FUROMID 20 MG/2 ML I.M./I.V. ENJEKSIYONLUK COZELTI ICEREN AMPUL (5 AMPUL)
KULLANMA TALİMATI
FUROMİD 20 mg/2 mL I.M./I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine veya kas içine uygulanır.
Steril
•Etkin madde: Her bir ampul 1 mL’sinde 10 mg furosemid, 2 mL’sinde (toplam hacim) 20 mg furosemid içermektedir.
•Yardımcı madde(ler): Hidroklorik asit çözeltisi, sodyum hidroksit, sodyum klorür, enjeksiyonluk su
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.FUROMİD nedir ve ne için kullanılır?
2.FUROMİD’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.FUROMİD nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.FUROMİD’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.FUROMİD nedir ve ne için kullanılır?
FUROMİD, kas veya damar içine uygulanan, 20 mg furosemid etkin maddesini içeren 2 ml’lik ampul formundadır. 5 ampul içeren ambalajlarda kullanıma sunulmuştur.
FUROMİD idrar söktürücü (diüretik) adı verilen bir ilaç grubuna dahildir. Diüretikler böbreklerden idrarın atılım hızını artıran ve aynı zamanda su ve tuz kaybı yapan ilaçlardır. Vücutta bulunan aşırı suyun atılmasına yardımcı olmak için veya yüksek tansiyon tedavisinde kullanılır. FUROMİD güçlü bir idrar söktürücüdür.
Doktorunuz size FUROMİD’i aşağıdaki nedenlerden biri veya birkaçı dolayısıyla reçetelemiş olabilir:
•Süregelen kalp yetmezliğine bağlı olarak solunum yetmezliği, ödem, karaciğerde büyüme ile belirgin hastalığınız ile bağıntılı fazla sıvının atılmaması nedeniyle vücutta aşırı miktarda sıvı tutulması durumu
•Süregelen böbrek yetmezliği ile bağıntılı fazla sıvının atılmaması nedeniyle vücutta aşırı miktarda sıvı tutulması durumu
•Hamilelik ve yanıklara bağlı olan dahil, akut böbrek yetmezliği sıvı atılımının devam ettirilmesi
•Böbreklerdeki bulgu ve belirtiler ile bağıntılı fazla sıvının atılmaması nedeniyle vücutta aşırı miktarda sıvı tutulması durumu (eğer idrar söktürücü tedavi gerekiyorsa)
•Karaciğer hastalığı ile bağıntılı fazla sıvının atılmaması nedeniyle vücutta aşırı miktarda sıvı tutulması durumu (eğer aldosteron antagonistleri ile tedavinin desteklenmesi gerekiyorsa)
•Yüksek tansiyon
•Yüksek tansiyonun sebep olduğu kriz durumu (destekleyici önlem olarak)
•Vücuttan idrar atılımının zorlanmasının gerektiği durumlarda (örneğin zehirlenmelerde) destek olarak
2.FUROMİD’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
FUROMİD’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•İlacın içerdiği etkin madde olan furosemide veya ilacın içerdiği diğer maddelerden birine karşı alerjiniz varsa
•Sülfonamid grubu antibiyotiklere ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılan sülfonilüre grubu ilaçlara karşı alerjiniz varsa
•Aşırı sıvı kaybettiyseniz (kusma, ishal veya aşırı terleme yoluyla)
•Vücut sıvılarınızın (kan dahil) hacminde aşırı azalmaya yol açan bir bozukluğunuz varsa •Vücutta idrar üretilememesine yol açan böbrek yetmezliğiniz varsa ve bu durum FUROMİD kullanılmasına cevap vermiyorsa
•Kanınızdaki potasyum düzeyi aşırı derecede azalmışsa
•Kanınızdaki sodyum düzeyi aşırı derecede azalmışsa
•Karaciğerinizdeki ağır bir hastalık nedeniyle gelişen beyin işlevleri bozukluğuna bağlı olarak sizde komaya benzer bir durum ortaya çıkmışsa
•Bebeğinizi emziriyorsanız
FUROMİD’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
•İdrar çıkışınızda kısmi tıkanma yaratan mesane boşalmasında bozukluk, prostat büyümesi, idrar yollarında daralma gibi bozukluklarınız varsa (FUROMİD ile yapılan tedavinin özellikle başlangıç evresinde, doktorunuz idrar çıkışından emin olmak için sizi dikkatle takip etmek isteyebilir).
Doktorunuz aşağıdaki durumlarda sizi yakından düzenli olarak takip etmek isteyecektir.
•Düşük tansiyon
•Düşük tansiyonun risk teşkil ettiği hastalıklar: Kalp damarlarında ya da beyni besleyen kan damarlarında belirgin daralma veya tıkanıklık
•Belirti göstermeyen veya belirgin şeker hastalığı (kan şekeri seviyeniz düzenli olarak takip edilecektir)
•Gut (damla) hastalığı ve hiperürisemi (kanda ürik asit seviyesinin artması) (kanınızdaki ürik asit düzeyi düzenli olarak takip edilecektir)
•İdrar yapmakta güçlük çekiyorsanız (örneğin prostat büyümesine, böbrekte tıkanıklığa veya böbrekten idrar torbasına giden kanalın daralmasına bağlı olarak)
•Şiddetli karaciğer hastalığıyla bağıntılı böbrek işlevlerinizde yetmezlik durumu (Hepatorenal sendrom)
•Kanınızdaki protein düzeyinin düşmesine yol açan bir bozukluğunuz varsa (örneğin, nefrotik sendrom adı verilen ciddi bir böbrek rahatsızlığında bu durum görülebilir; doktorunuz kullanılacak ilaç dozunu dikkatle ayarlayacaktır)
•Erken doğan bebeklerde kullanılması gerekiyorsa (Böbreklerde taş oluşması veya kireçlenme odaklarının gelişmesi riskine karşı, doktorunuz böbrek işlevlerini yakından takip etmek isteyecektir ve ultrasonografi uygulayacaktır).
•Lityum tuzları (psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılır) ile eş zamanlı kullanım (kandaki lityum seviyeleriniz düzenli olarak kontrol edilecektir)
• Akut porfiri (kan pigmentleri ile ilgili seyrek görülen kalıtsal bir hastalık). İdrar söktürücü ilaçların akut porfiri durumunda kullanımı güvenli olmayabilir, doktorunuz FUROMİD tedavisi boyunca sizi takip edecektir.
Nefes alma güçlüğü rahatsızlığı olan (solunum güçlüğü sendromu) erken doğan bebeklerde yaşamlarının ilk haftalarında FUROMİD tedavisi uygulandığında, bir tür kalp damar hastalığı olan, kalpten çıkan iki büyük atardamarın arasındaki açıklığın doğumdan sonra kapanmayıp açık kalması (patent duktus arteriyozus) riskinde artış olabilir.
İleri yaştaysanız ve düşük tansiyona neden olabilecek başka ilaçlar kullanıyorsanız ve düşük tansiyon riski oluşturabilecek başka bir rahatsızlığınız varsa, doktorunuzu bilgilendiriniz. FUROMİD tedaviniz boyunca doktorunuz düşük tansiyona karşı sizi düzenli takip edecektir.
İdrar yapma bozukluklarınız varsa (örneğin prostat büyümesi), doktorunuz size FUROMİD’i sadece normal idrar çıkışı sağlanabildiğinde verecektir. Çünkü ani bir idrar akışı, idrar kesesinin (mesane) aşırı genişlemesi ile beraber idrar yapmada zorluğa (üriner retansiyon) neden olabilir.
FUROMİD sodyum ve klorürün atılımını, dolayısıyla da su atılımını arttırır. Aynı zamanda diğer elektrolitlerin (özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyum) atılımı da artar. FUROMİD ile tedavi sırasında yüksek miktarlarda su ve elektrolit atılımına bağlı olarak sıkça su/elektrolit dengesi bozuklukları gözlendiğinden, kanınızdaki belirli maddelerin seviyeleri düzenli olarak kontrol edilecektir.
Uzun süreli FUROMİD tedavisi sırasında, özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum, bikarbonat, kreatinin, üre ve ürik asit ve aynı zamanda kan şekeri olmak üzere bazı kan testlerinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir.
Elektrolit bozuklukları açısından yüksek risk altındaysanız veya kusma, ishal veya aşırı terleme gibi durumlara bağlı olarak önemli seviyede sıvı kaybı yaşamışsanız, dikkatle takip edilmeniz gerekmektedir. Dolaşımdaki kan hacminde azalma, vücuttaki su eksikliği, belirgin elektrolit bozuklukları veya asit-baz dengesindeki bozukluklar düzeltilmelidir. Böyle bir durumda doktorunuz FUROMİD tedavinizi geçici olarak durdurabilir.
Altta yatan başka hastalıklar (örneğin karaciğer sirozu, kalp yetmezliği), eş zamanlı başka tedavilerin uygulanıyor olması ve yiyecekler olası elektrolit bozukluklarının gelişmesinde rol oynayabilir.
Artan idrar çıkışına bağlı kilo kaybı, idrar çıkışı miktarına bakılmaksızın, günde 1 kg’dan fazla olmamalıdır.
Nefrotik sendromunuz varsa (bir böbrek hastalığı) yan etkilerin görülme riskinde artış olabileceğinden doktorunuz kullanacağınız ilaç dozunu dikkatlice ayarlayacaktır.
FUROMİD, tamponlama kapasitesi olmayan yaklaşık 9 pH değerine sahip bir çözeltidir. Bu nedenle, etkin madde 7’nin altındaki pH değerlerinde çökelebilir. Dolayısıyla, eğer bu çözelti seyreltilecek olursa, seyreltilen çözeltinin pH’sının zayıf alkalen ila nötral aralıkta olmasına dikkat edilmelidir.
Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) adı verilen, iltihap ve ağrı giderici ilaçlar FUROMİD’in etkisini azaltabilir. Bu ilaçların FUROMİD ile birlikte kullanımı nefrotoksisite (böbrekler üzerine zararlı etki) riskini arttırabilir.
Sorbitol (şeker hastalarının kullandığı bir tatlandırıcı) ve FUROMİD’in eş zamanlı kullanılması dehidratasyon (vücudun susuz kalması) artışına neden olabilir. Sorbitol ishali tetikleyerek daha fazla sıvı kaybına neden olabilir.
FUROMİD kullanımı ile fotosensitivite reaksiyonu (ışığa karşı duyarlı olma hali) vakaları bildirilmiştir. Tedaviniz sırasında ışığa karşı duyarlılık gelişirse doktorunuz tedavinizi durdurabilir. Tedaviye yeniden başlamanız gerekli görülürse, doktorunuz vücudunuzda güneşe veya yapay UVA ışığına maruz kalan bölgeler için koruma önerecektir.
Risperidon (psikiyatrik bazı hastalıkların ve bunamanın tedavisinde kullanılır) ile birlikte kullanım:
Bunaması olan hastalarda risperidon ile FUROMİD’in birlikte kullanımı ölüm gibi ciddi yan etkiler ile sonuçlanabilmektedir. Dolayısıyla doktorunuz risperidon ile FUROMİD’in birlikte kullanılması gereken durumda gerekli kontrolleri yapacak ve birlikte kullanımın sağlayacağı yararın, oluşturabileceği zarara oranına göre tedavi şeklinizi belirleyecektir.
Sistemik lupus eritamatozus adı verilen vücudun kendi bağışıklık sisteminin vücuda saldırması ile seyreden bir hastalığın yeniden ortaya çıkması veya alevlenmesi olasılığı bulunmaktadır.
FUROMİD kullanımı doping testlerinde pozitif sonuçlara neden olabilir. Ayrıca, FUROMİD’in doping maddesi olarak kullanılması sağlığınız için tehlike oluşturabilir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
FUROMİD’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
FUROMİD ampul, damar içine veya kas içine zerk edilerek (enjeksiyon yoluyla) kullanılır. Bu yüzden yiyecek ve içecek ile etkileşimi beklenmemektedir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
FUROMİD’in etkin maddesi furosemid plasentayı geçtiğinden, zorlayıcı tıbbi nedenler olmadığı takdirde, hamilelik sırasında FUROMİD’i kullanmamanız gerekir. Bu yüzden tedaviye başlanmadan önce hamilelik durumu değerlendirilmelidir.
FUROMİD’in de dahil olduğu idrar söktürücü ilaçlar, hamilelik sırasında yüksek tansiyon ve sıvı tutulumu rahatsızlıklarının rutin tedavisinde uygun değildir, çünkü rahim içi gelişime zarar verebilir. Ancak hamilelikte kalp yetmezliği veya böbrek yetmezliği için FUROMİD’i kullanmanız gerekli ise doktorunuz sizi ve bebeğinizin gelişimini yakından takip ederek tedavinizi sürdürebilir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Furosemid anne sütüne geçmektedir, bu nedenle emzirme sırasında FUROMİD’i kullanmamanız gerekir. FUROMİD ile tedavi edilmeniz gerekiyorsa, bebeği anne sütüne geçen ilaçtan korumak için, süt vermeyi bırakmanız gerekir.
Araç ve makine kullanımı
FUROMİD doğru bir şekilde kullanıldığı zaman bile, araç ve makine kullanımı veya bir koruma olmaksızın çalışabilme becerisini bozacak kadar hareketlerinizi etkileyebilir. Bu
durum özellikle tedavinin başlangıcında, dozun arttırılmasında veya başka bir ilaca geçerken ya da ilacı alkol ile birlikte alırken geçerlidir.
Dolayısıyla araç ve makine kullanırken dikkatli olunmalıdır.
FUROMİD’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder, yani aslında “sodyum içermez”.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Birlikte kullanılması önerilmeyen ilaçlar:
•Sakinleştirici ve uyku verici bir madde olan kloral hidrat. Çok nadir vakalarda FUROMİD kullanımından sonraki 24 saat içerisinde kloral hidrat alınması, sıcaklık, terleme, huzursuzluk, bulantı hissi ve kan basıncında ve kalp ritminde artış (taşikardi) ile sonuçlanmıştır. Dolayısıyla FUROMİD’in ve kloral hidratın birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
•Aminoglikozidler (örneğin kanamisin, gentamisin, tobramisin) ve işitme üzerinde zararlı etkisi olan diğer ilaçlar (ototoksik ilaçlar). FUROMİD ile aynı zamanda kullanıldıklarında bu ilaçların etkisi artabilir. İşitme bozukluğu geri dönüşsüz olabilir. Dolayısıyla FUROMİD ile bu ilaçların birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Birlikte kullanımı sırasında önlem alınması gereken ilaçlar
•Sisplatin (kanser tedavisinde kullanılır).FUROMİD ile birlikte kullanımı işitme bozukluğuna neden olabilir. Ayrıca sisplatinin böbrekler üzerindeki zararlı etkisini (nefrotoksisite) de arttırabileceğinden FUROMİD ile birlikte kullanımında çok dikkatli olunmalıdır.
•Lityum (psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılır). FUROMİD ile birlikte kullanımı lityumun kalp üzerindeki zararlı etkisini (kardiyotoksisite) ve sinirler üzerindeki zararlı etkisini (nörotoksisite) arttırabilir. Bu iki ilacı birlikte kullanan hastaların kandaki lityum seviyeleri yakından takip edilmelidir.
•Yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar, idrar söktürücü ilaçlar veya tansiyonu düşürebilen diğer ilaçlar. Bu ilaçlar FUROMİD ile aynı zamanda kullanılırsa tansiyon çok daha fazla düşebilir. Özellikle ACE inhibitörleri veya anjiyotensin II reseptör antagonisti (kalp- damar hastalıkları tedavisinde kullanılır) ilk defa kullanıldığında veya bu ilaçlar daha yüksek bir dozda uygulandığında olmak üzere, tansiyonda şoka neden olan ciddi düşüş ve böbrek fonksiyonunda bozulma (nadir vakalarda akut böbrek yetmezliği) gözlenmiştir. Bu sebeple, mümkün olduğu durumlarda FUROMİD tedavisi geçici olarak durdurulmalı veya en azından bir ACE inhibitörü veya anjiyotensin II reseptör antagonisti ile tedaviye başlamadan veya doz artımından önce FUROMİD dozu üç gün için azaltılmalıdır.
•Risperidon (psikiyatrik hastalıklar ve bunama tedavisinde kullanılır)
Birlikte kullanımı sırasında dikkatli olunması gereken ilaçlar:
•Aspirin dahil non steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (ağrı kesici ve iltihap giderici). Bu ilaçlar FUROMİD’in etkisini azaltabilir. FUROMİD tedavisi dolaşımdaki hacimde azalmaya veya vücut sıvısında eksikliğe neden olursa bu ilaçlarla birlikte kullanımı akut böbrek yetmezliğine sebep olabilir.
•Fenitoin (sara hastalığının tedavisinde kullanılır). Bu ilaç FUROMİD’in etkisini azaltabilir.
•Kortikosteroidler (iltihaplı ve diğer bazı durumlarda kullanılan kortizonlu ilaçlar), karbenoksolon (ağızdaki yaraları tedavi etmek için kullanılır), laksatifler (kabızlığın önlenmesi ve tedavisinde kullanılır), meyan kökü (mide-bağırsak hastalıklarında kullanılır). Potasyum kaybını arttırarak, potasyum eksikliğine neden olabilirler.
•Digitalis preparatları (kalp-damar hastalıkları tedavisinde kullanılır)
•Probenesid (gut-damla- hastalığında kullanılır). FUROMİD bu ilacın böbrek yoluyla atılımını azaltabilir. Dolayısıyla yüksek dozlu tedavide, ilacın kandaki seviyesi artarak yan etkilerin görülme riskinde artışa neden olabilir.
•Metotreksat (kanser tedavisinde kullanılır). FUROMİD bu ilacın böbrek yoluyla atılımını azaltabilir. Dolayısıyla yüksek dozlu tedavide, ilacın kandaki seviyesi artarak yan etkilerin görülme riskinde artışa neden olabilir
•Şeker hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar. FUROMİD bu ilaçların etkisini azaltabilir. •Kan basıncını arttıran sempatomimetik ilaçlar (adrenalin benzeri ilaçlar, örneğin epinefrin, norepinefrin). FUROMİD bu ilaçların etkisini azaltabilir.Kürar-tipi kas gevşeticiler. FUROMİD bu ilaçların etkisini arttırabilir.
•Teofilin (solunum ile ilgili hastalıkların tedavisinde kullanılır). FUROMİD bu ilacın etkisini arttırabilir.
•Böbrek üzerinde zararlı etkisi olan ilaçlar (nefrotoksik ilaçlar) (örneğin aminoglikozidler, sefalosporinler, polimiksinler gibi antibiyotikler). FUROMİD bu ilaçların zararlı etkilerini arttırabilir. FUROMİD ile aynı zamanda bazı sefalosporinleri yüksek dozda kullanan hastalarda böbrek fonksiyonları bozulabilir.
•Siklosporin A (organ nakilleri sırasında kullanılır). FUROMİD neden olduğu kandaki ürik asit seviyelerinin artmasına ve siklosporin ürik asitin üre atılımının bozulmasına neden olur. Bunun sonucunda, guta bağlı olarak artrit riskinde artış olabilir.
•Böbrek yetmezliği açısından yüksek risk taşıyan hastalarda röntgen tetkiklerinde organların görünürlüğünü arttırmak için kullanılan kontrast maddeler. Kontrast maddelerle tetkik sonrasında, FUROMİD ile tedavi gören hastalarda, öncesinde sadece damar içi sıvı alan hastalara kıyasla böbrek fonksiyonlarında daha sık oranda bozulma olmuştur.
•Yüksek dozlarda FUROMİD ile eş zamanlı olarak tiroid hormonları (örn. levotiroksin) kullanılması tiroid hormonu seviyelerini etkileyebilir. Bu sebeple, FUROMİD ile birlikte tiroid hormonu kullanıyorsanız, doktorunuz tiroid hormon seviyelerinizi takip edecektir. •Glikozidler (kalp hastalıklarında kullanılır). FUROMİD tedavisi sırasında potasyum veya magnezyum eksikliği gelişirse, kalp kasının bu ilaçlara hassasiyeti artabilir. Elektrolit dengesizliği olan hastalarda veFUROMİD’in belli EKG değişikliklerine (QT aralığının uzaması) neden olan ilaçlarla (örneğin, terfenadin, antialerjik ilaçlar, ve kalp ritmi bozukluklarında kullanılan bazı ilaçlar (sınıf I ve III antiaritmikler)) birlikte kullanılması
durumunda, kalp ritmi bozukluklarının (torsades de pointes dahil venrtiküler artimi) oluşma riski daha yüksektir.
•Karbamazepin (sara hastalığının tedavisinde kullanılır) veya aminoglutetimid (Cushing Sendromu isimli hastalığın tedavisinde kullanılır). FUROMİD ile eşzamanlı kullanılması hiponatremi (kanda sodyum düzeyinin normalin altına düşmesi) riskini arttırabilir.
•Tiyazidler (idrar söktürücü sınıfında yer alan bir ilaç grubu). FUROMİD ile birlikte kullanıldıklarında idrar çıkışında artış meydana gelir.
•Metformin (şeker hastalığında kullanılan bir ilaç). Bu ilaçFUROMİD’in etkisini azaltabilir.
•Fibrik asit türevleri (kandaki yağı azaltmada kullanılan ilaçlar örneğin, klofibrat ve fenofibrat). Özellikle hipoalbuminemi durumunda (kandaki albüminde düşüş) FUROMİD ile birlikte kullanılmaları durumunda, her iki ilacın da kandaki seviyeleri yükselebilir. Kan seviyeleri takip edilmelidir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bu konu hakkında bilgi veriniz.
3.FUROMİD nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.
Uygulama yolu ve metodu:
FUROMİD ampul formu yalnızca ağızdan uygulamanın mümkün veya etkili olmadığı durumlarda (örn. bağırsak emilimi bozukluğunda) ya da eğer hızlı etki gerekiyorsa damar içine uygulanarak verilir. Eğer damar içine uygulanan tedavi kullanılıyorsa, mümkün olan en kısa sürede ağızdan uygulanan tedaviye geçilmesi önerilmektedir.
FUROMİD seyreltilerek de kullanılabilir.
FUROMİD’in 10 mg/ml konsantrasyonunun 1 mg/ml konsantrasyona kadar seyreltilebilmesi için enjeksiyonluk %0,9’luk sodyum klorür çözeltisi veya enjeksiyonluk Ringer Laktat çözeltisi direkt olarak kullanılması uygundur. Seyreltilen çözeltilerin en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir. İnfüzyon çözeltisi aseptik koşullarda ve profesyonel sağlık çalışanları tarafından hazırlanmalıdır. FUROMİD akan bir infüzyon çözeltisine ilave edilmemeli ve herhangi başka bir ilaçla infüzyonu şeklinde kullanılmamalıdır. Ürün bilgisinde yer alan koşullar ve seyrelticiler dışında farklı bir uygulama yöntemiyle veya farklı bir veya daha fazla ilaçla beraber veya eklenerek verilmemelidir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Bebeklerde ve 15 yaşın altındaki çocuklarda, istisnai durumlar dışında (örneğin hayatı tehdit edici nitelikte durumlar), FUROMİD kullanılmamalıdır. Ortalama günlük doz 0,5 mg furosemid/kg vücut ağırlığıdır. İstisnai vakalarda, 1mg furosemid/kg vücut ağırlığına kadar damar içi uygulama verilebilir.
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlı hastalarda ve genel durumu bozuk hastalarda doktorunuz böbrek ve karaciğer fonksiyonlarındaki olası bozulmaları göz önünde bulundurarak dozda ayarlama yapacaktır.
Özel kullanım durumları:
Karaciğer/böbrek yetmezliği:
Doktorunuz hastalığınıza ve böbrek / karaciğer problemlerinizin ciddiyetine bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecektir.
Diğer:
Kalp yetmezliği, şiddetli tansiyon yüksekliğiniz var ise doktorunuz bu gibi durumları dikkate alarak sizde kullanılacak dozu dikkatle tespit edecektir.
Eğer FUROMİD’in etkisinin çok güçlü veya çok zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla FUROMİD kullandıysanız:
FUROMİD ampul doktor denetiminde kullanılacağı için, böyle bir durumun gelişmemesi için gereken tedbirler alınacaktır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda ise uygun tedavi yapılacaktır.
Aşırı doz belirtileri tuz ve sıvı kaybının şiddetine bağlıdır.
Aşırı doz alımı, yatar pozisyondan ayağa kalkınca tansiyonun düşmesine ve kan dolaşım bozukluklarına, elektrolit dengesizliklerine (potasyum, sodyum ve klorür seviyelerinin düşmesi) ve kandaki asitlik düzeyinin artmasına (alkaloz) neden olabilir.
Daha ciddi sıvı kayıpları vücutta su eksikliğine ve kan hacminde azalmaya bağlı olarak dolaşım şokuna ve tromboza neden olabilecek (kan pıhtısı) kan konsantrasyonunda artışa (hemokonsantrasyon) neden olabilir.
Ani su ve elektrolit kayıpları bilinç bulanıklığı (konfüzyon) ile sonuçlanabilir.
FUROMİD’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
FUROMİD’i kullanmayı unutursanız
FUROMİD ampul doktor denetiminde kullanılacağından, böyle bir durumun gelişmemesi için gereken önlemler alınacaktır.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
FUROMİD ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
FUROMİD tedavisini doktorunuzun onayı olmadan bırakırsanız, tansiyonunuz yeniden yükselebilir veya vücudunuzda yeniden aşırı sıvı tutulumu ortaya çıkabilir.
4.Olası yan etkileri nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi FUROMİD’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, FUROMİD’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •Dolaşım sisteminde şoka neden olabilecek ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaktik şok).
Anafilaktik şokun ilk belirtileri kızarma, ürtiker, döküntü gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı, nefes alma ve yutkunmada güçlük, derinin gri-mavi renk almasını içerir.
•Derinin aniden kızarması ve yer yer küçük püstüllerle kaplanması (beyaz / sarı iltihaplı sıvı dolu küçük kabarcıklar) (Akut Generalize Ekzantematöz Püstüloz (AGEP)
•Eozinofili ve sistemik belirtilerin görüldüğü ilaç reaksiyonu (DRESS). DRESS öncelikle grip benzeri belirtiler ve yüzde döküntü ile, sonrasında yüksek ateşle birlikte yaygınlaşan döküntü, kan testlerinde karaciğer enzim seviyelerinde artış ve bir çeşit beyaz kan hücresinde artış (eozinofili) ve lenf düğümlerinde büyüme ile ortaya çıkar.
•Kaşıntı, kurdeşen, diğer döküntüler, içi sıvı dolu kabarcıklar, genelde kendiliğinden geçen, el, yüz ve ayakta dantele benzer kızarıklık oluşturan, aşırı duyarlılık durumu,
•Genellikle kollar ve bacaklarda deride içi su dolu kabarcıklar-büller-ile seyreden bir deri hastalığı,
•Pul pul dökülme ile seyreden iltihaplı bir tür deri hastalığı (eksfolyatif dermatit),
•İğne başı şeklinde kırmızı morarmalar (purpura), ışığa duyarlılık
•Ani aşırı duyarlılık reaksiyonu
•Ciltte ve göz çevresinde kan oturması, şişlik ve kızarıklıkla seyreden iltihap (Stevens- Johnson Sendromu)
•Deride içi sıvı dolu kabarcıklarla seyreden ciddi bir hastalık (toksik epidermal nekroliz) •Kan pıhtısı (bacaklarda ağrı, şişlik veya hassasiyet olması).
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin, FUROMİD’e karşı ciddi alerjiniz var demektir.
Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Bildirilen diğer yan etkiler aşağıda listelenmiştir. Bu yan etkilerden herhangi biri ciddileşirse veya bu kullanma talimatında aşağıda yer almayan herhangi bir yan etki fark ederseniz, doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
Bu kullanma talimatındaki yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır.
Çok yaygın :10 hastanın en az 1 ‘inde görülebilir.
Yaygın :10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan :100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek :1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek :10.000 hastanın birinden az görülebilir
Bilinmiyor :Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor
Çok yaygın
•Kandaki kimyasalların konsantrasyonlarında değişiklik (elektrolit bozuklukları)
•Özellikle yaşlılarda kan hacminde azalma (hipovolemi) ve vücuttan su kaybı (dehidratasyon)
•Kanda kreatinin miktarında ve trigliserid adlı kan yağlarında artış
•Kan basıncı düşüklüğü (oturur ya da yatar pozisyondan ayağa kalkarken görülen kan basıncı düşüklüğü dahil)
Yaygın
•Hemokonsantrasyon (kan sıvısının azalmasına bağlı olarak kanın konsantrasyonunda artma)
•Kanda sodyum, klor, potasyum değerlerinin düşmesi, kanda kolesterol ve ürik asit değerlerinin yükselmesi,
•Gut atakları (eklemlerde iltihap ve ağrıya neden olan ürik asit artışı ile karakterize hastalık)
•Karaciğer yetmezliği olan hastalarda hepatik ensefalopati (karaciğer yetmezliğine bağlı olarak beyin fonksiyonlarında bozulma)
•İdrar miktarında artış
Yaygın olmayan
•Kandaki trombosit sayısında azalma (olağan dışı kanama veya morarmalar)
•Şeker hastalarında dikkat edilmesi gereken şekere karşı duyarlılıkta azalma ve yüksek kan şekeri (hiperglisemi)
•Kandaki protein miktarında anormal düşüş olan hastalarda, özellikle böbreklerinde ciddi hasar olanlarda işitme bozuklukları ve bazen geri dönüşümsüz sağırlık
•Bulantı
•Kaşıntı, döküntü
Seyrek
•Beyaz kan hücrelerinin sayısında azalma (lökopeni)
•Kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış
•Uyuşma
•Baş dönmesi hissi (vertigo)
•Uyuklama
•Zihin karışıklığı, kafada basınç hissi
•Miyopun ilerlemesi, bulanık görme
•Kan hacminin azalması (hipovolemi) ile beraber görme bozuklukları
•Kulak çınlaması
•Kan damarı iltihabı (vaskülit)
•Kusma, ishal
•Sistemik lupus eritamatozus adı verilen, vücudun kendi bağışıklık sisteminin vücuda saldırması ile seyreden bir hastalığın yeniden ortaya çıkması veya alevlenmesi
•Bacak kası krampları, kuvvetsizlik
•Kronik artrit (eklem iltihabı)
•Böbrek iltihabı
•Ateş
Çok seyrek
•Agranülositoz (beyaz kan hücrelerinin sayısında azalma), aplastik anemi (kan hücrelerinin sayısında ciddi azalma), bir tür kansızlık (hemolitik anemi)
•Akut pankreas iltihabının belirtisi olabilen şiddetli karın veya sırt ağrısı
•Karaciğer içi bir nedene bağlı olarak safra akışının yavaşlaması veya durması, karaciğer enzimlerinde artış
•Safra yollarının kapanmasına bağlı sarılık, karaciğerde dolaşım yetmezliği
Bilinmiyor
•Kanda kalsiyum, magnezyum düzeyinde azalma üre artışı, metabolik alkaloz nedeniyle ağız kuruluğu, güçsüzlük, yorgunluk, huzursuzluk, nöbetler, kas zayıflığı veya krampları, düşük kan basıncı, hızlı veya düzensiz kalp atışı
•Uzun süreli kullanımda Pseudo-Barter Sendromu (kusma, idrar yapamama ve şuur bulanıklığı ile kendini gösterir)
•İdrarda sodyum ve klorür artışı, idrar yapamama
•Erken doğan bebeklerde, sıklıkla geri dönüşsüz böbrek hasarına yol açan, böbreklerde kalsiyum tuzlarının birikmesi, böbrek taşı oluşumu
•Erken doğan bebeklerde yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde bir tür kalp-damar hastalığı olan “patent ductus arteriosus”un (kalpten çıkan iki büyük atardamarın arasındaki açıklığın doğumdan sonra kapanmayıp açık kalması durumu) devam etme riskinde artış • Baş dönmesi, bayılma ve bilinç kaybı, baş ağrısı
• Bir kan pıhtısı oluşumuna bağlı olarak kan damarının tıkanması (tromboz, özellikle yaşlı hastalarda)
• Çoğu zaman ciddi potasyum yetersizliği durumlarına bağlı olarak, ciddi kas hastalıkları
durumlarda
KULLANMAYINIZ bölümüne bakınız)
•Enjeksiyon yerinde ağrı
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
5.FUROMİD’in saklanması
FUROMİD’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25oC altındaki oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.
Seyreltilen çözeltilerin en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz, FUROMİD’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra FUROMİD’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Deva Holding A.Ş.
Küçükçekmece/İSTANBUL
Tel: 0212 692 92 92
Faks: 0212 697 00 24
E-mail: deva@devaholding.com.tr
Üretim yeri:
Deva Holding A.Ş
Kartepe / KOCAELİ
Bu kullanma talimatı …/…/… tarihinde onaylanmıştır.
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR.
İntravenöz enjeksiyon/infüzyon:
İntravenöz furosemid yavaş enjeksiyon veya infüzyon yoluyla uygulanmalıdır; 4 mg/dakika hızı aşılmamalıdır. Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (serum kreatinin > 5 mg/dl), 2,5 mg/dakika infüzyon hızının aşılmaması önerilmektedir.
FUROMİD’in 10 mg/ml konsantrasyonunun 1 mg/ml konsantrasyona kadar seyreltilebilmesi için enjeksiyonluk %0,9’luk sodyum klorür çözeltisi veya enjeksiyonluk Ringer Laktat çözeltisi direkt olarak kullanılması uygundur. Seyreltilen çözeltilerin en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir. İnfüzyon çözeltisi aseptik koşullarda ve profesyonel sağlık çalışanları tarafından hazırlanmalıdır. FUROMİD akan bir infüzyon çözeltisine ilave edilmemeli ve herhangi başka bir ilaçla infüzyonu şeklinde kullanılmamalıdır. Ürün bilgisinde yer alan koşullar ve seyrelticiler dışında farklı bir uygulama yöntemiyle veya farklı bir veya daha fazla ilaçla beraber veya eklenerek verilmemelidir.
İntramüsküler enjeksiyon:
İntramüsküler uygulama, oral veya intravenöz uygulamanın mümkün olmadığı istisnai olgularla sınırlı olmalıdır. İntramüsküler enjeksiyonun pulmoner ödem gibi akut hastalıkların tedavisi için uygun olmadığına dikkat edilmelidir.
FUROMİD ampul şırıngada başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır.
FUROMİD, tamponlama kapasitesi olmayan yaklaşık 9 pH değerine sahip bir çözeltidir. Bu nedenle, etkin madde 7’nin altındaki pH değerlerinde çökelebilir. Dolayısıyla, eğer bu çözelti seyreltilecek olursa, seyreltilen çözeltinin pH’sının zayıf alkalen ila nötral aralıkta olmasına dikkat edilmelidir.
Seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
FUROMİD 20 mg/2 mL I.M./I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Steril
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her bir 2 mL’lik ampul çözelti,
Etkin madde:
Furosemid 20 mg
Yardımcı maddeler:
Sodyum klorür 15 mg
Sodyum hidroksit 6 mg
Diğer yardımcı maddeler için bölüm 6.1’ e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti
Berrak çözelti
4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1Terapötik endikasyonlar
•Kronik konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer diüretik tedavi gerekiyorsa)
•Akut konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
•Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
•Gebelik veya yanıklara bağlı olan dahil, akut böbrek yetmezliğinde sıvı atılımının idame ettirilmesi
•Nefrotik sendromlara bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer diüretik tedavisi gerekiyorsa) •Karaciğer hastalığı ile bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer aldosteron antagonistleriyle tedavinin desteklenmesi gerekiyorsa)
•Hipertansiyon
•Hipertansif kriz (destekleyici önlem olarak),
•Zorlu diürez desteği
4.2Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
İstenen etkiyi sağlamak için yeterli olan en düşük doz kullanılmalıdır.
FUROMİD yalnızca oral uygulamanın mümkün veya etkili olmadığı durumlarda (örn.
bağırsak emilimi bozukluğunda) ya da eğer hızlı etki gerekiyorsa intravenöz yoldan verilir. Eğer intravenöz tedavi kullanılıyorsa, mümkün olan en kısa sürede oral tedaviye geçilmesi önerilmektedir.
Optimum etkinlik elde etmek ve kontr-regülasyonu baskılamak için, tekrarlanan bolus enjeksiyonları yerine genellikle devamlı FUROMİD infüzyonu tercih edilmektedir.
Bir veya birkaç akut bolus dozundan sonra takip tedavisi için devamlı FUROMİD infüzyonunun uygulanamadığı durumlarda, uzun aralarla yüksek bolus dozlarının verildiği bir rejim yerine, kısa aralarla (yaklaşık 4 saat) düşük dozların verildiği bir takip rejimi tercih edilmelidir.
Erişkinlerde, hem intravenöz hem oral uygulama için önerilen maksimum günlük FUROMİD dozu 1500 mg’dır.
Tedavi süresi endikasyona göre değişmektedir ve hekim tarafından bireysel hasta bazında belirlenir.
Uygulama şekli:
İntravenöz enjeksiyon/infüzyon:
İntravenöz FUROMİD yavaş enjeksiyon veya infüzyon yoluyla uygulanmalıdır; 4 mg/dakika hızı aşılmamalıdır. Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (serum kreatinin > 5 mg/dl), 2,5 mg/dakika infüzyon hızının aşılmaması önerilmektedir.
FUROMİD’in 10 mg/ml konsantrasyonunun 1 mg/ml konsantrasyona kadar seyreltilebilmesi için enjeksiyonluk %0,9’luk sodyum klorür çözeltisi veya enjeksiyonluk Ringer Laktat çözeltisi direkt olarak kullanılması uygundur. Seyreltilen çözeltilerin en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir. İnfüzyon çözeltisi aseptik koşullarda ve profesyonel sağlık çalışanları tarafından hazırlanmalıdır. FUROMİD akan bir infüzyon çözeltisine ilave edilmemeli ve herhangi başka bir ilaçla infüzyonu şeklinde kullanılmamalıdır. Ürün bilgisinde yer alan koşullar ve seyrelticiler dışında farklı bir uygulama yöntemiyle veya farklı bir veya daha fazla ilaçla beraber veya eklenerek verilmemelidir.
İntramüsküler enjeksiyon:
İntramüsküler uygulama, oral veya intravenöz uygulamanın mümkün olmadığı istisnai olgularla sınırlı olmalıdır. İntramüsküler enjeksiyonun pulmoner ödem gibi akut hastalıkların tedavisi için uygun olmadığına dikkat edilmelidir.
FUROMİD ampul enjektörde başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır.
FUROMİD, tamponlama kapasitesi olmayan yaklaşık 9 pH değerine sahip bir çözeltidir. Bu nedenle, etkin madde 7’nin altındaki pH değerlerinde çökelebilir. Dolayısıyla, eğer bu çözelti seyreltilecek olursa, seyreltilen çözeltinin pH’sının zayıf alkalen ila nötral aralıkta olmasına dikkat edilmelidir.
Seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansivonu:
FUROMİD’e natriüretik yanıt, böbrek yetmezliğinin derecesi ve sodyum dengesi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir ve bu nedenle bir dozun etkisinin tam olarak öngörülmesi mümkün değildir. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda, başlangıçtaki sıvı kaybının kademeli olması için dozun dikkatlice titre edilmesi gerekir. Erişkinler için bu, günde yaklaşık 2 kg vücut ağırlığı (yaklaşık 280 mmol Na+) kaybına yol açan bir doz anlamına gelmektedir.
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg – 80 mg’dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da ikiye bölünmüş dozlar halinde verilebilir.
Diyaliz hastalarında, olağan oral idame dozu günde 250 mg – 1500 mg’dır.
İntravenöz tedavide, FUROMİD dozu, 0,1 mg/dakika devamlı intravenöz infüzyonla başlanıp, daha sonra infüzyon hızı yanıta göre her yarım saatte bir kademeli olarak arttırılarak belirlenebilir.
Akut böbrek yetmezliğinde sıvı atılımının idame ettirilmesi:
FUROMİD’e başlamadan önce hipovolemi, hipotansiyon ve anlamlı elektrolit ve asit-baz dengesizliği düzeltilmelidir. Mümkün olan en kısa sürede intravenöz uygulama yolundan oral uygulama yoluna geçilmesi önerilmektedir.
Önerilen başlangıç dozu 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon olarak verilir. Bu dozun sıvı atılımında arzu edilen artışı sağlamaması halinde, FUROMİD, 50 mg – 100 mg/saat hızında başlanan devamlı intravenöz infüzyon yoluyla verilebilir.
Nefrotik sendromla bağıntılı sıvı retansiyonu:
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg – 80 mg’dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da bölünmüş birkaç doz halinde verilebilir, (bkz.
bölüm 4.4)
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer hastalığıyla bağıntılı sıvı retansiyonu:
FUROMİD, aldosteron antagonistleri tek başına kullanıldığında yetersiz kaldığı olgularda aldosteron antagonistleriyle tedaviyi desteklemek için kullanılır. Ortostatik intolerans veya elektrolit ve asit-baz dengesizlikleri gibi komplikasyonlardan kaçınmak için, doz dikkatlice titre edilerek başlangıçtaki sıvı kaybının kademeli olması sağlanmalıdır. Erişkinler için bu, günde yaklaşık 0,5 kg vücut ağırlığı kaybına yol açan bir doz anlamına gelmektedir.
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg – 80 mg’dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük doz, tek doz ya da bölünmüş dozlar halinde verilebilir. Eğer intravenöz tedavi mutlaka gerekiyorsa, başlangıç tek dozu 20 mg – 40 mg’dır.
Diğer:
Kronik konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg – 80 mg’dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük dozun iki veya üçe bölünmüş dozlar halinde verilmesi önerilmektedir.
Akut konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
Önerilen başlangıç dozu, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilen 20 mg – 40 mg’dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.
Hipertansiyon
FUROMİD tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombinasyon halinde kullanılabilir. Olağan oral idame dozu günde 20 mg – 40 mg’dır. Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılı hipertansiyonda daha yüksek dozlar gerekebilir.
Hipertansif kriz
Önerilen başlangıç dozu 20 mg – 40 mg olup, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilir. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.
Zehirlenmede zorlu diürez desteği
FUROMİD, elektrolit çözeltileri infüzyonlarına ek olarak intravenöz yoldan verilir. Doz, FUROMİD’e yanıta göre değişir. Tedaviden önce ve tedavi sırasında sıvı ve elektrolit kayıpları düzeltilmelidir. Asit veya alkalen maddelerle zehirlenme durumunda, idrarın sırasıyla alkalizasyon veya asidifikasyonu yoluyla eliminasyon daha da arttırılabilir.
Önerilen başlangıç dozu 20 mg – 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon yoluyla verilir.
Pediyatrik popülasyon:
Bebeklerde ve 15 yaşından küçük çocuklarda FUROMİD sadece istisnai olarak hayatı tehdit edici durumlarda parenteral yolla kullanılmalıdır. Parenteral uygulama için ortalama günlük doz 0,5 mg/kg vücut ağırlığıdır. İstisnai olarak furosemid 1 mg/kg vücut ağırlığına kadar intravenöz olarak uygulanabilir.
Geriyatrik popülasyon:
Demansı olan yaşlı hastalarda doz ayarı dikkatli yapılmalıdır.
4.3Kontrendikasyonlar
FUROMİD aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
•Furosemide ya da FUROMİD’in herhangi bir yardımcı maddesine aşırı duyarlılığı olan hastalarda (bkz. Bölüm 6.1). Sulfonamidlere (örn. sulfonamid antibiyotikler veya sulfonilüreler) alerjik olan hastalar furosemide çapraz duyarlılık gösterebilir.
•Hipovolemi veya dehidratasyonu olan hastalarda.
•Furosemide yanıt vermeyen anürik böbrek yetmezliği olan hastalarda.
•Nefrotoksik veya hepatotoksik ajanlarla zehirlenme sonucu gelişen böbrek yetmezliği olan hastalarda.
•Hepatik koma ile ilişkili böbrek yetmezliği olan hastalarda.
•Şiddetli hipopotasemisi olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.8).
•Şiddetli hiponatremisi olan hastalarda.
•Hepatik ensefalopatiyle bağıntılı pre-komatöz ve komatöz durumları olan hastalarda. •Emziren kadınlarda.
Gebelik sırasında kullanım için, bkz. bölüm 4.6
4.4Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İdrar çıkışından emin olunmalıdır. Kısmi idrar çıkışı obstrüksiyonu olan hastalar (örn. mesane boşalma bozukluğu, prostat hiperplazisi veya üretra daralması olan hastalarda) artan idrar üretimi şikayetlere neden olabilir ya da şiddetlendirebilir. Dolayısıyla bu hastalar özellikle tedavinin başlangıç evreleri sırasında dikkatli izleme gerektirir.
FUROMİD ile tedavi düzenli tıbbi gözetimi gerekli kılmaktadır. Aşağıdaki durumlarda dikkatli takip gereklidir:
•Hipotansiyonu olan hastalarda,
•Kan basıncında belirgin düşmenin özellikle risk altına sokacağı hastalarda, örn., koroner arter ya da beyni besleyen kan damarlarında belirgin stenozu olan hastalar,
•Latent veya manifest diabetes mellitusu olan hastalarda (kan şekeri seviyesi düzenli olarak takip edilmelidir)
•Gut ve hiperürisemi hastalarında (serum ürik asit düzeyi düzenli takip edilmelidir), •Miksiyon bozukluğu (örn. prostat hipertrofisi, hidronefroz, üreter stenozu) olan hastalarda, •Hepatorenal sendromu, yani, şiddetli karaciğer hastalığıyla bağıntılı fonksiyonel böbrek yetmezliği olan hastalarda (örn. Karaciğer sirozu),
•Hipoproteinemisi olan hastalarda (ör. nefrotik sendromla bağıntılı olarak (furosemidin etkisi zayıflayabilir ve ototoksisitesi artabilir), dikkatli doz titrasyonu gerekir.
•Prematüre bebeklerde (olası nefrokalsinozis/nefrolitiazis gelişimi; böbrek fonksiyonları takip edilmeli, ultrasonografı uygulanmalıdır.
•Lityum tuzları ile eş zamanlı kullanımında (lityum seviyeleri takip edilmelidir, bkz. bölüm 4.5),
•Akut porfiri durumunda (diüretiklerin akut porfiri durumunda kullanımının güvenli olmadığı düşünülmektedir ve böyle bir durumda dikkatli olunmalıdır).
Solunum güçlüğü sendromu olan prematüre bebeklerde, yaşamlarının ilk haftalarında FUROMİD ile diüretik tedavi, patent duktus arteriyozus riskini arttırabilir.
Özellikle yaşlılar, hipotansiyona neden olabilen başka ilaçlar kullanan ve hipotansiyon açısından risk taşıyan tıbbi durumları olan hastalar başta olmak üzere, FUROMİD ile tedavi edilen hastalarda baş dönmesi, bayılma veya bilinç kaybına sebep olan semptomatik hipotansiyon gelişebilir.
Miksiyon bozuklukları olan hastalarda (örn., prostat hiperplazisi olan hastalar) FUROMİD tedavisi, sadece serbest idrar akışı sağlanabilmişse kullanılmalıdır. Çünkü ürenin ani olarak yüksek miktarlarda atılımı, mesanenin aşırı genişlemesi ile beraber üre tutulumuna neden olabilir.
FUROMİD, sodyum ve klorürün atılımında artışa ve dolayısıyla su atılımında artışa neden olur. Diğer elektrolitlerin (özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyumun) atılımında da artış söz konusudur. FUROMİD tedavisi sırasında, artan elektrolit atılımına bağlı olarak vücut sıvı dengesinde bozukluklar ve elektrolit imbalansı sıkça gözlendiğinden, serum elektrolitlerinin düzenli olarak takip edilmesi gerekir.
Bilhassa uzun süreli FUROMİD tedavisi sırasında, serum elektrolitleri (özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum), bikarbonat, kreatinin, üre ve ürik asit ve aynı zamanda kan şekeri düzenli olarak takip edilmelidir.
Elektrolit bozuklukları gelişme riski yüksek olan hastalarda veya ciddi sıvı kaybı durumlarında (örn., kusma, diyare veya aşırı terlemeye bağlı) özellikle yakın takip gereklidir. Belirgin elektrolit bozuklukları ve asit-baz dengesinde bozulmanın yanı sıra hipovolemi ve dehidratasyon da düzeltilmelidir. Bu, FUROMİD tedavisinin geçici olarak durdurulmasını gerektirebilir.
Elektrolit bozukluklarının olası gelişimi altta yatan hastalıklardan (örn. karaciğer sirozu, kalp yetmezliği), eş zamanlı ilaç kullanımından (bkz. Bölüm 4.5) ve diyetten etkilenmektedir. Artan idrar atılımının neden olduğu kilo kaybı, idrar atılımının miktarından bağımsız olarak, 1 kg/günü geçmemelidir.
Nefrotik sendromda yan etkilerin görülme riskinde artış olabileceğinden, doz dikkatle belirlenmelidir.
NSAİİ’ler FUROMİD’in ve diğer diüretiklerin diüretik etkisini azaltabilir. NSAİİ’lerin diüretikler ile birlikte kullanılması nefrotoksisite riskini arttırabilir.
Sorbitol ve FUROMİD’in eş zamanlı uygulanması dehidratasyonda artışa neden olabilir. Sorbitol diyareyi tetikleyerek daha fazla sıvı kaybına neden olabilir.
FUROMİD ile tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu vakaları bildirilmiştir. Tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu gelişirse tedavinin durdurulması önerilir. Yeniden uygulama gerekli görülürse, güneşe veya yapay UVA ışığına maruz olan bölgelerin korunması önerilir.
Risperidon ile birlikte kullanım:
Demansı olan yaşlı hastalarda yapılan risperidon plasebo-kontrollü çalışmalarda, sadece furosemid ile tedavi edilen hastalar (67-90 yaşları arası, ortalama 80 yaş; %4,1) veya sadece risperidon ile tedavi edilen hastalara (70-96 yaşları arası, ortalama 84 yaş; %3,1) kıyasla, furosemid ve risperidon ile tedavi edilen hastalardaki (75-97 yaşları arası, ortalama 89 yaş; %7,3) mortalite insidansında artış gözlenmiştir. Diğer diüretikler (özellikle düşük dozlardaki tiyazid diüretikleri) ile birlikte risperidon kullanımı benzer bulgular ile ilişkili değildir.
Bu bulguyu açıklayan hiç bir patolojik mekanizma ve ölüme sebep olan tutarlı bir sebep bulunmamaktadır. Bununla birlikte, gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veya diğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yararı, kullanıma karar verileceği zaman öncelikli olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Risperidon ile diğer diüretiklerin birlikte kullanımı sonucu hastalardaki mortalite insidansında hiçbir artış görülmemiştir. Tedaviye bakılmaksızın, dehidratasyon mortalite için yüksek bir risk faktörüdür ve bu yüzden demansı olan yaşlı hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Sistemik lupus eritematozusun aktivasyonu veya alevlenmesi olasılığı bulunmaktadır.
FUROMİD kullanımı doping testlerinden pozitif yanıt verebilir. Ayrıca, FUROMİD’in doping ajanı olarak kötüye kullanılması sağlık için tehlike oluşturabilir.
Anafilaktik şok durumunda genellikle aşağıdaki acil önlemlerin alınması önerilir:
Terleme, bulantı, siyanoz gibi ilk belirtiler ortaya çıktığında enjeksiyona derhal son verilir. İğne vende bırakılır veya damar yolunun açık tutulması için vene uygun bir kanül yerleştirilir. Mutad olarak alınan diğer önlemlerle birlikte hasta başı aşağıya gelecek şekilde yatırılır ve solunum yolları açık tutulur.
Derhal uygulanması gereken ilaçlar:
i.v. yoldan derhal epinefrin (adrenalin) uygulanır:
Piyasada mevcut 1/1000 lik bir epinefrin çözeltisinin 1 ml’si 10 ml’ye seyreltilir ve bunun 1ml’si (0,1 mg epinefrin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek yavaş bir şekilde enjekte edilir (ritm bozukluklarına dikkat!). Epinefrin enjeksiyonları gerekirse tekrarlanabilir (kullanma talimatına bakınız).
Daha sonra i.v. yoldan glukokortikoidler, mesela 250-1000 mg metilprednizolon-21 – hidrojen süksinat uygulanır. Gerekirse glukokortikoid dozları tekrarlanır (bu tür ilaçların Kısa Ürün Bilgisi’ne bakınız).
Bunu takiben i.v. yoldan plazma ekspander, Human albumin, tam elektrolit çözeltisi gibi solüsyonlar kullanılarak volüm sübstitüsyonu yapılır.
Diğer tedavi önlemleri:
Yapay solunum, oksijen inhalasyonu, kalsiyum ve antihistaminiklerin uygulanmasıdır. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda), FUROMİD ile tedavisi sırasında kötüleşebilir.
Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.
4.5Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Besinler:
Besinlerle birlikte alındığında FUROMİD’in emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır. Oral FUROMİD formülasyonlarının aç karnına alınması önerilmektedir.
Önerilmeyen birlikte kullanımlar:
İzole olgularda, kloral hidrat aldıktan sonra 24 saat içinde intravenöz FUROMİD uygulaması yüz kızarması, terleme atakları, huzursuzluk, bulantı, kan basıncında artış ve taşikardiye yol açabilir. Bu nedenle, FUROMİD’in kloral hidratla birlikte kullanılması önerilmemektedir.
FUROMİD ile aynı anda kullanılmaları durumunda, aminoglikozidler (örn. kanamisin, gentamisin, tobramisin) ve diğer ototoksik ilaçların ototoksisitesini arttırabilir. Bu durum geri dönüşsüz hasara yol açabileceğinden, bu ilaçlar ancak zorlayıcı tıbbi nedenler varsa FUROMİD ile birlikte kullanılmalıdır.
Kullanım için önlemler:
Sisplatin ve FUROMİD’in eş zamanlı verilmesi halinde ototoksik etki riski bulunmaktadır. Ayrıca, sisplatin tedavisi sırasında zorlu diürez sağlamak amacıyla kullanıldığında, FUROMİD’n düşük dozlarda (örn., normal böbrek fonksiyonu olan hastalarda 40 mg) ve pozitif sıvı dengesiyle verilmemesi halinde sisplatinin nefrotoksisitesi artabilir.
Oral FUROMİD ve sukralfat en az 2 saat arayla kullanılmalıdır, zira sukralfat FUROMİD’in bağırsaktan emilimini ve dolayısıyla etkisini azaltır.
FUROMİD lityum tuzlarının atılımını azaltır ve serum lityum düzeylerinde artışa neden olabilir ve bu da lityumun kardiyotoksik ve nörotoksik etkilerinde artış riski dahil olmak üzere
lityum toksisitesi riskinde artışla sonuçlanabilir. Bu nedenle, bu kombinasyonu alan hastalarda lityum düzeylerinin dikkatle izlenmesi önerilmektedir.
Eğer diğer antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeli olan ilaçlar furosemid ile aynı anda kullanılıyorsa, kan basıncında belirgin bir düşüş beklenmelidir. Özellikle bir anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ACE inhibitörü) ya da anjiotensin II reseptör antagonisti ilk kez verildiğinde ya da artırılmış bir dozda ilk kez olarak verildiğinde, kan basıncında şiddetli düşüş ve hatta şok ve böbrek fonksiyonunda kötüleşme (izole vakalarda akut böbrek yetmezliği) gözlenmiştir. Bir ACE inhibitörü veya anjiotensin II reseptör antagonisti ile tedaviye başlamadan ya da dozunu arttırmadan önce FUROMİD uygulamasına geçici olarak ara verilmesi ya da en azından FUROMİD dozunun üç gün süreyle azaltılması düşünülmelidir.
Risperidon: Gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veya diğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yararı, kullanıma karar verileceği zaman öncelikli olarak göz önünde bulundurulmalıdır, (bkz. Bölüm 4.4; furosemid ile kombine risperidon kullanan, demansı olan yaşlı hastalarda mortalite artışı ile ilgili uyarılar)
Levotiroksin: Yüksek dozlardaki furosemid, tiroid hormonlarının taşıyıcı proteinlere bağlanmasını engelleyebilir ve dolayısıyla serbest tiroid hormonlarında başlangıç olarak bir geçici artışa ve bunu takiben toplam tiroid hormon seviyelerinde bir genel düşüşe neden olur. Tiroid hormonu seviyeleri takip edilmelidir.
Dikkate alınması gereken noktalar:
Asetilsalisilik asit dahil olmak üzere, non-steroid antiinflamatuvar ilaçların birlikte uygulanması FUROMİD’in etkisini azaltabilir. Dehidratasyon veya hipovolemisi olan hastalarda, non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar akut böbrek yetmezliğine neden olabilir. Salisilatlarla aynı zamanda FUROMİD kullanılırsa, salisilatların yüksek dozlarda toksisitesi artabilir.
Fenitoinin birlikte uygulanmasını takiben FUROMİD’in etkisinde zayıflama görülebilir.
FUROMİD ile glukokortikoidler, karbenoksolon veya laksatiflerin eş zamanlı kullanımı hipokalemi gelişme riski ile beraber potasyum deplesyonunda artışa neden olabilir. Bu açıdan, büyük miktarlarda meyan kökü karbenoksolon gibi davranabilir.
Kardiyak glikozidler ile eş zamanlı verildiğinde FUROMİD tedavisi sırasında hipokalemi ve/veya hipomagnezemi gelişmesi durumunda, kardiyak glikozitlere karşı miyokard hassasiyetinin artacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Elektrolit bozukluklarının varlığında, FUROMİD ve QT aralığı uzama sendromuna yol açan ilaçlar (örn. terfenadin, bazı sınıf I ve sınıf III antiaritmik ajanlar) eş zamanlı kullanılırsa, ventriküler aritmi (torsades de pointes dahil) riski daha yüksek olacaktır.
Antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeli olan diğer ilaçların FUROMİD ile birlikte verilmesi halinde, kan basıncında daha belirgin bir düşüş beklenmelidir.
Probenesid ve metotreksat gibi, anlamlı renal tübüler sekresyona uğrayan diğer ilaçlar FUROMİD’in etkisini azaltabilir.
Öte yandan, FUROMİD bu ilaçların böbrek yoluyla atılımını azaltabilir. Yüksek dozla tedavi (özellikle de, hem FUROMİD hem diğer ilaçların yüksek dozu) söz konusu olduğunda bu durum, ilaçların serum düzeylerinde artışa ve FUROMİD’e veya birlikte kullanılan ilaca bağlı advers etki riskinde bir artışa yol açabilir.
FUROMİD ile birlikte kullanıldıklarında antidiyabetik ilaçların ve kan basıncını artıran sempatomimetiklerin (örn., epinefrin, norepinefrin) etkileri azalabilir.
Kürar-tipi kas gevşeticilerinin veya teofilinin etkileri FUROMİD ile artabilir.
FUROMİD ile birlikte kullanıldıklarında nefrotoksik ilaçların (örn. aminoglikozidler, sefalosporinler, polimiksinler gibi antibiyotikler) böbrek üzerindeki zararlı etkileri artabilir.
Belli sefalosporinlerin yüksek dozları ve FUROMİD ile eş zamanlı tedavi gören hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu gelişebilir.
Siklosporin A ve FUROMİD’in eş zamanlı kullanımı, FUROMİD’in yol açtığı hiperürisemiye ve siklosporinin renal ürat atılımını bozmasına sekonder olarak gut artriti riskinde artışla bağıntılıdır.
FUROMİD ile tedavi edilen, radyokontrast nefropatisi açısından yüksek risk altındaki hastaların radyokontrast aldıktan sonra böbrek fonksiyonunda bozulma insidansı, radyokontrast almadan önce yalnızca intravenöz hidrasyon alan yüksek riskli hastalara kıyasla daha yüksek bulunmuştur.
Karbamazepin veya aminoglutetimidin FUROMİD ile eş zamanlı kullanımı hiponatremi riskini arttırabilir.
FUROMİD ve tiyazidlerin etkileşimi sonucu diürezde sinerjetik etki oluşur.
Metformin kan seviyeleri FUROMİD ile artış gösterebilir. Buna karşılık, metformin FUROMİD konsantrasyonunu düşürebilir. Bu risk, fonksiyonel böbrek yetmezliği durumunda laktik asidoz oluşumunda artış ile ilişkilidir.
Aynı zamanda kullanılmaları durumunda (özellikle hipoalbuminemide), FUROMİD ve fibrik asit türevlerinin (örn., klofibrat ve fenofibrat) kandaki seviyeleri yükselebilir. Bu durumun etkisinin/toksisitesinin artışı takip edilmelidir.
4.6Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kullanımına ilişkin veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Furosemidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin olduğunu göstermiştir(bkz. bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Furosemid plasentayı geçtiğinden, gebelik esnasında beklenen yararın olası risklere karşı çok dikkatlice değerlendirmesinden sonra ve yalnızca kısa dönemler için kullanılmalıdır.
Diüretikler plasentanın perfüzyonunu ve dolayısıyla intrauterin büyümeyi bozdukları için, gebelikte hipertansiyon ve ödemin rutin tedavisi için uygun değildir.
Ancak maternal kalp yetmezliği veya renal yetmezlik için FUROMİD kullanılması gerekliyse, elektrolitler ve hematoktrit ve aynı zamanda fetüsün gelişimi doğru bir şekilde takip edilmelidir. Hiperbilirubinemi durumunda furosemid ile ilişkili olarak bilirubinin albuminden ayrılması sonucu kernikterus riskinde artış görülmüştür.
Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.
Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve nefrokalsinoz gözlenmiştir.
Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7-11 ve 14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrek matürasyonunda gecikme – diferansiyel glomerül sayısında azalma – tarif edilmiştir.
Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında maternal serum konsantrasyonlarının %100’üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid ile ilişkili olabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüs üzerinde olası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterli deneyim bulunmamaktadır.
Laktasyon dönemi
Furosemid anne sütüne geçer ve laktasyonu inhibe edebilir.Anne sütüyle alınan furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
FUROMİD ile tedavi edilen kadınlar bebeklerini emzirmemelidir.Eğer gerekliyse, emzirmeyi durdurmalıdırlar (bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/Fertilite
Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.
4.7Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Doğru bir şekilde kullanıldığı zaman bile bu tıbbi ürün, araç ve makine kullanımı veya bir koruma olmaksızın çalışabilme becerisini bozacak kadar hareketleri etkileyebilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcında, dozun arttırılmasında veya başka bir preparata geçerken ya da ilacı alkol ile birlikte alırken geçerlidir.
Bazı advers etkiler (örn. kan basıncında istenmeyen ölçüde belirgin bir düşüş) hastanın konsantre olma ve tepki verme yeteneğini bozabilir ve dolayısıyla bu yeteneklerin özellikle önemli olduğu durumlarda (örn., bir araç veya makine kullanma) risk oluşturabilir.
4.8İstenmeyen etkiler
Sıklıklar, furosemidin çeşitli dozlarda ve endikasyonda verildiği toplam 1387 hasta üzerinde gerçekleştirilen çalışmaları referans alan literatür verisine dayanmaktadır. Aynı istenmeyen etki için farklı bir sıklık kategorisi elde edilmesi durumunda, sıklığı en yüksek olan kategori seçilmiştir.
Uygulanabilir olduğunda, aşağıdaki sıklık aralığı kullanılır.
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100, < 1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000, < 1/100); seyrek (≥1/10.000, < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Hemokonsantrasyon (diürez aşırı ise)
Yaygın olmayan: Trombositopeni
Seyrek: Lökopeni, eozinofili
Çok seyrek: Agranülositoz, aplastik anemi veya hemolitik anemi(Agranülositoz belirtileri titreme ile birlikte ateş, mukozal değişiklikler ve boğaz ağrısı olabilir).
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Mukokütanöz reaksiyonlar (Deri ve deri altı doku hastalıklarına bakınız) Seyrek: Şiddetli anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar (örn. şokla birlikte) (tedavisi için bkz. Bölüm 4.9)
Şokun ilk belirtileri kızarma, ürtiker gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı ve siyanozu içerir.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Elektrolit bozuklukları (semptomatik olanlar dahil), özellikle yaşlı hastalarda hipovolemi ve dehidratasyon, kan kreatininde artış, serum trigliserid düzeylerinde artış Yaygın: Hiponatremi, hipokloremi (özellikle sodyum klorür alımı kısıtlıysa) hipokalemi (özellikle potasyum alımı eş zamanlı olarak azaldığında ve/veya potasyum kaybı artmış hastalarda (örn. kusma veya kronik diyare ile)) ve kan kolesterolünde artış, serum ürik asit artışı ve gut atakları
Yaygın olmayan: Glukoz toleransında azalma ve hiperglisemi. Diabetes mellitus hastalarında bu durum metabolik kontrolün bozulmasına yol açabilir; latent diabetes mellitus manifest olabilir.
Bilinmiyor: Hipokalsemi, hipomagnezemi, kanda üre artışı, metabolik alkaloz, kötüye kullanım ve/veya uzun süreli kullanım çerçevesinde Pseudo-Bartter sendromu.
Hiponatreminin yaygın olarak gözlenen semptomları apati, baldırda kramplar, anoreksi, asteni, sersemlik, kusma ve konfüzyondur.
Hipokalemi, nöromüsküler (kas güçsüzlüğü, parestezi, parezi), intestinal (kusma, konstipasyon, meteorizm), renal (poliüri, polidipsi) ve kardiyak (impuls oluşumu ve iletim bozuklukları) semptomlar halinde kendini gösterebilir. Ciddi potasyum kayıpları paralitik bağırsak tıkanıklığı, bilinç bozukluğu ve hatta komaya neden olabilir.
Hipokalsemi nadir vakalarda tetaniyi tetikleyebilir.
Hipomagnezemi sonucu, nadir vakalarda tetani veya kardiyak aritmi oluşumu gözlenmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Hepatoselüler yetersizliği olan hastalarda hepatik ensefalopati Seyrek: Parestezi, vertigo, uyuklama, konfüzyon, kafada basınç hissi Bilinmiyor: Baş dönmesi, bayılma ve bilinç kaybı, baş ağrısı
Göz hastalıkları
Seyrek: Miyopun ilerlemesi, bulanık görme, hipovolemi belirtileri ile beraber görme bozuklukları
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Özellikle de böbrek yetmezliği, hipoproteinemi (örn., nefrotik sendromda) olan hastalarda ve/veya intravenöz furosemid çok hızlı verildiğinde, çoğunlukla geçici olmakla birlikte işitme bozuklukları. Furosemidin oral veya intravenöz uygulaması sonrasında, bazen geri dönüşümsüz olabilen sağırlık olguları bildirilmiştir.Seyrek: Tinnitus
Vasküler hastalıklar
Çok yaygın (intravenöz uygulama için): Ortostatik hipotansiyonu içeren hipotansiyon Seyrek: Vaskülit
Bilinmiyor: Tromboz (özellikle yaşlı hastalarda)
Diürezin çok yoğun olması durumunda, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda olmak üzere, dolaşım şikayetleri (dolaşım kollapsı dahil) oluşabilir. Bu şikayetler çoğunlukla baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozuklukları, ağız kuruluğu ve susuzluk, hipotansiyon ve ortostatik disregülasyon olarak kendini gösterir.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Bulantı
Seyrek: Kusma, diyare
Çok seyrek: Akut pankreatit
Hepatobiliyer hastalıklar
Çok seyrek: İntrahepatik kolestaz, kolestatik sarılık, hepatik iskemi, hepatik transaminazlarda artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Kaşıntı, ürtiker, döküntü, büllöz dermatit, eritema multiforme, pemfigoid, eksfolyatif dermatit, purpura, fotosensitivite reaksiyonu
Seyrek: Lupus eritamatöz atağı veya aktivasyonu
Bilinmiyor: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, AJEP (akut jeneralize ekzantem püstülöz ) ve DRESS (eozinofili ve sistemik semptomlar ile birlikte ilaç döküntüsü)
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Seyrek: Bacak kası krampları, asteni, kronik artrit
Bilinmiyor: Çoğu zaman ciddi hipokalemi şeklinde olmak üzere rabdomiyoliz vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3).
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok yaygın: Kan kreatininde artış
Yaygın: İdrar miktarında artış
Seyrek: Tübülointerstisyel nefrit
Bilinmiyor: İdrarda sodyum artışı, idrarda klorür artışı, kanda üre artışı, üriner obstrüksiyon belirtileri (örn. prostatik hipertrofi, hidronefroz, üreterik stenoz hastalarında) ve hatta ikincil komplikasyonlarla beraber idrar retansiyonu (bkz. Bölüm 4.4), prematüre bebeklerde nefrokalsinozis ve/veya nefrolitiyazis, böbrek yetmezliği
Konjenital ve kalıtımsal/genetik hastalıklar
Bilinmiyor: Furosemidin prematüre bebeklere yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde, patent duktus arteriyozusun devam etme riskinde artış
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Seyrek: Ateş
Bilinmiyor: İntramüsküler enjeksiyonu takiben ağrı gibi lokal reaksiyonlar
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 314 0008; faks: 03122183599)
4.9Doz aşımı ve tedavisi
Belirtiler:
Akut veya kronik doz aşımında klinik tablo esas olarak elektrolit ve sıvı kaybının derecesine ve sonuçlarına bağlı olarak değişir. Doz aşımı, hipotansiyon, ortostatik disregülasyon, elektrolit bozuklukları (hipokalemi, hiponatremi, hipokloremi) veya alkoloza neden olabilir. Daha ciddi sıvı kaybı durumunda, belirgin hipovolemi, dehidratasyon, dolaşım kollapsı ve tromboz gelişme eğilimi gösteren hemokonsantrasyon gelişebilir. Hızlı su ve elektrolit kayıplarında deliryum gözlenebilir. Nadir vakalarda anafilaktik şok (semptomları; terleme, bulantı, siyanoz, kan basında ciddi düşüş, bilinç bulanıklığı ve hatta koma) görülebilir.
Tedavi
Elektrolit ve sıvı dengesinde klinik açıdan anlamlı bozukluklar düzeltilmelidir. Bu bozukluklardan kaynaklanan ciddi komplikasyonların ve vücut üzerindeki diğer etkilerin önlenmesi ve tedavisiyle birlikte, bu düzeltici girişim genel ve spesifik yoğun tıbbi izleme ve terapötik önlemleri gerekli kılabilir. Hemodiyaliz furosemid eliminasyonunu hızlandırmaz.
Doz aşımında veya hipovolemi belirtileri durumunda (hipotansiyon, ortostatik disregülasyon) FUROMİD tedavisi derhal durdurulmalıdır.
Yaşamsal bulguların takibine ilave olarak, su ve elektrolit dengesi, asit-baz eşitliği, kan şekeri ve idrardaki nitrojen içeren bileşikler için yinelenen kontroller yapılmalı ve gerektiğinde deviasyonlar düzeltilmelidir.
Miksiyon bozuklukları olan hastalarda (örn. prostat hiperplazisi olan hastalar) serbest idrar akışı sağlanmalıdır çünkü idrarın ani olarak yüksek miktarlarda akışı mesanenin aşırı gerilmesi ile beraber üriner retansiyona neden olabilir.
Hipovolemi tedavisi; volüm replasmanı
Hipokalemi tedavisi; potasyum replasmanı
Dolaşım kollapsı tedavisi; Bacaklar havaya gelecek şekilde supin pozisyonu, eğer gerekliyse şok tedavisi
Anafilaktik şok durumunda alınacak acil önlemler:
İlk belirtiler ortaya çıktığında (örn. kızarma, ürtiker gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı, siyanoz) aşağıdakiler uygulanmalıdır:
•Enjeksiyon/infüzyon durdurulur, damar yolu açık tutulur.
•Genel acil durum önlemlerinin yanı sıra, hasta bacaklar yukarıda olacak şekilde sırtüstü pozisyonda yatırılır, solunum yolları açık tutulur ve oksijen verilir.
•Eğer gerekli ise acil yoğun bakım önlemleri uygulanır (adrenalin (epinefrin), volüm replasman sıvıları, glukokortikoidler dahil).
1/1000’lik bir adrenalin çözeltisinin 1 ml’si 10 ml’ye seyreltilir ve bu çözeltinin 1 ml’si (0,1 mg adrenalin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek ve olası aritmi durumu takip edilerek yavaş bir şekilde enjekte edilir. Adrenalin uygulaması gerekirse tekrarlanabilir.
Daha sonra intravenöz yolla bir glukokortikoid (örn. 250 mg metilprednisolon) uygulanır. Gerekirse glukokortikoid dozları tekrarlanır.
Çocuklarda, yukarıda belirtilen dozlar vücut ağırlığına göre ayarlanır.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Yüksek tavanlı diüretikler, Sülfonamidler (yalın) ATC kodu:C03CA01
Etki mekanizması:
Furosemid, nispeten güçlü ve kısa ömürlü hızlı başlangıçlı diürez sağlayan bir kıvrım diüretiktir. Furosemid, henle kıvrımının kalın çıkan kolunun luminal hücre membranında yer alan transport sistemini bloke eder; dolayısıyla, furosemidin salüretik etkisinin etkililiği, ilacın bir anyon transport mekanizması yoluyla tübüler lümene ulaşmasına bağlıdır.
Diüretik etki, henle kıvrımının bu kesiminde sodyum klorür reabsorbsiyonunun inhibisyonundan kaynaklanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, fonksiyonel sodyum atılımı glomerüler sodyum filtrasyonunun %35’ine varabilir. Artmış sodyum atılımı sonucu ozmotik su tutulumunun ikincil etkileri, idrar atılımında artış ve distal tübüler potasyum sekresyonunda artıştır. Kalsiyum ve magnezyum iyonlarının atılımı da artar.
Furosemid, makula densa’da tübülo-glomerüler feed-back mekanizmasını kesintiye uğratır ve bunun sonucu da, salüretik aktivitede hiçbir azalma olmamasıdır. Furosemid renin-anjiotensin-aldosteron sisteminin doza bağlı stimülasyonuna neden olur.
Kalp yetmezliğinde, furosemid, venöz kapasitans damarları gevşeterek kardiyak preload’ da akut bir azalmaya neden olur. Bu erken vasküler etkinin prostaglandin aracılığıyla oluştuğu ve
renin-anjiotensin-aldosteron sistemi ve bozulmamış prostaglandin sentezinin aktivasyonu ile yeterli böbrek fonksiyonunu gerekli kıldığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, natriüretik etkisinden dolayı, furosemid hipertansif hastalarda katekolaminlere karşı artmış vasküler reaktiviteyi düşürmektedir.
Furosemidin antihipertansif etkisi sodyum atılımında artışa, kan hacminde azalmaya ve vasküler düz kasın vazokonstriktör uyaranlara duyarlılığında azalmaya bağlanabilir.
Farmakodinamik özellikler:
Furosemidin diüretik etkisi, intravenöz dozdan sonra 15 dakika içinde ve oral dozdan sonra 1 saat içinde görülür.
10 mg ila 100 mg dozlarda furosemid alan sağlıklı bireylerde diürez ve natriürezde doza bağlı bir artış olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı kişilerde etki süresi, 20 mg intravenöz furosemid dozundan sonra yaklaşık 3 saat ve 40 mg oral dozdan sonra 3-6 saattir.
Hastalarda, bağlanmamış (serbest) furosemidin intratübüler konsantrasyonları (idrarda furosemid atılım hızı kullanılarak tahmin edilir) ile natriüretik etkisi arasındaki ilişki bir sigmoid eğri biçiminde olup, furosemidin minimal etkili atılım hızı yaklaşık 10 mikrogram/dakikadır. Bu nedenle, furosemidin devamlı infüzyonu tekrarlanan bolus enjeksiyonlarından daha etkilidir. Bunun yanı sıra, ilacın belirli bir bolus dozunun üzerinde, etkide anlamlı bir artış söz konusu değildir. İlacın tübüler sekresyonu ya da intra-tübüler albümin bağlanmasının düşmesi halinde furosemidin etkisi azalır.
5.2Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
Furosemid gastrointestinal yoldan hızla emilir. İlacın emilimi geniş bireyler arası ve birey içi değişkenlik gösterir. Sağlıklı gönüllülerde furosemidin biyoyararlanımı, tabletler için yaklaşık %50 – %70 ve oral çözelti için %80’dir. Hastalarda, ilacın biyoyararlanımı altta yatan hastalıklar dahil çeşitli faktörlerden etkilenir ve %30’a kadar düşebilir (örn., Nefrotik sendromda).
Besinlerle birlikte alındığında furosemidin emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır.
Dağılım:
Furosemidin dağılım hacmi kg vücut ağırlığı başına 0,1 – 0,2 litredir. Dağılım hacmi altta yatan hastalığa bağlı olarak daha yüksek olabilir.
Furosemid plazma proteinine, esas olarak albümine güçlü (%98 üzerinde) bağlanır.
Biyotransformasyon:
İdrarda geri alınan maddelerin %10 ila %20′ si furosemidin bir glukuronit metabolitinden oluşmaktadır.
Eliminasyon:
Furosemidin eliminasyonu büyük ölçüde değişmemiş ilaç olarak, esas olarak proksimal tübüle sekresyon yoluyla gerçekleşir. İntravenöz uygulamadan sonra furosemid dozunun %60 ila %70’i bu yolla atılır. Kalan doz, muhtemelen safra sekresyonunu takiben feçes yoluyla atılır.
Normal renal fonksiyonda furosemidin eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 1 saattir; terminal renal yetmezlikte ise 24 saate kadar uzayabilir.
Furosemid anne sütünde atılır. Furosemid plasental bariyeri geçer ve fetüse yavaş yavaş taşınır. Fetüs veya yeni doğan bebekte anne ile aynı konsantrasyonda bulunur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliğinde, furosemidin eliminasyonu yavaşlar ve yarılanma ömrü uzar; şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda terminal yarılanma ömrü 24 saate varabilir.
Nefrotik sendromda azalmış plazma protein konsantrasyonu daha yüksek bağlanmamış (serbest) furosemid konsantrasyonuna yol açar. Öte yandan, intratübüler albümine bağlanma ve düşmüş tübüler sekresyondan dolayı bu hastalarda furosemidin etkinliği azalır.
Furosemid hemodiyaliz, periton diyalizi ve CAPD uygulanan hastalarında düşük düzeyde diyalize olur.
Karaciğer yetmezliğinde, esas olarak daha geniş bir dağılım hacminden dolayı furosemidin yarılanma ömrü %30-%90 oranında artar. Ayrıca, bu hasta grubunda tüm farmakokinetik parametrelerde geniş bir değişiklik vardır.
Diğer:
Konjestif kalp yetmezliği, şiddetli hipertansiyon ve geriyatrik popülasyon:
Konjestif kalp yetmezliği, şiddetli hipertansiyonu olan hastalarda ya da yaşlılarda, böbrek fonksiyonunda azalmadan dolayı furosemid eliminasyonu yavaşlar.
Prematüre ve miadında doğan bebekler:
Böbreğin matürite durumuna bağlı olarak, furosemidin eliminasyonu yavaşlayabilir. Eğer bebeğin glukuronizasyon kapasitesi bozuksa, ilacın metabolizması da yavaşlar. Konsepsiyon sonrası yaşı 33 haftanın üzerinde olan bebeklerde terminal yarılanma ömrü 12 saatin altındadır. İki aylık ve daha büyük bebeklerde, terminal klirens erişkinlerdeki ile aynıdır.
5.3Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite:
Çeşitli kemirgen türleri ve köpeklerde oral ve intravenöz furosemid uygulamasıyla yapılan araştırmalar düşük oranda akut toksisite ortaya koymuştur. Furosemidin LD50’si fare ve sıçanlarda 1050 – 4600 mg/kg vücut ağırlığı arasında ve kobaylarda 243 mg/kg vücut ağırlığıdır. Köpeklerde, oral LD50 yaklaşık 2000 mg/kg vücut ağırlığıdır ve i.v. LD50 400 mg/kg vücut ağırlığından fazladır.
Kronik toksisite:
Sıçan ve köpeklerde 6 ve 12 aylık uygulamadan sonra, en yüksek dozaj gruplarında (insanlardaki terapötik dozun 10 -20 katı) renal değişiklikler (fokal fibroz, kalsifikasyon dahil) görülmüştür.
Ototoksisite:
Furosemid, iç kulağın stria vaskülarisinde transport süreçlerini engelleyebilir ve muhtemelen (genellikle geri dönüşlü olan) işitme bozukluğuna yol açar.
Karsinojenite:
Furosemid dişi fare ve sıçanlara yaklaşık 2 yıl süreyle diyetleri içinde günde yaklaşık 200
meme
adenokarsinomu insidansında bir artış gözlenmiş, ancak sıçanlarda gözlenmemiştir. Bu doz insanlarda uygulanan terapötik dozdan dikkate değer ölçüde daha yüksektir. Bunun yanı sıra, bu tümörler kontrol hayvanlarının %2 ila %8’inde gözlenen spontan olarak oluşan tümörlerle morfolojik olarak tamamen aynıdır.
olası
görülmemektedir. Nitekim furosemid kullanımını takiben insan meme adenokarsinomu insidansmda artış olduğuna ilişkin hiçbir bulgu yoktur. Epidemiyolojik araştırmalara dayanarak, insanlarda furosemid için bir karsinojeniklik sınıflandırması mümkün değildir.
Bir karsinojeniklik araştırmasında, sıçanlara günde 15 ve 30 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda furosemid uygulanmıştır. 15 mg/kg doz kategorisindeki erkek sıçanlar (ancak 30 mg/kg doz kategorisindekiler değil) nadir tümörlerde marjinal bir artış göstermiştir. Bu bulguların tesadüfi olduğu kabul edilmektedir.
Sıçanlarda nitrosamin ile oluşturulan mesane karsinojenezi, furosemidin hızlandırıcı bir faktör olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sağlamamıştır.
Mutajenite:
Bakteri ve memeli hücrelerindeki in vitro testlerde, hem pozitif hem negatif sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, gen ve kromozom mutasyonları indüksiyonu yalnızca furosemidin sitotoksik konsantrasyonlara ulaştığı durumlarda gözlenmiştir.
Üreme toksisitesi:
Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.
Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7- 11 ve 14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrek matürasyonunda gecikme – diferansiyel glomerül sayısında azalma tarif edilmiştir.
Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında maternal serum konsantrasyonlarının %100’üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid etkilenimiyle bağlantılı olabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüs üzerinde olası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterli deneyim elde edilmemiştir. Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.
Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve nefrokalsinoz gözlenmiştir.
Anne sütüyle alınan furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Hidroklorik asit çözeltisi
Sodyum hidroksit
Sodyum klorür
Enjeksiyonluk su
6.2 Geçimsizlikler
Yoktur.
6.3 Raf ömrü
60 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC altındaki oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Tip I camdan (dayanma gücü yüksek borosilikat cam) yapılmış, halkalı 2 ml’lik amber renkli ampuller.
Her bir karton kutu; 5 adet 2 ml’lik ampul içermektedir.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Deva Holding A.Ş.
Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad.
No:1 34303 Küçükçekmece-İSTANBUL
Tel: 0212 692 92 92
Faks: 0212 697 00 24
E-mail: deva@devaholding.com.tr
8.RUHSAT NUMARASI(LARI)
129/12
9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 16.07.1980
Ruhsat yenileme tarihi: 30.03.2006
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ