VEGABON 70 MG 4 TABLET

KULLANMA TALİMATI
VEGABON 70 mg TABLET
Ağızdan alınır.
• Etkin madde: 70 mg Alendronat’a eşdeğer miktarda 91.35 mg Alendronat sodyum trihidrat
içerir.
• Yardımcı maddeler: Laktoz (Anhidr), Mikrokristalin selüloz PH 102, Kolloidal silikon
dioksit (Aerosil 200), Kroskarmellos sodyum (Ac-di-sol), Magnezyum stearat
okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu
ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında
yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. VEGABON nedir ve ne için kullanılır?
2. VEGABON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. VEGABON nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. VEGABON’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1
1.VEGABON nedir ve ne için kullanılır?
VEGABON’da bulunan alendronat, bifosfonatlar olarak adlandırılan hormon olmayan ilaçsınıfının bir üyesidir. VEGABON menopoz sonrası, kadınlarda görülen kemik kaybını önler ve kemiğin tekrar yapılanmasına yardımcı olur. Kalça kemiği ve omurga kırığı riskini azaltır.
VEGABON kırıkların önlenmesi için erkeklerdeki osteoporozun tedavisinde yararlıdır. VEGABON tablette 70 mg Alendronat’a eşdeğer miktarda 91.35 mg Alendronat sodyum trihidrat içeren 4 ve 12 tabletlik blister ambalajlarda kullanıma sunulmuştur.
Osteoporoz nedir?
Osteoporoz, kemiklerin erimesi ve zayıflamasıdır. Menopoz sonrasında kadınlarda yaygındır. Ancak erkeklerde de görülebilir. Menopozda yumurtalıklar kadının sağlıklı bir iskelete sahip olmasında yardımcı olan dişilik hormonu östrojeni üretmeyi bırakırlar. Sonuç olarak kemik kaybı görülür ve kemik zayıflar. Bir kadın menopoza daha erken girerse, daha fazla osteoporoz riski oluşur.
Osteoporozun başlangıcında genellikle belirti görülmez. Ancak, tedavi edilmezse kemiklerde kırılma oluşabilir. Kırıklar genellikle ağrı yapsa da, omurga kemiğindeki kırıklar, boy kaybına neden olana kadar fark edilemeyebilir. Kırıklar, bir şey kaldırma gibi olağan günlük faaliyet sırasında ya da genellikle, normal kemiğin kırılmasına neden olmayan küçük yaralanmalardan dolayı oluşabilir. Kırıklar genellikle, kalça, omurga ya da bilekte görülür ve hem ağrıya hem deönemli şekil bozuklukları ve sakatlığa neden olabilir (omurganın eğriliğinden dolayı kambur duruş ve hareket kaybı gibi).
Osteoporoz nasıl tedavi edilebilir?
Osteoporoz tedavi edilebilir ve tedaviye başlamak için hiçbir zaman geç değildir. VEGABON, hem kemik kaybını önler hem de kaybedilen kemiklerin yeniden yapılmasına yardım eder ve kalça kemiği ve omurgada oluşabilecek kırık olasılığını azaltır.
Ayrıca, doktorunuz size yaşam tarzınızda aşağıdaki değişiklikleri yapmanızı önerebilir: Sigarayı bırakma: Sigaranın, kemik kaybı oranını ve bu nedenle kırık riskini artırdığıbilinmektedir.
Egzersiz: Kaslar gibi kemiklerin de güçlü ve sağlıklı kalması için egzersize ihtiyacı vardır. Herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışınız.
Dengeli beslenme: Doktorunuz size, beslenme düzeninizi değiştirmenizi ya da besin takviyesi almanızı tavsiye edebilir.
2
2. VEGABON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Ağız yoluyla alınan bifosfonat grubu ilaçların kullanımı ile yemek borusu kanseri riskinin artabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanmamıştır. Barrett özofagusu (yemek borusunu etkileyen hastalık) veya gastroözofageal reflü (mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması) gibi bir hastalığın varlığında VEGABON kullanımından kaçınılmalıdır. Bu hastalıklar konusunda doktorunuzdan bilgi alınız.
Bifosfonatlar ile tedavi edilen hastalarda olağan dışı uyluk kemiği kırıkları görülebilir. Bu kırıklar genellikle travma olmaksızın ya da minimal travma ile gelişmektedir. Bifosfonat kullanan ve uyluk ya da kasık ağrısı ile başvuran hastalar olağan dışı kırık şüphesi ile değerlendirilmelidir. Bu hastalarda bireysel zarar/yarar durumuna göre bifosfonat tedavisinin kesilmesi gündeme gelebilir.
VEGABON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Eğer;
• Alendronat sodyum trihidrat veya VEGABON’un içeriğindeki maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz varsa,
• Daralma veya yutkunmada güçlük gibi belirli bir yemek borusu (ağzınızı mideye bağlayan boru) hastalığınız varsa
• En az 30 dakika boyunca ayakta duramıyorsanız ya da dik oturamıyorsanız
• Doktorunuz kanınızdaki kalsiyum değerinizin düşük olduğunu söylemişse.
VEGABON’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ: Eğer;
•
•
•
Böbrek hastalığınız varsa,
Yutma veya sindirim ile ilgili probleminiz varsa,
Doktorunuz size Barrett özofagusunuz (yemek borusunun alt tarafındaki hücrelerde
değişiklikler ile ilişkili bir durum) olduğunu söylerse,
•
•
Kanınızda kalsiyum seviyesi düşükse,
Zayıf diş sağlığı, diş eti çekilmesi, planlanan diş çekiminiz varsa veya düzenli diş
bakımı yapmıyorsanız,
•
•
•
Kanserseniz,
Kemoterapi veya radyoterapi görüyorsanız,
Kortikosteroid ilaçlar (prednizon veya deksametazon gibi) alıyorsanız,
3
• Sigara kullanıyorsanız veya kullanmışsanız (bu durum dental problem riskini arttırabilir)
VEGABON ile tedavi başlamadan önce dişlerinizi kontrol ettirmeniz önerilebilir.
VEGABON ile tedavi iyi ağız hijyenini devamlılığı önemlidir. Tedaviniz boyunca rutin dişkontrolünüzü yaptırmalısınız ve diş kaybı, ağrı veya şişme gibi ağız veya dişlerinizde herhangi bir problemle karşılaşırsanız, doktorunuz veya diş hekiminiz ile iletişime geçmelisiniz.
VEGABON’u bir bardak su ile almadıysanız veya aldıktan sonra 30 dakika geçmeden uzandıysanız yemek borunuzda (ağzınızı mideye bağlayan boru) iritasyon, iltihaplanma veyaülserasyon ile birlikte göğüs ağrısı, mide yanması veya yutkunmada güçlük veya ağrıgörülebilir. Bu belirtiler görülmeye başladıktan sonra hasta VEGABON almaya devam ederse belirtiler daha da kötüleşebilir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
VEGABON’un yiyecek ve içecek ile kullanılması
Yiyecekler veya içecekler (maden suyu dahil) ile birlikte alınması VEGABON’un etkisini azaltacaktır. Bundan dolayı bölüm 3. VEGABON nasıl kullanılır’da verilen talimatlara uymanız önemlidir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
VEGABON’un yalnızca menopoz sonrası kadınlarda kullanılması amaçlanmıştır. Hamile iseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız VEGABON almayınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
VEGABON’un
Emziriyorsanız VEGABON almayınız.
Araç ve makine kullanımı
Araç ve makine kullanma becerisini etkileyebilen, VEGABON ile ilgili bildirilen yan etkiler (bulanık görme, baş dönmesi ve şiddetli kemik, kas veya eklem ağrılarını içeren) mevcuttur.
4
VEGABON’a karşı bireysel cevaplar farklı olabilir (bakınız “Olası yan etkiler nelerdir”).
VEGABON’un içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler VEGABON laktoz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşıintoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanılması
Aynı anda alınırsa, kalsiyum takviyeleri, antasidler (mide asit salgısını dengeleyen ilaçlar) ve bazı ağızdan alınan ilaçlar VEGABON emilimini engelleyebilir. Bu nedenle, bölüm 3. VEGABON nasıl kullanılır’da verilen talimatlara uymanız önemlidir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. VEGABON nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar VEGABON haftada bir defa alınan bir tablettir.
VEGABON’un size yararlı olması için aşağıda anlatılan önemli talimatları uygulamalısınız: 1. Programınıza en uygun olan bir gün seçiniz. Her hafta, seçtiğiniz günde bir tane VEGABON alınız.
VEGABON’un hızlıca midenize ulaşması ve yemek borunuzu tahriş etme riskini önlemek için aşağıda yazan 2, 3, 4 ve 5. basamakları takip etmeniz önemlidir.
2. Seçtiğiniz gün uyandıktan sonra ve günün ilk yiyeceğini, içeceğini ya da diğer bir ilacınızı almadan önce, VEGABON’u yalnızca tam dolu bir bardak su ile (maden suyu değil) (200 ml’den az olmamak kaydıyla) yutunuz.
•
•
•
Maden suyu ile birlikte almayınız.
Kahve ya da çay ile birlikte almayınız.
Meyve suyu veya süt ile birlikte almayınız.
Tableti kırmayınız veya çiğnemeyiniz ya da emmeyiniz.
3. VEGABON’u yuttuktan sonra yatmayınız. En az 30 dakika tamamen dik durumda kalınız (oturma, ayakta durma ya da yürüme gibi). Günün ilk yiyeceğini yiyene kadar yatmayınız.
4. VEGABON’u gece yatmadan ya da sabah kalkmadan önce almayınız.
5. Yutma sırasında zorluk ya da ağrı hissederseniz, göğsünüzde ağrı olursa veya yeni meydana gelen ya da kötüleşen mide yanması yaşarsanız, VEGABON almayı bırakınız ve doktorunuzla görüşünüz.
5
6. VEGABON’u yuttuktan sonra, günün ilk yiyeceğini, içeceğini ya da antasidler, kalsiyum takviyeleri ve vitaminler dahil olmak üzere o gün alacağınız başka bir ilacıalmadan önce en az 30 dakika bekleyiniz. VEGABON yalnızca, mideniz boş olduğu zaman etkilidir.
Uygulama yolu ve metodu
VEGABON’un dozu haftada bir ağızdan alınan 1 tablet (70 mg)’dır. Tablet, aç karnına, bütün olarak 1 bardak su ile yutularak alınır.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
VEGABON çocuklara ve ergenlik çağındakilere verilmemelidir.
Yaşlılarda kullanım:
VEGABON için yaşlılarda doz ayarlamasına gerek yoktur.
Böbrek yetmezliğinde kullanım:
VEGABON, şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda tavsiye edilmemektedir.
Karaciğer yetmezliğinde kullanım:
Alendronat için karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.
Eğer VEGABON’un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla VEGABON’u kullandıysanız:
VEGABON’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
Eğer yanlışlıkla bir seferde birden fazla tablet aldıysanız, tam dolu bir bardak süt içiniz ve derhal doktorunuza başvurunuz. Kusmaya çalışmayınız ve yatmayınız.
VEGABON’u kullanmayı unutursanız:
Hatırladıktan sonraki sabah yalnızca bir tane VEGABON alınız. Aynı gün iki tablet almayınız.
Kendi programınızdaki gibi haftada bir kez seçtiğiniz gün bir tablet almaya devam ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
VEGABON ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Doktorunuzun size reçete ettiği süre boyunca VEGABON kullanmaya devam etmeniz
6
önemlidir. Tabletleri kullanmaya devam ederseniz, VEGABON sadece osteoporozunuzu tedavi edebilir. Bu ilacın kullanımı ile herhangi bir sorunuz olursa, doktorunuza veya eczacınıza başvurunuz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi VEGABON da yan etkilere neden olabilir, ancak bu yan etkiler herkeste görülmez.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’nde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat en az 100 hastanın birinde görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat en az 1000 hastanın birinde görülebilir. Seyrek: 1000 hastanın birinden az, fakat en az 10000 hastanın birinde görülebilir.Çok seyrek: 10000 hastanın birinden az görülebilir.
Çok yaygın:
• Bazen şiddetlenen kas iskelet (kemik, kas veya eklem) ağrısı. Yaygın:
• Mide yanması; yutkunmada güçlük; yutkunma sırasında ağrı; göğüs ağrısı, mide yanması veya yutmada zorluk veya ağrıya neden olabilen yemek borusunda (ağzınızı mideye bağlayan boru) yara,
• Eklemlerde şişme,
• Karın ağrısı; midede rahatsızlık hissi veya yemekten sonra geğirme; kabızlık; midede doluluk veya şişkinlik hissi; ishal; mide gazı,
• Saç dökülmesi; kaşıntı,
• Baş ağrısı; baş dönmesi,
• Yorgunluk; ellerde ve bacaklarda şişkinlik.
Yaygın olmayan:
• Bulantı; kusma,
• Yemek borusunda veya midede tahriş veya iltihaplanma,
Siyah veya katran benzeri dışkı•
•
Bulanık görme; gözlerde ağrı veya kızarıklık, • Döküntü; ciltte kızarıklık,
• Geçici grip benzeri semptomlar, kas ağrısı, kendini iyi hissetmeme ve bazen tedavinin başlangıcında görülen ateşi
7
• Tat alma duyusu bozukluğu
Seyrek:
• Kurdeşen, yutkunmada ve nefes almada güçlüğe neden olabilecek yüzde, dudaklarda, dilde ve/veya boğazda şişkinlik gibi alerjik reaksiyonlar,
• Kas krampları veya spazmları ve/veya parmaklarda veya ağzın etrafında karıncalanma hissi dahil, kandaki kalsiyum seviyesi düşüklüğü belirtileri,
• Karında veya midede ülser (bazen şiddetli veya kanamalı),
• Yemek borusunda daralma,
• Güneş ışığı ile daha da kötüleşen deri döküntüsü; şiddetli deri reaksiyonları,
Ağızda ve/veya çenede ağrı, ağız içinde şişkinlik ve yaralar, çenede hissizlik veya ağırlık• hissi veya diş kaybı. Bunlar genellikle diş çekimi sonrası gecikmiş tedavi ve enfeksiyonla ilişkili, çenedeki kemik hasarını (osteonekroz) işaret eder. Bu belirtiler gerçekleşirse, doktorunuz ve diş hekiminiz ile iletişime geçiniz,
• Osteoporoz için özellikle uzun dönem tedavi olan hastaların uyluk kemiğinde olağandışı kırık seyrek olarak meydana gelebilir. Uyluk kemiği kırığının olası erken belirtilerinden olan uyluk, kalça veya kasıklarınızda ağrı, zayıflık veya rahatsızlık hissederseniz doktorunuza danışınız.
• Tabletler çiğnendiği veya emildiği zaman ağız yaraları.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak doğrudan ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. VEGABON’un saklanması
VEGABON’u çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Tercihen 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, kuru bir yerde muhafaza edilmelidir.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra VEGABON’u kullanmayınız.
8
KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. Bağlarbaşı, Gazi Cad., No:64-66
Üsküdar / İstanbul
KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi
Çerkezköy / Tekirdağ
Bu kullanma talimatı …/…/… tarihinde onaylanmıştır.
9
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
VEGABON 70 mg TABLET
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Alendronat sodyum (trihidrat) 91.350 mg*
* 70 mg Alendronata eşdeğer
Yardımcı madde(ler):
Laktoz (Anhidr) 149.150 mg Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
VEGABON, kalça ve vertebra kırıkları (vertebral kompresyon kırıkları) dahil olmak üzere kırıklarınönlenmesi için postmenopozal osteoporozlu kadınlarda osteoporoz tedavisinde endikedir. VEGABON kırıkların önlenmesi için erkeklerdeki osteoporozun tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz, haftada 1 kez alınan 70 mg tablettir. Osteoporozda bifosfonat tedavisinin optimal süresi belirlenmemiştir. Tedaviyi sürdürme ihtiyacı, özellikle 5 yıl veya daha uzun süreli kullanımın ardından, VEGABON’un yarar ve potansiyel risklerine göre bireysel hasta bazında periyodik olarak yeniden değerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
Alendronatın uygun bir şekilde emilebilmesi için;
VEGABON, ilacın alındığı gündeki ilk gıda, içecek veya ilaçtan en az 30 dakika önce yalnızca su ile birlikte alınmalıdır. Diğer içecekler (maden suyu dahil), gıdalar ve bazı ilaçların alendronat
1
absorpsiyonunu azaltması olasıdır (bkz.bölüm 4.5).
İlacın lokal ve özofagus iritasyon/advers reaksiyon riskini azaltmak ve mideye geçişini kolaylaştırmak için (bkz.bölüm 4.4):
• VEGABON yalnızca, sabah kalktıktan sonra tam dolu bir bardak su ile birlikte yutulmalıdır (200 ml’den az olmamak kaydıyla).
• Hastalar VEGABON’u sadece bütün olarak yutmalıdırlar. Hastalar tableti kırmamalı veya çiğnememeli veya ağızda eritmemelidir, çünkü potansiyel orofarenjiyal ülserasyon oluşabilir.
• Tableti aldıktan en az 30 dakika sonra günün ilk öğünü yenmeli ve daha sonra tekrardan yatağa uzanılmamalıdır.
• Hastalar VEGABON aldıktan sonra en az 30 dakika uzanmamalıdır.
• VEGABON gece yatmadan ya da sabah yataktan kalkmadan önce alınmamalıdır.
Öğünlerle alınan miktar yeterli değilse hastaların ek kalsiyum ve D vitamini almaları gerekir (bkz.bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek /Karaciğer yetmezliği:
Glomerülar filtrasyon oranı (GFR) 35 ml/dak’dan büyük olan hastalar için doz ayarlaması yapılmasıgerekmez. Glomerülar filtrasyon (GFR) 35 ml/dak’dan küçük olan hastalar için sınırlı deneyim olduğundan alendronat önerilmez.
Pediyatrik popülasyon:
Alendronat 18 yaşın altındaki osteojenezis imperfektalı az sayıda hastada çalışılmıştır. Sonuçlarçocuklarda kullanımı desteklemek için yeterli değildir.
Geriyatrik popülasyon:
Klinik çalışmalarda, alendronatın etkililik veya güvenlilik profillerinde yaşla ilgili herhangi bir farklılık görülmemiştir. Bundan dolayı yaşlılarda dozaj ayarlamasına gerek yoktur.
VEGABON 70 mg tablet, glukokortikoid kullanımına bağlı osteoporoz tedavisinde incelenmemiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Özofagus anormallikleri ve daralma veya akalazya gibi özofagusun boşalmasını geciktiren
diğer faktörler,
• En az 30 dakika boyunca dik oturamamak ya da ayakta duramamak,
2
• Alendronat veya ilacın içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı alerjisi olan kişilerde
• Hipokalsemi
• Ayrıca bkz.bölüm 4.4
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Oral bifosfonat kullanımı ile özofagus kanseri riskini artabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle Barrett özofagus veya gastroözofageal reflü zemininde artmış özofagus kanser riski olan hastalarda bu ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır.
Alendronat, üstgastrointestinal mukozada lokal irritasyona neden olabilir. Disfaji, özofajiyal hastalık, gastrit, duodenit, ülser veya geçen yıl içerisinde; peptik ülser, aktif gastrointestinal kanama veya piloroplasti hariç gastrointestinal kanal cerrahisi gibi büyük bir mide-barsak problemi geçirmişolunması gibi aktif bir gastrointestinal problemi olan hastalara alendronat verildiğinde altta yatan hastalık nedeninin kötüleşme olasılığından dolayı dikkatli olunmalıdır (bkz.bölüm 4.3). Hekimler, Barrett özofagusu olan hastalarda, hastanın bireysel durumuna göre alendronatın faydalarını ve potansiyel risklerini göz önünde bulundurmalıdırlar.
Alendronat alan hastalarda, özofajit, özofagus ülserleri ve özofagus erozyonları ve bunları nadiren izleyen özofagus darlığı gibi özofajiyal reaksiyonlar bildirilmiştir. Bazı olgularda bu reaksiyonlar ağır olmuş ve hastanın hastaneye yatırılmasını gerektirmiştir. Dolayısıyla, hekimler olası birözofajiyal reaksiyonu düşündürecek semptom ve bulgular açısından dikkatli olmalıdır ve hastanın disfaji, yutkunmada güçlük veya retrosternal ağrı, yeni ya da kötüleşen mide yanması halinde alendronatı kesip, hekime başvurmaları bildirilmelidir.
Ciddi özofajiyal istenmeyen olay riski, alendronat aldıktan sonra uzanan ve/veya özofagus iritasyonunu düşündüren semptomlar oluştuktan sonra ilacı almaya devam eden hastalarda daha fazla görülmektedir. İlacın nasıl kullanılacağının hastaya anlatılması ve hastanın anlamasının sağlanması çok önemlidir (bkz.bölüm 4.2). Hastalara bu talimatlara uymadıkları taktirde özofagus problemleri görülmesi riskinin artabileceği söylenmelidir.
Kapsamlı klinik çalışmalarda risk artışı görülmemekle birlikte ender olarak (pazara sunulduktan sonra) mide ve duodenum ülserleri bildirilmiştir; bunların bazısı şiddetli komplikasyonludur.
3
Genellikle diş çekimi ve/veya lokal enfeksiyon (osteomiyelit dahil) ile birlikte iyileşmede gecikme ile ilişkili çene osteonekrozu primer olarak intravenöz bifosfonatlar ile tedavi edilen kanserli hastalarda rapor edilmiştir. Bu hastaların çoğu aynı zamanda kemoterapi ve kortikosteroid almaktadır. Çene osteonekrozu oral bifosfonat kullanan osteoporozlu hastalarda da rapor edilmiştir.
Çene osteonekrozu gelişiminde bireysel risk değerlendirilirken, aşağıdaki risk faktörleri göz önünde bulundurulmalıdır:
• Bifosfonatın gücü (zolendronik asit için en yüksektir), uygulama yolu (yukarıya bakınız) ve kümülatif doz
• Kanser, kemoterapi, radyoterapi, kortikosteroidler, sigara içmek
• Dental hastalık öyküsü, zayıf oral hijyen, periodontal hastalık, invaziv dental prosedürler ve zayıf bağlantılı protezler.
Hastalarda zayıf dental durum olduğunda oral bifosfonatlarla tedaviden önce diş muayenesi yapılmalı ve dişler için uygun koruyucu önlemler alınmalıdır.
Bu hastalara tedavi sırasında invazif dental prosedürler uygulamasından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Bifosfonat tedavisi sırasında çene osteonekrozu gelişen hastalarda dental operasyon yapılması, durumu daha da kötüleştirebilir. Dental uygulama gerektiren hastalarda bifosfonat tedavisine son verilmesinin çene osteonekrozu riskini düşürüp düşürmediğine ait veri bulunmamaktadır. Tedaviyi yapan hekim her bir birey için fayda/zarar değerlendirmesini yaparak tedavi planı hazırlamalıdır.
Bifosfonat tedavisi süresince, tüm hastalar iyi ağız hijyeninin idamesi, rutin dental kontroller ve dental mobilite, ağrı veya şişme gibi herhangi bir oral semptomun bildirilmesi konusunda desteklenmelidir.
Bifosfonatları kullanan hastalarda, kemik, eklem ve/veya kas ağrısı bildirilmiştir. Pazarlama sonrasıdeneyimde, bu semptomlar nadiren şiddetli ve/veya güçsüzleştirici (bkz.bölüm 4.8) olmuştur. Semptomların başlama zamanı, tedaviye başladıktan bir gün sonrası ile aylar sonrasına kadar değişebilmektedir. Tedavi kesildikten sonra birçok hastada semptomlar düzelmiştir. Aynı ilaç ya da başka bifosfonat uygulandığında semptomların bazıları tekrar ortaya çıkabilir.
Bifosfonat ile tedavi edilen hastalarda atipik bölgelerde (subtrokanterik ve femur saft) kırıklar görülebilir. Bu kırıklar genellikle travma olmaksızın ya da minimal travma ile gelişmektedir.
4
Bifosfonat kullanan ve uyluk ya da kasık ağrısı ile başvuran hastalar atipik kırık şüphesi ile değerlendirilmelidir. Bu hastalarda bireysel risk/yarar analizine göre bifosfonat tedavisinin kesilmesi gündeme gelebilir. Kırıklar çoğunlukla bilateraldir, dolayısıyla bifosfonatla tedavi gören ve femur şaft kırığı görülen hastalarda kontralateral femur muayene edilmelidir. Bu kırıkların yetersiz iyileştiği de rapor edilmiştir. Atipik femur kırığından şüphelenilen hastalarda, bireysel yarar-risk değerlendirmesine dayanılarak, hastanın değerlendirilmesi devam ederken bifosfonat tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
Bifosfonat tedavisi süresince hastalara her türlü uyluk, kalça veya kasık ağrısını bildirmeleri tavsiye edilmeli ve bu belirtilerle gelen her hasta tam olmayan bir femur kırığı açısından değerlendirilmelidir.
Haftada bir kez alınan VEGABON dozunu atlayan hastaların, hatırladıkları günün ertesi sabahı bir tablet almaları bildirilmelidir. Hastalar aynı gün içinde iki tablet almamalıdır ve belirlemiş olduklarıgün ilacı almak kaydıyla haftada bir kullanmaya devam etmelidir.
Alendronat glomerüler filtrasyon oranı <35 ml/dak olan böbrek yetmezliği hastalarındaönerilmemektedir (bkz.bölüm 4.2).
Östrojen eksikliği ve yaşlanma dışında kalan osteoporoz nedenleri dikkate alınmalıdır.
Alendronat ile tedaviye başlamadan önce hipokalsemi durumu düzeltilmelidir (bkz.bölüm 4.3). Diğer mineral metabolizması bozuklukları da (D vitamin eksikliği ve hipoparatiroidizm gibi) etkin olacak şekilde tedavi edilmelidir. Bu durumdaki hastalarda, serum kalsiyumu ve hipokalsemi semptomları VEGABON ile tedavi boyunca izlenmelidir.
Özellikle kalsiyum emilimi azalabilen glukokortikoidler alan hastalarda, kemik mineralini artırmada, alendronatın pozitif etkilerine bağlı olarak serum kalsiyum ve fosfatında azalmalar ortayaçıkabilir. Bunlar genellikle küçük ve asemptomatiktir. Ancak nadiren de olsa semptomatik hipokalsemi rapor edilmiştir ve genellikle predispoze eden durumlardaki (hipoparatiroidizm, D vitamini eksikliği ve kalsiyum malabsorbsiyonu) hastalarda ortaya çıkar ve bazen şiddetlidir.
Glukokortikoid alan hastalarda yeterli kalsiyum ve D vitamini alınması özellikle önemlidir.
Yardımcı madde:
Laktoz: Nadir kalıtımsal
glikoz-galaktoz
malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
5
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Birlikte alındığında, yiyecekler ve içecekler (maden suyu dahil), kalsiyum preparatları, antasitler ve diğer oral ilaçlar alendronatın emilimini etkileyebilir. Bu nedenle, alendronattan sonra başka bir oral ilaç almadan önce, en az yarım saat beklenmelidir. (bkz.bölüm 4.2 ve 5.2).
Klinik açıdan önemi olan başka ilaç etkileşmesi bildirilmemiştir. Yapılan bir klinik çalışmada bazıhastalar alendronat alırken östrojen de almıştır (intravajinal, transdermal veya oral). Birlikte kullanımlarına yönelik ilişkilendirilebilir bir yan etki tanımlanmamıştır.
Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçların kullanımı gastrointestinal iritasyon ile ilişkili olduğundan, bu ilaçlar alendronat ile birlikte kullanılırken dikkat edilmelidir.
Spesifik etkileşim çalışmaları yapılmamış olsa da klinik çalışmalarda alendronat ile birlikte kullanılan, sık reçetelenen çeşitli ilaçlarla birlikte klinik olarak ilişkili bir istenmeyen etki kanıtıgörülmemiştir.
4.6. Gebelik ve Laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar gebelik/embriyonal/fötal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir.
Gebelik dönemi
Alendronat gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Gebe kadınlarda alendronat kullanımı ile ilgili yeterli veri yoktur. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar gebelik/embriyonal/fötal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. Sıçanlara verilen alendronat hipokalsemi ile ilişkili olarak güç doğuma neden olmuştur (bkz.bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi
Alendronatın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Alendronat laktasyon döneminde kullanılmamalıdır.
6
Üreme yeteneği/Fertilite
İnsanlarda fertilite ile ilgili olarak çalışılmamıştır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
VEGABON ile araç ve makine kullanma becerisine etkilerini inceleyen hiçbir çalışma yapılmamıştır. Ancak, VEGABON ile belli hastaların araç veya makine kullanma yeteneğini etkileyebilen bazı advers reaksiyonlar bildirilmiştir. VEGABON’a karşı bireysel cevaplar farklıolabilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Menopoz sonrasındaki osteoporozlu kadınlarda yapılan yıllık çalışmada haftada bir alınan VEGABON’un genel güvenlilik profili 70 mg (n=519) ve günde 10 mg (n=370) alendronat alan hastalarda benzerdir.
Fiilen dizayn edilmiş üç yıllık iki çalışmada menopoz sonrası kadınlarda (alendronat 10 mg; n=196, plasebo: n=397) alendronat 10 mg/gün’ün güvenlilik profili benzerdir.
Araştırmacı tarafından muhtemelen, belki de veya kesinlikle ilaçla ilişkili olduğu düşünülen bir yıllık çalışmada her bir tedavi grubunda ≥%1 görülen veya yıllık çalışmada alendronat 10 mg/gün ile tedavi edilen hastaların ≥%1’inde görülen ve üç yıllık çalışmada plasebo alan hastalardan daha yüksek insidansta görülen istenmeyen etkiler şunlardır:
Gastrointestinal hastalıkları
Karın ağrısı, dispepsi, asit rejürjitasyonu, bulantı, abdominal distansiyon, kabızlık, ishal, disfaji, flatulans, gastrit, gastrik ülser, özofajiyal ülser.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıklarıKas iskelet (kemik, kas veya eklem) ağrısı, kas krampı.
Sinir sistemi hastalıkları
Baş ağrısı.
Aşağıdaki gerçekleştirilen klinik çalışmalar ve/veya pazarlama sonrası kullanımı süresince bildirilen advers etkiler sıralanmıştır:
Çok yaygın (≥ 1/10)
Yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10)
Yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100)
Seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000)
Çok seyrek (< 1/10.000)
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Ürtiker ve anjiyoödem dahil aşırı
duyarlılık reaksiyonları
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Seyrek: Genellikle predispozan durumlarla
ilişkili semptomatik hipokalsemi§
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesiǂYaygın olmayan: Disguzi
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Göz iltihabı (üveit, sklerit, episklerit)
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Vertigoǂ
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın: Karın ağrısı, dispepsi, kabızlık, ishal, flutalans, özofajiyal ülser*, disfaji*, abdominal distansiyon, asit rejürjitasyonu
Yaygın olmayan: Bulantı, kusma, gastrit,özofajit*, özofajiyal erozyon*, melena.
Seyrek:Özofajiyal striksiyon*, orofarenjiyalülserasyon*, üst gastrointestinal PUK’lar (perforasyon, ülserler, kanama)§
Deri ve deri altı doku bozuklukları
Yaygın: Alopesiǂ, pruritǂ
Yaygın olmayan: Döküntü, eritem
Seyrek: Fotosensitivite ile birlikte döküntü, Stevens Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil, şiddetli deri reaksiyonları‡
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın: Bazen şiddetlenen kas iskelet (kemik, kas veya eklem) ağrısıǂ §
Yaygın: Eklemlerde şişmeǂ
Seyrek: Çene osteonekrozu‡§, atipik
subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları
(bifosfonat sınıfı advers reaksiyon)δ
8
Genel bozukluk ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Asteniǂ, periferik ödemǂ
başlangıcı ile ilişkili akut-faz yanıtında olduğu
gibi geçici semptomlar (miyaljii, kırıklık ve
nadiren ateş)ǂ
§ Bakınız bölüm 4.4
ǂ Klinik çalışmalardaki sıklık, ilaç ve plasebo grubuyla benzerdir.
*Bakınız bölüm 4.2 ve 4.4
‡Bu advers reaksiyon, pazarlama sonrası deneyimde tespit edilmiştir. Seyreğin sıklığı, klinik çalışmalara göre değerlendirilmiştir.
δPazarlama sonrası deneyimde saptanmıştır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Oral doz aşımına bağlı olarak hipokalsemi, hipofosfatemi ve mide bulantısı, mide yanması, özofajit, gastrit veya ülser gibi üst gastrointestinal sisteme ait istenmeyen olaylar görülebilir.
Alendronat ile doz aşımının tedavisiyle ilgili spesifik bir bilgi yoktur. Alendronatı bağlamak için süt veya antasitler verilmelidir. Özofagus iritasyonu riski nedeniyle hasta kusturulmamalı ve dik tutulmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikleri
Farmakoterapötik grubu: Bifosfonatlar
ATC kodu: M05BA04
VEGABON’un etkin maddesi alendronat sodyum, bir bifosfonat olup kemik oluşumuna direkt etki
9
etmeden osteoklastik kemik rezorbsiyonunu inhibe eder. Klinik öncesi çalışmalar, alendronatın seçici olarak aktif rezorpsiyon bölgelerine yerleştiğini göstermiştir. Osteoklast aktivitesi inhibe edilmiştir, fakat osteoklastların bağlanması veya istihdamı etkilenmemektedir. Alendronat tedavisi sırasında kemik yapılanması normal kalitesinde devam etmektedir.
Menopoz sonrası osteoporozun tedavisi:
Osteoporoz, omurga ve kalça kemik mineral yoğunluğu (KMY) değerleri 2.5 standart sapması(SS) olan, yani normal genç popülasyonun ortalama değerlerinin altında veya daha önceden KMY’den bağımsız olarak kırılganlık ve kırık durumu olarak tanımlanmıştır.
Bir yıllık çok merkezli bir çalışmada post menopozal osteoporozlu kadınlarda yapılan çalışmada VEGABON haftada bir kez 70 mg (n=519) ve günde bir kez 10 mg (n=370) alendronatın terapötik olarak eşdeğer olduğu kanıtlanmıştır. Lumbar omurlardaki başlangıçtan itibaren KMY’de ortalama artış haftada bir 70 mg alendronat grubunda %5,1 (%95 GA: 4.8, %5.4), günde 10 mg alendronat grubunda %5.4 (%95 GA:5.0, %5.8)’dir. Ortalama KMY artışı 70 mg ve günde 10 mg grubunda ardışık olarak, femur boynunda %2.3 ve %2.9 ve kalçanın tamamında %2.9 ve %3.1’dir. Diğer iskelet kısımlarında da KMY artışı her iki tedavi grubunda da aynıdır.
Menopoz sonrası kadınlarda alendronatın kemik kütlesi ve kırık insidansına etkisi aynı şekilde dizayn edilmiş iki başlangıç etkililik çalışmasında (n=994) ve Kırık Aralıkları Çalışmasında (FIT; N=6,459) değerlendirilmiştir.
Başlangıç etkililik çalışmasında alendronat 10 mg/gün ile ortalama kemik mineral densitesi (KMY) plaseboya göreceli olarak 3 yılda %8.8, %5.9 ve %7.8 olarak omurga, femur boynu ve trokanterde ardışık olarak artar. Aynı zamanda toplam vücut KMY’si belirgin bir şekilde artar. Alendronatla tedavi edilen hastaların oranında bir veya daha fazla vertebra kırığı görülme oranı plasebo tedavisine göre relatif olarak %48 (alendronat %3.2 ve plasebo %6.2) azalmıştır. 2 yıllık uzatma çalışmasında omurga ve trokanterdeki KMY artmaya devam etmiş ve femur boynu ile toplam vücutta sabit olarak devam etmiştir.
FIT çalışması günlük alendronat kullanılarak (iki yıl boyunca günde 5 mg ve ek olarak çalışılan bir veya iki yılda günde 10 mg) yapılan iki plasebo kontrollü çalışmadır:
• FIT 1: En az başlangıç vertebral (kompresyon) kırığı olan 2,027 hastada 3 yıllık bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada günlük verilen alendronat, 1 ve daha fazla yeni vertebral kırık oluşma riskini %47 azalmıştır (alendronat %7.9 ve plasebo %15.0). Ek olarak kalça kırığı
10
(%1.1’e karşı %2.2) insidansında istatistiksel bir azalma (%51) görülmüştür.
• FIT 2: Kemik kütlesi düşük olan fakat başlangıçta vertebral kırığı olmayan 4,432 hastada 4 yıllık bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada osteoporotik kadınların (yukarıdaki osteoporoz tanımlanmasına karşılık gelen global popülasyonun %37’si) oluşturduğu alt grubun analizinde kalça kırığı insidansında (alendronat %1.0 ve plasebo %2.2, azalma oranı %56) belirgin bir farklılık gözlenmiştir. Ayrıca 1 ve daha fazla vertebral kırık insidansında (%2.9’a karşı %5.8) %50 azalma gözlenmiştir.
Laboratuvar test sonuçları
Klinik çalışmalarda günde 10 mg alendronat alan hastaların %18 ve %10’unda ve plasebo alan hastaların %12 ve %3’ünde ardışık olarak serum kalsiyum ve fosfatında asemptomatik ve geçici azalmalar gözlenmiştir. Bununla birlikte her iki tedavi grubunda, serum kalsiyumunda azalmaların insidansı [<8.0 mg/dl (200 mmol/l)] ve serum fosfatında azalmaların insidansı [≤2.0 mg/dl (0.65 mmol/l)] ile benzer olmuştur.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
İntravenöz referans dozuna relatif olarak olarak bir gece aç kaldıktan sonra, standart bir kahvaltıdan iki saat önce 5-70 mg arası değişen dozlarda alındığında alendronatın kadınlarda ortalama oral biyoyararlanımı %0.64’tür. Biyoyararlanım, alendronat standart bir kahvaltıdan yarım saat veya bir saat önce uygulandığında benzer şekilde yaklaşık %0.46 ve %0.39 azalır. Osteoporoz çalışmasından alendronat günün ilk öğününden yarım saat önce uygulandığında etkilidir.
Alendronat standart kahvaltı ile veya iki saat sonrasına kadar uygulandığında biyoyararlanım göz ardı edilebilir. Alendronatın kahve veya portakal suyu ile birlikte alınması biyoyararlanımı yaklaşık %60 azaltır.
Sağlıklı gönüllülerde oral prednizon (20 mg, beş gün boyunca günde üç kez) verildiğinde alendronatın biyoyararlanımında klinik olarak anlamlı bir değişiklik meydana gelmemiştir (ortalama artış %20 ile %44 arasındadır).
Dağılım:
Sıçanlarda yapılan çalışmalar, alendronatın 1 mg/kg intravenöz uygulamasını takiben geçici olarak yumuşak dokulara dağıldığını göstermektedir. Fakat daha sonra hızlıca tekrar kemiklere dağılır veya idrarla atılır. Dağılımın ortalama sabit durum hacmi kemiklerde yaygın olup insanlarda en az 28 litredir. Terapötik oral dozu takiben ilacın plazmadaki konsantrasyonu analitik olarak
11
belirlenebilirken uzaktır (5< ng/ml). İnsan plazmasında proteinlere bağlanma yaklaşık %78’dir.
Biyotransformasyon:
Alendronatın insanlarda veya hayvanlarda metabolize olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.
Eliminasyon:
Alendronatın [14C] intravenöz uygulamasını takiben, radyoaktivitenin yaklaşık %50’si 72 saat içinde idrardan atılır ve feçeste çok az veya hiç radyoaktivite bulunmaz. Tek bir 10 mg intravenöz dozu takiben alendronatın böbreklerden klerensi 71 ml/dak’dır ve sistemik klerens 200 ml/dak’yıgeçmemektedir. Plazma konsantrasyonu intravenöz uygulamayı takiben altı saat içerisinde %95’ten fazla düşmüştür. Alendronatın iskeletten serbest kalmasını yansıtan terminal yarılanma ömrünün insanlarda on seneyi aştığı tahmin edilmektedir. Alendronatın sıçanların böbreklerinde asidik veya bazik taşıma sistemleriyle atılmadığı, bu nedenle insanlarda diğer ilaçların atılımıyla etkileşmediği düşünülmektedir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Klinik öncesi çalışmalarda ilacın kemiklerde depolanmadığı ve idrarla atıldığı gösterilmiştir. Hayvanlarda 35 mg/kg kümülatif intravenöz dozlarda, kronik ilaç verilmesinde kemik doygunluğu kanıtı görülmemiştir. Klinik bilgi mevcut olmasa da, hayvanlarda olduğu gibi böbrek fonksiyonlarındaki yetersizliğin hastalarda alendronatın böbrek yoluyla eliminasyonunu azaltacağıdüşünülmektedir. Bundan dolayı böbrek fonksiyon yetersizliği olan hastalarda alendronatın kemikte daha fazla birikmesi beklenir (bkz.bölüm 4.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi verileri geleneksel güvenlilik farmakolojisi çalışmaları, tekrarlı doz toksisiteçalışmaları, genotoksisite ve karsinojenik potansiyel çalışmalarına dayanarak insanlarda spesifik bir tehlike durumu olmadığını açığa çıkarmıştır. Sıçanlarda yapılan çalışmalar alendronat tedavisinin doğum sırasında annelerde hipokalsemi ile ilişkili güç doğurma neden olduğunu göstermiştir. Sıçanlarda yüksek dozalarda yapılan çalışmalarda fetal kemikleşmenin tamamlanamamasıinsidansında artış gösterilmiştir. İnsanlarla ilişkisi bilinmemektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz (Anhidr)
12
Mikrokristalin selüloz PH 102
Kolloidal silikon dioksit (Aerosil 200)
Kroskarmellos sodyum (Ac-di-sol)
Magnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Yok
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Tercihen 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, kuru bir yerde muhafaza edilmelidir.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Sert PVC-Alüminyum folyo(PVC-Alu blister)
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği’” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ A.Ş.
Bağlarbaşı, Gazi Cad. No: 60-64
Üsküdar/İSTANBUL
Tel. : 0216 492 57 08 Faks:0216 334 78 88
8. RUHSAT NUMARASI
205/57
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLENME TARİHİ07.04.2005
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
13