P

POLIPARIN 25000 IU/5 ML IV/SC ENJEKSIYON VE INFUZYON ICIN COZELTI ICEREN 1 FLAKON

Temel Etkin Maddesi:

heparin

Üreten İlaç Firması:

POLİFARMA İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

heparin

Üreten İlaç Firması:

POLİFARMA İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8699606774655

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

328,67 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8699606774655

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

328,67 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – B – KAN VE KAN YAPICI ORGANLAR, B01 ANTİTROMBOTİKLER, B01A ANTİTROMBOTİKLER, B01AB Heparin, B01AB01, heparin

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – B – KAN VE KAN YAPICI ORGANLAR, B01 ANTİTROMBOTİKLER, B01A ANTİTROMBOTİKLER, B01AB Heparin, B01AB01, heparin

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

POLİPARİN® 25 000 IU/5 mL I.V. /S.C. enjeksiyon ve infüzyon için çözelti içeren flakon Damar içine veya deri altına uygulanır.

Steril

Etkin madde: Her bir flakon 25.000 IU heparin sodyum içerir. Her bir mL çözelti 5.000 IU heparin sodyum içerir. (Heparin sodyum, domuz bağırsağı mukozasından elde edilmektedir.)

Yardımcı madde(ler): Sodyum klorür, benzil alkol, enjeksiyonluk su ve asidite seviyesini normal tutmak için sodyum hidroksit (pH ayarı için) veya hidroklorik asit (pH ayarı için).

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz
Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1. POLİPARİN nedir ve ne için kullanılır?

2. POLİPARİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. POLİPARİN nasıl kullanılır?

4. Olası yan etkiler nelerdir?

5. POLİPARİN’in saklanması

Başlıkları yer almaktadır

1. POLİPARİN nedir ve ne için kullanılır?

POLİPARİN, heparin sodyum olarak adlandırılan antikoagülan (pıhtılaşmayı önleyici) ilaçlar grubuna dahildir.

POLİPARİN, flakon içerisinde 5 mL renksiz, berrak çözelti halinde 25.000 IU heparin sodyum içerir. Kutu içinde 1 adet flakon bulunur (Heparin sodyum domuz bağırsağı mukozasından elde edilmektedir).

POLİPARİN, standart heparindir.

Heparin, kanınızın pıhtılaşmasını önler. Kan akışınızın sorunsuz devam etmesini sağlar.

POLİPARİN aşağıdaki durumlarda kullanılmaktadır:
•Damarlarınızdaki (arterler ve venlerdeki) zararlı kan pıhtılarının daha da gelişmesini önlemek için (tedavi amaçlı)

•Damarlarınızdaki (arterler ve venlerdeki) zararlı kan pıhtılarının oluşmasının durdurulmasına yardımcı olmak için (önleyici amaçla)
•Hemodiyalizde ve kalp ameliyatlarında
•Kalp krizi veya kalp krizi tehlikesi varsa
•Çeşitli kan pıhtılaşma bozukluklarında.

Vücudunuzda kan pıhtıları, bacakta (derin ven trombozu, DVT), akciğere kan taşıyan damarlarda (pulmoner emboli) meydana gelebilir. Kilonuz fazlaysa, hamileyseniz, bazı kan hastalıklarınız varsa, daha önce pulmoner emboli veya DVT geçirdiyseniz kalp krizi, felç durumu veya uzun süreli hareketsizlik pıhtı riskini artırır.

2. POLİPARİN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Eğer epidural veya spinal anestezi altında iseniz;
Herhangi bir anestezik almadan önce, heparin kullandığınızı; hamile iseniz hamile olduğunuzu doktorunuza söylemeniz gerekir.

Planlanan bir ameliyat durumunda size narkoz veren kişiyi (diş doktorunuz da dahil), POLİPARİN aldığınız konusunda bilgilendirin.

Anestezi aldıktan sonra ilgili sağlık personeli düzenli kontrollerinizi yapacaktır.

Omurganız etrafında herhangi bir morluk veya kanamanın olup olmadığı kontrol edilecektir. Bunların olması geri dönüşümü olmayan felce neden olabilir. Bu, bacaklarınızda veya vücudunuzda titreme (ürperti), halsizlik veya uyuşukluk, sırt ağrısı veya tuvalete çıkma sorunları şeklinde ortaya çıkabilir. Ancak bu durum, çok nadir görülür.

Anesteziden sonra doktorunuz size ne zaman ilaç alabileceğinizi söyleyecektir.

POLİPARİN’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•Bu ilaçta bulunan etkin maddeye (heparin sodyum) veya yardımcı maddelerden herhangi birine (benzil alkol) karşı alerjiniz varsa
•Yüksek miktarda alkol aldıysanız
•Kolay kanama veya morarma yaşıyorsanız
•Önceki heparin tedavisinden kaynaklanan ciddi cilt sorunları yaşadıysanız
•Verem (tüberküloz) hastası iseniz
•Şimdi veya daha önceden kanınızdaki pıhtılaşma hücrelerinde (trombositler) heparinin herhangi bir tipinden kaynaklanan büyük bir düşüş olduysa (heparin tarafından uyarılan trombositopeni (HIT) olarak adlandırılan reaksiyon)
•Hemofili gibi ciddi kanamaya sebebiyet verdiği bilinen bir kan hastalığınız varsa
•Çok yüksek tansiyonunuz varsa
•Ciddi karaciğer sorunlarınız varsa
•Mide ülseriniz varsa
•Bilinen endokardit (kalbin iç yüzeyini örten tabakanın ve kalp kapaklarının iltihaplanması) hastalığınız varsa
•Daha önce beyin kanaması geçirdiyseniz
•Omurga, kafa, gözler veya kulaklarınızda bir yaralanma varsa

•Omurga, kafa, gözler veya kulaklarınızla ilgili bir operasyon geçirdiyseniz veya yakında böyle bir operasyon geçirecekseniz,
•Düşük yapma ihtimaliniz varsa

Heparin sodyum size uygulanmamalıdır.

Bu ilaç; prematüre (erken doğmuş) bebekte, yeni doğanlarda veya bir aylığa kadar olan bebeklerde kullanılmaz.

POLİPARİN’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer;
•Tinzakaprin, enoksaparin veya deltaparin gibi düşük molekül ağırlıklı heparinlere alerjiniz (aşırı duyarlılık) varsa
•Böbrek problemleriniz varsa
•Karaciğer problemleriniz varsa
•Göz ile ilgili (retina) hastalığınız varsa
•İleri yaş grubunda iseniz
•Kan basıncınızla ilgili problemleriniz varsa (yüksek tansiyon)
•Bilinen şeker hastalığınız varsa
•Lomber ponksiyon yapılmışsa (belden sıvı alma)
•Metabolik asidoz denilen durumunuz varsa
•Kanınızda yüksek potasyum düzeylerine (hiperkalemi) neden olabilecek bilinen bir sağlık sorununuz varsa, emin değilseniz doktorunuza başvurunuz.

•Amilorid ve spirinolakton gibi potasyum koruyucu diüretikler grubundan bir ilaç alıyorsanız •Kanama olasılığını kolaylaştıran bir durumunuz varsa veya emin değilseniz
•1-3 yaş arasında çocuklarda kullanılacaksa doktorunuza danışınız.

•Kan pıhtılaşmasını etkileyebilecek başka bir ilaç alıyorsanız, bu ilaçların listesi için “Diğer ilaçlarla birlikte kullanımı” bölümüne bakınız.

•Hamile iseniz veya hamileliği düşünüyorsanız,

“POLİPARİN’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler” bölümünü okuyunuz.

Doktorunuz POLİPARİN’i size uygulamadan önce ve kullandığınız süre içinde kan testlerinizi yapacaktır. Böylece doktorunuz size doğru doz verdiğini kontrol edebilecektir.

Bu testler, pıhtılaşma hücrelerinin (trombosit) ve potasyumun kanınızdaki seviyesini kontrol etmek içindir.

Bu ilaç daha kolay kanama yapabilir. Doktorunuz ya da hemşireniz size başka enjeksiyonlar veya işlemleri uygulayacakları zaman çok dikkatli olmalıdırlar.

Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

POLİPARİN’in yiyecek ve içecek ile kullanılması Heparin alkol ile birlikte alınmamalıdır.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Hamilelik sırasında uzun süre heparin alırsanız, kemikleriniz zayıflayabilir.

Kullanım sonrasında, özellikle doğum esnasında epidural anestezi uygulanmamalıdır.

Hamileyseniz tavsiye için doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Bunun nedeni büyük miktarda benzil alkolün vücudunuzda birikebilmesi ve metabolik asidoz olarak adlandırılan yan etkilere neden olabilmesidir. Eğer hamile iseniz, POLİPARİN size uygulanmamalıdır.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emziriyorsanız tavsiye için doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Bunun nedeni büyük miktarda benzil alkolün vücudunuzda birikebilmesi ve metabolik asidoz olarak adlandırılan yan etkilere neden olabilmesidir.

Araç ve makine kullanımı
POLİPARİN’in genellikle araç veya makine kullanma yeteneği üzerinde çok az etkisi olabilir. Bununla birlikte sizi araç kullanmadan alıkoyabilecek bir yan etki hissettiğinizde doktorunuza başvurmalısınız.

POLİPARİN’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler POLİPARİN her dozunda 23 mg’dan daha az sodyum içerir; yani aslında “sodyum içermez”.

POLİPARİN koruyucu olarak benzil alkol (47,25 mg) içermektedir. Benzil alkol küçük çocuklarda nefes darlığı (gasping) sendromu olarak adlandırılan solunum problemleri dahil olmak üzere ciddi yan etki riski ile ilişkilendirilmiştir. Yeni doğan bebeklerde (0-4 haftalıklarda) kontrendikedir. Hekim ve eczacı tarafından tavsiye edilmedikçe 3 yaşından küçük çocuklarda bir haftadan fazla kullanılmaz. Karaciğer veya böbrek hastalığınız varsa hekiminize veya eczacınıza danışınız. Bunun nedeni, vücudunuzda büyük miktarlarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoz olarak adlandırılan yan etkilere neden olabilmesidir.

Eğer hamile iseniz POLİPARİN’i alıp almayacağınıza doktorunuz karar verecektir.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
•Yüksek tansiyon ve kalp problemlerinizin tedavisi için; anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri veya enalapril, losartan veya valsartan gibi anjiyotensin II reseptör blokörlerini kullanıyorsanız, kanınızdaki potasyum miktarı çok artabilir (hiperkalemi).

•Artrit için veya diğer ağrılar veya sancı için ibuprofen veya diklofenak gibi non-steroid antienflamatuvar ilaçları kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.

•Ağrı ve iltihabın azaltılması için veya zararlı kan pıhtılarının oluşmasını engellemek için aspirin gibi salisilatlar grubundan bir ilaç alıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.

•Zararlı kan pıhtılarının oluşmasını durdurmak için, klopidogrel gibi trombosit agregasyon inhibitörlerini kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.

•Kan pıhtılarını eritmek için streptokinaz gibi trombolitik ilaçları kullanıyorsanız, kanama olasılığınız daha yüksektir.

•Zararlı kan pıhtılarını durdurmak için varfarin gibi Vitamin K antagonistini kullanıyorsanız, kanama olasılığınız daha yüksektir.

•Anjina tedavisi için gliseril trinitrat infüzyonu heparinin etkisini azaltabilir.

•Aktive edilmiş protein C (kan pıhtılarını yok etmek için): Daha kolay kanama olasılığı olabilir. •Kortikostereoidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.

•Sefalosporinler: Heparin ile birlikte aynı zamanda kullanıldığında bazı sefalosporinler, örneğin sefaklor, sefiksim ve seftriakson koagülasyon gelişimini etkilerler ve bu nedenle de kanama riskini arttırabilirler.

•Sigara kullanımı: Nikotin, heparinin antikoagülan etkisini kısmen önleyebilir. Heparin dozu sigara içenlerde artırılabilir.

•Kan hacminizin artması için dekstranlardan kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.

Eğer bu ilaçlardan herhangi birini heparin ile birlikte alıyorsanız doktorunuz size kan testlerini içeren tam sağlık muayenesi (check-up) yapabilir.

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

3. POLİPARİN nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz /uygulama sıklığı için talimatlar:
POLİPARİN’in heparin konsantrasyonu 5.000 IU/mL’dir. Tüm heparin preparatları aynı konsantrasyonu içermediği için heparin dozu IU olarak belirlenmiştir.

POLİPARİN size bir doktor veya hemşire tarafından uygulanacaktır.

Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve reçete edecektir.

POLİPARİN herhangi bir diğer ilaçla karıştırılarak enjekte edilmemelidir.

Uygulama yolu ve metodu:
Damar içine veya cilt altına uygulanır.

Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
POLİPARİN, prematüre veya yeni doğan bebeklere veya 3 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalıdır.

Yaşlılarda kullanımı:
Doz azaltılması ve aPTT (aktive parsiyel tromboplastin zamanı) pıhtı oluşumunun izlenmesi tavsiye edilir.

Özel kullanım durumları:
Karaciğer/Böbrek yetmezliği:
Eğer karaciğerinizde veya böbreklerinizde bir sorun varsa, doktorunuz sizin daha düşük miktarda POLİPARİN almanıza karar verebilir.

Eğer POLİPARİN’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla POLİPARİN kullandıysanız:
Doktorunuz veya hemşireniz size bu ilacı uygulayacağından kullanmanız gerekenden daha fazla POLİPARİN uygulanması beklenmez. Eğer daha fazla doz verildiğini düşünüyorsanız hemen doktorunuza veya hemşirenize söyleyiniz.

Sizde hemoraji (ciddi kanama) başlayabilir (lütfen bölüm 4’e bakınız) ve tedavide Protamin sülfat isimli bir ilaç başka bir enjeksiyonla size verilebilir.

POLİPARİN’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

POLİPARİN’i kullanmayı unutursanız
POLİPARİN size her zaman için bir sağlık personeli tarafından uygulanacaktır. Bu nedenle dozların unutulması pek olası değildir, ancak unutulduğunu düşünüyorsanız hemen doktorunuza veya hemşirenize söyleyiniz.

Bu ilacın uygulanmasıyla ilgili başka bir sorunuz varsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

POLİPARİN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
POLİPARİN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek herhangi bir etki bulunmamaktadır.

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi, POLİPARİN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

Yan etkiler sıklıklarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek
Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle sıklığı tahmin edilemiyor.

Aşağıdakilerden birisi olursa, POLİPARİN’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Nefes almada zorluk çekiyorsanız
•Yüzünüz ve boğazınız şişiyorsa
•Cildinizde şiddetli döküntü oluşuyorsa
•Enjeksiyon yapılan bölgedeki cildinizde kabarcıklar oluşursa.

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.

Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin POLİPARİN’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.

Epidural anestezi veya spinal anesteziden sonra aşağıdaki belirtilerden herhangi birisi varsa acil tıbbi yardım almak gerekir, sizde felç oluşabilir:
•Karıncalanma, halsizlik veya uyuşma (bacaklarda veya vücudun belden aşağı kısmında) •Sırt ağrısı
•Tuvalete gitme sorunları

– Kanama ve Morarma
Heparin enjeksiyonu kanınızın pıhtılaşmasına yardımcı olan hücrelerin sayısını azaltabilir (trombositopeni) ve bu nedenle kanama ve morarmaya neden olabilir. Bu durum büyük olasılıkla tedavinin ilk birkaç günü içinde ortaya çıkar, ancak daha sonra da görülebilir. Kanama riski yaşlılarda (özellikle yaşlı kadınlarda) artmaktadır.

Trombositopeni, göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürük, baygınlık hissi, baş dönmesi veya bilinç kaybına neden olan tehlikeli kan pıhtılarının oluşumuyla sonuçlanabilir. Trombositopeni gelişirse, heparin tedavisi derhal durdurulmalıdır.

Trombositopeni, heparin tedavinizin bitiminden birkaç hafta sonrasına kadar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, doktorunuz bu süre içinde bir kan testi yapabilir. Böylece doktorunuz kanınızdaki pıhtılaşma hücrelerinin (trombositler) seviyesini kontrol edebilir. Daha kolay kanama geçirdiğinizi gösteren işaretler şunlardır:
-Cildinizde olağandışı morarma veya mor lekeler
– Diş etlerinizde olağandışı kanama
– Olağandışı burun kanamaları
– İdrarınızda kan (bu idrarınızın koyu renk olmasına neden olabilir)
– Siyah, katran görünümlü dışkı- Herhangi bir operasyon bölgesinden veya başka bir yaralanmadan kaynaklı durmayan kanama

Görülebilecek diğer yan etkiler:
Çok yaygın
•Enjeksiyon yeri reaksiyonları; cilt altına lokal enjekte edildiğinde tahriş meydana gelebilir.

Yaygın
•Döküntü
•Kaşıntılı kabarık döküntü (ürtiker)
•Saç dökülmesi

Yaygın olmayan
•Kemik yoğunluğunun azalması (osteoporoz). Uzun süre heparin kullanan hastaların kemiklerinizde güç kaybı oluşur ve kolay kırılabilir.

Seyrek
•Kolay morarma veya çok kolay kanama. Kanınızda daha zararlı pıhtılarda oluşabilir. Kanınızdaki pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin (trombosit) çok azalması, bu belirtileri gösterebilir. Doktorunuz bu konuda daha detaylı açıklama yapabilir.

•Çeşitli aşırı duyarlılık belirtileri ile her tür ve şiddetli alerjik reaksiyonlar (konjonktivit gözü koruyan zarın iltihaplanması, rinit-nezle, astım, taşikardi-kalp atış hızının artması, ateş), anafilaktik reaksiyonlar ve anafilaktik şok (çok ciddi alerjik reaksiyonlar, özellikle yüz ve ellerde deri altı dokusunda büyük şişlikler).

•Kan testi sonuçlarınızda değişiklik olabilir. Potasyum miktarı artabilir. Eğer ciddi ağır böbrek problemleriniz veya şeker hastalığınız varsa kan testi sonuçlarının değişme olasılığı daha yüksektir. Doktorunuz bu konuda daha detaylı açıklama yapabilir.

•Yükselmiş transaminaz, gamma-GT, LDH ve lipaz düzeyleri görülebilir. Genellikle heparin kesildikten sonra düzelirler. Doktorunuz bu konuda size daha detaylı açıklama yapabilir.

•Yüksek dozda kullanım sonucu kanama oluşabilir.

•Ciltte doku ölümü gerçekleşebilir. Bu durumda tedavi derhal kesilmelidir.

Çok seyrek
•Erkeklerde uzun süreli, ağrılı ereksiyon

Bilinmiyor
•Heparinin kesilmesine tepki olarak oluşan kandaki kolestrol seviyesinin normal seviyelerinni üstüne yükselmesi
•Kanda düşük veya yüksek postasyum seviyeleri
•Burun kanaması
•Morluklar
•Genellikle heparin tedavisinin başlamasından 3-21 gün sonra, deri altına enjeksiyonların yapıldığı yerlerde gelişen kırmızı yumrular veya egzamaya benzeyen kırmızı, kaşıntılı lekeler,

Eğer yukarıda yer alan yan etkilerden biri sizde mevcut ise doktorunuza bildiriniz. Bazı yan etkiler ciddi olabilir.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. POLİPARİN’in saklanması

POLİPARİN’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

25°C altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.

Son kullanma tarihi ile uyumlu olarak kullanınız.

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra POLİPARİN’i kullanmayınız.

Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz POLİPARİN’i kullanmayınız.

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

Ruhsat sahibi:

Üretim yeri:

POLİFARMA İLAÇ SANAYİ VE TİC. A.Ş. Vakıflar OSB Mahallesi,
Sanayi Caddesi, No:22/1
Ergene/TEKİRDAĞ
Tel: (0282) 675 14 04
Faks: (0282) 675 14 05

AROMA İLAÇ SANAYİ LTD. ŞTİ.

Vakıflar OSB Mahallesi,
Sanayi Caddesi, No:22/1 Kat:2
Ergene/TEKİRDAĞ
Tel: (0282) 675 10 06
Faks: (0282) 675 14 05

Bu kullanma talimatı …/…/… tarihinde onaylanmıştır.

———————————————————————————————————————-

AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR

Herhangi bir uygunluk çalışması yürütülmediği için bu ürün diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.

Heparin birçok enjektabl preparatlarla geçimsizdir, örneğin bazı antibiyotikler, opioid analjezikler ve antihistaminikler.

Aşağıdaki ilaçlar heparinle geçimsizdir:
Alteplaz, amikasin sülfat, amiodaron hidroklorür, ampisilin sodyum, aprotinin, benzilpenisilin potasyum veya sodyum, sefalotin sodyum, klorpromazin hidroklorür, siprofloksasin laktat, cis-atrakuryum besilat, sitarabin, dakarbazin, daunorubisin hidroklorür, diazepam, doksorubisin hidroklorür, droperidol, eritromisin laktobionat, gentamisin sülfat, haloperidol laktat, hiyaluronidaz, hidrokortizon sodyum süksinat, kanamisin sülfat, labetolol hidroklorür, metisilin sodyum, metotrimeprazin, netilmisin sülfat, nikardipin hidroklorür, oksitetrasiklin hidroklorür, pethidin hidroklorür, polimiksin B sülfat, promethazin hidroklorür, streptomisin sülfat, tobramisin sülfat, triflupromazin hidroklorür, vankomisin hidroklorür ve vinblastin sülfat.

Dobutamin hidroklorür ve heparinle çökelti oluşturacağından, karıştırılmamalı veya aynı intravenöz hat üzerinden infüzyonu yapılmamalıdır.

Heparin ve reteplazın kombine çözeltisi geçimsizdir. Eğer reteplaz ve heparinin, bir Y-hattı ile birlikte aynı hat boyunca verilmesi gerekliyse, reteplaz enjeksiyonundan önce ve enjeksiyonu takiben hat, %0,9 salin veya %5 glukoz çözeltisi ile yıkanmalıdır.

Heparin direnci:
Heparin yanıtı değişken olan veya heparin dirençli hastalarda istenilen etkiyi elde etmek için orantısız olarak daha yüksek heparin dozlarına ihtiyaç duyulabilir.

Heparinin antikoagülan etkisi kişiden kişiye belirgin farklılıklar gösterir.

Terapötik bir hedefe ulaşmak için bir standart dozdaki heparine yetersiz yanıt olarak tanımlanan heparin direnci, hastaların yaklaşık %5 – 30’unda görülür.

Heparin direncinin gelişimine yol açan faktörler şunlardır:
•Normalin %60’ından daha az Antitrombin III aktivitesi (antitrombin III -bağımlı heparin direnci): Azalmış Antitrombin III aktivitesi, kalıtımsal ya da daha yaygın olarak, sonradan kazanılmış (çoğunlukla ikincil preoperatif heparin tedavisi, kronik karaciğer hastalığı, nefrotik sendrom, kardiyopulmoner by-pass, düşük dereceli yaygın intravasküler koagülasyon-DIC veya ilaç kullanımına bağlı örneğin aprotinin, östrojen veya muhtemelen nitrogliserin kullanımı) olabilir. •Normal veya normalin üstünde Antitrombin III düzeyleri olan hastalar (Antitrombin III -bağımsız heparin direnci): Tromboembolik hastalıklar, artmış heparin klirensi
•Heparin bağlayıcı proteinlerin, faktör VIII, von Willebrand faktör, fibrinojen, trombosit faktör 4 veya histidinden-zengin glikoprotein’in yükselmesi:
Aktif enfeksiyon (sepsis veya endokardit),
Ameliyat öncesi intra-aortik balon kontrpulsasyon,
Trombosit azlığı,
Trombositoz,
İleri yaş,

Plazma albümin konsantrasyonu 35 g/dL.

Heparin direnci, akut hastalarda, maligniteli ve gebelik veya doğum sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Saklamaya yönelik özel tedbirler
POLİPARİN’i 25°C altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

POLİPARİN® 25000 IU/5 mL I.V. /S.C. enjeksiyon ve infüzyon için çözelti içeren flakon Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ

Etkin madde:
Her 5 mL’de;
Heparin sodyum……………………25.000 IU (Domuz bağırsağı mukozasından elde edilir.) (1 mL çözelti 5.000 IU heparin sodyum içerir.)

Yardımcı madde(ler):
Benzil alkol…………………………47,25 mg
Sodyum klorür…………………………45 mg

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk/İnfüzyonluk çözelti
Berrak çözelti.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar
Aşağıdaki durumlarda endikedir:
•Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi, •Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris, akut miyokard enfarktüsü ve akut periferik arter oklüzyonunun tedavisi,
•Miyokard infarktüsünü takiben mural trombozun profilaksisi,
•Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde endikedir.

yolla

Heparin solüsyonunun konsantrasyonu 5.000 IU/mL’dir. Tüm heparin preparatları aynı konsantrasyonu içermediği için heparin dozu IU olarak belirtilmelidir.

Uygulama şekli:
•Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi: Operasyondan 2 saat önce: 5.000 ünite subkütan

Operasyonu takiben: Her 8-12 saatte bir 5.000 ünite subkütan olarak 7-10 gün veya hasta en azından ayakta tedavi edilinceye kadar.

Laboratuvar izleme, düşük doz heparin profilaksisi sırasında gerekli değildir.

Eğer izleme istenirse, Aktive Parsiyel Tromboplastin Zamanı (aPTT) anlamlı derecede uzamadığı için, anti-Faktör Xa tayinleri kullanılmalıdır.

Laboratuvar testleri günlük olarak yapılmalıdır. İdeali her gün aynı saate ve ilk numune tedavi başlangıcından 6 saat sonra, daha sonra her doz değişimini takiben 4-6 saat içerisinde alınmalıdır. Heparinin mutlaka tüm doz tedavileri esnasında, günlük laboratuvar izlemede, aktive edilmiş kısmi tromboplastin zamanının (aPTT değeri) normal aralığın orta noktasının 1,5-2,5 katına veya kontrol değerine ayarlanması gereklidir.

•Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris ve akut periferik arter oklüzyonunun tedavisi:
Yükleme dozu :5.000 ünite intravenöz (şiddetli pulmoner embolide 10.000 ünite gerekebilir). İdame dozu :1.000-2.000 ünite/saat intravenöz infüzyonla veya 12 saatte 10.000-20.000 ünite subkütan veya 4 saatte 5.000-10.000 intravenöz enjeksiyonla

•Miyokard enfarktüsünü takiben mural trombozun profilaksisi: En az 10 gün, 12 saatte bir 12.500 ünite subkütan

•Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde:
Kardiyopulmoner by-pass: Başlangıçta 300 ünite/kg intravenöz, sonra aktive edilmiş pıhtılaşma zamanı (ACT)’nı 400-500 saniye arasında korumak için doz ayarlanabilir.

Hemodiyaliz ve hemofiltrasyon: Başlangıç 1.000-5.000 ünite,
İdame: 1.000-2.000 ünite/saat, pıhtılaşma zamanını >40 dakika korumak için doz ayarlanır.

Uygulama şekli:
%5 glukoz veya %0,9 sodyum klorür içinde devamlı intravenöz infüzyon yoluyla veya aralıklı intravenöz enjeksiyon veya subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır.

Heparinin intravenöz enjeksiyon hacmi 15 mL’yi geçmemelidir.

Heparinin etkisi kısa süreli olduğu için, aralıklı intravenöz enjeksiyon yerine, intravenöz infüzyon ile veya subkütan enjeksiyonla uygulama tercih edilmektedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Dikkatli uygulanmalıdır. İlerlemiş renal ve hepatik hastalığı bulunan hastalarda, doz miktarında azaltma gerekebilir. Şiddetli renal bozukluğu olanlarda ve yaşlılarda (özellikle yaşlı kadınlarda) kanama riski artmaktadır.

Geriyatrik popülasyon:
Dozun azaltılması ve aPTT izlenmesi tavsiye edilir.

Pediyatrik popülasyon:
Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi için:

Doz önerilmez.

Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris ve akut periferik arter oklüzyonunun tedavisi için:
Yükleme dozu: 50 ünite/kg intravenöz
İdame dozu: 15-25 ünite/kg/saat intravenöz infüzyonla veya
12 saatte 250 ünite/kg subkütan veya
4 saatte 100 ünite/kg intravenöz enjeksiyonla

Hamilelerde:
Doz aPTT veya anti-Faktör Xa tayinine göre ayarlanır, subkütan olarak her 12 saatte bir 5.000-10.000 ünite.

4.3. Kontrendikasyonlar
POLİPARİN aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
•Heparine veya ilacın içeriğindeki yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda •Prematüre bebekler veya yeni doğanlarda (benzil alkol içerdiği için)
•Heparin intramusküler enjeksiyonla veya majör travmalardan sonra uygulanmamalıdır. •Yüksek miktarda alkol tüketenler, aktif kanaması olanlar veya diğer kanama hastalığı olanlar, ciddi karaciğer hastalığı bulunan (özofagus varisler dahil), purpura, şiddetli hipertansiyon, aktif tüberküloz veya aşırı kılcal damar permabilitesi olan hastalarda •Halen veya önceden trombositopenisi bulunan hastalar. Heparin kullanan hastalarda nadiren oluşan deri nekrozu durumunda; trombositopeni riskine karşı, heparinin subkütan veya intravenöz yoluyla daha fazla kullanımına devam edilmemesi gerekmektedir.

Ameliyat sonrası kanama riskleri nedeniyle beyin ameliyatlarında, omurilik ve gözde, kanama riski bulunan bölgelerde yapılacak işlemlerde, henüz ameliyat olmuş hastalarda, lomber ponksiyon veya bölgesel anestetik blok yapılan hastalarda heparin kullanılmamalıdır.

•Heparin ile tedavi edilen hamile kadınlarda doğum sırasında epidural anestezi kontrendikedir. Heparin kullanımı çok seyrek olarak epidural veya spinal hematom ile ilişkili olabildiği ve bu da uzun süreli veya kalıcı felç ile sonuçlanabildiğinden elektif cerrahi prosedürlerde bölgesel anestezi kontrendikedir.

•Genel veya lokal hemorajik eğilim.

Kanama eğilimi bulunan hastalarda veya gerçek veya potansiyel olarak bir kanama bölgesine sahip, örneğin hiyatus fıtığı, peptik ülser, neoplazma, bakteriyel endokardit, retinopati, kanamalı hemoroid, kafa içi kanaması şüphesi olan hastalarda, serebral tromboz veya düşük tehdidi olan hastalarda POLİPARİN göreceli risk ve yararları dikkatlice hesaplanmalıdır.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Heparin ile tedavi edilen (küratif veya koruyucu dozlarda) bir hastada; •İskemik felç
•Miyokard enfarktüsü
•Alt uzuvlarda akut iskemi

•Pulmoner embolizm
•Flebit
•Tromboz şiddetlenmesi gibi trombotik vakalar olması halinde

Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT) sistematik olarak düşünülmeli ve bir trombosit (trombosit) sayımı testi acilen gerçekleştirilmelidir.

Önlemler
Riskli durumlarda:
Peptik ülser, koryoretinal vasküler hastalık öyküsü olan veya beyin ve spinal kord ameliyatını takiben postoperatif periyotta lomber ponksiyon performansı intraspinal kanama riski için dikkate alınmalıdır. Mümkün olduğunca ertelenmelidir.

Trombosit sayımının izlenmesi:
HIT riskine bağlı olarak, endikasyona ve uygulanan doza bakmaksızın trombosit sayımının izlenmesi gereklidir. Tedaviden önce bir kez, sonrasında 21 gün boyunca haftada 2 kez trombosit sayımı gerçekleştirilmeli, bu periyottan sonra tedavinin kesin uzatılması gereken durumlarda, trombosit sayımının gözlenme sıklığı tedavi durdurulana kadar haftada bir defaya azaltılmalıdır.

Heparin, aldosteronun adrenal sekresyonunu baskılayabilir, bu durum hipoaldosteronizm ile birlikte hiperkalemi ve/veya metabolik asidoza yol açar. Bu olay yüksek potasyum kan seviyelerine sahip yüksek riskli hastalarda (diyabet hastaları, kronik böbrek yetmezliği olan hastalar, metabolik asidoz hikayesi olan hastalar, ACE inhibitörleri ve NSAID gibi potasyum kan seviyesini artıran ilaçlar kullanan hastalar) gözlenmiştir. Hiperkalemi riski tedavi boyunca artar ve genellikle geri dönüşümlüdür. Tedavinin uzaması halinde plazma potasyum seviyeleri yüksek riskli hastalarda izlenebilir. Plazma potasyum miktarı, riskli hastalarda heparin tedavisinden önce ve 7 günden fazla tedavi gören tüm hastalarda mutlaka ölçülmelidir.

Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT):
İmmünolojik orijinli, bazen tromboza neden olan (fraksiyonlanmamış heparin ve daha az sıklıkla düşük molekül ağırlıklı heparinlerin (DMAH) neden olduğu) tip II trombositopeni olarak bilinen heparin kaynaklı trombositopeni riski vardır. HIT, < 100,000 değerindeki trombosit sayımı ve/veya trombosit sayımındaki %30-50 oranında belirgin bir düşüş ile iki ardışık ölçümle belirlenir. Başlıca, heparin uygulanmasını takiben 5-21. günler arasında gelişir (10 günlük bir pik insidansı ile); fakat heparin ile tedavi sırasında trombositopeni öyküsü olan hastalarda daha erken oluşabilir. Sonuç olarak bu tipteki bir öykü derinlemesine sorgulamayla sistematik olarak araştırılmalıdır. Ek olarak, ilacın tekrar aynı yan etkiyi oluşturma (rechallenge) riski birkaç yıl hatta ömür boyu sürebilir (Bkz. Bölüm 4.3).

5 günden fazla bir süre heparin tedavisi görenlerde trombosit ölçümü mutlaka yapılmalı ve trombositopeni gelişimi görülen hastalarda tedavi derhal durdurulmalıdır.

Tüm durumlarda, HIT başlangıcı acil bir durumdur ve uzman tavsiyesi gerektirir.

Trombosit sayımındaki belirgin herhangi bir düşüş (başlangıçtaki değerin %30-50’si), değer kritik seviyeye ulaşmadan önce bir uyarı olarak görülmelidir. Trombosit sayımındaki düşüşün gözlenmesi her zaman;

•Acil bir trombosit sayımını
•Düşüş doğrulanmışsa heparin tedavisinin durdurulmasını gerektirir.

Bu koşullar altında, yapılacak acil ölçümler in-vitro veya immünolojik trombosit agregasyon testlerinin sonuçlarına bağlı değildir. Bu testler yine de komplikasyonun tanısına yardım etmek için gerçekleştirilmelidir. Tedavi devam ederse büyük bir tromboz riski vardır.

•HIT’in trombotik komplikasyonlarının tedavisi veya önlenmesi
Antikoagülasyona devam edilmesi gerekliyse heparin, başka sınıf bir antitrombotik ilaç ile değiştirilmelidir: Danaparoid sodyum veya hirudin, duruma göre profilaktik veya küratif dozlarda verilir.

Oral antikoagülan ilaçlarla yer değiştirilme, oral antikoagülanlar ile trombotik olgunun şiddetlenme riskine bağlı olarak yalnızca bir defa trombosit sayımı normale döndüğünde meydana gelmelidir.

Her ne kadar heparine karşı aşırı duyarlılık nadir olsa da, alerji geçmişi olan hastalara 1.000 IU’luk bir deneme dozu tatbik edilmesi önerilmektedir. Düşük moleküler ağırlıklı heparinlere karşı aşırı duyarlı olan hastalarda özen gösterilmelidir.

Trombosit fonksiyonunu veya koagülasyon sistemini etkileyen ilaçlar genel olarak heparin ile birlikte verilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.5).

Önerilen düşük doz rejimi, hastaların çoğunda, pıhtılaşma süresinde bir değişiklik yaratmamaktadır. Ancak, heparine karşı kişisel tepkisi olan hastaların büyük ameliyatlarında tedavinin kan pıhtılaşması üzerindeki etkisi mutlaka gözlem altında tutulmalıdır.

Spinal veya epidural anestezi durumunda dikkat edilmelidir (spinal hematom riski).

Heparin direnci:
Heparin yanıtı değişken olan veya heparin dirençli hastalarda istenilen etkiyi elde etmek için orantısız olarak daha yüksek heparin dozlarına ihtiyaç duyulabilir.

Heparinin antikoagülan etkisi kişiden kişiye belirgin farklılıklar gösterir.

Terapötik bir hedefe ulaşmak için bir standart dozdaki heparine yetersiz yanıt olarak tanımlanan Heparin Direnci, hastaların yaklaşık %5-30’unda görülür.

Heparin direncinin gelişimine yol açan faktörler şunlardır:
– Normalin %60’ından daha az Antitrombin III aktivitesi (antitrombin III-bağımlı heparin direnci):
Azalmış Antitrombin III aktivitesi, kalıtımsal ya da daha yaygın olarak, sonradan kazanılmış (çoğunlukla ikincil preoperatif heparin tedavisi, kronik karaciğer hastalığı, nefrotik sendrom, kardiyopulmoner by-pass, düşük dereceli yaygın intravasküler koagülasyon-DIC veya ilaç kullanımına bağlı örneğin aprotinin, östrojen veya muhtemelen nitrogliserin kullanımı) olabilir.

– Normal veya normalin üstünde Antitrombin III düzeyleri olan hastalar (Antitrombin III bağımsız heparin direnci):
oTromboembolik hastalıklar, artmış heparin klirensi

Heparin bağlayıcı proteinlerin, faktör VIII, von Willebrand faktör, fibrinojen, trombosit

faktör 4 veya histidinden-zengin glikoprotein’in yükselmesi:

oAktif enfeksiyon (sepsis veya endokardit)
oAmeliyat öncesi intra-aortik balon kontrpulsasyon oTrombosit azlığı
oTrombositoz
oİleri yaş
oPlazma albümin konsantrasyonu 35g/dL

Heparin direnci, akut hastalarda, maligniteli ve gebelik veya doğum sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

POLİPARİN koruyucu olarak 47,25 mg benzil alkol içermektedir. Benzil alkol alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Benzil alkol küçük çocuklarda nefes darlığı (gasping) sendromu olarak adlandırılan solunum problemleri dahil olmak üzere ciddi yan etki riski ile ilişkilendirilmiştir. Yeni doğan bebeklerde (0-4 haftalıklarda) kontrendikedir. Hekim veya eczacı tarafından tavsiye edilmedikçe, 3 yaşından küçük çocuklarda bir haftadan fazla kullanılmaz. Karaciğer veya böbrek hastalığı varsa hekime veya eczacıya danışılmalıdır. Bunun nedeni, vücutta büyük miktarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoza neden olabilmesidir.

POLİPARİN, her dozunda 23 mg’dan daha az sodyum içerir; yani aslında “sodyum içermez”.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Analjezikler: Trombosit agregasyonunu etkileyen ilaçlarla örneğin Asetilsalisilik asit (analjezik ve antipiretik dozda), Asetilsalisilik asit (trombositleri inhibe eden dozda) ve diğer NSAID’ler ile dikkatli kullanılmalıdır. Ketorolak ile kanama riski artar (düşük-doz heparinle birlikte bile kullanılmasından kaçınılmalıdır).

Kortikostereoidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.

Antikoagülanlar, trombosit inhibitörleri ve benzerleri: Oral antikoagülanlar, epoprostenol, klopidogrel tiklopidin, streptokinaz, dipridamol, dekstran solüsyonları ile veya koagülasyonu etkileyebilen diğer ilaçlarla kanama riski artar.

Sefalosporinler: Heparin ile birlikte aynı zamanda kullanıldığında bazı sefalosporinler, örneğin sefaklor, sefiksim ve seftriakson koagülasyon prosesini etkilerler ve bu nedenle kanama riskini arttırabilirler.

ACE inhibitörleri, anjiyotensin II antagonistleri veya renin inhibitörü aliskiren: Birlikte kullanılmaları ile hiperkalemi riskini artırabilir.

Nitratlar: Eşzamanlı olarak heparinle, intravenöz gliseril trinitrat infüzyonu uygulandığında heparin aktivitesinin azaldığı rapor edilmiştir.

Trombolitik ilaçlar: Hemorajik risk artabilir. Hasta düzenli olarak izlenmelidir.

Probenesid: Heparinin antikoagülan etkisi artabilir.

Sigara kullanımı: Nikotin, heparinin antikoagülan etkisini kısmen önleyebilir. Heparin dozu sigara içenlerde artırılabilir.

Tanı testleri ile etkileşim, psödo-hipokalemi (hemodiyaliz hastalarında), total tiroksin ve triiyodotironinin doğal olmayan artışı, stimüle metabolik asidoz ve endotoksin için kromojenik lizat tayininin inhibisyonu ile ilişkili olabilir. Heparin, immunoassay ile aminoglikozitlerin belirlenmesini etkileyebilir.

4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Heparinin çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerindeki etkisi ile ilgili yapılmış herhangi bir çalışma yoktur.

Gebelik dönemi
Hamilelik sırasında uzun süreli heparin tedavisi ile azalmış kemik dansitesi bildirilmiştir.

Kanama problemi gebelik sırasında veya doğumdan sonra görülebilir. Uteroplasental hemoraji riski nedeniyle, heparin tedavisi doğumun başlangıcında kesilmelidir.

Bu ürün benzil alkol içerdiği için hamilelikte hekime veya eczacıya danışılmalıdır. Bunun nedeni vücutta büyük miktarlarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoza neden olabilmesidir. İçeriğindeki benzil alkol plasentadan geçebildiği için, bu formülasyonun gebelik sırasında kullanımından kaçınılmalıdır.

Abortus imminensli kadınlarda heparin kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3)

Laktasyon dönemi
Heparin anne sütüne geçmez. Bu nedenle, heparin ile tedavi boyunca emzirmek mümkündür. Bu ürün benzil alkol içerdiği için laktasyonda hekime veya eczacıya danışılmalıdır. Bunun nedeni vücutta büyük miktarlarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoza neden olabilmesidir.

Üreme yeteneği/Fertilite
Yeterli çalışma yoktur.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır veya ihmal edilebilir bir etkiye sahiptir.

4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sınıflandırılır:
Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle sıklığı tahmin edilemiyor).

En sık bildirilen istenmeyen etkiler; kanama, karaciğer enzimlerinde geri dönüşümlü artış, geri dönüşümlü trombositopeni ve çeşitli deri reaksiyonları. İzole raporlarda yaygın alerjik reaksiyonlar, deri nekrozu ve priapizm bildirilmiştir.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni gözlemlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).

Heparine bağlı iki tip trombositopeni tanımlanmıştır:
En yaygın olanı Tip I’dir. Tip I, genellikle orta derecelidir (genellikle> 50×109/L) ve geçicidir. Heparinin uygulanmasından sonra 1-5 gün içinde meydana gelir.

Tip II, daha seyrek görülür, ancak çoğu şiddetli trombositopeni şeklindedir (genellikle<50×109/L).İmmun sisteme bağımlıdır ve heparinin uygulanmasından bir hafta sonra veya daha sonra meydana gelir (daha önce heparin kullanmış hastalarda daha erken meydana gelir). Bu durum trombositopeninin başlamasından önce görülebilen trombosit – kümelenmesi antikorunun üretimi ve tromboembolik komplikasyonlar ile ilişkilidir. Heparin derhal kesilmelidir.

Bazı durumlarda trombositopeni tip II’ye venöz veya arteriyel tromboz eşlik eder.

Heparine bağlı trombositopeni (HIT) ve heparine bağlı trombositopeni ve tromboz (HITT), heparin tedavisinin kesilmesinden birkaç hafta sonrasına kadar ortaya çıkabilir. Heparinin kesilmesinden sonra trombositopeni veya tromboz ile başvuran hastalar HIT ve HITT açısından değerlendirilmelidir.

Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Çeşitli hipersensitivite belirtiler ile her tür ve şiddetli alerjik reaksiyonlar (konjonktivit, rinit, astım, taşikardi, ateş)
Anaflaktik reaksiyonlar ve anaflaktik şok
Anjiyonörotik ödem

Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Adrenal hemorajiye sekonder adrenal yetmezlik heparin ile ilişkilendirilmiştir. Heparin ürünleri plazma potasyumunda artışa neden olabilen hipoaldosteronizme neden olabilir. Seyrek olarak, özellikle kronik böbrek yetmezliği ve diabetes mellitus hastalarında klinik olarak anlamlı hiperkalemi oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.4).

Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Bilinmiyor: Rebound hiperlipidemi, Hiperkalemi, Hipokalemi

Vasküler hastalıkları
Seyrek: Kanama. Daha çok heparinin yüksek dozuyla oluşabilir (Bkz. 4.4. ve 4.9.) Çok nadir epidural ve spinal hematom vakaları, spinal veya epidural anestezi veya spinal ponksiyon uygulanmasında proflaksi için heparin alan hastalarda bildirilmiştir.

Bilinmiyor : Epistaksis, kontüzyon

Hepato-bilier hastalıkları
Seyrek: Yükselmiş transaminaz, gamma-GT, LDH ve lipaz düzeyleri. Genellikle heparin kesildikten sonra düzelirler.

Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Döküntü (eritematöz ve makülopapüler gibi çeşitli tipte döküntü), ürtiker, kaşıntı,heparin ile uzun süreli (aylarca) dozlamanın alopesiye neden olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.

Seyrek : Cilt nekrozu. Cilt nekrozu oluşursa tedavi derhal durdurulmalıdır.

Bilinmiyor: Heparin tedavisine başladıktan 3-21 gün sonra subkütan enjeksiyon bölgesinde eritemli nodüller veya infiltre ve bazen ekzema benzeri plaklar yaygındır.

Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Heparinle uzun süreli (aylarca) tedavilerin osteoporoza, vertebra ve kaburgalarda kırıklara neden olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Üç ay veya daha uzun süre boyunca günde 10.000 IU’den fazla heparin alan kadınlarda belirgin kemik demineralizasyonu bildirilmiştir.

Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek: Priapizm rapor edilmiştir.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Enjeksiyon yeri reaksiyonları; cilt altına lokal enjekte edildiğinde irritasyon oluşabilir.

Kanama:
Kanama, heparin tedavisinden kaynaklanabilecek başlıca komplikasyondur. Aşırı uzamış pıhtılaşma süresi veya tedavi sırasındaki küçük kanamalar genellikle ilacın kesilmesiyle kontrol altına alınabilir. Antikoagülan tedavi sırasında gastrointestinal veya idrar yolu kanamasının altta yatan gizli bir lezyonun varlığına işaret edebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Kanama herhangi bir bölgede meydana gelebilir, ancak bazı spesifik kanama komplikasyonlarının tespit edilmesi zor olabilir.

Antikoagülan tedavi sırasında akut adrenal yetmezlikle sonuçlanan adrenal hemoraji meydana gelmiştir. Bu nedenle, akut adrenal hemoraji ve yetmezlik bulgu ve belirtileri gelişen hastalarda bu tedavi kesilmelidir. Akut bir durumda herhangi bir gecikme hastanın ölümüyle sonuçlanabileceğinden, düzeltici tedavinin başlatılması tanının laboratuvar tarafından doğrulanmasına bağlı olmamalıdır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye

Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ ne bildirmeleri gerekmektedir. e- posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Heparin tedavisinde potansiyel tehlike kanamadır. Fakat genellikle doz aşımından dolayı oluşur ve bu risk sıkı laboratuvar kontrolleri ile azaltılabilir. Hafif kanama genellikle heparin uygulanmasının sona erdirilmesiyle tedavi edilebilir. Eğer kanama daha şiddetliyse pıhtılaşma zamanı ve trombosit sayısı tayin edilmelidir. Uzamış pıhtılaşma zamanı, aşırı antikoagülan etkisi intravenöz protamin sülfat ile nötralize edilebilir. Her 100 IU heparini, 1mg protamin sülfat nötralize eder. İhtiyaç duyulan protamin miktarı, nötralizasyonu tamamlayacak miktarda olmalıdır. Protamin sülfat yavaş yavaş yaklaşık 10 dakika içinde bolus olarak uygulanır ve dozu 50 mg’ı geçmemelidir. Eğer heparin enjeksiyonundan 15 dakikadan fazla geçmişse gereken protamin dozu daha düşük olacaktır.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Antitrombotik ilaçlar/heparin grubu ATC kodu: B01AB01

Heparin normal koagülasyon sisteminin çeşitli safhalarında etkisini gösteren bir antikoagülan ilaçtır. İn vitro ve in vivo koşullarda kanın pıhtılaşmasına ve fibrin pıhtılarının oluşumuna öncülük eden reaksiyonları inhibe eder. Küçük terapötik dozlardaki heparinin plazmada bulunan Antitrombin III (heparin ko-faktörü) ile kombinasyonu, aktive olmuş Faktör X’i inaktive eder ve protrombinin trombine dönüşmesini engelleyerek trombozu inhibe eder. Bu inhibisyonunun hızı doza bağımlı olarak artar. Aktif trombozun meydana gelmesi durumunda daha fazla miktarlardaki heparin, trombini inaktive ederek ve fibrinojenin fibrine dönüşümünü engelleyerek, daha fazla pıhtı oluşumunu engelleyebilir. Heparin ayrıca fibrin-stabilize faktörünün aktive olmasını inhibe ederek dayanıklı bir fibrin pıhtı oluşumunu da önler.

Heparin fibrinolitik aktiviteye sahip değildir, bu nedenle mevcut pıhtıları çözmez.

Kanama zamanı genellikle heparin ile etkilenmez. Pıhtılaşma zamanı heparinin tam tedavi dozunda uzar, düşük dozlarında ise etkilenmez.

5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
İntravenöz enjeksiyondan hemen sonra, subkütan enjeksiyonda ise 20-30 dakika sonra antikoagülan etkisini gösterir.

Emilim:
Oral, rektal, intramüsküler, subkütan uygulamalarda heparin normal absorbsiyonunu göstermez. Subkütan uygulama şekli sadece proflaktik amaçlı kullanımda kabul edilebilir.

Heparin gastrointestinal sistemden absorbe edilmez. Heparin enjeksiyon yoluyla uygulanır.

Dağılım:
Heparin plazma proteinlerine yoğun bir şekilde bağlanır. Heparinin anne sütü ve plasentaya geçişi yoktur.

Biyotransformasyon:
Heparin karaciğerde metabolize olur. Heparinin bir kısmı trombosit faktörü IV, plazma proteinleri (fibrinojen dahil), retikülo-endoteliyal sistem gibi çeşitli faktörlerle nötralize edilir. Metaboliti inaktiftir.

Eliminasyon:
Heparinin plazma yarı ömrü doza ve kullanım şekline bağlı olarak kişiden kişiye büyük değişiklik gösterir ve ortalama olarak 90 dakika olarak kabul edilir.

Heparin böbrekler tarafından elimine olur ve az miktarı idrarla değişmeden atılır.

Hastalardaki karakteristik özellikler
Eliminasyon yarı ömrü (t1/2); obezite, böbrek yetmezliği, malignite, pulmoner embolizm, karaciğer fonksiyon bozukluklarının ve enfeksiyonların varlığına bağlı olarak değişebilir. 60 yaşın üstündeki hastalar aynı miktar doz alan 60 yaşın altındaki hastalara kıyasla daha yüksek heparin plazma seviyelerine ve daha uzun aktive parsiyel tromboplastin zamanına (aPPT) sahip olabilirler.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi güvenlilik verileri diğer bölümlere dahil edilmiştir, eklenecek klinik veri bulunmamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Benzil alkol
Sodyum klorür
Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit
Enjeksiyonluk su

6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir uygunluk çalışması yürütülmediği için bu ürün diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.

Heparin birçok enjektabl preparatlarla geçimsizdir, örneğin bazı antibiyotikler, opioid analjezikler ve antihistaminikler.

Aşağıdaki ilaçlar heparinle geçimsizdir:
Alteplaz, amikasin sülfat, amiodaron hidroklorür, ampisilin sodyum, aprotinin, benzilpenisilin potasyum veya sodyum, sefalotin sodyum, klorpromazin hidroklorür, siprofloksasin laktat, cis-atraküryum besilat, sitarabin, dakarbazin, daunorubisin hidroklorür, diazepam, doksorubisin hidroklorür, droperidol, eritromisin laktobionat, gentamisin sülfat, haloperidol laktat, hyaluronidaz, hidrokortizon sodyum süksinat, kanamisin sülfat, labetolol hidroklorür, metisilin

sodyum, metotrimeprazin, netilmisin sülfat, nikardipin hidroklorür, oksitetrasiklin hidroklorür, petidin hidroklorür, polimiksin B sülfat, promethazin hidroklorür, streptomisin sülfat, tobramisin sülfat, triflupromazin hidroklorür, vankomisin hidroklorür ve vinblastin sülfat.

Dobutamin hidroklorür ve heparinle çökelti oluşacağı için, karıştırılmamalı veya aynı intravenöz hat üzerinden infüzyonu yapılmamalıdır.

Heparin ve reteplazın kombine çözeltisi geçimsizdir. Eğer reteplaz ve heparinin, bir Y-hattı ile birlikte aynı hat boyunca verilmesi gerekliyse, reteplaz enjeksiyonundan önce ve enjeksiyonu takiben hat, %0,9 salin veya %5 glukoz çözeltisi ile yıkanmalıdır.

6.3. Raf ömrü
24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, silikon elastomer kauçuk tıpa üzerinde Alu kapüşonlu PP flip-off kapaklı renksiz tip I cam flakonda, 5 mL

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

POLİFARMA İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.

Vakıflar OSB Mahallesi,
Sanayi Caddesi, No:22/1
Ergene/TEKİRDAĞ
Tel: 0282 675 14 04
Faks: 0282 675 14 05
e-mail: info@polifarma.com.tr

8. RUHSAT NUMARASI(LARI)

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 20.02.2014
Ruhsat yenileme tarihi:27.06.2019

10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın