SEMPRIBAN 150 MG 3 TABLET

KULLANMA TALİMATI
SEMPRİBAN 150 mg film tablet
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Her bir film tablet 150 mg ibandronik aside eşdeğer 168,75 mg ibandronik asit monohidrat içerir.
•Yardımcı maddeler:
Ludipress (Laktoz (inek sütü kaynaklı), Kollidon 30, Kollidon CL), Magnezyum Stearat., Opadry® II 85F18422 Beyaz (PEG, Titanyum Dioksit, Talk ve PVA karışımı)
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice
okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında :
1. SEMPRİBAN nedir ve ne için kullanılır?
2. SEMPRİBAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. SEMPRİBAN nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. SEMPRİBAN’ın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. SEMPRİBAN nedir ve ne için kullanılır?
SEMPRİBAN, 3 film kaplı tabletlik blister ambalajlarda bulunmaktadır. Tabletler beyaz, oblong bikonveks şeklindedir.
SEMPRİBAN bifosfonatlar olarak bilinen ilaç grubunun bir üyesi olan ibandronik asit içerir. SEMPRİBAN, çoğu kadında bir fark görmeseler veya hissetmeseler bile, daha fazla kemik kaybını durdurarak ve kemik kütlesini artırarak, kemik kaybını tersine çevirebilir. SEMPRİBAN, kemiklerde kırılma riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Kırıklardaki bu azalma, omurga için gösterilmiştir, ancak kalça için gösterilmemiştir.
SEMPRİBAN size, kırık riskinizde artış olduğundan, osteoporoz tedavisi amacıyla reçete edilmiştir. Osteoporoz, menopoz sonrasında kadınlarda yaygın olan, kemiklerdeki incelme ve zayıflamadır. Menopozda kadın yumurtalıkları, iskelet yapısını sağlıklı tutmaya yardımcı olan kadınlık hormonu östrojenin üretimine son verir.
1
Bir kadın ne kadar erken menopoza girerse, osteoporozda kırık riski de o kadar artar. Kırık riskini artırabilecek diğer faktörler aşağıdaki gibidir:
•beslenme düzeninde yeterince kalsiyum ve D vitamini bulunmaması
•sigara veya çok fazla alkol tüketimi
•yeterince yürümeme veya ağırlık kaldırma egzersizi yapmama
•ailede osteoporoz öyküsü
Sağlıklı bir yaşam biçimi de tedavinizden en yüksek faydayı sağlamanıza yardımcı olacaktır.
Sağlıklı yaşam biçimine;
•kalsiyum ve D vitamini açısından zengin dengeli bir beslenme düzeni, •yürüme veya başka herhangi bir ağırlık kaldırma egzersizi yapma, •sigara ve çok fazla alkol kullanmama dahildir.
2. SEMPRİBAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Oral bifosfonat (SEMPRİBAN’ın da içinde bulunduğu bir grup ilaç) kullanımı ile yemek borusu kanseri riskininartabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle, Barett özofagusu (yemek borusunu etkileyen bir hastalık) veya gastroözofageal reflü (mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması) gibi bir hastalığınız varsa SEMPRİBAN ve benzer yolla etkili diğer ilaçların (oral bifosfonatların) kullanımından kaçınılmalıdır. Bu hastalıklar konusunda doktorunuzdan bilgi alınız.
Bifosfonatlar ile tedavi edilen hastalarda olağan dışı uyluk kemiği kırıkları görülebilir. Bu kırıklar genellikle travma olmaksızın ya da minimal travma ile gelişmektedir. Bifosfonat kullanan ve uyluk ya da kasık ağrısı ile başvuran hastalar olağan dışı kırık şüphesi ile değerlendirilmelidir. Bu hastalarda bireysel zarar/yarar durumuna göre bifosfonat tedavisinin kesilmesi gündeme gelebilir.
SEMPRİBAN ‘ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ.
•İbandronik aside veya bölüm 6’da listelenen SEMPRİBAN’daki diğer bileşenlerden herhangi birine karşı alerjik (aşırı duyarlılık) reaksiyonunuz varsa.
•Yemek borusu darlığı veya yutkunma güçlüğü gibi, yemek borusunun boşalmasını geciktiren yemek borusu problemleriniz varsa.
•En az 1 saat (60 dakika) ayakta duramıyorsanız veya dik oturamıyorsanız.
•Kandaki kalsiyum düzeyiniz düşükse veya düşük olabileceğini düşünüyorsanız.
Lütfen doktorunuza danışınız.
SEMPRİBAN’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ.
Osteoporoz için SEMPRİBAN kullanan hastalarda pazarlama sonrası koşullarda çok seyrek olarak çene osteonekrozu (çenede kemik hasarı) olarak adlandırılan bir yan etki bildirilmiştir. Çene osteonekrozu tedavinin sonlandırılması ardından da oluşabilmektedir.
Tedavisi zor olabilen ağrılı bir durum olması nedeniyle, çene osteonekrozunun önlenmesi için çaba gösterilmesi önemlidir. Çene osteonekrozunun oluşma riskini azaltmak için bazı tedbirler almanız gerekmektedir.
2
Tedavi almadan önce, aşağıdaki durumlar mevcutsa doktorunuza veya hemşirenize (sağlık mesleği mensubuna) bildiriniz:
•diş sağlığınızın kötü olması, dişeti hastalığı gibi ağız veya diş sorunlarınız varsa veya diş çektirmeyi planlıyorsanız
•düzenli diş bakımı yaptırmıyorsanız veya uzun süredir diş kontrolüne gitmediyseniz •sigara kullanıyorsanız (bu durum, diş sorunlarının riskini arttırabilir)
•daha önce bifosfanat tedavisi aldıysanız (kemik hastalıklarının tedavisi veya önlenmesi için kullanılır)
•kortikosteroid adı verilen ilaçları kullanıyorsanız (prednisolon veya deksametazon gibi)
•kanseriniz varsa
Doktorunuz, SEMPRİBAN tedavisine başlamadan önce diş muayenesi yaptırmanızı isteyebilir.
Tedavi süresince, ağız sağlığınıza dikkat etmeli (düzenli diş fırçalama dahil) ve düzenli diş kontrolü yaptırmalısınız. Takma diş kullanıyorsanız, düzgün şekilde oturduğundan emin olmalısınız. Diş tedavisi almaktaysanız veya diş cerrahisi uygulanacaksa (diş çektirme gibi), diş tedaviniz hakkında doktorunuza bilgi veriniz ve diş hekiminize, SEMPRİBAN tedavisi aldığınızı söyleyiniz.
Dişlerde sallanma, ağrı veya şişme gibi ağız veya diş sorunları veya iyileşmeyen yaralar ya da iltihap oluşması, çene osteonekrozunun belirtileri olabilir; söz konusu durumlarda derhal doktorunuza ve diş hekiminize danışınız.
•Bazı kişilerin, SEMPRİBAN alırken özellikle dikkatli olmaları gerekmektedir.
SEMPRİBAN almadan önce doktorunuzla konuşunuz:
-Herhangi bir mineral metabolizma bozukluğunuz varsa (D vitamini eksikliği gibi). -Böbrekleriniz normal fonksiyonlarını yerine getirmiyorsa.
-Yutkunma veya üst sindirim sistemi problemleriniz varsa.
Özellikle SEMPRİBAN‘ı dolu bir bardak su ile almadıysanız ve/veya SEMPRİBAN‘ı aldıktan sonraki bir saat içinde uzandıysanız, dik oturmadıysanız şiddetli göğüs ağrısı, yemek ve/veya içecek yutkunmadan sonra şiddetli acı, şiddetli bulantı veya kusma ile birlikte yemek borusunda tahriş, iltihaplanma veya ülserasyon görülebilir. Bu belirtileri yaşarsanız, SEMPRİBAN almayı bırakınız ve derhal doktorunuza bildiriniz (bkz. Bölüm 3).
Osteoporoz tedavisi için uzun dönem tedaviyle ilişkili olarak dış kulak yolu osteonekrozu (dış kulak yolunda kemik hasarı) olarak adlandırılan bir yan etki bildirilmiştir. Kronik kulak enfeksiyonları dahil olmak üzere kulakla ilgili belirtiler fark ettiğinizde doktorunuza danışınız.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa, sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza konuşunuz.
SEMPRİBAN’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması
SEMPRİBAN’ı yiyecekler ile birlikte almayınız. Yiyeceklerle birlikte alındığında, SEMPRİBAN daha az etkilidir
Su hariç diğer içeceklerle birlikte almayınız.
SEMPRİBAN’ı aldıktan sonra, ilk yiyeceğinizi veya içeceğinizi almadan önce 1 saat bekleyiniz (bkz. Bölüm 3).
3
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SEMPRİBAN, yalnızca postmenopozal (menopoz sonrası) kadınların kullanımı içindir ve çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tarafından kullanılmamalıdır.
Hamilelikte kullanılmamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emziriyorsanız SEMPRİBAN kullanmayınız.
Araç ve makine kullanımı
SEMPRİBAN’ın araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur veya göz ardı edilebilir.
SEMPRİBAN’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler SEMPRİBAN, laktoz monohidrat (inek sütü) içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız (dayanıksızlığınız) olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandıysanız lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
Özellikle:
•Kalsiyum, magnezyum, demir veya alüminyum içeren takviyeler alıyorsanız, SEMPRİBAN’ın etkinliğini etkileyebilirler.
•Asetilsalisilik asit ve diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) (ibuprofen, diklofenak sodyum ve naproksen dahil) mide ve bağırsakları tahriş edebilir. SEMPRİBAN da bu sonuçlara neden olabilir. Dolayısıyla, SEMPRİBAN alırken ağrı kesici veya antiinflamatuvar ilaçlar alıyorsanız özellikle dikkatli olunuz.
Aylık SEMPRİBAN tabletinizi yuttuktan sonra, hazımsızlık tabletleri veya ilaçları, kalsiyum takviyeleri veya vitaminler dahil başka herhangi bir ilaç almadan önce 1 saat bekleyiniz. Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandıysanız lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. SEMPRİBAN nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
•SEMPRİBAN’ı her zaman tam olarak doktorunuzun söylediği şekilde alınız. Emin olmadığınız bir konu varsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
4
Genelde kullanılan SEMPRİBAN dozu ayda bir kez bir tablettir.
Uygulama yolu ve metodu:
Ayda bir kullandığınız tabletin alınması
Bu talimatların dikkatlice izlenmesi önemlidir. Bu talimatlar SEMPRİBAN tabletinizin midenize hızla ulaşmasını sağlamak üzere oluşturulmuştur; böylece SEMPRİBAN’ın tahrişe yol açma olasılığı azalmaktadır.
•Bir adet SEMPRİBAN 150 mg tableti ayda bir alınız.
•Ay içinde kolay hatırlanacak bir gün belirleyiniz. SEMPRİBAN tabletinizi almak için aynı tarihi (her ayın 1’i gibi) veya aynı günü (her ayın ilk pazar günü gibi) seçebilirsiniz. Düzeninize en iyi uyan tarihi seçiniz.
•SEMPRİBAN tabletinizi, içme suyu hariç bir şey yiyip içtikten en az 6 saat sonra alınız.
•SEMPRİBAN tabletinizi:
•sabah kalkar kalkmaz ve
•bir şey yemeden veya içmeden önce (aç karnına) alınız.
•Tabletinizi bir bardak içme suyu ile (en az 180 mL) alınız.
Tabletinizi yüksek kalsiyum konsantrasyonu içeren su, meyve suyu veya herhangi bir başka içecek ile almayınız. Musluk suyunun yüksek kalsiyum içerebileceğine dair endişe varsa, düşük mineral içerikli şişe su kullanılması tavsiye edilir.
•Tabletinizi bütün olarak yutunuz – çiğnemeyiniz, ezmeyiniz veya ağzınızda eritmeyiniz.
•Tabletinizi aldıktan sonraki 1 saat (60 dakika) içinde
•uzanmayınız; dik durmazsanız (ayakta veya otururken), ilacın bir kısmı yemek borunuza geri sızabilir.
•bir şey yemeyiniz
•bir şey içmeyiniz (ihtiyaç duymanız halinde içme suyu hariç) •başka ilaçlar almayınız
•Bir saat bekledikten sonra günün ilk yiyeceğini ve içeceğini alabilirsiniz. Bir şeyler yedikten sonra isterseniz uzanabilirsiniz ve ihtiyaç duyduğunuz başka herhangi bir ilacı alabilirsiniz.
5
SEMPRİBAN kullanmaya devam edin
Doktorunuz size SEMPRİBAN’ı reçetelediği sürece, her ay SEMPRİBAN kullanmaya devam ediniz. Kullanmaya başladıktan 5 yıl sonra, SEMPRİBAN’a devam edip etmeyeceğinizi doktorunuza danışınız.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanım:
18 yaşın altındaki çocuklara ve ergenlere SEMPRİBAN vermeyiniz.
Yaşlılarda kullanım:
Yaşa bağlı olarak doz ayarlaması gerekli değildir.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliğiniz varsa SEMPRİBAN kullanırken dikkatli olunmalıdır. Doktorunuza danışınız.
Karaciğer yetmezliği:
Özel bir doz ayarlaması bulunmamaktadır.
Doktorunuz ayrı bir tavsiyede bulunmadıkça, bu talimatları takip ediniz.
İlacınızı zamanında almayı unutmayınız.
Doktorunuz SEMPRİBAN ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir. Tedaviyi erken kesmeyiniz çünkü istenen sonucu alamazsınız.
Eğer SEMPRİBAN’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla SEMPRİBAN kullandıysanız
SEMPRİBAN’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile
konuşunuz.
Yanlışlıkla bir tabletten fazla aldıysanız, bir bardak süt için ve hemen doktorunuzla konuşunuz.
Kendinizi kusturmaya çalışmayınız ve uzanmayınız, bu SEMPRİBAN’ın yemek borunuzu tahriş etmesine yol açabilir.
SEMPRİBAN kullanmayı unutursanız
Seçtiğiniz günün sabahında tabletinizi almayı unutursanız, tableti gün içinde ilerleyen saatlerde almayınız. Bunun yerine, aşağıdaki talimatları izleyin:
Planlanan sonraki dozunuzun ne zaman alınması gerekiyor?
•Planladığınız gün tabletinizi almayı unutursanız ve planlanan sonraki dozunuza yalnızca 1 ila 7 gün varsa
Aynı hafta içerisinde asla iki SEMPRİBAN tableti almayınız. Sonraki planlı dozunuzu
6
almanız gereken zamana kadar bekleyiniz ve normal şekilde alınız; ardından, tabletlerinizi takviminizde işaretlediğiniz planlı günlerde almaya devam ediniz.
•Planladığınız gün tabletinizi almayı unutursanız ve planlanan bir sonraki dozunuza 7 günden fazla varsa
Hatırladığınız günün ertesi sabahı bir tablet alınız; ardından, tabletlerinizi takviminizde işaretlediğiniz planlı günlerde almaya devam ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz (her iki dozu birbirine yakın zamanda) almayınız.
SEMPRİBAN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuz size reçete ettiği sürece her ay SEMPRİBAN almaya devam etmeniz önemlidir. SEMPRİBAN yalnızca almaya devam ettiğiniz sürece osteoporozu tedavi edebilir.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, SEMPRİBAN‘ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle sıklık derecesi tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa, SEMPRİBAN’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL
doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Yaygın olmayan:
• Şiddetli göğüs ağrısı, yemek veya içecek yutkunduktan sonra şiddetli ağrı, şiddetli bulantı ve kusma, yutkunma zorluğu. Yemek borusunda olası yara ya da daralma ile birlikte şiddetli iltihaplanma belirtileri yaşayabilirsiniz.
Seyrek:
• Kaşıntı, dilin, boğazın, dudakların ve yüzün şişmesi ile birlikte zor nefes alıp verme.
• Gözde ağrı veya iltihap (uzun süreli)
• Uylukta, kalçada ya da kasıklarda ağrı, güçsüzlük ya da rahatsızlık hissi. Uyluk kemiği kırığının erken belirtileri olabilir.
Çok seyrek:
• Ağızda ya da çenede ağrı ya da yara. Şiddetli çene rahatsızlıklarının (çene nekrozisi (ölü kemik dokusu) denilen) erken belirtileri olabilir.
• Kulağınızda ağrı, akıntı ve/veya bir kulak enfeksiyonu yaşarsanız doktorunuza bildiriniz. Bunlar kulak içindeki kemik hasarının belirtileri olabilir(dış kulak yolunda
7
kemik hasarı, bifosfonat sınıfındaki ilaçların yan etkileri).
• Ciddi, potansiyel olarak hayatı tehdit eden alerjik reaksiyonlar • Ciltte ağır yan etki reaksiyonları
Diğer olası yan etkiler
Yaygın :
•Baş ağrısı
•Mide yanması, yutkunma zorluğu, mide ya da karın ağrısı (midenin iltihabından dolayı olabilir), hazımsızlık, bulantı, ishal
•Kaslarda, eklemlerde veya sırtta ağrı veya katılık
•Grip benzeri belirtiler (ateş, titreme, rahatsızlık hissi, yorgunluk, kemik ağrısı ve kaslarda ve eklemlerde ağrı). Bu etkilerden her hangi birisi ağırlaşırsa ya da bir kaç günden fazla sürerse doktorunuzla ya da bir hemşire ile temasa geçiniz.
•Deri döküntüsü
Yaygın olmayan:
•Sersemlik
•Gaz (yellenme, şiş hissetme)
•Sırt ağrısı
•Yorgun ve bitkin hissetme
•Astım nöbetleri
Seyrek:
•Mide ağrısına neden olan duodenum (bağırsağın ilk bölümü) iltihabı •Kurdeşen
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız veya herhangi bir yan etki ciddileşirse doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumueczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonunu tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın
güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. SEMPRİBAN’ın saklanması
SEMPRİBAN’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25 oC altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra SEMPRİBAN’ı kullanmayınız.
Son kullanma tarihi kutu üstünde belirtilen ayın son günüdür.
8
Orijinal ambalajında saklayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz SEMPRİBAN’ıkullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat Sahibi:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Şişli-İstanbul
Üretim yeri:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Lüleburgaz -Kırklareli
Bu kullanma talimatı ………. tarihinde onaylanmıştır.
9
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SEMPRİBAN 150 mg film tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Bir film kaplı tablet 150 mg ibandronik aside eşdeğer miktarda 168,75 mg ibandronik asit, monosodyum tuzu, monohidrat içerir.
Yardımcı maddeler:
Laktoz (inek sütü kaynaklı) 271 mg
Yardımcı maddeler için bkz. Bölüm 6.1.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet
Beyaz, oblong bikonveks film kaplı tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
SEMPRİBAN kırık riski yüksek postmenopozal kadınlarda osteoporoz tedavisinde endikedir (bkz. Bölüm 5.1).
Vertebra kırık riskinde azalma sağladığı gösterilmiştir, femur boynu kırıklarına yönelik etkililiği tespit edilmemiştir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi :
Tavsiye edilen doz ayda bir defa bir 150 mg film kaplı tablettir. Tablet tercihen her ay aynı tarihte alınmalıdır.
SEMPRİBAN günün ilk yiyecek (en az 6 saat açlık) ya da (içme suyu dışında) günün içilen ilk sıvısından (bkz. Bölüm 4.5) ya da herhangi bir oral yolla alınan ilaç ya da destekleyiciden (kalsiyum dahil olmak üzere) 1 saat önce alınmalıdır.
Bir dozun atlanması durumunda, planlanmış olan bir sonraki doz takip eden 7 gün içinde olmadığı sürece, hastalar bunun farkına varmalarından sonraki sabah bir SEMPRİBAN 150 mg tablet almalıdırlar.
Bunun ardından hastalar ayda bir dozlarını başlangıçta belirlenen tarihte almaya devam etmelidir.
1
Eğer bir sonraki doz takip eden 7 gün içinde ise, hastalar bu süreyi bekleyip, dozlarını planlanan tarihte almalı ve bunun sonrasında da ilk planlanan şekilde ayda bir tablet kullanmaya devam etmelidirler.
Hastalar aynı hafta içinde iki tablet almamalıdır.
Günlük alımın yetersiz olduğu durumlarda hastalar destekleyici kalsiyum ve/veya D vitamini almalıdırlar (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).
Osteoporoz tedavisinde bifosfonat kullanımının optimal süresi belirlenmemiştir. Tedavinin devam gerekliliği, özellike 5 yıl ya da daha uzun süre kullanım sonrasında, her bir hasta bazında SEMPRİBAN’ın potansiyel riski ve faydasına bağlı olarak düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
•Tabletler hasta otururken ya da dik dururken bir bardak içme suyu ile (180 ila 240 mL)
kullanılmamalıdır. Musluk suyunun yüksek kalsiyum içerebileceğine dair endişe varsa, düşük mineral içerikli şişe su kullanılması tavsiye edilir.
•Hastalar SEMPRİBAN aldıktan sonra 1 saat boyunca dik pozisyonda kalmalı ve yatmamalıdırlar.
•SEMPRİBAN sadece içme suyuyla alınmalıdır.
•Orofarengeal ülserasyon potansiyeli nedeniyle hastalar tableti çiğnememeli ya da emmemelidirler.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klirensi 30 mL/dk’nın altındaki hastalarda, klinik deneyimin sınırlı olması nedeniyle, SEMPRİBAN uygulaması önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 4.5).
Kreatinin klirensi 30 mL/dk’ya eşit ya da üzerinde olan hafif ya da orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.
Karaciğer yetmezliği:
Doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
18 yaşın altındaki hastalarda SEMPRİBAN’ın kullanımı yoktur, SEMPRİBAN bu popülasyonda araştırılmamıştır (bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2).
Geriyatrik popülasyon (>65 yaş):
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.
2
4.3. Kontrendikasyonlar
– İbandronik asit veya 6.1 bölümünde listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalarda,
– Hipokalsemi,
-Özofagus darlığı veya akalazia gibi, özofagusun boşalmasını geciktiren özofagus anormalilerinde,
– En az 60 dakika boyunca ayakta duramayan veya dik oturamayan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Hipokalsemi
SEMPRİBAN tedavisine başlamadan önce, var olan hipokalsemi düzeltilmelidir. Diğer kemik ve mineral metabolizma rahatsızlıkları da etkili şekilde tedavi edilmelidir. Bütün hastaların yeterli miktarda destekleyici kalsiyum ve D vitamini almaları önemlidir.
Gastrointestinal irritasyon
Oral yoldan uygulanan bifosfonatlar üst gastrointestinal mukozada lokal irritasyona neden olabilirler. Tahriş edici olabilecek bu etkiler ve altta yatan hastalığın kötüleşme potansiyeli nedeniyle, SEMPRİBAN asit aktif üst gastrointestinal sorunları (örn. bilinen Barrett özofagusu, disfaji, diğer özofajiyal hastalıklar, gastrit, duodenit veya ülserler) olan hastalara verilirken dikkatli olunmalıdır.
Oral bifosfonatlarla tedavi gören hastalarda, bazıları ciddi olan ve hastaneye yatırılmayı gerektiren, nadiren kanamayla veya ardından özofagus darlığı veya yırtılmasıyla seyreden, özofajit, özofagus ülseri ve özofagus erozyonu gibi advers olaylar bildirilmiştir. Ciddi özofagus advers olay yaşama riskinin, doz talimatlarına uymayan ve/veya özofagus irritasyonunu düşündürecek semptomlar geliştirdikten sonra oral bifosfonatlar almaya devam eden hastalarda daha yüksek olduğu görülmektedir. Hastaların doz talimatlarına özellikle dikkat etmesi ve bunlara uyabilmesi gerekir (bkz. Bölüm 4.2).
Hekimler olası özofagus reaksiyonuna işaret eden belirti ve semptomlara karşı dikkatli olmalıdır, hastalara da disfaji, odinofaji, retrosternal ağrı veya yeni ya da kötüleşen mide yanması olursa SEMPRİBAN tedavisini kesip tıbbi yardım almaları gerektiği belirtilmelidir. Kontrollü klinik çalışmalarda artan risk gözlenmemiş olsa da, pazarlama sonrasında oral bifosfonat kullanımıyla bazıları ciddi ve komplikasyonla birlikte seyreden gastrik ve duodenum ülserleri rapor edilmiştir.
NSAİİ (Non-steroid Antiinflamatuvar İlaçlar) ve bifosfonatlar gastrointestinal rahatsızlıkla ilişkilendirildiğinden bunların SEMPRİBAN ile birlikte uygulanması sırasında dikkatli olunmalıdır.
Çene osteonekrozu
Osteoporoz için SEMPRİBAN kullanan hastalarda pazarlama sonrası koşullarda çok seyrek olarak çene osteonekrozu bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
3
Ağız içinde iyileşmemiş açık yumuşak doku lezyonları olan hastalarda tedaviye veya yeni bir tedavi kürüne başlanması ertelenmelidir.
Eşzamanlı risk faktörleri bulunan hastalarda, SEMPRİBAN tedavisinden önce diş muayenesi ile birlikte tedbir amaçlı diş tedavisi ve bireysel yarar-risk değerlendirmesi yapılması önerilir.
Hastada çene osteonekrozu oluşma riski değerlendirilirken, aşağıdaki risk faktörleri dikkate alınmalıdır:
• Kemik rezorpsiyonunu inhibe eden tıbbi ürünün potensi (potensi yüksek bileşikler için risk daha fazladır), uygulama şekli (parenteral uygulama için risk daha fazladır) ve kemik rezorpsiyonu tedavisinin kümülatif dozu
• Kanser, eşzamanlı hastalıklar (örn. anemi, koagülopatiler, enfeksiyon) ve sigara kullanımı
• Eşzamanlı tedaviler: kortikosteroidler, kemoterapi, anjiyojenez inhibitörleri ve baş ve boyun radyoterapisi
• Yetersiz oral hijyen, periodontal hastalık, sıkı oturmayan takma dişler, diş hastalığı öyküsü ve diş çekilmesi gibi invaziv dental işlemler
Tüm hastalara SEMPRİBAN tedavisi süresince yeterli oral hijyen sağlamaları, rutin diş kontrolü yaptırmaları ve dişlerde sallanma, ağrı veya şişme gibi oral semptomlar veya iyileşmeyen yaralar ya da iltihap oluşması halinde derhal bildirmeleri söylenmelidir. Tedavi
ardından
gerçekleştirilmeli ve SEMPRİBAN uygulamasına yakın yapılmamalıdır.
Çene osteonekrozu oluşan hastalar için tedavi planı, tedavi uygulayan hekim ve çene osteonekrozu konusunda uzman bir diş hekimi veya oral cerrah arasında yakın işbirliği içinde ayarlanmalıdır. Sorun ortadan kalkana kadar ve mümkün olduğunda, etkili risk faktörleri indirgenene kadar SEMPRİBAN tedavisine geçici olarak ara verilmesi dikkate alınmalıdır.
Dış kulak yolunda osteonekroz
Çoğunlukla uzun süreli tedaviyle ilişkili olarak, bifosfonat kullanımı ile dış kulak yolunda osteonekroz vakaları bildirilmiştir. Dış kulak yolundaki osteonekroz için olası risk faktörleri steroid kullanımı, kemoterapi ve/veya enfeksiyon ve travma gibi lokal risk faktörlerini içermektedir. Kronik kulak enfeksiyonları dahil olmak üzere kulak semptomları görülen bifosfonat alan hastalarda, dış kulak yolunda osteonekroz olasılığı düşünülmelidir.
Femurun atipik kırıkları
Özellikle uzun dönem osteoporoz tedavisi için bifosfonat ile tedavi edilen hastalarda atipik subtrokanterik ve diafizeal femur kırıkları bildirilmiştir. Bu tranvers veya kısa eğik kırıklar, femur boyunca küçük trokanterin hemen altından suprakondiler bölge üzerine kadar hemen hemen her yerde meydana gelebilir. Bu kırıklar genellikle travma olmaksızın ya da minimal travma ile gelişmektedir ve tamamlanmış bir femur kırığının görülmesinden haftalar ila aylar önce, bazı hastalarda sıklıkla stres kırıklarının görüntülenme özelliklerine bağlı uyluk veya kasık ağrısı görülür. Kırıklar genellikle çift taraflıdır; bu nedenle bifosfonat ile tedavi edilen ve femur şaft kırıkları geçirmiş olan hastalarda kontrolateral femur incelenmelidir. Bu kırıkların iyileşmesinde zayıflıklar da bildirilmiştir. Atipik femur kırığı şüphesi bulunan hastalarda bireysel yarar/risk değerlendirmesine bağlı olarak bifosfonat tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
4
Bifosfonat tedavisi sırasında hastalara herhangi bir uyluk, kalça ya da kasık ağrısı
bu semptomlarla başvuran her hasta
tamamlanmamış femur kırığı açısından değerlendirilmelidir.
Oral bifosfonat kullanımı ile özofagus kanseri riskinin artabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanamamıştır. Bu nedenle Barrett özofagusu veya gastroözofageal reflü gibi zemininde artmış özofagus kanser riski olan hastalarda bu ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır.
Böbrek yetmezliği
Yapılan çalışmalardan elde edilen klinik verinin sınırlı olmasından dolayı, SEMPRİBAN kreatin klirensi 30 mL/dk’da az olan hastalarda önerilmemektedir (bkz. Bölüm 5.2).
Galaktoz intoleransı
SEMPRİBAN tabletler laktoz içerirler. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İlaç-Gıda Etkileşmeleri
Yiyecek varlığında ibandronik asidin oral biyoyararlanımı genellikle azalmaktadır. Özellikle kalsiyum ve diğer multivalent katyonları içeren ürünler (alüminyum, magnezyum ve demir gibi) süt ve gıda dâhil olmak üzere, yapılan hayvan çalışmalarıyla tutarlı olarak, SEMPRİBAN’ın absorpsiyonu ile etkileşebilmektedir. Bu nedenle, SEMPRİBAN bir gece önceden en az 6 saat aç olarak alınmalı ve alımını takiben gıda alımı 60 dakika süresince ertelenmelidir.
Diğer tıbbı ürünler ile etkieşimler
İbandronik asit majör insan hepatik P450 izoenzimlerini inhibe etmediğinden ve sıçanlarda hepatik sitokrom P450 sistemini uyarmadığı görüldüğünden metabolik etkileşimler olası görünmemektedir (bkz. Bölüm 5.2). İbandronik asit yalnızca renal atılıma uğrar ve herhangi bir biyotransformasyona uğramaz.
Kalsiyum destekleyicileri, antiasitler ve multivalent katyonlar içeren bazı oral ilaçlar
Kalsiyum destekleyicileri, antiasitler ve multivalent katyonlar (alüminyum, magnezyum, demir gibi) içeren bazı oral tıbbi ürünler SEMPRİBAN’ın absorpsiyonuyla etkileşebilirler. Bu nedenle, hastalar SEMPRİBAN almadan en az 6 saat önce ve aldıktan sonra 1 saat süreyle başka oral bir ilaç almamalıdırlar.
Asetik salisilikasit ve NSAİİ
Asetil salisilik asid, NSAİİ ve bifosfonatlar gastrointestinal irritasyonla ilişkilendirildiğinden, birlikte uygulanmaları sırasında dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
H2 blokerleri veya proton pompası inhibitorleri
İbandronik asidin aylık kullanımını günlük doz rejimi ile karşılaştırılan BM16549 çalışmasına katılan 1500’den fazla hastanın % 14 ve % 18’i sırayla bir ve iki yıl sonrahistamin (H2) blokerleri veya proton pompa inhibitörleri kullanmıştır. Bu hastalar arasında ayda bir kez
5
SEMPRİBAN 150 mg ile tedavi edilen hastalardaki üst gastrointestinal olaylar görülme sıklığı, günlük SEMPRİBAN 2,5 mg ile tedavi edilen hastalardaki ile benzer olmuştur.
Sağlıklı erkek gönüllülerde ve postmenopozal kadınlarda ranitidinin intravenöz uygulaması, muhtemelen azalan gastrik asidite sebebiyle, ibandronik asidin biyoyararlanımında % 20 oranında artışa neden olmuştur. Ancak bu artış ibandronik asidin biyoyararlanımında normal değişkenliği içinde olduğundan SEMPRİBAN’ın H2-antagonistleri ya da gastrik pH artıran diğer etkin maddelerle uygulanmasında doz ayarlanmasına gerek görülmemiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C.
Gebelik döneminde güvenliliği ve etkililiği gösterilmediğinden gebelerde kullanılmamalıdır.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) SEMPRİBAN, yalnızca postmenopozal kadınların kullanımı içindir ve çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
İbandronik asidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Sıçanlar üzerinde yapılan çalışmalarda bazı üreme toksisiteleri görülmüştür (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel riski bilinmemektedir.
SEMPRİBAN gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
İbandronik asidin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.
Emziren sıçanlarda yapılan çalışmalarda, intravenöz uygulamayı takiben sütte düşük miktarda ibandronik asit varlığı görülmüştür.
SEMPRİBAN emziren kadınlarda kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
İbandronik asidin insan fertilitesi üzerindeki etkilerine dair veri yoktur.
Sıçanlarda yapılan üreme çalışmalarında oral yolla kullanılan ibandronik asit fertiliteyi azaltmıştır. Sıçanlarda yapılan ve intravenöz yolla kullanılan ibandronik asit günlük yüksek dozlarda fertiliteyi azaltmıştır (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Farmakodinamik ve farmakokinetik profil ve raporlanmış yan etkilere göre, SEMPRİBAN’ın araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur veya göz ardı edilebilir.
4.8İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
En sık bildirilen ciddi advers etkiler, anaflaktik reaksiyon/şok, atipik femoral kırıklar, çene kemiği osteonekrozu, gatrointestinal tahriş ve göz inflamasyonudur (bkz. Paragraf “Belli advers reaksiyonların tanımı” ve Bölüm 4.4).
SEMPRİBAN’ın güvenlilik profili, yapılan kontrollü klinik çalışmalardan ve pazarlama
6
sonrası deneyimlerden elde edilmiştir. En sık bildirilen advers reaksiyonlar artralji ve grip benzeri semptomlardır. Bu semptomlar tipik olarak ilk dozla ilişkili olup genellikle kısa süreli, hafif veya orta şiddettedir ve tedavinin devam etmesiyle kendiliğinden iyileşir (bkz. Paragraf “grip benzeri hastalık”).
Tabloda listelenen advers reaksiyonlar
Tablo 1’de bilinen advers reaksiyonların tamamı belirtilmiştir.
İbandronik asit 2,5 mg’nin güvenliliği 4 plasebo kontrollü klinik çalışmada tedavi edilen 1251 hastada değerlendirilmiştir; bu hastaların büyük çoğunluğu pivotal üç-yıllık tedavi çalışmasından (MF 4411) gelmektedir.
Osteoporozlu postmenopozal kadınlarda yapılan iki yıllık pivotal çalışmada (BM16549) ayda bir 150 mg SEMPRİBAN ile günlük 2,5 mg SEMPRİBAN’ın genel güvenliliklerinin benzer olduğu gösterilmiştir.Ayda bir 150 mg SEMPRİBAN alan hastaların bir yıl ve iki yıl sonra karşılaştıkları advers reaksiyon oranlarının geneli sırasıyla % 22,7 ve % 25’dir. Çoğu vakada tedavinin kesilmesine gerek olmamıştır.
Advers reaksiyonlar MedDRA sistem organ sınıfına ve sıklığa göre listelenmektedir.
Aşağıdaki sıklık kategorileri kullanılmıştır:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).Her sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalan şiddete göre sunulmaktadır.
Tablo 1: Faz III çalışmalarında-BM 16549 ve ve MF 4411, ve pazarlama sonrası deneyimlerde, ayda bir kez SEMPRİBAN 150 mg ve günlük 2,5 mg ibandronik asit kullanan postmenopozal kadınlarda meydana gelen advers reaksiyonlar.
Sistem Organ Sınıfı
Yaygın
Yaygın
olmayan
Seyrek
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Astım
alevlenmesi
Aşırı
duyarlılık
reksiyonu
Anafilaktik reaksiyon/
şok*†
Sinir sistemi hastalıkları
Baş ağrısı
Baş dönmesi
Göz hastalıkları
Göz
inflamasyonu†*
Gastrointestinal hastalıklar
Özofajit,
Gastrit,
Gastro-
özofajeal
reflü,
Dispepsi,
Diyare,
Abdominal ağrı,
Bulantı,
Özofajiyal
ülser ve benzeri oluşumlar ile
disfaji dahil
özofajit,
kusma,
şişkinlik
Duodenit
7
Deri ve deri altı dokusu
hastalıkları
Kaşıntı
Anjiyoödem, yüz ödemi, ürtiker
Stevens-
Johnson
Sendromu†, Eritema
multiform†, büllöz
dermatit†
Kas-iskelet
bozuklukları, bağ doku ve kemik
hastalıkları
Artralji,
miyalji, kas
iskelet
ağrıları, kas
krampı, kas
iskelet sertliği
Sırt ağrısı
Atipik
subtrokanterik
ve diafizeal
femoral kırıklar†
Çene
kemiği
osteo-
nekrozu*†
Dış kulak
yolunda
osteonekroz (bifosfonat sınıfı advers reaksiyonu)
Genel
bozukluklar ve uygulama
bölgesine ilişkin hastalıklar
Yorgunluk
*Daha fazla bilgi için alt kısımlara bakınız. †Pazarlama sonrası deneyimlerde belirlenmiştir.
Belli advers reaksiyonların tanımı
Gastrointestinal advers reaksiyonlar
Yakın zamanda kanama veya hastaneye yatış öyküsü bulunmayan peptik ülserli hastalar da dahil olmak üzere, geçirilmiş gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalar ve ilaçlarla kontrol altında olan dispepsi ve reflüsü bulunan hastalar ayda bir kez tedavi çalışmasına dahil edilmiştir. Bu hastalarda, üst gastrointestinal advers olaylar görülme sıklığı açısından, 2,5 mg günlük tedavi rejimi ile karşılaştırıldığında ayda bir kez 150 mg ile bir farklılık
gözlenmemiştir.
Grip benzeri hastalık
Grip benzeri hastalık, akut faz reaksiyonu veya kas ağrısı, eklem ağrısı, ateş, titreme, yorgunluk, bulantı, iştah kaybı veya kemik ağrısı gibi belirtiler olarak rapor olayları içerir.
8
Çene kemiği osteonekrozu
Çene osteonekrozu, ibandronik asit gibi kemik erimesini önleyen tıbbi ürünler ile tedavi gören hastalar içerisinde ağırlıklı olarak kanser hastalarında rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.4). Çene osteonekrozu ibandronik asit için pazarlama sonrası koşulda raporlanmıştır.
Oküler inflamasyon
İbandronik asit tedavisi ile üveit, episklerit, sklerit gibi oküler inflamasyon olayları
olaylar
düzelmemiştir.
Anaflaktik reaksiyon/şok
İntravenöz ibandronik asit ile tedavi edilen hastalarda ölümcül olaylar dahil olmak üzere anaflaktik reaksiyon/şok vakaları bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farma (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir ; e-posta: ; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
SEMPRİBAN ile tedavide doz aşımı ile ilgili özel bir bilgi bulunmamaktadır.
Ancak bu bileşik sınıfı hakkındaki bilgiler doğrultusunda oral doz aşımı üst gastrointestinal advers reaksiyon (mide bozukluğu, dispepsi, özofajit, gastrit ya da ülser) ile sonuçlanabilir. SEMPRİBAN’ı bağlamak için süt ya da antasitler verilmelidir. Özofajiyal irritasyon riski dolayısıyla hasta kusturulmamalı ve tamamen dik durumda kalmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kemik yapısını ve mineralizasyonu etkileyen ilaçlar, Bifosfonatlar, ATC kodu: M05BA06
Etki Mekanizması
İbandronik asit bifosfonatların nitrojen içeren grubuna ait olan çok güçlü bir bifosfonattır, kemik dokuları üzerinde seçici olarak etki eder ve kemik oluşumunu direkt olarak etkilemeden özel olarak osteoklast etkinliğini inhibe eder. Osteoklast aktivitesi azalırken
döngüsünü
premenopozal seviyelere getirir ve kemik kütlesinde progresif bir net kazanç sağlar.
Farmakodinamik etkiler
İbandronik asidin farmakodinamik etkisi, kemik yıkımının inhibisyonudur. Deneysel in vivoçalışmalarda, ibandronik asit, gonadal fonksiyonun durmasından, retinoidler, tümor ya da tümör kaynaklı ürünlerden kaynaklanan kemik hasarı engellemiştir. Genç (hızlı büyüyen) sıçanlarda da endojen kemik hasarı veya rezorpsiyonu inhibe edilmiştir, bu da tedavi
9
edilmeyen hayvanlara kıyasla artan normal kemik kütlesiyle sonuçlanmıştır.
Hayvan modelleri, ibandronik asidin osteoklastik etkinliğin son derecede güçlü bir inhibitörü olduğunu doğrulamaktadır. Gelişmekte olan sıçanlarda, osteoporoz tedavisinin gerektirdiği dozun 5.000 katı olan dozlarda bile mineralizasyon bozulmamıştır.
Sıçanlarda, köpeklerde ve maymunlarda günlük ve aralıklı (uzamış dozsuz aralıklarla) uzun dönem ilaç uygulaması, toksik seviyeler dahil olmak üzere farmakolojik olarak planlanmış dozlardan daha yüksek dozlarda bile, normal kalitede ve/veya mekanik gücü artmış yeni kemik oluşumuna neden olmuştur. İnsanlarda günlük ve 9-10 haftaya varan dozsuz aralıklarla ibandronik asit uygulamasının her ikisinde de, ibandronik asidin kırık azaltıcı etkililik gösterdiği, klinik çalışma (MF 4411) ile doğrulanmıştır.
Hayvan modellerinde, ibandronik asit, kemik kolajeninin üriner biyokimyasal belirteçlerinin süpresyonu dahil olmak üzere, kemik rezorpsiyonunun doza bağlı inhibisyonuna işaret eden biyokimyasal değişiklikler oluşturmuştur (deoksipiridinolin ve tip I kollajen (NTX) ile çapraz bağlı N-telopeptidler gibi).
Toplam dört doz olmak üzere, her 28 günde bir oral olarak 150 mg verilen 72 postmenopozal kadında gerçekleştirilen bir faz I biyoeşdeğerlilik çalışmasında ilk dozu takiben serum CTX’inde inhibisyon henüz daha dozun 24 saat sonrasında gözlenmiş (ortalama inhibisyon % 28) ve ortalama azami inhibisyon (% 69) bunun 6 gün sonrasında görülmüştür. Üçüncü ve dördüncü dozları takiben, doz sonrası 6. gündeki ortalama azami inhibisyon % 74 olurken, dördüncü doz sonrasındaki 28. günde ortalama inhibisyon % 56’ya düşmüştür. Dozlara devam edilmemesi ile kemik yıkımı biyokimyasal işaretlerinin baskılanmasında bir kayıp görülmüştür.
Klinik etkililik
Kadınlarda artan osteoporotik kırık riskini tanımlamak için düşük KMY, yaş, daha önceki kırık varlığı, ailevi kırık öyküsü, yüksek kemik döngüsü ve düşük vücut kütle indeksi gibi bağımsız risk faktörleri göz önünde bulundurulmalıdır.
SEMPRİBAN 150 mg ayda bir kez
Kemik mineral yoğunluğu (KMY)
KMY T-skoru -2,5 SD’nin altında)
postmenopozal kadınlarla yapılan iki yıllık, çift kör, çok merkezli bir çalışmada (BM 16549) ayda bir kez ibandronik asit 150 mg’nin KMY’yi arttırmada en az günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet kadar etkili olduğu gösterilmiştir. Bu durum, hem bir yıllık sonlanım noktasında yapılan birincil analizde, hem de iki yıllık sonlanım noktasında yapılan doğrulayıcı analizde ispatlanmıştır (Tablo 2).
Tablo 2: BM 16549 çalışmasınd popülasyonu) sonunda, lomber başlangıçtan itibaren görülen ort
ıllık tedavi (uygun protokol ve trokanter KMY’sinde
10
Başlangıçtan itibaren ortalama bağıl değişme % [% 95 GA]
Günlük
ibandronik asit 25 mg
(N=318)
Ayda bir
ibandronik asit 150 mg
(N=320)
Günlük
ibandronik asit 2.5 mg
(N=294)
Ayda bir
ibandronik asit 150 mg
(N=291)
Lomber omurga L2-L4 KMY’si
Total kalça KMY’si
Femoral boyun KMY’si
Trokanter KMY’si
Üstelik bir yılda, p=0,002 ve iki yılda, p<0,001, yapılan geleceğe dönük planlı analizde, 3 ayda bir uygulanan ibandronik asit 150 mg enjeksiyonunun, lomber omurga KMY’sindeki artışlar açısından, günlük uygulanan oral ibandronik asit 2,5 mg tablet’ten üstün olduğu kanıtlanmıştır.
Bir yılda (birincil analiz), ayda bir ibandronik asit 150 mg alan hastaların % 91,3’ünde (p=0.005), günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların ise % 84’ünde, lomber omurga KMY’sinde başlangıcın üstünde veya başlangıca eşit artış (KMY yanıt verenler) görülmüştür. İki yılda, ayda bir ibandronik asit 150 mg alan veya günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların, sırasıyla, % 93.5’i (p=0.004) ve % 86.4’ü tedaviye yanıt vermiştir.
Bir yılda, ayda bir ibandronik asit 150 mg alan hastaların % 90’ının (p<0,001), günlük olarak ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların ise % 76,7’sinin total kalça KMY’sinde başlangıcın üzerinde veya başlangıca eşit artış görülmüştür. İki yılda, ayda bir ibandronik asit 150 mg alan hastaların % 93,4’ünün (p<0,001), günlük olarak ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların ise % 78,4’ünün total kalça KMY’sinde başlangıcın üzerinde veya başlangıca eşit artış görülmüştür.
Hem lomber omurga hem de total kalça KMY’sini birleştiren daha zorlu bir kriter düşünüldüğünde, bir yılda, ayda bir ibandronik asit 150 mg alan veya günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların, sırasıyla, % 83,9’u (p<0,001) ve % 65,7’si tedaviye yanıt vermiştir. İki yılda, aylık 150 mg ve günlük 2,5 mg kollarındaki hastaların, sırasıyla, % 87,1’i (p<0,001) ve % 70,5’i bu kriteri karşılamıştır.
Kemik döngüsü biyokimyasal göstergeleri
Ölçülen tüm zaman noktalarında, yani 3, 6, 12 ve 24 ayda serum CTX seviyelerinde klinik olarak anlamlı azalmalar gözlenmiştir. Bir yılda (birincil analiz), başlangıçtan itibaren görülen ortalama bağıl değişmeler, ayda birlik ibandronik asit 150 mg için -% 76, günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet için -% 67’dir. İki yılda, aylık 150 mg ve günlük 2,5 mg kollarındaki ortalama bağıl değişme, sırasıyla, -% 68 ve -% 62’dir.
Bir yılda, ayda bir ibandronik asit 150 mg alan hastaların % 83,5’i (p=0,006), günlük olarak ibandronik asit 2,5 mg tablet alan hastaların ise % 73,9’u tedaviye yanıt veren (başlangıçtan itibaren ≥ % 50 azalma olarak tanımlanmaktadır) olarak değerlendirmiştir. İki yılda, aylık 150
11
mg ve günlük 2,5 mg kollarındaki hastaların, sırasıyla, % 78,7’si (p=0,002) ve % 65,6’sı tedaviye yanıt veren olarak değerlendirilmiştir.
Çalışma BM 16549’un sonuçlarına dayanılarak, ayda bir uygulanan ibandronik asit 150 mg’nin, kırılmaları önlemede en az günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet kadar etkin olması beklenmektedir.
Günlük ibandronik asit 2,5 mg tablet
İlk üç-yıllık, randomize, çift-kör, plasebo kontrollü, kırık çalışmasında (MF 4411) yeni radyografik morfometrik ve klinik vertebral kırık insidansında, istatistiksel olarak anlamlı tıbbi olarak da uygun bir düşüş ortaya konmuştur. Bu çalışmada, ibandronik asit oral olarak günlük 2,5 mg ve deneysel bir rejim olarak aralıklı 20 mg dozunda değerlendirilmiştir. İbandronik asit sabah günün ilk yiyecek veya içeceğinden 60 dakika önce alınmıştır (doz sonrası perhiz periyodu). Çalışmada 55 ila 80 yaşları arasında, en az 5 yıldır postmenopozal dönemdeki, KMY lomber omurgada en az bir vertebrada (L1 -L4) menopoz öncesi ortalamanın (T -skoru) 2 ila 5 SD (standart sapma) altında olan ve bir ila dört yaygın vertebral kırığı olan kadınlarda uygulanmıştır. Bütün hastalar günde 500 mg kalsiyum ve 400 IU D vitamini almıştır. Etkililik 2928 hastada değerlendirilmiştir.
Günlük uygulanan ibandronik asit, test edilen her iki tedavi rejiminde de, yeni vertebral kırıkların sıklığında istatistiksel olarak anlamlı ve tıbbi olarak uygun bir azalma göstermiştir. Günlük 2,5 mg’lık rejim, çalışmanın üç yıllık süresi boyunca yeni radyografik vertebral kırıkların oluşumunu % 62 (p=0,0001) oranında düşürmüştür. İki yıl sonra % 61 bağıl risk azalması gözlenmiştir (p=0,0006). Bir yıllık tedavi sonunda istatitiksel olarak çok büyük bir fark elde edilmemiştir (p=0,056). Kırık oluşumunu engelleyici etkisi çalışma boyunca tutarlı kalmıştır. Etkinin zamanla zayıflamasına dair bir belirti görülmemiştir. Klinik vertebral kırıkların sıklığı da % 49 oranında azaltılmıştır (p=0,011). Vertebral kırıkların üzerindeki güçlü etkisi vertebral uzunluk kaybında plaseboya kıyasla istatistiksel olarak dikkate değer bir azalmayla kendini göstermiştir (p<0,0001).
Tablo 3: MF 4411 3 yıllık kırık çalışması (%, % 95 GA (güven aralığı))
Günlük ibandronik asit 2,5 mg (N=977)
Bağıl risk azalması
Yeni morfometrik vertebral kırıklar
% 62 (40,9, 75,1)
Yeni morfometrik vertebral kırık oranı
% 4,68 (3,2, 6,2)
Klinik vertebral kırıkların bağıl risk azalması
% 49 (14,03, 69,49)
Klinik vertebral kırık oranı
% 2,75 (1,61, 3,89)
KMY-3. yılda lomber omurgada bazdan ortalama değişiklik
% 6,54 (6,1, 7)
12
KMY-3. yılda tüm kalçada bazdan ortalama değişiklik
% 3,36 (3, 3,7)
İbandronik asitin klinik etkililiği baz çizgisinde lomber omur KMY T-skoru <-2.5 olan bir hasta alt grup analizinde daha fazla değerlendirildi. Vertebral kırık riskindeki azalmanın toplam popülasyonda görülen ile tutarlı olduğu gözlenmiştir.
Tablo 4: Lomber omurga KMY T-skoru başlangıçta -2,5’in altında olan hastalar için 3 yıllık kırık çalışması olan MF 4411 çalışmasından elde edilen bulgular (%, % 95 GA (güven aralığı))
Günlük ibandronik asit 2,5 mg (N=575)
Bağıl risk azalması
Yeni morfometrik vertebral kırıklar
% 59 (34,5, 74,3)
Yeni morfometrik vertebral kırık oranı
% 5,36 (3,31, 7,41)
Klinik vertebral kırıkların bağıl risk azalması
% 50 (9,49, 71,91)
Klnik vertebral kırık oranı
% 3,57 (1,89, 5,24)
KMY-3.yılda lumbar omurgada bazdan ortalama değişiklik
% 7,01 (6,5, 7,6)
KMY-3.yılda tüm kalçada bazdan ortalama değişiklik
% 3,59 (3,1, 4,1)
MF4411 çalışmasındaki tüm hasta popülasyonlarında, vertebral dışı kırıklarda bir azalma gözlenmemiştir, ancak günlük ibandronik asidin etkili olduğu gözlenen yüksek-risk alt gruplarında (femoral boyun KMY T-skoru <-3.0 SD), vertebral dışı kırıklarda % 69 risk azalması gözlenmiştir.
Günlük 2,5 mg ile tedavide iskeletin vertebral ve vertebral dışı kısımlarında KMY’de ilerleyen artışlar meydana gelmiştir.
Plaseboya oranla, üç yıllık lomber omurga KMY artışı % 5,3 olarak saptanmıştır. Baz çizgisine kıyasla bu artış % 6,5’tir. Baz çizgisine kıyasla kalçadaki artış, femur boyunda % 2,8, total kalçada % 3,4, ve trokanterde % 5,5 olarak saptanmıştır.
Kemik döngüsünün biyokimyasal işaretleri (üriner CTX ve serum Osteokalsin gibi) premenopozal düzeylere beklenen düşüş göstermiş ve 3-6 aylık bir dönem içinde maksimum düşüşe ulaşmıştır. İbandronik asit 2,5 mg tablet ile tedaviye başlandıktan bir ay sonra kemik döngüsünün biyokimyasal işaretlerinde % 50 oranında klinik olarak anlamlı düşüş görülmüştür. Tedavinin kesilmesini takiben, postmenopozal osteoporoza bağlı artan kemik erimesinin patolojik olan tedavi öncesi değerine dönüş olmuştur.
13
2 ve 3 yıllık tedavisi sonrasında postmenopozal kadınların kemik biyopsilerinin histolojik analizi, normal kemik kalitesi göstermiş ve minerilizasyon hasarına dair bir belirti göstermemiştir.
Pediyatrik popülasyon (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 5.2).
İbandronik asit, pediyatrik popülasyonda çalışılmamıştır ve bu sebeple, bu hasta popülasyonu için herhangi bir etkililik veya güvenlilik verisi mevcut değildir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
İbandronatın farmakolojik etkileri, direkt olarak gerçek plazma konsantrasyonlarıyla ilişkili olmadığı hayvanlarda ve insanlarda yapılan çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir.
Emilim:
İbandronatın oral uygulamadan sonra üst gastrointestinal kanalda absorpsiyonu hızlıdır ve plazma konsantrasyonları 50 mg oral alıma kadar dozla orantılı olararak artarken, bu dozun üzerinde doza-orantılı artıştan daha yüksek artışlar görülmüştür. Gözlenen maksimum plazma konsantrasyonları aç karnına 0,5 ila 2 saat arasında (ortalama 1 saat) elde edilmiştir ve mutlak biyoyararlanımı yaklaşık olarak % 0,6’dır. İçecek (içme suyu dışında) ya da yiyecek ile alındığında absorpsiyonun derecesi zayıflamıştır. Biyoyararlanım, ibandronat standart kahvaltı ile uygulandığında açlık durumundaki deneklerdeki biyoyararlanıma kıyasla yaklaşık % 90 oranında düşer. İbandronat gıda alımından 60 dakika önce alındığında biyoyararlanımda anlamlı bir düşüş olmaz. SEMPRİBAN alındıktan sonra, 60 dakikadan daha az süre içerisinde yiyecek ya da içecek alındığında hem biyoyararlanım hem de KMY kazanımları düşer.
Dağılım:
İlk sistemik maruziyetten sonra ibandronat hızla kemiğe bağlanır ya da idrarla atılır. İnsanlarda dağılım hacmi en az 90 L’dir ve kemiğe ulaşan doz miktarı dolaşıma giren dozun % 40-50’si olarak hesaplanmıştır. İnsan plazmasında protein bağlanması terapötik konsantrasyonlarda yaklaşık % 85-87’dir (terapötik dozlarda in vitro olarak belirlenmiştir) ve bu nedenle ilaç-ilaç etkileşim potansiyeli düşüktür.
Biyotransformasyon:
Hayvanlarda veya insanlarda ibandronatın metabolize olduğuna dair bir bulgu yoktur.
Eliminasyon:
İbandronatın emilen kısmı kemik absorpsiyonu ile dolaşımdan uzaklaştırılır (% 40-50) ve geri kalanı böbrekler tarafından değişmeden elimine edilir. İbandronatın absorbe edilmemiş kısmı dışkı ile değişmemiş olarak atılır.
Yarılanma ömrü aralığı geniştir ve doz ve analiz duyarlılığına bağlıdır ancak eliminasyon yarılanma ömrü genellikle 10-72 saat aralığındadır. Erken plazma düzeyleri intravenöz ya da oral uygulamanın sırasıyla 3 ve 8 saat ardından hızla pik değerlerin % 10’una düşmektedir. İbandronatın total klirensi 84-160 mL/dk aralığındaki ortalama değerlerle düşüktür. Renal klirens (sağlıklı postmenopozal kadınlarda yaklaşık 60 mL/dk), total klirensin % 50-60’ına
14
denk gelir ve kreatinin klirensiyle ilgilidir. Görünen total ve renal klirens arasındaki farkın kemik tarafından tutulumu yansıttığı kabul edilmektedir.
Salgı yolağının, diğer etkin maddelerin atılımında yer alan bilinen asidik ve bazik taşıma sistemleri içermediği görünmüştür. İlave olarak, ibandronik asit majör insan hepatik P450 izoenzimlerini inhibe etmez. Sıçanlarda hepatik sitokrom P450 sistemini indüklemez.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
İbandronik asidin biyoyararlanım ve farmakokinetiği kadınlarda ve erkeklerde benzerdir.
Irk:
İbandronatın mevcut klinik bulgularında Asyalı ile Kafkas etnik gruplar arası fark olduğunda dair bir kanıt yoktur. Afrika kökenli hastalar ile ilgili çok az veri bulunmaktadır.
Böbrek yetmezliği:
Farklı derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarda ibandronatın renal klirensi, kreatinin klirensi ile doğrusal olarak ilişkilidir.
Hastaların büyük çoğunluğunun bu kategorilere girdiği BM 16549 çalışmasında gösterildiği üzere, hafif ya da orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (kreatinin klirensi 30 mL/dk’ya eşit ya da daha yüksek).
Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi 30 mL/dk’dan az) 21 gün boyunca, günlük 10 mg oral uygulama alımı, normal renal fonksiyona sahip olan hastalardan 2-3 kat daha yüksek plazma konsantrasyonları göstermiştir (toplam klirens=129 mL/dk). Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda ibandronatın total klirensi 44 mL/dk’ya düşmüştür. 0,5 mg intravenöz uygulamadan sonra ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda toplam, renal ve non-renal klirensler sırasıyla % 67, % 77 ve % 50 oranında düşmüştür ancak tolere edilebilirlikte maruziyetin artmasıyla ilişkili bir azalma olmamıştır. Sınırlı klinik deneyime bağlı olarak, SEMPRİBAN ciddi böbrek yetmezliğinde önerilmez (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4). İbandronik asidin farmakokinetik özellikleri hemodiyalize girmeyen son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda değerlendirilmemiştir. Bu hastalarda ibandronik asidin farmakokinetik özellikleri bilinmemektedir. İbandronik asit bu koşullarda kullanılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği (bkz. Bölüm 4.2):
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda ibandronatın farmakokinetiği ile ilgili veri yoktur. İbandronatın klirensinde karaciğerin özel bir rolü yoktur ancak renal atılım ve kemikte tutulum yoluyla temizlenir. Bu nedenle karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.
Pediyatrik popülasyon:
18 yaşın altındaki hastalarda SEMPRİBAN‘ın güvenlilik ve etkililiği araştırılmamıştır. Geriyatrik popülasyon (bkz. Bölüm 4.2):
Çok değişkenli bir analizde yaşın, çalışılan farmakokinetik parametrelerin herhangi birinin bağımsız bir faktörü olduğu bulunmamıştır. Renal fonksiyon yaşla birlikte zayıfladığından
15
dikkate alınması gereken tek faktör budur (bkz. Bölüm 5.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Köpeklerde toksik etkiler (örneğin renal hasar belirtileri) yalnızca maksimum insan maruziyetinin yeterince üzerinde olduğu kabul edilen maruziyette gözlenmiş olup, klinik kullanım için çok az anlam ifade etmektedir.
Mutajenisite/Karsinojenisite:
Karsinojenik ve genotoksik potansiyele ait belirtiler gözlenmemiştir. Genotoksisite testleri ibandronik asit için genetik aktiviteye ait kanıt olmadığını göstermiştir.
Üreme toksisitesi:
3 aylık doz rejimi için özel çalışmalar yapılmamıştır. Sıçanlarda ve tavşanlarda günlük intravenöz doz rejiminin uygulandığı çalışmalarda, ibandronik asidin doğrudan fetal toksik veya teratojenik etkisine dair herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Vücut ağırlığı
artışı sıçanların F1 yavrularında azalmıştır. Oral uygulamanın doğurganlık üzerindeki etkileri sıçanlarda yapılan üreme çalışmalarında, 1 mg/kg/gün ve üstü dozlarda, artmış preimplantasyon kayıplarıdır. Sıçanlarda üreme çalışmaları sırasında intravenöz yolla ibandronik asit 0,3 ve 1 mg/kg/gün dozlarında sperm sayısını azaltırken, erkeklerde 1 mg/kg/gün ve dişilerde ise 1,2 mg/kg/gün dozlarda fertilitede azalmaya neden olmuştur. İbandronik asidin diğer advers etkileri, sıçanlara ilişkin üreme toksisitesi çalışmalarında bu tıbbi ürün sınıfı (bifosfonatlar) için beklendiği gibi olmuştur. Bu yan etkiler, implantasyon bölgelerinin sayısında azalma, doğal doğumun etkilenmesi (distosi) ve viseral varyasyonlarda artış (renal pelvis üreter sendromu) olaylarını içermektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Tablet çekirdeği:
Ludipress (laktoz (inek sütü kaynaklı), kollidon 30, kollidon CL)
Magnezyum stearat
Film kaplama:
Opadry® II 85F18422 Beyaz (PEG, titanyum dioksit, talk ve PVA karışımı) Geçimsizlikler 6.2.
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25ºC altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
16
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
SEMPRİBAN 150 mg film tabletler, 3 adet tablet içeren blisterler (PVC/PVDC/Al folyolar) halinde ambalajlanmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereklilik bulunmamaktadır.
Farmasötik ürünlerin çevreye bırakılmasından kaçınılmalıdır. İlaçlar, atık suları ve evsel atık ile imha edilmemelidir. Varsa bulunduğunuz yerdeki donanımlı atık toplama sistemlerini kullanınız.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Şişli-İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
233/20
9. İLK RUHSAT TARİHİ /RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 11.07.2011
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
17