SUGVIDA 10 MG FILM KAPLI TABLET (28 TABLET)

KULLANMA TALİMATI
SUGVİDA 10 mg film kaplı tablet
Ağızdan alınır
•Etkin madde: Her tablet 10 mg prasugrele eşdeğer 10,98 mg prasugrel hidroklorür içerir.•Yardımcı maddeler: Mikrokristalin selüloz, mannitol dc (E421), kroskarmelloz sodyum, hidroksipropil selüloz, magnezyum stearat, insta glow IG-001, opadry pink 03B84566 [HPMC 2910/hypromellose, titanyum dioksit (E171), makrogol/PEG, kırmızı demir oksit (E172ii)].
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. • Eğer ilave sorularınız olursa,lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük dozkullanmayınız.
Bu kullanma talimatında:
1. SUGVİDA nedir ve ne için kullanılır?
2. SUGVİDA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. SUGVİDAnasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. SUGVİDA’nın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. SUGVİDA nedir ve ne için kullanılır?
SUGVİDA 10 mg film kaplı tablet pembe renkte ve yuvarlak, bikonveks biçimindedir.
SUGVİDA tabletler 28 film kaplı tabletlik Alüminyum /Alüminyum blister ambalajlardadır.
SUGVİDA tabletlerin etkin maddesi olan prasugrel, anti-trombosit ilaçlar adı verilen bir ilaç sınıfına aittir. Trombositler kanda dolaşan çok küçük hücre parçacıklarıdır. Bir kan damarı hasar gördüğünde, örneğin kesildiğinde trombositler birbirine yapışarak bir kan pıhtısı (trombüs) oluşturur. Bu nedenle, trombositler kanamayı durdurmada temel öneme sahiptir. Damar sertliği olan bir damarın (atardamar gibi) içinde pıhtı oluşması çok tehlikelidir çünkü kan akımını kesintiye uğratarak kalp krizine (miyokard enfarktüsü), inme veya ölüme neden
1
olabilir. Kalbin kan akımını sağlayan atardamarlardaki pıhtılar da kan akımını azaltır ve şiddetli göğüs ağrısına (kararsız angina) neden olabilir.
SUGVİDA trombositlerin birbirine yapışmasını önleyerek kan pıhtısı oluşma şansını azaltır.
Size SUGVİDA reçete edildi, çünkü bir kalp krizi geçirdiniz ya da şiddetli göğüs ağrınız (kararsız anginanız) var ve kalpteki tıkalı damarları açmak için size bir işlem uygulandı.
Kalbe kan sağlayan tıkalı ya da daralmış atardamarınızı açık tutmak için size bir ya da daha fazla stent yerleştirilmiş de olabilir. SUGVİDA sizin başka bir kalp krizi veya inme geçirme veya bu damar boşluğunu tıkayan (aterotrombotik) olaylardan birine bağlı ölüm olasılığınızı azaltmaktadır. Doktorunuz size ayrıca, başka bir antitrombositer ilaç olan asetilsalisilik asit (örn. aspirin) verecektir.
2. SUGVİDA’yıkullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
SUGVİDA’yı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer
–Prasugrele veya SUGVİDA içindeki diğer maddelerden herhangi birine karşı alerjik (aşırı duyarlı) iseniz. Bir alerjik reaksiyon döküntü, kaşıntı, yüz şişmesi, dudaklarda şişme veya nefes darlığı şeklinde kendini belli edebilir. Böyle bir reaksiyon ortaya çıkmışsa derhal doktorunuza söyleyiniz.
–Mide kanaması veya barsaklardan kanama gibi halen kanamaya neden olan bir tıbbi durumunuz varsa.
–Daha önce beyne giden damarların geçici olarak tıkanması sonucu geçici ya da aralıklarla meydana gelen geri dönüşümlü bir felç olan Geçici İskemik Atak (GİA) ya da inme geçirdiyseniz.
–Ciddi karaciğer hastalığınız varsa
–75 yaş ve üzerinde iseniz
–Vücut ağırlığınız 60 kg’dan az ise
SUGVİDA’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
•Eğer kanama riskinde artışa yol açabilecek aşağıdaki durumlardan birisi varsa:
Aşağıda bahsedilen durumlardan herhangi biri sizin için geçerliyse SUGVİDA almadan önce doktorunuza söylemelisiniz:
–Yakın zamandaki bir ciddi yaralanma
–Yakın zamanda geçirilmiş cerrahi girişim (dişlerle ilgili işlemler dahil)
–Yakın zamanda geçirilmiş veya tekrarlayan mide veya barsak kanaması (örn. mide ülseri ya da kolon polipleri)
–Böbrek hastalığı ya da orta derecede karaciğer problemleri
–Bazı ilaçların alınıyor olması (bkz. “Diğer ilaçlar ile birlikte kullanım”)
–7 gün içinde planlanan cerrahi girişim (dişlerle ilgili işlemler dahil). Doktorunuz kanama riski nedeniyle geçici olarak SUGVİDA almayı kesmenizi isteyebilir.
•Eğer klopidogrele ya da diğer pıhtılaşmayı önleyici maddelere karşı alerjik reaksiyon (aşırı duyarlılığınız) varsa SUGVİDA tedavisine başlamadan önce doktorunuza söyleyiniz.
2
Eğer sonrasında SUGVİDA kullanır ve döküntü, kaşıntı, şişen yüz, şişen dudaklar ya da nefes darlığı ile tanımlanan alerjik reaksiyonlar yaşarsanız derhal doktorunuza söylemelisiniz.
SUGVİDA Kullanırken:
Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP) adı verilen, açıklanamayan aşırı yorgunluk, zihin karışıklığı, cildin ya da gözlerin sararması (sarılık) ile birlikte ya da yalnız gözlenebilen, ateş ve derinin altında iğne başı şeklinde kırmızı noktacıklar halinde belirebilen morarmaları içeren bir tıbbi durumunuz oluşursa derhal doktorunuza söylemelisiniz. (Bakınız bölüm 4 ‘Olası Yan Etkiler Nelerdir?’)
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
SUGVİDA’nın yiyecek ve içecek ile kullanılması
SUGVİDA yemekle birlikte veya yemek aralarında alınabilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SUGVİDA alırken hamile kalırsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız doktorunuza söyleyiniz. SUGVİDA’yı yalnızca, doktorunuzla doğmamış çocuğunuz için olası faydaları ve olası riskleri tartıştıktan sonra kullanmalısınız.
Hamileyseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, bu ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emziriyorsanız bu ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Araç ve makine kullanımı
SUGVİDA’nın taşıt veya makine kullanma yeteneğinizi etkilemesi beklenmez.
SUGVİDA içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler SUGVİDA’nın içeriğinde özel uyarı gerektiren herhangi bir yardımcı madde bulunmamaktadır.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Reçetesiz ilaçlar, diyet takviyeleri ve bitkisel ilaçlar dahil yakın zamanda aldığınız diğer ilaçlar varsa bunları lütfen doktorunuza söyleyiniz. Eğer klopidogrel (antitrombotik ilaç) varfarin (kan pıhtılaşmasını azaltmak için kullanılan bir ilaç) veya ağrı ve ateş tedavisi için (ibuprofen,
3
naproksen, etorikoksib gibi) bir “steroid olmayan anti inflamatuar ilaç” alıyorsanız bunu mutlaka doktorunuza bildirmeniz gerekir. SUGVİDA ile birlikte uygulandıklarında bu ilaçlar kanama riskini artırabilir.
Morfin veya diğer opioidleri (şiddetli ağrı için kullanılır) alıyorsanız, doktorunuza söyleyiniz.
SUGVİDA kullanırken başka ilaçları ancak ve sadece doktorunuz bunları kullanabileceğinizi söyledikten sonra alınız.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. SUGVİDA nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
SUGVİDA’yı her zaman doktorunuzun tam olarak size söylediği şekilde kullanınız. İlacı nasıl kullanacağınızdan emin değilseniz doktorunuz veya eczacınız ile bunu kontrol ediniz.
SUGVİDA’nın olağan rutin günlük dozu günde 10 mg’dır. Tedaviye 60 mg’lık tek başlangıç dozu ile başlanacaktır. Doktorunuz asetilsalisilik asit kullanmanızı da isteyecektir (çoğunlukla günde 75 mg – 325 mg)
SUGVİDA’yı kullanmaya başlayınca bütün doktorlara, diş hekimlerine ve eczacınız gibi diğer sağlık profesyonellerine bu ilacı kullanmakta olduğunuzu söylemeniz önemlidir.
Uygulama yolu ve metodu:
SUGVİDA ağızdan alınır. SUGVİDA’yı aç veya tok karnına alabilirsiniz. Dozunuzu her gün yaklaşık olarak aynı saatte alınız. Tabletleri kırmayınız veya ezmeyiniz.
Değişik yaş grupları
Çocuklarda kullanımı:
SUGVİDA 18 yaşın altındaki ergenlerde kullanılmamalıdır.
Yaşlılarda kullanımı:
SUGVİDA 75 yaş ve üzerindeki hastalarda potansiyel kanama riski nedeniyle kullanılmamalıdır.
Özel kullanım durumları
Karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. SUGVİDA potansiyel kanama riski nedeniyle ağır karaciğer hastalığı olan kişilerde kullanılmamalıdır.
4
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Böbrek yetmezliği olan hastalarda sınırlı terapötik deneyim bulunduğundan, SUGVİDA bu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Eğer SUGVİDA’nın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla SUGVİDA kullandıysanız
SUGVİDA’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
Derhal doktorunuz veya hastane ile temasa geçiniz çünkü aşırı kanama riski olabilir. Mümkünse doktora göstermek için ilaç kutunuzu yanınıza alınız.
SUGVİDA’yı kullanmayı unutursanız
Günlük planlanan dozunuzu almayı unutursanız hatırladığınız an SUGVİDA tabletinizi alınız. Bir gün boyunca dozunuzu unutursanız sonraki gün olağan dozda SUGVİDA kullanmaya devam ediniz. 28 tabletlik kutular için blisterde basılı takvime bakarak son SUGVİDA tabletini hangi gün aldığınızı kontrol ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
SUGVİDA ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuza danışmadan SUGVİDA’yı kullanmayı bırakmayınız. SUGVİDA’yı erken almayı bırakırsanız, kalp krizi riskiniz daha yüksek olabilir.
Bu ürünün kullanımıyla ilgili başka sorularınız varsa doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, SUGVİDA’nın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın 1’inden az, fakat 100 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın 1’inden az, fakat 1.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir.
: 1.000 hastanın 1’inden az, fakat 10.000 hastanın 1’inden fazla Seyrek
görülebilir.
Çok seyrek : 10.000 hastanın 1’inden az görülebilir.
Bilinmeyen : Eldeki veriler ile belirlenemeyecek kadar az hastada görülebilir.
5
Aşağıdakilerden biri olursa SUGVİDA’yı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz •Kollarda, bacak veya yüzde özellikle vücudun bir yanında ani uyuşukluk veya güçsüzlük, •Ani zihin karışıklığı, başkalarını anlama veya konuşma güçlüğü,
•Ani yürüme güçlüğü veya denge kaybı ya da koordinasyon bozukluğu
•Ani sersemlik hissi veya nedeni bilinmeyen ani şiddetli baş ağrısı.
Yukarıdakilerin tümü inme belirtisi olabilir. İnme daha önce inme veya geçici iskemik atak (GİA) geçirmemiş olan SUGVİDA alan hastalarda görülen nadir bir yan etkidir.
Ayrıca aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz derhal doktorunuza bildiriniz;
•Açıklanamayan aşırı yorgunluk, zihin karışıklığı, cildin ya da gözlerin sararması (sarılık) ile birlikte ya da yalnız gözlenebilen ateş ve derinin altında iğne başı şeklinde kırmızı noktacıklar halinde belirebilen morarmalar (Bakınız bölüm 2 ‘SUGVİDA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler’)
•Döküntü, kaşıntı, şişen yüz, şişen dil/dudaklar ya da nefes darlığı. Bunlar şiddetli bir alerjik reaksiyonun belirtileri olabilir (Bakınız bölüm 2 ‘SUGVİDA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler’)
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•İdrarda kan
•Makattan kanama, dışkıda kan veya siyah renkli dışkı
•Kontrol edilemeyen kanama örneğin bir kesik olmasından sonra
Yukarıdakilerden tümü kanama belirtileri olabilir ve bunlar SUGVİDA’nın en sık görülen yan etkileridir. Yaygın olmamasına rağmen, ciddi kanama hayatı tehdit edici olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:
Yaygın yan etkiler:
•Mide veya barsaklarda kanama
•İğne giriş yerinden kanama
•Burun kanamaları
•Deri döküntüsü
•Deride küçük kırmızı morarmalar (ekimoz)
•İdrarda kan
•Hematom (Deri altında, enjeksiyon yerinde, kas içinde şişmeye neden olan kanama) •Düşük hemoglobin veya eritrosit sayısı (anemi-kansızlık)
•Morarma
6
Yaygın olmayan yan etkiler:
•Alerjik reaksiyon (döküntü, kaşıntı, şişen dil/dudaklar ya da nefes darlığı)
• Göz, makat, diş etleri ve karın içinde iç organların çevresinde kendiliğinden kanama •Cerrahi girişimden sonra kanama
•Öksürerek kan tükürme
•Dışkıda kan
Seyrek yan etkiler:
•Kandaki trombosit sayısında azalma
•Deri altında şişmeye yol açan kanama
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. SUGVİDA’nın saklanması
SUGVİDA’yı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
SUGVİDA film tabletleri, nemden korumak için orijinal ambalajında ve 25ºC altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra SUGVİDA’yı kullanmayınız. Son kullanma tarihi o ayın son gününü gösterir.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz, SUGVİDA’yı kullanmayınız.
Kalan ilaçlarınızı lütfen eczacınıza geri götürünüz. İlaçlar evsel atıklar ile birlikte veya atık su yoluyla atılmamalıdır. İhtiyacınız olmayan ilaçları nasıl atacağınızı eczacınıza sorunuz. Bu tedbirler çevreyi korumaya yardımcı olacaktır.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
7
Ruhsat Sahibi: Celtis İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Esenler / İSTANBUL
Telefon : 0 850 201 23 23
Faks : 0 212 481 61 11
E-mail :
Üretim Yeri: Neutec İlaç San. Tic. A.Ş.
Arifiye / SAKARYA
Bu kullanma talimatı 29.05.2023 tarihinde onaylanmıştır.
8
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SUGVİDA 10 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Prasugrel hidroklorür 10,98 mg (10 mg prasugrele eşdeğer)
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için, 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet
Pembe, yuvarlak, bikonveks film kaplı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
SUGVİDA, asetilsalisilik asit (ASA) ile birlikte, primer veya geç perkütan koroner girişim (PKG) ile tedavi edilecek akut koroner sendromlu (AKS) [ör. stabil olmayan angina ST-segment elevasyonsuz miyokard enfarktüsü (UA/NSTEMI) ya da ST-segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI)] hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesi için endikedir.
(Daha fazla bilgi için bkz. Bölüm 5.1)
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji
Yetişkinler
SUGVİDA tedavisine 60 mg’lık tek bir yükleme dozu ile başlanmalı ve sonra günde bir defa 10 mg ile devam edilmelidir. UA/NSTEMI geçiren ve hastaneye yatıştan sonra 48 saat içinde koroner anjiyografi uygulanan hastalarda yükleme dozu sadece PKG sırasında verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 5.1). SUGVİDA alan hastalar ayrıca her gün ASA (75 mg – 325 mg) almalıdır.
PKG ile tedavi edilen AKS hastalarında SUGVİDA dahil antitrombosit tedavisinin erken kesilmesi; tromboz, miyokard enfarktüsü veya hastanın altta yatan hastalığına bağlı ölüm riskinde artışla sonuçlanabilir. SUGVİDA tedavisinin kesilmesinin klinik olarak endike olduğu durumlar dışında tedaviye 12 ay devam edilmesi önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).
1
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır. SUGVİDA yemeklerden önce veya sonra kullanılabilir. 60 mg prasugrel yükleme dozu aç karnına uygulandığında hızlı etki başlangıcına yol açabilir (Bkz. Bölüm 5.2). Tableti kırmayınız ya da ezmeyiniz.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Son evre böbrek hastalığı olan hastalar dahil böbrek yetmezliği olan hastalar için doz ayarlamasına gerek yoktur (Bkz. Bölüm 5.2). Böbrek yetmezliği olan hastalara ait sınırlı terapötik deneyim bulunmaktadır (Bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ve orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda (Child Pugh Sınıf A ve B) doz ayarlamasına gerek yoktur (Bkz. Bölüm 5.2). Hafif ve orta dereceli karaciğer fonksiyon bozukluğuna ait sınırlı terapötik deneyim bulunmaktadır (Bkz. Bölüm 4.4). Ağır karaciğer yetmezliğinde (Child Pugh sınıf C) kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon:
Güvenlilik ve etkililiğe ilişkin veri yetersizliği nedeniyle SUGVİDA’nın 18 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması tavsiye edilmemektedir. Orak hücreli anemisi olan çocuklarla ilgili sınırlı veriler mevcuttur (bkz. bölüm 5.1).
Geriyatrik popülasyon:
75 yaş ve üzeri hastalarda kullanımı: SUGVİDA, 75 yaş ve üzeri hastalarda kullanılmamalıdır. 75 yaş ve üzeri hastalar kanamaya karşı büyük hassasiyet ve prasugrelin aktif metabolitine karşı yüksek maruziyet gösterir (Bkz. Bölüm 4.4, 4.8, 5.1 ve 5.2).
4.3 Kontrendikasyonlar
•Etkin maddeye veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık (Bkz. Bölüm 6.1).
•Aktif patolojik kanama.
•İnme veya geçici iskemik atak (GİA) geçmişi
• Şiddetli karaciğer bozukluğu (Child Pugh sınıf C)
•75 yaş üstü veya 60 kg altındaki hastalarda kullanılmamalıdır.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kanama riski:
Faz 3 klinik çalışmada (TRITON) ana dışlama kriterine kanama riskinin artması, anemi, trombositopeni, patolojik kafa içi bulguları geçmişi dahil edilmiştir. Akut koroner sendromu olan ve prasugrel ve ASA ile perkütan koroner girişim (PKG) tedavisi gören hastalar, TIMI
2
sınıflandırma sistemine göre majör ve minör kanama riskinde artış göstermişlerdir. Bu nedenle, SUGVİDA’nın artmış kanama riski olan hastalarda kullanımı, ciddi kanama riskine karşı iskemik olayların önlenmesindeki yararı fazlaysa dikkate alınmalıdır. Bu endişe özellikle aşağıdaki hastalar için dikkate alınmalıdır:
•75 yaş ve üzerindeki hastalar (aşağıya bakınız).
•Kanama eğilimi olan hastalar (ör: yakın zamanda travma, yakın zamanda cerrahi operasyon, yakın zamanda veya tekrarlayan gastrointestinal kanama, aktif peptik ülser hastalığı).
•Ağırlığı 60 kg’ın altında olan hastalar: SUGVİDA 60 kg’ın altında olan hastalarda kullanılmamalıdır. (Bkz. Bölüm 4.8 ve 5.2).
•Oral antikoagülanlar, klopidogrel, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ve fibrinolitikler dahil kanama riskini artırabilen ilaçların birlikte uygulanması.
Aktif kanaması olan hastalarda SUGVİDA’nın farmakolojik etkilerinin geri dönüştürülmesi gerekirse, trombosit transfüzyonu uygun olabilir.
Prasugrelle terapötik deneyim böbrek yetmezliği (ESRD-End Stage Renal Disease/son dönem böbrek yetmezliği dahil) ve orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda sınırlıdır. Bu hastalarda artan kanama riski olabilir. Bu nedenle prasugrel bu hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
SUGVİDA 75 yaş ve üzeri hastalarda kullanılmamalıdır. Faz 3 klinik çalışmasında bu hastalar, 75 yaş altındakilerle karşılaştırıldığında kanamalar özellikle fatal kanamalar açısından büyük risk altındadırlar (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).
Hastalar prasugrel (ASA ile birlikte) aldığında kanamanın durdurulmasının daha uzun sürebileceği konusunda uyarılmalıdır ve alışılmadık herhangi bir kanamayı (bölge veya süre) doktorlarına bildirmelidirler.
NSTEMI geçiren hastalarda yükleme dozu zamanlaması ile ilişkili kanama riski:
Randomizasyon sonrası 2-48 saat içerisinde koroner anjiyografi planlanmış NSTEMI hastalarında yapılan bir klinik çalışma (ACCOAST çalışması) ile prasugrel yükleme dozunun koroner anjiyografiden ortalama 4 saat önce uygulanmasının, PKG sırasında prasugrel yükleme dozunun uygulanmasına kıyasla major ve minör prosedürel kanama riskini arttırdığı gösterilmiştir. Bu nedenle UA/NSTEMI geçiren ve hastaneye yatıştan 48 saat içinde koroner anjiyografi uygulanan hastalara yükleme dozu PKG sırasında verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.2, 4.8 ve 5.1)
Cerrahi:
Hastalar herhangi bir cerrahi girişim planlanmadan ve herhangi bir yeni ilaç almadan önce hekim ve diş hekimlerini prasugrel kullandıklarına dair bilgilendirmelidirler. Eğer hasta elektif bir cerrahi operasyon geçirecekse ve antitrombosit etki istenmiyorsa, SUGVİDA cerrahiden en az 7
3
gün önce kesilmelidir. Prasugrelin bırakılmasından sonra 7 gün içinde koroner arter bypass greft (CABG) cerrahisi geçiren hastalarda kanamanın sıklığı (3 katı) ve şiddeti artabilir (Bkz. Bölüm 4.8). Koroner anatomisi tanımlanmamış ve acil CABG cerrahi olasılığı olan hastalarda prasugrelin risk ve yararları dikkatle değerlendirilmelidir.
Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP):
TTP prasugrel kullanımıyla bildirilmiştir. TTP ciddi bir durumdur ve derhal tedavi gerektirir.
Anjioödemi içeren hipersensitivite:
Prasugrel alan hastalarda, klopidogrele karşı hipersensitivite geçmişi olan hastalar dahil, anjioödemi de içeren hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Tienopiridinlere karşı bilinen alerjisi olan hastaların hipersensitivite belirtileri için gözlenmeleri tavsiye edilir. (bkz. bölüm 4.8).
Morfin ve diğer opioidler
Prasugrel ve morfinin birlikte uygulandığı hastalarda prasugrel etkililiğinin azaldığı görülmüştür (bkz. bölüm 4.5).
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Varfarin: Prasugrelin varfarin dışındaki kumarin türevleri ile birlikte kullanımı araştırılmamıştır. Kanama riskindeki artış potansiyeli nedeniyle, varfarin (veya diğer kumarin türevleri) ile SUGVİDA birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler): Kronik olarak alınan NSAİİ’ler ile birlikte kullanım araştırılmamıştır. Kanama riskindeki artış potansiyeli nedeniyle, kronik olarak alınan NSAİİ (COX-2 inhibitörleri dahil) ile SUGVİDA birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
SUGVİDA (statinler dahil) sitokrom P450 enzimleriyle metabolize edilen ilaçlarla veya sitokrom P450 enzimlerinin indükleyicileri veya inhibitörleri olan ilaçlarla birlikte uygulanabilir. SUGVİDA ASA, heparin, digoksin ve ayrıca proton pompası inhibitörleri ve H2 bloker gibi gastrik pH’yı yükselten ilaçlarla birlikte de verilebilir. Her ne kadar spesifik etkileşim çalışmalarında araştırılmamışsa da prasugrel faz 3 klinik çalışmada düşük molekül ağırlıklı heparin, bivalirudin ve GP IIb/IIIa inhibitörleri (kullanılan GP IIb/IIIa inhibitörlerinin tipi hakkında bilgi bulunmamaktadır) ile klinik anlamlı olarak advers reaksiyon kanıtları olmadan birlikte uygulanmıştır.
Diğer tıbbi ürünlerin SUGVİDA üzerindeki etkileri:
Asetilsalisilik asit: SUGVİDA ASA ile birlikte kullanılmalıdır. ASA ile farmakodinamik etkileşme kanama riskini artırmaya yol açıyorsa da, prasugrelin etkililik ve güvenliliği hastaların ASA ile birlikte tedavisi ile ortaya çıkmaktadır.
4
Heparin: Tek bir intravenöz bolus fraksiyone olmayan heparin dozu (100 U/kg) trombosit agregasyonunun prasugrel-aracılı inhibisyonunu anlamlı ölçüde değiştirmemiştir. Bunun gibi, prasugrel heparinin koagülasyon ölçümleri üzerindeki etkisini anlamlı ölçüde değiştirmemiştir. Bu nedenle, her iki tıbbi ürün birlikte uygulanabilir. SUGVİDA heparin ile birlikte kullanıldığında kanama riski artabilir.
Statinler: Atorvastatin (günde 80 mg) prasugrel farmakokinetiğini ve onun trombosit agregasyonunun inhibisyonunu değiştirmemiştir. Bu nedenle, CYP3A substratları olan statinlerin prasugrelin farmakokinetiği veya onun trombosit agregasyonu inhibisyonu üzerinde etkisinin olması beklenmemektedir.
Gastrik pH’yı yükselten ilaçlar: Ranitidin (bir H2 bloker) veya lansoprazolün (bir proton pompası inhibitörü) her gün birlikte uygulanması prasugrelin aktif metabolitinin EAA ve Tmaks değerlerini değiştirmemiş ama Cmaks’ı sırasıyla %14 ve %29 azaltmıştır. Faz 3 klinik çalışmada, prasugrel proton pompası inhibitörü veya H2 blokeri kullanımına bakılmaksızın uygulanmıştır. 60 mg prasugrel yükleme dozunun proton pompası inhibitörleri ile birlikte kullanılmaması hızlı etki başlangıcını sağlar.
CYP3A inhibitörleri: Selektif ve potent bir CYP3A4 ve CYP3A5 inhibitörü olan ketokonazol (günde 400 mg), prasugrel-aracılı trombosit agregasyonu inhibisyonunu veya prasugrelin aktif metabolitinin EAA ve Tmaks değerini etkilememiş ama Cmaks değerini %34 ila %46 oranında azaltmıştır. Bu nedenle, azol antifungaller, HIV proteaz inhibitörleri, klaritromisin, telitromisin, verapamil, diltiazem, indinavir, siprofloksasin ve greyfurt suyu gibi CYP3A inhibitörlerinin aktif metabolitin farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etkisinin olması beklenmemektedir.
Sitokrom P450 indükleyicileri: CYP3A ve CYP2B6’nın potent bir indükleyici ve CYP2C9, CYP2C19 ve CYP2C8’in indükleyicisi olan rifampisin (günde 600 mg), prasugrel
ölçüde
değiştirmemiştir. Bu nedenle rifampisin, karbamazepin gibi bilinen CYP3A indükleyicilerinin ve diğer sitokrom P450 indükleyicilerinin aktif metabolitin farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etkisinin olması beklenmemektedir.
Morfin ve diğer opioidler:
Morfinle tedavi edilen akut koroner sendromu olan hastalarda prasugrel ve aktif metaboliti de dahil olmak üzere oral P2Y12 inhibitörlerine gecikmeli ve daha az maruziyet görülmüştür. Bu etkileşim gastrointestinal motilitenin azalması ile ilgili olabilir ve diğer opioidler için de geçerlidir. Klinik anlamı bilinmemektedir; ancak veriler prasugrel ve morfinin birlikte uygulandığı hastalarda, prasugrel etkililiğinde azalma potansiyelini göstermektedir. Morfinin kesilemeyeceği ve hızlı P2Y12 inhibisyonunun önemli olarak görüldüğü akut koroner sendromu olan hastalarda, parenteral P2Y12 inhibitörünün kullanılması düşünülebilir.
5
SUGVİDA’nın ’in diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkileri:
Digoksin: Prasugrelin digoksin farmakokinetiği üzerinde klinik açıdan anlamlı bir etkisi yoktur.
CYP2C9 tarafından metabolize edilen ilaçlar: Prasugrel S-varfarin farmakokinetiğini etkilemediğinden CYP2C9’u inhibe etmemiştir. Artmış kanama riski potansiyeli nedeniyle, varfarin ve SUGVİDA birlikte dikkatle uygulanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
CYP2B6 tarafından metabolize edilen ilaçlar: Prasugrel CYP2B6’nın zayıf bir inhibitörüdür.
olan
hidroksibupropiyona maruziyeti %23 oranında azaltmıştır. CYP2B6’nın tek metabolik yolak olduğu ve terapötik penceresi dar olan ilaçlarla (ör: siklofosfamid, efavirenz) birlikte prasugrel kullanımında bu etkinin klinik olarak önemli olması muhtemeldir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6 Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Yeterli veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Hayvan üreme çalışmaları insan yanıtı için daima bir öngörü oluşturmadığından, SUGVİDA gebelikte daima yalnızca anneye olan potansiyel yarar, fetüse olan potansiyel riskten fazla olduğunda kullanılmalıdır.
Prasugrel için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. (Bkz. Bölüm 5.3).
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
6
Laktasyon dönemi
Prasugrelin insanda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvan çalışmaları,
prasugrelin anne sütüne geçtiğini göstermiştir. Emzirme döneminde prasugrel kullanılması
önerilmez.
Üreme yeteneği/Fertilite
Prasugrel’in günlük tavsiye edilen insan idame dozunun (mg/m2 bazında) 240 katına kadar
maruziyetinin erkek ve dişi sıçanlarda fertilite üzerinde etkisi olmamıştır.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Prasugrel’in taşıt ve makineleri kullanma yeteneği üzerinde etkisinin olmaması veya bu etkilerin
ihmal edilebilir düzeyde olması beklenir.
4.8 İstenmeyen etkiler
a.Advers reaksiyonların tablolanmış özeti
TRITON çalışmasındaki ya da spontan olarak rapor edilen, hemorajik ve hemorajik olmayan advers reaksiyonlar, sıklık ve organ sınıfına göre Tablo 1’de özetlenmektedir. Sıklıklar aşağıdaki gibi tanımlanmıştır:
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥ 1/10.000 – <1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (elde edilen verilerden hareketle tahmin edilemiyor.)
Tablo 1: Hemorajik ve hemorajik olmayan advers reaksiyonlar
Sistem Organ Sınıfı
Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
Bilinmiyor
Kan ve lenfatik
sistem bozuklukları
Anemi
Trombotik
trombositopenik Purpura (TTP)-Bkz. Bölüm 4.4
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Anjioödemi içeren hipersensitivite
Göz hastalıkları
Gözde kanama
Vasküler
hastalıklar
Hematom
Solunum, göğüs hastalıkları ve
mediastinal
hastalıklar
Epistaksis
Hemoptizi
7
Gastrointestinal hastalıklar
Gastrointestin al hemoraji
Retroperitoneal hemoraji
Rektal hemoraji Hematokezi
Diş eti kanaması
Döküntü Ekimoz
Böbrek ve idrar hastalıkları
Hematüri
Genel bozukluklar ve uygulama
bölgesine ilişkin
hastalıklar
Damara giriş yerinde
hematom
Damara giriş yerinde
hemoraji
Yaralanma,
zehirlenme ve
prosedürel
komplikasyonlar
Kontüzyon
Prosedür sonrası kanama
Subkütan hematom
GİA veya inme öyküsü olan ya da olmayan hastalarda, faz 3 çalışmadaki inme insidansı aşağıdaki gibidir (Bkz. Bölüm 4.4):
Prasugrel
Klopidogrel
Evet (N=518)
%1,2 (%0 IKK*)
Hayır (N=13.090)
%1 (%0,3 IKK*)
* IKK=intrakraniyal kanama.
b. Güvenlik profili özeti
PKG planlanan akut koroner sendromlu hastalardaki güvenliliği, klopidogrel-kontrollü bir çalışmada (TRITON) değerlendirilmiştir. Bu çalışmada 6741 hasta medyan 14,5 ay süreyle (60 mg yükleme dozu ve günde bir defa 10 mg idame dozunda) prasugrel almıştır (5802 hasta 6 ay ve 4136 hasta 1 yıldan uzun süre tedavi edilmiştir). Advers olay nedeniyle çalışma ilacının kesilme oranı prasugrel için %7,2 klopidogrel içinse %6,3 olmuştur. Bunlardan, kanama her iki ilaç için de çalışma ilacının kesilmesine yol açan en sık görülen advers reaksiyondur (prasugrel için %2,5 ve klopidogrel için %1,4).
Kanama
Koroner arter bypass greft (CABG) ile ilişkili olmayan kanama
TRITON çalışmasında, CABG ile ilişkili olmayan bir kanama olayı yaşayan hastaların sıklığı Tablo 2’de gösterilmiştir. CABG ile ilişkili olmayan TIMI majör kanama veya TIMI minör
8
kanama, UA/NSTEMI ve tüm AKS popülasyonlarında prasugrel ile tedavi edilen hastalarda klopidogrele göre istatistiksel olarak anlamlı ölçüde yüksektir. STEMI popülasyonunda anlamlı fark görülmemiştir. En sık spontan kanama yeri gastrointestinal sistemdir (prasugrel ile oran %1,7 ve klopidogrel ile %1,3); girişimle oluşan kanamanın en sık görüldüğü yer, arterdeki ponksiyon yeridir (prasugrel ile oran %1,3 ve klopidogrel ile %1,2).
Tablo 2: CABG ile ilişkili olmayan kanama insidansıa (Hastaların %’si)
TIMI majör kanamac
Yaşamı tehdit edend
Fatal
Semptomatik ICHe
İnotrop
gerektiren
Cerrahi
müdahale gerektiren
Transfüzyon
gerektiren (≥4 ünite)
TIMI minör kanamaf
a Miyokard Enfarktüsünde Tromboliz (TIMI) Çalışma Grubunca tanımlanmış kriterlere göre merkezi olarak hüküm verilen olaylar.
b Uygun olduğunda diğer standart tedaviler kullanılmıştır.
c Hemoglobinin ≥5 g/dL’den fazla düşmesi ile birlikte olan aşikar klinik kanama veya bir intrakraniyal kanama
d Yaşamı tehdit eden kanama, TIMI majör kanamanın bir alt grubudur ve aşağıdaki tipleri içerir. Hastalar birden fazla satırda sayılmış olabilir.
e ICH=intrakraniyal kanama.
f Hemoglobin >3 g/dL ama <5 g/dL düşme ile birlikte olan aşikar klinik kanama
9
75 yaş ve üzeri hastalar
CABG ile ilişkili olmayan TIMI majör veya minör kanama oranları:
*TRITON çalışmasında, PKG planlanan AKS hastaları
**TRILOGY-ACS çalışmasında, PKG planlanmamış hastalar (Bkz. Bölüm 5.1) a 10 mg prasugrel; Eğer hasta 60 kg’ın altındaysa 5 mg prasugrel
60 kg’dan az olan hastalar
CABG ile ilişkili olmayan TIMI majör veya minör kanama oranları:
*TRITON çalışmasında, PKG planlanan AKS hastaları
**TRILOGY-ACS çalışmasında, PKG planlanmamış hastalar (Bkz. Bölüm 5.1) a 10 mg prasugrel; Eğer hasta 75 yaşın üzerindeyse 5 mg prasugrel
60 kg’ın üzerindeki ve 75 yaşın altındaki hastalar
60 kg’dan fazla olan ve 75 yaşın altındaki hastalarda CABG ile ilişkili olmayan TIMI majör kanama oranları prasugrel için %3,6, klopidogrel için %2,8’dir. Fatal kanama oranları ise prasugrel için %0,2, klopidogrel için %0,1’dir.
CABG ile ilişkili kanama
Faz 3 klinik çalışmada, 437 hasta çalışma sırasında CABG geçirmiştir. Bu hastalarda, CABG ile ilişkili TIMI majör veya minör kanama oranı prasugrel grubunda %14,1 ve klopidogrel grubunda %4,5 olmuştur. Prasugrel ile tedavi edilen hastalardaki daha yüksek kanama riski çalışma ilacının en son dozundan sonra 7 güne kadar sürmüştür. CABG’den önceki 3 gün içerisinde tienopiridin alan hastalarda, TIMI majör ve minör kanama sıklığı prasugrel grubunda %26,7 (45 hastanın 12’si) iken, klopidogrel grubunda bu oran %5 (60 hastanın 3’ü) idi. CABG’den önceki 4-7 gün içinde tienopiridin son dozunu alan hastalarda sıklık prasugrel grubundakilerde %11,3 (80
10
hastanın 9’u) iken klopidogrel grubunda %3,4 (89 hastanın 3’ü) olarak azalmıştır. İlacın bırakılmasından 7 günden sonra CABG ilişkili kanamaların tedavi gruplarında aynı olduğu gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
NSTEMI geçiren hastalarda yükleme dozu zamanlaması ile ilişkili kanama riski
Randomizasyon sonrası 2-48 saat içerisinde koroner anjiyografi planlanmış NSTEMI hastaları ile yapılan klinik çalışma (ACCOAST çalışması) ile koroner anjiyografiden ortalama 4 saat önce 30 mg ve PKG sırasında 30 mg yükleme dozu verilen hastalarda, CABG ile ilişkili olmayan prosedürel kanama riskinde artış olduğu ve bunun PKG sırasında 60 mg yükleme dozu alan hastalara göre hiçbir ek faydasının bulunmadığı gösterilmiştir (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Hastalardaki 7 günlük CABG ile ilişkili olmayan TIMI kanama oranları aşağıdaki gibidir:
Koroner Anjiyografi Öncesi Prasugrela
(N = 2037)
%
PKG sırasında Prasugrela (N = 1996)
%
TIMI majör kanamab
Yaşamı tehdit edenc
Fatal
Semptomatik IKKd
İnotrop gerektiren
Cerrahi müdahale gerektiren
Transfüzyon gerektiren (≥ 4 ünite)
TIMI minör kanamae
a Uygun olduğunda diğer standart tedaviler kullanılmıştır.Aspirin ve günlük prasugrel idame dozu almak için tüm hastalara sağlanan klinik çalışma protokolü
b Hemoglobinin ≥ 5 g/dL’den fazla düşmesi ile birlikte olan aşikar klinik kanama veya bir intrakraniyal kanama
c Yaşamı tehdit eden kanama TIMI majör kanamanın bir alt grubudur ve aşağıdaki tipleri içerir.
Hastalar birden fazla satırda sayılmış olabilir
d IKK=intrakraniyal kanama.
e Hemoglobinde ≥3 g/dL ama <5 g/dL düşme ile birlikte olan aşikar klinik kanama
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
11
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
dozu kanama zamanında uzamaya ve bunu izleyen kanama
komplikasyonlarına yol açabilir. Prasugrelin farmakolojik etkisinin geri dönüştürülmesine ilişkin veriler mevcut değildir; ancak, eğer kanama zamanının hızla düzeltilmesi gerekirse trombosit transfüzyonu ve/veya başka kan ürünlerinin transfüzyonu düşünülebilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Trombosit agregasyon inhibitörleri (Heparin hariç) ATC kodu: B01AC22
Etki mekanizması
Farmakodinamik etkiler
Prasugrel, aktif metabolitinin trombositlerin üzerindeki adenozin difosfat (ADP) reseptörlerinin P2Y12 sınıfına geri dönüşümsüz bağlanmasıyla trombosit aktivasyonunu ve agregasyonunu inhibe etmektedir. Trombositler aterosklerotik hastalığın trombotik komplikasyonlarının başlatılmasında ve/veya gelişmesinde yer aldığından, trombosit fonksiyonunun inhibisyonu ölüm, miyokard enfarktüsü veya inme gibi kardiyovasküler olayların oranının düşmesi ile sonuçlanabilir.
Prasugrel’in 60 mg’lık bir yükleme dozunu takiben, ADP ile indüklenen trombosit agregasyonu inhibisyonu 5 mikromol ADP için 15 dakikada ve 20 mikromol ADP için 30 dakikada ortaya çıkmaktadır. Trombosit agregasyonunun maksimum inhibisyonu 5 mikromol ADP’de %83 ve 20 mikromol ADP’de %79’dur. Stabil aterosklerozu olan hastaların ve sağlıklı kişilerin %89’unda her iki ADP konsantrasyonu için 1 saatte trombosit agregasyonu en az %50 inhibe olmaktadır. Trombosit agregasyonunun prasugrel aracılı inhibisyonu 5 mikromol ve 20 mikromol ADP ile bireyler-arası (%9) ve bireyin kendi içinde (%12) düşük seviyede değişkenlik göstermektedir. Trombosit agregasyonunun ortalama kararlı durum inhibisyonu 20 mikromol ve 5 mikromol ADP için sırasıyla %69 ve %74 olup buna bir prasugrel yükleme dozundan sonra 3-5 gün 10 mg idame dozuyla ulaşılmaktadır. Kişilerin %98’inden fazlasından idame dozu sırasında trombosit agregasyonunun inhibisyonu ≥ %20 olmuştur.
Trombosit agregasyonu, prasugrelin tek bir 60 mg’lık yükleme dozundan 7-9 gün sonra ve kararlı durumda idame dozunun kesilmesinden sonra 5 gün içinde başlangıç değerlerine tedrici olarak geri dönmüştür.
İlaç Değiştirme Verileri: On gün süreyle günde bir defa 75 mg klopidogrel uygulamasını takiben, 40 sağlıklı kişi 60 mg yükleme dozu ile veya yükleme dozu olmaksızın günde bir defa 10 mg prasugrele geçmiştir. Benzer ya da yüksek trombosit agregasyonunun inhibisyonu prasugrel ile de görülmüştür. Prasugrel 60 mg yükleme dozuna direkt olarak geçiş yüksek trombosit inhibisyonununun hızlı başlangıcına yol açar. 900 mg klopidogrel (ASA ile birlikte) yüklemesi sonrası AKS’li 56 kişi 14 gün boyunca günde günde bir defa 10 mg prasugrel ya da günde bir
12
defa 150 mg klopidogrel ile tedavi edilmiş ve daha sonra 14 gün boyunca ya 150 mg klopidogrele ya da 10 mg prasugrele geçiş yapmışlardır. 150 mg klopidogrele kıyasla 10 mg prasugrele geçen hastalarda daha yüksek trombosit agregasyonu inhibisyonu gözlenmiştir. PKG planlanan 276 AKS’li hasta ile yapılan bir çalışmada, koroner anjiyografi öncesi hastanede ilk yükleme dozu olarak 600 mg klopidogrel veya plasebo uygulanan hastalara bunun yerine, perkütan koroner girişim sırasında 60 mg prasugrel yükleme dozu uygulanması ile hastalarda, 72 saat süresince trombosit agregasyon inhibisyonunun benzer şekilde arttığı görülmüştür.
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Akut Koroner Sendrom (AKS):
Faz 3-TRITON çalışması prasugreli klopidogrel ile karşılaştırmış; ikisi de ASA ve diğer standart tedavilerle birlikte uygulanmıştır. TRITON 13,608 hastanın dahil edildiği, çok merkezli, uluslararası, randomize, çift kör, paralel gruplu bir çalışmadır. Hastalarda orta ya da yüksek riskli UA, NSTEMI veya STEMI ile AKS vardır ve PKG ile tedavi edilmişlerdi.
Semptomların başlangıcından 72 saat içinde UA/NSTEMI geçirmiş hastalar veya 12 saat ile 14 gün arasında semptomları olan STEMI geçirmiş hastalar koroner anatominin öğrenilmesinden sonra randomize edilmişlerdir. On iki saat içinde bulunan semptomları olan ve primer PKG planlanan STEMI geçiren hastalar koroner anatomi bilinmeden randomize edilebilmiştir. Tüm hastalar için yükleme dozu, randomizasyon ile hastanın kateterizasyon laboratuvarını terk ettikten 1 saat sonrası arasında herhangi bir zamanda uygulanabilmiştir.
Prasugrel (60 mg yükleme dozunu takiben günde bir defa 10 mg) veya klopidogrel (300 mg yükleme dozunu takiben günde bir defa 75 mg) almak üzere randomize edilen hastalar medyan 14,5 ay süreyle tedavi edilmiştir (minimum 6 aylık ve maksimum 15 aylık takip). Hastalar ayrıca ASA almışlardır (günde bir defa 75 mg – 325 mg). Hasta alımından 5 gün önceye kadar tienopiridin kullanımı çalışmadan çıkarma kriteridir. Heparin ve GP IIb/IIIa inhibitörleri gibi diğer tedaviler hekimin kararına göre uygulanmıştır. Hastaların yaklaşık %40’ı (her tedavi grubunda) PKG desteğinde GP IIb/IIIa inhibitörleri kullanmışlardır (kullanılan GP IIb/IIIa inhibitörlerinin tipi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır). Hastaların yaklaşık %98’i (her tedavi grubunda) antitrombinleri (heparin, düşük molekül ağırlıklı heparin, bivalirudin veya diğer bileşikler) direkt PKG desteğinde kullanmışlardır.
Çalışmanın primer sonlanımı kardiyovasküler (KV) ölüm, fatal olmayan miyokard enfarktüsü (MI) veya fatal olmayan inmenin ilk oluşmasına kadar geçen zamandır. Tüm AKS popülasyonunda (kombine UA/NSTEMI ve STEMI kohortları) bileşik sonlanım noktasının analizi, UA/NSTEMI kohortunda klopidogrel karşısında prasugrelin istatistiksel üstünlüğünün gösterilmesi yönünden uyumludur (p<0,05).
Tüm AKS popülasyonu: Prasugrel primer bileşik sonlanım olaylarının azaltılmasında ve stent
azaltılmasında
klopidogrelden üstün etkinlik göstermiştir (Bkz. Tablo 3). Prasugrelin yararı ilk 3 gün içinde
13
belirgin olup çalışmanın sonuna kadar süreklilik sağlamıştır. Yüksek etkililik majör kanamanın artışı ile birliktedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Hasta popülasyonunun %92’si beyaz ırk, %26’sı kadın ve %39’u 65 yaş ve üzerindedir. Prasugrel ile bağlantılı olarak ortaya çıkan yararlar heparin/düşük molekül ağırlıklı heparin, bivalirudin, intravenöz GP IIb/IIIa inhibitörleri, lipid-düşürücü ilaçlar, beta-blokerler ve anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri dahil akut ve uzun dönemli kardiyovasküler tedavilerin kullanımından bağımsızdır. Prasugrelin etkinliği ASA dozundan (günde bir defa 75 – 325 mg) bağımsızdır. TRITON çalışmasında, oral antikoagülanların, çalışma dışı antitrombosit ilaçların ve kronik NSAİİ’lerin kullanımına izin verilmemiştir. Tüm AKS popülasyonunda, prasugrel klopidogrel ile karşılaştırıldığında, yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, coğrafi bölge, GP IIb/IIIa inhibitörleri kullanımı ve stent tipi gibi başlangıç özelliklerinden bağımsız olarak, daha düşük KV ölüm, fatal olmayan MI veya fatal olmayan inme insidansı ile ilişkili olmuştur. Yarar başlıca fatal olmayan MI’deki anlamlı düşüşe bağlıdır (Bkz. Tablo 3). Diyabetli hastalarda primer ve bütün sekonder bileşik sonlanım noktalarında anlamlı azalmalar olmuştur.
Prasugrelin gözlenen yararı 75 yaş altındaki hastalara göre 75 yaş ve üzeri hastalarda daha azdır. 75 yaş ve üzerindeki hastalarda fatal dahil artan bir kanama riski vardır (Bkz. Bölüm 4.2, 4.4 ve 4.8). 75 yaş ve üzeri hastalarda prasugrelle elde edilen yarar diyabet, STEMI, stent tromboz riski veya tekrarlayan olaylardan daha belirgindir.
Prasugrel tedavisi öncesi GİA geçmişi ya da 3 aydan fazla iskemik inme geçmişi olan hastaların primer karma sonlanım noktasında azalma olmamıştır.
Tablo 3: TRITON primer analizinde sonlanım olayları olan hastalar
Sonlanım olayları
Tüm AKS
(N=6813) %
Primer bileşik sonuç olayları
Kardiyovasküler (KV) ölüm, fatal olmayan MI
veya fatal
olmayan inme
Primer bireysel sonuç olayları
KV ölüm
Fatal olmayan MI
Fatal olmayan
Risk oranı (%95 CI)
(N=6795)
%
0,812 (0,732, 0,902)
0,886 (0,701, 1,118)
0,757 (0,672, 0,853)
1,016 (0,712, 1,451)
14
inme
UA/NSTEMI Primer bileşik sonuç olayları
(N=5044) %
KV ölüm, fatal olmayan MI
veya fatal
olmayan inme
KV ölüm
Fatal olmayan MI
Fatal olmayan inme
STEMI
Primer bileşik sonuç olayları
(N=1769) %
KV ölüm, fatal olmayan MI
veya fatal
olmayan inme
KV ölüm
Fatal olmayan MI
Fatal olmayan inme
(N=5030)
%
0,820 (0,726, 0,927)
0,979 (0,732, 1,309)
0,761 (0,663, 0,873)
0,979 (0,633, 1,513)
(N=1765)
%
0,793 (0,649, 0,968)
0,738 (0,497, 1,094)
0,746 (0,588, 0,948)
1,097 (0,59, 2,04)
Tüm AKS popülasyonunda, her sekonder sonlanım noktasının analizi klopidogrele karşı prasugrel için anlamlı yarar (p<0,001) göstermiştir. Buna çalışma sonunda kesin veya olası stent trombozu (%1,8’e karşılık %0,9; CI 0,364, 0,683); KV ölüm, fatal olmayan MI, veya 30 gün boyunca acil hedef damar revaskülarizasyonu (%7,4’e karşılık %5,9; HR (tehlike oranı) 0,784; CI 0,688, 0,894); tüm ölüm nedenleri, fatal olmayan MI; veya çalışma sonu boyunca fatal olmayan inme (%12,1 e karşılık %10,2; HR 0,831; CI 0,751, 0,919); KV ölüm, fatal olmayan MI, fatal olmayan inme veya çalışma sonu boyunca kardiyak iskemik olay için tekrar hospitalizasyon (%13,8’e karşılık %11,7; HR 0,838; CI 0,762, 0,921). Tüm ölüm nedenlerinin analizi tüm AKS popülasyonunda (%2,9 a karşılık %2,76); UA/NSTEMI popülasyonunda (%2,41’e karşı %2,58), ve STEMI popülasyonunda (%4,31’e karşılık %3,28) klopidogrel ile prasugrel arasında anlamlı bir farklılık göstermemiştir.
15
Prasugrel, 15 aylık takip süresi boyunca stent trombozunda %50 azalma ile ilişkilendirilmiştir. Prasugrelle stent trombozundaki azalma çıplak metal ve ilaç kaplı stentlerle hem erken hem de 30 günü aşkın süreyle gözlenmiştir.
İskemik olaydan kurtulan hastaların analizinde, prasugrel sonradan ortaya çıkan primer sonlanım olaylarındaki azalma ile ilişkilendirilmiştir (klopidegrol için %11,9 iken prasugrel için %7,8).
Kanama prasugrel ile birlikte arttığı halde, fatal olmayan miyorkard infarktüsü, fatal olmayan inme ve CABG ile ilişkili olmayan TIMI majör hemoraji gibi herhangi bir nedenle olan ölümün bileşik sonlanım noktası analizi klopidegrole karşı prasugreli üstün kılmaktadır (HR, 0,87; %85 CI, 0,79 ila 0,95; p=0,004). TRITON’da, klopidogrelle karşılaştırıldığında prasugrelle tedavi edilen her 1000 hasta için, miyokard infarktüslü 22 daha az hasta ve CABG ilişkili olmayan TIMI majör hemorajili 5 fazla hasta vardı.
720 Asya kökenli AKS PKG hastası ile yapılan farmakodinamik/farmakogenomik çalışmanın sonuçları, prasugrelin klopidogrele kıyasla daha yüksek seviyede trombosit inhibisyonu sağladığını, 60 kg üzerindeki ve 75 yaşın altındaki Asya kökenli kişilerde prasugrelin 60 mg’lık yükleme ve 10 mg’lık idame dozunun uygun bir doz rejimi olduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 4.2).
UA/NSTEMI AKS’li 9326 hasta, 30 ay süren bir çalışmada (TRILOGY-ACS) tıbbi olarak revaskülarizasyon olmadan (ruhsatsız endikasyon) tedavi edilmiş; prasugrel, klopidogrele kıyasla kardiyovasküler ölüm, MI veya inmede görülen birleşik sonlanım noktası sıklığını anlamlı olarak azaltmamıştır. Prasugrel ve klopidogrel ile tedavi edilen hastalarda TIMI major kanama oranları (hayatı tehdit eden, ölümcül ve intrakraniyal kanama) benzerdir. 75 yaşın üzerindeki veya 60 kg’ın altındaki hastalar (N=3022) 5 mg prasugrele randomize edilmiştir. 75 yaşın altındaki ve ağırlığı 60 kg’dan fazla olan hastalarda 10 mg prasugrel ile tedavide olduğu gibi, 5 mg prasugrel ve 75 mg klopidogrel arasında da kardiyovasküler sonuçlar açısından herhangi bir fark olmadığı tespit edilmiştir. 5 mg prasugrel ile tedavi edilen ve 75 mg klopidogrel ile tedavi edilen hastaların major kanama oranlarının benzer olduğu görülmüştür. 5 mg prasugrel, 75 mg klopidogrele göre daha fazla antiplatelet etki sağlamıştır.
Randomizasyon sonrası 2-48 saat içerisinde koroner anjiyografi ve takiben PKG planlanmış yüksek troponinli NSTEMI geçiren 4033 hasta ile yapılan 30 günlük bir çalışmada (ACCOAST), koroner anjiyografiden ortalama 4 saat önce 30 mg ve PKG sırasında 30 mg prasugrel yükleme dozu verilen hastalarda (n=2037) CABG ile ilişkili olmayan prosedürel kanama riskinin arttığı ve uygulamanın PKG sırasında 60 mg yükleme dozu alan hastalara (n=1996) göre hiçbir ek faydasının bulunmadığı gösterilmiştir. Özellikle, randomizasyonu takip eden 7 gün içinde koroner anjiyografi öncesi prasugrel alımının, PKG sırasında tam yükleme dozunda prasugrel
acil
revaskülarizasyon (AR) veya glikoprotein (GP) IIb/IIIa inhibitörü kullanımı bileşik sonlanım
16
noktası sıklığını anlamlı ölçüde azaltmadığı ve tedavi edilen tüm hastalarda randomizasyondan itibaren 7 gün boyunca tüm TIMI major kanamalar (CABG ve CABG ile ilişkili olmayan) için ana güvenlik hedefi oranının koroner anjiyografi öncesi prasugrel alan hastalarda önemli ölçüde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu nedenle UA/NSTEMI geçiren ve hastaneye yatıştan 48 saat sonra koroner anjiyografi uygulanan hastalara yükleme dozu PKG sırasında verilmelidir (bkz.
Bölüm 4.2, 4.4 ve 4.8)
Pediyatrik popülasyon
TADO çalışması, bir faz 3 çalışması olarak, 2 ila 18 yaş altı orak hücreli anemi hastalarında prasugrel (n=171) ve plasebo (n=170) kullanımının vazo oklüzif kriz için azaltıcı etkisini test etti. Çalışma primer ve sekonder sonlanım noktalarını karşılama açısından başarısız oldu. Genel olarak, bu hasta popülasyonu için prasugrelin monoterapi olarak kullanımında yeni bir güvenilirlik bulgusu elde edilmedi.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Prasugrel bir ön ilaçtır (prodrug) ve in vivo olarak hızla bir aktif metabolite ve inaktif metabolitlere metabolize olmaktadır. Aktif metabolit maruziyeti (EAA) bireyler arasında (%27) ve bireyin kendi içinde (%19) orta-düşük düzeyde değişkenliğe sahiptir. Prasugrel’in farmakokinetiği sağlıklı bireylerde, stabil aterosklerozu olan hastalarda ve perkütan koroner girişim geçiren hastalarda benzerdir.
Emilim:
Prasugrelin absorpsiyonu ve metabolizması hızlı olup aktif metabolitin doruk plazma konsantrasyonuna (Cmaks) ortalama 30 dakikada ulaşılmaktadır. Aktif metabolit maruziyeti (EAA) terapötik doz aralığı içinde orantılı olarak artmaktadır. Sağlıklı kişilerde yapılan bir çalışmada, aktif metabolitin EAA’ı yağ oranı yüksek, yüksek kalorili yemekten etkilenmemekte ancak Cmaks %49 oranında azalıp Cmaks (Tmaks) a ulaşma zamanı 0,5 den 1,5 saate artmıştır. Prasugrel TRITON’da yiyecekler olmadan alınmıştır. Bu nedenle, SUGVİDA açlık veya tokluk durumundan bağımsız olarak alınabilir; ancak en hızlı etki başlangıcı için prasugrelin yükleme dozunun aç karnına uygulanması düşünülebilir(Bkz. Bölüm 4.2).
Dağılım:
Aktif metabolitin insan serum albuminine bağlanması (%4 tamponlu solüsyon) %98’dir.
Biyotransformasyon:
Prasugrel oral uygulamayı takiben plazmada bulunamaz. Barsaklarda hızla bir tiyolaktona hidrolize olmakta bu tiyolakton da tek adımlı bir sitokrom P450 metabolizmasıyla (primer olarak CYP3A4 ve CYP2B6 ve daha az ölçüde CYP2C9 ve CYP2C19 tarafından) aktif metabolite dönüştürülmektedir. Daha sonra, aktif metabolit S-metilasyon veya sistein ile konjugasyonla iki inaktif bileşiğe metabolize edilmektedir.
17
Sağlıklı bireylerde, stabil aterosklerozu olan hastalarda ve prasugrel alan AKS hastalarında, CYP3A5, CYP2B6, CYP2C9 veya CYP2C19’da ortaya çıkan genetik varyasyonların prasugrel farmakokinetiği veya onun trombosit agregasyonu inhibisyonu üzerine bir etkisi görülmemiştir.
Eliminasyon:
Prasugrel dozunun yaklaşık %68’i idrarda ve %27’si feçeste inaktif metabolitler olarak atılmaktadır. Aktif metabolitlerin yarı ömrü yaklaşık 7,4 saattir (aralık: 2-15 saat).
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Veri yoktur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda (Child Pugh Sınıf A ve B) doz ayarlaması gerekli değildir. Prasugrel farmakokinetiği ve trombosit agregasyonunun inhibisyonu, sağlıklı kişilerle karşılaştırıldığında, hafif ya da orta dereceli karaciğer yetmezliği olan kişilerde benzerdir. Ağır karaciğer hastalığı olan kişilerde prasugrelin farmakokinetiği ve farmakodinamiği araştırılmamıştır. Prasugrel bu popülasyonda potansiyel kanama riski nedeniyle dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).
Böbrek yetmezliği:
Son evre renal hastalığı (ESRD) olan hastalar dahil, renal fonksiyon azalması olan hastalar için dozaj ayarlaması gerekli değildir. Prasugrel farmakokinetiği ve trombosit agregasyonunun inhibisyonu orta dereceli böbrek yetmezliği olan hastalarda (glomerül filtrasyon hızı (GFR) 30-<50 ml/dak/1,73m2) ve sağlıklı bireylerde benzerdir.
Trombosit agregasyonunun prasugrel-aracılı inhibisyonu hemodiyaliz gereken ESRD’li hastalarda aktif metabolitin Cmaks ve EAA değerlerinin sırasıyla %51 ve %42 azalmış olmasına rağmen sağlıklı bireylere benzemektedir.
Yaşlılar:
Yaşları 20 ile 80 arasında olan sağlıklı kişilerde yapılan bir çalışmada, yaşın prasugrel farmakokinetiği veya onun trombosit agregasyonunu inhibisyonu üzerinde anlamlı etkisi olmamıştır. Büyük bir faz 3 çalışmada aktif metabolitin ortalama hesaplanan maruziyeti (EAA) çok yaşlı hastalarda (75 yaş ve üzeri), 75 yaşından küçük hastalarla kıyaslandığında %19 oranında daha yüksektir. Prasugrel bu popülasyondaki potansiyel kanama riski nedeniyle 75 yaş ve üzeri hastalarda kullanılmamalıdır. (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4). Stabil aterosklerozu olan hastalarla yürütülen bir çalışmada 75 yaşın üzerinde olup 5 mg prasugrel uygulanan hastalarda aktif metabolitin ortalama EAA değerinin, 65 yaşın altında olup 10 mg prasugrel uygulanan
18
hastalardaki değerin yaklaşık olarak yarısı kadar olduğu ve 5 mg’ın antiplatelet etkisinin azalmış olmasına rağmen 10 mg’la sağlanan etkiden daha düşük (non-inferior) olmadığı gösterilmiştir.
Vücut ağırlığı:
Prasugrelin aktif metabolitinin ortalama maruziyeti (EAA) vücut ağırlığı 60 kg’dan az olan sağlıklı bireylerde ve hastalarda 60 kg’dan fazla olanlarla karşılaştırıldığında, ortalama %30-40 daha yüksektir. Prasugrel ağırlığı 60 kg’dan az olan hastalarda potansiyel kanama riski nedeniyle kullanılmamalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4). Stabil aterosklerozu olan hastalarla yürütülen bir çalışmada 60 kg’ın altında olup 5 mg prasugrel uygulanan hastalarda aktif metabolitin ortalama EAA değerinin, 60 kg’ın üstünde olup 10 mg prasugrel uygulanan hastalardaki değere göre %38 azaldığı ancak 5 mg’ın antiplatelet etkisinin 10 mg’a benzer olduğu tespit edilmiştir.
Etnik köken:
Klinik farmakoloji çalışmalarında, vücut ağırlığına göre ayarlama yapıldıktan sonra, aktif metabolitin EAA’sı beyaz ırktan olanlara göre ağırlıklı olarak 60 kg’dan az olan Asya kökenli kişilerde yüksek maruziyetle ilişkili olarak Çinli, Japon ve Koreli bireylerde ortalama %19 daha yüksektir. Çinli, Japon ve Koreli bireylerde maruziyette fark yoktur. Afrika ve İspanyol kökenli bireylerde maruziyet beyaz ırklar ile kıyaslanabilir düzeydedir. Sadece etnik duruma göre doz ayarlaması önerilmez.
Cinsiyet:
Sağlıklı bireylerde ve hastalarda prasugrelin farmakokinetiği erkeklerde ve kadınlarda benzerdir.
Pediyatrik popülasyon:
popülasyonda
değerlendirilmemiştir (Bkz. Bölüm 4.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Geleneksel güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel, toksisite veya üreme toksisitesi çalışmalarına dayalı klinik-dışı veriler insanlar için özel bir tehlikeyi göstermemektedir. Klinik dışı çalışmalardaki etkiler yalnızca, klinik kullanımla ilgisi az olan maksimum insan maruziyetini çok aşan maruziyetlerde gözlemlenmiştir.
Sıçanlarda ve tavşanlarda yapılan embriyo fetal gelişimsel toksikoloji çalışmaları prasugrele bağlı hiçbir malformasyon bulgusu göstermemiştir. Maternal vücut ağırlığı ve/veya besin tüketimi üzerinde etkilere neden olan çok yüksek bir dozda (mg/m2 bazında insanda önerilen idame dozunun >240 katı) yavruların vücut ağırlığında (kontrollere göre) hafif bir azalma olmuştur. Pre- ve post-natal sıçan çalışmalarında maternal tedavinin insanda önerilen idame dozunun 240 katına kadar olan doz maruziyetlerinde (mg/m2 bazında) yavruların davranışsal veya üreme gelişimi üzerinde etkisi görülmemiştir.
19
İnsanlarda önerilen terapötik maruziyetlerin (aktif ve dolaşımdaki majör insan metabolitlerine plazma maruziyetine dayalı olarak) 75 katından büyük prasugrel maruziyetleri ile sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada bileşikle ilişkili tümörler gözlenmemiştir. İki yıl yüksek dozlara (insan maruziyetinin >75 katı) maruz kalan farelerde tümörlerin (hepatoselüler adenomlar) insidansında artış olmuştur ama bunun prasugrel ile indüklenen enzim indüksiyonuna sekonder olduğu düşünülmüştür. Karaciğer tümörleri ve ilaçla indüklenen enzim indüksiyonu arasındaki kemirgenlere özgü ilişki literatürde iyi belgelenmiştir. Farelerde prasugrel uygulaması ile karaciğer tümörlerinde artış olmasının insanlar için bir riskle ilişkili olduğu düşünülmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin selüloz
Mannitol DC (E421)
Kroskarmelloz sodyum
Hidroksipropil selüloz
Magnezyum Stearat
Insta Glow IG-001
Opadry pink 03B84566
-HPMC 2910/Hypromellose
-Titanyum dioksit (E171)
-Makrogol/PEG
-Kırmızı demir oksit (E172)
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25ºC altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
28 film kaplı tablet, Alüminyum /Alüminyum blister içinde kullanma talimatıyla beraber karton kutuda ambalajlanmıştır.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
20
7. RUHSAT SAHİBİ
Celtis İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Esenler / İSTANBUL
Telefon : 0 850 201 23 23
Faks : 0 212 481 61 11
:E-mail
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2023/196
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 29.05.2023
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLEME TARİHİ
21