PROSEK 20 MG 14 KAPSÜL

KULLANMA TALİMATI
PROSEK 20 mg enterik kaplı mikropellet içeren kapsül Ağız yolundan alınır.
Etkin madde:Her kapsül 20 mg omeprazol içerir.
Yardımcı maddeler:Eritrosin (E127), kinolin sarısı (E104), titanyum dioksit (E171), jelatin (sığır kaynaklı).
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.PROSEK nedir ve ne için kullanılır?
2.PROSEK’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.PROSEK nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.PROSEK’in saklanması
başlıkları yer almaktadır.
1. PROSEK nedir ve ne için kullanılır?
PROSEK etkin madde olarak omeprazol içerir. “Proton pompası inhibitörü” olarak bilinen ilaçlardan biridir. Midenizdeki asit oluşumunu azaltır.
PROSEK, opak sarı baş ve beyaz gövdeli sert jelatin kapsül şeklindedir. Etkin madde, kapsül içindeki mide asidine dayanıklı enterik kaplı granüllerde bulunur. 14 adet kapsül içeren blister ambalajlarda bulunmaktadır.
PROSEK aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır:
Yetişkinlerde:
• ‘Gastroözofajiyal reflü hastalığı” (GÖRH). Mide asidinin ağrı, iltihaplanma ve mide yanmasına yol açacak şekilde yemek borusuna kaçışı.
• Bağırsakların üst kısmındaki ülserler (on iki parmak bağırsağı ülseri) ya da midedeki ülser (gastrik ülser).
‘Helicobacter pylori’ adlı bakteri ile enfekte (iltihap oluşturan mikropların bulaştığı) •
ülserler. Eğer sizde böyle bir durum mevcutsa doktorunuz iltihabı tedavi etmek suretiyle ülseri iyileştirmek için size ayrıca antibiyotik reçete edebilir.
1
• Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ: Ağrı, ateş ve iltihaba karşı etkili ilaçlar)
olarak isimlendirilen ilaçların sebep olduğu ülserler. Eğer NSAİİ alıyorsanız,
oluşmadan ülseri durdurmak için PROSEK kullanılabilir.
Pankreastaki büyümeye bağlı olarak asit olması durumunda (Zollinger-Ellison
sendromu)
Çocuklarda:
1 yaş üzeri ve 10 kg’dan daha ağır olan çocuklarda:
• GÖRH: Mide asidinin ağrı, iltihaplanma ve mide yanmaya yol açacak şekilde yemek
borusuna kaçışı
Çocuklarda bu durumun belirtileri mide içeriğinin ağıza geri gelmesi, kusma ve kilo
artışında azalmayı içerebilir.
4 yaş üzeri çocuklar ve ergenlerde:
• “Helicobacter pylori” adlı bakteri ile enfekte ülserler. Eğer çocuğunuzda böyle bir
durum varsa doktorunuz iltihabı tedavi etmek suretiyle ülseri iyileştirmek için ayrıca
antibiyotik reçete edebilir.
2. PROSEK kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
PROSEK’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
• Eğer omeprazole veya PROSEK içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı alerjiniz
(aşırı duyarlılığınız) varsa.
• Eğer diğer midede asit oluşumunu önleyen ilaçlara (örn. pantoprazol, lansoprazol,
rabeprazol, esomeprazol) karşı alerjiniz varsa.
• Nelfinavir (HIV enfeksiyonu tedavisinde kullanılır) içeren bir ilaç kullanıyorsanız.
Eğer emin değilseniz PROSEK almadan önce doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
PROSEK’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
PROSEK diğer hastalıkların belirtilerini saklayabilir. Bu nedenle PROSEK almadan önce ya
da alırken aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz hemen doktorunuzla konuşun:
• Bir neden olmaksızın fazla kilo kaybederseniz ve yutma sorunları yaşarsanız,
• Mide ağrısı veya hazımsızlık yaşarsanız,
• Kan veya gıda kusmaya başlamanız durumunda,
• Dışkının siyah olması (kanlı dışkı) durumunda,
• Omeprazol enfeksiyöz ishalde (herhangi bir mikrobun bağırsak mukozasında yaptığı
tahribat sonucu ortaya çıkan ishal durumu) küçük bir artış ile ilişkilendirilmiş
•
•
•
olduğundan şiddetli veya sürekli ishal olmanız durumunda,
Şiddetli karaciğer sorunlarınız varsa,
Kalça el bileği ya da omurgada osteoporoza (kemik erimesi) bağlı kırık riskiniz varsa, Kanınızda magnezyum miktarı düşükse ve bu durum için tedavi görmekteyseniz
(Digoksin ya da örneğin idrar söktürücüler gibi kanınızda magnezyum miktarını
düşürücü ilaçlar kullanıyorsanız, doktorunuz periyodik olarak kanınızdaki magnezyum
•
•
düzeylerini kontrol etmek isteyebilir),
Mide asidini azaltan PROSEK benzeri ilaçlar ile tedavi sonrasında cildinizde bir reaksiyon olursa,
Nöroendokrin tümörler için tanı incelemesine girecekseniz (Kromogranin A gibi
2
belirli bir kan testi).
Eğer PROSEK’i uzun süreli (1 yıldan uzun) kullanıyorsanız, doktorunuzun sizi düzenli gözetim altında tutması olasıdır. Doktorunuzu gördüğünüzde, herhangi bir yeni ve olağan dışı belirti ve durumu kendisine bildiriniz.
PROSEK ile tedavi birtakım bakterilerin neden olduğu mide ve bağırsak enfeksiyon riskinde az da olsa bir artışa neden olabilir.
PROSEK gibi mide asit oluşumunu önleyen bir ilacı özellikle bir yıldan uzun süre kullanmak kalça, el bileği veya omurgada kırık oluşma riskini hafifçe artırabilir. Osteoporozunuz (kemik erimesi) varsa ya da kortikosteroid türü ilaç alıyorsanız (osteoporoz riskini artırabilir) doktorunuza söyleyiniz.
PROSEK ile tedavi sırasında cildinizde özellikle güneşe maruz kalan yerlerde döküntü (subakut kütanöz lupus eritematozus) meydana gelirse en kısa sürede doktorunuza haber veriniz. PROSEK ile tedavinize ara vermeniz gerekebilir. Bununla birlikte eklemlerinizde ağrı gibi hastalık benzeri etkileri de doktorunuza söyleyiniz.
PROSEK ile uzun süreli tedavi gereken hastalarda B12 vitamininin emilimi (ince bağırsakta kan damarlarına geçmesi) azalabilir.
Kronik hastalığı olan bazı çocuklarda uzun süreli PROSEK tedavisi gerekebilir fakat bu durum tavsiye edilmemektedir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
PROSEK’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
Kapsülleri yemeklerle birlikte ya da aç karnına alabilirsiniz.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
PROSEK kullanmaya başlamadan önce, doktorunuza hamile olduğunuz veya hamile kalmayı planladığınız konusunda bilgilendiriniz. Doktorunuz bu süre içerisinde PROSEK kullanıp kullanmayacağınıza karar verecektir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emziriyorsanız, doktorunuz PROSEK kullanıp kullanmayacağınıza karar verecektir.
Araç ve makine kullanımı
PROSEK’in araç ve makine kullanma yeteneğinizi etkilemesi beklenmemektedir. Sersemleme ve görme bozukluğu gibi yan etkiler oluşabilir (bkz. Bölüm 4). Eğer bu yan etkiler görülürse araç ve makine kullanmayınız.
3
PROSEK’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler PROSEK’in içeriğinde bulunan yardımcı maddelere karşı aşırı bir duyarlılığınız yoksa bu maddelere bağlı olumsuz bir etki beklenmez.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
PROSEK bazı ilaçların işleyişini etkileyebilir ya da bazı ilaçlar PROSEK’in işleyişini etkileyebilir.
Nelfinavir içeren bir ilaç (HIV enfeksiyonu tedavisinde kullanılır) kullanıyorsanız, PROSEK almayınız.
Aşağıdakilerden herhangi birini kullanıyorsanız, doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz:•Ketokonazol, itrakonazol, posakonazol ya da vorikonazol (mantar enfeksiyonlarınıtedavi etmeye yönelik ilaçlar)
•Digoksin (kalp sorunlarını tedavi etmek için kullanılır)
•Diazepam (kaygı, endişe hallerinin veya sara hastalığının tedavisinde ya da kas gevşetici olarak kullanılır).
•Fenitoin (sara tedavisinde kullanılır). Eğer fenitoin kullanıyorsanız, doktorunuz PROSEK tedavisine başlarken veya PROSEK’i bıraktığınızda sizi izleyecektir.
•Varfarin veya diğer K vitamini baskılayan diğer maddeler gibi kan pıhtılaşmasını önleyici ilaçlar almaktaysanız, PROSEK ile tedaviye başlarken veya son verirken doktorunuzun sizi izlemesi gerekebilir.
•Rifampisin (tüberküloz tedavisinde kullanılır).
•Atazanavir (HIV enfeksiyonu tedavisinde kullanılır).
•Takrolimus (organ naklinde kullanılır).
•St. John’s wort bitkisi (Hypericum perforatum) (hafif dereceli ruhsal çöküntü tedavisinde kullanılır).
•Silostazol (Bacaklarda aralıklı olarak gözlenen kramp benzeri ağrılarda kullanılır). •Sakinavir (HIV enfeksiyonu tedavisinde kullanılır).
•Klopidogrel (kan pıhtılaşmasını önlemek için kullanılır).
•Erlotinib (kanser tedavisinde kullanılır).
•Metotreksat (yüksek dozlarda kanser tedavisinde kullanılan bir kemoterapi ilacı); yüksek dozda metotreksat kullanıyorsanız doktorunuz PROSEK tedavisini geçici olarak durdurabilir.
Eğer doktorunuz Helicobacter pylori enfeksiyonunun neden olduğu ülseri tedavi etmek için size PROSEK ile birlikte amoksisilin ve klaritromisin antibiyotiklerini reçete ettiyse, doktorunuza almakta olduğunuz diğer ilaçlar hakkında bilgi vermeniz çok önemlidir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandıysanız, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. PROSEK nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
PROSEK’i her zaman doktorunuzun söylediği şekilde alınız. Eğer emin değilseniz, doktorunuz veya eczacınızla konuşun.
Doktorunuz ne kadar süre ile kaç kapsül alacağınızı size söyleyecektir. Bu sizin durumunuza ve yaşınıza bağlıdır.
4
Olağan dozlar aşağıda verilmiştir.
Yetişkinler:
Göğüs yanması ve asidin yemek borusuna geri kaçması gibi GÖRH belirtilerinin tedavisinde;
•Eğer doktorunuz yemek borunuzda az miktarda hasar bulursa, 4-8 hafta için olağan doz günde bir kez 20 mg’dır. Yemek borunuzda iyileşme gerçekleşmezse doktorunuz ilave 8 hafta daha 40 mg doz almanızı söyleyebilir.
•Yemek borusunda iyileşme sağlandığında olağan doz günde bir kez l0 mg’dır.
•Eğer yemek borunuzda bir hasar bulunmuyorsa, olağan doz günde bir kez l0 mg’dır.
Bağırsakların üst kısmındaki ülserlerin (on iki parmak bağırsağı ülseri) tedavisinde: •Olağan doz, 2 hafta için günde bir kez 20 mg’dır. Eğer ülserinizde iyileşme olmazsa, doktorunuz 2 hafta daha aynı dozu almanızı söyleyebilir.
•Eğer ülseriniz tamamen iyileşmezse, doz 4 hafta için günde bir kez 40 mg’a çıkartılabilir.
Mide ülserlerinin (gastrik ülser) tedavisinde:
• Olağan doz, 4 hafta için günde bir kez 20 mg’dır. Eğer ülserinizde iyileşme olmazsa, doktorunuz 4 hafta daha aynı dozu almanızı söyleyebilir.
• Eğer ülseriniz tamamen iyileşmezse, doz 8 hafta için günde bir kez 40 mg’a çıkartılabilir.
On iki parmak bağırsağı ve mide ülserlerinin tekrarını önlemek için:
• Olağan doz, günde bir kez 20 mg veya 40 mg’dır. Doktorunuz dozu günde bir kez 40 mg’a çıkartılabilir.
NSAİİ kaynaklı on iki parmak bağırsağı ve mide ülserlerinin tedavisinde: • Olağan doz, 4-8 hafta için günde bir kez 20 mg’dır.
NSAİİ kullanımı ile ilişkili on iki parmak bağırsağı ve mide ülserini önlemek için: • Olağan doz, günde bir kez 20 mg’dır.
Helicobacter pylori enfeksiyonunun neden olduğu ülserleri ve tekrarını önlemek için:•Olağan doz bir hafta süreyle 20 mg PROSEK’tir
•Doktorunuz amoksisilin, klaritromisin ve metronidazol antibiyotiklerinden ikisini almanızı söyleyecektir.
Pankreastaki bir büyümenin sebep olduğu midenin aşırı miktarda asit üretimi (Zollinger- Ellison sendromu) tedavisinde:
•Olağan başlangıç günlük 60 mg’dır.
•Doktorunuz dozu ihtiyacınıza göre ayarlayacak ve ilacı ne kadar süre ile alacağınıza karar verecektir.
Uygulama yolu ve metodu:
•Kapsülleri sabah almanız tavsiye edilmektedir.
•Kapsülleri yemeklerle beraber veya aç karnına alabilirsiniz.
•Kapsülleri yarım bardak su ile bütün olarak yutunuz. Kapsüller ilacın mide asidi tarafından parçalanmasını engelleyen kaplı pelletler içerdiğinden kapsülleri çiğnemeyiniz
5
veya ezmeyiniz. Pelletlere zarar vermemeniz önemlidir.
•Eğer siz veya çocuğunuz kapsülleri yutmakta zorluk çekerseniz:
Kapsülleri açın ve içindekini doğrudan yarım bardak suyla yutun veya içindekileri gaz içermeyen suya herhangi bir asidik meyve suyuna (örn. elma, portakal ya da ananas) ya da elma püresi içine koyunuz.
Karışımı içmeden önce her zaman karıştırınız (karışım berrak olmayacaktır). Daha sonra karışımı hemen veya 30 dakika içinde içiniz.
Bütün ilacı içtiğinizden emin olmak için, bardağı yarım bardak suyla çalkalayınız ve içiniz. Katı parçacıklar ilaç içerir. Bunları ezmeyiniz veya çiğnemeyiniz.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Göğüs yanması ve asidin geri taşması gibi GÖRH belirtilerinin tedavisinde:
•1 yaş üzeri ve vücut ağırlığı 10 kg’dan fazla olan çocuklar PROSEK alabilir. Doz çocuğun kilosuna bağlı olup doğru doza doktor karar verecektir.
Helicobacter pylori enfeksiyonunun neden olduğu ülserleri ve tekrarını önlemek için: •4 yaş üzerindeki çocuklar PROSEK alabilir. Doz çocuğun kilosuna bağlı olup, doğru doza doktor karar verecektir.
•Doktorunuz çocuğunuza amoksisilin ve klaritromisin isimli iki antibiyotiği de reçete edecektir.
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılar için doz ayarlaması gerekmez.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda günlük 10-20 mg doz yeterli olabilir.
Eğer PROSEK’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise, doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla PROSEK kullandıysanız:
PROSEK’i kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
PROSEK’i kullanmayı unutursanız
Eğer bir dozu almayı unuttuysanız, hatırlar hatırlamaz alınız. Ancak bir sonraki dozu almaya yakın bir zamanda iseniz, kaçırılan önceki dozu almayınız.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
PROSEK ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler Herhangi bir etki bulunmamaktadır.
6
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, PROSEK’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, PROSEK’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •Ani hırıltılı solunum, dudaklar, dil ve boğaz veya vücutta şişlik, döküntü, bayılma ya da yutma güçlüğü (şiddetli alerjik reaksiyon).
•Deride kabarcıklanma ya da soyulma ile birlikte kızarıklık. Ayrıca dudak, göz, ağız, burun ve üreme organlarında şiddetli kabarcıklanma ve kanama görülebilir. Bu ‘Stevens-Johnson sendromu’ (deride ve göz çevresinde kan oturması, şişlik ve kızarıklıkla seyreden iltihap) ya da ‘toksik epidermal nekroliz” (deride içi su dolu kabarcıklarla seyreden ciddi bir hastalık) olabilir.
•Karaciğer sorunu belirtileri olabilen deride sarılık, koyu renkli idrar ve yorgunluk.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin PROSEK’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Bu ciddi yan etkilerin hepsi seyrek görülür.
Yan etkiler aşağıda belirtilen sıklıklarda ortaya çıkabilir:
Çok yaygın: 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Diğer yan etkiler aşağıdakileri içermektedir:
Yaygın yan etkiler
•Baş ağrısı
•Mide veya bağırsak üzerindeki etkiler: İshal, mide ağrısı, kabızlık, midede gaz oluşması
•Bulantı veya kusma
•Midede iyi huylu polipler
Yaygın olmayan yan etkiler
•Ayak ve eklemlerde şişlik
•Uyku bozukluğu (insomnia)
•Sersemleme, “iğnelenme” gibi karıncalanma/uyuşma hissi, uykulu olma hissi •Baş dönmesi (vertigo)
•Karaciğer işlevlerini gösteren kan testlerinde değişiklik
•Deride döküntü, kurdeşen, kaşıntı
•Genel olarak kendini iyi hissetmeme ve enerji eksikliği
7
•Kalça, bilek veya omurga kırığı
Seyrek yan etkiler
•Beyaz kan hücreleri veya trombosit (kan pulcuğu pıhtılaşmayı sağlayan kan hücresi) sayısında azalma gibi kan sorunları. Bu durum halsizlik, deride morluk veya enfeksiyon olasılığında artışa neden olabilir.
•Dudak, dil ve boğazda şişlik, ateş, hırıltılı solunumu içeren, bazen şiddetli olabilen alerjik tepkiler
•Kan sodyum seviyesinde azalma. Bu durum güçsüzlük, kusma ve kramplara neden olabilir
•Huzursuzluk, zihin karışıklığı ya da ruhsal çöküntü hissetme
•Tat alma değişiklikleri
•Bulanık görme gibi görme duyusu sorunları
•Aniden hırıltılı solunum veya nefes daralması (bronkospazm)
•Ağız kuruluğu
•Ağızda iltihaplanma
•Bir mantarın neden olduğu, bağırsakları etkileyen, ‘pamukçuk’ olarak adlandırılan bir enfeksiyon
•Deride sararma, koyu renkli idrar ve yorgunluğa neden olan sarılığı içeren karaciğer sorunları
•Saç dökülmesi (alopesi)
•Güneş ışığına maruz kalma durumunda deri döküntüsü
•Eklem ağrıları (artralji) ve kas ağrıları (miyalji)
•Şiddetli böbrek sorunları (interstisyel nefrit)
•Aşırı terleme
•Hafif seyreden hastalik hali (indispozisyon)
•Kalın bağırsakta iltihap (mikroskopik kolit)
Çok seyrek yan etkiler
•Agranülositozis (beyaz kan hücreleri sayısında azalma) dahil kan hücre sayısında değişiklik
•Saldırganlık
•Olmayan şeyleri görme, hissetme ve işitme (varsanı, halüsinasyon)
•Karaciğer yetmezliği ve beyinde iltihaplanmaya neden olan şiddetli karaciğer sorunları •Ani başlayan, şiddetli döküntü veya deride pullanma veya soyulma. Bu durum yüksek ateş ve eklem ağrısı (Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz) ile ilişkili olabilir
•Kas zayıflığı
•Erkeklerde meme büyümesi
•Yorgunluk
•Geri dönüşümlü yönelim kaybı (dezoryantasyon) durumu
•Geri dönüşümü olmayan görmede bozukluk
•Göğüs ağrısı (anjina pektorise benzeyebilir)
•Sadece uygun laboratuvar testleri ile tanımlanabilen belirgin değişikliklerin eşlik ettiği mide mukozasının büyümesi
•Şiddetli etkilenmiş iskelet kasları (kas dokusundaki hasar sebebiyle, iskelet kası dokusunda meydana gelen ani bozulma (rabdomiyoliz))
8
Bilinmiyor
•Bağırsakta iltihap (ishale neden olur)
•Eğer üç aydan fazla süredir PROSEK tedavisi alıyorsanız, kandaki magnezyum seviyelerinde azalma görülebilir. Magnezyum seviyelerinde azalma yorgunluk, istemsiz kas kasılmaları, yer ve zaman yöneliminin yitirilmesi, havale, sersemleme veya kalp atım hızında artma olarak görülebilir. Eğer bu belirtilerden herhangi biri gelişirse hemen doktorunuza söyleyiniz. Magnezyum seviyelerinde azalma kanda potasyum ya da kalsiyum seviyelerinde bir azalmaya da neden olabilir. Doktorunuz magnezyum seviyelerinizi izlemek için düzenli kan testleri yaptırmanıza karar verebilir.
•Omeprazol ile tedavinin ilk iki haftasında kandaki sindirim başlangıcına neden olan hormon (gastrin) seviyelerinde artış olabilir fakat tedavinin sonlandırılmasıyla normal değerlerine geri döner.
•Deride döküntü, eklemlerde ağrı da eşlik edebilir (bkz. Bölüm 2).
•Cinsel güçte yaşanan rahatsızlıklar
Çok seyrek durumlarda PROSEK beyaz kan hücrelerini etkileyerek bağışıklık sistemi yetmezliğine neden olabilir. Genel durumda şiddetli bir bozulmanın eşlik ettiği ateş gibi belirtilerle beraber olan bir enfeksiyon veya ateş ile birlikte boyun, boğaz veya ağızda ağrı ya da idrar yapma zorluğu gibi lokal enfeksiyon belirtileri ile bir enfeksiyon gelişirse beyaz kan hücreleri sayısında azalma (agranülositoz) riskini bir kan testi ile olasılık dışı bırakmak üzere mümkün olan en kısa zamanda doktorunuza danışınız. Bu durumda ilacınız hakkında bilgi vermeniz önemlidir.
Olası yan etki listesi hakkında endişe etmeyiniz. Bu yan etkilerin hiçbiri sizde görülmeyebilir.Yan etkilerden herhangi biri ciddileşirse veya burada yer almayan herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız lütfen doktorunuza veya eczacınıza haber veriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda, hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonunu tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
5. PROSEK’in saklanması
PROSEK’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
30°C altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra PROSEK’i kullanmayınız.Son kullanma tarihi kutu üstünde belirtilen ayın son günüdür.
9
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz PROSEK’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Şişli-İstanbul
Üretim yeri:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Lüleburgaz -Kırklareli
Bu kullanma talimatı ../../…. tarihinde onaylanmıştır.
10
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
PROSEK 20 mg enterik kaplı mikropellet içeren kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde: 20 mg omeprazol
Yardımcı madde (ler):
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kapsül.
Mikropellet içeren, opak sarı baş ve beyaz gövdeli sert jelatin kapsül.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
PROSEK;
Yetişkinlerde
• Duodenum ülserinin tedavisinde,
• Tekrarlayan duedonum ülserinin önlenmesinde,
• Gastrik ülserlerin tedavisinde,
• Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesinde,
• Uygun antibiyotiklerle kombinasyonu peptik ülser hastalığındaki Helicobacter pylori
(H. pylori) eradikasyonunda,
• Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ) kullanımı ile ilişkili gastrik ve
duodenum ülserlerinin tedavisinde,
• Risk altındaki hastalarda NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin
önlenmesinde,
• Reflü özofajit tedavisinde,
• İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisinde,
• Gastro-özofajiyal reflü hastalığının (GÖRH) semptomatik tedavisinde,
• Zollinger-Ellison sendromunun tedavisinde.
Çocuklarda
1 yaşından büyük ve ≥ l0 kg olan çocuklarda
• Reflü özofajit tedavisinde,
• GÖRH’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisinde.
4 yaşından büyük çocuklarda ve adölesanlarda
• Antibiyotiklerle kombinasyonu H. pylori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisinde
endikedir.
4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:
Yetişkinlerde pozoloji
1
Duodenum ülserlerinin tedavisi
Aktif duodenum ülseri olan hastalarda önerilen doz günde bir defa 20 mg’dır. Çoğu hastada iyileşme iki hafta içinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamamen iyileşmeyen hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki iki haftalık tedavi periyodundan sonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıt veren duodenum ülserli hastalarda günde bir defa 40 mg PROSEK önerilmektedir ve iyileşme genellikle dört hafta içinde olur.
Tekrarlayan duodenum ülserlerinin önlenmesi
H. pylori negatif hastalarda nüks eden duodenum ülserinin önlenmesinde veya H. pylori eradikasyonunun mümkün olmadığında önerilen doz, günde bir defa 20 mg’dır. Bazı hastalarda günde bir defa 10 mg yeterli olabilir. Tedavi başarısız olursa, doz 40 mg’a artırılabilir.
Gastrik ülserlerinin tedavisi
Önerilen günlük doz günde bir defa 20 mg’dır.. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamamen iyileşmeyen hastalar için, iyileşme genellikle dört haftalık tedavi periyodundan sonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıt veren gastrik ülserli hastalarda günde bir defa 40 mg PROSEK önerilmektedir ve iyileşme genellikle sekiz hafta içinde olur.
Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesi
Tedaviye zayıf yanıt veren gastrik ülserli hastalarda nüksün önlenmesi için önerilen doz günde bir defa 20 mg’dır. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg’a artırılabilir.
Peptik ülser hastalığında H. pylori eradikasyonu
H. pylori’nin eradikasyonu için antibiyotik seçiminde hastanın ilaç toleransı göz önünde bulundurulmalıdır ve ulusal, bölgesel ve lokal direnç verileri ve tedavi kılavuzları dikkate alınmalıdır.
• 20 mg PROSEK + 500 mg klaritromisin + 1.000 mg amoksisilin, bir hafta boyunca her biri günde iki defa veya
• 20 mg PROSEK + 250 mg klaritromisin (alternatif olarak 500 mg) + 400 mg metronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mg tinidazol), bir hafta boyunca her biri günde iki defa veya
• Günde bir defa 40 mg PROSEK ile birlikte bir hafta boyunca her biri günde üç defa 500 mg amoksisilin ve 400 mg metronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mg tinidazol).
Her bir tedavi rejiminde eğer hasta yine H. pylori pozitif ise, tedavi tekrarlanabilir.
NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi
NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi için önerilen doz günde bir defa 20 mg’dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk tedaviden sonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalık tedavi periyodunda olur.
Risk altındaki hastalarda NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin önlenmesi
Risk altındaki hastalarda (yaş > 60, gastrik ve duodenum ülser geçirmiş olması, üst GI kanama geçmişinin olması) NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik veya duodenum ülserlerinin önlenmesi için, önerilen doz günde bir defa 20 mg’dır.
2
Reflü özofajit tedavisi
Önerilen doz günde bir defa 20 mg’dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk tedaviden sonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalık tedavi periyodunda olur.
Şiddetli özofajiti olan hastalarda günde bir defa 40 mg önerilmektedir ve iyileşme genellikle sekiz hafta içinde gerçekleşir.
İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi
İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi için önerilen doz günde bir defa l0 mg’dır. Gerekirse, doz günde bir defa 20-40 mg’a artırılabilir.
GÖRH’nin semptomatik tedavisi
Önerilen doz günlük 20 mg’dır. Hastalar günlük l0 mg dozuna da yeterince yanıt verebilir ve bu nedenle bireysel doz ayarlaması değerlendirilmelidir.
Günlük 20 mg PROSEK dozu ile dört haftalık tedavi sonrasında semptom kontrolü yapılamaz ise tekrar bir inceleme önerilmektedir.
Zollinger-Ellison sendromunun tedavisi
Zollinger-Ellison sendromlu hastalarda doz hastaya göre ayarlanmalıdır ve tedaviye klinik olarak endike olduğu sürece devam edilmelidir. Önerilen başlangıç dozu günde 60 mg’dır. Şiddetli ve diğer tedavilere yeterli yanıt vermeyen tüm hastalar etkili şekilde kontrol edilmiştir ve % 90’dan fazla hasta günlük 20-120 mg’da tutulmuştur. Dozlar günlük 80 mg’ı aşarsa doz bölünmeli ve günde iki defa olarak verilmelidir.
Uygulama şekli
PROSEK kapsüllerin sabah, tercihen aç karnına ve bütün olarak yarım bardak su ile alınması önerilmektedir. Kapsüller çiğnenmemeli veya ezilmemelidir.
Yutma güçlüğü olan hastalar ve yarı katı gıda içebilen veya yutabilen çocuklar için Hastalar, kapsülü açıp içeriğini yarım bardak su ile yutabilir veya içeriği, kısmen asidik bir sıvıya (örneğin meyve suyu, elma suyu veya gazsız su) ya da elma püresi içine karıştırarak da alabilir. Hastaların bu dispersiyonu hemen (veya 30 dakika içinde) içmeleri ve ilacı içmeden hemen önce karıştırmaları ve yarım bardak su ile çalkalayarak tekrar içmeleri önerilmektedir.
Alternatif olarak hastalar kapsülü emebilir ve yarım bardak su ile pelletleri yutabilir. Enterik kaplı pelletler çiğnenmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda günlük 10-20 mg doz yeterli olabilir (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
1 yaşından büyük ve ≥ 10 kg olan çocuklarda
3
Reflü özofajit tedavisi
GÖRH’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisi
Önerilen pozoloji aşağıdaki gibidir:
Yaş
Ağırlık
Pozoloji
≥ 1 yaş
10-20 kg
Günde bir defa l0 mg. Gerekirse doz günde bir defa 20 mg’a artırılabilir.
≥ 2 yaş
> 20 kg
Günde bir defa 20 mg. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg’a artırılabilir.
Reflü özofajit: Tedavi süresi 4-8 haftadır.
GÖRH’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisi: Tedavi süresi 2-4 haftadır. Eğer semptom kontrolü 2-4 haftalık tedavi sonrasında yapılamamış ise hasta tekrar incelenmelidir.
4 yaşından büyük çocuklar ve adölesanlarda
H. pylori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisi
Uygun kombinasyon tedavisi seçerken, bakteriyel direnç, tedavi süresi (en yaygın olarak 7 gün olup bazen 14 güne kadar sürebilir) ve antibakteriyel ajanların uygun kullanımı ile ilgili ulusal, bölgesel ve lokal kılavuzlar dikkate alınmalıdır.
Tedavi bir uzman tarafından uygulanmalıdır.
Önerilen pozoloji aşağıdaki gibidir:
Ağırlık
Pozoloji
15-30 kg
İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan l0 mg, PROSEK, amoksisilin 25 mg/kg vücut ağırlığı ve klaritromisin 7,5 mg/kg vücut ağırlığı.
31-40 kg
İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg PROSEK, 750 mg amoksisilin ve klaritromisin 7,5 mg/kg vücut ağırlığı.
İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg, PROSEK, 1 g amoksisilin ve 500 mg klaritromisin.
Geriyatrik popülasyon (> 65 yaş):
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).
4.3.Kontrendikasyonlar
Omeprazole, benzimidazol türevlerine veya formüldeki herhangi bir maddeye aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.
Diğer proton pompası inhibitörleri (PPİ’ler) gibi omeprazol de nelfinavir ile birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Herhangi bir alarm belirtisinde (örn. önemli derecede istenmeyen kilo kaybı, tekrarlayan kusma, disfaji, hematemez veya melena) ve şüphelenilen ya da tanısı konmuş gastrik ülser
4
vakalarında kötü huylu olması bertaraf edilmiş olmalıdır çünkü tedavi, semptomları hafifleterek tanıyı geciktirebilir.
Atazanavirin PPİ’ler ile beraber kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.5). Atazanavirin bir PPİ ile kombinasyonunun kaçınılmaz olduğuna karar verilirse, atazanavirin 400 mg’a kadar olan artan dozu ile 100 mg ritonavir kombinasyonunda yakın klinik izleme (örn. virüs yükü) önerilmektedir ve omeprazol 20 mg’ı aşmamalıdır.
Tüm asit bloke eden ürünlerde olduğu gibi omeprazol, hipo veya aklorhidri nedeniyle B12 vitamini (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Bu durum uzun süreli tedavide vücutlarındaki B12 vitamin deposu azalmış veya B12 vitamini emiliminde azalma riski olan hastalarda dikkate alınmalıdır.
Omeprazol bir CYP2C19 inhibitörüdür. Omeprazol ile tedaviye başlarken veya sonlandırırken, CYP2C19 yolu ile metabolize olan ilaçlar ile ilgili olası etkileşimler değerlendirilmelidir. Klopidogrel ile omeprazol arasında etkileşim gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.5). Bu etkileşimin klinik ilişkisi belirsizdir. Bir önlem olarak, omeprazol ile klopidogrelin eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
Hipomagnezemi:
PPİ’ler ile en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi advers olaylar tetani, aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezemi tedavisi magnezyum replasmanını ve PPİ tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir. Uzun süre tedavi alması beklenen ya da PPİ’leri digoksin gibi ilaçlar ya da hipomagnezemiye neden olabilecek ilaçlarla (örn: diüretikler) birlikte alan hastalar için sağlık mesleği mensupları PPİ tedavisine başlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler.
Kemik kırığı:
Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, PPI tedavisinin, kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPI tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar, tedavi edildikleri durum için uygun olan en düşük dozda ve en kısa süreli PPI tedavisini almalıdırlar.
Gözlemsel çalışmalar, PPİ’lerin genel kırık riskini % 10-40 oranında artırabileceğini önermektedir. Bu artışın bir kısmı, diğer risk faktörlerinden olabilir. Osteoporoz riski olan hastalar, güncel klinik kılavuzlara göre tedavi edilmeli ve yeterli düzeyde D vitamini ve kalsiyum almalıdır.
Subakut kütanöz lupus eritematozus
Proton pompa inhibitörleri çok seyrek olarak subakut kütanöz lupus eritematozus vakaları ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle derinin güneşe maruz kalan alanlarında olmak üzere lezyonların ortaya çıkması ve artraljinin eşlik etmesi durumlarında hasta acilen tıbbi yardım almalı ve sağlık mesleği mensubu PROSEK tedavisinin kesilmesini değerlendirmelidir. Daha önce bir proton pompa inhibitörü tedavisi sonrası subakut kütanöz lupus eritematozus gelişmiş olması, aynı durumun diğer proton pompa inhibitörleri ile de görülme riskini arttırır.
Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerde etkileşimler:
Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanı
5
incelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerini değerlendirmeden önce geçici PPİ tedavisine ara vermeli ve eğer başlangıçtaki CgA düzeyleri yüksek ise testi tekrar etmelidirler. Eğer seri testler yapılıyorsa (örn. monitorizasyon için) testler arasındaki referans aralıkları değişebileceği için testler aynı laboratuvarda yapılmalıdır. İlk ölçümden sonra CgA ve gastrin düzeyleri referans aralığa dönmemiş ise, ölçümler PPİ tedavisine ara verdikten 14 gün sonra tekrarlanmalıdır (bkz. Bölüm 5.1).
Kronik hastalığı olan bazı çocukların her ne kadar önerilmese de uzun süreli tedaviye ihtiyaçları olabilir.
PPİ’ler ile tedavi, Salmonella ve Campylobacter ve hastanede yatan hastalarda muhtemelen Clostridium difficile gibi gastrointestinal enfeksiyon riskinde az da olsa bir artışa neden olabilir (bkz. Bölüm 5.1).
Özellikle bir yıldan fazla olanlar olmak üzere tüm uzun süreli tedavilerde olduğu gibi hastalar düzenli olarak kontrol altında tutulmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Omeprazolün diğer ilaçların farmakokinetiğine etkisi
pH’ya bağımlı absorpsiyona sahip ilaçlar
Omeprazol ile tedavi süresince intagastrik asiditedeki azalma pH’ya bağımlı absorpsiyona sahip ilaçların emilimini artırabilir veya azaltabilir.
Nelfinavir, atazanavir
Nelfinavir ve atazanavirin plazma seviyeleri, omeprazol ile eş zamanlı kullanımla azalır. Omeprazolün nelfinavir ile eş zamanlı kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Omeprazolün (günde bir defa 40 mg) eş zamanlı kullanımı ortalama nelfinavir maruziyetini yaklaşık % 40 oranında azaltmış ve farmakolojik olarak aktif metaboliti olan M8’in ortalama maruziyeti ise yaklaşık % 75-90 oranında azalmıştır. Etkileşim ayrıca CYP2C19 inhibisyonunu da içerebilir.
Omeprazolün atazanavir ile eş zamanlı kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4). Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 40 mg) 300 mg atazanavir/l00 mg ritonavir ile eş zamanlı kullanımı, atazanavir maruziyetinin % 75 oranında azalmasına neden olmuştur. Atazanavir dozunu 400 mg’a arttırmak da omeprazolün atazanavir maruziyeti üzerindeki etkisini ortadan kaldırmamıştır. Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 20 mg) 400 mg atazanavir/100 mg ritonavir ile eş zamanlı kullanımı günde bir kez 300 mg atazanavir/100 mg ritonavir ile karşılaştırıldığında atazanavir maruziyetinde yaklaşık % 30’luk bir azalma ile sonuçlanmıştır.
Digoksin
Sağlıklı kişilerde omeprazol (günlük 20 mg) ile digoksinin birlikte kullanılması digoksinin biyoyararlanımını % 10 oranında artırmıştır. Digoksin toksisitesi nadiren raporlanmıştır. Fakat yaşlı hastalara yüksek dozda omeprazol verileceği zaman dikkat edilmelidir. Digoksinin terapötik ilaç izlemesi bu nedenle desteklenmelidir.
Klopidogrel
Sağlıklı kişilerde yapılan çalışma sonuçları, klopidogrel (300 mg yükleme dozu/75 mg günlük idame dozu) ile omeprazol (günlük ağızdan alınan 80 mg) arasında bir
aktif
6
metabolitine maruziyette ortalama % 46’lık bir azalma ve maksimum trombosit agregasyonu inhibisyonunda (ADP ile uyarılan) ortalama % l6’lık bir azalma ile sonuçlanmıştır.
Önemli kardiyovasküler olaylar bakımından omeprazolün farmakokinetik/farmakodinamik etkileşiminin klinik uygulamaları ile ilgili tutarsız veriler, hem gözlemsel hem de klinik araştırmalarda bildirilmiştir. Bir önlem olarak, omeprazolün klopidogrel ile eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Diğer ilaçlar
Posakonazol, erlotinib, ketokonazol ve itakonazol emilimi önemli ölçüde azalmıştır, bu nedenle klinik etkililiği bozulabilir. Posakonazol ve erlotinibin eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
CYP2CI9 ile metabolize olan ilaçlar
Omeprazol, omeprazolü metabolize eden ana enzim CYP2C19 ‘nin orta dereceli inhibitörüdür. Bu nedenle CYP2C19 ile de metabolize olan eş zamanlı alınan etkin maddelerin metabolizması azalabilir ve bu ilaçlara olan sistemik maruziyet artar. Bu gibi ilaçlara örnek R-varfarin ve diğer K vitamini antagonistleri, silostazol, diazepam ve fenitoindir.
Silostazol
Omeprazolün, 40 mg dozda sağlıklı gönüllülere verildiği çapraz geçişli bir çalışmada, silostazolün Cmaks ve plazma-konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan (EAA) seviyelerini sırasıyla % 18 ve % 26 ve aktif metabolitlerinden birinin Cmaks ve EAA seviyelerini sırasıyla % 29 ve % 69 artırdığı görülmüştür.
Fenitoin
Omeprazol tedavisine başladıktan sonra ilk iki hafta fenitoin plazma konsantrasyonunun izlenmesi önerilmektedir ve eğer fenitoin doz ayarlaması yapılmış ise, omeprazol tedavisi izlenmeli ve sonunda bir kez daha doz ayarlaması gereklidir.
Bilinmeyen mekanizma
Sakinavir
Omeprazolün sakinavir/ritonavir ile eş zamanlı kullanımı, sakinavir plazma seviyelerinde yaklaşık % 70’lik bir artışa neden olmuştur. HIV enfekte hastalarda bu durum iyi tolerabilite ile ilişkilidir.
Takrolimus
Omeprazolün eş zamanlı kullanımının takrolimusun serum seviyelerini artırdığı bildirilmiştir. Böbrek fonksiyonu (kreatinin klirensi) ile birlikte takrolimus konsantrasyonları da yakından izlenmeli, gerekirse takrolimus dozu ayarlanmalıdır.
Metotreksat
PPİ’ler ile beraber verildiği zaman metotreksat seviyelerinin bazı hastalarda arttığı bildirilmiştir. Yüksek dozda metotreksat uygulamasında geçici olarak omeprazole ara verilmesi düşünülmelidir.
Diğer ilaçların omeprazol farmakokinetiği üzerine etkisi
CYP2CI 9 veya CYP3A4 inhibitörleri
7
Omeprazol CYP2C19 ve CYP3A4 ile metabolize olduğundan CYP2CI9 veya CYP3A4’ü inhibe ettikleri bilinen ilaçlar (klaritromisin ve vorikonazol gibi) omeprazolün metabolizma hızını azaltarak omeprazol serum seviyelerinde artışa neden olabilir. Eş zamanlı vorikonazol tedavisi, omeprazol etkisini iki kattan fazla arttırmıştır. Omeprazolün yüksek dozları iyi tolere edildiğinden genellikle omeprazol dozunun ayarlanması gerekmemektedir. Fakat şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ve uzun süreli tedavi durumunda doz ayarlanması değerlendirilmelidir.
CYP2C19 ve/veya CYP3A4 indükleyicileri
CYP2Cl9 veya CYP3A4 veya her ikisini indüklediği bilinen ilaçlar (rifampisin ve St. John’s wort gibi), omeprazolün metabolizmasını artırarak omeprazolün serum düzeylerinin azalmasına neden olabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:
Omeprazolün pediyatrik kullanımını tavsiye etmek için yeterli veri yoktur.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden özel öneri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Üç prospektif epidemiyolojik çalışma (1.000’den fazla maruz kalma) sonuçları omeprazolün gebelik ve fetüs/yenidoğan sağlığı üzerinde zararlı bir etkisinin olmadığını göstermektedir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
PROSEK gebelikte ancak anneye sağlayacağı faydalar fetüs için potansiyel risklere üstünse kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Omeprazol anne sütüne geçer, ancak terapötik dozlarda kullanıldığında çocuk üzerine etkisi olması beklenmez.
Üreme yeteneği/Fertilite
Rasemik karışımla yapılan hayvan çalışmalarında oral olarak verilen omeprazolün fertilite üzerinde bir etkisi olmadığı belirtilmiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
PROSEK’in araç ve makine kullanma üzerinde herhangi bir etkisinin olması beklenmemektedir. Sersemleme ve görme bozuklukları gibi yan etkiler olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Bu etkilerin görüldüğü hastalar araç ve makine kullanmamalıdır.
4.8.İstenmeyen etkiler
En yaygın yan etkiler (hastaların % l-10’unda), baş ağrısı, abdominal ağrı, konstipasyon,
8
diyare, şişkinlik ve bulantı/kusmadır.
Omeprazol ile yapılan klinik araştırmalarda ve pazarlama sonrası çalışmalarda aşağıdaki advers ilaç reaksiyonlarının görülebildiği bildirilmiştir veya bunlardan şüphelenilmiştir. Ancak hiçbiri doz ile bağlantılı bulunmamıştır. İstenmeyen etkiler, görülme sıklığı ve Sistem Organ Sınıfına göre sınıflandırılmıştır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Lökopeni ve trombositopeni Çok seyrek: Agranülositoz, pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Hipersensitivite reaksiyonları, örn. ateş, anjiyoödem, anafilaktik reaksiyon/şok
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Seyrek: Hiponatremi.
Bilinmiyor: Hipomagnezemi, şiddetli hipomagnezemi hipokalsemiye neden olabilir.
Hipomagnezemi ayrıca hipokalemiyle de ilgili olabilir.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Uykusuzluk
Seyrek: Ajitasyon, konfüzyon, depresyon, indipozisyon Çok seyrek: Agresyon, halüsinasyonlar, yorgunluk
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Sersemleme, parestezi, somnolans Seyrek: Tat alma bozukluğu
Çok seyrek: Geri dönüşümlü oryantasyon bozukluğu
Göz hastalıkları
Seyrek: Bulanık görme
Çok seyrek: Geri dönüşümü olmayan görme bozukluğu (intravenöz omeprazol enjeksiyonu uygulanan kritik hastaların izole olgularında görülmüş olup nedensellik ilişkisi belirlenmemiştir)
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Vertigo
Kardiyak hastalıkları
Çok seyrek: Göğüs ağrısı (anjina pektorise benzeyebilir.)
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar Seyrek: Bronkospazm
9
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın: Abdominal ağrı, konstipasyon, diyare, şişkinlik, bulantı/kusma, fundik bez polipleri (benign)
Seyrek: Ağız kuruluğu, stomatit ve gastrointestinal kandidiyazis
Çok seyrek: Gastrik mukoz membranın çok kromozomlu hipertrofisi, çoğu olguda histolojik olarak, benign ve geri dönüşümlü olan beze benzeri kistler olarak adlandırılmıştır.
Bilinmiyor: Mikroskopik kolit, omeprazol ile tedavinin ilk iki haftasında serum gastrin düzeyleri artmış olup tedavinin sonlandırılmasından sonra normal değerlere dönmüştür.
Hepato-bilier hastalıkları
Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde yükselme
Seyrek: Sarılık eşlik eden veya etmeyen hepatit
Çok seyrek: Karaciğer yetmezliği, daha önce karaciğer hastalığı olan hastalarda ensefalopati
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Dermatit, kaşıntı, döküntü, ürtiker
Seyrek: Alopesi, fotosensitivite
Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (TEN)
Biinmiyor: Subakut kütanöz lupus eritematozus (bkz. Bölüm 4.4)
Kas – iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları Yaygın olmayan: Kalça, bilek veya omurga kırığı Seyrek: Artralji, miyalji
Çok seyrek: Kas zayıflığı, rabdomiyoliz
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Seyrek: İnterstisyel nefrit
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek: Jinekomasti
Bilinmiyor: Cinsel güçte yaşanan rahatsızlıklar
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları Yaygın olmayan: Halsizlik, periferik ödem
Seyrek: Aşırı terleme
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon
Omeprazolün güvenliliği, 0 ila 16 yaşlarındaki asitle ilişkili bir hastalığı olan toplam 310 çocukta değerlendirilmiştir. 749 güne kadar ciddi eroziv özofajit üzerine yapılan bir klinik araştırmada omeprazolün idame tedavisini alan 46 çocuktan elde edilen uzun süreli güvenlilik verileri kısıtlıdır. Advers etki profili, hem kısa süreli hem de uzun süreli tedavideki yetişkinlerde olduğu gibidir. Ergenlik ve gelişme döneminde omeprazol tedavisinin etkileri hakkında uzun süreli veriler bulunmamaktadır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
10
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
İnsanlarda omeprazolün doz aşımı etkileri hakkında bilgi kısıtlıdır. Literatürde, 560 mg’a kadar olan dozlar tarif edilmiş ve 2.400 mg omeprazole (önerilen klinik dozun 120 katı) varan tek oral dozlarla ilgili nadir bildirimler bulunmaktadır. Bulantı, kusma, sersemleme, abdominal ağrı, diyare ve baş ağrısı bildirilmiştir. Ayrıca apati, depresyon ve konfüzyonun tek başına tarif edildiği vakalar da vardır.
Tanımlanan semptomlar geçicidir ve ciddi bir sonlanım bildirilmemiştir. Eliminasyon hızı (birinci derece kinetiği) doz artışı ile değişmemiştir. Tedavi gerekirse semptomatiktir.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1.Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Proton pompası inhibitörleri ATC Kodu: A02BC01
Etki mekanizması
İki enantiyomerin rasemik bir karışımı olan omeprazol, mide asit sekresyonunu yüksek oranda hedeflenmiş bir etki mekanizması yoluyla azaltır. Pariyetal hücrelerdeki proton pompasının spesifik bir inhibitörüdür, hızlı bir şekilde etki gösterir ve günde bir defa alınan doz ile, mide asit sekresyonunun tersinebilir inhibisyonu üzerinden kontrol sağlar.
Omeprazol zayıf bir baz olup, pariyetal hücre içerisinde intrasellüler kanaliküllerin yüksek oranda asidik olan ortamında aktif formuna çevrilir ve H+/K+-ATPaz enzimini (asit pompası) inhibe eder. Mide asidi oluşum prosesinin son basamağındaki bu etki doza bağımlıdır ve uyarıdan bağımsız olarak hem bazal asit sekresyonu hem de uyarılmış asit sekresyonunun inhibisyonunu oldukça etkili biçimde sağlamaktadır.
Farmakodinamik etkiler
Gözlenen tüm farmakodinamik etkiler, omeprazolün asit sekresyonu üzerindeki etkisi ile açıklanabilir.
Mide asidi sekresyonuna etkisi
Günde bir defa oral yoldan alınan omeprazol ile 4 günlük tedaviyle maksimum etkisine ulaşarak gündüz ve gece gerçekleşen mide asidi sekresyonunun hızlı ve etkin inhibisyonu sağlanır. 20 mg omeprazol ile duodenum ülserli hastalarda 24 saatlik intragastrik asiditesinde en az % 80’lik ortalama azalma korunur ve pentagastrin stimülasyonundan sonra asit tepe değerlerindeki ortalama azalma, uygulanan dozdan 24 saat sonra yaklaşık % 70’dir.
Oral olarak alınan 20 mg omeprazol, duodenal ülserli hastalarda 24 saatlik sürede ortalama 17 saat süreyle intragastrik pH’ı > 3’de tutar.
Omeprazol, azalan asit sekresyonu ve intragastrik asiditenin bir sonucu olarak GÖRH olan hastalarda yemek borusunun asit maruziyetini doza bağlı olarak azaltır/normalize eder.
11
Asit sekresyonunun inhibisyonu, omeprazolün EAA’sı ile ilişkilidir ve belirtilen zamanda gerçek plazma konsantrasyonu değildir.
Omeprazol tedavisi sırasında taşifilaksi gözlenmemiştir.
H. pylori üzerindeki etkisi
H. pylori, duodenum ve mide ülser hastalığı dahil peptik ülser hastalığı ile ilişkilidir. H. Pylori, gastritin gelişmesinde en önemli faktördür. Gastrik asit ile birlikte H. Pylori, peptik ülser hastalığının gelişmesindeki en önemli faktörlerdir. H.Pylori, mide kanserinin gelişmesinde artan bir riskle ilişkili olan atrofik gastritin gelişmesinde en önemli faktördür.
Omeprazol ve antimikrobiyaller ile H. pylori eradikasyonu, peptik ülserlerinin iyileşmesinde yüksek hız ve uzun süreli gerileme ile ilişkilidir.
İkili tedaviler test edilmiş ve üçlü tedavilere göre daha az etkin bulunmuştur. Fakat bilinen hipersensitivitenin herhangi bir üçlü kombinasyonun kullanımını imkansız kıldığı durumlarda ikili tedavilerin kullanımı düşünülebilir.
Asit inhibisyonu ile ilişkili diğer etkiler
Uzun süreli tedaviler sırasında gastrik glandüler kistlerin görülme sıklığında bir miktar artış bildirilmiştir. Bunlar asit sekresyonunun inhibisyonu sonucu ortaya çıkan selim ve geri dönüşlü değişikliklerdir.
PPİ’ler dahil, herhangi bir sebepten dolayı azalan gastrik asidite, gastrointestinal sistemde normal olarak var olan bakterilerin sayısında artışa neden olur. PPİ’ler ile tedavi Salmonella ve Campylobacter ve muhtemelen ayrıca hastanede yatan hastalarda Clostridium difficile gibi gastrointestinal enfeksiyonların riskini az da olsa artırabilir.
Asit sekresyonunu inhibe eden ilaçlarla tedavi sırasında, asit sekresyonunun azalmasına bağlı olarak serum gastrin düzeyi yükselir. Aynı zamanda azalan gastrik asiditeden dolayı CgA artar. Artan CgA düzeyi, nöroendokrin tümörler için araştırmaları engelleyebilir. Literatür raporları, PPİ tedavisinin CgA ölçümlerinden önce 5 gün ila iki hafta arasında durdurulması gerektiğini belirtmektedir. Böylece PPİ tedavisinden son yüzeysel olarak artan CgA seviyelerinin referans aralığına geri dönmesine olanak sağlanır.
Omeprazol ile uzun süreli tedavide, muhtemelen serum gastrin düzeylerindeki artışa bağlı olarak bazı hastalarda (çocuklar ve yetişkinler) enterokromafin-benzeri hücrelerde (ECL) artış görülmüştür. Bu bulguların klinik önemi olmadığı düşünülmektedir.
Pediyatrik kullanımŞiddetli reflü özofajiti olan çocuklarda (1-16 yaş) yapılmış kontrollü olmayan bir çalışmada, 0,7-1,4 mg/kg arasındaki dozlarda uygulanan omeprazol, olguların % 90’ında özofajit düzeyini iyileştirmiş ve reflü semptomlarını azaltmıştır. Tek kör bir çalışmada, klinik açıdan GÖRH tanılı 0-24 ay arasındaki çocuklar 0,5 mg/kg, 1,0 mg/kg ya da 1,5 mg/kg omeprazol ile tedavi edilmiştir. Kusma/regürjitasyon epizotlarının sıklığı, 8 haftalık tedaviden sonra dozdan bağımsız olarak % 50 oranında azalmıştır.
Çocuklarda H. pylori eradikasyonu
Randomize, çift kör bir klinik çalışma (Héliot çalışması), iki antibiyotik (amoksisilin ve klaritromisin) ile omeprazol kombinasyonunun, gastritli, 4 yaş ve üzerindeki çocuklarda H. pylori enfeksiyonunun tedavisinde güvenilir ve etkin olduğu sonucuna varmıştır: H. pylori eradikasyon oranı, omeprazol + amoksisilin + klaritromisin ile % 74,2 (23/31 hasta),
12
amoksisilin + klaritromisin ile de % 9,4 (3/32 hasta). Fakat dispeptik semptomlara göre herhangi kliniksel bir yarara dair kanıt bulunmamaktadır. Bu çalışma 4 yaşından küçük çocuklar için herhangi bir bilgiyi desteklememektedir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
Omeprazol ve omeprazol magnezyum aside dayanıksızdır ve bu nedenle ağız yolundan enterik kaplı granüllü kapsüller halinde alınır. Omeprazolün emilimi hızlı olup doz alındıktan sonra pik plazma seviyelerine yaklaşık l-2 saat sonra ulaşılır. Omeprazolün emilimi ince bağırsakta olur ve genellikle 3-6 saat içinde tamamlanır. Yiyeceklerle birlikte alınmasının biyoyararlanımı üzerine etkisi yoktur. Omeprazolün oral olarak tek doz verilmesinden sonra sistemik yararlanım (biyoyararlanım) yaklaşık % 40’dır. Günde tek doz olarak düzenli kullanıldığında biyoyararlanımı yaklaşık % 60’a yükselir.
Dağılım:
Sağlıklı gönüllülerdeki görünür dağılım hacmi yaklaşık 0,3 L/kg vücut ağırlığıdır. Omeprazol, plazma proteinlerine % 97 oranında bağlanır.
Biyotransformasyon:
Omeprazol, sitokrom P450 (CYP) sistemi ile tamamen metabolize olur. Omeprazol metabolizmasının büyük bir bölümü, polimorfik CYP2C19’a bağlıdır ve CYP2C19 hidroksi-omeprazolün oluşumundan sorumlu olup plazmadaki en önemli metabolittir. Omeprazolün metabolizmasının geri kalan başka bir spesifik izoform olan CYP3A4 ‘e bağlıdır ve CYP3A4 plazmadaki plazmadaki temel metabolit olan omeprazol sülfon oluşumundan sorumludur. Omeprazolün CYP2C19’a olan yüksek eğiliminin bir sonucu olarak, CYP2C19 için diğer substratlar ile kompetitif bir inhibisyon ve metabolik ilaç-ilaç etkileşim olasılığı vardır. Fakat CYP3A4’e olan düşük eğilim nedeniyle, omeprazolün diğer CYP3A4 substratlarının metabolizmasını inhibe etme potansiyeli yoktur. Bununla birlikte omeprazolün ana CYP enzimleri üzerinde inhibitör etkisi yoktur.
Beyaz ırk popülasyonunun yaklaşık % 3’ü ve Asyalı popülasyonun ise % l5-20’sinde fonksiyonel CYP2C19 enzimi eksiktir, bunlara yavaş metabolize ediciler denir. Bu tür kişilerde omeprazol metabolizması muhtemelen temel olarak CYP3A4 ile katalize olur. Günde tek doz tekrarlayan 20 mg omeprazol alımından sonra, ortalama EAA, yavaş metabolize edicilerde fonksiyonel CYP2Cl9 enzimine sahip olanlardan (hızlı metabolize ediciler) 5 ila 10 kat daha yüksektir. Ortalama pik plazma konsantrasyonları da 3 ila 5 kat daha fazladır. Bu bulguların omeprazolün dozajına etkisi yoktur.
Eliminasyon:
Omeprazolün plazma eliminasyon yarı ömrü, hem tek doz hem günde bir defa oral olarak alınan tekrarlayan doz için genellikle bir saatten kısadır. Omeprazol, doz aralıklarında tamamen plazmadan uzaklaştırılır ve günde tek doz uygulamasında birikim eğilimi göstermez. Omeprazolün oral dozunun neredeyse % 80’i metabolitleri halinde idrarla atılır ve kalanı esas olarak safra salgısından dolayı feçesle atılmaktadır.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Omeprazolün tekrarlanan kullanımı ile EAA artar. Bu artış doz ile bağlantılıdır ve tekrarlanan dozlardan sonra EAA’da daha çok doz orantılı bir artışa neden olmaktadır. Zaman ve doz bağımlılığı, omeprazol ve/veya metabolitlerinin (örn. sülfon) CYP2C19 13
enzimini inhibe etmesi nedeni ile ilk geçiş metabolizması ve sistemik klirensteki azalmaya bağlı olabilir.
Omeprazolün metabolitlerinin hiçbirinin mide asidi sekresyonuna etkisi yoktur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda omeprazolün metabolizması bozulmuştur ve bunun sonucu olarak EAA artmıştır. Günde tek doz kullanım ile omeprazol birikim eğilimi göstermez.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda, sistemik biyoyararlanım eliminasyon hızı dahil omeprazolün farmakokinetiği değişmemiştir.
Yaşlı hastalar:
Omeprazolün metabolizma hızı, yaşlı hastalarda (75-79 yaş) kısmen azalmıştır.
Pediyatrik hastalar:
1 yaşından büyük çocukların önerilen dozlar ile tedavisi sırasında yetişkinlerle karşılaştırıldığında benzer plazma konsantrasyonları elde edilmiştir. 6 aydan daha küçük çocuklarda omeprazol klirensi omeprazolün metabolize edilmesi için kapasitenin düşük olması nedeniyle azdır.
5.3.Klinik öncesi güvenlilik verileri
Omeprazol ile ömür boyu tedavi edilen sıçanlarda gastrik ECL-hücre hiperplazisi ve karsinoidler gözlenmiştir. Bu değişimlere asit salgısının uzun süreli baskılanmasına bağlı olarak gelişen hipergastrinemi neden olur. H2-reseptör antagonistleri ve PPİ’ler ile tedavi ve kısmi fundektomiden sonra da benzer bulgulara rastlanmıştır. Bu nedenle bu değişimler kullanılan ilaçlardan hiçbirinin tek başına direkt etkisine bağlı değildir.
6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1.Yardımcı maddelerin listesi
Eritrosin (E127)
Kinolin sarısı (E104)
Titanyum dioksit (E171)
Jelatin (sığır kaynaklı)
6.2.Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3.Raf ömrü
24 ay.
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklanmalıdır.
6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda Alu/Alu blister ambalajda 14 kapsül.
14
6.6.Tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7.RUHSAT SAHİBİ
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Şişli-İstanbul
8.RUHSAT NUMARASI
216/81
9.İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 04.09.2008
Ruhsat yenileme tarihi:
10.KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
15