*Hepsi, A

ACUITEL 20 MG BOLUNEBILIR FILM KAPLI TABLET (20 TABLET)

Temel Etkin Maddesi:

kinapril hcl

Üreten İlaç Firması:

PFİZER PFE İLAÇLARI ANONİM ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

kinapril hcl

Üreten İlaç Firması:

PFİZER PFE İLAÇLARI ANONİM ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8681308091093

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

65,87 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8681308091093

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

65,87 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – C – KALP DAMAR SİSTEMİ, C09 RENİN-ANJİYOTENSİN SİSTEMİ, C09A ACE İNHİBİTÖRLERİ, C09AA ACE inhibitörleri, C09AA06, kinapril hcl

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – C – KALP DAMAR SİSTEMİ, C09 RENİN-ANJİYOTENSİN SİSTEMİ, C09A ACE İNHİBİTÖRLERİ, C09AA ACE inhibitörleri, C09AA06, kinapril hcl

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

ACUITEL® 20 mg bölünebilir film kaplı tablet Ağızdan alınır.

Etkin madde:20 mg kinaprile eşdeğer 21,664 mg kinapril hidroklorür
Yardımcı maddeler: Magnezyum karbonat (E504i), magnezyum stearat (E572), laktoz, jelatin, krospovidon, opadry yellow Y-5-6330G (hidroksipropil metil selüloz, hidroksipropil selüloz, titanyum dioksit (E171), polietilen glikol, sarı demir oksit (E172iii), kırmızı demir oksit (E172ii)), kandelila mumu. Ürün, sığır kaynaklı laktoz ve jelatin hammaddeleri içermektedir.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:

1.ACUITEL nedir ve ne için kullanılır?

2.ACUITEL’ikullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.ACUITEL nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.ACUITEL’in saklanması

Başlıkları yer almaktadır.

1. ACUITEL nedir ve ne için kullanılır?

•Her bir film kaplı tablet, 20 mg kinaprile eşdeğer kinapril hidroklorür içeren 20 tabletlik blister ambalajda kullanıma sunulmuştur.

•ACUITEL sarı, yuvarlak, bir tarafı çentikli, diğer tarafında “20” baskısı bulunan bölünebilir film kaplı tablettir.

•ACUITEL anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri olarak adlandırılan bir ilaç grubuna aittir. Bu tür ilaçlar kan damarlarını genişletir ve bu da damarlardaki basıncı azaltabilir.

•ACUITEL, yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği tedavisinde kullanılır.

1

2. ACUITEL’ikullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

ACUITEL’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ

Eğer;
•Kinapril veya ACUITEL’in bileşiminde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz varsa (deride kaşıntı, döküntü, kızarıklık veya nefes almada zorluk oluşabilir),
•Hamileliğiniz 3 ayı geçtiyse (erken hamilelikte de kullanılmaması önerilir bkz.

Hamilelik),
•Alerji sonucu nefes alma güçlüğüne sebep olan yüz, dil ve boğazda şişme durumunuz varsa (anjiyoödem),
•Ana atardamarınızda (aort) daralma varsa,
•Böbrek hastalığınız varsa,
•Şeker hastalığı veya böbrek fonksiyonu bozukluğu olanlarda kan basıncını düşürmek için aliskiren içeren bir ilaç kullanıyorsanız,
•Kalp yetmezliğine yönelik ilaç olan sakubitril/valsartan kullanıyorsanız.

ACUITEL’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ

Eğer;
•Böbrek yetmezliğiniz varsa ya da kan diyaliz makinesi (yapay böbrek) kullanıyorsanız,
•Sarılık ya da herhangi bir karaciğer hastalığı belirtisi yaşarsanız derhal doktorunuzla iletişime geçiniz,
•Kalp hastalığı ya da kalp yetersizliğiniz varsa,
•Önceden yüksek kan basıncı tedavisi için ilaç kullanımı sonucu kan basıncında ani düşüş yaşadıysanız,
•Kollajen damar hastalığınız (kan damarlarınızda kollajen birikmesi) varsa,
•Kanınızın bir makine yardımı ile kolesterolden arındırılması işlemi görüyorsanız ya da görecekseniz (LDL aferezi),
•Alerji ya da astımınız varsa,
•Alerjiye karşı duyarsızlaştırma tedavisi görüyorsanız ya da görecekseniz (örn. arı sokması alerjisinin etkilerinin azaltılması)
•Şeker hastalığınız varsa,
•Başka ilaçlar kullanıyorsanız (bkz. Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı)
•Çocuk doğurma potansiyeliniz varsa (bkz. Hamilelik)
•Eğer size cerrahi ve/veya anestezi uygulaması yapılması planlanıyorsa,
•Laktoz, galaktoz gibi şekerlere karşı intolerans varsa,
•Yüksek kan basıncı tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan birini kullanıyorsanız: – Anjiyotensin II reseptör blokörleri (sartanlar olarak da bilinir – örn. Valsartan, telmisartan, irbesartan), özellikle böbrek problemi kaynaklı diyabet hastalığınız varsa – Aliskiren gibi direkt renin inhibitörleri

2

•ACUITEL ile birlikte tümör hücrelerinin büyüme ve bölünmesini önleyen mTOR (rapamisin protein kompleksinin memeli hedefi) inhibitörleri (örn. temsirolimus), belli antidiyabetik ilaçlar (DPP-4 inhibitörleri; örn. vildagliptin) ya da kalp yetmezliği ve yüksek kan basıncı için kullanılan belli ilaçlar (nötral endopeptidaz inhibitörü; örn.

rasekadotril) kullanılıyorsanız, anjiyoödem (yüz, gözler, dil veya boğazda şişme) riskiniz yüksek olabilir. Bu nedenle ACUITEL kullanmakta olan hastalarda bu tip ilaçlarla tedavinin başlatılması durumunda özellikle dikkatli olunmalıdır,
•Kanınızdaki sodyum düzeylerinde azalmaya neden olabilecek ilaçlar kullanıyorsanız veya bu tip bir hastalığınız varsa,

Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

Doktorunuz düzenli olarak böbrek fonksiyonlarınızı, kan basıncınızı ve kanınızdaki elektrolit (örn. potasyum) miktarlarını kontrol edebilir.

ACUITEL’in yiyecek ve içecek ile kullanılması

ACUITEL aç ya da tok alınabilir.

Hamilelik

İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Hamileyseniz ya da hamile kalmaya çalışıyorsanız ACUITEL’i kesinlikle kullanmayınız. Doktorunuz genellikle hamile kalmadan önce veya siz hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez ACUITEL yerine başka bir ilaç almanızı tavsiye edecektir. ACUITEL erken hamilelikte tavsiye edilmez ve hamileliğin üçüncü ayından sonra kullanıldığında bebeğinize ciddi zarar verebileceği için hamileliğiniz 3 ayı geçtiyse kullanmamalısınız.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme

İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

ACUITEL kullanırken, yeni doğan bebekleri (doğumdan sonraki ilk birkaç hafta) ve özellikle prematüre bebekleri emzirmek önerilmez. Daha büyük bebekleri emzirmek konusunda ise doktorunuz, diğer tedavilere kıyasla, emzirirken ACUITEL kullanmanın yararları ve riskleri konusunda sizi bilgilendirmelidir.

Araç ve makine kullanımı

ACUITEL, özellikle tedavinizin başlangıcında araç ve makine kullanma yeteneğinizi olumsuz etkileyebilir. Sersemlik veya yorgunluk hissediyorsanız araç ve makine kullanmayınız, derhal doktorunuza danışınız.

3

ACUITEL’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler

ACUITEL laktoz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı dayanıksızlığınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı

Doktorunuza veya eczacınıza, halen kullanmakta olduğunuz, yakın zamana kadar kullanmış olduğunuz ya da kullanma ihtimaliniz olan ilaçlarla ilgili bilgi veriniz. ACUITEL ile etkileşime girebilecek bazı ilaçlar vardır. Doktorunuzun dozunuzu değiştirmesi ve/veya başka önlemler almanızı tavsiye etmesi gerekebilir.

ACUITEL ile etkileşimi olabilecek bazı ilaçlar:
•Anjiyotensin II reseptör blokörleri veya aliskiren,
•Kan basıncını düşüren başka ilaçlar ve idrar söktürücü (diüretik) ilaçlar,
•Tetrasiklin olarak adlandırılan enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar,
•Sulfametoksazol ve trimetoprim gibi antibiyotikler,
•Potasyum destek tedavisi (potasyum içeren tuz bileşenleri dahil),
•Lityum (depresyontedavisi için bir ilaç),
•Ağrı, ateş ve iltihaba etkili ilaçlar (non steroidal antiinflamatuvar ilaçlar; aspirin, ibuprofen dahil),
•Kortizon içeren ilaçlar (hidrokortizon, deksametazon ya da prednizolon),
•Düzensiz kalp atışlarını düzenlemek için kullanılan ilaç (prokainamid), kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar (sitostatik ilaçlar), bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (Crohn hastalığı, romatoid artrit gibi bağışıklık sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar), süregelen gut tedavisinde kullanılan ilaç (allopurinol),
•Sindirim güçlüğü ve yemek borusunda yanma hissine karşı kullanılan ilaçlar (antiasitler),
•Sakinleştirici etkisi olan madde ve ilaçlar (alkollü içecekler ve uyku hapları dahil), •Böbreküstü bozukluklarında kullanılan ilaçlar (tetrakosaktrin (ACTH)),
•Kalp yetersizliği ve şok tedavisinde kullanılan ilaçlar (sempatomimetikler),
•Böbrek kanserinin tedavisi için kullanılan mTOR inhibitörleri (temsirolimus dahil), belli antidiyabetik ilaçlar (DPP-4 inhibitörleri; örn. vildagliptin) ya da kalp yetmezliği ve yüksek kan basıncı için kullanılan belli ilaçlar (nötral endopeptidaz inhibitörü; örn. rasekadotril), anjiyoödem (yüz, gözler, dil veya boğazda şişme) riskini artırabilir.

•Enjeksiyon yoluyla kullanılan altın içeren ilaçlar (örn. sodyum orotiyomalat), •Anestezikler.

•Enjekte edilebilir altın tedavisi

ACUITEL bazı laboratuvar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir. Doktorunuz veya hastaneniz tarafından size bir test yapılması gerekiyorsa, doktorunuza veya hastanenize ACUITEL kullandığınızı söyleyiniz.

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

4

3. ACUITEL nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:

Yüksek tansiyon tedavisinde genel başlangıç dozu günde 10 mg’dır. Eğer bu dozlarla kan basıncınız kontrol altına alınmazsa, doktorunuz günlük dozu kademeli olarak 80 mg’a kadar yükseltebilir.

Konjestif kalp yetersizliğinde, beraberinde bir de idrar söktürücü (diüretik) ilaç kullanıyorsanız, ya da böbrek yetmezliğiniz varsa genel başlangıç dozu günde 2,5 mg’dır. Doktorunuz konjestif kalp yetersizliğinde günlük dozu maksimum 40 mg’a kadar yükseltebilir.

Uygulama yolu ve metodu:

ACUITEL’i günde bir ya da iki kez alınız. Size hangi doz reçete edilmiş olursa olsun, tam olarak doktorunuzun talimatlarına uyun ve dozu asla kendiniz değiştirmeyin. ACUITEL’i sabah veya akşam aç veya tok karnına alabilirsiniz.

Tabletlerinizi her gün aynı saatte almaya çalışınız. ACUITEL’i bütün olarak, yeterli miktarda su ile yutunuz. 5 mg ve 20 mg’lık tabletler eşit dozlara bölünebilir.

Değişik yaş grupları:

Çocuklarda kullanımı:

Çocukların ve 18 yaşın altındaki ergenlerin ACUITEL kullanması tavsiye edilmez.

Yaşlılarda kullanımı:

ACUITEL’in yaşlılarda önerilen başlangıç dozu günde 2,5 mg’dır.

Özel kullanım durumları:

Böbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliğiniz varsa başlangıç dozu 2,5 mg’dır. Devam dozunuza doktorunuz karar vermelidir.

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliğinde dikkatli kullanılmalıdır. Karaciğer yetmezliğiniz şiddetine göre doktorunuz dozunuzu ayarlayacaktır.

Eğer ACUITEL’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

5

Kullanmanız gerekenden daha fazla ACUITEL kullandıysanız:

Doktorunuzun önerdiğinden fazla ACUITEL kullanmak kendinizi kötü hissettirebilir. Derhal doktorunuza veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz. Hastane personelinin hangi ilacı aldığınızı kolayca anlayabilmesi için kalan tabletleri, ambalajı ve bu kullanma talimatını yanınıza alınız.

ACUITEL’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

ACUITEL’i kullanmayı unutursanız:

İlacınızı almayı unutursanız, unuttuğunuz dozu atlayarak bir sonraki dozunuzu her zamanki saatinde alınız.

Unutulan dozları dengelemek için çift doz uygulamayınız.

ACUITEL ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler:

Doktorunuz tedaviyi kesmenizi söylemedikçe ACUITEL’i almayı bırakmayınız. Tedavi sonlandırıldığında herhangi bir etkinin oluştuğuna dair bilgi mevcut değildir, ancak doktorunuzun bilgisi dışında tedaviyi kesmeniz durumunda yüksek tansiyon nedeniyle zarar görebilirsiniz. Doktorunuzu görmeden önce tabletlerinizin bitmesini beklemeyiniz.

Bu ilacın kullanımı konusunda ilave sorularınız varsa, doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi ACUITEL’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın :10 hastanın en az birinde görülebilir .

Yaygın :10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan :100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Seyrek :1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Çok seyrek :10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

Aşağıdakilerden biri olursa ACUITEL’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:

•Bu ilaca şiddetli alerjik (anafilaktik) reaksiyon; nefes alma güçlüğüne sebep olan yüz, dil ve boğazda şişme (anjiyoödem; sıvının birikmesinden kaynaklanan derinin daha derin tabakasının şişmesi),
•Bağırsak duvarının şişmesinden (bağırsaklarda anjiyoödem) dolayı hastalanmanıza neden olan aşırı karın ağrısı,
•Hastalık hissi ile gelen ve sırta yayılabilen şiddetli karın ağrısı (pankreas iltihabı),

6

•Anjina ya da kalp krizi belirtisi olabilecek göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, nefes darlığı, hırıltılı nefes alma ya da nefes almada zorluk ve düzensiz veya hızlı kalp atışı (çarpıntı),
•Olası bir felcin belirtisi olabilecek kollarda, bacaklarda, yüzde güçsüzleşme, konuşma güçlüğü ya da görmede bozukluk,
•Ani şiddetli baş ağrısı, nöbet, koordinasyon ve denge kaybı ( •Deri döküntüsü, sıyrıklar, tahriş, kaşıntı, ürtiker, kabarıklık, , •Kırmızı veya mor deri döküntüsü, deride ağrı, tahriş, deri ve ağızda kabarıklık, ateş ve grip benzeri belirtiler sonrası burun, gözler, üreme organları, yüz ve dilde şişme (Stevens-Johnson Sendromu),
•Birden ayağa kalkınca bayılma hissi. Bu tansiyonunuzun çok düştüğü anlamına gelebilir. ACUITEL ile birlikte başka tansiyon ilacı alıyorsanız, alkol kullandıysanız ya da susuz kaldıysanız veya diyalizdeyseniz bunun olma olasılığı artar. Bayılacak gibi hissettiğinizde, bu duygu geçene kadar uzanınız.

•Özellikle böbrek yetmezliğiniz veya damar hastalığınız varsa, şiddetli boğaz ağrısı ya da ciddi ağız yaraları oluyorsa bu kanınızda yetersiz beyaz kan hücreniz olduğu anlamına gelebilir ve enfeksiyon ya da ateş riskini arttırabilir.

•Göğüs ağrısı, göğüs sıkışması, nefes darlığı, nefes alıp verirken ıslık çalar gibi ses çıkması, nefes alma güçlüğü,
•Ciltte ve göz aklarında sararma (sarılık).

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.

Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin ACUITEL’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:

Yaygın:

•Kan potasyum seviyesinde artış
•Uykusuzluk
•Öksürük, boğaz iltihabı
•Burun tıkanması ve/veya akıntısı (rinit)
•İshal
•Sindirim güçlüğü
•Kendini hastaymış gibi hissetmek veya hasta olmak •Yorgunluk, güçsüzlük, enerji düşüklüğü
•Baş ağrısı
•Sersemlik
•Deride gıdıklanma, iğnelenme ya da yanma hissi •Sırt ağrısı
•Düşük kan basıncı
•Göğüs ağrısı
•Kaslarda ağrı
•Kanda kreatinin ve kan üre artışı
•Bulantı, kusma
•Nefes almada güçlük
•Karın ağrısı

7

•Kandaki sodyum konsantrasyonunda azalma

Yaygın olmayan:

•Depresyon, sinirlilik, kafa karışıklığı
•Vücutta su tutulması
•Kan damarlarının genişlemesi
•Hızlı kalp atışı (taşikardi), çarpıntı, göğüste sıkışma ve baskı hissi, kalp krizi •Uyuşukluk
•Uykuya eğilimli olma
•Geçici ya da aralıklı meydana gelen felç
•Görmenin azalması (gözlük ya da kontak lens kullanımıyla düzelmeyen) •Kulakta çınlama veya ses
•İç kulak problemi kaynaklı baş dönmesi ve sersemlik
•Ağızda veya boğazda kuruluk
•Gaza bağlı mide-bağırsakta şişkinlik, gaz çıkarmak
•Aşırı terleme
•Döküntü, deride kaşıntı
•Erkek cinsel organında sertleşmenin sağlanamaması
•İdrarda protein, idrar yolu enfeksiyonu, böbrek fonksiyonlarında azalma •Sinüslerde iltihap (sinüzit), bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonu
•Ateş
•Ciltte yaygın ödem
•Bacak, ayak, kollar ve ellerde şişlik

Seyrek:

•Tat alma duyusunda bozukluk
•Kabızlık
•Dilde ağrı
•Denge problemleri, bayılma
•Bir çeşit kan hücresi olan eozinofillerde artıştan kaynaklanan akciğerlerde şişme (eozinofilik pnömoni)
•Kurdeşen, aşırı duyarlılık sonucu gelişen döküntüler

Çok seyrek:

•Bulanık görme
•Bağırsak tıkanıklığı, belirtileri mide ağrısı, bulantı, kusma ve barsak krampları olan barsak duvarlarının şişmesi olanintestinal anjiyoödem
•Sedef benzeri döküntü

Bilinmiyor:

•Kırmızı kan hücresi hacminde anormal düşüş
•Morarma veya mor ya da kırmızı renkli döküntü
•Safra kanalında tıkanıklık (sarılık) ya da karaciğerin iltihaplanması nedeniyle karın ağrısı

8

•Yaralanma veya kolay kanama ile sonuçlanabilen beyaz kan hücrelerinde azalma ya da kan pulcuklarında azalma (trombositopeni), kırmızı kan hücrelerinde düşüklük (kansızlık)
•Hemoglobin (kırmızı kan hücresinde bulunan bir çeşit protein) azalması
•Serum bilirubin ( karaciğerin kırmızı kan hücrelerini parçalama işlemi sırasında ortaya çıkan sarımsı bir madde) ve karaciğer enzimlerinde artış
•Kandaki sodyum konsantrasyonlarında azalma
•Saç dökülmesi
•Deride ışığa karşı duyarlılık
•Cilt ve mukoza zarının ilaç ve enfeksiyonlara karşı aşırı şekilde reaksiyon gösterdiği nadir bir hastalık (Stevens-Johnson Sendromu)
•Alerjik (anafilaktik) reaksiyon
•Beyin kan akımının kısa ya da uzun süreli yetersizliği veya beyindeki bir damarın kanaması sonucu ortaya çıkan bozukluk
•Aniden ayağa kalkınca tansiyonun düşmesi
•Bronşların (akciğer alt solunum yollarının) geçici olarak daralması
•Pankreatit (pankreas iltihabı)
•Koyu renkli idrar, mide bulantısı, kusma, kas krampları, kafa karışıklığı ve nöbetler.

Bunlar, UADHS (uygunsuz antidiüretik hormon salınımı) adı verilen bir durumun belirtileri olabilir.

•Sedef hastalığı veya mevcut sedef hastalığının kötüleşmesi (gümüş rengi pullarla kaplı kırmızı lekelerle karakterize edilen cilt hastalığı)

ACUITEL, kanınızda belli değişikliklere neden olabilir. Eğer morarma, çok yorgun hissetme fark ederseniz veya şeker hastası iseniz ve şeker seviyelerinizin arttığını fark ederseniz doktorunuza söyleyiniz. Bu durumda doktorunuz gerekirse kan testleri yaptırmanızı isteyebilir.

Bunlar ACUITEL’in hafif yan etkileridir.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. ACUITEL’in saklanması

ACUITEL’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

9

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra ACUITEL’i kullanmayınız.

Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz ACUITEL’i kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

Ruhsat Sahibi: Pfizer PFE İlaçları A.Ş. Şişli / İstanbul
Üretim yeri: Pfizer İlaçları Ltd. Şti. Muallim Naci Cad. No:55 34347 Ortaköy-İSTANBUL

Bu kullanma talimatı …….. tarihinde onaylanmıştır.

10

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

ACUITEL® 20 mg bölünebilir film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:
Kinapril hidroklorür 21,664 mg (20 mg kinaprile eşdeğer)

Yardımcı maddeler için 6.1’ e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet
Sarı, yuvarlak, bir tarafı çentikli, diğer tarafında “20” baskısı bulunan bölünebilir film kaplı tablet. Tablet, eşit dozlara bölünebilir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Hipertansiyon:
Kinapril hipertansiyon tedavisinde endikedir. Kinapril, hipertansiyon hastalarında monoterapi şeklinde veya diüretikler ile birlikte uygulamada etkilidir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

Konjestif Kalp Yetersizliği:
Kinapril bir diüretik ve/veya kalp glikozidi ile birlikte uygulandığında konjestif kalp yetersizliği tedavisinde etkilidir. Konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılırken hastalar mutlaka yakın tıbbi gözetim altında tutulmalıdır.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Hipertansiyon:
Monoterapi: Kinaprilin diüretik almayan hastalarda tavsiye edilen başlangıç dozu günde bir defa 10 mg’dır. Klinik yanıta göre, dozaj genelde tek bir doz olarak veya iki doza bölünerek de verilebilecek olan 20 mg/gün veya 40 mg/gün’e çıkarılabilir (dozu iki katına çıkararak). Günde tek doz rejimiyle hastaların çoğunda uzun süreli kontrol sağlanmaktadır. Hastaların 80 mg/gün kinapril dozlarına kadar tedavi edildikleri olmuştur. Aç ya da tok karnına alınabilir. Tedavi uyumunun artırılması için ilaç her gün aynı saatlerde alınmalıdır.

Birlikte Kullanılan Diüretikler: Aşırı hipotansiyonun oluşup oluşmayacağını belirlemek için, bir diüretikle tedavi edilen hastalarda kinaprilin başlangıç dozajı 2,5 mg’dır. Daha sonrasında dozaj, optimal yanıt alana dek titre edilmelidir (yukarıda anlatıldığı gibi) (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

1

Konjestif Kalp Yetersizliği:
Kinapril, diüretikler ve/veya kalp glikozidleri ile birlikte konjestif kalp yetersizliği tedavisinde endikedir. Konjestif kalp yetersizliği bulunan hastalarda kinapril tedavisi başlanırken semptomatik hipotansiyon açısından yakından izlemek için tavsiye edilen başlangıç dozu 2,5 mg’dır. Daha sonra, hastalar etkin doza titre edilmelidir; diüretik ve/veya kalp glikozidleri ile birlikte günde 1 veya 2 doz (40 mg/gün’e kadar) verilir. Eş zamanlı olarak başka ilaçlar da kullanan hastalar genellikle 10 mg/gün veya 20 mg/gün doz ile etkin bir şekilde tedavi edilebilirler. Aç ya da tok karnına alınabilir. Tedavi uyumunun artırılması için ilaç her gün aynı saatlerde alınmalıdır.

Şiddetli veya stabil olmayan konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde kinapril her zaman yakın tıbbi gözetim altında hastanede başlatılmalıdır.

Daha yüksek risk altında olduğu düşünülen ve hastanede tedaviye başlatılması gereken diğer hastalar şunlardır: Hipovolemi, hiponatremi (serum sodyum<130 mgEq/L) veya sistolik kan basıncı<90 mmHg olan, yüksek doz loop diüretikleri kullanan (örn. >80 mg furosemid) veya çoklu diüretik tedavisi gören; 70 yaş veya üzerinde ya da serum kreatinin>150 µmol/L olan, yüksek doz vazodilatör tedavisi görenlerdir.

Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Kinetik veriler, kinapril eliminasyonunun renal fonksiyon seviyesine bağlı olduğunu göstermektedir. Kinaprilin tavsiye edilen başlangıç dozu, kreatinin klerensi 40 ml/dak’ın altında olan hastalarda esansiyel hipertansiyonda 2,5 mg olup bu doz daha sonrasında optimal yanıtı alana dek titre edilebilir. (bkz. Bölüm 4.4)

Pediyatrik popülasyon:
Kinaprilin çocuklarda ve 18 yaşın altındaki adolesanlarda kullanımı tavsiye edilmez.

Geriyatrik popülasyon:
Kinaprilin yaşlı hastalarda tavsiye edilen başlangıç dozu, esansiyel hipertansiyonda 2,5 mg olup bu doz daha sonrasında optimal yanıtı alana dek titre edilebilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

Kinapril veya ACUITEL’in herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

Gebeliğin 2. ve 3. trimesterinde kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4. ve 4.6.)
Bir anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü ile yapılan önceki bir tedaviyle bağlantılı olarak gelişen anjiyoödem durumlarında kontrendikedir.

İdiopatik veya herediter anjiyonörotik ödem geçmişi olan hastalarda kontrendikedir.

Dinamik sol ventrikül çıkış yolu darlığı olan hastalarda kullanılmamalıdır.

ADE inhibitörleri ile aliskirenin beraber kullanımı diyabetes mellitus veya böbrek yetmezliği (Glomerüler filtrasyon hızı [GFH]<60 ml/dak / 1,73 m2) olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).

2

Anjiyoödem riskinde artış nedeniyle sakubitril/valsartan ile kombinasyon halinde kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Aort stenozu:
ACUITEL, aort stenozu olan seçilmiş hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Duyarlılık reaksiyonları:
Alerjik ya da bronşiyal astım öyküsü olan veya olmayan hastalarda duyarlılık reaksiyonları (örn. purpura, fotosensitivite, ürtiker, nekrotizan anjitis, pnömoni ve pulmoner ödem dahil respiratuar distres ve anaflaktik reaksiyonlar) oluşabilir.

Yüksek akışlı poliakrilonitril (‘AN69’) membranları kullanılarak hemodiyalize edilen hastaların, ADE inhibitörleri ile tedavi edilmeleri durumunda anafilaktoid reaksiyonları yaşama olasılıkları yüksektir. Bu nedenle, alternatif antihipertansif ilaçlar veya hemodiyaliz için alternatif membranlar kullanılarak bu kombinasyondan kaçınılmalıdır. Dekstran-sülfat ile düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) aferezi sırasında da benzer reaksiyonlar gözlenmiştir. Bu nedenle, bu yöntem ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda kullanılmamalıdır.

Karaciğer Yetmezliği:
Kinapril bir diüretikle birlikte kullanıldığında, sıvı ve elektrolit dengesindeki küçük değişiklikler hepatik komaya yol açabileceğinden karaciğer yetmezliği veya ilerleyici karaciğer hastalığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Kinaprilin, kinaprilata metabolizması normalde hepatik esteraza bağlıdır. Kinaprilin deesterifikasyonunda zayıflama meydana geleceğinden alkolik siroz hastalarında kinaprilat konsantrasyonları azalma gösterir.

ADE inhibitörleri nadiren kolestatik sarılık gibi başlayan ve fulminan hepatik yetmezliğe (bazı vakalarda ölümcül olabilen) dönüşen bir sendromla ilişkilendirilmiştir. ADE inhibitörü ile tedavi görmekte olan hastalarda sarılık veya hepatik enzimlerinin seviyesinde açıkça artış görülmesi durumunda kinapril tedavisinin durdurulması ve hastalara uygun bir medikal takip yapılması gerekmektedir.

Öksürük:
ADE inhibitörlerinin kullanımında öksürük bildirilmiştir. Karakteristik olarak, kuru öksürük gözlenir, süreklidir ve tedavinin kesilmesiyle birlikte geçmektedir. ADE inhibitörünün neden olduğu öksürük, öksürük ayırıcı tanısında düşünülmelidir.

Cerrahi/Anestezi:
Büyük cerrahi geçiren hastalarda veya hipotansiyon üreten ajanlarla anestezi sırasında kinapril, kompansatuar renin salınımına sekonder anjiyotensin II oluşumunu bloke edebilir. Hipotansiyon oluşursa ve bu mekanizmaya bağlı olduğu düşünülürse, hacim genişlemesi ile düzeltilebilir (bkz. bölüm 4.5).

3

Hiperkalemi:
Sadece kinapril ile tedavi gören hastaların serum potasyum seviyeleri yükselebilir. Serum potasyumundaki yükselmelerin daha da artma riski nedeniyle, potasyum tutucu diüretikler ya da serum potasyum seviyelerini yükselttiği bilinen diğer ilaçlarla yapılacak kombinasyon tedavisinin ihtiyatla başlatılması ve hastanın serum potasyum seviyelerinin yakından takip edilmesi tavsiye edilir (aşağıdaki Hipotansiyon başlığına ve bölüm 4.5’e bakınız). Kinapril, tiyazid diüretikleri ile birlikte kullanıldığında, tiyazid diüretiklerinin yol açtığı hipokalemiyi azaltabilir.

Hiponatremi ve Uygunsuz Anti-Diüretik Hormon Sendromu (UADHS):
Kinapril ve diğer ADE inhibitörleri ile tedavi edilen bazı hastalarda Uygunsuz Anti-Diüretik Hormon Sendromu (UADHS) ve ardından hiponatremi gözlenmiştir. Yaşlılarda ve hiponatremi riski taşıyan diğer hastalarda serum sodyum seviyelerinin düzenli olarak izlenmesi önerilir.

Diyabet Hastaları:
ADE inhibitörleri, diyabet hastalarında insülin duyarlılığını artırabilir ve oral antidiyabetik ajanlar veya insülin ile tedavi edilen hastalarda hipoglisemi ile ilişkilendirilmiştir. ADE inhibitörü ile tedavinin ilk ayında glisemik kontrol yakından izlenmelidir (bkz. bölüm 4.5).

Anafilaktoid reaksiyonlar:
Himenoptera zehiri ile desensitizasyon tedavisi sırasında ADE inhibitörleri alan hastalar hayatı tehdit edici boyutta anafilaktik reaksiyonlar geçirmişlerdir. Aynı hastalarda, bu reaksiyonlar her desensitizasyon öncesi ADE inhibitörleri geçici olarak kesildiğinde önlenmiş fakat kazara tekrar kullanım sırasında yeniden ortaya çıkmıştır.

Böbrek Yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, tedavi sırasında böbrek fonksiyonunun izlenmesi uygun görüldüğü şekilde yapılmalıdır, ancak çoğunlukla böbrek fonksiyonu değişmez veya iyileşebilir.

Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe etmenin bir sonucu olarak, duyarlı hastalarda böbrek işlevlerinde değişiklikler meydana gelmesi beklenebilir. Şiddetli kalp yetersizliği olan ve böbrek fonksiyonları renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine bağlı olan hastalarda, kinapril de dahil olmak üzere ADE inhibitörleri ile tedavi oligüri ve/veya ilerleyen azotemi ve nadiren de akut böbrek yetmezliği ve/veya ölüme yol açabilir.

Kinaprilatın yarılanma ömrü kreatinin klerensi azaldıkça uzar. Kreatinin klerensleri <60 mL/dak olan hastalar daha düşük kinapril başlangıç dozuna ihtiyaç duyar (bkz. bölüm 4.2). Bu hastalarda doz terapötik yanıta bağlı olarak titre edilerek artırılmalıdır ve ilk çalışmalar kinaprilin böbrek fonksiyonlarındaki bozulmayı daha da ileri götürdüğüne işaret etmese de renal fonksiyonlar yakından takip edilmelidir.

Unilateral veya bilateral renal arter stenozu olan hastalarda yapılan klinik çalışmalarda, ADE inhibitörü tedavisi sonrası bazı hastalarda kan üre nitrojeninde ve serum kreatininde artışlar gözlenmiştir. Bu artışlar neredeyse her zaman ADE inhibitörü ve/veya diüretik tedavisinin kesilmesiyle geri döndürülebilmiştir. Söz konusu hastalarda renal fonksiyonlar tedavinin ilk birkaç haftası boyunca izlenmelidir.

4

Daha önceden renal vasküler hastalığı olmayan bazı hipertansiyon hastalarında veya kalp yetersizliği olan hastalarda, özellikle kinapril bir diüretik ile birlikte verildiğinde, kan üre nitrojeninde ve serum kreatininde, genelde minör ve geçici olmak üzere, normalin 1,25 katının üzerinde artışlar meydana gelmiştir. Kinapril monoterapisi gören hipertansiyon hastalarının kandaki üre nitrojeninde ve serum kreatininde %2 artış görülürken; kinapril/hidroklorotiyazid tedavisi gören hipertansiyon hastalarının kan üre nitrojeninde %4, serum kreatininde ise %3 artış görülmüştür. Önceden böbrek yetmezliği olan hastalarda bu durumun gerçekleşme olasılığı daha fazladır. Doz azaltımı ve/veya diüretiğin ve/veya kinaprilin kesilmesi gerekebilir.

Renin anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:
ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonlarında azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) riskinin arttığı yönünde kanıtlar bulunmaktadır. RAAS’ın dual blokajına yol açtığından ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (bkz. bölüm 4.5 ve 5.1).

Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.

Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.

Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda yeterli deneyim yoktur (kreatinin klerensi <10 mL/dak). Bu nedenle, bu hastalarda tedavi önerilmemektedir.

Anjiyoödem:
ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda anjiyoödem bildirilmiştir. Laringeal stridor veya yüz, dil veya glottiste anjiyoödem görüldüğü takdirde, kinapril tedavisi derhal kesilmelidir. Hasta, kabul görmüş tıbbi bakım yöntemlerine uygun şekilde tedavi edilmeli ve şişme yok olana dek sıkı gözetim altında tutulmalıdır. Şişmenin yüz ve dudaklarla sınırlı kaldığı durumlarda vaka genel olarak tedaviye gerek kalmadan düzelmektedir; semptomların iyileştirilmesinde antihistaminikler yararlı olabilmektedir. Laringeal tutulum ile ilişkili anjioödem ölümcül olabilir. Hava yolu tıkanıklığına neden olabilecek dil, glottis veya gırtlak tutulumu varsa, uygun tedavi, ör., deri altı adrenalin çözeltisi 1:1000 (0.3 ila 0.5 mL) derhal uygulanmalıdır.

ADE inhibitörü tedavisi ile bağlantılı olmayan anjiyoödem öyküsü olan hastaların anjiyoödem riskleri bir ADE inhibitörü alırken artabilir (bkz. bölüm 4.3).

Kinapril ile sakubitril/valsartan kombinasyonu, artan anjiyoödem riski nedeniyle kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3). Sakubitril / valsartan, son kinapril tedavisi dozunu aldıktan 36 saat sonrasına kadar başlatılmamalıdır. Sakubitril / valsartan tedavisi durdurulursa, son sakubitril / valsartan dozundan 36 saat sonrasına kadar kinapril tedavisine başlanmamalıdır (bkz. bölüm 4.3 ve 4.5). Diğer NEP inhibitörlerinin (örn. racecadotril) ve ADE inhibitörlerinin birlikte kullanımı da anjioödem riskini artırabilir (bkz. bölüm 4.5). Bu nedenle, kinapril kullanan hastalarda NEP inhibitörleri (ör. racecadotril) ile tedaviye başlamadan önce dikkatli bir fayda-risk değerlendirmesi yapılması gerekir.

Kinapril ile birlikte mTOR inhibitörü (örn. temsirolimus) veya DPP-IV inhibitörü (örn. vildagliptin) tedavisi alan hastalar anjiyoödem için artmış risk altında olabilirler. ADE inhibitörü kullanan bir hastada mTOR inhibitörü veya bir DPP-IV inhibitörüne başlarken dikkatli olunmalıdır.

5

Etnik farklılıklar:
ADE inhibitörü tedavisi alan siyah ırktan olan hastaların, siyah ırktan olmayan hastalara oranla daha yüksek bir anjiyoödem görülme sıklığına sahip oldukları bildirilmiştir. Ayrıca kontrollü klinik çalışmalarda, ADE inhibitörlerinin kan basıncı üzerindeki etkisinin siyah ırktan olan hastalarda, siyah ırktan olmayan hastalara oranla daha az olduğu da unutulmamalıdır.

İntestinal Anjiyoödem:
İntestinal anjiyoödem ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir. Bu hastalarda abdominal ağrı, bulantı veya kusma ile birlikte veya bulantı veya kusma olmaksızın görülebilir. Bazı olguların geçmişinde fasiyal anjiyoödem öyküsü bulunmayabilir ve C – 1 esteraz düzeyleri normaldir. Anjiyoödem tanısı, bilgisayarlı tomografi (BT görüntüleme) ve ultrason gibi tetkik yöntemleri ile veya cerrahi müdahale sırasında konulmuştur ve semptomlar ADE inhibitörü tedavisinin kesilmesi ile geçmiştir. Karın ağrısı olan ve ADE inhibitörü kullanan hastaların ayırıcı tanısına intestinal anjiyoödem de dahil edilmelidir.

Hipotansiyon:
Semptomatik hipotansiyon, kinapril ile tedavi edilen komplike olmayan hipertansif hastalarda nadiren görülmekle birlikte hipotansiyon, özellikle tuz kısıtlayıcı diyet uygulayan ve daha önce diüretiklerle tedavi edilmiş tuz/hacim kaybı olan veya diyaliz uygulanan, diyare, kusma ya da şiddetli renin bağımlı hipertansiyonu olan hastalarda ADE inhibitörü tedavisinin olası bir sonucu olabilir. Semptomatik hipotansiyon meydana geldiği takdirde, hasta sırt üstü yatırılmalı ve gerekirse, intravenöz yoldan serum fizyolojik verilmelidir. Geçici bir hipotansif yanıt ileride verilecek dozlar için herhangi bir kontrendikasyon teşkil etmemektedir; ancak bu olay gerçekleştiği takdirde kinapril veya birlikte alınan herhangi bir diüretik tedavisinin dozunun azaltılması düşünülmelidir.

Aşırı hipotansiyon riski olan konjestif kalp yetersizliği bulunan hastalarda kinapril tedavisi yakın tıbbi gözetim altında tavsiye edilen dozda başlatılmalıdır; bu hastalar tedavinin ilk iki haftası boyunca ve kinapril dozu artırıldığında izlenmelidir.

Benzer hususlar, kan basıncındaki aşırı düşüşün miyokard enfarktüsü veya serebrovasküler kazaya neden olabileceği iskemik kalp veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar için de geçerlidir.

Nötropeni/Agranülositoz:
ADE inhibitörleri komplike olmayan hipertansiyon hastalarında nadiren agranülositoz veya kemik iliği depresyonu ile ilişkilendirilmiştir, ancak böbrek yetmezliği olan hastalarda, özellikle de kollajen vasküler hastalığı varsa, daha sık görülür. Diğer ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, kollajen vasküler hastalığı ve/veya böbrek hastalığı olan hastalarda beyaz kan hücresi sayımlarının izlenmesi düşünülmelidir.

Gebelik:
ADE inhibitörleri hamilelik sırasında başlatılmamalıdır. ADE inhibitörü tedavisinin devam etmesi gerekli görülmedikçe, gebeliği planlayan hastalar, gebelikte kullanım için belirlenmiş bir güvenlik profiline sahip alternatif antihipertansif tedavilere yönlendirilmelidir. Gebelik tanısı konulduğunda, ADE inhibitörleri ile tedavi derhal durdurulmalı ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır (bkz. bölüm 4.3 ve 4.6).

6

Yardımcı Maddeler:
ACUITEL laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Tetrasiklin ve magnezyumla etkileşen diğer ilaçlar:
Formülasyonda magnezyum karbonat bulunması nedeniyle, ACUITEL’in sağlıklı gönüllülerde eş zamanlı uygulamada tetrasiklin emilimini %28-37 oranında azalttığı gösterilmiştir. Kinapril ve tetrasiklin birlikte reçete edildiğinde bu etkileşim göz önünde bulundurulmalıdır. Tetrasiklin ile birlikte kullanılması önerilmemektedir.

Birlikte diüretik tedavisi:
Düretiklerle tedavi edilen hastalar, özellikle de diüretik tedavisine yakın zamanda başlamış olan hastalar, kinapril ile tedaviye başlandıktan sonra kan basıncında zaman zaman aşırı bir düşme yaşayabilirler. Bu hipotansif etki, tedavinin başlamasından birkaç gün önce diüretiğin kesilmesi veya ACUITEL’in ilk dozundan önce tuz alımının arttırılmasıyla etkili bir şekilde en aza indirilebilir. Diüretiğin kesilmesi mümkün değilse, ACUITEL’in başlangıç dozu azaltılmalı ve başlangıç dozunun uygulanmasından sonra iki saate kadar tıbbi gözetim sağlanmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve 4.2).

Serum potasyumunu artıran ajanlar:
Kinapril, aldosteron seviyelerini düşürebilen bir ADE inhibitörüdür ve bu da serum potasyumunda yükselmeye neden olabilir. Potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri, potasyum tuzları veya serum potasyum seviyelerini yükselttiği bilinen diğer ilaçlarla birlikte tedavisi uygulanırken dikkatli olunmalı ve serum potasyumu uygun şekilde izlenmelidir (bkz. bölüm 4.4). Diğer ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, sadece kinapril kullanan hastalarda serum potasyum seviyeleri artmış olabilir. Kinapril tiyazid diüretikleriyle birlikle kullanıldığında, bu ilaç grubunun ortaya çıkardığı hipokalemiyi azaltabilir. Yaşlı veya renal fonksiyonu bozuk olan hastalarda, bir ADE inhibitörü ile beraber sulfametoksazol/trimetoprim kullanımı, trimetoprimin yol açtığı düşünülen şiddetli hiperkalemi ile ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle, kinapril ve trimetoprim içeren ilaçların birlikte kullanımında dikkatli olunması ve serum potasyumunun yeterli takibinin yapılması gerekir.

Cerrahi /Anestezi:
Her ne kadar kinapril ile hipotansiyon yapan anestezik ajanlar arasında etkileşim olduğuna dair bir bilgi olmasa da, ADE inhibitörleri kompansatuvar renin salgılanmasından sonraki anjiyotensin II oluşumunu bloke ettikleri için hastalara büyük cerrahi operasyon veya anestezi uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Bu durum, hacim artışı ile düzeltilebilecek olan hipotansiyona yol açabilir (bkz. bölüm 4.4).

Lityum:
Lityum ve ADE inhibitör tedavisini birlikte alan hastalarda, bu ajanların sodyum kaybetme etkisi nedeniyle serum lityum seviyelerinde artış ve lityum toksisitesi semptomları bildirilmiştir. Bu ilaçlar birlikte alınırken dikkatli olunmalıdır ve ayrıca serum lityum seviyelerinin sık sık kontrol edilmesi önerilir. Aynı zamanda bir diüretik de kullanılıyorsa, bu da lityum toksisitesi riskini artırabilir.

7

Selektif siklooksijenaz-2 (COX-2) inhibitörleri dahil Non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ):
Yaşlı, hacim açığı olan (diüretik tedavisi alanlar dahil) veya böbrek fonksiyonu azalmış bireylerde, seçici COX-2 inhibitörleri de dahil olmak üzere non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçların (NSAİİ’ler) kinapril dahil olmak üzere ADE inhibitörleriyle birlikte kullanılması olası akut böbrek yetmezliği de dahil olmak üzere böbrek fonksiyonunun bozulmasına neden olabilir. Bu etkiler çoğunlukla geri dönebilir. Kinapril ve NSAİİ birlikte kullanılan hastaların böbrek fonksiyonları düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Kinapril de dahil olmak üzere, ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisi NSAİİ ile azaltılabilir.

Anjiyoödeme neden olduğu bilinen diğer ilaçlar:
Kinapril ile birlikte mTOR inhibitörü (örn. temsirolimus) veya DPP-IV inhibitörü (örn. vildagliptin) tedavisi alan hastalar anjiyoödem için artmış risk altında olabilirler. ADE inhibitörü kullanan bir hastada mTOR inhibitörü veya bir DPP-IV inhibitörüne başlarken dikkatli olunmalıdır.

NEP İnhibitörleri
Neprilizin (NEP) ve ADE’nin birlikte inhibisyonu anjiyoödem riskini artırabileceğinden, kinaprilin sakubitril/valsartan ile birlikte kullanımı kontrendikedir. Sakubitril / valsartan, son kinapril tedavisi dozunu aldıktan 36 saat sonrasına kadar başlatılmamalıdır. Kinapril tedavisine son sakubitril/valsartan dozundan 36 saat sonrasına kadar başlanmamalıdır (bkz. bölüm 4.3 ve 4.4). Diğer NEP inhibitörlerinin (örn. racecadotril) ve kinaprilin birlikte kullanımı da anjiyoödem riskini artırabilir (bkz. bölüm 4.4).

Altın:
Altın enjeksiyonu (örn. Sodyum orotiyomalat) tedavisi alan hastalarda birlikte ADE inhibitör tedavisi uygulandığında; seyrek olarak nitroid reaksiyonlar (semptomlar yüzde al basması, bulantı, kusma ve ve hipotansiyonu içerir) rapor edilmiştir.

Allopurinol, sitostatik ve immunosupresan ilaçlar, sistemik kortikosteroidler veya prokainamid:
ADE inhibitörleriyle birlikte kullanımları lökopeni riskini artırabilir.

Alkol, barbitüratlar ve narkotikler:
Ortostatik hipotansiyon riski ortaya çıkabilir.

Diğer antihipertansif ajanlar:
Additif bir etki veya karşılıklı etki artırma olabilir.

Diğer Ajanlar:
Atorvastatinin birden fazla 10 mg’lık dozlarının 80 mg kinapril ile birlikte verilmesi atorvastatinin kararlı durum farmakokinetik parametrelerinde önemli bir değişikliğe yol açmamıştır.

Antiasitler:
Kinaprilin biyoyararlanımını azaltabilirler.

8

Antidiyabetik ilaçlar (oral hipoglisemik ajanlar ve insülin):
ADE inhibitörleri, diyabet hastalarında insülin hassasiyetini arttırabilir ve oral antidiyabetik ajanlar ve insülin ile tedavi edilen hastalarda hipoglisemi ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle bir ADE inhibitörüyle tedavinin ilk ayında glisemik kontrol sıkı takip edilmelidir (bkz. bölüm 4.4).

Renin anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS etkili ajanın kullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (bkz. bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).

Aliskiren:
Diyabet hastalarında veya böbrek yetmezliği olan hastalarda (GFH < 60 ml/dak / 1.73 m2), kinapril ile birlikte aliskiren uygulamayın.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:

Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri konusunda pediyatrik hastalar için spesifik olarak veri mevcut değildir Pediyatrik hastalarda kullanımı tavsiye edilmez. (Bkz. Bölüm 4.2’ ye bakınız).

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:
Gebelik Kategorisi: D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon): Kinapril kullanan çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar doğum kontrolü uygulamalıdır. Bir kadın kinapril alırken gebe kaldığı takdirde ilacın kullanımına son verilmelidir.

Gebelik dönemi:
ADE inhibitörlerinin, gebeliğin ilk üç ayında kullanımı önerilmemektedir. (Bkz. Bölüm 4.4) ADE inhibitörlerinin, gebeliğin 2. ve 3. trimesterinde kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

Gebeliğin ilk trimesterinde ADE inhibitörlerine maruziyet sonrasında teratojenisite riskine ilişkin epidemiyolojik kanıtlar kesin olmamakla birlikte, riskte küçük bir artış göz ardı edilemez. ADE inhibitörü ile tedavinin devamı gerekli görülmedikçe, gebelik planlayan hastalarda gebelikte kullanımı kanıtlanmış güvenlik profiline sahip alternatif antihipertansif tedavilere geçilmelidir. Gebelik tanısı konulduğunda ADE inhibitörleriyle tedavi derhal durdurulmalı ve uygunsa alternatif tedavi başlatılmalıdır.

İkinci ve üçüncü trimesterler sırasında ADE inhibitörlerine olan maruziyetin, insanda fetotoksisite (böbrek fonksiyonunda azalma, oligohidramnioz, yenidoğanda kafatası osifikasyon retardasyonu ve/veya ölüm) ve neonatal toksisiteyi (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) indüklediği bilinmektedir (bkz. Bölüm 5.3). Gebeliğin ikinci üç aylık döneminden itibaren ADE inhibitörüne maruz kalınması durumunda böbrek fonksiyonu ve kafatasının ultrasonla muayenesi önerilir. Oligohidramniyoz ile birlikte uzuvlarda

9

kontraktürler, kraniyofasiyal deformiteler, hipoplastik akciğer gelişimi ve intrauterin büyüme geriliği bildirilmiştir.

Anneleri ADE inhibitörleri almış bebekler, hipotansiyon, oligüri ve hiperkalemi açısından yakından izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4). Oligüri meydana geldiği takdirde, kan basıncı ve renal perfüzyona dikkat edilmelidir.

Laktasyon dönemi:

Sınırlı farmakokinetik veriler anne sütünde çok düşük konsantrasyonlarda bulunduğunu göstermektedir (bkz. Bölüm 5.2). Bu konsantrasyonlar klinik açıdan uygun görünmemesine rağmen, kardiyovasküler ve böbrek üzerinde olası riskleri ve yeterli klinik veri olmaması nedeniyle erken doğmuş bebeklerde ve doğumdan sonraki ilk birkaç haftada ACUITEL’in emzirme sırasında kullanılması önerilmez.

Daha büyümüş bebeklerde ise emziren annede ACUITEL kullanımı, anne için bu tedavi gerekiyorsa ve çocukta herhangi bir yan etki gözlemlenmiyorsa düşünülebilir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Kinaprilin araç ve makine kullanımı üzerinde etkilerine dair bir çalışma yoktur. Araç veya makine kullanırken, bazen sersemlik veya yorgunluk yapabileceği dikkate alınmalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

Kinapril ile tedavi sırasında belirtilen sıklıklarla aşağıdaki yan etkiler gözlemlenmiştir ve bildirilmiştir. Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek(≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Klinik çalışmalarda en sık görülen yan etkiler baş ağrısı (%7,2), sersemlik (%5,5), öksürük (%3,9), yorgunluk (%3,5), rinit (%3,2), bulantı ve/veya kusma (%2,8) ve miyalji (%2,2) olmuştur.

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar:
Yaygın : Farenjit, rinit
Yaygın olmayan : Bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, sinüzit

Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor : Nötropeni, agranülositoz, hemolitik anemi, trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor : Anafilaktik reaksiyon

Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor : Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu (UADHSS)

Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın : Hiperkalemi, hiponatremi (bkz. bölüm 4.4)

Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın : İnsomnia

10

Yaygın olmayan : Depresyon, sinirlilik, konfüzyon

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın : Baş ağrısı, sersemlik, parestezi

Yaygın olmayan : Somnolans, geçici iskemik ataklar

Seyrek : Denge bozukluğu, senkop

Bilinmiyor : Serebrovasküler olay/serebral hemoraji

Göz hastalıkları

Yaygın olmayan : Göz tembelliği

Çok seyrek : Görmede bulanıklık

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan : Kulak çınlaması, vertigo

Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan : Anjina pektoris, çarpıntılar, taşikardi, miyokard enfarktüsü

Vasküler hastalıklar

Yaygın : Hipotansiyon

Yaygın olmayan : Vazodilatasyon

Bilinmiyor : Ortostatik hipotansiyon

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın : Öksürük, dispne

Yaygın olmayan : Boğazda kuruluk

Seyrek : Eozinofilik pnömoni

Bilinmiyor : Bronkospazm

Bireysel vakalarda üst solunum yollarını tutan anjiyonörotik ödem ölümcül olabilen havayolu

obstrüksiyonuna yol açmıştır.

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın : Kusma, diyare, dispepsi, abdominal ağrı, bulantı

Yaygın olmayan : Gaza bağlı mide-bağırsakta şişkinlik, ağız kuruluğu

Seyrek : Tat almada değişiklik, kabızlık, dil iltihabı

Çok seyrek : Ileus, ince bağırsak anjiyoödemi

Bilinmiyor : Pankreatit*

Hepato-bilier hastalıklar

Bilinmiyor : Kolestatik sarılık, hepatit

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan : Terleme artışı, pruritus, anjiyoödem, döküntü

Seyrek : Ürtiker, eritema multiforma, pemfigus

Çok seyrek : Psoriyazis benzeri döküntü

Bilinmiyor : Stevens-Johnson Sendromu, eksfoliyatif dermatit, alopesi, toksik epidermal

nekroliz, fotosensitivite reaksiyonu, sedef hastalığı, ağırlaşmış sedef hastalığı

Deride değişiklikler; ateş, kas ve eklem ağrısı (miyalji, artralji, artrit), vasküler enflamasyon

(vaskülit), seröz dokuların iltihabı ve laboratuar değerlerinde belli değişiklikler (eozinofili,

lökositoz ve/veya artmış antinükleer antikor (ANA) titreleri, artmış eritrosit sedimentasyon

hızı (ESR)) ile bağlantılı olabilir.

11

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları Yaygın : Miyalji, sırt ağrısı

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan : Renal bozukluk, proteinüri

Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan : Erektil disfonksiyon

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Yaygın : Yorgunluk, göğüs ağrısı, asteni
Yaygın olmayan : Ödem (periferal ve genel), ateş

Araştırmalar:
Yaygın : Serum kreatinin seviyesinde artma, kanda üre artışı**
Bilinmiyor :Hemoglobin azalması, hematokrit azalması, serum bilirubin ve karaciğer enzimlerinde artış, hematokrit ve Beyaz Kan Hücresi’nde azalma görülmüştür. Konjenital G-6-PDH eksikliği olan hastalarda münferit hemolitik anemi vakaları rapor edilmiştir.

*ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda pankreatit raporlanmıştır; bazı durumlarda ölümcül olduğu kanıtlanmıştır.

** Bu artışlar; kinapril ile birlikte diüretik tedavisi alan hastalarda, kinapril monoterapisi alan hastalara göre daha fazla meydana gelebilir. Gözlenen bu artışlar, devam eden tedavi süresince genellikle normale döner.

Diğer ADE inhibitörleri ile vaskülit ve jinekomasti raporlanmıştır ve bu istenmeyen etkilerin grup-spesifik olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Diğer ADE inhibitörleriyle tedavi uygulanan bazı hastalarda UADHS ve bunu izleyen hiponatremi gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Kinaprilin fare ve sıçanlardaki oral LD50’si 1440 mg/kg ile 4280 mg/kg arasında değişmektedir.

Kinapril ile meydana gelen doz aşımının tedavisi hakkında herhangi bir spesifik bilgi mevcut değildir. En olası klinik belirtiler, normalde intravenöz hacim artışı ile tedavi edilebilecek şiddetli hipotansiyon nedenli semptomlardır.

Hemodiyalizin ve peritonal diyalizin kinapril ve kinaprilatın yok edilmesi üzerindeki etkisi küçüktür.

Tedavi, semptomatik ve destekleyicidir.

12

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörleri, plain ATC kodu: C09A A06

Etki Mekanizması:

Kinapril çabuk şekilde deesterifikasyona uğrayarak, güçlü bir ADE inhibitörü olan kinaprilata (kinapril diasit, ana metabolit) dönüşür.

ADE, anjiyotensin I’in, adrenal korteks tarafından aldosteron salgılanmasını uyarmak da dahil olmak üzere birçok değişik mekanizmalar aracılığıyla vasküler kontrolde görev yapan vazokonstriktör anjiyotensin II’ye dönüştürülmesini katalize eden bir peptidil dipeptidazdır. Kinaprilin insanlar ve hayvanlardaki etki mekanizması, dolaşımdaki ve dokulardaki ADE aktivitesini inhibe etmek ve böylelikle de vazopresör aktivitesini ve aldosteron salınımını azaltmaktır.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, kinaprilin antihipertansif etkisi dolaşımdaki ADE üzerindeki etkisinden daha uzun sürerken, dokudaki ADE inhibisyonu antihipertansif etkilerin süresi ile daha yakın bir ilişkiye sahiptir. Hafif ila orta şiddette hipertansiyonu olan hastalara uygulanan 10 ila 40 mg kinapril, nabız üzerinde minimal etkiyle birlikte oturur vaziyette ve ayaktaki kan basıncında azalmaya yol açar. Antihipertansif etki bir saat içinde başlar ve pik etkiler genelde dozun alınmasından sonraki iki ila dört saat içinde elde edilir. Kan basıncını maksimum düzeyde düşürücü etkilerin elde edilmesi bazı hastalarda tedavinin ikinci haftasını bulur. Önerilen dozlarda, antihipertansif etkiler hastaların çoğunda 24 saatlik doz aralığı boyunca korunur ve uzun süreli tedavi sırasında sürdürülür.

Hipertansiyonu veya yüksek-normal kan basıncı olan 112 çocukta ve adölesanda, kinaprilin 2,5 mg, 5 mg, 10 mg ve 20 mg’lık hedef dozları uygulanan 8 haftalık randomize klinik çalışmada (2 hafta çift kör ve 6 hafta uzatma), iki hafta sonunda diyastolik kan basıncını düşürme birincil hedefine ulaşılamamıştır. Etkililiğin ikincil hedefi olan sistolik kan basıncı için ise, ikinci haftada sadece; günde bir kez (QD) 20 mg kinapril uygulanan ve plasebo tedavisi alan gruplar arasındaki anlamlı farklılıkları olan tedaviler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir lineer doz cevabı görülmüştür.

Kinaprilin büyüme, puberte ve genel olarak gelişim üzerindeki uzun vadeli etkileri araştırılmamıştır.

İki büyük randomize kontrollü çalışma (ONTARGET (Ongoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The Veterans Affairs Nephropathy in Diabetes)) bir ADE inhibitörünün bir anjiyotensin II reseptör blokörüyle kombine kullanımını incelemiştir.

ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da kanıtlanmış son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitus hastalarında yürütülmüştür. VA NEPRON-D çalışması, tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan ve diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda yürütülmüştür.

13

Bu çalışmalar, renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veya hipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkate alındığında, bu sonuçlar diğer ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri için de anlamlıdır.

Bu nedenle ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri diyabetik nefropati bulunan hastalarda birlikte kullanılmamalıdır.

ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması, kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisi bulunan tip 2 diyabetes mellitus hastalarında standart bir ADE inhibitörü ya da bir anjiyotensin II reseptörü blokörü tedavisine aliskirenin eklenmesinin yararını test etmek için tasarlanan bir çalışma olmuştur. Advers sonuç riskinde artış olması nedeniyle çalışma erken sonlandırılmıştır. Aliskiren grubunda, plasebo grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inme vakalarının her ikisi de sayısal olarak daha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi advers olaylar (hiperkalemi, hipotansiyon ve renal disfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubuna göre daha sık bildirilmiştir.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:
Oral uygulama sonrası kinapril tepe plazma konsantrasyonları 1 saat içinde gözlenir. Absorpsiyon oranı yaklaşık %60’tır ve besinlerden etkilenmez. Kinapril, yaklaşık 1 saatlik yarılanma ömrüne sahiptir. Tepe plazma kinaprilat konsantrasyonları oral kinapril dozu sonrası yaklaşık iki saat sonra gözlenir.

Dağılım:
Sıçanlar üzerinde yapılan çalışmalar kinaprilin ve metabolitlerinin kan-beyin bariyerini geçmediğini göstermektedir.

Biyotransformasyon:
Absorpsiyonun ardından kinapril, ana aktif metaboliti olan kinaprilat ve küçük aktif olmayan metabolitlerine deesterlenir.

Eliminasyon:
Kinaprilat primer olarak renal yolla atılır ve 3 saatlik etkin akümülasyon yarı ömrüne sahiptir.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Kinapril ve kinaprilatın farmakokinetiği, 5-80 mg tek doz ve 40-160 mg’lık çoklu doz aralığında lineerdir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği ve kreatin klerensi <40 mL/dk olan hastalarda, tepe ve vadi kinaprilat konsantrasyonları, tepe konsantrasyonuna kadar geçen süre artar, yarılanma ömrü artar ve kararlı duruma geçme süresi gecikebilir. Kinaprilatın eliminasyonu yaşlı hastalarda da (≥65 yaş) azalmaktadır ve yaşlı hastalarda genellikle gözlenen böbrek bozukluklarıyla doğrudan bir ilişki kurmaktadır (bkz. Bölüm 4.2).

14

Karaciğer yetmezliği:
Kinaprilin deesterifikasyonunda zayıflama meydana geleceğinden alkolik siroz hastalarında kinaprilat konsantrasyonları azalma gösterir.

Laktasyon döneminde:
Altı emziren kadında oral, tek, 20 mg kinapril dozundan sonra, kinapril için M/P (süt/plazma oranı) 0,12 olmuştur. Dozdan 4 saat sonra sütte kinapril tespit edilmemiştir. Kinaprilat süt seviyeleri tüm zaman noktalarında saptanamamıştır (<5 µg/L). Emzirilen bir bebeğin, annenin kullandığı ağırlık ayarlı kinapril dozunun yaklaşık %1,6’sını alacağı tahmin edilmektedir.

Kinapril farmakokinetiği, tek doz çalışmasında (0,2 mg/kg) 2,5 ay-6,8 yaş arası 24 çocukta ve 5-16 yaş arası, ortalama 66-98 kg ağırlığında 38 çocukta çoklu doz çalışmasında (0,016-0,468 mg/kg) çalışılmıştır.

Yetişkinlerde olduğu gibi, kinapril hızla kinaprilata dönüştürülmüştür. Kinaprilat konsantrasyonları genellikle dozdan 1-2 saat sonra tepe seviyeye ulaşmıştır ve ortalama 2,3 saatlik yarı ömürle düşmüştür. Bebeklerde ve küçük çocuklarda maruz kalma, tek 0,2 mg/kg dozun ardından, yetişkinlerde tek 10 mg dozdan sonra gözlemlenenlerle benzerdir. Okul çağındaki ve ergenlerdeki çoklu doz çalışmasında, kinaprilatın EAA ve Cmaks değerlerinin, mg/kg bazında artan kinapril dozu ile doğrusal olarak arttığı gözlenmiştir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Klinik öncesi araştırma sonuçları, reçete yazarken daha fazla dikkat edilmesi gereken bir şey eklememektedir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Magnezyum karbonat (E504i)
Jelatin (sığır kaynaklı)
Laktoz (sığır kaynaklı)
Krospovidon
Magnezyum stearat (E572)
Opadry Yellow Y-5-6330G
Hidroksipropil metil selüloz
Hidroksipropil selüloz
Titanyum dioksit (E171)
Polietilen glikol
Sarı demir oksit (E172iii)
Kırmızı demir oksit (E172ii)
Kandelila mumu

6.2. Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3. Raf ömrü

24 ay

15

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Alüminyum/alüminyum blister.

20 tabletlik ambalajlar.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ
Pfizer PFE İlaçları A.Ş.

Esentepe Mah. Büyükdere Cad.

Levent 199 Blok No: 199 İç Kapı No: 106
Şişli / İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
181/76
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 17.02.1997
Ruhsat yenileme tarihi: 15.10.2009
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİH

16


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın