AMGEVITA 40 MG/0,8 ML ENJEKSIYONLUK COZELTI ICEREN KULLANIMA HAZIR KALEM (2 ADET)
KULLANMA TALİMATI
AMGEVİTA® 40 mg/0,8 ml enjeksiyonluk çözelti içeren kullanıma hazır kalem Steril
Deri altına enjeksiyon yoluyla uygulanır.
•
•
Etkin madde: Her bir kullanıma hazır kalem, 40 mg/0,8 ml adalimumab içerir. AMGEVİTA® bir biyobenzerdir.
Yardımcı maddeler: Glasiyal asetik asit, sukroz, polisorbat 80, sodyum hidroksit, enjeksiyonluk su.
▼Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Meydana gelen herhangi bir yan etkiyi raporlayarak yardımcı olabilirsiniz. Yan etkilerin nasıl raporlanacağını öğrenmek için 4. Bölümün sonuna bakabilirsiniz.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.
2.
3.
4.
5.
AMGEVİTA® nedir ve ne için kullanılır?
AMGEVİTA®’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler AMGEVİTA® nasıl kullanılır?
Olası yan etkiler nelerdir?
AMGEVİTA®’nın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. AMGEVİTA® nedir ve ne için kullanılır?
AMGEVİTA® 0,8 ml berrak ve renksizden açık sarı renge dönük çözelti içinde çözünmüş 40 mg adalimumab etkin maddesini içeren steril, enjeksiyonluk çözelti halinde kullanıma hazır kalemdir.
Her kutuda 1 veya 2 adet tek kullanımlık kullanıma hazır kalem vardır.
AMGEVİTA® aşağıda listelenen iltihaplı hastalıkların tedavisinde kullanılır;
•Romatoid artrit (eklemlerin yangısal (inflamatuvar) bir hastalığı),
•Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit,
•Entezit ile ilişkili artrit (erken yaşlarda ortaya çıkan bir veya daha fazla eklemi etkileyen yangısal (inflamatuvar) bir hastalık), Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
1
•Ankilozan spondilit (omurganın yangısal (inflamatuvar) bir hastalığı),
•Radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı bulunmayan aksiyal spondiloartrit, •Psöriyatik artrit (sedef hastalığında görülebilen eklem iltihabı),
•Plak tipi sedef hastalığı (plak psöriyazis),
•Hidradenitis suppurativa (HS, cildin yangısal (inflamatuvar) bir hastalığı),
•Crohn hastalığı (sindirim kanalının yangısal (inflamatuvar) bir hastalığı),
•Ülseratif kolit (bağırsağın yangısal (inflamatuvar) bir hastalığı),
•Enfeksiyöz olmayan üveit (gözün belirli kısımlarını etkileyen yangısal (inflamatuvar) bir hastalık)
AMGEVİTA®’nın etkin maddesi olan adalimumab “Çin hamster yumurtalık” hücrelerinde üretilen bir rekombinant insan monoklonal antikorudur. Monoklonal antikorlar özel hedeflere bağlanan proteinlerdir.
Adalimumabın hedefi, bağışıklık sisteminde yer alan ve yukarıda listelenen yangısal (inflamatuvar) hastalıklarda yüksek düzeylerde bulunan tümör nekroz faktörü (TNF-alfa) olarak adlandırılan bir proteindir. AMGEVİTA® TNF-alfa’ya bağlanarak bu hastalıklarda yangısal süreci azaltır.
Romatoid artrit
Romatoid artrit eklemlerin yangısal (inflamatuvar) bir hastalığıdır.
AMGEVİTA® erişkinlerde romatoid artrit tedavisi için kullanılır. Eğer orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artritiniz varsa, size öncelikle metotreksat gibi hastalık modifiye edici (hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan) ilaçlar verilebilir. Eğer bu ilaçlara yeterince iyi yanıt vermezseniz, romatoid artritin tedavisi için size AMGEVİTA® verilebilir.
AMGEVİTA®, ayrıca önceden metotreksat tedavisi olmaksızın şiddetli, aktif ve progresif (ilerleyen) romatoid artrit tedavisi için de kullanılabilir.
AMGEVİTA®, yangısal (inflamatuvar) hastalığın neden olduğu eklemlerdeki hasarı yavaşlatabilir ve bu bölgelerin daha rahat hareket etmesini sağlayabilir.
AMGEVİTA®’nın metotreksat ile veya tek başına kullanılması gerektiğine doktorunuz karar verecektir.
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit, eklemleri etkileyen yangısal (inflamatuvar) bir hastalıktır.
AMGEVİTA®, 2 yaşından büyük hastalarda poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit tedavisinde kullanılmaktadır. Size ilk olarak metotreksat gibi hastalığı modifiye edici başka ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlara yeterli yanıt vermezseniz, poliartiküler jüvenil idiyopatik artritinizi tedavi etmek için size AMGEVİTA® verilecektir.
AMGEVİTA®’nın metotreksat ile veya tek başına kullanılması gerektiğine doktorunuz karar verecektir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
2
Entezit ile ilişkili artrit
Entezitile ilişkili artrit, eklemleri ve tendonların kemiğe bağlandığı yerleri etkileyen yangısal (inflamatuvar) bir hastalıktır.
AMGEVİTA®, 6 yaşından büyük hastalarda entezit ile ilişkili artrit tedavisi için kullanılır. Size ilk olarak metotreksat gibi hastalığı modifiye edici başka ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlara yeterli yanıt vermezseniz, entezit ile ilişkili artritinizi tedavi etmek için size AMGEVİTA®verilecektir.
Ankilozan spondilit ve radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı bulunmayan aksiyal spondiloartrit
Ankilozan spondilit ve radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı bulunmayan aksiyal spondiloartrit, omurganın yangısal (inflamatuvar) bir hastalığıdır.
AMGEVİTA®, erişkinlerde şiddetli ankilozan spondilit ve radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı bulunmayan aksiyal spondiloartrit tedavisinde kullanılır. Eğer sizde ankilozan spondilit veya radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı bulunmayan aksiyal spondiloartrit varsa, size öncelikle başka ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlara yeterli yanıt vermezseniz, hastalığınızın bulgu ve belirtilerinin azaltılması için size AMGEVİTA® verilecektir.
Psöriyatik artrit
Psöriyatik artrit, sedef hastalığıyla ilişkili bir eklem iltihabıdır.
AMGEVİTA®, erişkinlerde psöriyatik artrit tedavisinde kullanılır. AMGEVİTA®, yangısal (inflamatuvar) hastalığın neden olduğu eklemlerdeki hasarı yavaşlatabilir ve bu bölgelerin daha rahat hareket etmesini sağlayabilir. Size öncelikle başka ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlara yeterince iyi yanıt vermezseniz, size AMGEVİTA® verilecektir.
Plak tipi sedef hastalığı (plak psöriyazis)
Plak tipi sedef hastalığı, derinin gümüş pullarla kaplı, kırmızı, pul pul, kabuklu yamalar şeklinde olmasına neden olan bir cilt hastalığıdır. Plak tipi sedef hastalığı tırnakları da etkileyebilir; böylece parçalanmalarına, kalınlaşmasına ve ağrılı olabilecek tırnak yatağından uzaklaşmasına neden olur.
AMGEVİTA®,
•Erişkinlerde orta ila şiddetli derecede plak tipi sedef hastalığı tedavisinde,
•Sistemik tedavilere (siklosporin, metotreksat veya PUVA) yeterli cevap vermeyen ya da uygun aday olmayan 4-17 yaş arasındaki çocuklarda ve ergenlerde şiddetli kronik plak tipi sedef hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.
Hidradenitis suppurativa
3
iç kısımları, kasık ve kalçadaki kaba etler gibi belirli deri bölgelerini etkiler. Etkilenen bölgelerde yara da görülebilir.
AMGEVİTA®,
•Erişkinlerde orta ila şiddetli derecede hidradenitis suppurativa tedavisinde,
•12-17 yaş arasındaki ergenlerde orta ile şiddetli derecede hidradenitis suppurativa tedavisinde kullanılmaktadır.
AMGEVİTA®, derinizde bulunan nodüller ve apselerin sayısını ve sıklıkla hastalıkla bağlantılı olan ağrıyı azaltabilmektedir. Size önce başka ilaçlar verilebilir. Bu tedavilere yeterli yanıt vermezseniz, size AMGEVİTA® verilecektir.
Crohn hastalığı
Crohn hastalığı sindirim kanalının yangısal (inflamatuvar) bir hastalığıdır.
AMGEVİTA®,
•Erişkinlerde orta ila şiddetli derecede Crohn hastalığının tedavisinde,
•6-17 yaş arasındaki çocuklarda ve ergenlerde orta ila şiddetli derecede Crohn hastalığı tedavisinde kullanılır.
Eğer sizde Crohn hastalığı varsa, size önce başka ilaçlar verilebilir. Eğer bu ilaçlara yeterli yanıt vermezseniz, hastalığın belirti ve bulgularını hafifletmek için size AMGEVİTA®verilecektir.
Ülseratif kolit
Ülseratif kolit, kalın bağırsağın yangısal (inflamatuvar) bir hastalığıdır.
AMGEVİTA®,
•Erişkinlerdeki orta ila şiddetli derecede ülseratif kolit tedavisinde,
•6 ila 17 yaşındaki çocuklarda ve ergenlerde orta ila şiddetli derecede ülseratif kolit tedavisinde kullanılır.
Eğer sizde ülseratif kolit hastalığı varsa, size önce başka ilaçlar verilecektir. Eğer bu ilaçlara yeterli yanıt vermezseniz, hastalığın belirti ve bulgularını hafifletmek için size AMGEVİTA®verilecektir.
Enfeksiyöz olmayan üveit
Enfeksiyöz olmayan üveit, gözün belirli kısımlarını etkileyen yangısal (inflamatuvar) bir hastalıktır.
AMGEVİTA®,
•Erişkinlerde gözün arkasını etkileyen enfeksiyöz olmayan iltihaplı üveit tedavisinde •2 yaşından büyük çocuklarda gözün önünü etkileyen enfeksiyöz olmayan iltihaplı üveit tedavisinde kullanılır.
4
Bu iltihap, görmede azalmaya ve/veya gözde yüzen cisimcikler (görme alanında hareket eden siyah noktalar veya küçük çizgiler) ortaya çıkmasına neden olur. AMGEVİTA® bu iltihabı azaltarak etki gösterir.
Size önce başka ilaçlar verilebilir. Bu tedavilere yeterince cevap vermezseniz size AMGEVİTA® verilecektir.
AMGEVİTA®’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
65 yaş üstü hastalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi enfeksiyon riski, 65 yaş altındakilere göre daha yüksektir.
TNF blokörlerinin kullanımına bağlı olarak lösemi kan kanseri (akut myeloid lösemi, kronik lenfositik lösemi ve kronik myeloid lösemi) geliştiği bildirilmiştir.
Eğer 65 yaş üzeri iseniz, AMGEVİTA® kullanırken enfeksiyonlara daha yatkın olabilirsiniz. AMGEVİTA® ile tedaviniz esnasında siz ve doktorunuz dikkatli olmalısınız.
AMGEVİTA®’yı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
•
•
•
Eğer, AMGEVİTA®’nın içindeki etkin maddeye (adalimumab) veya AMGEVİTA®’nın
içindeki diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı alerjik (aşırı duyarlı) iseniz.
Aktif tüberkülozunuz (verem) veya başka ciddi bir enfeksiyonunuz (mikrobik hastalık)
varsa (örneğin ateş, yaralar, yorgunluk, diş sorunları gibi enfeksiyon belirtileri varsa),
bunları doktorunuza söylemeniz önemlidir (bkz. “AMGEVİTA®’yı aşağıdaki
durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ”).
Orta ila şiddetli derecede kalp yetmezliğiniz varsa. Geçmişinizde veya şimdi ciddi bir
kalp rahatsızlığınız varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir (bkz.
“AMGEVİTA®’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ”).
AMGEVİTA®’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
AMGEVİTA®’yı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız:
Alerjik reaksiyonlar:
•Nefes darlığı, hırıltılı soluma, baş dönmesi, şişlikler veya döküntü gibi alerjik olaylar oluşursa daha fazla AMGEVİTA® enjekte etmeyiniz; nadiren de olsa bu reaksiyonlar hayati tehlike oluşturabileceğinden derhal doktorunuza haber veriniz.
Enfeksiyonlar:
•Uzun süreli veya vücudun bir bölümünde olan enfeksiyonlar (örneğin bacak ülseri) dahil bir enfeksiyonunuz (yangısal (inflamatuvar) hastalık) varsa, AMGEVİTA®’ya başlamadan önce doktorunuza başvurunuz. Eğer emin değilseniz, lütfen doktorunuz ile irtibata geçiniz.
5
•
•
•
•
AMGEVİTA® tedavisi sırasında enfeksiyonlara daha kolay yakalanabilirsiniz. Akciğeriniz ile ilgili bir probleminiz varsa, bu risk artabilir. Bu enfeksiyonlar ciddi olabilir ve bunlara aşağıdakiler dahildir;
Tüberküloz (verem),
Virüs, mantar, parazit veya bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar,
Kanda şiddetli enfeksiyon (sepsis).
Nadiren bu enfeksiyonlar hayati tehlike oluşturabilir. Ateş, yaralar, halsizlik veya diş sorunları gibi belirtileriniz varsa, bunları doktorunuza söylemeniz önemlidir. Doktorunuz geçici olarak AMGEVİTA® kullanımınızı durdurabilir.
•
•
•
Histoplazmozis, koksidiyoidomikozis ya da blastomikozis gibi mantar enfeksiyonlarının çok sık görüldüğü bölgelerde yaşıyor ya da bu bölgelere seyahat ediyorsanız, doktorunuza bildiriniz.
Geçmişte tekrarlayan enfeksiyonlar geçirdiyseniz veya enfeksiyon riskini artıran başka durumlarınız varsa, doktorunuza bildiriniz.
65 yaş üzerindeyseniz, AMGEVİTA® kullanırken enfeksiyonlara daha yatkın olabilirsiniz. Siz ve doktorunuz, AMGEVİTA® ile tedavi edilirken enfeksiyon belirtilerine özellikle dikkat etmelisiniz. Ateş, yaralar, yorgunluk hissi veya diş problemleri gibi enfeksiyon belirtileri gelişirse, doktorunuza bildirmeniz önemlidir.
Tüberküloz:
•Daha önce tüberküloz geçirdiyseniz veya tüberkülozlu biriyle yakın temasta bulunduysanız, bunu doktorunuza söylemeniz çok önemlidir. Eğer aktif tüberkülozunuz varsa, AMGEVİTA® kullanmayınız.
•Adalimumab tedavisi gören hastalarda tüberküloz (verem) vakaları bildirilmiştir; doktorunuz AMGEVİTA®’ya başlamadan önce sizde tüberküloz bulgu ve belirtilerinin olup olmadığını kontrol edecektir. Bu, tıbbi öykünüzü ve uygun tarama testlerinin de (örneğin akciğer röntgeni ve tüberkülin deri testi) dahil olduğu kapsamlı bir tıbbi değerlendirmeyi içerecektir.
•Tüberküloz için önleyici tedavi kullansanız dahi, tedavi sırasında tüberküloz gelişebilir. •Tüberküloz belirtileri (örneğin inatçı öksürük, kilo kaybı, halsizlik, hafif ateş) varsa veya tedavi sırasında ya da sonrasında herhangi bir enfeksiyon ortaya çıkmışsa, derhal doktorunuza haber veriniz.
Hepatit B:
•
•
•
Hepatit B virüsü (HBV (virüs nedenli karaciğer iltihabı)) taşıyıcısı iseniz, aktif HBV hastalığınız varsa veya HBV bulaşma riski altında olduğunuzu düşünüyorsanız, doktorunuza söyleyiniz.
Doktorunuz size HBV testi yapmalıdır. AMGEVİTA® bu virüsü taşıyan kişilerde hastalığın tekrar aktif hale gelmesine neden olabilir.
Bazı nadir durumlarda, özellikle bağışıklık sistemini baskılayan başka ilaçlar da almakta iseniz, HBV’nin tekrar aktif hale gelmesi hayati tehlike yaratabilir.
Cerrahi işlemler ve diş tedavisi:
6
Eğer bir ameliyat geçirecekseniz veya dişlerinize tedavi uygulanacaksa, doktorunuza AMGEVİTA® almakta olduğunuzu bildiriniz. Doktorunuz, geçici olarak AMGEVİTA®tedavisinin kesilmesini tavsiye edebilir.
Demiyelinizan hastalıklar:
Bir demiyelinizan hastalığınız (multipl skleroz gibi merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık) varsa veya ortaya çıkarsa, doktorunuz AMGEVİTA® alıp almayacağınız veya almaya devam edip etmeyeceğiniz konusunda bir karar verecektir. Görmenizde değişiklik, kollarınızda ya da bacaklarınızda güçsüzlük veya vücudunuzun herhangi bir yerinde uyuşukluk ya da karıncalanma hissederseniz, derhal doktorunuza bildiriniz.
Aşılar:
•
•
•
•
Bazı aşılar enfeksiyona sebep olabilir ve AMGEVİTA® tedavisi sırasında uygulanmamalıdır.
Herhangi bir aşı yaptırmadan önce doktorunuza danışınız.
Eğer mümkünse, çocuklarda AMGEVİTA® tedavisine başlamadan önce yaşlarına uygun tüm planlanmış aşıların tamamlanması önerilmektedir.
Hamileyken AMGEVİTA® kullandıysanız, bebeğinizin hamilelik sırasında aldığınız son dozdan yaklaşık beş ay sonrasına kadar bu tür bir enfeksiyona yakalanma riski daha yüksek olabilir. Bebeğinize herhangi bir aşının ne zaman uygulanması gerektiğine karar verebilmeleri için, bebeğinizin doktorlarına ve diğer sağlık görevlilerine, hamileliğiniz sırasında AMGEVİTA® kullandığınızı söylemeniz önemlidir.
Kalp yetmezliği:
Hafif kalp yetmezliğiniz varsa ve AMGEVİTA® ile tedavi ediliyorsanız, kalp yetmezliği durumunuz doktorunuz tarafından yakından izlenmelidir. Geçmişte veya şimdi ciddi bir kalp rahatsızlığınız varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Yeni kalp yetmezliği belirtileri gelişirse veya mevcut belirtiler kötüleşirse (örneğin nefes darlığı veya ayaklarda şişme), derhal doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekmektedir. Doktorunuz, AMGEVİTA® alıp almamanız gerektiğine karar verecektir.
Ateş, morarma, kanama veya solgun görünüm:
Bazı hastalarda, vücutta enfeksiyonlara karşı savaşta yardımcı olan veya kanamanın durmasını sağlayan kan hücreleri yeterince üretilemeyebilir. Doktorunuz tedaviyi durdurmaya karar verebilir. Eğer düşmeyen bir ateş gelişirse, vücudunuzda kolayca morarmalar ya da kanama oluşuyorsa veya çok soluk görünüyorsanız, derhal doktorunuza danışınız.
Kanser:
•Adalimumab ya da diğer TNF bloke edici ilaçları almakta olan çocuk ve erişkin hastalarda, bazı kanser türlerinde çok ender vakalar ortaya çıkmıştır.
•Uzun süreli hastalık geçmişi olan daha ağır seyirli romatoid artrit hastalarında, lenfoma (lenf sistemini etkileyen bir kanser) ve lösemi (kan ve kemik iliğini etkileyen bir kanser) ortaya çıkma riski, ortalamadan daha yüksek olabilir.
7
•
•
•
•
•
•
Eğer AMGEVİTA® alıyorsanız, sizde lenfoma, lösemi veya diğer kanser türlerinin görülme riski artabilir. Seyrek olarak, adalimumab almakta olan hastalarda yaygın olmayan ve ciddi seyreden bir tip lenfoma gözlenmiştir. Bu hastaların bazıları, ayrıca azatiyoprin veya 6-merkaptopürin ile de tedavi görmüştür.
AMGEVİTA® ile birlikte azatiyoprin veya 6-merkaptopürin kullanıyorsanız, doktorunuza bildiriniz.
Adalimumab almakta olan
gözlemlenmiştir.
vakaları
Tedavi esnasında veya sonrasında yeni deri lezyonları (yara ve lekeler) oluşursa veya mevcut lezyonların görünümünde değişiklik olursa, doktorunuza bildiriniz.
AMGEVİTA® kullanan 60 yaş üzeri hastalarda, periyodik servikal kanser (rahim ağzı kanseri) taramasına devam edilmelidir.
Başka bir TNF blokörü ile tedavi edilen ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olan hastalarda, lenfoma dışında kanser vakaları bildirilmiştir. Eğer KOAH’ınız varsa veya yoğun sigara içicisiyseniz,TNF blokörü ile tedavinin sizin için uygun olup olmadığını doktorunuz ile görüşünüz.
Otoimmün hastalıklar:
•AMGEVİTA® tedavisi, nadir durumlarda lupus benzeri sendroma neden olabilir. Sürekli ve açıklanamayan döküntü, ateş, eklem ağrısı veya yorgunluk gibi belirtileriniz ortaya çıkarsa, doktorunuz ile iletişime geçiniz.
Kullanıma hazır kalem iğnesinin koruyucu kapağı kuru doğal kauçuktan (bir lateks türevi) yapılmıştır ve bu da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Çocuklar ve ergenler
Aşılar: AMGEVİTA® kullanmadan önce mümkünse çocukların tüm aşıları tamamlanmalıdır.
Biyobenzer ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
AMGEVİTA®’nın yiyecek ve içecek ile kullanılması
AMGEVİTA® derialtı yoluyla uygulandığı için, yiyecek ve içeceklerin AMGEVİTA®’yı etkilemesi beklenmemektedir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Hamile kalmayı önlemek amacıyla etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalısınız ve en son AMGEVİTA® enjeksiyonundan sonra en az 5 ay süreyle etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmaya devam etmelisiniz.
8
• AMGEVİTA® sadece gerektiğinde hamilelik sırasında kullanılmalıdır.
• Bir gebelik çalışmasına göre, gebelik esnasında adalimumab kullanan anneler ile, adalimumab kullanmayan ancak aynı hastalığa sahip anneler karşılaştırıldığında, hamilelik sırasında adalimumab kullanan annelerin bebeklerinde doğum kusurları oluşma riski daha yüksek değildir.
Hamileliğiniz sırasında AMGEVİTA® kullanırsanız, bebeğinizde enfeksiyon oluşma •
riski daha yüksek olabilir.
• Bebeğinize herhangi bir aşı uygulanmadan önce bebeğinizin doktorlarına ve diğer sağlık görevlilerine hamilelik sırasındaki AMGEVİTA® kullanımınızı bildirmeniz önemlidir (daha fazla bilgi için “Aşılar” bölümüne bakınız).
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz, hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme sırasında AMGEVİTA® kullanılabilir.
Araç ve makine kullanımı
AMGEVİTA®’nın araba, motosiklet veya diğer makineleri kullanma yeteneği üzerinde az düzeyde etkisi olabilir. AMGEVİTA® uygulanmasını takiben hafif baş dönmesi ve görme bozuklukları ortaya çıkabilir.
AMGEVİTA®’nın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün her 0,8 ml’sinde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum” içermediği kabul edilebilir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Başka ilaçlar alıyorsanız, yakın zamanda aldıysanız veya alma olasılığınız varsa doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
AMGEVİTA®, ciddi enfeksiyon riskindeki artış nedeniyle aşağıdaki etkin maddeleri içeren ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.
•Anakinra
•Abatasept (bağışıklık sistemine etki eden ilaçlar)
AMGEVİTA® aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanılabilir:
•Metotreksat,
•Belirli hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar (örneğin sulfasalazin, hidroksiklorokin, leflunomid ve enjekte edilebilen altın preparatları),
•Steroidler veya steroid olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar ((NSAİİ); steroid yapıda olmayan yangı çözücü ilaçlar) dahil ağrı kesiciler.
Bu konuda sorunuz olursa doktorunuza danışınız. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
9
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. AMGEVİTA® nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
AMGEVİTA®’yı daima doktorunuzun veya eczacınızın belirttiği şekilde uygulayınız. Emin değilseniz, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
AMGEVİTA®’nın her bir onaylı kullanımı için önerilen dozlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Farklı bir doza ihtiyacınız varsa, doktorunuz başka bir AMGEVİTA® dozu reçete edebilir.
Romatoid artrit, psöriyatik artrit, ankilozan spondilit veya radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
Erişkinler
İki haftada bir 40 mg
Romatoid artritte AMGEVİTA®kullanırken metotreksata devam edilir. Eğer doktorunuz
metotreksatın uygun olmadığına karar verirse, AMGEVİTA® tek başına verilebilir.
Eğer romatoid artritiniz varsa ve AMGEVİTA® tedavisiyle
birlikte metotreksat
almıyorsanız, doktorunuz
haftada bir 40 mg veya iki
haftada bir 80 mg
AMGEVİTA® almanıza karar verebilir.
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
2 yaşından büyük, vücut ağırlığı 30 kg veya daha fazla olan çocuklar,
ergenler ve erişkinler
İki haftada bir 40 mg
Özel not bulunmamaktadır.
2 yaşından büyük, vücut ağırlığı 10 – 30 kg
arasındaki çocuklar ve ergenler
İki haftada bir 20 mg
Özel not bulunmamaktadır.
Entezit ile ilişkili artrit
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta
u belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıalınmalı?
Notlar
ştır.
10
6 yaşından büyük, vücut ağırlığı 30 kg veya daha fazla olan çocuklar,
ergenler ve erişkinler
İki haftada bir 40 mg
Özel not bulunmamaktadır.
6 yaşından büyük, vücut ağırlığı 15 – 30 kg
arasında çocuklar ve
ergenler
İki haftada bir 20 mg
Özel not bulunmamaktadır.
Plak tipi sedef hastalığı
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
Erişkinler
80 mg’lık (bir günde 40
mg’lık iki enjeksiyon)
başlangıç dozu ve bu
başlangıç dozundan bir hafta sonra başlamak üzere her iki haftada bir 40 mg doz
uygulanır.
İki haftada bir 40 mg
AMGEVİTA®’ya yetersiz
yanıt verirseniz, doktorunuz dozu haftada bir 40 mg’a veya iki haftada bir 80 mg’a
çıkarabilir.
4-17 yaş arası, vücut
ağırlığı 30 kg veya daha fazla olan çocuklar ve ergenler
40 mg’lık başlangıç dozunun ardından bir hafta sonra 40 mg doz uygulanır.
Bundan sonra, normal doz iki haftada bir uygulanan 40 mg’dır.
Özel not bulunmamaktadır.
4-17 yaş arası, vücut
ağırlığı 15 – 30 kg
arasında olan çocuklar ve ergenler
Başlangıç dozu 20 mg’dır, ardından bir hafta sonra 20 mg uygulanır.
Bundan sonra, normal doz iki haftada bir uygulanan 20 mg’dır.
Özel not bulunmamaktadır.
Hidradenitis suppurativa
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
Erişkinler
B
ğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0ak1UQ3
160 mg’lık (bir günde 40
mg’lık dört enjeksiyon ya da birbirini izleyen iki gün
boyunca her gün 40 mg’lık iki enjeksiyon) başlangıç
dozunu takiben iki hafta
sonra 80 mg’lık (bir günde 40 mg’lık iki enjeksiyon)
doz uygulanır. İki hafta
sonra, doktorunuzun size
NRak1US3k0SHY3 bir kez 40 mg veya iki Belge Takip Ad
Etkilenen bölgeleri her gün bir antiseptik kullanarak
temizlemeniz önerilmektedir.
ır.
Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
11
haftada bir kez 80 mg dozla devam edilir.
12 – 17 yaş arası, vücut ağırlığı 30 kg veya daha fazla olan ergenler
80 mg’lık (bir günde 40
mg’lık iki enjeksiyon),
başlangıç dozunu takiben bir hafta sonra başlamak üzere iki haftada bir 40 mg doz
uygulanır.
İki haftada bir 40 mg
AMGEVİTA®’ya yetersiz
yanıt verirseniz, doktorunuz dozu haftada bir 40 mg’a veya iki haftada bir 80 mg’a
çıkarabilir.
Etkilenen bölgeleri her gün bir antiseptik kullanarak
temizlemeniz önerilmektedir.
Crohn hastalığı
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
6 yaşından büyük, vücut ağırlığı 40 kg veya daha fazla olan çocuklar,
ergenler ve erişkinler
80 mg’lık (bir günde 40
mg’lık iki enjeksiyon)
başlangıç dozunun ardından iki hafta sonra 40 mg’lık doz uygulanır.
Daha hızlı bir yanıt gerekli ise, doktorunuz başlangıç dozu olarak 160 mg (bir
günde 40 mg’lık dört
enjeksiyon ya da birbirini izleyen iki gün boyunca her gün 40 mg’lık iki
enjeksiyon) ve takiben iki hafta sonra 80 mg’lık doz (bir günde 40 mg’lık iki
enjeksiyon) reçete edebilir.
Bundan sonra normal doz iki haftada bir uygulanan 40
mg’dır.
Doktorunuz dozu haftada bir 40 mg’a veya iki haftada bir 80 mg’a çıkarabilir.
6 – 17 yaş arası, vücut
ağırlığı 40 kg’dan az olan çocuklar ve ergenler
40 mg’lık başlangıç dozunu takiben iki hafta sonra 20 mg’dır.
Daha hızlı bir yanıt gerekli ise, doktorunuz başlangıç dozu olarak 80 mg (bir
günde 40 mg’lık iki
enjeksiyon) ve takiben iki hafta sonra 40 mg’lık doz reçete edebilir.
Doktorunuz doz sıklığını
haftada bir 20 mg’a çıkarabilir.
12
Bundan sonra, normal doz iki haftada bir uygulanan 20 mg’dır.
Ülseratif kolit
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
Erişkinler
160 mg’lık (bir günde 40
mg’lık dört enjeksiyon ya da birbirini izleyen iki gün
boyunca her gün 40 mg’lık iki enjeksiyon) başlangıç
dozunu takiben iki hafta
sonra 80 mg’lık doz (bir
günde 40 mg’lık iki
enjeksiyon) uygulanır.
Bundan sonra normal doz iki haftada bir uygulanan 40
mg’dır.
Doktorunuz dozu haftada bir 40 mg’a veya iki haftada bir 80 mg’a çıkarabilir.
Ağırlığı 40 kg’ın altında olan 6 yaşından büyük çocuklar ve ergenler
80 mg’lık (bir günde iki 40 mg’lık enjeksiyon) ilk doz, ardından iki hafta sonra 40 mg (bir 40 mg’lık
enjeksiyon).
Daha sonra normal doz iki haftada bir 40 mg’dır.
18 yaşına girdikten sonra dahi AMGEVİTA®’yı normal
dozunuzda almaya devam
etmelisiniz.
Ağırlığı 40 kg veya daha fazla olan 6 yaşından
büyük çocuklar ve
ergenler
160 mg’lık (bir günde dört 40 mg’lık enjeksiyon veya ardışık iki günde, günde iki 40 mg’lık enjeksiyon) ilk
doz, ardından iki hafta sonra 80 mg (bir günde iki 40
mg’lık enjeksiyon).
Daha sonra normal doz iki haftada bir 80 mg’dır.
18 yaşına girdikten sonra dahi AMGEVİTA®’yı normal
dozunuzda almaya devam
etmelisiniz.
Enfeksiyöz olmayan üveit
Yaş ve vücut ağırlığı
Ne kadar ve ne sıklıkta alınmalı?
Notlar
Erişkinler
Bu
80 mg’lık (bir günde 40
mg’lık iki enjeksiyon)
başlangıç dozu ve bu
başlangıç dozundan bir hafta
belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmışt sonra başlamak üzere iki
AMGEVİTA® kullanılırken kortikosteroidler veya
bağışıklık sistemini etkileyen diğer ilaçlara devam edilebilir.
ır.
13
haftada bir 40 mg’lık doz uygulanır.
AMGEVİTA® ayrıca tek başına da verilebilir.
2 yaşından büyük, vücut ağırlığı 30 kg’dan az olan çocuklar ve ergenler
İki haftada bir 20 mg
Doktorunuz iki haftada bir 20 mg’lık normal dozun
başlamasından bir hafta önce uygulanacak olan 40 mg’lık bir başlangıç dozu reçete
edebilir.
AMGEVİTA®’nın metotreksat ile birlikte kullanılması
önerilmektedir.
2 yaşından büyük, vücut ağırlığı 30 kg veya daha fazla olan çocuklar ve ergenler
İki haftada bir 40 mg
Doktorunuz iki haftada bir 40 mg’lık normal dozun
başlamasından bir hafta önce uygulanacak olan 80 mg’lık bir başlangıç dozu reçete
edebilir.
AMGEVİTA®’nın metotreksat ile birlikte kullanımı önerilir.
Uygulama yolu ve metodu:
AMGEVİTA®, deri altına enjeksiyon yolu ile uygulanır (subkütan enjeksiyon).
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
AMGEVİTA® 2 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamaktadır.
Yaşlılarda (65 yaş ve üzeri) kullanımı:
65 yaş ve üstü hastalar için özel bir doz önerisi yoktur.
Özel kullanım durumları:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği
Adalimumab ile bu hasta topluluklarında çalışma yapılmamıştır. Doz önerileri yapılamaz. Eğer AMGEVİTA®’nın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla AMGEVİTA®kullandıysanız:
Eğer yanlışlıkla doktorun veya eczacının söylediğinden daha sık AMGEVİTA® enjeksiyonu yaptıysanız, doktorunuza veya eczacınıza haber veriniz.
Boş da olsa ilacın dış karton kutusunu göstermek üzere daima yanınıza alınız.
14
AMGEVİTA®’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
AMGEVİTA®’yıkullanmayı unutursanız
Eğer kendinize enjeksiyon yapmayı unutursanız, hatırladığınız anda bir sonraki AMGEVİTA®dozunu enjekte etmelisiniz. Sonrasında, bir sonraki dozu, başlangıçta planlanan gününüzde alınız.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
AMGEVİTA® ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
AMGEVİTA® kullanımını durdurma kararı doktorunuzla görüşülmelidir. İlacın kesilmesini takiben belirtileriniz geri dönebilir.
Bu ilacın kullanımı hakkında başka sorularınız varsa, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi AMGEVİTA®’nın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkilerin çoğu hafif ile orta derecelidir. Ancak, bazıları ciddi olabilir ve tedavi gerektirebilir. Yan etkiler, son AMGEVİTA® enjeksiyonunun uygulamasından en az 4 ay sonrasına kadar ortaya çıkabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır.
Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa, AMGEVİTA®’yı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•
•
•
•
Şiddetli döküntüler (çok yaygın), kurdeşen (yaygın) veya başka alerjik belirtiler (yaygın) Yüz, eller ve ayaklarda şişlik (yaygın)
Nefes alıp vermede güçlük (yaygın), yutma güçlüğü (yaygın olmayan)
Egzersiz yaparken veya yatarken nefes darlığı (yaygın) veya ayakların şişmesi (yaygın olmayan)
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin AMGEVİTA® ‘ya karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
15
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size
en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ateş, kırgın hissetme, yaralar, diş problemleri, idrar yaparken yanma gibi enfeksiyon belirtileri (yaygın)
Kendini halsiz veya yorgun hissetme (seyrek)
Öksürük (yaygın)
Karıncalanma (yaygın)
Uyuşma (yaygın)
Çift görme (yaygın)
Kol ya da bacaklarda güçsüzlük (seyrek)
Geçmeyen şişlik veya açık yara (yaygın)
İnatçı ateş, morarma, kanama ve derinin soluklaşması gibi kan hastalıklarını düşündürebilecek belirtiler (seyrek)
Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.
Yukarıda verilen belirtiler, adalimumab ile gözlenmiş olan aşağıdaki yan etkilerin işaretleri
olabilir:
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:
Çok yaygın
•Enjeksiyon yeri reaksiyonları (ağrı, şişme, kızarıklık veya kaşıntı dahil)
•Solunum yolu enfeksiyonları (soğuk algınlığı, burun akıntısı, sinüzit, pnömoni dahil)
•Baş ağrısı
•Karın ağrısı
•Bulantı ve kusma
•Döküntü (cilt döküntüsü) (eksfoliyatif (pul pul) döküntü dahil)
•Kas-iskelet ağrısı
Yaygın
•Ciddi enfeksiyonlar (grip ve kan zehirlenmesi dahil)
•Sistemik enfeksiyonlar [sepsis (kana bakteri ve toksin karışması sonucu bağışıklık
sisteminin çökmesi), kandidiyazis (mantar enfeksiyonu) ve grip dahil]
•Bağırsak enfeksiyonları [kusma ve ishale neden olan gastroenterit (bağırsak enfeksiyonu)
dahil]
•Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları [parmak iltihabı, sellülit (cildin derin kısımlarının
ve deri altındaki dokuların mikroplarla oluşan iltihabı), impetigo (bakteri kaynaklı cilt
enfeksiyonu), nekrotizan fasiit (deri, yağ ve kasları örten dokunun bir enfeksiyonu) ve
zona (gövde, bacak ve yüz derisinde sinirler boyunca bir takım ağrılı döküntülerle
gösteren mikroplu bir deri hastalığı) dahil]
•Kulak enfeksiyonları
•Ağız enfeksiyonları [oral herpes (uçuk) ve diş enfeksiyonları dahil]
•Üreme sistemi enfeksiyonları [vulvovajinal mikotik (vajinal mantar) enfeksiyon dahil]
•İdrar yolu enfeksiyonları [piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) dahil]
•Mantar enfeksiyonları
•Eklem enfeksiyonları Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
16
17
•Yara iyileşmesinde gecikme
Yaygın olmayan
•Fırsatçı enfeksiyonlar (verem ve vücut direnci düştüğünde ortaya çıkan diğer
enfeksiyonlar dahil)
•Nörolojik enfeksiyonlar (viral beyin zarı iltihabı dahil)
•Göz enfeksiyonları
•Bakteriyel (Bakteri denen bir mikrop türüne bağlı) enfeksiyonlar
•Divertikülit (kalın bağırsak inflamasyonu (iltihabı) ve enfeksiyonu) (Kramp tarzında
karın ağrısı, karında şişlik hissi, kabızlık, ishal, bulantı, kusma, idrar yaparken yanma
gibi yakınmalar ile kendini gösterir.)
•Kanser
•Lenfoma (lenf sistemini etkileyen kanser)
•Solid organ tümörü (kist veya sıvı alan içermeyen anormal doku kitleleri) (meme kanseri,
akciğer ve tiroid dahil)
•Melanom (bir çeşit cilt kanseri)
•Sebebi bilinmeyen trombositopenik purpura (deri içinde kanamalar sonucunda oluşan
küçük kırmızı-mor renkte döküntüler)
•Akciğer, cilt ve lenf düğümlerini etkileyebilen immün (bağışıklık) bozuklukları
[Çoğunlukla sarkoidoz (bağışıklık sisteminin vücuttaki çeşitli dokulara karşı reaksiyon
göstermesiyle ortaya çıkan romatolojik bir hastalık) olarak ortaya çıkar]
•Vaskülit (kan damarlarının iltihaplanması)
•Titreme
•Nöropati (sinir sistemi hastalığı. Nöropati vücudun birçok organını etkileyebilen,
sinirlerde hasar oluşmasıdır. El, ayak ve bacaklarda ağrı, uyuşukluk, karıncalanma
hissedilebilir)
•Beyin-damar hastalıkları
•İnme
•Çarpıntı
•Çift görme
•İşitme kaybı, kulak çınlaması
•Kalbin düzensiz attığı hissi (anlık duraksaması gibi)
•Nefes darlığı veya ayak bileği şişmesine sebep olabilen kalp problemleri
•Kalp krizi
•Kalp yetmezliği (Sıklıkla göğüsten omza ya da kollara, ense, dişler, çene, karın veya
sırta doğru yayılan ağrı ile birlikte kendini gösterebilir. Bu ağrılara nefes darlığı, öksürük,
baş dönmesi ve sersemleme, bayılma, mide bulantısı ve kusma eşlik edebilir.)
•Atardamar duvarında kese oluşumu, toplardamarın inflamasyonu (iltihabı) ve pıhtı
oluşumu, damar tıkanıklığı (Çok az bir kısmı belirti verir ve doktorunuz tarafından teşhis
edilebilir. Vücudumuzda ağrı, morarma gibi belirtilere neden olabilir.)
•Nefes darlığına sebep olan akciğer hastalıkları (inflamasyon (iltihap) dahil)
•Pulmoner emboli (akciğer damarlarının tıkanması: nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük,
ağızdan kan gelmesi, bayılma ile kendini gösterir.)
•İnterstisyel akciğer hastalığı (akciğerdeki hava keseciklerinin etrafının kalınlaşması)
•Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH, solunum yollarının daralması)
•Akciğer iltihabı
•Plevral efüzyon (akciğer zarında anormal sıvı toplanması: göğüs ağrısı, öksürük, nefes
18
•Karın ve sırtta şiddetli ağrılara sebep olan pankreasın inflamasyonu (iltihabı)
•Yutmada güçlük
•Yüzde ödem (şişme)
•Safra kesesi inflamasyonu (iltihabı) ve safra kesesi taşı (Karın ağrısı, sarılık, idrar
renginin kırmızı veya kahverengi olması, bulantı, kusma ve bazen de ateş ile kendini
gösterebilir.)
•Karaciğer yağlanması
•Gece terlemeleri
•Yara izi
•Anormal kas zayıflığı
•Sistemik lupus eritematöz [Ciltte pullanmayla kendini gösteren bir hastalık, derinin,
kalbin, akciğerin, eklemlerin ve diğer organ sistemlerinin inflamasyonu (iltihaplanması)
dahil]
•Uyku bozuklukları
•İktidarsızlık
•İnflamasyonlar (iltihaplanmalar)
Seyrek
•Lösemi (kan ve kemik iliğini etkileyen kanser)
•Şokun eşlik ettiği ciddi alerjik reaksiyonlar
•Multipl skleroz (Doktorunuz teşhis edebilir; beyin ve omuriliği tutan bir hastalıktır.
Görme bozuklukları, yorgunluk, uyuşukluk hissi gibi belirtileri olabilir.)
•Sinir hastalıkları (göz siniri inflamasyonu ve kas güçsüzlüğü, normal olmayan hisler,
kollarda ve vücudun üst kısmında ürpermelere sebep olabilen Guillan-Barré sendromu
gibi)
•Kalbin pompalamayı durdurması sonucu kan dolaşımının ani olarak durması ve bunun
neden olduğu ani bilinç kaybı
•Pulmoner fibrozis (akciğer sertleşmesinde yara izi oluşumu: kuru öksürük, nefes darlığı
ile kendini gösterir.)
•Bağırsak delinmesi (Şiddetli karın ağrısı, titreme, ateş, mide bulantısı, kusma ile kendini
gösterir.)
•Hepatit (karaciğer iltihabı)
•Hepatit B enfeksiyonunun tekrarlanması
•Otoimmün hepatit (bağışıklık sisteminin baskılanmasından dolayı karaciğerin
iltihaplanması)
•Eritema multiforme (enfeksiyonlara veya ilaçlara karşı aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak
kabul edilen nadir bir deri hastalığı)
•Derideki kan damarlarının iltihabı (kutanöz vaskülit)
•Stevens Johnson sendromu (halsizlik, ateş, baş ağrısı, kızarıklık gibi erken semptomlar
içerir)
•Alerjik reaksiyonlara bağlı olarak yüzde şişme
•Lupus benzeri sendrom (Sıklıkla halsizlik, cilt döküntüsü, eklem tutulumu ve ateş ile
kendini gösterir)
•Anjiyoödem (cildin bölgesel olarak şişmesi)
•Likenoid deri reaksiyonu (kaşıntılı kırmızımsı-mor deri döküntüsü)
Bilinmiyor
19
•
•
•
•
•
Merkel hücreli karsinom (bir cilt kanseri tipi)
Kaposi Sarkomu, (İnsan Herpes Virüsü 8 enfeksiyonu ile ilişkili nadir bir kanser türüdür.
Kaposi Sarkomu en yaygın olarak, ciltte mor lezyonlar halinde belirir.)
Karaciğer yetmezliği
Dermatomiyosit (kas zayıflığına eşlik eden deri kızarması) belirtilerinin kötüleşmesi Kilo artışı (çoğu hasta için kilo artışı azdı)
Adalimumab ile yapılan klinik çalışmalarda görülen istenmeyen bazı yan etkilerin belirtileri
yoktur ve sadece kan testleri ile anlaşılabilir. Bunlar:
Çok yaygın
•Düşük beyaz kan hücresi sayısı
•Düşük kırmızı kan hücresi sayısı
•Kanda yükselmiş lipid değerleri
•Yükselmiş karaciğer enzimleri
Yaygın
•Yüksek beyaz kan hücresi sayısı
•Düşük kan pulcuğu sayısı (kanın pıhtılaşmasında rol oynayan bir kan hücresi, trombosit)
•Kanda yükselmiş ürik asit değerleri
•Anormal kan sodyum değerleri
•Düşük kan kalsiyum değerleri
•Düşük kan fosfat değerleri
•Yüksek kan şekeri
•Yüksek kan laktat dehidrojenaz değerleri
•Kanda otoantikor varlığı
•Düşük kan potasyumu
Yaygın olmayan
•Yüksek bilirubin ölçümü (karaciğer kan testi)
Seyrek
•Düşük beyaz kan hücresi, kırmızı kan hücresi ve kan pulcuğu sayısı
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız,
doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması:
Kullanma Talimatı’nda yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi
durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan
etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da
0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi
(TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın
güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. AMGEVİTA®’nın saklanması
AMGEVİTA®’yı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
20
2°C-8°C arasında buzdolabında saklayınız. Dondurmayınız.
Işıktan korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
Tek bir AMGEVİTA® kullanıma hazır kalem maksimum 25°C’ye kadar olan sıcaklıklarda 14 günlük bir süreye kadar saklanabilir. Kullanıma hazır kalem ışıktan korunmalı ve 14 günlük süre içerisinde kullanılmazsa mutlaka imha edilmelidir.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra AMGEVİTA®’yı kullanmayınız.
Son kullanma tarihi belirtilen ayın son günüdür.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat Sahibi:
Amgen İlaç Tic. Ltd. Şti.
İş Kuleleri, Levent Mah. Meltem Sok.
No:10 Kule: 2 Kat: 25
4. Levent, Beşiktaş, İstanbul
Üretim Yeri:
Amgen Manufacturing Ltd
Road 31, Kilometer 24.6
Juncos, Porto Riko
00777, ABD
Bu kullanma talimatı tarihinde onaylanmıştır.
21
AŞAĞIDA VERİLEN BİLGİ BU İLACI UYGULAYACAK KİŞİ İÇİNDİR.
Kullanım için talimatlar:
AMGEVİTA® tek kullanımlık kullanıma hazır kalem Deri altı kullanım içindir.
Önemli
AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemi kullanmadan önce bu önemli bilgileri okuyunuz:
AMGEVİTA® kullanıma hazır kaleminizin kullanımı
●
●
●
Siz veya bakım yapan kişi eğitim almamışsa enjeksiyon yapmaya çalışmamanız önemlidir.
Sert bir zemine düşmüşse AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemi kullanmayınız. Kırığı görmeseniz bile AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemin bir kısmı kırılmış olabilir. Yeni bir AMGEVİTA® kullanıma hazır kalem kullanınız.
AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemin iğne başlığı lateks içeren kuru doğal kauçuktan yapılmıştır. Lateks alerjiniz varsa sağlık uzmanınıza söyleyiniz.
A.
AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemi kutusundan çıkarınız.
Kullanıma hazır kalemi kutudan dikkatlice dik bir şekilde kaldırınız.
Kullanılmamış olan kullanıma hazır kalemlerin bulunduğu orijinal ambalajı tekrar buzdolabına koyunuz.
Daha rahat bir enjeksiyon için, enjeksiyondan önce kullanıma hazır kalemi oda sıcaklığında 15 ila 30 dakika bekletiniz.
● Oda sıcaklığına ulaştıktan sonra kullanıma hazır kalemi tekrar buzdolabına koymayınız.
● Sıcak su veya mikrodalga gibi bir ısı kaynağı kullanarak kullanıma hazır kalemi ısıtmaya çalışmayınız.
● Kullanıma hazır kalemi çalkalamayınız.
● Sarı kapağı kullanıma hazır kalemden henüz çıkarmayınız.
23
B.
AMGEVİTA® kullanıma hazır kalemi kontrol ediniz.
Sarı kapak takılı
Pencere
Penceredeki ilacın berrak ve renksizden açık sarı renge dönük olduğundan emin olunuz.
●
Aşağıdaki durumlarda kullanıma hazır kalemi kullanmayınız:
İlaç bulanıksa veya rengi değişmişse ya da tanecik veya partiküller içeriyorsa,
Herhangi bir parça çatlak veya kırık görünüyorsa,
Kullanıma hazır kalem sert bir zemine düşmüşse,
Sarı kapak eksik veya tam kapatılmamışsa,
Etiket üzerinde yazan son kullanma tarihi geçmişse,
Bahsedilen tüm durumlarda yeni bir kullanıma hazır kalem kullanınız.
C.
Enjeksiyonunuz için gerekli bütün malzemeleri hazırlayınız.
Ellerinizi sabun ve suyla iyice yıkayınız.
Temiz, iyi aydınlatılmış bir çalışma yüzeyine yeni bir kullanıma hazır kalemi yerleştiriniz.
Ayrıca ambalaj içinde bulunmayan aşağıdaki malzemelere de ihtiyacınız olacaktır:
●●●●
Alkollü mendil
Pamuk veya gazlı bez
Yara bandı
Kesici-delici alet imha konteyneri
24
Göbek
Uyluk
Aşağıdaki bölgeleri kullanabilirsiniz:
●●
Uyluğunuz
Karın, göbek deliğinizin etrafındaki 5 santimetre bölge hariç
Enjeksiyon bölgesini alkollü mendille temizleyiniz. Cildinizin kurumasını bekleyiniz.
●●
Enjeksiyondan önce bu alana tekrar dokunmayınız.
Aynı enjeksiyon bölgesini kullanmak istiyorsanız, önceki enjeksiyon için kullandığınız enjeksiyon noktası ile aynı nokta olmadığından emin olunuz.
Cildin hassas, morarmış, kızarık veya sert olduğu bölgelere enjeksiyon
●
Sizde sedef hastalığı (psoriyazis) varsa, doğrudan kabarık, kalın, kırmızı veya pulsu cilt bölgesine veya lezyona enjekte etmekten kaçınınız.
25
E.
Enjeksiyona hazır olduğunuzda sarı kapağı düz bir şekilde çekip çıkarınız.
İğnenin veya sarı emniyet korumasının sonunda bir damla sıvı görmeniz normaldir.
●
●
Sarı kapağı eğmeyiniz veya bükmeyiniz.
Sarı kapağı kullanıma hazır kaleme tekrar takmayınız.
● Enjeksiyona hazır olana kadar sarı kapağı kullanıma hazır kalemden çıkarmayınız.
F.
Gergin bir yüzey oluşturmak için enjeksiyon bölgesini geriniz veya sıkıştırınız.
Germe yöntemi
Baş parmağınızı ve diğer parmaklarınızı ters yönlere hareket ettirerek deriyi sıkıca gererek yaklaşık 5 santimetre genişliğinde bir alan yaratınız.
VEYA
Sıkıştırma yöntemi
Önemli: Enjeksiyon yaparken deriyi gerilmiş veya sıkıştırılmış halde tutunuz.
26
G.
Gerilmiş veya sıkıştırılmış deriyi tutunuz. Sarı kapağı çıkarılmış olan kullanıma hazır kalemi 90 derece açıyla cildinize yerleştiriniz.
Önemli: Henüz mavi başlatma düğmesine dokunmayınız.
Önemli: Tamamen itmelisiniz fakat enjeksiyona hazır olana kadar mavi başlatma düğmesine dokunmayınız.
I.
Enjeksiyona hazır olduğunuzda mavi başlatma düğmesine basınız. Bir klik sesi duyacaksınız.
“klik”
27
J.
Derinize bastırmaya devam ediniz. Enjeksiyonunuz yaklaşık 10 saniye sürebilir.
~10s
Derinizden
Enjeksiyon yapıldığında
pencere sarıya döner.
duyabilirsiniz.
hazır
olarak
Önemli: Kullanıma hazır kalemi çıkardığınızda pencere sarıya dönmemişse veya ilaç hala enjekte oluyor gibi görünüyorsa, bu tam doz almadığınız anlamına gelir. Hemen doktorunuza danışınız.
28
K.
Kullanılmış kullanıma hazır kalemi ve sarı kapağı atınız.
● Kullanılmış kullanıma hazır kalemi kullanımdan hemen sonra kesici-delici alet imha konteynerine atınız. Kullanıma hazır kalemi ev çöpünüze atmayınız (imha etmeyiniz).
● Uygun imha yöntemi için doktorunuza veya eczacınıza danışınız. İmhaya yönelik yerel kılavuzlar mevcut olabilir.
● Kullanıma hazır kalemi tekrar kullanmayınız.
● Kullanıma hazır kalemi veya kesici-delici alet imha konteynerini geri dönüşüm kutusuna veya ev çöpüne atmayınız.
Önemli: Kesici-delici alet imha konteynerını her zaman çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerde tutunuz.
L.
Enjeksiyon bölgesini kontrol ediniz.
Kan varsa, enjeksiyon bölgesine pamuk veya gazlı bez ile bastırınız. Enjeksiyon bölgesini ovuşturmayınız. Gerekirse yara bandı yapıştırınız.
29
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
▼Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
AMGEVİTA® 40 mg/0,8 ml enjeksiyonluk çözelti içeren kullanıma hazır kalem
Steril
UYARI
Diğer TNF bloke edici ajanlarda olduğu gibi, adalimumab kullanan hastalarda (klinikte sıklıkla yaygın veya akciğer dışı tutulum gösterenler de dahil) tüberküloz vakaları gözlenmiştir. Eğer aktif tüberküloz tanısı konulursa AMGEVİTA® tedavisine başlanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Hastalar tüberkülin deri testi yapılarak inaktif (latent) tüberküloz açısından değerlendirilmelidir. İnaktif tüberküloz enfeksiyonu için tüberkülin deri testi yapılırken, hasta daha önce Bacille Calmette-Guerin (BCG) ile aşılanmış olsa dahi, 5 mm veya daha yüksek indurasyon boyutu pozitif olarak kabul edilmelidir. İnaktif tüberküloz teşhis edilen hastalarda AMGEVİTA®tedavisine başlanmadan önce yerel öneriler doğrultusunda uygun bir anti-tüberküloz profilaksisi yapılmalıdır.
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir kullanıma hazır kalem, 40 mg/0,8 ml adalimumab içerir.
Adalimumab “Çin Hamster Yumurtalık” hücrelerinde üretilen bir rekombinant insan monoklonal antikorudur. AMGEVİTA® bir biyobenzerdir.
Yardımcı madde(ler):
Sodyum hidroksit: pH ayarlayıcı (yeterli miktarda)
Yardımcı maddelerin tam listesi için bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti
Berrak ve renksizden açık sarı renge dönük çözelti.
1
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Romatoid Artrit
AMGEVİTA®, metotreksat ile kombinasyon halinde aşağıdaki durumlar için endikedir:
•Erişkin hastalarda orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit tedavisinde, metotreksat dahil hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar ile tedaviye karşın yeterli cevap alınamadığında,
•Önceden metotreksat tedavisi almamış erişkin hastalarda şiddetli, aktif ve progresif romatoid artrit tedavisinde
AMGEVİTA® metotreksata karşı intolerans durumunda veya metotreksat ile tedaviye devam edilmesinin uygun olmadığı durumlarda monoterapi olarak verilebilir.
AMGEVİTA® ve metotreksat kombinasyonunun, eklem hasarının progresyon hızını azalttığı ve fiziksel fonksiyonu iyileştirdiği radyografik ölçütlerle gösterilmiştir.
Jüvenil idiyopatik artrit
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit
AMGEVİTA®, 2 yaşından itibaren, metotreksat ile kombine olarak, bir veya daha fazla hastalık modifiye edici anti-romatizmal (DMARD) ilaca karşı yetersiz yanıt alınan aktif poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit tedavisinde endikedir. AMGEVİTA®, metotreksata karşı intolerans durumunda veya metotreksat ile tedaviye devam edilmesinin uygun olmadığı durumlarda monoterapi olarak verilebilir (bkz. bölüm 5.1). Adalimumab, 2 yaşından küçük çocuklarda araştırılmamıştır.
Entezit ile ilişkili artrit
AMGEVİTA®, konvansiyonel tedaviye yetersiz yanıt veren veya konvansiyonel tedaviye intoleransı olan 6 yaş ve üstü hastalarda, entezit ile ilişkili artritin tedavisinde endikedir (bkz. bölüm 5.1).
Aksiyal Spondiloartrit
Ankilozan Spondilit (AS)
AMGEVİTA®, konvansiyonel tedaviye yeterli yanıt alınamayan şiddetli, aktif ankilozan spondilitli erişkinlerin tedavisinde endikedir.
2
Radyografik olarak AS kanıtı olmayan Aksiyal Spondiloartrit
AMGEVİTA®, yüksek CRP ve/veya MRI ile objektif inflamasyon bulgularının olduğu ancak radyografik olarak AS kanıtı bulunmayan ve non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlara yetersiz yanıt veren veya bu ilaçlara intoleransı olan ciddi aksiyal spondiloartritli erişkin hastalarda endikedir.
Psöriyatik Artrit
AMGEVİTA®, hastalığı modifiye edici anti-romatizmal ilaçlarla tedavi edilmesine karşın yeterli yanıt alınamayan aktif ve progresif psöriyatik artritli erişkin hastalarda endikedir.
AMGEVİTA®’nın hastalığın poliartiküler simetrik alt tipleri olan hastalarda periferik eklem hasarının progresyon hızını azalttığı (bkz. bölüm 5.1) ve fiziksel fonksiyonu iyileştirdiği radyografik ölçütlerle gösterilmiştir.
Psöriyazis
AMGEVİTA®, erişkinlerde siklosporin, metotreksat veya PUVA gibi sistemik tedaviler ile yanıt alınamayan, bu ilaçların kontrendike olduğu veya bu tedavileri tolere edemeyen hastalarda orta ila şiddetli derecede plak psöriyazis tedavisinde kullanılır.
Pediyatrik plak psöriyazis
AMGEVİTA®, siklosporin, metotreksat veya PUVA gibi sistemik tedaviler ile cevap alınamayan, bu ilaçların kontrendike olduğu veya bu tedavileri tolere edemeyen adolesanlarda ve 4 yaşından itibaren çocuklarda şiddetli kronik plak psöriyazis tedavisinde endikedir.
Hidradenitis suppurativa (HS)
AMGEVİTA®, konvansiyonel sistemik HS tedavisine yeterli yanıt vermeyen erişkinlerde ve 12 yaşından itibaren ergenlerde, orta ila şiddetli derecede aktif hidradenitis suppurativa (akne inversa) tedavisinde endikedir (bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2).
Crohn Hastalığı
AMGEVİTA®, bir kortikosteroid ve/veya bir immünosupresan ile yapılan tedaviye, uygun doz ve tam ve yeterli sürelerde kullanıldığı halde yanıt alınamayan veya bu tip tedavilere karşı medikal kontrendikasyonu bulunan erişkinlerde orta ila şiddetli derecedeki, aktif Crohn hastalığının tedavisinde endikedir.
Pediyatrik Crohn Hastalığı
AMGEVİTA®, primer beslenme tedavisini, kortikosteroidi ve/veya bir immünomodülatörü içeren tedaviye yeterli yanıt vermeyen ya da bu tip tedavilere intolerans gösteren veya bu tür tedavilerin kontrendike olduğu pediyatrik hastalarda (6 yaşından itibaren) orta ila şiddetli derecedeki aktif Crohn hastalığının tedavisinde endikedir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
3
Ülseratif kolit
AMGEVİTA®, kortikosteroidler ve 6-merkaptopurin (6-MP) veya azatioprin (AZA) gibi konvansiyonel tedavilere yeterli yanıt vermeyen veya bu tip tedavilere intoleransı olan veya bu tür tedavilere kontrendikasyonu olan erişkin hastalarda orta ila şiddetli derecedeki aktif ülseratif kolit tedavisinde endikedir.
Pediyatrik ülseratif kolit
AMGEVİTA®, kortikosteroidler ve/veya 6-merkaptopurin (6-MP) veya azatioprin (AZA) gibi konvansiyonel tedavilere yeterli yanıt vermeyen veya bu tip tedavilere intoleransı olan veya bu tür tedavilere medikal kontrendikasyonları olan pediyatrik hastalarda (6 yaşından itibaren) orta ila şiddetli derecedeki aktif ülseratif kolit tedavisinde endikedir.
Üveit
AMGEVİTA®, kortikosteroidlere yeterli yanıt vermeyen, kortikosteroid kullanımının azaltılması gereken veya kortikosteroid tedavisinin uygun olmadığı erişkin hastalarda enfeksiyöz olmayan orta, arka ve panüveit tedavisinde endikedir.
Pediyatrik Üveit
AMGEVİTA®, konvansiyonel tedaviye yeterli yanıt vermeyen veya konvansiyonel tedaviyi tolere edemeyen ya da konvansiyonel tedavinin uygun olmadığı 2 yaşından itibaren pediyatrik hastalarda enfeksiyöz olmayan, kronik anterior üveit tedavisinde endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
AMGEVİTA® tedavisi, AMGEVİTA®’nın endike olduğu durumların tanı ve tedavisinde deneyimli uzman doktorlar tarafından başlatılmalı ve gözlenmelidir. Oftalmologlara, AMGEVİTA® ile tedaviye başlamadan önce uygun bir uzmana danışmaları önerilir (bkz. bölüm 4.4).
Enjeksiyon tekniği konusunda eğitilen hastalar, doktor tarafından uygun bulunursa ve doktor takibi ile AMGEVİTA® enjeksiyonlarını kendileri yapabilirler.
AMGEVİTA® tedavisi sırasında diğer eşlik eden terapiler (örn., kortikosteroidler ve/veya immünomodülatör ajanlar) optimize edilmelidir.
Erişkin yaş grubu:
Romatoid Artrit
4
Romatoid artriti olan erişkin hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, iki haftada bir tek doz olarak subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan 40 mg adalimumabdır. AMGEVİTA® ile tedavi sırasında metotreksata devam edilmelidir.
AMGEVİTA® tedavisi sırasında, glukokortikoidler, salisilatlar, non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlara ya da analjezik ilaçlara devam edilebilir. Metotreksat dışındaki hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçların kombinasyonu ile ilgili olarak bölüm 4.4 ve 5.1’e bakınız.
AMGEVİTA® ile monoterapi sırasında, tedaviye verdikleri yanıtlarında azalma meydana gelen bazı hastalarda, adalimumabın doz sıklığının haftada bir defa 40 mg’a ya da iki haftada bir 80 mg’a yükseltilmesi faydalı olabilir.
Mevcut veriler klinik yanıta çoğunlukla 12 haftalık tedavi süresi içinde ulaşıldığını düşündürmektedir. 12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edilemeyen olgularda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Tedaviye ara verilmesi
Ameliyat öncesi veya ciddi bir enfeksiyon oluştuğunda tedaviye ara verilmesi gerekebilir.
Eldeki veriler, tedaviye 70 gün veya daha uzun süre ara verildikten sonra AMGEVİTA®tedavisine tekrar başlanmasının, tedavi kesilmeden önceki aynı klinik yanıt ve benzer güvenlilik profili ile sonuçlandığını göstermektedir.
Psöriyatik artrit, ankilozan spondilit ve radyografik olarak AS kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit
Psöriyatik artrit, ankilozan spondilit ve radyografik olarak AS kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit hastaları için önerilen AMGEVİTA® dozu, iki haftada bir tek doz olarak subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan 40 mg adalimumabdır.
Mevcut veriler klinik yanıta çoğunlukla 12 haftalık tedavi süresi içinde ulaşıldığını düşündürmektedir. 12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edilemeyen olgularda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
Psöriyazis
Erişkin hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, subkütan enjeksiyon yoluyla 80 mg başlangıç dozunu takiben, başlangıç dozundan bir hafta sonra başlamak üzere iki haftada bir subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan 40 mg’dır.
16 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edilemeyen olgularda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
5
İki haftada bir 40 mg AMGEVİTA®’ya yetersiz yanıt veren hastalar, 16 haftanın sonrasında dozlama sıklığının haftada bir kez 40 mg’a ya da 2 haftada bir 80 mg’a çıkarılmasından yarar sağlayabilir. Dozlama sıklığı haftada bir kez 40 mg’a ya da iki haftada bir 80 mg’a artırıldıktan sonra yetersiz yanıt veren hastalarda haftalık AMGEVİTA® tedavisine devam etmenin yararları ve riskleri tekrar dikkatle gözden geçirilmelidir (bkz. bölüm 5.1). Dozlama sıklığının haftada bir kez 40 mg’a ya da iki haftada bir 80 mg’a arttırılmasıyla yeterli cevaba ulaşılırsa, sonrasında doz iki haftada bir 40 mg’a düşürülebilir.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Hidradenitis suppurativa
Hidradenitis suppurativa (HS) hastası erişkinler için önerilen AMGEVİTA® doz rejimi, ilk olarak 1. günde 160 mg (bir günde 40 mg’lık dört enjeksiyon ya da ardışık iki günde 40 mg’lık iki enjeksiyon şeklinde uygulanan) ve bunun ardından iki hafta sonra 15. günde 80 mg’dır (bir günde 40 mg’lık iki enjeksiyon şeklinde uygulanan). İki hafta sonra (29. gün), tedaviye haftada bir kez 40 mg veya iki haftada bir kez 80 mg (bir günde 40 mg’lık iki enjeksiyon şeklinde uygulanan) dozla devam edilir. Gerekli görülmesi halinde, AMGEVİTA® tedavisi sırasında antibiyotiklere devam edilebilir (bkz. bölüm 4.4). AMGEVİTA® tedavisi sırasında hastanın, HS lezyonlarını her gün bir topikal antiseptik kullanarak temizlemesi önerilmektedir.
12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edilemeyen olgularda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
Tedaviye ara verilmesi durumunda, AMGEVİTA® tedavisine haftada bir kez 40 mg ya da iki haftada bir 80 mg dozda tekrar başlanabilir (bkz. Bölüm 5.1).
Devam edilen uzun süreli tedavinin yararı ve riski periyodik olarak değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 5.1).
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Crohn Hastalığı
Orta ila şiddetli derecede Crohn hastalığı için erişkin hastalarda önerilen AMGEVİTA®indüksiyon doz rejimi subkütan enjeksiyon yoluyla 0. haftada 80 mg ve bunu takiben 2. haftada 40 mg’dır. Daha hızlı bir yanıt alınması gerekli görüldüğünde, 0. haftada 160 mg (bir günde 40 mg’lık 4 enjeksiyon olarak ya da ardışık iki günde günde iki kez 40 mg enjeksiyon olarak), ardından 2. haftada 80 mg (bir günde iki kez 40 mg enjeksiyon olarak), indüksiyon dozu sırasındaki yan etki risklerinin daha yüksek olacağının farkında olarak kullanılabilir.
İndüksiyon tedavisinden sonra, önerilen idame dozu iki haftada bir subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan 40 mg’dır. Alternatif olarak, AMGEVİTA® tedavisi kesildiğinde hastalığın belirti ve bulguları nüks ederse, AMGEVİTA® tekrar uygulanabilir. Bir önceki dozdan 8 hafta sonra tekrar
6
İdame tedavisi boyunca, kortikosteroidler klinik uygulama kılavuzları ile uyumlu olarak azaltılabilir.
İki haftada bir 40 mg’a olan yanıtında azalma olan bazı hastalar, AMGEVİTA® doz sıklığının haftada bir 40 mg’a ya da 2 haftada bir 80 mg’a yükseltilmesinden yarar görebilir.
Tedaviye 4. haftaya dek cevap vermeyen bazı hastalar, idame tedavisine 12. hafta boyunca devam edilmesinden yarar görebilir. 12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edilemeyen olgularda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Ülseratif kolit
AMGEVİTA®’nın orta ila şiddetli derecede ülseratif kolit bulunan erişkin hastalar için önerilen indüksiyon dozu rejimi, 0. haftada 160 mg (doz bir günde dört 40 mg’lık enjeksiyon veya iki ardışık gün boyunca iki 40 mg’lık enjeksiyon halinde uygulanabilir) ve 2. haftada 80 mg’dır (bir günde iki 40 mg’lık enjeksiyon olarak verilir). İndüksiyon tedavisinden sonra, önerilen doz, subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan iki haftada bir 40 mg’dır.
İdame tedavisi boyunca, kortikosteroidler klinik uygulama kılavuzları ile uyumlu olarak azaltılabilir.
Tedaviye verdikleri yanıtlarında azalma olan bazı hastalar, AMGEVİTA® doz sıklığının haftada bir 40 mg’a ya da 2 haftada bir 80 mg’a yükseltilmesinden yarar görebilir.
Mevcut veriler klinik yanıta çoğunlukla 2-8 haftalık tedavi süresi içinde ulaşıldığını göstermektedir. 2-8 haftalık tedavi ile yanıt elde edilemeyen olgularda AMGEVİTA® tedavisine devam edilmemelidir.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Üveit
Üveit görülen erişkin hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, 80 mg başlangıç dozunu takiben, başlangıç dozundan bir hafta sonra başlamak üzere iki haftada bir 40 mg’dır. Tek başına AMGEVİTA® ile tedaviye başlanılması konusunda sınırlı deneyim bulunmaktadır. AMGEVİTA®ile tedavi; kortikosteroidlerle ve/veya diğer biyolojik olmayan immünomodülatör ajanlarla kombinasyon ile başlatılabilir. Eşzamanlı kortikosteroidlerin dozu AMGEVİTA® ile tedavi uygulanmasına başladıktan iki hafta sonra klinik uygulamaya uygun şekilde azaltılabilir.
Devam eden uzun süreli tedavinin fayda ve riskinin yıllık bazda değerlendirilmesi önerilir (bkz. Bölüm 5.1).
7
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Pediyatrik yaş grubu
Jüvenil idiyopatik artrit
2 yaş ve üstü poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artriti olan hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, vücut ağırlığına bağlı olarak seçilir (Tablo 1). AMGEVİTA®, subkütan enjeksiyon yoluyla iki haftada bir uygulanır.
Tablo 1. Poliartiküler Jüvenil İdiyopatik Artritli Hastalar için AMGEVİTA® Dozu
Mevcut veriler, klinik yanıtın genellikle 12 haftalık tedavi içinde sağlandığını göstermektedir. Bu zaman diliminde yanıt vermeyen bir hastada tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
2 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın kullanımı bulunmamaktadır. AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Entezit ile ilişkili artrit
6 yaş üzerindeki entezitle ilişkili artriti olan hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, vücut ağırlığına bağlı olarak seçilir (Tablo 2). AMGEVİTA®, subkütan enjeksiyon yoluyla iki haftada bir uygulanır.
Tablo 2. Entezit ile İlişkili Artriti Olan Hastalar için AMGEVİTA® Dozu
Adalimumab 6 yaş altındaki entezit ile ilişkili artritli çocuklarda çalışılmamıştır.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
8
Psöriyatik artrit ve ankilozan spondilit de dahil olmak üzere aksiyal spondiloartrit
Pediyatrik popülasyonda psöriyatik artrit ve ankilozan
AMGEVİTA® ile ilgili bir kullanım bulunmamaktadır.
endikasyonlarında,
Pediyatrik plak psöriyazis
Pediyatrik plak psöriyazisli 4-17 yaş arasındaki hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, vücut ağırlığına bağlı olarak seçilir (Tablo 3). AMGEVİTA®, subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Tablo 3. Plak Psöriyazisli Pediyatrik Hastalar İçin AMGEVİTA® Dozu
20 mg’lik başlangıç dozunu takiben,
başlangıç dozundan bir hafta sonra verilmeye
başlanan iki haftada bir 20 mg
40 mg’lik başlangıç dozunu takiben,
başlangıç dozundan bir hafta sonra verilmeye
başlanan iki haftada bir 40 mg
16 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edemeyen hastalarda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
AMGEVİTA® ile tekrar tedaviye devam edilirse, doz ve tedavi süresi yukarıdaki kılavuz bilgilerine göre uygulanmalıdır.
Plak psöriyazisli pediyatrik hastalarda adalimumabın güvenliliği ortalama 13 ay için değerlendirilmiştir.
4 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın kullanımı bulunmamaktadır.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Adolesan hidradenitis suppurativa (12 yaşından itibaren, en az 30 kg ağırlığında)
Adalimumab ile hidradenitis suppurativa (HS) hastası olan ergenlerde henüz çalışma yapılmamıştır. Adalimumabın pozolojisi bu hastalarda farmakokinetik modelleme ve simülasyon ile belirlenmektedir (bkz. Bölüm 5.2).
Önerilen AMGEVİTA® doz rejimi, 0. haftada 80 mg ve ardından 1. haftadan itibaren subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanan iki haftada bir 40 mg’dır.
İki haftada bir 40 mg AMGEVİTA® tedavisine yetersiz yanıt veren ergenlik çağındaki hastalarda, Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
9
Gerekli görülmesi halinde, AMGEVİTA® tedavisi sırasında antibiyotiklere devam edilebilir. AMGEVİTA® tedavisi sırasında hastanın, HS lezyonlarını her gün bir topikal antiseptik kullanarak temizlemesi önerilmektedir.
12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edemeyen hastalarda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
Tedavinin kesilmesi durumunda, AMGEVİTA® tedavisi yeniden uygun şekilde verilebilir. Devam edilen uzun süreli tedavinin yararı ve riski periyodik olarak değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 5.1).
12 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın kullanımı bulunmamaktadır.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Pediyatrik Crohn hastalığı
Crohn hastalığı olan 6-17 yaş arasındaki hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu, vücut ağırlığına bağlı olarak seçilir (Tablo 4). AMGEVİTA®, subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Tablo 4. Crohn Hastalığı Olan Pediyatrik Hastalar için AMGEVİTA® Dozu
4. Haftada
Başlayan İdame Dozu
0. haftada 40 mg ve 2. haftada 20 mg
Tedaviye daha hızlı bir yanıt gerekli görüldüğünde, daha yüksek indüksiyon dozu kullanımıyla advers olay riskinin daha yüksek olabileceği konusunda dikkatli davranılarak aşağıdaki doz kullanılabilir: 0. haftada 80 mg ve 2. haftada 40 mg
İki haftada bir 20 mg
0. haftada 80 mg ve 2. haftada 40 mg
Tedaviye daha hızlı bir yanıt gerekli görüldüğünde, daha yüksek indüksiyon dozu kullanımıyla advers olay riskinin daha yüksek olabileceği konusunda dikkatli davranılarak aşağıdaki doz kullanılabilir:
0. haftada 160 mg ve 2. haftada 80 mg
İki haftada bir 40 mg
Tedaviye yetersiz yanıt veren bazı hastalarda, AMGEVİTA® doz sıklığının arttırılması yarar Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
10
•
•
< 40 kg: haftada bir 20 mg
≥ 40 kg: haftada bir 40 mg ya da iki haftada bir 80 mg
12 haftalık tedavi ile yeterli yanıt elde edemeyen hastalarda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
6 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın kullanımı bulunmamaktadır.
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Pediyatrik ülseratif kolit
Ülseratif koliti olan 6 ila 17 yaşındaki hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu vücut ağırlığına bağlıdır (Tablo 5). AMGEVİTA® subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Tablo 5. Ülseratif Kolitli Pediyatrik Hastalar İçin AMGEVİTA® Dozu
4. Haftada
Başlayan İdame Dozu*
0. haftada 80 mg (bir günde iki adet 40 mg’lık enjeksiyon olarak verilir) ve
2. haftada 40 mg (bir adet 40 mg’lık enjeksiyon olarak verilir)
İki haftada bir 40 mg
0. haftada 160 mg (bir günde dört adet 40 mg’lık enjeksiyon olarak veya ardışık iki günde, günde iki adet 40 mg’lık enjeksiyon olarak verilir) ve
2. haftada 80 mg (bir günde iki adet 40 mg’lık enjeksiyon olarak verilir)
İki haftada bir 80 mg
* AMGEVİTA® alırken 18 yaşına giren pediyatrik hastalar, reçete edilen idame dozuna devam etmelidir.
8 haftalık tedavi ile yanıt belirtileri göstermeyen hastalarda tedaviye devam kararı dikkatle gözden geçirilmelidir.
6 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın ilgili kullanımı bulunmamaktadır. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
11
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Pediyatrik Üveit
2 yaş ve üstü üveit hastası pediyatrik hastalar için önerilen AMGEVİTA® dozu vücut ağırlığına bağlı olarak seçilir (bkz. Tablo 6). AMGEVİTA®, subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Pediyatrik üveitte, metotreksat ile eş zamanlı tedavi haricinde adalimumab tedavisi ile ilgili deneyim bulunmamaktadır.
Tablo 6. Pediyatrik Üveit Hastaları için AMGEVİTA® Dozu
AMGEVİTA® tedavisine başlanırken, idame tedavisinden bir hafta önce 30 kg’ın altındaki hastalar için 40 mg’lık bir yükleme dozu ya da 30 kg’ın üzerindeki hastalar için 80 mg’lık bir yükleme dozu uygulanabilir. 6 yaş altındaki çocuklarda adalimumab yükleme dozu kullanımı ile ilgili herhangi bir klinik veri bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.2).
2 yaş altındaki çocuklarda bu endikasyonda AMGEVİTA®’nın kullanımı bulunmamaktadır.
Uzun süreli tedavi ile ilgili yarar ve risklerin yıllık olarak değerlendirilmesi önerilmektedir (bkz. Bölüm 5.1).
AMGEVİTA®, bireysel tedavi ihtiyaçlarına bağlı olarak diğer yitilikler ve/veya formlarda da mevcut olabilir.
Uygulama şekli:
AMGEVİTA® subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır. Tam uygulama talimatları, ambalajın içindeki kullanma talimatında sunulmaktadır.
AMGEVİTA® diğer form ve dozlarda da bulunabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Adalimumab ile bu hasta popülasyonlarında çalışma yapılmamıştır. Herhangi bir doz önerisi yapılamaz.
Pediyatrik popülasyon: Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
12
Adalimumabile 2 yaş altındaki çocuklarda çalışma yapılmamıştır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir.
4.3 Kontrendikasyonlar
AMGEVİTA® aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
Adalimumaba veya Bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı hipersensitivite gösteren hastalarda;
Aktif tüberküloz veya sepsis gibi şiddetli enfeksiyonlar ve fırsatçı enfeksiyonların varlığında (bkz. Bölüm 4.4);
Orta ila şiddetli derecede kalp yetmezliği olan hastalarda (NYHA [New York Heart Association] sınıfı III/IV) (bkz. Bölüm 4.4).
Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
65 yaş üstü hastalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi enfeksiyon riski 65 yaş altındakilere göre daha yüksektir.
İzlenebilirlik
Biyobenzer ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Enfeksiyonlar
TNF-bloke edici ajan alan hastalar ciddi enfeksiyonlara daha fazla duyarlıdır. Akciğer fonksiyon yetmezliği enfeksiyon gelişme riskini arttırabilir. Hastalar AMGEVİTA® tedavisinden önce, tedavisi sırasında ve tedavisinden sonra, tüberküloz dahil olmak üzere enfeksiyonlar açısından yakından izlenmelidir. Adalimumabın eliminasyonu dört aya kadar sürebildiğinden, izlemeye bu dönem boyunca da devam edilmelidir.
AMGEVİTA® tedavisi, kronik veya lokalize enfeksiyonlar dahil aktif enfeksiyonları olan hastalarda, enfeksiyon kontrol altına alınana kadar başlatılmamalıdır. Tüberküloza maruz kalan hastalarda veya tüberküloz ya da endemik mikoz (histoplazmoz, koksidiyomikoz veya blastomikoz) riski yüksek bölgelere seyahat etmiş olan hastalarda AMGEVİTA® tedavisi başlatılmadan önce tedavinin risk ve yararları değerlendirilmelidir (bkz. Diğer fırsatçı enfeksiyonlar).
13
AMGEVİTA® tedavisi sırasında yeni bir enfeksiyon gelişen hastalar yakından izlenmelidir ve tam bir tanısal değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bir hastada yeni bir ciddi enfeksiyon veya sepsis geliştiğinde AMGEVİTA® uygulaması kesilmelidir ve enfeksiyon kontrol altına alınana dek uygun antimikrobiyal veya antifungal tedavi başlatılmalıdır. Tekrarlayan enfeksiyon öyküsü olan hastalarda veya hastada enfeksiyona predispozisyon yaratan, eş zamanlı immünosüpresif ilaçların kullanımı dahil altta yatan nedenler bulunduğunda, doktorlar AMGEVİTA® kullanımı konusunda dikkatli olmalıdır.
Ciddi enfeksiyonlar
Adalimumabkullanan hastalarda bakteriyel, mikobakteriyel, invazif fungal, parazitik, viral ya da listeriyozis, lejyonellozis ve pnömosistis gibi diğer fırsatçı enfeksiyonlara bağlı olarak sepsisi de içeren ciddi enfeksiyonlar bildirilmiştir.
Klinik çalışmalarda görülen diğer ciddi enfeksiyonlar arasında pnömoni, piyelonefrit, septik artrit ve septisemi yer almaktadır. Enfeksiyonlarla bağlantılı olarak hastaneye yatışa sebep olabilen ya da fatal sonuçlar bildirilmiştir.
Tüberküloz
Adalimumab almakta olan hastalarda reaktivasyon ve yeni başlayan tüberküloz dahil olmak üzere, tüberküloz ortaya çıktığı bildirilmiştir. Bu bildirimler pulmoner ve ekstrapulmoner (dissemine) tüberküloz durumlarını içermektedir.
AMGEVİTA® tedavisine başlanmadan önce bütün hastalar gerek aktif gerekse inaktif (latent) tüberküloz enfeksiyonu yönünden değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme, kişide tüberküloz hikayesi veya daha önce aktif tüberkülozu olan hastalar ile temas öyküsü ve önceki ve/veya halen sürmekte olan immünosüpresif tedaviler dahil ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme içermelidir. Bütün hastalarda uygun tarama testleri (tüberkülin deri testi ve akciğer röntgeni gibi) yapılmalıdır (yerel öneriler uygulanabilir). Doktorlara, özellikle ağır hastalığı olan veya immünkompromize hastalarda yalancı negatif tüberkülin deri testi sonuçlarının alınma riski hatırlatılmalıdır.
Eğer aktif tüberküloz tanısı konulursa AMGEVİTA® tedavisine başlanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Aşağıda belirtilen tüm durumlarda tedavinin fayda/risk oranı dikkatle değerlendirilmelidir.
Latent tüberküloz kuşkusu olması halinde, tüberküloz tedavisinde uzman olan bir hekime danışılmalıdır.
Latent tüberküloz teşhis edildiğinde AMGEVİTA® başlanmadan önce yerel öneriler doğrultusunda anti-tüberküloz profilaksisi başlanmalıdır.
Tüberküloz için test sonucu negatif olan, ancak tüberküloz enfeksiyonu açısından çeşitli ve anlamlı riski bulunan hastalarda ve önceden geçirilmiş aktif ya da inaktif tüberküloz öyküsü olup yeterli tedavi aldığından emin olunamayan hastalarda AMGEVİTA®’ya başlanmadan önce anti-
14
Adalimumab ile tedavi edilen hastalarda, tüberküloz profilaksisi uygulanmasına rağmen tüberküloz reaktivasyonu ortaya çıkmıştır. Daha önce başarılı bir şekilde aktif tüberküloz tedavisi görmüş olan bazı hastalarda, adalimumab ile yapılan tedavi sırasında yeniden tüberküloz gelişmiştir.
Hastalar AMGEVİTA® ile tedavi sırasında ya da tedaviden sonra, tüberküloz enfeksiyonunu düşündüren bulgular/semptomlar (örn., inatçı öksürük, güçten düşme/kilo kaybı, düşük dereceli ateş, isteksizlik) ortaya çıktığında doktora başvurmaları konusunda bilgilendirilmelidir.
Diğer fırsatçı enfeksiyonlar
Adalimumab uygulanan hastalarda invazif fungal enfeksiyonlar dahil fırsatçı enfeksiyonlar bildirilmiştir. Bu enfeksiyonlar, TNF bloke edici ajan alan hastalarda her zaman teşhis edilememiştir, bu da uygun tedavinin gecikmesine ve bazen fatal sonuçlara neden olmuştur.
Ateş, kırıklık, kilo kaybı, terleme, öksürme, dispne ve/veya pulmoner infiltratlar gibi bulgu ve semptomlar ya da eş zamanlı şok ile birlikte veya şok olmaksızın diğer ciddi bir sistemik hastalık gelişen hastalarda invazif bir fungal enfeksiyon varlığından şüphelenilmeli ve AMGEVİTA®uygulaması derhal durdurulmalıdır. Bu hastalarda, teşhis ve ampirik antifungal tedavi uygulaması, invazif fungal enfeksiyonlu hastaların tedavisinde uzman bir doktora danışılarak gerçekleştirilmelidir.
Hepatit B reaktivasyonu
Adalimumab dahil, TNF bloke edici ajan kullanan ve hepatit B virüsünün kronik taşıyıcısı olan hastalarda (örn. yüzey antijen pozitif) hepatit B reaktivasyonu ortaya çıkmıştır. Bazı olgular fatal sonuçlanmıştır. AMGEVİTA® tedavisine başlamadan önce hastalar HBV enfeksiyonu açısından test edilmelidir. Hepatit B enfeksiyonu için testleri pozitif bulunan hastalar için hepatit B tedavisinde uzman bir hekime danışılması önerilmektedir.
AMGEVİTA® tedavisine ihtiyaç duyan HBV taşıyıcıları, tedavi boyunca ve tedavinin kesilmesinden sonra bir kaç ay süreyle aktif HBV enfeksiyonunun bulgu ve semptomları bakımından yakından izlenmelidir. HBV taşıyıcısı hastalarda TNF bloke edici ajan tedavisiyle birlikte, HBV reaktivasyonunu önleme amaçlı antiviral tedavi uygulaması konusunda yeterli veri bulunmamaktadır. HBV reaktivasyonu gelişen hastalarda AMGEVİTA® tedavisi durdurulmalı ve uygun bir destek tedavisi ile birlikte etkili antiviral tedavisine başlanmalıdır.
Nörolojik olaylar
Adalimumab dahil TNF bloke edici ajanlar, nadir olgularda multipl skleroz ve optik nörit gibi santral sinir sistemi demiyelinizan hastalıklar ve Guillain-Barré sendromu dahil periferik demiyelinizan hastalıkların ortaya çıkması veya bu hastalıkların klinik semptomlarının alevlenmesi ve/veya radyografik bulguların ortaya çıkması ile ilişkili bulunmuştur. Hastalarına AMGEVİTA® tedavisi uygulayacak olan doktorlar, önceden var olan ya da yakın zamanda başlamış santral veya periferik sinir sistemi demiyelinizan hastalıkları bulunan hastalarda AMGEVİTA® kullanma kararını dikkatle gözden geçirmelidir, bu bozukluklardan herhangi biri
15
demiyelinizan bozukluklar arasında bilinen bir ilişki mevcuttur. Enfeksiyöz olmayan orta üveit hastalarında önceden mevcut olan veya gelişmekte olan merkezi demiyelinizan bozuklukların değerlendirilmesine yönelik olarak AMGEVİTA® tedavisine başlanmadan önce ve tedavi sırasında düzenli şekilde nörolojik değerlendirme gerçekleştirilmelidir.
Alerjik reaksiyonlar
Klinik çalışmalar sırasında adalimumab ile ilişkili ciddi alerjik reaksiyonlar seyrek olarak bildirilmiştir. Adalimumab ile ilişkili ciddi olmayan alerjik reaksiyonların sıklığı klinik çalışmalar esnasında ‘yaygın olmayan’ kategorisindedir. Adalimumab uygulamasından sonra, anaflaksi dahil ciddi alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Eğer bir anafilaktik reaksiyon ya da başka bir ciddi alerjik reaksiyon gelişirse AMGEVİTA® uygulaması derhal kesilerek uygun tedaviye başlanmalıdır.
Kuru doğal kauçuk
Kullanıma hazır kalem iğnesinin koruyucu kapağı kuru doğal kauçuktan (bir lateks türevi) yapılmıştır ve bu da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
İmmünosüpresyon
Adalimumab ile tedavi edilen 64 romatoid artrit hastasıyla yapılan bir çalışmada, gecikmiş tipte hipersensitivitenin baskılanması, immünoglobulin düzeylerinin baskılanması veya efektör T-, B-, NK-hücrelerinin, monosit/makrofajların ve nötrofillerin sayılarında değişme olduğuna ilişkin kanıtlar bulunmamıştır.
Maligniteler ve lenfoproliferatif hastalıklar
TNF bloke edici ajanlarla yürütülen kontrollü klinik çalışmalarda, TNF bloke edici ajan verilen hastalarda kontrol hastalarına kıyasla lenfoma dahil daha fazla sayıda malignite olgusu gözlemlenmiştir. Ancak bunlar seyrek olarak ortaya çıkmıştır. Pazarlama sonrası dönemde, TNF bloke edici ajanlarla tedavi edilen hastalarda lösemi olguları bildirilmiştir. Uzun bir geçmişe sahip, yüksek derecede aktif, inflamatuvar hastalığı olan romatoid artrit hastalarında, arka planda lenfoma ve lösemi riski artmaktadır; bu durum ise risk tahminini zorlaştırmaktadır. Mevcut bilgiler ile, bir TNF bloke edici ajan ile tedavi edilen hastalarda olası bir lenfoma, lösemi ya da diğer malignitelerin gelişme riski göz ardı edilemez.
Pazarlama sonrası dönemdeki adalimumab dahil TNF bloke edici ajanlarla tedavi edilen (tedavi başlangıcı ≤ 18 yaş) çocuklar, adolesanlar ve genç erişkinler (22 yaşına kadar olanlar) arasında, bazıları ölümcül olmak üzere, maligniteler bildirilmiştir. Bu vakaların yaklaşık yarısı lenfoma olmuştur. Diğer vakalar, genellikle immünosüpresyon ile bağlantılı nadir maligniteler de dahil olmak üzere, çeşitli diğer maligniteler olmuştur. TNF bloke edici ajanlar ile tedavi edilen çocuklar ve adolesanlarda malignite gelişmesi riski göz ardı edilemez.
Adalimumab ile tedavi edilen hastalarda, pazarlama sonrası dönemde seyrek olarak hepatosplenik T hücreli lenfoma teşhis edilmiştir. Nadir görülen bu T hücreli lenfoma türü, çok agresif bir seyre
16
vakalarının bazıları, inflamatuvar bağırsak hastalığı için adalimumab ile eş zamanlı azatiyoprin veya 6-merkaptopürin kullanılan genç erişkinlerde görülmüştür. Azatiyoprin veya 6-merkaptopürin ile AMGEVİTA® kombinasyonunun neden olabileceği potansiyel risk dikkatlice değerlendirilmelidir. AMGEVİTA® ile tedavi edilen hastalarda, hepatosplenik T hücreli lenfoma gelişmesi riski göz ardı edilemez (bkz. Bölüm 4.8).
AMGEVİTA® kullanan 60 yaş üzeri hastalarda, periyodik servikal kanser taramasına devam edilmelidir.
Malignite öyküsü olan ya da adalimumab kullanırken malignite gelişen ve tedaviye devam edilen hastaları içeren bir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle böyle hastalarda AMGEVİTA® tedavisine devam kararı daha dikkatli bir şekilde gözden geçirilmelidir (bkz. bölüm 4.8).
AMGEVİTA® tedavisine başlanmadan önce ve tedavi esnasında bütün hastalar, özellikle geniş kapsamlı immünosupresan tedavi geçmişi olan hastalar veya PUVA tedavisi geçmişi olan psöriyazis hastaları, melanoma-dışı cilt kanseri varlığı açısından değerlendirilmelidir. Adalimumab dahil TNF bloke edici ajanlar ile tedavi edilen hastalarda melanoma ve Merkel hücreli karsinoma da bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Bir başka TNF bloke edici ajan olan infliksimab kullanımını değerlendiren tespit amaçlı bir klinik çalışmada, orta ila şiddetli derecede kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalar, kontrol grubu hastalar ile karşılaştırıldığında, infliksimab uygulanan hasta grubunda çoğunlukla akciğer veya baş ve boyunda olmak üzere daha fazla maligniteler bildirilmiştir. Bütün hastalarda yoğun sigara içme hikayesi vardı. Bu nedenle, KOAH hastalarında ve yoğun sigara içilmesine bağlı malignite riski artmış olan hastalarda herhangi bir TNF bloke edici ajan kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Mevcut veriler ile, adalimumab tedavisinin displazi gelişimi veya kolon kanseri geliştirme riskini etkileyip etkilemediği bilinmemektedir. Artmış displazi veya kolon karsinoma riski olan (örn., uzun süreli ülseratif kolit veya primer sklerozan kolanjit hastaları) veya önceden displazi ya da kolon karsinoma geçmişi olan tüm ülseratif kolit hastalarında, tedaviden önce ve hastalık süresince düzenli aralıklarla displaziye yönelik tarama yapılmalıdır. Bu değerlendirme, yerel önerilere uygun bir şekilde gerçekleştirilecek kolonoskopi ve biyopsileri kapsamalıdır.
TNF bloke edici ajanın kullanımına bağlı olarak lösemi-kan kanseri (akut myeloid lösemi, kronik lenfositik lösemi ve kronik myeloid lösemi) geliştiği bildirilmiştir.
Hematolojik reaksiyonlar
TNF bloke edici ajanlar ile aplastik anemi dahil pansitopeni olguları seyrek olarak bildirilmiştir. Adalimumab ile tıbbi açıdan önemli sitopeni de (örn. trombositopeni, lökopeni) dahil olmak üzere, hematolojik sisteme ait advers olaylar bildirilmiştir. Bütün hastalara, AMGEVİTA®kullanmakta iken kan diskrazilerini belirten bulgu ve semptomların (örn. inatçı ateş, morarma, kanama, solukluk) gelişmesi halinde hemen doktora başvurmaları tavsiye edilmelidir. Varlığı doğrulanmış önemli hematolojik anormalliklerin bulunduğu hastalarda, AMGEVİTA® tedavisine son verilmesi değerlendirilmelidir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
17
Aşılamalar
Adalimumab veya plasebo ile tedavi edilen romatoid artritli 226 erişkin üzerinde yürütülen bir çalışmada, standart 23 valanlı pnömokok aşısına ve trivalan influenza virüs aşısına karşı benzer antikor yanıtları gözlemlenmiştir. Adalimumab almakta olan hastalarda enfeksiyonun canlı aşılar yoluyla ikincil iletimi konusunda veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik hastalara, eğer mümkünse, AMGEVİTA® tedavisine başlamadan önce güncel immünizasyon kılavuzlarına uygun olarak tüm bağışıklık aşılarını tamamlamaları önerilir.
AMGEVİTA® tedavisi almakta olan hastalara, canlı aşılar hariç, eş zamanlı aşılar uygulanabilir. Anne karnında adalimumaba maruz kalan bebeklerde, anneye gebelik sırasında yapılan son adalimumab enjeksiyonunu takip eden 5 ay içinde canlı aşı (örn. BCG aşısı) uygulaması önerilmemektedir.
Konjestif kalp yetmezliği
Başka bir TNF bloke edici ajan ile yapılan bir klinik çalışmada konjestif kalp yetmezliğinde kötüleşme ve konjestif kalp yetmezliğine bağlı mortalitede artış gözlemlenmiştir. Adalimumab tedavisi gören hastalarda da konjestif kalp yetmezliğinin ağırlaştığı olgular bildirilmiştir. AMGEVİTA®, hafif kalp yetmezliği (NYHA sınıfı I/II) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. AMGEVİTA®, orta ila şiddetli derecede kalp yetmezliğinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Konjestif kalp yetmezliği semptomları yeni ortaya çıkan veya kötüleşen hastalarda AMGEVİTA®tedavisi kesilmelidir.
Otoimmün süreçler
AMGEVİTA® ile tedavi otoimmün antikorların oluşmasına yol açabilir. Uzun dönemli AMGEVİTA® tedavisinin otoimmün hastalık gelişmesi üzerindeki etkisi bilinmemektedir. Eğer bir hastada AMGEVİTA® tedavisinden sonra lupus benzeri sendromunu düşündüren semptomlar gelişirse ve hastanın çift-sarmallı DNA’ya karşı antikor testleri pozitif ise, AMGEVİTA®tedavisine daha fazla devam edilmemelidir (bkz. Bölüm 4.8).
TNF bloke edici ajan ve biyolojik hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçların (DMARD) birlikte uygulanması
Anakinra ve başka bir TNF bloke edici ajan olan etanerseptin birlikte kullanıldığı klinik çalışmalarda ciddi enfeksiyonlar görülmüş ve tek başına etanersept kullanımına göre ek bir yarar sağlanmamıştır. Etanersept ve anakinra kombinasyon tedavisinde görülen advers olayların doğası gereği, benzer toksisiteler anakinra ile diğer TNF bloke edici ajanların kombinasyonunda da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, adalimumab ve anakinra kombinasyonu önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.5).
Adalimumabın biyolojik hastalık modifiye edici diğer anti-romatizmal ilaçlarla (örn. anakinra ve abatasept) ya da diğer TNF bloke edici ajanlar ile eşzamanlı kullanımı, ciddi enfeksiyonlar ve diğer potansiyel farmakolojik etkileşimlerin dahil olduğu olası enfeksiyon riski artışı nedeniyle
18
Cerrahi
Adalimumab tedavisindeki hastalarda cerrahi prosedürlerle ilgili güvenlilik deneyimi kısıtlıdır. Eğer bir cerrahi prosedür planlanıyorsa, adalimumab yarılanma-ömrünün uzun oluşu dikkate alınmalıdır. AMGEVİTA® tedavisinde iken cerrahi işlem gereken bir hasta, enfeksiyonlar açısından yakından izlenmeli ve uygun önlemler alınmalıdır. Adalimumab almakta iken artroplasti uygulanan hastalara ilişkin güvenlilik deneyimi kısıtlıdır.
İnce bağırsak obstrüksiyonu
Crohn hastalığı tedavisine yanıt alınamaması, ameliyat gerektirebilecek sabit fibrotik striktür varlığına işaret edebilir. Mevcut veriler, adalimumabın striktürlere neden olmadığını veya kötüleştirmediğini göstermektedir.
Sodyum içeriği
Bu tıbbi ürün her 0,8 mL’sinde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında“sodyum” içermediği kabul edilebilir.
Geriyatrik popülasyon
Adalimumab ile tedavi edilen 65 yaş üzerindeki vakalarda (%3,7) ciddi enfeksiyon görülme sıklığı 65 yaş ve altındaki vakalara (%1,5) göre daha yüksektir. Bazı vakalar ölüm ile sonuçlanmıştır. Enfeksiyon riski daha yüksek olduğu için yaşlılar tedavi edilirken özellikle dikkat edilmelidir.
Pediyatrik popülasyon
Adalimumab ile 2 yaş altındaki çocuklarda çalışma yapılmamıştır. Aşılamalar bölümüne bakınız.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Adalimumab monoterapi olarak ve metotreksat ile eşzamanlı olarak romatoid artrit, poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit ve psöriyatik artrit hastalarında incelenmiştir. Adalimumabın metotreksat ile birlikte verildiği durumlarda monoterapi şeklinde kullanıma kıyasla antikor oluşumu daha düşüktür. Adalimumabın metotreksat olmaksızın uygulanması, antikor oluşumunda artış, ayrıca adalimumabın klerensinde artma ve etkililiğinde azalma ile sonuçlanmıştır (bkz. Bölüm 5.1).
Adalimumab ve anakinra kombinasyonu önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Adalimumab ve abatasept kombinasyonu önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek ya da karaciğer Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır. yetmezliği olan hastalarda klinik etkileşim çalışması
19
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonda klinik etkileşim çalışması gerçekleştirilmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik popülasyonda klinik etkileşim çalışması gerçekleştirilmemiştir.
4.6Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye:
Gebelik kategorisi B.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların gebeliği önlemek için etkili kontrasepsiyon önlemleri almaları ve bu önlemlere son AMGEVİTA® enjeksiyonundan sonra en az beş ay süreyle devam etmeleri önerilmektedir.
Gebelik dönemi
1500’den fazlası ilk trimesterde olmak üzere adalimumab maruziyeti olan, canlı doğumla sonuçlanan ve çıktıları bilinen, geniş sayıdaki (yaklaşık 2100) gebelikten prospektif olarak toplanmış veriler, adalimumabın yenidoğanlarda malformasyon oranlarını arttırdığına işaret etmemektedir.
Bir prospektif kohort çalışmasında, en az ilk trimester sırasında adalimumab ile tedavi edilen romatoid artrit (RA) veya Crohn hastalığı (CH) olan 257 kadın ve adalimumab ile tedavi edilmemiş RA veya CH olan 120 kadın kayıt altına alınmıştır. Çalışmanın primer sonlanım noktası, majör doğum kusurlarının doğum prevalansıdır. Majör doğum kusuru olan en az bir canlı doğum ile sonuçlanan gebelik oranı adalimumab ile tedavi edilen RA hastası kadınlarda 6/69 (%8,7) iken tedavi edilmeyenlerde 5/74 (%6,8) (düzeltilmemiş risk oranı 1,31, % 95 GA 0,38 – 4,52), adalimumab ile tedavi edilen CH tanılı kadınlarda 16/152 (%10,5) iken tedavi edilmeyenlerde 3/32 (%9,4) (düzeltilmemiş risk oranı 1,14, %95 GA 0,31 – 4,16) olarak bulunmuştur. RA ve CH için kombine (temel farklılıklara göre hesaplanan) düzeltilmiş risk oranı 1,10’dur (%95 GA 0,45 – 2,73). İkincil sonlanım noktaları olan kendiliğinden düşük, minör doğum kusurları, erken doğum, doğum ölçüleri ve ciddi veya fırsatçı enfeksiyonlar için adalimumab ile tedavi edilen ve tedavi almamış kadınlar arasında belirgin farklılıklar bulunmamakla birlikte ölü doğum veya malignite vakası bildirilmemiştir. Çalışma küçük örnek boyutlarını ve randomize olmayan çalışma dizaynını içeren metodolojik limitlere sahip olduğu için verilerin yorumlanması değişiklik gösterebilir.
Maymunlarda yürütülen bir gelişimsel toksisite çalışmasında herhangi bir maternal toksisite, embriyotoksisite ya da teratojenite göstergesi bulunmamıştır. Adalimumabın postnatal toksisite üzerindeki etkisine ilişkin klinik öncesi veri bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.3).
20
TNF-alfa’yı inhibe etmesi nedeniyle, gebelik sırasında verilen adalimumab yenidoğanda normal immün yanıtları etkileyebilir. Adalimumab gebelik sırasında sadece ihtiyaç duyulduğu takdirde kullanılmalıdır.
Bununla birlikte, adalimumab gebelik sırasında alındığında plasentadan bebeğin serumuna geçebilir. Sonuç olarak da bu bebeklerde enfeksiyon riskinde artışa neden olabilir. Anne karnında adalimumab maruziyeti bulunan bebeklerde, anneye gebelik sırasında yapılan son adalimumab enjeksiyonunu takip eden 5 ay içinde canlı aşı (örn. BCG aşısı) uygulaması önerilmez.
Laktasyon dönemi
Yayımlanan literatürden elde edilen kısıtlı bilgiye göre; insan sütünde anne serum seviyesinin %0,1 ila %1 konsantrasyonlarındaki adalimumab varlığı, adalimumabın anne sütüne çok düşük konsantrasyonlarda geçtiğini göstermektedir. Oral yolla verilip sindirilen immünoglobülin G proteinleri, intestinal proteolize uğrar ve düşük biyoyararlanıma sahiptir. Anne sütü ile beslenen yeni doğanlara/bebeklere etkisi beklenmemektedir. Sonuç olarak, AMGEVİTA® emzirme dönemi boyunca kullanılabilir.
Üreme Yeteneği/ Fertilite
Adalimumabın fertilite üzerindeki etkilerine ilişkin klinik öncesi veri bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.3).
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
AMGEVİTA®’nın taşıt ve makine kullanma yeteneği üzerine minör etkisi bulunabilir. AMGEVİTA® uygulanmasını takiben vertigo ve görme bozukluğu görülebilir (bkz. bölüm 4.8).
4.8İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
Adalimumabpivotal kontrollü ve açık etiketli çalışmalarda 60 aya kadar veya daha uzun süreyle 9506 hasta üzerinde incelenmiştir. Bu çalışmalar hastalık süresi kısa ya da uzun olan romatoid artrit, jüvenil idiyopatik artrit (poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit ve entezit ile ilişkili artrit) hastalarının yanı sıra aksiyal spondiloartrit (ankilozan spondilit, radyografik olarak AS kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit), psöriyatik artrit, Crohn hastalığı, ülseratif kolit, psöriyazis, hidradenitis suppurativa ve üveit hastalarını kapsamaktadır. Pivotal kontrollü çalışmalarda adalimumabuygulanan 6089 hasta ve kontrollü dönem sırasında plasebo ya da aktif karşılaştırma ajanı uygulanan 3801 hasta dahil edilmiştir.
Pivotal çalışmaların çift-kör, kontrollü dönemlerinde advers olaylar nedeniyle tedaviyi bırakan hastaların oranı, adalimumabalan hastalar için %5,9 ve kontrol tedavisi alan hastalar için %5,4 olmuştur.
21
En yaygın olarak bildirilen advers reaksiyonlar, enfeksiyonlar (örn. nazofaranjit, üst solunum yolu enfeksiyonu ve sinüzit), enjeksiyon yeri reaksiyonları (eritem, kaşıntı, hemoraji, ağrı ya da şişme), baş ağrısı ve kas-iskelet ağrısıdır.
Adalimumabiçin ciddi advers reaksiyonlar bildirilmiştir. AMGEVİTA® gibi TNF bloke edici ajanlar immün sistemi etkilemekte ve bu ajanların kullanımı, vücudun enfeksiyona ve kansere karşı olan savunmasını etkileyebilmektedir. Adalimumabkullanımı ile fatal ve yaşamı tehdit eden enfeksiyonlar (sepsis, fırsatçı enfeksiyonlar ve TB dahil), HBV reaktivasyonu ve çeşitli maligniteler de (lösemi, lenfoma ve HSTCL dahil) bildirilmiştir.
Ciddi hematolojik, nörolojik ve otoimmün reaksiyonlar da bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar seyrek pansitopeni, aplastik anemi, santral ve periferik demiyelinizan olay bildirimlerini ve lupus, lupusla ilişkili durum ve Stevens-Johnson sendromu bildirimlerini içermektedir.
İstenmeyen etkiler:
Klinik çalışma deneyimleri ve pazarlama sonrası deneyimlerine dayanan advers reaksiyonlar, aşağıda sistem-organ sınıfı ve sıklık derecesine göre gösterilmektedir; çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000 ila < 1/100), seyrek (≥ 1/10000 ila < 1/1000), çok seyrek (<1/10000) ve bilinmiyor (sıklığı eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Her sıklık derecesi grubundaki istenmeyen olaylar, olayın şiddet düzeyinde azalma sırasına göre listelenmiştir. Çeşitli endikasyonlar arasında en sık görülme frekansı gösterilmektedir. Bölüm 4.3, Bölüm 4.4 ve Bölüm 4.8’de daha fazla bilgi olması durumunda, Sistem Organ Sınıfı başlıkları yıldız işareti (*) ile belirtilmiştir.
Tablo 7. İstenmeyen Etkilerin Listesi
Sistem Organ Sınıfı
Sıklık
kategorisi
Advers reaksiyonlar
Enfeksiyon ve enfestasyonlar*
Çok yaygın
Solunum yolu enfeksiyonları, (alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, pnömoni, sinüzit, farenjit, nazofarenjit ve herpes virüsüne bağlı pnömoni dahil)
Yaygın
Sistemik enfeksiyonlar (sepsis, kandidiazis ve influenza dahil),
İntestinal enfeksiyonlar (viral gastroenterit dahil),
Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları (paronişi, selülit, impetigo, nekrotizan fasiit ve herpes zoster dahil),
Kulak enfeksiyonları,
Oral enfeksiyonlar (herpes simpleks, oral herpes ve diş enfeksiyonları dahil),
Üreme sistemi enfeksiyonları (vulvovajinal mikotik enfeksiyon dahil),
Üriner sistem enfeksiyonları (piyelonefrit dahil),
Fungal enfeksiyonlar,
Eklem enfeksiyonları
22
Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0ak1UQ3NRak1US3k0Q3NR
Sistem Organ Sınıfı
Sıklık
kategorisi
Advers reaksiyonlar
Nörolojik enfeksiyonlar (viral menenjit dahil),
Fırsatçı enfeksiyonlar ve tüberküloz (koksidiyoidomikoz, histoplazmoz ve mikobakteri avum kompleks enfeksiyonu dahil),
Bakteriyel enfeksiyonlar,
Göz enfeksiyonları,
Divertikülit1)
İyi huylu, kötü huylu ve tanımlanmamış
neoplazmalar (kist ve polipler dahil olmak üzere)*
Yaygın
İyi huylu neoplazma,
Melanom hariç cilt kanseri (bazal hücre karsinomu ve skamöz cilt karsinomu dahil)
Lenfoma**,
Solid organ neoplazmalar (meme
neoplazması ve tiroid neoplazma dahil),
Melanom**
akciğer
Seyrek
Lösemi1)
Bilinmiyor
Hepatosplenik T-hücreli lenfoma1),
Merkel hücresi karsinomu (cildin nöroendokrin karsinomu)1) Kaposi Sarkomu
Kan ve lenf sistemi hastalıkları*
Çok yaygın
Lökopeni (nötropeni ve agranülositoz dahil), Anemi
Yaygın
Lökositoz,
Trombositopeni
İdiyopatik trombositopenik purpura
Seyrek
Pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları *
Yaygın
Aşırı duyarlılık,
Alerjiler (mevsimsel alerji dahil)
Yaygın olmayan
Sarkoidosis1),
Vaskülit
Seyrek
Anafilaksi1)
Metabolizma ve
beslenme hastalıkları
Çok yaygın
Yükselmiş lipid değerleri
Yaygın
Hipokalemi,
Yükselmiş ürik asit değerleri, Anormal kan sodyum değerleri, Hipokalsemi,
Hiperglisemi,
Hipofosfatemi,
Dehidratasyon
Yaygın
Ruh hali değişikliği (depresyon dahil), Anksiyete,
İnsomnia
Sinir sistemi hastalıkları*
Çok yaygın
Baş ağrısı
Yaygın
Parestezi (hipoastezi dahil),
Migren,
Sinir kökü sıkışması
Yaygın olmayan Bu belge, güvenli ele
Serebrovasküler olay 1) (SVO), Tremor,
ktronik imza ile imzalanmıştır. Nöropati
Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
23
Sistem Organ Sınıfı
Sıklık
kategorisi
Advers reaksiyonlar
Seyrek
Multipl skleroz,
Demiyelinizan hastalıklar (örn; optik nörit, Guillain-Barré sendromu) 1)
Göz hastalıkları
Yaygın
Görme bozukluğu,
Konjonktivit,
Blefarit,
Gözde şişme
Diplopi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın
Vertigo
Sağırlık,
Kulak çınlaması
Kardiyak hastalıklar*
Yaygın
Taşikardi
Miyokard infarktüsü1),
Aritmi,
Konjestif kalp yetmezliği
Seyrek
Kardiyak arest
Vasküler hastalıklar
Yaygın
Hipertansiyon,
Ciltte kızarıklık,
Hematom
Vasküler arteriyel oklüzyon,
Tromboflebit
Aortik anevrizma
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediyastinal
hastalıklar*
Yaygın
Astım,
Dispne,
Öksürük
Pulmoner emboli1),
İnterstisyel akciğer hastalığı,
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, Pnömonit,
Plevral efüzyon1)
Seyrek
Pulmoner fibrosis 1)
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın
Abdominal ağrı,
Bulantı ve kusma
Yaygın
GI hemoraji,
Dispepsi,
Gastroözofajeal reflü hastalığı,
Sicca sendromu
Pankreatit,
Disfaji,
Yüz ödemi
Seyrek
İntestinal perforasyon1)
24
Sistem Organ Sınıfı
Sıklık
kategorisi
Advers reaksiyonlar
Hepatobiliyer hastalıklar *
Çok yaygın
Karaciğer enzimlerinin artması
Kolesistit ve kolelitiyazis,
Hepatik steatoz,
Yükselmiş bilirubin değerleri
Seyrek
Hepatit,
Hepatit B enfeksiyonunun tekrarlaması (reaktivasyonu)1), Otoimmün hepatit1 †)
Bilinmiyor
Karaciğer yetmezliği1)
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın
Döküntü (cilt döküntüsü) (eksfoliyatif döküntü dahil)
Yaygın
Psöriyazisin yeni oluşması veya kötüleşmesi (palmoplantar püstüler psöriyazis dahil)1),
Ürtiker,
Morarma (purpura dahil),
Dermatit (egzama dahil),
Onikoklazis,
Hiperhidrozis,
Alopesi1),
Pirürit
Gece terlemesi,
Skar
Seyrek
Eritema multiforme1),
Stevens-Johnson sendromu1),
Anjioödem1),
Kütanöz vaskülit1),
Likenoid cilt reaksiyonu1)
Bilinmiyor
Dermatomiyosit semptomlarının kötüleşmesi1)
Kas-iskelet
bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın
Kas-iskelet ağrısı
Yaygın
Kas spazmları
yükselmesi dahil)
değerlerinin
Rabdomiyoliz,
Sistemik lupus eritematozus
Seyrek
Lupus benzeri sendrom1)
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın
Renal yetmezlik,
Hematüri
Noktüri
Erektil disfonksiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar*
Çok yaygın
Yaygın
Göğüs ağrısı,
Ödem,
Pireksi1) (ateş)
Yaygın olmayan
İnflamasyon
Araştırmalar*
ğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0a
Yaygın
Bu belge, güvenli ele
Koagülasyon ve kanama bozuklukları (uzamış aktive parsiyel tromboplastin zamanı dahil),
Pozitif oto antikor testi (çift sarmal DNA antikor dahil), Yükselmiş kan laktat dehidrojenaz düzeyleri
ktronik imza ile imzalanmıştır.
25
Sistem Organ Sınıfı
Sıklık
kategorisi
Advers reaksiyonlar
Yaralanma ve zehirlenme
Yaygın
Yara yerinde iyileşmede gecikme
*Daha fazla bilgi, Bölüm 4.3, 4.4 ve 4.8’de bulunmaktadır.
**Açık etiketli uzatma çalışmalarını içermektedir.
1) Spontan bildirim verileri dahildir.
2) Erişkin endikasyonlarında, 4-6 aylık tedavi dönemi boyunca plasebo için belirlenen (eksi) -0,4 kg ila 0,4 kg aralığıyla karşılaştırıldığında, adalimumab için vücut ağırlığında başlangıca göre kaydedilen ortalama değişiklik 0,3 kg ile 1 kg arasında değişmiştir. Kontrol grubu olmaksızın ortalama maruziyetin yaklaşık 1-2 yıl olduğu uzun süreli uzatma çalışmalarında, özellikle Crohn hastalığı ve ülseratif koliti olan hastalarda 5-6 kg’lık vücut ağırlığı artışı da gözlenmiştir. Bu etkinin altında yatan mekanizma bilinmemesine karşın, adalimumabın anti-enflamatuvar etkisiyle bağlantılı olabilmektedir.
† Pazarlama sonrası dönemde TNF alfa inhibitörleri kullanan hastalarda seyrek otoimmün hepatit vakaları raporlanmıştır.
Hidradenitis suppurativa
Haftada bir kez adalimumabuygulanarak tedavi edilen HS hastaları için güvenlilik profili, adalimumabın bilinen güvenlilik profiliyle tutarlılık göstermiştir.
Üveit
Adalimumabile iki haftada bir tedavi uygulanan üveit hastalarındaki güvenlilik profili adalimumabın bilinen güvenlilik profiliyle tutarlılık göstermiştir.
Seçilen advers reaksiyonların tanımı;
Enjeksiyon yeri reaksiyonları
Erişkin ve çocuklarda yürütülen pivotal kontrollü klinik çalışmalarda adalimumab ile tedavi edilen hastaların %12,9’unda enjeksiyon yeri reaksiyonları (eritem ve/veya kaşıntı, hemoraji, ağrı ya da şişme) görülmesine karşın plasebo ya da aktif kontrol alanların %7,2’sinde de bu reaksiyonlar görülmüştür. Enjeksiyon yeri reaksiyonları genellikle ilacın kesilmesini gerektirmemiştir.
Enfeksiyonlar
Erişkin ve çocuklarda yürütülen pivotal kontrollü klinik çalışmalarda enfeksiyon oranı, adalimumab ile tedavi edilen hastalarda hasta yılı başına 1,51, plasebo ve aktif kontrol ajanı ile tedavi edilen hastalarda hasta yılı başına 1,46 olmuştur. Enfeksiyonlar primer olarak nazofarenjit, üst solunum yolu enfeksiyonu ve sinüzit olmuştur. Hastaların çoğu enfeksiyon iyileştikten sonra adalimumab tedavisine devam etmiştir.
26
Ciddi enfeksiyonların insidansı, adalimumab ile tedavi edilen hastalarda hasta yılı başına 0,04, plasebo ve aktif kontrol ajanı ile tedavi edilen hastalarda hasta yılı başına 0,03 olmuştur.
Adalimumabile gerçekleştirilen kontrollü, açık etiketli erişkin ve pediyatrik çalışmalarda bildirilen ciddi enfeksiyonlar (nadiren ortaya çıkan fatal enfeksiyonlar dahil) arasında tüberküloz (miliyer ve ekstrapulmoner yerleşimler dahil) ve invazif fırsatçı enfeksiyonlar (örn. dissemine veya ekstrapulmoner histoplazmozis, blastomikoz, koksidioidomikoz, pnömosistis, kandidiyazis, aspergillozis ve listeriyozis) bulunmaktadır. Tüberküloz olgularının çoğu tedavi başlatıldıktan sonraki ilk sekiz ay içerisinde görülmüştür ve latent hastalığın yeniden ortaya çıkışını yansıtıyor olabilir.
Maligniteler ve lenfoproliferatif bozukluklar
Jüvenil idiyopatik artrit (poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit ve entezit ile ilişkili artrit) hastalarındaki bir adalimumabçalışması sırasında 655,6 hasta yılı maruziyeti olan 249 pediyatrik hastada malignite gözlemlenmemiştir. Buna ilave olarak, Crohn hastalığı olan pediyatrik hastalarda adalimumab çalışmaları sırasında 498,1 hasta yılı maruziyeti olan 192 pediyatrik hastada malignite gözlemlenmemiştir. Kronik plak psöriyazisi olan pediyatrik hastalardaki bir adalimumab çalışmasında 80 hasta yılına maruz kalan 77 pediyatrik plak psöriyazis hastasında malignite gözlemlenmemiştir. Ülseratif kolitli pediyatrik hastalarda gerçekleştirilen bir adalimumab çalışmasında, 65,3 hasta yılı maruziyeti olan 93 pediyatrik hastada malignite gözlemlenmemiştir. Pediyatrik üveit hastalarındaki bir adalimumabçalışmasında 58,4 hasta yılı maruziyeti olan 60 pediyatrik hastada da malignite görülmemiştir.
Orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit, psöriyatik artrit, ankilozan spondilit, radyografik olarak ankilozan spondilit kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit, Crohn hastalığı, ülseratif kolit, psöriyazis, hidradenitis suppurativa ve üveiti olan erişkin hastalarda yürütülen en az 12 haftalık pivotal adalimumab çalışmalarının kontrollü dönemleri sırasında lenfoma ve non-melanoma cilt kanseri dışındaki maligniteler, adalimumabtedavisindeki 5291 hastada 1000 hasta yılı başına 6,8 (4,4, 10,5) oranında (%95 GA) iken; buna karşın 3444 kontrol hastasında 1000 hasta yılı başına 6,3 (3,4 11,8) oranında gözlemlenmiştir (medyan tedavi süresi adalimumab için 4 ay, kontrol tedavisi hastaları için ise 3,8 ay idi). Melanoma-dışı cilt kanserlerinin oranı (%95 GA), adalimumab tedavisindeki hastalarda 1000 hasta yılı başına 8,8 (6, 13), kontrol hastalarında ise 1000 hasta yılı başına 3,2 (1,3, 7,6) olmuştur. Bu cilt kanserleri arasında skuamöz hücreli karsinomlar, adalimumab tedavisindeki hastalarda 1000 hasta yılı başına 2,7 (1,4, 5,4), kontrol hastalarında 1000 hasta yılı başına 0,6 (0,1, 4,5) oranında ortaya çıkmıştır. Lenfomaların oranı (%95 GA), adalimumab tedavisindeki hastalarda 1000 hasta yılı başına 0,7 (0,2, 2,7), kontrol hastalarında da 1000 hasta yılı başına 0,6 (0,1, 4,5) olmuştur.
6427 hastayı kapsayan, medyan süresi yaklaşık 3,3 yıl olan ve 26,439 hasta yılından fazla tedavi süresini temsil eden klinik çalışmaların kontrollü dönemlerinde ve halen sürmekte olan ve tamamlanmış açık etiketli çalışmalarda, lenfoma ve melanoma-dışı cilt kanserleri harici gözlemlenen malignite oranı 1000 hasta yılı başına yaklaşık 8,5’tir. Melanoma-dışı cilt kanserlerinin gözlemlenen oranı 1000 hasta yılı başına yaklaşık 9,6’dır ve lenfoma için gözlemlenen oranı 1000 hasta yılı başına yaklaşık 1,3’tür. Ocak 2003 ve Aralık 2010 tarihleri arasındaki pazarlama sonrası deneyimlere göre ağırlıklı olarak romatoid artrit hastalarında
27
kanserleri ve lenfomaların oranı, sırasıyla 1000 hasta tedavi yılı başına yaklaşık olarak 0,2 ve 0,3’tür (bkz. Bölüm 4.4).
Adalimumab ile tedavi edilen hastalarda, pazarlama sonrası dönemde nadir olarak hepatosplenik T hücreli lenfoma vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
Otoantikorlar
RA I-V çalışmalarında değişik zaman noktalarında hastaların serum örneklerinde otoantikor testleri yapılmıştır. Bu çalışmalarda adalimumab ile tedavi edilen hastaların %11,9’unda, plasebo ve aktif kontrol ajanıyla tedavi edilen hastaların %8,1’inde başlangıç döneminde negatif olan anti-nükleer antikorların 24. haftada pozitif titrelerde olduğu bildirilmiştir. Bütün romatoid artrit ve psöriyatik artrit çalışmalarında adalimumabile tedavi edilen 3441 hastadan 2’sinde yeni başlayan lupusa benzer sendromu düşündüren klinik belirtiler gözlemlenmiştir. Tedavinin kesilmesinden sonra hastalarda düzelme olmuştur. Hiçbir hastada lupus nefriti veya santral sinir sistemi semptomları gelişmemiştir.
Hepatobiliyer olaylar
Adalimumabile romatoid artrit ve psöriyatik artrit hastalarında yürütülen 4 ila 104 hafta aralığında kontrol periyodu olan Faz 3 kontrollü klinik çalışmalarda, adalimumabile tedavi gören hastaların %3,7’sinde ALT yükselmeleri ≥ 3 x NÜS (normalin üst sınırı) iken, kontrol grubunda bu oran %1,6’dır.
Adalimumabın kontrollü Faz 3 çalışmalarında 4 ila 17 yaş arasındaki poliartiküler jüvenil idiopatik artriti olan hastalarda ve 6 ila 17 yaş arasındaki entezit ile ilişkili artriti olan hastalarda, ≥ 3 x NÜS ALT yükselmeleri adalimumab ile tedavi edilen hastalarda %6,1 ve kontrol tedavisi alan hastalarda %1,3’tür. ALT yükselmelerinin çoğu eş zamanlı metotreksat kullanımında görülmüştür. 2 ila 4 yaş arasındaki poliartiküler jüvenil idiyopatik artriti olan hastalardaki adalimumab Faz 3 çalışmasında ≥ 3 x NÜS olan herhangi bir ALT yükselmesi gerçekleşmemiştir.
Adalimumab ile Crohn hastalarında ve ülseratif kolit hastalarında yürütülen 4 ila 52 hafta aralığında kontrol periyodu olan Faz 3 kontrollü klinik çalışmalarda, adalimumab ile tedavi edilen hastaların %0,9’unda ALT yükselmeleri ≥ 3 × NÜS olmakla birlikte, kontrol grubunda da bu oran %0,9’dur.
Pediyatrik crohn hastalığı olan hastalarda yürütülen, tedavinin 52. haftasına dek vücut ağırlığına göre ayarlanan indüksiyon tedavisinin ardından vücut ağırlığına göre ayarlanan iki idame doz rejimlerinin etkililik ve güvenliliğinin araştırıldığı bir adalimumabFaz 3 çalışmasında başlangıçta eş zamanlı olarak immünosupresan alan 4 hastanın da içinde yer aldığı hastaların %2,6’sında (5/192) ALT yükselmeleri ≥ 3 × NÜS olarak görülmüştür.
Adalimumabile plak psöriyazis hastalarında yürütülen 12 ila 24 hafta aralığında kontrol periyot süresi olan Faz 3 kontrollü klinik çalışmalarda, adalimumabile tedavi edilen hastaların %1,8’inde ALT yükselmeleri ≥ 3 × NÜS olmakla birlikte, kontrol tedavisi grubunda da bu oran %1,8’dir.
28
Plak psöriyazisli pediyatrik hastalar ile yapılan adalimumabFaz 3 çalışmasında ≥ 3 × NÜS ALT artışı olmamıştır.
Adalimumab ile yapılan kontrollü çalışmalarda (0. haftadaki 160 mg ve 2. haftadaki 80 mg’lık başlangıç dozlarını takiben 4. haftadan itibaren haftada bir kez 40 mg), kontrol dönemi süresi 12-16 hafta arasında değişen hidradenitis suppurativa hastalarında, ≥ 3 × NÜS şeklindeki ALT artışları adalimumab ile tedavi edilen hastaların %0,3’ünde ve kontrol grubundaki hastaların %0,6’sında ortaya çıkmıştır.
Erişkin üveit hastaları üzerinde 80 haftaya varan süreyle gerçekleştirilen, adalimumab tedavisi ve kontrol tedavisinin sırasıyla 166,5 gün ve 105,0 günlük medyan (ortanca) maruziyet olan kontrollü adalimumab çalışmalarında (başlangıç dozu 0. haftada 80 mg dozunu takiben 1. haftadan başlanarak iki haftada bir 40 mg), adalimumab tedavisi uygulanan hastaların %2,4’ünde ve kontrol tedavisi uygulanan hastaların %2,4’ünde ≥ 3 × NÜS düzeyinde ALT yükselmeleri ortaya çıkmıştır.
Pediyatrik ülseratif kolitli hastalarda (N=93) yürütülen; vücut ağırlığına göre ayarlanan indüksiyon dozları ile 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) dozunun ardından (N=63) veya 0. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) indüksiyon dozu, 1. haftada plasebo ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) dozunun ardından (N=30) iki haftada bir 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) idame dozunun (N=31) ve haftalık 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) idame dozunun (N=32) etkililiğinin ve güvenliliğinin değerlendirildiği kontrollü Faz 3 adalimumab çalışmasında, hastaların %1,1’inde (1/93) ≥ 3 X NÜS düzeyinde ALT yükselmeleri ortaya çıkmıştır.
Tüm endikasyonlar için yapılan klinik çalışmalara dahil olan hastalarda ALT değerlerindeki yükselme asemptomatik olup, vakaların çoğunda geçici olmuştur ve tedavinin devamı esnasında bu durum ortadan kalkmıştır. Bununla beraber, pazarlama sonrası raporları, adalimumab alan hastalarda otoimmün hepatiti de kapsayan hepatit gibi karaciğer yetmezliğinin öncesinde seyredebilen ciddi karaciğer bozuklukları daha az olmakla beraber karaciğer yetmezliği bildirilmiştir.
Azatiyoprin / 6-merkaptopurin ile eşzamanlı tedavi
Erişkin Crohn hastalarında yapılan çalışmalarda, adalimumabın tek başına kullanımı ile kıyaslandığında, adalimumab ve azatiyoprin/6-merkaptopurin kombinasyonunda daha yüksek malignite olasılığı ve ciddi enfeksiyona bağlı yan etkiler görülmüştür.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon
Genel olarak, pediyatrik hastalardaki advers reaksiyonlar sıklık ve tip olarak erişkin hastalarda görülenlere benzerlik göstermiştir.
29
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Klinik çalışmalar sırasında doz kısıtlayıcı toksisite gözlemlenmemiştir. Değerlendirilen en yüksek doz düzeyi 10 mg/kg’lık multipl intravenöz dozlar olup önerilen dozun yaklaşık 15 katıdır.
5 FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: İmmünosüpresanlar, Tümör Nekröz Faktörü alfa (TNF-alfa) inhibitörleri
ATC kodu: L04AB04
AMGEVİTA® biyobenzer bir tıbbi üründür.
Etki mekanizması
Adalimumab, TNF’ye spesifik olarak bağlanır ve TNF’nin p55 ve p75 hücre yüzey reseptörleriyle etkileşimini bloke ederek bu faktörün biyolojik fonksiyonunu nötralize eder.
Adalimumab, lökosit migrasyonundan sorumlu adezyon moleküllerinin düzeylerinin değişmesi de dahil TNF tarafından indüklenen veya düzenlenen biyolojik yanıtları da modüle eder (ELAM-1, VCAM-1 ve ICAM-1 için IC50 değeri 0,1-0,2 nM).
Farmakodinamik etkiler
Romatoid artrit hastalarında adalimumabtedavisinden sonra inflamasyonun akut faz reaktanlarında (C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESR)) ve serum sitokinlerinin (IL-6) düzeylerinde bazal değerlere göre hızlı bir azalma gözlenmiştir. Kıkırdak hasarından sorumlu olan ve dokunun yeniden yapılanması sürecine yol açan matriks metalloproteinazların (MMP-1 ve MMP-3) düzeyleri de adalimumabuygulamasından sonra düşmüştür. Adalimumabile tedavi edilen hastalarda kronik inflamasyonun hematolojik bulgularında çoğunlukla düzelme meydana gelmiştir.
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit, Crohn hastalığı, ülseratif kolit ve hidradenitis suppurativa hastalarında, adalimumabtedavisinden sonra CRP düzeylerinde de hızlı bir düşüş gözlemlenmiştir. Crohn hastalarında, TNF alfa ekspresyonundaki anlamlı azalma da dahil olmak
30
gözlemlenmiştir. İntestinal mukozada yapılan endoskopik çalışmalarda, adalimumab ile tedavi edilen hastalarda mukoza iyileşmesine ilişkin kanıtlar olduğu gösterilmiştir.
Klinik etkililik ve güvenlilik
Romatoid Artrit (RA)
Adalimumab, bütün romatoid artrit klinik çalışmalarında 3000’i aşkın hasta üzerinde değerlendirilmiştir. Adalimumabın etkililiği ve güvenliliği beş adet randomize, çift-kör ve iyi- kontrollü çalışmada belirlenmiştir. Bazı hastalar 120 ay ve üstü sürelerle tedavi edilmiştir. Adalimumab40 mg/0,4 mL’nin enjeksiyon bölgesi ağrısı, iki randomize, aktif kontrollü, tek-kör, iki periyod çapraz karşılaştırma çalışmalarıyla değerlendirilmiştir.
RA I çalışmasında en az bir tane hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaç tedavisiyle başarısız kalınan ve haftada 12,5-25 mg (metotreksat intoleransı durumunda 10 mg) metotreksat tedavisiyle yeterli etki görülmeyen ve metotreksat dozu haftada 10-25 mg arasında sabit seyreden, 18 yaş ve üstü 271 orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit hastası değerlendirilmiştir. Hastalara 24 hafta süreyle 2 haftada bir 20, 40 veya 80 mg adalimumabveya plasebo dozları verilmiştir.
RA II çalışmasında en az bir adet hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaç tedavisiyle başarısız kalınan, 18 yaş ve üstü 544 orta ila şiddetli aktif romatoid artrit hastası değerlendirilmiştir. 26 hafta süreyle, 20 veya 40 mg dozunda adalimumabsubkütan enjeksiyon yoluyla (alternatif haftalarda plasebo verilmek üzere) iki haftada bir, ya da her hafta uygulanmış ve aynı süreyle her hafta plasebo verilmiştir. Başka hiçbir hastalık modifiye edici ilacın kullanılmasına izin verilmemiştir.
RA III çalışmasında haftada 12,5-25 mg metotreksat tedavisiyle yeterli etki görülmeyen veya 10 mg/hafta metotreksata intoleransı olan 18 yaş ve üstü 619 orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit hastası değerlendirilmiştir. Bu çalışmada üç grup vardır. İlk gruba 52 hafta süreyle her hafta plasebo enjeksiyonu uygulanmıştır. İkinci gruba 52 hafta süreyle her hafta 20 mg adalimumabverilmiştir. Üçüncü gruba dönüşümlü olarak alternatif haftalarda plasebo enjeksiyonları yapılmak üzere iki haftada bir 40 mg adalimumabuygulanmıştır. İlk 52 hafta tamamlandıktan sonra, 457 hasta 10 yıla varan süreyle iki haftada bir 40 mg adalimumab/MTX uygulanan açık etiketli bir uzatma fazına kaydedilmiştir.
RA IV çalışmasında, 18 yaş ve üstü 636 orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit hastasında primer olarak güvenlilik değerlendirilmiştir. Hastaların ya hiç hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaç kullanmamış olmalarına ya da tedavinin en az 28 gün stabil olması şartıyla, mevcut romatolojik tedavilerini sürdürmelerine izin verilmiştir. Bu tedavi rejimleri metotreksat, leflunomid, hidroksiklorokin, sulfasalazin ve/veya altın tuzlarını içermektedir. Hastalar 24 hafta süreyle iki haftada bir 40 mg adalimumabveya plasebo alacak şekilde randomize edilmiştir.
RA V çalışmasında, daha önce hiç metotreksat kullanmamış, erken dönemli (ortalama hastalık süresi 9 aydan daha az), orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artriti olan 799 erişkin hasta değerlendirilmiştir. Bu çalışmada 104 hafta süreyle iki haftada bir adalimumab40 mg ve Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
31
metotreksat monoterapisinin, romatoid artrit bulgu ve semptomları ile eklem hasarındaki progresyon hızını azaltmadaki etkililiği incelenmiştir. İlk 104 haftanın tamamlanmasından sonra, 497 hasta 10 sene boyunca iki haftada bir 40 mg adalimumabın uygulandığı açık etiketli faz çalışmasına dahil edilmiştir.
RA VI ve VII çalışmalarında, 18 yaş ve üstü 60 orta ila şiddetli derecede aktif romatoid artrit hastası değerlendirilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastalar, adalimumab 40mg/0,8ml kullanan ve ortalama enjeksiyon bölgesi ağrısı en az 3 cm (0-10 cm VAS (görsel analog skor)) olan veya adalimumab40 mg/0,8mL kullanmaya başlayan biyolojik naif hastalardır. Hastalar, takip eden dozlarında karşı tedaviyi alacak şekilde tek doz adalimumab40 mg/0,8mL veya adalimumab40 mg/0,4mL’ye randomize edilmiştir.
RA I, II ve III çalışmalarının primer sonlanım noktası ve RA IV çalışmasının sekonder sonlanım noktası 24. veya 26. haftalarda ACR 20 (ACR: American College of Rheumatology) yanıtına ulaşan hastaların yüzdesidir. RA V çalışmasında primer sonlanım noktası, 52. haftada ACR 50 yanıtı elde edilen hastaların yüzdesidir. RA III ve V çalışmalarında 52. haftada hastalık progresyonunun (röntgen sonuçlarıyla saptanan) gerilemesi, ilave primer sonlanım noktası olmuştur. RA III çalışmasında aynı zamanda yaşam kalitesindeki değişimlerde primer sonlanım noktası olmuştur. RA VI ve VII çalışmasındaki primer sonlanım noktası, 0-10 cm VAS ile ölçülen enjeksiyon akabinde ortaya çıkan enjeksiyon bölgesi ağrısı olmuştur.
ACR Yanıtı
Adalimumabile tedavi edilen ve ACR 20, 50 ve 70 yanıtlarına ulaşan hastaların yüzdesi RA I, II ve III çalışmaları arasında tutarlı olmuştur. İki haftada bir 40 mg dozu ile alınan sonuçlar Tablo 8’de özetlenmektedir.
Tablo 8. Plasebo Kontrollü Çalışmalarda ACR Yanıtları (Hastaların Yüzdesi)
Yanıt
Plasebo/ MTXc
n=60
Adalimumabb n=113
Plasebo/ MTXc
n=200
%13,3
GD
%65,1
GD
%19,1 GD
%46
GD
%29,5 %24
%63,3
%58,9
%6,7
GD
%52,4
GD
%8,2 GD
%22,1
GD
%9,5
%9,5
%39,1
%41,5
%3,3
GD
%23,8
GD
%1,8 GD
%12,4
GD
%2,5
%4,5
%20,8
%23,2
a RA I’de 24. haftada, RA II’de 26. haftada ve RA III’te 24 ve 52. haftalarda b İki haftada bir uygulanan 40 mg adalimumab
c MTX= Metotreksat
*p < 0.01, plaseboya karşı adalimumab
GD= Geçerli değil Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
32
RA I-IV çalışmalarında ACR yanıtı kriterlerinin bütün bireysel bileşenleri (duyarlı ve şiş eklemlerin sayısı, doktor ve hasta tarafından yapılan hastalık aktivitesi ve ağrı değerlendirmeleri, iş göremezlik indeksi (HAQ) skorları ve CRP (mg/dl) değerleri), 24. veya 26. haftalarda plaseboya göre düzelme göstermiştir. III numaralı çalışmada bu düzelmeler 52 hafta boyunca sürmüştür.
RA III çalışmasının açık etiketli uzatma fazında 10 yıla kadar izlenen hastaların çoğunluğunda ACR yanıt oranları devam etmiştir. İki haftada bir 40 mg adalimumabdozuna randomize edilmiş olan 207 hastadan 114’ü, 5 yıl boyunca iki haftada bir 40 mg adalimumabalmaya devam etmiştir. Bu hastalar arasında 86 hastada (%75,4) ACR 20 yanıtları, 72 hastada (%63,2) ACR 50 yanıtları ve 41 hastada (%36) ACR 70 yanıtları elde edilmiştir. 207 hastadan 81’i iki haftada bir 40 mg adalimumabtedavisine 10 sene boyunca devam etmişlerdir. Bunlar arasında, 64 hastada (%79,0) ACR 20 yanıtları, 56 hastada (%69,1) ACR 50 yanıtları ve 43 hastada (%53,1) ACR 70 yanıtları elde edilmiştir.
RA IV çalışmasında adalimumabartı standart tedavi gören hastaların ACR 20 yanıtı, plasebo artı standart tedavi ile tedavi edilen hastalardaki yanıta göre istatistiksel anlamlılık taşıyacak şekilde daha iyi olmuştur (p < 0,001).
RA I-IV çalışmalarında, adalimumab ile tedavi gören hastalarda tedaviye başlandıktan sonra bir-iki hafta gibi erken bir sürede, plasebo alan hastalar ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı ACR 20 ve 50 yanıtlarına ulaşılmıştır.
Erken dönemdeki ve daha önce metotreksat kullanmamış romatoid artrit hastalarının yer aldığı RA V çalışmasında, adalimumabve metotreksat ile yapılan kombinasyon tedavisi 52. haftada, metotreksat monoterapisi ve adalimumabmonoterapisinden daha hızlı ve anlamlı olarak daha yüksek ACR yanıtları sağlamış ve bu yanıtlar 104. haftaya kadar sürdürülebilmiştir (bkz. Tablo 9).
Tablo 9. RA V Çalışmasındaki ACR Yanıtları (Hastaların Yüzdesi)
Yanıt
Adalimumab n=274
p
değeria
a p değeri metotreksat monoterapisi ve adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir.
b p değeri adalimumabmonoterapisi ve adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir.
33
c p değeri adalimumab monoterapisi ve metotreksat monoterapisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir.
RA V çalışması için yapılan açık etiketli uzatma çalışmasında, 10 yıla varan bir süre boyunca takip edildiğinde ACR yanıt oranları korunmuştur. İki haftada bir adalimumab40 mg grubuna randomize edilmiş olan 542 hastanın 170’i, iki haftada bir adalimumab40 mg tedavisine 10 yıl boyunca devam etmiştir. Bunlar arasında yer alan 154 hastada (%90,6) ACR 20, 127 hastada (%74,7) ACR 50 ve 102 hastada (%60) ACR 70 yanıtları elde edilmiştir.
52. haftada adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi gören hastaların %42,9’unda klinik remisyon (DAS28 (CRP) < 2,6) sağlanırken, bu oran metotreksat monoterapisi alan hastalarda %20,6 ve adalimumabmonoterapisi alan hastalarda %23,4 olmuştur. Adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi, yakın dönemde tanı konulmuş orta ile şiddetli romatoid artriti olan hastalarda “düşük düzey hastalık hali” sağlanmasında metotreksat ve adalimumab monoterapilerinden klinik ve istatistik olarak daha üstündür (sırasıyla p < 0,001 ve p < 0,001). İki monoterapi kolundaki yanıtlar benzerdir (p = 0,447). Açık etiketli uzatma çalışmasına katılan ve ilk olarak adalimumabmonoterapisi ya da adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi grubuna randomize edilmiş olan 342 hastanın 171’i 10 yıllık adalimumabtedavisini tamamlamıştır. Bunlar arasında yer alan 109 hastanın (%63,7) 10 yıl sonunda remisyonda olduğu bildirilmiştir.
Radyografik Yanıt
Adalimumabile tedavi edilen hastalardaki ortalama romatoid artrit süresinin yaklaşık 11 yıl olduğu RA III çalışmasında, yapısal eklem hasarı radyografik olarak değerlendirilmiş ve modifiye Total Sharp Skoru (mTSS) ve bileşenlerinde, erozyon skorunda ve eklem aralığı daralma skorunda değişim şeklinde ifade edilmiştir. Adalimumab/metotreksat hastaları 6 ve 12. aylarda, tek başına metotreksat alan hastalara kıyasla anlamlı olarak daha az radyografik progresyon göstermişlerdir (bkz. Tablo 10).
RA III çalışmasının açık etiketli uzatma fazında, bir grup hastada, yapısal harabiyetin progresyon hızındaki azalma 8 ve 10 yıl süreyle devam etmiştir. Başlangıçta iki haftada bir 40 mg adalimumabile tedavi edilen 207 hastadan 81’i 8. yılda radyografik olarak değerlendirilmiştir. Bu hastaların 48’inde, 0,5 veya daha az mTSS değişimi olarak tanımlanan, yapısal hasarda ilerleme olmaması durumu tespit edilmiştir. Başlangıçta iki haftada bir 40 mg adalimumabile tedavi edilen 207 hastadan 79’u 10. yılda radyografik olarak değerlendirilmiştir. Bu hastaların 40’ında, 0,5 veya daha az mTSS değişimi olarak tanımlanan, yapısal hasarda ilerleme olmaması durumu tespit edilmiştir.
Tablo 10. RA III Çalışmasında 12 Ay Boyunca Radyografik Ortalama Değişimler
Plasebo/ MTXa
Adalimumab/MTX iki haftada bir
40 mg
Plasebo/MTX-
Adalimumab/MTX (%95 GAb)
Total Sharp Skoru
Erozyon skoru
EADd skoru
a Metotreksat Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
34
c Sıralı analize (rank analysis) dayalı olarak
d Eklem Aralığında Daralma
GA: Güven Aralığı
RA V çalışmasında, yapısal eklem hasarı radyografik olarak değerlendirilmiş olup modifiye total Sharp skorunda değişim şeklinde ifade edilmiştir (bkz. Tablo 11).
Tablo 11. RA V Çalışmasında 52. haftada Radyografik Ortalama Değişimler
MTX
n = 257
(%95 GA)
Adalimumab n = 274
(%95 GA)
Adalimumab/ MTX
n = 268
(%95 GA)
Total Sharp skoru
Erozyon skoru
a p değeri, metotreksat monoterapisi ve adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir. b p değeri, adalimumab monoterapisi ve adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir. c p değeri, adalimumab monoterapisi ve metotreksat monoterapisi arasında Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan çiftli kıyaslamadan elde edilmiştir.
GA: Güven Aralığı
52 haftalık ve 104 haftalık tedavilerden sonra progresyon göstermeyen (modifiye Total Sharp skorunda başlangıç dönemine göre değişim ≤ 0,5) hastaların yüzdesi, adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi ile (sırasıyla %63,8 ve %61,2), metotreksat monoterapisi (sırasıyla %37,4 ve %33,5, p < 0,001) ve adalimumabmonoterapisine (sırasıyla %50,7, p < 0,002 ve %44,5, p < 0,001) kıyasla anlamlı derecede daha yüksektir.
RA V çalışması için yapılan açık etiketli uzatma çalışmasında, başlangıçta metotreksat monoterapisi, adalimumabmonoterapisi ve adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi gruplarına randomize edilen hastaların, 10. yılda modifiye Total Sharp skoru’nda başlangıca göre elde edilen ortalama değişiklik sırasıyla 10,8, 9,2 ve 3,9 olarak belirlenmiştir. Radyografik progresyon saptanmayan hastaların oranları ise sırasıyla %31,3, %23,7 ve %36,7 olmuştur.
Yaşam Kalitesi ve Fiziksel Fonksiyon
35
olarak anlamlıdır. Kronik hastalık tedavisi fonksiyonel değerlendirme (FACIT) skorlarının değerlendirildiği üç çalışmanın hepsinde de (RA I, III, IV çalışmaları), bu skorlar ile ölçülen yorgunlukta istatistiksel olarak anlamlı bir azalma vardır.
RA III çalışmasında fiziksel fonksiyonda iyileşme elde eden ve tedaviye devam eden hastaların çoğunda iyileşme, açık etiketli tedavinin 520. haftası boyunca (120 ay) da korunmuştur. Yaşam kalitesindeki iyileşmeler 156. haftaya (36 ay) kadar ölçülmüş ve iyileşmelerin bu dönem boyunca korunduğu görülmüştür.
RA V çalışmasında HAQ iş göremezlik indeksi ve SF 36’nın fiziksel bileşenindeki iyileşmeler, adalimumab/metotreksat kombinasyon tedavisi ile, metotreksat monoterapisi ve adalimumab monoterapisine kıyasla 52. haftada daha yüksektir ve bu yükseklik 104. haftada da devam etmektedir (p < 0,001). Açık etiketli uzatma çalışmasını tamamlayan 250 hastada 10 yıllık tedavi boyunca fiziksel fonksiyonlardaki iyileşme sürdürülmüştür.
Enjeksiyon yerinde ağrı
Birleştirilen çapraz geçişli RA VI ve VII çalışmaları için, adalimumab40 mg/0,8 mL ve adalimumab40 mg/0,4 mL arasında dozajdan hemen sonra enjeksiyon yeri ağrısı için istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlemlenmiştir (ortalama VAS 3,7 cm’ye karşın 1,2 cm, 0-10 cm ölçeği, p < 0,001). Bu, enjeksiyon bölgesinde ağrıdaki % 84’lük medyan bir azalmayı temsil eder.
Aksiyal Spondiloartrit
Ankilozan Spondilit (AS)
İki haftada bir adalimumab40 mg; 24 hafta süreli, randomize çift-kör, plasebo kontrollü iki çalışmada, konvansiyonel tedaviye yeterli yanıt vermeyen aktif ankilozan spondilitli (tüm gruplarda ortalama bazal hastalık aktivitesi skoru [Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivitesi İndeksi (BASDAI)] 6,3 idi) 393 hasta üzerinde değerlendirildi. 79 hasta (%20,1) eş zamanlı olarak hastalık modifiye edici ilaçlar ile 37 hasta (%9,4) ise yine eş zamanlı olarak glukokortikoidler ile tedavi edilmiştir. Kör dönemini, hastalara iki haftada bir adalimumab40 mg uygulanan, 28 haftaya kadar süren, ilave bir açık etiketli dönem izlemiştir. 12, 16 veya 20. haftalarda ASAS 20 yanıtı elde edilemeyen hastalara (n=215, %54,7), açık etikete erken kaçış prensibiyle iki haftada bir subkütan adalimumab 40 mg uygulanmıştır ve bu hastalar daha sonra, çift-kör istatistik analizlerde yanıt vermeyenler olarak kabul edilmiştir.
315 hastalı daha büyük AS I sonuçları, adalimumabile tedavi edilen hastaların, ankilozan spondilit bulgu ve semptomlarında plaseboya kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla iyileşme sağladıklarını göstermiştir. Anlamlı yanıt ilk kez 2. haftada gözlemlenmiş ve 24. haftaya kadar sürdürülmüştür (Tablo 12).
36
Tablo 12. Plasebo Kontrollü AS I Çalışması Etkililik Yanıtları – Bulgu ve Semptomlarda Azalma
Yanıt
Plasebo
N = 107
Adalimumab
N = 208
ASASa 20
2. hafta
12. hafta
24. hafta
ASAS 50
2. hafta
12. hafta
24. hafta
ASAS 70
2. hafta
12. hafta
24. hafta
BASDAIb 50
2. hafta
12. hafta
24. hafta
***,** p < 0,001 ve p < 0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı (2, 12 ve 24. haftalarda adalimumabve plasebo arasındaki tüm karşılaştırmalar için
a Ankilozan Spondilit değerlendirmeleri
b Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivitesi İndeksi (BASDAI)
Adalimumabile tedavi edilen hastalarda gerek SF 36, gerekse Ankilozan Spondilit Yaşam Kalitesi Anketi’nde (ASQoL) 12. haftada anlamlı olarak daha büyük iyileşme elde edilmiş ve bu iyileşme 24. haftaya kadar kalıcı olmuştur.
Aktif ankilozan spondiliti olan 82 erişkin hastada yürütülen daha küçük çift-kör, plasebo kontrollü AS II çalışmasında benzer eğilimler (istatistiksel olarak tümü anlamlı olmayan) görüldü.
Radyografik olarak AS kanıtı olmayan aksiyal spondiloartrit
Radyografik olmayan aksiyal spondiloartrit (nr-axSpA) hastalarında adalimumabın güvenliliği ve etkililiği, iki randomize, çift kör, plasebo-kontrollü çalışma ile değerlendirilmiştir. Nr-axSpA I çalışmasında, aktif nr-axSpA hastaları değerlendirilmiştir. Nr-axSpA II çalışması ise, adalimumabile açık etiketli tedavi sırasında remisyon sağlanan aktif nr-axSpA hastalarında gerçekleştirilen bir tedavi çekilme çalışmasıdır.
nr-axSpA I çalışması
nr-axSpA I çalışmasında iki haftada bir adalimumab 40 mg tedavisi NSAİİ’ye yeterli yanıt vermeyen, ≥ 1 NSAİİ’yi tolere edemeyen ya da NSAİİ kullanımı için kontrendikasyonu bulunan 185 aktif nr-axSpA hastasında, (adalimumabile tedavi edilen hastalarda başlangıç ortalama hastalık aktivitesi skoru [Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI)] 6,4 Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
37
iken, plasebo ile tedavi edilen hastalarda bu değer 6,5 idi) 12 haftalık, randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü bir çalışmada değerlendirilmiştir.
33 hasta (%18) eşzamanlı olarak hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlarla ve 146 hasta (%79) ise başlangıçta yine eş zamanlı olarak NSAİİ’lerle tedavi edilmiştir. Çift-kör dönemini, hastalara iki haftada bir subkütan yolla adalimumab40 mg uygulanan ve 144 haftaya kadar süren ilave bir açık etiketli dönem izlemiştir. 12. haftadaki sonuçlar, adalimumabile tedavi edilen hastalardaki aktif radyografik olmayan aksiyal spondiloartrit belirti ve semptomlarında plasebo ile tedavi edilen hastalara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme göstermiştir (Tablo 13).
Tablo 13. Plasebo Kontrollü nr-AksiyalSpA I Çalışmasındaki Etkililik Yanıtları
Çift-Kör
12. haftadaki Yanıt
Plasebo
N=94
Adalimumab
N=91
ASASa 40
ASAS 20
ASAS 5/6
ASAS Kısmi Remisyon
BASDAIb 50
ASDASc,d,e
ASDAS İnaktif Hastalık
hs-CRPd,f,g
Sarkoiliak
SPARCC MRI Omurgad,j
a ASAS = Uluslararası Spondiloartrit Değerlendirme Derneği
b Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivitesi İndeksi
c Ankilozan Spondilit Hastalığı Aktivitesi Skoru
d başlangıca kıyasla ortalama değişiklik
e plasebo n = 91 ve adalimumab n = 87
f yüksek duyarlılık C-Reaktif Proteini (mg/L)
g plasebo n = 73 ve adalimumab n = 70
h Kanada Spondiloartrit Çalışma Konsorsiyumu
i plasebo ve adalimumab n = 84
j plasebo n = 82 ve adalimumab n = 85
***, **, * adalimumab ve plasebo arasında yapılan tüm karşılaştırmalar için sırasıyla p < 0,001, < 0,01 ve < 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı.
Açık etiketli uzatma çalışmasında, 156 hafta boyunca adalimumab tedavisi ile belirti ve semptomlarda iyileşme korunmuştur.
İnflamasyonun inhibisyonu
Adalimumab ile tedavi edilmiş olan hastalarda sırasıyla, 156 ve 104 hafta boyunca hem hs-CRP ölçümlerinde hem de sakroiliak eklemler ve omurganın MRG (Manyetik rezonans görüntüleme) ile ölçülen inflamasyon belirtilerinde anlamlı iyileşme korunmuştur.
38
Yaşam kalitesi ve fiziksel fonksiyon
Sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve fiziksel fonksiyon, HAQ-S ve SF-36 anketleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Adalimumabın başlangıçtan 12. haftaya kadar HAQ-S toplam skoru ve SF-36 Fiziksel Bileşen Skoru’nda (PCS) plaseboya kıyasla istatistiksel olarak anlamlı ölçüde daha büyük bir iyileşme sağlandığı gösterilmiştir. Açık etiketli uzatma çalışmasında sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve fiziksel fonksiyonda iyileşme 156 hafta boyunca korunmuştur.
nr-axSpA II çalışması
≥ 2 NSAİİ’ye karşı yetersiz yanıt veren ya da NSAİİ’yi tolere edemeyen veya kontrendikasyonu olan 673 aktif nr-axSpA (ortalama başlangıç hastalık aktivitesi [BASDAI] 7 idi) hastası, 28 hafta süreyle iki haftada bir 40 mg adalimumab uygulanan nr-axSpA II çalışmasının açık etiketli fazına dahil edilmiştir.
Bu hastalarda ayrıca, MRG’de sakroiliak eklemlerde veya omurgada objektif inflamasyon kanıtı veya yükselmiş hs-CRP düzeyleri görülmüştür. Açık etiketli fazda en az 12 hafta süreyle remisyon elde edilmiş olan hastalar (N=305) (16, 20, 24 ve 28. haftalarda ASDAS < 1,3), daha sonra ilave 40 hafta süreyle iki haftada bir 40 mg adalimumab tedavisine devam etmek (N=152) veya plasebo (N=153) almak üzere çift-kör, plasebo-kontrollü periyoda randomize edilmiştir (toplam çalışma süresi 68 hafta). Çift kör dönemde alevlenme gösteren hastaların en az 12 hafta süreyle, iki haftada bir, kurtarıcı 40 mg adalimumab tedavisi almasına izin verilmiştir.
Primer etkililik sonlanım noktası, çalışmanın 68. haftası itibariyle alevlenme görülmeyen hastaların oranıdır. Alevlenme, dört hafta arayla gerçekleştirilen iki ardışık vizitte kaydedilen ASDAS ≥ 2,1 olarak tanımlanmıştır. Plaseboya kıyasla adalimumab kullanan hastaların daha büyük bir oranında, çift-kör dönem süresince hastalık alevlenmesi kaydedilmemiştir (%70,4’e karşılık %47,1, p < 0,001) (Şekil 1).
39
Şekil 1. nr-axSpA II Çalışmasında Alevlenme Zamanlamalarını Özetleyen Kaplan- Meier Eğrileri
Alevlenme görülmeme olasılığı
Tedavi çekilme grubuna dahil olup alevlenme gösteren 68 hastadan 65’i, 12 haftalık adalimumab ile kurtarma tedavisi fazını tamamlamıştır 37’sinde (%56,9) açık etiketli tedaviye başladıktan 12 hafta sonrasında yeniden remisyon sağlanmıştır (ASDAS < 1,3).
68. hafta itibariyle, sürekli olarak adalimumab alan hastalarda, çalışmanın çift kör fazında tedavi çekilmesi grubuna randomize edilmiş olanlara kıyasla, aktif nr-axSpA belirti ve semptomlarında istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha fazla iyileşme sağlanmıştır (Tablo 14).
Tablo 14. Plasebo Kontrollü nr-axSpA II Çalışmasında Etkililik Yanıtları
68. haftada çift kör yanıtları
Plasebo
N=153
Adalimumab N=152
ASASa,b 20
ASASa,b 40
ASASa Kısmi Remisyon
ASDASc İnaktif Hastalık
Kısmi Hastalıkd
a ASAS = Uluslararası Spondiloartrit Değerlendirme Derneği
b Başlangıç, hastalarda aktif hastalık kaydedilen açık etiketli dönemin başlangıcı olarak tanımlanmaktadır.
c Ankilozan Spodilit Hastalık Aktivitesi Skoru
d Kısmi alevlenme: 2 ardışık visitte ASDAS ≥ 1,3 ve < 2,1
***, ** adalimumab ve plasebo arasında yapılan tüm karşılaştırmalar için, sırasıyla p < 0,001, p < 0,01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı.
40
Psöriyatik Artrit
İki haftada bir 40 mg şeklinde uygulanan adalimumab, PsA I ve PsA II adlarındaki plasebo kontrollü iki çalışmada, orta ila şiddetli derecedeki aktif psöriyatik artrit (PsA) hastalarında incelenmiştir. 24 hafta süreli PsA I çalışmasında, non-steroid anti-inflamatuvar ilaç tedavisine yetersiz yanıt veren 313 erişkin hasta tedavi edilmiştir; bunların yaklaşık %50’si metotreksat almıştır. 12 hafta süreli PsA II çalışmasında, DMARD tedavisine yetersiz yanıt veren 100 hasta tedavi edilmiştir. İki çalışmanın bitiminde 383 hasta, açık etiketli uzatma çalışmasına alınmıştır ve bu çalışmada iki haftada bir 40 mg adalimumab uygulanmıştır.
İncelenen hasta sayısının az olması nedeniyle, adalimumabın ankilozan spondilit benzeri psöriyatik artropati hastaları üzerinde gösterdiği etkililik ile ilgili kanıtlar yetersizdir.
Tablo 15. Plasebo Kontrollü Psöriyatik Artrit Çalışmalarında ACR Yanıtları (Hastaların Yüzdesi)
Yanıt
Plasebo
N = 162
Adalimumab N = 151
Plasebo
N = 49
Adalimumab N = 51
ACR 20
ACR 50
ACR 70
*** p < 0,001, adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırmalar için. * p < 0,05, adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırmalar için. GD = Geçerli değil.
PsA I çalışmasındaki ACR yanıtları, eş zamanlı metotreksat tedavisi uygulandığında veya uygulanmaksızın, benzer niteliktedir. Açık etiketli uzatma çalışmasında ACR yanıtları, 136. haftaya kadar korunmuştur.
Psöriyatik artrit çalışmalarında radyografik yanıtlar değerlendirilmiştir. Çalışmanın çift-kör döneminin başlangıç ve 24. haftasında, hastalara adalimumab veya plasebo uygulanırken ve tüm hastalar açık-etiketli adalimumab tedavisindeyken 48. haftada hastaların el, bilek ve ayak radyografileri incelenmiştir. Distal interfalangiyal eklemleri içeren (romatoid artrit için kullanılan TSS ile aynı olmayan) modifiye Total Sharp Skoru (mTSS) kullanılmıştır.
Adalimumab tedavisinin periferal eklem hasarı gelişmesini azaltması plasebo ile karşılaştırılıp, başlangıçtan itibaren değişim olarak ölçüldüğünde, mTSS skoru (ortalama ± SD) plasebo grubunda 0,8 ± 2,5 (24. haftada) ve adalimumab grubunda 0,0 ± 1,9 (48. haftada) olmuştur (p < 0,001).
41
Adalimumab ile tedavi edilen ve başlangıçtan itibaren 48. haftaya kadar radyografik progresyon olmayan hastaların (n = 102) %84’ünde, tedavinin 144 haftalık süresi boyunca radyografik progresyon görülmemiştir.
Adalimumab ile tedavi edilen hastalar 24. haftada, HAQ ve Kısa Sağlık Çalışma Formu (SF 36) olarak değerlendirildiğinde, plasebo alan hastalara kıyasla fiziksel fonksiyonlarda istatistiksel olarak anlamlı iyileşme göstermiştir. Fiziksel fonksiyonların iyileşmesi, açık etiketli uzatma çalışmasında 136. haftaya kadar sürdürülmüştür.
Psöriyazis
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği randomize, çift-kör çalışmalarda sistemik tedavi veya fototerapi adayı olan erişkin kronik plak psöriyazis (Ps) (≥ %10 BSA (vücut yüzey alanı) tutulumu ve Psöriyazis Alan ve Şiddet İndeksi (PASI) ≥ 12 veya ≥ 10) hastalarında değerlendirilmiştir. Psöriyazis çalışması I ve II’ye kayıt edilen hastaların %73’ü önceden sistemik tedavi veya fototerapi görmüştür. Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği ayrıca randomize, çift-kör bir çalışmada (psöriyazis çalışması III) sistemik tedavi adayı olan ve el ve/veya ayak psöriyazisi ile birlikte orta ila şiddetli derecede kronik plak psöriyazisi bulunan erişkin hastalarda değerlendirilmiştir.
Psöriyazis I çalışmasında (REVEAL) üç tedavi dönemi içinde 1212 hasta değerlendirilmiştir. A döneminde, hastalar plasebo veya başlangıç 80 mg adalimumab dozunu takiben, başlangıç dozundan bir hafta sonra başlanarak iki haftada bir 40 mg adalimumab almışlardır. 16 haftalık tedaviden sonra en az PASI 75 yanıtına ulaşan hastalar (PASI skorunda başlangıca göre en az %75 düzelme olması) B dönemine girmişler ve iki haftada bir açık etiketli olarak 40 mg adalimumab almışlardır. 33. haftada PASI 75 yanıtını koruyan ve A döneminde orijinal olarak aktif tedaviye randomize edilmiş olan hastalar, tekrar randomize edilerek C döneminde ilave 19 haftalık bir süre boyunca, iki haftada bir 40 mg adalimumab tedavisi veya plasebo almışlardır. Tüm tedavi gruplarında ortalama başlangıç PASI skoru 18,9 idi ve başlangıçtaki Hekimin Global Değerlendirme (PGA) skoru “orta” (dahil edilen hastaların % 53’ü), “şiddetli” (% 41) ila “çok şiddetli” (% 6) oranında değişmiştir.
Psöriyazis II çalışmasında (CHAMPION), 271 hastada metotreksat ve plasebo karşısında adalimumabın etkililiği ve güvenliliği karşılaştırılmıştır. Hastalar, başlangıç dozu olarak MTX 7,5 mg almışlar ve daha sonra doz, 12. haftaya kadar arttırılarak maksimum 25 mg’a ulaşacak şekilde plasebo veya 16 hafta boyunca 80 mg adalimumab başlangıç dozunu takiben iki haftada bir 40 mg adalimumab (başlangıç dozundan bir hafta sonra başlayarak) verilmiştir. 16 haftalık tedavinin ötesinde adalimumab ve MTX’ı karşılaştıran veri mevcut değildir.8. hafta ve/veya 12. haftada ≥ PASI 50 yanıtına ulaşan MTX alan hastalarda, doz daha fazla arttırılmamıştır. Tüm tedavi gruplarında ortalama başlangıç PASI skoru 19,7 idi ve başlangıçtaki PGA skoru “hafif” (< %1) “orta” (%48) “şiddetli” (%46) “çok şiddetli” (%6) oranında değişmiştir.
Tüm Faz II ve Faz III psöriyazis çalışmalarına katılan hastalar en az 108 hafta daha adalimumab verilen açık etiketli uzatma çalışmasına katılmaya uygundular.
Psöriyazis I ve II çalışmalarında, primer sonlanım noktası başlangıca kıyasla 16. haftada PASI 75
42
Tablo 16. Ps I Çalışması (REVEAL) -16. Haftada Etkililik Sonuçları
Plasebo
N=398
n (%)
Adalimumab 40 mg iki haftada bir N=814
n (%)
≥ PASI 75a
PASI 100
PGA: Temiz/minimal
a PASI75 yanıtı elde edilen hastaların oranı, merkeze göre ayarlanmış oran olarak hesaplanmıştır.
b p < 0,001, Plasebo karşısında adalimumab
Tablo 17. Ps II Çalışması (CHAMPION) -16. Haftada Etkililik Sonuçları
Plasebo
N=53
n (%)
MTX
N=110
n (%)
Adalimumab 40 mg iki haftada bir
N=108
n (%)
≥ PASI 75
PASI 100
PGA:Temiz/minimal
a p < 0,001 Plaseboya karşı adalimumab
b p < 0,001 Metotreksata karşı adalimumab
c p < 0,01 Plaseboya karşı adalimumab
d p < 0,05 Metotreksata karşı adalimumab
Psöriyazis I çalışmasında, PASI 75 yanıtına ulaşan ve 33. haftada plasebo almak üzere yeniden randomize edilen hastaların %28’i, adalimumaba devam edenlerin %5’ine kıyasla (p < 0,001) “yeterli yanıtın kaybı”nı yaşamıştır (33. haftadan sonra ve 52. hafta veya öncesinde 33. haftaya kıyasla PASI skorunda en az 6 puanlık artış ile başlangıca kıyasla < PASI 50 yanıtı ile sonuçlanan PASI skoru). Plaseboya tekrar randomize edildikten sonra yeterli yanıt veremeyen ve ardından açık etiketli uzatma çalışmasına alınan hastaların %38 (25/66) ve %55’i (36/66) sırasıyla 12 ve 24 haftalık tekrar tedaviyi takiben yeniden PASI 75 yanıtına ulaşmıştır.
16 ve 33. haftalarda PASI 75 yanıtına ulaşan toplam 233 hasta Psöriyazis I çalışmasında 52 hafta devamlı adalimumab tedavisi almış ve açık etiketli uzatma çalışmasında adalimumab almaya devam etmiştir. İlave 108 haftalık açık etiketli tedaviden sonra (toplam 160 hafta) bu hastalardaki PASI 75 ve temiz veya minimal PGA yanıt oranları sırasıyla %74,7 ve %59 olmuştur. Advers olaylar veya etkililik görülmemesinden dolayı çalışmadan ayrılan veya doz yükseltilen tüm hastaların yanıt vermeyen hasta olarak değerlendirildiği bir analizde, bu hastalardaki PASI 75 veya temiz veya minimal PGA yanıt oranları, ilave 108 haftalık açık etiketli tedaviden sonra (toplam 160 hafta) sırasıyla %69,6 ve %55,7 olmuştur.
Toplam 347 stabil yanıt veren hasta, açık etiketli bir uzatma çalışmasında tedaviyi durdurma ve tekrar tedavi değerlendirmeye katılmıştır. Tedaviyi durdurma periyodunda, psöriyazis semptomları zaman içerisinde geri dönmüş, medyan nüks (PGA “orta” veya daha kötü) süresi yaklaşık 5 ay olmuştur. Bu hastaların hiçbirinde tedaviyi durdurma döneminde rebound etkisi
43
durdurma döneminde nüks yaşayıp yaşamadıklarından bağımsız şekilde 16 haftalık tekrar tedaviden sonra PGA yanıtı “temiz” veya “minimal” idi (tedaviyi durdurma döneminde nüks yaşayan ve yaşamayan hastalarda sırasıyla %69,1 [123/178] ve %88,8 [95/107]). Tekrar tedavi döneminde, tedaviyi durdurma döneminden önce gözlenenle benzer bir güvenlilik profili gözlenmiştir.
DLQI’de (Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi) plasebo (Psöriyazis I ve II çalışması) ve MTX (Psöriyazis II çalışması) ile karşılaştırıldığında, başlangıca göre 16. haftada anlamlı düzelmeler olduğu gösterilmiştir. Psöriyazis I çalışmasında, SF-36’nın fiziksel ve mental skorlarındaki iyileşmeler plasebo düzeyleri ile karşılaştırıldığında anlamlıdır.
Açık etiketli bir uzatma çalışmasında, PASI skorunun %50’nin altında olması nedeniyle dozu iki haftada bir 40 mg’dan haftada bir 40 mg’a yükseltilen hastalar için, 12. ve 24. haftalarda sırasıyla, hastaların %26,4’ünde (92/349) ve %37,8’inde (132/349) PASI 75 yanıtı elde edilmiştir.
Psöriyazis III çalışmasında (REACH) orta ila şiddetli derecede kronik plak psöriyazisi ve el ve/veya ayak psöriyazisi bulunan 72 hastada adalimumabın etkililiği ve güvenliliği plasebo ile karşılaştırılmıştır. Hastalar başlangıç dozu olarak 80 mg ve bunu takiben iki haftada bir 40 mg adalimumab (ilk dozdan 1 hafta sonra başlayacak şekilde) ya da 16 hafta boyunca plasebo almışlardır. 16. haftada, plasebo alan hastalara kıyasla adalimumab alan hastaların istatistiksel olarak anlamlı derecede büyük bir çoğunluğunda el ve/veya ayaklarda ‘temiz’ veya ‘hemen hemen temiz’ PGA sonucu elde edilmiştir (sırasıyla %30,6’ya kıyasla %4,3, [P=0,014]).
Psöriyazis IV çalışmasında, orta ila şiddetli derecede tırnak psöriyazisi olan 217 erişkin hastada adlaimumab tedavisinin etkililiği ve güvenliliği plasebo ile karşılaştırılmıştır. Hastalara başlangıç dozu olarak 80 mg adalimumab, başlangıç tedavisini takiben 26 hafta boyunca iki haftada bir adalimumab 40 mg (başlangıç dozundan bir hafta sonra başlayacak şekilde) ya da plasebo verilmiş ve ardından 26 haftalık ek bir süre daha açık etiketli adalimumab tedavisi uygulanmıştır. Tırnak psöriyazis değerlendirmeleri modifiye edilmiş Tırnak Psöriyazisi Şiddet İndeksi (mNAPSI), Hekimin Tırnak Psöriyazisine İlişkin Genel Değerlendirmesi (PGA-F) ve Tırnak Psöriyazis Şiddet İndeksi’ni (NAPSI) içermiştir (bkz. Tablo 18). Adalimumab deri tutulumu derecesi farklı olan (BSA ≥ %10 [hastaların %60’ı] ve BSA < %10 ve ≥ %5 [hastaların %40’ı]) tırnak psöriyazisli hastalarda tedavi yararı göstermiştir.
Tablo 18. Psöriyazis IV Çalışmasında 16, 26 ve 52. Haftalarda Elde Edilen Etkililik Sonuçları
Sonlanım Noktası
16. Hafta
Plasebo Kontrollü
26. Hafta
Plasebo Kontrollü
52. Hafta
Açık Etiketli
Adalimumab 40 mg, iki
haftada
bir N=80
≥ mNAPSI 75 (%)
PGA-F’de
temiz/minimal
ğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0ak1U ve ≥ 2 derece düzelme
Bu belge, güv 2,9
Q3NRak1US3
enli elektronik imza ile i 29,7a
k0Q3NR Bel
mzalanmıştır. 6,9
ge Takip Adres
44
(%)
Toplam Tırnak NAPSI Skorundaki Yüzde
Değişiklik (%)
a p < 0,001 – plasebo’ya karşı Adalimumab
Adalimumab ile tedavi edilen hastalar, 26. haftada DLQI’de plaseboya kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzelmeler göstermiştir.
Hidradenitis suppurativa
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü çalışmalarda ve sistemik antibiyotik tedavisini tolere edemeyen, bu tedavi için bir kontrendikasyonun bulunduğu ya da en az 3 aylık bir denemede yeterli yanıt alınamayan orta ila şiddetli derecede hidradenitis suppurativa (HS) olan erişkin hastalarda gerçekleştirilen bir açık etiketli uzatma çalışmasında değerlendirilmiştir. HS I ve HS II çalışmalarındaki hastalarda, en az 3 apse ya da inflamatuvar nodülün bulunduğu ve hastalığın Hurley II yada III evresinde olduğu belirlenmiştir.
HS I çalışmasında (PIONEER I), 307 hasta iki tedavi döneminde değerlendirilmiştir. A döneminde hastalara plasebo ya da adalimumab (0. haftada 160 mg, 2. haftada 80 mg başlangıç dozu ve 4. haftadan itibaren 11. haftaya kadar haftada bir kez 40 mg) uygulanmıştır. Çalışma sırasında eşzamanlı antibiyotik kullanımına izin verilmemiştir. 12 haftalık tedaviden sonra A döneminde adalimumab kullanan hastalar, B döneminde tekrar üç tedavi grubundan (haftada bir kez adalimumab 40 mg, iki haftada bir adalimumab 40 mg ya da 12 -35. haftalar arasında plasebo) birine randomize edilmiştir. A döneminde plasebo grubuna randomize edilmiş olan hastalar, B döneminde de haftada bir kez adalimumab 40 mg uygulanan gruba ayrılmıştır.
HS II çalışmasında (PIONEER II), 326 hasta iki tedavi döneminde değerlendirilmiştir. A döneminde hastalara plasebo ya da adalimumab (0. haftada 160 mg ve 2. haftada 80 mg başlangıç dozu ve 4. haftadan itibaren 11. haftaya kadar haftada bir kez 40 mg) uygulanmıştır. Hastaların %19,3’ü, başlangıçtaki oral antibiyotik tedavisine çalışma boyunca devam etmiştir. 12 haftalık tedaviden sonra A döneminde adalimumab kullanan hastalar, B döneminde tekrar üç tedavi grubundan (haftada bir kez adalimumab 40 mg, iki haftada bir 40 mg adalimumab ya da 12-35. haftalar arasında plasebo) birine randomize edilmiştir. A döneminde plasebo grubuna randomize edilmiş olan hastalar, B döneminde plasebo uygulanan gruba ayrılmıştır.
HS I ve HS II çalışmalarına katılan hastalar, haftada bir kez adalimumab 40 mg kullanımının değerlendirildiği açık etiketli bir uzatma çalışmasına kayıt için uygun bulunmuştur. Tüm adalimumab popülasyonunda ortalama maruziyet 762 gündür. Üç çalışmanın tümünde, hastalar çalışma boyunca lezyonlarını her gün topikal antiseptikle temizlemiştir.
Klinik yanıt
İnflamatuvar lezyonlardaki azalma ile ve apse ve akıntılı fistüllerdeki kötüleşmenin önlenmesi, Hidradenitis Suppurativa Klinik Yanıtı (HiSCR; apse ve akıntılı fistül sayısında başlangıca göre Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0ak1UQ3NRak1US3k0Q3NR Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
45
artış olmaksızın, toplam apse ve inflamatuvar nodül sayısında %50 azalma) kullanılarak değerlendirilmiştir. HS ile ilişkili deri ağrısındaki azalma, çalışmaya dahil edilen 11 puanlık bir ölçü üzerinden başlangıç skoru 3 ya da daha yüksek olan hastalarda Sayısal Derecelendirme Ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. 12 haftada, adalimumab ile tedavi edilen grupta HiSCR elde edilen hasta oranının plaseboya kıyasla anlamlı ölçüde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. HS II çalışmasında, 12. haftada hastaların anlamlı ölçüde daha büyük bir bölümünde HS ile ilişkili deri ağrısında klinik açıdan önemli bir azalma ortaya çıkmıştır (bkz. Tablo 19). Adalimumab ile tedavi edilen hastalarda, tedavinin ilk 12 haftasında hastalığın alevlenme riski anlamlı ölçüde azalmıştır.
Tablo 19. 12. Haftadaki Etkililik Sonuçları – HS I ve II Çalışmaları
Haftada bir kez Adalimumab 40 mg
Haftada bir kez
Adalimumab 40 mg
Hidradenitis Suppurativa Klinik Yanıtı (HiSCR)a
N = 154
40 (%26)
N = 153
64 (%41,8) *
N=163
45
(%27,6)
N=163
96 (%58,9) ***
Deri Ağrısında ≥ %30 Azalmab
N = 109 27
(%24,8)
N = 122
34 (%27,9)
N=111
23
(%20,7)
N=105
48 (%45,7) ***
* p < 0,05, *** p < 0,001, plaseboya kıyasla Adalimumab a Randomize edilmiş olan tüm hastalarda.
b 0-10 arasındaki Sayısal Derecelendirme Ölçeği’ne (0 = deri ağrısı yok, 10 = hayal edebileceğiniz en kötü deri ağrısı) dayanarak başlangıçtaki HS ile ilişkili deri ağrısı değerlendirmesi ≥ 3 olan hastalarda.
Haftada bir kez 40 mg adalimumab tedavisi, apseler ve akıntılı fistüllerdeki kötüleşme riskini anlamlı ölçüde azaltmıştır. HS I ve HS II çalışmalarının ilk 12 haftasında, plasebo grubunda apselerin (sırasıyla %23’e kıyasla %11,4) ve akıntılı fistüllerin (sırasıyla %30’a kıyasla %13,9) kötüleştiği hasta oranının, adalimumab grubuna kıyasla yaklaşık iki kat yüksek olduğu belirlenmiştir.
12 haftada Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi (DLQI; HS I ve II çalışması) ile ölçülen deriye spesifik sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi, Tedaviden Memnuniyet Anketi (TSQM; HS I ve HS II çalışmaları) ile ölçülen hastanın ilaç tedavisinden genel memnuniyeti ve SF-36 fiziksel bileşen özet skoru (HS I çalışması) ile ölçülen fiziksel sağlıkta başlangıca göre elde edilen düzelmenin plaseboya kıyasla daha büyük olduğu gösterilmiştir.
12. haftada haftada bir kez 40 mg adalimumaba kısmi yanıt veren hastalarda bu şekilde tedaviye devam edildiğinde 36. haftadaki HiSCR oranının, doz uygulama sıklığı iki haftada bire düşürülen ya da tedaviyi bırakmış olan hastalara kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir (bkz. Tablo 20).
46
Tablo 20. Haftada Bir Kez Adalimumab Uygulaması Olan Tedavinin 12. Haftada Tekrar Düzenlenmesinden Sonra 24 ve 36. Haftada HiSCRb Elde Edilen Hasta Oranıa
Plasebo
(tedaviyi bırakan) N = 73
İki haftada bir
Adalimumab 40 mg N = 70
Haftada bir kez
Adalimumab 40 mg N = 70
a 12 haftalık tedaviden sonra, haftada bir kez adalimumab tedavisine en azından kısmi yanıt veren hastalar.
b Yanıt alınmaması ya da düzelme olmaması açısından protokolde belirtilmiş olan kriterleri karşılayan hastaların çalışmadan ayrılması gerekli görülmüş ve bu hastalar ‘yanıt vermeyen’olarak kabul edilmiştir.
12 haftada en azından kısmi yanıt veren ve sürekli olarak haftada bir kez adalimumab tedavisi kullanan hastalarda, 48. haftadaki HiSCR oranı %68,3 ve 96. haftada bu oran %65,1 olarak saptanmıştır. 96 hafta boyunca uzun süreli 40 mg adalimumab ile tedavi esnasında yeni bir güvenlilik bulgusu tespit edilmemiştir.
HS I ve HS II çalışmalarında 12. haftada adalimumab tedavisini bırakmış olan hastalarda, haftada bir kez 40 mg adalimumab tedavisinin yeniden başlatılmasından 12 hafta sonra HiSCR oranı, tedavinin bırakılmasından önce gözlenmiş olan seviyeye benzer oranlara geri dönmüştür (%56).
Crohn hastalığı
Adalimumabın dozlarının güvenliliği ve etkililiği, 1500’ü aşkın orta ila şiddetli derecede aktif Crohn hastasında (Crohn Hastalığı Aktivite İndeksi (CDAI) ≥ 220 ve ≤ 450) randomize, çift-kör, plasebo kontrollü çalışmalarda değerlendirilmiştir. Aminosalisilatların, kortikosteroidlerin ve/veya immünomodülatör ajanların stabil dozlarda eş zamanlı kullanımına izin verilmiş ve hastaların %80’i bu ilaçlardan en az birini almaya devam etmiştir.
Klinik remisyonun indüksiyonu (CDAI < 150 olarak tanımlanmıştır) iki çalışmada, CD I (CLASSIC I) ve CD II çalışması (GAIN) değerlendirilmiştir. CD I çalışmasında daha önce TNF bloke edici ajan kullanmamış olan 299 hasta dört tedavi grubundan birine randomize edilmiştir: 0. ve 2. haftada plasebo, 0. haftada 160 mg ve 2. haftada 80 mg adalimumab, 0. haftada 80 mg ve 2. haftada 40 mg adalimumab, 0. haftada 40 mg ve 2. haftada 20 mg adalimumab. CD II çalışmasında infliksimaba yanıtı kaybolmuş veya infliksimabı tolere edemeyen 325 hasta, 0. haftada 160 mg ve 2. haftada 80 mg adalimumab veya 0. hafta ve 2. haftada plaseboya randomize edilmişlerdir. Primer yanıt vermeyen hastalar çalışmanın dışında bırakılmış ve bu nedenle bu hastalar daha fazla değerlendirilmemiştir.
Klinik remisyonun idamesi CD III çalışmasında (CHARM) değerlendirilmiştir. CD III çalışmasında 854 hasta, önce açık etiketli olarak 0. haftada 80 mg adalimumab ve 2. haftada 40 mg adalimumab almışlardır. Hastalar daha sonra 4. haftada iki haftada bir 40 mg adalimumab, haftada bir 40 mg adalimumab veya plaseboya randomize edilmişlerdir. Toplam çalışma süresi 56 haftadır. 4. haftada klinik yanıt veren hastalar (CDAI≥70’de düşüş) yanıt vermeyenlerden ayrı
47
olarak analiz edilmişlerdir. 8. haftadan sonra kortikosteroidin azaltılarak kesilmesine izin verilmiştir.
CD I ve CD II çalışması remisyon indüksiyonu ve yanıt oranları Tablo 21’de sunulmaktadır.
Tablo 21. Klinik Remisyon ve Klinik Yanıt İndüksiyonu (Hastaların Yüzdesi)
CD I Çalışması: Önceden İnfliksimab Kullanmamış Hastalar
CD II Çalışması: Önceden İnfliksimab Kullanmış
Hastalar
Plasebo N=74
Adalimu
mab
80/40 mg N = 75
Adalimu
mab
160/80 mg N=76
Plasebo
N=166
Adalimu
mab
160/80 mg N=159
4. hafta
Klinik
remisyon
Klinik yanıt (CR-100)
Bütün p-değerleri adalimumabve plasebonun ikili karşılaştırmalarıdır. * p < 0,001
** p < 0,01
8. haftada, 160/80 mg adalimumab ve 80/40 mg adalimumab indüksiyon rejimleriyle benzer remisyon oranları gözlenmiş ve 160/80 mg adalimumab grubunda advers olaylar daha sık olarak bildirilmiştir.
CD III çalışmasında, 4. haftada hastaların %58’i (499/854) klinik yanıt vermiş ve primer analizde değerlendirilmiştir. 4. haftadaki klinik yanıt alınanların %48’i, daha önce başka TNF bloke edici ajan uygulanmış olan hastalardır. Remisyonun idamesi ve yanıt oranları Tablo 22’de sunulmaktadır.
Klinik remisyon sonuçları, daha önce TNF bloke edici ajan uygulanmasına bağlı olmaksızın rölatif olarak sabit kalmıştır.
56. haftada plasebo ile karşılaştırıldığında hastalığa bağlı hastaneye yatma ve cerrahi müdahale adalimumab ile istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde azalmıştır.
Tablo 22. Klinik Remisyon ve Yanıtın Sürdürülmesi (Hasta Yüzdesi)
40 mg
adalimumab
iki haftada bir
40 mg
adalimumab haftada bir
26. hafta
Klinik remisyon
Klinik yanıt (CR-100)
>=90 gün boyunca Bu be
kortikosteroid kullanılmayan
imzalanmıştır. %19 (11/58)**
Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
48
40 mg
adalimumab
iki haftada bir
40 mg
adalimumab haftada bir
hastalarda remisyona
56. hafta
Klinik remisyon
Klinik yanıt (CR-100)
>=90 gün boyunca
kortikosteroid kullanılmayan
hastalarda remisyona
* p < 0,001 adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırma oranları için ** p < 0,02 adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırma oranları için a Başlangıçta kortikosteroid kullananlar
4. haftada yanıt vermeyen hastalar arasından, adalimumab idame grubunda 12. haftada yanıt verenlerin oranı %43 iken plasebo idame hastalarında bu oran %30 olmuştur. Bu sonuçlar 4. haftada yanıt vermeyen bazı hastaların, sürdürülen idame tedavisinden 12. haftada yarar görebileceğini düşündürmektedir. 12. haftadan sonra sürdürülen tedavi anlamlı ölçüde daha fazla yanıtla sonuçlanmamıştır (bkz. Bölüm 4.2).
CD I çalışmasında 117/276 hasta ve CD II ve CD III çalışmalarında ise 272/777 hasta en az 3 yıl boyunca açık etiketli olarak adalimumab tedavisi ile izlenmiştir. Sırasıyla 88 ve 189 hasta klinik remisyonda kalmaya devam etmiştir. Klinik yanıt (CR-100) sırasıyla 102 ve 233 hastada korunmuştur.
Yaşam Kalitesi
CD I ve CD II çalışmasında plaseboyla karşılaştırıldığında, adalimumab 80/40 mg ve adalimumab 160/80 mg tedavisine randomize edilmiş hastalarda 4 haftada hastalığa özgü inflamatuvar bağırsak hastalığı anketi (IBDQ) total skorunda istatistiksel olarak anlamlı düzelme elde edilmiş ve CD III çalışmasının 26. ve 56. haftalarında adalimumab tedavi gruplarında IBDQ başlangıç skorlarında plasebo grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzelme görülmüştür.
Ülseratif Kolit
Çoklu adalimumab dozlarının güvenliliği ve etkililiği, randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü çalışmalarda orta ila şiddetli derecede ülseratif koliti (6-12 arasında Mayo skoru ile birlikte endoskopi alt skorun 2-3 arasında olması) bulunan erişkin hastalarda değerlendirilmiştir.
UC I çalışmasında, daha önce TNF-bloke edici ajan kullanmamış 390 hasta ya 0. ve 2. haftalarda plasebo, 0. haftada 160 mg adalimumab ve 2. haftada 80 mg adalimumab ya da 0. haftada 80 mg adalimumab ve ardından 2. haftada 40 mg adalimumab alacak şekilde randomize edilmiştir. 2. haftadan sonra her iki adalimumab kolundaki hastalar iki haftada bir 40 mg adalimumab almışlardır. 8. haftadaki klinik remisyon (>1 alt skor olmaksızın Mayo skoru ≤ 2 olarak tanımlanmıştır) değerlendirilmiştir.
49
UC II çalışmasında, 248 hasta 0. haftada 160 mg, 2. haftada 80 mg ve sonrasında iki haftada bir 40 mg adalimumab almış, 246 hasta ise plasebo almıştır. Klinik sonuçlar 8. haftadaki remisyon indüksiyonu ve 52. haftadaki remisyon idamesi yönünden değerlendirilmiştir.
160/80 mg adalimumab ile indüksiyon dozu alanlar, UC I çalışmasında (sırasıyla %18’e karşı %9, p=0,031) ve UC II çalışmasında (sırasıyla %17’ye karşı %9, p=0,019) 8. haftada plaseboya karşı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek oranlarda klinik remisyon sağlanmıştır. UC II çalışmasında, 8. haftada remisyonda olan adalimumab tedavisi alanlardan 21/41 (%51) hasta 52. haftada remisyondadır. UC II genel çalışma popülasyonunun sonuçları Tablo 23’de gösterilmektedir.
Tablo 23. UC II Çalışmasında Yanıt, Remisyon ve Mukozal İyileşme (Hastaların Yüzdesi)
iki haftada bir adalimumab 40 mg
52. hafta
Klinik yanıt
Klinik remisyon
Mukozal iyileşme
≥ 90 gün boyunca steroidsiz remisyona
8. ve 52. hafta
Sürdürülen yanıt
Sürdürülen remisyon
Sürdürülen mukozal iyileşme
Klinik remisyon, alt skor > 1 olmaksızın Mayo skoru ≤ 2’dir;
Klinik yanıt, başlangıçtan Mayo skoru ≥ 3 puana ve rektal kanama alt skoru [RBS] ≥ 1’de ≥ %30 ilave azalma ya da 0 veya 1’lik bir mutlak RBS;
*p < 0,05 adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırma oranları için
**p < 0,001 adalimumab ve plasebo arasındaki tüm karşılaştırma oranları için
a başlangıçta kortikosteroid kullananlar
8. haftada yanıt veren hastalardan %47’si 52. haftada da yanıt vermiş, %29’u remisyona girmiş, %41’inde mukozal iyileşme tespit edilmiş ve %20’si de 90 gün veya daha uzun süreyle steroidsiz remisyona girmiştir.
Hastaların yaklaşık %40’ı infliksimab ile anti-TNF tedavisinde başarısız olmuşlardır. Anti-TNF ile tedavi görmemiş (naif) hastalardakine kıyasla, bu hastalarda adalimumab etkililiği azalmıştır. Önceki anti-TNF tedavisinde başarısız olan hastalar arasında, 52. haftada plasebo ile %3 ve adalimumab ile %10 remisyon oranlarına ulaşılmıştır.
UC I ve UC II çalışmalarındaki hastalar, açık etiketli uzun süreli uzatma çalışmasına geçiş hakkına sahip olmuştur. Devam eden 3 yıllık tedavide kısmi Mayo skoruna göre hastaların %75’i (301/402) klinik remisyona devam etmiştir.
Hastaneye yatış oranları
UC I ve UC II çalışmalarının 52 haftalık süresi boyunca, tüm nedenlere bağlı ve Ülseratif Kolit ilişkili hastaneye yatış oranlarının plasebo kolu ile karşılaştırıldığında adalimumab ile tedavi Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
50
adalimumab ile tedavi edilen grupta hasta yılı başına 0,18 iken bu oran plasebo grubunda hasta yılı başına 0,26 olmuştur. Aynı şekilde ülseratif kolit ile ilişkili hastaneye yatışların oranları, sırasıyla adalimumab ve plasebo kollarında hasta yılı başına 0,12’ye karşı 0,22 olmuştur.
Yaşam kalitesi
UC II çalışmasında, adalimumab ile yürütülen tedavi İnflamatuvar Bağırsak Hastalığı Anketi (IBDQ) skorlarında iyileşmelerle sonuçlanmıştır.
Üveit
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü iki çalışmada (UV I ve II), izole anterior üveit görülen hastalar dahil edilmeyerek, enfeksiyöz olmayan orta, posterior ve panüveit görülen erişkin hastalarda değerlendirilmiştir. Hastalar 80 mg’lık bir adalimumab başlangıç dozu ve onu takiben ilk dozdan bir hafta sonra başlanarak iki haftada bir uygulanan 40 mg adalimumab veya plasebo almıştır. Tek bir biyolojik olmayan immünosupresanın eşzamanlı stabil dozlarına izin verilmiştir.
UV I çalışmasında kortikosteroid (10 ila 60 mg/gün dozunda oral prednizon) tedavisine rağmen aktif üveiti olan 217 hasta değerlendirilmiştir. Çalışma başında tüm hastalara 2 haftalık standart 60 mg/günlük prednizon dozu uygulanmış ve bunu takiben zorunlu doz azaltma programı takip edilerek 15. haftada kortikosteroid tamamen kesilmiştir.
UV II çalışmasında hastalıklarının kontrol altında tutulması için başlangıç noktasında kronik kortikosteroid tedavisine (10 ila 35 mg/gün oral prednizon) gereksinim duyan inaktif üveiti olan 226 hasta değerlendirilmiştir. Hastalar zorunlu doz azaltma programına alınmış ve 19. haftada kortikosteroid tamamen kesilmiştir.
Primer etkililik sonlanım noktası her iki çalışmada da ‘tedavide başarısızlık ortaya çıkana kadar geçen süre’ şeklinde belirlenmiştir. Tedavi başarısızlığı, inflamatuvar koryoretinal ve/veya inflamatuvar retinal vasküler lezyonlar, ön kamara (AC) hücre değerlendirmesi, vitröz bulanıklık (VH) derecelendirmesi ve en iyi düzeltilmiş görme keskinliğini (BCVA) esas alan çok bileşenli bir sonuç temelinde tanımlanmıştır.
UV I ve UV II çalışmalarını tamamlayan hastalar, süresi başlangıçta 78 hafta olarak planlanan, kontrolsüz, uzun süreli bir uzatma çalışmasına kaydolmaya uygun bulunmuştur. Hastaların adalimumaba erişimleri olana kadar, 78. haftadan sonra çalışma medikasyonuna devam etmelerine izin verilmiştir.
Klinik yanıt
Her iki çalışmadan elde edilen sonuçlar adalimumab ile tedavi uygulanan hastalarda plasebo alan hastalardakine kıyasla tedavi başarısızlığı riskinde istatistiksel açıdan anlamlı azalma ortaya koymuştur (bkz. Tablo 24). Her iki çalışma da, adalimumabın plaseboya kıyasla tedavi başarısızlığı oranında erken ve uzun süreli bir etki ortaya çıkardığını göstermiştir (bkz. Şekil 2).
51
Tablo 24. UV I ve UV II Çalışmalarında Tedavide Başarısızlık Ortaya Çıkana
Kadar Geçen Süre
Analiz N Başarısızlık Başarısızlığa HR a
HR ’ye a P Değerib
Tedavi N (%) Kadar Geçen ilişkin
Medyan Süre (ay) %95 GA
UV I Çalışmasında 6. hafta veya Sonrasında Tedavide Başarısızlık Ortaya Çıkana Kadar
Geçen Süre
Primer analiz (ITT)
Plasebo 107 84 (78,5) 3 — — —
Adalimumab 110 60 (54,5) 5,6 0,5 0,36, 0,7 < 0,001
UV II Çalışmasında 2. hafta veya Sonrasında Tedavide Başarısızlık Ortaya Çıkana Kadar
Geçen Süre
Primer analiz (ITT)
111
61 (55)
8,3
NEc
115
45 (39,1)
0,39, 0,84
Not: 6. hafta veya sonrasında (UV I çalışması) ya da 2. hafta veya sonrasında (UV II çalışması)
tedavide başarısızlık olay olarak sayılmıştır. Tedavi başarısızlığı dışındaki nedenlerden
kaynaklanan tedaviyi bırakma olayları, bırakma zamanı sırasında dahil edilmemiştir.
a
Tedavinin bir faktör olduğu orantılı tehlikeler regresyonunda plasebo karşısında adalimumabın
HR değeri.
b
Log rank testinden 2-yönlü P değeri.
c NE = hesaplanabilir değil. Risk altındaki hastaların yarısından azında bir olay meydana gelmiştir.
Şekil 2. 6. Hafta veya Sonrasında (UV I Çalışması ) ya da 2. Hafta veya Sonrasında (UV II
Çalışması) Tedavide Başarısızlık Ortaya Çıkana Kadar Geçen Süreyi Özetleyen Kaplan-
Meier Eğrileri TEDAVIDE BAŞARISIZLIK ORANI (%)
SÜRE (AY
52
TEDAVİDE BAŞARISIZLIK ORANI (%)
SÜRE (AY)
UV I çalışmasında tedavi başarısızlığı bileşenlerinin her birinde plasebo karşısında adalimumab lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gözlemlenmiştir. UV II çalışmasında görüş keskinliği konusunda istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gözlenmiştir ve diğer tüm bileşenlerin sayısal açıdan adalimumab lehine olduğu görülmüştür.
UV I ve UV II çalışmalarının kontrolsüz uzun süreli uzatmasına dahil edilen 424 hastadan 60’ı uygun görülmemiştir (örn., katarakt ameliyatı veya vitrektomi nedeniyle, sapmalar nedeniyle veya diyabetik retinopatiye bağlı sekonder komplikasyonlar nedeniyle) ve primer etkililik analizinden çıkarılmıştır. Kalan 364 hastadan, 269 hasta (%74) açık etiketli adalimumab tedavisini 78 hafta boyunca almışlardır. Gözlemlenen veri yaklaşımına göre, eşzamanlı olarak günde ≤ 7,5 mg steroid alan 216 hastada (%80,3) hastalık sakindi (aktif inflamatuvar lezyon bulunmamaktadır, AC hücre derecesi ≤ 0,5+, VH derece ≤ 0,5+) kalmıştır ve 178 (%66,2) hasta steroid almadan hastalık sakin kalmıştır. BCVA, 78. haftada gözlerin %88,6’sında iyileştirilmiş veya korunmuştur (< 5 harf bozulması). 78. haftadan sonraki veriler bu sonuçlarla genel olarak tutarlıdır, ancak bu sürenin sonunda kayıtlı hasta sayısı azalmıştır. Genel olarak, hastalar arasında adalimumab tedavisini bırakanların %18’i advers olaylardan ve %8’i yetersiz yanıttan dolayı çalışmayı bırakmıştır.
Yaşam kalitesi
Görüşle ilişkili işlev konusunda hasta tarafından bildirilen sonuçlar her iki klinik çalışmada NEI VFQ-25 kullanılarak değerlendirilmiştir. Adalimumab, UV I çalışmasında genel görme, oküler ağrı, yakın görme, mental sağlık ve toplam skor, UV II çalışmasında ise genel görme ve mental sağlık olmak üzere, alt skorların çoğunda istatistiksel olarak anlamlı ortalama farklarla sayısal açıdan üstünlük sergilemiştir. Görmeyle ilişkili etkilerin UV I çalışmasında renk görüşü, UV II çalışmasında ise renk görüşü, periferik görüş ve yakın görüş için sayısal açıdan adalimumab lehine olmadığı görülmüştür. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
53
İmmünojenisite
Anti-adalimumab antikorlarının oluşumu adalimumabın klirensinde artış, etkililiğinde ise azalma ile ilişkilidir. Anti-adalimumab antikorları varlığıyla advers olaylar arasında görünür bir bağıntı bulunmamaktadır.
RA I, II ve III çalışmalarındaki hastalar, 6’dan 12. aya kadar olan dönemde anti-adalimumab antikorları bakımından çok sayıda zaman noktasında test edilmiştir. Pivotal çalışmalarda, anti- adalimumab antikorları, adalimumab ile tedavi edilen hastaların %5,5’inde (58/1053) saptanmış, plasebo ile bu oran %0,5 (2/370) olmuştur. Eşzamanlı metotreksat verilmeyen hastalarda insidans %12,4 iken, adalimumabın metotreksata ilave olarak verildiği hastalarda %0,6 olmuştur.
4-17 yaş arasındaki poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit hastalarında, adalimumab ile tedavi edilen hastaların %15,8’inde (27/171) anti-adalimumab antikorları saptanmıştır. Eş zamanlı metotreksat verilmeyen hastalarda insidans %25,6 (22/86) iken, adalimumabın metotreksata ilave olarak verildiği hastalarda %5,9 (5/85) olmuştur. 2-4 yaşları arasında ya da 4 yaş ve üzeri olan, 15 kg’ın altındaki poliartiküler jüvenil idiyopatik artrite sahip hastaların %7’sinde (1/15) anti-adalimumab antikorları belirlenmiştir ve bir hasta eş zamanlı metotreksat almıştır.
Adalimumab ile tedavi edilen entezit ile ilişkili artrit hastalarında, anti-adalimumab antikorları hastaların %10,9’unda (5/46) tespit edilmiştir. Eş zamanlı metotreksat verilmeyen hastaların insidansı adalimumabın metotreksata ilave olarak verildiği hastalarla karşılaştırıldığında % 13,6 (3/22)’ya karşı % 8,3 (2/24) olmuştur.
Psöriyatik artritli hastalarda anti-adalimumab antikorları, adalimumab ile tedavi edilen 376 hastanın 38’inde (%10) saptanmıştır. Eşzamanlı metotreksat verilmeyen hastalarda insidans %13,5 (24/178 hasta) iken, adalimumabın metotreksata ilave olarak verildiği hastalarda %7 olmuştur (14/198 hasta).
Ankilozan spondilitli hastalarda anti-adalimumab antikorları, adalimumab ile tedavi edilen 204 hastanın 17’sinde (%8,3) saptanmıştır. Eşzamanlı metotreksat verilmeyen hastalarda insidans 16/185 (%8,6) iken, adalimumabın metotreksata ilave olarak verildiği hastalarda 1/19 (%5,3) olmuştur.
Non-radyografik aksiyal spondiloartrit hastalarında, anti-adalimumab antikorları, adalimumab ile devamlı olarak tedavi edilmiş olan 152 hastadan 8’inde (%5,3) saptanmıştır.
Crohn hastalığı olan hastalarda anti-adalimumab antikorları, adalimumab ile tedavi edilen 269 hastanın 7’sinde (%2,6) saptanmış ve ülseratif kolit hastalığı olan hastalarda ise 487 hastanın 19’unda (%3,9) tespit edilmiştir.
Psöriyazisli erişkin hastalarda anti-adalimumab antikorları, adalimumab monoterapisi ile tedavi edilen 920 hastanın 77’sinde (%8,4) saptanmıştır.
Uzun dönem adalimumab monoterapi tedavisi alan, çekilme ve tekrar tedavi çalışmalarına dahil olmuş plak psöriyazisli erişkin hastalarda tekrar tedavi çalışması sonrası anti-adalimumab antikor
54
oranı (11/482 hasta, %2,3), çekilme çalışması öncesi gözlemlenen oran ile (11/590 hasta, %1,9) benzer olmuştur.
Pediyatrik psöriyazisi olan hastalarda, 0,8 mg/kg adalimumab monoterapisi ile tedavi edilen 5/38 hastada (%13) anti-adalimumab antikorları saptanmıştır.
Orta ila şiddetli derecede hidradenitis suppurativa hastalarında, adalimumab ile tedavi edilen 10/99 hastada (%10,1) anti-adalimumab antikorları saptanmıştır.
Adalimumab alan orta ila şiddetli derecede aktif pediyatrik Crohn hastalarında anti- adalimumab antikoru gelişme oranı %3,3 olmuştur.
Enfeksiyöz olmayan erişkin üveit hastaları arasında adalimumab tedavisi uygulanan hastaların %4,8’inde (12/249) anti-adalimumab antikorlar tespit edilmiştir.
Adalimumab alan orta ila şiddetli derecede aktif pediyatrik ülseratif kolitli hastalarda, anti- adalimumab antikoru gelişme oranı %3 olmuştur.
İmmünojenisite analizleri ürün için spesifik olduğundan bu üründeki antikor oranlarının başka ürünlerle karşılaştırılması uygun değildir.
Pediyatrik popülasyon
Jüvenil idiyopatik artrit (JIA)
Poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit (JIA)
Adalimumabın güvenlilik ve etkililiği, çeşitli JIA başlangıç tiplerinin (en sık olarak romatoid faktör negatif ya da pozitif poliartrit ve yaygın oligoartrit) görüldüğü aktif poliartiküler ya da poliartiküler seyirli jüvenil idiyopatik artiriti olan çocuklarda yapılan iki çalışmada (JIA I ve II) değerlendirilmiştir.
pJIA I
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit olan 171 çocukta (4-17 yaş) çok merkezli, randomize, çift-kör, paralel-gruplu bir çalışmada değerlendirilmiştir. Açık etiketli giriş fazında (OL LI) hastalar, MTX (metotreksat) ile tedavi edilen veya edilmeyen (hiç MTX kullanmayan veya çalışmadan en az 2 hafta önce MTX tedavisi sonlandırılmış hastalar) olmak üzere iki gruba alınmışlardır. Hastalarda stabil NSAİİ ve/veya prednison (≤ 0,2 mg/kg/gün veya maksimum 10 mg/gün) kullanımına devam edilmiştir. OL LI fazında, tüm hastalara 16 hafta boyunca iki haftada bir 24 mg/m2’den maksimum 40 mg’a kadar adalimumab uygulanmıştır. Hastaların yaş ve OL LI fazında aldıkları minimum, medyan (ortanca) ve maksimum dozlara göre dağılımı Tablo 25’de sunulmaktadır.
55
Tablo 25. Hastaların Yaş ve OL LI Fazında Aldıkları Adalimumab Dozuna Göre Dağılımı
Minimum, medyan
maksimum doz
Pediyatrik ACR 30 yanıtını 16. haftada gösteren hastalar, çift-kör fazda randomize edilmeye uygun bulunmuş ve bu hastalara ya maksimum 40 mg’a kadar adalimumab 24 mg/m2 verilmiş ya da bu hastalar ilave 32 hafta boyunca veya hastalık alevlenene kadar iki haftada bir plasebo almıştır. Hastalık alevlenme kriterleri, 6 Pediyatrik ACR temel kriterinden ≥3’ünde başlangıca göre ≥%30 kötüleşme, ≥2 aktif eklem, ve 6 kriterin en fazla 1’inde > %30 iyileşme olarak tanımlanmıştır. Hastalar 32 hafta sonra veya hastalık alevlenmesinde açık etiketli uzatma fazına kaydedilmek üzere uygun kabul edilmişlerdir.
Tablo 26. JIA Çalışmasında Ped ACR 30 Yanıtları
Plasebo / MTX (N = 37)
Adalimumab (N = 30)
%43,3 (13/30)
32. hafta sonunda
hastalık alevlenmeleria
(n/N)
%64,9 (24/37)b
Hastalık alevlenmesine
kadar geçen medyan süre
20 hafta
a Plasebo ile tedavi edilen hastalardan belirgin olarak daha yüksek olan 48. hafta Ped ACR 30/50/70 yanıtları
b p = 0,015
c p = 0,031
16. haftada yanıt verenler (n=144) arasından, çalışma boyunca adalimumab alan hastalarda OLE fazında Pediyatrik ACR 30/50/70/90 yanıtları 6 yıla varan bir süre boyunca sürdürülmüştür. Başlangıçta yaş grubu 4-12 olan 11 hasta ile başlangıçta yaş grubu 13-17 olan 8 hasta olmak üzere toplamda 19 hasta tedaviye 6 yıl veya daha uzun süre boyunca devam etmiştir.
56
pJIA II
Adalimumabın güvenlilik ve etkililiği, orta ila şiddetli derecede aktif poliartiküler JIA olan 32 çocukta (2 ila 4 yaş ya da 4 yaş ve üzeri ve vücut ağırlığı < 15 kg) yapılan açık etiketli, çok merkezli bir çalışmada değerlendirilmiştir. Hastalara en az 24 hafta boyunca subkütan enjeksiyon yoluyla tek doz olarak iki haftada bir maksimum 20 mg’a kadar olmak üzere 24 mg/mg2 vücut yüzey alanı dozunda adalimumab uygulanmıştır. Çalışma sırasında hastaların çoğu eşzamanlı MTX kullanmış, daha az sayıda ise kortikosteroid ya da NSAİİ kullanımı bildirilmiştir.
12. ve 24. haftalarda, gözlemlenen veri yaklaşımı kullanılarak elde edilen, Pediyatrik ACR 30 yanıtları sırasıyla %93,5 ve %90 olarak saptanmıştır. 12. ve 24. haftalarda Pediyatrik ACR50/70/90 yanıt veren hasta oranları ise sırasıyla %90,3/%61,3/%38,7 ve %83,3/%73,3/%36,7 olarak belirlenmiştir. 24. haftada yanıt veren (Pediyatrik ACR 30) hastalar (n=27/30) arasında, bu dönem boyunca adalimumab uygulanan hastalarda Pediyatrik ACR 30 yanıtları OLE fazında 60 haftaya varan bir süre boyunca sürdürülmüştür. Toplam olarak 20 hastada tedaviye 60 hafta ya da daha uzun bir süre devam edilmiştir.
Entezit ile ilişkili artrit
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği, çok merkezli, randomize, çift-kör bir çalışmada entezit ile ilişkili artriti olan 46 pediyatrik hastada (6 ila 17 yaş arası) değerlendirilmiştir. Hastalar, 12 hafta boyunca iki haftada bir en fazla 40 mg’a kadar 24 mg/m2 vücut yüzey alanında adalimumab veya plasebo olacak şekilde randomize edilmiştir. Çift-kör periyodunu takiben açık etiketli periyotta hastalar ilave 192 hafta boyunca her iki haftada bir 24 mg/m2 vücut yüzey alanında adalimumabı en fazla 40 mg’a kadar subkütan olarak almaya devam etmişlerdir. Primer sonlanım noktası, artritli aktif eklem sayısında (deformasyona veya ağrı ve/veya hassasiyeti olan eklemlerde hareket kaybına bağlı olmayan şişme), başlangıca göre 12. haftadaki değişimdir. Plasebo grubundaki hastalarda ortalama -%11,6 (medyan yüzde değişim -%50) olan bu azalma adalimumab grubundaki hastalarda ortalama -%62,6’dır (medyan yüzde değişim -%88,9). 156 hafta boyunca OL döneminde, çalışmaya devam eden adalimumab grubundaki 31 hastanın 26’sında (%84) aktif artritli eklem sayısındaki düzelme korunmuştur. İstatiksel olarak anlamlı olmamasına rağmen hastaların çoğunluğu entezitli bölge sayısı, hassas eklem sayısı, şişmiş eklem sayısı, Pediyatrik ACR 50 yanıtı ve Pediyatrik ACR 70 yanıtı gibi sekonder sonlanım noktalarında klinik iyileşme göstermiştir.
Pediyatrik plak psöriyazis
Adalimumabın etkililiği şiddetli kronik plak psöriyazisli (PGA ≥ 4 ya da >%20 BSA tutulumu ya da >%10 BSA tutulumu ile beraber çok kalın lezyonlar ya da PASI ≥ 20 ya da ≥ 10 ile birlikte klinik olarak ilişkili yüz, genital ya da el/ayak tutulumu ile tanımlandığı üzere) 4 yaş ve üzeri olan ve topikal tedavi ve helioterapi ya da fototerapi ile yetersiz şekilde kontrol edilen 114 pediyatrik hastanın katıldığı randomize, çift-kör, kontrollü bir çalışmada değerlendirilmiştir.
Hastalar iki haftada bir dalimumab 0,8mg/kg (40 mg’ye kadar), iki haftada bir 0,4 mg/kg (20 mg’ye kadar) ya da haftalık metotreksat 0,1- 0,4 mg/kg (25 mg’ye kadar) almıştır. 16. haftada 0,8 mg/kg adalimumaba randomize edilen hastalar, iki haftada bir 0,4 mg/kg yada metotreksata
57
Tablo 27. 16. Haftada Pediyatrik Plak Psöriyazis Etkililik Sonuçları
MTXa
N=37
İki haftada bir Adalimumab 0.8mg/kg
N=38
PASI 75b
PGA: Temiz/minimalc
a MTX = metotreksat
b P=0,027, MTX’e karşı adalimumab 0,8 mg/kg b P=0,083, MTX’e karşı adalimumab 0,8 mg/kg
PASI 75 ve PGA temiz ya da minimal elde eden hastalar, 36 haftaya kadar tedaviden kesilmiş ve hastalık kontrolü kaybı açısından izlenmiştir (yani PGA’nın en az 2 derece kötüleşmesi).
Daha sonra hastalar ek 16 hafta süreyle, iki haftada bir 0,8 mg/kg adalimumab ile tekrar tedavi edilmiş ve tekrar tedavi süresinde gözlemlenen yanıt oranları önceki çift kör dönemle benzer bulunmuştur: %78,9’luk PASI 75 yanıtı (19 hastadan 15’i) ve %52,6’lık PGA temiz ya da minimal (19 hastadan 10’u).
Çalışmanın açık etiket döneminde, PASI 75 ve PGA temiz ya da minimal yanıtları yeni güvenlik bulgusu olmadan ilave 52 haftaya kadar korunmuştur.
Adolesan hidradenitis suppurativa
Hidradenitis suppurativa (HS) hastası olan adolesanlarda çalışma yapılmamıştır. Adolesan hastalardaki HS tedavisi için adalimumab etkililiği erişkin HS hastalarında gösterilen etkililik ve maruziyet-yanıt ilişkisine ve hastalığın seyrinin, patofizyolojisinin ve ilaç etkililiğinin, erişkinlerdekiyle aynı maruziyet düzeylerinde büyük ölçüde benzer olmasına bağlı olarak öngörülmüştür. Adolesan HS popülasyonunda önerilen adalimumab dozunun güvenliliği, erişkinlerde ve benzer veya daha sık dozdaki pediyatrik hastalarda adalimumabın çapraz endikasyon güvenlilik profiline dayanmaktadır (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik Crohn hastalığı
Adalimumab, Pediyatrik Crohn Hastalığı Aktivitesi İndeksi (PCDAI) skoru > 30 şeklinde tanımlanan orta ila şiddetli derecede Crohn hastalığı (CD) olan 6-17 (sınırlar dahil) yaşları arasındaki 192 pediyatrik hastada, vücut ağırlığına (< 40 kg ya da ≥ 40 kg) dayanan dozlardaki indüksiyon ve idame tedavisinin etkililiği ve güvenliliğini değerlendirmek üzere tasarlanmış çok merkezli, randomize, çift-kör bir klinik çalışmada değerlendirilmiştir. Hastalar, CD için uygulanan konvansiyonel tedavinin (bir kortikosteroid ve/veya bir immünomodülatör içeren) başarısız olduğu hastalardan oluşmuştur. Hastaların, daha önce uygulanan infliksimab tedavisine verdikleri yanıtın ortadan kalkmış olması ya da infliksimabı tolere edememiş olmaları mümkündür.
58
Tüm hastalara, başlangıç vücut ağırlıklarına dayanarak belirlenen bir dozda açık etiketli adalimumab indüksiyon tedavisi uygulanmıştır: ≥ 40 kg olan hastalar için 0. haftada 160 mg ve 2. haftada 80 mg, < 40 kg olan hastalar için sırasıyla 80 mg ve 40 mg’dır.
Hastalar 4. haftada, Tablo 28’de gösterildiği gibi, o andaki vücut ağırlıklarına bağlı olarak 1:1 oranında Düşük Doz ya da Standart Doz idame rejimlerine randomize edilmiştir.
Tablo 28. İdame Rejimi
Standart Doz
İki haftada bir 20 mg
İki haftada bir 40 mg
Etkililik sonuçları
Çalışmanın primer sonlanım noktası olarak, 26. haftada PCDAI skorunun ≤ 10 olması şeklinde tanımlanan klinik remisyon kullanılmıştır.
Klinik remisyon ve klinik yanıt (PCDAI skorunun başlangıca göre en az 15 puan düşmesi olarak tanımlanmıştır) oranları Tablo 29’de sunulmuştur. Kortikosteroidler ya da immünomodülatörlerin tedavi kesilme oranları, Tablo 30’da sunulmaktadır.
Tablo 29. Pediyatrik CD Çalışması PCDAI Klinik Remisyon ve Yanıt
Düşük Doz
İki haftada bir 20/10 mg
N = 95
26. hafta
Klinik remisyon
Klinik yanıt
52. hafta
Klinik remisyon
Klinik yanıt
* Standart dozun p değerine karşı düşük dozun p değeri karşılaştırması
Tablo 30. Pediyatrik CD Çalışması Kortikosteroidlerin ve İmmünomodülatörlerin Kesilmesi ve Fistula Remisyonu
Standart Doz İki
haftada bir 40/20 mg
P
değeri1
Kesilen kortikosteroidler
26. hafta
52. hafta
İmmünomodülatörlerin Kesilmesi2
52. hafta
Fistula remisyonu3 Bu belg
59
26. hafta
52. hafta
1 Standart dozun p değerine karşı düşük dozun p değeri karşılaştırması.
2 İmmünosüpresan tedavisi ancak hastanın klinik yanıt kriterlerini karşılaması halinde çalışmacının takdirine bağlı olarak, 26. haftada veya sonrasında kesilebilir.
3 Başlangıçtan sonra arka arkaya gerçekleştirilen en az 2 vizitte, başlangıçta akıntılı olan tüm fistüllerin kapanması şeklinde tanımlanmaktadır
Her iki tedavi grubu için, başlangıçtan 26. ve 52. haftaya kadar Vücut Kütle İndeksi ve büyüme hızında istatistiksel olarak anlamlı artışlar (düzelme) gözlemlenmiştir.
Her iki tedavi grubunda, yaşam kalitesi parametreleri (IMPACT III dahil) için başlangıca göre istatistiksel ve klinik olarak anlamlı düzelmeler de elde edilmiştir.
Pediyatrik CD çalışmasında yer alan 100 hasta (n = 100), açık etiketli uzun süreli uzatma çalışmasına devam etmiştir. 5 yıllık adalimumab tedavisinden sonra, çalışmaya devam eden 50 hastanın %74’ü (37/50) klinik remisyonda kalmaya devam ederken %92’si (46/50) PCDAI’ya göre klinik yanıtı sürdürmüştür.
Pediyatrik ülseratif kolit
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği, orta ila şiddetli ülseratif koliti olan (merkezi olarak okunan endoskopiyle doğrulanan şekilde, 6-12 arasında Mayo skoru ile birlikte endoskopi alt skorun 2-3 arasında olması) ve konvansiyonel tedaviye yeterli yanıt vermeyen veya konvansiyonel tedaviye intoleransı olan 5 ila 17 yaşındaki 93 pediyatrik hastada yürütülen çok merkezli, randomize, çift kör bir çalışmada değerlendirilmiştir. Çalışmadaki hastaların yaklaşık %16’sı bir önceki anti-TNF tedavisinde başarısız olmuştur. Çalışmaya kayıt sırasında kortikosteroid alan hastaların 4. haftadan sonra kortikosteroid tedavilerini kademeli olarak azaltmalarına izin verilmiştir.
Çalışmanın indüksiyon döneminde 77 hasta, indüksiyon dozları ile 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) veya 0. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg), 1. haftada plasebo ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab ile çift kör tedavi almak üzere 3:2 oranında randomize edilmiştir. Her iki grup 4. haftada ve 6. haftada 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) almıştır. Çalışma tasarımında yapılan bir değişikliğin ardından, indüksiyon dönemine kaydedilen diğer 16 hasta, 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) indüksiyon dozu adalimumab ile açık etiketli tedavi koluna alınmıştır.
8. haftada, Kısmi Mayo Skoru’na (KMS; KMS’de ≥2 puanlık azalma ve başlangıca göre ≥ %30 azalma olarak tanımlanır) göre klinik yanıt gösteren 62 hasta, her hafta 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) dozunda veya iki haftada bir 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab dozu ile çift kör idame tedavisi almak üzere eşit şekilde randomize edilmiştir. Çalışma tasarımında yapılan değişiklikten önce, KMS’ye göre klinik yanıt gösteren 12 ek hasta, plasebo almak üzere randomize edilmiş, ancak doğrulayıcı etkililik analizine dahil edilmemiştir.
60
Hastalık alevlenmesi, en az 3 puanlık (8. haftada KMS 0 ila 2 olan hastalar için), en az 2 puanlık (8. haftada KMS 3 ila 4 olan hastalar için) veya en az 1 puanlık (8. haftada KMS 5 ila 6 olan hastalar için) KMS artışı olarak tanımlanmıştır.
12. haftada veya sonrasında hastalık alevlenmesi kriterlerini karşılayan hastalar, yeniden 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) ya da 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) indüksiyon dozu almak üzere randomize edilmiştir ve sonrasında ilgili idame dozu rejimini almaya devam etmiştir.
Etkililik sonuçları
Çalışmanın ortak primer sonlanım noktaları, 8. haftada KMS’ye göre klinik remisyon (KMS ≤ 2 ve > 1 alt skor bulunmaması olarak tanımlanır) ve 8. haftada KMS’ye göre klinik yanıt elde eden hastalarda 52. haftada TMS’ye (Tam Mayo Skoru) göre klinik remisyondur (Mayo Skoru ≤ 2 ve > 1 alt skor bulunmaması olarak tanımlanır).
Her bir çift kör adalimumab indüksiyon grubu hastalar için 8. haftada KMS’ye göre klinik remisyon oranları Tablo 31’da sunulmaktadır.
Tablo 31: 8. Haftada KMS’ye Göre Klinik Remisyon
Adalimumaba
0.haftada maksimum 160 mg / 1. haftada plasebo
N=30
Adalimumabb,c
0. haftada ve 1. haftada maksimum 160 mg N=47
Klinik remisyon
13/30 (%43,3)
(maksimum 160 mg) adalimumab, mg) adalimumab
aftada 2,4 mg/kg (maksimum 1 alimumab
aftada 2,4 mg/kg (maksimum 1 haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 yon grubu 4. ve 6. haftada 0,6 mg/
ğerleri eksik olan hastaların sonla
a 0. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) adalimumab, 1. haftada plasebo ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab
b 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 1 60 mg) ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab
c 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) adalimumab açık etiketli indüksiyon dozu ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab dahil değildir Not 1: Her iki indüksiyon grubu 4. ve 6. haftada 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab almıştır
Not 2: 8. haftada değerleri eksik olan hastaların sonlanım noktasını karşılamadığı kabul edilmiştir.
52. haftada; iki haftada bir veya haftada bir çift kör maksimum 40 mg (0,6 mg/kg) adalimumab idame dozu alan hastalarda 8. haftada yanıt verenlerde TMS’ye göre klinik remisyon, 8. haftada yanıt verenlerde TMS’ye göre klinik yanıt (Mayo Skoru’nda ≥ 3 puanlık azalma ve başlangıca göre ≥ %30 azalma olarak tanımlanır), 8. haftada yanıt verenlerde mukozal iyileşme (Mayo endoskopi altskoru ≤ 1 olarak tanımlanır), 8. haftada remisyona girenlerde TMS’ye göre klinik remisyon ve 8. haftada yanıt verenlerde TMS’ye göre kortikosteroidsiz remisyon oranları değerlendirilmiştir (Tablo 32).
61
Tablo 32: 52. Haftada Etkililik Sonuçları
Adalimumaba
İki haftada bir
maksimum 40 mg N=31
Adalimumabb
Her haftada
maksimum 40 mg N=31
8. haftada KMS’ye göre yanıt verenlerde klinik remisyon
8. haftada KMS’ye göre
yanıt verenlerde klinik yanıt
8. haftada KMS’ye göre yanıt verenlerde mukozal iyileşme
8. haftada KMS’ye göre remisyon sağlayanlarda klinik remisyon
8. haftada KMS’ye göre
yanıt verenlerde
kortikosteroidsiz remisyon
a İki haftada bir 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab
b Haftalık 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab
c Başlangıçta eş zamanlı kortikosteroidler alan hastalarda
Not: 52. haftada eksik değerleri olan veya yeniden indüksiyon ya da idame tedavisi almak üzere randomize edilen hastalar, 52. hafta sonlanım noktaları için yanıt vermemiş olarak değerlendirilmiştir
Tespit amaçlı ek etkililik sonlanım noktaları arasında Pediyatrik Ülseratif Kolit Aktivite İndeksi’ne (PÜKAİ) göre klinik yanıt (başlangıca göre PÜKAİ’de ≥ 20 puanlık azalma olarak tanımlanır) ve 8. haftada ve 52. haftada PÜKAİye göre klinik remisyon (PÜKAİ < 10 olarak tanımlanır) yer almıştır (Tablo 33).
Tablo 33: PÜKAİ’ye Göre Tespit Amaçlı Sonlanım Noktaları Sonuçları
Adalimumaba
0. haftada maksimum 160 mg / 1. haftada plasebo N=30
Adalimumabb,c
0. haftada ve 1. haftada maksimum 160 mg N=47
PÜKAİ’ye göre klinik remisyon
PÜKAİ’ye göre klinik yanıt
Adalimumabd
İki haftada bir
maksimum 40 mg N=31
Adalimumabe
Haftalık maksimum 40 mg
N=31
62
8. haftada KMS’ye göre yanıt
verenlerde PÜKAİ’ye göre klinik remisyon
8. haftada KMS’ye göre yanıt
verenlerde PÜKAİ’ye göre klinik yanıt
18/31 (%58,1)
160 mg) adalimumab, 1. haft imumab
(maksimum 160 mg) ve 2. haf
g (maksimum 160 mg) adalim mg/kg (maksimum 80 mg) ada mum 40 mg) adalimumab
0 mg) adalimumab
4. haftada ve 6. haftada 0,6
olan hastaların sonlanım nokt
olan veya yeniden indüksiyon 52. hafta sonlanım noktaları i
a 0. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) adalimumab, 1. haft ada plasebo ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab
b 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) adalimumab
c 0. haftada ve 1. haftada 2,4 mg/kg (maksimum 160 mg) adalim umab açık etiketli
indüksiyon dozu ve 2. haftada 1,2 mg/kg (maksimum 80 mg) ada limumab dozu dahil değildir d İki haftada bir 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab
e Haftalık 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab
Not 1: Her iki indüksiyon grubu 4. haftada ve 6. haftada 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) adalimumab almıştır
Not 2: 8. haftada değerleri eksik olan hastaların sonlanım noktalarını karşılamadığı kabul edilmiştir
Not 3: 52. haftada eksik değerleri olan veya yeniden indüksiyon ya da idame tedavisi almak üzere randomize edilen hastalar, 52. hafta sonlanım noktaları için yanıt vermemiş olarak değerlendirilmiştir
İdame döneminde yeniden adalimumab indüksiyon tedavisi alan 6 hastanın 2’si (%33), 52. haftada TMS’ye göre klinik yanıt elde etmiştir.
Yaşam kalitesi
Adalimumab ile tedavi edilen grupların IMPACT III anketi ve İş Üretkenliğinde ve Faaliyetlerde Azalma Anketi (WPAI: Work Productivity and Activity Impairment) skorlarında başlangıca göre klinik olarak anlamlı iyileşmeler gözlemlenmiştir.
Adalimumab ile tedavi edilen gruplarda boy gelişme hızında başlangıca göre klinik olarak anlamlı artışlar (iyileşme) gözlenirken her hafta maksimum 40 mg (0,6 mg/kg) yüksek idame dozundaki hastalarda Vücut Kitle İndeksi’nde başlangıca göre klinik olarak anlamlı artışlar (iyileşme) gözlemlenmiştir.
Pediyatrik üveit
Adalimumabın güvenliliği ve etkililiği, en az 12 hafta süren metotreksat tedavisine dirençli aktif JIA ile ilişkili enfeksiyöz olmayan anterior üveiti olan 2 ila 18 yaş arasındaki 90 pediyatrik hastanın dahil edildiği randomize çift-kör, kontrollü bir çalışmada değerlendirilmiştir. Hastalar başlangıç metotreksat dozları ile kombine olarak iki haftada bir ya plasebo ya da 20 mg adalimumab (< 30 kg olmaları durumunda) veya 40 mg adalimumab (≥ 30 kg olmaları durumunda) almışlardır.
Primer sonlanım noktası “tedavi başarısızlığına kadar geçen süre” olarak belirlenmiştir. Tedavi
63
süre boyunca iyileşme olmaması, uzun süreli oküler komorbidite gelişimi ile birlikte kısmi iyileşme ya da oküler komorbiditelerde kötüleşme, izin verilmeyen eş zamanlı ilaç kullanımı ve tedavinin uzun bir süreliğine durdurulmasıdır.
Klinik yanıt
Adalimumab, plaseboya kıyasla tedavi başarısızlığına kadar geçen süreyi belirgin olarak geciktirmiştir (bkz Şekil 3, P < 0,0001, log rank testi). Tedavi başarısızlığına kadar geçen ortalama süre, plasebo ile tedavi edilen hastalar için 24,1 hafta iken, adalimumab ile tedavi edilen hastaların yalnızca yarısından azında tedavi başarısızlığı görülmüş olduğundan ortalama süre hesaplanamamıştır. Adalimumab, risk oranında görüldüğü üzere plaseboya kıyasla tedavi başarısızlığı riskini %75 oranında belirgin olarak azaltmıştır (HR = 0,25 [%95 GA: 0,12, 0,49]).
Şekil 3: Pediyatrik Üveit Çalışmasında Tedavi Başarısızlığına Kadar Geçen Süreyi Özetleyen Kaplan-Meier Eğrileri
TEDAVİ BAŞARISIZLIĞI İHTİMALİ
AMGEVİTA® ve adalimumab arasında karşılaştırmalı Romatoid Artrit (RA) çalışması
Adalimumaba karşılık AMGEVİTA®’nın etkililik ve güvenliliği randomize, aktif kontrollü, çift kör çalışmada orta düzey ila şiddetli aktif romatoid artrit ve metotreksata yetersiz yanıtı olan ≥ 18 yaş hastalarda değerlendirilmiştir. Hastalar pozitif romatoid faktör veya anti-siklik sitrülin peptid göstermiştir. Çalışma 7,5 ila 25 mg dozlarda metotreksata yetersiz yanıt gösteren 526 hastayı değerlendirmiştir. Hastalar 22 haftaya kadar iki haftada bir 40 mg AMGEVİTA® veya adalimumab subkütan almıştır.
ACR 20 birincil son noktasının risk oranı (RR) önceden belirlenen aralık içerisindedir ve AMGEVİTA® ve adalimumab arasında klinik eşdeğerlik göstermiştir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
64
AMGEVİTA® genel güvenlilik profili, adalimumab profiline benzerdir.
RA çalışmasında AMGEVİTA® immünojenisitesi
İmmünojenisiteyi ölçmek için miktar tayini metodolojisindeki farklılıklar farklı çalışmalarda AMGEVİTA® ve adalimumab veya diğer biyolojik ürünler arasında immünojenisite oranlarını doğrudan karşılaştırmayı önler. RA çalışmasında bağlayıcı ADA aktivitesi köprüleme immünoassay kullanılarak ve nötralize edici ADA aktivitesi hücre tabanlı biyoassay kullanılarak belirlenmiştir.
Hastalar 26 haftalık çalışma dönemi esnasında AMGEVİTA® ve adalimumaba karşı çoklu zaman noktalarında test edilmiştir. Bağlayıcı antikor geliştirme insidansı AMGEVİTA® grubunda %38,3 (101/264) ve adalimumab grubunda %38,2 (100/262) olmuştur; nötralize edici antikor geliştirme insidansı AMGEVİTA® grubunda %9,1 (24/264) ve adalimumab grubunda %11,1’dir (29/262).
AMGEVİTA® immünojenisite profili adalimumaba benzerdir.
AMGEVİTA® ve adalimumab arasında karşılaştırmalı Plak Psoriyaz (Ps) çalışması
AMGEVİTA® etkililik ve güvenliliği orta ila şiddetli derecede plak psoriyaz (Ps) olan ve sistemik tedavi veya fototerapi adayı olan ≥ 18 yaş 350 hastayı kapsayan randomize, aktif kontrollü, çift kör çalışmada değerlendirilmiştir. Hastalar çalışmaya girişte en az 6 ay stabil orta ila şiddetli derecede plak Ps, vücut yüzey alanı (BSA) ≥ %10 ve Psoriyaz Bölgesi ve Şiddet Endeksi (PASI) ≥ 12 göstermiştir. Hastalar hafta 1/gün 1’de SK olarak uygulanan 80 mg başlangıç yükleme dozu olarak AMGEVİTA® veya adalimumab almış bunu takibe, yükleme dozundan bir hafta sonra başlayarak iki haftada bir SK olarak 40 mg uygulanmıştır. 16. haftada başlangıç düzeyine göre PASI yüzde iyileşme AMGEVİTA® ve adalimumab arasında klinik eşdeğerliği gösterecek şekilde önceden belirlenen eşdeğerlik sınırları içerisindedir.
Ps çalışması aynı zamanda, 16. haftada adalimumabtan AMGEVİTA®’ya tek geçiş yaşayan hastalarda güvenlilik ve immünojenisitede klinik olarak anlamlı farklılıkları değerlendirmek ve adalimumaba devam eden hastalarda tanımlayıcı bir karşılaştırma sağlamak için tasarlanmıştır. Ps çalışmasında 350 katılımcı ilk olarak Tedavi Grubu A (AMGEVİTA®) veya Tedavi Grubu B’ye (adalimumab) (1:1) randomize edilmiştir. 16. haftada PASI 50 yanıtı olan katılımcılar (%50 veya daha iyi gelişme) 52. haftaya kadar çalışmaya devam etmiştir. 16. haftadan sonra tedaviye devam eden katılımcılar, başlangıçta Tedavi Grubu A’ya (AMGEVİTA®) randomize edilen bütün hastalar AMGEVİTA® (AMGEVİTA®/AMGEVİTA®) ile tedaviye devam edecek şekilde körlü şekilde yeniden randomize edilmiştir ve başlangıçta Tedavi Grubu B’ye (adalimumab) randomize edilen hastalar ya adalimumab ile tedaviye devam edecek şekilde yeniden randomize edilmiş (1:1), Tedavi Grubu B1 (adalimumab/adalimumab) veya AMGEVİTA®, Tedavi Grubu B2 adalimumab/AMGEVİTA®) geçiş yapılmıştır. Hastalar tayin edilen tedaviye, tayin edilen araştırma ürününün son dozunun uygulandığı 48. haftaya kadar devam etmiştir ve 52. hafta çalışmanın sonu olmuştur.
Adalimumabtan AMGEVİTA®’ya geçiş yapan hastaların genel güvenlilik profili çalışma boyunca adalimumabta kalan katılımcılara benzer olmuştur.
Ps çalışmasında AMGEVİTA® immünojenisitesi
İmmünojenisiteyi ölçmek için miktar tayini metodolojisindeki farklılıklar farklı çalışmalarda
65
karşılaştırmayı önler. Ps çalışmasında bağlayıcı ADA aktivitesi köprüleme immünoassay kullanılarak ve nötralize edici ADA aktivitesi hücre tabanlı biyoassay kullanılarak belirlenmiştir.
Ps çalışmasındaki hastalar, 52 haftalık çalışma döneminde çoklu zaman noktalarında adalimumab ve AMGEVİTA® antikorları için test edilmiştir. Çalışma süresi boyunca bağlayıcı antikorlar geliştirme insidansı AMGEVİTA®/AMGEVİTA® grubunda %68,4 (104/152), adalimumab/adalimumab grubunda %74,7 (59/79) ve adalimumab/AMGEVİTA® grubunda %72,7 (56/77) olmuş; nötralize edici antikorlar geliştirme insidansı AMGEVİTA®/AMGEVİTA®grubunda %13,8 (21/152), adalimumab/adalimumab grubunda %20,3 (16/79) ve adalimumab/AMGEVİTA® grubunda %24,7 (19/77) olmuştur. Adalimumab/AMGEVİTA®grubu geçişten önce ve sonra adalimumab ve AMGEVİTA®’ya maruz kalan katılımcılar için verileri yansıtır. Adalimumabtan AMGEVİTA®’ya geçiş yapan hastaların güvenlilik ve immünojenisite profilleri çalışma sonuna kadar (52. hafta) adalimumaba devam edenler ile karşılaştırılabilirdir.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
40 mg’lık tek bir dozun subkütan uygulanmasından sonra adalimumabın emilim ve dağılımı yavaştır ve doruk serum konsantrasyonlarına uygulamadan yaklaşık 5 gün sonra ulaşılmaktadır. Adalimumab ile yapılan 3 çalışmada, 40 mg’lık tek bir subkütan dozu takiben ortalama mutlak biyoyararlanım %64 olmuştur. 0,25 ile 10 mg/kg arasında değişen tek intravenöz dozdan sonraki konsantrasyonlar dozla orantılıdır.
0,5 mg / kg (~ 40 mg) dozdan sonra, klirens 11 ila 15 ml/saat arasında değişmiş, dağılım hacmi (Vss) 5 ila 6 litre arasında değişmiş ve ortalama terminal faz yarı ömrü yaklaşık iki hafta olmuştur. Çeşitli romatoid artritli hastalardaki sinoviyal sıvıdaki adalimumab konsantrasyonları serumdakine göre % 31-96 arasında değişmiştir.
Erişkin romatoid artritli hastaların, 2 haftada bir 40 mg dozunda subkütan adalimumab uygulamasını takiben ortalama kararlı durum konsantrasyonları eşzamanlı uygulanan metotreksat olmaksızın yaklaşık 5 mikrogram/ml ve eşzamanlı uygulanan metotreksat ile 8-9 mikrogram/ml olmuştur. Kararlı durumda serum adalimumabın çukur düzeyleri iki haftada bir ve haftada bir 20, 40 ve 80 mg’lık subkütan dozu takiben doz ile kabaca orantılı biçimde yükselmiştir.
4-17 yaşları arasındaki poliartiküler jüvenil idiyopatik artrit (JIA) hastalarına iki haftada bir subkütan olarak 24 mg/m2 (maksimum 40 mg) uygulanmasının ardından kararlı durum serum adalimumab çukur konsantrasyonu (20. haftadan 48 haftaya kadar ölçülen değerler), metotreksat olmadan adalimumab kullanımında için 5,6±5,6 mikrogram/mL (%102 CV) ve metotreksat ile birlikte kullanımında 10,9 ± 5,2 mikrogram/mL (%47,7 CV) olmuştur.
24 mg/m2 dozda adalimumab uygulanan 2-4 yaş arasında veya 4 yaş üzerinde olup vücut ağırlığı < 15 kg olan JIA hastalarında, ortalama kararlı durum serum adalimumab çukur konsantrasyonları, metotreksat olmadan adalimumab kullanımında 6,0±6,1 mikrogram/mL Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56ak1US3k0ak1UQ3NRak1US3k0Q3NR Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
66
(%101 CV) ve metotreksat ile birlikte kullanımında 7,9 ± 5,6 mikrogram/mL (%71,2 CV) olmuştur.
6 ila 17 yaş arasındaki entezit ile ilişkili artritli hastalarda subkütan enjeksiyon yoluyla iki haftada bir 24 mg/m2 (maksimum 40 mg) uygulanması sonrasında ortalama kararlı durum (24. haftada ölçülen değerler) serum adalimumab çukur konsantrasyonları metotreksat olmadan adalimumab kullanımında için 8,8 ± 6,6 mikrogram/ml ve metotreksat ile birlikte kullanımında 11,8 ± 4,3 mikrogram/ml olmuştur.
Erişkin non-radyografik aksiyal spondiloartrit hastalarında iki haftada bir 40 mg dozunda subkütan olarak uygulanan adalimumab tedavisi sonrasında, 68. haftada ortalama (±SD) çukur kararlı durum konsantrasyonu 8 ± 4,6 mikrogram/ml olmuştur.
Erişkin psöriyazisli hastalarda, iki haftada bir adalimumab 40 mg monoterapisiyle 5 mikrogram/ml olan ortalama kararlı durum çukur konsantrasyonuna ulaşılmıştır.
Kronik plak psöriyazis hastalığı olan pediyatrik hastalara 0,8 mg/kg (maksimum 40 mg) subkütan yoldan her hafta ortalama ± SD kararlı durum adalimumab konsantrasyonu yaklaşık olarak 7,4±5,8 mikrogram/ml (%79 CV) olmuştur.
Erişkin hidradenitis suppurativa hastalarında, 0. haftada 160 mg ve ardından 2. haftada 80 mg adalimumab dozu ile, 2. hafta ve 4. haftada yaklaşık 7 ila 8 mikrogram/ml adalimumab serum taban konsantrasyonları elde edilmiştir. 12. hafta ile 36. hafta arasındaki ortalama sabit durum taban konsantrasyonu, haftada bir kez adalimumab 40 mg tedavisi sırasında yaklaşık 8 ila 10 mikrogram/ml olarak saptanmıştır.
Adolesan HS hastalarındaki adalimumab maruziyeti popülasyon farmakokinetik modellemesi kullanılarak ve diğer pediyatrik hastalardaki (pediyatrik psoriyazis, jüvenil idiyopatik artrit, pediyatrik Crohn hastalığı ve entezit ile ilişkili artrit) çapraz endikasyon farmakokinetiğine dayalı simülasyonla öngörülmüştür. Tavsiye edilen adolesan HS dozu, iki haftada bir 40 mg’dır. Adalimumaba maruziyet vücut ağırlığından etkilenebileceğinden, yüksek vücut ağırlığına sahip ve yetersiz yanıt alan adolesanlar, erişkinler için tavsiye edilen her hafta 40 mg doz uygulamasından faydalanabilir.
Crohn hastalığı olan hastalarda, 0. haftada 80 mg adalimumab yükleme dozunu takiben 2. haftada 40 mg adalimumab dozu ile indüksiyon döneminde ortalama 5,5 mikrogram/ml olan serum adalimumab çukur konsantrasyonlarına ulaşılmıştır. 0. haftada 160 mg adalimumab yükleme dozunu takiben 2. haftada 80 mg adalimumab ile indüksiyon döneminde ortalama 12 mikrogram/ml serum adalimumab çukur konsantrasyonlarına ulaşılmıştır. İki haftada bir 40 mg adalimumab idame dozu alan Crohn hastalarında ortalama 7 mikrogram/ml olan ortalama kararlı durum çukur düzeyleri gözlemlenmiştir.
Orta ila şiddetli derecede Crohn hastalığı olan pediyatrik hastalarda, açık etiketli adalimumab indüksiyon dozu, 40 kg’lık vücut ağırlığı kesme noktasına (cut-off) bağlı olarak 0 ve 2. haftalarda sırasıyla 160/80 ya da 80/40 mg olmuştur. 4. haftada hastalar, vücut ağırlıklarına bağlı olarak 1:1 oranında standart doz (iki haftada bir 40/20 mg) ya da düşük doz (iki haftada bir 20/10 mg) idame
67
çukur konsantrasyonları, ≥ 40 kg olan hastalar (160/80 mg) için 15,7 ± 6,6 mikrogram/ml ve < 40 kg olan hastalar (80/40 mg) için 10,6 ± 6,1 mikrogram/mL olarak belirlenmiştir.
Randomize edildikleri tedavi grubunda kalan hastalar için, 52. haftadaki ortalama (±SD) serum adalimumab çukur konsantrasyonları, standart doz grubu için 9,5±5,6 mikrogram/mL ve düşük doz grubu için 3,5±2,2 mikrogram/mL olarak saptanmıştır. 52 hafta boyunca iki haftada bir adalimumab tedavisi almaya devam eden hastalarda ortalama çukur konsantrasyonları sürdürülmüştür. Dozu haftalık rejimden haftalık rejime yükseltilen hastalar için, 52. haftada adalimumabın ortalama (±SD) serum konsantrasyonları 15,3 ± 11,4 mikrogram/mL (40/20 mg, haftalık) ve 6,7 ± 3,5 mikrogram/mL (20/10 mg, haftalık) olmuştur.
Ülseratif kolit hastalarında, 0. haftada 160 mg adalimumab yükleme dozunu takiben 2. haftada 80 mg adalimumab dozu indüksiyon periyodu sırasında yaklaşık 12 mikrogram/mL’lik adalimumab serum çukur konsantrasyonlarına ulaşılmıştır. İki haftada bir adalimumab 40 mg idame dozu alan ülseratif kolit hastalarında, yaklaşık 8 mikrogram/ml’lik ortalama kararlı durum çukur seviyeleri gözlemlenmiştir.
Pediyatrik ülseratif kolit hastalara iki haftada bir 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) vücut ağırlığına dayalı dozlamanın subkütan uygulamasının ardından 52. haftada ortalama kararlı durum serum adalimumab dip konsantrasyonu 5,01±3,28 -mikrogram/mL olmuştur. Her hafta 0,6 mg/kg (maksimum 40 mg) alan hastalar için 52. haftada ortalama (±SD) kararlı durum serum adalimumab dip konsantrasyonu 15,7±5,6 mikrogram /mL olmuştur.
Erişkin üveit hastalarında, 0. haftada 80 mg adalimumab yükleme dozu ve onu takiben 1. haftadan itibaren iki haftada bir 40 mg adalimumab yaklaşık 8 ila 10 mikrogram/ml’lik ortalama kararlı durum konsantrasyonları ile sonuçlanmıştır.
Pediyatrik üveit hastalarında adalimumab maruziyeti, diğer pediyatrik hastalar üzerinden (pediyatrik psöriyazis, jüvenil idiyopatik artrit, pediyatrik Crohn hastalığı ve entezit ile ilişkili artrit) popülasyon farmakokinetik modellemesi ve çapraz endikasyon farmakokinetiğine dayalı simülasyon kullanılarak hesaplanmıştır. 6 yaşından küçük çocuklarda yükleme dozu kullanımı ile ilgili herhangi bir klinik maruziyet verisi bulunmamaktadır. Öngörülen maruziyet hesaplamaları, metotreksat yokluğunda yükleme dozunun başlangıçta sistemik maruziyeti arttırabileceğine işaret etmektedir.
Adalimumab maruziyeti ve etkililiği, popülasyon farmakokinetik ve farmakokinetik/farmakodinamik modelleme ve simülasyonu ile 2 haftada bir 80 mg ile tedavi alan hastalar ile haftada bir 40 mg ile tedavi edilen hastaların (RA, HS, ÜK, CH veya Ps’li erişkin hastalar, adolesan HS’li hastalar ve 40 kg ve üzerindeki pediyatrik CH ve ÜK hastaları dahil) karşılaştırılabilir olduğu görülmüştür.
Pediyatrik popülasyonda maruziyet-yanıt ilişkisi
JIA hastalarında (poliartiküler JIA ve entezit ile ilişkili artrit) yürütülen klinik çalışmaya dayanarak, maruziyet-cevap ilişkisi, plazma konsantrasyonları ile PedACR 50 yanıtı arasında saptanmıştır. Olası en yüksek PedACR 50 yanıt (EC50) olasılığının yarısını oluşturan belirgin
68
Şiddetli kronik plak psöriyazisi olan pediyatrik hastalarda adalimumab konsantrasyonu ve etkililiği arasındaki maruz kalma-cevap ilişkisi sırasıyla PASI 75 ve PGA temiz veya minimal için belirlenmiştir. PASI 75 ve PGA temiz veya minimal, her ikisi de benzer görünen yaklaşık 4,5 mikrogram/mL’lik EC50 ile (sırasıyla % 95 GA 0,4-47,6 ve 1,9-10,5) artan adalimumab konsantrasyonları ile artmıştır.
Dağılım:
0,25 ile 10 mg/kg arasında değişen tek intravenöz dozdan sonraki konsantrasyonlar dozla orantılıdır. 0,5 mg/kg (~40 mg) dozdan sonra, boşluklar 11 ila 15 ml/saat arasında değişmiş, dağılım hacmi (Vss) 5 ila 6 litre arasında değişmiş ve ortalama terminal faz yarı ömrü yaklaşık iki hafta olmuştur. Çeşitli romatoid artritli hastalardaki sinoviyal sıvıdaki adalimumab konsantrasyonları serumdakine göre %31-96 arasında değişmiştir.
Biyotransformasyon:
Adalimumabın biyotransformasyonu klinik çalışmalarda incelenmemiştir.
Eliminasyon:
1300’den fazla romatoid artrit hastasından alınan veriler üzerinde yürütülen popülasyon farmakokinetik analizleri, adalimumabın görünür klirensinin vücut ağırlığında artış ile arttığını açığa çıkarmıştır. Kilo farklılıklarına göre uyarlama yapıldıktan sonra cinsiyet ve yaşın, adalimumab klirensini minimal düzeyde etkiledikleri görülmüştür. Serbest adalimumab (anti-adalimumab antikorlarına [AAA] bağlı olmayan) serum seviyelerinin, AAA düzeyleri ölçülebilen hastalarda daha düşük olduğu gözlenmiştir.
Doğrulsallık/Doğrusal olmayan durum:
0,25 ila 10 mg/kg arasında değişen tek intravenöz dozlardan sonra, konsantrasyonlar dozla orantılıydı.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer/Böbrek yetmezliği:
Karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda adalimumab ile çalışma yapılmamıştır.
AMGEVİTA®, adalimumaba farmakokinetik olarak benzerdir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi veriler tek doz toksisitesi, yinelenen doz toksisitesi ve genotoksisite çalışmalarına dayanarak insanlarda özel bir tehlike olmadığını göstermiştir.
69
Sinomolgus maymunlarında 0, 30 ve 100 mg/kg dozlarında bir embriyo-fetal gelişimsel toksisite/perinatal gelişim çalışması yapılmış (9-17 maymun/grup) ve fetüslerde adalimumaba bağlı hasara ilişkin bulgular görülmemiştir. Kemirgen TNF’sine karşı sınırlı çapraz reaktivitesi olan bir antikor ve kemirgenlerde nötralizan antikor gelişimi için uygun bir model bulunmadığından adalimumab ile ne karsinojenisite çalışmaları ne de fertilite ve postnatal toksisite için standart değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmemiştir.
6 FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Glasiyal asetik asit
Sukroz
Polisorbat 80
Sodyum hidroksit (pH ayarlamak için)
Enjeksiyonluk su
6.2 Geçimsizlikler
Geçimlilik çalışmaları bulunmadığından bu tıbbi ürün başka tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
6.3 Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
2°C-8°C arasında buzdolabında saklayınız.
Dondurmayınız.
Işıktan korumak için kullanıma hazır kalemi kutusunda saklayınız.
Kullanıma hazır kalem maksimum 25°C’ye kadar olan sıcaklıklarda 14 günlük bir süreye kadar saklanabilir. Kullanıma hazır kalem ışıktan korunmalı ve 14 günlük süre içerisinde kullanılmazsa mutlaka imha edilmelidir.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
0,8 ml çözelti içeren hasta kullanımı için kullanıma hazır kalem bir kullanıma hazır enjektör içerir (tip I cam). Kalem, tek kullanımlık, elle kullanılan bir mekanik enjeksiyon aletidir. Kullanıma hazır kalemin iğne kapağı kuru doğal kauçuktan (bir lateks türevi) yapılmıştır (bkz. bölüm 4.4).
Her kutu bir veya iki adet tek kullanımlık kullanıma hazır kalem içerir.
70
6.6Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
AMGEVİTA® 40 mg/0,8 ml enjeksiyonluk çözelti içeren kullanıma hazır kalem bir doktorun rehberliği ve gözetimi altında kullanılmak içindir. Gerekli uygun tıbbi takibin yapılması ve uygun enjeksiyon tekniğinin hastaya yeterince öğretilmesinden sonra doktorun karar vermesi durumunda hasta AMGEVİTA® enjeksiyonunu kendi kendine uygulayabilir.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”’ne uygun olarak imha edilmelidir.
RUHSAT SAHİBİ7.
Amgen İlaç Tic. Ltd. Şti.
İş Kuleleri, Levent Mah., Meltem Sok.
No:10, Kule:2, Kat:25
4.Levent, Beşiktaş, İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2018/493
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİİlk ruhsat tarihi: 12.09.2018
Son yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
71