SANTRA 1 MG 28 TABLET

KULLANMA TALİMATI
SANTRA® 1 mg film tablet
Ağız yoluyla alınır.
•Etkin madde: 1 mg anastrozol
•Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı), mikrokristalin selüloz, sodyum nişasta glikolat, magnezyum stearat, kolloidal silikon dioksit, hidroksipropil selüloz, hidroksipropil metil selüloz, titanyum dioksit, makrogol 4000
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
•Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde, doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. SANTRA nedir ve ne için kullanılır?
2. SANTRA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. SANTRA nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. SANTRA’nın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. SANTRA nedir ve ne için kullanılır?
SANTRA beyaz renkli, yuvarlak, çentiksiz bikonveks ve bir tarafında “A1” yazılı film kaplı tablettir ve 28 film tablet içeren blisterlerde ambalajlanmıştır.
SANTRA’nın etkin maddesi anastrozol’dür.
Ürün bileşimindeki laktoz monohidrat sığır kaynaklıdır.
SANTRA, aromataz inhibitörleri olarak adlandırılan ilaç grubuna dahildir. Bu ilaç vücutta bulunan bir enzim olan aromatazın etkilerini engeller. Aromataz enzimi menopoza girmiş olan kadınlarda böbrek üstü bezinden östrojen adlı kadınlık hormonunun üretilmesini sağlamaktadır. Bu kadınlık hormonları meme kanseri üzerinde uyarıcı etki göstermektedir. SANTRA, aromataz enziminin etkisini engelleyerek menopoz sonrasındaki kadınlık hormonu üretimini azaltır.
SANTRA, menopoz sonrası kadınlarda meme kanserinin tedavisinde kullanılır.
2. SANTRA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
SANTRA’yı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•Menopoza girmemişseniz,
•Hamileyseniz veya bebeğinizi emziriyorsanız,
•Ciddi böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi 20 30 ml/dak.’dan daha az) •Orta derecede veya ciddi karaciğer yetmezliğiniz varsa,
•Etkin madde anastrozol veya SANTRA’nın içeriğinde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz varsa,
SANTRA’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
İlacınızı almadan önce, aşağıdaki durumlardan herhangi birisi söz konusu ise doktorunuza veya eczacınıza bildiriniz:
Eğer,
•Menopoza girdiğinizden emin değilseniz, menopoza girmiş olduğunuzu laboratuvar testleri ile kesinleştiriniz,
•Tamoksifen (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) veya östrojen (kadınlık hormonu tedavisinde kullanılan bir ilaç) içeren ilaç alıyorsanız.
•Orta şiddetli veya ciddi karaciğer yetmezliğiniz varsa,
•Karaciğer veya böbrek probleminiz varsa,
•SANTRA, kadınlık hormonu olan östrojenin seviyelerini düşürdüğünden, kemik kalsiyumun azalmasına (kemik erimesine) neden olabilir. Bu durum da kemiklerde kırık riskini arttırabilir. Daha önce kemiklerinizle ilgili bir sorun yaşadıysanız doktorunuzu bilgilendiriniz.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
SANTRA’nın yiyecek ve içecek ile kullanılması SANTRA yiyeceklerden etkilenmez.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Eğer hamileyseniz bu ilacı kullanmayınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Eğer bebeğinizi emziriyorsanız bu ilacı kullanmayınız.
Araç ve makine kullanımı
SANTRA’nın araç ve makine kullanma yeteneğini etkilemesi beklenmez. Ancak bazı hastalar kendilerini bazen güçsüz veya uykulu hissedebilirler. Böyle bir durum olursa doktorunuza bildiriniz.
SANTRA’nın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler SANTRA laktoz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse SANTRA’yı almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Aşağıdaki ilaçlarla birlikte SANTRA kullanmayınız:
•Tamoksifen gibi göğüs kanserini tedavi etmek için kullanılan ilaç kullanıyorsanız, 2/6
•Östrojen (kadınlık hormonu) içeren ilaç kullanıyorsanız.
LHRH analogları olarak bilinen ilaçlardan gonadorelin, buserelin, goserelin, leuprorelin ve triptorelin gibi ilaçlardan kullanıyorsanız doktorunuza bildiriniz. Bu ilaçlar, göğüs kanseri, kadın hastalıkları ve kısırlık tedavisinde kullanılırlar.
Eğer reçeteli veya reçetesiz herhangi bir ilacı veya bitkisel ürünü şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. SANTRA nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
SANTRA’yı kullanırken her zaman doktorunuzun talimatlarına kesin olarak uyunuz. Emin olmadığınızda doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
Yetişkinlerde (yaşlılar da dahil) önerilen doz günde 1 defa 1 tablettir.
Uygulama yolu ve metodu:
•SANTRA tablet sadece ağızdan kullanım içindir.
•Tabletlerinizi bütün olarak, bir miktar suyla yutunuz.
•İlacınızı her gün aynı saatlerde almaya çalışınız.
•SANTRA’yı yemekten önce, yemekle beraber veya yemekten sonra almanız önemli değildir.
•Doktorunuz size söylemeden, kendinizi iyi hissetseniz bile tabletlerinizi almayı bırakmayınız.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanım
SANTRA çocuklarda ve ergenlerde kullanılmaz.
Yaşlılarda kullanım
Yaşlılarda doz değişikliği önerilmez. Yetişkinlerde kullanılan dozda kullanılır.
Özel kullanım durumları:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Ciddi böbrek yetmezliğiniz varsa kullanmayınız.
Orta derecede veya ciddi karaciğer yetmezliğiniz varsa kullanmayınız.
Eğer SANTRA’nın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla SANTRA kullandıysanız:
SANTRA’nın kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız derhal bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
SANTRA’yı kullanmayı unutursanız
Unuttuğunuz tableti, hatırlar hatırlamaz hemen alınız ancak bir sonraki doz ile arasında en az 12 saat olmalıdır. Eğer bir sonraki dozla arada 12 saatten az zaman varsa kaçırdığınız dozu almayınız.
Bir sonraki dozu zamanında alarak tedavinize devam ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
SANTRA ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:
Doktorunuz size söylemediği sürece tabletleri kullanmayı bırakmayınız.
Bu ilacın kullanımı ile ilgili başka sorularınız varsa, doktorunuza, eczacınıza veya hemşirenize sorunuz.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, SANTRA’nın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek : 1000 hastanın birinden az fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa, SANTRA’yı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Alerjik reaksiyonlar (yüz, dudak ve dilde şişme), anjiyoödem (yüz, dudaklar, dil ve/veya boğazın şişmesi, nefes almada güçlük, yutmada güçlük gibi alerjik reaksiyonlar), eritema multiforme (genelde kendiliğinden geçen el, yüz ve ayakta dantele benzer kızarıklık), Stevens-Johnson sendromu (iltihaplı yara veya su toplaması şeklinde deride doku bozuklukları olarak görülen çok ciddi deri reaksiyonları).
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneyeyatırılmanıza gerek olabilir. Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.
Çok yaygın yan etkiler
•Baş ağrısı,
•Sıcak basması,
•Bulantı,
•Deri döküntüsü,
•Kas ve eklemlerde ağrı ve sertlik,
•Eklem iltihabı (artrit),
•Halsizlik, güçsüzlük
•Kemik yoğunluğu kaybı (osteoporoz)
Yaygın yan etkiler
•İştahsızlık,
•Kolesterolün yükselmesi,
•Uykululuk hali ya da uykulu hissetme,
•Karpal tünel sendromu (elin bazı bölgelerinde karıncalanma, ağrı, soğukluk ve güçsüzlük) •Deride gıdıklanma, karıncalanma veya uyuşma, tat almada kayıp
•Kemik ağrısı
•İshal,
•Kusma,
aspartat
•Karaciğer enzimlerinde (alkalen
aminotransferaz) değişiklik,
•Vajinal kuruluk,
•Vajinal kanama (genellikle tedavinin ilk birkaç haftasında),
•Kas ağrısı,
•Saç incelmesi (saç dökülmesi)
•Alerjik reaksiyonlar
Yaygın olmayan yan etkiler
•Karaciğer enzimlerinde (gamma-Glutamil transferaz) artış,
•Bilirubin seviyesinde artış,
•Sarılık,
•Ürtiker gibi deri döküntüsü,
•Parmaktaki bağ dokusunun kalınlaşması sonucu parmakta şekil ve kullanım bozukluğu •Kandaki kalsiyum seviyesinde artış. Eğer bulantı, kusma varsa ve susuzluk hissederseniz doktorunuzu hemen bilgilendirmelisiniz çünkü size bazı kan testleri yapması gerekebilir.
Seyrek yan etkiler
•Eritema multiforma denen genelde kendiliğinden geçen el, yüz ve ayakta dantele benzer kızarıklık,
•Ciddi alerjik reaksiyonlar, kılcal damarlarda iltihabın neden olduğu deri alerjisi
•Deride kızarıklık ve morluğa neden olan küçük kan damarlarının iltihaplanması. Çok seyrek olarak, Henoch-Schönlein purpurası olarak bilinen eklem, karın ve böbrek ağrısı oluşabilir.
Çok seyrek yan etkiler
•İltihaplı yara veya su toplaması şeklinde deride doku bozuklukları olarak görülen ve Stevens-Johnson sendromu denen çok ciddi deri reaksiyonları,
•Yüz, dudaklar, dil ve/veya boğazın şişmesi, nefes almada güçlük, yutmada güçlük gibi alerjik reaksiyonlar. (Anjiyoödem)
Kemikler üzerine etkiler
SANTRA, vucüdunuzdaki östrojen hormonunun miktarını azaltır. Bu da, kemiklerin mineral içeriğini azaltabilir. Kemikleriniz daha az güçlü ve kolay kırılabilir olabilir. Doktorunuz, menapoza giren kadınların kemik sağlığının yönetilmesi ile ilgili tedavi kılavuzları doğrultusunda, bu riski yönetecektir. Doktorunuz ile riskler ve tedavi seçenekleri hakkında konuşmalısınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM) ‘ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. SANTRA’nın saklanması
SANTRA’yı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalaj üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra SANTRA’yı kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Suryapı & Akel İş Merkezi
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan Eroğlu Cad. No: 6 34805 Kavacık/Beykoz/İstanbul
Üretim yeri:
Salutas Pharma GmbH
Barleben/Almanya
Bu kullanma talimatı …/…/… tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SANTRA® 1 mg film tablet
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
1 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 65.8 mg
(Sığır kaynaklı)
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORMU
Beyaz, yuvarlak, çentiksiz bikonveks ve bir tarafında “A1” yazılı film kaplı tablet.
4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.Terapötik endikasyonları
SANTRA;
Hormon-reseptör pozitif postmenopozal kadınlarda erken evre meme kanserinin tedavisinde, Postmenopozal kadınlarda ileri evre meme kanserinin tedavisinde kullanılır.
Daha önce tamoksifene pozitif klinik cevap verenler dışında, estrojen reseptörü negatif olan hastalarda etkinlik gösterilmemiştir.
4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Yetişkinler (Yaşlılar da dahil): Oral olarak günde 1 defa 1 mg kullanılır. Erken evre meme kanserinde tedavinin 5 yıl devam etmesi önerilmektedir.
Uygulama şekli
Oral olarak kullanılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta şiddetli böbrek yetmezliğinde doz değişikliği önerilmez. Hafif karaciğer yetmezliğinde doz değişikliği önerilmez.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda kullanımı önerilmez (Bölüm 4.4 ,5.1 ve 5.2).
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda doz değişikliği önerilmez.
4.3.Kontrendikasyonlar
SANTRAaşağıdaki durumlarda kontrendikedir.
•Premenopozal kadınlarda
•Gebelikte veya laktasyonda
•Ciddi böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi 30 ml/dak.’dan daha az) Orta şiddetli veya ciddi karaciğer bozukluğu olan hastalarda•
•Anastrozole veya SANTRA’nın formülünde bulunan maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda (Bölüm 6.1’e bkz.).
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
SANTRA’nın çocuklarda etkililiği ve güvenliliği saptanmadığından kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2).
Tamoksifen ve estrojen içeren diğer tedaviler, SANTRA’nın farmakolojik etkisini ortadan kaldıracağından SANTRA ile beraber uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).
Premenopozal kadınlarda SANTRA kullanılmamalıdır. Kuşku varsa, tedaviden önce hastanın menopozda olduğu laboratuvar testleri ile kesinleştirilmelidir (luteinize edici hormon [LH], folikül stimüle edici hormon [FSH] ve / veya östradiol seviyeleri).
SANTRA’nın orta şiddetli veya ciddi karaciğer bozukluğu olan hastalarda veya ciddi böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi 30 ml/dak.’dan daha az), güvenli kulanımını destekleyecek herhangi bir veri yoktur.
Anastrozolün, LHRH analogları ile kullanımı ile ilgili herhangi bir veri yoktur. Bu kombinasyon klinik çalışmalar haricinde kullanılmamalıdır.
SANTRA dolaşımdaki estrojen seviyelerini düşürdüğünden, kemik mineral yoğunluğunun azalması ile bağlantılı olarak olası kırık riskinde artışa neden olabilir.(bkz. Bölüm 4.8). Osteoporozlu veya osteoporoz riski taşıyan kadınların, tedavinin başlangıcında ve sonrasında düzenli aralıklarla kemik mineral yoğunluğunu değerlendirmeleri gerekir. Osteoporoz için tedavi veya profilaksi uygun şekilde başlatılmalı ve dikkatle izlenmelidir. Post menopozal kadınlarda bifosfonatların kullanımlarının anastrozolün sebep olabileceği daha fazla kemik mineral kaybını durdurabileceği dikkate alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.8).
Bu ürün laktoz içerir. Kalıtsal olarak nadir galaktoz intolerans problemi olan Lapp laktaz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Anastrozol CYP 1A2, 2C8/9 ve 3A4’ü in vitro olarak inhibe eder. Antipirin ve varfarin ile yapılan klinik çalışmalar, 1 mg’lık anastrozolün antipirin ve R- ve S-varfarinin metabolizmasını SANTRA’nın diğer ilaçlar ile beraber kullanılmasının, sitokrom P 450 aracılığı ile klinik açıdan anlamlı ilaç etkileşimlerine neden olmasının beklenmediğini de içeren belirgin bir şekilde inhibe etmediğini göstermektedir.
Anastrozolün metabolizmasını bağdaştırıcı enzimler tanımlanmamıştır. Spesifik olmayan inhibitör CYP enzimlerinden simetidin, anastrozolün plazma konsantrasyonlarını etkilememektedir. Potent CYP inhibitörlerinin etkisi bilinmemektedir.
Klinik çalışma güvenlilik verileri gözden geçirildiğinde, SANTRA ile birlikte yaygın olarak kullanılan diğer ilaçları da alan hastalarda, klinik olarak anlamlı etkileşmeler olmadığı görülmüştür. Bifosfonatlarla klinik olarak önemli bir etkileşim yoktur (Bkz.Bölüm 5.1).
Tamoksifen ve estrojen içeren diğer tedaviler, SANTRA’nın farmakolojik etkisini ortadan kaldıracağından SANTRA ile beraber uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: X
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Premenopozal kadınlarda kontrendike olduğundan uygulanabilir değildir.
Gebelik dönemi
SANTRA gebelik döneminde kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 4.3).
Laktasyon dönemi
SANTRA emziren kadınlarda kontrendikedir.(Bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği /Fertilite
İnsanlarda doğurganlık üzerine anastrazolün etkileri incelenmemiştir. Hayvanlar üzerindeki çalışmalar üreme toksisitesini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).
4.7.Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
SANTRA, hastaların araç ve makine kullanma yeteneğini azaltmaz. Buna rağmen SANTRA kullanımı ile asteni ve uyku hali rapor edildiğinden, araç veya makine kullanırken böyle semptomlar oluşursa dikkat etmek gerekir.
4.8.İstenmeyen etkiler
Aksi belirtilmediyse, aşağıdaki sıklık kategorileri operabl 9366 postmenopozal kadınla 5 yıl yürütülmüş büyük bir faz III çalışmadan (Tek Başına veya Kombinasyon Halinde Anastrazol Tamoxifen (ATAC) çalışması) rapor edilen advers olaylardan hesaplanmıştır.
Advers ilaç reaksiyonları aşağıda sıklık şeklinde listelenmiştir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1,000 ila <1/100 ); seyrek (≥1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
En sık rapor edilenler baş ağrısı, sıcak basması, bulantı, döküntü, artralji ve eklem sertliğidir.
Sistem Organ Sınıfı ve frekansı ile advers reaksiyonlar
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın
Anoreksi
Hiperkolesterolemi
Yaygın olmayan
Hiperkalsemi (paratiroid
hormonunda artışla birlikte ya da artış olmaksızın)
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın
Başağrısı
Yaygın
Somnolans
Karpal tünel sendromu*
Duyusal bozukluklar (parestezi, tat kaybı ve tat bozuklukları
dahil)
Vasküler hastalıklar
Çok yaygın
Sıcak basması
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın
Bulantı
Yaygın
İshal
Kusma
Hepato-bilier hastalıklar
Yaygın
Alkalen fosfataz, alanin
aminotransferaz ve aspartat
aminotranferaz seviyelerinde artış
Yaygın olmayan
Gama-GT ve bilirübin seviyelerinde artış, hepatit
Yaygın
Saç incelmesi(alopesi) Alerjik reaksiyonlar
Yaygın olmayan
Ürtiker
Seyrek
Eritema multiforme, anaflaktoid reaksiyonlar, kutanöz vaskulit (Henoch-Schönlein Purpura)**
Çok seyrek
Stevens-Johnson sendromu, anjiyoödem
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın
Artralji/eklem sertliği, artrit, osteoporoz
Yaygın
Kemik ağrısı, miyalji
Yaygın olmayan
Tetik parmak
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın
Asteni
*Karpal Tünel Sendromu olayları, klinik çalışmalarda anastrzol tedavisi alan hastalarda, tamoksifen alan hastalardan sayıca daha fazla bildirilmiştir. Ancak, bu olayların büyük çoğunluğu bu koşulun gelişmesine yönelik tanımlanabilir risk faktörleri olan hastalarda oluşmuştur.
**ATAC’de kutanöz vaskülit ve Henoch-Schönlein purpura gözlemlenmediğinden, bu olayların sıklık kategorisi, nokta tahmininin en kötü değerine dayalı olarak ‘Nadir’ (≥% 0.01 ve <% 0.1) olarak düşünülebilir.
***Çoğunlukla daha önce hormonal bir tedavinin uygulandığı ileri evre meme kanserli hastalarda mevcut hormon tedavisinden anastrazole geçildikten sonra ilk birkaç haftada, yaygın olarak vajinal kanama rapor edilmiştir. Eğer kanama devam ederse daha ileri bir değerlendirme düşünülmelidir.
SANTRA, dolaşımdaki estrojen seviyelerini düşürdüğünden, kemik mineral yoğunluğu azalabilir, bu durum bazı hastalarda kemik kırılma riskinin artmasına neden olabilir (Bölüm 4.4 Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemlere bkz.).
Aşağıdaki tablo ATAC çalışmasındaki önceden belirlenmiş olan ve çalışma tedavisi sırasında ve tedavinin durdurulmasını izleyen 14 gün içerisinde gelişen advers olayların sıklıkları, anastrozol kullanımıyla arada sebep/sonuç ilişkisi aranmaksızın göstermektedir.
Advers etkiler
Anastrozol
(N=3092)
Tamoksifen (N=3094)
Sıcak basması
Eklem ağrısı/sertliği
Duygudurum bozuklukları
Bitkinlik/asteni
Bulantı ve kusma
Kırıklar
Omurga, kalça veya el bileği/Colles kırıkları
El bileği/Colles kırıkları
Omurga kırıkları
Kalça kırıkları
Katarakt
Vajinal kanama
İskemik kardiyovasküler hastalık
Angina pektoris
Miyokard infarktüsü
Koroner arter hastalığı
Miyokard iskemisi
Vajinal akıntı
Herhangi bir venöz tromboembolik olay
Derin venöz tromboembolik olaylar, akciğer embolisi dahil
İskemik serebrovasküler olaylar
Endometrium kanseri
Medyan 68 aya varan izlem sonrası anastrozol ve tamoksifen gruplarında her 1000 hasta-yılı için sırasıyla 22 ve 15 kırık gözlenmiştir. Anastrozolde gözlenen oran, aynı yaşlardaki postmenopozal popülasyonlarda bildirilen sınırlar içerisindedir. Osteoporoz insidansı, anastrozol ile tedavi edilen hastalarda %10.5, tamoksifen ile tedavi edilen hastalarda %7.3’tür. ATAC çalışmasındaki anastrozol kullanan hastalarda görülen kırık ve osteoporoz oranlarının tamoksifenin koruyucu bir etkisini mi, anastrozolün spesifik bir etkisini mi yoksa beraberce her ikisini mi yansıttığı, belirlenmemiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; eposta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Kazara doz aşımı ile ilgili sınırlı klinik deneyim vardır. Hayvan çalışmalarında anastrozol düşük akut toksisite göstermiştir. Klinik çalışmalar anastrozolün çeşitli dozları ile yürütülmüş, sağlıklı erkek gönüllülere tek doz olarak 60 mg’a kadar ve ilerlemiş meme kanserli postmenopozal kadınlarda ise günde 10 mg’a kadar doz verildiğinde iyi tolere edilmiştir. Anastrozolün hayatı tehdit edecek semptomların oluşmasına sebep olabilecek tek kullanımlık dozu saptanmamıştır. Spesifik antidotu yoktur ve tedavi semptomatik olmalıdır.
Aşırı dozda birden fazla farklı ilacın alınmış olabileceği ihtimali düşünülmelidir. Hasta uyanık ise kusturulabilir. SANTRA yüksek olarak proteine bağlanmadığından diyaliz işlemi faydalı olabilir. Yaşamsal bulguların sık aralıklarla izlenmesi ve hastanın yakın takibe alınması şeklinde genel destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1.Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Hormon antagonistleri ve ilişkili ajanlar, Aromataz inhibitörleri
ATC kodu: L02B G03
Anastrozol güçlü ve seçiciliği yüksek bir non-steroidal aromataz inhibitörüdür. Postmenopozal kadınlarda, estradiol başlıca periferik dokularda androstenedionun aromataz enzim kompleksi tarafından estrona dönüştürülmesiyle oluşur. Daha sonra estron, estradiole dönüşür. Meme kanserli kadınlarda dolaşımdaki estradiol seviyelerinin düşürülmesinin faydalı etki oluşturduğu gösterilmiştir. Postmenopozal kadınlarda günde 1 mg şeklinde uygulanan anastrozol’ün, %80’in üzerinde estradiol baskılanmasına neden olduğu oldukça hassas yöntemlerle gösterilmiştir.
Anastrozol, progestojenik, androjenik veya estrojenik aktiviteye sahip değildir.
Anastrozol’ün günlük 10mg’a kadar dozlarının kortizol veya aldosteron sekresyonuna herhangi bir etki yapmadığı, öncesinde ve sonrasında standart adrenokortikotropik hormon (ACTH) testi ile ölçülerek saptanmıştır. Bu nedenle ilave kortikoid verilmesi gerekmemektedir.
Erken evre meme kanserinde primer adjuvan tedavi
Operabl meme kanseri olan 9366 postmenopozal kadında yapılan büyük bir faz III çalışmada, 5 yıl süreyle kullanılan anastrozolün, hastalıksız sağkalımın tamoksifenden istatistiksel olarak daha fazla olduğu gösterilmiştir. Prospektif olarak belirlenmiş, hormon reseptörü-pozitif olan
popülasyonda ise anastrozolün, hastalıksız sağkalım bakımından tamoksifenden daha fazla etkili olduğu gözlenmiştir.
Anastrozol ile nüks gelişinceye kadar geçen süre tamoksifenden, istatistiksel olarak anlamlı şekilde uzun bulunmuştur. Anastrozol lehine olan bu farkın, hem ITT (Intention To Treat) popülasyonunda hem de hormon reseptörü-pozitif popülasyonda, hastalıksız sağkalım bakımından mevcut farktan da fazla olduğu görülmüştür.
Anastrozol ile uzak metastazlar gelişinceye kadar geçen süre tamoksifenden, istatistiksel olarak anlamlı şekilde uzundur.
Kontralateral meme kanseri insidansı anastrozol ile, tamoksifene kıyasla istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalmıştır.
5 yıl devam eden tedaviden sonra anastrozol, genel sağkalım bakımından en az tamoksifen kadar etkilidir. Ancak ölüm oranlarının düşük olması nedeniyle, anastrozole eşlik eden uzun dönemdeki sağkalımı tamoksifene kıyasla daha net bir şekilde ortaya koyabilmek için, ilave izleme dönemlerine ihtiyaç vardır. Medyan 68 aylık izlem süresiyle birlikte ATAC çalışması hastaları, 5 yıllık tedaviden sonra, anastrozolün uzun dönemdeki tedavi-sonrası etkilerinin tamoksifenle karşılaştırılmasına yetecek bir süre boyunca izlenmemiştir.
ATAC bitiş noktası özeti: 5-yıllık tedavinin tamamlanma analizi
Etkililik sonlanım noktası
Hormon reseptörü-pozitif tümör durumu
Anastrozol (N=3125)
Tamoksifen (N=3116)
Anastrozol (N=2618)
Tamoksifen (N=2598)
Hastalıksız sağkalıma
Nispi risk
p-değeri
ATAC bitiş noktası özeti: 5-yıllık tedavinin tamamlanma analizi
Etkililik sonlanım noktası
Hormon reseptörü-pozitif tümör durumu
Anastrozol (N=3125)
Tamoksifen (N=3116)
Anastrozol (N=2618)
Tamoksifen (N=2598)
Uzak hastalıksız sağkalımb
Nispi risk
p-değeri
Nüks gelişinceye kadar geçen
sürec
Nispi risk
p-değeri
Uzak nüks
gelişinceye
kadar geçen süred
Nispi risk
p-değeri
Karşı memede primer kanser gelişimi
Olasılık oranı
p-değeri
Genel sağkalıme
Nispi risk
p-değeri
aHastalıksız sağkalım, bütün nüksleri kapsar ve loko-rejional nükslerin, karşı memede yeni meme kanseri gelişiminin veya uzak nükslerin, ilk defa görülmesine veya (herhangi bir nedene bağlı) ölüme kadar geçen süredir.
bUzak hastalıksız sağkalım, uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (herhangi bir nedene bağlı) ölüme kadar geçen süredir.
cNüks gelişinceye kadar geçen süre, loko-rejional nükslerin, karşı memede yeni meme kanseri gelişiminin veya uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (meme kanserine bağlı) ölüme kadar geçen süredir.
dUzak nüks gelişinceye kadar geçen süre, uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (meme kanserine bağlı) ölüme kadar geçen süredir.
eÖlen hasta sayısı (yüzdesi).
Tedavi konusunda verilen bütün kararlarda olduğu gibi, uygulanacak tedavinin nispi faydaları ve riskleri, hasta ve doktoru tarafından birlikte değerlendirilmelidir.
Anastrozol ve tamoksifen birlikte uygulandığında, hormon reseptörü durumundan bağımsız olarak, etkinlik ve güvenlilik yönünden tek başına verilen tamoksifen ile benzer bulunmuştur.
Adjuvan tamoksifen ile tedavi edilmiş pozitif hormon-reseptör erken invazif evre meme kanseri hastalarının adjuvan tedavisi
Hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanseri olan, cerrahi işlem geçirmiş, radyoterapi uygulanmış veya uygulanmamış, kemoterapi uygulanmamış olan ve 2 yıl adjuvan tamoksifen tedavisi görmüş, postmenopozal 2579 kadında yapılan bir faz III çalışmasında (Avusturya
Meme ve Kolorektal Kanser Çalışma Grubu ABCSG 8) tamoksifen kullanmayı bırakıp anastrozol kullanmaya başlayan kadınlardaki hastalıksız sağkalım, medyan 24 aylık izleme sonrasında tamoksifene devam edenlerden daha fazla bulunmuştur.
Herhangi bir nüks gelişinceye kadar geçen süre, lokal veya uzak metastaz gelişinceye kadar geçen süre ve uzak metastaz gelişinceye kadar geçen süre; hastalıksız sağkalım sonuçlarına paralel olarak, anastrozolün istatistiksel olarak anlamlı avantaja sahip olduğunu doğrulamıştır. Kontralateral meme kanseri insidansı, her iki grupta da çok düşük olmuş ve anastrozol, sayısal olarak avantajlı bulunmuştur. Genel sağkalım, iki tedavi grubunda benzer bulunmuştur.
Çalışma ABCSG 8 bitiş noktası ve sonuçların özeti
Etkililik sonlanım noktası
Anastrozol
(N=1297)
Tamoksifen
(N=1282)
Hastalıksız
sağkalım
Nispi risk
p-değeri
Herhangi bir nüks gelişinceye kadar geçen süre
Nispi risk
p-değeri
Uzak nüks gelişinceye kadar geçen süre
Nispi risk
p-değeri
Karşı memede primer kanser gelişimi
Olasılık oranı
p-değeri
Genel sağkalım
Nispi risk
p-değeri
Anastrozol ile yapılan benzer, başka iki çalışma (GABG/ARNO 95 ve ITA) ile ABCSG 8 ve GABG/ARNO 95 çalışmalarının kombine analizi, bu sonuçları desteklemektedir.
Anastrozolün söz konusu 3 çalışmadaki güvenlilik profili, hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanseri olan kadınlarda bilinen güvenlilik profiliyle bağdaşmaktadır.
Kemik mineral yoğunluğu (BMD)
Bifosfonat risedronat ile anastrozol çalışması (SABRE)
Faz III/IV SABRE çalışmasında, hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanserine sahip 234 postmenopozal kadın, mevcut kırılganlık kırılma riskine göre düşük, orta ve yüksek risk grupları olmak üzere sınıflara ayrılmış ve 1 mg/gün anastrozol ile tedavi başlatılmıştır. Primer etkinlik parametresi DEXA tarama kullanılarak bel omurgası kemik yoğunluğunun analizi olmuştur. Tüm hastalar vitamin D ve kalsiyum ile tedavi almıştır. Düşük risk grubundaki hastalar (n=42) sadece anastrozol almış, orta risk grubundaki hastalar anastrozol ve haftada bir risedronat 35 mg (n=77) veya anastrozol ve plasebo (n=77) olmak üzere randomize edilmiş ve yüksek risk grubundakiler anastrozol ve haftada bir kez risedronat 35 mg (n=38) almıştır. Primer dönüm noktası 12 ayda bel omurgası kemik kütlesi yoğunluğunda, başlangıca göre değişimdir.
12 aylık esas analiz, halen orta ve yüksek kırılganlık kırılma risk grubundaki hastaların, anastrozol 1 mg/gün ile kombine olarak haftada bir kez risedronat 35 mg kullanıldığında kemik kütle yoğunluğunda düşüş olmadığını göstermiştir (DEXA taraması kullanılarak bel omurgası kemik mineral yoğunluğu ile değerlendirilmiştir). İlaveten, sadece anastrozol 1 mg/gün ile tedavi edilen düşük risk grubunda, istatistiksel anlamda anlamlı olmayan BMD düşüşü gözlenmiştir. Bu bulgular sekonder etkinlik değişkenliğinde, 12. ayda toplam kalça kemik mineral yoğunluğunda başlangıca göre değişim ile yansıtılmıştır.
Bu çalışma, anastrozol ile tedavisi planlanmış erken evre meme kanseri olan postmenopozal kadınlarda, olası kemik mineral kaybı için bifosfonatların kullanımına kanıt sağlamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik hastalarda 3 klinik çalışma düzenlenmiştir. (2 tanesi jinekomastili pubertal erkeklerde ve 1 tanesi McCune-Albright Sendromlu kızlarda)
Jinekomasti çalışmaları
Çalışma 006, 12 aydan uzun süredir jinekomastili 82 pubertal erkeğin (11-18 yaş arası) anastrozol 1 mg/gün veya günlük plasebo ile 6 aya kadar tedavi edildiği, randomize, çift-körlü, çok merkezli bir çalışmadır. 6 aylık tedavi sonunda, Anastrozol 1 mg grubu ile plasebo grubu arasında %50 veya daha fazla toplam göğüs hacmi redüksiyonuna sahip hasta sayısında belirgin bir farklılık gözlenmemiştir.
Çalışma 001, 12 aydan kısa süredir jinekomastili 36 pubertal erkekte günde 1 mg anastrozol ile yapılan açık uçlu, çoğul dozlu farmakokinetik çalışmadır. Sekonder amaçlar hasta tolerabilitesi ve güvenliği ile tedavinin 1. günü ile başlangıçtan 6 ay sonrası arasında her iki memede de jinekomastinin hesaplanan hacminde başlangıca göre en az %50 redüksiyon olan hastaların oranını değerlendirmektir.
Bu çalışmada anastrozolün potansiyel faydalarını araştırmak için 25 erkek çocuktan oluşan bir farmakodinamik altpopülasyon seçilmiştir. Hastalarda 6. ayda toplam meme hacminde %50 veya üzeri azalma gözlenmiştir, bu oran ultrason ile ölçüldüğünde %55.6, kumpas ile ölçüldüğünde %77.8’dir (sadece gözlemsel veri, bu sonuçlar üzerinde istatistiksel analiz yapılmamıştır).
McCune-Albright Sendromu çalışması
Çalışma 0046, McCune Albright sendromuna (MAS) sahip 28 kızda (2 yaş ile ≤10) yapılan uluslararası, çok merkezli, açık uçlu araştırma çalışmasıdır. Primer amaç MAS hastalarında anastrozol 1 mg/gün ile tedavinin güvenliliği ve etkililiğini değerlendirmektir. Çalışma tedavisinin etkinliğinde, vajinal kanama, kemik yaşı ve büyüme hızı ile ilgili tanımlanan kriterlere tam uyan hastaların oranı baz alınmıştır.
Tedavide, vajinal kanama günü sıklığında istatistiksel anlamlı bir değişiklik gözlenmemiştir. Tanner evrelendirmesi, ortalama over hacmi veya ortalama uterus hacminde klinik açıdan önemli bir değişim yoktur. Tedavinin başlangıcı ile kıyaslandığında, tedavi sırasında kemik yaşı artış hızında istatistiksel açıdan belirgin bir değişim gözlenmemiştir. Büyüme hızı (cm/yıl), tedavi öncesi 0. ay ile 12. ay arasında ve tedavi öncesi 2. 6 ay (7. ay ile 12. ay arası) sırasında belirgin derecede azalmıştır (p<0.05). Başlangıç vajinal kanama düzeyindeki hastaların %28’inde tedavi sırasında kanama günleri sıklığında %50 ve üzerinde redüksiyon; %40’ında 6 aylık periyodu aşkın kanamada kesilme ve %12’sinde 12 aylık periyodu aşkın kanamada kesilme olmuştur.
18 yaş altı çocuklarda advers olayların genel değerlendirmesi yapıldığında, güvenlilik ve tolere edilebilirlik ile ilgili bir fikir ileri sürülemez.
5.2.Farmakokinetik özellikler
Emilim
Anastrozolün absorbsiyonu hızlıdır. Absorbsiyon hızındaki küçük değişikliğin, kararlı plazma konsantrasyonunda klinik olarak anlamlı etkiler oluşturması beklenmez. Yiyecekler absorbsiyon hızını hafifçe azaltır ancak süresini uzatmaz.
Dağılım:
Maksimum plazma konsantrasyonu tipik olarak doz uygulanmasından sonra iki saat içinde oluşur (aç karnına). %90-95 hastada, anastrozol kararlı plazma konsantrasyonlarına 7 günlük doz uygulamasıyla erişilir. Anastrozolün farmakokinetik parametrelerinin zamana veya doza bağımlı olduğunu gösteren herhangi bir kanıt yoktur. Anastrozol’ün sadece %40’ı plazma proteinlerine bağlanır.
Biyotransformasyon:
Anastrozol metabolizması N-dealkilasyon, hidroksilasyon ve glukuronidasyon şeklinde olur.
Eliminasyon:
Anastrozol yavaş elimine edilir. Plazma eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 40-50 saattir. Postmenopozal kadınlarda, anastrozol büyük oranda metabolize olur, anastrozol’ün %10’undan daha azı 72 saat içinde idrarla değişmeden atılır. Metabolitleri öncelikle idrarla atılır. Plazmadaki en önemli metaboliti olan triazol, aromataz enzimini inhibe etmez.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet
Uygulanabilir değildir.
Yaşlılar
Postmenopozal kadınlarda, anastrozolün farmakokinetiği yaşa bağımlı değildir.
Pediyatrik popülasyon
Çocuklarda farmakokinetik çalışma yapılmamıştır.
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan gönüllülerde görülen anastrozol oral klerensi, sağlıklı gönülllülerde gözlemlenen değerlerdedir.
Karaciğer yetmezliği
Stabil hepatik sirozu olan gönüllülerde görülen anastrozol oral klerensi, sağlıklı gönüllülerde gözlemlenen değerlerdedir.
5.3.Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut Toksisite
Kemirgenlerle yapılan akut toksisite çalışmalarında oral olarak uygulanan medyan letal doz 100 mg/kg/gün’den, intraperitoneal olarak uygulanan doz ise 50 mg/kg/gün’den fazla olmuştur. Köpekte yapılan bir oral akut toksisite çalışmasında, letal dozun medyan değeri 45 mg/kg/gün’den daha büyük bulunmuştur.
Kronik Toksisite
Çoklu doz toksisite çalışmalarında sıçan ve köpekler kullanılmıştır. Toksisite çalışmalarında anastrozolün etkisiz seviyeleri saptanmamıştır. Düşük (1 mg/kg/gün) ve orta dozlarda (köpek 3 mg/kg/gün ve sıçan 5 mg/kg/gün) izlenen etkiler anastrozolün farmakolojik ya da enzim indüksiyonu özelliklerine bağlıdır ve anlamlı toksik veya dejeneratif değişimlerle ilgili değildir.
Mutajenite
Yapılan genetik toksikoloji çalışmalarında anastrazolün mutajen veya klastojen olmadığı görülmüştür.
Üreme Toksikolojisi
Bir doğurganlık çalışmasında, yeni sütten kesilmiş erkek sıçanlara, içme suyu vasıtasıyla 10 hafta süreyle 50 veya 400 mg / l doz anastrazol verilmiştir. Ortalama plazma konsantrasyonları sırasıyla 44.4 (± 14.7) ng / ml ve 165 (± 90) ng / ml olarak ölçülmüştür. Çiftleşme indeksleri, her iki doz grubunda da olumsuz etkilenirken, doğurganlığın azalması yalnızca 400 mg / l doz seviyesinde belirgin olduğu görülmüştür. Tüm çiftleşme ve doğurganlık parametreleri 9 haftalık tedavi gerektirmeyen iyileşme periyodu sonrasında kontrol grubu değerlerine benzer olduğu için azalma geçicidir.
Anastrozolün dişi sıçanlara 1mg/kg/gün oral olarak uygulanması kısırlık görülme sıklığının yükselmesini ve 0.02 mg/kg/gün’lük uygulanması ise pre-implementasyon kaybını oluşturmuştur. Bu etkiler klinik ile ilişkili dozlarda meydana gelmiştir. İnsandaki etki hariç tutulamaz. Bu etkiler bileşiğin farmakolojisiyle ile ilgilidir ve bileşiğin kesilme periyodundan 5 hafta sonra tamamen geriye döner.
Anastrozolün gebe sıçan ve tavşanlara sırasıyla 1.0 ve 0.2 mg/kg/gün uygulanması sonucu teratojenik etki oluşmamıştır. Görülen etkiler (sıçanlarda plasenta genişlemesi ve tavşanlarda gebelik oluşmaması) bileşiğin farmakolojisiyle ilgilidir.
Gebeliğin 17. gününden başlayarak doğum sonrası 22. güne kadar 0.02 mg/kg/gün ve daha fazla miktarda anastrozol verilen sıçanların doğurduğu yavruların yaşamları tehlikeye girmiştir. Bu etkiler bileşiğin doğum üzerindeki farmakolojik etkisiyle ilgilidir. Maternal anastrozol tedavisi, yavruların davranış veya reprodüktif performansını etkileyebilecek herhangi bir yan etki meydana getirmemiştir.
Karsinojenisite
Sıçanlar üzerinde yapılan iki yıllık onkojenisite çalışması, sadece yüksek dozda (25 mg/kg/gün), dişilerde hepatik neoplazma ve stromal polip, erkeklerde ise tiroid adenomu insidansında artış meydana gelmesi ile sonuçlanmıştır. Bu değişiklikler insanların maruz kaldığı terapötik dozun 100 kat fazlasını temsil eden bir dozda meydana gelmiştir ve hastalara uygulanan anastrozol tedavisi ile klinik açıdan ilgili olmadığı düşünülmektedir.
Fareler üzerinde yapılan iki yıllık onkojenisite çalışması, iyi huylu over tümörü indüksiyonu ve lenforetiküler neoplazma insidanslarında değişme (dişilerde daha düşük sayıda histiositik sarkom, lenfomaya bağlı daha sık ölüm) ile sonuçlanmıştır. Bu değişikliklerin farelere ait spesifik aromataz inhibisyon etkileri olduğu ve hastalara uygulanan anastrozol tedavisiyle klinik açıdan bir ilgisinin bulunmadığı düşünülmektedir.
6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1.Yardımcı maddeler
Laktoz monohidrat (Sığır kaynaklı)
Mikrokristalin selüloz
Sodyum nişasta glikolat
Magnezyum stearat
Kolloidal silikon dioksit
Hidroksipropil selüloz
Hidroksipropil metil selüloz
Titanyum dioksit
Makrogol 4000
6.2.Geçimsizlik
Bilinen geçimsizliği yoktur.
6.3.Raf ömrü
SANTRA’nın raf ömrü 48 aydır.
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
28 film tablet içeren PVC/Alüminyum blisterlerde.
6.6.Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik”lerine uygun olarak imha edilmelidir.
7.RUHSAT SAHİBİ
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Suryapı & Akel İş Merkezi
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan Eroğlu Cad. No: 6 34805 Kavacık/Beykoz/İstanbul
8.RUHSAT NUMARASI
9.İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.05.2011
Ruhsat yenileme tarihi: 31.05.2016
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
–