MICROGYNON 21 DRAJE
KULLANMA TALİMATI
MICROGYNON® 150 mcg/30 mcg kaplı tablet Ağız yolu ile alınır.
•Etkin maddeler: Her bir kaplı tablet 0,15 mg levonorgestrel ve 0,03 mg etinilestradiol içerir.
•Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı), mısır nişastası, povidon 25, talk, magnezyum stearat, sukroz, povidon 90, makragol 6000, kalsiyum karbonat, montanglikol mumu, sarı demir oksit (E172), titanyum dioksit (E171), gliserol %85
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice
okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak size reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde bu ilacı
kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında
yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Kombine hormonal kontraseptifler ile ilgili bilinmesi gereken önemli hususlar:
•
•
•
Uygun şekilde kullanılmaları halinde en güvenilir geri dönüşümlü doğum kontrol yöntemlerinden biridir.
Özellikle ilk kullanım yılında veya 4 hafta veya daha uzun süre ara verilmesini takiben Kombine hormonal kontraseptife tekrar başlandığında toplardamarlarda ve atardamarlarda kan pıhtısı riskini kısmen artırırlar.
Kan pıhtısı belirtilerine sahip olabileceğinizi düşünüyorsanız lütfen tetikte olun ve doktorunuza başvurunuz (bkz. bölüm 2 “Kan pıhtıları”).
•
•
•
•
•
Hap, uzun süre kullanıldığında yumurtalık ve rahim kanseri riskini azaltabilir.
Hap, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.
Bu ilaç, kan pıhtısı ve meme kanseri gibi problemlere ilişkin riski artırabilir.
Bazı kadınlar, mevcut tıbbi sorunları veya hastalıkları nedeniyle hapı kullanmamalıdır. Lütfen, MICROGYNON’un sizin için uygun olduğundan emin olmak için bu kullanma talimatını okuyunuz.
Hamileliğin önlenmesi için MICROGYNON’un belirtilen şekilde kullanılması ve her pakete zamanında başlanması önemlidir. Hapı almayı unutursanız veya gebe olduğunuzu düşünürseniz ne yapmanız gerektiğini anladığınızdan emin olunuz.
Bu Kullanma Talimatında:
1. MICROGYNON nedir ve ne için kullanılır?
2. MICROGYNON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. MICROGYNON nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. MICROGYNON’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. MICROGYNON nedir ve ne için kullanılır?
•MICROGYNON, 21 tabletlik ambalajlarda bulunur ve tabletler bej renktedir. Her bir kaplı tablet etkin madde olarak 0,15 mg levonorgestrel ve 0,03 mg etinilestradiol içerir. MICROGYNON laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) içerir.
•Östrojen ve progesteron hormonlarını içeren ve ağız yoluyla alınan doğum kontrol haplarına “Kombine Oral Kontraseptif (KOK)” denir. MICROGYNON da bu grupta yer alan bir ilaçtır.
•MICROGYNON’un içindeki levonorgestrel ve etinilestradiol hormonları üç şekilde çalışarak hamile kalmanızı engeller. Yumurtalıklarınızdan yumurtanın bırakılmasını engeller, servikal mukusu (sıvıyı) koyulaştırır, bu sayede spermin ovuma ulaşması engellenir ve rahim iç zarını da incelterek döllenmiş bir yumurtanın yerleşmesini engeller.
•MICROGYNON, gebeliği önlemek amacıyla kullanılır.
•MICROGYNON 21 günlük haptır, 21 gün boyunca her gün bir tane alınır, sonraki 7 gün boyunca alınmaz.
MICROGYNON alımının faydaları aşağıdakileri içermektedir:
•Doğru şekilde kullanıldığında en güvenilir geri dönüşümlü doğum kontrol yöntemlerinden biridir.
•Cinsel aktiviteye engel olmaz.
•Adetlerinizi genellikle düzenli, daha hafif ve daha ağrısız hale getirir.
•Adet öncesi belirtilerinize yardımcı olabilir.
MICROGYNON sizi klamidya veya HIV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz. Sadece kondomlar (prezervatif) bunu yapmakta yardımcı olabilir.
Hamileliği engellemek için MICROGYNON anlatıldığı gibi kullanılmalıdır.
2. MICROGYNON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Genel notlar
MICROGYNON kullanmaya başlamadan önce, bu bölümdeki kan pıhtıları ile ilgili bilgileri okumanız gerekir. Kan pıhtısı belirtilerini okumanız özellikle önemlidir bkz. Bölüm 2 “Kan pıhtıları”).
Doğum kontrol hapı kullanmaya başlamadan önce veya almaya devam edip etmeme konusunda karar verirken, hapı almanın faydalarını ve risklerini anlamanız önemlidir. Doğum kontrol hapı çoğu sağlıklı kadın için uygun olsa da herkes için uygun değildir.
Bu kullanma talimatında belirtilen hastalıklardan veya risk faktörlerinden herhangi biri sizde mevcutsa doktorunuza söyleyiniz.
Doğum kontrol hapı almaya başlamadan önce
Doktorunuz sizin ve yakın akrabalarınızın sağlık geçmişi hakkında bazı sorular soracaktır, kan basıncınızı ölçecektir ve hamile olma olasılığını eleyecektir. Ayrıca meme muayenesi gibi başka kontrollere de ihtiyacınız olabilir, ancak bu muayeneler sizin için gerekliyse veya herhangi bir endişeleriniz varsa yapılacaktır.
Doğum kontrol hapı alırken
•Genelde başka bir reçeteye ihtiyaç duyduğunuzda, doktorunuza düzenli olarak muayene yaptırmanız gerekecektir.
•Düzenli olarak servikal (rahim ağzı) smear testleri için doktora gitmelisiniz.
•Memelerinizde ve meme uçlarınızda değişiklik olup olmadığını her ay kontrol ediniz – deride çukurlaşma veya yumru gibi bir değişiklik görür ya da hissederseniz doktorunuza söyleyiniz.
•Kan testi yaptıracağınız zaman doktorunuza doğum kontrol hapı aldığınızı söyleyiniz, çünkü haplar bazı testlerin sonuçlarını etkileyebilir.
•Ameliyat olacaksanız, doktorunuzun bunu bildiğinden emin olunuz. Operasyondan en az 4 hafta önce doğum kontrol hapını almayı bırakmanız gerekebilir. Bu, kan pıhtılaşma riskini azaltmak içindir (bkz. Bölüm 2 “Kan pıhtıları”). Doktorunuz size ne zaman tekrar hap almaya başlayabileceğinizi söyleyecektir.
MICROGYNON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Aşağıdaki durumlardan herhangi bir geçerli ise MICROGYNON’u kullanmayınız. Bunlardan herhangi biri size uyuyorsa, doktorunuza danışın. Doktorunuz doğum kontrol yöntemlerinden hangisinin daha uygun olduğunu sizinle tartışacaktır.
Eğer;
• Derin ven trombozu (DVT; bacak toplardamarında tıkanma), pulmoner embolizm (PE; akciğer atardamarlarının kan pıhtısı ile tıkanması), ya da vücudunuzun başka yerinde pıhtı ya da pıhtı hikayesi (önceden geçirilmiş/oluşmuş) varsa,
• Kan pıhtılaşmasını etkileyen bir hastalığınız varsa (Örneğin protein C yetersizliği, protein S yetersizliği, antitrombin-III-yetersizliği Faktör V Leiden ya da antifosfolipid antikorlar),
• Uzun süreli hareketsizliğe neden olan ameliyat geçirmeniz gerekiyorsa (bkz. bölüm ‘Kan pıhtıları’),
• Kalp krizi veya inme geçirdiyseniz,
• Kalbi besleyen damarlarda oksijen eksikliğine bağlı kalp kası kasılması sonucu oluşan ve sol kola da yayılabilecek şiddetli göğüs ağrısına sebep olan ve kalp krizinin ilk belirtisi olabilecek anjina pektoris varsa veya geçici iskemik atak denilen kalıcı etkisi olmayan hafif bir inme varsa (veya geçmişte olduysa),
• Atardamarlarınızda pıhtı riskini artırabilecek aşağıdaki hastalıklardan birine sahipseniz: •Damarları etkilemiş şeker hastalığınız varsa,
•Çok yüksek kan basıncı,
•Çok yüksek kan yağ düzeyi (kolesterol ya da trigliseritler),
•Hiperhomosisteinemi (hem atardamar hem de toplardamarda kan pıhtısına neden olabildiği gösterilmiş tek kalıtımsal risk faktörü) olarak bilinen durum
• Görme bozuklukları, konuşma bozukluğu, vücudun herhangi bir yerinde güçsüzlük veya his kaybı gibi belirtilerin eşlik ettiği migreniniz varsa (veya geçmişte olduysa),
• Mevcut veya geçirilmiş karaciğer hastalığınız (belirtileri ciltte sarılık ya da vücutta kaşıntı olabilir) varsa ve karaciğeriniz halen normal olarak çalışmıyorsa,
• Ombitasvir, paritaprevir veya dasabuvir ve bunların kombinasyonlarını içeren herhangi bir antiviral ilaç alıyorsanız. Bu antiviral ilaçlar kronik (uzun süreli) hepatit C hastalığının
(hepatit C virüsünün neden olduğu, karaciğeri etkileyen bir enfeksiyon hastalığı) tedavisinde
kullanılmaktadır.
• Meme kanseriniz varsa ya da daha önce geçirdiyseniz,
• ‘Auralı migren’ adı verilen bir tür migreniniz varsa (veya daha önce geçirdiyseniz),
• Şiddetli bir karaciğer hastalığınız olduysa ve doktorunuz size karaciğer fonksiyon testi
sonuçlarınızın henüz normale dönmediğini söylediyse,
•İyi ya da kötü huylu karaciğer tümörünüz varsa (veya geçmişte olduysa),
• Tanı konulmamış vajinal kanamanız varsa,
• Gebe iseniz veya gebe olduğunuzdan şüpheleniyorsanız,
• MICROGYNON’un içerdiği maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz (aşırı
duyarlılık) varsa, Alerjik reaksiyonun bazı belirtileri, kaşıntı, deride döküntü veya şişme
olabilir.
Hepatit C hastalığınız varsa ve ombitasvir/paritaprevir/ritonavir, dasabuvir, glekaprevir/
pibrentasvir ve sofosbuvir/velpatasvir/voksilaprevir içeren ilaçlar alıyorsanız
MICROGYNON’u kullanmayınız (ayrıca bkz. bölüm “Diğer ilaçlarla birlikte kullanımı”).
Eğer tıbbi probleminiz ya da hastalığınız varsa doktorunuza söyleyiniz.
MICROGYNON’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:
Aşağıdaki durumlarda acil tıbbi yardım alınız ve doktorunuza danışınız:
Bacağınızda kan pıhtısı (ör. derin ven trombozu) veya akciğerinizde kan pıhtısı (ör. pulmoner embolizm) olduğu, kalp krizi veya inme geçirdiğiniz anlamına gelebilecek olası kan pıhtısı belirtilerini fark ederseniz doktorunuza danışınız (bkz. ‘Kan pıhtıları’).
Bu ciddi yan etkilerin belirtilerine ilişkin açıklama için lütfen “Kan pıhtısı nasıl fark edilir?” bölümüne bakınız.
Bu ilacı kullanırken aşağıda belirtilen bazı hastalıklarda kötüleşme görülebilir veya bu
hastalıklar bu ilacın sizin için uygun olmadığı anlamına gelebilir. Yine de MICROGYNON
kullanabilirsiniz ancak dikkatli olmanız ve daha sık kontrol yaptırmanız gerekir.
Aşağıdaki durumlardan herhangi birinin ilk kez oluşması ya da kötüleşmesi durumunda
doktorunuza bildiriniz:
•Yüzde, dilde ve/veya boğazda şişme ve/veya yutma güçlüğü veya potansiyel olarak nefes
almada güçlük çekmeye eşlik eden kurdeşen gibi anjiyoödem (alerji) belirtileri yaşarsanız,
derhal bir doktora başvurunuz. Östrojen içeren ürünler, kalıtsal (irsî) ve edinilmiş anjiyoödem
belirtilerine neden olabilir veya bunları kötüleştirebilir.
•Bağırsakta ülsere neden olan veya bağırsak duvarında kalınlaşma, mukozada ülser ve
bölgesel lenf düğümlerinde büyüme ile belirgin Crohn hastalığınız ya da ülseratif kolit
(kronik iltihabi bağırsak hastalığı) varsa,Eklem ağrıları ve deri döküntülerine neden olan
sistemik lupus eritematozusunuz varsa
•Böbrek yetmezliğine neden olan bir pıhtılaşma bozukluğu olan hemolitik üremik
sendromunuz varsa,
•Bir tür kansızlık olan orak hücreli aneminiz varsa,
•Pankreas iltihabınız (pankreatit) varsa,
•Kanınızdaki yağ düzeyi yüksekse (hipertrigliseridemi) veya bu rahatsızlıkla ilgili pozitif
aile öykünüz varsa. Hipertrigliseridemi, pankreatit (pankreas iltihabı) geliştirme riskinde
artışla ilişkilendirilmiştir.
•Bir ameliyat geçirmeniz gerekiyorsa veya bir rahatsızlıktan dolayı uzun süredir
yatıyorsanız (bkz. ‘Kan Pıhtıları’),
•Yeni doğum yapan kadınlarda kan pıhtısı riski artar. Doğumdan ne kadar süre sonra
MICROGYNON kullanmaya başlayabileceğinizi doktorunuza sormalısınız.
•Cildinizin altındaki damarlarda iltihap varsa (yüzeysel tromboflebit),
•Varisli damarlarınız varsa,
•Diyabetiniz (şeker hastalığı) varsa,
•Siz veya birinci dereceden bir akrabanız kalp veya yüksek kan basıncı gibi bir dolaşım
sorunu yaşadıysa,
•Siz veya birinci dereceden bir akrabanız kan pıhtılaşmasıyla ilgili bir sorun yaşadıysa,
•Porfiri adı verilen kalıtımsal bir hastalığınız varsa,
•Obez iseniz,
•Migren hastalığınız varsa,
•Hamilelik veya daha önceki ilaç kullanımı sırasında kötüleşen herhangi bir hastalığınız
varsa (bkz. Bölüm “ 4. Olası yan etkiler nelerdir?”).
Kan pıhtıları
Dolaşım bozuklukları ile ilgili yan etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri ve sigara
içen kadınlarda yüksektir.
MICROGYNON gibi kombine hormonal kontraseptif kullanan kadınlarda kan pıhtısı
geliştirme riski kullanmayanlara göre artar. Nadir durumlarda, kan pıhtısı damarları tıkayarak
ciddi sorunlara neden olabilir.
Kan pıhtısı aşağıdaki bölgelerde oluşabilir:
• Toplardamarlardaki tıkanma (‘venöz tromboz’, ‘venöz tromboembolizm’ veya ‘VTE’
olarak adlandırılır.)
• Atardamarlardaki tıkanma (‘arteriyel tromboz’, ‘arteriyel tromboembolizm’ veya ‘ATE’
olarak adlandırılır.)
Kan pıhtıları her zaman tam olarak düzelmez. Nadiren, ciddi ve uzun süreli etkilere veya çok
nadiren ölüme neden olabilir.
MICROGYNON’a bağlı olarak tehlikeli kan pıhtısı oluşumuna yönelik genel riskin
düşük olduğu unutulmamalıdır.
Kan pıhtısı nasıl fark edilir?
Aşağıdaki bulgu veya belirtilerden herhangi birini fark ederseniz hemen tıbbi yardım alınız.
Bu belirtilerden herhangi biri sizde var mı?
Olası sorun nedir?
•Özellikle aşağıdaki durumlarla birlikte seyrettiğinde, bir bacakta ya da bacak veya ayaktaki bir damarda şişme: • bacakta, yalnızca ayağa kalkınca veya yürüyünce hissedilebilecek ağrı veya hassasiyet
• söz konusu bacakta artan sıcaklık hissi
• bacak derisinde renk değişikliği, örneğin sararma,
Derin ven trombozu
Bu belirtilerden herhangi biri sizde var mı?
Olası sorun nedir?
kızarma veya mavileşme
•Açıklanamayan bir şekilde aniden nefessiz kalma veya hızlı nefes alma
• Kanla birlikte gelebilecek belirgin bir nedeni olmayan ani öksürük
• Derin nefes alındığında artabilecek keskin göğüs ağrısı
• Şiddetli bayılma hissi veya baş dönmesi
• Hızlı veya düzensiz kalp atışı
• Midenizde şiddetli ağrı
Öksürük veya nefessiz kalma gibi bazı belirtiler, solunum yolları enfeksiyonu gibi (ör. ‘soğuk algınlığı’) daha hafif bir durumla karıştırılabileceğinden, emin değilseniz mutlaka doktorunuza danışınız.
Pulmoner embolizm
Belirtiler genellikle bir gözde meydana gelir:
• ani görme kaybı veya
• görme kaybına kadar ilerleyebilecek ağrısız bulanık
görme
Retinal ven trombozu
(gözde kan pıhtısı)
• Göğüste ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık hissi
• Göğüs, kol veya göğüs kemiğinin altında sıkışma veya
dolgunluk hissi
• Tokluk, hazımsızlık veya tıkanma hissi
• Sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılan üst gövde
rahatsızlığı
• Terleme, mide bulantısı, kusma veya baş dönmesi
• Aşırı güçsüzlük, endişe veya nefes darlığı
• Hızlı veya düzensiz kalp atışı
Kalp krizi
• Özellikle vücudun bir tarafında, yüz, kol veya bacakta
ani güçsüzlük veya uyuşma
• Ani zihin bulanıklığı, konuşma veya anlama güçlüğü
• Bir veya her iki gözde ani görme güçlüğü
• Ani yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge veya
koordinasyon kaybı
• Bilinen nedeni olmayan ani, şiddetli veya uzun süreli
baş ağrısı
• Nöbetle birlikte veya nöbet olmadan bilinç kaybı veya
bayılma
Bazen inme belirtileri kısa sürebilir ve neredeyse hemen
tamamen iyileşebilir, ancak bir başka inme riski altında
olabileceğinizden, yine de acil tıbbi yardım almalısınız.
İnme
•
•
Bir uzuvda şişme ve hafif mavi renk değişikliği Midenizde şiddetli ağrı (akut abdomen)
Diğer kan damarlarını
tıkayan kan pıhtıları
En kısa sürede bir doktora görününüz. Doktorunuz kullanabileceğinizi söyleyene kadar MICROGYNON kullanmayınız. Aynı zamanda bir başka doğum kontrol yöntemi (kondom gibi) kullanınız.
Toplardamardaki Kan Pıhtıları
Toplardamarda kan pıhtısı oluştuğunda ne olabilir?
• Kombine hormonal kontraseptif kullanımı, damarda kan pıhtısı (VTE) oluşumu riskinde artışla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, bu yan etki nadir görülür. Pıhtı oluşumunun en sık görüldüğü dönem, kombine hormonal kontraseptifin ilk kullanıldığı yıldır.
• Bacak veya ayak damarlarınızdan birinde kan pıhtısı oluşumu DVT’ye neden olabilir.
• Kan pıhtısının bacağınızdan akciğerinize taşınması pulmoner embolizme yol açabilir.
• Çok nadir durumlarda, göz gibi başka bir organdaki bir damarda pıhtı oluşabilir (retinal ven trombozu)
Damarda kan pıhtısı oluşma riskinin en yüksek olduğu dönem hangisidir?
Damarda pıhtı oluşumu riskinin en yüksek olduğu dönem, ilk kez kombine hormonal kontraseptif kullanılan ilk yıldır. Ayrıca, 4 hafta veya daha uzun süre ara verdikten sonra kombine hormonal kontraseptif kullanımına tekrar başlandığında da (aynı veya farklı ürün) risk daha yüksek olabilir.
İlk yıldan sonra risk azalsa da, kombine hormonal kontraseptif kullanmayan kadınlara göre her zaman biraz yüksek kalacaktır.
MICROGYNON kullanmayı bıraktığınızda, kan pıhtısı riski birkaç hafta içinde normale döner.
Kan pıhtısı oluşma riski nedir?Risk, doğal VTE riskinize ve kullanmakta olduğunuz kombine hormonal kontraseptifin türüne bağlıdır.
Dolaşım bozuklukları ile ilgili yan etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda yüksektir.
MICROGYNON kullanımı sonucunda bacak veya akciğerde kan pıhtısı (DVT veya PE) oluşumuna dair genel risk düşüktür.
• Herhangi bir kombine hormonal kontraseptif kullanmayan ve gebe olmayan 10.000 kadından yaklaşık 2’sinde bir yıl içinde kan pıhtısı oluşabilir.
• MICROGYNON gibi levonorgestrel içeren bir kombine hormonal kontraseptif kullanan 10.000 kadından yaklaşık 5-7’sinde bir yıl içinde kan pıhtısı oluşumu görülebilir.
• Kan pıhtısı oluşumu riski kişisel tıbbi öykünüze göre değişir (bkz. Bölüm “Damarda kan pıhtısı oluşumu riskini artıran faktörler”).
Kombine hormonal kontraseptif kullanmayan ve gebe olmayan kadınlar
Bir yıl içinde kan pıhtısı oluşma riski
10.000 kadından yaklaşık 2’si
Levonorgestrel içeren kombine hormonal kontraseptif kullanan kadınlar
10.000 kadından yaklaşık 5-7’si
MICROGYNON kullanan kadınlar
10.000 kadından yaklaşık 5-7’si
Damarda kan pıhtısı oluşumu riskini artıran faktörler
MICROGYNON kullanımına bağlı kan pıhtısı riski düşük olmakla birlikte bazı durumlar riski artırır. Aşağıdaki durumlarda risk yüksektir:
•Obez iseniz (Vücut kitle indeksi 30 kg/m2’nin üzerinde ise)
•
•
•
•
Birinci dereceden bir akrabanızda genç yaşta (ör. yaklaşık 50 yaşın altında) bacak, akciğer veya bir başka organda kan pıhtısı görüldüyse. Bu durumda, kalıtımsal kan pıhtılaşma bozukluğunuz olabilir.
Bir ameliyat geçirmeniz gerekiyorsa veya yaralanma ya da bir hastalıktan dolayı uzun süredir yatıyorsanız veya bacağınızda alçı varsa. Bir ameliyattan en az 4 hafta önce veya hareketli olmadığınız zamanlarda MICROGYNON kullanımının kesilmesi gerekebilir. MICROGYNON’u bırakmanız gerekiyorsa, ne zaman tekrar başlayabileceğinizi doktorunuza sorun.
İlerleyen yaş (özellikle yaklaşık 35 yaş üzeri)
Birkaç haftadan kısa süre önce doğum yaptıysanız.
Yukarıdaki durumlardan ne kadar fazlası sizi için geçerliyse, kan pıhtısı oluşumuna dair riskiniz de o kadar artar.
Özellikle yukarıda belirtilen diğer faktörlerden birkaç tanesi sizde varsa uçak seyahati (4 saatten uzun) kan pıhtısı riskini geçici olarak artırabilir.
Emin olmasanız bile, bu durumlardan herhangi biri sizin için geçerliyse doktorunuza söylemeniz önemlidir. Doktorunuz MICROGYNON’un bırakılması gerektiğine karar verebilir.
MICROGYNON kullanırken yukarıdaki durumlardan herhangi bir değişirse, örneğin bir aile ferdi nedeni bilinmeyen bir tromboz yaşarsa veya çok fazla kilo alırsanız doktorunuza söyleyiniz.
Atardamardaki kan pıhtıları
Atardamarda kan pıhtısı oluştuğunda ne olabilir?
Damardaki kan pıhtısı gibi, atardamardaki kan pıhtısı da ciddi sorunlara yol açabilir. Örneğin kalp krizi veya inmeye neden olabilir.
Atardamarda kan pıhtısı oluşumu riskini artıran faktörler
MICROGYNON kullanımına bağlı kalp krizi veya inme riskinin çok düşük olduğunu ancak aşağıdaki faktörlere bağlı olarak artabileceğini unutmayınız:
•
•
•
•
•
•
•
•
Artan yaş (yaklaşık 35 yaş üzeri)
Sigara kullanımı. MICROGYNON gibi bir kombine hormonal kontraseptif kullanırken sigarayı bırakmanız önerilir. Sigarayı bırakamıyorsanız ve yaşınız 35’in üzerindeyse, doktorunuz farklı bir kontraseptif tipi kullanmanızı tavsiye edebilir.
Aşırı kilo
Yüksek kan basıncı
Birinci dereceden bir akrabanızın genç yaşta (ör. yaklaşık 50 yaşın altında) kalp krizi veya inme geçirmesi. Bu durumda, sizin de kalp krizi veya inme geçirme riskiniz daha yüksek olabilir
Siz veya birinci dereceden bir akrabanızda kanda yüksek yağ düzeyi (kolesterol veya trigliseritler) varsa
Özellikle auralı migren (baş ağrınız başlamadan önce; baş dönmesi, kulaklarda çınlama, zig zag şekiller görme ve ışığa duyarlılık gibi belirtilerin görüldüğü migren tipi) olmak üzere migreniniz varsa
Herhangi bir kalp sorunu (kalp kapak hastalığı, atriyal fibrilasyon adı verilen ritim
•
bozukluğu)
Diyabetiniz varsa.
Yukarıdaki durumlardan birden fazlası sizin için geçerliyse veya içlerinden herhangi biri özellikle şiddetliyse kan pıhtısı oluşumuna ilişkin risk daha da artabilir.
MICROGYNON kullanırken yukarıdaki durumlardan herhangi bir değişirse, örneğin sigara içmeye başlarsanız, bir aile ferdi nedeni bilinmeyen bir tromboz yaşarsa veya çok fazla kilo alırsanız doktorunuza söyleyiniz.
Kanser
Yüksek doz kombine doğum kontrol hapları uzun süreyle kullanıldığında yumurtalık ve rahim kanseri riskini azaltıyor olmakla birlikte, MICROGYNON gibi daha düşük doz hapların da aynı koruyucu etkileri gösterip göstermediği tam olarak bilinmemektedir. Buna karşın, MICROGYNON kullanımı rahim ağzı kanserine ilişkin riski hafif derecede artırıyor gibi görünmektedir; ancak bunun nedeni MICROGYNON’dan ziyade cinsel ilişkide kondom kullanılmaması olabilir. Tüm kadınlar düzenli olarak smear testi yaptırmalıdır.
Meme kanseri iseniz veya önceden meme kanseri tanısı aldıysanız, doğum kontrol haplarını kullanmamalısınız, zira bunlar meme kanseri riskini hafif ölçüde artırmaktadır. Bu risk MICROGYNON kullanmaya devam ettikçe artar ancak bıraktıktan sonra yaklaşık 10 yıl içerisinde normale döner. Meme kanseri 40 yaş altı kadınlarda nadir olduğundan, MICROGYNON kullananlarda veya yakın zamanda kullanmış olanlarda fazla meme kanseri olgusu azdır. Örneğin:
•Hiç doğum kontrol hapı kullanmamış olan 10.000 kadından yaklaşık 16’sında 35 yaşına gelene kadar meme kanseri görülmektedir.
•Yirmili yaşların başında 5 yıl süreyle doğum kontrol hapı kullanmış olan 10.000 kadından yaklaşık 17-18’inde 35 yaşına gelene kadar meme kanseri görülmektedir.
•Hiç doğum kontrol hapı kullanmamış olan 10.000 kadından yaklaşık 100’ünde 45 yaşına gelene kadar meme kanseri görülmektedir.
•Otuzlu yaşların başında 5 yıl süreyle doğum kontrol hapı kullanmış olan 10.000 kadından yaklaşık 110’unda 45 yaşına gelene kadar meme kanseri görülmektedir.
Aşağıdaki durumlarda meme kanserine ilişkin risk daha yüksektir:
•Yakın bir akrabanızda (anne, kız kardeş veya büyükanne) meme kanseri öyküsü
•Ciddi derecede aşırı kilolu olma
Memede çukurlaşma, meme uçlarında değişiklikler veya görünen ya da hissedilebilen yumru gibi herhangi bir değişiklik fark ederseniz en kısa sürede bir doktora başvurunuz.
MICROGYNON kullanımı sarılık ve kanser olmayan karaciğer tümörleri gibi karaciğer hastalıkları ile de ilişkilendirilmiştir ancak bu durum nadirdir. Çok nadir olarak; MICROGYNON uzun süre kullanan kadınlarda bazı karaciğer kanseri tipleri ile de ilişkilendirilmiştir.
Midenizde şiddetli ağrı veya cildinizde ya da gözlerinizde sararma (sarılık) meydana gelirse en kısa sürede bir doktora başvurunuz. MICROGYNON kullanmayı bırakmanız gerekebilir.
Psikiyatrik bozukluklar
MICROGYNON dahil hormonal kontraseptif kullanan bazı kadınlar depresyon veya depresif ruh hali bildirmiştir. Depresyon ciddi olabilir ve bazen intihar düşüncelerine yol açabilir. Ruh
hali değişiklikleri ve depresif belirtiler yaşıyorsanız, mümkün olan en kısa sürede daha fazla tıbbi tavsiye için doktorunuza başvurunuz.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
MICROGYNON’un yiyecek ve içecek ile kullanılması
Tabletler yeterli miktarda su ile alınmalıdır. MICROGYNON’un yiyecek ve içeceklerle kullanımına dair özel bir talimat bulunmamaktadır.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
MICROGYNON, hamilelikte kullanılmamalıdır. Hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız, MICROGYNON almayı durdurmadan önce hamile olduğunuzu doğrulamak için hamilelik testi yapınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
MICROGYNON’un emzirme dönemi sırasında kullanımı genel olarak tavsiye edilmemektedir. Eğer emzirirken hap kullanmak istiyorsanız, doktorunuza danışınız.
Araç ve makine kullanımı
MICROGYNON’un araç ve makine kullanma becerileri üzerinde etkisi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. MICROGYNON kullanımının araç ve makine kullanma becerileri üzerinde herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.
MICROGYNON’un içeriğinde bulunan yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Bu tıbbi ürün laktoz ve sukroz içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Doğum kontrol hapıyla beraber başka bir ilaç almanız gerekirse, her zaman doktorunuza, eczacınıza veya diş hekiminize MICROGYNON kullandığınızı söyleyiniz. Ayrıca, hormonal kontraseptiflerle alınıp alınamayacaklarını görmek için tüm ilaçlarınızla birlikte verilen kullanma talimatlarını kontrol ediniz.
Bazı ilaçlar MICROGYNON’un kan düzeylerini etkileyebilir ve düzgün çalışmasını engelleyebilir.
Bu ilaçlar aşağıdakileri içerir:
•Aşağıdaki hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar:
oSara hastalığı (örn. fenitoin, primidon, karbamazepin, okskarbazepin, topiramat, felbamat, lamotrigin, barbitüratlar (fenobarbiton dahil)
oBir antibiyotik olan rifampisin,
oMantar enfeksiyonları (griseofulvin, azol antifungallar, örn. itrakonazol, vorikonazol, flukonazol)
oBakteriyel enfeksiyonlar (makrolid antibiyotikleri, örn. klaritromisin, eritromisin) oBelirli kalp hastalıkları, yüksek kan basıncı (kalsiyum kanal blokerleri, örn.
verapamil, diltiazem)
oArtrit (eklem iltihabı), artroz (eklem deformasyonu) (etorikoksib)
oHIV (AIDS hastalığı) ve Hepatit C Virüsü enfeksiyonları (proteaz inhibitörleri ve nükleosit dışı ters transkriptaz inhibitörleri olarak adlandırılır),
oBağışıklık sistemi hastalıkları (örn. siklosporin) oTüberküloz (örn. rifampisin)
Greyfurt suyu
Sarı kantaron otu (St. John’s Wort),
Ritonavir, nelfinavir, nevirapin gibi HIV (AIDS) tedavisinde kullanılan ilaçlar
MICROGYNON diğer ilaçların etkisini etkileyebilir, örn;
•Lamotrijin (sara nöbetini önleyici olarak kullanılır)
•Siklosporin (organ nakli sonrasında vücudun yabancı dokulara verdiği tepkileri
azaltarak organın reddini önlemek ve gerektiği gibi çalışmasını sağlamak için
kullanılır)
•Melatonin (biyolojik saatin düzelmesinde ve uykunun normalleşmesinde görev alan
bir hormondur)
•Midazolam (cerrahi girişimlerde anestezi için kullanılır)
•Teofilin (solunum yolları hastalıklarının tedavisinde kullanılır)
•Tizanidin (kas ağrısı ve/veya kas krampları tedavisinde kullanılır)
Bu ilaçlardan birini almanız gerekiyorsa, MICROGYNON sizin için uygun olmayabilir veya
bir süre boyunca ilave doğum kontrol yöntemi kullanmanız gerekebilir. Doktorunuz,
eczacınız veya diş hekiminiz bunun gerekli olup olmadığını ve ne kadar süreceğini size
söyleyebilir.
MICROGYNON ayrıca diğer ilaçların etkisini de değiştirebilir. Doktorunuzun diğer ilacınızın
dozunu ayarlaması gerekebilir.
Kan testi veya başka bir laboratuvar testi yaptırmanız gerektiğinde doktorunuza
MICROGYNON aldığınızı belirtin çünkü MICROGYNON bazı testlerin sonuçlarını
etkileyebilir.
Hepatit C hastalığınız varsa ve ombitasvir/paritaprevir/ritonavir, dasabuvir,
glekaprevir/pibrentasvir ve sofosbuvir/velpatasvir/voxilaprevir içeren ilaçlar alıyorsanız
MICROGYNON kullanmayınız, çünkü karaciğer fonksiyonları kan testi sonuçlarında artışa
sebep olabilir (ALT karaciğer enziminde artış). Doktorunuz, bu ilaçlar ile tedaviye
başlamadan önce başka bir doğum kontrol yöntemi reçete edecektir. MICROGYNON, bu
tedavinin tamamlanmasından yaklaşık 2 hafta sonra yeniden başlatılabilir.
“MICROGYNON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ” bölümüne bakınız.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda
kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. MICROGYNON nasıl kullanılır?
Hamileliği önlemek için, MICROGYNON’u her zaman aşağıda açıklandığı gibi alınız. Emin değilseniz doktorunuzla kontrol ediniz.
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
MICROGYNON 21 hap içeren bir pakette, her biri haftanın bir günüyle işaretlenmiş olarak sunulur.
•Tableti her gün aynı saatte alınız.
•Tableti almaya paket üzerinde gösterilen haftanın uygun gününde başlayınız.
•Paketin üstünde gösterilen okları takip ediniz. 21 tableti bitirene kadar her gün 1 tablet alınız.
•Tabletleri yeterli miktarda su ile bütün olarak yutunuz, çiğnemeyiniz.
Ardından, tablet kullanımına yedi gün ara veriniz.
Blisterdeki 21 hapı bitirdikten sonra yedi gün boyunca hap kullanmayınız. Buna göre, bir paketteki son hapı Cuma günü alırsanız, bir sonraki paketin ilk hapını bir sonraki haftanın Cumartesi günü almanız gerekir.
Şeritteki son hapı aldıktan sonraki birkaç gün içinde adet kanamasına benzer bir çekilme kanaması gerçekleşmelidir. Bir sonraki şeritteki hapları almaya başlama zamanı geldiğinde bu kanama devam ediyor olabilir.
Haplarınızı doğru şekilde aldığınız ve bir sonraki şeride zamanında başladığınız sürece, yedi günlük bu ara sırasında ekstra doğum kontrol yöntemi kullanmanız gerekmez.
Ardından, bir sonraki şeride başlayın
Kanamanız devam ediyor olsa bile, hap kullanmadığınız yedi günlük ara bittiğinde bir sonraki MICROGYNON şeridini kullanmaya başlayınız. Her zaman, yeni şeride zamanında başlayınız.
MICROGYNON’u doğru şekilde kullandığınız sürece, her yeni şeride haftanın aynı günü başlarsınız.
Yeni kullanıcılar veya ara verdikten sonra hap kullanımına tekrar başlayanlar: İlk MICROGYNON hapınızı bir sonraki adet döneminizin ilk gününde almanız uygun olacaktır. Bu şekilde başlayarak, ilk hapınızla beraber hamilelikten korunmaya başlamış olacaksınız.
Bir başka doğum kontrol hapından MICROGYNON’a geçiş
Şu anda 21 günlük hap kullanıyorsanız: MICROGYNON’a, bir önceki şerit bittikten sonraki gün başlayınız. İlk haptan itibaren gebeliği önleyici koruma sağlarsınız. İlk MICROGYNON şeridi bitene kadar kanamanız olmayacaktır.
28 günlük hap kullanıyorsanız: MICROGYNON’a, son aktif haptan bir sonraki gün başlayınız. İlk haptan itibaren gebeliği önleyici koruma sağlarsınız. İlk MICROGYNON şeridi bitene kadar kanamanız olmayacaktır.
Sadece progesteron içeren hap kullanıyorsanız (POP ya da minipil): Sadece progesteron içeren hapı o gün almış olsanız bile, kanamanızın ilk günü MICROGYNON almaya başlayınız. Hamilelikten korunmaya derhal başlamış olacaksınız.
Düşük veya kürtajdan sonra MICROGYNON’a başlama
Gebeliğin ilk üç ayında düşük veya kürtaj gerçekleşirse, doktorunuz MICROGYNON’u hemen almaya başlamanızı söyleyebilir. Bu, ilk haptan itibaren gebeliği önleyici koruma sağlayacağınız anlamına gelir.
Gebeliğin üçüncü ayından sonra düşük veya kürtaj gerçekleşirse doktorunuza danışınız. Kısa bir süre için kondom gibi ek doğum kontrol yöntemleri kullanmanız gerekebilir.
Doğumdan sonra gebeliği önleme
Yeni doğum yaptıysanız, doktorunuz tamamen ayağa kalkmanız kaydıyla, MICROGYNON’a doğumdan 21 gün sonra başlamanızı tavsiye edebilir. Adet dönemini beklemeniz gerekmez. MICROGYNON’a başlayana kadar ve hap aldığınız ilk 7 gün boyunca kondom gibi başka bir doğum kontrol yöntemi kullanmanız gerekecektir.
Uygulama yolu ve metodu:
MICROGYNON tabletler bütün olarak yeterli miktarda su ile yutulmalıdır. Tercihen her gün aynı saatte alınmalıdır. Doktorunuz MICROGYNON ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı: İlk adet görmeden sonra kullanılmaktadır.
Yaşlılarda kullanımı: Yaşlılarda kullanımı yoktur. Menopozdan sonra kullanılmamaktadır.
Özel kullanım durumları:
Karaciğer yetmezliği: MICROGYNON şiddetli karaciğer yetmezliğinde kullanılmamalıdır. Böbrek yetmezliği: MICROGYNON böbrek yetmezliği olan hastalarda özel olarak araştırılmamıştır. Mevcut veriler bu hastaların tedavisinde bir değişiklik yapılmasını ileri sürmemektedir.
Eğer MICROGYNON’un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla MICROGYNON kullandıysanız:Birden fazla hap almanın size zarar vermesi muhtemel değildir, ancak mide bulantısı, kusma veya vajinal kanamaya sebep olabilir. Henüz adet görmeye başlamamış ancak yanlışlıkla bu ilacı almış kızlar bile böyle bir kanama yaşayabilir. Eğer sizde bu belirtiler varsa doktorunuza başvurunuz.
MICROGYNON’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
MICROGYNON’u kullanmayı unutursanız:
Hap kullanmayı unuttuysanız, aşağıdaki talimatlara uyunuz:
Şeritteki herhangi bir tableti almayı unuttuğunuz ve hap kullanmadığınız ilk arada kanama gerçekleşmediği takdirde gebe olabilirsiniz. Doktorunuza veya aile hekiminize başvurunuz veya kendiniz hamilelik testi yapınız.
Yeni hap şeridine geç başlarsanız veya “bir haftalık ara”yı yedi günden uzun tutarsanız hamilelikten korunmamış olabilirsiniz. Son yedi gün içinde cinsel ilişki yaşadıysanız doktorunuza, aile hekiminize veya eczacınıza danışınız. Acil doğum kontrol yöntemi kullanmayı düşünmeniz gerekebilir. Ayrıca yedi gün boyunca kondom gibi ek bir doğum kontrol yöntemi kullanmalısınız.
Eğer bir hapı kaybederseniz ne yapmalısınız?
Kaybolan hapın yerine paketteki son hapı alınız. Sonrasındaki diğer tüm hapları uygun günlerinde alınız. Adet döngünüz normalden bir gün daha kısa olacaktır, ancak hamilelikten
korunmanız etkilenmeyecektir. Hap kullanmadığınız yedi günden sonra, öncekinden bir gün daha erken olan yeni bir başlangıç gününüz olacaktır.
Ya da adet döngünüzün başlangıç gününü değiştirmek istemiyorsanız, varsa yedek paketten bir hap alınız. Sonrasındaki diğer tüm hapları mevcut paketinizden her zamanki gibi alınız. Daha fazla hap kaybetmeniz durumunda kullanmak üzere açılan yedek şeridi saklayabilirsiniz.
Kusma veya ishal durumlarında ne yapılmalıdır?
Eğer hapı aldıktan sonraki 4 saat içinde kusarsanız veya ishal olursanız, vücudunuz normal hormon dozunu o haptan alamayabilir. MICROGYNON’u aldıktan sonraki 12 saat içinde iyileşirseniz, diğer ilacı nasıl alacağınızı açıklayan “Eğer bir hapı kaybederseniz ne yapmalısınız?” bölümündeki talimatları izleyiniz.
MICROGYNON aldıktan sonra 12 saatten daha fazla süredir kusma veya ishal yaşıyorsanız, “MICROGYNON’u kullanmayı unutursanız” bölümündeki talimatları izleyiniz.
Mide rahatsızlığınız devam ederse veya daha da kötüleşirse doktorunuzla konuşunuz. Size başka bir doğum kontrolü yöntemi önerebilir.
Kanama olması halinde hamile kalmış olabilir misiniz?
Bazen, geri çekilme kanaması görülmeyebilir. Bu durum hamile olduğunuz anlamına gelebilir, ancak haplarınızı doğru bir şekilde almışsanız hamile olmanız pek mümkün değildir. Bir sonraki paketinize normal zamanında başlayın. Hamile olma riskinizin olduğunu düşünüyorsanız (örneğin, hapları almayı unutarak ya da diğer ilaçları alarak) veya ikinci kanama gerçekleşmediyse, hamilelik testi yapmalısınız. Bunları doktorunuzdan ya da eczacınızdan alabilirsiniz. Hamileyseniz, MICROGYNON almayı bırakınız ve doktorunuzu danışınız.
Hamile kalmak istediğinizde ne yapmalısınız?
Bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, MICROGYNON almayı bıraktıktan sonra düzgün bir adet görene kadar başka bir doğum kontrolü yöntemi kullanmak en iyisidir. Doktorunuz, bebeğinizin ne zaman doğacağını size söylerken son doğal adet tarihinizi kullanır. Bununla birlikte, hemen hamile kalırsanız size veya bebeğinize herhangi bir zararlı etkisi olmayacaktır.
MICROGYNON ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
MICROGYNON’u dilediğiniz her zaman bırakabilirsiniz. Eğer MICROGYNON’u gebe kalmak için bırakıyorsanız gebe kalmadan önce ilk adet kanamanızın gerçekleşmesini beklemeniz önerilir. Adet kanamanızın gerçekleşmesini beklemeniz gebe kalmak için hangi günlerde ilişkiye girmeniz konusunda size fikir verecektir.
Gebe kalmak istemiyorsanız, diğer güvenilir doğum kontrol yöntemleri için doktorunuza danışınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, MICROGYNON’un içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Özellikle şiddetli ve kalıcı herhangi bir yan etki yaşarsanız veya sağlığınızda
MICROGYNON’a bağlı olabileceğini düşündüğünüz herhangi bir değişiklik varsa, lütfen doktorunuzla konuşunuz.
Toplardamarlarınızda artan kan pıhtısı (VTE) veya atardamarlarınızda kan pıhtısı (ATE) riski kombine hormonal kontraseptif alan tüm kadınlar için mevcuttur. Kombine hormonal kontraseptiflerin alınmasından kaynaklı farklı riskler hakkında daha ayrıntılı bilgi için “2. MICROGYNON kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler” bölümüne bakınız.
Olası yan etkiler, görülme sıklıklarına göre de aşağıda yer almaktadır.
Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilmiyor.
MICROGYNON’a bağlı olabileceğini düşündüğünüz
şüpheleniyorsanız doktorunuza veya eczacınıza bildiriniz.
etkiden
Aşağıdakilerden biri olursa, MICROGYNON’u kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Seyrek:
•Bir toplardamarda veya atardamarda zararlı kan pıhtıları, örneğin:
obacakta veya ayakta (örn DVT)
oakciğerde (örn. PE)
okalp krizi
oinme
ogeçici iskemik ataklar olarak bilinen mini inme veya geçici inme benzer belirtiler (TIA)
okaraciğer, mide/bağırsak, böbrek veya gözde kan pıhtıları.
Kan pıhtısı oluşma olasılığı, riski artıran başka durumlara sahipseniz daha yüksek olabilir (kan pıhtısı riskini artıran durumlar ve kan pıhtısı belirtileri hakkında daha fazla bilgi için bkz. bölüm 2. MICROGYNON kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler).
Kan pıhtısı belirtileri (bkz. bölüm “Kan pıhtıları”)
Aşağıdaki anjiyoödem belirtilerinden herhangi birini yaşarsanız, hemen bir doktora başvurunuz: Yüzde, dilde ve/veya boğazda şişme ve/veya yutma güçlüğü veya potansiyel olarak nefes almada güçlük çekmeye eşlik eden kurdeşen (ayrıca “MICROGYNON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler” bölümüne bakınız).
•Şiddetli alerjik reaksiyon veya kalıtımsal anjiyoödemin kötüleşmesine yönelik belirtiler:
▪ el, yüz, dudak, ağız, dil veya boğazda şişme. Dilde / boğazda şişme, yutma ve nefes almada güçlük yaşanmasına yol açabilir
▪ kırmızı pürüzlü döküntü (kurdeşen) ve kaşıntı.
•Meme kanseri belirtileri:
▪ Ciltte çukurlanma/gamze oluşumu
▪Meme ucunda değişiklik
▪Görülen veya elle hissedilebilen her türlü yumru.
•Serviks kanseri belirtileri:
▪ Kötü kokulu ve/veya kanlı vajinal akıntı
▪ Olağan dışı vajinal kanama
▪ Pelvik ağrı
▪ Ağrılı cinsel ilişki.
•Şiddetli karaciğer sorunlarına ilişkin belirtiler arasında aşağıdakiler yer almaktadır:
▪Batının üst kısmında şiddetli ağrı
▪Gözlerin veya cildin sarı renk alması (sarılık)
▪Karaciğer iltihabı (hepatit)
▪Tüm vücutta kaşıntı başlaması.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin
MICROGYNON’a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye
yatırılmanıza gerek olabilir.
Yaygın
•Bulantı
•Karın ağrısı
•Kiloda artış
•Baş ağrısı
•Depresif duygu durumu
•Duygu durum değişiklikleri
•Meme ağrısı
•Meme hassasiyeti
Yaygın olmayan
•Kusma
•İshal
•Sıvı tutulumu
•Migren
•Cinsel istekte azalma
•Memede büyüme
•Döküntü
•Kaşıntı
Seyrek
•Kontakt lense toleranssızlık
•Aşırı duyarlılık
•Kiloda azalma
•Cinsel istekte artış
•Vajinal akıntı
•Memede akıntı
•Bacak ve kollarda oluşan ağrılı şişliklerle seyreden döküntülü hastalık (eritema nodozum)
•Ağızda ve tüm vücutta derinin su toplaması ile kendini gösteren bir hastalık (eritema
multiforme)
•Venöz ve arteriyel tromboembolik bozukluklar (toplardamarlarda ve atardamarlarda kan
pıhtısı oluşumu sonucu tıkanma)*
Bildirilen diğer yan etkiler
▪İlk birkaç ay boyunca zaman zaman adet dönemleriniz arasında kanama ve
lekelenme gerçekleşebilir ancak vücudunuz MICROGYNON’a alıştıktan sonra bu
şikâyetler genellikle geçer. Devam ederse, şiddeti artarsa veya yeniden başlarsa
doktorunuza danışın (bkz. bölüm 2 “MICROGYNON’u aşağıdaki durumlarda
KULLANMAYINIZ”).
▪Kloazma (yüzde ve diğer bölgelerde koyu kahverengi lekelerin varlığı). Bu durum,
MICROGYNON’u birkaç aydır kullanıyor olsanız bile gelişebilir. Çok fazla güneş
ışığı ve/veya UV lambalara maruz kalmaktan kaçınarak kloazma azaltılabilir
▪Kore adı verilen hareket bozukluğunun gelişimi veya kötüleşmesi
▪Crohn hastalığı (kronik iltihabi bağırsak hastalığı) veya ülseratif kolit (kalın
barsağın iltihaplı bir hastalığı),
▪Hipertrigliseridemili kadınlar (KOK’ları kullanırken pankreas iltihabı (pankreatit)
riski artışına neden olan kan yağları artışı)
▪Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
▪KOK’larla bağlantısı kesin olmayan koşulların oluşumu veya kötüleşmesi: Safra
yolları tıkanıklığına bağlı sarılık ve kaşıntı; safra taşı oluşumu; demir birikimi görülen
porfiri; eklem ağrıları ve deri döküntülerine neden olan sistemik lupus eritematozus;
böbrek yetmezliğine neden olan bir pıhtılaşma bozukluğu olan hemolitik üremik
sendrom; beyine bağlı bir hastalık olan Sydenham koresi; herpes gestasyonis
(hamilelik sırasında meydana gelen bir deri koşulu); otosklerozla (orta kulakta ve iç
kulakta anormal kemik yapımı sonucu ortaya çıkan bir hastalık) ilgili duyma kaybı
▪Karaciğer fonksiyon bozuklukları
▪Hamilelik veya daha önceki hap kullanımı sırasında kötüleşebilecek durumlar:
– Cilttesararma (sarılık)
– Sürekli kaşıntı (prurit)
– Karaciğer ya da böbrek sorunları
– Safrataşı
– Sistemik lupus eritematozus gibi seyrek görülen bazı tıbbi durumlar
– Hamilelik sırasında su toplaması benzeri döküntü (herpes gestasyonis)
– Kalıtımsal işitme kaybı (otoskleroz)
– Bir tür orak hücre hastalığı ile ilgili kişisel öykü veya aile öyküsü
– Kalıtımsal olarak alerji sonucu yüz ve boğazda şişme (herediter anjiyoödem)
– Porfiri adı verilen kalıtımsal bir hastalık
– Serviks kanseri
MICROGYNON’dan kaynaklanabileceğini düşündüğünüz herhangi bir yan etkiden
şüpheleniyorsanız doktorunuza veya eczacınıza bildiriniz. Ayrıca, önceden var olup
MICROGYNON’u alırken kötüleşen herhangi bir rahatsızlığınız varsa da söyleyiniz.
Adetler arasında kanama uzun sürmemelidir.
Bazı kadınlarda özellikle ilk birkaç ay boyunca, MICROGYNON ‘u alırken beklenmedik bir
kanama veya lekelenme görülmektedir. Normalde, bu kanama endişelenilmesi gereken bir
problem değildir ve bir veya iki gün sonra durmaktadır. Her zamanki gibi MICROGYNON
almaya devam ediniz. İlk birkaç paketten sonra problem ortadan kalkmalıdır.
Ayrıca, haplarınızı düzenli olarak kullanmıyorsanız, beklenmeyen bir kanama görülebilir, bu
yüzden hapınızı her gün aynı saatte almaya çalışınız. Ayrıca, beklenmeyen kanama bazen
diğer ilaçlardan da kaynaklanabilir.
Eğer;
•İlk birkaç aydan daha fazla süren,
•MICROGYNON’u bir süredir kullanırken sonradan başlayan,
•MICROGYNON almayı bıraktıktan sonra bile devam eden, kanama ya da lekelenme yaşarsanız, doktorunuzla görüşünüz.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da, 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. MICROGYNON’un saklanması
MICROGYNON’u çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
30oC altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra MICROGYNON’u kullanmayınız.
“Son Kull. Ta.:” ibaresinden sonra yazılan rakam ayı temsil eder ve o ayın son günü son kullanım tarihidir.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz MICROGYNON’u kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat Sahibi:
Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti.
Fatih Sultan Mehmet Mah. Balkan Cad.
No:53 34770 Ümraniye/İstanbul
Tel: 0216 – 528 36 00
Faks: 0216 – 645 39 50
Üretim yeri:
Bayer Weimar GmbH und Co.KG,
Industrial Park North/Weimar/Almanya
Bu kullanma talimatı ………… tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MICROGYNON® 150 mcg/30 mcg kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin maddeler:
Her bir kaplı tablet 0,15 mg levonorgestrel ve 0,03 mg etinilestradiol içerir.
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)….32,28 mg Sukroz…………………………………………19,37 mg Yardımcı maddelerin tam listesi için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kaplı tablet.
Bej renkli tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Oral kontrasepsiyon (doğum kontrolü).
MICROGYNON reçete etme kararı, venöz tromboembolizmi (VTE) olan kadınlar başta olmak üzere her kadının mevcut risk faktörleri ve MICROGYNON ile ortaya çıkan VTE riskinin diğer kombine hormonal kontraseptifler (KHK) ile karşılaştırması (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar ve bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri) dikkate alınarak verilmelidir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Tabletler, blister ambalajda gösterilen sırada her gün yaklaşık olarak aynı saatte, gerekirse bir miktar sıvıyla birlikte oral yoldan alınmalıdır.
Uygulama şekli:
Oral kullanım
İlk tedavi siklusu: Menstrüel siklusun ilk günü başlayarak 21 gün boyunca günde 1 tablet alınır. Kontraseptif koruma derhal başlar.
Sonraki sikluslar: Bir sonraki MICROGYNON paketinden tablet alımına; tablet kullanılmayan 7 günlük aradan sonra, ilk paketle aynı günde başlayarak devam edilir. Tablet kullanılmayan dönemde genellikle çekilme kanaması gerçekleşir.
21 günlük kombine oral kontraseptiften geçiş: MICROGYNON’un ilk tableti bir önceki oral kontraseptif döngüsü bittikten sonraki ilk gün derhal alınmalıdır. Ek kontraseptif önlem
alınması gerekmez.
Kombine günlük haptan geçiş (28 günlük tabletler): MICROGYNON’a, günlük hap paketinin son aktif tableti alındıktan sonra başlanmalıdır. İlk MICROGYNON tableti bir sonraki gün
alınır. Bu durumda, ek kontraseptif önlem alınması gerekmez.
Yalnız progestojen içeren haptan geçiş (POP): MICROGYNON’un ilk tableti, POP o gün alınmış olsa bile kanamanın ilk günü alınmalıdır. Ek kontraseptif önlem alınması gerekmez. Geri kalan yalnız progestojen içeren haplar atılmalıdır.
Doğum veya kürtaj sonrası kullanım: Gebelikten sonra, hastanın tamamen ayağa kalkması ve puerperal komplikasyon olmaması kaydıyla, oral kontrasepsiyon vajinal doğumdan 21 gün sonra başlatılabilir. Tabletin alındığı ilk 7 gün boyunca ek kontraseptif önlemler alınmalıdır. İlk doğum sonrası ovülasyon, ilk kanamadan önce gerçekleşebileceği için doğum ile ilk tablet dönemi arasındaki süreçte başka bir doğum kontrol yöntemi kullanılmalıdır. İlk trimesterde gerçekleşen kürtajdan sonra, oral kontrasepsiyon hemen başlatılabilir; bu durumda, ek kontraseptif önlem alınması gerekmez.
Ek kontrasepsiyon gerektiren özel durumlar
Hatalı uygulama: Alımı geciken bir tablet mümkün olduğunca kısa sürede alınmalıdır; söz konusu tablet, alınması gereken zamandan sonra 12 saat içinde alınırsa kontraseptif koruma etkisini kaybetmez. Daha uzun gecikmelerde ek kontrasepsiyon gerekir. Yalnızca alımı geciken en son tablet alınmalı, daha önce unutulan tabletler atlanmalı ve bir sonraki 7 tabletin alındığı sonraki 7 gün boyunca ek hormonal olmayan kontrasepsiyon yöntemleri (ritim veya sıcaklık yöntemleri hariç) kullanılmalıdır. Ayrıca tablet alımı paketin son 7 gününde unutulduğu takdirde, bir sonraki pakete başlamadan önce ara verilmemelidir. Bu durumda, ikinci paket bitene kadar çekilme kanaması beklenmemelidir. Tablet alınan günlerde bir miktar ani kanama gerçekleşebilir ancak bu kanama klinik olarak anlamlı değildir. Hasta, ikinci paket bittikten sonra tablet kullanılmayan dönemde çekilme kanaması yaşamazsa bir sonraki pakete başlamadan önce gebelik olasılığı dışlanmalıdır.
Gastrointestinal rahatsızlıklar durumunda öneriler:
Kusma ve diyare tam emilimi önleyerek oral kontraseptiflerin etkililiğini azaltabilir.
Kusma veya diyare MICROGYNON tableti alındıktan sonra 4 saat içinde meydana gelirse mevcut paketten alınmaya devam edilmelidir. Gastrointestinal rahatsızlık sırasında ve rahatsızlığı takip eden 7 gün boyunca hormonal olmayan ek kontrasepsiyon yöntemleri (ritim veya sıcaklık yöntemleri hariç) kullanılmalıdır. Eğer bu 7 gün paketin sonunu aşarsa, bir sonraki pakete ara vermeden başlanmalıdır. Bu durumda, ikinci paket bitene kadar geri çekilme kanaması beklenmemelidir. Hasta, ikinci paket bittikten sonra tablet kullanılmayan dönemde çekilme kanaması yaşamazsa bir sonraki pakete başlamadan önce gebelik olasılığı dışlanmalıdır. Gastrointestinal rahatsızlığın uzaması muhtemel ise, başka doğum kontrol yöntemleri de düşünülmelidir.
Diyareli hastalığın yalnızca ince bağırsağın katıldığı veya artan bağırsak hareketliliği (ör. ince bağırsak diyaresi veya şiddetli ya da uzayan diyare) ile ilişkili vakalarda steroid emilimini aksatması beklenmektedir. Dolayısıyla sıradan diyare için ilave kontraseptif kullanımı uyarıları için bir tavsiyenin dahil edilmesi gerekçelendirilmemiştir, ancak şiddetli diyareli hastalık durumlarında kontraseptif etkililik bozulması hesaba katılmalıdır. Bu durumlarda ilave kontraseptif yöntemlerin yönetimine semptomların süresi ve şiddetine bağlı olarak münferit bazda karar verilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği: MICROGYNON böbrek yetmezliği olan hastalarda özel olarak araştırılmamıştır. Mevcut veriler bu hasta popülasyonun tedavisinde bir değişiklik yapılmasını ileri sürmemektedir.
Karaciğer yetmezliği: MICROGYNON şiddetli karaciğer hastalıkları olan kadınlarda kontrendikedir. Ayrıca ‘4.3 Kontrendikasyonlar’ bölümüne bakınız.
Pediyatrik popülasyon: MICROGYNON yalnızca menarştan sonra endikedir.
Geriyatrik popülasyon: Uygulanabilir değildir. MICROGYNON menopozdan sonra endike değildir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Kombine oral kontraseptifler (KOK) aşağıda belirtilen durumlarda kullanılmamalıdır. İlk kez KOK kullanırken aşağıdaki durumlardan herhangi birinin görülmesi halinde kullanım derhal durdurulmalıdır.
•Venöz tromboembolizm (VTE) varlığı veya riski
o Venöz tromboembolizm – mevcut VTE (antikoagülanlar üzerinde) veya öyküsü (örn. derin ven trombozu [DVT] veya pulmoner embolizm [PE])
o APC direnci (Faktör V Leiden dahil), antitrombin III eksikliği, protein C eksikliği, protein S eksikliği gibi VTE için bilinen kalıtımsal veya kazanılmış yatkınlık
o Uzun süreli hareketsizliğe neden olan majör cerrahi müdahale (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
oÇoklu risk faktörlerinin varlığından kaynaklanan yüksek VTE riski (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
•Arteriyel tromboembolizm (ATE) varlığı veya riski
o Arteriyel tromboembolizmi – mevcut ATE, ATE öyküsü (örn. miyokard infarktüsü) veya prodromal durum (örn. anjina pektoris)
o Serebrovasküler hastalık – mevcut inme, inme veya prodromal durum öyküsü (örn. geçici iskemik atak, TIA)
o Hiperhomosisteinemi ve antifosfolipid antikorlar (antikardiyolipin antikorlar, lupus antikoagülanı) gibi ATE için bilinen kalıtımsal veya kazanılmış yatkınlık
o Fokal nörolojik semptomlu migren öyküsü.
oÇoklu risk faktörlerinden kaynaklanan yüksek ATE riski (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri) veya aşağıdaki gibi bir ciddi risk faktörü varlığı: •vasküler semptomlu diabetes mellitus
•şiddetli hipertansiyon
•şiddetli dislipoproteinemi
•Ağır karaciğer hastalığı varlığı veya öyküsü, örn. aktif virütik hepatit ve ciddi siroz (karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe)
•Ombitasvir/paritaprevir/ritonavir, dasabuvir, glekaprevir/pibrentasvir ve ofosbuvir/velpatasvir/voxilaprevir içeren tıbbi ürünlerin eş zamanlı kullanımı (bkz.
bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri), •Karaciğer tümörü varlığı ya da öyküsü (iyi ve kötü huylu)
•Meme kanseri varlığı veya meme kanseri öyküsü •Tanı konulmamış vajinal kanama
•Bilinen gebelik varlığı ya da gebelik şüphesi
•Etkin ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık (Bkz. Bölüm 6.1).
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Uyarılar
Aşağıda belirtilen durum veya risk faktörlerinden herhangi biri varsa, MICROGYNON’un uygun olup olmadığı kadın ile tartışılmalıdır.
Bu durumlardan veya risk faktörlerinden herhangi birinin şiddetlenmesi veya ilk kez ortaya çıkması halinde, kadının MICROGYNON kullanımının sonlandırılmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi için doktoru ile iletişime geçmesi tavsiye edilmelidir.
Dolaşım bozuklukları
Dolaşım bozuklıkları ile ilgili advers etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda yüksektir.
Venöz tromboembolizm (VTE) riski
KHK kullanan kadınlarda VTE riski kullanmayanlara göre artar. MICROGYNON gibi levonorgestrel içeren ürünler, norgestimat veya noretisteron içeren ürünler en düşük VTE riski ile ilişkilendirilmiştir. MICROGYNON kullanma kararı; kadının MICROGYNON ile ilişkili VTE riskini, mevcut risk faktörlerinin bu riski nasıl etkilediğini ve VTE riskinin kullanımın ilk yılında en yüksek olduğunu anladığından emin olduktan sonra verilmelidir. Ayrıca kullanıma 4 hafta veya daha uzun süre ara verildikten sonra KHK kullanımına tekrar başlandığında riskin arttığını gösteren bazı kanıtlar vardır.
KHK kullanmayan ve gebe olmayan kadınlarda, 10.000 kişiden yaklaşık 2’si bir yıllık süre içinde VTE geliştirir. Bununla birlikte, herhangi bir kadında altta yatan risk faktörlerine bağlı olarak söz konusu risk çok daha yüksek olabilir (aşağı bakınız).
Levonorgestrel içeren bir KHK kullanan 10.000 kadından yaklaşık 6’sının bir yıl içinde VTE geliştireceği tahmin edilmektedir.
Bir yıldaki VTE sayısı gebelikte veya postpartum dönemde kadınlarda beklenen sayıdan düşüktür. VTE, bu vakaların %1-2’sinde ölümcül olabilir.
Grafik-1: Bir yıl içinde her 10.000 kadında görülen VTE vakası sayısı
Son derece nadir olarak, KHK kullanıcılarında diğer kan damarlarında (örn. hepatik, mesenter, renal, serebral veya retinal toplardamarlar ve atardamarlar) tromboz meydana geldiği rapor edilmiştir.
VTE Risk faktörleri
Venöz tromboembolik komplikasyon riski KHK kullanıcılarında özellikle çoklu risk faktörleri olduğunda, ilave risk faktörleri olan kadınlarda ciddi ölçüde artabilir (bkz. Tablo 1: VTE Risk faktörleri).
Yüksek venöz tromboz riski oluşturan çoklu risk faktörleri mevcut olan kadında MICROGYNON kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar). Bir kadın birden fazla risk faktörü varsa, riskteki artışın ayrı ayrı faktörlerin toplamından daha yüksek olması olasılığı vardır. Bu durumda VTE toplam riski dikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatif olduğu düşünülüyorsa, KHK reçete edilmemelidir (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Tablo-1:VTE Risk faktörleri
Risk faktörü:
Açıklama
Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m2’nin üstündeyse)
Vücut kitle indeksi yükseldiğinde risk ciddi ölçüde artar
Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikle dikkate alınmalıdır
Uzun süreli hareketsizlik, majör
cerrahi müdahale, bacaklara ve
pelvise cerrahi müdahale,
nörocerrahi, veya majör travma
Not: 4 saatten fazla hava yolu
seyahati dahil geçici hareketsizlik de özellikle diğer risk faktörleri olan kadınlarda VTE için bir risk faktörü olabilir.
Bu durumlarda ilacı kesmek (cerrahi müdahale
durumunda en az 4 hafta önceden) ve tamamen
iyileştikten iki hafta sonrasına kadar devam etmemek önerilir. İstenmeyen gebeliği önlemek için başka bir kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.
Önceden MICROGYNON kesilmemişse, antitrombotik tedavi düşünülmelidir.
Pozitif aile geçmişi (herhangi bir ebeveyn ya da kardeşte erken yaşlarda (örn. 50 yaşından genç) VTE görülmemişse.)
Kalıtımsal bir eğilimden şüpheleniliyorsa, KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandan tavsiye alınmalıdır.
İlerleyen yaş
Özellikle 35 yaş üstü
Variköz venlerin ve yüzeysel tromboflebitin venöz tromboembolideki olası rolü konusunda görüş birliği yoktur.
Gebelikte ve özellikle 6 haftalık puerperium periyodunda tromboemboli riskindeki artış dikkate alınmalıdır (bkz. 4.6 Gebelik ve laktasyon).
VTE semptomları (Derin ven trombozu ve Pulmoner embolizm)
Semptomlar olması halinde, kadınlara acil tıbbi yardım almaları ve sağlık çalışanlarını KHK aldıkları konusunda bilgilendirmeleri tavsiye edilmelidir.
Derin ven trombozu (DVT) semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:
– bacakta/ayakta tek taraflı ya da bacaktaki bir damar boyunca şişme;
– bacakta yalnızca ayakta dururken ya da yürürken hissedilebilen ağrı ya da hassasiyet, – etkilenen bacakta sıcaklık artışı; bacakta ciltte kırmızılık ya da renk değişmesi.
Pulmoner embolizm (PE) semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:
– aniden ortaya çıkan, açıklanamayan nefes darlığı ya da hızlı soluma; – hemoptizi ile ilişkili ani öksürük;
– keskin göğüs ağrısı;
– şiddetli dengesizlik ya da baş dönmesi;
– hızlı veya düzensiz kalp atışı.
Bu semptomlardan bazıları (ör, “nefes darlığı”, “öksürük”) özgün değildir ve daha yaygın ya da daha az şiddetli olaylar (ör, solunum yolu enfeksiyonları) şeklinde yanlış yorumlanabilir. Vasküler oklüzyona ilişkin diğer belirtiler; bir ekstremitedeki ani ağrı, şişme ya da mavi tonda hafif renk değişikliği olabilir.
Gözdeki damarlarda tıkanma meydan geldiği takdirde, semptomlar ağrısız bulanık görme ile başlayıp görme kaybına kadar ilerleyebilir. Bazen, görme kaybı aniden meydana gelebilir.
Arteriyel tromboembolizmi (ATE) riski
Epidemiyolojik çalışmalarda, KHK kullanımı ATE (miyokard enfarktüsü) veya serebrovasküler olay (ör. geçici iskemik atak, inme) riskinde artışla ilişkilendirilmiştir. ATE ölümcül olabilir.
ATE Risk faktörleri
Arteriyel tromboembolik komplikasyon veya serebrovaksüler olay riski, risk faktörleri olan
KHK kullanıcılarında artar (bkz. Tablo 2: ATE Risk faktörleri).
Yüksek arteriyel tromboz riskine maruz bırakan ciddi ya da çoklu ATE risk faktörleri mevcut
olan kadında MICROGYNON kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3
Kontrendikasyonlar). Bir kadında birden fazla risk faktörü varsa, riskteki artışın ayrı ayrı
faktörlerin toplamından daha yüksek olması olasılığı vardır. Bu durumda VTE toplam riski
dikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatif olduğu düşünülüyorsa, KHK reçete
edilmemelidir (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Tablo-2:ATE Risk faktörleri
Risk faktörü:
Açıklama
İlerleyen yaş
Özellikle 35 yaş üstü
Sigara
Kadınlar KHK kullanıyorsa sigara içmemeleri tavsiye edilmelidir. 35 yaşın üzerindeki sigara içmeye devam eden kadınlarda farklı bir kontrasepsiyon yönteminin kullanılması şiddetle tavsiye edilmelidir.
Hipertansiyon
Risk faktörü:
Açıklama
Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m2’nin üstündeyse)
Vücut kitle indeksi arttığında risk ciddi ölçüde artar
Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikle dikkate
alınmalıdır
Pozitif aile geçmişi (Herhangi bir ebeveyn ya da kardeşte erken yaşlarda (örn. 50 yaşından genç) VTE görülmemişse.)
Kalıtımsal bir eğilimden şüpheleniliyorsa, KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandan tavsiye alınmalıdır.
KHK kullanımı sırasında migrenin şiddetinde veya sıklığında bir artış (serebrovasküler olay için bir ön belirti olabilir) ilacın hemen kesilmesi için bir neden olabilir.
Migren
Advers vasküler olaylarla ilişkili diğer tıbbi durumlar
Diabetes mellitus, hiperhomosisteinemi, kalp kapak
hastalığı ve atriyal fibrilasyon, dislipoproteinemia ve
sistemik lupus eritematoz.
ATE semptomları
Semptomlar görüldüğünde, en kısa sürede tıbbi yardıma başvurmaları ve KHK kullandıklarını sağlık uzmanına bildirmek konusunda kadınlar bilgilendirilmelidir.
Serebrovasküler bir olaya ilişkin semptomlar şunlardır:
– yüzde, bacak veya kolda, özellikle vücudun bir tarafında ani hissizlik ya da güçsüzlük; – ani konfüzyon, konuşma ya da kavramada güçlük;
– bir ya da her iki gözde ani görme güçlüğü; ani yürüme güçlüğü,
– baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı;
– bilinen nedeni olmayan ani, şiddetli veya uzun süren baş ağrısı;
– bilinç kaybı ya da nöbetin eşlik ettiği ya da tek başına bayılma.
Geçici belirtiler olayın geçici iskemik atak olduğunu göstermektedir.
Miyokard enfarktüsü (MI) semptomları şunları kapsayabilir:
– göğüs, kol ya da göğüs kemiği altında ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık, sıkışma ya da dolgunluk hissi;
– sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılan rahatsızlık;
– dolgunluk, hazımsızlık ya da sıkıştırma hissi;
– terleme, bulantı, kusma ya da baş dönmesi;
– aşırı güçsüzlük, anksiyete, nefes darlığı;
– hızlı veya düzensiz kalp atışı.
Tıbbi Muayene
Hastanın oral kontraseptif kullanmaya başlamadan ya da kullanmaya devam etmeden önce ve sonrasında düzenli aralıklarla tıbbi öyküsü (aile öyküsünü de içerecek şekilde) değerlendirilmelidir ve gebelik ekarte edilmelidir. Kan basıncı ölçülmeli ve fiziksel muayene kontrendikasyonlar (bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar”) ile uyarılar (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”) doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. VTE ve ATE semptomları, bilinen risk faktörleri ve şüpheli tromboz durumunda ne yapılacağı, MICROGYNON‘un diğer KHK’lara kıyasla riski de dahil olmak üzere venöz ve arteriyel tromboz bilgilerine kadının dikkatini çekmek önemlidir.
Ayrıca kadın, kullanma talimatını dikkatle okuması ve yapılan tavsiyelere uyması gerektiği
konusunda bilgilendirilmelidir. Bu değerlendirmelerin içeriği ve sıklığı ilgili kılavuzlar
doğrultusunda olmalı ve kadına özgü şekilde uyarlanmalıdır.
Hormonal kontraseptiflerin HIV enfeksiyonu (AIDS) ve diğer cinsel yolla bulaşan
hastalıklara karşı koruyucu olmadığı bilgisi kullanıcılara verilmelidir.
Tanı konmamış altta yatan nedene ilişki şüpheli bulunan vajinal kanama araştırılmalıdır.
Sıkı tıbbi gözetim gerektiren durumlar
KOK reçete edilmesi konusu klinik karar kullanılarak ve hastanın fikri alınarak
kararlaştırılmalıdır. Bu durum veya risk faktörlerinden birinin ilk kez ortaya çıkması veya
alevlenmesi oral kontraseptif kullanımının kesilmesi gerektiğine işaret edebilir. Kadın
doktoruna danışmalı, doktor da KOK kullanımına son verilip verilmemesine ilişkin karar
vermelidir:
•Hafif vasküler hastalık veya hafif nefropati, retinopati veya nöropatinin eşlik ettiği
diyabet
•Yeterli kontrol altında olan (sistolik >140 ila 159 mm Hg veya
diyastolik >90 ila 94 mm Hg hipertansiyon (Ayrıca bkz. bölüm ‘Oral
kontrasepsiyonun derhal kesilmesini gerektiren nedenler:’)
•Porfiri
•Obezite
•Migren
•Kardiyovasküler hastalıklar
Oral kontrasepsiyonun derhal kesilmesini gerektiren nedenler:
Oral kontrasepsiyon alımı kesildiğinde, kontrasepsiyonun devamlılığını sağlamak için
hormonal olmayan kontrasepsiyon kullanılmalıdır.
1.Migren tipi ya da olağan dışı sıklıkta veya olağan dışı şiddette baş ağrısının ilk kez
ortaya çıkması veya alevlenmesi
2.Ani görme veya duyma bozuklukları ya da diğer algısal bozukluklar
3.Tromboz veya kan pıhtılarına ilişkin ilk belirtiler (örn. bacakta/bacaklarda olağan dışı
ağrı veya şişme, nefes alırken keskin ağrı ya da nedensiz öksürük). Göğüste ağrı ve
darlık hissi
4.Elektif majör operasyondan (örn. abdominal, ortopedik) en az dört hafta önce,
bacaklarla ilgili herhangi bir ameliyat, variköz venlerle ilgili ilaç tedavisi veya uzun
süreli hareketsizlik (örn. kaza veya ameliyat sonrasında). Hasta tam olarak yürümeye
başladıktan sonra en az iki 2 hafta geçmeden başlanmamalıdır. Acil ameliyat halinde,
genellikle trombotik profilaksi (örn. subkutan heparin) endikedir.
5.Sarılık, hepatit, tüm vücutta kaşıntı başlangıcı
6.Kan basıncında anlamlı yükselme
7.Şiddetli üst karın ağrısı veya karaciğer büyümesi
8.Oral kontrasepsiyon veya gebelik sırasında kötüleşme ihtimali olduğu bilinen
durumlara ilişkin belirgin alevlenme (bkz. bölüm ‘4.4 Özel kullanım uyarıları ve
önlemleri/Diğer durumlar/Gebelikle veya önceki KOK kullanımı ile kötüleşen
durumlar’)
Tümörler
Birçok epidemiyolojik çalışma KOK kullanan kadınlarda over, endometriyum, serviks ve meme kanseri riskiyle ilgili bilgi sağlamıştır. Kanıtlar yüksek doz kombine oral kontraseptiflerin over ve endometrium kanseri bakımından önemli oranda koruma sağladığını açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, düşük doz KOK’ların aynı düzeyde koruyucu etki sağlayıp sağlamadığı açık değildir.
Meme kanseri
54 epidemiyolojik çalışmanın meta analizleri sonucu, halen KOK kullanan kadınlarda tanı konan meme kanseri relatif riskinde (RR=1,24) hafif artış olduğunu göstermektedir. Gözlenen artmış risk örneğin, KOK kullananlarda meme kanserinin daha erken tanısına, KOK’ların biyolojik etkilerine veya bu ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Halen KOK kullanan veya son on yıl içinde KOK kullanmış kadınlarda tanısı konan ek meme kanserleri, KOK kullanmamış kadınlara oranla daha çok memede lokalize olmaktadır.
Meme kanseri 40 yaşın altındaki kadınlarda, KOK kullanmış olsun ya da olmasın seyrek görülür. Arka plandaki riskler yaşla birlikte artarken halen KOK kullanan veya KOK kullanmış kadınlardaki meme kanseri tanılarındaki artış, tüm meme kanseri riski ile karşılaştırıldığında düşüktür. (Bkz. grafik).
KOK kullanıcılarında meme kanseri için en önemli risk faktörü kadının KOK’u bırakma yaşıdır; bırakma yaşı daha büyük kadınlarda, daha fazla meme kanseri tanısı konmaktadır. Kullanım süresi daha az önemlidir ve aşırı risk KOK kullanmayı bıraktıktan sonra 10 yıl boyunca kaybolur, öyle ki 10 yıl boyunca da aşırı görülmez.
Meme kanseri riskindeki olası artış KOK kullanan kadınlara anlatılmalı, KOK’ların diğer kanser riski oluşumlarına (örn. over ve endometriyum kanseri) karşı önemli koruma sağlıyor olması göz önüne alınarak yarar ve risk değerlendirilmelidir.
Grafik-2: Hiç KOK kullanmamış 10.000 kadında teşhis edilen meme kanseri sayısına kıyasla, 5 yıllık kullanım sonunda ve KOK kullanımı bırakıldıktan sonra 10 yıla kadar tanı konulmuş 10.000 kadın başına tahmini kümülatif meme kanseri sayısı
Serviks kanseri
Serviks kanseriyle ilgili en önemli risk faktörü kalıcı HPV enfeksiyonudur. Bazı epidemiyolojik çalışmalar uzun süreli KOK kullanımının bu risk artışını daha da artırabileceğini göstermiş olmakla birlikte, bu bulgunun etki karışımı yapan faktörlere, örn. servikal tarama ve bariyer kontraseptif kullanımı dahil cinsel davranışı ne ölçüde atfedilebileceği tartışmalı bir konudur.
Karaciğer kanseri
Seyrek olguda benign ve daha seyrek olguda malign olmak üzere izole olgularda yaşamı tehdit eden intraabdominal kanamaya neden olan karaciğer tümörler MICROGYNON’da bulunanlar gibi hormonal maddelerin kullanımından sonra gözlenmiştir. Üst abdomende şiddetli şikayetler, karaciğer büyümesi veya intraabdominal kanama belirtileri meydana gelirse, ayırıcı tanı karaciğer tümörünü de içermelidir.
Maligniteler hayatı tehdit edebilir ya da ölümcül seyredebilir.
Diğer durumlar
MICROGYNON kullanımı sırasında birtakım kronik hastalıkların zaman zaman kötüleşmesi olasılığı göz ardı edilemez.
Bilinen hiperlipidemiler
Hipertrigliseridemi varlığı ya da aile öyküsü KOK kullanımı sırasında pankreatit bakımından risk artışı olabilir.
Hiperlipidemisi olan kadınlar arteriyel hastalık bakımından artmış risk altındadır (bkz. bölüm 4.4 ‘ATE Risk faktörleri’). Bununla birlikte, KOK kullanan kadınlarda rutin tarama yapılması uygun değildir.
Kan basıncı
Hipertansiyon inme ve miyokard enfarktüsüyle ilgili bir risk faktörüdür (bkz. Bölüm 4.4 ‘Arteriyel tromboembolizm (ATE) riski’). KOK östrojen/progesteron kombinasyonları kullanan birçok kadında kan basıncında hafif artış bildirilmiş olmasına karşın, klinik açıdan anlamlı artış nadiren gözlenmektedir. Bununla birlikte, KOK kullanımı sırasında kalıcı hipertansiyon gelişmesi halinde, antihipertansif tedavi komplike olmayan hastalar için 160/100 mm Hg düzeyinde, hedef organ hasarı, tanı almış kardiyovasküler hastalık, diyabet ya da kardiyovasküler risk faktörlerinde artış olanlarda ise 140/90 mm Hg düzeyinde başlatılmalıdır. KOK kullanımına devam edilip edilmemesi konusu daha düşük kan basıncı düzeylerinde kararlaştırılmalıdır ve alternatif kontrasepsiyon tavsiye edilmelidir.
Gebelikle veya önceki KOK kullanımı ile kötüleşen durumlar:
Aşağıdaki koşulların hem gebelikte hem de bir KOK kullanımı ile bozulduğu bildirilmiştir, Aşağıdakilerin herhangi birinin kullanım sırasında meydana gelmesi halinde, MICROGYNON bırakılması değerlendirilmelidir.
•Kolestaz ile ilişkili sarılık ve/veya kaşıntı
•KOK’lar safra kesesi taşı oluşumu riskini artırabilir veya mevcut hastalığı kötüleştirebilir.
•Sistemik lupus eritematozus;
•Herpes gestasyones
•Otoskleroza bağlı işitme kaybı;
•Orak hücre anemisi
•Renal disfonksiyon;
•Herediter anjiyoödem
•Gebelik sırasında veya önceki KOK kullanımı sırasında kadının kötüleşme yaşadığı herhangi bir diğer durum.
Anjiyoödem
Ekzojen östrojenler, herediter ve kazanılmış anjiyoödem semptomlarını uyarabilir veya şiddetlendirebilir.
Karaciğer fonksiyonlarında bozulma
Karaciğer fonksiyonlarının akut veya kronik bozulmaları, karaciğer fonksiyon testlerinin normale dönmesine kadar KOK kullanımının kesilmesini gerektirebilir. İlk kez gebelikte ya da daha önce seks steroidlerinin kullanımı sırasında oluşmuş olan kolestatik sarılığın tekrarlaması KOK kullanımının sonlandırılmasını gerektirir.
Diyabet (Vasküler tutulum olmayan)
Vasküler hastalığı olmayan, insüline bağlı kullanan diyabetik hastalar KOK kullanabilir. Ancak tüm diyabetiklerin arteriyel hastalık bakımından artmış risk altında olduğu unutulmamalı ve KOK reçete edilirken bu durum dikkate alınmalıdır. Mevcut vasküler hastalığı olan diyabetiklerin KOK kullanması kontrendikedir (bkz. bölüm ‘4.3 Kontrendikasyonlar’).
KOK’lar periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0,05 mg etinilestradiol) KOK kullanan bir diyabetik hastada tedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, KOK kullanan diyabetik kadınlar dikkatle gözlenmelidir.
Psikiyatrik bozukluklar
Depresif ruh hali ve depresyon, hormonal kontraseptif kullanımının iyi bilinen istenmeyen etkilerindendir (bkz. bölüm ‘4.8 İstenmeyen Etkiler’).
Depresyon ciddi olabilir ve intihara eğilimli davranışlar ile intihar için iyi bilinen risk faktörüdür. Kadınların, tedaviye başladıktan kısa bir süre sonra da dahil olmak üzere duygudurum değişiklikleri ve depresif semptomlar göstermeleri durumunda doktorlarına başvurmaları önerilmelidir.
Kloazma
Kloazma, özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar KOK kullandıkları sürece güneşe veya ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdırlar.
Menstrual değişiklikler
Menstrual akışın azalması:Bu durum olağan dışı değildir ve bazı hastalarda olması beklenir. Elbette önceden şiddetli periyod geçirenlerde bu durum yararlı olabilir.
Menstruasyon atlaması:Bazen çekilme kanaması hiç olmaz. Tabletler doğru olarak alındıysa hamilelik muhtemel değildir. Çekilme kanamasında aksama tablete ara verilen dönemde gerçekleşirse, gebelik olasılığı diğer pakete başlanmadan önce ortadan kaldırılmalıdır.
Intermenstrual kanama:Düzensiz kanama (lekelenme veya ara kanama) özellikle kullanımın ilk aylarında ortaya çıkabilir. Bu nedenle, düzensiz kanamaların oluşumu ancak yaklaşık üç döngü süren adaptasyon döneminden sonra önem kazanmaktadır. Önceden düzenli olan döngüler sonrasında kanama düzensizlikleri ortaya çıktığı veya var olan düzensizlikler devam ettiği takdirde, hormonal olmayan nedenler değerlendirilmeli ve malignite veya gebeliğin dışlanması için uygun tanı amaçlı yöntemler kullanılmalıdır. Buna kürtaj da dahildir.
Bazı kadınlarda oral kontraseptifler kesildikten sonra amenore veya oligomenore (özellikle önceden bu tip sorunları olanlarda) gelişebilir. Kadınlar bu olasılık konusunda bilgilendirilmelidir.
Azalmış etkinlik
KOK’ların etkinliği tablet alımı unutulduğunda, kusma veya diyare olması halinde (ya da eş zamanlı ilaç tedavilerinde azalabilir.
ALT artışı
Hepatit C virüs enfeksiyonu (HCV) için ombitasvir/paritabrevir/ritonavir ve ribavirin ile beraber ya da olmadan dasabuvir içeren tıbbi ürünleri ile tedavi edilen hastalarla yapılan klinik çalışmalar sırasında, kombine hormonal kontraseptif (KOK) gibi etinilestradiol içeren ilaçlar kullanan kadınlarda normal üst limitin (ULN) 5 katı kadara yüksek transaminaz (ALT) artışları anlamlı derecede daha sık görülmektedir. Glekaprevir/pibrentasvir ve sofosbuvir/velpatasvir/voksilaprevir içeren HCV anti-viral tıbbi ürünleriyle de ALT artışı gözlenmiştir. (bkz. bölüm ‘4.3 Kontrendikasyonlar’ ve ‘4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri’).
Laktoz:
Her bir tablet 32,82 mg laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.
Sukroz:
Her bir tablet 19,371 mg sukroz içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
1 KHK kullanılmamasına göre levonorgestrel içeren KHK kullanımı için belirlenen yaklaşık 2,3 – 3,6 düzeyindeki bağıl riske dayalı olarak, 10.000 kadın-yıl başına aralığın orta noktası 5-7.”
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri•Etkileşimler
Enzim indükleyiciler
Mikromozal enzimleri indükleyen ilaçlar (özellikle sitokrom P450 3A4) ile arasındaki etkileşimler seks hormonu klirensinde artışa neden olabilir, bu durum da kırılma kanamalarına ve/veya kontraseptif başarısızlığa yol açabilirler.
Birkaç günlük tedavinin ardından enzim indüksiyonu gözlemlenebilir. En fazla enzim indüksiyonu genellikle birkaç hafta içinde görülür. Enzim indüksiyonu, ilaç tedavisinin kesilmesinin ardından 4 hafta kadar sürebilir.
Bu ilaçlardan herhangi biriyle kısa süreli tedavi alan kadınların geçici olarak KOK’a ilave olarak bir bariyer yöntemi kullanmaları veya diğer bir kontrasepsiyon yöntemi seçmeleri gerekmektedir. Bariyer yöntemi, eşzamanlı ilaç tedavisi ve bunu takip eden 28 gün süresince kullanılmalıdır. Bariyer yönteminin kullanıldığı dönem bir paketin içeriğini geçecek olursa, tablet alınmayan herhangi bir ara verilmeksizin sonraki kutuya başlanmalıdır. Bu durumda, ikinci kutunun sonuna kadar geri çekilme kanaması beklenmemelidir. Hastada ikinci kutunun bitiminden sonraki tablet kullanılmayan aralıkta geri çekilme kanaması olmadığı takdirde, sıradaki kutuya devam edilmeden önce gebelik olasılığı dışlanmalıdır.
Hepatik enzim uyarıcılarla indükleyicilerle uzun süreli tedavi gören kadınlarda farklı bir kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.
Aşağıdakilerin KOK’lar ile klinik olarak önemli etkileşimler gösterdiği görülmüştür:
Antiretroviral ajanlar
• Ritonavir
• Nelfinavir
• Nevirapin
Not: Seks hormonlarının plazma konsantrasyonunu arttırabilecek başka antiretroviral ajanlar da vardır.
Antikonvülsanlar
Barbitüratlar (fenobarbital dahil) Primidon
Fenitoin
Karbamazepin
Okskarbazepin
Topiramat
Antibiyotikler/antifungaller
•
•
Griseofulvin
Rifampisin
Bitkisel ilaçlar
• Sarı kantaron otu (Hypericum perforatum)
KOK klirensini artıran maddeler (enzimlerin uyarılmasıyla KOK etkililiğinin azalması), örn.: Fenitoin, barbitüratlar, primidon, karbamazepin, rifampisin ve muhtemelen oksakarbazepin, topiramat, felbamat, griseofulvin ve sarı kantaron (St John’s wort) içeren ürünler.
KOK klirensi üzerine değişken etkilere sahip maddeler; örn;
KOK ile birlikte uygulandığında birçok HIV/HCV proteaz inhibitörü ve nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörleri plazma östrojen veya progesteron konsantrasyonlarını azaltabilmekte ya da artırabilmektedir. Bu değişiklikler bazı olgularda klinik açıdan anlamlı olabilir.
KOK klirensini azaltan maddeler (enzim inhibitörleri):
Azol antifungaller (ör. itrakonazol, vorikonazol, flukonazol), verapamil, makrolidler (ör.klaritromisin, eritromisin), diltiazem ve greyfurt suyu gibi kuvvetli ve orta düzeyde CYP3A4 inhibitörleri östrojen veya progesteron veya her ikisinin de plazma konsantrasyonunu artırabilir.
60 – 120 mg/gün etorikoksib dozlarının 0,035 mg etinilestradiol içeren KHK ile eş zamanlı olarak alındığı takdirde etinilestradiolün plazma konsantrasyonlarını sırasıyla 1,4 – 1,6 kat arttırdığı görülmüştür.
KOK’ların diğer tıbbi ürünler üzerine etkisi
KOK’lar diğer bazı ilaçların metabolizmasını etkileyebilir. Bunun sonucu olarak, plazma ve doku konsantrasyonları artabilmekte (örn. tizanidin, teofilin siklosporin) veya azalabilmektedir (örn. lamotrijin).
İn vitro etinilestradiol hem CYP2C19, CYP1A1 ve CYP1A2’nin geri döndürülebilir inhibitörü, hem de CYP3A4/5, CYP2C8, ve CYP2J2’nin mekanizma temelli inhibitörüdür. Klinik çalışmalarda etinilestradiol içeren hormonal kontraseptifin uygulanması CYP3A4 substratlarının (ör. midazolam) plazma konsantrasyonlarında herhangi bir artışa yol açmaz ya da sadece zayıf bir artışa yol açarken, CYP1A2 substratlarının plazma konsantrasyonları hafif (ör. teofilin) veya orta düzeyde (ör. melatonin ve tizanidin) artabilmektedir.
Not: Olası etkileşimlerin tanımlanması için eşzamanlı ilaçların reçeteleme bilgilerine bakılmalıdır.
Farmakodinamik etkileşimler
Ombitasvir/paritabrevir/ritonavir ve ribavirin ile beraber ya da olmadan dasabuvir, glekaprevir/pibrentasvir ve sofosbuvir/velpatasvir/voksilaprevir içeren tıbbi ürünlerle birlikte kullanımı ALT yükselmesi riskini artırabilir (bkz. bölüm ‘4.3 Kontrendikasyonlar’ ve ‘4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri’).
Bu nedenle, MICROGYNON kullanıcıları, bu kombinasyon ilaç rejimiyle tedaviye başlamadan önce alternatif bir kontrasepsiyon yöntemine (örneğin yalnız progestagen içeren kontrasepsiyon veya hormonal olmayan yöntemler) geçmelidir. Bu kombinasyon ilaç rejimi ile tedavinin tamamlanmasından 2 hafta sonra MICROGYNON yeniden başlatılabilir.
Laboratuvar testleri
Oral kontraseptif kullanımı karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonlara ilişkin biyokimyasal parametreleri, kortikosteroid bağlayıcı globülin ve lipid/lipoprotein fraksiyonu gibi taşıyıcı protein plazma düzeyleri, karbonhidrat metabolizması parametreleri ve pıhtılaşma ile fibrinoliz parametreleri gibi bazı laboratuvar testlerinin bulgularını etkileyebilir. Dolayısıyla, laboratuvar personeli laboratuvar testleri talep edildiğinde oral kontraseptif kullanımı konusunda bilgilendirilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon: MICROGYNON yalnızca menarştan sonra endikedir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye:
Gebelik kategorisi X’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon): MICROGYNONdoğum kontrolü amacıyla kullanılmaktadır. Kullanıldığı sürece fertiliteyi engeller.
Gebelik dönemi:
MICROGYNON’un gebelikte kullanımı kontrendikedir. MICROGYNON kullanımı sırasında gebelik meydana gelmesi durumunda kullanım durdurulmalıdır. Ancak, yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce KOK kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal kusur riskinde herhangi bir artışı ne de erken gebeliği süresince yanlışlıkla KOK kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiyi göstermemiştir.
MICROGYNON kullanımına yeniden başlarken postpartum dönem sırasında artan VTE riski dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ve bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Laktasyon dönemi:
Kombine oral kontraseptiflerin kullanımı süt miktarında azalmaya ve sütün bileşiminde değişikliğe yol açabileceğinden dolayı laktasyon etkilenebilir. Bu yüzden emziren anne bebeğini sütten kesinceye kadar KOK kullanımı genellikle önerilmemelidir. Kontraseptif steroidler ve metabolitleri küçük miktarlarda süte geçebilir.
Üreme yeteneği / Fertilite:
MICROGYNON, bir oral kontraseptiftir. Kullanıldığı sürece fertiliteyi engeller.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma becerileri üzerinde etkisi ile ilgili herhangi bir çalışma
yapılmamıştır. KOK kullanımının araç ve makine kullanma becerileri üzerinde herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.
4.8. İstenmeyen etkiler
MICROGYNON ile en yaygın olarak bildirilen advers reaksiyonlar mide bulantısı, abdominal ağrı, kilo artışı, baş ağrısı, depresif ruh hali, duygu durum bozukluğu, meme ağrısı, meme hassasiyetidir. Kullanıcıların ≥ %1’inde meydana gelir.
Ciddi advers reaksiyonlar ATE ve VTE’dir.
Advers reaksiyonlar, aşağıda sistem-organ sınıfı (MedDRA) ve sıklık derecesine göre listelenmektedir. Sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100, <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000, <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Etinilestradiol/levonorgestrel kullanımı sırasında aşağıdaki advers etkiler bildirilmiştir:
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Aşırı duyarlılık
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan: Sıvı tutulumu
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Depresif duygu durumu, duygu durum değişiklikleri Yaygın olmayan: Libido azalması
Seyrek: Libido artışı
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Migren
Göz hastalıkları
Seyrek: Kontakt lense toleranssızlık
Vasküler hastalıkları
Seyrek: Venöz tromboembolik bozukluklar*, arteriyel tromboembolik bozukluklar*
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, karın ağrısı
Yaygın olmayan: Kusma, diyare
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Döküntü, ürtiker
Seyrek: Eritema nodozum, eritema multiforme
Araştırmalar
Yaygın: Kiloda artış
Seyrek: Kiloda azalma
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Meme ağrısı, meme hassasiyeti
Yaygın olmayan: Memede hipertrofi
Seyrek: Vajinal akıntı, memede akıntı
* -Bir grup KOK’u kapsayan epidemiyolojik çalışmalardan gelen tahmini sıklık.
– ‘Venöz ve arteriyel tromboembolik olaylar’ aşağıda belirtilen tıbbi kayıtları özetler: Periferik derin venöz oklüzyonu, tromboz ve embolizm/Pulmoner vasküler oklüzyon, tromboz, embolizm ve enfarktüs/Miyokard enfarktüsü/Serebral enfarktüs ve hemorajik olarak belirtilmeyen inme
Pazarlama sonrası raporlanan advers olaylar
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Herediter anjiyoödemin şiddetlenmesi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Hipertrigliseridemi
Sinir sistemi hastalıkları
Korenin şiddetlenmesi
Gastrointestinal hastalıklar
Crohn hastalığı, ülseratif kolit
Hepato-bilier hastalıklar
Karaciğer fonksiyon bozuklukları
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Kloazma
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Menstural kanamada azalma, lekelenme, ani kanama ve atlanan çekilme kanaması, ilaç sonrası amenore
Seçilmiş advers reaksiyonların tanımı
KOK kullanan kadınlarda miyokard infarktüsü, inme, geçici iskemik ataklar, venöz tromboz ve pulmoner emboli dahil olmak üzere arteriyel ve venöz trombotik ve tromboembolik olaylar riskinde artış gözlenmiştir, bölüm 4.4’te daha ayrıntılı olarak tartışılmaktadır.
KOK kullanan kadınlarda, bölüm 4.4 “Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” başlığı altında açıklanan aşağıdaki ciddi advers olaylar bildirilmiştir:
•Venöz tromboembolik bozukluklar
•Arteriyel tromboembolik bozukluklar
•İnme (ör. geçici iskemik atak, iskemik inme, hemorajik inme)
•Hipertansiyon
•Karaciğer tümörleri (benign ve malign)
•Ekzojen östrojenler herediter ve kazanılmış anjiyoödem semptomlarını uyarabilir veya şiddetlendirebilir.
KOK kullanıcılarında meme kanseri tanısının sıklığı çok hafif bir artış göstermiştir. Meme kanseri 40 yaş altı kadınlarda seyrek görüldüğünden, rakamdaki artış genel meme kanseri riskiyle kıyaslandığında düşüktür. KOK kullanımı ile nedensel ilişkisi bilinmemektedir. Daha fazla bilgi için bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar” ve “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”.
Gebelik veya önceden KOK kullanımıyla kötüleştiği bildirilen koşullar:
Kolestazla ilgili sarılık ve/veya kaşıntı; safra taşı oluşumu; sistemik lupus eritematozus; herpes gestasyonis; otoskleroza bağlı duyma kaybı; orak hücreli anemi; renal fonksiyon bozukluğu; herediter anjiyoödem; porfiri; serviks kanseri.
KOK kullanan kadınlarda, glukoz toleransında değişiklik veya periferik insülin direnci üzerinde etki bildirilmiştir (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımına bağlı bildirilen ciddi yan etki yoktur. Görülebilecek belirtiler, bulantı, kusma ve kadınlarda çekilme kanamasıdır. Çekilme kanaması, ilacı yanlışlıkla almaları halinde kız çocuklarında menarştan önce bile görülebilir. Antidotu yoktur ve tedavisi semptomatik olmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Seks hormonları ve genital sistem modülatörleri, progestojenler ve östrojenler, fiks kombinasyonlar
ATC kodu: G03AA07
Kombine oral kontraseptiflerin etkisi, başlıca ovülasyon inhibisyonu ve servikal salgılamadaki değişiklikler gibi faktörlerin etkileşimine dayanmaktadır.
MICROGYNON luteinizan hormonun siklus ortasındaki artışını baskılayarak ovulasyonu inhibe etmek, servikal mukusu koyulaştırıp spermlere karşı bir bariyer oluşturmak ve endometriumun implantasyona yanıtsız kalmasını sağlamak suretiyle etki gösteren bir östrojen-progesteron kombinasyonudur.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel Özellikler
Levonorgestrel
Emilim:
Levonorgestrel, hızla ve tamamen absorbe edilir. MICROGYNON alındıktan yalnızca bir saat sonra serumda yaklaşık 3 ng/ml olan maksimum etkin madde düzeylerine ulaşılır. Ardından, serum konsantrasyonları yarılanma ömrü yaklaşık 0,5 saat ve 20 saat olarak 2 aşamada düşer. Plazmadan metabolik klirens hızı yaklaşık 1,5 ml/dk./kg’dır.
Dağılım:
Levonorgestrel, serum albümine ve SHBG’ye bağlıdır. İlgili toplam konsantrasyonun yalnızca %1,5’u bağlı olmayan formda bulunur, yaklaşık %65 ise SHBG’ye bağlıdır. İlgili
oranlar (serbest, albümine bağlı, SHBG’ye bağlı), SHBG konsantrasyonuna bağlıdır.
Etinilestradiol ile indüksiyonuna bağlı olarak SHBG artışından sonra, SHBG’ye bağlanan kısım artarken, serbest kısım ve albümine bağlanan kısım azalır.
Biyotransformasyon:
Levonorgestrel büyük ölçüde metabolize olur. Plazmadaki ana metabolitler konjüge ve konjüge olmayan 3α, 5β-tetrahidrolevonorgestrelin formlarıdır. İn vitro ve in vivo çalışmalara göre CYP3A4, levonorgestrel metabolizmasına dahil olan ana enzimdir.
Plazmadan klirens hızı yaklaşık 1,3 – 1,6 ml/dak./kg’dır.
Eliminasyon:
Levonorgestrel değişmemiş formda değil, yaklaşık bir günlük yarılanma ömrü olan metabolitler formunda, böbrek ve safra üzerinden neredeyse eşit oranlarda elimine edilir. Maternal dozun yaklaşık %0,1’i anne sütüyle aracılığıyla bebeğe geçebilir.
Doğrusallık / doğrusal olmayan durum:
Tekrarlanan günlük uygulama sonrası, levonorgestrel yaklaşık 2 faktör oranında birikir. Kararlı duruma, tedavi siklusunun ikinci yarısında erişilir.
Levonorgestrelin farmakokinetikleri, plazmadaki SHBG konsantrasyonuna bağlıdır. MICROGYNON tedavisi sırasında SHBG düzeylerindeki (yaklaşık 1,7 kat) artış, spesifik bağlanma kapasitesinde eş zamanlı artışa ve dolayısıyla levonorgestrel serum düzeylerinde artışa yol açar.
MICROGYNON tedavisiyle, SHBG seviyelerindeki bir artış spesifik bağlanma kapasitesindeki eşzamanlı bir artışı, dolayısıyla levonorgestrel serum seviyelerindeki bir artışı etkiler.
Levonorgestrel serum seviyeleri, SHBG indüksiyonunun sona ermiş olması nedeniyle 1 – 3 kullanım döngüsünden sonra daha fazla değişmez. Tek uygulamaya kıyasla, kararlı durum koşullarında 3-4 kat daha yüksek levonorgestrel serum seviyelerine ulaşılır.
Levonorgestrelin mutlak biyoyararlanımı neredeyse %100’e ulaşır. Etinilestradiol
Emilim:
Oral yolla uygulanan etinilestradiol hızla ve tamamen absorbe edilir. MICROGYNON alındıktan 1 – 2 saat sonra yaklaşık 100 pg/ml’lik maksimum plazma düzeylerine ulaşılır. Ardından, etkin madde konsantrasyonu yarılanma ömrü yaklaşık 1 – 2 saat ve yaklaşık 20 saat olarak belirlenen 2 aşamada düşer. Teknik nedenlerle, bu veriler yalnızca yüksek dozlarda hesaplanabilmektedir.
Etinilestradiolün mutlak biyoyararlanımı bireyler arasında büyük oranda değişiklik gösterir. Oral uygulamadan sonra dozun yaklaşık %40 – 60’ına karşılık gelir.
Dağılım:
Etinilestradiolün sanal dağılım hacmi yaklaşık 5 l/kg ve plazmadan metabolik klirens hızı yaklaşık 5 ml/dk./kg olarak belirlenmiştir. Etinilestradiol, serum albümine spesifik olmayan şekilde %98 oranında bağlanır.
Biyotransformasyon:
Etinilestradiolün emilim aşamasında ve ilk karaciğer geçişi sırasında dahi metabolize olması, oral biyoyararlanımın azalmasına ve bireysel değişkenlik göstermesine yol açar.
Diğer ilaçlar, etinilestradiolün sistemik yararlanımı üzerinde negatif veya pozitif etki yaratabilir. C vitamini ile etkileşimi yoktur. Sürekli kullanılan etinilestradiol, CBG ve SHBG’nin hepatik sentezini indüklerken, SHBG indüksiyonunun kapsamı eş zamanlı uygulanan progesteronun tipine ve dozuna bağlıdır.
Eliminasyon:
Etinilestradiol değişmemiş formda değil, yaklaşık bir günlük yarılanma ömrü olan metabolitler formunda elimine edilir. Atılım oranı 40 (idrar): 60 (safra) olarak tespit edilmiştir.
Emzirmenin tamamen yerleşik bir uygulama haline geldiği kadınlarda, maternal dozun yaklaşık %0,02’si anne sütüyle aracılığıyla bebeğe geçebilir.
Doğrusallık / doğrusal olmayan durum:
Plazmadan terminal eliminasyon aşamasının yarılanma ömrü nedeniyle, yaklaşık 5 – 6 günlük uygulamadan sonra %30 – %40 daha yüksek plazma madde düzeyiyle karakterize olan kararlı duruma erişilir.
Etinilestradiol, absorpsiyon evresinde ve ilk karaciğer geçişi sırasında dahi metabolize olur azalan ve bireyden bireye değişen oral biyoyararlanıma yol açar.
Etinilestradiolün mutlak biyoyararlanımında bireyler arası değişkenliği önemli ölçüdedir. Oral
alımdan sonra, dozun yaklaşık %40 ila %60’ına karşılık gelir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve üreme toksisitesi üzerine yapılan geleneksel çalışmalara dayanan preklinik veriler, insanda özel bir risk olduğunu göstermemiştir. Ancak, yine de seksüel steroidlerin hormona bağlı dokuların ve tümörlerin büyümesini uyarabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Mısır nişastası
Povidon 25
Talk
Magnezyum stearat
Sukroz
Povidon 90
Makragol 6000
Kalsiyum karbonat
Montanglikol mumu
Sarı demir oksit (E172)
Titanyum dioksit (E171)
Gliserol %85
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir geçimsizlik yoktur.
6.3. Raf ömrü
60 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altında oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/Aluminyum folyo blister. 21 tabletlik takvimli ambalaj
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve
“Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti.
Fatih Sultan Mehmet Mah. Balkan Cad. No:53
34770 Ümraniye/İstanbul
Tel: (0216) 528 36 00
Faks: (0216) 645 39 50
8. RUHSAT NUMARASI
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 29.01.2014
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ