TROZASIN 200 MG IV INFUZYONLUK COZELTI ICIN LIYO. TOZ ICEREN FLAKON

KULLANMA TALİMATI
TROZASİN 200 mg IV infüzyonluk çözelti için liyofilize toz içeren flakon Steril
Damar yoluyla uygulanır.
•Etkin madde: 200 mg vorikonazol içerir. Sulandırma işleminde sonra militresinde 10 mg vorikonazol bulunur.
•Yardımcı maddeler: Hidroksipropil-β-siklodekstrin ve enjeksiyonluk su.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı s ırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.TROZASİN nedir ve ne için kullanılır?
2.TROZASİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.TROZASİN nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.TROZASİN’ in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.TROZASİN nedir ve ne için kullanılır?
TROZASİN 200 mg IV infüzyonluk çözelti için liyofilize toz, 200 mg vorikonazol içermektedir. Tek kullanımlık cam flakonlarda mevcuttur. Sulandırıldıktan sonra her bir mililitrede 10 mg vorikonazol bulunur.
TROZASİN, mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılan (antifungal) triazol adı verilen bir ilaç grubuna dahildir. Bu ilaçlar çok çeşitli mantar hastalıklarını tedavi etmede kullanılırlar. TROZASİN bu enfeksiyonlara neden olan mantarları öldürerek veya büyümelerini durdurarak etki göstermektedir.
TROZASİN (2 yaşın üstündeki çocuklarda ve yetişkinlerde);
•Aspergillus, Scedosporium, Fusarium ve flukonazole dirençli Candida’nın neden olduğu ciddi mantar enfeksiyonları tedavisinde
•Beyaz kan hücre sayısı normal olan hastalarda kandaki mantar enfeksiyonunun (kandidemi) tedavisinde kullanılır.
Bu ilaç yalnız bir doktor gözetiminde kullanılmalıdır. TROZASİN esas olarak hastalığı ciddi olanlarda kullanılır.
TROZASİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler TROZASİN’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
•Vorikonazol veya TROZASİN’in içerdiği diğer bileşenlerinden birine alerjiniz varsa
Reçetesiz olanlar da dahil olmak üzere, şu anda herhangi bir ilaç alıyorsanız veya son zamanlarda aldınızsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz. Bazı ilaçlar ve TROZASİN birbirlerini etkileyebilirler.
“TROZASİN’ in diğer ilaçlarla birlikte kullanımı” bölümünde TROZASİN ile etkileşime girebilecek ilaçların listesi verilmektedir. Bununla birlikte, aşağıdaki listede yer alan ilaçları kullanıyorsanız TROZASİN kullanmamalısınız:
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
Alerji tedavisinde kullanılan terfenadin
Alerji tedavisinde kullanılan astemizol
Mide rahatsızlıkları için kullanılan sisaprid
Mental (ruhsal) hastalıkların tedavisinde kullanılan pimozid
Düzensiz kalp ritminin tedavisinde kullanılan kinidin
Kronik kalp yetmezliği semptomları için kullanılan ivabradin
Tüberküloz (verem) tedavisinde kullanılan rifampisin
HIV (AIDS) tedavisinde kullanılan efavirenz (günde 400 mg ve üstü dozlarda)
Epilepsi (sara) tedavisinde kullanılan karbamazepin
Şiddetli uykusuzluk ve nöbet tedavisinde kullanılan fenobarbital
Migren tedavisi için kullanılan ergot alkaloidleri (örn. ergotamin, dihidroergotamin)
Transplantasyon hastalarında kullanılan sirolimus
HIV (AIDS) tedavisinde kullanılan ritonavir (günde 2 kez 400 mg ve üzerindeki dozlarda)
Bitkisel olan ve takviye için kullanılan St John’s Wort (sarı kantaron)
Özellikle opioid adı verilen ağrı kesici ilaçların neden olduğu kabızlık tedavisinde kullanılan naloksegol (örn., morfin, oksikodon, fentanil, tramadol, kodein)
Hiponatremi (kanınızdaki düşük sodyum seviyeleri) tedavisinde veya polikistik böbrek hastalığı olan hastalarda böbrek fonksiyonundaki düşüşü yavaşlatmak için kullanılan tolvaptan
Depresyon tedavisinde kullanılan lurasidon
Kronik lenfositik lösemi (KLL) hastalarının tedavisinde kullanılan venetoklaks
TROZASİN’ i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer,
•Diğer azol bileşiklerine (örn. flukonazol) karşı daha önce bir alerjik reaksiyonunuz varsa,
•Kalp ile ilgili kas hastalığınız (kardiyomiyopati), düzensiz kalp atışınız, yavaş kalp hızınız, elektrokardiyografi (EKG) de “QT uzaması” olarak bilinen anormallik durumu varsa
•Şu anda veya daha önceden var olan karaciğer rahatsızlığı. Karaciğer rahatsızlığınızın olması durumunda doktorunuz düşük doz TROZASİN reçeteleyebilir. TROZASİN ile tedavi sırasında doktorunuz kan testleri ile karaciğer fonksiyonlarını izlemelidir.
TROZASİN tedavisi sırasında güneş ışığından kaçınınız ve güneşe maruz kalmayınız. Ciltte UV ışınlarına karşı duyarlılık gelişebildiğinden güneşten koruyucu giysi ve koruyucu güneş kremi/losyonu kullanınız. Bu durum, metotreksat gibi cildi güneş ışığına karşı hassaslaştıran diğer ilaçlarla daha da artabilir. Bu önlemler çocuklar için de geçerlidir.
TROZASİN ile tedaviniz sırasında;
•Güneş yanığı,
•Ciltte döküntü veya su toplaması,
•Kemik ağrısı
Yukarıda bahsi geçen cilt problemleri gelişirse doktorunuz sizi bir cilt hastalıkları uzmanına yönlendirebilir. Bu konuda uzman kişi durumunuzu değerlendirdikten sonra düzenli aralıklarla kontrolün sizin için önemli olduğuna karar verebilir.
TROZASİN’in uzun dönem kullanılması küçük bir olasılık da olsa cilt kanserinin gelişmesine sebep olabilir.
Kronik veya uzun süreli yorgunluk, kas güçsüzlüğü, iştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı gibi semptomlara yol açabilen böbreküstü bezlerinin kortizol gibi belirli steroid hormonlarını yeterli miktarda üretmediği durum olan ‘böbreküstü yetmezliği’ belirtileri gösterirseniz, lütfen doktorunuza söyleyiniz.
Kilo alımı, omuzlar arasında bufalo kamburu, yuvarlak bir yüz, karın, uyluk, göğüs ve kollardaki derinin koyulaşması, ciltte incelme, kolayca morarma, yüksek kan şekeri, aşırı kıllanma, aşırı terleme gibi vücudun çok fazla kortizol hormonu ürettiği durum olan “Cushing sendromu” belirtileri geliştirirseniz, lütfen doktorunuza söyleyiniz.
TROZASİN ile tedavi edilirken doktorunuz karaciğer ve böbrek fonksiyonlarınızı kan testleri ile izleyecektir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
TROZASİN’ nin yiyecek ve içecek ile kullanılması
Damar yolu ile uygulanacağından, yiyecek ve içeceğin kullanım için herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
TROZASİN doktor tarafından reçete edilmedikçe gebe kadınlarda kullanılmamalıdır. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar etkin doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
TROZASİN, emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Herhangi bir ilaç almadan önce doktorunuza danışınız.
Araç ve makine kullanımı
TROZASİN geçici ve geri dönüşümlü görmede bulanıklık, görme algısında değişme/artma ve/veya ışığa duyarlılık dahil görme değişikliklerine sebep olabilir. Bu değişikliklerin oluşma ihtimaline karşı araba veya tehlikeli makine kullanmaktan kaçınınız. Vorikonazol kullanırken gece araç kullanılmaması önerilir.
TROZASİN’ nin içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Yardımcı madde hidroksipropil-β-siklodekstrinin uzun süreli kullanımının taşıdığı güvenlilik riskleri nedeniyle, ürünün 21 günlük kullanım sonrasında, hekim tarafından gerekli değerlendirmenin yapılıp, kullanıma devam edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Reçetesiz olanlar da dahil olmak üzere, şu anda herhangi bir ilaç alıyorsanız veya son zamanlarda aldınızsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
İstenilen etkiyi gösterdiklerini doğrulamak için doz ayarlaması veya izlemesi gerekebilir.
TROZASİN ile birlikte alınan bazı ilaçlar ve TROZASİN karşılıklı olarak birbirlerinin etki mekanizmasını değiştirebilirler.
Aşağıdakiilaclardanherhangibirini alıyorsanız doktorunuzabildiriniz,eğer mümkünse TROZASİN tedavisi ile aynı anda alınması engellenmelidir:
•HIV (AIDS) tedavisinde kullanılan ritonavir – günde 2 kez 100 mg dozunda
•Tüberküloz tedavisinde kullanılan rifabutin. Eğer halihazırda rifabutin ile tedavi ediliyorsanız kan sayımınız takip edilmeli ve rifabutin kullanımı ile görülen yan etkiler gözlenmelidir.
•Epilepsi (sara) tedavisinde kullanılan fenitoin. Eğer halihazırda fenitoin ile tedavi ediliyorsanız TROZASİN tedavisi sırasında kanınızdaki fenitoin konsantrasyonunuz takip edilmeli ve sizin için doz ayarlaması yapılmalıdır.
•Kanın pıhtılaşmasını azaltmak için kullanılan varfarin ve diğer antikoagülanlar – örneğin fenprokumon, asenokumarol
•Organ nakli yapılan (transplantasyon) hastalarda kullanılan siklosporin
•Organ nakli yapılan (transplantasyon) hastalarda kullanılan takrolimus
•Diyabet (şeker hastalığı) tedavisinde kullanılan sulfonilüreler- örneğin tolbutamid,
glipizid ve glibürid
•Kolesterolü düşürmek için kullanılan statinler- örneğin atorvastatin, simvastatin
•Şiddetli uykusuzluk ve stres tedavisinde kullanılan benzodiazepinler- örneğin midazolam, triazolam
•Ülser tedavisinde kullanılan omeprazol
•Doğum kontrolünde kullanılan oral kontraseptifler (TROZASİN ile oral doğum kontrol ilaçları kullanıyorsanız, kusma ve adet görme düzensizlikleri gibi yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.)
•Kanser tedavisinde kullanılan vinka alkaloidleri- örneğin vinkristin ve vinblastin
•HIV tedavisinde kullanılan indanavir ve diğer HIV proteaz inhibitörleri
•HIV tedavisinde kullanılan efavirenz, delavirdin, nevirapin gibi ilaçlar (efavirenzin bazı dozlarını TROZASİN ile aynı zamanda kullanmayınız.)
•Eroin bağımlılığı tedavisinde kullanılan metadon
•Ameliyat işlemleri için kullanılan ağrı kesiciler- örneğin alfentanil ve fentanil ve sufentanil gibi diğer kısa etkili opiyatlar
•Orta-şiddetli ağrıların tedavisinde kullanılan oksikodon ve hidrokodon gibi diğer uzun etkili opiyatlar
•Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan flukonazol
•Ağrı ve iltihap tedavisi için kullanılan non-steroidal anti- inflamatuvar ilaçlar- örneğin ibuprofen, diklofenak
•İleri seviye böbrek kanseri olan veya böbrek nakli yapılan hastalarda kullanılan everolimus •Glasdegib (kanser tedavisinde kullanılır) – her iki ilacı da kullanmanız gerekiyors doktorunuz kalp ritminizi sık sık izleyecektir
4 / 13
•Tirozin kinaz inhibitörleri (örn. axitinib, bosutinib, cabozantinib, ceritinib, cobimetinib, dabrafenib, dasatinib, nilotinib, sunitinib, ibrutinib, ribociclib) (kanser tedavisinde kullanılır) •Tretinoin (lösemi tedavisinde kullanılır)
•Letermovir (kemik iliği naklinden sonra sitomegalovirüs (CMV) hastalığını önlemek için kullanılır)
•Ivacaftor: kistik fibrozis tedavisinde kullanılır
•Flukloksasilin (bakteriyel enfeksiyonlara karşı kullanılan antibiyotik)
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3.TROZASİN nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
TROZASİN’i her zaman doktorunuzun belirttiği şekilde alınız. Emin olmadığınız durumlarda doktor veya eczacınıza başvurunuz.
TROZASİN intravenöz formunun içeriğinde bulunan hidroksipropil-β-siklodekstrin, glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, kreatinin klirensi 30ml/dk’nın altında olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda TROZASİN i.v. kullanımı kontrendikedir.
Doktorunuz vücut ağırlığınıza ve enfeksiyonunuzun tipine göre almanız gereken dozu belirleyecektir.
Doktorunuz durumunuza göre dozu değiştirebilir.
Erişkinler için (yaşlı hastalar da dahil) önerilen doz aşağıdaki gibidir:
Damar yoluyla
Günde 2 kez (12 saatte bir) 6 mg/kg
Günde 2 kez (12 saatte bir) 4 mg/kg
İlk 24 saat için doz
(Yükleme Dozu)
İlk 24 saatten sonraki doz (İdame Dozu)
Tedaviye vereceğiniz cevaba göre doktorunuz günlük dozunuzu günde iki kez 3 mg/kg’a düşürebilir.
Uygulama yolu ve metodu:
Damar yolu ile kullanılır.
TROZASİN İnfüzyon Çözeltisi için Toz, eczacı veya hemşire tarafından eritilecek ve sulandırılacaktır.
İlaç, saatte en fazla 3 mg/kg olacak şekilde ve 1-3 saatlik zaman aralığında intravenöz infüzyon (ven içine) olarak damarınıza verilecektir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Çocuklarda ve gençlerde önerilen doz aşağıdaki gibidir:
İlk 24 saat için doz (yükleme dozu)
İlk 24 saat için her 12 saatte bir 9 mg/kg
İlk 24 saat için her 12 saatte bir 6 mg/kg.
İlk 24 saatten sonra (idame dozu)
Günde 2 kez 8 mg/kg
Günde 2 kez 4 mg/kg
TROZASİN 2 yaşından küçük çocuklara verilmemelidir.
Yaşlılarda kullanımı:
Doktorunuz sizin için özel bir doz ayarlaması yapmayacaktır.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Hidroksipropil-β-siklodekstrin intravenöz yolla uygulandığında glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, kreatinin klirensi 30ml/dk’nın altında olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda TROZASİN i.v. kullanımı kontrendikedir.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ila orta şiddette siroz hastalığınız varsa doktorunuz ilacınızın dozunu azaltmaya karar verebilir.
Ciddi karaciğer sirozu olan hastalarda vorikonazol çalışılmamıştır.
Eğer TROZASİN’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla TROZASİN kullandıysanız:
Bu ilaç tıbbi gözetim altında size verileceğinden kullanmanız gerekenden daha fazla kullanmanız pek muhtemel değildir. Ancak dozun fazla verildiğini düşünüyorsanız doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
TROZASİN’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
TROZASİN’ i kullanmayı unutursanız:
Bu ilaç tıbbi gözetim altında size verileceğinden bir dozun atlanması pek muhtemel değildir. Ancak dozun atlandığını düşünüyorsanız doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
TROZASİN ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler:
TROZASİN tedavisi doktorunuzun belirttiği sürede devam edecektir. Ancak tedavi süresi 6 ayı geçmemelidir.
Bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda veya inatçı enfeksiyonlarda, enfeksiyonun tekrarından korunmak için uzun süreli tedavi gerekebilir. Hastalığınızda iyileşme görüldüğünde doktorunuz intravenöz infüzyon yerine tablet ile tedaviye devam edilmesini isteyebilir.
TROZASİN tedavisi, doktorunuz tarafındansonlandırıldığı zaman, herhangi bir yan etki oluşmayacaktır.
4.Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi TROZASİN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı kişilerde yan etkiler olabilir.
Oluşan yan etkiler genellikle minör ve geçicidir. Buna rağmen bazı yan etkiler ciddi olabilirve tıbbi müdahale gerektirebilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır.
Çok yaygın : 10 hastanın en az 1 inde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir.
: 1.000 hastanın birinden az görülebilir. Seyrek
Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa, TROZASİN’I kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz
•Döküntü
•Sarılık; karaciğer fonksiyon testlerinde değişme
•Karın üst bölgesinde şiddetli ağrı, bulantı ve kusma ile kendini gösteren pankreatit
•Ateş, ağızda şişkinlik, yüz, dil ve dudaklarda şişlik, nefes darlığı, kaşıntı, ciltte oluşan kızarıklıklar, bazen düşük kan basıncı ile karakterize alerjik reaksiyonlar (anafilaktik reaksiyonlar)
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Diğer yan etkiler:
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz: Çok yaygın:
•Görme bozukluğu (bulanık görme, görsel renk geğişimleri, ışığın görsel algısında anormallik, renk körlüğü, göz bozukluğu, ışıkların etrafında hale göre, gece körlüğü, dalgalı görüş, gözde ışık çakması, parlak alanlar görme, görsel keskinlikte azalma, görsel parlaklık, normal görme alanının bir kısmının kaybı, gözde lekelenmeler gibi görmede değişiklik) •Ateş
•Döküntü
•Bulantı, kusma, ishal
•Baş ağrısı
•Kol ve bacaklarda şişlik
•Mide ağrısı
•Nefes almada güçlük
•Karaciğer enzimlerinde yükselme
Yaygın:
•Yüz kemiklerinin içindeki hava boşluklarının iltihabı (sinüzit), diş etlerinde iltihap, titreme, zayıflık
•Bazı, ciddi olanlar da dahil olmak üzere, kırmızı (bazen bağışıklı ile alakalı olabilen) ve/veya beyaz (bazen ateş ile birlikte) kan hücresi sayısında azalma, kan pulcuğu (trombosit) olarak adlandırılan kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan pulcuğu hücre sayısında azalma
•Alerjik reaksiyonlar veya şiddetli bağışıklı sistemi tepkisi
•Kan şekerinin düşmesi, kanda potasyumun düşmesi, kanda sodyumun düşmesi
•Kaygı/endişe, depresyon, zihin karışıklığı, huzursuzluk, uyuma güçlüğü, gerçekte olmayan şeyleri (halüsinasyon) görme
•Nöbet, titreme veya kontrol edilemeyen kas hareketleri, karıncalanma veya deride anormal his, kas tonusunun artması, uykululuk hali, baş dönmesi
•Gözlerde kanlanma
•Kalbin çok hızlı veya çok yavaş atması gibi kalp ritim bozuklukları, bayılma
•Kan basıncının düşmesi, damarlarda iltihap (kan pıhtısının oluşması ile ilgili olabilir) •Ani nefes almada zorluk, göğüs ağrısı, yüzde ödem (ağız, dil ve göz çevresinde), akciğerde su toplanması
•Kabızlık, hazımsızlık, dudaklarda iltihap
•Sarılık, karaciğerde iltihap, karaciğer hasarı
•Cilt yüzeyinde iç içe kabarcıklarla kırmızı bir alan oluşması ile karakterize, deride ciddi kabarma ve soyulmaya neden olabilen deri döküntüleri, ciltte kızarıklık
•Kaşıntı
•Saç dökülmesi
•Sırt ağrısı
•Böbrek yetmezliği, idrarda kan, böbrek fonksiyon testlerinde değişiklik
•Işığa veya güneşe maruz kalmanın güneş yanığı veya ciddi cilt reaksiyonu
•Cilt kanseri
Yaygın olmayan:
•Grip benzeri belirtiler, mide-barsak kanalında tahriş ve iltihap, antibiyotik kullanımına bağlı ishale neden olan mide-barsak kanalı iltihaplanması, lenfatik damarların iltihaplanması, kalın bağırsağın iltihaplanması
•Karnın iç duvarını ve karın içi organları kaplayan ince dokunun iltihaplanması, belirtileri ateş, kusma, halsizlik, titreme, karında şişlik, idrar miktarında düşme, ishal veya kabızlık, karın kaslarında sertleşme belirtilerinin bir kısmı veya tamamı
•Lenf bezlerinin şişmesi (bazen ağrılı olabilir), kemik iliği yetmezliği, kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış
•Adrenal ben fonksiyonlarında baskılanma, tiroid bezinin normalin altında çalışması belirtiler, kilo kaybı, bulantı ve iştahsızlık, kas ve eklem ağrıları, vücutta deri renginin koyulaşması •Beyin fonksiyonlarında anormallik, Parkinson benzeri (örn., eklem sertliği) belirtileri, sinir
hasarına bağlı olarak el ve ayaklarda uyuşukluk, ağrı, karıncalanma ve yanma hissi, kol ve bacaklardaki kas kontrolünü kaybetmeye neden olan hasar
•Koordinasyon veya dengede sorunlar
•Beyin ödem, belirtileri, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma
•Çift görme, bazı ciddi göz sorunları: gözlerde ve göz kapaklarında ağrı ve iltihap, anormal göz hareketleri, görmede bozukluğa neden olan görme sinirlerinde hasar, göz sinirlerinin çıktığı kanalda ödem
•Dokunma duyusunda azalma
•Tat almada anormallik
•Duyma zorlukları, kulakta çınlama, baş dönmesi (vertigo)
•Bazı içorganlardailtihaplanma(pankreasve onikiparmakbarsağı),dildeşişmeve iltihaplanma
•Karaciğerde büyüme, karaciğer yetmezliği, safra kesesi hastalıkları, safra kesesinde taş •Eklem iltihaplanması, deri altındaki damarların iltihaplanması (kan pıhtısı oluşumu ile birlikte seyredebilir)
•Böbreklerde iltihaplanma, idrarda protein bulunması, böbrek hasarı
•Çok hızlı kalp atışı veya kalp atışında düzensizlikle, bazen kararsız elektriksel iletiler •EKG (kalbin elektriksel etkinliğine ait kayıt) ölçümünde anormallik
•Kan kolesterol miktarında artış, kan üre miktarında artış
•Alerjik deri reaksiyonları (bazen ciddi olabilen), ciltte ve özellikle ağız olmak üzere mükoz zarlarda ağrılı soyulma ve döküntüye neden olan yaşamı tehdit edici bir durum,
Deride iltihaplanma, kurdeşen, ışık veya güneşe maruz kalma sonrasında ciddi deri reaksiyonları veya güneş yanığı, deride kızarıklık veya tahriş, düşük kan pulcuğu (bir çeşit kan hücresi) sayısı nedeni ile derinin kırmızı veya mor renkte görünmesi, egzema
•Uygulama yerinde reaksiyon
•Alerjik reaksiyonlar veya şiddetli bağışıklık sistemi tepkisi
•Kemiği çevreleyen dokunun iltihaplanması
Seyrek:
•Vücutta tiroid hormonunun gereğinden fazla üretilmesi (hipertiroidizm) belirtileri, kilo kaybı, kaslarda zayıflık, ellerde titreme, uyumada zorluk, çarpıntı, saçlarda incelme ve dökülme, ciltte incelme, nemlilik ve aşırı terleme, barsak hareketlerinde artma ve bazen ishal, sinirlilik, göz kürelerinin ileri doğru iletilmesi
•Ciddi bir karaciğer hastalığının komplikasyonu olarak beyin fonksiyonlarının bozulması belirtileri, mental durumdaki bozukluk, nöromuskuler anormallikler, titreme, daha hızlı ve daha derin nefes alma durumu
•Görme sinirlerindeki liflerin çoğunun kaybı, gözün önündeki saydam tabakada (kornea) bulanıklaşma, istemsiz göz hareketleri
•Deride içi sıvı dolu kabarcıklar (bülloz) ile görülen ışığa karşı aşırı duyarlılık
•Periferik sinir sisteminin bir kısmının vücudun kendi bağışıklık sistemi tarafından hedef alındığı bir hastalık (Guillain-Barre Sendromu)
•Kalp ritmi veya kalpte iletim problemleri (bazen yaşamı tehdit edici olabilir)
•Yaşamı tehdit edici aşırı duyarlılık reaksiyonları
•Kan pıhtılaşma sisteminde bozukluk
•Alerjik deri reaksiyonları (bazen ciddi olabilen), deri altı dokunun, muköz ve muköz altı dokuların hızla şişmesi (ödem), kaşıntılı ve acılı kalın, gümüş lekeler ile kırmızı deri kabarıklığı, muköz zarların ve derinin iritasyonu, derinin üst tabkasının geniş kısmının, derinin dış yüzeyinin alt katmandan ayrılmasına neden olan yaşamı tehdit edici bir durum •Küçük kuru deri döküntüleri
•DRESS sendromu olarak bilinen şiddetli bir cilt reaksiyonu (belirtileri: döküntü, ateş, lenf düğümlerinin şişmesi ve eozinofillerin (bir çeşit beyaz kan hücresi) artışı)
Bilinmiyor:
•Çillenme ve deri renginden koyu lekeler
Diğer sıklığı bilinmeyen ancak görülmesi halinde acilen doktorunuza bildirmeniz gereken belirgin yan etkiler:
•Kırmızı, pulsu döküntüler veya yüzük şeklinde lezyonlar (Kutanöz lupus eritematozu olarak adlandırılır.)
İntravenöz infüzyon uygulaması sırasında yaygın olmayan bazı reaksiyonlar (yüz kızarması, ateş, terleme, kalp atım hızında artış, nefes darlığı dahil) görülmüştür. Bu durumda doktorunuz ilacınızı kesebilir.
TROZASİN’in karaciğer ve böbreğinizi etkileyeceği bilindiğinden, doktorunuz kan testleri isteyerek karaciğer ve böbreğinizin fonksiyonlarını izlemesi gerekir. Karın ağrınız varsa veya dışkınız farklı kıvamdaysa doktorunuza bildiriniz.
Uzun süre TROZASİN ile tedavi edilen kişilerde cilt kanseri rapor edilmiştir.
Işık ya da güneşe maruziyet sonrası güneş yanığı ve ciddi deri reaksiyonları çocuklarda daha sık bildirilmiştir. Eğer sizde ya da çocuğunuzda deri bozuklukları gelişirse, doktorunuz sizi veya çocuğunuzu değerlendirdikten sonra, durumun önemine göre size düzenli olarak bir cilt hastalıkları uzmanına görünmenizi tavsiye edebilir. Karaciğer enzimlerinde yükselme çocuklarda büyüklere oranla daha fazla sıklıkta bildirilmiştir.
Eğer bu yan etkilerden herhangi biri devam ederse doktorunuza bildiriniz.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumuczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 alı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5.TROZASİN’ in saklanması
TROZASİN’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra TROZASİN’i kullanmayınız.
TROZASİN IV infüzyon çözeltisi için toz, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanır.
TROZASİN toz eritildikten sonra hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmayacaksa, 2°C-8°C arasında (buzdolabında) 24 saate kadar muhafaza edilebilir. Toz eritildikten sonra uygun bir infüzyon çözeltisi ile sulandırılması gerekir. (Daha detaylı bilgi için kullanma talimatının sonuna
bakınız)
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat Sahibi:
Biem İlaç San. ve Tic. A. Ş.
Anıttepe Mah. Turgut Reis Cad. No:21
Tandoğan/ Çankaya- Ankara
Tel : 0312 230 29 29
Faks: 0312 230 68 00
Üretim yeri:
Mefar İlaç Sanayii A.Ş.
Ramazanoğlu Mah. Ensar Cad. No:20
34906-Kurtköy-Pendik/İstanbul
Bu kullanma talimatı …… /….. / …….tarihinde onaylanmıştır.
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR:
Sulandırma ve Seyreltme bilgileri
•TROZASİN 200mg IV İnfüzyonluk Çözelti için Liyofilize Toz mL’sinde 10 mg vorikonazol içeren berrak çözelti elde etmek için, flakon içeriğini 20 mL’ye tamamlayacak şekilde ya 19 mL enjeksiyonluk su ile ya da 19 mL 9 mg/mL (%0.9) infüzyonluk sodyum klorür ile sulandırılmalıdır.
•Eğer flakondaki vakum seyrelticiyi flakon içine çekmezse flakon atılmalıdır.
•19 mL enjeksiyonluk su veya 9 mg/mL infüzyonluk sodyum klorürü tam olarak hazırlanması için 20 mL’lik şırınga kullanılmalıdır.
•Uygulama için, gerekli hacimdeki sulandırılmış çözelti (tablo aşağıdadır) tavsiye edilen uyumlu bir infüzyon çözeltisine (detayları aşağıdadır) ilave edilir ve gereksinime göre 0.5-5 mg/mL konsantrasyondaki TROZASİN çözeltisi elde edilir.
•Bu ürün tek kullanımlıktır ve kullanılmayan çözelti atılmalıdır. Sadece partikül içermeyen, berrak çözeltiler kullanılmalıdır.
•Bolus enjeksiyon olarak uygulanmamalıdır.
•Saklama bilgileri için “TROZASİN’ in saklanması” bölüm 5’e bakınız.
10 mg/mL TROZASİN Konsantre Çözelti için Gerekli Hacimler
Vücut ağırlığı (kg)
10
–
4,0 mL (1)
–
8,0 mL (1)
9,0 mL (1)
15
–
6,0 mL (1)
–
12,0 mL (1)
13,5 mL (1)
20
–
8,0 mL (1)
–
16,0 mL (1)
18,0 mL (1)
25
–
10,0 mL (1)
–
20,0 mL (1)
22,5 mL (2)
30
9,0 mL (1)
12,0 mL (1)
18,0 mL (1)
24,0 mL (2)
27,0 mL (2)
35
10,5 mL (1)
14,0 mL (1)
21,0 mL (2)
28,0 mL (2)
31,5 mL (2)
40
12,0 mL (1)
16,0 mL (1)
24,0 mL (2)
32,0 mL (2)
36,0 mL (2)
45
13,5 mL (1)
18,0 mL (1)
27,0 mL (2)
36,0 mL (2)
40,5 mL (3)
50
15,0 mL (1)
20,0 mL (1)
30,0 mL (2)
40,0 mL (2)
45,0 mL (3)
55
16,5 mL (1)
22,0 mL (2)
33,0 mL (2)
44,0 mL (3)
49,5 mL (3)
60
18,0 mL (1)
24,0 mL (2)
36,0 mL (2)
48,0 mL (3)
54,0 mL (3)
65
19,5 mL (1)
26,0 mL (2)
39,0 mL (2)
52,0 mL (3)
58,5 mL (3)
70
21,0 mL (2)
28,0 mL (2)
42,0 mL (3)
–
–
75
22,5 mL (2)
30,0 mL (2)
45,0 mL (3)
–
–
80
24,0 mL (2)
32,0 mL (2)
48,0 mL (3)
–
–
85
25,5 mL (2)
34,0 mL (2)
51,0 mL (3)
–
–
90
27,0 mL (2)
36,0 mL (2)
54,0 mL (3)
–
–
95
28,5 mL (2)
38,0 mL (2)
57,0 mL (3)
–
–
100
30,0 mL (2)
40,0 mL (2)
60,0 mL (3)
–
–
TROZASİN 200 mg İnfüzyonluk Çözelti için Liyofilize Toz koruyucu içermeyen tek dozluk steril liyofildir. Bu sebeple, mikrobiyolojik açıdan, ürün hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmayacaksa, kullanıma hazır çözeltinin, kullanımdan önce saklama süreleri içinde ve şartlarında saklanması kullanıcının sorumluluğudur ve sulandırma işlemi kontrollü ve valide edilmiş aseptik şartlardaki bir yerde yapılmadığı sürece normal şartlarda 2°C-8°C arasında 24 saatten uzun saklanamaz.
Sulandırılmış çözelti şunlarla seyreltilebilir:
%0,9 enjeksiyonluk sodyum klorür
Sodyum laktat intravenöz infüzyon
%5 glukoz ve Ringer laktat intravenöz infüzyon karışımı
%5 glukoz ve %0,45 sodyum klorür intravenöz infüzyon
%5 glukoz intravenöz infüzyon
20mEq potasyum klorür intravenöz infüzyonu içinde %5 glukoz %0,45 sodyum klorür intravenöz infüzyon
%5 glukoz ve %0,9 sodyum klorür intravenöz infüzyon
Geçimsizlikler
TROZASİN infüzyon çözeltisi, aynı intravenöz yollardan (veya kanülden) diğer ilaç infüzyonları (parenteral nütrisyonlarda dahil (örn. %10 Aminofusin Plus)) ile uygulanmamalıdır.
Kan ürünlerinin infüzyonu TROZASİN ile eş zamanlı olarak uygulanmamalıdır.
Toplam parenteral nutrisyonlar aynı yol veya kanülden olmamak şartı ile TROZASİN ile eş zamanlı olarak uygulanabilir.
TROZASİN % 4,2 sodyum bikarbonat infüzyonu ile seyreltilmemelidir.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TROZASİN 200 mg IV infüzyonluk çözelti için liyofilize toz içeren flakon Steril
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Vorikonazol 200 mg
Yardımcı maddeler:
Hidroksipropil -β-siklodekstrin 3000 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
TROZASİN infüzyon çözeltisi için tozdur.
30 mL’lik şeffaf cam flakonlarda sunulan, 200 mg vorikonazole eşit beyaz liyofilize bir tozdur.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1Terapötik Endikasyonlar
TROZASİN, geniş spektrumlu, triazol grubuna dahil antifungal bir ajandır ve aşağıda belirtilen mantar enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir:
Invazif aspergillozun tedavisinde,
Nötropenik olmayan hastalarda kandidemi tedavisinde,
C. krusei ve özofajiyal ve sistemik Candida enfeksiyonları (hepatosplenik kandidiyazis, yaygın kandidiyazis, kandidemi) dahil, ciddi Candida enfeksiyonlarının tedavisinde.
Scedosporium türleri (S. apiospermum ve S. prolificans) ve Fusarium türlerine bağlı ciddi fungal enfeksiyonların tedavisinde,
Diğer tedavileri tolere edemeyen veya tedaviye direnen, yanıt vermeyen hastalardaki diğer ciddi fungal enfeksiyonların (Aspergillus türleri, C. albicans, Albicans dışı türler [C. krusei ve C. glabrata], S. apiospermum, S. prolificans ve Fusarium türleri) tedavisinde.
Tedaviye başlanmadan önce hastalığa sebep olan organizmanın izole edilmesi ve belirlenmesi amacıyla mantar kültürü için örnekler sağlanmalı ve diğer ilgili laboratuvar çalışmaları (seroloji, histopatoloji) yapılmalıdır. Kültür ve diğer laboratuvar çalışma sonuçları gelmeden tedaviye başlanabilir, ancak sonuçlar gelir gelmez antifungal tedavi gerektiği şekilde ayarlanmalıdır.
4.2Pozoloji ve uygulama şekli
TROZASİN intravenöz formunun içeriğinde bulunan hidroksipropil -β-siklodekstrin, glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, kreatinin klirensi 30 mL/dk’nın altında olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda TROZASİN i.v. kullanımı kontrendikedir.
Pozoloji
TROZASİN’in saatte maksimum 3 mg/kg hızla ve 1-3 saat içinde verilmesi önerilir. Bolus enjeksiyon için uygun değildir. I.V. infüzyon için dilüe edilmelidir.
1
Uygulama sıklığı ve süresi
Yetişkinlerde kullanım
Kararlı duruma yakın olan plazma konsantrasyonlarının birinci günde elde edilebilmesi için, TROZASİN tedavisi intravenöz veya oral yoldan verilen özel yükleme doz rejimi ile başlatılmalıdır. Oral biyoyararlanımının yüksek (%96; bkz. Bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler) olması nedeniyle klinik olarak endike olduğunda intravenöz ve oral uygulamalar arasında geçiş yapmak mümkündür.
Önerilen dozlarla ilgili ayrıntılı bilgiler aşağıdaki tabloda verilmiştir:
Intravenöz
Yükleme Doz Rejimi
Bütün endikasyonlar için (ilk 24 saat)
Her 12 saatte bir 6 mg/kg
İdame Dozu (ilk 24 saatten sonra)
Ciddi
aspergilloz/
Scedosporium veFusarium enfeksiyonları/Diğer ciddi mantar
enfeksiyonlarıa
Her 12 saatte bir 4 mg/kg
Nötropenik olmayan hastalarda kandidemi
Her 12 saatte bir 3-4 mg/kg b
Özofajiyal Candida enfeksiyonları
Değerlendirilmemiştir.
a. Invazif aspergillozun pivotal klinik çalışmasında IV vorikonazol uygulamasının etki süresinin medyan değeri 10 gündür (2-85 gün aralığı). (Bkz. Bölüm 5.1)
b. Klinik çalışmalarda, kandidemi hastaları birincil tedavi olarak her 12 saatte bir 3 mg/kg alırken diğer derin doku Candida enfeksiyonu olan hastalar kurtarma tedavisi olarak 4 mg/kg almışlardır. Uygun doz enfeksiyonun ciddiyetine ve doğasına göre belirlenmelidir.
Doz ayarlaması
Eğer hastalar 12 saat arayla 4 mg/kg dozunu tolere edemiyorlarsa, idame dozu 12 saat arayla 3 mg/kg’a azaltılır.
Eğer hastanın cevabı yetersiz ise, oral uygulama için idame dozu günde iki kez 300 mg’a yükseltilebilir. 40 kg’dan az olan hastalar için oral doz günde iki kez 150 mg’a yükseltilebilir.
Eğer hasta bu kadar yüksek dozda tedaviyi tolere edemiyorsa (örneğin günde 2 kez 300 mg oral gibi), oral idame dozu 50 mg’ lık kademelerle günde iki kez 200 mg’ a (40 kg’dan az olan hastalar için günde iki kez 100 mg) düşürülmelidir.
Vorikonazolün idame dozu intravenöz uygulama için 12 saat arayla 5mg/kg’a çıkartıldığı takdirde, vorikonazol ile beraber fenitoin verilebilir (bkz. Bölüm 4.4, Bölüm 4.5)
Fenitoin ile vorikonazol birlikte kullanılacaksa fenitoin seviyelerinin dikkatli takibi gereklidir. Fayda zarar ilişkisi fayda yönünde ağır basmadıkça birlikte kullanılmalarından kaçınılmalıdır.
Vorikonazol efavirenzle birlikte verildiğinde, vorikonazol dozu günde 2 kez 400 mg’a
2
yükseltilmeli, efavirenz dozu ise % 50, örneğin 300 mg’ a (günde 1 kez) düşürülmelidir. Vorikonazol ile tedavi kesildiğinde, efavirenzin başlangıç dozuna dönülmelidir. (Bkz. Bölüm 4.4, Bölüm 4.5).
Tedavi süresi hastaların klinik ve mikrobiyolojik test cevabına bağlı olarak mümkün olduğunca kısa olmalıdır.
İntravenöz formülasyon ile tedavi süresi 6 aydan uzun olmamalıdır (bkz. Bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). Vorikonazolle 6 aydan uzun süreli tedavilerde, yarar-risk oranı dikkatli şekilde gözden geçirilmelidir. (Bkz bölüm 4.4 (Dermatolojik Reaksiyonlar) ve bölüm 5.1 (Tedavi süresi)).
Uygulama şekli:
TROZASİN’in, intravenöz infüzyon olarak uygulanmasından önce sulandırılması ve seyreltilmesi gereklidir (ayrıca bkz. Bölüm 6.6).
TROZASİN infüzyon çözeltisinin bolus injeksiyon şeklinde uygulanması önerilmez.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği
TROZASİN intravenöz formunun içeriğinde bulunan hidroksipropil-β-siklodekstrin, glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, kreatinin klirensi 30 mL/dk’nın altında olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda TROZASİN i.v. kullanımı kontrendikedir. İntravenöz vorikonazol kullanımı, hastaya olan risk/fayda değerlendirmesini haklı çıkarmadıkça, bu hastalara oral vorikonazol verilmelidir. Bu hastalarda serum kreatinin düzeyleri yakından izlenmelidir ve eğer artış görülürse, oral vorikonazol tedavisine geçilmesi düşünülmelidir. (Bkz. Bölüm 5.2).
Vorikonazol hemodiyaliz yoluyla 121 mL/dk’lık klerens ile atılır. 4 saatlik bir hemodiyaliz doz ayarlaması gerektirecek miktarda vorikonazolün uzaklaştırılmasını sağlamaz. Konservatif hesaplamalar baz alınırsa (1. dereceden hemodiyaliz ve minimal hepatik eliminasyon olduğu var sayılıyor) 12 saatlik bir hemodiyaliz vorikonazolün yaklaşık %50’sini vücuttan uzaklaştırırken 24 saatlik bir hemodiyaliz % 75’ini uzaklaştırır.
Hidroksipropil-β-siklodekstrin klerensi böbrek yetmezliği olan hastalarda azalmıştır bu da hastanın daha fazla hidroksipropil-β-siklodekstrin’e maruziyetine neden olur. Bu hastalarda uygulanan ardışık infüzyonlar hidroksipropil-β-siklodekstrin’in birikmesine neden olabilir.
Hidroksipropil-β-siklodekstrin hemodiyalize edilir.
Karaciğer yetmezliği
Vorikonazol alan, hafif (Child-Pugh sınıf A) ve orta (Child-Pugh sınıf B) şiddette karaciğer sirozu olan hastalarda, standart yükleme doz rejiminin kullanılması önerilir ancak idame dozu yarı yarıya azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 5.2).
Ciddi (Child-Pugh sınıf C) kronik karaciğer sirozu olan hastalarda vorikonazol çalışılmamıştır.
3
Karaciğer fonksiyon testleri (aspartat transaminaz [AST], alanin transaminaz [ALT], alkalin fosfataz [ALP] veya toplam bilirubin değerleri anormal (normal karaciğer fonksiyon test değerlerinin en üst limitinin 5 katı) olan hastalarda vorikonazolün güvenliliği ile ilgili sınırlı veri mevcuttur.
Vorikonazol, karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme ve sarılık gibi karaciğer hasarının klinik belirtileri ile ilişkilidir bu nedenle ciddi karaciğer bozukluğu olan hastalarda sadece beklenen yarar potansiyel risklerden fazlaysa kullanılmalıdır. Hasta ilaç toksisitesi açısından dikkatle gözlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).
Pediyatrik popülasyon:
2 – < 12 yaş arasındaki çocuklarda ve 12-14 yaş ar ası (< 50 kg) genç adölesanlarda önerilen idame doz rejimi aşağıdaki gibidir:
Genç adölesanlar vorikonazolü yetişkinlerden ziyade çocuklar ile benzer bir şekilde metabolize edebileceği için bu yaş gurubunda vorikonazol çocuk dozu uygulanmalıdır.
İntravenöz
Yükleme dozu (ilk 24 saat)
Her 12 saatte bir 9 mg/kg
İdame dozu (ilk 24 saatten sonra)
Günde 2 kere 8 mg/kg
Not: 2- <12 yaş arası bağışıklık sistemi baskılanmış 112 pediyatrik hastada ve 12- <17 yaş arası bağışıklık sistemi baskılanmış 26 adölesanlarda yapılan farmakokinetik analiz baz alınmıştır.
2 yaşın altındaki hastalarda TROZASİN’in etkililik ve güvenlilik çalışmaları yapılmamıştır (bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler, 5.1 Farmakodinamik özellikler). Bu nedenle vorikonazolün 2 yaşından küçük çocuklarda kullanılması önerilmez. Hepatik veya renal yetmezliği olan 2-<12 yaşındaki pediyatrik hastalarda kullanım çalışmaları yapılmamıştır (bkz. Bölüm 4.8 ve 5.2).
Diğer tüm adölesanlarda (12-14 yaş arası (≥ 50 kg) ve ağırlık fark etmeksizin 15-17 yaş) yetişkin dozu uygulanır.
Doz ayarlaması
Eğer hastanın cevabı yetersiz ise intravenöz doz 1 mg/kg’lık basamaklar halinde arttırılmalıdır. Eğer hasta tedaviyi tolere edemiyorsa doz 1 mg/kg’lık basamaklar halinde azaltılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon
Yaşlı hastalar için doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).
4.3Kontrendikasyonlar
Vorikonazole veya TROZASİN içeriğindeki herhangi bir bileşene aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 6.1)
Yardımcı madde hidroksipropil-β-siklodekstrin, glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi 30 mL/dk’nın altında) TROZASİN kontrendikedir.
Vorikonazolün CYP3A4 substratları, terfenadin, astemizol, sisaprid, pimozid, kinidinin veya ivabradin ile birlikte uygulanması kontrendikedir, çünkü bu ilaçların plazma düzeylerinin yükselmesi
4
QTc’ninuzamasına ve seyrek olarak da torsades de pointes oluşumuna neden olabilir (bkz. Bölüm 4.5).
Vorikonazolün sağlıklı gönüllülerde sirolimus plazma düzeylerini önemli ölçüde yükseltmesi nedeniyle birlikte kullanımı kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 4.5).
Rifampisin, karbamazepin ve fenobarbitalin ve St John’s Wort ile birlikte kullanılması kontrendikedir, çünkü bu ilaçlar vorikonazol ile birlikte kullanıldıklarında, vorikonazolün plazma düzeylerini önemli ölçüde düşürebilirler (bkz. Bölüm 4.5).
CYP3A4 substratları olan ergot alkaloidleri (örn; ergotamin, dihidroergotamin) ile birlikte vorikonazol kullanılması kontrendikedir, çünkü bu ilaçların plazma düzeylerinin yükselmesi ergotizme sebep olabilir (bkz. Bölüm 4.5).
Yüksek doz Ritonavir (400 mg/gün ve üzeri) ile vorikonazolün birlikte kullanımı kontrendikedir. Bu dozda kullanılan ritonavir sağlıklı gönüllülerde vorikonazol plazma konsantrasyonunu önemli derecede düşürmektedir (bkz. Bölüm 4.5, düşük dozlar için bkz. Bölüm 4.4).
Standart doz vorikonazol ile 400 mg/gün veya daha yüksek efavirenz dozunun birlikte kullanımı kontrendikedir. Bu dozda kullanılan efavirenz sağlıklı gönüllülerde vorikonazol plazma konsantrasyonunu önemli derecede düşürmektedir. (bkz. bölüm 4.5, düşük doz için bkz bölüm 4.4) Ayrıca vorikonazol efavirenz plazma konsantrasyonunu önemli ölçüde arttırır.
Vorikonazolün bir CYP3A4 substratı olan naloksegol ile birlikte kullanılması kontrendikedir, çünkü naloksegol plazma konsantrasyonlarının yükselmesi opioid yoksunluk semptomlarını hızlandırabilir (bkz. bölüm 4.5).
Vorikonazol gibi güçlü CYP3A4 inhibitörlerinin tolvaptan plazma konsantrasyonlarını önemli ölçüde yükseltmesi sebebiyle, vorikonazolün tolvaptan ile birlikte kullanılması kontrendikedir (bkz. bölüm 4.5).
Lurasidon maruziyetindeki önemli artış ciddi advers reaksiyon görülme potansiyeline sahip olduğundan, vorikonazolün lurasidon ile birlikte kullanılması kontrendikedir (bkz. bölüm 4.5).
Başlangıçta ve venetoklaks doz titrasyon fazı sırasında; venetoklaks ile birlikte kullanımı kontrendikedir çünkü vorikonazol, venetoklaksın plazma konsantrasyonunu anlamlı ölçüde yükseltebilir ve tümör lizis sendromu riskini arttırabilir (Bkz. Bölüm 4.5).
4.4Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Aşırı duyarlılık
Diğer azollere aşırı duyarlılığı olan hastalar için TROZASİN reçetelenirken dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.8).
Tedavi süresi:
İntravenöz formülasyon ile tedavi süresi 6 aydan uzun olmamalıdır (bkz. Bölüm 5.3).
Kardiyovasküler
Vorikonazol QT aralığının uzamasıyla ilişkilendirilmiştir. Klinik geliştirme ve pazarlama sonrası gözlem çalışmalarında, vorikonazol kullanan hastalarda, nadir olarak torsades de pointes vakaları görülmüştür. Bunlar kardiyotoksik kemoterapi, kardiyomiyopati, hipokalemi ve duruma katkıda
5
bulunabilecek eş zamanlı ilaç kullanma öyküsü gibi çoklu karmaşık risk faktörlerine sahip ciddi vakalardı.
Vorikonazol aşağıdaki gibi potansiyel proaritmik koşulları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.2).
– Konjenital veya konjenital olmayan QT aralığının uzaması
– Kardiyomiyopati, özellikle kalp yetmezliği olduğunda
– Sinüs bradikardisi
– Mevcut semptomatik aritmi
– QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar ile birlikte kullanım. Gerekli durumlarda, vorikonazol tedavisi öncesi ve sırasında hipokalemi, hipomagnezemi ve hipokalsemi gibi elektrolit bozukları, gerekli ise tedavinin başlatılmasından önce ve vorikonazol tedavisi esnasında izlenmelidir ve düzeltilmelidir (Bkz. Bölüm 4.2). Günlük dozun 4 katına kadar uygulanan tek doz vorikonazolün, sağlıklı gönüllülerde QT aralığına olan etkisine bakılan bir çalışma yapılmıştır. Hastalardan hiçbirinde klinik olarak anlamlı olan eşik değer olan 500 msn’ yi geçen bir aralık saptanmamıştır. (Bkz. Bölüm 5.1).
İnfüzyonla ilgili reaksiyonlar
Vorikonazolün intravenöz olarak uygulanması esnasında çoğunlukla yüz kızarması ve bulantı olarak infüzyonla ilişkili reaksiyonlar gözlenmiştir. Semptomların şiddetine bağlı olarak, tedavinin durdurulması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Karaciğer toksisitesi
Klinik çalışmalarda, vorikonazol tedavisi sırasında ciddi karaciğer toksisitesine dair vakalar (klinik hepatit, kolestaz ve ölümle sonuçlanabilecek fulminan karaciğer yetmezliği) görülmüştür. Hepatik reaksiyonların tekrarı öncelikle altta yatan ciddi bir medikal durumu (çoğunlukla hematolojik malignite) olan hastalarda ortaya çıktığı not edilmiştir. Teşhis edilebilir diğer risk faktörleri olmayan hastalar arasında hepatit ve sarılık dahil geçici karaciğer reaksiyonları oluşmuştur. Karaciğer disfonksiyonu tedavinin kesilmesiyle geri dönüşlü olmuştur. (Bkz. Bölüm 4.8).
Karaciğer fonksiyonlarının izlenmesi
TROZASİN kullanan hastalar hepatik toksisite açısından dikkatli bir şekilde izlenmelidir. TROZASİN ile tedavinin başında, özellikle ilk ay en az haftada bir hepatik fonksiyonlar (özellikle AST ve ALT) değerlendirilmelidir. Tedavi mümkün olduğunca kısa olmalıdır ancak tedavinin getireceği yarar potansiyel zarardan fazla olduğunda tedaviye devam edilmelidir. Bu tür durumlarda karaciğer fonksiyon testlerinde bir değişiklik olmaz ise aylık olarak izlenebilir.
Karaciğer fonksiyon testleri belirgin bir şekilde yükselmiş ise tedavinin medikal olarak risk-yarar açısından değerlendirmesi tedaviye devam edilmesini desteklemiyorsa TROZASİN tedavisi durdurulmalıdır.
Karaciğer fonksiyonları hem çocuklar hem de erişkinlerde izlenmelidir.
Ciddi dermatolojik reaksiyonlar
• Fototoksisite
Ayrıca TROZASİN, çillenme, lentigo, aktinik keratoz ve psödoporfiri de dahil olmak üzere fototoksisite ile ilişkilendirilmiştir. Fotosensitize edici ajanların (örn. metotreksat, vb.) birlikte kullanımı ile cilt reaksiyonları/toksisite riskinde potansiyel bir artış bulunmaktadır. TROZASİN
6
tedavisi sırasında çocuklar da dahil olmak üzere hastaların tümünün doğrudan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınmaları ve uygun olduğunda koruyucu güneş kremi/losyonu veya güneşten koruyucu giysi kullanmaları önerilir.
• Skuamoz hücreli karsinom (SHK):
Fototoksisite reaksiyonları göstermiş bazı hastalar dahil olmak üzere hastalarda deride skuamoz hücreli karsinom (SHK) (in situ skuamöz hücreli karsinom veya Bowen hastalığı dahil) bildirilmiştir. Fototoksik reaksiyonların ortaya çıkması halinde TROZASİN ile tedavinin kesilmesi multidisipliner olarak değerlendirilmeli ve hasta dermatoloğa yönlendirilmelidir. TROZASİN tedavisinin sonlandırılması ve alternatif bir antifungal ajan kullanılması düşünülmelidir. Fototoksisite ile ilişkili lezyonlar oluşmasına rağmen TROZASİN tedavisi devam ettiriliyorsa erken teşhisi mümkün kılmak ve premalignant lezyonları yönetebilmek için dermatolojik değerlendirme sistemik ve düzenli olarak yapılmalıdır. Eğer bir hastada skuamoz hücreli karsinom veya premalignant deri lezyonları oluşursa, TROZASİN tedavisi sonlandırılmalıdır (Bkz. Aşağıda yer alan “Uzun süreli kullanım” kısmı.)
• Şiddetli kutanöz advers reaksiyonlar
Hastalarda, vorikonazol tedavisi sırasında, Stevens-Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN), eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS) gibi hayatı tehdit edici veya ölümcül olabilen ciddi deri reaksiyonları gelişmiştir. Eğer hastalarda döküntü gelişirse, hasta yakından izlenmelidir, lezyonlar ilerlerse TROZASİN kesilmelidir.
Adrenal olaylar
Vorikonazol dahil diğer azolleri alan hastalarda geri dönüşümlü adrenal yetmezlik vakaları bildirilmiştir. Kortikosteroidler ile birlikte veya birlikte olmaksızın azol alan hastalarda adrenal yetmezlik bildirilmiştir. Kortikosteroidsiz azol alan hastalarda, adrenal yetmezlik, azoller tarafından steroidogenezin doğrudan inhibisyonu ile ilişkilidir. Kortikosteroid alan hastalarda, vorikonazol ile ilişkili metabolizmalarının CYP3A4 inhibisyonu, kortikosteroid fazlalığına ve adrenal supresyona yol açabilir (bkz. bölüm 4.5). Kortikosteroidler ile eş zamanlı olarak vorikonazol alan hastalarda adrenal yetmezliğin eşlik ettiği ve etmediği Cushing sendromu da bildirilmiştir.
Vorikonazol ve kortikosteroidlerle uzun süreli tedavi gören hastalar (örneğin, budesonid ve intranazal kortikosteroidler gibi inhale kortikosteroidler dahil) hem tedavi sırasında hem de vorikonazol tedavisi kesildiğinde, adrenal korteks disfonksiyonu açısından dikkatle izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.5). Hastalar, Cushing sendromu veya adrenal yetmezlik belirti ve semptomları geliştirirlerse derhal tıbbi yardım almaları konusunda bilgilendirilmelidir.
Uzun süreli kullanım:
180 günden (6 ay) daha uzun süreli kullanım (tedavi veya profilaksi) risk yarar dengesi bakımından
dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Hekim, TROZASİN tedavisine kısıtlama gerekip gerekmediğini
göz önünde bulundurmalıdır (bkz. Bölüm 4.2, Bölüm 5.1 -Tedavi süresi). Vorikonazol tedavisinin
uzun dönem kullanılması ile ilgili olarak skuamöz hücreli karsinom (SHK) (in situ skuamöz hücreli
karsinom veya Bowen hastalığı dahil) raporlanmıştır (Bkz. Bölüm 4.8).
Organ nakli olan hastalarda yükselmiş florür ve alkalin fosfataz seviyeleri ile birlikte enfeksiyonun sebep olmadığı periostit rapor edilmiştir. Eğer hastada iskelet sistemi ile ilgili bir ağrı ve periostiti destekleyen radyolojik bulgular mevcut ise multidisipliner değerlendirme sonrası vorikonazol tedavisi durdurulmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.8).
Görme ile ilgili istenmeyen etkiler
Bulanık görme, optik nörit ve papilla ödemin dahil olduğu uzun süreli görsel advers etkiler bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
7
Böbrekle ilgili istenmeyen etkiler
Vorikonazol tedavisi gören ağır hastalarda, akut böbrek yetmezliği görülmüştür. Vorikonazol tedavisi gören hastalar muhtemelen buna ilişkin nefrotoksik ilaçlar da kullanmaktadırlar, buna bağlı olarak böbrek işlevlerinde azalma ile sonuçlanan klinik tablolar oluşma ihtimali bulunmaktadır (bkz. Bölüm 4.8).
İntravenöz TROZASİN’in içeriğinde bulunan bir yardımcı madde olan siklodekstrin başlıca böbreklerden atıldığı için, serum kreatinin düzeyi ≥ 220 mikromol/L (2,5 mg/dL) olan hastalara oral tedavi önerilir.
Eğer oral tedavi mümkün değilse ve yarar riskten fazlaysa, intravenöz TROZASİN uygulanmasına karar verilebilir.
Böbrek fonksiyonlarının izlenmesi
Hastalarda anormal böbrek fonksiyonlarının ortaya çıkması açısından takip edilmelidir. Bu kontroller özellikle serum kreatinini gibi laboratuvar değerlendirmesini içermelidir. (bkz. Bölüm 4.2).
Böbrek Yetmezliği
Hidroksipropil-β-siklodekstrin intravenöz yolla uygulandığında glomerüler filtrasyon yoluyla atılır. Bu nedenle, kreatinin klirensi 30 mL/dk’nın altında olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda TROZASİN i.v. kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.2)
Pankreatik fonksiyonların takibi
Akut pankreatit riski bulunan çocuk ve yetişkinlerde (örn. yakın zamanda kemoterapi tedavisi uygulanmış hastalar, hematopoetik kök hücre nakli [HKHN] yapılmış hastalar), vorikonazol tedavisi boyunca pankreatit gelişimi takip edilmelidir. Bu klinik durumda, serum amilaz veya lipazın izlenmesi düşünülmelidir.
Pediyatrik popülasyon
İki yaşın altındaki pediyatrik hastalarda etkililik ve güvenlilik çalışmaları yapılmamıştır (bkz. Bölüm 4.8 ve 5.1). Vorikonazol iki yaşındaki ve daha büyük pediyatrik hastalarda endikedir. Karaciğer enazimlerinde yükselme pediyatrik hastalarda daha yüksek sıklıkta gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Çocuklarda ve yetişkinlerde karaciğer fonksiyonları izlenmelidir. Oral biyoyararlanım, 2 ila 12 yaş arasındaki çocuklarda malabsorpsiyon ve düşük vücut ağırlığı nedeniyle sınırlı olabilir. Bu vakalarda intravenöz vorikonazol önerilmektedir.
Ciddi dermatolojik reaksiyonlar (SHK dahil)
Pediyatrik popülasyonda fototoksisite reaksiyonlarının görülme sıklığı daha yüksektir. SHK’ya uzanan bir yayılma söz konusu olabileceğinden, bu hasta grubu için daha sıkı ölçümler gereklidir. Çocuklarda lentijin veya çillenme gibi erken yaşlanma belirtilerinde, tedavi sonlandırıldıktan sonra bile güneşten korunma ve dermatolojik izleme önerilmektedir.
Profilaksi:
Tedavi ile ilişkili advers olaylar (hepatotoksisite, fototoksisite ve SHK dahil ciddi deri reaksiyonları, ciddi veya uzamış görme bozuklukları ve periostit) görüldüğü takdirde, vorikonazol tedavisi durdurulmalı ve alternatif antifungal ajan kullanımı değerlendirilmelidir.
Fenitoin (CYP2C9 substratı ve potent CYP450 indükleyici)
Fenitoin vorikonazolle birlikte verildiğinde fenitoin düzeylerinin dikkatle izlenmesi önerilmektedir.
8
Beklenen yarar riskten fazla değilse, vorikonazol ve fenitoin birlikte kullanılmamalıdır (Bkz.
Bölüm 4.5).
Efavirenz (CYP450 indükleyici; CYP3A4 inhibitörü ve substratı)
Vorikonazol efavirenzle birlikte verildiğinde, vorikonazol dozu günde 2 kez 400 mg’ a
yükseltilmeli, efavirenz dozu ise 300 mg’ a (günde 1 kez) düşürülmelidir (bkz. Bölüm 4.2
efavirenz ve vorikonazolün standart dozları için bkz. Bölüm 4.5)
Glasdegib (CYP3A4 substratı)
Vorikonazolün birlikte uygulanmasının glasdegib plazma konsantrasyonlarını artırması ve QTc
uzaması riskini artırması beklenir (bkz. bölüm 4.5). Eşzamanlı kullanımdan kaçınılamazsa, sık EKG
takibi önerilir.
Tirozin kinaz inhibitörleri (CYP3A4 substratı)
Vorikonazolün CYP3A4 tarafından metabolize edilen tirozin kinaz inhibitörleri ile birlikte uygulanmasının, tirozin kinaz inhibitörü plazma konsantrasyonlarını ve advers reaksiyon riskini artırması beklenir. Eşzamanlı kullanımdan kaçınılamazsa, tirozin kinaz inhibitörü dozunun azaltılması ve yakın klinik takip önerilir (bkz. bölüm 4.5).
Rifabutin (potent CYP450 indükleyici)
Rifabutin vorikonazolle birlikte verildiğinde tam kan sayımı ve rifabutine bağlı advers olayların
(örn. üveit) dikkatle izlenmesi önerilmektedir. Beklenen yarar riskten fazla değilse, vorikonazol ve
rifabutin birlikte kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5)
Ritonavir (potent CYP450 indükleyici, CYP3A4 inhibitörü ve substratı)
Vorikonazol ve düşük doz ritonavirin (günde 2 kez 100 mg) birlikte kullanımından, hasta için
yarar/risk oranı, vorikonazol kullanımı lehine olmadıkça kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5 yüksek
dozlar için bkz. Bölüm 4.3).
Everolimus (CYP3A4 substratı, P-gp substratı)
Vorikonazolün everolimus ile birlikte kullanılması önerilmez. Çünkü vorikonazolün everolimusun konsantrasyonunu arttırması beklenir. Bu konu ile ilgili olarak doz önerisinde bulunmak için eldeki veriler yetersizdir. (bkz bölüm 4.5)
Metadon (CYP3A4 substratı)
Vorikonazol ile metadonun birlikte kullanılması ile metadon seviyesi artar bu yüzden QT uzaması dahil olmak üzere metadon ile ilişkili toksik durumların ve yan etkilerin vorikonazol ile birlikte kullanılması durumunda sıklıkla izlenmesi önerilmektedir. Metadon dozunun azaltılması gerekebilir (Bkz. Bölüm 4.5)
Kısa etkili opiyatlar (CYP3A4 substratı)
Vorikonazolle birlikte verildiklerinde, alfentanil, fentanil ve yapısı alfentanile benzeyen ve CYP3A4 ile metabolize edilen kısa etkili diğer opiyatların (örn. sufentanil) dozunun azaltılması düşünülmelidir (Bkz. Bölüm 4.5). Alfentanil vorikonazol ile beraber kullanıldığında, alfentanilin yarı ömrünün 4 kat kadar uzamasından ve bağımsız yapılan bir çalışmaya göre vorikonazolün fentanil ile birlikte kullanılmasının fentanilin ortalama EAA0-∞ değerinde artmaya sebep olduğundan dolayı, opiyatlarla ilişkili istenmeyen etkilerin (hastanın solunumunun daha uzun süre takip edilmesi de dahil) sık aralıklarla izlenmesi gerekebilir.
Uzun etkili opiyatlar (CYP3A4 substratı)
9
Vorikonazol ile birlikte uygulandığında oksidon ve CYP3A4 ile metabolize olan diğer uzun etkili opiyatların (örneğin hidrokodon) dozunun azaltılması düşünülmelidir. Opiyatlarla ilişkili istenmeyen etkilerin sık aralıklarla izlenmesi gerekli olabilir (Bkz. Bölüm 4.5).
Flukonazol (CYP2C9, CYP2C19 ve CYP3A4 inhibitörü)
Sağlıklı kişilerde oral vorikonazolün oral flukonazol ile birlikte uygulanması, vorikonazol Cmaks ve EAA’sında anlamlı bir artışa neden olmuştur. Vorikonazol ve flukonazolün bu etkiyi ortadan kaldıracak olan azaltılmış dozu ve/veya sıklığı henüz saptanmamıştır. Flukonazolün ardından ardışık olarak kullanıldığı takdirde, vorikonazol ile ilişkili istenmeyen etkilerin izlenmesi önerilir. (Bkz.
Bölüm 4.5)
Diğer
Yardımcı madde hidroksipropil-β-siklodekstrinin uzun süreli kullanımının taşıdığı güvenlilik riskleri nedeniyle, ürünün 21 günlük kullanım sonrasında, hekim tarafından gerekli değerlendirmenin yapılıp, kullanıma devam edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir.
4.5Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Vorikonazol, sitokrom P450 izoenzimleri CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 tarafından metabolize edilir ve bunların aktivitesini inhibe eder. Bu izoenzimlerin inhibitörleri ya da indükleyicileri vorikonazol plazma konsantrasyonlarını sırasıyla yükseltebilir ya da düşürebilir; ayrıca vorikonazolün CYP450 izoenzimleri özellikle de CYP34A4 tarafından metabolize edilen maddelerin plazma konsantrasyonlarını yükseltme potansiyeli de vardır. Çünkü vorikonazol güçlü bir CYP3A4 inhibitörüdür, ancak EAA’daki artış substrata bağlıdır (aşağıdaki Tabloya bakınız).
Başka şekilde belirtilmediği takdirde, ilaç etkileşim çalışmaları sağlıklı erişkin erkek gönüllülerde, kararlı duruma kadar günde iki kez (BID) 200 mg oral vorikonazol ile çoklu doz uygulaması ile gerçekleştirilmiştir. Bu bulgular diğer popülasyonlar ve uygulama yolları ile bağlantılıdır.
Vorikonazol, QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlarla eşzamanlı alan hastalara dikkatle uygulanmalıdır. Vorikonazolün CYP3A4 izoenzimleri tarafından metabolize edilen maddelerin (bazı antihistaminikler, kinidin, sisaprid, pimozid ve ivabradin) plazma konsantrasyonlarını yükseltme potansiyelinin de olduğu durumlarda, vorikonazolün bu maddelerle birlikte kullanılması kontrendikedir (aşağıdaki kısma ve Bölüm 4.3’e bakınız).
Etkileşim tablosu
Vorikonazol ile diğer tıbbi ürünler arasındaki etkileşimler aşağıdaki tabloda listelenmiştir (günde bir kez “QD” ile, günde iki kez “BID” ile, günde üç kez uygulama “TID” ile, ‘belirlenmemiş’ ise “ND” ile gösterilmiştir). Her bir farmakokinetik parametre için gösterilen okun yönü, geometrik ortalama oranın %90 güven aralığının %80-125 aralığının içinde (↔︎), altında (↓) ya da üstünde (↑) olmasına dayanmaktadır. Yıldız işareti (*), iki yönlü bir etkileşimi gösterir. EAAτ, EAAt ve EAA0-∞, sırasıyla bir doz uygulama zaman aralığı boyunca, sıfır zaman noktasından saptanabilir bir ölçümün elde edildiği zamana kadar ve sıfır zaman noktasından sonsuzluğa kadar eğri altındaki alanı temsil etmektedir.
Tablodaki etkileşimler şu sırayla sunulmuştur: Kontrendikasyonlar, doz ayarlaması ve dikkatli klinik ve/veya biyolojik izleme gerektirenler ve son olarak anlamlı bir farmakokinetik etkileşimi olmayan, ancak bu terapötik alanda klinik açıdan ilgi konusu olabilecek olanlar.
10
Tıbbi ürün
[Etkileşim Mekanizması]
Etkileşim Geometrik ortalama değişiklikleri (%)
Birlikte uygulama ile ilgili
tavsiyeler
Astemizol, sisaprid, pimozid,
kinidin
ivabradin
[CYP3A4 substratları]
Bu
yapılmamıştır; ancak bu tıbbi
ürünlerin plazma
konsantrasyonlarının yükselmesi
QTc uzamasına ve nadiren
torsades de pointes’e yol
açabilir.
Kontrendike (bkz. Bölüm 4.3)
Karbamazepin ve uzun etkili barbitüratlar (örn. fenobarbital, mefobarbital) [güçlü CYP450 indükleyicileri]
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak
karbamazepin ve uzun etkili
barbitüratların vorikonazol
plazma konsantrasyonlarını
anlamlı düzeyde düşürme
olasılığı vardır.
Kontrendike (bkz. Bölüm 4.3)
Efavirenz (non-nükleozid
reverse transkriptaz inhibitörü)
[CYP450 indükleyicisi;
CYP3A4 inhibitörü ve
substratı]
Vorikonazol 200 mg BID* ile
uygulanan Efevirenz 400 mg
Günde 1 kez
Efavirenz
QD,
vorikonazol 400 mg BID ile
birlikte uygulama*
Efavirenz Cmax ↑ %38 Efavirenz EAAτ↑%44
Vorikonazol Cmaks
%61
Vorikonazol EAAτ ↓ %77
Efavirenz 600 mg QD’ye kıyasla,
Efavirenz Cmax ↔︎
Efavirenz EAAτ ↑ %17
Vorikonazol 200 mg BID’e kıyasla,
Vorikonazol
↑
Vorikonazolün standart dozları ve 400 mg QD veya daha yüksek efavirenz ile kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Vorikonazolün idame dozu 400 mg BID’e çıkarılır ve efavirenz dozu 300 mg QD’ye düşürülürse vorikonazol birlikte efavirenz
ile uygulanabilir. Vorikonazol tedavisidurdurulduktan sonra efavirenzin başlangıç dozuna geri dönülmelidir (bkz.
Bölüm 4.2 ve 4.4).
11
Ergot alkaloidleri (örn.
ergotamin ve
dihidroergotamin)
[CYP3A4 substratları]
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak
vorikonazolün ergot
alkaloidlerinin plazma
konsantrasyonlarını yükseltme
ve ergotizme yol açma olasılığı
vardır.
Kontrendike (bkz. Bölüm 4.3)
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak,
vorikonazolün lurasidon plazma
konsantrasyonlarını önemli
ölçüde yükseltmesi olasıdır.
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak,
vorikonazolün naloksegol
plazma konsantrasyonlarını
önemli ölçüde yükseltmesi
olasıdır.
Rifabutin
[güçlü CYP450 indükleyicisi]
300 mg QD
300 mg QD (vorikonazol 350 mg BID ile birlikteuygulama)*
300 mg QD (vorikonazol 400 mg BID ile birlikteuygulama)*
Vorikonazol Cmax ↓ %69 Vorikonazol EAAτ ↓ %78
Vorikonazol 200 mg BID’e kıyasla,
Vorikonazol
Vorikonazol EAAτ ↓ %32
Rifabutin Cmax ↑ %195 Rifabutin EAAτ ↑ %331
Vorikonazol 200 mg BID’e kıyasla,
Vorikonazol
%104
Vorikonazol EAAτ ↑ %87
Kontrendike (bkz. Bölüm
4.3)
Beklenen yarar riskten fazla
olduğu durumlar dışında
vorikonazol ve rifabutin
birlikte kullanılmamalıdır.
Vorikonazolün idame dozu
intravenöz BID olarak 5
mg/kg’a veya oral BID (40 kg
altı hastalarda 100 mg’dan 200
mg oral BID’e) olarak 200
mg’dan 350 mg’a arttırılabilir.
Vorikonazol ve rifabutinin
beraber kullanılacağı
durumlarda tam kan sayımı ve
rifabutin ileortaya çıkabilecek
istenmeyen etkilerin (örn.
uveit) dikkatlice izlenmesi
önerilir.
Rifampisin (600 mg QD)
[güçlü CYP450 indükleyicisi]
Vorikonazol Cmax ↓ %93 Vorikonazol EAAτ ↓ %96
Kontrendike (bkz. Bölüm 4.3)
12
Ritonavir (proteaz inhibitörü) [güçlü CYP450 indükleyicisi;
CYP3A4
substratı]
Yüksek doz (400 mg BID)
Düşük doz (100 mg BID)*
Ritonavir Cmax ve EAAτ ↔︎
Vorikonazol
%66
Vorikonazol EAAτ ↓ %82
Ritonavir Cmax ↓ %25
Ritonavir EAAτ ↓ %13
Vorikonazol Cmax ↓ %24
Vorikonazol EAAτ ↓ %39
Vorikonazol ve yüksek dozlarda
ritonavirin (400 mgve üstü
BID) birlikte uygulanması
kontrendikedir (bkz. Bölüm
4.3).
Hasta için
değerlendirmesi
kullanımı için
sağlamadığı
vorikonazol ve düşük dozda
ritonavirin (100 mg BID)
birlikte uygulanmasından
kaçınılmalıdır.
St
Wort
[CYP450 indükleyicisi;
P-gp indükleyicisi]
300 mg TID (tek doz vorikonazol 400 mg ile birlikte uygulama)
Yayınlanmış olan bağımsız bir çalışmada,
Vorikonazol EAA0-∞ ↓ %59
Kontrendike (bkz. Bölüm 4.3)
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak,
vorikonazolün tolvaptan plazma
konsantrasyonlarını önemli
ölçüde yükseltmesi olasıdır.
Bu konuda çalışma yapılmamış
olmasına karşın, vorikonazolün
venetoklaks plazma
konsantrasyonunu anlamlı
düzeyde yükseltmesi olasıdır.
Başlangıçta ve venetoklaks doz
titrasyon
sırasında
Vorikonazolün venetoklaks ile
birlikte kullanımı, başlangıçta ve
venetoklaks doz titrasyon fazı
sırasında kontrendikedir (Bkz.
Bölüm 4.3). Venetoklaks ürün
bilgilerinde belirtildiği gibi,
düzenli günlük dozlama
sırasında Venetoklaks dozunun
azaltılması, venetoklaks ürün
bilgilerinde belirtildiği gibi sabit
günlük
sırasında
gereklidir; toksisite belirtilerinin
yakından
tavsiye
edilir.
13
Flukonazol (200 mg QD) [CYP2C9, CYP2C19 ve CYP3A4 inhibitörü]
Vorikonazol Cmax ↑ %57 Vorikonazol EAAτ ↑ %79
Flukonazol Cmax ND
Flukonazol EAAτ ND
Bu etkiyi yok edecek azaltılmış vorikonazol veflukonazol dozu ve/veyasıklığı belirlenmemiştir. Vorikonazol flukonazolden sonra ardışık şekilde kullanılıyorsa vorikonazol ile
ilişkili advers olaylar açısından izleme yapılması tavsiye edilir.
Fenitoin
[CYP2C9 substratı ve güçlüCYP450 indükleyicisi]
300 mg QD
300 mg QD (vorikonazol 400 mg BID ile birlikteuygulama)*
Vorikonazol Cmax ↓ %49 Vorikonazol EAAτ ↓ %69
↑
%81
Fenitoin
EAAτ
Vorikonazol 200 mg BID’e
kıyasla,
Vorikonazol Cmax ↑ %34
Vorikonazol EAAτ ↑ %39
Yarar riske göre ağır basmıyorsa vorikonazol ve fenitoinin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır. Fenitoin plazma düzeylerinin dikkatle izlenmesi tavsiyeedilir.
Vorikonazolün idame dozu 5 mg/kg IV BID’e ya da200 mg’dan 400 mg oralBID’e, (vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olan hastalarda 100 mg’dan 200 mg oralBID’e) çıkarılırsa fenitoin vorikonazol ile birlikte
4.2).
Letermovir
[CYP2C9
CYP2C19
indükleyicisi]
Vorikonazol Cmaks ↓ %39
Vorikonazol EAA0-12 ↓ %44
Vorikonazol C12 ↓ %51
Vorikonazolün letermovir ile
birlikte uygulanmasından
kaçınılamıyorsa, vorikonazol
etkinliğinin kaybını izleyin.
Önemli ölçüde azalmış
vorikonazol plazma
konsantrasyonları rapor
edilmiştir.
Vorikonazolün flukloksasilin ile
birlikte
uygulanmasından
kaçınılamazsa, vorikonazol
etkinliğindeki olası kaybı izleyin
(örn.
takibi
yoluyla); vorikonazol dozunun
arttırılması gerekebilir.
Eşzamanlı kullanımdan
kaçınılamazsa, sık EKG takibi
önerilir (bkz. bölüm 4.4).
14
Tirozin
inhibitörleri
(bunlarla sınırlı olmamak üzere:
aksitinib, bosutinib,
cabozantinib, seritinib,
kobimetinib, dabrafenib,
dasatinib, nilotinib, sunitinib,
ibrutinib, ribosiklib)
[CYP3A4 substratları]
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak,
vorikonazol CYP3A4 ile
metabolize edilen tirozin kinaz
inhibitörlerinin plazma
konsantrasyonlarını yükseltebilir.
Eşzamanlı kullanımdan
kaçınılamazsa, tirozin kinaz
inhibitörünün dozunun
azaltılması ve yakın klinik
izleme önerilir (bkz. bölüm 4.4).
Antikoagülanlar
Varfarin (30 mg tez doz,
300 mg BID vorikonazol ile birlikte uygulama)
[CYP2C9 substratı]
Diğer oral kumarinler (örn. fenprokumon, asenokumarol)
[CYP2C9 ve CYP3A4 substratları]
Protrombin zamanındaki maksimum artış yaklaşık 2 katolmuştur
Bu
yapılmamıştır; ancak, vorikonazol kumarinlerin plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir; bu da protrombin zamanında artışa neden olabilir.
Protrombin zamanının ya da diğer uygun antikoagülasyon testlerinin yakından izlenmesi tavsiye edilir.
Antikoagülan dozu uygun şekilde ayarlanmalıdır.
Bu konuda çalışma
yapılmamıştır; ancak,
vorikonazolün artan advers
reaksiyon riski ile ivakaftorun
plazma konsantrasyonlarını
yükseltmesi olasıdır.
İvakaftor dozunun azaltılması
önerilir.
Benzodiazepinler (örn. midazolam, triazolam, alprazolam)
[CYP3A4 substratları]
Yayınlanmış
çalışmada,
Midazolam AUC0-∞ ↑ 3,7-kat
Yayınlanmış
çalışmada,
Midazolam Cmax ↑ 3,8-kat
Midazolam AUC0-∞ ↑ 10,3-kat
Bu
çalışma
yapılmamıştır;
vorikonazolün CYP3A4 tarafından metabolize edilen benzodiazepinlerin plazma konsantrasyonlarını yükseltme ve sedatif etkide uzamaya yol açma olasılığı vardır.
15
İmmünosupresanlar [CYP3A4 substratları]
Sirolimus (2 mg tek doz)
Everolimus
[ayrıca P-gp substratı
Yayınlanmış olan bağımsız bir çalışmada, Sirolimus Cmax ↑ 6.6 kat Sirolimus EAA0-∞ ↑ 11 kat
Bu konuda çalışma yapılmamıştır; ancak, vorikonazolün everolimus’un plazma konsantrasyonlarını önemli ölçüde yükseltmesi olasıdır.
Vorikonazol ve sirolimusun
birlikte uygulanması
kontrendikedir (bkz. Bölüm
4.3).
Vorikonazolün everolimus
konsantrasyonlarını önemli
ölçüde artırması
beklendiğinden, vorikonazol
ve everolimusun birlikte
uygulanması önerilmez (bkz.
bölüm 4.4).
Siklosporin (Kronik siklosporin tedavisi uygulanan stabil renal transplant alıcılarında)
Takrolimus (0.1 mg/kg tek doz)
Siklosporin Cmaks ↑
Siklosporin EAAτ ↑ %70
%13
Takrolimus Cmax ↑ %117
Takrolimus EAAt ↑ %221
Siklosporin kullanmakta olan
hastalarda vorikonazol
tedavisine başlanırken
siklosporin dozunun yarıya
indirilmesi
siklosporin
düzeyinin dikkatle izlenmesi
tavsiye edilir. Siklosporin
düzeylerinde yükselme
nefrotoksisite ile ilişkili
bulunmuştur. Vorikonazol
tedavisi kesildikten sonra
siklosporin düzeyleri dikkatle
izlenmeli ve doz gerektiği
şekilde artırılmalıdır.
Takrolimus kullanmakta olan
hastalarda vorikonazol
tedavisine başlanırken
takrolimus dozunun orijinal
dozunun üçte birine
düşürülmesi ve takrolimus
düzeyinin dikkatle izlenmesi
tavsiye edilir. Takrolimus
düzeylerinde yükselme
nefrotoksisite ile ilişkili
bulunmuştur. Vorikonazol
tedavisi kesildikten sonra
takrolimus düzeyleri dikkatle
izlenmeli ve doz gerektiği
şekilde artırılmalıdır.
16
Uzun Etkili Opiyatlar [CYP3A4 substratları]
Oksikodon (10 mg tek doz)
Yayınlanmış olan bağımsız bir çalışmada,
Oksikodon Cmax ↑ 1.7 kat Oksikodon EAA0-∞ ↑ 3.6 kat
Oksikodonun ve CYP3A4 tarafından metabolize edilen diğer uzun etkili opiyatların (örn. hidrokodon) dozunun azaltılması düşünülmelidir. Opiyat ile ilişkili advers
olaylar
sıklıkla
izleme yapılması gerekebilir.
Metadon (32-100 mg QD) [CYP3A4 substratı]
R-metadon (aktif) Cmax↑ %31 R- metadon (aktif) EAAτ ↑ %47 S-metadon Cmax ↑ %65
S-metadon EAAT ↑ %103
Metadon ile ilgili advers olaylar ve toksisite açısından (QT uzaması dahil) sıklıkla
yapılması
tavsiye
edilir.
Metadon
azaltılması gerekebilir.
Steroid Dışı Antiinflamatuvarİlaçlar (NSAİİ’ler) [CYP2C9 substratları]
İbuprofen (400 mg tek doz)
Diklofenak (50 mg tek doz)
S-İbuprofen Cmax ↑ %20
S-İbuprofen EAA0-∞↑ %100
Diklofenak Cmax↑ %114 Diklofenak EAA0-∞ ↑ %78
NSAİİ’ler ile ilgili advers olaylar ve toksisite açısından
sıklıkla
yapılması
tavsiye edilir. NSAİİ’lerin dozunun azaltılması gerekebilir.
Omeprazol (40 mg QD)* [CYP2C19 inhibitörü; CYP2C19 ve CYP3A4
substratı]
Omeprazol Cmax↑ %116
Omeprazol EAAτ ↑ %280
Vorikonazol Cmax ↑ %15 Vorikonazol EAA τ↑ %41
Vorikonazol, CYP2C19 substratları
olan
pompası
inhibitörlerini de inhibeedebilir ve
bu
plazma
konsantrasyonlarının yükselmesine neden olabilir.
Vorikonazolde doz
ayarlaması tavsiye edilmez.
40 mg ya da daha yüksek dozlarda omeprazol almakta olan hastalarda vorikonazol tedavisine başlanırken omeprazol dozunun yarıya indirilmesi tavsiye edilir.
Oral Kontraseptifler*
[CYP3A4 substratı; CYP2C19 inhibitörü]
Noretisteron/etinilöstradiol
(1 mg/0.035 mg QD)
Etinilöstradiol
Etinilöstradiol EAAτ ↑ %61
Noretisteron Cmax↑ %15 Noretisteron EAAτ ↑ %53
Vorikonazol Cmax↑ %14
Vorikonazol EAAτ ↑ %46
Oral kontraseptifler ile ve ayrıca vorikonazol ile ilgili advers olaylar açısından izleme yapılması tavsiye edilir.
17
Kısa Etkili Opiyatlar [CYP3A4 substratları]
Alfentanil (20 μg/kg tek doz,
eşzamanlı
birlikte)
Fentanil (5 μg/kg tek doz)
Yayınlanmış olan bağımsız bir çalışmada,
Alfentanil EAA0-∞↑ 6 kat
Yayınlanmış olan bağımsız bir çalışmada,
Fentanil EAA0-∞ ↑ 1.34 kat
Alfentanil, fentanil ve yapısal
olarak alfentanile benzeyenve
CYP3A4 tarafından
metabolize edilen diğer kısa
etkili opiyatların (örn.
sufentanil) dozunun
azaltılması düşünülmelidir.
Solunum
opiyat ile ilişkili diğer advers
olaylar açısından uzun süreli
ve
izleme
yapılması tavsiye edilir.
Statinler (örn. lovastatin) [CYP3A4 substratları]
Bu
çalışma
yapılmamıştır; ancak vorikonazolün
CYP3A4
edilen
statinlerin
konsantrasyonlarını yükseltme ve rabdomiyolize neden olmaolasılığı vardır.
Vorikonazolün CYP3A4
tarafından metabolize edilen
statinler ile birlikte
kullanılmasından kaçınılamazsa,
statinlerin dozunun
azaltılması düşünülmelidir.
Sülfonilüreler (örn.
tolbutamid, glipizid, gliburid)
[CYP2C9 substratları]
Bu konuda çalışma yapılmamıştır; ancak vorikonazolün sülfonilürelerin plazma konsantrasyonlarını yükseltme ve hipoglisemiye neden olmaolasılığı vardır.
Kan
dikkatle izlenmesi tavsiye edilir. Sülfonilürelerin dozunun azaltılması düşünülmelidir.
Vinka Alkaloidleri (örn. vinkristin ve vinblastin) [CYP3A4 substratları]
Bu konuda çalışma yapılmamıştır; ancak vorikonazolün vinka alkaloidlerinin plazma konsantrasyonlarını yükseltme ve nörotoksisiteye yol açma olasılığı vardır.
Vinka alkaloidlerinin dozunun azaltılması düşünülmelidir.
Diğer
İnhibitörleri (örn. sakinavir, amprenavir ve nelfinavir)* [CYP3A4 substratları ve inhibitörleri]
Bu
çalışma
yapılmamıştır. İn vitro çalışmalar,
vorikonazolün HIV proteaz
inhibitörlerinin metabolizmasını
inhibe edebileceğini, ayrıca
vorikonazolün metabolizmasının
HIV
inhibitörleri
tarafından inhibe edilebileceğini
göstermektedir.
Tüm ilaç toksisitesi olayları ve/veya etkisizlik açısından dikkatle izleme yapılmalıdır
ve
ayarlaması
gerekebilir.
18
Diğer non-nükleozid reverse transkriptaz inhibitörü (NNRTI’ler) (örn. delavirdin, nevirapin)*
[CYP3A4 substratları, inhibitörleri ya da CYP450 indükleyicileri]
Bu
çalışma
yapılmamıştır. İn vitro çalışmalar, vorikonazolün metabolizmasının
NNRTI’ler
inhibe
edilebileceğini ve vorikonazolün NNRTI’lerin metabolizmasını inhibe edebileceğini göstermektedir.
Efavirenzin vorikonazolüzerindeki etkisi hakkındaki bulgular, vorikonazolün metabolizmasının bir NNRTI tarafından indüklenebileceğini düşündürmektedir.
Tüm ilaç toksisitesi olayları ve/veya etkisizlik açısından dikkatle izleme yapılmalıdır
ve
ayarlaması
gerekebilir.
Bu konuda çalışma yapılmamıştır;
ancak,
tretinoin
konsantrasyonlarını yükseltebilir ve
advers
görülme
(psödotümör serebri, hiperkalsemi) riskini artırabilir.
Vorikonazol
tedavi
sırasında ve tedavi kesildikten
sonra
dozunun
ayarlanması önerilir.
Simetidin (400 mg BID) [spesifik olmayan CYP450 inhibitörüdür ve mide pH derecesini artırır]
Vorikonazol Cmax↑ %18 Vorikonazol EAAτ ↑ %23
Doz ayarlaması yok
Digoksin (0.25 mg QD) [P-gp substratı]
Digoksin Cmax ↔︎
Digoksin EAA T ↔︎
Doz ayarlaması yok
İndinavir (800 mg TID) [CYP3A4 inhibitörü ve substratı]
Indinavir Cmax ↔︎ Indinavir EAA T ↔︎
Vorikonazol Cmax ↔︎ Vorikonazol EAA T ↔︎
Doz ayarlaması yok
Makrolid antibiyotikleri Eritromisin (1 g BID)
[CYP3A4 inhibitörü]
Azitromisin (500 mg QD)
Vorikonazol Cmax ve EAAT ↔︎
Vorikonazol Cmax ve EAAT ↔︎
Vorikonazolün eritromisin ya da
azitromisin
bilinmemektedir.
Doz ayarlaması yok
Mikofenolik asit (1 g tek doz) [UDP-glukuronil transferaz substratı]
Mikofenolik asit Cmax ↔︎ Mikofenolik asit EAAT ↔︎
Doz ayarlaması yok
19
Prednizolon
%11
Prednizolon EAA0-∞ ↑ %34
Doz ayarlaması yok
Vorikonazol ve
kortikosteroidlerle uzun süreli
tedavi gören hastalar
(budesonid ve intranazal
kortikosteroidler gibi inhale
kortikosteroidler dahil olmak
üzere) hem tedavi sırasında
hem de vorikonazol tedavisi
kesildiğinde, adrenal korteks
disfonksiyonu açısından
dikkatle izlenmelidir (Bkz.
Bölüm 4.4)
Ranitidin (150 mg BID)
[mide pH derecesini artırır]
Vorikonazol Cmax ve EAAT ↔︎
Doz ayarlaması yok
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Başka şekilde belirtilmediği takdirde, ilaç etkileşim çalışmaları sağlıklı erişkin erkek gönüllülerde, kararlı duruma kadar günde iki kez (BID) 200 mg oral vorikonazol ile çoklu doz uygulaması ile gerçekleştirilmiştir. Bu bulgular diğer popülasyonlar ve uygulama yolları ile bağlantılıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Bu popülasyonla ilgili herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi D’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, tedavi boyunca etkili doğum kontrolü yöntemi
uygulamalıdırlar.
Gebelik dönemi:
Hamile kadınlarda TROZASİN kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır. TROZASİN’in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. TROZASİN gerekli olmadıkça (anneye olan yararı fetüse olan potansiyel riskten belirgin olarak fazla değilse) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi:
Vorikonazolün insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.TROZASİN tedavisinin başlangıcında emzirme durdurulmalıdır.
Üreme yeteneği/fertilite
Yapılan hayvan çalışmalarında dişi ve erkek sıçanlarda fertilitede bozulma görülmemiştir.
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda üreme toksisitesi görülmüştür. (Bkz.Bölüm 5.3).
İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir.
20
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TROZASİN’in araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi olabilir. Vorikonazol, geçici ve geri dönüşümlü bulanık görüş, görme duyusunda değişme/artma ve/veya fotofobi dahil görme değişikliklerine sebep olabilir. Bu semptomların oluşma olasılığına karşı hastalar, araba veya makine kullanımından uzak durmalıdır. Hastalara vorikonazol kullanırken özellikle gece araç kullanmamaları önerilir.
4.8İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
Vorikonazolün güvenilirliği, 2000’den fazla yetişkin hastadan (1603 hasta dahil olmak üzere ve ek olarak profilaksi çalışmalarından 270 yetişkin hastadan) elde edilen güvenlilik verilerinin bütününe dayanmaktadır. Bu, hematolojik kanserli hastaları, özofajiyal kandidiyazisi ve tedaviye dirençli mantar enfeksiyonları olan HIV enfeksiyonlu hastaları, kandidemisi veya aspergillozu
olan non-nötropenik hastaları ve sağlıklı gönüllüleri yansıtmaktadır.
içeren heterojen bir topluluğu
En sık raporlanan yan etkiler, görme bozukluğu, ateş, döküntü, kusma, bulantı, diyare, baş ağrısı, periferik ödem ve karın ağrısı olmuştur.
İstenmeyen etkilerin ciddiyeti genelde hafif ve orta şiddette olmuştur. Güvenlilik verileri analiz edildiğinde yaş, ırk veya cinsiyet açısından klinik olarak önemli farklılıklar görülmemiştir.
Aşağıdaki tabloda, çalışmaların çoğu açık etiketli olduğu için, tüm sebeplere bağlı yan etkiler ve bu yan etkilerin terapötik (1603) ve profilaksi (270) çalışmalarından toplanmış 1873 yetişkin hastada sıklık kategorileri, sistem organ sınıfı açısından listelenmiştir.
Sıklık kategorileri şu şekilde belirtilmiştir: Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Her bir sıklık grubunda, istenmeyen etkiler azalan ciddiyet sırasına göre gösterilmiştir.
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın : Sinüzit
Yaygın olmayan : Psödomembranöz kolit
İyi ve kötü huylu neoplazmalar (kist ve polipler de dahil olmak üzere) Yaygın: Skuamöz hücreli karsinom (SHK) (in situ skuamöz hücreli karsinom veya Bowen hastalığı dahil) *, **
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın : Agranülositoz1, pansitopeni, trombositopeni2, anemi, lökopeni Yaygın olmayan : Kemik iliği yetmezliği, lenfadenopati, eozinofili,
Seyrek : Dissemine intravasküler koagülasyon (DIK),
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan : Aşırı duyarlılık
Seyrek : Anafilaktik reaksiyon
21
Endokrin hastalıklar
Yaygın olmayan :Adrenal korteks yetmezliği, hipotiroidizm
Seyrek :Hipertirodizim
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın : Periferik ödem
Yaygın : Hipokalemi, hipoglisemi, hiponatremi*
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın : Halüsinasyon, konfüzyon, depresyon, anksiyete, ajitasyon, uykusuzluk,
ajitasyon, konfüzyonel durum
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın :Baş ağrısı
Yaygın :Konvülziyon, senkop, baş dönmesi, titreme, hipertoni3, parestezi, somnolans
Yaygın olmayan :Beyin ödemi, ataksi, ensefalopati4, ekstrapiramidal sendrom5, periferik
nöropati, hipoestezi, tat almada bozulma, ataksi
Seyrek :Guillain-Barre Sendromu, hepatik ensefalopati, nistagmus
Göz hastalıkları
Çok yaygın :Görmede bozukluk6
Yaygın :Retinal kanama
Yaygın olmayan :Blefarit, optik sinir bozuklukları7, papilla ödemi8, okülogirasyon kriz,
siklerit, diplopi
Seyrek :Korneada opaklaşma, optik atrofi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan : Vertigo, hipoakuzi, tinnitus
Kardiyak hastalıklar
Yaygın :Aritmi, supraventriküler taşikardi, bradikardi
Yaygın olmayan :Ventriküler fibrilasyon, ventriküler ekstrasistol, ventriküler taşikardi,
elektrokardiyogramda QT uzaması, supraventriküler taşikardi
Seyrek :Torsades de pointes, atriyoventriküler (A-V) tam blok, yan dal bloğu,
nodalritim
Vasküler hastalıklar
Yaygın :Hipotansiyon, flebit
Yaygın olmayan :Tromboflebit, lenfanjit
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar
Çok yaygın :Solunum zorluğu9
Yaygın :Akut solunum zorluğu sendromu, pulmoner ödem,
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın :Bulantı, kusma, diyare, abdominal ağrı
Yaygın :Dudak iltihabı, dispepsi, diş eti iltihabı, kabızlık
Yaygın olmayan :Duodenit, gastroenterit, dil iltihabı, pankreatit, dilde ödem, peritonit,
22
Hepato-biliyer hastalıklar
Çok yaygın :Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik
Yaygın :Sarılık, kolestatik sarılık, hepatit10
Yaygın olmayan :Karaciğer yetmezliği, hepatomegali, kolesistit, kolelitiyazis
Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Çok yaygın :Döküntü
Yaygın :Eksfolyatif dermatit, alopesi, makülo-papüler döküntü, prurit, eritem,
fototoksisite**
Yaygın olmayan :Stevens Johnson sendromu, fototoksisite, purpura, ürtiker, alerjik
dermatit, papüler döküntü, maküler döküntü, egzema
Seyrek :Toksik epidermal nekroliz, eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği
ilaç reaksiyonu (DRESS), anjiyoödem, aktinik keratoz*, psödoporfiri,
eritema multiforma, psöriazis, ilaç döküntüsü
Bilinmiyor : Kutanoz lupus eritematozus*, çillenme*, lentigo*
Kas-iskelet bozukluklar, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Yaygın :Sırt ağrısı
Yaygın olmayan :Artrit, periostit*,**
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın :Akut böbrek yetmezliği, hematüri
Yaygın olmayan :Böbrek tübüler nekrozu, nefrit, proteinüri
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
Çok yaygın :Pireksi
Yaygın :Göğüs ağrısı, yüz ödemi11, asteni, ürperme
Yaygın olmayan : İnfüzyon yeri reaksiyonları, grip benzeri hastalık
Araştırmalar
Yaygın :Kan kreatinin düzeyinin artışı
Yaygın olmayan :Kandaki üre miktarındaki artış, kandaki kolesterol miktarında artış
*Bu yan etkiler pazarlama sonrası deneyimlerde bildirilmiştir.
** Sıklık kategorisi, İsveç’teki ikincil veri kaynaklarından elde edilen gerçek dünya verilerinin
kullanıldığı gözlemsel bir çalışmaya dayanmaktadır.
1. Febril nötropeni ve nötropeni dahil
2. İmmün trombositopenik purpura dahil
3. Nukal rijidite ve tetani dahil
4. Hipoksik iskemik ensefalopati ve metabolik ensefalopati dahil
5. Akatizi ve parkinsonizm dahil
6. Bölüm 4.8’deki “Görme bozuklukları” paragrafına bakınız.
7. Pazarlama sonrası deneyimlerde uzamış optik nörit bildirilmiştir. Bkz. Bölüm 4.4
8. Bkz. Bölüm 4.4
9. Dispne ve efor dispnesi dahil
10. İlaç sonucu karaciğer zedelenmesi, toksik hepatit, hepatoselüler zedelenme ve hepatotoksisite
dahil
23
11. Periorbital ödem, dudak ödemi ve ağız ödemi dahil
Seçilen yan etkilerin tanımı
Görme bozuklukları
Klinik çalışmalarda, vorikonazol tedavisine bağlı görme yetersizlikleri (bulanık görme, fotofobi, kloropsi, kromatopsi, renk körlüğü, siyanopsi, göz bozukluğu, ışık etrafında hale görmek, gece körlüğü, dalgalı görme, fotopsi, kıvılcımlı skotom, görme keskinliğinde azalma, görsel parlaklık, görsel alanı hasarı, gözde uçuşan cisimler ve sarı görme dahil) çok yaygındır.
Görme yetersizlikleri geçici ve tamamiyle geri dönüşlüdür, büyük kısmı 60 dakika içinde kendiliğinden düzelmiştir ve klinik olarak belirgin uzun süreli görsel etki gözlenmemiştir.
Vorikonazolün tekrarlanan dozlarında azalma olduğuna dair kanıt vardır. Görmede bozukluk, genelde hafiftir, nadiren ilacın bırakılmasını gerektirir ve uzun dönemde sekeller görülmez. Görme bozuklukları yüksek plazma düzeyleri ve/veya dozları ile ilişkili olabilir.
Etki mekanizması bilinmemektedir, ancak etki bölgesinin retina içinde olması olasıdır.
Vorikonazolün retina fonksiyonları üzerindeki etkisini araştıran sağlıklı gönüllülerin katıldığı bir çalışmada, vorikonazol, elektroretinogram (ERG) dalgaboyu yüksekliğinde azalmaya yol açmıştır. ERG retinada elektrik akımını ölçen bir testtir. 29 günlük vorikonazol uygulaması süresince ERG’deki değişiklikler ilerlememiştir ve vorikonazol uygulamasının kesilmesiyle tamamen geri dönüşlü olmuştur.
Pazarlama sonrası deneyimlerinde, uzun süreli görsel advers etkiler bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4)
Dermatolojik reaksiyonlar
Klinik çalışmalarda, vorikonazol tedavisi alan hastalarda dermatolojik reaksiyonlar çok yaygındır ancak bu hastaların altta yatan ciddi hastalıkları vardır ve çok sayıda ilacı birlikte kullanmaktadırlar. Döküntülerin çoğu, hafif ve orta şiddette olmuştur. Vorikonazol tedavisi sırasında, hastalarda Stevens-Johnson Sendromu (SJS) (yaygın olmayan), toksik epidermal nekroliz (TEN) (seyrek), eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS) (seyrek) ve eritema multiforme (seyrek) dahil ciddi kutanöz deri reaksiyonları gelişmiştir. (Bkz. Bölüm 4.4).
Eğer hastalarda döküntü görülürse, hasta yakından izlenmelidir, lezyonlar ilerlerse TROZASİN kesilmelidir.
Uzun süre vorikonazol tedavisi olan hastalarda, çillenme lentigo, aktinik keratoz gibi ışığa duyarlı deri reaksiyonları gelişmiştir.
Uzun süre vorikonazol tedavisi olan hastalarda, deride skuamoz hücreli karsinom (in situ skuamöz hücreli karsinom veya Bowen hastalığı dahil) bildirilmiştir. Mekanizması belirlenememiştir. (bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer fonksiyon testleri
Vorikonazol klinik programında üst normal limitin >3 katı transaminaz yükselmelerinin (bir advers olay oluşturması şart değil) toplam insidansı, terapötik ve profilaksi amaçlı vorikonazol ile tedavi edilen hastaların toplamında, yetişkin hastalarda %18.0 (319/1768) ve pediyatrik hastalarda %25.8
24
(73/283) olmuştur. Karaciğer fonksiyon test anormalileri yüksek plazma düzeyleri ve/veya dozlarıyla ilişkili olabilir. Karaciğer fonksiyon testlerindeki anormalliklerin çoğu tedavi sırasında doz ayarlaması yapılmadan veya tedavinin kesilmesini de içeren doz ayarlamalarıyla çözülmüştür.
Altta yatan diğer ciddi durumları olan hastalarda, vorikonazol ile beraber ciddi karaciğer toksisitesi vakaları görülmüştür. Buna sarılık, hepatit ve ölüme kadar giden karaciğer yetmezliği vakaları dahildir.
İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar
Sağlıklı kişilerde Vorikonazol’ün intravenöz infüzyonu sırasında, yüz kızarması, ateş, terleme, taşikardi, göğüste sıkışma, nefes darlığı, baygınlık, bulantı, kaşıntı ve döküntü dahil anafilaktoid reaksiyonlar görülmüştür. Semptomlar, infüzyon başladıktan hemen sonra ortaya çıkmıştır. (Bkz. Bölüm 4.4).
Profilaksi
Kanıtlanmış ya da muhtemel İFE öyküsü olmayan erişkin ve adölesan allojenik HKHN alıcılarında primer profilaksi olarak vorikonazol ile itrakonazolün karşılaştırıldığı açık etiketli, karşılaştırmalı, çok merkezli bir çalışmada, vorikonazol kolunda gönüllülerin %39,3’ünde advers olaylar nedeniyle tedavinin kalıcı olarak kesildiği bildirilmiş, itrakonazol kolunda ise bu oran %39,6 olmuştur. Tedavi sırasında ortaya çıkan hepatik advers olaylar, vorikonazol uygulanan 50 gönüllüde (%21,4) ve itrakonazol uygulanan 18 gönüllüde (%7,1) çalışma ilacının kalıcı olarak kesilmesine neden olmuştur.
Pediyatrik popülasyon
Vorikonazolün güvenliliği, klinik çalışmalarda 2 – <12 (169) ve 12 – <18 (119) yaşındaki profilaksi (183) ve terapötik (105) amaçla olmak üzere toplam 288 hastada araştırılmıştır. Vorikonazolün güvenliliği ayrıca 2 – <12 yaş arası tıbbi amaçlı ilaca erken erişim programında 158 ek pediyatrik hastada araştırılmıştır. Genel olarak pediyatrik hastalarda vorikonazolün güvenliliği profili yetişkin hastalar ile benzer olmuştur. Ancak, klinik çalışmalarda pediyatrik hastalarda yetişkin hastalara oranla karaciğer enzimlerinde artışın daha yüksek sıklıkta advers reaksiyon olarak raporlandığı gözlemlenmiştir (transaminaz yükselmesi pediyatrik hastalarda %14.2 iken yetişkin hastalarda %5.3’tür). Pazarlama sonrası deneyim verileri pediyatrik hastalarda deri reaksiyonlarının oluşumunun (özellikle eritem) yetişkinlerle karşılaştırıldığında daha yüksek olabileceğini göstermektedir. 2 yaşından küçük olan vorikonazol alan 22 hasta ile ilaca erken erişim programında, aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir (vorikonazol ile ilişkisi ekarte edilemez): fotosensitivite reaksiyonu (1), aritmi (1), pankreatit (1), kan bilirubinde artma (1), hepatik enzimlerde artma (1), döküntü (1) ve papilödem (1).
Pazarlama sonrası deneyimlerde çocuk hastalarda pankreatit rapor edilmiştir.
Şüpheli advers realsiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9Doz aşımı ve tedavisi
Klinik çalışmalarda kaza sonucu üç doz aşımı vakası görülmüştür. Bu vakalar, önerilen
25
intravenöz vorikonazol dozunun 5 katı ilaç alan pediyatrik hastalarda meydana gelmiştir. 10
dakika süreli tek bir fotofobi reaksiyonu rapor edilmiştir.
Vorikonazolün bilinen bir antidotu yoktur.
Vorikonazol 121 mL/dak’lık bir klerens ile hemodiyaliz edilir. Doz aşımında hemodiyaliz
uygulanması vorikonazolün vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olabilir.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanımlı antiinfektifler; Sistemik kullanılan antimikotikler; Triazol ve tetrazol türevi
ATC kodu: J02AC03
Etki mekanizması:
Vorikonazol, triazol grubu antifungal bir ajandır. Vorikonazolün birincil etki mekanizması, fungal ergosterol biyosentezindeki temel bir adım olan fungal sitokrom P-450 aracılı 14 alfa- sterol demetilasyonunun inhibisyonudur. 14 alfa-metil sterollerin birikmesi, fungal hücre membranında bunu takiben meydana gelen ergosterol sentezinin inhibisyonu ile bağlantılıdır ve vorikonazolün antifungal aktivitesinden sorumlu olabilir. Vorikonazolün fungal sitokrom P-450 enzimleri için, çeşitli memeli sitokrom P-450 enzim sistemleri için olduğundan daha selektif olduğu gösterilmiştir.
Farmakokinetik/Farmakodinamik ilişkiler
10 terapötik çalışmanın tümünde tek tek gönüllülerdeki ortalama ve maksimum plazma konsantrasyonlarının medyan değeri sırasıyla 2425 ng/mL (kartiller arası aralık 1.193 ila 4.380 ng/mL) ve 3.742 ng/mL (kartiller arası aralık 2027 ila 6302 ng/mL) olarak bulunmuştur. Terapötik çalışmalarda ortalama, maksimum ya da minimum plazma vorikonazol konsantrasyonu ile etkililik arasında pozitif bir ilişki saptanmamıştır ve bu ilişki profilaksi çalışmalarında araştırılmamıştır.
Klinik çalışma verilerinin farmakokinetik-farmakodinamik analizlerinde, plazma vorikonazol konsantrasyonları ile hem karaciğer fonksiyon testi anormallikleri hem de görme bozuklukları arasında pozitif ilişkiler saptanmıştır. Profilaksi çalışmalarında doz ayarlamaları araştırılmamıştır.
Klinik etkililik ve güvenlilik: Vorikonazol in vitro olarak, Candida türlerine (flukonazole dirençli C. krusei ve dirençli C.glabrata ve C. albicans suşları dahil) karşı antifungal potens ve test edilen tüm Aspergillus türlerine karşı fungisid aktivite ile geniş spektrumlu antifungal aktivite göstermektedir. Vorikonazol ayrıca, mevcut antifungal ajanlara sınırlı duyarlılığa sahip olan Scedosporium ya daFusarium dahil olmak üzere yeni ortaya çıkan fungal patojenlere karşı in vitro fungisid aktivitegöstermektedir.
A.flavus, A. fumigatus, A. terreus, A. niger, A. nidulans dahil Aspergillus türleri, C. albicans, C.
glabrata, C. krusei, C. parapsilosis, C. tropicalis ve sınırlı sayıda C. dubliniensis, C. inconspicua
ve C. guilliermondii dahil Candida türleri, S. apiospermum, S. prolificans dahil Scedosporium
türleri ve Fusarium türleri için klinik etkililiği (kısmi veya tam yanıt, olarak tanımlanır)
gösterilmiştir.
Tedavi edilen diğer mantar enfeksiyonları (genellikle kısmi veya tam yanıt ile) şunlardır;
Alternaria türlerine ait izole vakalar, Blastomyces dermatitidis, Blastoschizomyces capitatus,
Cladosporium türleri, Coccidioides immitis, Conidiobolus coronatus, Cryptococcus neoformans,
Exserohilum rostratum, Exophiala spinifera, Fonsecaea pedrosoi, Madurella mycetomatis,
Paecilomyces lilacinus, P.marneffei dahil Penicillium türleri, Phialophora richardsiae,
Scopulariopsis brevicaulis ve T. beigelii enfeksiyonları dahil Trichosporon türleri.
26
Klinik olarak izole Acremonium türleri, Alternaria türleri, Bipolaris türleri, Cladophialophora türleri ve Histoplasma capsulatum için in vitro aktivite göstermiştir. Bu suşların büyük çoğunluğu 0.05 – 2 mcg/mL aralığındaki vorikonazol konsantrasyonlarında inhibe olmuştur.
Curvularia türleri ve Sporothrix türleri için in vitro etkinlik gösterilmiştir ancak klinik önemi bilinmemektedir.
Sınır Değerler
Tedaviye başlanmadan önce hastalığa sebep olan organizmanın izole edilmesi ve belirlenmesi amacıyla mantar kültürü için örnekler sağlanmalı ve diğer ilgili laboratuvar çalışmaları (seroloji, histopatoloji) yapılmalıdır. Kültür ve diğer laboratuvar çalışma sonuçları gelmeden tedaviye başlanabilir, ancak sonuçlar gelir gelmez antifungal tedavi gerektiği şekilde ayarlanmalıdır.
İnsanlarda enfeksiyonlara en sık neden olan türler C. albicans, C. parapsilosis, C. tropicalis, C.
konsantrasyonlar (MİK) genellikle 1 mg/L’nin altındadır.
Bununla birlikte, vorikonazolün Candida türlerine karşı in vitro aktivitesi eşit değildir. Spesifik olarak C. glabrata için, flukonazole dirençli izolatlarda vorikonazolün MİK değerleri flukonazole duyarlı izolatlarınkine göre daha yüksektir. Bu nedenle, Candida tür ayrımına gitmek için her türlü çalışma yapılmalıdır. Antifungal duyarlılık testi mevcutsa, EUCAST (Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri Komitesi) tarafından belirlenen MİK bulguları sınır değer kriterleri kullanılarak yorumlanabilir.
EUCAST tarafından belirlenmiş olan sınır değerler
Candida ve Aspergillus Türleri
Minimum İnhibitör Konsantrasyonlar (MİK) sınır değeri (mg/L)
≤S (Duyarlı)
1
Candida albicans
0,06
0,06
Yetersiz kanıt
0,125
Candida tropicalis1
0,125
Yetersiz kanıt
Yetersiz kanıt
1
1
1
1
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
Yetersiz kanıt5
27
1MİK değerleri Duyarlı (S) sınır değerinin üzerinde olan suşlar nadirdir ya da henüz bildirilmemiştir. Bu izolatların tümünde tanıma ve antimikrobiyal duyarlılık testleri tekrarlanmalı ve sonuç doğrulandığı takdirde izolat bir referans laboratuara gönderilmelidir. Mevcut direnç sınır değerinin üzerinde MİK ile doğrulanmış izolatlar için klinik yanıta ilişkin kanıt bulunana kadar, bunlar dirençli olarak bildirilmelidir. Aşağıda listelenen türlerin neden olduğu enfeksiyonlarda, MİK’ler epidemiyolojik eşik değerlere eşit veya daha düşük olduğunda %76’lık bir klinik yanıt elde edilmiştir. Bu nedenle, C. albicans, C. dubliniensis, C. parapsilosis ve C. tropicalis‘in yabani tip popülasyonları duyarlı kabul edilir.
2 Bu türler için epidemiyolojik eşik değerleri genel olarak C. albicans için olduğundan daha yüksektir.
3 Türle ilgili olmayan sınır değerler temel olarak FK/FD verilerine dayalı olarak belirlenmiştir ve belirli Candida türlerinin MİK dağılımlarından bağımsızdır. Yalnızca belirli sınır değerleri olmayan organizmalar için kullanım içindir.
4 Teknik belirsizlik alanı 2’dir. Şu yorumla birlikte R olarak bildirilir: “Bazı klinik durumlarda (invazif olmayan enfeksiyon formları) vorikonazol, yeterli maruziyet sağlandığı takdirde kullanılabilir.”
5 Bu türler için epidemiyolojik eşik değerleri genel olarak A. fumigatus için olandan bir iki kat daha yüksek seyreltmedir.
6 Türle ilgili olmayan sınır değerler belirlenmemiştir.
Klinik Deneyim
Başarılı sonuçlar bu bölümde tam ya da kısmi yanıt olarak tanımlanmaktadır.
Aspergillus enfeksiyonları – kötü prognozlu aspergilloz hastalarında etkinlik: Vorikonazolün primer akut invazif aspergilloz tedavisinde konvansiyonel amfoterisin B ile kıyaslamalı etkinliği ve sağkalım faydası, 12 hafta süreyle tedavi uygulanan 277 immünokompromize hasta üzerinde yapılan açık, randomize ve çok merkezli bir çalışmayla gösterilmiştir. Vorikonazol, ilk 24 saat için 12 saatte bir 6 mg/kg yükleme dozu ve bunun ardından minimum 7 gün boyunca 12 saatte bir 4 mg/kg idame dozu ile intravenöz yolla uygulanmıştır. Bunun ardından tedavide 12 saatte bir 200 mg dozda oral formülasyona geçilmesine izin verilmiştir. IV vorikonazol tedavisinin medyan süresi 10 gün (aralık: 2-85 gün) olmuştur. IV vorikonazol tedavisinden sonra, PO vorikonazol tedavisinin medyan süresi 76 gün (aralık: 2-232 gün) olmuştur.
Vorikonazol ile tedavi edilen hastaların %53’ünde tatminkar bir global yanıt (başlangıç
noktasında
işaretlerin,
radyografik/bronkoskopik anormalliklerin tam ya da kısmi iyileşmesi) görülürken, karşılaştırma ilacı ile tedavi edilen hastalarda bu oran %31 olmuştur. Vorikonazol için 84 günlük sağkalım oranı, karşılaştırma ilacı ile elde edilen sağkalım oranından istatistiksel olarak anlamlı ölçüde yüksektir.
Bu çalışma, graft versus host hastalığı dahil kötü prognoz için risk faktörleri bulunan hastalarda ve özellikle serebral enfeksiyonlarda (normalde nerdeyse %100 mortalite ile ilişkili olan) pozitif sonuçları olan prospektif dizaynlı daha önceki bir çalışmanın bulgularını doğrulamıştır. Çalışmalar, kemik iliği ve solid organ transplantı, hematolojik malignite, kanser ve AİDS hastalarında serebral, sinüs, pulmoner ve yaygın aspergillozları içermektedir.
Non-nötropenik hastalarda kandidemi: Vorikonazolün primer kandidemi tedavisinde amfoterisin B ve ardından flukonazol rejimiyle kıyaslamalı etkinliği, açık ve karşılaştırmalı bir çalışmayla gösterilmiştir. Belgelenmiş kandidemisi bulunan 370 non-nötropenik hasta (12 yaşından büyük) çalışmaya dahil edilmiş ve bu hastaların 248’ine vorikonazol tedavisi verilmiştir. Vorikonazol grubundaki 9 hasta ve amfoterisin B ve ardından flukonazol grubundan 5 hastada da ayrıca
28
mikolojik olarak kanıtlanmış derin doku enfeksiyonu vardır. Böbrek yetmezliği olan hastalar bu çalışma dışında bırakılmıştır. Her bir tedavi kolunda medyan tedavi süresi 15 gündür. Primer analizde çalışma görülmeden DRC (Veri değerlendirme komisyonu) tarafından değerlendirilen başarılı cevap tedavinin bitiminden (TTS) sonraki 12 haftada kan ve enfekte olmuş derin dokulardaki Candida eredikasyonu ile enfeksiyonun klinik belirti ve semptomlarında iyileşme/gelişme olarak tanımlanmıştır. TTS sonraki 12. haftada değerlendirilmeyen hastalar başarısız olarak değerlendirilmiştir. Tedavinin tamamlanmasından sonraki (TTS) 12. haftada yapılan analizde, her iki tedavi kolundaki hastaların %41’inde başarılı yanıt görülmüştür.
DRC değerlendirmesinin kullanıldığı vorikonazol ve flukonazolün takip ettiği amfoterisin B rejimi uygulanan ikinci bir analizde değerlendirilebilen en geç zaman noktasında (TTS, veya TTS sonraki 2,6 veya 12 hafta) sırasıyla % 65 ve % 71 gibi başarılı cevaplar elde edilmiştir. Belirtilen zamanlarda elde edilen başarılı sonuçların araştırmacı tarafından değerlendirildiği tablo aşağıda verilmiştir.
Zaman
Vorikonazol (N=248)
Amfoterisin B →flukonazol (N=122)
TTS
178 (%72)
88 (%72)
TTS’den sonra 2. hafta
125 (% 50)
62 (% 51)
TTS’den sonra 6. hafta
104 (%42)
55 (%45)
TTS’den sonra 12. hafta
104 (%42)
51 (%42)
Ciddi refrakter Candida enfeksiyonları:
Çalışma, önceden uygulanmış antifungal tedavilerin (özellikle flukonazol olmak üzere) etkili olmadığı ciddi refrakter sistemik Candida enfeksiyonları (kandidemi, yaygın ve diğer invazif kandidiyazlar dahil) bulunan 55 hastayı içermektedir. 24 hastada başarılı sonuçlar görülmüştür (15 tam, 9 kısmi yanıt). Flukonazole dirençli albicans harici türlerde, C. krusei enfeksiyonlarıiçin 3/3 başarılı sonuç (tam yanıt), C. glabrata enfeksiyonları için ise 6/8 (5 tam, 1 kısmi yanıt) başarılı sonuç elde edilmiştir. Klinik etkinlik verileri, sınırlı duyarlılık verileriyle desteklenmiştir.
Scedosporium ve Fusarium enfeksiyonları:
Vorikonazolün aşağıdaki nadir fungal patojenlere karşı etkili olduğu gösterilmiştir.
Scedosporium türleri: S. apiospermum enfeksiyonu bulunan 28 hastanın 16’sında (6 tam, 10 kısmi yanıt) ve S. prolificans enfeksiyonu bulunan 7 hastanın 2’sinde (ikisi de kısmi yanıt) vorikonazole başarılı yanıt elde edilmiştir. Ek olarak Scedosporium türlerinin de dahil olduğu birden fazla organizma ile enfekte olmuş hastaların 1/3’ünde başarılı yanıt elde edilmiştir.
Fusarium türleri: 17 hastanın yedisi (3 tam, 4 kısmi yanıt) vorikonazolle başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. Bu 7 hastadan 3 tanesinde göz enfeksiyonu, 1 tanesinde sinüs enfeksiyonu ve 3 tanesinde dissemine enfeksiyon görülmüştür. Fusariosisi olan ilave 4 hasta birçok organizmanın sebep olduğu enfeksiyona sahiptir. 2’sinden başarılı sonuçlar alınmıştır.
Vorikonazol tedavisi verilen hastaların çoğunluğu, yukarıda belirtilen nadir enfeksiyonlar için daha önce uygulanan antifungal tedavileri tolere edememiştir ya da bu tedavilere yanıt vermemiştir.
İnvazif Mantar Enfeksiyonu (İFE) için Primer Profilaksi – Kanıtlanmış ya da muhtemel İFE öyküsü olmayan HKHN alıcılarında etkililik
Kanıtlanmış ya da muhtemel İFE öyküsü olmayan erişkin ve adölesan allojenik HKHN alıcılarında yapılan açık etiketli, karşılaştırmalı, çok merkezli bir çalışmada vorikonazol, primer profilaksi olarak
29
itrakonazol ile karşılaştırılmıştır. Başarı, çalışma ilacı profilaksisine HKHN’den sonra 100 gün boyunca (14 günden uzun süreyle durdurulmaksızın) devam edilebilmesi ve HKHN’den sonra kanıtlanmış ya da muhtemel İFE olmaksızın 180 gün boyunca sağkalım olarak tanımlanmıştır. Modifiye tedavi amaçlı (MITT) grup 465 allojenik HKHN alıcısını içermiş, hastaların %45’inin AML’sinin olduğu belirtilmiştir. Tüm hastaların %58’i miyeloablatif koşullandırma rejimlerine tabi tutulmuştur. Çalışma ilacıyla profilaksi uygulamasına HKHN’den hemen sonra başlanmıştır: 224’üne vorikonazol ve 241’ine itrakonazol uygulanmıştır. MITT grubunda çalışma ilacı profilaksisinin medyan süresi vorikonazol için 96 gün, itrakonazol için 68 gün olmuştur.
Başarı oranları ve diğer ikincil sonlanım noktaları aşağıdaki tabloda sunulmuştur:
Çalışmanın Sonlanım Noktaları
İtrakonazol N=241
Oran
farklılıkları ve %95 güven
aralığı (GA)
180. günde başarı*
80 (%33,2)
%16,4 (%7,7, %25,1) **
0,0002**
100. günde başarı
121 (%54)
96 (%39,8)
%15,4 (%6,6, %24,2) **
0,0006**
En az 100 günlük çalışma ilacı
profilaksisini
tamamlayanlar
94 (%39)
%14,6 (%5,6, %23,5)
0,0015
180. güne kadar sağ kalanlar
197 (%81,7)
%0,4 (-%6,6, %7,4)
0,9107
180. güne kadar kanıtlanmış ya da muhtemel İFE
gelişenler
3 (%1,3)
5 (%2,1)
-%0,7 (-%3,1, %1,6)
0,5390
100. güne kadar kanıtlanmış ya da muhtemel İFE
gelişenler
2 (%0,9)
4 (%1,7)
-%0,8 (-%2,8, %1,3)
0,4589
Çalışma ilacını
almaktayken
kanıtlanmış ya da muhtemel İFE
gelişenler
0
3 (%1,2)
-%1,2 (-%2,6, %0,2)
0,0813
* Çalışmanın birincil sonlanım noktası
** Randomizasyona göre düzeltme yapıldıktan sonra elde edilen oran farklılıkları, %95 GA ve p değerleri
AML’si olan ve miyeloablatif koşullandırma rejimleri uygulanan hastalar için 180. güne kadar breakthrough İFE oranı ve çalışmanın birincil sonlanım noktası (180. günde başarı), aşağıdaki
30
tabloda sunulmuştur:
AML
Çalışmanın sonlanım noktaları
Vorikonazol (N=98)
İtrakonazol (N=109)
Oran farklılıkları ve %95 güven aralığı (GA)
Breakthrough IFE – 180. gün
1 (%1)
2 (%1,8)
180. günde başarı*
55 (%56,1)
45 (%41,3)
%14,7 (%1,7, %27,7)***
* Çalışmanın birincil sonlanım noktası
** %5 marj kullanılarak eşit etkililik gösterilmiştir
*** Randomizasyona göre düzeltme yapıldıktan sonra elde edilen oran farklılıkları, %95 GA Miyeloablatif koşullandırma rejimleri
Çalışmanın sonlanım noktaları
Vorikonazol (N=125)
İtrakonazol (N=143)
Oran farklılıkları ve %95 güven aralığı (GA)
Breakthrough İFE – 180. gün
2 (%1,6)
3 (%2,1)
-%0,5 (-%3,7, %2,7) **
180. günde başarı*
70 (%56)
53 (%37,1)
%20,1 (%8,5, %31,7) ***
* Çalışmanın birincil sonlanım noktası
** %5 marj kullanılarak eşit etkililik gösterilmiştir
*** Randomizasyona göre düzeltme yapıldıktan sonra elde edilen oran farklılıkları, %95 GA
İFE’nin Sekonder Profilaksisi – Kanıtlanmış ya da muhtemel İFE öyküsü olan HKHN alıcılarındaki etkililik
Vorikonazol, kanıtlanmış ya da muhtemel İFE öyküsü olan erişkin allojenik HKHN alıcılarında yapılan açık etiketli, karşılaştırmasız, çok merkezli bir çalışmada sekonder profilaksi olarak araştırılmıştır. Birincil sonlanım noktası, HKHN’den sonraki birinci yıl sırasında kanıtlanmış ve muhtemel İFE’nin ortaya çıkma oranı olarak belirlenmiştir. MITT grubu, İFE öyküsü olan 40 hasta içermiştir (31’inde aspergillozis, 5’inde kandidiyazis ve 4’ünde başka İFE tipleri). MITT grubunda çalışma ilacı profilaksisinin medyan süresi 95,5 gün olmuştur.
HKHN’den sonraki birinci yıl sırasında hastaların %7,5’inde (3/40) kanıtlanmış ya da muhtemel İFE’ler gelişmiştir (bir kandidemi, bir skedosporiyozis (her ikisi de önceki İFE’nin relapsları) ve bir zigomikozis). Sağkalım oranı 180. günde %80 (32/40), 1. yılda ise %70 (28/40) olmuştur.
Tedavinin süresi
Klinik çalışmalarda, 70 5 hastaya 12 haftadan uzun sürelerle vorikonazol tedavisi uygulanmış, 164 hastaya ise 6 ay süreyle vorikonazol verilmiştir.
Pediyatrik popülasyon
2 prospektif, açık etiketli, karşılaştırmasız, çok merkezli klinik çalışmada, yaşları 2 ila < 18 arasındaki 53 pediyatrik hasta tedavi edilmiştir. Çalışmaların birinde, 14’ü kanıtlanmış veya olası
31
invazif aspergillozlu (İA) ve MITT etkililik analizine katılmış olmak üzere 31 kanıtlanmış veya olası invazif aspergillozlu (İA) hasta kaydedilmiştir. İkinci çalışmada 17’si MITT etkililik analizine katılmış olmak üzere kandidemi dahil invazif kandidiyazisli ve primer veya kurtarma tedavisi gerekli olmuş özofajiyal kandidiyazisli 22 hasta kaydedilmiştir. İA’lı hastalar için 6 haftada global yanıtın toplam oranı %64.3 (9.14) olmuştur. 2- <12 yaş arası hastlarda global yanıt oranı %40 /2/5), 12- < 18 yaş arasındaki hastalarda ise % 77.8 (7/9)’dir. İnvazif kandidiyazisli hastalarda toplam global yanıt oranı tedavinin sonunda %85.7 (6/7) ve özofajiyal kandidiyazisli hastalar için global yanıt oranı tedavinin sonunda %70 (7/10)’dir. Toplam yanıt oranı (invazif kandidiyazis ve özofajiyal kandidiyazis birlikte) 2 – z 12 yaş için %88.9, 12- < 18 yaş için %62.54 olmuştur.
QT Aralığının İncelendiği Klinik Çalışmalar
Sağlıklı
ketokonazolün üç oral dozuyla plasebo kontrollü, randomize, tek dozlu, çapraz bir çalışma gerçekleştirilmiştir. 800, 1200 ve 1600 mg vorikonazol için başlangıç noktasına kıyasla plaseboya göre ayarlanmış ortalama maksimum QTc artışları sırasıyla 5.1, 4.8 ve 8.2 milisaniye, 800 mg ketokonazol için ise 7.0 milisaniye olmuştur. Grupların herhangi birinde ve herhangi bir gönüllüde başlangıca kıyasla 60 milisaniye ya da üzerinde bir QTc artışı görülmemiştir. Hiçbir gönüllüde klinik açıdan potansiyel olarak anlamlı kabul edilen 500 milisaniyelik eşik değerinin üstünde bir aralık görülmemiştir.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Genel Özellikler
Vorikonazolün farmakokinetiği sağlıklı bireylerde, özel topluluklarda ve hastalarda araştırılmıştır. Vorikonazolün çözünürlüğünü artırmak üzere, TROZASİN’in her bir 200 mg’lık dozu 3 g hidroksipropil-β-siklodekstrin içerir.
Hidroksipropil-β-siklodekstrin
TROZASİN intravenöz formülasyonun içeriğinde yer alan hidroksipropil-β-siklodekstrinin farmakokinetik profili, böbrek fonksiyonları normal olan hastalarda 1-2 saatlik kısa bir yarılanma ömrüne sahiptir ve birbirini izleyen günlük dozlar sonrasında vücutta birikmez. Sağlıklı bireylerde ve hafif ila şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda 8 g dozdaki hidroksipropil-β-siklodekstrin büyük bir kısmı (> % 85) idrarla atılır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda, günde toplam doz 250 mg/kg üzerindeki intravenöz TROZASİN uygulaması sonrası hidroksipropil-β-siklodekstrinin klirensi düşer ve hidroksipropil-β-siklodekstrine maruziyet artar. Hafif, orta ve şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda yarılanma ömrü sırasıyla yaklaşık 2-, 4-, ve 6 kat artar. Bu hastalarda, birbirini izleyen infüzyonlar sonrası kararlı duruma ulaşılıncaya kadar hidroksipropil-β-siklodekstrin birikimi olabilir. Hidroksipropil-β-siklodekstrin hemodiyaliz ile uzaklaştırılır.
Vorikonazolün farmakokinetiği sağlıklı bireylerde, özel topluluklarda ve hastalarda araştırılmıştır.
Emilim:
Oral uygulamanın ardından vorikonazol hızla ve tamamına yakın oranda emilir, maksimum plazma konsantrasyonlarına (Cmax) uygulamadan 1-2 saat sonra erişilir. Vorikonazolün oral biyoyararlanımının %96 olduğu tahmin edilmektedir. Çok yağlı yemeklerle birlikte tekrarlanan dozlarda vorikonazol tablet uygulandığında, Cmax ve eğri altında kalan alan (EAA) sırasıyla %34 ve %24 oranlarında azalır.
Oral dozun günde iki kez 200 mg’dan günde iki kez 300 mg’a yükseltilmesi, etkiyi (EAA), yaklaşık olarak ortalama 2.5 kat arttırmıştır. 200 mg (ya da vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olan
32
hastalar için 100 mg) oral idame dozu, 3 mg/kg IV uygulamaya benzer bir vorikonazolmaruziyeti sağlamaktadır. 300 mg (ya da vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olan hastalar için 150 mg) oral idame dozu, 4 mg/kg IV uygulamaya benzer bir maruziyet sağlamaktadır.
Önerilen oral veya intravenöz yükleme doz rejimleri uygulandığında, kararlı duruma yakın plazma konsantrasyonlarına dozu takip eden ilk 24 saat içinde ulaşılır. Hastaların çoğunda, yükleme
dozu olmadan günde iki kez tekrarlanan dozla, kararlı durum plazma vorikonazol konsantrasyonlarına 6. günde ulaşılmıştır.
Gastrik pH’nın değişmesi, vorikonazol emilimini değiştirmez.
Dağılım:
Vorikonazolün kararlı durum dağılım hacmi 4.6 L/kg olarak tahmin edilmektedir, bu da dokulara
yaygın dağılımı göstermektedir. Plazma proteinlerine bağlanmanın %58 olduğu tahmin edilmektedir.
Tıbbi amaçlı ilaca erken erişim programlarında yer alan sekiz hastada serebrospinal sıvıda (SSS) vorikonazol konsantrasyonları tespit edilmiştir.
Biyotransformasyon:
İn vitro çalışmalar vorikonazolün karaciğer sitokrom P450 izoenzimleri olan CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 ile metabolize olduğunu göstermiştir.
Vorikonazol farmakokinetiğinin bireyler arası değişkenliği yüksektir.
In vivo çalışmalar, vorikonazol metabolizmasında en çok CYP2C19’un etkili olduğunu göstermiştir. Bu enzim genetik polimorfizm gösterir. Örneğin, Asyalı toplulukların %15-20’sinin zayıf metabolize ediciler olması beklenir. Beyazlar ve siyah ırkta zayıf metabolize edicilerin prevalansı %3-5’dir. Beyaz ve Japon sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalar, zayıf metabolize edicilerin, homozigot yaygın metabolize ediciler karşılaştırma grubuna göre ortalama olarak 4 kat daha fazla vorikonazole (EAA) maruz kaldıklarını göstermiştir.
Heterozigot yaygın metabolize ediciler, homozigot yaygın metabolize ediciler karşılaştırma grubuna oranla ortalama olarak 2 kat daha fazla vorikonazole maruz kalmaktadır.
Vorikonazolün ana metaboliti N-oksit’tir, bu, plazmada sirküle eden, radyoaktif olarak işaretlenmiş metabolitlerin % 72’sini oluşturur. Bu metabolitin çok az antifungal etkinliği vardır ve vorikonazolün genel etkinliğine bir katkısı olmaz.
Eliminasyon:
Vorikonazol karaciğer metabolizması yoluyla elimine edilir, uygulanan dozun % 2’sinden azı idrarla değişmeden atılır.
Vorikonazolün radyoaktif olarak işaretlenmiş dozunun, tekrarlanan dozlar halinde intravenöz uygulanmasından sonra, radyoaktivitenin yaklaşık % 80’ine, tekrarlanan dozlar halinde oral uygulanmasından sonra ise % 83’üne idrarda rastlanmıştır. Hem oral hem de intravenöz uygulamanın ardından toplam radyoaktif maddenin büyük bölümü (>% 94) ilk 96 saat içinde atılmıştır.
Vorikonazolün terminal yarılanma ömrü doza bağlıdır ve 200mg oral uygulama durumunda
33
vorikonazolün birikmesi veya atılımı için bir tahminde bulunma konusunda faydalı olmaz.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Aspergilloz riski olan hastalarda (özellikle lnfatik veya hematopoietik dokuların mign neoplazmı olan hastalar) 14 gün süreyle günde iki kere 200 mg veya 300 mg oral uygulama sırasında görülen farmakokinetik özellikler, sağlıklı gönüllülerde görülen ile uyumlu olarak, hızlı ve uygun absorpsiyon, birikim ve non-lineer farmakokinetiktir.
Vorikonazolün farmakokinetiği, metabolizmasının doygunluğuna bağlı olarak non-lineerdir. Artan dozla maruziyetteki artış oransal olarak daha fazladır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
Bir çoklu oral doz çalışmasında, sağlıklı genç kadınlarda Cmaks ve EAA, sağlıklı genç erkeklere (18-45 yaş) oranla sırasıyla %83 ve %113 daha yüksek olmuştur. Aynı çalışmada, sağlıklı yaşlı erkekler ve sağlıklı yaşlı kadınlar (≥65 yaş) arasında Cmaks ve EAA’sında herhangi bir anlamlı değişiklik görülmemiştir.
Klinik programda, cinsiyete bağlı olarak herhangi bir doz ayarlaması yapılmamıştır. Erkek ve kadınlarda görülen güvenlilik profili ve plazma konsantrasyonları benzerdir. Bu sebeple cinsiyete bağlı doz ayarlaması gerekmez.
Yaşlılar:
Bir çoklu oral doz çalışmasında, sağlıklı yaşlı erkeklerde (≥65 yaş) Cmaks ve EAA, sağlıklı genç erkeklerdekinden (18-45 yaş) sırasıyla, % 61 ve % 86 daha yüksek olmuştur. Sağlıklı yaşlı kadınlarla (≥65 yaş), sağlıklı genç kadınlar (18-45 yaş) arasında Cmaks ve EAA’da önemli farklılıklar gözlenmemiştir.
Terapötik çalışmalarda yaşa bağlı herhangi bir doz ayarlaması yapılmamıştır. Yaş ile plazma konsantrasyonları arasında bir ilişki gözlenmiştir ancak vorikonazolün güvenlilik profili yaşlı ve genç hastalarda benzer olmuştur ve bu nedenle yaşlılar için herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuk ve adölesan hastalarda tavsiye edilen dozlar, 2-<12 yaşlarındaki 112 immun yetmezliği olan pediyatrik hastanın ve 12- <17 yaşlarındaki 26 immun yetmezliği olan adölesan hastanın yer aldığı popülasyonun farmakokinetik analiz verilerine dayanmaktadır. Günde iki kez 3, 4, 6, 7 ve 8 mg/kg olarak uygulanan çoklu intravenöz dozlar ve günde iki kez 4 mg/kg, 6 mg/kg ve 200 mg olarak uygulanan çoklu oral dozlar (oral süspansiyon için toz formülasyonu kullanılarak), 3 pediyatrik farmakokinetik çalışmasında değerlendirilmiştir. Günde iki kez olmak üzere 1. günde 6 mg/kg IV olarak uygulanan intravenöz yükleme dozlarının ardından günde iki kez 4 mg/kg intravenöz doz ve günde iki kez 300 mg oral tablet uygulaması, bir adölesan farmakokinetik çalışmasında değerlendirilmiştir. Pediyatrik hastalarda gözlenen gönüllüler arası değişkenlik erişkinlere kıyasla daha büyük olmuştur.
Pediyatrik ve erişkin popülasyonda elde edilen farmakokinetik verilerin karşılaştırması, çocuklarda 9 mg/kg IV yükleme dozunu takiben öngörülen toplam maruziyetin (EAAτ) erişkinlerde 6 mg/kg IV yükleme dozunu takiben öngörülen toplam maruziyet ile
34
karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu göstermiştir. Çocuklarda günde iki kez uygulanan 4 ve 8 mg/kg IV idame dozlarını takiben öngörülen toplam maruziyetler, erişkinlerde günde iki kez 3 ve 4 mg/kg IV olarak yapılan uygulamadaki ile (sırasıyla) karşılaştırılabilir düzeyde olmuştur. Çocuklarda günde iki kez 9 mg/kg (maksimum 350 mg) olarak uygulanan oral idame dozunu takiben öngörülen toplam maruziyet, erişkinlerde günde iki kez 200 mg oral uygulamayı takiben öngörülenle karşılaştırılabilir düzeyde olmuştur. 8 mg/kg intravenöz dozun sağladığı vorikonazol maruziyeti, 9 mg/kg oral dozun yaklaşık 2 katı olmaktadır.
IV idame dozunun yetişkinlere kıyasla pediyatrik hastalarda daha yüksek olması pediyatrik hastalarda eliminasyon kapasitesinin daha yüksek olduğunu gösterir. Bunun sebebi pediyatrik hastalardaki karaciğer kütlesi / vücut kütlesinin daha büyük olmasıdır.
Oral biyoyararlanım, çocuklarda malabsorpsiyon ve bu yaş gurubu için düşük vücut ağırlığı sebebiyle sınırlı olabilir. Bu durumda intravenöz uygulama önerilmektedir.
Adölesan hastaların büyük kısmındaki vorikonazol maruziyetleri, aynı doz uygulama rejimlerinin verildiği erişkinlerdeki ile karşılaştırılabilir düzeyde olmuştur. Bununla birlikte, vücut ağırlığı düşük olan bazı genç adölesanlarda erişkinlere kıyasla daha düşük vorikonazol maruziyetleri gözlenmiştir. Bu gönüllülerde vorikonazol metabolizmasının erişkinlerden çok çocuklara benzer olma olasılığı vardır. Popülasyon farmakokinetiği analizine göre, vücut ağırlığı 50 kg’ın altında olan 12 ila 14 yaş arası adölesanların çocuklar için belirlenen dozları almaları gerekmektedir (bkz. Bölüm 4.2).
Böbrek Bozukluğu:
Sağlıklı bireylerde ve böbrek yetmezliği (hafif-orta-ciddi) bulunan hastalarda 8 g dozda hidroksipropil-beta-siklodekstrin’in büyük kısmı (>%85) idrar ile elimine edilir. Renal fonksiyonları bozuk hastalarda hidroksipropil-beta-siklodekstrin’in klerensi azalır ve hasta daha yüksek oranda hidroksipropil-beta-siklodekstrin maruziyeti yaşar. Hafif, orta ve ciddi böbrek yetmezliğinde
hidroksipropil-beta-siklodekstrin yarılanma ömürleri sırasıyla 2,4 ve 6 kat artar. Bu hastalarda ardışık infüzyonlar plato fazına ulaşmadan hidroksipropil-beta-siklodekstrin birikimine neden olabilir. Hidroksipropil-beta-siklodekstrin hemodiyaliz ile vücuttan uzaklaştırılır (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Karaciğer Bozukluğu:
Oral bir tek dozun (200 mg) ardından, hafif (Child-Pug A) ve orta (Child-Pugh B) şiddette karaciğer sirozu olan hastalarda EAA, normal karaciğer fonksiyonu olan hastalara göre
%233 daha yüksek olmuştur. Vorikonazolün proteine bağlanması karaciğer fonksiyon bozukluğundan etkilenmez.
Çoklu bir oral doz çalışmasında, günde iki kez 100 mg idame dozu alan ve orta şiddette karaciğer sirozu (Child-Pugh B) olan hastalarda, EAA, günde iki kez 200 mg kullanan vekaraciğer fonksiyonu normal olan hastalarla benzer bulunmuştur. Ciddi karaciğer sirozu (Child- Pugh C) olan hastalar için herhangi bir farmakokinetik veri mevcut değildir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Vorikonazolün tekrarlanan doz toksisitesi çalışmaları, karaciğerin hedef organ olduğunu göstermiştir. Diğer antifungal ilaçlarda olduğu gibi, insanda terapötik dozlarda elde edilene benzer düzeyde plazma maruziyetinde hepatotoksisite gelişmiştir. Sıçan, fare ve köpeklerde vorikonazol minimal adrenal değişikliklere neden olmuştur. Konvansiyonel güvenlilik farmakolojisi,
35
genotoksite veya karsinojenik potansiyel çalışmalarından elde edilen preklinik veriler, insana yönelik özel herhangi bir zarara işaret etmemiştir.
Üreme çalışmalarında, insanda terapötik dozlarda elde edilene eşit dozlarda sistemik maruziyetlerde, sıçanlarda vorikonazolün teratojenik ve tavşanlarda embriyotoksik olduğu gösterilmiştir. Sıçanlarda pre ve post natal gelişim çalışmalarında, insanlarda terapötik dozlarla elde edilenden daha düşük maruziyetlerde, vorikonazol gebelik ve doğum süresini uzatmış, maternal mortalite ile sonuçlanan distosiye neden olmuş ve sıçan yavrularının perinatal sağkalım oranlarını düşürmüştür. Doğum üzerindeki etkileri, estradiol düzeylerinde azalmayı da içeren olasılıkla türe spesifik mekanizmalar aracılığı ile olmaktadır ve diğer azol antifungal ilaçlarla gözlenen etkilerle uyumludur.
Hidroksipropil-β-siklodekstrin
Tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme ve gelişme toksisitesi için yapılan konvansiyonel çalışmalardan elde edilen klinik olmayan veriler, insanlara yönelik özel bir risk olmadığını göstermektedir. Bir sıçan karsinogenisite çalışmasında hidroksipropil-β-siklodekstrinin kalın bağırsak adenokarsinomuna ve ekzokrin pankreatik adenokarsinomuna neden olduğu gösterilmiştir. Bu bulgular benzer bir fare karsinogenisite çalışmasında gözlenmemiştir. Kalın bağırsak adenokarsinomlarının klinik ilgisi düşüktür, ekzokrin pankreatik adenokarsinomlarının mekanizması ise insanlarla ilişkili düşünülmemektedir.
Tekrarlanan dozlarda yapılan toksisite çalışmalarında elde edilen preklinik verilere göre IV çözelti yardımcı maddesi SBECD’nin primer etkileri, idrar yolları epitelinde boşluk oluşması (vakuolizasyon) ile karaciğer ve akciğerde makrofajları aktive etmesidir. GPMT (kobay maksimizasyon test) sonucu pozitif, olduğundan reçeteleyenler intravenöz formülasyonların aşırı duyarlılık potansiyeline karşı duyarlı olmalıdır. SBECD çözücüsü ile standart genotoksisite ve üreme çalışmaları insanlar için özel bir risk bulunmadığını ortaya çıkarmıştır.
SBECD çözücüsü ile karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır. SBECD çözücüsünde bulunan bir impüritenin kemirgenlerde karsinojenisite bakımından alkilleyici bir mutajenik madde olabileceği gösterilmiştir. Bu impürite insanlar için karsinojenik potansiyel bir madde olarak düşünülebilinir. Bu verilerin ışığında, IV formülasyon ile tedavi 6 aydan uzun sürmemelidir.
6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1Yardımcı maddelerin listesi
Hidroksipropil-β-siklodekstrin
Enjeksiyonluk su
6.2Geçimsizlikler
TROZASİN, diğer ilaç infüzyonları ile aynı yoldan veya kanülden uygulanmamalıdır. İnfüzyon tamamlandığında, diğer intravenöz ilaç aynı yoldan uygulanabilir.
Kan Ürünleri veya kısa süreli Konsantre Elektrolit Takviyesi
TROZASİN tedavisine başlanılmadan önce hipokalemi, hipomagnezemi ve hipokalsemi gibi elektrolit bozuklukları düzeltilmelidir (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).
36
TROZASİN, ayrı yollardan iki infüzyon olsa dahi, herhangi bir kan ürünleriyle veya kısa süreli konsantre elektrolit takviyesi ile eşzamanlı olarak uygulanmamalıdır.
Total Parenteral Beslenme (TPB)
TROZASİN infüzyon çözeltisi ile birlikte reçete edilen total parenteral beslenme (TPB) çözeltileri ayrı yoldan infüze edilmek koşuluyla uygulanabilir. Multipl-lumen kateter ile infüze edilirse, TPB, TROZASİN için kullanılandan farklı yoldan verilmelidir.
%4.2’lik
Diğer
konsantrasyonlardaki çözelti ile geçimli olup olmadığı bilinmemektedir.
Bu ilaç Bölüm 6.6’da bahsedilen ilaçlar haricindeki diğer ilaçlarla karıştırılmamalıdır.
6.3Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
TROZASİN IV infüzyonluk çözelti için liyofilize toz çözülmeden önce 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanır.
Toz eritildikten sonra hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmayacaksa, 2°C-8°C arasında (buzdolabında) 24 saate kadar muhafaza edilebilir. Toz eritildikten sonra uygun bir infüzyon çözeltisi ile sulandırılması gerekir.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Şişe: saydam, renksiz, Tip 1 cam şişe, 30 mL
Tıpa: Bromobutil liyofilizasyon tıpa
Kapak: Üstten açılmayı sağlayan alüminyum/propilen flip-off kapak
6.6Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
TROZASİN 200 mg IV İnfüzyonluk Çözelti İçin Liyofilize Toz tek kullanımlık flakonlar halinde piyasaya sunulmuştur. Beher mL’sinde 10 mg vorikonazol içeren berrak çözelti elde etmek için, flakon içeriğini 20 mL’ye tamamlayacak şekilde 19 mL enjeksiyonluk su ile veya 19 mL 9 mg/mL (%0.9) infüzyonluk sodyum klorür ile sulandırılmalıdır. Eğer flakondaki vakum seyrelticiyi flakon içine çekmezse flakon atılmalıdır. 19 mL enjeksiyonluk su veya 9 mg/mL infüzyonluk sodyum klorürü tam olarak hazırlanması için 20 mL’lik şırınga kullanılmalıdır. Bu ürün tek kullanımlıktır ve kullanılmayan çözelti atılmalıdır. Sadece partikül içermeyen, berrak çözeltiler kullanılmalıdır.
Uygulama için, gerekli hacimdeki sulandırılmış çözelti (tablo aşağıdadır) tavsiye edilen uyumlu bir infüzyon çözeltisine (detayları aşağıdadır) ilave edilir ve gereksinime göre 0,5-5mg/mL konsantrasyondaki TROZASİN çözeltisi elde edilir.
37
10 mg/mL TROZASİN Konsantre Çözelti için Gerekli Hacimler
Vücut ağırlığı (kg)
i:
3 mg/kg doz
(flakon sayısı)
4 mg/kg doz
(flakon sayısı)
8 mg/kg doz (flakon
sayısı)
10
–
4,0 mL (1)
–
8,0 mL (1)
9,0 mL (1)
15
–
6,0 mL (1)
–
12,0 mL (1)
13,5 mL (1)
20
–
8,0 mL (1)
–
16,0 mL (1)
18,0 mL (1)
25
–
10,0 mL (1)
–
20,0 mL (1)
22,5 mL (2)
30
9,0 mL (1)
12,0 mL (1)
18,0 mL (1)
24,0 mL (2)
27,0 mL (2)
35
10,5 mL (1)
14,0 mL (1)
21,0 mL (2)
28,0 mL (2)
31,5 mL (2)
40
12,0 mL (1)
16,0 mL (1)
24,0 mL (2)
32,0 mL (2)
36,0 mL (2)
45
13,5 mL (1)
18,0 mL (1)
27,0 mL (2)
36,0 mL (2)
40,5 mL (3)
50
15,0 mL (1)
20,0 mL (1)
30,0 mL (2)
40,0 mL (2)
45.0 mL (3)
55
16,5 mL (1)
22,0 mL (2)
33,0 mL (2)
44,0 mL (3)
49,5 mL (3)
60
18,0 mL (1)
24,0 mL (2)
36,0 mL (2)
48,0 mL (3)
54,0 mL (3)
65
19,5 mL (1)
26,0 mL (2)
39,0 mL (2)
52,0 mL (3)
58,5 mL (3)
70
21,0 mL (2)
28,0 mL (2)
42,0 mL (3)
–
–
75
22,5 mL (2)
30,0 mL (2)
45,0 mL (3)
–
–
80
24,0 mL (2)
32,0 mL (2)
48,0 mL (3)
–
–
85
25,5 mL (2)
34,0 mL (2)
51,0 mL (3)
–
–
90
27,0 mL (2)
36,0 mL (2)
54,0 mL (3)
–
–
95
28,5 mL (2)
38,0 mL (2)
57,0 mL (3)
–
–
100
30,0 mL (2)
40,0 mL (2)
60,0 mL (3)
–
–
TROZASİN 200 mg IV İnfüzyonluk Çözelti İçin Liyofilize Toz koruyucu içermeyen tek dozluk steril flakondır. Bu sebeple, mikrobiyolojik açıdan, ürün hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmayacaksa, kullanıma hazır çözeltinin, kullanımdan önce saklama süreleri içinde ve şartlarında saklanması kullanıcının sorumluluğudur ve sulandırma işlemi kontrollü ve valide edilmiş aseptik şartlardaki bir yerde yapılmadığı sürece normal şartlarda 2°C-8°C arasında 24 saatten uzun saklanamaz.
Sulandırılmış çözelti şunlarla seyreltilebilir:
%0.9 enjeksiyonluk sodyum klorür çözeltisi
Sodyum laktat intravenöz infüzyon
%5 glukoz ve Ringer laktat intravenöz infüzyon karışımı
%5 glukoz ve %0.45 sodyum klorür intravenöz infüzyon
%5 glukoz intravenöz infüzyon
20mEq potasyum klorür intravenöz infüzyonu içinde %5 glukoz %0,45 sodyum klorür intravenöz infüzyon
%5 glukoz ve %0.9 sodyum klorür intravenöz infüzyon
TROZASİN’in yukarıda veya bölüm 6.2. Geçimsizlikler’de belirtilen seyrelticiler dışında hangi seyrelticilerle geçimli olduğu bilinmemektedir.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıklar kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
38
7.RUHSAT SAHİBİ
Biem İlaç San. ve Tic. A. Ş.
Anıttepe Mah. Turgut Reis Cad. No:21
Tandoğan/Çankaya-Ankara
Tel: (0-312) 230 29 29
Faks: (0-312) 230 68 00
8.RUHSAT NUMARASI
2017/170
9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİİlk ruhsat tarihi: 16.03.2017
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
39