S

SANELOC 100 MG 20 DEĞİŞTİRİLMİŞ SALINIMLI TABLET

Temel Etkin Maddesi:

metoprolol

Üreten İlaç Firması:

SANDOZ İLAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

metoprolol

Üreten İlaç Firması:

SANDOZ İLAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8699516031930

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

91,11 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8699516031930

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

91,11 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – C – KALP DAMAR SİSTEMİ, C07 BETA BLOKERLER, C07A BETA BLOKERLER, C07AB Beta blockerler (selektif), C07AB02, metoprolol

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – C – KALP DAMAR SİSTEMİ, C07 BETA BLOKERLER, C07A BETA BLOKERLER, C07AB Beta blockerler (selektif), C07AB02, metoprolol

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

SANELOC 100 mg değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet Ağızdan alınır.


Etkin madde: Her bir tablet, 100 mg metoprolol tartarata eşdeğer 95.00 mg metoprolol süksinat içerir.

Yardımcı maddeler: Mısır nişastası, sukroz, kolloidal silikon dioksit, hipromelloz, etil selüloz N50, polietilen glikol 6000, talk, magnezyum stearat, mikrokristalin selüloz (Avicel PH 102), mikrokristalin selüloz (Avicel PH 200), lubritab, sodyum stearil fumarat, titanyum dioksit, polivinilpirolidon K30.

BuilacıkullanmayabaşlamadanöncebuKULLANMATALİMATINIdikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.




Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1.SANELOC nedir ve ne için kullanılır?

2.SANELOC’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.SANELOC nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.SANELOC’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.

1.SANELOC nedir ve ne için kullanılır?

SANELOC homojen, beyaz renkli, yuvarlak, bikonveks, tek tarafı çentikli, film kaplı tablettir. Çentik çizgisi yutmayı kolaylaştırmak amacıyla tabletin kırılmasına olanak sağlamak içindir.

SANELOC 100 mg 20 tabletlik ambalajlarda kullanıma sunulmaktadır.

Metoprolol fiziksel ve zihinsel çalışma dolayısıyla oluşan stres hormonlarının kalpteki etkisini azaltır. Bu sayede, bu koşullar altında kalp atım hızı (nabız azalır) yavaşlar.

SANELOC aşağıdaki durumlarda kullanılır: Yetişkinlerde:






Yüksek kan basıncını önlemek için
Göğüs ağrısını (anjina pektoris) önlemek için
Kalp yetmezliğinde
Bazı çarpıntılarda
Düzensiz kalp aktivitesinin (aritmi) belirli türlerinde
Daha önce kalp krizi geçirmiş hastalarda daha sonraki kalp krizi riskini ve ölüm riskini azaltmada
Migren koruyucu tedavide

6-18 yaş arası çocuklar ve ergenler:
– Yüksek kan basıncı tedavisinde

2.SANELOC’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
SANELOC’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ Eğer;
• Metoprolol süksinata veya SANELOC’un bileşiminde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine (Bölüm 6’da belirtilen) veya diğer benzer ilaçlara (beta reseptör bloke edici ilaçlar) karşı alerjiniz varsa,
• Kalbin kanı vücuda pompalayamaması sonucu ortaya çıkan şok durumlarında,
• Düzensiz atımlara yol açan kalp hastalığınız varsa (kalp pili olmamak koşuluyla),
• Kalbin ileti sisteminde engel olması sonucu ortaya çıkan atım bozukluğunuz varsa, • Düşük tansiyon, dolaşım yetersizliği, akciğer ödemi bulguları olan, stabil olmayan kalp yetersizliği ve beta reseptör agonisti ilaçlar (kalbin kasılma gücünü ve atım hızını artıran ilaçlar) ile sürekli veya aralıklı tedavi olan hastalarda,
• Şikayete neden olan kalp hızında yavaşlama veya kan basıncında düşme,
• Kalp yetmezliği hastalarında, sırtüstü yatar pozisyonda tekrarlanan kan basıncı ölçümü 100 mmHg’nin altında olan hastalar tedavi başlamadan önce yeniden değerlendirilmelidir.

•Kan dolaşımı probleminiz varsa,
Gangren tehlikesinin söz konusu olduğu şiddetli periferik vasküler hastalığınız varsa •

SANELOC’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer;
•SANELOC kullanan hastalara verapamil (kan basıncını ve kalp atım hızını düşüren bir ilaç) damar yolundan uygulanmamalıdır.

•Kesik kesik topallamanın görüldüğü, kan dolaşım bozukluğunuz varsa,
İleri derecede böbrek yetmezliğiniz varsa, •
•Dijital preparatları (kalp ve damar hastalıklarında kullanılan, kalbin kasılma gücünü artıran ilaçlar) ile kombine tedavide,

Prinzmental göğüs ağrısı olarak adlandırılan kendiliğinden gelişen kalp krampından kaynaklanan tipte göğüs ağrınız varsa,
Astım hastalığınız veya hava yollarındaki daralmalardan dolayı rahatsızlığınız varsa, •
•Vücutta yüksek miktarda asidik maddeden dolayı şiddetli akut rahatsızlığınız (metabolik asidoz) varsa,
•Böbrek üstü bezi tümörü tedavisi uygulanan hastalarda, Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

•Ağır stabil kalp yetersizliği hastalarında,
•Önceden varlığı tespit edilen orta derecede kalp ileti bozukluğunda,
•Yaşamı tehdit eden ciddi alerjik reaksiyon tedavisi uygulanan hastalarda,
•SANELOC’un aniden kesilmesi özellikle yüksek riskli hastalarda kalp yetmezliğini ağırlaştırabilir, kalp krizi ve ani ölüm riskini artırabilir. İlacın aniden kesilmesi tehlikelidir.

Bu nedenle mümkünse SANELOC tedavisinin kesilmesi en az iki haftada bir dozun her basamakta yarıya indirilmesi ile kademeli olarak yapılmalıdır. Son doz olarak yarı doz 25 mg olacak şekilde azaltılmalıdır. Son doz tedavi kesilmeden en az 4 gün önce alınmalıdır. Eğer semptomlar gözlenirse daha yavaş bir ilaç kesme hızı önerilir.

• Diş hekiminiz tarafından size genel anestezik ilaç verilecekse veya ameliyat olacaksanız doktorunuza SANELOC kullandığınızı söyleyiniz.

•Ameliyat edilen hastalarda SANELOC tedavisinin kesilmesi önerilmemektedir.

•Kalpameliyatıdışındakidiğercerrahiprosedürleruygulananhastalarayüksekdoz SANELOC’un akut uygulamasından kaçınılmalıdır.

Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

SANELOC’un yiyecek ve içecek ile kullanılması
SANELOC’u aç veya tok karnına alabilirsiniz.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Hamileyseniz veya hamile kalmayı düşünüyorsanız, ilacı kullanmadan önce bunu doktorunuza söyleyiniz.

Doktorunuz aksini söylemedikçe SANELOC’u hamilelikte kullanmayınız. Metoprolol de dahil olmak üzere beta blokerler fetusa zarar verebilir ve erken doğuma neden olabilir.

Etkin madde metoprolol bebeğinizde kalp hızı düşüklüğüne neden olabilir.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Eğer emziriyorsanız SANELOC’u gerekli olmadıkça kullanmayınız. SANELOC anne sütü ile bebeğinize geçer ve çocuğunuzu etkileyebilir.

Araç ve makine kullanımı
SANELOC tepkilerde kötüleşmeye neden olabilir. Bu ilacın kullanımı sırasında baş dönmesi ve halsizlik gözlenebilir, bu sebeple araç veya makina kullanmayınız.

SANELOC’un içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün, sukroz ihtiva eder. Eğer daha önceden doktorunuz bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğunuzu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.

Diğer ilaçlarla birlikte kullanımı
Bazı ilaçlar SANELOC tedavisinden etkilenebilir ve/veya tedaviyi etkileyebilir. Bunlar; •Kinidin (ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan bir ilaç),
•Terbinafin (derideki mantar enfeksiyonları için kullanılan bir ilaç),
•Paroksetin, fluoksetin, sertralin (depresyon tedavisine kullanılan ilaçlar),
•Selekoksib (enflamasyon (yangı) için kullanılan bir ilaç),
•Barbitürik asit türevleri (sara hastalığı için kullanılan ilaçlar), propafenon (genel anestezide kullanılan bir ilaç), verapamil (kalp damar sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan non-dihidropridin türevi kalsiyum kanal engelleyicisi) ile BELOC ZOK’un birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

Amiodaron (ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan bir ilaç), •
•Ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar (prokainamid, kinidin, disopramid, lidokain, meksiletin, flekainid, propafenon gibi ilaçlar),
•Ağrı ve iltihap tedavisinde kullanılan steroid olmayan iltihap giderici ilaçlar,

Dijital preparatları/digoksin (kalp ve damar hastalıklarında kullanılan, kalbin kasılma gücünü artıran ilaçlar),
•Difenhidramin (alerjik koşullarda kullanılan bir ilaç),
•Diltiazem (kalp damar sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan non-dihidropridin türevi kalsiyum kanal engelleyicisi),

Adrenalin (akut şok ve şiddetli alerjik reaksiyonlar için kullanılan bir ilaç), •Fenilpropanolamin (burun içi dokularında şişme için kullanılan bir ilaç),
•Klonidin (yüksek kan basıncı tedavisinde kullanılan bir ilaç) ve SANELOC’u aynı zamanda kullanıyorsanız ve klonidin tedavinizin sonlandırılması gerekiyor ise, SANELOC’u klonidinden birkaç gün önce kesmeniz gerekir. SANELOC’un tedavisinin kesilmesi ile ilgili olarak SANELOC ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler” bölümüne bakınız.

• Rifampisin (verem başta olmak üzere farklı hastalıklarda kullanılan bir antibiyotik), • Diğer beta blokörler (örn: göz damlaları),
• MAO inhibitörleri (depresyon ve Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar), • İnhalasyon (solunum yoluyla alınan) anestezikleri (anestezi için kullanılan ilaçlar), • Oral antidiyabetik ilaç kullanıyorsanız, doktorunuz doz ayarlaması yapabilir.

•Simetidin (mideden asit üretimini azaltan ilaç), •Hidralazin (yüksek kan basıncını düşüren bir ilaç)

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınızsa lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

3.SANELOC nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
SANELOC’u her zaman doktorunuzun tam size söylediği gibi alınız. Eğer emin değilseniz, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

SANELOC değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet gün boyu etki sağlayan bir ilaçtır ve günde 1 defa alınmalıdır.

Uygulama yolu ve metodu:
SANELOC ağızdan alınır. Tabletler
bölünerek alınabilir.

Tabletleri en az yarım bardak suyla birlikte bütün halinde yutunuz. Tabletleri ezmeyiniz ve çiğnemeyiniz.

Değişik yaş grupları:
Yetişkinlerde kullanımı:
İhtiyacınız olan doz, sağlık durumunuza ve aynı anda alacağınız başka ilaçlara bağlıdır.

Önerilen doz:
– Yüksek tansiyon, günde bir kez 50-100 mg’dır.

– Angina pektoris ve düzensiz kalp aktivitesi (aritmi) günde bir kez 100-200 mg’dır. – Diğer ilaçlarla birlikte stabil kalp yetmezliği başlangıç dozu günde bir kez 12.5 – 25 mg. Dozaj günde en fazla 200 mg’a kadar kademeli olarak arttırılır.

– Kalp krizinden sonra profilaktik tedavi, günde bir kez 200 mg’dır.

– Çarpıntılar günde bir kez 100 mg’dır.

Migrene karşı profilaktik tedavi, günde bir kez 100-200 mg’dır. –

6 yaşın üzerindeki çocuklar ve ergenler için kullanımı:
Doktorçocuğunuziçinuygundozubelirleyecektir.Doz,çocuğunağırlığınabağlıdır. SANELOC, 6 yaşından küçük çocuklar için önerilmez.

Önerilen doz:
-Yüksek tansiyon, önerilen başlangıç dozu günde bir kez 0.5 mg / kg’dır (25 kg ağırlığında bir çocuk için yaklaşık 25 mg ½ uzatılmış salınımlı tablet).

-Gerekirse doz günde bir kez 2 mg / kg’a yükseltilebilir (25 kg ağırlığındaki bir çocuk için yaklaşık 50 mg 1 uzatılmış salınımlı tablet)

Yaşlılarda kullanımı:
Doz ayarlaması gerekmez.

Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

Eğer SANELOC’un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla SANELOC kullandıysanız:
Aldığınız doz yüksek ise, aşağıdaki belirtiler ile karşılaşabilirsiniz: Kalp atımında düzensizlik veya düşüş, nefes darlığı, ayaklarda şişme, göğüste kalp atımının hissedilmesi, baş dönmesi, yorgunluk, göğüs ağrısı, deride soğuma, düşük nabız, zihinsel düzensizlik, huzursuzluk, kalp durması, hava yollarında daralma hissi, kısmi ya da tam bilinç kaybı/koma, bulantı, kusma ve morarma.

Bu nedenle, yüksek doz almamanız ve doktorunuzun size reçete ettiği dozları kullanmanız önemlidir.

Kinidini ve uyku ilaçlarını (barbitüratlar), diğer kan basıncını düşüren ilaçları ve alkolü metoprolol ile birlikte kullanırsanız yukarıdaki belirtiler daha da kötüleşebilir.

Yüksek doza maruz kaldığınızın belirtileri ilacınızı aldıktan 20 dakika – 2 saat sonra görülür. Yukarıdaki belirtiler ortaya çıkarsa derhal doktorunuzla veya bir hastane ile görüşünüz.

SANELOC’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullandıysanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

SANELOC’u kullanmayı unutursanız
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

SANELOC ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek yan etkiler
Doktorunuz ile görüşmeden SANELOC tedavisini durdurmayınız, çünkü ilacın alımını aniden kesmeniz durumunda hastalığın bazı belirtileri (örn çarpıntı ve göğüs ağrısı) kötüleşebilir.

4.Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi SANELOC’un içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

Yan etkiler aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
Çok yaygın :10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın :10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan :100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek :1000hastanınbirindenaz,fakat10.000hastanınbirindenfazla görülebilir.

Çok seyrek :10.000 hastanın birinden az görülebilir.

:Eldeki verilerden tahmin edilemiyor. Bilinmiyor

Yaygın:
Baş ağrısı, sersemlik, baş dönmesi, kalp atım hızında azalma, çarpıntı, ellerde ve ayaklarda soğukluk, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, fiziksel olarak aktif olunduğunda nefes darlığı

Yaygın olmayan:
Depresyon, uyku hali veya uykusuzluk, kabus görme, uyku bozuklukları, karıncalanma ve uyuşukluk hissi, kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma, kalp krizi geçirmiş hastalarda kalbin kanı vücuda pompalayamaması sonucu ortaya çıkan şok durumlarında (kardiyojenik şok), göğüs ağrısı, kalpte iletim bozukluğu nefes daralması, astım hastalarında ya da benzer yakınmaları olan hastalarda hava yollarında darlık hissi, kilo alma, ciltte aşırı duyarlılık, vücutta sıvı birikmesi

Seyrek:
Artan terleme, saç kaybı, tat değişikliği, cinsel isteğin geçici azalması, hafıza bozukluğu, kafa karışıklığı, sinirlilik, huzursuzluk, halüsinasyon, sedef hastalığının kötüleşmesi, günışığına karşı aşırı duyarlılık, kan hücresi (trombosit) sayısının azalması (trombositopeni), kalp hızının azalması, bozulmuş kalp ritmi, karaciğer üzerinde etki (karaciğer enzimlerinde artış), görme bozuklukları, kuru ve tahriş olmuş gözler, kulaklarda uğultu, vücutta sıvı birikmesi, bayılma, kulak çınlaması

Bilinmiyor:
Göz iltihabı benzeri belirtiler, ciddi kan dolaşım bozukluğu olan hastalarda gangren, alerjik nezle, ağız kuruluğu, karaciğerin iltihaplanması (hepatit), eklem ağrısı, kas krampları, konsantrasyon bozukluğu
Ağız kuruluğu çürük riskini artırabilir, bu nedenle düzenli ve dikkatli diş fırçalamak ve ağız hijyeni önemlidir.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması:
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0800 3ı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5.SANELOC’un saklanması
Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Ambalajındaki son kullanma tarihinden sonra SANELOC’u kullanmayınız.

Son kullanma tarihindeki ilk iki rakam ayı, son dört rakam yılı gösterir. Son kullanma tarihi o ayın son gününü ifade eder.

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

Ruhsat sahibi:

Sandoz İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Suryapı & Akel İş Merkezi,
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan
Eroğlu Cad. Suryapı & Akel İş Merkezi

No:6 Kavacık 34805 Beykoz-İstanbul

Üretim yeri:

İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.

3. Organize Sanayi Bölgesi Kuddusi Cad.

23. Sok. No:1 Selçuklu / Konya

Bu kullanma talimatı ……….. …tarihinde onaylanmıştır.

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SANELOC 100 mg değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet

2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ
Etkin madde:
Her bir değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet, 100 mg metoprolol tartarata eşdeğer 95.00 mg metoprolol süksinat içerir.

Yardımcı maddeler:
Sukroz 29.645 mg
2.00 mg Sodyum stearil fumarat
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1’e bakınız.

3.FARMASÖTİK FORM
Değiştirilmiş salımlı film kaplı tablet
Homojen, beyaz renkli, yuvarlak, bikonveks, tek tarafı çentikli film kaplı tablet. Çentik çizgisi yutmayı kolaylaştırmak amacıyla tabletin kırılmasına olanak sağlamak içindir.

4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.Terapötik endikasyonlar
Yetişkinler
Hipertansiyon, angina pektoris, sol ventriküler sistolik fonksiyon bozukluğu ile birlikte görülen stabil semptomatik kronik kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsünün akut fazından sonra ani ölüm riski ve enfarktüs tekrarlanma riskinin önlenmesi, özellikle supraventriküler taşikardi dahil olmak üzere kalp ritim bozuklukları, ventriküler ekstrasistol ve atrial fibrilasyonda ventriküler hızın azaltılması, çarpıntı ile beraber fonksiyonel kalp bozuklukları ve migren proflaksisinde endikedir.

6-18 yaş arası çocuklar ve ergenler:
Hipertansiyon tedavisi.

4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:
SANELOC değiştirilmiş salımlı film kaplı tabletlerin günde bir kez tercihen sabahları alınması önerilir. Gıdalarla birlikte alımı biyoyararlanımı etkilemez.

Bradikardiden kaçınmak için dozaj bireysel olarak ayarlanmalıdır. Aşağıdaki doz bilgileri kılavuz mahiyetindedir:

Angina pektoris:
Günde 100-200 mg alınır. Eğer gerekirse, tedaviye nitratlar eklenebilir veya doz yükseltilir. Stabil semptomatik kalp yetmezliğinde ADE inhibitörleri, diüretik ve dijital preparatlarına ilave tedavi olarak:
Hastalar son 6 hafta içinde akut yetmezlik olmaksızın stabil kronik kalp yetmezliğine ve esasen son 2 hafta içinde değişmemiş bazal tedaviye sahip olmalıdır.

Beta blokerler ile kalp yetmezliği tedavisi bazen semptomların geçici olarak kötüleşmesine neden olabilir. Bazı vakalarda, tedaviye devam etmek ya da dozu azaltmak ve diğer bazı vakalarda tedavinin kesilmesi gerekebilir. Şiddetli kalp yetmezliği (NYHA IV) olan hastalarda SANELOC ile tedaviye başlanması, sadece kalp yetmezliği konusunda uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilmelidir (Bakınız 4.4.).

Stabil kalp yetmezliği olan hastalarda doz, fonksiyonel sınıf II:
İlk iki hafta için önerilen başlangıç dozu günde 25 mg’dır. İki haftadan sonra, doz günde 50 mg’a yükseltilebilir ve daha sonra her iki haftada bir doz iki katına çıkarılabilir. Uzun süreli tedavi için hedef doz günde 200 mg’dır.

Stabil kalp yetmezliği olan hastalarda doz, fonksiyonel sınıf III-IV:
Başlangıç dozu günde (25 mg tabletin yarısı) 12.5 mg’dır. Doz hastanın durumuna göre ayarlanmalı ve bazı hastalarda kalp yetmezliği semptomları kötüleşebileceği için doz arttırılırken hasta yakinen takip edilmelidir. 1-2 hafta sonra, doz günde 25 mg’a yükseltilebilir. Bu durumda, iki hafta daha geçtikten sonra, doz günde 50 mg’a yükseltilebilir. Daha yüksek dozu tolere edebilen hastalarda, maksimum doz günde 200 mg’a kadar iki haftada bir iki kat arttırılabilir.

Hipotansiyon ve/veya bradikardi durumunda, birlikte alınan ilaçların veya SANELOC dozunun azaltılması gerekebilir. Başlangıçta gözlenen hipotansiyon mutlaka kronik tedavide SANELOC dozunun tolere edilemediği anlamına gelmez, fakat koşullar stabilize edilene kadar doz artırılmamalıdır ve bu arada renal fonksiyonların kontrolünün arttırılması gerekebilir.

Kardiyak aritmiler:
Günde 100-200 mg. Gerekirse, doz yükseltilebilir.

Miyokard enfarktüsünden sonra profilaktik tedavi:
İdame dozu olarak, günde 200 mg doz

Çarpıntı eşlik eden fonksiyonel kalp bozuklukları:
Günde 100 mg. Gerekirse, doz yükseltilebilir.

Migren profilaksisi:
Günde 100-200 mg Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Uygulama şekli:
Değiştirilmiş salımlı
Tabletler çiğnenmemeli birlikte yutulmalıdır.

film tabletler bölünerek alınabilir.

veya ezilmemelidir. Tabletler en az yarım bardak su ile

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Eliminasyon hızı böbrek fonksiyonlarından önemsiz derecede etkilenir ve bu sebeple böbrek fonksiyonlarının bozulmuş olduğu durumlarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

Karaciğer yetmezliği:
Genellikle karaciğer sirozu olan hastalara normal karaciğer fonksiyonuna sahip hastalar ile aynı dozda SANELOC verilir. Sadece, çok şiddetli karaciğer fonksiyonu bozukluğu belirtileri olduğunda (örn: şant ameliyatlı hastalar), doz azaltılması dikkate alınmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:
Metoprolol süksinatın çocuk ve adolesanlarda hipertansiyon dışındaki endikasyonların tedavisinde güvenlilik ve etkililiği henüz belirlenmemiştir. Herhangi bir veri mevcut değildir. Mevcut tablet dozuna dayanarak, 6 yaşın üstündeki çocuklar için önerilen başlangıç dozu günlük 50 mg’ı geçmemek üzere 0,5 mg/kg’dır. 0,5 mg/kg dozuna yanıt vermeyen hastalarda doz, en fazla 2mg/kg’a yükseltilebilir. Çocuk ve adolesanlarda günlük 200 mg’ın üstündeki dozlar araştırılmamıştır.

6 yaşından küçük çocukların tedavisinde etkililik ve güvenlilik araştırılmamıştır.

Geriyatrik popülasyon:
Doz ayarlaması gerekmez.

4.3.Kontrendikasyonlar
• Kardiyojenik şok
• Hasta sinus sendromu (kalıcı kalp pili olmaması koşuluyla)
• İkinci ve üçüncü derece AV-blok
Stabil olmayan, dekompanse kalp yetmezliği olan hastalarda (pulmoner ödem, • hipoperfüzyon veya hipotansiyon), ve beta reseptör agonistleri ile sürekli veya aralıklı inotropik tedavi gören hastalarda kontrendikedir.

• Semptomatik bradikardi veya hipotansiyon. Akut miyokard enfarktüsü olduğu şüphelenilen hastalara, kalp hızı < 45 atım/dk, P-Q aralığı > 0.24 saniye veya sistolik kan basıncı < 100 mmHg olduğu sürece, metoprolol verilmemelidir.

Kalp yetmezliği endikasyonları olması durumunda, sırtüstü yatar pozisyonda tekrarlanan •
kan basıncı ölçümü 100 mmHg’nin altında olan hastalar tedavi başlamadan önce yeniden değerlendirilmelidir.

• Gangren tehlikesinin söz konusu olduğu şiddetli periferik vasküler hastalığı.

4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Beta blokerler ile tedavi edilen hastalara verapamil türü kalsiyum antagonistleri intravenöz uygulaması yapılmamalıdır.

Metoprolol, kesik kesik topallama gibi periferik arteriyel dolaşım bozukluğu semptomlarını alevlendirebilir. İleri derecede böbrek yetmezliğinde, metabolik asidoz ile birlikte görülen şiddetli akut ciddi tabloda, dijital preparatları ile kombine tedavide dikkatli olunmalıdır. Prinzmental anjina’sı olan hastalarda, koroner damarların alfa reseptörler aracılığıyla oluşan kontraksiyonundan dolayı anjina ataklarının sıklığı ve büyüklüğü artabilir. Bu sebeple bu hastalarda non selektif beta blokerler kullanılmamalıdır. Beta 1 selektif blokerler dikkatli kullanılmalıdır.

Bronşiyal astım veya diğer kronik obstruktif akciğer hastalıklarında, eş zamanlı olarak yeterli bronkodilatör tedavi uygulanmalıdır. Beta 2 stimulanlarının dozunun arttırılması gerekebilir. Metoprolol ile tedavi sırasında, karbohidrat metabolizmasının engellenmesi veya hipogliseminin maskelenmesi riski non-selektif beta blokerlere göre daha azdır.

Çok nadiren, önceden varlığı tespit edilen orta derecede AV iletim bozukluğu ağırlaşabilir (muhtemelen AV bloğuna sebep olabilir).

Beta blokerler ile tedavi, anaflaktik reaksiyon tedavisini zorlaştırır. Normal dozda adrenalin tedavisi her zaman beklenen terapötik etkiyi doğurmaz. Feokromositoma hastasına SANELOC verildiğinde, bir alfa bloker ile tedavi önerilmelidir.

Ağır stabil semptomatik kalp yetmezliği (NYHA klas IV) hastaları ile yapılmış kontrollü klinik çalışmalardan elde edilen etkinlik/güvenlilik verileri sınırlıdır. Bu sebeple bu hastalarda kalp yetmezliğinin tedavisi, sadece bu alanda özel eğitim ve deneyime sahip doktorlar tarafından başlatılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2.).

Akut miyokard enfarktüsü ve stabil olmayan angina pektoris ile ilişkili semptomatik kalp yetmezliği olan hastalar, kalp yetmezliği endikasyonunun bulunduğu çalışmalara dahil edilmemiştir. Bu koşullarla ilişkili akut miyokard enfarktüsünün tedavisi için etkinlik/güvenlilik bu sebeple dokümante edilmemiştir. Stabil olmayan, kompanse edilemeyen kalp yetmezliğinde kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3.).

Beta blokajın aniden kesilmesi, özellikle yüksek riskli hastalarda, hem kronik kalp yetmezliğini ağırlaştırabileceği hem de miyokard enfarktüsü ve ani ölüm riskini arttırabileceğinden tehlikelidir. Bu sebeple mümkünse SANELOC tedavisinin kesilmesi en az iki haftada bir her basamakta dozun yarıya indirilmesi ile kademeli olarak yapılmalı ve son doz olarak yarı dozu 25 mg olacak şekilde azaltılmalıdır. Son doz tedavi kesilmeden en az 4 gün önce alınmalıdır. Eğer semptomlar gözlenirse, daha yavaş bir ilaç kesme hızı önerilir.

Ameliyat öncesinde anestezi uzmanı, hastanın SANELOC aldığına dair bilgilendirilmelidir. Ameliyat edilen hastalarda Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır. beta bloker tedavisinin kesilmesi önerilmemektedir.

olmak üzere bradikardi, hipotansiyon ve inme ile ilişkilendirildiğinden, kalp ameliyatı dışındaki cerrahi prosedürler uygulanan hastalara yüksek doz metoprololün akut uygulamasından kaçınılmalıdır.

Bu tıbbi ürün, sukroz ihtiva eder. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Bu tıbbi ürün, her dozunda 23 mg’dan daha az sodyum ihtiva eder. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Metoprolol bir CYP2D6 substratıdır. CYP2D6’yı inhibe eden ilaçların, metoprolol plazma konsantrasyonu üzerinde etkisi olabilir. CYP2D6’yı inhibe eden ilaçlara örnekler kinidin, terbinafin, paroksetin, fluoksetin, sertralin, selekoksib, propafenon ve difenhidramindir. Bu ilaçlarla tedaviye başlandığında, SANELOC ile tedavi edilen hastalarda SANELOC dozu azaltılmalıdır.

SANELOC ile tedavide aşağıdaki kombinasyonlardan kaçınılmalıdır:

Barbitürik asit türevleri: Barbitüratlar (pentobarbital için araştırılmış) enzim indüksiyonu ile metoprolol metabolizmasını hızlandırır.

Propafenon: Metoprolol ile tedavi edilen 4 hastaya propafenon uygulandığında, metoprolol plazma konsantrasyonları 2.5 kat artmış ve iki hastada metoprolole özgü yan etkiler ortaya çıkmıştır. Sekiz sağlıklı gönüllüde etkileşim doğrulanmıştır. Bu etkileşim, kinidine benzer şekilde propafenonun sitokrom P450 2D6 yoluyla metoprolol metabolizmasını inhibe etmesi ile açıklanabilir. Propafenon aynı zamanda beta-reseptör bloke edici özelliklere sahip olduğu için kombinasyonun uygulanması zordur.

Verapamil: Verapamilin beta reseptör bloke edici ilaçlarla (atenolol, propranolol ve pindolol) birlikte kullanılması bradikardiye ve kan basıncında düşmeye sebep olabilir. Verapamil ve beta blokerler AV-ileti ve sinüs düğümü fonksiyonu üzerinde aditif inhibitör etkiye sahiptir.

Aşağıda belirtilen kombinasyonlarda SANELOC dozunun ayarlanması gerekebilir:

Amiodaron: Bir vaka raporunda amiodaron ile tedavi edilen hastalara eş zamanlı metoprolol verildiğinde belirgin sinüs bradikardisi gelişebileceği bildirilmiştir. Amiodaronun yarılanma süresi çok uzun olduğundan (ortalama 50 gün) etkileşim, ilaç kesildikten sonra etkileşim uzun müddet devam edebilir.

Antiaritmikler, sınıf I: Sınıf I antiaritmiklerin ve beta blokerlerin birlikte kullanılması, negatif Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

ciddi hemodinamik yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu kombinasyon ayrıca “hasta sinüs sendromu”nda ve atriyoventriküler ileti bozukluğunda kullanılmamalıdır. Etkileşim disopiramid ile yapılan çalışma ile belgelenmiştir.

Steroid olmayan antienflamatuvar/antiromatizmal ilaçlar: NSAID-antiflojistik ilaçların, beta blokerlerin antihipertansif etkilerini azalttığı gösterilmiştir. Çalışma temel olarak indometazin ile yapılmıştır. Bu etkileşim muhtemelen sulindak ile görülmez. Diklofenak ile negatif etkileşim çalışması yapılmıştır.

Dijital glikozidler: Beta blokerler ile birlikte dijital glikozidler, atrioventriküler iletim süresini artırabilir ve bradikardiyi tetikleyebilir.

Difenhidramin: Difenhidramin, hızlı hidroksilasyon olan bireylerde CYP 2D6 aracılığıyla metoprololün alfa-hidroksimetoprolole dönüşümü klerensini azaltır (2.5 kat). Böylece metoproloün etkisi artar. Difenhidramin diğer CYP 2D6 substratlarının metabolizmasını inhibe edebilir.

Diltiazem: Diltiazem ve beta blokerlerin birlikte kullanılması AV-ileti ve sinüs düğümü fonksiyonu üzerine aditif inhibitör etki gösterir. Diltiazem ile metoprolol birlikte kullanıldığında belirgin bradikardi görülmüştür (vaka raporları).

Epinefrin: 10 vaka raporunda, selektif olmayan beta bloker (pindolol ve propranolol dahil) kullanan hastalara epinefrin (adrenalin) verildiğinde ileri derecede hipertansiyon ve bradikardi oluştuğu bildirilmiştir. Bu gözlemler sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarla doğrulanmıştır. Ayrıca epinefrin içeren lokal anesteziklerin damar içine uygulanmasının da aynı etkileri gösterebileceği bildirilmiştir. Kardiyoselektif beta blokerlerin kullanımı ile risk olasılığı daha azaltılabilir.

Fenilpropanolamin: Sağlıklı gönüllülerde fenilpropanolamin (norepinefrin) 50 mg tek doz uygulandığında diyastolik kan basıncını patolojik değerlere yükseltebilir. Propranolol, fenilpropanolamin ile yükselen kan basıncını genellikle düşürür. Bununla birlikte, beta blokerler paradoksal olarak yüksek doz fenilpropanolamin alan hastalarda hipertansif reaksiyonları şiddetlendirebilir. Birkaç vakada sadece fenilpropanolamin ile tedavi sırasında hipertansif krizler tanımlanmıştır.

Kinidin: Kinidin, hızlı hidroksilasyon olanlarda (İsveç’te %90 dan fazla) ile metoprololün metabolizmasını inhibe ederek plazma düzeyini ve dolayısıyla beta bloker etkisini belirgin derecede arttırır. Benzer etkileşim aynı enzimle (CYP2D6) metabolize olan diğer beta blokerlerle de görülebilir.

Klonidin: Klonidinin ani kesilmesine bağlı hipertansif reaksiyon, beta brokörlerle birlikte kullanıldığında şiddetlenebilir. Klonidin ile birlikte tedaviye son verilirken, beta-bloker tedavisine klonidinden günler önce son verilmelidir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Rifampisin: Rifampisin metoprololün metabolizmasını hızlandırarak plazma düzeyini düşürür. Metoprolol ile birlikte, diğer beta-bloker ilaçları (göz damlaları gibi) ya da MAO inhibitörü kullanan hastalar yakından izlenmelidir. İnhalasyon anestezikleri, beta-bloker tedavisi gören hastalarda kardiyodepresan etkiyi güçlendirebilir. Beta-bloker alan hastalarda, oral antidiyabetiklerin dozlarının ayarlanması gerekebilir. Eşzamanlı olarak simetidin veya hidralazin uygulandığında metaprololün plazma konsantrasyonu artabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.

4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ve doğum kontrolü ile ilgili bulgular mevcut değildir.

Hamilelikte kullanımıyla ilgili detaylı bilgi Gebelik dönemi kısmında bulunmaktadır.

Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz. Bölüm 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Genel olarak beta blokerler büyüme geriliği, intrauterin ölüm, düşük ve erken doğum ile ilişkilendirilmiş plasental perfüzyonu azaltırlar. Bu nedenle metoprolol ile tedavi edilen hamile kadınlarda maternofetal gözlem yapılması önerilmektedir.

Metoprolol kullanımı gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Beta reseptör blokerleri fetus ve yeni doğanda bradikardi gibi yan etkilere yol açabilir. Gebeliğin son üç ayında ve doğum esnasında kullanılırken bu konu göz önünde bulundurulmalıdır.

Planlı doğumdan 48-72 saat önce tedavi kademeli olarak kesilmelidir. Eğer bu mümkün değilse, yeni doğan doğumdan sonra 48-72 saat süresince beta blokaj belirtileri ve semptomları (örneğin kalp ve akciğer komplikasyonları) yönünden izlenmelidir.

Laktasyon dönemi
Metoprolol, annenin plazmasında bulunan miktarın yaklaşık üç katı olarak anne sütünde konsantre şekilde bulunmaktadır.

Metoprolol emzirme dönemi içinde zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır. Bebeğin anne sütü ile aldığı metoprolol miktarı, anne metoprololü normal terapötik dozlarda kullandığı sürece, beta-blokaj etki açısından ihmal edilebilir düzeydedir. Fakat emzirirken bebekler beta blokaj Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

4.7.Araç ve makine kullanımı üzerine etkiler
SANELOC tedavisi sırasında sersemlik ve halsizlik görülebileceğinden araç ve makine kullanırken bu durum göz önünde tutulmalıdır.

4.8.İstenmeyen etkiler
Yan etkiler genellikle doza bağlıdır ve hastaların yaklaşık %10’unda gözlenir.

İstenmeyen etkiler, görülme sıklığı ve Sistem Organ Sınıfına göre sınıflandırılmıştır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Kan velenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni

Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon, somnolans veya uykusuzluk, kabus görme Seyrek: Sinirlilik, anksiyete, amnezi/hafıza zayıflığı, konfüzyon, halüsinasyon Bilinmiyor: Konsantrasyon bozukluğu

Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, sersemlik, baş dönmesi
Yaygın olmayan: Uyku bozuklukları, parestezi

Göz hastalıkları
Seyrek:Görme bozuklukları,gözlerde kurulukve/veyakızarıklık Bilinmiyor: Konjoktivit benzeri semptomlar

Kulak ve iç kulak hastalıkları
Seyrek: Kulak çınlaması

Kardiyak hastalıkları
Yaygın: Bradikardi, palpitasyon
Yaygın olmayan: Kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma, akut miyokard enfarktüslü hastalarda kardiyojenik şok*, göğüs ağrısı, birinci derece kalp bloğu
Seyrek: AV-ileti zamanında uzama, kalp aritmileri

Vasküler hastalıklar
Yaygın: Ekstremitelerde soğuma
Seyrek: Ödem, senkop
Bilinmiyor: Vasküler bozukluğu olan hastalarda gangren

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Yaygın olmayan: Nefes darlığı, bronşiyal astımı veya astmatik problemleri olan hastalarda bronkospazm
Bilinmiyor: Rinit

Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Karın ağrısı, bulantı, kusma, diyare ve kabızlık Seyrek: Tat alma bozuklukları
Bilinmiyor: Ağız kuruluğu

Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: Transaminazlarda artış
Bilinmiyor: Hepatit

Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Deride aşırı duyarlılık reaksiyonları
Seyrek: Psoriasisde ağırlaşma, fotosensitivite reaksiyonları, aşırı terleme, saç dökülmesi

Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Seyrek: Geri dönüşümlü libido bozuklukları

Kas, iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları Bilinmiyor: Artralji, kas krampları

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Çok yaygın: Yorgunluk
Yaygın olmayan: Kilo artışı, ödem

*Plaseboya kıyasla görülme sıklığındaki % 0.4’lük artışın olduğu akut miyokard enfarktüsü olan 46000 hastanın katıldığı bir çalışmada; metoprolol grubunda kardiyojenik şokun görülme sıklığı % 2.3 iken, düşük şok riski indeksine sahip alt grup hastalardaki placebo grubunda % 1.9’dur. Şok risk indeksi; yaş, cinsiyet, gecikme, Killip sınıfı, kan basıncı, kalp hızı, ECG anormalitesi ve hipertansiyon öyküsünden kaynaklanan her hastadaki mutlak şok riskine dayanmıştır. Düşük şok risk indeksine sahip hasta grubu, metoprololün akut miyokard enfarktüsünde kullanılmasının önerildiği hastalara karşılık gelmektedir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Bir yetişkinde 7.5 g letal toksikasyona neden olmuştur. 5 yaşında bir çocukta 100 mg, gastrik lavajdan sonra hiçbir semptom göstermemiştir. Bir yetişkinde 1.4 g, 12 yaşında bir çocukta 450 mg orta derecede toksisiteye neden olmuştur. Bir yetişkinde 2.5 g ciddi toksisiteye, 7.5 g ise çok ciddi toksisiteye neden olmuştur.

Doz aşımında en önemli belirtiler kardiyovasküler semptomlardır, fakat bazen özellikle çocuk ve genç yetişkinlerde merkezi sinir sistemi semptomları ve solunum depresyonu ön plana çıkabilir.

Bradikardi, AV-blok I-III, QT-uzaması (istisnai durumlar), asistol, kan basıncının düşmesi, yetersiz periferik dolaşım, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok, solunum depresyonu, apne görülebilir.

Diğer belirtiler yorgunluk, konfüzyon, bilinç kaybı, titreme, kas krampı, terleme artışı, parestezi, bronkospazm, bulantı, kusma, muhtemelen özofagus spazmı, hipoglisemi (özellikle çocuklarda) veya hiperglisemi, hiperkalemi, böbreklere etki ve geçici miyastenik sendromdur. Beraberinde alkol, antihipertansif, kinidin veya barbituratların alınması hastanın durumunu kötüleştirebilir. Doz aşımının ilk belirtileri ilaç alımından 20 dakika ila 2 saat sonra görülmektedir.

Gerekirse aktif kömür ile kusturma ya da mide lavajı uygulanmalıdır. Gastrik lavajdan önce vagal stimülasyon riskine karşı atropin (intravenöz yoldan; yetişkinlere 0.25-0.50 mg, çocuklara 10-20 mcg/kg) verilmelidir. Duruma göre entübasyon ve suni solunum uygulanır. Yeterli sıvı desteği, glukoz infüzyonu, ECG ile izleme yapılmalıdır, intravenöz yoldan 1.0 – 2.0 mg atropin (vagal stimülasyonu önlemek için) verilir, gerekirse tekrarlanabilir.

Miyokardiyal depresyonda; dobutamin veya dopamin infüzyonu ve 10-20 mL, 9 mg/mL kalsiyum glubiyonat verilir. İntravenöz yoldan bir dakikadan daha uzun sürede 50-150 mcg/kg glukagon verilir, daha sonra infüzyon şeklinde uygulanabilir. Amrinon da verilebilir. Bazı durumlarda epinefrin (adrenalin) eklenmesinin de yararlı olduğu görülmüştür. QRS kompleksinde genişleme ve aritmilerde sodyum (klorür veya bikarbonat şeklinde) infüzyonu uygulanır. Pacemaker gerekli olabilir. Kalp durması halinde uzun süre resusitasyon gerekli olabilir. Bronkospazma görüldüğünde, terbutalin (enjeksiyon veya inhalasyon şeklinde) verilebilir. Semptomatik tedavi uygulanır.

5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Selektif beta-reseptör blokeri ATC kodu: C07A B02

Metoprolol, β1-selektif beta-blokerdir, kalpteki beta1 reseptörlerini, periferik damarlar ve bronşlardaki beta2 reseptörlerini bloke etmek için gereken dozlardan daha düşük dozlarda bloke Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

tabletlere göre daha düşük dozlarla ulaşıldığından SANELOC dozaj formu ile daha yüksek β1 selektivitesi sağlanır.

Metoprololün beta stimule edici etkisi yoktur ve membran stimule edici etkisi çok düşüktür. Beta reseptör blokerlerin negatif inotropik ve kronotropik etkileri vardır. Metoprolol tedavisi, fiziksel ve mental stres sırasında salgılanan katekolaminlerin etkisiyle ortaya çıkan kalp hızı, kalp debisi ve kan basıncı artışını azaltır. Adrenal bezlerden adrenalin salgısının yükselmesi ile birlikte görülen stres durumlarında, metoprolol normal fizyolojik vasküler dilatasyonu engellemez.

Metoprolol, terapötik dozlarda, bronş kasları üzerinde, selektif olmayan beta blokerlere göre daha az kontraksiyona neden olur. Metoprololün bu özelliği, bronşiyal astım ya da ilerlemiş obstrüktif akciğer hastalığı olanlarda β2-agonistleri ile birlikte tedavi olanağı sağlar.

Metoprolol, insülin salgılanmasını ve karbonhidrat metabolizmasını, selektif olmayan beta blokerlere göre daha az etkiler, bu nedenlerle diabetes mellitus hastalarında da kullanılabilir. Metoprolol, selektif olmayan beta blokerlere göre hipoglisemideki taşikardi gibi, kardiyovasküler yanıtları daha az etkiler ve kan şekerinin normal düzeye dönmesi daha hızlıdır.

SANELOC, hipertansiyonlu hastalarda, hem ayakta hem de yatar durumda ve egzersiz sırasında kan basıncını 24 saatten daha uzun süre belirgin olarak düşürür. Metoprolol tedavisinin başlangıcında periferik direnç artışı görülebilir. Ancak uzun süreli tedavide, kan basıncının düşmesi, periferik direncin azalmasına ve kalp debisinin değişmemesine bağlı olabilir. Orta/ağır hipertansiyonu olan erkek hastalarda metoprolol ölüm riskini azaltır. Elektrolit dengesizliğine neden olmaz.

Pediyatrik Popülasyon
Esansiyel hipertansiyonu olan 6 ve 16 yaş arasındaki 144 hastayla yapılan dört haftalık bir çalışmada, 1 ve 2 mg / kg dozunda metaprolol süksinat, plasebo-düzeltilmiş sistolik kan basıncını 4-6 mm Hg düşürdü. Diastolik kan basıncı daha yüksek doz için 5mmHg plasebo-düzeltilmiş düşüş ve 0.2, 1 ve 2 mg/kg için doza bağlı düşüş göstermiştir. Tanner ölçeği (ergenlik dönemi fiziksel gelişimi), ırk veya yaşlar arasında farkedilebilen farklar yoktur.

Metoprolol orta dereceli/şiddetli hipertansiyonu olan erkeklerde kardiyovasküler sebepli ölüm riskini azaltır. Elektrolit dengesinde bir bozulmaya yol açmamaktadır.

Kronik kalp yetmezliğindeki etkileri: Ejeksiyon fraksiyonu azalmış (≤0.40) ve kalp yetmezliği (NYHA II-IV) olan 3991 hasta üzerinde yapılan MERIT-Kalp Yetmezliği Çalışmasında, metoprololün yaşama şansını arttırdığı ve hastaneye yatırılma sayısında azalma sağladığı bildirilmiştir. Uzun süreli tedavide semptomlarda genel bir iyileşme görülmüştür. (NYHA fonksiyonel sınıfı ve Genel Tedavi Değerlendirme Puanı).

Ayrıca metoprolol tedavisinin ejeksiyon fraksiyonunu arttırdığı ve sol ventrikül sistol sonu ve Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Metoprolol ile taşiaritmilerde sempatolitik aktivitenin artışına bağlı etkiler bloke edilerek pacemaker hücrelerde otomatizasyonun azalması ve ayrıca supraventriküler ileti zamanının uzaması ile kalp hızının düşmesi sağlanır. Metoprolol, miyokard enfarktüsünün tekrarlama riskini ve özellikle miyokard enfaktüsünden sonraki ani ölüm riskini azaltır.

5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
SANELOC’nın biyoyararlanımı %30-40’dır. Plazma yarılanma ömrü 3-5 saattir. Oral uygulama sonrası emilim tamamlanır ve madde tüm gastrointestinal kanal boyunca ve kolonda absorbe olur.

Dağılım:
SANELOC değiştirilmiş salımlı film tabletler, her biri ayrı bir depo ünite olan metoprolol süksinat mikrokapsüllenmiş çekirdeklerden oluşmuştur. Her çekirdek, ilacın salım hızını kontrol eden polimerik bir membran ile kaplanmıştır. Oral yoldan alınan tablet, sıvı ile temas ettiği gastrointestinal kanalın geniş yüzeyinden hızla dağılarak yayılır. Metoprololün salım hızı çevredeki sıvının pH’sinden etkilenmez ve yaklaşık 20 saat boyunca aralıksız devam eder.

Dozaj formu 24 saat boyunca düzgün bir plazma konsantrasyonu ve etki süresi sağlar.

Biyotransformasyon:
Metoprolol karaciğerde temelde CYP2D6 enzimi ile metabolize olur. Üç temel metaboliti vardır, ancak bunlardan hiçbirinin klinik açıdan anlamlı bir beta bloker etkisi yoktur.

Eliminasyon:
Metoprololün yaklaşık %5’i değişmemiş olarak idrarla, geri kalanı ise metabolitleri şeklinde atılır.

Çocuklarda ve genç erişkinlerde (6-17 yaş) metoprololün farmakokinetiği yetişkinlere benzer. Oral olarak verilen metoprolol klirensi (CL / F), vücut ağırlığı ile doğrusal bir ilişkide artmıştır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Metoprolol klinik açıdan çok geniş kapsamlı test edilmiştir. İlgili bilgiler Kısa Ürün Bilgisinin diğer bölümlerinde mevcuttur.

6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1.Yardımcı maddelerin listesi
Mısır nişastası
Sukroz
Kolloidal silikon dioksit
Hipromelloz
Etil selüloz N50 Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Talk
Magnezyum stearat
Mikrokristalin selüloz (Avicel PH 102)
Mikrokristalin selüloz (Avicel PH 200)
Lubritab
Sodyum Stearil Fumarat
Titanyum dioksit
Polivinilpirolidon K30
6.2.Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutu içerisinde, Al/PVC/PVDC blister ambalajlarda, 20 tablet.

6.6.Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve ” Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7.RUHSAT SAHİBİ
Sandoz İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Suryapı & Akel İş Merkezi,
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan
Eroğlu Cad. Suryapı & Akel İş
Merkezi No:6 Kavacık 34805 Beykoz-
İstanbul
8.RUHSAT NUMARASI
2023/471
9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 29.11.2023
Ruhsat yenileme tarihi:
10.KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın