JINETERON 5 MG TABLET (30 TABLET)
KULLANMA TALİMATI
JİNETERON® 5 mg tablet
Ağızdan alınır.
•
•
Etkin madde: Her bir tablet 5 mg noretisteron içerir.
Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen), mikrokristalin selüloz, magnezyum stearat.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. JİNETERON nedir ve ne için kullanılır?
2. JİNETERON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. JİNETERON nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. JİNETERON’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.JİNETERON nedir ve ne için kullanılır?
•JİNETERON, 30 tabletlik ambalajlarda bulunur ve beyaz-hemen hemen beyaz renkte, yuvarlak tabletlerdir. Her bir tablet etkin madde olarak 5 mg noretisteron içerir. JİNETERON laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen) içerir.
•Noretisteronun da aralarında bulunduğu progesteron grubu hormonlar, kadınlarda rahim iç tabakasındaki doku üzerine koruyucu ve kanamayı önleyici etki gösterirler.
•JİNETERON, birkaç farklı durumda kullanılabilir:
−düzensiz, ağrılı ve şiddetli adet dönemlerinde
−rahim dışında rahim iç tabakası dokusunun bulunduğu durumlarda (endometriozis)
−adet öncesi rahatsızlıklarda (premenstruel sendrom-PMS veya premenstruel tansiyon- PMT)
−adet kanamasının (menstruasyonun) ertelenmesinde
2. JİNETERON’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
JİNETERON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•JİNETERON’un içerdiği maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz varsa
•Hamileyseniz ya da hamilelik şüpheniz varsa
•Emziriyorsanız
•Kan dolaşımıyla ilgili bir probleminiz varsa ya da daha önce olduysa (örn: derin toplardamarlarda kan pıhtısı, akciğerde kan pıhtısı (pulmonar emboli), kalpte (kalp krizi) veya beyinde (inme) ya da vücudunuzun herhangi bir yerindeki pıhtı)
•Hamilelik sırasında oluşan sarılık (idiyopatik sarılık) ve şiddetli kaşıntı varsa
•Şiddetli ve çoklu pıhtı riski faktörü varsa (bkz. “JİNETERON’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ”)
•Göğüs ağrısı, açıklanamayan ve sıklıkla nefes almada güçlük ve/veya öksürük gibi kan pıhtısı belirtileri varsa
•Görme bozukluğunun eşlik ettiği migreniniz varsa (veya geçmişte olduysa)
•Damarları etkilemiş şeker hastalığınız varsa
•Mevcut veya geçirilmiş şiddetli karaciğer hastalığınız (belirtileri ciltte sarılık ya da vücutta kaşıntı olabilir) varsa ve karaciğeriniz halen normal olarak çalışmıyorsa (örneğin Dubin –Johnson sendromu, Rotor sendromu)
•Hepatit C hastalığınız varsa; ve ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir içeren herhangi bir ilaç alıyorsanız
•İyi ya da kötü huylu karaciğer tümörünüz varsa (veya geçmişte olduysa)
•Seks hormonlarının etkisi ile ilerleyebilecek olan kanser varsa (örneğin meme kanseri) (veya geçmişte olduysa)
•Nedeni bilinmeyen genital kanamanız varsa
•Tedavi edilmeyen endometriyal hiperplazi (rahim içi zarı kalınlaşması) probleminiz varsa.
Bu koşullardan herhangi biri ilacı ilk kullandığınızda başınıza gelirse derhal kullanmayı bırakınız ve doktorunuza danışınız.
JİNETERON’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer,
•Sigara kullanıyorsanız
•Şeker hastalığınız varsa (Kan şekeri seviyesinin yükselmesine neden olan metabolik hastalık), JİNETERON kan şekeri seviyesinde değişiklikler yapabilir. Diyabetli iseniz,
doktorunuz tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında düzenli olarak kan şekerinizi ölçecektir.
•Fazla kilolu (obez) iseniz (vücut kitle indeksiniz 30 kg/m2’nin üzerindeyse)
•Yüksek tansiyonunuz (kan basıncınız yüksekse) varsa
•Kalp kapak hastalığınız veya belirli bir kalp ritm bozukluğunuz varsa (kalp problemleri) •Tromboz (damar içinde kan pıhtısı oluşması)/embolizm (oluşan kan pıhtısının damarı tıkaması) varsa (veya geçmişte olduysa) ya da yakın akrabalarınızda genç yaşta pıhtı oluşumu (bacakta derin ven trombozu, akciğerde pulmoner embolizm veya başka bir yerde), kalp krizi veya inme meydana geldiyse
•Damar iltihabınız varsa (yüzeysel flebit)
•Varisiniz varsa
•Depresyon öykünüz varsa
•Migren, astım veya böbrek probleminiz varsa
•Epilepsiniz (sara) varsa (bkz. “Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı”)
•Sizde veya birinci dereceden ailenizde kanda kolestrol veya trigliserid (yağlı maddeler) düzeyleri yüksekse
•Cinsel organlarda ve memelerde kitle varsa ve yakın akrabalarınızda meme kanseri varsa veya geçmişte görüldüyse
•Karaciğer veya safra kesesi hastalığınız varsa, safra yolları tıkanıklığına bağlı sarılık, kaşıntı, safra taşı hastalığınız varsa
•Bağırsakta ülsere neden olan veya bağırsak duvarında kalınlaşma, mukozada ülser ve bölgesel lenf düğümlerinde büyüme ile belirgin Crohn hastalığınız (kronik iltihabi bağırsak hastalığı) ya da ülseratif kolit (kalın barsağın iltihaplı bir hastalığı) varsa
•Eklem ağrıları ve deri döküntülerine neden olan sistemik lupus eritematozusunuz varsa, •Böbrek yetmezliğine neden olan bir pıhtılaşma bozukluğu olan hemolitik üremik sendromunuz varsa
•Bir tür kansızlık olan orak hücreli aneminiz varsa
•Hamilelik sırasında ilk defa ortaya çıkan veya kötüleşen bir durum varsa veya seks hormonları daha önceden kullanılmışsa (örn. işitme kaybı, porfiri denilen metabolik bir hastalık, herpes gestasyonis denilen bir deri hastalığı veya Sydenham koresi denilen nörolojik hastalık)
•Yüzde sarı-kahverengi lekelenmeler (kloazma) varsa (Bu durumda doğrudan güneşe veya ultraviyole ışığa maruz kalmayınız)
•Herediter anjiyoödeminiz varsa (Yüz, dil ya da boğazda şişme ve/veya yutma zorluğu veya soluma zorluğu ile birlikte kurdeşen gibi anjiyoödem semptomları yaşıyorsanız derhal doktorunuza başvurun. İçeriğinde östrojen bulunan ilaçlar anjiyoödem semptomlarına sebep olabilir veya kötüleştirebilir.)
Yukarıdaki maddelerden herhangi biri ilacı kullanırken ilk defa başınıza gelir, tekrarlar veya kötüleşirse doktorunuza danışın.
Kan pıhtıları
JİNETERON’un ana bileşeni (progesteron) kısmen östrojene dönüşür, dolayısıyla kombine oral doğum kontrol haplarla ilgili verilen genel uyarıların da dikkate alınması gerekir.
Kan pıhtınız varsa veya pıhtı oluşturma riskinizi artıracak herhangi bir tıbbi koşul bulunmaktaysa JİNETERON almayınız.
Damar ve atar damarlarda kan pıhtısı oluşma riski kombine oral doğum kontrol hapları alan kadınlarda almayan kadınlara göre biraz daha yüksektir. İnme, kalp krizi ve beyin kanamasına (Subaraknoid hemoraji) neden olabilecek bu tür kan pıhtıları her zaman tam olarak iyileşmeyebilir. Çok nadir durumlarda bu kan pıhtıları ölümcül olabilir.
Aşağıda belirtilen koşullarda kan pıhtısı oluşma riski daha yüksektir:
•İleri yaş
•Önemli bir ameliyat, yaralanma veya hastalık nedeniyle uzun süreyle ayağa kalkamayacaksanız
•Sigara kullanıyorsanız
•Siz veya yakın akrabalarınızdan birinde kan pıhtısı varsa
•Fazla kilolu (obez) iseniz (vücut kitle indeksiniz 30 kg/m2’nin üzerindeyse)
•Kan yağı (lipid) metabolizmanızda bozukluk varsa
•Kan hastalığınız varsa
•Kan basıncınız yüksekse
•Migreniniz varsa
•Kalp kapak bozukluğu veya belirli tipte bir düzensiz kalp atışınız varsa (atriyal fibrilasyon) •Yakın zamanda doğum yaptıysanız (lohusaysanız, lohusalık döneminin özellikle ilk 2 haftasında)
•Diyabetiniz varsa
•Sistemik lupus eritematozus (eklem ağrıları ve deri döküntülerine sebep olan bir hastalık), orak hücre anemisi, Crohn hastalığı (kronik iltihabi bağırsak hastalığı) ve ülseratif kolit (kalın barsağın iltihaplı bir hastalığı) gibi belirli tıbbi sorunlarınız varsa
Bunlardan herhangi biri sizin için geçerliyse, doktorunuzu bilgilendirin. JİNETERON almak bu riski artırabilir, dolayısıyla almanız sizin için uygun olmayabilir.
Kan pıhtısı riskini azaltmak için JİNETERON ile tedavi kesilmelidir: •Herhangi bir planlanan önemli operasyondan altı hafta önce •Herhangi bir bacak cerrahisinden önce
•Varisli damarların tıbbi tedavisinden önce
•Uzun süreyle hareketsiz kalacaksanız (örn., kaza veya operasyondan sonra yatak istirahati gerekliyse veya alçıda kırık bacağınız varsa)
Kan pıhtısı işaretleri:
•İlk kez görülen veya her zamankinden daha kötü bir migren
•Alışılmışın dışında sık tekrarlanan veya şiddetli baş ağrısı
•Görmede çok ani değişiklikler (görme kaybı veya bulanık görme gibi) •Duyma, konuşma, koku, tat veya dokunma hissinde ani değişiklikler •Bacağınızda ağrı veya şişlik
•Nefes alışta saplanan ağrı
•Herhangi bir neden yokken öksürme
•Nefes alamama
•Göğüste ağrı hissi ve sıkışma
•Vücudun bir tarafında veya bir kısmında ani zayıflık veya uyuşukluk •Baş dönmesi veya bayılma.
Kan pıhtısı işaretlerinden herhangi birini görürseniz, mümkün olan en kısa sürede bir doktora başvurunuz. Doktorunuz alabileceğinizi söyleyene kadar başka bir JİNETERON daha almayınız.
JİNETERON ve kanser
Meme kanseri iseniz veya önceden meme kanseri tanısı aldıysanız, JİNETERON ya da diğer kombine doğum kontrol haplarını kullanmamalısınız, zira bunlar meme kanseri riskini hafif ölçüde artırmaktadır. Bu risk JİNETERON kullanmaya devam ettikçe artar ancak bıraktıktan sonra yaklaşık 10 yıl içerisinde normale döner. Meme kanseri 40 yaş altı kadınlarda nadir olduğundan, JİNETERON kullananlarda veya yakın zamanda kullanmış olanlarda fazla meme kanseri olgusu azdır. Örneğin:
•Hiç JİNETERON kullanmamış olan 10.000 kadının 35 yaşına gelene kadar meme kanseri olma ihtimali yaklaşık 16’dır.
•Yirmili yaşların başında 5 yıl süreyle JİNETERON veya doğum kontrol hapı kullanmış olan 10.000 kadının 35 yaşına gelene kadar meme kanseri olma ihtimali yaklaşık 17-18’dir. •Hiç JİNETERON kullanmamış olan 10.000 kadının 45 yaşına gelene kadar meme kanseri olma ihtimali yaklaşık 100’dür.
•Otuzlu yaşların başında 5 yıl süreyle JİNETERON veya doğum kontrol hapı kullanmamış olan 10.000 kadınının 45 yaşına gelene kadar meme kanseri olma ihtimali yaklaşık 110’dur.
Aşağıdaki durumlarda meme kanserine ilişkin risk daha yüksektir:
•Yakın bir akrabanızda (anne, kız kardeş veya büyükanne) meme kanseri öyküsü
•Fazla kilolu (obez) iseniz (vücut kitle indeksiniz 30 kg/m2’nin üzerindeyse)
Memede çukurlaşma, meme uçlarında değişiklikler veya görünen ya da hissedilebilen yumru gibi herhangi bir değişiklik fark ederseniz en kısa sürede bir doktora başvurunuz.
JİNETERON kullanımı sarılık ve kanser olmayan karaciğer tümörleri gibi karaciğer hastalıkları ile de ilişkilendirilmiştir ancak bu durum nadirdir. Çok nadir olarak; JİNETERON uzun süre kullanan kadınlarda bazı karaciğer kanseri tipleri ile de ilişkilendirilmiştir. Bu karın bölgesinde cilt altı kanamaya sebep olabilir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
JİNETERON’un yiyecek ve içecek ile kullanılması
Greyfurt suyunun JİNETERON’un kandaki seviyesi üzerinde etkisi olabilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
JİNETERON, hamilelik sırasında kullanılmamalıdır.
Çocuk doğurma potansiyeliniz var ise, tedavi süresince ilave olarak hormonal olmayan (bariyer) doğum kontrolü yöntemi uygulamalısınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
JİNETERON, emzirme sırasında kullanılmamalıdır.
Araç ve makine kullanımı
JİNETERON’un araç ve makine kullanma becerileri üzerinde bir etkisi bilinmemektedir. JİNETERON’un içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler JİNETERON laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen) içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız (tahammülsüzlüğünüz) olduğu söylenmişse, bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Doktorunuza mutlaka hangi ilaçları veya bitkisel ürünleri kullandığınızı söyleyiniz. JİNETERON ile birlikte alınmaması gereken bazı ilaçlar mevcuttur (bkz. bölüm ‘JİNETERON’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ’). Ayrıca, başka bir ilaç reçete eden doktorunuza ya da diş hekiminize (ya da ilacı aldığınız eczacıya) JİNETERON kullandığınızı söyleyiniz. İhtiyacınız olan başka bir ilaç kullanımını değiştirmeniz gerekip gerekmediğini söyleyebilirler.
Bazı ilaçlar ile birlikte kullanıldığında;
−JİNETERON’un kandaki düzeyi etkilenebilir −daha az etkili hale getirebilir
−beklenmedik kanamaya yol açabilir.
•Aşağıdaki hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar:
oSara hastalığı (örn. fenitoin, barbitüratlar, primidon, karbamazepin, okskarbazepin, topiramat, felbamat)
oTüberküloz (örn. rifampisin)
oHIV (AIDS hastalığı) ve Hepatit C Virüsü enfeksiyonları (proteaz inhibitörleri ve nükleosit dışı ters transkriptaz inhibitörleri olarak adlandırılır),
oMantar enfeksiyonları (griseofulvin, azol antifungallar, örn. itrakonazol, vorikonazol, flukonazol)
oBakteriyel enfeksiyonlar (makrolid antibiyotikleri, örn. klaritromisin, eritromisin) oBelirli kalp hastalıkları, yüksek kan basıncı (kalsiyum kanal blokerleri, örn. verapamil, diltiazem)
oArtrit (eklem iltihabı), artroz (eklem deformasyonu) (etorikoksib)
•Bitkisel bir ilaç olan sarı kantaron otu (St. John’s wort) (temel olarak depresyon tedavisinde kullanılır)
JİNETERON diğer ilaçların etkisini değiştirebilir, örn;
•siklosporin (organ nakli sonrasında vücudun yabancı dokulara verdiği tepkileri azaltarak organın reddini önlemek ve gerektiği gibi çalışmasını sağlamak için kullanılır)
•lamotrijin (sara nöbetini önleyici olarak kullanılır)
•midazolam (cerrahi girişimlerde anestezi için kullanılır)
•teofilin (solunum yolları hastalıklarının tedavisinde kullanılır)
•melatonin (biyolojik saatin düzelmesinde ve uykunun normalleşmesinde görev alan bir hormondur)
•tizanidin (kas ağrısı ve/veya kas krampları tedavisinde kullanılır)
Laboratuvar testleri
Kan testi veya başka bir laboratuvar testi yaptırmanız gerektiğinde doktorunuza veya laboratuvar çalışanlarına ilaç aldığınızı belirtin çünkü doğum kontrol hapı bazı testlerin sonuçlarını etkileyebilir.
Bilmeniz gereken diğer konular:
JİNETERON paketini bitirdiğinizde, son tableti aldıktan 2-3 gün sonra genellikle adet kanaması olacaktır. Eğer bir süre adet kanaması olmazsa, daha fazla tablet almadan önce hamile olmadığınızdan emin olmanız gerekir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. JİNETERON nasıl kullanılır?
•Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Tabletleri doktorunuzun talimatlarına uygun olarak alınız. Emin değilseniz doktorunuzla birlikte kontrol ediniz.
Almanız gereken tablet sayısı ve ayda kaç gün alacağınız, doktorunuzun JİNETERON’u reçete etme nedenine bağlı olacaktır. Yaygın doz günde 2-3 tablettir. Bazı koşullarda JİNETERON’un her gün alınması gerekir ancak bu her zaman geçerli değildir.
Almanız gereken tablet sayısı, ne zaman almanız gerektiği veya ne kadar süreyle alınması gerektiği konusunda emin değilseniz bu konuları doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
•Uygulama yolu ve metodu:
Tabletler çiğnenmeden yeterli miktarda sıvı ile yutulmalıdır.
•Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Çocuklarda kullanımı yoktur.
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılarda, doz ayarlaması gerektiğini destekleyen veri bulunmamaktadır.
•Özel kullanım durumları:
Karaciğer yetmezliği:
Ciddi karaciğer hastalığı olanlarda kullanılmamalıdır.
Eğer JİNETERON’un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla JİNETERON kullandıysanız:
Çok fazla JİNETERON almanın yaratacağı ciddi zararlı etkilerle ilgili herhangi bir rapor yoktur.
Aşırı dozda kullanımında bulantı, kusma ve vajinal kanama görülebilir. Eğer çok fazla tablet aldıysanız ya da bir çocuğun JİNETERON aldığını fark ederseniz doktorunuza başvurunuz.
JİNETERON’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
JİNETERON’u kullanmayı unutursanız
Kullanıcı, unuttuğunu farkeder farketmez sadece unutulan son tableti almalı ve izleyen günde tablet alımına her zamanki saatinde devam etmelidir.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
JİNETERON ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:
JİNETERON kullanmayı bırakırsanız spesifik geri çekilme semptomları gözlenmez, ancak ilacı kullanmadan önceki şikayetleriniz ilacı bıraktıktan sonra yeniden görülebilir.
Bu ilacın kullanımıyla ilgili başka sorularınız olursa, doktorunuza sorunuz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, JİNETERON’un içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkilere neden olabilir.
Olası yan etkiler, görülme sıklıklarına göre aşağıda yer almaktadır.
Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
: 10.000 hastanın birinden az görülebilir. Çok seyrek
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa JİNETERON’u kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •İlk kez görülen migren
•Önceden olduğundan daha sık olan olağandışı kötü baş ağrıları
•Görme, duyma veya konuşmada ani değişiklikler
•Koku, tat veya dokunma hissinde ani değişiklikler
•Kan pıhtısı oluşma belirtileri veya kan pıhtısı oluşmasıyla birlikte damarlarda iltihaplanma belirtileri (tromboflebit):
•Bacakta/bacaklarda olağandışı ağrı
•Kollar veya bacaklarda alışılmışın dışında şişme
•Göğüste keskin ağrı veya ani nefes darlığı
•Göğüste sıkışma ağrısı veya bunaltı veya gerginlik hissi
•Herhangi bir neden yokken öksürme
•Vücudun bir tarafında ani zayıflık veya uyuşukluk
JİNETERON aşağıda belirtilen koşullarda hemen kesilmelidir: •Gebe kalmanız
•Sarılık veya başka bir karaciğer problemi meydana gelirse •Kaşıntı (prurit) meydana gelirse
•Doktorunuz kan basıncınızı çok yüksek bulursa
Genel yan etkiler:
JİNETERON için raporlanan yan etkiler görülme sıklıklarına göre aşağıda listelenmiştir:
Çok yaygın
•Rahim / vajinal kanama (lekelenme dahil)*
•Adet kanamasının az olması (hipomenore)*
Yaygın
•Baş ağrısı
•Adet kanamasının olmaması (amenore)*
•Ödem
•Bulantı
Yaygın olmayan
•Migren (tek taraflı şiddetli baş ağrısı)
Seyrek
•Aşırı duyarlılık reaksiyonları (kurdeşen, döküntü)
Çok seyrek
•Görme ile ilgili bozukluklar
•Nefes darlığı
Bilinmiyor
•Baş dönmesi
•Ağırlaşmış depresyon (ruhsal çöküntü)
•Karın ağrısı
•Kolestaz (safra akışının yavaşlaması veya durması)•Sarılık
* Endometriozis (Rahim içi dokusunun rahmin dışındaki yerlerde bulunmasına bağlı adet dönemlerinde ağrı ile seyreden hastalık) tedavisinde
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız, doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. JİNETERON’un Saklanması
JİNETERON’u çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25oC altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra JİNETERON’u kullanmayınız.
“Son Kul. Ta.:” ibaresinden sonra yazılan rakam ayı temsil eder ve o ayın son günü son kullanım tarihidir.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz JİNETERON’u kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 34885 Sancaktepe/İstanbul
Telefon: (0216) 398 10 63
Faks: (0216) 398 10 20
Üretim Yeri:
Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156
34885 Sancaktepe/İstanbul
Telefon: (0216) 398 10 63
Faks: (0216) 398 10 20
Bu kullanma talimatı 13/03/2024 tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
JİNETERON® 5 mg tablet
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde:
Noretisteron…………………………………5 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen) ……65 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
Tablet.
Beyaz-hemen hemen beyaz renkte, yuvarlak tablet.
4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
•Hemorajik metropati,
•Menoraji,
•Dismenore,
•Premenstruel sendrom,
•Menstruasyonun ertelenmesi,
•Endometriozis.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Çocuklarda kullanım için uygun değildir.
Hemorajik metropati (disfonksiyonel kanamalar)
10 gün süre ile günde 3 defa 1 tablet JİNETERON alınır.
Kanama genellikle 1-3 gün içinde kesilir. Tedavinin kesilmesinden sonraki 2-4 gün içinde normal menstruasyona benzeyen bir çekilme kanaması gerçekleşir. Durumun tekrarlanmasını önlemek için takip eden iki siklusun 19. ila 26. günleri arasında günde iki kez bir tablet kullanılmalıdır.
Tedavi başarısını sağlamak için, JİNETERON 10 gün boyunca alınmalıdır. Zaman zaman kanamanın başlangıçta kesilmesini takiben hafif bir kanama görülebilir. Bu durumda da tablet alımına ara verilmemeli ya da kesilmemelidir.
Eğer vajinal kanama doğru kullanıma rağmen kesilmezse, organik bir neden ya da ekstra-genital bir faktör (ör. polipler, serviks ya da endometriyum kanseri, miyom, düşüğe ait kalıntı, dış gebelik veya koagülasyon bozuklukları) göz önüne alınmalı, gereken diğer değerlendirmeler yapılmalıdır. Bu durum kanamanın başlangıçta kesilmesini takiben tablet alımı sırasında ağır bir kanamanın görüldüğü durumlar için de geçerlidir.
Premenstruel sendrom (adet öncesi mastalji dahil)
Siklusun 19. ila 26. günleri arasında günde 1-3 kez alınacak 1 tablet JİNETERON baş ağrısı, migren, memelerde gerginlik, su tutulumu, taşikardi ve psikolojik rahatsızlıklar gibi premenstruel semptomları hafifletebilir. Tedavi birçok siklus için tekrarlanmalıdır. Tedavi durdurulduğunda, hastada birkaç ay semptom görülmeyebilir.
Menstruel kanamanın ertelenmesi
Menstruel kanamanın çok sık olduğu durumlarda ve özel dönemlerde (örn. operasyonlar, seyahat, spor) menstruasyonun ertelenmesi mümkündür. Doz, günde 3 kez 1 tablet JİNETERON olup, beklenen menstruasyondan 3 gün önce başlanır ve 10 ila 14 günden daha uzun sürmez. Hasta tablet almayı bıraktıktan 2-3 gün sonra, normal menstruasyon başlayacaktır. Bu yöntem, tedavi siklusu boyunca hamilelik riski olmayan kadınlar ile sınırlandırılmalıdır.
Endometriyozis
Tedaviye siklusun birinci ve beşinci günleri arasında günde 2 kez 1 tablet JİNETERON alınarak başlanmalıdır. Lekelenme kanaması ile karşılaşılırsa doz günde 2 kez 2 tablete çıkarılabilir. Kanama kesilirse, başlangıç dozuna dönülmesi düşünülebilir. Tedavi en az 4-6 ay sürdürülmelidir. Tedavinin kesintisiz sürmesi halinde genellikle ovülasyon ve menstruasyon gerçekleşmez.
Menoraji (hipermenore)
Siklusun 19. ila 26. günleri arasında günde 2-3 kez 1 tablet alınır (menstruasyonun ilk günü 1. gün sayılır).
Dismenore
Fonksiyonel veya primer dismenore, ovülasyonun baskılanmasıyla neredeyse her zaman hafifletilir. 20 gün boyunca günde 3 kez 1 tablet, siklusun 5. gününde başlanarak alınır (menstruasyonun ilk günü 1. gün sayılır). Tedavi, 3 ila 4 siklus sürdürülmeli, ardından tedavi
uygulanmayan sikluslar takip edilmelidir. Semptomlar yeniden görülürse, başka bir tedavi kürü uygulanabilir.
Uygulama şekli:
Tabletler çiğnenmeden bir miktar sıvı ile yutulur.
Kullanıcının tabletleri tarif edildiği şekilde almayı unutması durumunda JİNETERON’un etkililiği azalabilir. Kullanıcı, unuttuğunu farkeder farketmez sadece unutulan son tableti almalı ve izleyen günde tablet alımına her zamanki saatinde devam etmelidir.
Eğer kontraseptif korunma gerekiyorsa, ek olarak hormonal olmayan (bariyer) kontraseptif önlemler alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Karaciğer yetmezliği:
Ciddi karaciğer hastalığında karaciğer fonksiyonları normale dönmedikçe kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonda kullanımı yoktur.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda, doz ayarlaması gerektiğini destekleyen veri bulunmamaktadır.
4.3. Kontrendikasyonlar
JİNETERON, aşağıdaki durumların varlığında kullanılmamalıdır. JİNETERON kullanımı esnasında bu durumlardan herhangi biri görüldüğünde kullanımı derhal durdurulmalıdır.
•Bölüm 6.1’de listelenen etkin madde ya da yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılık,
•Gebelik veya şüphesi,
•Laktasyon,
•Önceki idiyopatik ve mevcut venöz tromboembolizm (örn. derin ven trombozu, pulmoner emboli),
•Aktif ya da geçmiş arterial tromboembolik hastalık (örneğin anjina, miyokard enfarktüsü), •Tromboz prodromu varlığı ya da öyküsü (örn. geçici iskemik atak, anjina pektoris), •Yüksek venöz ya da arteriyel tromboz riski (bkz. Bölüm 4.4),
•Fokal nörolojik semptomları olan migren öyküsü,
•Damar tutulumlu diabetes mellitus,
•Karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe ciddi karaciğer hastalığı öyküsü veya varlığı (örneğin Dubin –Johnson sendromu, Rotor sendromu),
•Karaciğer tümörü varlığı ya da öyküsü (benign veya malign),
•Seks steroidlerinden etkilenen malignite varlığı ya da şüphesi (örneğin genital organda ya da memede),
•Gebelikte idiyopatik sarılık ve şiddetli kaşıntı geçmişi,
•Tanı konulmamış genital kanama,
•Tedavi edilmeyen endometriyal hiperplazi.
JİNETERON; ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir içeren tıbbi ürünlerle birlikte kullanımında kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4 ).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Muayene
JİNETERON kullanımına tekrar başlayacak ya da yeni başlayacak olanların “bölüm 4.3 ve 4.4” dikkate alınarak tam bir muayene yapılmalı ve ailesel medikal geçmişi alınmalıdır ve bunlar JİNETERON kullanımı boyunca periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Bu değerlendirmelerin sıklığı ve içeriği her kullanıcıya göre adapte edilmeli ancak genel olarak kan basıncı, memeler, batın ve pelvik organlar ve servikal sitolojiyi içermelidir.
İlacın derhal kesilmesi için nedenler:
•Migren türünde başağrılarının ilk defa ortaya çıkması ya da alışılmamış şiddette sık başağrıları,
•Ani duyu bozuklukları (örn. görme ya da işitme bozuklukları),
•Tromboflebitlerin ya da tromboembolik belirtilerin ilk işaretleri, göğüste ağrı ve sıkışma hissi
•Planlanan ameliyatlar (6 hafta önce), immobilizasyon (örneğin kazalardan sonra),
•Sarılık başlangıcı, anikterik hepatit başlangıcı, jeneralize kaşıntı,
•Önemli tansiyon yükselmeleri,
•Gebelik.
Aşağıda belirtilen koşullar/risk faktörlerinden herhangi biri mevcutsa ya da kullanım sırasında kötüleşirse, JİNETERON kullanımına başlamadan ya da devam etmeden önce, tedavi risk/yarar açısından tekrar gözden geçirilmelidir.
Dolaşım bozuklukları
Dolaşım bozuklukları ile ilgili advers etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda yüksektir.
Epidemiyolojik araştırmalara göre, oral östrojen/progesteron içeren ovulasyon inhibitörleri kullanan kişilerde daha sık tromboembolik süreçlere rastlanır. Bu nedenle, özellikle tromboembolik bir hastalık öyküsü söz konusu olduğunda, tromboemboli riskinde bir artış olabileceği göz önünde tutulmalıdır.
Tromboembolik komplikasyonlar düşündüren semptomlar geliştiren bir hastada tedavi derhal durdurulmalıdır. Tedaviye devam etmeden önce tedaviye olan ihtiyaç yeniden değerlendirilmelidir.
Venöz tromboemboli (VTE) için genellikle tanımlanan risk faktörleri, kişide ya da ailede hastalık öyküsü (yakın akrabada nispeten erken yaşlarda ortaya çıkan VTE),
•Yaş,
•Obezite,
•Sistemik lupus eritamatoz,
•İmmobilizasyonun uzaması,
•Majör cerrahi girişim,
•Majör travma.
VTE hikayesi veya bilinen trombofilik durumu olan hastalar artmış VTE riskine sahiptirler. Steroid hormonlarla tedavi bu riski artırabilir. Kişisel veya güçlü ailesel tromboemboli hikayesi veya tekrarlayan spontan düşükler, trombofilik bozukluğun ekarte edilmesi amacıyla araştırılmalıdır. Trombofilik faktörlerin tam bir değerlendirilmesi yapılana kadar veya antikoagülan tedavi başlayana dek, bu hastalarda progesteron kullanımı kontrendike olarak görülmelidir. Halihazırda antikoagülan tedavi almakta olan kadınlarda HRT progesteron kullanımı için risk ve yararların dikkatle gözden geçirilmesi gerekir.
VTE riski, uzun süreli hareketsizlik, önemli travma veya cerrahi müdahale durumunda geçici olarak yükselebilir. Tüm postoperatif hastalarda olduğu gibi, cerrahi müdahaleyi takiben VTE’yi önlemek amacıyla profilaktik önlemlere titizlikle dikkat edilmelidir. Takiben uzun süreli hareketsizlik ihtimalinin olduğu isteğe bağlı cerrahi, özellikle abdominal veya alt ekstremitelerin ortopedik cerrahisi öncesinde, mümkünse 4-6 hafta önceden progesteron tedavisinin bırakılması gündeme gelmelidir. Hasta tamamen hareketlenene kadar tedavi yeniden başlatılmamalıdır.
Variköz ven ve yüzeyel tromboflebitin VTE üzerindeki olası rolü konusunda fikir birliği bulunmamaktadır.
Lohusalık döneminde (özellikle ilk 2 hafta) tromboemboli gelişimi riskinin arttığı göz önüne alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.6).
Arteriyel veya venöz bir trombotik olaya ilişkin bulgular ya da şüphesi söz konusu olduğunda tedavi derhal durdurulmalıdır.
Bilinen hiperlipidemiler
Hipertrigliseridemi veya ilgili aile öyküsü bulunan kadınlarda KOK kullanımı sırasında pankreatit bakımından risk artışı olabilir.
Hiperlipidemisi olan kadınlar arteriyel hastalık bakımından artmış risk altındadır (bkz. Bölüm 4.4). Bununla birlikte, KOK kullanan kadınlarda rutin tarama yapılması uygun değildir.
Tümörler
JİNETERON’un içerdiğine benzer hormonal etkili maddelerin kullanımı sonucu nadir olgularda iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açar. JİNETERON kullanan bir kadında şiddetli üst abdominal ağrı, karaciğerde büyüme veya batın içi kanama bulguları ortaya çıkması durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.
Diğerleri
JİNETERON karbonhidrat metabolizmasını etkileyebilir. Karbonhidrat metabolizması parametreleri tüm diyabetiklerde tedaviden önce ve tedavi sırasında düzenli olarak dikkatle muayene edilmelidir.
Özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda kloazma bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar JİNETERON kullanımı sırasında güneş ışığından veya ultraviyole ışınlarından sakınmalıdır.
Depresyon öyküsü olan hastalar dikkatle gözlenmeli ve depresyon ciddi boyutlara ulaşırsa tedavi kesilmelidir.
Akut görüş bozulması, proptozis, diplopi veya migren ağrısı gelişen her hasta ilaca devam etmeden önce papilla veya retina lezyonları ödemini bertaraf etmek için oftalmolojik olarak dikkatlice değerlendirilmelidir.
Progesteronlar sıvı retansiyonuna sebep olabilirler. Aşağıdaki faktörlere sahip hastalarda noretistereon verilirken ağırlaşma durumları sebebiyle dikkatli olunmalıdır.
•Epilepsi
•Migren
•Astım
•Kardiyak disfonksiyon
•Renal disfonksiyon
JİNETERON tablet başına 65 mg laktoz monohidrat içermektedir. Galaktozemi gibi ender bir kalıtsal tablo olan galaktoz intoleranslı hastalar bu ilacı kullanmamalıdır. Nadir kalıtımsal
galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.
Hastanın adet görmemek veya adet kanamasını özel durumlarda ertelemek istemesi gibi durumlarda JİNETERON kullanacak ise öncelikle hastanın gebe olmadığı konusunda emin olunmalıdır.
Noretisteronun etinilestradiole kısmi metabolizasyonuna bağlı olan ek uyarılar
Oral uygulama ardından noretisteron kısmen etinilestradiole metabolize olur ve 1 mg oral noretisteron/noretisteron asetat yaklaşık 4-6 mikrograma eşdeğer etinilestradiole dönüşür (bkz. Bölüm 5.2).
Noretisteronun etinilestradiole kısmi dönüşümü nedeniyle JİNETERON uygulamasının KOK ile görülenlere benzer farmakolojik etki göstermesi beklenir. Bu nedenle ek olarak aşağıda yer alan KOK ile ilişkili genel uyarılar da dikkate alınmalıdır:
Dolaşım bozuklukları (Tromboembolik olaylar)
Epidemiyolojik çalışmalar düşük östrojen içeriğine sahip (50 mcg’dan az etinilestradiol) oral kontraseptif kullananlarda venöz trombeombolizm (VTE) insidansının 100.000 kadın-yılı başına yaklaşık 20 ile 40 vaka arasında değiştiğini göstermiş olmakla birlikte, bu risk hesabı progesterona göre değişiklik gösterir. Bu, ilaç kullanmayanlarda 100.000 kadın-yılı başına 5 ila 10 vakaya tekabül eder. Herhangi bir KOK kullanımı, bu tedavinin kullanılmamasına kıyasla artmış bir VTE riski taşır. Bu artmış risk gebelik ile ilişkili VTE insidansı 100.000 gebelik başına 60 vakadan daha azdır. VTE riski, bir kadının ilk kez KOK kullanmaya başladığı yılda ya da en az bir aylık hapsız bir süreyi takiben yeniden KOK kullanmaya başladığında en yüksektir.
VTE yaşamı tehdit edebilir ya da ölümcül şekilde sonuçlanabilir (olguların %1-2’sinde).
Derin ven trombozu ve/veya pulmoner embolizm olarak görülebilen VTE tüm KOK kullananlarda ortaya çıkabilir.
KOK kullananlarda son derece seyrek olarak hepatik, mezenterik, renal, serebral ya da retinal ven ve arterler gibi diğer kan damarlarında tromboz ortaya çıktığı bildirilmiştir.
VTE’nin yaygın belirtileri/semptomları aşağıdakileri içerir: •Bir bacağın baldır içinde şiddetli ağrı; alt bacak şişmesi •Ani nefes darlığı, göğüs ağrısı
Arteriyel tromboemboli ile ilgili koşullar
KOK kullanımı da arteriyel tromboembolik olayları ikincil olarak inme ve miyokard enfarktüsü gibi durumların riskini artırabilir.
Arteriyel tromboemboli ile ilişkili yaygın belirtiler/semptomlar şunlardır:
•Sol kola yayılıp yayılmamasından bağımsız olarak göğüste ani şiddetli ağrı,
•Sebepsiz ani öksürük,
•İlk kez meydana gelen veya giderek kötüleşen, özellikle aşağıdaki semptomlarla ilişkili olan herhangi anormal, şiddetli uzun süreli baş ağrısı,
•Ani kısmi ya da tam görüş kaybı ya da diplopi,
•Afazi,
•Vertigo,
•Fokal nöbet ile ya da tek başına kolaps,
•Vücudun bir tarafını ya da bir bölgesini etkileyen, ani güçsüzlük ya da belirgin uyuşma.
Tromboembolik olay riski aşağıdakilerle birlikte artar:
•Yaş,
•Obezite (vücut kitle indeksi > 30 kg/m2),
•Pozitif aile öyküsü (kardeş ya da ebeveynlerde nispeten erken yaşta izlenen venöz ya da arteriyel tromboembolizm). Kalıtsal bir yatkınlık faktörü olduğu bilinen ya da şüphelenilen bir kadın, herhangi bir KOK önerilmeden önce bir uzmana sevk edilmelidir.
•Uzun süreli hareketsizlik, majör cerrahi, bacak ameliyatı ya da major travma. Bu durumlarda KOK kullanımının kesilmesi (elektif cerrahide en az dört hafta öncesinden) ve tam hareketli duruma dönülmesinden en az 2 hafta sonra tekrar başlanması önerilir.
•Sigara,
•Dislipoproteinemi,
•Hipertansiyon,
•Migren,
•Valvüler kalp hastalığı,
•Atriyal fibrilasyon.
Advers dolaşım olayları ile ilişkili olabilecek diğer tıbbi durumlar aşağıdakileri içerir: •Diabetes mellitus,
•Sistemik lupus eritematoz,
•Hemolitik üremik sendrom,
•Kronik inflamatuvar barsak hastalığı (Crohn hastalığı ya da ülseratif kolit), •Orak hücre hastalığı.
Venöz ya da arteriyel tromboz için kalıtsal ya da edinilmiş yatkınlık göstergesi olabilecek biyokimyasal faktörler aşağıdakileri içerir:
•Aktif Protein C (APC) direnci,
•Hiperhomosisteinemi,
•Antitrombin-III eksikliği,
•Protein C eksikliği,
•Protein S eksikliği,
•Antifosfolipid antikorları (antikardiolipin antikorları, lupus antikoagülanı).
Risk/yarar değerlendirmesi sırasında, hekim yeterli tedavinin tromboz ile ilgili riski düşürebilmesine ve gebelik ile ilişkili tromboz riskinin düşük doz KOK (<0,05 mg etinilestradiol) ile ilgili riskten daha yüksek olmasına dikkat etmelidir.
Tümörler
Servikal kanser
Servikal kanser için en önemli risk faktörü kalıcı HPV enfeksiyonudur. Bazı epidemiyolojik çalışmalar uzun süreli KOK kullanımının bu risk artışına katkıda bulunabileceğini göstermiştir fakat bu bulgunun servikal tarama ve bariyer kontraseptiflerin kullanımı dahil olmak üzere cinsel davranışlar gibi etkilere ne ölçüde atfedilebileceği konusundaki tartışma sürmektedir.
Meme kanseri
54 epidemiyolojik çalışmanın meta analizi KOK kullanmakta olan kadınlarda meme kanseri tanısı konulmasına ilişkin rölatif riskte hafif artış (RR = 1,24) bildirmiştir. KOK kullanımı kesildikten sonraki 10 yıllık süre içinde bu aşırı risk giderek ortadan kalkar. Meme kanseri 40 yaşından küçük kadınlarda seyrek görüldüğünden, KOK kullanmakta olan ya da yakın zamanda kullanmış kadınlardaki meme kanseri tanısı artışı toplam meme kanseri riski ile karşılaştırıldığında düşüktür. Bu çalışmalar neden sonuç ilişkisini sağlamamaktadır. Risk artışı, KOK kullanıcılarında meme kanserinin daha erken tanınması, KOK biyolojik etkisi ya da ikisinin kombinasyonundan kaynaklanabilir. KOK kullanıcılarında tanı konulan meme kanserleri KOK kullanmamış kadınlarda tanı konulan meme kanserlerine göre klinik olarak daha erken evrede olma eğilimi göstermektedir.
Maligniteler yaşamı tehdit edebilir ya da ölümcül şekilde sonuçlanabilir.
Diğer durumlar
Hipertrigliseridemi varlığı ya da aile öyküsü KOK kullanımı sırasında pankreatit bakımından risk artışı olabilir.
KOK kullanan birçok kadında kan basıncında hafif artış bildirilmiş olmakla birlikte, klinik açıdan önemli olan artışlar seyrektir.
Bununla birlikte, KOK kullanımı sırasında klinik olarak anlamlı ve sürekli hipertansiyon gelişmesi, hekimi KOK kesilmesi ve hipertansiyonun tedavi edilmesi konusunda uyarmalıdır. Uygun bulunduğunda, kan basıncı antihipertansif tedavi ile normal düzeye döndükten sonra KOK tekrar başlanabilir.
Aşağıdaki durumların hem gebelik hem de KOK kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmiş fakat KOK kullanımı ile ilişkisi kesinleşmemiştir:
•Kolestaz ile ilişkili sarılık ve/veya kaşıntı; safra kesesi taşı oluşumu
•Porfiri
•Sistemik lupus eritematoz
•Hemolitik üremik sendrom
•Sydenham koresi; herpes gestationis
•Otoskleroz ile ilişkili duyma kaybı.
Kalıtsal anjiyoödemi olan kadınlarda ekzojen östrojen anjiyoödem semptomlarını uyarabilir ya da alevlendirebilir.
Akut ya da kronik karaciğer fonksiyon bozukluğu karaciğer fonksiyonu göstergeleri normal düzeye dönene dek KOK kullanımının kesilmesini gerektirebilir. Gebelik ya da önceki cinsiyet steroidi kullanımı sırasında ortaya çıkmış olan kolestatik sarılığın rekürrensi KOK kesilmesini gerektirebilir.
Crohn hastalığı ve ülseratif kolit KOK kullanımı ile ilişkilendirilmiştir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Not: Aşağıdaki etkileşimler literatürde kombine oral kontraseptifler için bildirilmiştir ve JİNETERON için de geçerli olabilir. Olası etkileşmeleri belirlemek amacıyla eş zamanlı kullanılacak ilacın kullanma talimatına başvurulmalıdır.
Diğer tıbbi ürünlerin JİNETERON üzerine etkisi:
Mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar ile arasındaki etkileşimler seks hormonu klerensinde artışa neden olabilir, bu durum da uterin kanama profilinde değişimlere ve/veya terapötik etkililiğin azalmasına yol açabilir.
Birkaç günlük tedavinin ardından enzim indüksiyonu gözlemlenebilir. En fazla enzim indüksiyonu genellikle birkaç hafta içinde görülür. Enzim indüksiyonu, ilaç tedavisinin kesilmesinin ardından 4 hafta kadar sürebilir.
Seks hormonlarının klirensini artıran maddeler (enzimlerin uyarılmasıyla etkililiğin azalması), örn.:
Fenitoin, barbitüratlar, primidon, karbamazepin, rifampisin ve muhtemelen oksakarbazepin, topiramat, felbamat, griseofulvin ve sarı kantaron (St. John’s wort) içeren ürünler.
Seks hormonlarının klirensi üzerine değişken etkilere sahip maddeler; örn;
Seks hormonları ile birlikte uygulandığında birçok HIV/HCV proteaz inhibitörü ve nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörleri plazma östrojen veya progesteron konsantrasyonlarını azaltabilmekte ya da artırabilmektedir. Bu değişiklikler bazı olgularda klinik açıdan anlamlı olabilir.
Seks hormonlarının klirensini azaltan maddeler (enzim inhibitörleri)
Azol antifungaller (ör. itrakonazol, vorikonazol, flukonazol), verapamil, makrolidler (ör. klaritromisin, eritromisin) ve diltiazem gibi kuvvetli ve orta düzeyde CYP3A4 inhibitörleri östrojen veya progestin veya her ikisinin de plazma konsantrasyonunu artırabilir.
Greyfurt suyu, kuvvetli/orta düzeyde CYP3A4 inhibitörü olarak, JİNETERON’un plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir.
60-120 mg/gün etorikoksib dozlarının 0,035 mg etinilestradiol içeren kombine hormonal tıbbi ürün ile eş zamanlı olarak alındığı takdirde etinilestradiolün plazma konsantrasyonlarını sırasıyla 1,4-1,6 kat arttırdığı görülmüştür.
JİNETERON’un diğer tıbbi ürünler üzerine etkisi:
Progesteronlar diğer ilaçların metabolizması ile etkileşebilir. Dolayısıyla, plazma ve doku konsantrasyonlarını arttırabilir (ör. siklosporin) ya da azaltabilir (ör. lamotrijin).
İn vitro etinilestradiol hem CYP2C19, CYP1A1 ve CYP1A2’nin geri döndürülebilir inhibitörü, hem de CYP3A4/5, CYP2C8, ve CYP2J2’nin mekanizma temelli inhibitörüdür. Klinik çalışmalarda etinilestradiol içeren hormonal kontraseptifin uygulanması CYP3A4 substratlarının (ör. midazolam) plazma konsantrasyonlarında herhangi bir artışa yol açmaz ya da sadece zayıf bir artışa yol açarken, CYP1A2 substratlarının plazma konsantrasyonları hafif (ör. teofilin) veya orta düzeyde (ör. melatonin ve tizanidin) artabilmektedir.
Farmakodinamik etkileşimler
Ombitasvir, paritaprevir veya dasabuvir ve bunların kombinasyonlarını içeren doğrudan etkili antiviral (DEA) tıbbi ürünlerin etinilestradiol içeren tıbbi ürünlerle birlikte uygulanmasının, ALT seviyelerinde sağlıklı kadın deneklerdeki ve HCV ile enfekte kadınlardaki normal değerin üst sınırının 20 katından daha yüksek artışlarla ilişkili olduğu gösterilmiştir (bkz. Bölüm 4.3).
Diğer etkileşim şekilleri:
Laboratuvar testleri:
Progesteronların kullanımı laboratuvar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir (ör. hepatik fonksiyon, tiroid fonksiyon ve koagülasyon testi)
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonda kullanımı yoktur.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi X.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince ilave olarak hormonal olmayan (bariyer) doğum kontrolü yöntemi uygulamak zorundadırlar.
Gebelik dönemi
JİNETERON’un gebelik sırasında kullanımı kontrendikedir.
Laktasyon dönemi
JİNETERON süte geçebilir bu sebeple laktasyon sırasında kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Noretisteron veya noretisteron esterleri ile yapılan üreme toksikolojisine ilişkin çalışmalarda, dış genital organların gelişimi sırasında yüksek dozlarda kullanıma bağlı olarak dişi fetüslerde maskülinizasyon belirtileri görülmüştür. Epidemiyolojik çalışmalar yüksek dozlarda insanlarda bu etkinin ortaya çıkabileceğini gösterdiğinden somatik seksüel diferansiasyonun (gebeliğin 45. gününden itibaren) hormona duyarlı olduğu dönem süresince kullanıldığında JİNETERON’un dişi fetüslerde virilizasyon belirtilerini arttırabileceği belirtilmelidir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanımı üzerine etkisi bilinmemektedir.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler, aşağıda sistem-organ sınıfı (MedDRA) ve sıklık derecesine göre listelenmektedir. Sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
İstenmeyen etkiler JİNETERON alımının ilk başladığı aylarda daha sık görülür ve tedavi süresince azalır. İstenmeyen etki sıklıkları, pazarlama sonrası deneyimlere ve literatürlere dayanmaktadır.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Hipersensitivite reaksiyonları
Psikiyatrik hastalıkları
Bilinmiyor: Ağırlaşmış depresyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Migren
Bilinmiyor: Baş dönmesi
Göz hastalıkları
Çok seyrek: Görme ile ilgili bozukluklar
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar Çok seyrek: Dispne
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı
Bilinmiyor: Abdominal ağrı
Hepato-bilier hastalıkları
Bilinmiyor: Kolestaz, sarılık
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Seyrek: Ürtiker, döküntü
Üreme sistemi ve meme bozuklukları
Çok yaygın: Uterin/vajinal kanama (lekelenme dahil)*, hipomenore* Yaygın: Amenore*
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Yaygın: Ödem
*Endometriozis endikasyonunda
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; eposta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Noretisteron asetat ile hayvanlarda yapılan akut toksisite çalışmaları, günlük terapötik dozun üzerindeki miktarların uygunsuz olarak alınması durumunda akut advers etkilere ilişkin bir risk göstermemiştir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Progestojenler, Estren türevleri ATC kodu: G03DC02
Noretisteron güçlü bir progesterondur. Östrojen ile uygun bir şekilde hazırlanmış kadınlarda siklus başına 100-150 mg noretisteron oral yoldan verilerek endometriyumun proliferatif fazdan sekretuar faza tam transformasyonu sağlanır. Noretisteronun endometriyum üzerindeki progestajenik etkileri, JİNETERON ile disfonksiyonel kanama, primer ve sekonder amenore ve endometriyozis tedavisinin temelini oluşturur.
Gonadotropin sekresyon inhibisyonu ve anovulasyon günlük 0,5 mg noretisteron alımı ile sağlanabilir. JİNETERON’un premenstruel semptomlar üzerindeki olumlu etkisi yumurtalıklarla ilgili fonksiyonların baskılanmasıyla ilişkilendirilebilir.
Noretisteronun endometriyum üzerindeki stabilize edici etkilerine bağlı olarak JİNETERON adet kanamalarının zamanının değiştirilmesinde kullanılabilir.
Progesteron gibi noretisteron da termojeniktir ve bazal vücut ısısını değiştirir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
Oral uygulamayı takiben noretisteron tümüyle absorbe edilir. Maksimal plazma düzeyleri olan yaklaşık 16 ng/mL’ye 1 tablet JİNETERON’un uygulanmasından yaklaşık 1,5 saat içerisinde
ulaşılır. Belirgin bir ilk geçiş etkisinden dolayı oral doz sonrasında noretisteronun biyoyararlanım derecesi yaklaşık %64’dür.
Dağılım:
Noretisteron serum albuminine ve seks hormon bağlayıcı globuline (SHBG) bağlanır. Total ilaç serum konsantrasyonlarının sadece %3-4’ü serbest steroid olarak bulunur ve yaklaşık %35 ile %61’i sırasıyla SHBG ve albumine bağlanır. Noretisteronun dağılım hacmi 4,4±1,3 L/kg’dır. Oral alımdan sonra, ilaç serum seviyesi-zaman bağlantısı bifazik bir akış izler. Her iki faz, sırasıyla yaklaşık 1-2 ve 5-13 saatlik bir yarılanma ömrüyle karakterizedir.
Noretisteron anne sütüne geçebilir ve alım yolundan bağımsız olarak sütte bulunan ilaç düzeyleri anne plazmasında bulunan miktarın yaklaşık %10’u veya daha azıdır. Ortalama maksimum ilaç düzeylerinin yaklaşık 16 ng/mL olmasından hareketle, bebeğin günlük aldığı 600 mL’lik anne sütünden hareketle, yaklaşık 1 mikrogram (plazma dozunun %0,02’si) bebeğe geçebilir.
Biyotransformasyon:
Noretisteron çoklu yollardan metabolize edilir. Bu metabolitlerin bir kısmı plazmadan çok yavaş, yaklaşık 67 saatlik yarı ömür ile elimine edilir. Bu nedenle noretisteronun oral uygulanması ile uzun süreli tedavide metabolitlerin bazıları plazmada birikebilir.
İnsanlarda noretisteron ya da noretisteron asetat oral uygulamanın ardından kısmen etinilestradiole metabolize olur. Bu dönüşümde 1 mg oral noretisteron/noretisteron asetat için yaklaşık 4-6 mikrogram etinilestradiole karşılık gelmektedir.
Eliminasyon:
Noretisteron, değişime uğrayarak atılır. Büyük oranda, A halkası indirgenmiş ve hidroksillenmiş metabolitleri ve bunların konjugatları (glukuronid ve sülfat konjugatları) idrar ve feçes yoluyla yaklaşık 7:3 oranında atılır. Böbrekten atılan metabolitlerin büyük bir bölümü 24 saat içinde 19 saatlik bir yarılanma ömrüyle atılır.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Noretisteronun çok dozlu günlük uygulaması ile ilacın yarılanma ömrünün oldukça kısa olması nedeniyle birikmesi olası değildir. Bununla beraber etinilestradiol gibi SHBG-endükleyici ajanlarla birlikte uygulandığında, noretisteronun SHBG’ne bağlanması nedeniyle noretisteron plazma düzeylerinde bir artış beklenebilir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Noretisteron veya noretisteron esterleri ile yapılan tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite ve karsinojenik potansiyel çalışmaları, insanlar için özel bir risk olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Ancak, seks steroidlerinin hormon ilişkili olmayan doku ve tümörlerin büyümesini uyarabileceği unutulmamalıdır.
Noretisteron veya noretisteron esterleri ile yapılan üreme toksikolojisine ilişkin çalışmalarda, dış genital organların gelişimi sırasında yüksek dozlarda kullanıma bağlı olarak dişi fetüslerde maskülinizasyon belirtileri görülmüştür. Epidemiyolojik çalışmalar yüksek dozlarda insanlarda bu etkinin ortaya çıkabileceğini gösterdiğinden somatik seksüel diferansiasyonun (gebeliğin 45. gününden itibaren) hormona duyarlı olduğu dönem süresince kullanıldığında JİNETERON’un dişi fetüslerde virilizasyon belirtilerini arttırabileceği belirtilmelidir. Bunun yanı sıra, yapılan çalışmalarda teratojenik etkiye ait hiçbir bulgu bulunamamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen)
Mikrokristalin selüloz
Magnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
30 tablet içeren PVC şeffaf – Alüminyum folyo blister ambalajda sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürün ya da atık materyaller, ”Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 34885
Sancaktepe/İstanbul
Telefon: (0216) 398 10 63
Faks: (0216) 398 10 20
8. RUHSAT NUMARASI
2024/61
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 13.03.2024
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ