EPANUTIN 100 MG 100 KAPSUL
KULLANMA TALİMATI
EPANUTİN® 100 mg kapsül
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: 100 mg fenitoin sodyum
•Yardımcı maddeler: Laktoz (hidrus), magnezyum stearat, titanyum dioksit (E171), jelatin, eritrosin (E127), kinolin sarısı (E104). Ürün sığır kaynaklı laktoz (hidrus) ve jelatin hammaddeleri içermektedir.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.EPANUTİN nedir ve ne için kullanılır?
2.EPANUTİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.EPANUTİN nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.EPANUTİN’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.EPANUTİN nedir ve ne için kullanılır?
•EPANUTİN, antiepileptik ilaçlar olarak adlandırılan ilaç grubundandır. Bu ilaçlar sara (epilepsi) tedavisinde kullanılır.
•EPANUTİN kapsüldür. Etkin madde olarak 100 mg fenitoin sodyum içermektedir.
EPANUTİN 100 kapsüllük alüminyum blisterler içeren ambalajlarda sunulmaktadır. •EPANUTİN, beyin ameliyatı sırasında ve sonrasında veya ciddi kafa yaralanması sonrasındaki nöbetleri kontrol etmek veya önlemek amacıyla, çeşitli sara (epileptik) rahatsızlıklarının kontrol edilmesinde kullanılabilir. EPANUTİN ayrıca yüz siniri ağrısı (trigeminal nevraljinin) ikinci basamak tedavisinde de kullanılabilir.
Size neden EPANUTİN verildiği konusunda emin değilseniz, bunu doktorunuza sormalısınız.
2.EPANUTİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
1
EPANUTİN’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
•Fenitoine veya EPANUTİN’in herhangi bir bileşenine ve diğer hidantoin kimyasal sınıfına karşı aşırı duyarlı (alerjik) iseniz.
•Sara (epilepsi) tedavisi için kullanılan diğer ilaçlara (hidantoin kimyasal sınıfındaki ilaçlar) karşı aşırı duyarlı (alerjik) iseniz
•AIDS (HIV enfeksiyonu) için bir ilaç kullanıyorsanız (örn. delavridin)
EPANUTİN’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer, aşağıdaki durumlardan herhangi birinden şikayetçi iseniz veya daha önceden böyle bir şikayetiniz oldu ise hemen doktorunuz ile konuşunuz.
•Karaciğer hastalığınız varsa,
•Böbrek hastalığınız varsa,
•Porfiri (kalıtımsal bir kan hastalığı) varsa,
•Alkol kullanıyorsanız,
•Çin veya Tayland kökenliyseniz ve testler HLA-B*1502 genetik varyantını taşıdığınızı göstermişse,
•Tayvanlı, Japon, Malezyalı veya Tayland kökenliyseniz ve testler CYP2C9*3 genetik varyantını taşıdığınızı göstermişse,
•Sarı kantaron (St. John’s Wort) içeren bitkisel ürün kullanıyorsanız,
•Ateş, deride kızarıklık, lenf bezinin şişmesi (lenfadenopati) ve diğer çoklu organ bozukluklarınız (multi organ patolojisi) varsa,
•Huzursuzluk-taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğunuz (deliryum), ruhsal bozukluğunuz (psikoz), beyinde işlev azalması, beyin ağırlığında ve hacminde azalma (serebral atrofi) ve beyin dokusunu etkileyen bozukluk (ensefalopati) meydana gelirse,
•Lenf düğümünün büyümesi (lenf düğümü hiperplazisi), lenf dokusunda tümör oluşumuna benzeyen ama iyi huylu bozukluklar (psödolenfoma), lenf dokusunun tümörü (lenfoma) ve lenf dokusunda görülen özel bir çeşit tümöral hastalık (Hodgkin hastalığı) dahil lenfadenopati (lokal veya yaygın) gelişmesi halinde,
•Eklem ağrısı (artralji), deride kızarıklık, sarılık, karaciğer büyümesi (hepatomegali), karaciğer fonksiyonlarıyla ilişkili enzimlerde (serum transaminaz) yükselme, akyuvar sayısında artış (lökositoz) ve kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış olursa,
•Kanınızdaki üre miktarı aşırı düzeydeyse (üremi),
•Siyahi veya siyah ırka mensup iseniz, ciltte kızarıklık ve ilaca bağlı karaciğer zedelenmesi (hepatoksisite) dahil aşırı duyarlılık reaksiyonu oluşursa,
•Kan şekeriniz yüksekse,
•Şeker hastası iseniz,
•Uzun süre (kronik) tedavi edilen sara hastası iseniz, Vitamin D eksikliği veya güneş ışığına maruz kalmamaya bağlı (raşitizm ve osteomalasi) kemik kırılması, kemik erimesi, kan kalsiyum düzeyinin normalin altına düşmesi (hipokalsemi) ve kan fosfat düzeyinin normalin altına düşmesi (hipofosfatemi) riskiniz yükselirse,
•Ameliyat geçirdiyseniz.
EPANUTİN kalbinizin atım hızının yavaş olması dâhil kalbinizle ilgili sorunlara yol açabilir. Eğer bu belirti ve bulgularınız varsa derhal doktorunuzu bilgilendiriniz.
2
Eğer böbrek ya da karaciğer hastalığınız varsa EPANUTİN’i dikkatli kullanmanız gerekmektedir.
EPANUTİN’in de dahil olduğu antiepileptik (sara için kullanılan ilaçlar) ilaç kullanımında intihar ile ilgili davranış ve düşüncelerde ufak bir artış meydana gelmiştir. Bu gibi bir durumda derhal doktorunuzu arayınız.
EPANUTİN kullanımı ile potansiyel hayatı tehdit edici deri döküntüleri (örn; Stevens Johnson Sendromu, toksik epidermal nekroliz) bildirilmiştir. Bunlar, kırmızımsı hedef benzeri noktalar veya genelde ortasında su dolu kabarcıkların olduğu daire şekilde benekler olarak görünür. Ek bulgular ağızda, boğazda, burunda, genital bölgede yara ve konjunktivit (kırmızı ve şişmiş gözler)’tir. Potansiyel hayatı tehdit edici bu bulgulara genellikle grip benzeri belirtiler eşlik eder. Döküntü yayılmış kabarıklıklara veya derinin soyulmasına doğru ilerleyebilir. Ciddi deri reaksiyonlarının görülme olasılığının en yüksek olduğu zaman tedavinin ilk haftasıdır. Eğer EPANUTİN kullanımı ile Stevens Johnson Sendromu ve toksik epidermal nekroliz geliştiyse hiçbir zaman tekrar EPANUTİN’e başlanmamalıdır.
Eğer sizde deri döküntüsü veya bu cilt belirtileri ortaya çıkarsa hemen doktorunuz ile konuşun. Bu ilacı kullandığınızı mutlaka doktorunuza söyleyin. EPANUTİN’in tamamen bırakılması konusunda doktorunuza danışın. Eğer ilacınızı aniden bırakırsanız nöbet geçirebilirsiniz.
Fenitoin, absans (petit mal) nöbetleri için etkili değildir.
EPANUTİN absans (kişinin boşluğa dalıp gitmiş gibi göründüğü bir bilinç kayması hali) ve miyoklonik (kısa fakat belirgin kas seğirmesi) nöbetlere zemin hazırlayabilir ya da bu nöbetleri kötüleştirebilir.
Fenitoin, şekerin, glukozun parçalanmasını etkileyebilir ve insülin hormonun salınımını engelleyebilir. Bu, kan şekerinizin yükselmesine sebep olabilir. Bu durum diyabetikseniz önemlidir.
Siyah ırktan hastalar, karaciğer problemleri, ciddi deri reaksiyonları ve alerjik reaksiyonlar açısından daha fazla risk altında olabilir.
Fenitoin ile tedavi edilen kişilerde yaşamı tehdit eden solunum güçlüğüne yol açabilecek yüz, ağız (dudak, diş eti, dil) ve boyun şişmesi vakaları bildirilmiştir. Bu belirtilere veya semptomlara sahipseniz hemen doktorunuza başvurunuz.
Eğer gebelik sırasında kullanılırsa EPANUTİN’in doğmamış çocuğa zarar verme riski vardır. Gebe kalabilecek yaşta olan kadınlar EPANUTİN tedavisi sırasında etkili gebe kalmayı önleyici yöntemler uygulamalıdırlar (bkz. Hamilelik, Emzirme).
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
EPANUTİN’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
EPANUTİN, yiyecek ve içeceklerden önce veya sonra alınabilir. Çok miktarda alkol alımı da kanınızdaki EPANUTİN düzeyini etkileyebilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
3
EPANUTİN önemli doğumsal kusurlara yol açabilir. Eğer gebeliğiniz sırasında EPANUTİN alırsanız antiepileptik ilaç almayan kadınlara oranla bebeğinizde doğumsal bir kusur olma riski 3 kat daha fazladır. Büyüme, yüz, kafatası, tırnak, parmak ve kalp anormallikleri dâhil önemli doğumsal kusurlar ve bunun yanı sıra nörolojik gelişim bozuklukları bildirilmiştir. Bunlardan bir kısmı Fetal Hidantoin Sendromu’nun bir parçası olarak birlikte oluşabilir. Eğer gebeliğiniz sırasında EPANUTİN almışsanız doğmamış bebeğiniz yakından takip edilmelidir. EPANUTİN, sizin için başka hiçbir şeyin etkili olmaması durumu dışında hamilelik sırasında kullanılmamalıdır.
Hamilelik sırasında fenitoin kullanan annelerden doğan bebeklerde nörogelişim (beynin gelişimi) ile ilgili sorunlar bildirilmiştir. Bazı araştırmalar fenitoinin anne karnında fenitoine maruz kalan çocukların nörogelişimini olumsuz etkilediğini gösterirken, bazı diğer çalışmalarda böyle bir etki bulunamamıştır. Nörogelişim üzerinde bir etki olasılığı göz ardı edilemez.
Anneleri gebelik sırasında fenitoin almış olan çocuklarda sinir dokusunu etkileyen tümörler dâhil bazı tümör bildirimleri olmuştur.
Eğer gebeliğiniz sırasında EPANUTİN alırsanız bebeğiniz doğumdan hemen sonra gelişebilecek kanama sorunları açısından risk altındadır. Bunu önlemek için doktorunuz size ve çocuğunuza bir ilaç verebilir. Ayrıca çocuğunuz da yakından takip edilmelidir.
Kadınlarda Doğum Kontrolü
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, tedavi sırasında ve tedaviyi bıraktıktan sonraki bir ay boyunca etkili doğum kontrolü kullanmalıdır.
Eğer gebe kalabilecek yaşta bir kadınsanız ve gebe kalmayı planlamıyorsanız, EPANUTİN tedavisi sırasında gebe kalmayı önleyici etkili yöntemler kullanmalısınız. EPANUTİN doğum kontrol hapları gibi gebeliği önleyici hormonal ilaçların etki şeklini etkileyebilir ve onları gebeliği önlemekte daha az etkili hale getirebilir. EPANUTİN alırken kullanmanız için en uygun gebeliği önleme yöntemini bu konuyu sizinle görüşecek olan doktorunuzla konuşun.
Eğer gebe kalabilecek yaşta bir kadınsanız ve gebe kalmayı planlıyorsanız, doğmamış bebeğin fenitoine maruz kalmasını önlemek için gebeliği önleyici önlemleri bırakmadan ve gebe kalmadan önce başka uygun tedavilere geçmeniz hakkında doktorunuzla konuşunuz.
Eğer gebe olabileceğinizi düşünüyorsanız, derhal doktorunuza söyleyiniz. Doktorunuzla görüşmeden ilacınızı almayı bırakmamalısınız. Doktorunuza danışmadan ilacınızı bırakmanız sizin ve doğmamış çocuğunuz için tehlikeli olabilecek nöbetlere neden olabilir. Tedavinizi değiştirmeye doktorunuz karar verebilir. Doğmamış çocuğunuzun da daha yakın takibi önerilir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
4
EPANUTİN anne sütüne geçer. EPANUTİN alıyorsanız emzirmemelisiniz.
Araç ve makine kullanımı
EPANUTİN, özellikle tedavinin ilk haftalarında baş dönmesini içeren sersemlik haline veya uyku haline neden olabilir. Bu belirtileri yaşarsanız, araç veya herhangi bir alet ya da makine kullanmayınız ve doktorunuza başvurunuz.
EPANUTİN’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
EPANUTİN, bir şeker türü olan laktoz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Bazı ilaçlar EPANUTİN’in çalışma şeklini etkileyebilir veya EPANUTİN’in kendisi aynı anda alınan diğer ilaçların etkinliğini azaltabilir. Bu ilaçlar aşağıdakileri kapsar: (Tüm ilaçlar aşağıda listelenememektedir. Doktorunuz veya eczacınızla temasa geçiniz.)
•Kalp ve dolaşım sorunları için kullanılan ilaçlar (örn; dikumarol, dijitoksin, digoksin, disopiramit, meksiletin, nisoldipin, amiodaron, furosemid, kinidin, rezerpin ve diltiazem, nifedipin gibi kalsiyum kanal blokörleri)
•Kanın pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan ilaçlar, antikoagülanlar (örn. apiksaban, dabigatran, edoksaban, rivaroksaban, varfarin), antiplateletler (örn. tikagrelor) •Sara için kullanılan ilaçlar (örn; karbamazepin, lakozamid, lamotrijin, fenobarbital, sodyum valproat ve valproik asit, topiramat, okskarbazepin ve etosuksimid, vigabatrin gibi suksinimidler)
•Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan ilaçlar (örn; amfoterisin B, posakonazol, vorikonazol, flukonazol, itrakonazol, ketokonazol, mikonazol, azoller) •Tüberküloz ve diğer enfeksiyonlar için kullanılan ilaçlar (örn; kloramfenikol, izoniazid, rifampisin, sülfonamidler, sulfadiazin, sülfametizol, sülfametoksazol- trimetoprim, sülfafenazol, sülfisokzasol, doksisiklin, siprofloksasin)
•Mide ülserleri için kullanılan ilaçlar (örn; omeprazol, sukralfat ve simetidin, ranitidin, famotidin ve bazı antiasitler gibi H2 antagonistleri olarak bilinen ilaçlar)
•Astım ve bronşit için kullanılan ilaçlar (teofilin)
•Ağrı ve iltihap için kullanılan ilaçlar (örn; fenilbutazon, aspirin gibi salisilatlar ve steroidler)
•Uykusuzluk, ruhsal çöküntü (depresyon) ve psikiyatrik bozukluklar için kullanılan ilaçlar (klordiazepoksid, klozapin, diazepam, ketiapin, disülfiram, fluoksetin, fluvoksamin, sertralin, metilfenidat, paroksetin, fenotiazinler, trazodon, trisiklik antidepresanlar ve viloksazin)
•Şeker hastalığı (diyabet) için kullanılan ilaçlar (tolbutamid)
•Bazı hormon replasman tedavileri (östrojenler), oral doğum kontrol hapı (kontraseptifler) (bkz. Hamilelik, Emzirme)
•Organ ve doku nakillerinde nakil reddini önlemek için kullanılan ilaçlar (siklosporin, takrolimus).
•Kanser için kullanılan ilaçlar (teniposid, florourasil, kapesitabin, bleomisin, karboplatin, sisplatin, doksorubusin, metotreksat gibi antineoplastik ajanlar)
•Yüksek kolesterol ve trigliseridlerin düşürülmesi için kullanılan ilaçlar (atorvastatin,
5
fluvastatin, simvastatin)
•AIDS’in tedavisinde kullanılan ilaçlar (delavirdin, efavirenz, fosamprenavir, indinavir, lopinavir, nelfinavir, ritonavir, sakuinavir)
•Vücuttan parazitik kurtların atılmasını sağlayan ilaçlar (albendazol, prazikuantel) •Ameliyatta kullanılan kas gevşeticiler (nöromüsküler blokörler), bazı anestetik ilaçlar (halotan ve metadon)
•Folik asit, teofilin, D vitamini türevleri
Bu ilaçlardan herhangi birinin tedavinizi etkileyip etkilemediğini belirlemeye yardımcı olmak üzere, doktorunuzun kanınızdaki fenitoin miktarını test etmesi gerekebilir.
Bir bitkisel ürün olan sarı kantronu (St. John’s Wort-Hypericum perforatum) bu ilaçla aynı anda kullanmayınız. Sarı kantaron alıyorsanız, bu ürünü almayı kesmeden önce doktorunuza danışınız.
EPANUTİN ayrıca size uygulanabilecek bazı laboratuvar testleri üzerinde de olumsuz etki gösterebilir.
Çok fazla alkol tüketmek kanınızdaki fenitoin miktarını etkileyebilir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3.EPANUTİN nasıl kullanılır?
•Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
EPANUTİN’i her gün aynı saatte almanız tavsiye edilir.
Erişkinler
Gerekli EPANUTİN miktarı kişiden kişiye farklılık gösterir. Çoğu erişkin için tek veya bölünmüş doz şeklinde günde 200 mg ve 500 mg arasında bir miktar gereklidir. Bazı durumlarda daha yüksek dozlara ihtiyaç duyulabilir.
EPANUTİN’i her zaman için tam olarak doktorunuzun size söylediği şekilde alınız.
Doktorunuzun talimatlarına rağmen emin değilseniz, doktorunuza veya eczacınıza danışın. EPANUTİN kapsüller bölünmeye uygun olmadığından doz ayarlaması için kapsül içeriği azaltılmamalıdır. Dozun sadece kapsül sayısı ayarlanarak yapılabildiği hastalarda kullanılması uygundur.
Yüz siniri ağrısı (trigeminal nevraljinin) tedavisinde etkili doz klinik çalışmalarda belirlenmemiştir. Yetişkinlerde günlük bölünmüş dozlar olarak 300-500 mg arası kullanıldığı bildirilmiştir. Dozunuzu doktorunuz klinik yanıta bakarak ayarlayacaktır. Kan serumunuzdaki EPANUTİN miktarına bakması önerilmektedir.
•Uygulama yolu ve metodu:
Kapsülleri bütün olarak, bol suyla yutunuz.
•Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
6
Bebekler ve çocuklar, kilolarına göre uygun olan bir dozla başlatılır (kilolarının her kg’ı için günde 5 mg) ve ilaç günde iki kez bölünmüş doz halinde verilir. Daha sonra doz günde maksimum 300 mg’a kadar çıkarılabilir.
Yeni doğanlarda serum düzeyinin izlenmesi önemlidir.
Yaşlılarda kullanımı:
EPANUTİN’in vücuttan temizlenmesi zor olduğundan daha düşük veya az sıklıkta doz ayarlaması gerekebilir.
Başka ilaç da alıyorsanız, EPANUTİN dozu doktorunuz tarafından dikkatlice incelenecektir ve size göre ayarlanacaktır.
•Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek hastalığı olan hastalara oral yükleme dozu verilmemelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer hastalığı olan hastalara oral yükleme dozu verilmemelidir.
Eğer EPANUTİN’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla EPANUTİN kullandıysanız:
EPANUTİN’in aşırı dozu tehlikelidir. Yanlışlıkla çok fazla EPANUTİN aldıysanız, hemen doktorunuzla irtibata geçiniz veya en yakın hastanenin acil servisine başvurunuz. Bu gibi bir durumda, içinde EPANUTİN olsun olmasın, her zaman etiketli ilaç ambalajını da beraberinizde getiriniz.
EPANUTİN’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
EPANUTİN’i kullanmayı unutursanız
Bir dozu almayı unutursanız, hatırladığınız anda ilacı alınız. Ancak, sonraki ilaç dozu zamanınız gelmişse unuttuğunuz dozu ayrıca almayınız.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
EPANUTİN ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Doktorunuz size söylemediği sürece EPANUTİN almayı durdurmayınız. Bu ilacı aniden keserseniz, bir nöbet geçirebilirsiniz. EPANUTİN almayı kesmeniz gereken durumlarda sizin için en iyi yöntemi doktorunuz belirleyecektir. EPANUTİN kullanımı ile ilgili herhangi bir sorunuz olursa doktorunuza danışınız.
7
4.Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi EPANUTİN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, EPANUTİN’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Hırıltılı solunum, nefes almada zorluk, göz kapağında, yüzde veya dudaklarda şişme, döküntü veya kaşıntı (özellikle tüm vücudu etkileyen). Siyahi insanlarda bunun görülme sıklığı daha yüksektir.
•Cildinizde, içi su dolu kabarcıklara (ağız ve dilinizi etkileyebilir) sebep olan hayatı tehdit edici cilt döküntüleri gelişmişse. Bunlar, Stevens Johnson Sendromu (ciltte veya göz çevresinde kan oturması) veya toksik epidermal nekroliz- TEN (şişlik veya kızarıklıkla seyreden toksik iltihap) olarak bilinen bir rahatsızlığın işaretleri olabilir. Çok seyrek olarak bildirilmişlerdir.
•Morarma fark ederseniz, ateşiniz varsa, solgun görünüyorsanız veya şiddetli boğaz ağrınız varsa. Bunlar, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri veya kan pulcuğu (trombosit) sayısında düşüşler dahil olarak, kanda bir anormalliğin ilk işaretleri olabilir. Bu etkileri test etmek üzere doktorunuz düzenli olarak kan numuneleri alabilir.
•Özellikle tedavinin ilk iki ayında şişmiş bezlerle seyreden deri döküntüleri ve ateş varsa bunlar aşırı duyarlılık reaksiyonu (antikonvülsan aşırı duyarlılık sendromu (AHS)) ile ilişkili olabilir. Bu durum şiddetli seyreder ve ek olarak eklem ağrısı ve iltihabı yaşarsanız, sistemik lupus eritematozus adı verilen bir durumla ilişkili olabilir.
•Ciltte döküntü, ateş, bezlerin şişmesi, alerjik kan hücresi sayısında artış (eozinofili) ve iç organların iltihaplanması (akciğer, karaciğer, kalp, böbrekler, ince bağırsak) varsa bunlar aşırı duyarlılık reaksiyonu (örn. eozinofili ile birlikte ilaç döküntüsü ve reaksiyonlar (DRESS)) ile ilişkili olabilir.
•Küçük, yüksek steril püstüllerin olduğu kırmızı deri bölgeleri (beyaz/sarı sıvı ile dolu küçük kabarcıklar). Deri kıvrımlarında daha fazla hastalık olma eğilimindedir. Yüzün şişmesi de meydana gelebilir (Akut Jeneralize Ekzantematöz Püstüloz (AGEP)).
•Zihin karışıklığı yaşarsanız veya ciddi bir akıl hastalığı ortaya çıkarsa; bunlar kanınızda yüksek miktarda fenitoin olduğunun işareti olabilir. Fenitoin miktarı kanda yüksek düzeylerde kaldığında, nadir durumlarda düzelmeyen beyin hasarı ve beyinde hacim ve ağırlık azalması (serebral atrofi) gelişmiştir. Kanda ne düzeyde fenitoin olduğunu görmek üzere doktorunuz kan testi yapabilir ve dozunuzu değiştirebilir.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin EPANUTİN’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye ve hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
EPANUTİN ile tedavi gören hastalarda aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir. Bu yan etkilerden herhangi biri ciddileşirse veya bu kullanma talimatında yer almayan bir yan etki yaşarsanız, lütfen bunu doktorunuza bildiriniz.
Diğer yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sınıflandırılmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
8
: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Eldeki veriler ile aşağıdaki yan etkilerin sıklığı net olarak gruplandırılamamaktadır.
Bilinmiyor
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
Olağandışı göz hareketleri (nistagmus)
Sakin olamama
Hareketleri kontrol etmede zorluk
Titreme
Anormal veya koordine olmayan hareketler
Geveleyerek konuşma,
Kafa karışıklığı (konfüzyon)
Karıncalanma ve uyuşma
Uyku hali
Baş dönmesi
Denge bozukluğundan kaynaklanan baş dönmesi (vertigo)
Uykusuzluk
Sinirlilik hali
Kas seğirmesi
Baş ağrıları
Tat almada değişiklik
Kabarmaya neden olan hayatı tehdit eden cilt döküntüleri (bu durum ağız ve dili etkileyebilir)
Hafif olan kızamık ve kurdeşen benzeri reaksiyonlar da dahil olarak, deri döküntüsü Mide bulantısı
Kusma
Kabızlık
Lenf bezinde şişme (lenfadenopati), bir tür kırmızı kan hücresi sayısında azalma (saf kırmızı hücre aplazisi).
Trombosit (pıhtılaşmayı sağlayan kan hücresi) sayısında azalma, akyuvar sayısında azalma azalma (lökopeni), granülosit (akyuvarların bir türü) sayısında
(granülositopeni), akut gelişen beyaz kan hücresi sayısında azalma (agranülositoz), kemik iliği baskılanması ile beraber ya da tek başına seyreden kan hücrelerinin sayısında azalma (pansitopeni) ve tipik olmayan kansızlık (aplastik anemi)
Böbrek ve karaciğerde iltihap
Ölümle sonuçlanabilecek karaciğer hasarı veya karaciğer yetmezliği (cildin sararması ve göz akının beyazlaması gibi belirtiler gösterir)
Penisin şeklinde değişiklik (Peyronie Hastalığı)
Ağrılı ereksiyon
Parmakların düz tutulmasında zorlukla birlikte ellerde değişiklik
Yüz özelliklerinde değişiklik
Dudak ve dişetinde şişme
Diş eti büyümesi
Vücut veya yüzde artan anormal tüylenme
Avuç içindeki bağ dokusunda görülen ağrısız sertleşme (dupuytren kontraktür) Yüksek kan şekeri düzeyleri veya kanda düşük kalsiyum, fosfat, folik asit ve D vitamini düzeyleri
Beslenme ile veya güneş ışığına maruz kalarak ayrıca yeterli D vitamini almazsanız,
9
–
–
–
–
–
–
kemik ağrısı, kemik erimesi (osteopeni veya osteoporoz) veya kırıklar görülebilir. Fenitoin kullanımı anormal tiroid testi sonuçlarına neden olabilir.
Nefes almada sorun
Akciğer zarında iltihap (zatürre)
Vücudun enfeksiyona karşı savunmasında sorunlar
Arter duvarlarında enflamasyon, immunoglobin (vücutta bulunan bağışıklık proteini) anormallikleri
Siyahi hastalarda deride döküntü ve karaciğer hasarı oluşması (hepatotoksisite) Osteopeni ve osteoporoz (kemik dokusunun zayıflaması) gibi kemik bozuklukları ve kırılmalar. Eğer uzun dönem antiepileptik ilaç kullanıyorsanız, daha önceden osteoporoz gibi kemikleriniz ile ilgili bir sorununuz var ise veya steroidler denilen ilaçlardan kullanıyorsanız doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Çocuk hastalar ile yetişkin hastaların yan etki profilleri genellikle benzerdir. Diş eti büyümesi, ağız temizliğine yeterli önem vermeyen çocuk hastalarda yetişkin hastalara göre daha sık görülmektedir.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumuczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 aralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5.EPANUTİN’in Saklanması
EPANUTİN’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra EPANUTİN’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi: Viatris İlaçları Ltd. Şti. 34347 Ortaköy – İstanbul
Üretim yeri: Viatris İlaçları Ltd. Şti. 34347 Ortaköy – İstanbul
Bu kullanma talimatı ../../…. tarihinde onaylanmıştır.
10
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
EPANUTİN 100 mg kapsül
KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Fenitoin sodyum
Yardımcı maddeler:
Laktoz (hidrus) (sığır kaynaklı)
100 mg
96 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kapsül.
Beyaz renkte toz içeren, No: 3 opak beyaz-oranj renkli kapsüller.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Fenitoin, jeneralize tonik-klonik (grand mal epilepsi) ve kompleks parsiyel konvülsiyonların (psikomotor, temporal lob dahil fokal) kontrol altına alınmasında ve beyin cerrahisi sırasında ya da sonrasında ve/veya ciddi baş yaralanmalarında konvülsiyonların önlenmesi ve tedavisinde endikedir. Fenitoin trigeminal nevralji tedavisinde de kullanılır fakat karbamazepinin etkili olamadığı hallerde veya karbamazepine intoleransı olan hastalarda sadece ikinci basamak tedavi olarak kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Genel
EPANUTİN kapsül bölünemediğinden sadece kapsül sayısı ayarlaması yapılabilen hastalarda kullanılmalıdır.
Fenitoin kapsül, fenitoinin sodyum tuzu ile formüle edilmiştir.
Sodyum tuzundan serbest asit formuna geçerken ilaç içeriğinde yaklaşık %8 artma olduğundan serbest asit ile formüle edilmiş üründen sodyum tuzu ile formüle edilmiş ürüne geçildiği zaman (veya tam tersi) doz ayarlanmalı ve serum düzeyi izlenmelidir.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
bir süre gerekebilir ve doz değişiklikleri (artırma ya da azaltma) 7-10 günden kısa sürede yapılmamalıdır. Nöbetlerin kontrolü düşük tedavi dozları ile sürdürülmelidir.
Erişkinlerde
Bölünmüş günlük doz:
Başlangıçta günde 3-4 mg/kg’dır, gerekli ise sonradan doz ayarlaması yapılır. Birçok erişkinde günde tek veya bölünmüş 200-500 mg idame dozu yeterli olacaktır. Dozaj, miktar belirleme olanağı mevcut olan yerlerde serum düzeyine göre ayarlanır.
Daha önce hiç tedavi uygulanmamış hastalarda üç eşit doza bölünerek günde 300 mg doz ile başlanabilir ve daha sonra hastanın gereksinimlerine göre doz ayarlanabilir. Çoğu yetişkinde uygun idame dozu üç eşit doza bölünmüş günde 300 mg veya dört eşit doza bölünmüş 400 mg’dır. Gerekli durumlarda doz günde 600 mg’a çıkarılabilir.
Yetişkin hastalarda acil olmayan yükleme dozu:
Hızla kararlı durum serum düzeyleri gereken ve intravenöz uygulamanın tercih edilmediği erişkinlerde acil olmayan durum tedavisini başlatmada oral yükleme dozu kullanılmasını tavsiye eder. Bu doz rejimi yalnız fenitoin serum düzeylerinin yakından izlenebileceği bir klinik ya da hastane ortamında bulunan hastalarda kullanılmalıdır. Başlangıçta tavsiye edilen doz bir gramlık fenitoin kapsülün üç doza bölünmesi (400 mg, 300 mg, 300 mg) ve iki saatte bir uygulanmasıdır. Daha sonra yükleme dozundan 24 saat sonra normal idame dozuna geçilir ve serum düzeyi sık sık takip edilir.
Trigeminal nevraljide yetişkin dozu:
Klinik olarak etkili doz klinik çalışmalarda belirlenmemiştir. Yetişkinlerde 300-500 mg bölünmüş günlük dozlar literatürlerde raporlanmıştır. Doz, klinik cevaba göre ayarlanmalıdır. Serum fenitoin seviyesinin belirlenmesi önerilmektedir. Toplam fenitoin seviyesi 20 mcg/ml’yi geçmemelidir.
Uygulama şekli:
Sadece ağızdan kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek hastalığı olan hastalara oral yükleme dozu verilmemelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer hastalığı olan hastalara oral yükleme dozu verilmemelidir.
Pediyatrik popülasyon:
Başlangıçta günde 5 mg/kg iki ya da üç eşit doza bölünerek verilir, daha sonra doz her hastada ayrı ayrı, günde en fazla 300 mg olmak üzere ayarlanır. Tavsiye edilen günlük idame dozu genellikle 4-8 mg/kg’dır. Altı yaşından büyük çocuklar ve genç erişkinlerde minimum yetişkin dozu (günde 300 mg) gerekebilir. Günlük doz eşit olarak bölünemiyorsa daha yüksek olan doz gece yatarken verilmelidir.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Yeni doğan bebeklerde fenitoinin oral kullanımını takiben absorpsiyonu önceden bilinmez. Ayrıca, fenitoinin metabolizması düşüktür. Bu nedenle, özellikle yeni doğanlarda serum düzeyinin izlenmesi önemlidir.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda fenitoin klirensi kısmen azalmıştır ve daha düşük veya az sıklıklarda dozlama gerekebilir (bkz. Bölüm 5.2).
EPANUTİN’in yetişkin dozunda olduğu gibi aynı kılavuzlar kullanılarak hastanın bireysel gerekliliklerine göre titre edilir. Yaşlı hastalar çoklu ilaç terapilerine eğilimli olduklarından, ilaç etkileşimleri olasılığı akılda tutulmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
Fenitoin, EPANUTİN içindeki diğer bileşenlere ya da diğer hidantoinlere aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
EPANUTİN ile delavirdinin birlikte kullanımı, delavirdine virolojik cevap alınamama potansiyeli veya diğer nükleozid olmayan revers transkriptaz inhibitörlerine olası rezistans durumlarından dolayı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Genel
Fenitoin absans (petit mal) konvülsiyonlarında etkili değildir. Tonik-klonik (grand mal) ve absans (petit mal) nöbetleri bir arada bulunuyorsa kombine ilaç tedavisi gerekir.
EPANUTİN hipoglisemi veya diğer metabolik kaynaklı nöbetlerde kullanım için uygun değildir.
Epilepsili hastalarda fenitoin status epileptikus oluşumunu da içeren nöbet sıklıklarını hızlandırabileceğinden aniden kesilmemelidir. Hekim dozun azaltılmasını, ilacın kesilmesini ya da yerine alternatif antiepileptik ilaç verilmesini uygun görüyorsa bunun aşamalı olarak yapılması gerekir. Ancak, alerjik bir reaksiyon ya da aşırı duyarlılık reaksiyonu durumunda hızla alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekebilir. Bu durumda alternatif tedavi hidantoin kimyasal sınıfında olmayan bir antikonvülzan ilaç olmalıdır.
Kronik alkol kullanımı serum düzeylerini düşürebilirken, akut alkol kullanımı fenitoinin serum düzeylerini yükseltebilir.
n artmış fraksiyonu nedeniyle renal veya hepatik hastalığı olan ya da görülen hastalarda; total fenitoin plazma konsantrasyonu yorumlaması lıdır. Hiperbilirubinemi olan hastalarda fenitoinin serbest konsantrasyonu yükselmiş olabilir. Bu hasta populasyonlarında serbest fenitoin konsantrasyonu daha faydalı olabilir.
St. John’s Wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatlar, plazma konsantrasyonlarında azalma riskinden dolayı ve fenitoinin klinik etkisini azaltacağından fenitoin alırken kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
İntihar
Çeşitli endikasyonlarda antiepileptik ilaç kullanan hastalarda intihar düşüncesi ve davranışları bildirilmiştir. Antiepileptik ilaçlar ile yapılmış randomize plasebo kontrollü bir meta analiz çalışmasında, intihar düşüncesi ve davranışlarında ufak bir artış görülmüştür. Fenitoin için muhtemel risk bilinmemekte olup, mevcut veriler intihar düşünce ve davranışlarında artış ile ilgili riski dışlamamaktadır. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında, hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir.
Kardiyak Etkiler
Çoğunlukla fenitoin toksisitesi ile ilişkili olmakla beraber, fenitoinin önerilen doz ve seviyelerinde de bradikardi ve asistol/kalp durması olguları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.9).
Hipersensitivite Sendrom HSS/Eozinofili ile birlikte ilaç döküntüsü ve Sistemik Semptomlar (HSS/DRESS)
HSS/DRESS, fenitoinin de dahil olduğu antikonvülzan ilaç alan bazı hastalarda bildirilmiştir. Bu olayların bazıları ölümcül veya hayatı tehdit edici boyutta olmuştur.
HSS/DRESS genellikle ateş, deride kızarıklık, lenfadenopati ile ortaya çıkar. Fakat belirtileri sadece bunlarla sınırlı değildir. Hepatit, nefrit, hematolojik anormallikler, miyokardit, miyozit veya pnömoni gibi diğer organ sistemi tutulumu ile birlikte görülür. Başlangıç semptomları akut viral enfeksiyonu çağrıştırır. Diğer yaygın belirtileri artralji, sarılık, hepatomegali, lökositoz ve eozinofilidir. Mekanizma bilinmemektedir. İlk ilaç maruziyeti ile belirtiler arasında geçen zaman genellikle 2-4 haftadır fakat antikonvülzan alan bireylerde 3 veya daha fazla ay sonra rapor edilmiştir. Bu bulgu ve belirtiler ortaya çıkarsa hasta hemen değerlendirilmelidir. Bulgu ve belirtiler için alternatif bir neden belirlenemez ise fenitoin hemen bırakılmalıdır.
Siyahi hastalar, daha önceden bu sendromu yaşamış (fenitoin veya diğer başka bir antikonvülzan ilaç ile) hastalar, ailesinde bu sendrom öyküsü olan hastalar ve bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalar HSS/DRESS gelişimi konusunda risk altındadırlar. Daha önceden duyarlılaşmış kişilerde daha şiddetli bir şekilde meydana gelir.
Ciddi deri reaksiyonları
Yaşamı tehdit eden ciddi kutanöz advers reaksiyonlar (SCAR’lar) gibi akut jeneralize ekzantematöz püstülozis (AGEP) (bkz. Bölüm 4.8), Stevens-Johnson Sendrom (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve DRESS EPANUTIN kullanımı ile bildirilmiştir. Ciddi deri reaksiyonları uyarı olmadığı halde oluşabiliyor olsa bile, hastalar HSS/DRESS belirti ve bulgularına (bkz. Bölüm 4.4) ve döküntü oluşma ihtimaline karşı uyarılmalı ve cilt reaksiyonları açısından yakından izlenmelidir. Hastalar herhangi bir bulgu ve belirti ile karşılaştıklarında doktorlarından hemen yardım almalıdırlar. SJS ve TEN’in en yüksek görülme riski tedavinin ilk haftasıdır.
SJS ve TEN bulgu ve belirtileri (örn; su dolu kabarcık veya mukozal lezyon ile seyreden ilerleyen deri döküntüsü) varsa EPANUTİN bırakılmalıdır. SJS ve TEN kontrolünde en iyi sonuçlar erken teşhis ve şüpheli ilacın hemen bırakılması ile elde edilmiştir. İlacı erken bırakma, daha iyi bir prognoz ile ilişkilidir. Eğer hastada EPANUTİN kullanımı ile SJS ve TEN geliştiyse bu hastalarda hiçbir zaman tekrar EPANUTİN’e başlanmamalıdır. Döküntü daha hafif tipteyse (kızamık benzeri ya da skarlatiniform) döküntü tümüyle kaybolduktan sonra tedaviye geri dönülebilir. Tedaviye tekrar başladıktan sonra döküntü Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56Q3NRYnUyQ3NRRG83SHY3ZW56M0Fy yeniden ortaya çıkarsa bir daha fenitoin tedavisi uygulanması kontrendikedir. Fenitoin ile Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
görülebilen ciddi deri reaksiyonları ve diğer hipersensitivite reaksiyonları riski siyahi hastalarda daha yüksek olabilir.
Çin ırkından hastalara yönelik yapılmış olan çalışmalarda, karbamazepin kullananlarda kalıtsal HLA B geninin allelik varyantı olan HLA-B*1502’nin varlığı ve SJS/TEN geliştirme riski arasında güçlü bir bağlantı olduğu bulunmuştur.
Fenitoin dahil SJS/TEN ile ilgili ilaç kullanan Tayland ve Han Çin kökenli hastalarda HLA-B*1502, SJS/TEN’in gelişme riskinin artışıyla ilişkili olabilir. Bu hastalarda HLA-B*1502 pozitif olduğu biliniyorsa, fenitoinin kullanımı faydalarının, risklerini aştığı durumlarda düşünülmelidir.
Kafkas ve Japon popülasyonunda HLA-B*1502 aleli sıklığı son derece düşüktür ve bu nedenle risk konusunda sonuca varmak mümkün değildir. Diğer etnik kökenlerde de risk ilişkisi ile ilgili yeterli bilgi mevcut değildir.
Tayvanlı, Japon, Malezyalı ve Taylandlı hastalarda vaka kontrolü, genom çapında ilişkilendirme çalışmaları, azalmış fonksiyon CYP2C9*3 varyantının taşıyıcılarında SCAR riskinin arttığını belirlemiştir.
CYP2C9 metabolizması
Fenitoin, CYP450 CYP2C9 enzimi tarafından metabolize edilir. Azalmış fonksiyon CYP2C9*2 veya CYP2C9*3 varyantlarının (CYP2C9 substratlarının orta veya zayıf metabolizörleri) taşıyıcısı olan hastalar, artan fenitoin plazma konsantrasyonları ve müteakip toksisite riski altında olabilir. CYP2C9*2 veya CYP2C9*3 alelleri azalmış fonksiyonunun taşıyıcısı olduğu bilinen hastalarda, klinik yanıtın yakından izlenmesi tavsiye edilir ve plazma fenitoin konsantrasyonlarının izlenmesi gerekebilir.
Anjiyoödem
Fenitoin ile tedavi edilen hastalarda anjiyoödem bildirilmiştir. Yüz, perioral veya üst solunum yolu şişmesi gibi anjiyoödem belirtileri ortaya çıkarsa fenitoin derhal kesilmelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Karaciğer hasarı
Fenitoin proteinlere yüksek oranda bağlanır ve karaciğer tarafından büyük ölçüde metabolize edilir. Bu nedenle karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda birikim ve toksisiteyi önlemek için azaltılmış doz gerekebilir. Üremide olduğu gibi proteine bağlanmanın azaldığı durumlarda, total serum fenitoin seviyeleri buna paralel olarak düşürülecektir. Bununla birlikte, farmakolojik olarak etkin serbest ilaç konsantrasyonunun değişme ihtimali yoktur. Bu nedenle, bu koşullar altında terapötik kontrol total fenitoin seviyeleri 10-20 mg/l (40-80 mikromol/l) olan normal oranın altındaki düzeylerde elde edilir.Fenitoin ile seyrek de olsa akut karaciğer yetmezliği vakaları da dahil akut hepatotoksisite vakaları bildirilmiştir. Bu olaylar HSS/DRESS (bkz. Bölüm 4.4) ile ilişkilendirilmiş olup, genellikle tedavinin ilk 2 ayı içinde ortaya çıkar. Karaciğer işlevi bozulmuş hastalar, yaşlı hastalar ya da ciddi hastalık tablosundakilerde erken toksisite belirtileri ortaya çıkabilir.
Siyahi hastalarda hepatotoksisite ve diğer hipersensitivite reaksiyonlarının görülme riski daha yüksek olabilir.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Hematopoetik etki
Fenitoin kullanımı ile ilişkili, hematopoietik komplikasyonlar nadiren bildirilmiştir; bunların bazıları ölümcüldür. Trombositopeni, lökopeni, granülositopeni, agranülositoz, kemik iliği baskılanmış olsun olmasın pansitopeni dahildir.
Fenitoin ile benign lenf düğümü hiperplazisi, psödolenfoma, lenfoma ve Hodgkin hastalığı dahil lenfadenopati (lokal ya da yaygın) gelişmesi arasında bir ilişki olduğunu düşündüren bazı vakalar bildirilmiştir. Bir neden ve sonuç ilişkisi saptanmış olmasa da, lenfadenopati meydana gelmesi bu tablonun başka lenf düğümü patolojisi tiplerinden ayırt edilmesi gerektiğini gösterir. Lenf düğümü tutulumu, HSS/DRESS’e benzeyen semptomlar ile birlikte ya da bu belirtiler olmadan ortaya çıkabilir. Bütün lenfadenopati vakalarında uzun bir süre gözlem yaparak takip gerekir ve konvülsiyonların alternatif antikonvülzan ilaçlar ile kontrol altına alınabilmesi için gereken her şey yapılmalıdır.
Makrositoz ve megaloblastik anemi meydana gelmiş olsa da, bu durumlar genellikle folik asit tedavisine yanıt verir. Fenitoin tedavisine folik asit eklenirse konvülsiyon kontrolü azalabilir.
Merkezi Sinir Sistemine etkisi
Serum fenitoin düzeyleri optimal aralığın üstünde kalırsa “delirium”, “psikoz” ya da “ensefalopati” olarak adlandırılan konfüzyon tabloları ya da ender olarak geri dönüşsüz serebellar disfonksiyon ve/veya serebellar atrofi meydana gelebilir. Bu nedenle, ilk akut toksisite belirtisinde serumdaki ilaç düzeyinin belirlenmesi tavsiye edilir. Serum düzeyleri çok yüksekse fenitoin tedavisinde dozun azaltılması gerekir; semptomlar devam ederse fenitoin tedavisinin kesilmesi tavsiye edilir.
Kas-İskelet sistemi etkisi
CYP450 enzim indükleyici olarak gösterilen fenitoin ve diğer antikolvülsanların Vitamin D3’ün metabolizmasını artırarak indirekt olarak kemik mineral metabolizmasını etkilediği düşünülür. Bu, kronik olarak tedavi edilen epileptik hastalarda Vitamin D eksikliği veya osteomalasi riskinin yükselmesine, kemik kırılmasına, osteoporoza, hipokalsemiye ve hipofosfatemiye neden olabilir.
Metabolik etki
Fenitoin ile porfiride alevlenme arasında bir bağlantı kuran izole vaka raporları göz önünde tutulursa, söz konusu hastalıktan şikayetçi hastalara fenitoin uygulanırken dikkat edilmelidir.
Fenitoin, glukoz metabolizmasını etkileyebilir ve insülin salınımını engelleyebilir. Toksik düzeylerle ilişkili olarak hiperglisemi bildirilmiştir.
Endokrin bozukluklar
Fenitoin kullanımı ile ilişkili sekonder hiperparatiroidizm bildirilmiştir.
Gebe Kalma Olasılığı Olan Kadınlar
Fenitoin gebe kadına verildiğinde fetüse zarar verebilir. Doğumdan önce fenitoine maruz kalınmasıyla majör konjenital malformasyonlar ve diğer olumsuz gelişimsel sonuçlar için risk artabilir (bkz. Bölüm 4.6).
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Çocuk doğurma potansiyeli olan bir kadında fenitoin tedavisine başlamadan önce gebelik testi yapılması düşünülmelidir.
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, hamilelikleri sırasında fenitoin almaları durumunda fetüs üzerindeki potansiyel risk konusunda tam olarak bilgilendirilmelidir.
Gebe kalma olasılığı olan kadınlar gebe kalmayı planlarken en kısa zamanda, gebe kalmadan ve gebelik önleyici önlemler bırakılmadan önce, alternatif tedavilere geçilmesi için doktorlarına danışmaları tavsiye edilmelidir (bkz. Bölüm 4.6).
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlara, hamile kalırsa veya hamile olabileceğini düşünürse ve fenitoin alıyorsa derhal doktoruyla iletişime geçmeleri tavsiye edilmelidir.
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, tedavi sırasında ve tedaviyi bıraktıktan sonraki bir ay boyunca etkili doğum kontrolü kullanmalıdır. Enzim indüksiyonu nedeniyle, EPANUTİN hormonal kontraseptiflerin terapötik etkisinin ortadan kalkmasına yol açabilir. Bu nedenle gebe kalma olasılığı olan kadınlara başka etkili kontraseptif yöntemlerin kullanımı hakkında bilgi verilmelidir (bkz. Bölüm 4.5 ve 4.6).
Oral fenitoin formülasyonları kullanan hastalar için bilgi
Fenitoin, kan serumu folik asit seviyelerinin düşmesine neden olabilir. Kan serum folat konsantrasyonlarının her 6 ayda en az bir kez kontrol edilmesi ve gerekiyorsa folik asit takviyeleri verilmesi önerilir.
Etki bilgisi bilinen yardımcı maddeler
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İlaç Etkileşimleri
Fenitoin serum plazma proteinlerine kapsamlı şekilde bağlanır ve kompetitif yer değiştirmeye yatkındır. Fenitoin hepatik sitokrom (CYP) P450 enzimleri olan CYP2C9 ve CYP2C19 ile metabolize edilir ve doymalı metabolizmaya maruz kaldığı için özellikle inhibitör ilaç etkileşimlerine duyarlıdır. Metabolizmanın inhibisyonu dolaşan fenitoin konsantrasyonunda belirgin bir artışa yol açabilir ve ilaç toksisitesi riskini arttırır. Fenitoin, hepatik ilaç metabolizasyonundaki enzimlerin güçlü bir uyarıcısıdır ve bu enzimlerle metabolize edilen ilaçların seviyelerini düşürebilir.
Serum fenitoin düzeylerini artıran ya da azaltan ya da fenitoinin etkileyebileceği pek çok ilaç vardır. Serum fenitoin konsantrasyonlarının belirlenmesi özellikle olası ilaç etkileşimlerinden şüphelenildiğinde önem taşır. Çok yaygın meydana gelen ilaç etkileşimleri aşağıda belirtilmiştir.
1. Fenitoin serum düzeylerini arttırabilecek ilaçlar
Tablo 1 fenitoin serum düzeylerini potansiyel olarak artırabilecek ilaç sınıflarını özetlemektedir.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
TABLO 1
İlaç sınıfları
Her sınıftaki ilaçlar (örnek)
Alkol (akut kullanım)
Analjezik / antiinflamatuvar ajanlar
azapropazon
fenilbutazon
salisilatlar
Anestezikler
halotan
Antibakteriyel ajanlar
kloramfenikol
eritromisin
izoniazid
sülfadiazin
sülfametizol
sülfametoksazol-trimetoprim sülfafenazol
sülfisoksazol
sülfonamidler
Antikonvülzanlar
felbamat
okskarbazepin
sodyum valproat
süksinimidler
topiramat
Antifungal ajanlar
amfoterisin B
flukonazol
itrakonazolketokonazol mikonazol
vorikonazol
Antineoplastik ajanlar
kapesitabin
florourasil
Benzodiazepinler / psikotrop ajanlar
klordiazepoksit
diazepam
disulfiram
metilfenidat
trazodon
viloksazin
Kalsiyum kanal blokörleri / kardiyovasküler ajanlar
amiodaron
dikumarol
diltiazem
nifedipin
tiklopidin
H2-antagonistleri
simetidin
HMG-CoA redüktaz inhibitörleri
fluvastatin
Hormonlar
östrojenler
İmmunosupresan ilaçlar
takrolimus
Oral hipoglisemik ajanlar
tolbutamid
Proton pompa inhibitörleri
omeprazol
Serotonin geri alım inhibitörleri
fluoksetin
fluvoksamin
sertralin
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
bilgilerine bakılmalıdır.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
2. Fenitoinin serum düzeylerini azaltabilecek ilaçlar
Tablo 2 Fenitoin plazma düzeylerini potansiyel olarak azaltabilecek ilaç sınıflarını özetlemektedir.
TABLO 2
İlaç sınıfları
Her sınıftaki ilaçlar (örnek)
Alkol (kronik kullanım)
Antibakteriyel ajanlar
siprofloksazin
rifampisin
Antikonvülzanlar
vigabatrin
Antineoplastik ajanlar
bleomisin
karboplatin
sisplatin
doksorubisin
metotreksat
Antiülser ajanlar
sukralfat
Antiretroviraller
fosamprenavir
nelfinavir
ritonavir
Bronkodilatörler
teofilin
Kardiyovasküler ajanlar
rezerpin
Folik asit
folik asit
Hiperglisemik ajanlar
diazoksit
St. John’s Wort
St. John’s Wort (Sarı kantaron)
*Bu liste kapsayıcı veya kapsamlı olmayı amaçlamamaktadır. Her bir ürün için, ürün bilgilerine bakılmalıdır.
Fenitoinin serum düzeyleri St. John’s Wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatlar ile birlikte kullanıldığında azalabilir. Bu etkileşim, ilaç metabolize edici enzimlerin St. John’s Wort ile indüklenmesinden dolayıdır. Bu nedenle, St. John’s Wort içeren bitkisel preparatlar fenitoin ile birlikte kullanılmamalıdır. St. John’s Wort ile tedavi sona erdirildikten sonra indükleme etkisi en az 2 hafta devam edebilir. Eğer hastalar son zamanlarda St. John’s Wort aldıysa, antikonvülzan düzey kontrol edilmeli ve St. John’s Wort kesilmelidir. Antikonvülzan düzeyler St. John’s Wort kesildikten sonra artabilir. Antikonvülzan dozunun ayarlanması gerekebilir.
3. Fenitoinin serum düzeylerini artırabilen ya da azaltabilen ilaçlar
Tablo 3 Fenitoinin serum düzeylerini artırabilen ya da azaltabilen ilaç sınıflarını özetlemektedir.
TABLO 3
İlaç sınıfları
Her sınıftaki ilaç (örnek)
Antibakteriyel ajanlar
siprofloksasin
Antikonvülzanlar
Bu belge, güvenli elektronik im
karbamazepin
fenobarbital
za ile imzalanmıştır. sodyum valproat
valproik asit Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Antineoplastik ajanlar
Psikotropik ajanlar
klordiazepoksit
diazepam
fenotiyazinler
*Bu liste kapsayıcı veya kapsamlı olmayı amaçlamamaktadır. Her bir ürün için, ürün bilgilerine bakılmalıdır.
4. Kandaki düzeyleri ve/veya etkileri fenitoin tarafından değiştirilebilecek ilaçlar
Tablo 4 Kandaki düzeyleri ve/veya etkileri fenitoin tarafından değiştirilebilecek ilaç sınıflarını özetlemektedir.
TABLO 4
İlaç sınıfları
Her sınıftaki ilaçlar (örnek)
Antibakteriyel ajanlar
doksisiklin
rifampisin
tetrasiklin
Antikoagülanlar
apiksaban
dabigatran
edoksaban
rivaroksaban
varfarin
Antikonvülzanlar
karbamazepin
lakozamid
lamotrijin
fenobarbital
sodyum valproat
valproik asit
Antifungal ajanlar
azoller
posakonazol
vorikonazol
Antihelmintik ajanlar
albendazol
prazikuantel
Antineoplastik ajanlar
tenipozid
Antiplatelet
tikagrelor
Antiretroviraller
delavirdin*
efavirenz
fosamprenavir
indinavir
lopinavir/ritonavir
nelfinavir
ritonavir
sakinavir
Bronkodilatörler
teofilin
Kalsiyum kanal blokörleri / kardiyovasküler ajanlar
Belge Ta
dijitoksin
digoksin
disopiramit
meksiletin
anmıştır.
kip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys nikardipin
nimodipin
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
nisoldipin
kinidin
verapamil
Kortikosteroidler
Siklosporin
Diüretikler
furosemid
HMG-CoA reduktaz inhibitörleri
atorvastatin
fluvastatin
simvastatin
Hormonlar
östrojenler
oral kontraseptifler
Hiperglisemik ajanlar
diazoksit
İmmünsüpresan ajanlar
Nöromüsküler blok yapan ajanlar
alkuronyum
sisatrakuryum
pankuronyum
rokuronyum
vekuronyum
Opioid analjezikler
metadon
Oral hipoglisemik ajanlar
klorpropamid
glibürid
tolbutamid
Psikotropik ajanlar/Antidepresanlar
klozapin
ketiapin
paroksetin
sertralin
Vitamin D
vitamin D
*Bu liste kapsayıcı veya kapsamlı olmayı amaçlamamaktadır. Her bir ürün için, ürün bilgilerine bakılmalıdır.
*Fenitoinin delavirdin ile birlikte uygulanması durumunda, fenitoin ile enzim indüksiyonunun delavirdin plazma konsantrasyonunu azaltma potansiyeli, virolojik yanıt kaybı ve delavirdin veya nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörlerine karşı muhtemel direnç oluşturacağı nedeniyle fenitoinin delavirdin ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Gerçek bir farmakokinetik etkileşim olmasa bile trisiklik antidepresanlar ve fenotiyazinlerin birlikte kullanımı duyarlı hastalarda nöbetlere zemin hazırlayabilirler ve fenitoin dozunun ayarlanması gerekebilir.
Valproatın hiperamonyemi ile birlikte kullanımı
Fenitoin ve valproatın birlikte uygulanması, valproatla ilişkili hiperamonyemi riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir. Bu iki ilaçla birlikte tedavi edilen hastalar, hiperamonyemi belirti ve semptomları açısından izlenmelidir.
İlaç-laboratuvar testi etkileşimleri
Fenitoin, muhtemelen periferal metabolizmanın artması sonucunda total ve serbest tiroksinin serum düzeylerinde kısmen azalmaya neden olabilir. Bu değişiklikler klinik olarak hipotiroidizme neden olmaz ve dolaşımdaki TSH düzeylerini etkilemez. Bu nedenle fenitoin kullanan hastalarda hipotiroidizm tanısı için kullanılabilir. Fenitoin, Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56Q3NRYnUyQ3NRRG83SHY3ZW56M0Fy Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys hipotiroidizmin tanısında kullanılan alım ve süpresyon testlerini etkilemez.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Ayrıca deksametazon ya da metirapon testlerinde değerlerin normalden düşük çıkmasına da yol açabilir. Fenitoin serum glukoz, alkali fosfataz ve gama glutamil transpeptidaz (GGT) düzeylerinin yükselmesine, kalsiyum ve folik asit serum düzeylerinin azalmasına neden olabilir. Serum folat konsantrasyonlarının en az 6 ayda bir kez ölçülmesi ve gerekli ise folik asit takviyelerinin verilmesi tavsiye edilir. Fenitoin kan kalsiyumu ve kan şekeri metabolizma testlerini etkileyebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:
Fenitoinin çocuklarda ve adölesanlarda etkileşim çalışmaları yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Alternatif uygun tedavi seçenekleri dikkatle değerlendirildikten sonra potansiyel yararın risklerden daha ağır bastığına karar verilmedikçe, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda EPANUTİN kullanılmamalıdır. Kadın, hamilelik sırasında fenitoin alınması halinde fenitoin potansiyel zarar riski ve dolayısıyla herhangi bir hamileliği planlamanın önemi hakkında tam olarak bilgilendirilmeli ve anlamalıdır. EPANUTİN ile tedaviye başlamadan önce çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda gebelik testi yapılması düşünülmelidir.
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, tedavi sırasında ve tedaviyi bıraktıktan sonraki bir ay boyunca etkili doğum kontrolü kullanmalıdır. Enzim indüksiyonu nedeniyle, EPANUTİN hormonal kontraseptiflerin terapötik etkisinin başarısız olmasına neden olabilir, bu nedenle çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlara diğer etkili doğum kontrol yöntemlerinin kullanımı konusunda danışmanlık verilmelidir (bkz. Bölüm 4.5). En az bir etkili doğum kontrol yöntemi (rahim içi kullanılan cihaz) veya bir bariyer yöntemi de dahil olmak üzere iki tamamlayıcı doğum kontrol yöntemi kullanılmalıdır. Kontrasepsiyon yöntemini seçerken hastayı tartışmaya dahil ederek her durumda bireysel koşullar değerlendirilmelidir.
Gebe kalmayı planlayan kadınlar ve gebe kadınlar
Gebe kalmayı planlayan kadınlarda gebe kalmadan önce ve kontrasepsiyon bırakılmadan önce, alternatif tedavilere geçilmesi konusunda her tür çaba gösterilmelidir. Eğer bir kadın fenitoin alırken gebe kalırsa en kısa zamanda alternatif tedavilere geçmek için her tür çaba gösterilmelidir.
Epilepside tedavi için yeni bir değerlendirme yapmadan EPANUTİN kesilmemelidir.
Kadın, fetüse potansiyel zararı hakkında bilgilendirilmeli ve anlamalıdır.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
oluşumunu tespit etmek için en düşük etkili dozun kullanılması ve doğum öncesi özel izleme yapılması tavsiye edilir.
Gebelik dönemi
Genel olarak antiepileptik ilaçlara bağlı risk
Antiepileptik alan ve gebe kalma olasılığı olan tüm kadınlara ve özellikle gebe kalmayı planlayan ya da gebe olan kadınlara fetüs açısından gerek nöbetlerin gerekse antiepileptik tedavinin neden olduğu olası risk hakkında uzman tavsiyesi verilmesi gereklidir. Antiepileptik tedavi, özellikle bir kadın gebe kalmayı planlıyorsa, düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Epilepsi tedavisi verilen gebe kadınlarda, hem anne hem de doğmamış çocuğu açısından ciddi sonuçları olabilecek nöbetlerin ortaya çıkmasına neden olabileceğinden antiepileptik ilaç (AEİ) tedavisinin ani olarak kesilmesinden kaçınılmalıdır. Genel bir ilke olarak birden fazla AEİ ile tedavi, birlikte kullanılan AEİ’lere bağlı olarak tek ilaçla tedaviye göre daha yüksek bir konjenital malformasyon riski taşıdığından, eğer mümkünse gebelikte epilepsinin tedavi edilmesinde monoterapi tercih edilir.
Fenitoine bağlı riskler
Fenitoin insanda plasentayı geçer. Göbek kordonu ile anne kanında benzer fenitoin konsantrasyonları bildirilmiştir. Fenitoin sıçanda, farede ve tavşanda teratojeniktir.
Doğumdan önce fenitoine maruz kalmak konjenital malformasyonlar ve diğer olumsuz gelişimsel sonuçlar açısından riski arttırabilir. İnsanlarda, gebelik sırasında fenitoine maruz kalınması majör malformasyon sıklığının genel popülasyondakine göre 2 ila 3 kat yüksekliğiyle ilişkili olup bu sıklık %2-3 bulunmuştur. Gebelikleri sırasında fenitoin kullanan epileptik kadınlardan doğan çocuklarda orofasiyal yarıklar, kalp kusurları, kranio fasiyal kusurlar, tırnak ve parmak hipoplazileri ve büyüme anomalileri (mikrosefali ve prenatal büyüme geriliği dâhil) gibi malformasyonlar ayrı ayrı ya da Fetal Hidantoin Sendromu’nun bir parçası olarak bildirilmiştir. Gebelikleri boyunca fenitoini tek başına ya da diğer AEİ’lerle birlikte kullanan epileptik kadınlardan doğan çocuklarda nörolojik gelişim bozukluğu bildirilmiştir. Gebelik sırasında fenitoine maruz kalan anneden doğan çocuklarda nörolojik gelişim bozukluğu riski ile ilgili çalışmaların sonuçları çelişkilidir ve risk dışlanamaz.
Gebelikleri boyunca fenitoin alan annelerin çocuklarında nöroblastom dâhil bazı kanser olguları bildirilmiştir. Bununla birlikte antiepileptik ilaçların ve diğer faktörlerin artan riskte ilgili rolleri belirlenmemiştir.
EPANUTİN, alternatif uygun tedavi seçeneklerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yararın risklerden daha ağır bastığına karar verilmediği sürece, hamilelik sırasında ve çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kullanılmamalıdır. Kadın hastalar gebelik sırasında fenitoin almanın riskleri hakkında tam olarak bilgilendirilmiş ve bu riskleri anlamış olmalıdır.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
tedavisini yeniden değerlendirmek ve alternatif tedavi seçeneklerini düşünmek için bir uzmana yönlendirilmelidir.
Gebelik sırasında fenitoin farmakokinetiğinin değişmesine bağlı olarak nöbet sıklığında bir artış meydana gelebilir. Gebe kadının tedavisinde uygun dozajın ayarlanması için rehberlik etmesi açısından periyodik olarak plazma fenitoin konsantrasyonlarının ölçülmesi değerli olabilir (bkz. Bölüm 4.2). Bununla birlikte, muhtemelen doğum sonrasında başlangıç dozuna geri dönülmesi gerekecektir.
Yenidoğanlar
Fenitoin alan epileptik annelerden doğan yenidoğanlarda hemorajik sendrom bildirilmiştir. Vitamin K’nın bu defektin oluşmasını önlediği ve düzelttiği gösterilmiştir ve gebeliğin son ayında anneye ve doğumdan sonra yenidoğana verilmesi önerilmektedir.
Doğum sonrası takip/çocuklar
Gebelik sırasında fenitoine maruz kalınması durumunda gerekirse özel bakım sağlanması amacıyla çocuklar nörolojik gelişim bozuklukları açısından yakından takip edilmelidir.
Laktasyon dönemi
Oral fenitoin uygulamasını takiben fenitoinin düşük konsantrasyonlarda anne sütüne geçtiği görülmektedir. Bu nedenle, EPANUTİN kullanan kadınların bebeklerini emzirmesi tavsiye edilmez.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvan çalışmalarında, fenitoinin fertilite üzerinde doğrudan bir etkisi görülememiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Bu ilaçların araç ve makine kullanımını etkilemediği bilinene kadar hastalara araba kullanmamaları veya potansiyel olarak tehlikeli makineler işletmemeleri önerilmelidir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Klinik çalışmaların toplu analizinde tedavi ile ilişkili olan istenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir:
Aşağıda, görülme sıklığı plaseboya göre daha yüksek olan tüm yan etkiler organ sistemi ve sıklık (çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) açısından listelenmiştir.
Eldeki veriler ile aşağıdaki yan etkilerin sıklığı net olarak gruplandırılamamaktadır:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Fenitoin uygulanmasıyla zaman zaman bazıları ölümcül olabilen hematopoietik Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır. komplikasyonlar bildirilmiştir. Bunlardan bazıları Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56Q3NRYnUyQ3NRRG83SHY3ZW56M0Fy trombositopeni, lökopeni, granülositopeni, agranülositoz, kemik iliği Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
baskılanması ile beraber ya da tek başına seyreden pansitopeni ve aplastik anemidir. Makrositoz ve megaloblastik anemi meydana geldiğinde, bu durumlar genellikle folik asit tedavisine yanıt verir.
Fenitoin ile tedavi esnasında sık sık kan sayımı yapılmalıdır.
Saf kırmızı hücre aplazisi de bilinmeyen bir sıklıkta bildirilmiştir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anafilaksi benzeri reaksiyon ve anafilaksi, aşırı duyarlılık sendromu, eozinofili ile birlikte ilaç döküntüsü ve sistemik semptomlar (DRESS) meydana gelebilir ve bazen ölümcül olabilir (semptomlar artralji, eozinofili, ateş, karaciğer disfonksiyonu, lenfadenopati veya döküntü olabilir). Ayrıca sistemik lupus eritematozus, poliarteritis nodoza ve immün globülin anormallikleri de ortaya çıkabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Birkaç bireysel vaka bildirimi siyahi hastalarda deride döküntü ve hepatotoksisite dahil aşırı duyarlılık reaksiyonlarının insidansının, halen seyrek olsada, artmış olabileceğini düşündürmektedir.
Anjiyoödem bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Sekonder hiperparatiroidizm
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Fenitoin tedavisinde sık karşılaşılan belirtiler merkezi sinir sistemi ile ilgilidir ve genellikle dozla ilişkilidir. Bunlardan bazıları nistagmus, ataksi, konuşmada güçlük, koordinasyon azalması ve mental konfüzyondur.
Serebral atrofi bildirilmiş olup genellikle kandaki fenitoin seviyesinin arttığında ve/veya uzun süreli fenitoin kullanımında ortaya çıkmaktadır (bkz. Bölüm 4.4).Baş dönmesi, uykusuzluk, geçici sinirlilik, motor seğirmeler, tat duyusu bozulması, baş ağrısı,paraestezi, somnolans ve vertigo da gözlemlenmiştir.
Ayrıca seyrek de olsa, fenotiazin ve diğer nöroleptik ilaçların neden olduklarına benzer şekilde kore, distoni, tremor ve asteriksis de dahil olmak üzere fenitoine bağlı diskinezi bildirilmiştir. Ciddi fenitoin doz aşımı ile ilişkili nadir geri dönüşümsüz serebral disfonksiyon raporlar mevcuttur. Uzun süreli fenitoin tedavisi uygulanan hastalarda baskın duyusal periferik polinöropati gözlemlenmiştir.
Vasküler hastalıklar
Bilinmiyor: Poliartropati
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar Bilinmiyor: Pnömoni
Gastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Bulantı, kusma, kabızlık (bkz. Bölüm 4.4).
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Yüz hatlarında kabalaşma, dudaklarda büyüme, gingiva hiperplazisi, hirsutizm, hipertrikoz, Peyronie hastalığı ve Dupuytren kontraktürü seyrek olarak olabilir.
Skarlitiniform veya morbiliform döküntüleri de içeren ve bazen ateşin eşlik ettiği dermatolojik belirtiler. En sık morbiliform döküntü (kızamık benzeri) görülür, dermatitler ise daha seyrek görülür. Ölüme yol açabilecek daha ciddi ve seyrek diğer formlardan bazıları büllöz, eksfolyatif ya da purpuralı dermatit, lupus eritematosus. Ciddi deri advers reaksiyonları: AGEP, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz çok seyrek olarak bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4). Ürtiker bildirilmiştir.
Kas-iskelet sistemi ve bağ doku hastalıkları
Bilinmiyor: Uzun dönem fenitoin tedavisi gören hastalarda, kemik mineral yoğunluğunda azalma, osteopeni, osteoporoz ve kemikte kırılma bildirilmiştir. Fenitoinin, kemik metabolizması üzerindeki etki mekanizması bilinmemektedir. Bununla birlikte, fenitoinin Vitamin D3 metabolizmasını arttırarak dolaylı olarak kemik mineral metabolizmasını etkileyebilen CYP450 enzimini indüklediği gösterilmiştir. Bu Vitamin D eksikliğine ve yüksek osteomalazi, kemik kırılmaları, osteoporoz, hipokalsemi ve hipofosfatemi riskine neden olabilir.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: İnterstisyel nefrit
Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar Bilinmiyor: Kemikte kırılma
Araştırmalar
Bilinmiyor: Anormal tiroid fonksiyon testleri
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Fenitoinin yetişkin ve pediyatrik hastalardaki advers olay profili genellikle benzerdir. Gingiva hiperplazisi, oral hijyeni düşük pediyatrik hastalarda yetişkin hastalara oranla daha sık bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Doz aşımı ve tedavisi 4.9.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
tremor, hiperfleksi, uyuklama, letarji, bulanık görme, kusma ve bulantıdır. Hasta komaya girebilir, solunum depresyonu ve apneyi takiben kan basıncı düşebilir. Bradikardi ve asistol/kardiyak arrest bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4). Ölüm, solunum ve dolaşımın baskılanmasına bağlıdır.
Toksisite meydana getirebilecek, fenitoin serum düzeyleri açısından bireyler arasında belirgin farklılıklar vardır. Lateral bakışta oluşan nistagmus genellikle 20 mg/l’de ve ataksi 30 mg/l’de, dizartri ve letarji serum konsantrasyonu 40 mg/l’nin üstüne çıkınca ortaya çıkar, ancak toksisite bulgusu olmadan 50 mg/l’lik bir konsantrasyona kadar çıkıldığı olmuştur. Serum konsantrasyonu 100 mg/l’a ulaşacak şekilde terapötik dozun 25 katına çıkıldığında tam iyileşme sağlandığı bildirilmiştir. Geri dönüşsüz serebral disfonksiyon ve atrofi bildirilmiştir.
Tedavi
Bilinen bir antidot olmadığı için tedavi nonspesifiktir. Mideye alınmış ise, önceki 4 saat mide boş olmalıdır. Öğürme refleksi yok ise solunum yolu desteklenmelidir. Merkezi sinir sistemi, solunum ve kardiyovasküler baskılanma için oksijen ve solunum yolu desteği gerekebilir.
Solunum ve dolaşım sistemlerinin yeterliliği dikkatle gözlemlenmeli ve gereken destekleyici önlemler alınmalıdır. Fenitoin tümüyle plazma proteinlerine bağlanmadığı için hemodiyaliz düşünülebilir. Pediyatrik hastalarda ağır entoksikasyon tedavisinde tam kan değişimi uygulanmıştır. Akut doz aşımında alkol gibi başka MSS baskılayıcılarının varlığı olasılığı akılda tutulmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Hidantoin türevi antiepileptik (Antikonvülzan) ATC kodu: N03AB02
Fenitoin jeneralize konvulsif bozukluklarda değişik hayvan modellerinde etkindir, parsiyel nöbetlerde oldukça etkindir fakat miyoklonik nöbetlerde kısmen etkisizdir. Nöbet eşiğini arttırmak yerine eşiği stabilize eder ve nöbet deşarjının primer odağını bozmak yerine nöbet aktivitesinin yayılmasını engeller.
Fenitoinin antikonvülzan etkisinin mekanizması tam olarak açığa kavuşmamıştır fakat olası sorumlu etkiler aşağıdaki gibidir.
1.Sinaptik olmayan etki: Sodyum iletimini düşürerek aktif sodyum atılımını arttırmak, tekrar eden alevlenmeyi engellemek ve post-tetanik potansiyasyonu azaltmak 2.Post-sinaptik aksiyon: GABA aracılı inhibisyonu arttırmak ve uyarıcı sinaptik iletimi azaltmak
3.Pre-sinaptik aksiyon: Kalsiyum girişini azaltmak ve nörotransmitterlerin serbest kalmasını engellemek
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
omurilik sıvısı (BOS) dahil vücut sıvısına dağılır. Dağılan miktarın 0,52 l/kg ile 1,19 l/kg arasında olduğu tahmin edilmektedir ve yüksek derecede proteine bağlanır (erişkinlerde genellikle %90 oranında).
Dağılım:
İnsanda fenitoinin plazma yarılanma süresi 7 ile 42 saat arasında olup, ortalama 22 saattir. Tedaviye başladıktan sonra en az 7-10 gün sonra kararlı durum terapötik düzeylere ulaşılır.
Biyotransformasyon:
Fenitoin; karaciğerde doyurulabilir bir enzim sistemi tarafından hidroksillenir. Küçük artışlı dozlamalar, terapötik konsantrasyonların üst sınırındaysa, serum seviyelerinde çok önemli artışlar meydana getirebilir.
Eliminasyon:
Eliminasyonu kontrol eden parametreler de geniş bir hasta çeşitliliğine tabidir. Bu sebeple belirli bir dozla elde edilen serum plazması da geniş çeşitliliğe bağlıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Özel popülasyonlar:
Renal ya da hepatik bozukluğu olan hastalar (bkz. Bölüm 4.4)
Yaş: Fenitoin klirensi artan yaşla azalma eğilimindedir (70 yaş üzeri hastalarda 20-30 yaş hastalara göre %20 azalma). Fenitoin dozlama gereksinimleri oldukça değişkendir ve bireyselleştirilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).
Farmakokinetik ilişkiler
Nelfinavir tabletler (günde iki kez 1.250 mg) ile fenitoin kapsülün (günde 300 mg) birlikte kullanımı nelfinavirin plazma konsantrasyonunu değiştirmedi. Bununla birlikte, nelfinavirin birlikte kullanımı fenitoin (total) ve serbest fenitoin EAA değerini sırasıyla %29 ve %28 azalttı.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenez
Transplasental ve erişkin bir kanserojenlik çalışmada, fenitoin diyetle 30 ile 600 ppm doz aralığında bir fareye ve 240 ile 2.400 ppm doz aralığında bir sıçana uygulandı. Hepatoselüler tümörler, fareler ve sıçanlarda daha yüksek dozlarda artış gösterdi. Ek araştırmalarda, 2 yıl boyunca beslenmelerinde farelere 10 mg/kg, 25 mg/kg veya 45 mg/kg ve sıçanlara 25 mg/kg, 50 mg/kg veya 100 mg/kg verildi. Farelerde hepatoselüler tümörler 45 mg/kg dozlamada yükselmiştir. Sıçanlarda tümör insidansında herhangi bir artış gözlenmemiştir. Bu kemirgen tümörleri, belirsiz klinik önem taşımaktadır. Genetik toksisite çalışmaları, fenitoinin in vitro bakterilerde veya memeli hücrelerde mutajenik olmadığını göstermiştir. Fenitoin, in vitro koşullarda klastojeniktir ancak in vivo değildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz (hidrus) (sığır kaynaklı) Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
15 Mart 2006 ve 17 Temmuz 2006 tarihli Bakanlık talepleri/ Haziran 2005 tarihli PDR / 16 Kasım 2005 tarihli CD referans alınmıştır.
Titanyum dioksit (E171)
Jelatin (sığır kaynaklı)
Eritrosin (E127)
Kinolin sarısı (E104)
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
36 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 ºC’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.
Ambalajın niteliği ve içeriği 6.5.
PVC/Aclar/ aluminyum folyo blister ambalajlarda 100 adet kapsül.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
RUHSAT SAHİBİ 7.
Viatris İlaçları Ltd. Şti.
34347 Ortaköy-İSTANBUL
Tel: 0 212 326 71 00
Faks: 0 212 326 71 50
8. RUHSAT NUMARASI
181/85
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 17.02.1997
Ruhsat yenileme tarihi: 04.07.2012
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ