KONSENIDAT 36 MG UZATILMIS SALIMLI TABLET (30 TABLET)
KULLANMA TALİMATI KONSENIDAT® 36 mg Uzatılmış Salımlı Tablet
Ağızdan alınır.
•
Etkin madde: Her bir uzatılmış salımlı tablet 31,1 mg metilfenidata eşdeğer 36 mg
metilfenidat hidroklorür içerir.
•
Yardımcı maddeler: Tablet çekirdeği: Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilir),
hipromelloz (K 100 LV), susuz kolloidal silika, magnezyum stearat, metakrilik asit-metil metakrilat kopolimeri (1:1) (Eudragit L100), metakrilik asit-metil metakrilat kopolimeri (1:2) (Eudragit S100), trietil sitrat, talk, hipromelloz (E5 LV), fumarik asit, polivinil alkol (kısmen hidrolize), makrogol/PEG (3350), titanyum dioksit (E171), şellak cila, siyah demir oksit (E172), n-butil alkol, propilen alkol, amonyum hidroksit %28
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin/çocuğunuz için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
•Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin/çocuğunuz için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size/çocuğunuza önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.
KONSENIDAT®nedir ve ne için kullanılır?
2.
KONSENIDAT®’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3.
KONSENIDAT® nasıl kullanılır?
4.
Olası yan etkiler nelerdir?
5.
KONSENIDAT®’ın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.
•
•
•
•
•
KONSENIDAT®nedir ve ne için kullanılır?
KONSENIDAT®, Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda dikkati artıran, isteğini bastıramama ve aşırı aktiviteyi azaltan bir santral sinir sistemi uyarıcısıdır.
KONSENIDAT®, ağız yolu ile uygulanan, 6-17 yaş arasındaki çocuk ve adolesanlarda ve 18-65 yaş arasındaki yetişkinlerde Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde kullanılan kontrollü salım tabletidir.
Tabletten etkin maddenin salınımı yavaş yavaş meydana gelmektedir.
Her kutuda 30 tablet vardır.
KONSENIDAT®, beynin aktif olmayan bölümlerinin aktivitesini artırır. İlaç, dikkati
1
(dikkat süresini), konsantrasyonu (odaklanmayı) geliştirmeye yardımcı olur ve dürtüsel
davranışları azaltır.
İlaç, genellikle psikolojik eğitsel ve sosyal terapileri içeren tedavi programının parçası olarak verilir. Sadece bu alanda tecrübe sahibi hekimler tarafından reçete edilebilir. Yetişkin iseniz ve daha önce tedavi edilmediyseniz, çocukluktan beri DEHB’niz olduğunu doğrulamak için doktorunuz testler yapacaktır. DEHB için kesin tedavi olmamasına rağmen, bu durum tedavi programları kullanılarak yönetilebilir.
DEHB olan çocuklar ve ergenler, hareketsiz oturmakta ve konsantre olmakta zorlanırlar. Bu
tarz şeyleri yapamamak onların hatası değildir. Çoğu çocuk ve ergen bu durumla mücadele
etmeye çalışır fakat DEHB gündelik yaşamda problemlere neden olmaktadır. DEHB’li çocuklar
ve ergenler ödevlerini yapmakta ve öğrenmekte zorluk yaşarlar. Evde, okulda veya başka yerde
düzgün davranışlar sergilemek onlara zor gelmektedir.
DEHB olan yetişkinler, genellikle konsantre olmakta zorlanırlar. Genellikle kendilerini
huzursuz, sabırsız ve dikkatsiz hissederler. Özel hayatlarını ve işlerini organize etmekte
zorlanabilirler.
DEHB olan tüm hastaların ilaçla tedavi edilmesi gerekmez.
DEHB zekayı etkilemez.
2. KONSENIDAT®’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
KONSENIDAT®’ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer:
•Sizin/çocuğunuzun ilacın içerdiği maddelerden herhangi birine karşı alerjisi varsa,
(yardımcı maddeler listesine bakınız),
•Sizde/çocuğunuzda göz tansiyonu (glokom) varsa,
•Sizde/çocuğunuzda böbreküstü bezinden gelişen tümörünüz (feokromasitoma) varsa,
•Sizde/çocuğunuzda tiroid bezi fazla çalışıyor (hipertiroidizm) veya tiroid bezinden aşırı
hormon salgılanması sonucu oluşan bir durum varsa (tirotoksikoz),
•Açlık hissetmeme veya yemek istememe şeklinde bir yeme bozukluğu (Anoreksiya
nervosa gibi) varsa
•Siz/çocuğunuz son 14 gün içinde, seçici olmayan, geri dönüşümsüz monoamin oksidaz
inhibitörü (MAOİ; depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç) bir ilaçla yakın zamanda
tedavi edilmişseniz ya da tedaviniz devam ediyor ise, KONSENIDAT® ile birlikte MAOİ
alınması, kan basıncında ani bir artışa neden olabilir.
•Sizde/çocuğunuzda kalp krizi, düzensiz kalp atışı, göğüste ağrı ve rahatsızlık, kalp
yetmezliği, kalp hastalığı varsa ya da kalp rahatsızlığı ile doğmuş ise,
•Beyinde kan damarları ile ilgili problemler- inme, kan damarlarının bir kısmının şişmesi
ve zayıflaması (anevrizma), kan damarlarında daralma veya tıkanma, veya kan
damarlarında iltihap (vaskülit),
•Sizin/çocuğunuzun kan basıncı çok yüksekse (hipertansiyon) veya kan damarlarında
daralma varsa, kol bacaklarda ağrıya sebep olabilir,
2
Mental sağlık problemleri:
o
o
o
“Psikopat” veya “sınırda kişilik” problemleri,
Anormal düşünce ve görüntüler veya şizofreni adlı hastalık, Ciddi bir duygu durum problem belirtileri;
Kendini öldürme isteği
Şiddetli depresyon, çok üzgün, değersiz ve umutsuz hissetme
Mani, alışılmadık heyecanlı, aşırı aktif, engel tanımaz hissetme
Eğer yukarıdakilerden herhangi birisi sizin/çocuğunuz için geçerliyse, metilfenidatı
kullanmayınız. Eğer emin değilseniz, metilfenidatı siz/çocuğunuz kullanmadan önce
doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz. Bunun sebebi, metilfenidatın bu problemleri
kötüleştirebilmesidir.
KONSENIDAT®’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer:
•Sizde/çocuğunuzda kalp hastalığı varsa, (yukarıdaki “KONSENIDAT®’ı aşağıdaki
durumlarda KULLANMAYINIZ” bölümünde yer almayan),
•Sizin/çocuğunuzun kan basıncı yüksek ise,
•Sizde/çocuğunuzda barsak veya yemek borusunda daralma veya tıkanıklık varsa,
•Sizin/çocuğunuzun tablet yutmayı zorlaştırabilecek sorunları varsa,
•Sizde/çocuğunuzda ilaç veya alkol bağımlılığı veya suistimali varsa,
•Siz/çocuğunuzun cinsiyeti kız ise ve adet görmeye başlamış ise (gebelik ve emzirme
bölümlerine bakınız),
•Siz/çocuğunuz nöbet geçirdiyse (nöbetler, kasılmalar, epilepsi) veya EEG (beyin
dalgalarını gösteren çizelge) anormallikleri varsa,
•Vücudun herhangi bir bölümünde tekrarlayan kontrolü zor seğirmeler veya kelime veya
seslerin tekrarlanması varsa,
•Sizin/çocuğunuzun karaciğer veya böbrek ile ilgili sorunları varsa, KONSENIDAT®’ı
dikkatli kullanınız.
•Sizde/çocuğunuzda ruh sağlığı problemleri varsa (yukarıdaki “KONSENIDAT®’ı
aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ” bölümünde yer almayan). Diğer mental
sağlık problemleri;
– Duygu durum değişiklikleri (manik olmaktan (aşırı coşkunluk) deprese olmaya
(çökkünlük) doğru değişiklik – iki ayrı hastalık dönemleriyle karakterize bir ruhsal
bozukluk ‘bipolar bozukluk’ olarak adlandırılır)
– Saldırgan veya düşmanca hissetme
– Olmayan şeyleri görmek, duymak, hissetmek (halüsinasyonlar)
– Gerçek olmayan şeylere inanmak (delüzyon)
– Olağandışı şekilde kuşkulanıyorsanız (paranoya)
– Ajite, endişeli veya gergin hissetme
– Depresif ya da suçlu hissetme
Sizde/çocuğunuzda yukarıdakilerden biri varsa tedaviye başlamadan önce doktorunuza
söyleyiniz. KONSENIDAT®bu problemleri kötüleştirebilir. Doktorunuz ilacın
sizi/çocuğunuzu nasıl etkileyeceğini yakından izlemek isteyebilir.
3
Tedavi sırasında, erkekler ve ergenler beklenmedik bir şekilde uzun ereksiyon deneyimi yaşayabilirler. Bu durum acılı olabilir ve herhangi bir zamanda (genellikle dozun arttırılmasını takiben ve/veya ilaca ara verilmesi veya ilacın kesilmesinden sonra) ortaya çıkabilir. 2 saatten uzun süren ereksiyon durumunda, özellikle ağrılı ise doktorunuzla acilen iletişime geçmeniz gereklidir.
Siz/çocuğunuz KONSENIDAT® kullanmaya başlamadan önce doktorunuzla kontrol etmeniz gerekenler şunlardır;
•
•
•
•
•
•
Sizin/çocuğunuzun aldığı diğer ilaçlar,
Ailede ani açıklanamayan ölüm öyküsü varsa,
Sizde/ailenizde diğer medikal problemler varsa (kalp problemleri gibi),
Sizin/çocuğunuzun nasıl hissettiği, örneğin coşkulu veya karamsar hissetme, garip düşüncelere sahip olma, veya çocuğunuz bu düşünceleri geçmişte hissetmiş olması, ‘Tikler’ (vücudun herhangi bir bölümünde tekrarlayan seğirmeler veya kelime veya seslerin tekrarlanması) ile ilgili aile öyküsü var ise,
Sizde veya çocuğunuzda ya da diğer aile bireylerinde bugüne kadar herhangi bir zihinsel/ruhsal sorun veya davranış sorunu olduysa. Doktorunuz sizin veya çocuğunuzun (‘bipolar bozukluk’ denilen manik olmaktan depresif olmaya doğru değişiklik) duygu durum değişiklikleri riski olup olmadığını tartışacaktır. Doktorunuz sizin ya da çocuğunuzun ruh sağlığı geçmişini ve ailenizde herhangi bir intihar, bipolar bozukluk veya depresyon öyküsü varlığını kontrol edecektir.
Mümkün olduğu kadar çok bilgi vermeniz önemlidir. Bu durum, KONSENIDAT®’ın sizin ya da çocuğunuz için doğru ilaç olup olmadığına doktorunuzun karar vermesine yardımcı olacaktır. Doktorunuz, siz veya çocuğunuz bu ilaca başlamadan önce diğer tıbbi testlerin gerekli olduğuna karar verebilir. KONSENİDAT®’a yeni başlayan yetişkin hastalar için; doktorunuz sizi bir kalp uzmanına yönlendirebilir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
Spor:
Bu ilacın içerdiği etkin madde, uyuşturucu madde kullanımı ve doping testlerinde pozitif sonuç vermektedir. Bu nedenle KONSENIDAT®’ı dikkatli kullanınız.
KONSENIDAT®’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması
KONSENIDAT®’ı besinler ile birlikte veya aç karnına kullanabilirsiniz.
Alkol bu ilacın yan etkilerini şiddetlendirebileceği için KONSENIDAT®’ı alkol ile birlikte kullanmayınız. Bazı gıdaların ve ilaçların alkol içerdiğini unutmayınız.
4
Hamilelik:
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Eğer hamile iseniz, hamile olduğunuzu düşünüyorsanız ya da hamile kalmayı planlıyorsanız ilacı almadan önce tavsiyeleri için doktorunuza danışınız.
Mevcut veriler genel doğum kusurları riskinde bir artış ortaya koymazken, hamileliğin ilk üç ayında kullanıldığında ortaya çıkan kalp bozuklukları riskindeki küçük bir artış göz ardı edilemez. Doktorunuz size bu risk hakkında daha fazla bilgi verecektir.
Eğer cinsel ilişki yaşıyorsanız, doktorunuzla doğum kontrol yöntemleri konusunda görüşünüz.
Hamile iseniz ya da hamile kalmayı düşünüyorsanız, KONSENIDAT® alıp almamanız gerektiğine doktorunuz karar verecektir.
KONSENIDAT® kullanmadan önce doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
KONSENIDAT® gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme:
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
KONSENIDAT® anne sütüne geçmektedir. Bu nedenle, sizin veya kızınızın KONSENIDAT alırken emzirip emzirmemesi gerektiğine doktorunuz karar verecektir.
Araç ve makine kullanımı
Siz/çocuğunuz, KONSENIDAT®kullanırken baş dönmesi hissedebilirsiniz, konsantrasyon problemleri ya da görme bulanıklığı yaşayabilirsiniz. Eğer bu olaylar meydana gelirse, araç ve makine kullanmanız, bisiklete binmeniz, ata binmeniz ya da ağaca tırmanmanız tehlikeli olabilir.
KONSENIDAT®’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler KONSENIDAT®187,5 mg laktoz monohidrat içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Siz ya da çocuğunuz son zamanlarda başka ilaçlar almış veya halen alıyor ise doktorunuz ile konuşunuz.
Siz/çocuğunuz son 14 gün içinde, seçici olmayan, geri dönüşümsüz monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ; depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç) bir ilaçla yakın zamanda tedavi edilmişseniz ya da tedaviniz devam ediyor ise, KONSENIDAT® ile birlikte MAOİ alınması,
5
kan basıncında ani bir artışa neden olabilir (bkz. KONSENIDAT®’ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ).
Siz ya da çocuğunuz depresyon veya endişe için aşağıdaki ilaçlardan birini alıyor ise doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz:
•trisiklik antidepresan
•seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSGİ)
•serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörü (SNGİ)
KONSENIDAT®’ın bu tür ilaçlarla birlikte alınması, beyinde yaşamı tehdit edecek ‘serotonin’ artışına (serotonin sendromu) neden olabilir ve bu da zihin bulanıklığı veya huzursuzluk, terleme, titreme, kas seğirmesi veya hızlı kalp atışına yol açabilir. Siz veya çocuğunuz bu yan etkileri yaşarsanız, hemen doktorunuzla görüşünüz.
Eğer siz/çocuğunuzun kullandığı başka ilaçlar var ise, KONSENIDAT® o ilaçların etkisini etkileyebilir ya da yan etkiler meydana gelebilir. Siz/çocuğunuz aşağıdaki ilaçları alıyor ise, doktorunuz veya eczacınız ile KONSENİDAT® almadan önce mutlaka konuşunuz:
•
•
•
•
•
•
Ciddi ruh sağlığı problemi için kullanılan ilaçlar
Epilepsi ilaçları
Parkinson hastalığı için kullanılan ilaçlar (levodopa gibi)
Kan basıncını azaltan veya artıran ilaçlar
Kan basıncını etkileyebilen bazı öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları. Bu ürünlerden herhangi birini alırken eczacınız ile konuşmanız önemlidir.
Kan pıhtılaşmasını engellemek için kanınızı seyrelten ilaçlar
Eğer sizde/çocuğunuzda yukarıdaki ilaçlardan herhangi birini aldığınıza ilişkin şüpheniz varsa, KONSENIDAT® almadan önce tavsiyeleri için doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.
Siz veya çocuğunuz reçeteli olmayan ilaçlar dahil olmak üzere diğer ilaçları alıyor veya son zamanlarda almış iseniz doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
Ameliyat öncesinde KONSENIDAT®kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz. Bazı anestezik türleri kullanılacak ise, ameliyat gününde KONSENIDAT® alınmamalıdır. Bunun nedeni, operasyon sırasında kan basıncında ani bir yükselmenin ortaya çıkma olasılığıdır.
KONSENIDAT® kullanırken alkol alınmamalıdır. Alkol bu ilacın yan etkilerinin kötüleşmesine neden olabilir. Bazı yiyeceklerin ve ilaçların alkol içerebileceğini unutmayınız.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
6
3. KONSENIDAT®nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
•KONSENIDAT®ile tedaviye 6-17 yaş arasındaki çocuk ve adolesanlarda ve 18-65 yaş arasındaki yetişkinlerde, uzman doktor gözetimi altında başlanmalıdır.
•Doktorunuz sizin/çocuğunuzun KONSENIDAT®ile tedavisinin ne kadar süreceğini ve hangi dozda, kaç tablet alması gerektiğini size anlatacaktır.
•KONSENIDAT®’ın diğer dozaj formlarını halen almakta olanlar için en iyi başlangıç dozuna doktor karar verecektir. Doktorunuz tedaviye genellikle düşük doz ile başlayacaktır ve gerekirse haftada bir kezden erken olmayacak şekilde günlük dozu 18 mg artıracaktır. Amaç sizin için etkili olan en düşük doz olmalıdır. Doktorunuz sizin veya çocuğunuz için maksimum günlük doza karar verecektir. KONSENIDAT® ile sizin/çocuğunuzun tedavisinin ne kadar süreceğini de yine doktorunuz söyleyecektir.
6-17 yaş arasındaki çocuk veadolesanlardakullanım
•Halen metilfenidat almayan veya bir başka santral sinir sistemi uyaranı ilaçtan metilfenidata geçiş yapan 6-17 yaş arasındaki çocuk ve adolesanlar için KONSENIDAT®’nın önerilen başlangıç dozu her sabah bir tane 18 mg tablettir.
•Maksimum günlük doz 54 mg’dır.
Yetişkinlerde kullanım
Daha önce KONSENIDAT® kullanmış yetişkinlerde:
•KONSENIDAT®’ı çocuk veya adolesanken zaten aldıysanız, aynı günlük doz (mg/gün) kullanılabilir; doktorunuz herhangi bir ayarlama gerekip gerekmediğini düzenli olarak kontrol edecektir.
•Yetişkin hastalar daha yüksek bir günlük doza ihtiyaç duyabilir, ancak doktorunuz size etkili olan en düşük dozu vermeyi amaçlayacaktır.
Daha önce KONSENIDAT® kullanmamış yetişkinlerde:
•
•
•
•
Başlangıç dozu her sabah bir tane 18 mg tablettir ve maksimum günlük doz 72 mg’dır. Eğer sizin/çocuğunuzun kaç tablet KONSENIDAT®alması gerektiği konusunda emin değilseniz mutlaka doktorunuza danışınız.
Eğer siz/çocuğunuz 1 aylık bir tedaviden sonra kendini iyi hissetmezse doktorunuzla konuşunuz. Doktorunuz, sizin/çocuğunuzun farklı bir tedaviye ihtiyaç olduğuna karar verebilir.
KONSENIDAT®düzgün kullanılmazsa, anormal davranışlara neden olabilir. Ayrıca bu sizin veya çocuğunuzun ilaç bağımlılığının başladığı anlamına da gelebilir. Eğer sizin veya çocuğunuzun alkol, reçeteli ilaçlara, uyuşturucu ilaçlara bağımlılığı veya kötüye kullanım varsa doktorunuza söyleyiniz.
Bu ilaç sadece siz veya çocuğunuz içindir. Belirtileri benzer görünse bile, bu ilacı başka kimseye vermeyiniz.
7
Uygulama yolu ve metodu:
•
•
•
•
•
Ağız yoluyla alınır.
KONSENIDAT®’ı her gün bir kez sabahları alınız. KONSENIDAT® sabahları alındığında, etkisi o günün akşamına kadar sürer.
KONSENIDAT®’ı yemeklerden önce veya yemeklerden sonra kullanabilirsiniz.
Tableti bütün olarak 1 bardak su ile yutunuz. Çiğnemeyiniz, kırmayınız ya da ezmeyiniz. Bazen tablet kabuğu dışkıda görülebilir. Bu normal bir durumdur.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
KONSENIDAT®’ı 6 yaşından küçük çocuklara vermeyiniz. 6-17 yaş arasındaki çocuk ve adolesanlarda uzman doktor gözetimi altında kullanılabileceği yukarıda belirtilmiştir.
Yaşlılarda kullanımı:
KONSENIDAT®’ın 65 yaşın üzerindeki yaşlı hastalarda kullanımı araştırılmamıştır.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliğinde KONSENIDAT®’ın dozunun ayarlanması gerekebilir.
Karaciğer yetmezliği
KONSENIDAT®’ın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
Doktorunuz sizin/çocuğunuzun KONSENIDAT®ile tedavisinin ne kadar süreceğini size bildirecektir. Tedaviyi erken kesmeyiniz. Çünkü belirtiler yineleyebilir,depresyon gibi istenmeyen etkiler gözlenebilir.
Doktorunuz ayrı bir tavsiyede bulunmadıkça, bu talimatları takip ediniz. İlacınızı zamanında almayı unutmayınız.
Eğer KONSENIDAT®’ın sizdeki/çocuğunuzdaki etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla KONSENIDAT®kullandıysanız:
Siz/çocuğunuz KONSENIDAT®’ı kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor ile konuşunuz veya hemen bir ambulans çağırınız. Ne kadar ilaç alınmış olduğunu onlara söyleyiniz. Medikal tedavi gerekebilir.
Doz aşımı belirtileri şunları içerir: Bulantı, kendini huzursuz hissetmek, titreme, kontrolsüz hareketlerde artış, kas seğirmesi, nöbetler (ardından koma olabilir), kendini çok mutlu hissetmek, kafa karışıklığı, gerçek olmayan şeyleri (halüsinasyonlar) görme, hissetme ya da
8
duyma, terleme, derinin kızarması, baş ağrısı, yüksek ateş, kalp atışında değişiklikler (yavaş, hızlı ya da düzensiz), yüksek kan basıncı, gözbebeğinin büyümesi, ağız ve burunda kuruluk ve kas yıkımı.
KONSENIDAT®’ı kullanmayı unutursanız:
Eğer siz veya çocuğunuz dozu unuttuysa, diğer doz alım zamanına kadar bekleyiniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
KONSENIDAT® ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:
Eğer siz/çocuğunuz bu ilacı almayı aniden bırakırsa, DEHB belirtileri geri gelebilir ya da ruhsal çöküntü gibi istenmeyen etkiler meydana gelebilir. Doktorunuz ilacı tamamen bıraktırmadan önce, ilaç miktarını her gün kademeli olarak azaltmak isteyebilir.
KONSENIDAT®’ı bırakmadan önce doktorunuzla konuşun.
Sizin/çocuğunuzun tedavisi sırasında doktorunuzun yapacakları;
Siz/çocuğunuz tedaviye başlamadan önce – KONSENIDAT®’ın güvenli olduğundan ve yararlı olacağından emin olmak için;
Siz/çocuğunuz tedaviye başladıktan sonra – En azından her 6 ayda bir, ama mümkün olduğunca daha sık ya da doz değiştiğinde;
Doktorunuz aşağıdaki testleri yapacaktır:
-İştah kontrolü
-Boy ve kilo ölçümü
-Kan basıncı ve kalp atışı ölçümü
–
Ruh haliniz, akli durumunuz veya başka alışılmadık duygular ile ilgili herhangi bir sorununuz olup olmadığını veya bu durumların KONSENIDAT® kullanırken kötüye gidip gitmediğinin kontrolü.
Uzun dönemli tedavi
KONSENIDAT®’ın çok uzun süreli olarak alınmasına gerek yoktur. Eğer siz/çocuğunuz bir yıldan daha fazla süre KONSENIDAT®alıyorsanız, doktorunuz kısa bir süre için tedavinizi durdurmalıdır. Bu, okulun tatil olduğu dönemde yapılabilir. Bu uygulama ilacın hala gerekip gerekmediğini gösterecektir.
İlacın kullanımıyla ilgili ilave sorularınız olursa, doktor veya eczacınıza sorunuz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, KONSENIDAT®’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler meydana gelebilir.
9
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, KONSENIDAT®’ı kullanmayı
durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil
bölümüne başvurunuz:
Eğer herhangi bir alerjik reaksiyon görürseniz derhal doktorunuza danışınız. Bir alerjik
reaksiyonun belirtileri, deride döküntü, yutma ve nefes almada zorlanma, dudaklar, yüz, boğaz
veya dilde şişmeyi içermektedir. Nefes almada sorunlar yaşayabilirsiniz.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin
KONSENIDAT®’a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye
yatırılmanıza gerek olabilir.
Yan etkiler şu şekilde sınıflandırılır:
Çok yaygın :10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın :10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan :100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek :1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek :10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor :Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size
en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Yaygın:
•Kalp atışında düzensizlikler (palpitasyon)
•Duygu durum değişikleri veya ruh hali veya kişilik değişiklikleri
Yaygın olmayan:
Kendini öldürmeyi düşünme veya hissetme
Gerçek olmayan şeyler görme, hissetme veya duyma, bunlar psikoz belirtileridir.
Kontrolsüz konuşma ve vücut hareketleri (Tourette Sendromu)
Alerji belirtileri; deride döküntü, kaşıntı veya ürtiker, yüz, dudak, dil veya vücudun diğer bölgelerinde şişme, nefes darlığı, hırıltılı solunum veya nefes almada zorluk
Seyrek
•Alışılmadık düzeyde heyecanlı, aşırı aktif, çekinmeden/ kısıtlamadan davranma (mani)
Çok seyrek:
•Kalp krizi
•Ani ölüm
•İntihar girişimi
•Nöbetler (nöbetler, konvülziyonlar, epilepsi)
•Deride soyulma/pul pul dökülme ve morumsu kırmızı lekeler
10
•
•
•
•
•
Beyin damarlarının iltihaplanması veya tıkanması
Geçici felç veya hareket ve görme ile ilgili problemler, konuşma güçlüğü (bunlar beyindeki kan damarları ile ilgili sorunların belirtileri olabilir)
Göz, baş, boyun, vücut ve sinir sistemini etkileyen kontrol edilemez kas spazmları
Kan hücreleri sayısında azalma (alyuvar, akyuvar ve trombosit), bu durum hasta olmayı, kanama ve morarmaları kolaylaştırır.
Vücut ısısında ani artış, çok yüksek tansiyon ve şiddetli kasılmalar (‘Nöroleptik Malign Sendrom’). Bu yan etkiye KONSENIDAT®’ın veya KONSENIDAT® ile birlikte alınabilen diğer ilaçlardan hangisinin neden olduğu belli değildir.
Bilinmiyor:
•
•
•
Sürekli geri gelen/akla gelen istenmeyen düşünceler
Anlaşılmayan bayılma, göğüs ağrısı, nefes darlığı (bunlar kalp problemlerinin belirtileri olabilir)
Uzun süren ereksiyonlar, bazen ağrılı veya ereksiyon sayısında artma
Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.
Bu yan etkiler ciddileşirse, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Diğer yan etkiler aşağıda sıralanmıştır
Çok yaygın:
•Baş ağrısı
•Sinirlilik
•Uykuya dalamama
Yaygın:
•Eklem ağrısı
•Bulanık görme
•Gerginlikten kaynaklanan baş ağrısı
•Ağız kuruluğu, susama
•Uykuya dalmakta sorun yaşama
•Yüksek ateş
•Cinsel dürtüde azalma
•Anormal düzeyde saç dökülmesi veya seyrekleşme
•Kaslarda gerginlik, kas krampları
•İştah kaybı veya iştah azalması
•Ereksiyonu sürdürmek veya geliştirmede yetersizlik
•Kaşıntı, döküntü veya kabarık kırmızı kaşıntılı döküntüler (kurdeşen)
•Aşırı uykulu ya da uyuşuk hissetme, yorgun hissetme
•Diş gıcırdatma (bruksizm)
•Panik hissi
•Karıncalanma hissi, iğne batması, ya da cildin uyuşması
•Kanda alanin aminotransferaz (karaciğer enzimi) düzeyinde artış
11
Öksürük, boğaz ağrısı veya burun ve boğazda tahriş, üst solunum yolu enfeksiyonu; sinüs enfeksiyonu,
Yüksek kan basıncı, hızlı kalp atışı (taşikardi)
Baş dönmesi (vertigo), zayıf hissetme, kontrol edilemeyen hareketler, aşırı düzeyde aktif olma
Agresif, ajite, endişeli, depresif, gergin hissetme, sinirli olma, çabuk sinirlenme, anormal davranış
Mide rahatsızlığı veya hazımsızlık, mide ağrısı, ishal, hasta hissetme, mide rahatsızlığı ve bulantı
Aşırı terleme
Kilo düşüşü
Yaygın olmayan:
Göz kuruluğu
Kabızlık
Göğüste ağrı
İdrarda kan tespit edilmesi
Kayıtsızlık, uyuşukluk
Sallanma veya titreme
İdrara çıkma ihtiyacında artma
Kas ağrısı, kas seğirmesi
Nefes darlığı veya göğüs ağrısı
Sıcak basması
Karaciğer test sonuçlarının yükselmesi (kan testinde görülür)
Öfke, huzursuz veya ağlamaklı hissetme, çok konuşma, çevrenin aşırı farkında olma, uyku problemleri
Seyrek:
•Cinsel dürtü ile ilgili problemler
•Yönünü kaybetmiş veya zihinde karışıklık hissi
•Görmede sorun veya çift görme
•Erkeklerde meme şişmesi
•Deride kızarıklık, kırmızı kabarık deri döküntüsü
Çok seyrek:
•
•
•
•
•
•
Kas krampları
Ciltte küçük kırmızı lekeler
Ani karaciğer yetmezliği ve komayı içeren anormal karaciğer işlevi
Test sonuçlarında değişiklik- karaciğer ve kan testleri dahil
Anormal düşünce, duygu veya his eksikliği, bir şeyi tekrar tekrar yapmak, bir şeye takıntılı olmak
El ve ayak parmaklarında uyuşma ve karıncalanma hissi, üşüdüğünde renk değişikliği (beyazdan maviye sonra kırmızıya) (‘Raynaud fenomeni’).
12
Bilinmiyor:
•Migren
•Gözbebeklerindebüyüme
•Çok yüksek ateş
•Yavaş, hızlı veya fazla kalp atışı
•Büyük nöbet (“grand mal konvülziyonları”)
•Gerçek olmayan şeylere inanmak
•Ciddi mide ağrısı, sıklıkla bulantı ve kusma ile birlikte
•Beynin kan damarları ile ilgili problemler (inme, serebral arterit veya serebral tıkanma)
•İdrarını tutamama (inkontinans)
•Çene kaslarının spazmı sonucunda ağzın açılamaması (trismus)
•Konuşmanın akıcılığında bozulma (kekeleme)
•Burun kanaması
Büyüme üzerindeki etkileri
Bir yıldan daha fazla kullanıldığında KONSENIDAT® bazı çocuklarda büyümede gerilemeye
yol açar. Bu etki 10 çocukta 1’den az oranda görülür.
Boy uzaması veya kilo alımında yetersizlikolabilir.
Doktorunuz hastanın boy ve kilosunun yanı sıra nasıl beslendiğini dikkatle izleyecektir. Eğer hasta beklendiği gibi büyümüyorsa KONSENIDAT® tedavisi kısa süreliğine durdurulabilir.
Eğer herhangi bir yan etki meydana gelirse doktor veya eczacınıza danışın. Bu etkilere bu
kullanma talimatında yer almayan olası yan etkiler de dahildir.
Bunlar KONSENIDAT®’ın hafif yan etkileridir.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız
doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması:
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi
durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan
etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da
0 800 3ı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi
(TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın
güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız
doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
13
5. KONSENIDAT®’ın saklanması
KONSENIDAT®’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 30°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Şişenin kapağını sıkıca kapatınız. Şişe ilk açıldıktan sonra 6 ay boyunca kullanılabilir.
Ambalajın içinde bulunan nem çekici madde (bir veya iki adet) tabletleri kuru tutmak içindir, kesinlikle yutmayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra KONSENIDAT®’ı kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz KONSENIDAT®’ı kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Üretim yeri:
Teva İlaçları San. ve Tic. A.Ş., Ümraniye/İstanbul
Balkanpharma Dupnitsa AD Dupnitsa/Bulgaristan
Bu kullanma talimatı ../../…. tarihinde onaylanmıştır.
14
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
KONSENIDAT® 36 mg uzatılmış salımlı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Metilfenidat hidroklorür 36 mg (31,1 mg metilfenidata eşdeğer)
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilir) 187,5 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Uzatılmış salımlı tablet
Bir tarafına siyah mürekkeple “2394” yazılmış kapsül şeklinde, bikonveks, beyaz film kaplı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.Terapötik endikasyonlar
KONSENIDAT® Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) tedavisinde endikedir.
Metilfenidatın DEHB tedavisindeki etkinliği, DEHB için DSM-IV kriterlerini karşılayan 6-17 yaşındaki çocuk ve ergenler ve 18-65 yaşındaki yetişkinlerde yapılan kontrollü klinik araştırmadan elde edilmiştir.
Tedavi, uzman bir çocuk doktoru, bir çocuk ve ergen psikiyatristi veya bir yetişkin psikiyatristi gibi DEHB tedavisinde uzmanlaşmış bir doktor tarafından başlatılmalı ve denetlenmelidir.
KONSENIDAT® diğer tedaviler tek başına yetersiz olduğunda, kapsamlı bir tedavi programının parçası olarak kullanılmalıdır. Bu hastalarda, DEHB için kapsamlı bir tedavi programı, diğer önlemleri (psikolojik, eğitsel, sosyal) de içermelidir. Tanı, DSM-IV kriterlerine ya da ICD-10 kılavuzuna göre ve hastanın tam hikayesi ve değerlendirmesine dayandırılarak konmuş olmalıdır.
Metilfenidat tedavisi DEHB’li tüm hastalarda gerekmeyebilir. İlaca başlama kararı hastanın semptomlarının ciddiyetinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesine dayalı olarak verilmelidir.
KONSENIDAT®gibi stimulan ilaçlar çevresel faktörlere ve/veya psikozlar dahil diğer primer psikiyatrik hastalıklara sekonder olarak gelişen durumlarda hastaların kullanımı için amaçlanmamıştır. Uygun eğitsel yaklaşım esastır ve psikososyal girişimler genellikle gereklidir.
1
Bu sendromun spesifik etiyolojisi bilinmemektedir. Tek bir tanısal testi yoktur. Yeterli bir tanı için tıbbi ve özel psikolojik, eğitimsel ve sosyal kaynakların kullanılması gerekir. Öğrenme yetisi etkilenmiş olabilir ya da olmayabilir.
4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi, uzman bir çocuk doktoru, bir çocuk ve ergen psikiyatristi veya bir yetişkin psikiyatristi gibi DEHB tedavisinde uzmanlaşmış bir doktor tarafından başlatılmalı ve denetlenmelidir.
KONSENIDAT®ile tedavi öncesi izleme:
KONSENIDAT®’a yeni başlayan yetişkinlerde ve ulusal uygulama gerektiriyorsa, kardiyovasküler kontrendikasyonların olmadığını kontrol etmek için tedaviye başlamadan önce kardiyolog tavsiyesi gereklidir.
İlaç reçete edilmeden önce, hastanın kardiyovasküler durumu (kan basıncı, kalp atım sayısı) kontrol edilmeli ve değerlendirilmelidir.
Hastanın kapsamlı hikayesi; eşzamanlı kullanılan ilaçları, önceki ve mevcut eş zamanlı medikal ve psikiyatrik bozukları veya semptomları, ailede ani kardiyak/açıklanamayan ölüm öyküsünü içermelidir. Hastanın tedavi öncesi boy ve kilosu büyüme tablosuna kaydedilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).
KONSENIDAT®ile tedavi süresince izleme:
Hastanın büyüme, psikiyatrik ve kardiyovasküler durumu düzenli olarak izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
•Her doz ayarlaması sırasında ve sonrasında en az altı ayda bir kan basıncı ve nabız kaydedilmelidir.
•Çocuklarda boy, kilo ve iştah, en az altı ayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir. •Yetişkinlerde kilo düzenli olarak kaydedilmelidir.
•Her doz ayarlamasında ve en az altı ayda bir ve her muayenede, hastalar, yeni psikiyatrik bozuklukların gelişip gelişmediği veya önceden var olan psikiyatrik bozuklukların kötüleşip kötüleşmediği bakımından değerlendirilmelidir.
Hasta, metilfenidatı eğlence amaçlı, yanlış kullanma ve kötüye kullanma riski açısından izlenmelidir.
Pozoloji:
KONSENIDAT®’ı (metilfenidat) ilk kez alacak olan çocuk ve yetişkinler:
Metilfenidat tüm DEHB tanılı çocuk ve yetişkinlerde endike olmayabilir. Kısa etkili metilfenidat formülasyonlarının düşük dozları metilfenidatı yeni kullanacak çocuk ve yetişkinleri tedavi etmek için yeterli kabul edilebilir. Metilfenidatın gereksiz yüksek dozlarda kullanımını önlemek amacıyla sorumlu doktor tarafından dikkatli doz titrasyonu gerekir.
2
KONSENIDAT®’ın halen metilfenidat almayan ya da metilfenidat dışında başka stimulan ilaç almakta olan hastalar için önerilen başlangıç dozu çocuklar, adolesanlar ve yetişkinlerde günde bir kez 18 mg’dır.
Halen KONSENIDAT® (metilfenidat) almakta olan hastalar:
Halen günde 2-3 kez 10-60 mg/gün dozlarda metilfenidat almakta olan hastalara önerilen KONSENIDAT®dozu aşağıdaki Tablo 1’de verilmektedir:
Doz önerileri mevcut doz rejimine ve klinik değerlendirmeye dayanır.
Tablo 1. Diğer Metilfenidat Rejimlerinden KONSENIDAT®’a Geçiş için Önerilen Doz Dönüşüm Tablosu
Önerilen KONSENIDAT® Başlangıç Dozu
Günde 2-3 kez 5 mg metilfenidat
Günde 2-3 kez 10 mg metilfenidat
Günde 2-3 kez 15 mg metilfenidat
Günde 2-3 kez 20 mg metilfenidat
İyileşme, uygun doz ayarlaması sonrası bir aylık dönemde gözlenmediyse ilaç kesilmelidir.
Doz Titrasyonu:
Dikkatli doz titrasyonu metilfenidat ile tedavinin başlangıcında gereklidir. Doz titrasyonu mümkün olan en küçük dozdan başlamalıdır. 27 mg, 18 mg ve 36 mg doz aralıklarında reçete edilmesini isteyenler için uygundur.
Bu ilacın diğer formları ve metilfenidat içeren diğer ilaçlar da mevcuttur.
Doz, 18 mg’lık artışlar ile ayarlanabilir, genelde yaklaşık bir haftalık aralıklarla doz ayarlamasına devam edilebilir.
Doz, hastanın gereksinimlerine ve yanıtlarına bağlı olarak bireysel olarak ayarlanmalıdır. Doz, bir haftalık aralıklarla 18 mg’lık artışlarla yükseltilebilir. Çocuklarda (6-12 yaş) ve adolesanlarda (13-17 yaş) kullanılabilecek maksimum günlük doz 54 mg ve yetişkinlerde (18-65 yaş) 72 mg’dır. Bu dozların üstüne çıkılmamalıdır.
Uzun süreli kullanım (12 aydan fazla)
Metilfenidatın uzun süreli kullanımının güvenlilik ve etkililiği kontrollü çalışmalarda sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Metilfenidat tedavi süresi belirsiz olmamalıdır. Çocuklar ve adolesanlarda, metilfenidat tedavisi genellikle ergenlik sırasında veya sonrasında kesilir. DEHB’li hastalarda uzun süreli (12 ay üzeri) metilfenidat kullanımına karar veren doktor, hastanın farmakoterapi olmaksızın işlevselliğini değerlendirmek amacı ile belirli aralıklarda, ilaçsız deneme süresi ile ilacın uzun süreli faydasını tekrar değerlendirmelidir. Metilfenidat kullanımının, en az yılda bir kez kesilmesi ve hastanın durumunun (çocuklarda
3
tercihen okul tatili dönemlerinde) değerlendirilmesi önerilmektedir. İlaç geçici veya kalıcı olarak kesildiğinde iyileşme sürdürülebilir.
Doz azaltımı ve ilacın kesilmesi:
Semptomlar, uygun doz ayarlaması sonrası bir aylık dönemde gelişme göstermezse, tedavi kesilmelidir. Semptomların paradoksal olarak ağırlaştığı ya da başka advers olayların meydana geldiği durumlarda, doz azaltılmalı ya da eğer gerekli ise ilaç kesilmelidir.
Özel popülasyonlar
Yaşlılarda kullanım
Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır. Bu yaş grubunda güvenlilik ve etkililik çalışılmamıştır. Metilfenidat 65 yaşın üzerindeki hastalarda DEHB’de çalışılmamıştır.
Karaciğer yetmezliği
Metilfenidat karaciğer yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır.
Böbrek yetmezliği
Metilfenidat böbrek yetmezliği olan hastalarda çalışılmamıştır.
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanım
Metilfenidat 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Metilfenidatın bu yaş grubunda güvenliliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
KONSENIDAT® oral yolla günde bir kez uygulanır. Etkinin doz alımı sonrası 12 saat süresince mevcut olduğu gösterildiği için, ilaç günde bir kez sabahları alınmalıdır.
Uygulama şekli:
KONSENIDAT® bütün halinde su ile yutulmalı; çiğnenmemeli, bölünmemeli ya da ezilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
KONSENIDAT®besinlerle ya da beraberinde besin alınmaksızın uygulanabilir (Bkz. Bölüm 5.2).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Metilfenidatın böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir. İnsanlara radyoaktif olarak işaretlenmiş metilfenidat uygulanmasından sonra metilfenidat büyük ölçüde karaciğerde metabolize olmuştur ve radyoaktivitenin yaklaşık %80’i idrarda (alfa)-fenil-piperidin asetik asit (PPA) biçiminde atılmıştır. Renal klerens, metilfenidatın klerensinde önemli bir yol olmadığından, böbrek yetmezliğinin metilfenidatın farmakokinetiği üzerinde çok küçük bir etki yaratması beklenir. Doz ayarlaması gerekebilir.
4
Metilfenidatın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
Pediyatrik popülasyon:
Metilfenidatın 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı kontrollü çalışmalarda incelenmemiştir. KONSENIDAT® 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Çocuklarda (6-12 yaş) ve adolesanlarda (13-17 yaş) kullanılabilir. İlgili bilgilere yukarıda yer verilmiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Metilfenidatın 65 yaşın üzerindeki yaşlı hastalarda kullanımı kontrollü çalışmalarda incelenmemiştir. Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır.
4.3.Kontrendikasyonlar
KONSENIDAT® aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Metilfenidata ya da ürünün Bölüm 6.1’de listelenen diğer bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda;
Glokomu olan hastalarda;
Feokromasitomalı hastalarda;
Non-selektif, geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAOİ) yapılan tedavi sırasında ve bu inhibitörlerin kesilmesini takiben en az 14 günlük bir süre boyunca (hipertansif kriz meydana gelebilir) (Bkz. Bölüm 4.5).
Hipertiroidi veya tirotoksikozu olan hastalarda;
Ağır depresyon, anoreksiya nervoza veya anoreksik bozukluklar, intihar eğilimi, psikotik semptomlar, şiddetli duygu durum bozuklukları, mani, şizofreni, psikopatik ya da borderline (sınırda) kişilik bozuklukları teşhisi ya da geçmişi olan hastalarda; İyi kontrol edilmemiş ağır ve episodik (Tip I) bipolar duygudurum bozukluğu tanısı alan ya da hikayesi olan hastalarda;
Önceden var olan kardiyovasküler (örn: şiddetli hipertansiyon, kalp yetmezliği, arterial okluzif hastalıklar, anjina, hemodinamik açıdan önemli konjenital kalp hastalığı, kardiyomiyopati, miyokard infarktüsü, hayatı tehdit edebilecek aritmiler ve kanalopatiler (iyon kanallarının fonksiyon bozukluğunun neden olduğu hastalıklar) hastalıklarda;
Önceden var olan serebrovasküler (örn: serebral anevrizma, vaskülit veya felç gibi vasküler anormallikler) hastalıklarda;
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Metilfenidat tedavisi DEHB’li hastaların tümünde endike değildir ve ilaca başlama kararı hastanın semptomlarının şiddeti ve kronisitesinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi sonucunda verilmelidir. Çocukların tedavisi düşünüldüğünde, çocuğun semptomlarının şiddeti ve kronisitesinin değerlendirilmesi çocuğun yaşı (6-18 yaş) ile ilişkili olmalıdır.
Uzun süreli kullanım (12 aydan fazla)
Metilfenidatın uzun süreli kullanımının güvenlilik ve etkililiği kontrollü çalışmalarda sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Metilfenidat tedavi süresi belirsiz olmamalıdır.
5
Çocuklar ve adolesanlarda, metilfenidat tedavisi genellikle ergenlik sırasında veya sonrasında kesilir. Uzun süreli tedavi (Örn. 12 aydan uzun süre) gören hastaların Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4’e göre kardiyovasküler durum, büyüme (çocuklarda), kilo, iştah, yeniden psikiyatrik bozukluk gelişimi veya mevcut bozukluğun kötüleşmesi açısından sürekli olarak dikkatle izlenmesi gerekmektedir. İzlenmesi gereken psikiyatrik bozukluklar; motor ve vokal tikler, agresif veya düşmanca davranış, ajitasyon, anksiyete, depresyon, psikoz, mani, delüzyon, iritabilite, doğallığın kaybı, geri çekilme ve bir düşünce veya harekete fazlasıyla saplanıp kalmayı içerir (ancak bunlarla sınırlı değildir).
Uzun süreli (12 ay üzeri) metilfenidat kullanımına karar veren doktor, hastanın farmakoterapi olmaksızın işlevselliğini değerlendirmek amacı ile belirli aralıklarda, ilaçsız deneme süresi ile ilacın uzun süreli faydasını tekrar değerlendirmelidir. Metilfenidat kullanımının, en az yılda bir kez kesilmesi ve hastanın durumunun (çocuklarda tercihen okul tatili dönemlerinde) değerlendirilmesi önerilmektedir. İlaç geçici veya kalıcı olarak durdurulduğunda iyileşme sürdürülebilir.
Yaşlılarda kullanım
Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır. Bu yaş grubunda güvenlilik ve etkililik çalışılmamıştır. Metilfenidat 65 yaşın üzerindeki hastalarda DEHB’de çalışılmamıştır.
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanım
Metilfenidat 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Metilfenidatın bu yaş grubunda güvenliliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
Kardiyovasküler durum
Uyarıcı ilaçlarla tedavi edilmesi düşünülen hastaların kardiyak hastalık açısından ani kardiyak veya açıklanamayan ölüm ya da malign aritmi ile ilgili aile öyküsü alınmalıdır, fiziksel muayenesi yapılmalıdır. Şüpheli aile öyküsü ya da hastalık izlenimi durumunda bir uzman tarafından kardiyak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Metilfenidat kullanımı sırasında palpitasyon, efor sonucu göğüs ağrısı, açıklanamayan senkop, dispne veya kardiyak hastalığı düşündüren başka semptomların geliştiği hastalar acilen bir uzman tarafından kardiyak değerlendirmeye alınmalıdır.
Metilfenidatın DEHB’li çocuklarda ve adolesanlarda yapılan klinik çalışmalarından elde edilen analiz verileri metilfenidat kullanan hastaların genellikle diyastolik ve sistolik kan basınçlarında kontrol grubuna göre 10 mmHg’dan daha fazla değişiklik olabileceğini göstermiştir. Yetişkin DEHB hastalarından alınan klinik çalışma verilerinde de diyastolik ve sistolik kan basıncı değerlerinde artışlar gözlenmiştir. Çocuklarda ve adolesanlarda bu kardiyovasküler etkilerin kısa ve uzun dönem klinik sonuçları bilinmemektedir, klinik çalışma verilerinde gözlenen etkiler sonucunda, özellikle çocukluk/adolesan zamandaki tedaviye yetişkinlikte devam edildiğinde klinik komplikasyon olasılığı göz ardı edilemez. Kan basıncında veya kalp hızında artış nedeni ile riskli hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır. Metilfenidat ile tedavide kontrendike olan durumlar için Bölüm 4.3’e bakınız.
6
Kardivasküler durum dikkatli izlenmelidir. Her doz ayarlamasında ve sonrasında en az her altı ayda bir kan basıncı ve nabız yüzdelik bir çizelgeye kaydedilmelidir. Tekrarlayan taşikardi, aritmi veya sistolik kan basıncı artışı (> %95’lik dilim) olan hastalarda metilfenidat kesilmeli ve bir kardiyoloğa sevk düşünülmelidir.
Mevcut bir kardiyovasküler bozukluk durumunda bir uzman kardiyoloğun tavsiyesi olmadıkça metilfenidat kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).
Ani ölüm ve mevcut olan yapısal kardiyak anomaliler veya diğer ciddi kardiyak bozukluklar Hastalarda normal dozlarda santral sinir sistemi stimulanlarının kullanılması ile ilişkili ani ölüm bildirilmiştir. Bu hastaların bazılarında yapısal kardiyak anomali veya diğer ciddi kalp problemleri olduğu bildirilmiştir. Bazı ciddi kalp problemleri tek başına ani ölüm artışı için risk teşkil edebilir. Bununla birlikte stimulanların sempatomimetik etkilerine bağlı olarak artmış duyarlılık gösteren bilinen yapısal kardiyak anomali, kardiyomiyopati, ciddi kalp ritim anomalisi veya diğer ciddi kardiyak problemi olan hastalar için stimulanlar önerilmemektedir.
Yetişkinler
DEHB için normal dozlarda uyarıcı ilaçlar alan yetişkinlerde ani ölümler, felç ve miyokard enfarktüsü bildirilmiştir. Bu yetişkin vakalarında uyarıcıların rolü bilinmemekle birlikte, yetişkinlerin ciddi yapısal kardiyak anomaliler, kardiyomiyopati, ciddi kalp ritmi anormallikleri, koroner arter hastalığı veya diğer ciddi kalp problemleri yaşama olasılığı çocuklara göre daha fazladır. Bu tür anormallikleri olan yetişkinler de genellikle uyarıcı ilaçlarla tedavi edilmemelidir.
Yanlış kullanım ve kardiyovasküler olaylar
Santral sinir sistemi stimulanlarının yanlış kullanımı ani ölüm ve diğer ciddi kardiyovasküler advers olaylarla ilişkilendirilebilir.
Serebrovasküler bozukluklar
Metilfenidat tedavisinin kontrendike olduğu serebrovasküler durumlar için Bölüm 4.3’e bakınız. Ek risk faktörlerine sahip (kardiyovasküler hastalık öyküsü, kan basıncını arttıran eşzamanlı ilaç kullanımı gibi) hastalar, metilfenidat tedavisine başladıktan sonra her doktor ziyaretinde nörolojik işaretler ve semptomlar açısından değerlendirilmelidir.
Serebral vaskülit, metilfenidat kullanımı ile görülen çok nadir bir idiyosenkratik reaksiyon gibi görünmektedir. Yüksek risk grubu olabilecek hastaların belirlenmesi ve altta yatan klinik problemin ilk belirleyicisi olabilen semptomların başlaması hakkında çok az kanıt bulunmaktadır. Yüksek şüpheli duruma dayanan vaskülitin erken tanısı, metilfenidatın hemen kesilmesi ve erken tedaviye olanak sağlayabilir. Bu nedenle metilfenidat tedavisi sırasında serebral iskemi ile ilgili yeni nörolojik semptomların gözlendiği hastalarda tanı tekrar değerlendirilmelidir. Bu semptomlar şiddetli baş ağrısı, uyuşukluk, halsizlik, paraliz, görme, konuşma, dil, hafıza veya koordinasyon bozukluğunu içerebilir.
Hemiplejik serebral palsili hastalarda metilfenidat kullanımı kontrendike değildir.
7
Psikiyatrik bozuklular
DEHB ile komorbid psikiyatrik bozukluklar yaygındır. Bu durum stimulan ürünler reçete edilirken dikkate alınmalıdır. Metilfenidat ile tedaviye başlamadan önce, hasta mevcut herhangi bir psikiyatrik bozukluk açısından muayene edilmeli ve psikiyatrik bozukluklarla ilgili aile öyküsü alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.2). Ani psikiyatrik semptomların ortaya çıkması veya mevcut psikiyatrik bozuklukların kötüleşmesi durumunda, hasta için fayda riskten fazla olmadığı sürece metilfenidat verilmemelidir.
Hastalar dozun her ayarlamasında, sonrasında en az her altı ayda bir ve her doktor ziyaretinde psikiyatrik bozuklukların gelişmesi veya kötüleşmesi açısından takip edilmelidir; tedavinin kesilmesi uygun olabilir.
Mevcut psikotik veya manik semptomların kötüleşmesi
Psikotik hastalarda, metilfenidat uygulanması davranış ve düşünme bozukluğu semptomlarını ağırlaştırabilir.
Yeni psikotik ve manik semptomların ortaya çıkması
Daha önceden psikotik hastalık veya mani öyküsü olmayan hastalarda tedaviyle ortaya çıkan psikotik semptomlar (görsel/dokunsal/işitsel halüsinasyonlar ve delüzyonlar) veya mani normal dozda metilfenidat kullanımından kaynaklanabilir (bkz. Bölüm 4.8). Eğer manik veya psikotik semptomlar oluşursa, metilfenidatın olası rolü değerlendirilmeli, gerekirse tedavi kesilmelidir.
Agresif veya saldırgan davranış
Stimulanlarla tedavi agresiflik ve saldırganlığın ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine neden olabilir. Metilfenidat ile tedavi gören hastalarda agresif davranışlar rapor edilmiştir (bkz bölüm 4.8). Metilfenidat ile tedavi gören hastalar tedavinin başlangıcında, her doz ayarlamasında, sonrasında en azından her altı ayda bir ve her muayenede agresif davranışlar veya saldırganlığın ortaya çıkması ya da kötüleşmesi açısından yakından izlenmelidir. Doktorlar, davranış değişikliği görülen hastalarda yukarı veya aşağı doğru titrasyonun uygun olabileceğini akılda tutarak tedavi rejiminin ayarlanması ihtiyacını değerlendirmelidir. Tedavi kesintisi düşünülebilir.
İntihar eğilimi
DEHB tedavisi sırasında intihar düşüncesi veya davranışı gelişen hastalar derhal bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Altta yatan bir psikiyatrik durumun kötüleşmesi veya metilfenidat ile tedavinin olası rolü değerlendirilmelidir. Altta yatan psikiyatrik durumun tedavisi gerekebilir ve metilfenidat tedavisinin bırakılması olasılığı değerlendirilmelidir.
Tikler
Metilfenidat, motor ve verbal tiklerin başlaması ya da şiddetlenmesi ile ilişkilidir. Tourette sendromunda ağırlaşma da bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Metilfenidat kullanımı öncesi mutlaka hastanın aile öyküsü alınmalı, tikler veya Tourette sendromu için klinik değerlendirme yapılmalıdır. Metilfenidat tedavisi süresince hastalar, tiklerin ortaya çıkması ya da kötüleşmesi açısından düzenli olarak izlenmelidir. Takip, her doz ayarlamasında ve sonrasında en azından her 6 ayda bir ya da her doktor ziyaretinde yapılmalıdır.
8
Anksiyete, ajitasyon veya gerginlik
Metilfenidat ile tedavi olan hastalarda anksiyete, ajitasyon veya gerginlik rapor edilmiştir (bkz bölüm 4.8). Metilfenidat var olan anksiyete, ajitasyon ve gerginliği kötüleştirebilir. Anksiyete bazı hastalarda metilfenidat tedavisinin sonlandırılmasına sebep olmuştur. Hastalar anksiyete, ajitasyon ve gerginlik açısından öncelikle değerlendirmelidir ve hastalar tedavi sırasında her doz ayarlamasında ve en az her 6 ayda bir ya da her muayenede semptomların ortaya çıkışı veya kötüleşmesi açısından düzenli olarak takip edilmelidir.
Bipolar bozukluk türleri
Karma/manik nöbetlerin şiddetlenmesi olasılığı nedeni ile komorbid bipolar bozukluğu olan DEHB’li hastaların (tedavi edilmemiş tip I Bipolar Bozukluk veya diğer bipolar bozukluk türleri) tedavisi amacıyla metilfenidatın kullanımında özel dikkat gereklidir. Metilfenidat tedavisine başlamadan önce komorbid depresif semptomları olan hastalar, bipolar bozukluk açısından risk taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi için uygun şekilde taranmalıdır; bu tarama, aile öyküsünde intiharı, bipolar bozukluğu ve depresyonu içeren detaylı psikiyatrik öyküyü içermelidir. Bu hastalarda sürekli olarak yakından takip gereklidir (Bkz. yukarıda ‘Psikiyatrik Bozukluklar’ ve Bölüm 4.2.). Hastalar her doz ayarlamasında ve sonrasında en az her 6 ayda bir ve her doktor ziyaretinde semptomlar açısından takip edilmelidir.
Büyüme
Metilfenidatın çocuklarda uzun süreli kullanımı sırasında kilo alımında orta derecede yavaşlama ve büyüme geriliği saptanmıştır. Yetişkinlerde, metilfenidat tedavisi ile kilo düşüşü rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Metilfenidatın boy ve kilo üzerindeki nihai etkileri bilinmemektedir ve çalışılmaktadır.
Metilfenidat kullanımı sırasında büyüme takip edilmelidir: Boy, kilo ve iştah en az altı ayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir. Beklendiği şekilde büyümeyen, uzamayan ya da kilo almayan hastaların tedavileri kesilmelidir. Yetişkinlerde, kilo düzenli olarak izlenmelidir.
Nöbetler
Metilfenidat epilepsisi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Metilfenidatın daha önceden nöbet öyküsü olan hastalar nöbetleri olmaksızın önceden EEG anormallikleri (değişikliği) olan hastalar ve ender olarak nöbet öyküsü ve önceden nöbetlere dair hiçbir EEG bulgusu olmayan hastalarda nöbet eşiğini düşürebileceğine dair bazı klinik bulgular mevcuttur. Nöbet sıklığı artarsa veya yeni nöbet gelişmesi durumunda ilaç kesilmelidir.
Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım
Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılması gerekliyse, serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir. Bu semptomlar arasında mental durum değişiklikleri (örn, ajitasyon, halüsinasyon, koma), otonomik instabilite (örn. taşikardi, değişken kan basıncı, hipertermi), nöromüsküler anormallikler (örn. hiperrefleksi, koordinasyonsuzluk, rijidite) ve/veya gastrointestinal semptomlar (örn. bulantı, kusma,
9
diyare) yer alabilir. Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır.
Kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon
Hastalar metilfenidatın diversiyon, yanlış ve kötüye kullanımı riski açısından dikkatle izlenmelidir.
Metilfenidat ilaç bağımlılığı ya da alkolizm öyküsü olan hastalara verilirken olası kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon açısından dikkatli olunmalıdır.
Kronik kötüye kullanım, değişik derecelerde anormal davranışla birlikte belirgin toleransa ve psikolojik bağımlılığa neden olabilir. Özellikle parenteral yolla suistimali gerçek psikotik episodlara neden olabilir.
DEHB tedavisine karar verirken hastanın yaşı, madde kullanım bozukluğu açısından risk faktörlerinin varlığı (komorbid karşıt olma-karşı gelme bozukluğu veya davranış bozukluğu ve bipolar bozukluk gibi), önceki veya mevcut madde kötüye kullanımı dikkate alınmalıdır. Duygusal değişkenliği olan hastalar (alkol veya madde bağımlılığı öyküsü olanlar gibi) dozu kendi inisiyatiflerine göre artırabileceğinden bu hasta grubunda dikkatli olunmalıdır.
Madde kötü kullanımı açısından yüksek riskli bazı hastalar için metilfenidat veya diğer stimulanların kullanımı uygun olmayabilir ve uyarıcı olmayan tedaviler dikkate alınmalıdır.
İlacın kesilmesi
İlacın kesilmesi sırasında kronik aşırı hareketliliğin yanı sıra olası depresyon gelişimi açısından hasta dikkatle gözlenmelidir. Bazı hastaların uzun süreli takibi gerekebilir. Kötüye kullanım durumunda ağır depresyon gelişebileceğinden hasta dikkatle izlenmelidir.
Yorgunluk
Metilfenidat yorgunluğun önlenmesi ya da tedavisi için kullanılmamalıdır.
Metilfenidat formülasyonu seçimi
Metilfenidat içeren ilacın kullanımına tedaviyi yapan hekimin her hasta için özel olarak karar vermesi gerekir ve bu seçim istenen etkinin süresine bağlıdır.
İlaç taraması
Bu ilaç, içerdiği metilfenidat nedeniyle amfetamin tayini için yapılan laboratuvar testlerinde özellikle de immunoassay temelli tarama testlerinde yanlış pozitif sonuç verebilir. Sporcular, bu tıbbi ürünün ‘anti-doping’ testlerine pozitif reaksiyona neden olabileceğinin farkında olmalıdır.
Böbrek ve karaciğer yetmezliği
Metilfenidatın böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair bir deneyim yoktur.
10
Hematolojik etkiler
Metilfenidat ile uzun süreli tedavinin güvenliliği tam olarak bilinmemektedir. Lökopeni, trombositopeni, anemi veya ciddi renal ya da hepatik bozuklukları da içeren diğer değişikliklerin görülmesi durumunda tedavinin bırakılması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Gastrointestinal tıkanma potansiyeli
Metilfenidat hidroklorür uzatılmış salımlı tabletler şekillerini koruyabildiğinden veya GI yolunda marjinal olarak deforme olabildiğinden, metilfenidat hidroklorür uzatılmış salımlı tabletler normalde ciddi gastrointestinal daralması (patolojik veya iyatrojenik, örneğin: özofagus motilite bozuklukları, küçük bağırsak inflamatuar hastalığı, yapışıklıklar veya azalmış geçiş süresi nedeniyle “kısa bağırsak” sendromu, geçmiş peritonit öyküsü, kistik fibroz, kronik bağırsak psödo-obstrüksiyonu veya Meckel divertikülü) olan hastalara uygulanmamalıdır. Deforme olmayan kontrollü salımlı formülasyonlarına sahip olan ilaçların yutulmasıyla bağlantılı olarak bilinen darlıkları olan hastalarda obstrüktif semptomlara ilişkin ender raporlar mevcuttur. Tabletin kontrollü salımlı tasarımı nedeniyle, metilfenidat hidroklorür uzatılmış salımlı tabletler yalnızca tableti bütün olarak yutabilen hastalarda kullanılmalıdır.
Tabletin uzatılmış salımlı olması nedeniyle, KONSENIDAT® sadece tableti bütün yutabilen hastalarda kullanılmalıdır. Hastalar, KONSENIDAT®’ın sıvı yardımı ile bütün olarak yutulması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Tabletler bölünmemeli, çiğnenmemeli, ya da ezilmemelidir. İlaç kontrollü bir hızda ilacın salınması için tasarlanmış emilemeyen bir kabuk içinde bulunur. Tablet kabuğu vücut tarafından elimine edilir; hastalar bazen kendi dışkılarında tablet benzeri bir şey fark ederse endişe etmemelidirler.
Priapizm
Metilfenidat ürünleri (KONSENIDAT®dahil) kullanan yetişkin ve pediatrik hastalarda acil tıbbi müdahalenin (bazen cerrahi müdahale) gerekli olduğu, uzamış ve ağrılı ereksiyon bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Priapizm, metilfenidat kullanıldıktan bir süre sonra, tedavi rejiminde bir değişiklik sonrası, genellikle dozun artırılmasını takiben gelişebilmektedir. Priapizm aynı zamanda metilfenidat bırakıldıktan sonra geri çekilme (ilaca ara verme veya kesilmesi) periyodunda da oluşmuştur. Normal olmayan şekilde uzamış ereksiyon veya ağrılı ve sık görülen ereksiyon gelişen hastaların acil tıbbi yardım istemesi gerekmektedir.
Bu ilaç laktoz içermesi nedeniyle nadir görülen kalıtımsal hastalıklar arasında yer alan galaktoz intoleransı, Lapp-laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu olan kişiler tarafından kullanılmamalıdır.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşim
Metilfenidatın eşzamanlı olarak uygulanan ilaçların plazma konsantrasyonlarını nasıl etkilediği bilinmemektedir. Bu nedenle metilfenidatı diğer ilaçlarla (özellikle terapötik aralığı dar olan ilaçlar) birlikte kullanılırken dikkatli olunması önerilmektedir.
Metilfenidat, sitokrom P450 tarafından klinik olarak anlamlı derecede metabolize edilmez. Sitokrom P450 indükleyicileri veya inhibitörlerinin metilfenidatın farmakokinetiği üzerinde
11
anlamlı herhangi bir etkiye sahip olması beklenmemektedir. Diğer taraftan, metilfenidatın d- ve l- enantiomerleri sitokrom P450 1A2, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 veya 3A’yı anlamlı olarak inhibe etmemektedir. Ancak, metilfenidatın, kumarin türevi antikoagülanlar ile, antikonvülzanların (örneğin fenobarbital, fenitoin, primidon) ve bazı antidepresanların (trisiklikler ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri) metabolizmasını inhibe edebileceğine dair raporlar vardır. Bu ilaçlar ile birlikte metilfenidat uygulanmasına başlarken ya da birlikte uygulanan metilfenidat kesilirken, adı geçen ilaçlar için doz ayarlaması yapmak ve plazmadaki ilaç konsantrasyonlarını (ya da kumarin alınması durumunda pıhtılaşma zamanlarını) izlemek gerekli olabilir.
Farmakodinamik etkileşimler
Antihipertansif ilaçlar
Metilfenidat hipertansiyon tedavisi için kullanılan ilaçların etkililiğini azaltabilir.
Kan basıncını artıran ilaçlarla kullanım
Metilfenidatın kan basıncını artırabilen başka ilaçlarla eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 Kardiyovasküler ve Serebrovasküler durum).
Metilfenidat, olası bir hipertansif kriz nedeniyle, non-selektif geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAOİ) tedavi gören veya önceki 2 hafta boyunca tedavi görmüş hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).
Alkol ile birlikte kullanım
Alkol, metilfenidat da dahil olmak üzere psikoaktif ilaçların santral sinir sistemi üzerindeki advers etkilerini şiddetlendirebilir. In vitro veriler, %10’dan daha yüksek alkol konsantrasyonlarının metilfenidat tabletlerinden kümülatif metilfenidat salınımını artırdığını göstermektedir. Metilfenidatın alkol ile kombinasyon halinde oral yoldan alınmasından sonra metilfenidat maruziyeti üzerindeki bu bulgunun klinik önemi bilinmemektedir. Bu nedenle hastaların tedavi sırasında alkolden uzak durmaları önerilmektedir.
Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım
Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu vakaları bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılması gerekliyse, serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir (Bkz. Bölüm 4.4). Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır.
Halojenli anesteziklerle birlikte kullanım
Ameliyat sırasında halojenli anesteziklerle birlikte kullanımı ile ani kan basıncı ve kalp hızı yükselmesi riski vardır. Ameliyat planlanıyorsa, ameliyat günü metilfenidat kullanılmamalıdır.
Santral etkili alfa-2 agonistleri ile birlikte kullanım (ör. klonidin)
Metilfenidat ve klonidinin birlikte kullanımında ani ölüm dahil ciddi advers olaylar bildirilmiştir. Klonidin veya diğer santral etkili alfa-2-agonistleri ile birlikte metilfenidat kullanımının uzun süreli güvenliliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir.
12
Dopaminerjik ilaçlarla kullanım
Metilfenidatın antipsikotikleri de içeren dopaminerjik ilaçlar ile birlikte kullanımı sırasında dikkatli olunması önerilmektedir. Metilfenidat esas olarak ekstraselüler dopamin düzeylerini arttırdığı için doğrudan veya dolaylı dopamin agonistleri (DOPA ve trisiklik antidepresanlar dahil) veya dopamin antagonistleri (antipsikotikler dahil) ile eşzamanlı uygulandığında farmakodinamik etkileşime girebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Pediatrik popülasyonda etkileşim çalışmaları yapılmamıştır.
4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Metilfenidatın çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Gebelik dönemi
İlk trimesterde maruz kalan toplam yaklaşık 3400 gebenin yer aldığı bir kohort çalışmasının verileri, genel doğum kusurları riskinde bir artış göstermemektedir. Kardiyak malformasyon oluşum riskinde küçük bir artış gözlenmiş (toplu düzeltilmiş bağıl risk, 1,3; %95 GA, 1-1,6) ve bu, maruz kalmayan gebeliklere kıyasla gebeliğin ilk trimesterinde metilfenidat alan her 1.000 kadın için konjenital kardiyak malformasyonla doğan ilave 3 bebeğe karşılık gelmiştir.
Yenidoğan kardiyorespiratuvar toksisite vakaları, özellikle fetal taşikardi ve solunum sıkıntısı spontan olgu raporlarında bildirilmiştir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar maternal toksik dozlarda üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
KONSENIDAT®gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Tedaviyi ertelemenin gebelikte daha büyük risk oluşturacağı şeklinde klinik karara varılmadığı sürece metilfenidat kullanımı gebelikte tavsiye edilmez.
Laktasyon dönemi
Metilfenidat anne sütüne geçmektedir. 5 anneden alınan anne sütü örnekleri üzerinde yapılan çalışmada; insan sütündeki metilfenidat konsantrasyonu anne vücut ağırlığına göre ayarlanmış dozajın %0,16 ila %0,7’sinin yenidoğanda saptanması ile sonuçlanmış ve süt/anne plazma oranının 1,1 ila 2,7 arasında değiştiği bildirilmiştir.
Metilfenidat kullanan anne sütüne maruz kalmış bebekte nedeni belli olmayan kilo azalmasına dair tek bir vaka raporu vardır. Annenin metilfenidat tedavisini sonlandırması ile kilo azalması durmuş ve olgu kilo almıştır. Emzirme dönemindeki bebekler için risk göz ardı edilmemelidir.
13
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da KONSENIDAT®tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve KONSENIDAT® tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Metilfenidatın fertilite üzerindeki etkisine ilişkin hiçbir insan verisi mevcut değildir. Klinik olmayan çalışmalarda konu ile ilgili bir etki gözlenmemiştir.
4.7.Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Metilfenidat baş dönmesi, sersemlik, uyuşukluk ile gözlerde akomodasyon güçlükleri, diplopi ve görme bulanıklığı gibi görme bozukluklarına neden olabilir. Araç ve makine kullanımı üzerinde orta şiddette bir etki yapabilir. Hastalar olası etkiler konusunda uyarılmalıdır. Etkilenmeleri durumunda araç sürme ve makine kullanma gibi potansiyel olarak tehlikeli aktivitelerden kaçınmaları konusunda bilgi verilmelidir.
Bu ilaç bilişsel işlevleri bozabilir ve hastanın güvenli araba kullanma yeteneğini etkileyebilir.
Bu ilaç verilirken hastalara aşağıdaki bilgiler verilmelidir: – Bu ilaç araç kullanma yeteneğinizi etkileyebilir.
– İlacın sizi nasıl etkilediğini anlamadan araç kullanmayın.
Bu ilacın etkisi altındayken araç kullanılmamalıdır.
4.8.İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki istenmeyen etkiler KONSENIDAT® ve diğer bütün metilfenidat hidroklorür formülasyonlarından elde edilen verilere dayanılarak hazırlanmıştır. Kullanılan veriler, çocuklar, ergenler ve yetişkinler ile yapılan klinik araştırmalar sırasında ve satış sonrası gözlenen sonuçlardan elde edilmiştir. KONSENIDAT®ve diğer metilfenidat hidroklorür formülasyonlarından elde edilen advers reaksiyonların sıklıkları farklı ise, sıklık derecesi yüksek olan veritabanı kullanılmıştır.
Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000 ila < 1/100); seyrek(≥ 1/10.000 ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Nazofaranjit, üst solunum yolu enfeksiyonu #, sinüzit #
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Anemi†, lökopeni†, trombositopeni, trombositopenik purpura Bilinmiyor: Pansitopeni
14
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anjiyonorötik ödem gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları, anafilaktik
reaksiyonlar, auriküler şişlikler, bül oluşumu, eksfolyatif durum, ürtiker, kaşıntı, kızarıklık,
erüpsiyon
Metabolizma ve beslenme hastalıkları*
Yaygın: Anoreksi, iştahta azalma†, çocuklarda uzun süreli kullanım sırasında orta derece boy
ve kilo artışında azalma*
Psikiyatrik hastalıklar*
Çok yaygın: Uykusuzluk, sinirlilik
Yaygın: Duygulanımda labilite, saldırganlık*, ajitasyon*, anksiyete*†, depresyon*#, irritabilite,
anormal davranış, ruh halinde ani değişmeler, tikler*, başlangıç uykusuzluğu #, depresif ruh
hali #, libidoda azalma #, gerginlik #, diş gıcırdatma ^, panik atak #
Yaygın olmayan: Psikotik bozukluklar*, işitsel, görsel ve dokunsal halüsinasyon*, öfke, intihar
düşüncesi*, duygu durum değişikliği, huzursuzluk†, ağlamaklı olmak, Tourette sendromu’nun
tiklerinin kötüleşmesi*, hızlı ve çok konuşma (lögore), aşırı uyarılmışlık, uyku bozukluğu
Seyrek: Mani*†, oryantasyon bozukluğu, libido bozukluğu, zihin bulanıklığı durumu†
Çok seyrek: İntihar girişimi (gerçekleştirilmiş intihar da dahil)*†, geçici depresif ruh hali*,
anormal düşünce, apati†, tekrar eden davranışlar, aşırı odaklanma
Bilinmiyor: Delüzyon*†, düşünce bozuklukları*, bağımlılık. Hızlı salımlı formülasyonların
kullanımında kötüye kullanım ve bağımlılık daha sık bildirilmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı
Yaygın: Baş dönmesi, diskinezi, psikomotor hiperaktivite, uyku hali, parestezi #, gerilim tipi
#
baş ağrısı
Yaygın olmayan: Sedasyon, tremor†, uyuşukluk #
Çok seyrek: Konvülziyon, koreoatetoid hareketler, geri dönüşümlü iskemik nörolojik defisit,
nöroleptik malign sendrom (NMS yetersiz olarak rapor edilmiştir. Bu raporların çoğunda
hastaların diğer ilaçları kullanmasından dolayı metilfenidatın buradaki etkisi kesin değildir).
Bilinmiyor: Serebrovasküler bozukluklar*† (vaskülit, serebral hemoraji, serebrovasküler
olaylar (SVO), serebral arterit, serebral tıkanma dahil), grand mal konvülziyonlar*, migren†,
disfemi (konuşma bozukluğu kekemelik gibi)
Göz hastalıkları
#
Yaygın: Akomodasyon bozuklukları
Yaygın olmayan: Görmede bulanıklık†, göz kuruluğu #
Seyrek: Görsel uyumda zorluklar, görmede yetersizlik, diplopi
Bilinmiyor: Midriyazis
15
Kulak ve iç kulak hastalıkları
#
Yaygın: Vertigo
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Aritmi, taşikardi, palpitasyonlar
Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı
Seyrek: Anjina Pektoris
Çok seyrek: Kalp durması, miyokard enfarktüsü
Bilinmiyor: Supraventriküler taşikardi, bradikardi, ventriküler ekstrasistoller†,
ekstrasistoller†
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipertansiyon,
#
Yaygın olmayan: Ateş basması
†Çok seyrek: Serebral arterit ve/veya tıkanma, periferik soğukluk, Raynaud fenomeni
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Öksürük, orofaringeal ağrı
†
Yaygın olmayan: Dispne
Bilinmiyor: Epistaksis
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Üst karın bölgesinde ağrı, ishal, bulantı†, karın rahatsızlığı, kusma, ağız kuruluğu†,
#
dispepsi
Yaygın olmayan: Kabızlık
Hepato – bilier hastalıklar
# Yaygın: Alanin aminotransferaz düzeyinde artış
Yaygın olmayan: Hepatik enzim düzeyinde artış
Çok seyrek: Hepatik koma ve akut hepatik yetmezlik de dahil anormal karaciğer fonksiyonu,
kan alkalin fosfataz düzeyinde artış, kan bilirubin düzeyinde artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Alopesi, kaşıntı, döküntü, ürtiker, hiperhidröz†
Yaygın olmayan: Anjiyonörotik ödem, eksfolyatif durum, bül oluşumu
Seyrek: Maküler döküntü, eritem
Çok seyrek: Eritema multiforme, eksfolyatif dermatit, sabit ilaç erüpsiyonu
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Artralji, kaslarda gerginlik #, kaslarda spazm #
Yaygın olmayan: Miyalji†, kaslarda seğirme
Çok seyrek: Kas krampları
Bilinmiyor: Trismus^
16
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: Hematüri, pollakiüri
Bilinmiyor: İnkontinans
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
#
Yaygın: Erektil disfonksiyon
Seyrek: Jinekomasti
Bilinmiyor: Priapizm*, ereksiyon artışı*, uzun süreli ereksiyon*
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Pireksi, çocuklarda uzun süre kullanıma bağlı gelişmede yavaşlama*, bitkinlik†,
iritabilite #, gergin hissetme #, asteni #, susama #
Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı,
Çok seyrek: Ani kardiyak ölüm*
Bilinmiyor: Göğüste sıkıntı†, hiperpireksi
Araştırmalar
Yaygın: Kan basıncında ve kalp atım hızında değişiklikler* (genelde artış), kiloda azalma* Yaygın olmayan: Kardiyak üfürüm*
Çok seyrek: Platelet sayısında azalma, anormal beyaz kan hücresi sayısı
Bu yan etkilerin çoğu hafif ve orta şiddettedir.
* Bölüm 4.4’e bakınız.
# Yetişkin klinik çalışmalarından sağlanan sıklık verileridir, bu verilerde çocuk ve adolesanlar yer almamaktadır; aynı zamanda çocuklar ve gençler için uygun olabilir.
† Yetişkin hastalarda yapılan klinik çalışmalarda çocuklar ve adolesanlara göre daha yüksek sıklıkta bildirilen advers ilaç reaksiyonu
^Yetişkin DEHB çalışmalarında hesaplanan sıklığa dayanmaktadır (pediyatrik çalışmalarda hiçbir vaka bildirilmemiştir).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Hastalara doz aşımı tedavisi uygulanırken uzatılmış etki süreleri olan formülasyonlardan metilfenidatın gecikmeli salınım yaptığı dikkate alınmalıdır.
17
Belirti ve semptomlar
Akut yüksek doz, başlıca santral ve sempatik sinir sisteminin aşırı uyarılmasına sebep olmakla birlikte, kusma, ajitasyon, tremor, hiperrefleksi, kas seğirmesi, konvülziyon (takiben koma görülebilir), öfori, konfüzyon, halüsinasyon, deliryum, terleme, kızarma, baş ağrısı, hiperpireksi (yüksek ateş), taşikardi, çarpıntı, kardiyak aritmi, hipertansiyon, midriyazis, mukoza kuruluğu ve rabdomiyolize neden olur.
Önerilen tedavi
Metilfenidat doz aşımı için spesifik bir antidot yoktur.
Tedavi uygun destekleyici önlemlerden oluşur.
Hastanın kendi kendisine zarar vermesi önlenmeli ve hasta zaten mevcut olan aşırı uyarılmayı ağırlaştıracak dış uyaranlara karşı korunmalıdır. Aktif kömürün etkinliği kanıtlanmamıştır. Dolaşım ve solunum fonksiyonlarının devamı için yoğun bakım sağlanmalıdır. Çok yüksek ateş (hiperpireksi) için eksternal soğutma yöntemleri gerekli olabilir.
Metilfenidatın doz aşımı tedavisinde periton diyalizi ya da ekstrakorporal hemodiyalizin etkinliği belirlenmemiştir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1.Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sinir sistemi, Psikoanaleptikler, Psikostimülanlar, ADHD tedavisinde kullanılan ajanlar ve Nootropikler; Santral etkili sempatomimetikler
ATC Kodu: N06BA04
Etki mekanizması:
Metilfenidat HCl santral sinir sistemi stimulanıdır. Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu’ndaki (DEHB) terapötik etki mekanizması bilinmemektedir. Metilfenidatın, presinaptik nöronlara noradrenalinin ve dopaminin gerialımını bloke ettiği ve bu monoaminlerin ekstranöronal aralığa salımını arttırdığı düşünülmektedir. Metilfenidat, -D ve L- izomerlerinden oluşan rasemik bir karışımdır. D-izomeri, L-izomerinden farmakolojik olarak daha aktiftir.
Klinik etkililik ve güvenlik:
Çocuklar
Temel klinik çalışmalarda, metilfenidat, hızlı salım IR metilfenidat (IR) ile halihazırda stabilize edilen 321 pediyatrik hastada ve IR metilfenidat ile daha önceden tedavi edilmemiş 95 pediyatrik hastada değerlendirilmiştir.
Pediyatrik hastalarda yürütülen klinik çalışmalar, sabah bir kez metilfenidat uygulaması ile ilacın ekinliğinin, izleyen 12 saat boyunca sürdüğünü göstermiştir.
Yetlişkinler
Metilfenidat için 18 ila 72 mg/gün doz aralığında kısa süreli etkinlik gösterilmiştir. 18 ila 65 yaşları arasındaki DEHB’li bin beş yüz yirmi üç (1523) erişkin, 5 ila 13 haftalık beş çift-kör,
18
plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. Metilfenidat yetişkinlerde DEHB semptom şiddetinin değerlendirilmesi için DSM-IV temelli araçlar kullanılarak 2 sabit dozlu çalışmada ve 3 esnek doz çalışmasında değerlendirilmiştir. Sabit dozlu iki çalışmada, Conner’ın Yetişkin DEHB Derecelendirme Ölçekleri (CAARS), DEHB belirtilerinin toplam puanlarının azaldığını, bunun da DEHB belirtilerinin şiddetinde başlangıçtan çift kör sonlanım noktasına kadar bir iyileşmeye işaret ettiğini göstermiştir. Sabit dozlu bir çalışmada, CAARS toplam skorunda bir azalma ile ölçüldüğü üzere, metilfenidatın tüm doz seviyeleri, plaseboya kıyasla klinik olarak anlamlı derecede daha fazla semptom kontrolü (tüm doz seviyeleri için p<0,05) göstermiştir. İkinci sabit doz çalışmasında, DEHB’li yetişkin hastalar arasında, metilfenidat 72 mg/gün, ancak metilfenidat 54 mg/gün değil, plaseboya göre, CAARS DEHB semptomlarının toplam puanını başlangıçtan çift kör sonlanım noktasına düşürmede istatistiksel olarak anlamlı olduğu kanıtlanmıştır (p değeri 0,0024).
İki esnek doz çalışmasında, Yetişkin DEHB Araştırmacısı Semptom Derecelendirme Ölçeği (AISRS) toplam puanındaki başlangıca göre sonlanım noktasındaki LS ortalama değişiklikleri (Çalışma 1: p=0,012; Çalışma 2: p<0,001), son metilfenidat doz tedavisi için istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Çalışma 1: metilfenidat için -10,6’ya karşı –6,8 plasebo; Çalışma 2: metilfenidat için -16,9’a karşı plasebo için -12). Üçüncü esnek doz çalışmasında (Çalışma 3), metilfenidat, CAARS toplam skorunda bir azalma ile ölçüldüğü üzere, plaseboya kıyasla klinik olarak anlamlı derecede daha fazla semptom kontrolü (p<0,0001) göstermiştir. CAARS-O:SV’nin toplam DEHB Semptom Skorlarında başlangıçtan Son Ziyarete (8. Hafta) kadar LS ortalama değişimi metilfenidat grubunda -10,9 ve plasebo grubunda (ITT popülasyonuna dayalı olarak) -6,9 olmuştur.
Esnek doz Çalışması 2’de, toplam AISRS puanlarındaki iyileşmenin büyüklüğü, metilfenidat grubunda plasebo grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha büyüktür (p=0,0037). Plasebodan LS ortalaması (%95 GA) farkı -5,3 (-8,9, -1,7) idir. Esnek doz Çalışması 3’te, CAARS-O:SV skorlarındaki iyileşmenin büyüklüğü, metilfenidat grubunda plasebo grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha büyüktür (p=0,0063). Plasebodan LS ortalaması (%95 GA) farkı -3,9 (-6,6, -1,1) idir.
6 ila 12 aylık dört uzun süreli açık etiketli çalışmada metilfenidat ile tedavi edilen yetişkinler, değerlendirilen tüm etkinlik son noktalarında iyileşme göstermiştir, bu da DEHB semptomlarındaki azalma üzerinde zaman içinde stabil etkilere işaret etmektedir. Bir topluluk ortamında yapılan açık etiketli bir çalışmada, 9 aya kadar metilfenidat tedavisi, hem hasta hem de araştırmacı tarafından etkinlik puanlarının ortalama global değerlendirmesinde başlangıç değerlerinden iyileşme göstermiştir. DEHB’li yetişkinlerin 1 yıla kadar metilfenidatı ortalama 67,4 mg/gün son dozla aldığı ikinci bir çalışmada, son ziyarette ortalama -18,7’lik bir değişiklikle AISRS toplam puanlarında başlangıca göre klinik olarak anlamlı iyileşmeler görülmüştür. 48 haftalık üçüncü bir uzun süreli çalışmada, metilfenidatı ortalama 46,6 mg/gün son dozla alan DEHB’li yetişkinler, son noktada CAARS’ın ortalama DSM-IV Toplam DEHB belirtileri skorunda başlangıca göre -17,2 oranında bir değişiklik göstermiştir. Dördüncü çalışmada metilfenidat, daha önce kısa süreli plasebo kontrollü bir çalışmayı ve kısa süreli açık etiketli uzatmayı tamamlamış olan hastalarda 52 haftalık bir açık etiketli çalışmada değerlendirilmiştir. Ortalama 53,8 mg/gün nihai doz ile metilfenidat alan DEHB’li
19
yetişkinler, DEHB semptomlarının azalmasına dair zaman içinde stabil etkiler göstermiştir. Araştırmacı tarafından derecelendirilen CAARS, açık etiket aşaması boyunca iyileşmiştir ve son noktada daha düşüktür (başlangıca göre ortalama 1,9 düşüş).
5.2.Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Günde bir kez olmak üzere tek ve çoklu doz uygulamalarını takiben metilfenidatın farmakokinetiğinde hiçbir değişiklik kaydedilmemiştir.
Emilim:
Metilfenidat kolayca emilir. Yetişkinlerde metilfenidatın oral yolla uygulanmasını takiben, plazma metilfenidat konsantrasyonları hızla artarak 1 ile 2 saat içerisinde bir başlangıç maksimumuna ulaşır. Bundan sonra birkaç saat içinde konsantrasyon giderek artmaya devam eder. Doruk plazma konsantrasyonlarına 6 ile 8 saatte ulaşılır. Bu aşamanın ardından plazma metilfenidat düzeyleri yavaş yavaş düşmeye başlar. Günde üç kez alınan çabuk salımlı metilfenidatla ilişkili olarak gözlenen doruk ve çukur konsantrasyonları arasındaki dalgalanmalar, günde bir kez alınan metilfenidat ile en aza indirilir. Günde bir kez kullanılan metilfenidat ile çabuk salımlı metilfenidat formülasyonlarının bağıl biyoyararlanımı karşılaştırılabilirdir.
36 yetişkin hastaya günde bir kez 18 mg metilfenidat hidroklorür uygulamasından sonraki ortalama farmakokinetik parametreler Tablo 2’de özetlenmiştir.
Tablo 2
Ortalama ± SS Farmakokinetik Parametreler
PARAMETRELER
Metilfenidat hidroklorür (günde tek doz 18 mg) (n=36)
Cmaks (ng/ml)
Tmaks (saat)
EAA∞ (ng.saat/ml)
t1/2 (saat)
Günde bir kez olmak üzere tek ve çoklu doz uygulamalarını takiben metilfenidatın farmakokinetiğinde hiçbir değişikliğin kaydedilmemiş olması anlamlı bir ilaç birikiminin olmadığını göstermektedir. Günde bir kez olmak üzere çoklu doz uygulaması sonucu elde edilen EAA (eğri altında kalan alan) ve t1/2 değerleri 18 mg metilfenidatın ilk dozundan sonra elde edilenlerle benzerdir.
Metilfenidat tek doz 18, 36 ve 54 mg/gün yetişkinlere uygulanmasını takiben metilfenidatın Cmaks ve EAAinf değerleri doz ile doğru orantılıdır.
20
Dağılım:
Yetişkinlerde plazma metilfenidat konsantrasyonları oral uygulamayı takiben bi- eksponensiyal olarak azalmaktadır. Metilfenidatın, oral yolla uygulanmasını takiben metilfenidatın yetişkinlerdeki yarılanma ömrü yaklaşık 3,5 saattir. Metilfenidat ve metabolitlerinin proteinlere bağlanma oranı yaklaşık %15’tir. Metilfenidatın sanal dağılım hacmi yaklaşık 13 L/kg’dır.
Biyotransformasyon:
Metilfenidat insanlarda, esas olarak de-esterifikasyon yolu ile çok az veya farmakolojik aktiviteye sahip olmayan alfa-fenil piperidin asetik aside (PPA, değişmemiş maddenin yaklaşık 50 katı düzeyde) metabolize edilir. Yetişkinlerde günde bir kez uygulanan PPA’ya metabolize olan metilfenidatın metabolizması günde üç kez uygulanan metilfenidatınkine benzerdir. Metilfenidatın günde bir kez uygulanan tek ve çoklu dozlarının metabolizması benzerdir.
Eliminasyon:
İnsanlara radyoaktif-işaretli metilfenidatın oral yoldan uygulanmasından sonra radyoaktivitenin yaklaşık %90’ı idrarda saptanmıştır. İdrardaki ana metabolit, dozun yaklaşık %80’ine karşılık gelen PPA’dır.
Metilfenidat verilmesinden sonra yetişkinlerde metilfenidat eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 3,5 saattir. Oral uygulamanın ardından, 48 – 96 saat içinde dozun yaklaşık olarak % 90’ı idrar, % 1-3’ü dışkı ile metabolitleri halinde atılır. Az miktarda değişmemiş metilfenidat idrarda (% 1 ‘den az) bulunmuştur. İdrardaki ana metabolit, alfa-fenil-piperidin asetik asit (%60-90)’tir.
Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:
Metilfenidatın günde bir kez, 18, 36 ve 54 mg dozlarda sağlıklı yetişkinlere uygulanmasının ardından, d-metilfenidat için Cmaks ve EAA(0-∞) değerleri doz-orantılı iken l-metilfenidat’ın Cmaks ve EAA(0-∞) değerleri dozla orantılı olarak artmamıştır. Metilfenidat uygulamasından sonra, l-izomerinin plazma konsantrasyonları, d-izomerinin plazma konsantrasyonlarının yaklaşık 1/40’ıdır.
Sağlıklı yetişkinlerde, 54-144 mg/gün dozda, günde bir kez uygulanan metilfenidat dozlarının tek ve çoklu doz uygulaması doğrusaldır ve toplam metilfenidat ve ana metaboliti olan PPAA için Cmaks ve EAAinf değerleri doza bağımlıdır. Tek doz ve kararlı durum (4.gün) klerens ve yarı-ömür parametreleri benzerdir ve metilfenidatın farmakokinetiğinin zamana bağımlı olmadığını göstermektedir. 54-144 mg/gün dozlarda metabolitin ana ilaca oranı tek doz ve çoklu doz uygulaması sonrasında sabittir.
Besinlerin etkisi:
Yağ açısından zengin bir kahvaltıdan sonra veya aç karnına hastalara metilfenidat verildiğinde ilacın farmakokinetiğinde ya da farmakodinamik özelliklerinde farklılık gözlenmemiştir. Yiyecek varlığında veya yokluğunda doz ayarlanmasına ilişkin bir veri yoktur.
21
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
Sağlıklı yetişkinlerde metilfenidatın doza-uyarlanmış ortalama EAAinf değerleri erkeklerde 36,7 ng.saat/ml ve kadınlarda 37,1 ng.saat/ml’dir; iki grup arasında fark görülmemiştir.
Irk:
Metilfenidat alan sağlıklı yetişkinlerde doza-uyarlanmış EAAinf etnik gruplar arasında tutarlılık göstermiştir; bununla birlikte, çalışmaya katılan hasta gruplarının büyüklükleri, farmakokinetikteki etnik farklılıkları saptamaya yetecek boyutta olmayabilir.
Yaş:
6 yaşından küçük çocuklarda metilfenidatın farmakokinetiğine ilişkin çalışma yapılmamıştır. 7-12 yaş arası çocuklarda metilfenidatın farmakokinetiği 18, 36, 54 mg sonrası şu şekildedir (ort. +/- SH): Sırasıyla Cmaks 6 ± 1,3, 11,3 ± 2,6 ve 15 ± 3,8 ng/mL, sırasıyla Tmaks 9,4 ± 0,02, 8,1 ± 1,1, 9,1 ± 2,5 saat ve sırasıyla EAA 0-11,5 50,4 ± 7,8, 87,7 ± 18,2, 121,5 ± 37,3 ng.h/mL.
Böbrek yetmezliği:
Metilfenidatın böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir. İnsanlara radyoaktif olarak işaretlenmiş metilfenidat uygulanmasından sonra metilfenidat büyük ölçüde metabolize olmuştur ve radyoaktivitenin yaklaşık %80’i idrarda PPA olarak atılmıştır. Metilfenidatın klerensinde renal klerens önemli bir yol olmadığından, böbrek yetmezliğinin metilfenidatın farmakokinetiği üzerinde çok az bir etki yaratması beklenir.
Karaciğer yetmezliği:
Metilfenidatın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
5.3.Klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenisite
Farelerde ve sıçanlarda yürütülen yaşam boyu karsinojenisite çalışmalarında sadece erkek farelerde malign karaciğer tümörleri sayısında artış kaydedilmiştir. Bu bulgunun insanlardaki önemi bilinmemektedir.
Metilfenidatın, klinik dozdan düşük çeşitli dozlarında fertilite veya üreme performansına etkisi bulunmamaktadır.
Hamilelik- embriyonal/fetal gelişme
Metilfenidatın sıçanlarda ve tavşanlarda teratojenik olduğu düşünülmemektedir. Sıçanlarda maternal toksik dozlarda fetal toksisite (toplam yavru kaybı) ve maternal toksisite saptanmıştır.
22
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1.Yardımcı maddelerin listesi
Çekirdek yardımcı maddeleri:
Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilir)
Hipromelloz (K 100 LV)
Susuz kolloidal silika
Magnezyum stearat
Geciktirilmiş salım kaplaması yardımcı maddeleri:
Metakrilik asit-metil metakrilat kopolimeri (1:1) (Eudragit L100) Metakrilik asit-metil metakrilat kopolimeri (1:2) (Eudragit S100) Trietil sitrat
Talk
Çabuk salım ilaç tabakası kaplaması:
Hipromelloz (E5 LV)
Fumarik asit
Film kaplama:
Polivinil alkol-kısmen hidrolize
Makrogol/PEG (3350)
Talk
Titanyum dioksit (E171)
Baskı mürekkebi:
Şellak cila
Siyah demir oksit (E172)
N-butil alkol
Propilen glikol
Amonyum hidroksit %28
6.2.Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3.Raf ömrü
24 ay
Şişe ilk açıldıktan sonra raf ömrü: 6 ay
Şişe açıldıktan sonra oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Şişenin kapağını sıkıca kapatınız.
23
6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
İçerisinde bir veya iki adet nem tutucu bulunan çocuk korumalı, polipropilen kapaklı yüksek
yoğunluklu polietilen (HDPE) şişe.
Paket büyüklükleri 30 tablet halinde.
6.6.Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’’ ve
“Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik’’lerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Teva İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Ümraniye/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 20.11.2019
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
24