındaysanız.

ASPİRİN PLUS C’yi aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:

Eğer;
•Diğer ağrı kesicilere, romatizma ilaçlarına veya inflamasyon (yangı) giderici ilaçlara karşı alerjiniz varsa,
•Alerji (örn., deride reaksiyonlar, kaşıntı, kurdeşen ile birlikte), nazal polip (burun iç yüzeyinde gelişen yumuşak doku), astım, saman nezlesi ya da kronik solunum yolu hastalıkları gibi şikayetleriniz varsa,
•Eş zamanlı olarak kanın pıhtılaşmasını önleyici (antikoagülan) ilaçlar kullanıyorsanız, •Ülser (yara) ya da kanama gibi sindirim sistemine ait hastalık geçirdiyseniz,
•Karaciğer fonksiyon bozukluğunuz varsa,
•Böbrek fonksiyonlarınızda ya da kalp damar ile ilgili bozukluğunuz varsa,
•Gut hastalığınız veya yatkınlığınız varsa,
•Diş çekimi dahil herhangi bir ameliyat geçirecekseniz. (Çünkü ASPİRİN PLUS C kullandıysanız kanama eğiliminiz artabilir. Böyle bir durumda doktorunuzu ve diş hekiminizi bilgilendirin)
•Böbrek taşınız varsa,
•Akdeniz anemisi, dokularda aşırı demir birikiminin sebep olduğu genetik bir hastalık olan demir depolama hastalığı (hemokromatoz) gibi kan hastalıklarınız varsa,
•Şiddetli glikoz-6-fosfat dehidrogenaz (kan şekeri metabolizmasında hayati önem taşıyan enzim) eksikliğiniz varsa.

•Uzun süreli ağrı kesici kullanımı baş ağrılarına neden olabilir. Daha fazla ağrı kesici kullanımı ile tedavi edilmek istenirse ağrının sürekli olmasına neden olabilir.

2

Diğer gerekli uyarılar:
16 yaş ve üstü ergenler ve yetişkinlerde kullanılır.

Çocuklarda ve ergenlerde, özellikle suçiçeği ve grip başta olmak üzere ateşli veya ateşsiz seyreden viral enfeksiyonlarda Reye Sendromu (Beyin ve karaciğeri etkileyen, ölümcül olabilen nadir görülen bir hastalık) olasılığı bakımından doktor tavsiyesi olmadan kullanmayınız.

ASPİRİNPLUS C ile birlikte başka ağrı kesici ve inflamasyon (yangı) giderici ilaçları birlikte kullanmaktan kaçınınız.

Böbrek taşı oluşumuna yatkınlığınız varsa, askorbik asit kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.

Ağrı kesici ilaç kullanımı alışkanlık haline gelirse, böbrek yetmezliğine kadar varabilecek böbrek hasarı yaratabilir. Bu durum, özellikle de çok sayıda değişik ağrı kesici ürün birlikte kullanılıyorsa artış gösterebilir.

Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışın.

ASPİRİN PLUS C’nin yiyecek ve içecek ile kullanılması
ASPİRİN PLUS C, alkolle birlikte kullanıldığında mide kanaması riski artabilir.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

ASPİRİN PLUS C, hamileliğinizin son üç ayında kullanılmamalıdır. Hamilelik planlıyorsanız veya hamileliğinizin ilk 6 ayındaysanız doktorunuza danışmadan kullanmayınız.

Asetilsalisilik asit için mevcut tüm veriler bir karın duvarı doğum kusuru olan gastroşizis riskinin arttığına işaret etmektedir.

Gebeliğin üçüncü üç aylık döneminde kullanıldığında, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri anne karnındaki bebekte aşağıdaki etkilere neden olabilir:
– Kardiyopulmoner toksisite (Doğmamış bebeklerde kalbe yakın duktus arteriozus denilen bir kan damarı bulunmaktadır. Bu damar bebeğin kanının akciğerlere uğramadan, vücudun geri kalanında dolaşmasını sağlar. Bebek doğduğunda ve kendi akciğerini kullanmaya başladığında duktus arteriozus normal olarak kapanır. Ancak bazı vakalarda kapanmayabilir. Bu tıbbi duruma “açık duktus arteriozus” ) denir. Bu, yenidoğanda kalp rahatsızlıklarına neden olabilir.)
– Amniyotik sıvının beklenenden düşük olması durumunun eşlik ettiği böbrek yetmezliğine kadar varabilen böbrek fonksiyon bozukluğu
– Prostaglandin sentezi inhibitörleri anne ve yeni doğan üzerinde ise aşağıdaki etkilere neden olabilir:
Kanama zamanının uzamasına ve düşük dozlarda dahi pıhtılaşmayı engelleyici etkiye – neden olabilir.

– Rahim kasılmalarının engellenmesine, böylece de hamilelik döneminin uzamasına neden olabilir.

3

Tedavi sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz derhal doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

ASPİRİN PLUS C önerilen dozlarda emziren kadınlara verildiğinde, içeriğinde bulunan ASA süt emen çocuğu etkileyebilecek ölçüde anne sütüne geçebilir. Nadir kullanımlar sonrasında, bebekler üzerinde yan etki şimdiye kadar görülmemiştir. Buna rağmen emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ASPİRİN PLUS C tedavisinin durdurulup/durdurulmayacağına hekim tarafından karar verilmelidir. Ancak yüksek dozda düzenli kullanımda emzirmeye devam edilmemelidir.

Araç ve makine kullanımı
Araç ve makine kullanımı üzerine herhangi bir etki gözlenmemiştir.

ASPİRİN PLUS C’nin içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün her tabletinde 466.4 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için gözönünde bulundurulmalıdır.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanım
Bazı ilaçlar ile birlikte kullanıldığında ASPİRİN PLUS C’ nin veya kullanılan diğer ilacın etkisi ya da yan etkiler değişebilir. Aşağıdaki ilaçları kullanıyorsanız lütfen doktorunuza söyleyiniz:

•Ağrı kesiciler ve inflamasyon (yangı) gidericiler (haricen kullanılan ürünler dahil) •İdrar pH’ını bazik hale getiren ilaçlar (örn. antiasitler, sitratlar)
•Bulantı kesici bir ilaç olan metoklopramid
•Gebelik sonlandırıcı bir ilaç olan mifepriston kullanımından 8-12 gün sonrasına kadar kaçının
•Kulağa zarar veren ilaçların (örn. vankomisin) etkilerini artırabilir
•İdrarda serotonin ve şeker tayini test sonuçlarını etkileyebilir
•Vahşi virüs tipi su çiçeği aşısı uygulamasından 6 hafta sonrasına kadar salisilat türevi kullanımından kaçınılmalıdır
•Ginkgo biloba içeren preparatlar kanama riskinde artışa sebep olabilir
•Kanser ve romatizma tedavisinde kullanılan metotreksat
•Kan pıhtılaşmasını önleyici ilaçlar
•Ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan ibuprofen
•Kan sulandırıcı (antikoagülan), pıhtı eritici (trombolitik), kandaki trombosit sayısını azaltıcı (antiplatelet-tiklodipin,klopidogrel gibi) ilaçlar
•İnce bağırsakta yara oluşumu ve ağız yoluyla alınan kan sulandırıcı ilaçlarla meydana gelen ilacın kandaki bağlanarak etki göstereceği bileşene bağlanamaması durumlarında kanama zamanı izlenmelidir.

•Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar (selektif serotonin geri alım inhibitörleri) •Kalp hastalıklarında kullanılan digoksin
•Kan şekerini düşüren sülfonilüre grubu antidiyabetik ilaçlar ve insülin
•İdrar söktürücü ilaçlar (diüretikler)
•Kortizon türü ilaçlar

4

•ADE inhibitörleri gibi tansiyon düşürücü ilaçlar
•Sara hastalığında kullanılan valproik asit
•Ürik asit atılımını artırmak suretiyle gut tedavisinde kullanılan probenesid, sulfinpirazon,benzbromaron gibi ilaçlar. Salisilatlar, probenesidin etkisini tersine çevirir. Kombinasyondan kaçınılmalıdır.

•İbritumomab, omasetaksin, tositumomab gibi lösemi ve lenfoma tedavisinde kullanılan ilaçlar,
•Tansiyon düşürücü olan kalsiyum kanal blokerleri, lösemi tedavisinde kullanılan dasatinib, eklem kıkırdağı hastalıklarında kullanılan glukosamin, ağrı kesici olarak kullanılan ketorolak (nazal/tüm sistemi etkileyen), multivitaminler, omega-3 yağlı asitleri, kan sulandırıcı olan polisülfat sodyum, potasyum ve fosfat eksikliğinde enfeksiyonlarında kullanıtlan tipranavir, pulmoner hipertansiyon-akciğer atardamarında basınç artışı tedavisinde kullanılan treprostinil,
•Lösemi tedavisinde kullanılan hiyaluronidaz,
•Multivitaminler (ADEK, folat),
•Kemik erimesinde kullanılan tiludronat,
•Karbonik anhidraz enzimleri (Kırmızı kan hücrelerinde bulunan karbonik asidi karbondioksit ve suya parçalayan enzimler)
•Aşırı demir birikimi tedavisinde kullanılan deferoksamin
•Ağrı kesiciler ve inflamasyon (yangı) giderici ilaçların siklospoin veya takrolimusun birlikte kullanımı, siklosporin ve takrolimusun böbrekler üzerindeki zarar verici etkisini artırabilir.

•Oral kontraseptifler (gebeliği önlemek için kullanılan doğum kontrol ilaçları)
•Kansızlık tedavisinde kullanılan demir içeren ilaçlar (Bu tür ilaçlar C vitamini demir emilimini arttırır).

•Disülfiram (Alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılır)
•Meksiletin (kalp ritim bozukluğunun tedavisinde kullanılır)
•Fenitoin (sara hastalığında kullanılan ilaç)
•Barbitürat (sakinleştirici, uyku getirme ve anestezi amacıyla kullanılır) •Tetrasiklin (antibiyotik)
•Flufenazin gibi fenotiyazinler (psikolojik hastalıklarda kullanılır) •Varfarin (kan pıhtılaşmasını engellemek için kullanılan ilaç)
•Antikonvülsan ilaçlar (sara nöbetlerinin tedavisinde kullanılır).

•C vitamininin yüksek dozları asit özellikteki ilaçların beklenmeyen böbrekte bulunan tübül adı verilen ufak borulardan geri emilimine neden olabilecek şekilde idrarın asidik olmasına yol açar, asidik ilaçların kan düzeylerini artırarak istenmeyen etkiler ortaya çıkarır.Bazik ilaçların ise terapötik etkisinde azalmaya yol açacak şekilde geri emilimimde azalma görülür.

•Alüminyum içeren antiasitlerle birlikte kullanımı idrarda alüminyum miktarını artırabilir. Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda antiasitlerle C vitamininin birlikte uygulanması önerilmemektedir.

•Amigdalin içeren ürünler ile birlikte kullanımı siyanür zehirlenmesine neden olabilir. •C vitamininin demir eksikliğine bağlı kansızlık tedavisinde kullanılan desferrioksamin ile eş zamanlı uygulanması idrarla demir atılımını artırabilir.

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

5

3. ASPİRİN PLUS C nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
16 yaş ve üstü ergenler ve yetişkinlerde:
İhtiyaç duydukça minimum 4 saat ara ile tekrarlanan, tek doz 1-2 efervesan tablet (400 ila 800 mg asetilsalisilik asit ve 240-480 mg askorbik aside eşdeğer) şeklinde kullanılmalıdır. Günlük maksimum doz olan 3-6 efervesan tablet, bölünmüş doz olarak günde 3 defaya kadar alınabilir (1200-2400 mg asetilsalisilik asit ve 720-1440 mg askorbik aside eşdeğer). Toplam günlük doz aşılmamalıdır.

Uygulama yolu ve metodu:
Efervesan tabletler bir bardak su içinde iyice çözündürülür ve içilir. İlacı aç karnına kullanmayınız.

ASPİRİNPLUS C’yidoktorunuza ya da diş hekiminize danışmadan 4 günden fazla veya yüksek dozda kullanmayınız.

Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Asetilsalisilik asit ve askorbik asit kombinasyonu 16 yaş ve üstü ergenler ve yetişkinlerde kullanılır.

Çocuklarda kullanılması önerilmez. 16 yaş altında spesifik bir endikasyon olmadıkça kullanımı önerilmez. İlacın yanlışlıkla alınması halinde dikkat edilmesi gerekenler bölümüne bakınız ve doktorunuza danışınız.

Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılarda kullanım için güvenlilik ve etkinliliğine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Özel bir doz önerisi verilmemiştir.

Özel kullanım durumları:
Karaciğer yetmezliği ve böbrek yetmezliği:
Şiddetli karaciğer yetmezliği ve şiddetli böbrek yetmezliğiniz varsa kullanmayınız.

Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarınızda bozukluk varsa ilacı dikkatli kullanınız.

Eğer ASPİRİN PLUS C’ninetkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla ASPİRİNPLUS C kullandıysanız: Yaşlı hastalarda ve özellikle bebeklerde zehirlenme görülmesi daha muhtemeldir.

Ayrıca, çocukların ilacı kaza ile yutması veya yüksek dozlu tedavinin getirdiği doz aşımları, potansiyel olarak hayatı tehdit edebilir.

ASPİRİN PLUS C’den uzun süre boyunca kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız sersemlik hissi, baş dönmesi, baş ağrısı, kulak çınlaması, işitme kaybı, terleme, bulantı, kusma, zihin bulanıklığı gibi belirtiler görülebilir.

– Orta şiddetteki doz aşımı durumunda; aşırı hızlı soluk alıp verme, solunumdan kaynaklanan, kan plazmasındaki asit baz dengesinin bozulması ve pH değerinin artması, terleme, bulantı, kusma belirtileri
– Ciddi doz aşımı durumlarında; Kan pH’ının asidik olması, idrarda yüksek düzeyde asit bulunması, çok yüksek ateş, Solunum yolu bulguları; aşırı soluk alıp vermeden, solunumun

6

durması ve boğulmaya, Kalp-damar sistemi bulguları; ritim bozukluğundan, tansiyon düşüklüğü ve ani ölüm, Sıvı ve elektrolit kaybına bağlı bulgular; su kaybından, çok az idrara çıkma ve böbrek yetmezliğine, bozulmuş glikoz metabolizması ve organizmada keton cisimciklerinin aşırı artışı, kulakta çınlama ve sağırlık, mide barsak sisteminde kanama, kan pıhtılaşma sisteminin bozulması, uyuşukluk, zihin bulanıklığı, koma ve sara nöbetleri görülebilir.

Bilimsel yayınlarda akut ve kronik askorbik asit doz aşımına ilişkin vakalar bildirilmiştir. Glikoz-6-fosfat dehidrogenaz enzimi eksikliği ve pıhtılaşma bozukluğu olan hastalarda, alyuvar yıkımı, kan serumu ve idrarda okzalat düzeyinde artışa neden olabilir (Böbrekler ve dokularda, kristaller oluşur, böbrek yetmezliği ve taş oluşumuna neden olabilir). Ağızdan veya damardan uygulanan aşırı C vitamini, bu durumu artırabilir.

ASPİRİN PLUS C’denkullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

ASPİRİNPLUS C’yi kullanmayı unutursanız: Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

ASPİRİNPLUS C ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler: Bilinen bir etkisi bulunmamaktadır.

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi, ASPİRİNPLUS C’nin içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler ortaya çıkabilir.

ASPİRİN PLUS C ile görülen yan etkilerin tamamı aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır;

Diğer yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az 1 inde görülebilir.

Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : l.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor : Eldeki verilerden tahmin edilemiyor.

Asetilsalisilik asidin olası yan etkileri;

Aşağıdakilerden biri olursa, ASPİRİNPLUS C’yi kullanmayı durdurun ve DERHAL doktorunuza bildirin veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Cilt reaksiyonları,
•Aşırı duyarlılık reaksiyonları (özellikle astımlı kişilerde),
oSolunum güçlüğü
oTansiyon düşüklüğü ile beraber görülen şiddetli cilt reaksiyonları
oAnjiyo ödem (Eller, ayaklar, bilekler, yüz, dil ve dudakların şişmesi ya da özellikle ağız veya boğazın yutmayı veya nefes almayı zorlaştıracak şekilde şişmesi)
oAnafilaktik şok (Ani aşırı duyarlılık tepkisi)

7

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Bunlardan birisi sizde mevcut ise, sizin ASPİRİN

PLUS C’yekarşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye

yatırılmanıza gerek olabilir.

Yaygın:

• Mide ekşimesinden dolayı göğüste duyulan yanma hissi, bulantı, kusma, mide ve karın

ağrısı gibi mide bağırsak şikayetleri

Yaygın olmayan:

• Cilt reaksiyonları gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları

• Aşırı duyarlılığa bağlı burun tıkanıklığı, nefes darlığı

Seyrek:

• Solunum yolunda, deride, mide bağırsak kanalında ve kalp damar sisteminde aşırı

duyarlılık reaksiyonları (özellikle asetilsalisilik asit ile alevlenen solunum hastalığı olan

kişilerde),

• Tansiyon düşüklüğü,

• Şiddetli cilt reaksiyonları gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları (eksüdatif eritema

multiforme),

• Solunum güçlüğü atakları,

• Burun akıntısı,

• Burun tıkanıklığı,

• Ani aşırı duyarlılık tepkisi (anafilaktik şok),

• Eller, ayaklar, bilekler, yüz, dil ve dudakların şişmesi ya da özellikle ağız veya boğazın

yutmayı veya nefes almayı zorlaştıracak şekilde şişmesi (anjiyonörotik ödem),

• Demir eksikliği anemisine yol açabilecek mide-bağırsak kanaması (kan kusma, siyah

renkli dışkı kanamanın belirtisi olabilir),

• Delinmeye kadar varabilen mide bağırsak ülseri,

• Gastrointestinal inflamasyonlar

• Özellikle kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon ve beraberinde kan sulandırıcı tedavi

alan hastalarda beyin kanaması riskinde artış,

• Kafa içi kanama

• Kanamalı kan damarı iltihaplanması

• Aşırı duyarlılığa bağlı bronş kaslarında kasılma, astım atakları

• Aşırı adet kanaması

• Özellikle ağız, burun, gözler ve cinsel organlar çevresinde geniş cilt bölgelerinin

kabarması ve soyulması ile yaygın bir döküntü (Stevens-Johnson sendromu)

• Toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu) (ilaç ve çeşitli enfeksiyonlara bağlı

gelişebilen deri hastalığı)

• Deri altında kanama (purpura)

• Deri nekrozu ve deride ciddi kızarıklıklarla seyreden hastalık (Eritema nodozum)

Çok seyrek:

• Karaciğer enzimlerinde artış

Bilinmiyor:

8




Kanama riskinde artış (muhtemelen kanama zamanının uzamasına bağlı olarak burun kanaması, diş eti kanaması, genital ve boşaltım sistemi kanamaları ya da cilt altında kan birikmesi gibi belirtiler gözlenebilir. Bu etki kullanımı takiben 4-8 gün sürebilir), Şiddetli glikoz-6-fosfat dehidrogenaz enzim (kan şekeri metabolizmasında hayati önem taşıyan enzim) eksikliği olan hastalarda hemoliz (kan hücrelerinin parçalanması), hemolitik anemi (kan hücrelerinin parçalanmasına bağlı gelişen kansızlık),
Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, duyma kabiliyetinde bozukluk ve bilinç karışıklığı (bunlar doz aşımının belirtisi olabilir),
Böbrek fonksiyonlarında bozulma (ani görülen böbrek hasarı)
Bağırsaklarda hasara bağlı potansiyel daralma
Kanda ürik asit yüksekliği (hiperürisemi)
Sindirim sisteminde mide ve ince bağırsakta yaralar, yırtılma (kanlı veya siyah katranlı dışkı, şiddetli mide ağrısı ve kan kusma), sindirim sisteminde iritasyon (hafif mide ağrısı), aşınma, mide ekşimesi, ölümler meydana gelebilir.

C Vitamininin olası yan etkileri;

Bilinmiyor:
• İshal, kusma, bulantı, gastrointestinal bölgede ağrı, karın ağrısı

• Ani aşırı duyarlılık tepkisi, alerjik şok

• Böbrek taşı oluşumu, hiperkalsiüri (idrarda aşırı miktarda kalsiyum bulunması)

• Baş ağrısı

• Kızarma

• Deride kızarıklık

• İdrarda oksalik asit seviyesi yüksekliği riski altında iseniz, günde 1 g’ı aşan C vitamini dozları idrar oksalat atılımında artışa neden olabilir

• Uzun süreli C vitamini kullanımı böbreklerden atılımın artmasına neden olabilir kullanım hızla azaltılırsa veya kesilirse eksiklik meydana gelebilir

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumuczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 3ı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. ASPİRİNPLUS C’nin saklanması

ASPİRİN PLUS C’yi çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

25oC altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

9

Ambalajındaki son kullanma tarihinden sonra ASPİRİNPLUS C’yi kullanmayınız.

“Son Kull. Ta.:” ibaresinden sonra yazılan rakam ayı temsil eder ve o ayın son günü son kullanım tarihidir.

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca bilinen toplama sistemine veriniz.

Ruhsat sahibi:
Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti.

Fatih Sultan Mehmet Mah. Balkan Cad. No: 53 34770 Ümraniye / İstanbul
Tel: 0216 528 36 00
Faks: 0216 645 39 50

Üretim Yeri:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Lüleburgaz/Kırklareli

Bu kullanma talimatı ../…/… tarihinde onaylanmıştır.

10

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ASPİRİN® PLUS C 400 mg/ 240 mg efervesan tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin maddeler: 400 mg asetilsalisilik asit ve 240 mg askorbik asit (C vitamini)
Yardımcı maddeler: 1206 mg monosodyum sitrat, 914 mg sodyum bikarbonat, 200 mg sodyum karbonat anhidrat.

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM
Efervesan tablet.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
16 yaş ve üstü adölesanlar ile erişkinlerde, soğuk algınlığı ve nezle ile ilişkili ağrı ve ateş durumunda endikedir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji:
16 yaş ve üstü adölesan ve erişkinlerde:
İhtiyaç oldukça minimum 4 saat ara ile tekrarlanan, tek doz 1-2 efervesan tablet (400 ila 800 mg asetilsalisilik asit ve 240-480 mg askorbik aside eşdeğer) şeklinde kullanılmalıdır. Günlük maksimum doz olan 3-6 efervesan tablet, bölünmüş doz olarak günde 3 defaya kadar alınabilir (1200-2400 mg asetilsalisilik asit ve 720-1440 mg askorbik aside eşdeğer). Toplam günlük doz aşılmamalıdır.

Uygulama sıklığı ve süresi:
Doktora veya diş hekimine danışılmadan 4 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.

Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir. Efervesan tabletler bir bardak suda eritilir ve içilir. Aç karnına kullanılmamalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Şiddetli karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalarda ASPİRİN PLUS C kontrendikedir.

Karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Pediatrik popülasyon:
Asetilsalisilik asit ve askorbik asit kombinasyonu 16 yaş üstü adolesanlar ve yetişkinlerde

1

kullanılır, çocuklarda kullanılması önerilmez. İlacın yanlışlıkla alınması halinde “ Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”bölümüne bakınız.

Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik popülasyon için güvenlilik ve etkililiğine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Özel bir doz önerisi verilmemiştir.

4.3 Kontrendikasyonlar
ASPİRİN PLUS C, aşağıda belirtilen durumlarda kontrendikedir:
-Asetilsalisilik aside, diğer salisilatlara veya ilacın herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılık

-Salisilatların veya benzer etkiye sahip maddelerin, özellikle

antiinflamatuvar ilaçların kullanımıyla tetiklenen astım öyküsü varlığında

de

-Akut gastrointestinal ülser
-Kanama diyatezi
-Şiddetli böbrek yetmezliği
-Şiddetli karaciğer yetmezliği
-Şiddetli kalp yetmezliği
– 15 mg/hafta veya daha yüksek dozda metotreksat ile kombine kullanım -Gebeliğin son trimesterinde

-Nefrolitiazis veya nefrolitiazis öyküsü
-Hiperoksalüri
-Hemokromatoz
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Asetilsalisilik asit aşağıdaki durumlarda özel bir dikkat gösterilerek kullanılmalıdır:

• Analjeziklere/anti-inflamatuvar ajanlara/anti-romatiklere karşı aşırı duyarlılık durumunda ve diğer alerjilerin varlığında,
• Asetilsalisilik asit bronkospazm gelişimini, astım ataklarını ya da diğer aşırı duyarlık reaksiyonlarını tetikleyebilir. Risk faktörleri arasında önceden var olan astım, saman nezlesi, nazal polipler ya da kronik solunum yolu hastalıkları yer alır. Benzer durum diğer maddelere karşı alerjik reaksiyon (deri reaksiyonları, kaşıntı, ürtiker gibi) sergileyen hastalar için de geçerlidir.

• Kronik ve tekrarlayan ülser hastalığı da dahil olmak üzere gastrointestinal ülser öyküsü ya da gastrointestinal kanama öyküsü varlığında,

2

• Antikoagülanlarla eşzamanlı tedavi söz konusu olduğunda (Bkz. Bölüm 4.5),

• Asetilsalisilik asit böbrek fonksiyon bozukluğu ve akut böbrek yetmezliği riskini artırabileceğinden, böbrek fonksiyonları bozuk ya da kardiyovasküler dolaşım bozukluğu (örn., renal vasküler hastalık, konjestif kalp yetmezliği, hacim eksikliği, majör ameliyat, sepsis ya da majör hemorajik olay) olan hastalarda,

• Bozulmuş karaciğer fonksiyonu durumunda.

• Uygulama sonrasında trombosit agregasyonu üzerinde birkaç gün süreyle devam eden inhibitör etkisine bağlı olarak, asetilsalisilik asit, cerrahi müdahaleler (diş çekimi gibi küçük operasyonlar dahil) sırasında ya da sonrasında kanama eğiliminde artışa yol açabilir.

• Düşük dozlarda, asetilsalisilik asit ürik asit atılımını azaltır. Bu durum, yatkınlığı olan kişilerde gut ataklarını tetikleyebilir.

• Asetilsalisilik asit içeren ürünler, çocuklarda ve adolesanlarda görülen, ateşli veya ateşsiz seyreden viral enfeksiyonlarda bir doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Bazı viral hastalıklarda, özellikle influenza A, influenza B ve varisella enfeksiyonlarında, çok seyrek görülen ancak acil tıbbi müdahale gerektiren Reye sendromu riski söz konusudur. Eşzamanlı olarak asetilsalisilik asit kullanıldığında bu risk artabilir; ancak bununla birlikte herhangi bir nedensellik ilişkisi gösterilmemiştir. Bu hastalıklarda gözlenen ısrarcı kusma Reye sendromunun bir işareti olabilir. Çocuklarda ve ergenlerde doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. 16 yaş altında spesifik bir endikasyon olmadıkça kullanımı önerilmez.

• Şiddetli glikoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) eksikliği olan hastalarda asetilsalisilik asit hemolizi ya da hemolitik anemiyi tetikleyebilir. Hemoliz riskini artıran faktörler, örneğin yüksek doz, ateş ya da akut enfeksiyondur.

• Kalsiyum okzalat böbrek taşı ya da rekürren böbrek taşı yatkınlığı olan hastaların, demir depolama bozukluğu olan hastaların (talasemi, hemakromatoz) askorbik asit kullanımı konusunda dikkatli olmaları önerilir.

• Ağrı kesici ilaç kullanımı alışkanlık haline gelirse, böbrek yetmezliğine kadar varabilecek böbrek hasarı yaratabilir. Bu durum, özellikle de çok sayıda değişik ağrı kesici ürün kombinasyonu kullanılıyorsa artış gösterebilir.

• Uzun süreli ağrı kesici kullanımı baş ağrılarına neden olabilir. Daha fazla ağrı kesici kullanımı ile tedavi ağrının kalıcı olmasına neden olabilir.

• Bu tıbbi ürünün her tableti 466,4 mg sodyum içermektedir. Kontrollü sodyum diyeti uygulanan hastalar için bu durum göz önünde tutulmalıdır.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

ASPİRİN reçete edilirken aşağıdaki ilaç etkileşimleri göz önünde bulundurulmalıdır:

• Analjezikler – artan yan etki riski nedeniyle diğer salisilatların veya diğer NSAII’lerin (topikal formülasyonlar dahil) birlikte uygulanmasından kaçının.

• İdrar alkalizörleri (örn. antiasitler, sitratlar) – artan asetilsalisilik asit atılımı.

• Metoklopramid – asetilsalisilik asit emiliminin atılım hızını arttırır.

• Mifepriston – mifepriston kullanımından 8-12 gün sonrasına kadar kaçının.

• Ototoksik ilaçlar (örn. vankomisin) – ototoksisite potansiyeli arttırabilir. İşitme kaybı meydana gelebilir ve ilacın kesilmesinden sonra bile işitme kaybı ilerleyebilir. Etkiler tersine çevrilebilir ancak genellikle kalıcıdır.

• Kalsiyum kanal blokerleri –hipotansif etkinin azaltılmasına, artan antiplatelet etkiye, nadiren kanama süresinin uzamasına neden olur.

• Laboratuvar araştırmaları – asetilsalisilik asit, idrar 5-hidroksiindolasetik asit tayinleri ve bakır sülfat idrarda glikoz tayini gibi bazı laboratuvar testlerini etkileyebilir.

3

• Suçiçeği aşısı – vahşi tip suçiçeği enfeksiyonu sırasında salisilat kullanımının ardından Reye sendromu rapor edildiğinden, aşı alanlar suçiçeği aşısı ile aşılamadan sonra 6 hafta boyunca salisilat kullanmaktan kaçınmalıdır (Bkz. bölüm 4.4).

• Ginkgo Biloba- kanama riskinde olası artış.

Kontrendike etkileşimler:
15mg/hafta ya da daha yüksek dozlarda kullanılan metotreksat:
Metotreksatın hematolojik toksisitesinde artış (genel olarak anti-inflamatuvar ilaçlar metotreksatın renal klerensini azaltırlar ve salisilatlar metotreksatın plazma proteinlerine bağlanmasını inhibe ederler. (Bkz. 4.3 Kontrendikasyonlar).

Kullanım önlemleri gerektiren kombinasyonlar:
15 mg/hafta’dan daha düşük dozda kullanılan metotreksat:
Metotreksatın hematolojik toksisitesinde artış (genel olarak antiinflamatuvar ilaçlar metotreksatın renal klerensini azaltırlar ve salisilatlar metotreksatın plazma proteinlerine bağlanmasını inhibe ederler).

Kombinasyonun ilk haftalarında haftalık kan sayımı kontrolleri yapılmalıdır. Gelişmiş izleme, hafif derecede böbrek fonksiyon bozukluğu varlığında ve ayrıca yaşlılarda yapılmalıdır.

İbuprofen:
İbuprofenin eşzamanlı kullanımı, asetilsalisilik asit tarafından indüklenen geri dönüşümsüz platelet inhibisyonunu antagonize eder. Yüksek kardiyovasküler risk taşıyan hastalarda ibuprofen tedavisi, asetilsalisilik asidin kardiyovasküler koruyucu özelliklerini sınırlayabilir.

Antikoagülanlar, trombolitikler, antiplatelet ilaçlar (tiklodipin, klopidogrel gibi): Kanama zamanı uzayabilir. Asetilsalisilik asitin trombolitiklerden önce alınması kanama riskini arttırabilir. Duodenal mukozada yara oluşumu ve oral antikoagülanların plazma proteinlerine bağlanma yerlerinde meydana gelen displasman durumlarında kanama zamanı izlenmelidir. Trombosit fonksiyonunun inhibisyonu, duodenal mukozanın hasarı ve oral antikoagülanların plazma proteinlerine bağlanma yerlerinden ayrılmasına bağlı olarak kanama riskinin artması nedeniyle kanama zamanı izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4)

Diğernon-steroid anti-inflamatuvar ilaçlar ile birlikte salisilat: Sinerjik etkiye bağlı olarak ülser ve gastrointestinal kanama riskinde artış.

Selektif Serotonin Re-uptake Inhibitörleri (SSRI) :
Olası sinerjik etkiye bağlı olarak gastrointestinal kanama riskinde artış.

Sülfinpirazon, Benzbromaron, probenesid gibi ürikozürik ilaçlar:
Ürikozürik etkide azalmaya neden olabilir (renal tübüler ürik asit eliminasyonunda çekişme). Salisilatlar, probenesidin etkisini tersine çevirir. Kombinasyondan kaçınılmalıdır.

Digoksin:
Renal atılımındaki azalmaya bağlı olarak, digoksinin plazma konsantrasyonu yükselebilir.

Antidiyabetikler, örn: İnsülin, sülfonilüre:
Yüksek asetilsalisilik asit dozları, asetilsalisilik asidin hipoglisemik etkisi ve sülfonilüre grubu oral antidiyabetiklerin plazma proteinine bağlanma yerinden uzaklaştırılması ile hipoglisemik etkiyi artırabilir.

4

Diüretiklerinasetilsalisilik asit ile kombinasyonu:
Renal prostaglandin sentezinin azalmasına bağlı olarak glomeruler filtrasyonda azalma olur.

Addisson hastalığında yerine koyma tedavisi için kullanılan hidrokortizon dışındaki sistemik glukokortikoidler:
Kortikosteroid tedavisi sırasında kandaki salisilat düzeyleri azalır ve kortikoidler ile salisilatların eliminasyonunun artması sebebiyle kortikosteroid tedavisi sonlandırıldıktan sonra salisilat doz aşımı riski ortaya çıkabilir. Gastrointestinal ülser ya da kanama riskinde artış olabilir.

Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinin (ADE) asetilsalisilik asit ile kombinasyonu:
Vazodilatatör prostaglandinlerin inhibisyonuna bağlı olarak glomeruler filtrasyonda azalma olur. Antihipertansif etki azalır.

Valproik asit:
Valproik asidi proteinlere bağlanma yerinden uzaklaştırarak valproik asit toksisitesine yol açabilir.

Alkol:
Asetilsalisilik asidin ve alkolün aditif etkisine bağlı olarak gastrointestinal mukoza hasarında artış ve kanama süresinde uzama olabilir.

Benzbromaron, probenesid gibi ürikosürikler:

Azalmış ürikosürik etki (renal tübüler ürik asit eliminasyonu yarışması).

Karbonik anhidraz enzimleri:
Her ne kadar yüksek dozlar için bazı bilgiler spesifiğe edilmiş olsa da bu etkileşim potansiyel olarak bulunabilir, ancak klinik olarak önemi bulunmamaktadır. Ciddi asidoz ve artan merkezi sinir sistemi toksisitesi ile sonuçlanabilir.

Deferoksamin:
Askorbik asit ile eşzamanlı kullanımı özellikte kalpte kardiyak dekompanzasyona neden olarak doku demir toksisitesini artırabilir.

Siklosprin, takrolimus:
NSAID’lerin ve siklosporin veya takrolimusun kombine kullanımı, siklosporin ve takrolimusun nefrotoksik etkisini artırabilir. Bu ajanların asetilsalisilik asit ile birlikte kullanılması durumunda böbrek fonksiyonu izlenmelidir.

ASPİRİN, aşağıdaki ilaçların etkisini artırabilir: •İbritumomab, omasetaksin, tositumomab

Aşağıdaki ilaçlar, ASPİRİN’in etkisini artırabilir:
•Kalsiyum kanal blokerleri, dasatinib, glukosamin, ketorolak (nazal/sistemik), multivitaminler, omega-3 yağlı asitleri, polisülfat sodyum, potasyum fosfat, vitamin E, amonyum klorür, tipranavir, treprostinil .

5

ASPİRİN, aşağıdaki ilaçların etkisini azaltabilir:
•Hiyaluronidaz, Multivitaminler (ADEK, folat), tiludronat,

Aşağıdaki ilaçlar, ASPİRİN’in etkisini azaltabilir: •Ketorolak (nazal/sistemik)

Vitamin C’ye ilişkin ilaç-ilaç etkileşimleri:

C vitamini bir indirgeyici ajan (yani elektron donörü) olduğundan, gaitada, idrarda, serumda ve gizli kanda glikoz, kreatinin, karbamazepin, idrarda ürik asit analizleri gibi oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarını içeren laboratuvar testlerinde kimyasal etkileşime neden olabilir.

C vitamini, kan glikoz düzeyi üzerinde hiçbir etkisi olmamasına rağmen, idrar ve kan şekerini ölçen testlere müdahale ederek yanlış ölçümlere neden olabilir.

•Oral kontraseptifler C vitamininin serum düzeyini düşürür. Asetilsalisilik asit, disülfiram, meksitetin, demir, fenitoin, barbitürat ve tetrasiklin C vitamininin idrar yoluyla atılımını artırır. Flufenazin ve varfarin ile etkileşmektedir.

•Askorbik asidin yüksek dozları asidik ilaçların beklenmeyen renal tübüler reabsorbsiyonuna neden olabilecek şekilde idrarın asidik olmasına yol açar, asidik ilaçların kan düzeylerini artarak istenmeyen etkiler ortaya çıkarır. Bazik ilaçların ise terapötik etkisinde azalmaya yol açacak şekilde reabsorbsiyonda azalma görülür.

•Alüminyum içeren antiasitlerin birlikte uygulanması üriner alüminyum eliminasyonunu artırabilir. Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda antiasitlerle askorbik asidin birlikte uygulanması önerilmemektedir.

•Amigdalin içeren ürünler ile birlikte kullanımı siyanür toksisitesine neden olabilir. •Askorbik asidin desferrioksamin ile eş zamanlı uygulanması idrarla demir atılımını artırabilir. Desferrioksamin alan ve daha sonra askorbik asit verilen idiyopatik hemokromatozis ve talasemili hastalarda kardiyomiyopati ve konjestif kalp yetmezliği vakaları bildirilmiştir. Askorbik asit bu hastalarda dikkatle kullanılmalı ve kardiyak fonksiyon izlenmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:
Bu özel popülasyona ilişkin yapılmış bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

Pediatrik popülasyon:
Etkileşim çalışmaları yalnızca yetişkinler üzerinde yapılmıştır.

4.6 Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye
Gebelik kategorisi, gebeliğin birinci ve ikinci üç aylık dönemi için C, üçüncü üç aylık dönemi için D’dir.

Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, hamileliği ve/veya embriyo/fetal gelişimi olumsuz etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliğin erken dönemlerinde bir prostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düşük yapma ve malformasyon riskinin artmasıyla ilgili endişeleri artırmaktadır. Riskin doz ve tedavi süresi

6

ile arttığına inanılmaktadır. Mevcut veriler, asetilsalisilik asit alımı ile düşük yapma riskinin artması arasında herhangi bir ilişki olduğunu desteklememektedir. Asetilsalisilik asit için malformasyonla ilgili mevcut epidemiyolojik veriler tutarlı değildir, ancak artan bir gastroşizis riski göz ardı edilemez. Erken gebelikte (1-4. ay) yaklaşık 14.800 anne-çocuk çiftinin maruz kaldığı prospektif bir çalışma, yüksek oranda malformasyon ile herhangi bir ilişki ortaya koymamıştır.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Düşük doz asetilsalisilik asitin kontraseptif metodlarla klinik olarak ilişkili etkileşimini gösteren klinik ve klinik öncesi çalışma mevcut değildir. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, uygun bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.

Oral kontraseptifler C vitamininin serum düzeyini düşürür.

Gebe kalmak isteyen kadınlarda doz mümkün olduğunca düşük, tedavi süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.

Gebelik dönemi

Gebeliğin birinci ve ikinci üç aylık döneminde, asetilsalisilik asit açık bir şekilde gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.

Gebeliğin üçüncü trimesterinde ise asetilsalisilik asit kullanımı kontrendikedir (Bkz. 4.3 Kontrendikasyonlar).

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. (Bkz. Bölüm 5.3).

Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişimi istenmeyen şekilde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalar erken gebelik döneminde prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların kullanılmasının düşük ve malformasyon riskini artırabileceğini düşündürmektedir. Riskin doz ve tedavi süresine göre artış gösterdiğine inanılır.

ASA (asetilsalisilik asit) için mevcut epidemiyolojik tüm veriler gastroşizis riskinin arttığına işaret etmektedir.

Gebeliğin üçüncü trimesterinde kullanıldığında, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri fetüste aşağıdaki etkilere neden olabilir:
– Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriosusun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon)
– Oligohidramniozun eşlik ettiği renal yetmezliğe kadar varabilen renal fonksiyon bozukluğu

Prostaglandin sentezi inhibitörleri anne ve yeni doğan üzerinde ise aşağıdaki etkilere neden olabilir:
-Kanama zamanının uzamasına ve düşük dozlarda dahi anti-agregan etkiye neden olabilir.

-Rahim kasılmalarının inhibisyonuna, böylece de hamilelik döneminin uzamasına neden olabilir.

7

Laktasyon dönemi
ASPİRİN PLUS C önerilen dozlarda emziren kadınlara verildiğinde, içeriğinde bulunan ASA süt emen çocuğu etkileyebilecek ölçüde anne sütüne geçebilir. Nadir kullanımlar sonrasında, bebekler üzerinde yan etki şimdiye kadar görülmemiştir. Buna rağmen emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ASPİRİN PLUS C tedavisinin durdurulup/durdurulmayacağına hekim tarafından karar verilmelidir. Bununla birlikte düzenli kullanım ya da yüksek dozlardan sonra emzirmeye devam edilmemelidir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Prostagladin sentezi inhibitörlerinin ovulasyon üzerindeki etkisi ile kadın fertilitesini olumsuz yönde etkilediğine dair bazı kanıtlar vardır. Tedavinin kesilmesi ile bu etki giderilebilir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerisi üzerinde hiçbir etki gözlemlenmemiştir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Aşağıdaki advers etkiler, romatizmalı hastaların uzun süreli yüksek doz tedavilerini de kapsayan asetilsalisilik asit ile tedaviyi takiben rapor edilen tüm advers etkilerden oluşmaktadır. İzole vakaların dışındaki görülme sıklıkları için günlük 3 g’ı aşmayan kısa dönemli kullanım baz alınmıştır.

İstenmeyen etkilerin değerlendirilmesi aşağıdaki sıklıklara dayanarak yapılır:

Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila ≤ 1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila ≤ 1/100); seyrek (≥1/10.000 ila ≤ 1/1.000); çok seyrek (≤ 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Asetilsalisilik asidin olası advers etkileri aşağıda verilmektedir;

Kan ve lenf sistemi hastalıkları:

Seyrek: Ciddi kanamalar; özellikle hipertansiyonu kontrol altına alınamayan ve beraberinde antihemostatik ilaç kullanımı olan vakalarda beyin kanaması hayatı tehdit edici olabilir.

Bilinmiyor: Kanama riskinde artış. Örn: Muhtemelen kanama zamanının uzamasına bağlı olarak girişimsel kanama, hematom, burun kanaması, ürogenital kanama, dişeti kanaması ya da cilt altında kanama. Bu etki kullanımı takiben 4-8 gün sürebilir.

Şiddetli glikoz- 6- fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği olan hastalarda hemoliz, hemolitik anemi
Kanama, asteni, solgunluk, hipoperfüzyon gibi ilgili laboratuvar ve klinik belirti ve semptomlarla birlikte hemorajik anemi/demir eksikliği anemisi (örneğin gizli mikro kanama nedeniyle) ile sonuçlanabilir.

Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Seyrek: Solunum yolunda, deride, gastrointestinal kanalda ve kardiyovasküler sistemde özellikle asetilsalisilik asit ile alevlenen solunum hastalığı ile ilgili hipersensitivite

8

reaksiyonları.

Muhtemel birlikte olarak görülen reaksiyonlar: kan basıncında düşüş, dispne atakları, rinit, burun tıkanıklığı, anaflaktik şok veya anjiyonörotik ödem.

Metabolizma ve beslenme bozuklukları:

Bilinmiyor: Hiperürisemi

Sinir sistemi hastalıkları:
Bilinmiyor: Baş ağrısı, baş dönmesini de içeren sersemlik hali ve bilinç karışıklığı doz aşımı semptomları olabilir.

Seyrek: Kafa içi kanama

Kulak ve iç kulak hastalıkları:
Bilinmiyor: Azalmış duyma yeteneği, kulak çınlaması

Vasküler hastalıklar:
Seyrek: Hemorajik vaskülitler

Solunum, göğüs ve mediastinal hastalıklar:
Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılığa bağlı rinit, nefes darlığı Seyrek: Aşırı duyarlılığa bağlı bronkospazm, astım atakları

Üreme sistemi hastalıkları:
Seyrek: Menoraji

Gastrointestinal sistem hastalıkları:
Yaygın: Mide ekşimesinden dolayı göğüste duyulan yanma hissi, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi gastrointestinal şikayetler.

Seyrek: Gastrointestinal kanama; çok seyrek olguda demir eksikliği anemisine yol açabilir. Gastrointestinal ülserler; bu durum çok seyrek olguda perforasyona yol açabilir. Gastrointestinal inflamasyonlar gözlenebilir.

Bilinmiyor: Bağırsak mukozasında daha önce meydana gelen hasar, bağırsak lümeninde çok sayıda katman oluşmasına yol açabilir ve ardından potansiyel darlık oluşabilir (özellikle uzun süreli tedavide). İlgili laboratuvar ve klinik belirti ve semptomlar, sıklığı bilinmeyen bağırsak diyafram hastalığı (özellikle uzun süreli tedavide).

Nadiren büyük olabilen mide veya duodenal ülserler ve perforasyon (kanlı veya siyah katranlı dışkı, şiddetli mide ağrısı ve kan kusma gelişebilir), gastrointestinal iritasyon (hafif mide ağrısı), erozyonlar, mide ekşimesi, ölümler meydana gelebilir.

Hepato-bilier hastalıklar:
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış.

Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Yaygın olmayan: Cilt reaksiyonları vb. hipersensitivite reaksiyonları.

Seyrek: Şiddetli cilt reaksiyonları gibi hipersensitivite reaksiyonları (eksüdatif eritema multiforme), Steven-Johnson sendromu, Lyells sendromu, purpura, eritema nodozum

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:

9

Bilinmiyor: Böbrek fonksiyonlarında bozulma, akut böbrek hasarı

Askorbik asit (C Vitamini)’nin olası advers etkileri aşağıdadır;

Sinir sistemi hastalıkları:
Bilinmiyor: Baş ağrısı

Vasküler hastalıklar:
Bilinmiyor: Kızarma

Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Bilinmiyor: Deride kızarıklık

Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Bilinmiyor: Hipersensitivite reaksiyonları, alerjik reaksiyonlar ve anaflaktik şok

Gastrointestinal sistem hastalıkları:
Bilinmiyor: İshal, bulantı, kusma, gastrointestinal ağrı, abdominal ağrı, mide krampları

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Böbrek taşı oluşumu, hiperkalsiüri
Hiperoksalüri riski altında olduğu bilinen hastalar, idrar oksalat atılımında artış olabileceğinden, günde 1 g’ı aşan askorbik asit dozları almamalıdır. Bununla birlikte, normal, hiperoksalürik olmayan bireylerde böyle bir risk gözlemlenmemiştir.

Uzun bir süre boyunca artan dozlarda askorbik asit alımı, askorbik asidin renal klerensinin artmasına neden olabilir ve alım hızla azaltılırsa veya kesilirse eksiklik meydana gelebilir. Günde 600 mg’ın üzerindeki dozların diüretik etkisi vardır.

Askorbik asidin, glikoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan bazı kişilerde hemolitik anemiyi hızlandırdığı gösterilmiştir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adveriye Farma(TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. e-posta: tel: 0800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Asetilsalisilik asit
Salisilat toksisitesi, kronik, terapötik doz aşımının yanı sıra potansiyel olarak yaşamı tehdit eden akut zehirlenmeden (çocuklarda kazara yutulmasından kasıtlı zehirlenmeye kadar aşırı doz) kaynaklanabilir.

Kronik salisilat zehirlenmesi
Kronik salisilat zehirlenmesi yanıltıcı olabilir çünkü belirti ve semptomlar spesifik değildir. Hafif salisilat zehirlenmesi genellikle yüksek dozların (2 gün > 100 mg/kg/gün) tekrar tekrar alınması sonrasında ortaya çıkabilir. Semptomlar baş dönmesi, vertigo, kulak çınlaması, işitme kaybı, terleme, mide bulantısı ve kusma, baş ağrısı ve konfüzyonu içerir ve doz azaltılarak kontrol altına alınabilir.

10

Akut salisilat zehirlenmesi
Akut zehirlenmenin ana özelliği, yaş ve zehirlenme derecesine göre değişebilen asit-baz dengesinin ciddi şekilde bozulmasıdır. Çocuklarda akut zehirlenmenin en yaygın belirtisi metabolik asidozdur. Zehirlenmenin şiddeti yalnızca plazma konsantrasyonundan tahmin edilemez. Asetilsalisilik asidin emilmesi, mide boşalmasının azalması, midede taş oluşumu veya enterik kaplı müstahzarların yutulmasının bir sonucu olarak gecikebilir. Tinnitus, 150 ila 300 µg/mL plazma konsantrasyonlarında meydana gelebilir. 300 µg/mL’nin üzerindeki konsantrasyonlarda daha ciddi yan etkiler ortaya çıkabilir.

Salisilat zehirlenmesinin patofizyolojik etkileri karmaşıktır.

Hafif ile orta şiddette intoksikasyon:
Bulantı, kusma, hızlı solunum, hiperventilasyon, respiratuar alkaloz ve terleme.

Orta ile şiddetli intoksikasyon:
Respiratuar alkaloz, respiratuvar alkaloza eşlik eden metabolik asidoz, metabolik asidoz, hiperpireksi, solunum hastalıkları (hiperventilasyondan solunum yetmezliğine kadar), kardiyovasküler hastalıkalar (aritmiden kardiyovasküler şoka kadar), sıvı ve elektrolit bozuklukları (dehidrasyondan böbrek yetmezliğine kadar), bozulmuş glikoz metabolizması ve ketozis, kulak çınlaması, işitme kaybı, gastrointestinal kanama, hematolojik bozukluklar (trombosit fonksiyonunun inhibisyonundan pıhtılaşma bozukluğuna kadar), toksik ansefalopati ve SSS depresyonu (letarjiden komaya ve nöbetlere kadar).

Asetilsalisilik asit zehirlenmesinin tedavisi, yaygınlığı, evresi ve klinik semptomları ile ve standart zehirlenme yönetimi tekniklerine göre belirlenir.

Acil durum tedavisi:
-Derhal hastaneye yatırma;
-Gastrik lavaj ve aktif kömür uygulanması, asit-baz dengesinin izlenmesi;
-7,5 ile 8 arasında bir idrar pH değeri sağlamak için alkalin diürezi; plazma salisilat konsantrasyonunun erişkinlerde 500 mg/l (3,6 mmol/l) veya çocuklarda 300 mg/l’yi (2,2 mmol/l) aşması halinde arttırılmış alkalin diürezi değerlendirilmelidir.

-Şiddetli intoksikasyon vakalarında opsiyonel hemodiyaliz; -Sıvı kaybı telafi edilmelidir;
-Semptomatik tedavi.

Askorbik asit

Ürünün akut veya kronik doz aşımı ayrıca C vitamini ile ilişkili spesifik toksisiteye neden olabilir.

C vitamini aşırı dozunun genel belirtileri diyare, bulantı ve kusma gibi gastrointestinal rahatsızlıkları içerebilir.

Klinik belirti ve semptomlar, laboratuvar bulguları ve aşırı dozun sonuçları, kişinin duyarlılığına ve çevresindeki koşullara (yani doz, kullanım süresi, tanıya kadar geçen süre) bağlıdır.

Doz aşımı belirtileri ortaya çıkarsa, ürün kullanımı durdurulmalı ve bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Akut veya kronik aşırı doz alımında C vitamini (yetişkinlerde > 2 g/gün) idrar oksalat düzeylerini önemli ölçüde yükseltebilir. Bazı durumlarda bu durum, hiperoksalüri, kalsiyum

11

oksalat kristalizasyonu, böbrek taşı oluşumu, kalsiyum oksalat birikimi, tübülointerstisyel nefropati ve akut böbrek yetmezliği ile sonuçlanır.

Glikoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan bireylerde aşırı dozda C vitamini alımı (çocuklarda > 3 g/gün ve yetişkinlerde > 15 g/gün) eritrosit hemoliziyle sonuçlanabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvar, antiromatizmal ve analjezik
ATC-Kodu: N02BA51 Asetilsalisilik asit kombinasyonları (psikoleptikler hariç)

Asetilsalisilik asit

Asetilsalisilik asit, analjezik, antipiretik, antiinflamatuvar özelliklere sahip, asidik, non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar grubuna dahildir. Etkisini, prostaglandin sentezinde rol alan siklooksijenaz enzimini irrevesibl olarak inhibe ederek gösterir.

Asetilsalisilik asitin genellikle 300 ila 1000 mg aralığındaki oral dozları, ağrının giderilmesi, soğuk algınlığı veya grip gibi hafif febril durumlarda ateşin düşürülmesi, eklem ve kas ağrılarının giderilmesi için kullanılır.

Romatoid artrit, osteoartrit ve ankilozan spondilit gibi akut ve kronik inflamavuar hastalıklarda da kullanılır.

Asetilsalisilik asit ayrıca, trombositlerdeki tromboksan A2 sentezini bloke ederek trombosit agregasyonunu inhibe eder. Bu nedenle, genellikle 75 ve 300 mg arasındaki günlük dozlarda çeşitli damar rahatsızlıklarında kullanılır.

Askorbik asit

Suda çözünebilen askorbik asit (C vitamini), oksijen radikallerine ve inflamatuvar süreçte ve lökosit fonksiyonunda önemli rol oynayan endojen ve eksojen orijinli diğer oksidanlara karşı olan organizmanın koruyucu sisteminin bir parçasıdır.

In-vitro ve ex-vivo deneyler, askorbik asidin insanlarda lökositik immun cevap üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu göstermektedir.

Askorbik asit, kapiller duvar bütünlüğünün sağlanmasında kollajen liflerle birlikte görev alan, ana intraselüler maddenin (mukopolisakkaritler) sentezi için gereklidir.

Klinik çalışmalarda, askorbik asidin asetilsalisilik aside eklenmesinin gastrointestinal hasar ve oksidatif stresi önlediği gösterilmiştir. Bu yararlar askorbik asid asetilsalisilik asit kombinasyonunun tek başına asetilsalisilik aside göre toleransının düzelmesine neden olabilir.

5.2 Farmakokinetik Özellikler

Asetilsalisilik asit

12

Genel özellikler
Emilim:
Oral uygulamayı takiben asetilsalisilik asit gastrointestinal sistemden hızla ve tamamen absorbe olur. Absorbsiyon sırasında ve sonrasında asetilsalisilik asit ana aktif metaboliti olan salisilik aside dönüşür. Genelde, maksimum plazma düzeylerine formülasyona bağlı olarak asetilsalisilik asit için 15-30 dakika sonra, salisilik asit içinse 0.72-2 saatte erişilir. Askorbik asit ilavesi, asetilsalisilik asidin PK parametrelerinde küçük değişkenlik ile sonuçlanır veya hiç değişkenlik göstermez.

Dağılım:
Asetilsalisilik asit ve salisilik asitin her ikisi de, plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanır ve hızla tüm vücuda dağılır. Salisilik asit, anne sütüne ve plasentaya geçer.

Biyotransformasyon:
Salisilik asit esas olarak hepatik metabolizmayla elimine edilir. Metabolitleri salisilürik asit, salisil fenolik glukuronid, salisil açil glukuronid, gentisik asit ve gentisürik asittir.

Eliminasyon:
Metabolizması karaciğer enzim kapasitesiyle sınırlı olduğu için salisilik asidin eliminasyon kinetikleri doza bağımlıdır. Bu nedenle, eliminasyon yarılanma ömrü, düşük dozları takiben 2 ila 3 saat arasındadır, yüksek dozlardan sonra ise 15 saate kadar uzamaktadır. Salisilik asit ve metabolitleri büyük oranda böbrekler yoluyla atılır.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Asetilsalisilik asit kinetiği ilk geçiş sürecini takip eder. Bu sebeple, terapotik dozlarda farmakokinetiği doğrusaldır.

Askorbik asit
Genel özellikler
Emilim:
Oral alımdan sonra, askorbik asit, çoğunlukla ince bağırsak proksimal kısmında etkili olan Na+ bağımlı aktif transport sistemi ile bağırsaktan absorbe olur. Tekli doz arttıkça biyoyararlanım düşer (1 g’dan sonra %60-75, 12 g’dan sonra %16). Absorbe olmayan fraksiyon kalın bağırsak florası tarafından temel olarak CO2 ve organik asitlere parçalanır.

Dağılım:
Sağlıklı erişkinlerde; 0,8/1,0 mg/gün plazma konsantrasyonlarında 40-50 mg/gün seviyesindeki maksimum metabolik döngüye ulaşılır.

Biyotransformasyon:
Kısmen dehidroaskorbik asit yoluyla oksalik aside metabolize edilir.

Eliminasyon:
Askorbik asit glomerülde süzülür ve aktif Na+ bağımlı işlem ile proksimal tübülde geri emilir. Aşırı derece yüksek oral dozlarda, üç saati aşan kısa sürelerde 4,2 mg/dl seviyesine ulaşan plaza konsantrasyonları sağlanabilir. Bu koşullarda askorbik asit idrarda büyük çoğunlukla (>%80) değişmeden atılır (yarılanma ömrü 2,9 saat). Yaklaşık 180 mg/günlük düzenli uygulamanın ardından vücuttaki toplanma en az 1,5 g’dır. Hipofiz bezinde, adrenal bezlerde, göz merceklerinde ve beyaz kan hücrelerinde önemli akümülasyon oluşur. İdrar ile atılan başlıca metabolitleri, oksalat ve diketogulonik asittir.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Asetilsalisilik asidin preklinik emniyet profili iyi bilinmektedir.

13

Hayvan çalışmalarında salisilatlar yüksek dozlarda böbrek hasarına ve gastrointestinal ülsere neden olmuş ancak başka bir organik lezyon gözlenmemiştir.

Asetilsalisilik asit, in vitro ve in vivo koşullarda mutajenite açısından kapsamlı bir biçimde araştırılmıştır; mutajenik potansiyele ilişkin anlamlı bir bulgu elde edilmemiştir. Aynı durum karsinojenite çalışmaları için de geçerlidir.

Hayvan çalışmalarında ve farklı türlerde, salisilatlar teratojenik etki sergilemiştir. Prenatal maruziyet sonrasında, implantasyon bozuklukları, embriyotoksik ve fetotoksik etkiler ve öğrenme becerisinde azalma tanımlanmıştır.

Akut toksisite, tekrarlanan doz toksisitesi ve üreme ve gelişme toksisitesi ile ilgili klinik olmayan çalışmalar, insanlar için özel bir tehlike ortaya koymamaktadır.

Hayvanlarda ve insanlarda yapılan çalışmalardan elde edilen sınırlı veriler, C vitamininin düşük toksisiteye sahip olduğunu göstermektedir. Akut ve tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve üreme ve gelişim toksisitesine ilişkin konvansiyonel çalışmalara dayanan klinik öncesi veriler, insanlar için özel bir tehlike ortaya koymamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Monosodyum sitrat
Sitrik asit anhidr
Sodyum bikarbonat
Sodyum karbonat anhidr

6.2 Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği yoktur.

6.3 Raf ömrü

30 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25ºC altındaki oda sıcaklığında, kuru bir yerde saklayınız.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

10 tablet içeren laminat aluminyum folyo ambalajda

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

14

7. RUHSAT SAHİBİ
Bayer Türk Kimya San.Ltd.Şti.

Fatih Sultan Mehmet Mah. Balkan Cad. No: 53 34770 Ümraniye / İstanbul
Tel:(0216) 528 36 00
Faks:(0216) 645 39 50
RUHSAT NUMARASI 8.

13.08.1992 – 161/20
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsatlandırma tarihi: 13.08.1992
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ

15


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın