P

PRECORT-LIYO 40 MG IM/IV ENJEKSIYON ICIN LIYOFILIZE TOZ ICEREN AMPUL

Temel Etkin Maddesi:

metilprednizolon

Üreten İlaç Firması:

KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

metilprednizolon

Üreten İlaç Firması:

KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8699828750475

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

78,13 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8699828750475

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

78,13 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – H – ENDOKRİN SİSTEM (CİNSİYET HORMONLARI VE İNSÜLİN HARİÇ), H02 SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02A SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02AB Glukokortikoidler, H02AB04, metilprednizolon

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – H – ENDOKRİN SİSTEM (CİNSİYET HORMONLARI VE İNSÜLİN HARİÇ), H02 SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02A SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02AB Glukokortikoidler, H02AB04, metilprednizolon

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

PRECORT-LİYO 40 mg I.M./I.V. enjeksiyon için liyofilize toz içeren ampul Kas içine ya da damar içine enjekte edilir.

Steril

Etkin madde: Her bir ampul, 40 mg metilprednisolona eşdeğer 53,038 mg metilprednisolon sodyum süksinat içerir.

Çözücü ampul; 2 mL enjeksiyonluk su içerir.

Yardımcı maddeler: Dibazik sodyum fosfat heptahidrat, monobazik sodyum fosfat anhidr, sodyum klorür, laktoz monohidrat (sığır kaynaklı).

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1.PRECORT-LİYO nedir ve ne için kullanılır?

2.PRECORT-LİYO’yu kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.PRECORT-LİYO nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.PRECORT-LİYO’nun saklanması
Başlıkları yer almaktadır.

1.PRECORT-LİYOnedir ve ne için kullanılır?

•PRECORT-LİYO enjeksiyon için beyaz toz ve çözücü formundadır. Metilprednisolon sodyum süksinat etkin maddesini içerir. PRECORT-LİYO’da yardımcı madde olarak bulunan

1

laktoz monohidrat sığır kaynaklıdır. Kortikosteroidler adı verilen bir ilaç sınıfına dâhildir. Kortikosteroidler vücudunuzda doğal olarak üretilirler ve birçok vücut fonksiyonu için önemlidirler.

•PRECORT-LİYO 5 mL’lik renksiz, cam ampul ve 2 mL’lik çözücü cam ampul halinde karton kutuda ambalajlanıp sunulmaktadır.

•PRECORT-LİYO vücudunuzdaki kortikosteroidi arttırarak, multiple skleroz adlı hastalığın belirtilerinin alevlenmesinde veya diğer stres durumlarında yardımcı olabilir. Bu durumlar, vücudun aşağıdaki bölümlerini etkileyen yangı ya da alerjik reaksiyonları içerir:

– Beyin (örn. tümör veya beyin zarının yangısı olan menenjit)
– Mide ve bağırsak (örneğin, yangılı bağırsak hastalıkları olan Crohn hastalığı, ülseratif kolit) – Göz (örneğin, optik nevrit, üveit, iritis adlı sırasıyla göz siniri, gözün çeşitli tabakalarının yangılı hastalıkları)
– Eklemler (örneğin, romatoid artrit, romatizmal ateş)
– Akciğer (astım, ciddi alerji veya aşırı duyarlılık, tüberküloz veya kusma sırasında nefes alma ya da mide içeriğinin sebep olduğu)
– Cilt (örneğin, şiddetli ilaç reaksiyonları, otoimmün büllöz hastalıklar)

PRECORT-LİYO yukarıda belirtilen koşullardan başka durumların tedavisinde de kullanılabilir. Bu ilacın size ne için verildiğinden emin değilseniz, doktorunuza danışınız.

2. PRECORT-LİYO’yu kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
PRECORT-LİYO’yu aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•Metilprednisolona, diğer steroid ilaçlara veya PRECORT-LİYO’nin içerdiği diğer yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlı (alerjik) iseniz. Alerjik reaksiyon deri döküntüsü veya kızarıklık, yüz veya dudakta şişmeye veya nefes darlığına neden olabilir.

•İnek sütüne alerjiniz varsa veya alerjiniz olduğundan şüpheleniyorsanız.

•Tedavi edilmeyen yaygın bir mantar enfeksiyonuna (pamukçuk gibi) sahipseniz.

•Son zamanlarda yapılmış bir aşınız varsa veya aşı yaptıracaksanız.

•Eğer sıtma nedeniyle beyninizin şişmesinden muzdaripseniz veya bunun için tedavi alıyorsanız.

Travmatik beyin hasarı veya inme geçiriyorsanız.

2

•Kas içine enjeksiyon için, idiyopatik trombositopenik purpura (düşük trombosit sayısı) adı verilen bir kan durumunuz varsa.

PRECORT-LİYO’yu aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Aşağıdaki durumlardan herhangi birine sahipseniz, bu ilacı almadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Doktorunuz tedavinizi daha yakından izlemeli, dozunuzu değiştirmeli veya başka bir ilaç vermelidir.

Eğer;
Suçiçeği, kızamık, zona veya bir herpes göz enfeksiyonu. Suçiçeği, kızamık veya zona hastalığı olan biriyle temas kurduğunuzu düşünüyorsanız ve bu hastalıklara henüz sahip olmadıysanız ya da sahip olduğunuzdan emin değilseniz.

Paraziter enfeksiyonlar (ör., kıl kurdu).

•Şiddetli depresyon veya manik depresyon (bipolar bozukluk). Bu, daha önce metilprednisolon gibi steroid ilaçlar alırken veya bu hastalıkların aile öyküsüne sahipken depresyon geçirmeyi içerir.

Diyabet (veya diyabet aile öyküsü varsa).

Epilepsi, krizler ya da nöbetler.

Glokom (göz içi basıncında artma) hastalığınız veya ailenizde glokom hastası varsa, •Yakın zamanda kalp krizi geçirdiyseniz,
•Kalp yetmezliği veya enfeksiyonlar dahil kalp problemleriniz varsa,
Hipertansiyon (yüksek kan basıncı).

Hipotiroidizm (tiroid bezi az çalışması) hastasıysanız, •Eklem enfeksiyonu.

Kaposi sarkomu (bir çeşit cilt kanseri) hastalığınız varsa,
Karaciğer veya böbrek hastalığınız varsa,
Skleroderma (sistemik skleroz, bir otoimmün bozukluk olarak da bilinir), çünkü skleroderma renal krizi olarak adlandırılan ciddi bir komplikasyon riski artabilir,
•Geçmişte PRECORT-LİYO benzeri ilaç aldığınızda kas problemleriniz (ağrı veya güçsüzlük) olduysa,
Myastenia gravis (yorgunluk ve kas güçsüzlüğüne neden olan bir durum) hastalığınız varsa,

3

Osteoporoz (kırılgan kemikler).

Feokromasitoma (adrenal bez dokusunun nadir bir tümörü. Böbreküstü bezleri böbreklerin üstünde bulunur).

Deri apsesi.

Mide ülseri, divertikülit (bağırsak duvarının iltihabı) veya diğer ciddi mide veya bağırsak problemleriniz varsa.

Tromboflebit – flebit (kırmızı, şiş ve ihale damarları) ile sonuçlanan tromboza (damarlardaki pıhtılar) bağlı damar problemleri.

•Verem veya geçmişte verem geçirdiyseniz.

•Sıradışı stres.

Cushing hastalığı (vücudunuzdaki aşırı kortizol hormonunun neden olduğu rahatsızlık). •Akut pankreatit (pankreas iltihabı).

PRECORT-LİYO, septik şokun rutin tedavisi için kullanılmamalıdır.

Prematüre doğan bir bebeğe metilprednizolon verilirse kalp fonksiyonunun ve yapısının izlenmesi gerekebilir.

Tümör lizis sendromu, hızlı büyüyen bir kanserin, özellikle bazı lösemi ve lenfomaların (kan kanserleri) veya solid tümörlerin tedavisinden sonra ortaya çıkabilir. Tümör hücreleri öldükçe parçalanır ve içeriklerini kana salarlar. Bu, kandaki bazı kimyasallarda değişikliğe neden olur ve böbrekler, kalp ve karaciğer gibi organlarda kas kramplarına, kas güçsüzlüğüne, kafa karışıklığına, düzensiz kalp atışına, görme kaybına veya görme bozukluklarına ve nefes darlığına yol açabilecek hasara neden olabilir. Özellikle tümör lizis sendromu geliştirme riskiniz yüksekse doktorunuz sizi yakından izleyecektir.

PRECORT-LİYO inek sütü proteinleri içermektedir.

İnek sütüne alerjiniz varsa veya alerjiniz olduğundan şüpheleniyorsanız, bu ilacı kullanmamalısınız; çünkü bu ilaç eser miktarlarda inek sütü proteinleri içerebilir. İnek sütüne alerjisi olan hastalarda ciddi alerjik reaksiyonlar meydana gelmiştir.

Eğer otoimmün bir hastalık olan sistemik sklerozlu (skleroderma) bir hasta iseniz, PRECORT kullanmadan önce doktorunuzu bilgilendirmelisiniz. Skleroderma için günde 15 mg ve daha yüksek dozda prednisolon (ve eşdeğeri) ilaç kullanımı halinde, Skleroderma Renal Kriz adıyla bilinen ciddi sorunun oluşum riski artabilir. Skleroderma Renal Kriz belirtileri tansiyon artışı ve idrar miktarı azalmasıdır. Doktorunuz tansiyon ve idrar miktarı kontrolleri önerebilir.

4

Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

PRECORT-LİYO’nun yiyecek ve içecek ile kullanılması Bu ilacı kullanırken greyfurt suyu içmeyiniz.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç bebeğinizin gelişimini yavaşlatabileceğinden, hamile iseniz, PRECORT-LİYO tedavisi sırasında hamile kalırsanız ya da yakın gelecekte hamile kalmayı planlıyorsanız, doktorunuzu bu durumdan haberdar ediniz. PRECORT-LİYO’yi hamileyken kullanıp kullanamayacağınıza doktorunuz karar verecektir. Bir bebeğin düşük doğum ağırlığı riski vardır. Bu risk, kortikosteroidlerin en düşük etkili dozu alınarak en aza indirilebilir.

Gebelikte uzun süreli kortikosteroidlerle tedavi edilen annelerden doğan bebeklerde katarakt gözlenmiştir.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

PRECORT-LİYO’nin etkin maddesi anne sütüne geçmektedir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da PRECORT-LİYO tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin doktorunuz tarafından karar verilecektir. Karar verilirken emzirmenin çocuk açısından faydası ve PRECORT-LİYO tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınacaktır.

Araç ve makine kullanımı

yeteneğini

bozabildiğinden araç ve makine kullanımı için risk oluşturabilir.

5

PRECORT-LİYO’nun içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.

PRECORT-LİYOlaktoz (sığır kaynaklı) içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

Eğer aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız,PRECORT-LİYO’yu kullanmadan önce doktorunuza bilgi veriniz.

Asetazolamid – glokom (göz tansiyonu) ve epilepsi (sara) tedavisinde kullanılır.

Aminoglutetimid veya Siklofosfamid – kanser tedavisinde kullanılır.

Antikoagülanlar – kanı inceltmek için kullanılan asenokumarol, fenindion ve varfarin gibi ilaçlar.

Antikolinesterazlar – miyastenia gravis denilen kas güçsüzlüğü hastalığında kullanılan distigmin ve neostigmin gibi ilaçlar.

Antibiyotikler (eritromisin,klaritromisin veya troleandomisin gibi).

Antidiyabetikler – yüksek kan şekerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlar.

Antihipertansifler – kan basıncını düşürmek için kullanılan ilaçlar.

Aprepitant veya fosaprepitant – bulantı ve kusmayı önlemek için kullanılırlar.

•Hafiften orta dereceye kadar olan ağrıların tedavisinde kullanılan ibuprofen gibi aspirin ve nonsteroidal antienflamatuvarlar olarak bilinen ilaçlar (NSAİİ olarak da adlandırılır).

Barbitüratlar, karbamazepin, fenitoin ve primidon – Epilepsi tedavisinde kullanılır. •Karbenoksolon ve simetidin – mide ekşimesi ve asit hazımsızlığı için kullanılır.

Siklosporin – şiddetli romatoid artrit, şiddetli psoriazis veya bir organ veya kemik iliği naklinden sonra tedavi etmek için kullanılır.

Digoksin – kalp yetmezliği ve/veya düzensiz kalp atımında kullanılır.

6

Diltiazem veya mibefradil – kalp rahatsızlıklarında veya yüksek kan basıncı durumunda kullanılır.

Etinilestridiol ve noretisteron – doğum kontrol ilaçları
Antiviraller (ritonavir, indinavir gibi) ve farmakokinetik güçlendiriciler (cobicistat gibi) HIV enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.

İzoniyazid – bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılır.

Ketokonazol veya itrakonazol – mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.

Mifepriston – hamileliği tıbbi olarak sonlandırmak için kullanılır.

Panküronyum veya veküronyum – veya bazı cerrahi prosedürlerde kullanılan nöromüsküler bloke edici ajanlar olarak adlandırılan diğer ilaçlar.

•Potasyum tüketen ajanlar – diüretikler (bazen su tabletleri olarak adlandırılır), amfoterisin B, ksanantlarveya beta2 agonistleri (örn. astımı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar) gibi. •Rifampisin ve rifabutin – Tüberküloz (TB) tedavisinde kullanılan antibiyotikler.

Takrolimus – Organ nakillerinde bağışıklık sisteminin yeni organı reddetmeye çalışmasına karşılık kullanılır.

Aşılar – yakın zamanda aşı olduysanız veya olacaksanız doktorunuza veya hemşirenize söyleyiniz. Bu ilacı kullanırken “canlı” aşı olmamalısınız. Diğer aşılar daha az etkili olabilir.

Eğer uzun süreli ilaç(lar) alıyorsanız
Eğer diyabet, yüksek tansiyon veya su tutulumu (ödem) için tedavi görüyorsanız, doktorunuza bu koşulları tedavi etmek için kullanılan ilaç dozunun ayarlamasına ihtiyaç duyabileceğinizi söyleyiniz.

Eğer size alerji testi yapılacaksa PRECORT-LİYO kullandığınızı doktorunuza veya hemşirenize söyleyiniz.

Midede tahrişi arttırabileceğinden alkol ile birlikte kullanmayınız.

Cerrahi bir operasyona girmeden önce doktorunuza, diş hekiminize veya anestezistinize bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

7

Doktorunuz veya hastaneniz tarafından yapılacak bir test yaptırmanız gerekiyorsa, doktor veya hemşireye PRECORT-LİYO aldığınızı ve son enjeksiyonunuzdan sonra 3 ay geçtiğini söylemeniz önemlidir. Bu ilaç bazı testlerin sonuçlarını etkileyebilir.

PRECORT-LİYO’nun kullanımı kalsiyum emilimini azaltır. Bu durumda kafein kullanımı azaltılmalıdır.

PRECORT-LİYO kullanırken sarı kantaron (diğer isimleri, St John’s wort veya Hypericum perforatum) kedi pençesi (Cat’s claw) ve ekinezya almayınız.

3. PRECORT-LİYOnasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Doktorunuz hastalığınıza ve ciddiyetine bağlı olarak enjeksiyon bölgenizi, size ne kadar ilaç verileceğini ve kaç tane enjeksiyon yapılacağını belirleyecektir. Belirtilerinizde etkili bir rahatlama sağlamak için mümkün olan en kısa sürede en düşük dozu size uygulayacaktır.

En az 5 dakika süreyle uygulama yapılacaktır. Yüksek dozlarda bu süre 30 dakika veya daha uzun sürebilir. Yüksek dozlar genelde sadece 2-3 gün için uygulanmalıdır.

Uygulama yolu ve metodu:
PRECORT-LİYO kas içine enjeksiyon yolu ile ya da damar içine infüzyon yolu (damla damla uygulama) ile uygulanır. Acil durumlarda damar içine enjeksiyon yolu ile yavaş bir şekilde uygulama yapılır. İstenilen doz damar içi yolla yavaş bir şekilde (birkaç dakikalık süreler halinde) verilir. Kas içi enjeksiyonların derin olması gerekir.

Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanım:
Kortikosteroidler çocuklarda büyümeyi etkileyebildiğinden, doktorunuz etkili olan en düşük dozu uygulayacaktır.

Yaşlılarda kullanım:
Tedavi genelde yetişkinlerdekine benzerdir ancak doktorunuz ilacın istenmeyen etkilerine karşı sizi düzenli olarak görmek isteyebilir.

8

Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği /Karaciğer yetmezliği:
PRECORT-LİYO karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrol altında tutularak kullanılmalıdır.

Eğer PRECORT-LİYO’nun etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla PRECORT-LİYOkullandıysanız:
Bu ilaç uzman bir sağlık personeli tarafından uygulanacağından kullanmanız gerekenden daha fazla PRECORT-LİYO kullanımı beklenmez. Ancak size fazla doz uygulandığını düşünüyorsanız mümkün olan en kısa sürede, sağlık personelini bilgilendirmeniz gerekir.

PRECORT-LİYO’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

PRECORT-LİYO’yu kullanmayı unutursanız:
İlacınız uzman bir sağlık personeli tarafından uygulanacağından böyle bir durumun oluşmaması için gereken önlemler alınacaktır. Ancak size uygulanacak dozun unutulduğunu düşünüyorsanız mümkün olan en kısa sürede, sağlık personelini bilgilendirmeniz gerekir.

Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

PRECORT-LİYOile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:
Doktorunuz PRECORT-LİYO ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir. Kendinizi iyi hissetseniz bile doktorunuza danışmadan tedaviyi erken kesmeyiniz. Bu ilacın kullanımı ile ilgili başka sorularınız olursa doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Tedavinizin ne zaman sonlandırılacağına doktorunuz karar verecektir.

Aşağıdaki durumlarda bu tedaviyi yavaş yavaş bırakmanız gerekecektir:

•3 haftadan uzun süredir tekrarlayan dozlarda kortikosteroid aldıysanız,
•Yalnızca 3 hafta veya daha kısa süreliğine bile olsa, günde 32 mg’ın üzerinde yüksek dozlarda PRECORT-LİYO verildiyse,
•Son bir yıl zaten bir kortikosteroid tablet aldıysanız veya kortikosteroid enjeksiyon yaptırdıysanız,

9

•Bu tedaviye başlamadan öncesinde böbrek üstü bezlerinizle ilgili problemleriniz (adrenokortikal yetmezlik) var ise,

Geri çekilme semptomlarından kaçınmak için bu ilacı yavaşça bırakmanız gerekecektir. Bu semptomlar arasında kaşıntılı cilt, ateş, kas ve eklem ağrıları, burun akıntısı, gözlerde yapışkanlık, terleme ve kilo kaybı sayılabilir.

İlaç dozunuz azaldıkça semptomlarınız geri dönüyor veya kötüleşiyorsa derhal doktorunuza söyleyiniz.

4.Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi, PRECORT-LİYO’nun içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Doktorunuz size bu ilacı düzgün bir şekilde tedavi edilmediği takdirde ciddi hale gelebilecek bir durum için vermiş olacaktır.

Yan etkiler şu şekilde sınıflandırılır:
Çok yaygın: 10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın en az birinde görülebilir.

Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın en az birinde görülebilir. Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor

Bazı tıbbi durumlarda PRECORT-LİYO (steroidler) gibi ilaçlar aniden kesilmemelidir. Aşağıdakilerden biri olursa, PRECORT-LİYO’yu kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Alerjik reaksiyonlar, deri döküntüsü, yüzün kızarması veya hırıltılı ve zor nefes alma. Bu tür bir yan etki seyrek görülür ancak ciddi olabilir.

Pankreatit, kusmayla birlikte de olabilen sırtınıza yayılan karın ağrısı, şok ve bilinç kaybı. •Patlamış veya kanayan ülserler, belirtileri karın ağrısı (özellikle sırtınıza yayılıyorsa), makattan kan gelmesi, siyah veya kanlı dışkı ve/veya kan kusmadır.

Enfeksiyonlar. Bu ilaç bazı enfeksiyonların belirtilerini gizleyebilir veya değiştirebilir ya da sizin enfeksiyona direncinizi düşürebilir, bu sebeple erken tanı koymak zordur. Belirtiler yüksek ateş ve kötü hissetmeyi içerebilir. Önceden geçirilmiş tüberküloz enfeksiyonunun alevlenmesi

10

sonucu belirtiler, göğüs ağrısı ve kanlı öksürme olabilir. Önceden geçirilmiş sıtma enfeksiyonunun belirtileri titreme ve ateş olabilir. Ciddi bir enfeksiyon geçirmenize neden olabilir.

Pulmoner emboli (akciğerde kan pıhtısı), belirtileri ani keskin göğüs ağrısı, nefes alamama ve kanlı öksürmeyi içerir.

•Çocuklarda kafa içi basıncın artması (psödotümör serebri). Belirtileri başağrısıyla birlikte kusma, enerji kaybı ve sersemliktir. Bu yan etki genellikle tedavinin durdurulmasından sonra ortaya çıkar.

Tromboflebit (bacak damarında tromboz veya kan pıhtısı). Belirtileri ağrılı, şişmiş, kırmızı ve hassas damarlardır.

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•İntihar düşüncesi dahil depresyonda hissetme
•Yüksek (mani) veya yukarı ve aşağı giden ruh hallerini hissetmek
•Endişeli hissetme, uyku problemleri, düşünmede zorlanma, zihin karışıklığı ve hafıza kaybı •Olmayan şeyleri görme veya duyma. Farklı ve korku düşünceleri, davranış değişiklikleri veya yalnız kalma hissi

•Krizler

Diğer yan etkiler:
Seyrek:
•Bulanık görme

Bilinmiyor
•Yüksek kan basıncı, belirtileri baş ağrısı veya genellikle iyi hissetmemedir.

•Kalbinizin kanı pompalaması ile ilgili problemler (kalp yetmezliği), belirtiler ayak bileğinin şişmesi, nefes almada zorluk ve çarpıntı (kalp atış bilinci) veya düzensiz kalp atımı, düzensiz, çok yavaş veya hızlı nabız
•Düşük kan basıncı semptomları arasında baş dönmesi, bayılma, baş dönmesi, bulanık görme, hızlı veya düzensiz kalp atışı (çarpıntı), genel halsizlik sayılabilir.

•Beyaz kan hücresi sayısında artış (lökositoz)
•Su ve tuz miktarının artmasıyla şişlik ve yüksek kan basıncı

11

•Vücudunuzun potasyum kaybına bağlı olarak kramp ve spazmlar. Seyrek olarak konjestif kalp yetmezliğine neden olabilir (kalp kanı düzenli pompalayamadığında).

•Ülser
•Bulantı (hasta hissetme) veya kusma (hasta olma)
•İshal
•Boğazda pamukçuk (yutmada rahatsızlık)
•Hazımsızlık
•Karın şişliği
•Karın ağrısı
•Hıçkırık
•Baş dönmesi veya dönme hissi (vertigo)
•Kataraktlar (görme azalması ile belirgin)
•Glokom (gözlerde ağrıya ve baş ağrısına neden olan göz içi basıncında artış).

•Göz sinirlerinin şişmesi (papilödem, görmede bozukluk ile belirgin).

•Gözün öne doğru ilerlemesi (ekzoftalmus)
Bulanık görme (Santral seröz korioretinopati)
•Yara iyileşmesinin kötüleşmesi
•Yorgun hissetme veya iyi hissetmeme
•Enjeksiyon bölgesinde deri reaksiyonları
•Bebek, çocuk ve ergenlerde normal büyümede kalıcı olabilen yavaşlama.

•Yuvarlak veya aydede yüz şekli (Cushing benzeri yüzler)
•Kadınlarda düzensiz adet görme ve adet görmeme
•İştah ve kilo artışı
•Diyabet veya var olan diyabetin kötüleşmesi
•Uzun süreli tedavi bazı hormonların düzeylerinin azalmasına neden olabilir bu sebeple kan basıncı düşebilir ve sersemlik görülebilir. Bu etki aylar sürebilir.

•Vücutta ilaç ve diğer maddelerin parçalanmasına yardım eden alanin transaminaz, aspartat transaminaz ve alkalin fosfataz olarak adlandırılan belli kimyasal (enzim) miktarlarını kortikosteroidle tedaviden sonra artabilir. Bu değişiklik genellikle az miktardadır ve enzim düzeyleri ilacın vücuttan tamamen atılmasından sonra geriye döner. Bu durum olursa herhangi bir belirti fark etmeyecekseniz, ancak kan testi yaptırdığınızda görülecektir.

•Vücudun lokalize bölgelerinde yağ dokusunun birikmesi, örneğin sırt ağrısı veya güçsüzlüğü (epidural lipomatozise bağlı olarak) gibi farklı şekilllerde kendini gösterebilir.

12

•Enfeksiyonlara karşı artan duyarlılık
•Tüberküloz için olduğu gibi cilt testlerine tepkilerin bastırılması
•Cam kemik hastalığı (kolayca kırılan kemikler)
•Kas zayıflığı
•Kas kaybı
•Kemik kırıkları veya çatlakları
•Kan dolaşımının zayıflamasına bağlı olarak kemiğin bozulması, kalçada ağrıya sebep olabilir.

•Ağrı ve/veya şişliğe neden olan kas tendonlarının yırtılması
•Kas krampları veya spazmları
•Metilprednizolon da dahil olmak üzere steroidler ciddi ruhsal sağlık sorunlarına neden olabilirler.

•Sivilce
•Morarma
•Derinin incelmesi (deri atrofisi)
•Çatlak işaretleri (deride çatlak)
•Deride küçük mor/kırmızı lekeler
•Cildinizdeki soluk veya koyu lekeler veya sıra dışı bir renk olan yamalar.

•Vücut ve yüz saçlarının aşırı büyümesi
•Döküntü, kaşıntı, kurdeşen
•Artan terleme
•Metilprednisolon karaciğerinize zarar verebilir; hepatit ve karaciğer enzimlerinin arttığı bildirilmiştir.

•Kanın artan pıhtılaşması
•Skleroderma hastalarında Skleroderma Renal Kriz. Skleroderma Renal Kriz belirtileri; tansiyon artışı ve idrar miktarı azalmasıdır.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması
Herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi”

13

ikonuna tıklayarak doğrudan Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirebileceğiniz gibi, 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını da kullanabilirsiniz.

Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. PRECORT-LİYO’nun saklanması
PRECORT-LİYO’yu çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra PRECORT-LİYO’yu kullanmayınız.

PRECORT-LİYO’yu

kullanmayınız.

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

Ruhsat sahibi: KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Mahmutbey Mah. 2477. Sok. No:23 Bağcılar / İSTANBUL

Üretim yeri: KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi, Karaağaç Mah. 11. Sok. No:5 Kapaklı / Tekirdağ

Bu kullanma talimatı –/–/—- tarihinde onaylanmıştır.

14

————————————————————————————————————- AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Metilprednizolonun yüksek intravenöz dozlarının (10 dakikadan kısa bir süre içinde uygulanan 0,5 gramdan fazla) hızlı uygulanmasını takiben kardiyak aritmiler ve/veya kardiyak arrest raporları vardır. Yüksek dozlarda metilprednizolon sodyum süksinat uygulaması sırasında veya sonrasında bradikardi bildirilmiştir ve infüzyonun hızı veya süresi ile ilgisi olmayabilir. Yüksek dozda tedavi istendiğinde, önerilen PRECORT LİYO dozu, en az 30 dakikada intravenöz olarak uygulanan 30 mg/kg’dır. Bu doz 48 saat boyunca her 4 ila 6 saatte bir tekrarlanabilir.

Genel olarak, yüksek doz kortikosteroid tedavisine yalnızca hastanın durumu stabilize olana kadar devam edilmelidir; genellikle 48 ila 72 saati geçmez.

Diğer endikasyonlarda, başlangıç dozu, tedavi edilen spesifik hastalık varlığına bağlı olarak 10 ila 40 mg metilprednizolon arasında değişecektir. Bununla birlikte, bazı karşı konulamaz, akut, yaşamı tehdit eden durumlarda, olağan dozları aşan dozlardaki uygulamalar haklı olabilir ve oral dozların katları şeklinde olabilir. Dozaj gereksinimlerinin değişken olduğu ve tedavi edilen hastalığa ve hastanın yanıtına göre bireyselleştirilmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Olumlu bir yanıt kaydedildikten sonra, uygun idame dozu, yeterli bir klinik yanıtı sürdürecek en düşük doza ulaşılana kadar, uygun zaman aralıklarında başlangıç ilaç dozu küçük artışlarla azaltılarak belirlenmelidir. Doz ayarlamasını gerekli kılan durumlar, hastalık sürecindeki remisyonlara veya alevlenmelere sekonder klinik durumdaki değişiklikler, hastanın bireysel ilaç yanıtı ve hastanın tedavi altındaki hastalık varlığıyla doğrudan ilişkili olmayan stresli durumlara maruz kalmasının etkisidir. Bu son durumda, hastanın durumuna uygun bir süre boyunca kortikosteroid dozunun arttırılması gerekebilir. Uzun süreli tedaviden sonra ilaç kesilecekse, aniden değil kademeli olarak kesilmesi önerilir.

Uzun süreli tedavi sırasında düzenli aralıklarla idrar tahlili, yemekten iki saat sonra kan şekeri, kan basıncının ve vücut ağırlığının belirlenmesi ve göğüs röntgeni gibi rutin laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır.

İntravenöz infüzyon için, başlangıçta hazırlanan çözelti, su içinde % 5 dekstroz, izotonik salin solüsyonu veya izotonik salin solüsyonunda % 5 dekstroz ile seyreltilebilir. Diğer ilaçlarla olumsuz etkileşim sorunlarından kaçınmak için PRECORT-LİYO, sadece söz konusu çözücülerde ayrı ayrı uygulanmalıdır.

15

Parenteral ilaç ürünleri, mümkün olan her yerde, partiküler madde ve uygulamadan önce renk değişikliği için görsel olarak incelenmelidir.

Uygulama şekli:
Liyofilize tozu içeren ampul, çözücüsü ile çözüldükten sonra hazırlanan çözelti IM enjeksiyonla veya IV infüzyon yolu ile uygulanabilir. Acil durumlarda tercih edilen uygulama şekli IV enjeksiyondur. İstenilen doz IV yolla yavaş bir şekilde (birkaç dakikalık süreler halinde) verilir. Kas içi enjeksiyonların derin olması gerekir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek /Karaciğer yetmezliği:
PRECORT-LİYO böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrol altında tutularak kullanılmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:
PRECORT-LİYO kullanımıyla büyümede gerileme riski söz konusu olduğundan, çocuklarda zorunlu nedenler olmadıkça kullanılmamalıdır.

Pediatrik hastalarda, metilprednizolonun başlangıç dozu, tedavi edilen spesifik hastalık varlığına bağlı olarak değişebilir. Başlangıç dozlarının aralığı, üçe veya dörde bölünmüş dozlar halinde (3,2 ila 48 mg/m2bsa/gün) 0,11 ila 1,6 mg/kg/gündür.

Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü (NHLBI), astımı inhale kortikosteroidler ve uzun etkili bronkodilatörler ile kontrol altına alınamayan pediatrik hastalarda sistemik prednizon, prednizolon veya metilprednizolon için tek veya bölünmüş dozlar halinde 1-2 mg/kg/gün dozunu önermektedir. Ayrıca kısa süreli veya “burst” tedavisinin, hasta kişisel en iyi değerinin %80’ine ulaşana kadar veya semptomlar düzelene kadar devam etmesi önerilir. Bu genellikle 3 ila 10 günlük tedavi gerektirir, ancak daha uzun sürebilir. İyileşmeden sonra dozu azaltmanın nüksetmeyi önleyeceğine dair bir kanıt yoktur.

16

Doz, bebekler ve çocuklar için azaltılabilir, ancak yaş veya beden ölçüsünden çok, durumun ciddiyeti ve hastanın yanıtına göre yönetilmelidir. 24 saatte bir kg başına 0,5 mg’dan az olmamalıdır.

İlaç birkaç günden fazla uygulandığında doz kademeli olarak azaltılmalı veya kesilmelidir. Kronik bir durumda bir spontan remisyon dönemi meydana gelirse, tedavi kesilmelidir.

Geriyatrik popülasyon:
PRECORT-LİYO öncelikle akut kısa süreli durumlarda kullanılır. Yaşlılarda doz değişikliğinin gerekli olduğunu gösteren hiçbir bilgi yoktur. Ancak yaşlı hastaların tedavisi, kortikosteroidlerin yaşlılıkta sık görülen yan etkilerinin daha ciddi sonuçları akılda tutularak planlanmalı ve yakın klinik gözlem gereklidir.

17

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
PRECORT-LİYO 40 mg I.M./I.V. enjeksiyon için liyofilize toz içeren ampul Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir ampul, 40 mg metilprednisolona eşdeğer 53,03 mg metilprednisolon sodyum süksinat içerir.

Çözücü ampul; 2 mL enjeksiyonluk su içerir.

Yardımcı madde(ler):
Dibazik sodyum fosfat heptahidrat (*)….2,835 mg, Monobazik sodyum fosfat anhidr……….1,216 mg Sodyum klorür …………………………. 1 mg
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)…….10 mg
(*) 1.500 mg dibazik sodyum fosfat anhidre eşdeğerdir. Yardımcı maddeler için bkz. 6.1.

3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyon için liyofilize toz içeren ampul
Beyaz renkte, liyofilize kek

4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
PRECORT-LİYO hızlı ve kuvvetli kortikosteroid etkisi gereken aşağıdaki şu gibi durumların tedavisinde endikedir:

Alerjik reaksiyonlar:
Astım, atopik dermatit, kontakt dermatit, serum hastalığı, ilaç aşırı duyarlılık reaksiyonları, transfüzyon reaksiyonlarında geleneksel tedavinin yeterli olmadığı şiddetli veya inkapasite eden alerjik durumları kontrol altına almak için kullanılır.

1

Deri hastalıkları:
Büllöz dermatitis herpetiformis, eksfolyatif eritroderma, mikozis fungoides, pemfigus, ciddi eritema multiforme (Stevens-Johnson sendromu).

Endokrin hastalıkları: Primer veya sekonder adrenokortikal yetmezlik (tercih edilen ilaç hidrokortizon veya kortizondur mineralortikoidler ile birlikte kullanılabilirler; bebeklikte mineralokortikoid takviyesi özel önem taşır), konjenital adrenal hiperplazi, kanserle ilişkili hiperkalsemi, nonsüpuratif tiroidit.

Gastrointestinal hastalıklar:
Hastanın, rejyonel enterit (sistemik tedavi) ve ülseratif kolit (sistemik tedavi)’te hastalığın kritik bir dönemini atlatabilmesi için.

Hematolojik hastalıklar:
Edinilmiş (otoimmün) hemolitik anemi, konjenital (eritroid) hipoplastik anemi (Diamond-Blackfan anemi), erişkinlerde idiyopatik trombositopenik purpura (sadece intravenöz uygulanır; intramüsküler uygulama kontraendikedir), saf kırmızı hücre aplazisi, seçilmiş sekonder trombositopeni vakaları.

Neoplastik hastalıklar:
Lösemi ve lenfomaların palyatif tedavisi için kullanılır.

Sinir sistemi hastalıkları:
Multipl sklerozun akut alevlenmeleri; birincil veya metastatik beyin tümörü veya kraniyotomi ile ilişkili serebral ödem durumlarında kullanılır.

Oftalmik hastalıklar: Topikal kortikosteroidlere yanıt vermeyen sempatik oftalmi, üveit ve oküler inflamatuar durumlar.

Böbrek hastalıkları:
İdiyopatik nefrotik sendromda veya lupus eritematozustan kaynaklanan proteinürinin remisyonu veya diürezi indüklemek için kullanılır.

Solunum sistemi hastalıkları:

2

Uygun antitüberküloz kemoterapi ile beraber kullanıldığında berilyoz, fulminan veya dissemine akciğer tüberkülozu için kullanılır.

Romatizmal hastalıklar :
Akut gut artriti, akut romatizmal kardit, ankilozan spondilit, juvenil romatoid artrit dahil(seçilmiş vakalar düşük doz idame ebilir)’te kısa süre için yardımk kullanılır. Dermatomiyozit, temporal arterit, polimiyozit ve sistemik lupus eritematozus tedavisi için kullanılır.

Diğerleri:Nörolojik veya miyokardiyal tutulumlu trişinoz, uygun antitüberküloz kemoterapi ile birlikte kullanıldığında subaraknoid bloklu ya da yaklaşan bloklu tüberküloz menenjiti.

4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Metilprednizolonun yüksek intravenöz dozlarının (10 dakikadan kısa bir süre içinde uygulanan 0,5 gramdan fazla) hızlı uygulanmasını takiben kardiyak aritmiler ve/veya kardiyak arrest raporları vardır. Yüksek dozlarda metilprednizolon sodyum süksinat uygulaması sırasında veya sonrasında bradikardi bildirilmiştir ve infüzyonun hızı veya süresi ile ilgisi olmayabilir. Yüksek dozda tedavi istendiğinde, önerilen PRECORT LİYO dozu, en az 30 dakikada intravenöz olarak uygulanan 30 mg/kg’dır. Bu doz 48 saat boyunca her 4 ila 6 saatte bir tekrarlanabilir.

Genel olarak, yüksek doz kortikosteroid tedavisine yalnızca hastanın durumu stabilize olana kadar devam edilmelidir; genellikle 48 ila 72 saati geçmez.

Diğer endikasyonlarda, başlangıç dozu, tedavi edilen spesifik hastalık varlığına bağlı olarak 10 ila 40 mg metilprednizolon arasında değişecektir. Bununla birlikte, bazı karşı konulamaz, akut, yaşamı tehdit eden durumlarda, olağan dozları aşan dozlardaki uygulamalar haklı olabilir ve oral dozların katları şeklinde olabilir.

Dozaj gereksinimlerinin değişken olduğu ve tedavi edilen hastalığa ve hastanın yanıtına göre bireyselleştirilmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Olumlu bir yanıt kaydedildikten sonra, uygun idame dozu, yeterli bir klinik yanıtı sürdürecek en düşük doza ulaşılana kadar, uygun zaman

3

aralıklarında başlangıç ilaç dozu küçük artışlarla azaltılarak belirlenmelidir. Doz ayarlamasını gerekli kılan durumlar, hastalık sürecindeki remisyonlara veya alevlenmelere sekonder klinik durumdaki değişiklikler, hastanın bireysel ilaç yanıtı ve hastanın tedavi altındaki hastalık varlığıyla doğrudan ilişkili olmayan stresli durumlara maruz kalmasının etkisidir. Bu son durumda, hastanın durumuna uygun bir süre boyunca kortikosteroid dozunun arttırılması gerekebilir. Uzun süreli tedaviden sonra ilaç kesilecekse, aniden değil kademeli olarak kesilmesi önerilir.

İlaç birkaç günden fazla uygulandığında doz kademeli olarak azaltılmalı veya kesilmelidir. Kronik bir durumda bir spontan remisyon dönemi meydana gelirse, tedavi kesilmelidir. Uzun süreli tedavi sırasında düzenli aralıklarla idrar tahlili, yemekten iki saat sonra kan şekeri, kan basıncının ve vücut ağırlığının belirlenmesi ve göğüs röntgeni gibi rutin laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Ülser öyküsü veya belirgin dispepsisi olan hastalarda üst GI röntgenleri istenir.

Multipl sklerozun akut alevlenmelerinin tedavisinde, bir hafta boyunca günlük 160 mg metilprednizolon ve ardından 1 ay boyunca gün aşırı 64 mg dozlarının etkili olduğu gösterilmiştir.

Uygulama şekli:
Liyofilize tozu içeren ampul, çözücüsü ile çözüldükten sonra hazırlanan çözelti IM enjeksiyonla veya IV infüzyon yolu ile uygulanabilir. Acil durumlarda tercih edilen uygulama şekli IV enjeksiyondur. İstenilen doz IV yolla yavaş bir şekilde (birkaç dakikalık süreler halinde) verilir. Kas içi enjeksiyonların derin olması gerekir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek /Karaciğer yetmezliği:
PRECORT-LİYO böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrol altında tutularak kullanılmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:
PRECORT-LİYO kullanımıyla büyümede gerileme riski söz konusu olduğundan, çocuklarda zorunlu nedenler olmadıkça kullanılmamalıdır.

4

Pediatrik hastalarda, metilprednizolonun başlangıç dozu, tedavi edilen spesifik hastalık varlığına bağlı olarak değişebilir. Başlangıç dozlarının aralığı, üçe veya dörde bölünmüş dozlar halinde (3,2 ila 48 mg/m2bsa/gün) 0,11 ila 1,6 mg/kg/gündür.

Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü (NHLBI), astımı inhale kortikosteroidler ve uzun etkili bronkodilatörler ile kontrol altına alınamayan pediatrik hastalarda sistemik prednizon, prednizolon veya metilprednizolon için tek veya bölünmüş dozlar halinde 1-2 mg/kg/gün dozunu önermektedir. Ayrıca kısa süreli veya “burst” tedavisinin, hasta kişisel en iyi değerinin %80’ine ulaşana kadar veya semptomlar düzelene kadar devam etmesi önerilir. Bu genellikle 3 ila 10 günlük tedavi gerektirir, ancak daha uzun sürebilir. İyileşmeden sonra dozu azaltmanın nüksetmeyi önleyeceğine dair bir kanıt yoktur.

Doz, bebekler ve çocuklar için azaltılabilir, ancak yaş veya beden ölçüsünden çok, durumun ciddiyeti ve hastanın yanıtına göre yönetilmelidir. 24 saatte bir kg başına 0,5 mg’dan az olmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:
PRECORT-LİYO öncelikle akut kısa süreli durumlarda kullanılır. Yaşlılarda doz değişikliğinin gerekli olduğunu gösteren hiçbir bilgi yoktur. Ancak yaşlı hastaların tedavisi, kortikosteroidlerin yaşlılıkta sık görülen yan etkilerinin daha ciddi sonuçları akılda tutularak planlanmalı ve yakın klinik gözlem gereklidir (bkz. Bölüm 4.4).

4.3. Kontrendikasyonlar
-Metilprednisolona, veya bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda,
-Belirli bir antienfektif tedavi uygulanmadıkça sistemik fungal enfeksiyonu olan hastalarda, sıtmadaki beyin ödeminde,
-İntratekal uygulanması kontrendikedir.

-İnek sütüne alerjisi olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4).

-Canlı veya canlı zayıflatılmış aşıların uygulanması, immünosupresif dozlarda kortikosteroid alan hastalarda kontrendikedir.

Kas içi kortikosteroid preparatlar, idiyopatik trombositopenik purpura için kontrendikedir.

5

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İmmünosüpresan Etkiler/Enfeksiyonlara Artırılmış Duyarlılık
Kortikosteroidler enfeksiyona duyarlılığı artırabilir, bazı enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir ve kullanımları sırasında yeni enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. İnflamatuar yanıtın ve bağışıklık fonksiyonunun baskılanması, fungal, viral ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı duyarlılığı ve bu enfeksiyonların ciddiyetini arttırır. Klinik görünüm, sıklıkla atipik olabilir ve tanı konulmadan önce ileri bir evreye ulaşabilir.

Bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan hastalar, sağlıklı bireylere göre enfeksiyonlara daha duyarlıdırlar. Örneğin, suçiçeği ve kızamık, bağışıklığı olmayan çocuklarda veya kortikosteroid kullanan yetişkinlerde daha ciddi veya ölümcül seyredebilir.

Suçiçeği enfeksiyonu, normalde hafif bir hastalık olmasına rağmen, immün sistemi baskılanmış hastalarda ölümcül olabilir. Önceden suçiçeği geçirmemiş hastalar (veya ebeveynler), suçiçeği geçiren veya herpes zoster enfeksiyonu olan kişiler ile temastan kaçınmalı, temas gerçekleşir ise acil tıbbi yardım istemelidirler. Temasta bulunan kişilere Varicella zoster immunglobulini (VZIG) ile pasif immünizasyon düşünülmelidir. Sistemik kortikosteroid alan veya 3 ay içinde kullanmış olan, bu hastalığa bağışıklığı bulunmayan kişilerin, temastan sonra 10 gün içinde aşılanmaları önerilir. Eğer suçiçeği tanısı doğrulanırsa, acil tedavi ve uzman bakımı gerekir. Kortikosteroidler kesilmemeli hatta dozun artırılması gerekebilir.

Hastalara kızamıktan kaçınmaları ve temas halinde ise acil tıbbi yardım istemeleri konusunda bilgi verilmelidir. Normal immünglobülin ile intramusküler profilaksiye gerek duyulabilir.

Benzer şekilde, kortikosteroidler, sıklıkla şiddetli enterokolit ve potansiyel olarak ölümcül gram-negatif septisemi ile birlikte, yaygın larva migrasyonuyla yaygınlaşan Strongyloides hiperinfeksiyonuna ve yayılmasına yol açabilen Strongyloides (kıl kurdu) infestasyonu gibi bilinen veya şüphelenilen parazit enfeksiyonları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Canlı veya canlı, zayıflatılmış aşıların uygulanması, kortikosteroidlerin immünsüpresif dozlarını alan hastalarda kontrendikedir. Diğer aşılara karşı antikor cevabı azaltılabilir.

6

Aktif tüberkülozda kortikosteroid kullanımı sadece fulminan veya dissemine tüberkülozda sistemik antitüberküloz rejimi ile birlikte kullanılabilir. Eğer latent tüberkülozu olan veya tüberkülin reaktivitesi bulunan hastalarda kortikosteroidlerin kullanılması gerekirse, hastalık reaktive olabileceği için yakından izlem gerekmektedir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi alması gereken bu hastalarda kemoproflaksi uygulanmalıdır.

Kortikosteroid tedavisi alan hastalarda Kaposi sarkomu görülmüştür. Kortikosteroid tedavisinin kesilmesi ile remisyon meydana gelebilir.

Kortikosteroidlerin septik şoktaki rolü, hem yararlı hem de zararlı etkileri bildiren erken

şokta

metilprednisolon’un etkinliğini ortaya koymuştur. Bu nedenle bu ürün septik sendrom veya septik şok tedavisinde kullanılmamalıdır. Kortikosteroidlerin septik şoktaki rolü tartışmalıdır ve erken çalışmalar hem yararlı hem de zararlı etkiler bildirmektedir. Bu da yüksek serum düzeyleri ile çalışmaya giren ya da tedaviden sonra ikincil bir enfeksiyon gelişen hastalarda daha yüksek

tamamlayıcı

kortikosteroidlerin, adrenal yetmezlik gösteren yerleşik septik şoku olan hastalarda faydalı olduğu öne sürülmüştür. Ancak, septik şokta rutin kullanımı önerilmemektedir. Kısa süreli yüksek doz kortikosteroidlerin sistematik olarak gözden geçirilmesi onların kullanımını desteklememektedir. Bununla birlikte, meta-analizler ve bir gözden geçirme, düşük doz kortikosteroidlerin uzun süreli kürlerinin (5-11 gün) özellikle vazopresöre bağlı septik şoku olan hastalarda mortaliteyi azaltabileceğini düşündürmektedir.

Bağışıklık Sistemi Etkileri
Alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Parenteral metilprednisolon tedavisinden sonra seyrek olarak cilt reaksiyonları ve anafilaktik / anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. İlacı kullanan doktorlar böyle bir olasılıkla başa çıkmaya hazır olmalıdır. Özellikle hastanın ilaç alerjisi geçmişi olduğunda, uygulamadan önce uygun önlemler alınmalıdır.

İnek sütü alerjisi
PRECORT-LİYO 40, yardımcı madde olarak sığır kaynaklı laktoz monohidrat içermektedir ve bu nedenle, eser miktarlarda inek sütü proteinleri (inek sütü alerjenleri) içerebilir. Akut alerjik durumlar için tedavi edilmiş, inek sütü proteinlerine alerjisi olan hastalarda, bronkospazm ve

7

anafilaksi dahil ciddi alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. İnek sütüne alerjisi olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalara PRECORT-LİYO uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

Akut alerjik durumların tedavisi için PRECORT-LİYO alan ve semptomları kötüleşen veya yeni alerjik semptomlar geliştiren hastalarda inek sütü proteinlerine alerjik reaksiyonlar dikkate alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3). PRECORT-LİYO kullanımı durdurulmalı ve hastanın durumu uygun şekilde tedavi edilmelidir.

Endokrin Etkiler
Alışılmadık strese maruz kalan kortikosteroid tedavisi alan hastalarda, stresli durum öncesinde, sırasında ve sonrasında hızlı etkili kortikosteroidlerin doz artışı gereklidir.

Uzun süreli olarak uygulanan kortikosteroidlerin farmakolojik dozları hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) baskılanmaya (ikincil adrenokortikal yetmezlik) neden olabilir. Oluşan adrenokortikal yetmezliğin derecesi ve süresi hastalar arasında değişkendir ve doz, sıklık, uygulama süresi ve glukokortikoid tedavisinin süresine bağlıdır. Bu etki alternatif gün terapisi kullanılarak en aza indirilebilir.

Ek olarak, glukokortikoidler aniden kesilirse ölümcül bir sonuca yol açan akut adrenal yetmezlik ortaya çıkabilir.

Sistemik kortikosteroidlerin fizyolojik dozlarından (yaklaşık 6 mg metilprednisolon) daha yüksek dozlarını 3 haftadan uzun süre kullanan hastalarda, ilacın aniden kesilmemesi gerekir.

İlaç kaynaklı ikincil adrenokortikal yetmezlik, dozun kademeli olarak azaltılmasıyla en aza indirilebilir. Doz azaltımı, sistemik kortikosteroid dozununun azaltılması ile hastalığın muhtemel nüks etmesine büyük ölçüde bağlı olarak gerçekleştirilir. İlacın kesilmesi sırasında hastalık aktivitesinin klinik değerlendirmesi gerekebilir. Eğer hastalık, sistemik kortikosteroitlerin kesilmesi ile nüksetmiyorsa, fakat hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) supresyonu hakkında şüphe varsa, sistemik kortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir. Günlük 6 mg metilprednisolon dozuna erişildiğinde, HPA aksın düzelmesine izin vermek için dozun azaltılması yavaşlatılmalıdır.

3 haftaya kadar sistemik kortikosteroid kullanan hastalarda, eğer hastalığın nüks etmesi muhtemel değilse ilaç aniden kesilebilir. Hastaların büyük çoğunluğunda, 3 haftaya kadar günlük 32 mg metilprednisolon dozlarında kortikosteroid kullanımının HPA-aksı baskılanmasına yol

8

açması beklenmez. Aşağıdaki hasta gruplarında, tedavi süresi 3 hafta veya daha kısa olsa da ilacın kademeli olarak kesilmesi önerilir:
•Tekrarlayan sistemik kortikosteroid kürleri uygulanan hastalar (özellikle 3 haftadan uzun sürmüşse),

•Uzun süreli (aylar veya yıllar) kortikosteroid tedavisini takiben, bir yıl içinde kısa süreli bir kür uygulanması gerekmişse,

•Ekzojen kortikosteroid tedavisi dışında adrenokortikal yetmezlik riski taşıyan hastalar,

•Günde 32 mg metilprednisolondan daha yüksek dozlarda tedavi gören hastalar

•Dozlarını tekrarlayan şekilde akşam almakta olan hastalar.

Hastalar, ilacın dozunu ve tedavinin süresini açıkça izah eden ve riskleri minimuma indirmek için alınacak önlemleri açıklayan “Steroid Tedavisi” kartlarını taşımalıdırlar.

Bu tip göreceli yetmezlik, tedavinin kesilmesinden sonra aylarca sürebilir; bu nedenle, bu dönemde ortaya çıkan stres durumunda, hormon tedavisi yeniden yapılmalıdır.

Adrenokortikal yetmezlik ile ilişkili görünmeyen bir steroid “yoksunluk sendromu”, aynı zamanda glukokortikoidlerin aniden kesilmesinin ardından da ortaya çıkabilir. Bu sendrom, anoreksiya, mide bulantısı, kusma, uyuşukluk, baş ağrısı, ateş, eklem ağrısı, deskuamasyon (pul pul dökülme), kas ağrısı, kilo kaybı ve/veya hipotansiyon gibi semptomları içerir. Bu etkilerin, düşük kortikosteroid düzeylerinden ziyade glukokortikoid konsantrasyonundaki ani değişime bağlı olduğu düşünülmektedir.

Glukokortikoidler Cushing sendromuna neden olabilir veya şiddetlendirebilir, bu nedenle Cushing hastalığı olan hastalarda glukokortikoidlerden kaçınılmalıdır.

Hipotiroidizmli hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı düşünüldüğünde ve hasta takibi gerektiğinde özellikle dikkatli olunmalıdır.

Metabolizma ve Beslenme
Diabetes mellitus (veya diyabet aile öyküsü) olan hastalarda sık sık hasta takibi gereklidir.

9

Metilprednisolon da dahil olmak üzere kortikosteroidler, kan şekerini arttırabilir, önceden var olan diyabeti kötüleştirebilir ve uzun süreli kortikosteroid tedavisi diabetes mellitus’a yatkınlaştırır.

Psikiyatrik Etkiler
Hastalar ve/veya hasta yakınları, sistemik steroid tedavisi ile görülebilecek ciddi psikiyatrik advers reaksiyonlar konusunda uyarılmalıdırlar (bkz. Bölüm 4.8). Semptomlar tedavinin başlangıcından sonra birkaç gün ila birkaç hafta içinde ortaya çıkabilirler. Riskler yüksek doz/sistemik maruziyetle daha yüksek olabilir (ayrıca bkz. Bölüm 4.5). Ancak doz seviyeleri reaksiyonun başlangıcı, tipi, şiddeti veya süresinin tahminine izin vermez. Advers reaksiyonların büyük çoğunluğu, doz azaltılmasına veya ilacın kesilmesine yanıt verirse de özgün tedavi uygulanması gerekebilir. Özellikle depresyon veya intihar düşüncesi gibi bulguların varlığında hastalar ve/veya hasta yakınları, endişe verici psikolojik belirtiler gelişirse yardım istenmesi konusunda uyarılmalıdırlar. Ayrıca nadir de olsa bu tür reaksiyonların ilaç tedavisi sırasında olduğu gibi, ilacın doz azaltılması veya ilaç kesimini takiben kısa süre içinde de gelişebileceği konusunda da uyarıda bulunulmalıdır.

Kendilerinde veya birinci dereceden akrabalarında şiddetli affektif bozukluk olan veya öyküsü bulunan hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı düşünüldüğünde özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bu bozukluklar depresif veya manik-depresif hastalığı ve önceki steroid psikozunu içerir.

Şiddetli affektif bozuklukları (özellikle önceki steroid psikozu) olan veya daha önce geçmişi olan hastalarda sık aralıklarla takip gereklidir.

Sinir Sistemi Etkileri
Nöbet bozuklukları olan hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır. Epilepsi hastalarında sık aralıklarla hasta takibi gereklidir.

Miyastenia gravisli hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır. (Ayrıca Kas-iskelet Etkileri bölümünde miyopati tablosuna bakınız). Miyastenia gravisli hastalarda sık aralıklarla hasta takibi gereklidir.

İntratekal/epidural uygulama yollarıyla ilişkili ciddi tıbbi olaylar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Tipik olarak yüksek dozlarda uzun süre kortikosteroid kullanan hastalarda epidural lipomatoz rapor edilmiştir.

10

Oküler Etkiler
Glokomlu veya ailede glokom öyküsü olan hastalarda ve oküler herpes simpleks olan (kornea perforasyonu riskinden dolayı) hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı özel dikkat gerektirir ve hastayı sık izlemek gereklidir.

Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı, posterior subkapsüler katarakt ve nükleer katarakt (özellikle çocuklarda), ekzoftalmi veya göz içi basıncında artışa neden olabilir. Bu da optik sinirlere muhtemel hasar veren glokom ile sonuçlanabilir. Glukokortikoidleri alan hastalarda ikincil fungal ve viral enfeksiyonlar da gelişebilir.

Kortikosteroid tedavisi, retina yırtılmasına yol açabilen Santral seröz korioretinopati ile ilişkilendirilmiştir.

Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımında görme bozukluğu rapor edilebilir. Hastada bulanık görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlar varsa, katarakt, glokom veya sistemik ve topikal kortikosteroidlerin kullanımından sonra bildirilmiş olan santral seröz korioretinopati (CSCR) gibi nadir görülen hastalıkları içerebilecek olası nedenlerin değerlendirilmesi için hastanın bir göz doktoruna sevk edilmesi düşünülmelidir. Santral seröz koryoretinopati, retina yırtılmasına yol açabilir.

Kardiyak Etkiler
Glukokortikoidlerin kardiyovasküler sistem üzerindeki dislipidemi ve hipertansiyon gibi yan etkileri, yüksek dozlar ve uzun süreli kürler kullanılıyorsa, mevcut kardiyovasküler risk faktörleri olan hastaları ek kardiyovasküler etkilere karşı predispoze edebilir. Buna göre, bu hastalarda kortikosteroidler bilinçli olarak kullanılmalı ve gerekirse risk modifikasyonu ve ek kardiyak izlemeye dikkat edilmelidir. Düşük doz ve alternatif günlük tedavi kortikosteroid tedavisindeki komplikasyonların insidansını azaltabilir.

Metilprednisolon’un (10 dakikadan daha kısa bir süre boyunca uygulanan 500 mg’dan daha yüksek) yüksek dozlarının hızlı intravenöz uygulanması ile ilişkili kardiyak aritmiler ve/veya dolaşım sistemi çökmesi ve/veya kalp durması oluştuğunu gösteren birkaç rapor bulunmaktadır. Bradikardi, metilprednisolon sodyum süksinatın yüksek dozlarının uygulanması sırasında veya sonrasında bildirilmiştir ve infüzyon hızı ve süresiyle ilişkili olmayabilir.

11

Sistemik kortikosteroidler konjestif kalp yetmezliği vakalarında dikkatli bir şekilde ve sadece kesinlikle gerekliyse kullanılmalıdır.

Steroidin neden olduğu elektrolit bozukluğu/potasyum kaybı nedeniyle digoksin gibi kardiyoaktif ilaçlar alan hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.8).

Konjestif kalp yetmezliği veya yeni miyokard infarktüsü (miyokard rüptürü bildirilmiştir) geçiren hastalarda sık aralıklarla hasta takibi gereklidir.

Vasküler Etkiler
Steroidler, hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Sık aralıklarla hasta takibi gereklidir.

Venöz tromboembolizm dahil trombozun kortikosteroidlerle oluştuğu bildirilmiştir. Sonuç olarak kortikosteroidler, tromboembolik hastalıklara yatkın veya ön planda olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Gastrointestinal Etkiler
Kortikosteroidlerin yüksek dozu akut pankreatit yapabilir.

Tedavi sırasında karşılaşılan peptik ülserlerden kortikosteroidlerin sorumlu olup olmadığı konusunda evrensel bir anlaşma yoktur. Bununla birlikte, glukokortikoid tedavisi, peptik ülser semptomlarını maskeleyebilir. Böylece perforasyon veya hemoraji, önemli bir ağrı olmadan ortaya çıkabilir. Glukokortikoid tedavisi, perforasyon, obstrüksiyon veya pankreatit gibi gastrointestinal bozukluklarla ilişkili peritonit veya diğer bulgu ve semptomları maskeleyebilir.

NSAİİ’larla kombinasyon halinde, gastrointestinal ülser gelişme riski artmaktadır.

Aşağıdaki durumlara sahip hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı düşünüldüğünde özellikle dikkatli olunmalı ve hasta takibi gereklidir.
Ülseratif kolit.

Perforasyon, apse veya diğer piyojenik enfeksiyonlar. Divertikülit.

Taze bağırsak anastomozları.

Peptik ülserasyon.

12

Hepatobilier Etkiler
Akut hepatit veya karaciğer enzim artışı dahil olmak üzere ilaç kaynaklı karaciğer hasarı, siklik atımlı IV metilprednisolondan (genellikle başlangıç dozunda ≥ 1 g/gün) kaynaklanabilir. Seyrek olarak hepatotoksisite vakaları bildirilmiştir. Başlangıç zamanı birkaç hafta veya daha uzun olabilir. Bu vakaların çoğunda, tedavinin geri çekilmesinden sonra geri döndürülebilirler. Bu nedenle uygun izleme gereklidir.

Kas-iskelet Etkileri
Miyastenia gravis veya osteoporozlu hastalarda (post-menopozal kadınlar özellikle risk altında) sistemik kortikosteroid kullanımı düşünüldüğünde özellikle dikkatli olunmalıdır ve hasta takibi gereklidir.

Osteoporoz, glukokortikoidlerin yüksek dozlarda uzun süreli kullanımıyla ilişkili yaygın fakat seyrek görülen bir yan etkisidir.

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Sistemik sklerozlu hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü metilprednizolon da dahil olmak üzere kortikosteroidlerle birlikte skleroderma renal kriz insidansı artmıştır. Bu nedenle kan basıncı ve böbrek fonksiyonu (s-kreatinin) rutin olarak kontrol edilmelidir. Böbrek krizinden şüphelenildiğinde, kan basıncı dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir.

Böbrek yetmezliği olan hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı düşünüldüğünde özellikle dikkatli olunmalıdır ve hasta takibi gereklidir.

Araştırmalar
Ortalama ve yüksek dozlarda hidrokortizon veya kortizon, kan basıncının yükselmesine, tuz ve su tutulmasına ve artmış potasyum atılımına neden olabilir. Bu etkilerin, yüksek dozlarda kullanıldığında, sentetik türevlerle ortaya çıkma olasılığı daha düşüktür. Diyet tuzu kısıtlaması ve potasyum takviyesi gerekli olabilir. Tüm kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırır.

Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar
Sistemik kortikosteroidler endike değildir ve bu nedenle travmatik beyin hasarı tedavisi için kullanılmamalıdır, çok merkezli bir çalışmada, plaseboya kıyasla metilprednizolon sodyum

13

süksinat verilen hastalarda yaralanmadan 2 hafta ve 6 ay sonra artan bir mortalite ortaya çıkmıştır. Metilprednizolon sodyum süksinat tedavisi ile nedensel bir ilişki kurulamamıştır.

Skleroderma Renal Kriz
15mg/gün ve daha yüksek dozlarda prednisolon ve eşdeğerlerini kullanan sistemik sklerozlu hastalar, ölümcül olabilen Skleroderma Renal Kriz ile beraber ani başlangıçlı hipertansiyon ve akut böbrek yetmezliği gözlenebileceği hakkında uyarılmalıdır.

Bu sebeple tansiyon ve renal fonksiyon (s-kreatinin) rutin olarak izlenmelidir. Renal krizden şüphelenildiğinde, tansiyon dikkatle kontrol edilmelidir.

Diğer
Glukokortikoidlerle yapılan tedavinin komplikasyonları dozun büyüklüğüne ve tedavi süresine bağlı olduğundan, her bir vakada günlük veya aralıklı tedavinin uygulanıp uygulanmayacağına dair tedavi doz ve süresi konusunda bir risk/fayda kararı verilmelidir.

Kobisistat içeren ürünler de dahil olmak üzere CYP3A inhibitörleri ile birlikte yapılan tedavinin, sistemik yan etki riskini artırması beklenmektedir. Fayda, sistemik kortikosteroid yan etkilerinin artmış riskinden daha ağır basmadıkça, sistemik kortikosteroid yan etkileri açısından takip edilmesi gereken durumlarda, kombinasyon tedavisinden kaçınılmalıdır (bakınız bölüm 4.5).

Tedavi altındaki durumun kontrol altına alınması için mümkün olan en düşük kortikosteroid dozu kullanılmalıdır ve dozun azaltılması mümkün olduğunda azaltma kademeli olmalıdır.

Kortikosteroidler ile birlikte aspirin ve non-steroidal anti-inflamatuar ajanlar dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

Sistemik kortikosteroid uygulamasından sonra ölümcül olabilen feokromositoma krizi bildirilmiştir. Kortikosteroidler sadece uygun bir risk/fayda değerlendirmesi yapıldıktan sonra şüpheli veya tanımlanmış feokromasitoma olan hastalara uygulanmalıdır.

Pazarlama sonrası raporlarda, hematolojik maligniteler ve solid tümörler de dahil olmak üzere maligniteleri olan hastalarda, sistemik kortikosteroidlerin tek başına veya diğer kemoterapötik ajanlarla kombinasyon halinde kullanımını takiben tümör lizis sendromu (TLS) rapor edilmiştir.

14

Proliferatif hızı yüksek, tümör yükü yüksek, sitotoksik ajanlara duyarlılığı yüksek tümörleri olan hastalar gibi TLS riski yüksek olan hastalar yakından izlenmeli ve uygun önlemler alınmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:
Uzamış kortikosteroid tedavisi alan bebek ve çocuklarda büyüme ve gelişme dikkatle izlenmelidir.

Uzun süreli, günlük, bölünmüş doz glukokortikoid tedavisi alan çocuklarda büyüme baskılanabilir ve bu türden bir rejimin kullanımı en acil endikasyonlarla sınırlandırılmalıdır. Gün aşırı glukokortikoid tedavisi genellikle bu yan etkiyi önler veya en aza indirir.

Prematüre bebeklere metilprednizolon verilmesinden sonra hipertrofik kardiyomiyopati gelişebilir, bu nedenle uygun tanısal değerlendirme yapılmalı ve kalp fonksiyonları ve yapısı izlenmelidir.

Uzamış kortikosteroid tedavisi alan bebekler ve çocuklar, kafa içi basınç artışı nedeniyle özel risk altındadır.

Yüksek doz kortikosteroidler çocuklarda pankreatit oluşturabilir.

hipertrofik

kardiyomiyopati gelişebilir, bu nedenle kalp fonksiyonu ve yapısının uygun tanısal değerlendirmesi ve izlenmesi yapılmalıdır.

Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.

PRECORT-LİYO laktoz (sığır kaynaklı) içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Metilprednizolon bir sitokrom P450 enzim (CYP) substratıdır ve temel olarak CYP3A4 enzimi tarafından metabolize edilir. CYP3A4, yetişkin insanlarda karaciğerdeki en bol CYP alt ailesinin baskın enzimidir. Hem endojen hem de sentetik kortikosteroidler için temel Faz I metabolik

15

adımı olan steroidlerin 6β-hidroksilasyonunu katalize eder. Diğer birçok bileşik, bazıları (ve diğer ilaçların yanı sıra) indüksiyon (upregülasyon) veya CYP3A4 enziminin inhibisyonu yoluyla glukokortikoid metabolizmasını değiştiren CYP3A4 substratlarıdır.

CYP3A4 İNHİBİTÖRLERİ – CYP3A4 aktivitesini inhibe eden ilaçlar genellikle hepatik klerensi azaltır ve metilprednisolon gibi CYP3A4 substrat ilaçların plazma konsantrasyonunu arttırır. CYP3A4 inhibitörü varlığında, metilprednisolon dozunun streoid toksisitesini önlemek için ayarlanması gerekebilir.

CYP3A4 İNDÜKLERLERİ – CYP3A4 aktivitesini indükleyen ilaçlar genelde hepatik klerensi artırır ve CYP3A4 için substrat olan ilaçların plazma konsantrasyonunu azaltır. Birlikte uygulandıklarında istenen etkiye ulaşabilmek için metilprednisolon dozunun arttırılması gerekebilir.

CYP3A4 SUBSTRATLARI – Başka bir CYP3A4 substratının varlığında, metilprednisolonun hepatik klerensi, ilgili doz ayarlamaları ile etkilenebilir. İlaçların birlikte uygulandıklarında oluşan advers etkiler tek başlarına iken kullanımlarından daha fazla olabilir.

CYP3A4-ARACILI OLMAYAN ETKİLER – Metilprednisolon ile ortaya çıkan diğer etkileşimler ve etkiler aşağıda Tablo l’de açıklanmıştır.

Tablo 1, metilprednisolon ile en yaygın ve/veya klinik olarak önemli ilaç etkileşimlerinin veya etkilerinin bir listesini ve açıklamalarını sunmaktadır.

Tablo 1. Metilprednisolon ile önemli ilaç veya etkin madde etkileşimleri/etkileri

İlaç Sınıfı veya Türü
– İLAÇ VEYA ETKİN MADDE

Etkileşim

Etki

Makrolid Antibakteriyel – TROLEANDOMİSİN

Antibakteriyel

CYP3A4
İNHİBİTÖRÜ

CYP3A4 İNHİBİTÖRÜ.

Metilprednisolonun plazma

konsantrasyonunda bir artış meydana

16

– İZONİYAZİD
– GREYFURT SUYU

gelebilir. Metilprednisolon dozunun steroid toksisitesini önlemek için titre edilmesi gerekebilir.

Ek

metilprednisolonun,

İzoniyazidin asetilasyon oranını ve klirensini arttırmak için potansiyel bir etkisi vardır.

Antibiyotik, Antitüberküloz – RİFAMPİN

Antikonvülsanlar
– FENOBARBİTAL – FENİTOİN

CYP3A4
İNDÜKLEYİCİSİ

CYP3A4 İNDÜKLEYİCİSİ

Metilprednizolonun plazma

konsantrasyonunda bir azalma

meydana gelebilir. Birlikte

uygulandıklarında istenen etkiye

ulaşabilmek için metilprednisolon

dozunun arttırılması gerekebilir.

Antiemetik
– APREPİTANT
– FOSAPREPİTANT

Antifungal
– İTRAKONAZOL – KETOKONAZOL

Antiviraller
– HIV-PROTEAZ İNHİBİTÖRLERİ

Farmakokinetik geliştiriciler -KOBİSİSTAT

CYP3A4
İNHİBİTÖRLERİ
(ve SUBSTRATLAR)

CYP3A4

SUBSTRATLAR)

klerensi

inhibe edilebilir veya indüklenebilir,

bu da metilprednizolonun plazma

veya

azalmaya neden olur. İlgili bir dozaj

ayarlaması gerekli olabilir. Her iki

ilacın kullanımı ile ilişkili advers

olayların uygulama ile ortaya çıkması

daha olası olabilir.

1) İndinavir ve ritonavir gibi proteaz

inhibitörleri kortikosteroidlerin plazma

17

Kalsiyum Kanal Blokörü – DİLTİAZEM

Kontraseptifler (oral)

NORETİSTERON

İmmunosüpresan – SİKLOSPORİN

Makrolid Antibakteriyel – KLARİTROMİSİN
– ERİTROMİSİN

konsantrasyonlarını artırabilir.

2) Kortikosteroidler, düşük plazma

olacak

şekilde HIV proteaz inhibitörlerinin

metabolizmasını indükleyebilir.

Siklosporin

(1) Metilprednisolon ve siklosporinin

birlikte kullanımı ile metabolizma

karşılıklı inhibe olabilir, ilaçlardan

birinin veya her ikisinin de plazma

konsantrasyonu artabilir. Bu sebeple

uygulandıklarında

oluşan advers etkiler tek başlarına iken

kullanımlarından daha fazla olabilir.

2) Aynı zamanda metilprednisolon ve

siklosporin

konvülsiyonlar bildirilmiştir.

Antikonvülsan
– KARBAMAZEPİN

CYP3A4
İNDÜKLEYİCİSİ (ve SUBSTRAT)

CYP3A4

SUBSTRAT)

klerensi

inhibe edilebilir veya indüklenebilir,

bu da metilprednizolonun plazma

veya

azalmaya neden olur. İlgili bir dozaj

ayarlaması gerekli olabilir. Her iki

ilacın kullanımı ile ilişkili advers

olayların uygulama ile ortaya çıkması

daha olası olabilir.

İmmunosüpresan
– SİKLOFOFAMİD

CYP3A4
SUBSTRATLARI

CYP3A4 SUBSTRATLARI

klerensi

18

– TAKROLİMUS

inhibe edilebilir veya indüklenebilir, bu da metilprednizolonun plazma

veya

azalmaya neden olur. İlgili bir dozaj ayarlaması gerekli olabilir. Her iki ilacın kullanımı ile ilişkili advers olayların uygulama ile ortaya çıkması daha olası olabilir.

Antikoagülanlar (oral)

Metilprednizolonun oral

antikoagülanlar üzerindeki etkisi

değişkendir. Kortikosteroidlerle

eşzamanlı olarak verildiğinde

antikoagülanların azalmış etkileri

bildirilmiştir. Bu nedenle, istenen

antikoagülan etkilerini korumak için

koagülasyon indeksleri izlenmelidir.

Antikolinerjikler
– NÖROMÜSKÜLER BLOKERLER

Kortikosteroidler antikolinerjiklerin

etkisini etkileyebilir.

(1) Nöromüsküler bloke edici ilaçlar

gibi antikolinerjiklerle birlikte

kortikosteroidlerin yüksek dozda

kullanımı ile akut miyopati

bildirilmiştir. (Ek bilgi için bkz. Bölüm

4.4 Kas-iskelet sistemi.)

(2) Kortikosteroid alan hastalarda

panküronyum

veküronyumun

nöromüsküler bloke edici etkilerinin

antagonize olduğu bildirilmiştir. Bu

etkileşim

nöromüsküler blokörlerle beklenebilir.

Antikolinesterazlar

Steroidler myastenia graviste

antikolinesterazların etkilerini

19

azaltabilir.

Anti-diyabetikler

Kortikosteroidler

konsantrasyonlarını artırabileceğinden,

anti-diyabetik

ayarlamaları gerekebilir.

Aminoglutimid-indüklü adrenal supresyon, uzamış glukokortikoid tedavisinin neden olduğu endokrin değişiklikleri şiddetlendirebilir.

NSAİİ’lar (non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar)
– yüksek doz ASPİRİN
(asetilsalisilik asit)

(1) Kortikosteroidler NSAİİ ile birlikte verildiğinde gastrointestinal kanama ve ülserasyon insidansında artış olabilir.

(2) Metilprednisolon, salisilat serum seviyelerinin azalmasına yol açabilen yüksek doz aspirin klirensini artırabilir. Metilprednisolon tedavisinin kesilmesi, salisilat toksisitesinin artmasına neden olacak şekilde salisilat serum seviyelerinde artışa yol açabilir.

Potasyum tüketen ajanlar

Kortikosteroidler eşzamanlı olarak

potasyum tüketen ajanlar (yani

diüretikler) ile uygulandığında,

hastalar hipokalemi gelişimi için

yakından gözlenmelidir.

Kortikosteroidler diüretiklerin diüretik

etkisini antagonize eder.

Ayrıca, amfoterisin B, ksantanlar veya

beta2 agonistleri ile kortikosteroidlerin

birlikte

20

hipokalemi riski de vardır.

Kortikosteroidler tüm antihipertansiflerin hipotansif etkisini antagonize eder.

Kortikosteroidler kardiyak glikozitler ile verildiğinde hipokalemi riskinde artış vardır.

Kortikosteroidlerin etkileri mifepristondan 3-4 gün sonra azaltılabilir.

Alkol/Beslenme/Bitki etkileşimleri:
Alkol: Alkol ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (gastrik mukozal irritasyonu arttırabilir). Besin: Metilprednisolon kalsiyum absorpsiyonunu engeller. Kafein kısıtlanmalıdır.

Bitkisel ürünler: St. John’s wort (sarı kantaron), metilprednisolon düzeylerini düşürebilir. Cat’s claw ve ekinezya ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (immünostimulan etkileri vardır).

Geçimsizlikler
Geçimsizlik ve stabilite problemlerinden kaçınmak için, metilprednisolon sodyum süksinatın IV uygulama yolu ile verilen diğer bileşiklerden ayrı olarak uygulanması tavsiye edilir. Metilprednisolon sodyum süksinat ile çözelti içinde fiziksel olarak uyumsuz olan ilaçlar arasında allopurinol sodyum, doksapram hidroklorür, tigesiklin, diltiazem hidroklorür, kalsiyum glukonat, vekuronyum bromür, rokuronyum bromür, sisatrakuryum besilat, glikopirolat ve propofol yer alır. (Ek bilgi için bölüm 6.2’ye bakınız.)

4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Bazı vaka raporlarında, rahim içi araç kullanan kadınlarda kortikosteroidlerle tedavi ile kontrasepsiyonun azaldığı bildirilmiştir.

Gebelik dönemi
Kortikosteroidlerin plasentayı geçme yeteneği bireysel ilaçlar arasında değişmektedir, ancak Metilprednisolon plasental bariyeri geçer.

21

Kortikostreoidlerin gebe hayvanlara uygulanması yarık damak dahil fötal gelişim anomalilerine, rahim içi gelişimde geriliğe ve beynin büyüme ve gelişmesi üzerinde etkilere neden olabilir. Kortikosteroidlerin erkeklerde yarık damak gibi konjenital anomali görülme sıklığında artışa sebep olduklarına yönelik veri yoktur ancak gebelik döneminde uzun dönem veya tekrarlanan kullanımlarda kortikosteroidler rahim içi büyüme geriliği riskini arttırabilirler. Hipoadrenalizm, teorik olarak, kortikosteroidlere prenatal maruziyeti takiben yenidoğanda ortaya çıkabilir, ancak genellikle doğumdan sonra kendiliğinden düzelir ve nadiren klinik olarak önemlidir. Hamilelik sırasında önemli miktarda kortikosteroid almış annelerden doğan bebekler dikkatle izlenmeli ve adrenal yetmezlik belirtileri açısından değerlendirilmelidir. Tüm ilaçlarda olduğu gibi, kortikosteroidler sadece anne ve çocuğa sağlanan faydalar risklerden daha ağır basıldığında reçete edilmelidir. Kortikosteroidler gerekli olduğunda, normal gebelikleri olan hastalar, gebe olmayan bir durumda oldukları gibi tedavi edilebilirler.

Metilprednizolon sodyum süksinat ile yeterli insan üreme çalışmaları yapılmadığından, bu tıbbi ürün hamilelik sırasında anne ve fetüse yarar risk oranının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesinden sonra kullanılmalıdır.

İnsanlarda, düşük doğum ağırlığı riski doza bağlı olarak görülür ve daha düşük kortikosteroid dozları uygulanarak en aza indirilebilir.

Hamilelik sırasında kortikosteroidlerle uzun süreli tedavi gören annelerden doğan bebeklerde katarakt gözlenmiştir.

Laktasyon dönemi
Metilprednisolon düşük miktarda anne sütüne geçer. Günlük 40 mg’a kadar olan metilprednisolon kullanımı bebekte sistemik etkilere neden olmaz. Bu tıbbi ürün, anne ve bebek için fayda-risk oranının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesinden sonra, emzirme sırasında kullanılmalıdır. Klinik nedenlerle yüksek dozlar gerekirse, bebeğin anne sütüyle birlikte metilprednisolon almasını önlemek için emzirmeden kaçınılmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite
Kortikosteroidlerin hayvan çalışmalarında doğurganlığı bozduğu gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.3). Kadınlarda kortikosteroid tedavisi menstrüel düzensizliklere yol açabilir.

22

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Bazı istenmeyen etkiler (görme bozuklukları ya da göz içi basınçta artıştan dolayı görmede azalma, baş dönmesi, baş ağrısı gibi) hastanın konsantrasyon ve reaksiyon kabiliyetini bozabilir. Bu nedenle araba veya makine kullanımı için risk oluşturabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki advers reaksiyonlar aşağıdaki uygulama yollarıyla bildirilmiştir: İntratekal/Epidural: Araknoidit, fonksiyonel gastrointestinal bozukluk/mesane disfonksiyonu, baş ağrısı, menenjit, paraparezi/parapleji, nöbet ve duyu bozuklukları.

Normal koşullar altında metilprednisolon tedavisi kısa süreli olarak kabul edilir. Bununla birlikte, özellikle yüksek dozda tedavi kullanıldığında kortikosteroid tedavisine atfedilebilecek yan etkilerin fark edilmesi gerekir (bkz. Bölüm 4.4). Bu gibi yan etkiler şunlardır:
Sıklık sınıflandırılması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

MedDRA
Sistem Organ Sınıfı

Sıklık†

İstenmeyen etkiler

Enfeksiyonlar ve

enfestasyonlar

Bilinmiyor

Enfeksiyon (klinik semptom ve

bulguların baskılanması ile

enfeksiyonların ciddiyeti ve

hassasiyetinin artması dahil); Fırsatçı

enfeksiyon; Uyuyan tüberkülozun

4.4),

Peritonit#

(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar

Bilinmiyor

Kortikosteroid tedavisi alan

hastalarda kaposi sarkomunun

oluştuğu bildirilmiştir.

Kortikosteroidlerin kesilmesi klinik

remisyona neden olabilir.

23

Kan

sistemi

hastalıkları

Bilinmiyor

Lökositoz

Bağışıklık sistemi

hastalıkları

Bilinmiyor

Aşırı

(Anafilaktik

reaksiyon; Anafilaktoid reaksiyon).

Endokrin hastalıklar

Bilinmiyor

Cushingoid; Hipopitüitarizm (hipotalamo-hipofiz-adrenal aksın bastırılması dahil); Steroid yoksunluk sendromu (ateş, miyalji, artralji, rinit,

deri

nodülleri ve kilo kaybı dahil).

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Bilinmiyor

Metabolik

asidoz;

retansiyonu;

Sıvı

Bozulmuş glikoz toleransı; Alkaloz

hipokalemik; Dislipidemi; Artan

insülin gereksinimleri (veya

diyabetiklerde oral hipoglisemik

ajanlar); Lipomatozis; Artan iştah

sonuçlanabilir);

Epidural lipomatozis.

Psikiyatrik hastalıklar

Bilinmiyor

Tüm kortikosteroidler için affektif

bozukluklar (irritabl, öforik, depresif

ve değişken duygudurum, uyuşturucu

bağımlılığı ve intihar düşünceleri

gibi) dahil olmak üzere geniş bir

yelpazede psikiyatrik reaksiyonlar,

psikotik reaksiyonlar (mani,

delüzyonlar, halüsinasyonlar ve

şizofreni dahil), davranış

bozuklukları, sinirlilik, anksiyete,

uyku bozuklukları ve konfüzyon ve

amnezi

24

Hem

yetişkinlerde hem de çocuklarda

reaksiyonlar oluşabilir. Yetişkinlerde

şiddetli reaksiyonların sıklığı% 5 -%

6

edilmiştir.

Kortikosteroidlerin geri çekilmesinde

psikolojik

bildirilmiştir;

frekans bilinmemektedir.

Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor

Papilödem ile artmış intrakraniyal basınç [Benign intrakranial hipertansiyon]; Nöbet; Amnezi; Bilişsel bozukluk; Baş dönmesi; Baş ağrısı.

Göz hastalıkları

Seyrek

Bulanık görme (bkz. Bölüm 4.4)

Bilinmiyor

Arka subkapsüler kataraktlar;

Ekzoftalmus (gözün öne doğru

ilerlemesi); Glokom; Optik sinire

olası hasar ile papilödem; Korneal

veya skleral incelme; Oftalmik viral

veya fungal hastalıkların

alevlenmesi; Santral seröz

korioretinopati

Kulak

kulak

hastalıkları

Bilinmiyor

Vertigo.

Kardiyak hastalıklar

Bilinmiyor

Duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği; Aritmi.

Vasküler hastalıklar

Bilinmiyor

Hipertansiyon; Hipotansiyon;

Trombotik olaylar

Solunum, göğüs

bozuklukları ve mediastinal

hastalıklar

Bilinmiyor

Hıçkırık; Pulmoner emboli.

Bilinmiyor

Peptik ülser (olası peptik ülser

ülser

25

kanaması ile birlikte); Gastrik

kanama; İnstestinal perforasyon;

Pankreatit; Ülseratif özofajit;

Özofajit;Özofagus kandidiyazis;

Karın ağrısı; Karın şişliği; İshal;

Dispepsi; Mide bulantısı; Kusma;

Ağızda kötü tat, özellikle hızlı

uygulama ile ortaya çıkabilir.

Hepatobiliyer hastalıklar

Bilinmiyor

Hepatit†; Karaciğer enzimlerinin

artışı (örneğin, alanin

aminotransferaz artmıştır (ALT,

SGPT), aspartat aminotransferaz

artmıştır (AST, SGOT)).

Deri ve deri altı doku

hastalıkları

Bilinmiyor

Ekimozlar; Deri atrofisi (ince kırılgan cilt); Akne; Anjioödem; Peteşi; Ciltte damarlanma; Telanjiyektazi; Ciltte hipopigmentasyon veya hiperpigmentasyon; Hirsutizm; Kızarıklık; Eritem; Kaşıntı; Ürtiker; Hiperhidroz.

Kas-iskelet sistemi ve bağ dokusu bozuklukları

Bilinmiyor

Büyüme geriliği; Osteoporoz; Kas

zayıflığı; Osteonekroz; Patolojik

kırık; Kas atrofisi; Miyopati;

Nöropatik artropati; Atralji; Miyalji.

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Bilinmiyor

Menstürasyon düzensizliği;

Amenore.

Genel

uygulama bölgesine ilişkin

hastalıklar

Bilinmiyor

Bozulmuş yara iyileşmesi; Periferik

ödem;

reaksiyonu; Yorgunluk; Halsizlik; Geri çekme semptomları – Uzun süreli tedaviden sonra kortikosteroid dozunda çok hızlı bir azalma, akut

26

adrenal yetmezliğe, hipotansiyona ve

Bununla

birlikte, bu sürekli tedavinin verildiği

bir endikasyonla kortikosteroidler

için daha uygulanabilirdir (bkz.

Bölüm 4.4).

yolu

hastalıkları

Bilinmiyor

Skleroderma Renal Kriz*

Araştırmalar

Bilinmiyor

Artmış

Karbonhidrat toleransında azalma;

Kandaki potasyum düzeyinde azalma

(potasyum kaybı); idrarda kalsiyum

fosfataz düzeyinin artması; Kanda

üre miktarının artması; Deri testlerine

reaksiyonların baskılanması.

Bilinmiyor

Aşil

tendonu); Spinal kompresyon kırığı

(vertebral kompresyon kırıkları).

† IV uygulamada hepatit rapor edilmiştir (bakınız bölüm 4.4).

# Peritonit; perforasyon, obstrüksiyon veya pankreatit gibi bir gastrointestinal bozukluğun birincil belirtisi veya semptomu olabilir (bkz. Bölüm 4.4).

*Skleroderma Renal Kriz: Farklı alt popülasyonlar arasında Skleroderma Renal Kriz oluşumu çeşitlenir. En yüksek risk, yaygın sistemik sklerozlu hastalarda rapor edilmiştir. En düşük risk ise sınırlı skleroderma (%2) ve çocukluk çağı skleroderma (%1) hastalarında rapor edilmiştir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. ( e- posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

27

4.9. Doz aşımı ve tedavisi
PRECORT-LİYO’nun kortikosteroidlerle akut doz aşımının klinik sendromu yoktur. Kortikosteroidlerin aşırı dozunu takiben akut toksisite ve/veya ölüm raporları nadirdir. Doz aşımı durumunda spesifik bir panzehir mevcut değildir; tedavi destekleyici ve semptomatiktir. Metilprednizolon diyaliz edilebilir. Kronik doz aşımını takiben, belirli bir süre boyunca doz seviyelerinin kademeli olarak azaltılmasıyla adrenal supresyon olasılığına karşı korunmalıdır. Böyle bir durumda, hastanın başka herhangi bir stresli epizod sırasında desteklenmesi gerekebilir.

5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu : Üreme hormonları ve insülinler haricindeki sistemik hormonal preperatlar; Sistemik kullanıma yönelik kortikosteroidler; Sistemik kullanıma yönelik kortikosteroidler, düz; Glukokortikoidler
ATC kodu : H02AB04

Metilprednisolon sentetik ve fluorsuz bir kortikosteroiddir. Metilprednisolonun antienflamatuar etkinliği, prednisolonunkinden daha güçlüdür. Vücutta su ve tuz tutulumunu indükleyici etkisi ise prednisolonunkinden daha azdır.

Metilprednisolon sodyum süksinat, metilprednisolon ile aynı metabolik ve antienflamatuar etkilere sahiptir. Parenteral yoldan eşdeğer dozlarda uygulandıklarında, her iki bileşiğin biyolojik etkinlikleri eşdeğerdir. İntravenöz uygulama sonrası eozinofil sayısının baskılanması gösterge olarak alındığında metilprednisolon sodyum süksinatın, hidrokortizon sodyum süksinata göre potensi en az 4 kat daha fazladır. Bu veri metilprednisolon ve hidrokortizonun oral uygulama sonrası göreceli potensi ile tutarlılık göstermektedir. Metilprednizolon, hidrokortizonun en az beş katı anti-inflamatuar aktiviteye sahip bir kortikosteroiddir. Glukokortikoid ve mineralokortikoid etkisinin geliştirilmiş ayrımı, sodyum ve su tutma insidansının azalmasına neden olur.

Glukokortikoidler güçlü ve çok çeşitli metabolik etkilere sahiptirler. Buna ek olarak değişik uyaranlara karşı vücudun bağışıklık cevabını da hafifletirler.

Doğal kortikosteroidlerin (hidrokortizon ve kortizon), tuz tutucu özellikleri de bulunmakla birlikte, adrenokortikal yetmezlik durumunda replasman tedavisi amacıyla kullanılmaktadırlar. Doğal kortikosteroidlerin sentetik analogları ise güçlü antienflamatuvar etkinlikleri nedeniyle birçok organ sistemi bozukluklarında kullanılmaktadırlar.

28

5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Metilprednizolon farmakokinetiği, uygulama yolundan bağımsız olarak doğrusaldır.

Emilim:
Metilprednisolon sodyum süksinatın intravenöz infüzyonundan sonra (20 dakika süreyle 30 mg/kg veya 30-60 dakika süreyle 1 g), yaklaşık 20 mcg/mL doruk metilprednisolon konsantrasyonuna ulaşmıştır. Altı yetişkin gönüllüye yapılan tek 40 mg IV bolus enjeksiyonun ardından doruk metilprednisolon düzeyleri 42-47 mcg/100 mL olarak bildirilmiştir. IM enjeksiyonla IV enjeksiyondan daha düşük doruk düzeyler elde edilse de, plazma düzeyleri metilprednisolon absorpsiyonun oranı diğer uygulama yoluyla eşdeğer olduğundan uzun süre devam etmektedir. Metilprednisolonun 40 mg dozda 22 erkek yetişkine IM enjeksiyonundan sonra 2 saat içerisinde 33,67 mcg/100 mL doruk plazma konsantrasyonuna ulaşılmıştır.

Dağılım:
Metilprednizolon dokulara yaygın olarak dağılır, kan-beyin bariyerini geçer ve anne sütüne geçer. Görünür dağılım hacmi yaklaşık 1,4 L/kg’dır. Metilprednizolonun insanlarda plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %77’dir.

Biyotransformasyon:
Metilprednizolon, esas olarak globuline ve daha az albümine olmak üzere plazma proteinlerine geniş ölçüde bağlanır. Sadece bağlanmamış kortikosteroidin farmakolojik etkileri vardır veya metabolize edilir. Metabolizma karaciğerde ve daha az oranda böbrekte gerçekleşir. İnsanlarda, metilprednizolon karaciğerde inaktif metabolitlere metabolize edilir; başlıcaları 20a-hidroksimetilprednizolon ve 20β -hidroksimetilprednizolondur.

Karaciğerdeki metabolizma esas olarak CYP3A4 yoluyla gerçekleşir. (CYP3A4 aracılı metabolizmaya dayalı ilaç etkileşimlerinin listesi için bkz. bölüm 4.5).

Metilprednizolon, birçok CYP3A4 substratı gibi, doku dağılımını ve diğer ilaçlarla etkileşimleri etkileyen ATP bağlayıcı kaset (ABC) taşıma proteini p-glikoprotein için bir substrat olabilir.

Eliminasyon:
Metabolitler idrarla atılır.

Toplam metilprednizolonun ortalama eliminasyon yarı ömrü 1,8 ila 5,2 saat aralığındadır. Toplam klerens yaklaşık 5 ila 6 mL/dak/kg’dır. Ortalama eliminasyon yarı ömrü normal sağlıklı yetişkinlerde 2,4 ila 3,5 saat arasında değişir ve uygulama yolundan bağımsız gibi görünmektedir.

29

Sağlıklı yetişkin gönüllülere intravenöz veya intramüsküler metilprednizolon enjeksiyonunu takiben toplam vücut klirensi yaklaşık 15-16 L/saat’tir. 22 yetişkin erkek gönüllüye tek bir 40 mg IM enjeksiyondan 2 saat sonra 33,67 mikrogram/100 mL’lik pik metilprednizolon plazma seviyelerine ulaşılmıştır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri:
Konvansiyonel güvenlik farmakolojisi ve tekrarlanan doz toksisitesi çalışmalarına dayanarak, beklenmedik bir tehlike belirlenmemiştir. Tekrarlanan doz çalışmalarında görülen toksisiteler, ekzojen adrenokortikal steroidlere sürekli maruz kalındığında ortaya çıkması beklenenlerdir.

Mutajenik potansiyel:
Metilprednizolon, genotoksisite için resmi olarak değerlendirilmemiştir. Metilprednizolonun yapısal olarak ilişkili analogları kullanılarak yapılan çalışmalar, bakteriler ve memeli hücrelerinde sınırlı çalışmalarda genetik ve kromozom mutasyonları için bir potansiyel kanıt göstermemiştir.

Kanserojenik potansiyeli:
Metilprednizolon, kemirgen karsinojenisite çalışmalarında resmi olarak değerlendirilmemiştir. Farelerde ve sıçanlarda karsinojenisite için test edilen diğer glukokortikoidler ile değişken sonuçlar elde edilmiştir. Bununla birlikte, yayınlanan veriler, budesonid, prednizolon ve triamsinolon asetonid içeren çeşitli ilgili glukokortikoidlerin içme suyunda erkek sıçanlara oral uygulandıktan sonra hepatosellüler adenom ve karsinomların insidansını artırabildiğini göstermektedir. Bu tümörijenik etkiler, mg/m2 bazında tipik klinik dozlardan daha az olan dozlarda ortaya çıkmıştır. Bu bulguların klinik önemi bilinmemektedir.

Üreme toksisitesi:
Hayvan fertilite çalışmalarında metilprednizolon değerlendirilmemiştir. Kortikosteron uygulanan erkek sıçanlarda fertilite üzerine olumsuz etkiler gözlemlenmiştir ve geri dönüşümlüdür. Prostat ve seminal veziküllerde azalan ağırlıklar ve mikroskobik değişiklikler gözlemlenmiştir. İmplantasyonların sayısı ve canlı fetüsler azalmış ve iyileşme periyodunun sonunda çiftleşme sonrasında bu etkiler ortadan kalkmıştır.

30

Hamilelik sırasında tedavi edilen farelerin yavrularında, tipik olarak insanlarda oral tedavi için kullanılanlara benzer dozlarda metilprednizolon ile artan bir sıklıkta yarık damak görülmüştür.

İnsanlarda oral tedavi için kullanılana benzer bir dozda metilprednizolon ile tedavi edilen gebe sıçanların yavrularında artmış kardiyovasküler defekt sıklığı ve azalmış vücut ağırlığı gözlemlenmiştir, ancak anneler için zehirlidir. Buna karşılık, başka bir çalışmada insanlarda tipik olarak kullanılan veya oral terapinin <1-18 katı dozlarda sıçanlarda teratojenik etki görülmemiştir. İnsanlarda kullanılan dozlardan daha düşük dozlarda metilprednizolon ile tedavi edilen hamile tavşanların yavrularında yüksek fetal ölüm sıklığı ve çeşitli merkezi sinir sistemi ve iskelet anomalileri bildirilmiştir. Bu bulguların gebelikte metilprednizolon ile tedavi edilen annelerden doğan bebeklerde malformasyon riski ile ilişkisi bilinmemektedir. Bildirilen teratojenik etkilerin güvenlik sınırları bilinmemektedir.

6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Dibazik sodyum fosfat heptahidrat
Monobazik sodyum fosfat anhidr.
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Sodyum klorür

6.2. Geçimsizlikler
Perfüzyon izotonik çözeltilerde yapılmalıdır (serum fizyolojik veya glukoz).

6.3. Raf ömrü
24 ay’dır.

Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır.

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
5 mL renksiz cam ampul ve 2 mL çözücü cam ampul

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

31

İntravenöz infüzyon için, başlangıçta hazırlanan çözelti, su içinde % 5 dekstroz, izotonik salin solüsyonu veya izotonik salin solüsyonunda % 5 dekstroz ile seyreltilebilir. Diğer ilaçlarla olumsuz etkileşim sorunlarından kaçınmak için PRECORT-LİYO, sadece söz konusu çözücülerde ayrı ayrı uygulanmalıdır.

İstenmeyen etkiler minimum süre için en düşük etkili doz kullanılarak en aza indirilebilir (bakınız bölüm 4.4).

Parenteral ilaç ürünleri, mümkün olan her yerde, partiküler madde ve uygulamadan önce renk değişikliği için görsel olarak incelenmelidir.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.

Mahmutbey Mah. 2477. Sok. No:23
Bağcılar / İSTANBUL
Tel. : 0212 410 39 50
Faks. : 0212 447 61 65

8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
228/64

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 29.12.2010
Ruhsat yenileme tarihi: –

10.KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ

32


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın