ROMEZON DR 5 MG 30 TABLET

KULLANMA TALİMATI
ROMEZON DR 5 mg tablet
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Her bir tablet etkin madde olarak 5 mg prednizon içerir.
•Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir), dibazik kalsiyum hidrojen fosfat dihidrat, povidon K 29/32, kroskarmelloz sodyum, sarı demir oksit, kolloidal silikon dioksit, magnezyum stearat, gliseril behenat
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.•Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.ROMEZON DR nedir ve ne için kullanılır?
2.ROMEZON DR’yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.ROMEZON DR nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.ROMEZON DR’nin saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. ROMEZON DR nedir ve ne için kullanılır?
ROMEZON DR sarı renkli, yuvarlak, bikonveks, geciktirilmiş salım sağlayan tablettir.
ROMEZON DR 30 tabletlik blister ambalajlarda kullanıma sunulmuştur.
ROMEZON DR etkin madde olarak prednizon içeren ve geciktirilmiş salıma sahip bir kortikosteroid ilaçtır. Kortikosteroidler antienflamatuvar etkilere sahiptir. Antienflamatuvar ilaçlar, etkilenen eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik, kızarıklık ve ateşi azaltır.
ROMEZON DR şu hastalıkların tedavisinde kullanılır:
•Uygun standart tedaviye yanıt vermeyen çocuklar ve yetişkinlerde alerjik hastalıklar; alerjik egzama, ilaca karşı gelişen aşırı duyarlılık durumları, saman nezlesi veya yıl boyu süren alerjik nezle, serum hastalığı,
•Deri hastalıklarının tedavisinde: Egzama, ilaç reaksiyonları, alerjik hastalıklar, büllü hastalıklar gibi hekimin uygun gördüğü deri hastalıklarında,
•Doğuştan böbrek üstü bezlerinin aşırı gelişerek büyümesi (konjenital adrenal hiperplazisi), kanserle beraber görülen kanda kalsiyum iyon düzeyinin anormal derecede yüksek olması (malign hiperkalsemi), vücutta cerahatli olmayan tiroid bezi
1
iltihapları (non-supresif tiroidit), böbrek üstü bezlerinin yetersiz çalışması sonucu vücutta hidrokortizon hormonu eksikliği (birincil ve ikincil adrenokortikal yetmezlik), •Kronik iltihabi bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı) ve kalın bağırsakta iltihap yaralarının (ülseratif kolit) akut dönemleri,
•Kırmızı kan hücrelerinde yıkımın artmasından kaynaklanan anemi (hemolitik anemi), ateş, iğne başı şeklinde kırmızı morarmalar, bilinç bulanıklığı, baş ağrısı ve trombositlerin sayısında azalma ile görülen hastalık (idiyopatik trombositopenik purpura), kan hücrelerinin ve lenf bezlerinin kanseri (lösemi ve lenfoma) ve multipl miyelom gibi hastalıkların tedavisinde tek başına veya diğer tedavi edici ajanlarla kombine olarak,
•Otoimmun hastalıklarda (örn. Pnömokokkal menenjit, myastenia gravis, kronik enflamatuvar nöropati, vaskülit gibi) ve diğer nörolojik hastalıklarda,
•Gözün farklı bölümlerinde gelişen şiddetli alerjik ve iltihaplı durumların tedavisinde: Bir gözde meydana gelen delici, yaralanma veya göz içi ameliyatını takiben her iki gözü de etkileyen iltihabi durumlar (sempatik oftalmi), topikal steroidlere (iltihap ve diğer bazı durumlarda kullanılan kortizonlu ilaçlar) cevap vermeyen gözün retina tabakasında ve gözde gelişen iltihabi hastalıklar,
•Organ nakliyle ilişkili gelişen akut veya kronik solid organ reddi,
•Çeşitli akciğer veya solunum hastalıklarının tedavisinde: Kronik obstrüktif (tıkayıcı) akciğer hastalıkları (KOAH), bronşiyal kanalda Aspergillus fumigatus mantarının üremesine bağlı olarak ortaya çıkan astım (alerjik bronkopulmoner aspergillozis), solunum yoluna mide içeriğinin kaçması sonucu gelişen akciğer iltihabı (aspirasyon pnömonisi), astım, akciğer tüberkülozun ortaya çıkması ve yayılması (uygun antitüberkülöz tedavisiyle birlikte kullanıldığında), hipersensitivite (aşırı duyarlılık) pnömonisi, hava yollarındaki bağ dokuları etkileyen bir hastalık (kriptojenik organize pnömoni), bağışıklık yanıtta yer alan eozinofil hücrelerinin akciğerde birikim gösterdiği hastalık (idiyopatik eozinofilik pnömoni), uygun anti-PCP (Pneumocystis carinii pnömonisi) antibiyotiklerle tedavi edilen bir HIV (+) bireyde (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü ile enfekte) ortaya çıkan Pneumocystis carinii’nin neden olduğu akciğer enfeksiyonu (Pneumocystis carinii pnömonisi), akciğerde nodül ve lezyonlarla gelişen ve belirti veren hastalık (semptomatik sarkoidoz),
•
•
Nedeni bilinmeyen veya lupus eritematozus nedeniyle idrar oluşumunun görülmediği böbrekten fazla miktarda protein atılmasıyla karakterize böbrek hastalığında (nefrotik sendromda) idrar söktürülmesinin uyarılması durumları veya idrarla protein atılımını azaltılmasında,
Akut gut artriti (ağrı, kızarıklık, şişlik ve hassasiyet ile karakterize, mikrobik olmayan bir eklem iltihabı) tedavisinde kısa süreli ek tedavi olarak; ankilozan spondilit (bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemin iltihaplanmasını ifade eden, kronik romatizmal bir hastalık), dermatomiyozit/polimiyozit (kas zayıflığı ve deri döküntüsü gibi belirtilerle kendini gösteren iltihaplı kas romatizması), romatizmal polimiyalji (kaslarda tutulmaya neden olan, kronik romatizmal bir hastalıktır), psöriazis (pembe-kırmızı hafif kabarmış cilt bölgesi üzerinde beyaz, kalın, parlak ve kuru kepekler gözlenmesi ile karakterize bir deri hastalığı) ve psoriatik artrit (eklem iltihaplanması) ile
2
karakterize kronik romatizmal bir hastalıktır), tekrarlayan polikondrit (kıkırdak ve bağ dokusunda iltihaplanma ve yıkıma neden olan ve ataklar halinde seyir gösteren, nadir görülen bir hastalık), jüvenil romatoid artrit (çocuklarda oluşan eklem iltihabı) dahil romatoid artrit, Sjogren sendromu (kuru göz ve kuru ağıza neden olan, bağışıklık sisteminin kendi kendine neden olduğu bir hastalık), sislemik lupus eritematoz (kelebek hastalığı olarak da bilinen, vücutta pek çok organı birden tutan romatizmal bir hastalık) ve vaskülit (hem atardamarları hem de toplardamarları etkileyebilen, damarların iltihabı ile ortaya çıkan hastalık) gibi seçili durumların kötüleşmesi esnasında veya sürdürme tedavisinde,
Sinir sistemi veya kalp tutulumu ile birlikte seyreden trişinoz (parazitlerin neden olduğu ağır ve öldürücü hastalıklar), beyin zarlarının tüberküloza bağlı iltihapları (tüberkülöz menenjit hastalığı) uygun antitüberküloz tedavisi ile birlikte.
ROMEZON DR geciktirilmiş salıma sahip olduğu için tableti aldıktan yaklaşık 4 saat sonra ilacı salıverir.
2. ROMEZON DR’yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
ROMEZON DR’yi aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Etkin madde prednizona veya bu tabletin içeriğinde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığınız varsa bu ilacı kullanmayınız.
ROMEZON DR’yi aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Aşağıdaki durumlar sizde varsa veya daha önce yaşadıysanız ilacı kullanmadan önce doktorunuza danışınız:
Kan şekeriniz yüksekse (Diyabet hastasıysanız); doktorunuz diyabet ilacınızın dozunu
artırabilir ve tedavinizi yakından izlemek isteyebilir.
Kemik erimesi (Osteoporoz)
Kemik yumuşaması (Osteomalazi)
Mide ve bağırsak ülserleri
Kolonda delinme (Perforasyon) riski yüksek olan şiddetli bağırsak iltihabı (Ülseratif
kolit)
Bağırsak duvarı iltihabı (Diverkülit)
Entero-anastomozdan (bağırsak iki bölümden bağlamak için yapılan ameliyat) hemen
sonra
Hepatit B (viral karaciğer hastalığı)
Tüberküloz (verem) hastalığınız varsa veya BCG (Verem) aşısından sonra şişlik
oluşmuş ve lenf nodlarınız iltihaplanmışsa
Polio (çocuk felci)
Akut viral enfeksiyon (örneğin suçiçeği, göz veya dudak herpesi, kızamık veya zona)
Akut bakteriyel enfeksiyon (örneğin bakteriyel tonsilit) veya kronik bakteriyel
enfeksiyonlar (örneğin verem)
Akut fungal enfeksiyon (örn. pamukçuk)
3
Parazit enfeksiyonu (örn. yuvarlak solucan). Bilinen ya da şüphelenilen kıl kurdu
(Strongyloides) enfestasyonu olan hastalarda. Bu ilaç, büyük Strongyloides enfeksiyonunun artmasına ve yaygın larva göçüne yol açabilir.
Yüksek tansiyon. Tansiyonunuzun daha sık kontrol edilmesi gerekebilir.
Göz hastalıkları (Glokom). Sağlık durumunuzun yakından izlenmesi gerekebilir.
Kornea üzerinde yaralanmalar veya ülserler (İris ve göz bebeğini kaplayan gözdeki
şeffaf tabaka)
Kalp yetmezliği olan hastalar: Durumunuzun yakından izlenmesi gerekebilir.
Yakın zamanda kalp krizi geçiren hastalar
Böbrek hastalığı
Zihinsel sorunlar (aşırı coşkulu ruh hali, kişilik değişiklikleri, şiddetli depresyon, ruhsal
bozukluk)
Uyku bozukluğu tedavi sırasında oluşur ve ilerlemez. Bu durumlarda doktorunuz faklı
bir ilaç reçete edebilir.
Adrenokortikal yetmezlik olursa (böbrek üstü bezi yetmezliği)
Miyastenia gravis isimli bir hastalık için ilaç alıyorsanız (bu hastalık nadir görülen ve
kas güçsüzlüğüne yol açan bir hastalıktır)
Aşılar: herhangi bir aşılama öncesinde doktorunuza veya hemşirenize steroid
kullandığınızı söylemeniz şarttır. Steroidler bağışıklık yanıtınızı etkilerler, dolayısıyla canlı aşı olmamanız gerekmektedir.
Kaposi sarkomu olursa (deri üzerinde görülen bir kanser tipi)
Skleroderma (otoimmün bir hastalık, sistemik skleroz olarak da bilinir): Günlük 15 mg
veya daha yüksek dozlar, skleroderma böbrek krizi olarak adlandırılan ciddi bir komplikasyon riskini artırabilir. Skleroderma böbrek krizinin belirtileri yüksek kan basıncı ve idrar üretiminde azalmadır. Doktorunuz, tansiyonunuzu ve idrarınızı düzenli olarak kontrol ettirmenizi tavsiye edebilir.
ROMEZON DR sürekli kullanımında hastalar hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) eksen
baskılanması, Cushing sendromu (böbrek üstü bezinden aşırı kortizol salgılanması) ve hiperglisemi (kan şeker düzeylerinde artış) riski bakımından izlenmelidir.
Uzun dönem boyunca yüksek doz ROMEZON DR kullanıldığında (4 hafta, en az 30
mg/gün), spermatogenezin (sperm hücresi oluşumu) geri dönüşümlü bozukluklara neden olabilir. İlacın kesilmesinden sonra birkaç ay devam ettiği gözlenmiştir.
Eğer bulanık görme veya diğer görme bozuklukları yaşıyorsanız doktorunuza bildiriniz. Son iki hafta içinde aşınız var ise ya da sonraki 8 hafta içinde aşılanmayı planlıyorsanız doktorunuza söyleyiniz.
ROMEZON DR aç karnına alındığında prednizonun istenen kan konsantrasyonları elde edilemez. Bu nedenle bu tabletlerin istenen şekilde etki göstermesi için yemeklerle birlikte veya sonra almalısınız. Ayrıca, önerilen kullanıma uyarak alındığında %6-%7 oranında düşük plazma konsantrasyonları oluşabilir. Bu ilaç yeteri kadar etki etmediğinde bu durum göz ardı edilmemelidir. Bu durumlarda doktorunuz farklı bir ilaç reçete edebilir.
ROMEZON DR, geciktirilmiş salım özelliğine sahip, etkin madde olarak prednizon içeren bir tablettir. Bu ilaç sadece önerilen durumlarda kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 1. ROMEZON DR nedir ve ne için kullanılır).
4
Yukarıdaki tedavi veya durumlardan biri mevcutsa farklı tipte bir ilaçla tedavi sizin için daha uygun olabilir. Ayrıca aşağıdaki “ROMEZON DR hakkında bilmeniz gereken diğer bilgiler” bölümüne bakınız.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
ROMEZON DR hakkında diğer bilmeniz gerekenler
Bu tabletler bağışıklık sisteminizi etkileyebilir. Eğer bağışıklık sisteminiz etkilenmişse, vücudunuzun hastalıkla mücadele yeteneği etkilenir. Bağışıklık sisteminiz etkilendiyse aşağıdaki olumsuz durumlar olabilir.
Bu tableti kullanırken veya kullanmaya başladığınızda, alacağınız inaktif aşı (örneğin
grip aşısı ya da kolera aşıları) etkili olamayabilir.
Bazı viral hastalıklar (suçiçeği ve kızamık) daha şiddetli olabilir. Bu hastalıklara karşı
daha önce aşılanmadıysanız daha ciddi enfeksiyon riski altında olabilirsiniz. Bu hastalıkları geçirmemiş çocuk veya yetişkinlerin hastalığa maruziyetini önlemek için özel dikkat gösterilmelidir.
Diğer ciddi enfeksiyonlara karşı daha yüksek risk altında olabilirsiniz.
Bu tabletler ile tedavi, enfeksiyon geliştirme olasılığınızı artırabilir. Eğer sizde bir enfeksiyon gelişmekteyse, bu tabletler, enfeksiyonun tespit edilmesini zorlaştırabilir.
Aşağıdaki hastalıklara sahipseniz doktorunuz bu tabletlerden düşük bir doz önerebilir.
Hipotiroidizm (tiroid bezinin yetersiz çalışması)
Karaciğer sirozu (Alkolizmin ya da hepatitin neden olduğu hastalık)
Stresli olaylar sırasında bu tabletlerin yüksek dozu gerekebilir. Örneğin;
Cerrahi işlem
Enfeksiyon süresince
Bu ilacı birkaç ay ya da daha fazla bir süre kullandıysanız, doktorunuz aşağıdaki listeyi içeren düzenli bir muayene yürütecektir:
Göz muayenesi
Kan testi
Kan basıncı testi
Bu ilaçla tedavi, kemiklerde metabolize olan kalsiyum üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Bu nedenle, özellikle aile bireylerinizde kemik kırığı geçmişi varsa, düzenli egzersiz yapmıyorsanız, menopoz sonrası dönemde olan bir kadınsanız veya yaşlıysanız, osteoporoz (kemik kaybı ve kırıkları) riski konusunda doktorunuz ile görüşmelisiniz.Çocuklar ve adolesanlar da dahil olmak üzere her yaşta osteoporoz takip edilmelidir.
Kortikosteroid tedavisi gören çocuklarda büyüme hızlarında azalma görülebilmektedir. Bu sebeple, çocukların gelişimi doktorunuz tarafından dikkatle gözlenmelidir.
5
Kortikosteroid alan çocuklar; kan basıncı, vücut ağırlığı, göz içi basıncının sıklıkla ölçülmesi yapılarak ve enfeksiyon gelişmesi, psikososyal bozukluklar, tromboembolizm (kan pıhtısının başka bir damarı tıkaması), peptik ülser (mide ve barsak ülseri), katarakt (göz merceğinde bulanıklaşma) ve osteoporoz durumları için klinik değerlendirmeler ile dikkatli şekilde doktor tarafından takip edilmelidir.
Bu ilacı almayı kestiğinizde aşağıdaki riskler oluşur;
Hastalık şikayetlerinin geri dönmesi
Adrenal yetmezlik. Böbreküstü bezinin yeterli kortizol (bir hormon) üretememesi
durumudur. Bu özellikle aşağıdaki stresli durumlarda olur;
Enfeksiyon süresince
Kazadan sonra
Artmış fiziksel zorlanma altında
Kortizon yoksunluk sendromu (vücudunuzun kortizol üretememesine neden olan ciddi
bir hastalık)
Doktorunuz size ne yapmanız gerektiği konusunda bilgi verecektir.
ROMEZON DR’nin yiyecek ve içecek ile kullanılması
İdeal olan tabletlerinizi yemekle birlikte ya da yemekten sonra almanızdır. Bir bardak su ile tableti bütün olarak yutmanız gerekir. Tableti kırmayınız, çiğnemeyiniz ya da bölmeyiniz. Eğer yemekten sonra 2-3 saat geçtiyse hafif bir aperatifle (örn. peynir-ekmek) tableti alınız.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Gebeyseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız, tedaviye başlamadan önce doktorunuzu durumdan haberdar ediniz.
ROMEZON DR’nin gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı etkileri bulunmaktadır.
ROMEZON DR, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
ROMEZON DR,anne sütüne az miktarda geçmektedir. Emzirme dönemindeki annede yarar-zarar riski değerlendirerek kullanılmalıdır.
Eğer emziriyorsanız, tedaviye başlamadan önce doktorunuzu durumdan haberdar ediniz.
Araç ve makine kullanımı
Bu tabletlerin araç ve makine kullanma yeteneğinizi etkilemesi beklenmez. Eğer tedavi sırasında bulanık görme ya da göz ağrısı gelişirse araç ve makine kullanmayınız.
6
ROMEZON DR’nin içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Bu tıbbi ürün laktoz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı dayanıksız olduğunuz söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer aşağıdakilerden herhangi bir ilacı şu an kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza bilgi veriniz.
ROMEZON DR, aşağıdaki ilaçların etkisini artırabilir:
Kardiyak glikozitleri gibi kalp ilaçları (örn. digoksin)
Laksatifler (feçesi yumuşak kıvama getirerek defekasyonu kolaylaştıran) ya da bazı
diüretikler (idrar söktürücüler)
Şiddetli romatoid artrit ya da organ nakil ameliyatından sonra kullanılan siklosporin
Hastanelerde kullanılan kas gevşeticiler örneğin suksametonyum
Çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılan siklofosfamid
ROMEZON DR, aşağıdaki ilaçların etkisini azaltabilir:
Büyüme hormonu olan somatropin
Parazit enfeksiyonları tedavisinde kullanılan prazikuantel
Diyabet ilaçları, örneğin insülin, metformin, glibenklamid
Aşağıdaki ilaçlar, bu ilacın etkisini azaltabilir.
Epilepsi tedavisinde kullanılan barbitüratlar, fenitoin ve primidon
Enfeksiyon tedavisinde kullanılan rifampisin
Sigarayı bıraktırma veya depresyon tedavisinde kullanılan bupropion
Alüminyum ve magnezyum içeren antasitler
Aşağıdaki ilaçlar, bu ilacın etkisini artırabilir.
Östrojen içeren ilaçlar, örneğin hormon replasmanı tedavisi, oral kontraseptifler (doğum
kontrol ilaçları)
Meyankökü (Öksürük ilaçları için balgam söktürücü olarak kullanılır, ayrıca
şekerlemelerde bulunabilir.)
İlaçların diğer etkileri:
Kortikosteroidler antikor cevabını inhibe edeceklerinden toksoidlere ve canlı ya da
inaktive aşılara cevabı azaltabilirler. Ayrıca, kortikosteroidler canlı zayıflatılmış
İlaçların
suprafizyolojik dozları bazı aşılara karşı nörolojik (sinir sistemi ile ilgili) reaksiyonları kuvvetlendirebilirler. Kortikosteroid tedavi devam ederken aşı ya da toksoidlerin rutin uygulanmaları ertelenmelidir. Kortikosteroid almakta olan bir hastada immünizasyon (bağışıklama) gerekli ise antikor cevabının yeterli olup olmadığının serolojik testlerle araştırılması ve aşı ya da toksoidin ilave dozları gerekebilir.
7
Aminoglutetimidlerin (bir tür hormon tedavisi amacıyla kullanılan bir enzim
inhibitörü), kortikosterodiler ile birlikte kullanımı adrenal supresyon (böbrek üstü bezinden hormon salgılanmasının baskılanması) kaybına yol açabilir.
Antikolinesteraz ajanlarının (örneğin, mide krampları ya da spazmları rahatlatmak (örn.
disiklomin) ya da Parkinson hastalığını tedavi etmek (örn. amantadin) ya da seyahat hastalığını önlemek (örn. difenhidramin, skopolamin veya meklizin) amacıyla kullanılan ilaçlar) kortikosteroidlerle kullanımı miyastenia gravisli hastalarda (bu hastalık nadir görülen ve kas güçsüzlüğüne yol açan bir hastalıktır) ciddi zayıflıklara neden olabilir. Mümkünse antikolinesteraz ajanları, kortikosteroid tedavisine başlamadan 24 saat önce bırakılmalıdır.
Kolestiramin (kolestrolü düşüren bir ilaç), kortikosteroidlerin klirensini artırabilir.
Antitüberküler ilaçlar (verem tedavisinde kullanılan ilaçlar) ile birlikte kullanımda
serum iyonize konsantrasyonları düşebilir.
HIV tedavisi için kullanılan ritonavir, kobisistat gibi ilaçlar ROMEZON DR’nin
etkilerini artırabilir. Bu ilaçları kullanıyorsanız doktorunuz sizi dikkatli bir şekilde izlemek isteyebilir.
Aspirin (iltihap ya da ağrı tedavisinde kullanılan ilaçlar) ve salisilat (ağrıyı hafifletmek
ve ateşi düşürmek için kullanılan ilaçlar) gibi nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler), mide ve bağırsakta yan etki riskini artırır. Hipoprotrombinemide (kanın pıhtılaşmasında rol oynayan protrombin adı verilen maddenin kandaki miktarında azalma) aspirin ile kortikosteroidlerin birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. Salisilatların klirensi (böbreğe ilişkin fonksiyonu), aynı anda kortikosteroid kullanımı ile artabilir, bu durum salisilat serum düzeylerinin düşmesine veya kortikosteroidin geri çekilmesiyle salisilat toksisitesi (zehirlenme) riskini artırabilir.
Varfarinin kan seyreltici etkisinde kişiye bağlı olarak düşme ya da artış olabilir.
Yüksek kan basıncı ya da kalp yetmezliği için kullanılan ADE inhibitörleri (Örneğin
kaptopril ya da enalapril) ile tedavi, kan hücre sayısı değişiklikleri riskini artırabilir.
Antikolinerjik ilaçlar (örneğin atropin) göz içi basıncı (Glokom) riskini artırabilir.
Sıtmanın önlenmesinde kullanılan ilaçlar (örneğin klorokin, hidrosiklorokin, meflokin)
kalp kası dahil kas zayıflığı riskini artırabilir.
Mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılan (Antifungal) amfoterisin B, hipokalemi
(kandaki potasyum seviyesinin düşmesi) riskini artırabilir.
Bazı tanı testleri etkilenebilir. Örneğin;
Deri alerji testleri,
Tiroid bezinin ürettiği hormonları ölçmek için yapılan kan testi.
Doktorunuz size ne yapmanız gerektiği konusunda bilgi verecektir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. ROMEZON DR nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
İlacınızı her zaman doktorunuzun veya eczacınızın tam olarak söylediği şekilde alınız. Eğer emin değilseniz eczacınıza veya doktorunuza danışınız. Doktorunuzun reçete edeceği doz
8
hastalığınızın şiddetine bağlıdır. Başlangıç dozunuz aşağıdaki durumlara göre doktorunuzun yönetiminde kademeli olarak daha düşük idame dozuna azaltılabilir:
Hastalık belirtileri,
ROMEZON DR’ye verilen yanıt
Uygulama yolu ve metodu:
İlacınızın dozu konusunda doktorunuzun talimatlarına uyunuz.
İlacınızın istenilen şekilde etki etmesi için kaplamalı tabletleri bölmeden, kırmadan ve
çiğnemeden yutunuz.
Bir bardak su ile alınız.
Yemekle birlikte ya da yemekten sonra alınız. Eğer yemekten sonra 2-3 saat geçmişse
hafif bir aperatif ile birlikte alınız.
Geciktirilmiş salım sağlayan tabletler birkaç ay ya da daha uzun süre kullanılır. Doktorunuz bu tabletleri ne kadar süre ile kullanacağınızı size söyleyecektir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Doktorunuz çocuklar için etkili olabilecek düşük dozları belirleyecektir ve çocukların büyüme ve gelişimini takip edecektir (Bkz. ROMEZON DR hakkında diğer bilmeniz gerekenler).
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlılar tarafından kullanıldığında, osteoporoz (kemik kaybı ve kırıkları) riski konusunda doktorunuz ile görüşmelisiniz. (Bkz. ROMEZON DR hakkında diğer bilmeniz gerekenler).
Yaşlı popülasyonda olası böbrek ve karaciğer yetmezliği durumunda prednizonun da dahil olduğu kortikosteroidler reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.
EğerROMEZON DR’nin etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Özel kullanım durumları
Karaciğer/ Böbrek yetmezliği
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda yarılanma ömrü uzayabilir; dozun azaltılması dikkate alınmalıdır.
Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda prednizonun da dahil olduğu kortikosteroidler reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.
Kullanmanız gerekenden daha fazla ROMEZON DR kullandıysanız:
ROMEZON DR’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullandıysanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
Bu tabletlerle akut zehirlenmeler bilinmemektedir. Doz aşımı durumunda, aşağıdaki istenmeyen etkilerde artış olması olasıdır:
• Hormon fonksiyon bozuklukları
9
Metabolizma üzerinde etkiler
Elektrolit (tuz) dengesi üzerindeki etkiler, anormal kalp atışları
Çocuklarda; hepatomegali (karaciğer büyümesi) ve abdominal distansiyon (karında
şişkinlik) riskinin artmasına neden olur.
Yan etkilerde bir artış söz konusuysa, doktorunuza başvurunuz.
ROMEZON DR’yi kullanmayı unutursanız:
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Tedaviye nasıl devam edeceğinizi doktorunuza danışın.
ROMEZON DR ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Tablet almayı aniden kesmeyin. Tedavi aniden sonlandırıldığında tedavi olduğunuz hastalığın belirtileri tekrar geri dönebilir. Dozu yavaş yavaş azaltmanız önemlidir. Doktorunuz dozu kademeli olarak nasıl azaltacağınızı size söyleyecektir.
Bu ilacın kullanımı ile ilgili başka sorularınız varsa, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, ROMEZON DR’nin içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Aşağıda listelenen istenmeyen etkilerin sıklığı ve şiddeti dozaj ve tedavi süresine bağlıdır.
Aşağıdakilerden biri olursa, ROMEZON DR’yi kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Alerjik reaksiyon belirtileri kurdeşen (ürtiker), kaşıntı, döküntü, yüz, dudaklar, dil ya da boğazda şişmeyi içerebilir. Bu durum nefes alma ya da yutmada güçlüğe neden olabilir.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin ROMEZON DR’ye karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Yaygın (10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.)
Cushing sendromuna neden olan hormon dengesizliği (tipik belirtileri: ay yüz diye
bilinen yuvarlak yüz, üst vücut kilo alımı ve yüz derisinde döküntü) yanı sıra vücutta glukokortikoid üretiminin azalması
Vücuttaki tuz, şeker ve yağ dengesizliklerinden kaynaklanan rahatsızlıklar şu
hastalıklarla sonuçlanır:
İştah ve kilo artışı
Diyabet (şeker hastalığı)
Yüksek kolesterol
Kalp ritim bozuklukları (potasyum atılımının artması nedeniyle)
Ödem (sodyum atılımının azalması nedeniyle vücutta su birikmesi)
Enfeksiyonlarla mücadele etme yeteneğinde azalma, enfeksiyonlar daha ciddi olabilir
veya belirtiler maskelenmiş olabilir.
10
Artan duyarlılık ve enfeksiyonların şiddeti
Göz merceğinin bulanıklaşması (katarakt) ve göz ağrısıyla birlikte görülen/görülmeyen
göz içi basıncının artması (glokom)
Çatlaklar, deri üzerinde ya da ağızda morarma veya kırmızı işaretler, deri kaybı
Kan hücrelerinin sayısında bir artma veya azalma
Kas erimesi ve halsizlik
Kemik kırıkları riskine neden olan kemik erimesi (Osteoporoz)
Uyku güçlüğü
Baş ağrısı
Yaygın olmayan (100 hastanın birinden az, fakat 1000 hastanın birinden fazla görülebilir.)
Yüksek kan basıncı
Kan damarları zarının kalınlaşması veya iltihabı ve kan pıhtıları
Ülser mide ve bağırsak kanaması
Artan saç büyümesi, noktalar ve diğer cilt lekeleri, cilt yaralarının iyileşmesinde
gecikme, akne
Seyrek (1000 hastanın birinden az, fakat 10000 hastanın birinden fazla görülebilir.)
Cilt üzerinde kabarma içeren alerjik reaksiyonlar
Pankreas iltihabının neden olduğu şiddetli karın ağrısı
Seks hormonu salgısının bozuklukları, muhtemelen erkeklerde iktidarsızlık ya da
kadınlarda aybaşı dönemlerinin yokluğuyla sonuçlanır.
Tiroid fonksiyonu bozulması
Depresyon (mutsuz hissetme), sinirlilik, gerçeğe dayalı olmayan mutluluk hissi, artan
dürtü, gerçeklikten uzaklaşma (Psikoz)
Baş ağrısı ile sonuçlanan kafa içi basıncın artması, kusma ve çift görme
Epileptik nöbetlerin gelişmesi veya kötüleşmesi
Mevcut göz ülserinin kötüleşmesi veya enfeksiyonlar
Kemik kaybı (Osteonekroz)
Bilinmiyor (Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.)
Omurga, kalp ya da göğüste geri dönüşümlü yağ birikmesi (lipomatozis)
Hızlı veya yavaş kalp atışı
Ritim bozukluğu
Kardiyak genişleme (kalp büyümesi)
Dolaşım bozukluğu
Konjestif kalp yetmezliği (kalp yetersizliğine bağlı olarak solunum yetmezliği, ödem,
karaciğerde büyüme ile belirgin hastalık)
Yağ embolisi,(genelde uzun kemik kırığı, yumuşak doku travması ve yanık gibi fiziksel
travma sonucu kanla taşınan yabancı bir cismin damarı tıkaması durumu)
Yüksek tansiyon
Prematüre (erken doğan) bebeklerde hipertrofik kardiyomiyopati (kalp kasının anormal
şekilde kalınlaştığı hastalıktır)
11
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yeni kalp krizini takiben miyokardiyal rüptür (kalbin sol karıncık duvarında yırtılma olması)
Akciğer ödemi
Bayılma
Tromboembolizm,(kan damarında tıkanma)
Tromboflebit,(toplardamar iltihabına bağlı kan pıhtısı oluşumu)
Anafilaksi (vücudun alerji oluşturan maddelere karşı verdiği çok şiddetli yanıt, ani aşırı duyarlılık)
Anjiyoödem (alerji sonucu yüz ve boğazda şişme)
Karbonhidrat tolerasında azalma
Âdet düzensizlikleri
Sekonder adrenokortikal (böbreküstü bezinin kabuk kısmı) ve pitüiter (hormon salgılayan hipofize bağlı) yanıtsızlık (özellikle stres, travma, cerrahi ve hastalık döneminde)
Sıvı tutulumu (şişlik)
Duygusal dengesizlik, ruh halinde değişim
Kişilik değişiklikleri
Araknoidit (omurulik etrafını saran zarın iltihaplanması)
Menenjit (beyin zarı iltihabı)
Nörit (sinir iltihabı)
Nöropati (sinirlerde herhangi bir nedenle görülen bozukluklar)
Konvülsiyon (nöbet)
Duyusal bozukluk
Vertigo (denge bozukluğundan kaynaklanan sersemlik veya baş dönmesi)
Şişkinlik
Karaciğer enzim değerlerinde yükseklik
Ülseratif özofajit (yemek borusunda ülserleşme)
Hıçkırık
Halsizlik
Protein katabolizmasına (yıkımına) bağlı negatif azot dengesi
Potasyum seviyelerinin düşük olması nedeniyle kanda asit-baz dengesizliği (hipokalemik alkaloz)
Görme bozukluğu ile sonuçlanan retina altında sıvı sızıntısı (santral seröz koriyoretinopati)
Ekzofitalmi (göz küresinin anormal şekilde dışarı çıkması)
Artmış göz içi basıncı
Bulanık görme
Bulantı
İshal
Kusma
Kadınlarda aşırı kıllanma (hirsutizm)
Kafa derisinde kuruma veya incelme
Ödem
Fasial eritem (yüzde kızarıklık)
12
Terlemede artış
Kaşıntı
Cilt lezyonları
Deride çizgilenme
Alerji testinde baskılanmış reaksiyonlar
Ürtiker
Kas kütlesinde azalma
Üst kol ve bacaklarda kas kaybı, tendon rüptürü, omurga ve uzun kemiklerde kırıklar
Skleroderma (bir otoimmun hastalık) hastalığı olan bireylerde skleroderma böbrek krizi.
Skleroderma böbrek krizinin belirtileri, yüksek kan basıncı ve idrar üretiminde azalmadır.
Çocuklarda büyümenin baskılanması
Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci (paraparezi), omurilik felci (parapleji)
Parestezi (uyuşma)
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması:
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5.ROMEZON DR’nin saklanması
ROMEZON DR’yi çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajın üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra ROMEZON DR’yi kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz ROMEZON DR’yi kullanmayınız.
Kutu üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra bu tableti almayınız.
Son kullanma tarihi o ayın son gününü ifade eder.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok.,
No:10, 34885, Sancaktepe/ İstanbul
13
Tel: 0216 564 80 00
Üretim yeri:
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
3.Organize Sanayi Bölgesi Kuddusi Cad.,
23. Sok., No:1, Selçuklu/ Konya
Bu kullanma talimatı ……… tarihinde onaylanmıştır.
14
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ROMEZON DR 5 mg tablet
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Her bir tablet 5 mg prednizon içerir.
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir)…39,1 mg Yardımcı maddeler için 6.1 ‘e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
Geciktirilmiş salım sağlayan tablet.
Sarı renkli, yuvarlak, bikonveks, geciktirilmiş salım sağlayan tablettir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
ROMEZON DR bir kortikosteroiddir. Antienflamatuvar ve immünosüpresif bir ajan olarak kortikosteroid tedavisine ihtiyaç duyulan aşağıdaki durumlarda endikedir:
• Alerjik hastalıklar: Konvansiyonel tedaviye yanıt vermeyen erişkin ve pediatrik hastalarda, atopik dermatit, ilaç hipersensitivite reaksiyonları, mevsimsel veya perennial alerjik rinit ve serum hastalığı,
• Dermatolojik hastalıklar: Otoimmün bülöz hastalıklar, eritema multiforme, Steven-Johnson sendromu gibi ilaç reaksiyonları, pyoderma gangrenosum, sistemik lupus eritematosus, egzemalar gibi hekimin gerekli gördüğü enflamatuvar dermatolojik hastalıklarda endikedir,
• Endokrin hastalıklar: Konjenital adrenal hiperplazisi, malign hiperkalsemi, non-supresif tiroidit, primer ve sekonder adrenokortikal yetmezlik (bu endikasyonda hidrokortizon veya kortizon ilk seçenektir),
Gastrointestinal hastalıklar: Crohn hastalığı ve ülseratif kolitin akut epizodları, • • Hematolojik hastalıklar: Prednison geniş bir yelpazede gerek non-malign (örn.
idiyopatik trombositopenik purpura, hemolitik anemi vs.) gerekse malign (lenfoma, lösemi, multipl miyelom) hematolojik hastalıkların tedavisinde tek başına veya diğer tedavi edici ajanlarla kombine olarak endikedir,
• Sinir sistemi hastalıkları: Pnömokokkal menenjit, myastenia gravis, kronik inflamatuvar nöropati, vaskülit gibi otoimmun hastalıklar ve diğer nörolojik hastalıklarda gereklilik durumlarında kullanılır,
•
Göz hastalıkları: Sempatik oftalmi, topikal steroidlere cevap vermeyen üveit ve enflamatuvar göz hastalıkları
• Organ transplantasyonuyla ilişkili hastalıklar: Akut veya kronik solid organ reddi
•
•
•
•
Akciğer hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) akut alevlenmesi, alerjik bronkopulmoner aspergillozis, aspirasyon pnömonisi, astım, şiddetli ve yaygın pulmoner tüberküloz (uygun kemoterapik ajanla birlikte kullanılır), hipersensitivite pnömonisi, kriptojenik organize pnömoni, idiyopatik eozinofilik pnömoniler, uygun anti-PCP antibiyotiklerle tedavi edilen HIV (+) bireylerde ortaya çıkan hipoksemiyle ilişkili Pneumocystis carinii pnömonisi (PCP), semptomatik sarkoidoz,
Renal hastalıklar:İdiyopatik tipte veya lupus eritematozusa bağlı nefrotik sendromda proteinüri remisyonunu indüklemek veya idrar oluşumunu uyarmak için,
Romatolojik hastalıklar:
oAkut gut artritinde ek tedavi olarak kısa süreli uygulama (hastanın akut episod veya şiddetlenmeyi atlatması için),
oSeçili durumların kötüleşmesi esnasında veya idame tedavisinde: Ankilozan spondilit, dermatomiyozit/polimiyozit, romatizmal polimiyalji, psoriatik artrit, nükseden polikondrit, jüvenil romatoid artrit (izole vakalar düşük doz idame tedavisi gerektirebilir) dahil romatoid artrit, Sjogren sendromu, sistemik lupus eritematoz, vaskülit.
Spesifik enfeksiyonlar: Nörolojik veya miyokardiyal tutulumla birlikte seyreden trişinozis, subaraknoid blok veya olası blok durumlarıyla seyreden tüberkülöz menenjitde uygun antitüberküloz kemoterapi ile birlikte.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
ROMEZON DR’nin uygun kullanım dozu, hastalığın şiddetine ve hastanın gösterdiği yanıta göre değişir. Çocuklarda, hastalığa göre doktor tarafından ayarlanmış dozlar kullanılmalıdır. Doz; yaş veya vücut ağırlığı ile belirtilen sabit oranlara bağlı kalmak yerine bireyselleştirilmelidir.
Başlangıç dozu, tedavisi amaçlanan hastalığa bağlı olarak günde 5 ila 60 mg arasında değişebilir.
Hasta eğer hızlı salımlı prednizon, prednizolon ya da metilprednizolon tedavisi görüyorsa, gecikmiş salımlı tedaviye; relatif potense göre doz denkliği sağlanarak geçiş yapılmalıdır.
Hastalığın daha hafif seyrettiği durumlarda, daha düşük dozlar genellikle yeterli olurken, bazı hastalarda daha yüksek başlangıç dozları gerekebilir. Başlangıç dozlaması, tatmin edici bir yanıt elde edilinceye kadar sürdürülmeli veya uyarlanmalıdır. Yeterli bir süre geçtikten sonra tatmin edici bir yanıt alınamamışsa ROMEZON DR bırakılmalı ve hasta uygun başka bir tedaviye geçirilmelidir. Dozlama gereksinimlerinin değişken olduğu, dozlamanın tedavi edilen hastalık ve hastanın cevabı baz alınarak bireyselleştirilmesi gerektiği vurgulanmalıdır.
Uygun bir yanıt alındıktan sonra, uygun idame dozu; yeterli klinik yanıtı sağlayacak en düşük doza ulaşıncaya kadar, başlangıç dozunun uygun zaman aralıkları ile küçük miktarlarda azaltılması ile belirlenmelidir.
İlaç dozu açısından sürekli gözlemin gerekli olduğu unutulmamalıdır. Doz ayarlaması yapılmasını gerekli kılan durumlara, hastalık seyrinin gerilemesi veya kötüleşmesine sekonder
olarak klinik durumda oluşan değişiklikler, hastanın ilaca olan bireysel yanıtı ve hastanın, tedavi edilmekte olan hastalık ile doğrudan ilişkisi olmayan stresli durumlara maruz kalmasının etkileri dahildir. Bu gibi durumlarda, hastanın durumuna uygun olacak bir süre boyunca ilaç dozunun artırılması gerekli olabilir. Kronik bir durumda, kendiliğinden bir gerileme süreci ortaya çıkarsa tedavi kesilmelidir. Uzun süreli tedaviden sonra ilaç bırakılacaksa, ilacın kademeli olarak azaltılarak bırakılması önerilir.
Romatoid artritin uzun süreli tedavisinde, günde 10 mg’a kadar olan bireyselleştirilmiş prednizon dozu, hastalığın seyrindeki ciddiyete göre ayarlanmalıdır.
ROMEZON DR, çeşitli kortikosteroidlerin aşağıdaki tabloda belirtilen miligram dozlarına eşdeğerdir:
Betametazon, 0,75 mg
Parametazon 2 mg
Kortizon, 25 mg
Prednizolon, 5 mg
Deksametazon, 0,75 mg
Prednizon, 5 mg
Hidrokortizon, 20 mg
Triamsinolon, 4 mg
Metilprednizolon, 4 mg
Tabloda belirtilen doz eşitlikleri, belirtilen etkin maddelerin sadece oral ya da intravenöz uygulamaları için geçerlidir. Bu etkin maddeler ve türevleri, intramüsküler ya da eklem boşluğuna enjekte edildiğinde, relatif özellikleri büyük oranda değişebilir.
Uygulama şekli:
Adrenal korteks, gece 2 ila sabah 8 saatleri arasında maksimum aktivite gösterirken, öğleden sonra saat 4 ile gece yarısı arasında aktivitesi minimum düzeydedir. Ekzojen kortikosteroidler, adrenal korteksin maksimum aktivite gösterdiği zamanda verildiğinde, adrenokortikoid aktivitesini en düşük seviyede baskılar. ROMEZON DR, etkin maddeyi ilaç alımından sonra yaklaşık 4 saatlik bir gecikme ile serbest bırakmak üzere tasarlanmıştır; ROMEZON DR’nin uygulanma zamanı belirlenirken, geciktirilmiş salım farmakokinetiği ve tedavi edilecek hastalık veya durum göz önünde bulundurulmalıdır.
ROMEZON DR ağız yoluyla alınır. ROMEZON DR geciktirilmiş salımlı tablet dozları yiyeceklerle birlikte alınmalıdır.
ROMEZON DR geciktirilmiş salımlı tablet, prednizon içeren bir çekirdek tablet ve inert bir kaplamadan oluşur. Prednizonun geciktirilmiş salımı bu inert kaplamaya bağlı olduğu için hastalar tabletlerin kırılmaması, bölünmemesi veya çiğnenmemesi gerektiği konusunda uyarılmalıdır.
Hipotiroidizm ve karaciğer sirozu olan hastalarda, nispeten düşük bir doz yeterli olabilir veya bir doz azaltılması gerekebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda yarılanma ömrü uzayabilir; dozun azaltılması dikkate alınmalıdır (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler).
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalara prednizonun da dahil olduğu kortikosteroidler reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.
Geriatrik popülasyon:
65 yaş ve üzeri popülasyonda kullanımı için yeterli veri bulunmamaktadır. Ancak yaşlı popülasyonda olası böbrek ve karaciğer yetmezliği durumunda prednizonun da dahil olduğu kortikosteroidler reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.
Yaşlı gönüllüler ile genç gönüllüler arasında güvenilirlik veya etkinlik açısından genel farklılık gözlemlenmemiştir ve diğer rapor edilen klinik deneyimlerde, yaşlı ve genç hastalar arasında cevap bakımından fark saptanmamıştır. Bununla birlikte, geriatrik hastalarda kortikosteroid kaynaklı yan etki insidansı artabilir ve dozla ilişkilidir. Osteoporoz, en sık rastlanan komplikasyondur ve yaş-eşleşmeli kontrollerde ve daha genç popülasyonlar ile karşılaştırıldığında kortikosteroid ile tedavi edilen geriatrik hastalarda daha yüksek insidans oranında görülür. Kemik mineral yoğunluğundaki kayıplar, en çok tedavinin erken aşamasında görülür ve steroid çekilmesinden veya daha düşük dozların (örn., ≤ 5 mg/gün), kullanılmasından sonra zamanla iyileşebilir. 7.5 mg/gün ya da daha yüksek prednizon dozları, daha yüksek kemik yoğunluğu varlığında bile, içe kıvrık osteoporoz hastalarına oranla gerek vertebral gerekse de non-vertebral kırıkların artan rölatif riski ile ilişkilendirilir. Komplikasyonları en aza indirgemek ve prednizolon dozunu kabul edilebilir en düşük seviyede tutmak için prednizon endikasyonlarının düzenli olarak gözden geçirilmesinin yanı sıra, düzenli kemik mineral yoğunluğu değerlendirmeleri ve kırık önleme stratejileri oluşturulması dahil olmak üzere geriatrik hastaların rutin taraması yapılmalıdır. Bazı bifosfonatların birlikte verilmesinin, kortikosteroidle tedavi edilen erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesini geciktirdiği gösterilmiştir ve bu ajanlar, kortikosteroid kaynaklı osteoporozun önlenmesinde ve tedavisinde önerilmektedir.
Eşdeğer ağırlık bazlı dozların, yaşlı hastalarda, daha genç popülasyonlara oranla daha yüksek toplam ve serbest prednizolon plazma konsantrasyonları sağladığı ve renal ve non-renal klirensi azalttığı bildirilmiştir. Hepatik, renal veya kardiyak fonksiyonlarda azalma ve eş zamanlı hastalık veya diğer ilaç tedavisi sıklığını büyük ölçüde yansıtan, çoğunlukla doz aralığının en düşük ucundan başlamak üzere, yaşlı bir hasta için doz seçimi dikkatli yapılmalıdır.
Bu ilacın önemli ölçüde böbrek tarafından atıldığı bilinmektedir ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda bu ilaca karşı toksik reaksiyon riski daha yüksek olabilir. Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarında azalma olasılığı daha fazla olduğu için doz seçiminde dikkatli olunmalıdır ve böbrek fonksiyonlarının izlenmesi yararlı olabilir.
Pediatrik popülasyon
Çocuklarda, hastalığa göre doktor tarafından ayarlanmış dozlarda kullanılmalıdır. Doz; yaş veya vücut ağırlığı ile belirtilen sabit oranlara bağlı kalmak yerine bireyselleştirilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Prednizonun pediatrik popülasyonda kullanımının etkililik ve güvenliliği, pediatrik popülasyon üzerinde yürütülmüş bazı klinik çalışmalara, ve yetişkinlerdeki ve pediatrik popülasyondaki
seyir ve patofizyolojisi benzer olan hastalıklar için, yetişkinler üzerinde yürütülmüş klinik çalışmalara dayanmaktadır.
Uzun süreli kortikosteroid kullanımı çocuklarda büyüme ve gelişme üzerinde negatif etkilere yol açabilir.
Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören pediatrik hastaların büyüme ve gelişimi dikkatle gözlemlenmelidir.
Prednizonun pediatrik popülasyondaki etkililik ve güvenliliği, kortikosteroidlerin yetişkin ve pediatrik popülasyonlarda birbirine benzer olan, iyi bilinen etki mekanizmasına dayanmaktadır. Yayımlanmış çalışmalar, pediatrik hastaların nefrotik sendrom (>2 yaş) ve agresif lenfoma ve lösemi (>1 ay) tedavilerinde etkililik ve güvenliliğe ilişkin kanıtlar sağlamaktadır. Bunun yanında, bazı varsayımlar ve şiddetli astım ve hırıltılı nefes alma gibi, pediatrik kortikosteroid kullanımı için belirtilen diğer endikasyonlar, hastalık seyrinin ve patofizyolojisinin iki popülasyonda büyük oranda benzer olduğu bilinen durumlar için, yetişkinler üzerinde yürütülmüş yeterli ve iyi kontrollü çalışmalara dayanmaktadır. Prednizonun pediatrik popülasyonda yol açabileceği advers etkiler, yetişkinlerdekilere benzerdir. Yetişkinlerde olduğu gibi, pediatrik hastalar da kan basıncı, kilo, boy, göz içi basıncı ölçümleri ve enfeksiyon, psikososyal değişimler, tromboembolizm, peptik ülser, katarakt ve osteoporoz varlığının klinik değerlendirmesi ile sıkça ve dikkatlice gözlemlenmelidir.
Sistemik kortikosteroidler dahil herhangi bir uygulama yolu ile kortikosteroid tedavisi gören çocuklar, büyüme hızında düşüş yaşayabilirler. Kortikosteroidlerin büyüme üzerindeki bu negatif etkisi düşük dozlarda ve HPA ekseni süpresyonunun klinik kanıtı (örn. kosintropin uyarı testi ve bazal kortizol seviyesi) olmadığı durumlarda da gözlemlenmiştir. Dolayısıyla büyüme hızı, çocuklarda sistemik kortikosteroid maruziyetinin yaygın olarak kullanılan HPA aksis fonksiyon testlerinden daha hassas bir belirteci olabilir. Herhangi bir uygulama yolu ile kortikosteroid tedavisi gören çocukların büyüme eğrisi gözlemlenmeli ve uzun dönem tedavinin büyüme üzerindeki potansiyel etkileri, elde edilen klinik faydalarla ve diğer tedavi alternatiflerinin uygunluğu ile kıyaslanmalıdır. Kortikosteroidlerin büyüme üzerindeki potansiyel etkisini en aza indirmek için çocuklardaki doz, mümkün olan en düşük etkili doza titre edilmelidir.
4.3.Kontrendikasyonlar
Etkin madde prednizona veya bölüm 6.1’de sıralanan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. Kortikosteroid tedavisi alan hastalarda nadir görülen anafilaksi vakaları ortaya çıkmıştır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Prednizon farmakoterapisi sadece kesinlikle gerekli görüldüğü durumlarda verilmeli ve aşağıdaki koşulların varlığında uygun anti-enfeksiyon tedavisi eşliğinde verilmelidir: – Akut viral enfeksiyonlar (herpes zoster, herpes simpleks, varicella, herpetik keratit), – HBsAg-pozitif kronik aktif hepatit,
– Canlı aşılarla aşılamadan yaklaşık 8 hafta önce ve immünizasyondan 2 hafta sonra,
– Sistemik mikozlar ve parazitoz (örneğin nematodlar),
– Polimiyelit,
– BCG inokülasyondan sonra lenfadenit,
– Akut ve kronik bakteriyel enfeksiyonlar,
– Tüberküloz geçmişi (dikkat: Reaktivasyon!) olan hastalarda, glukokortikoidler,
immünossupresif özelliklerinden dolayı enfeksiyon oluşturabilir veya enfeksiyonları
tetikleyebilir. Bu tür hastalar dikkatlice (örneğin bir tüberkülin testi yapılarak)
izlenmelidir. Özel risk altındaki hastalara tüberkülostatik tedavi uygulanmalıdır.
Ayrıca, prednizon farmakoterapisi sadece kesinlikle gerekli görüldüğü durumlarda verilmeli ve
aşağıdaki koşulların varlığında gerekirse uygun bir ek tedavi eşliğinde verilmelidir:
– Gastrointestinal ülserler,
– Şiddetli osteoporoz ve osteomalazi
– Kontrol edilmesi güç olan Hipertansiyon,
– Şiddetli diyabetes mellitus,
– Psikiyatrik hastalıklar (Aynı zamanda hastanın geçmişinde var ise),
– Dar ve geniş açılı glokom,
– Kornea ülserleri ve kornea yaralanmaları.
İntestinal perforasyon riski nedeniyle, prednizon, sadece kesinlikle gerekli görüldüğü
durumlarda verilmeli ve aşağıdaki durumlarda ek izleme ile verilmelidir:
– Perforasyon tehditi olan şiddetli ülseratif kolit,
– Divertikülit,
– Entero-anastomozlar (hemen ameliyat sonrası).
Endokrin Fonksiyonunda Değişklikler
ROMEZON DR’nin sürekli kullanımında hastalar hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) eksen
baskılanması, Cushing sendromu ve hiperglisemi riski bakımından izlenmelidir.
Kortikosteroidler, tedavinin kesilmesinden sonra kortikosteroid yetmezliği potansiyeline
sahip reversible hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) eksen supresyonuna neden olabilir. İlaca
bağlı ikincil adrenokortikal yetmezlik, dozajın kademeli olarak azaltılmasıyla en aza
indirilebilir. Bu tür göreceli yetmezlik, tedavinin kesilmesinden sonra aylarca sürebilir; bu
nedenle, bu dönemde meydana gelen herhangi bir stres durumunda, hormon tedavisi yeniden
başlatılmalıdır. Hasta zaten kortikosteroid alıyorsa, dozajın artırılması gerekebilir.
Mineralokortikoid sekresyonu bozulabilceğinden, aynı anda tuz ve/veya bir
mineralokortikoid uygulanmalıdır. Mineralokortikoid takviyesi bebeklik döneminde özellikle
önemlidir.
Kortikosteroidlerin metabolik klirensi, hipotiroid hastalarında azalır ve hipertiroid
hastalarında artar. Hastanın tiroid durumundaki değişiklikler kortikosteroid dozunun
ayarlanmasını gerektebilir.
Davranışsal ve Duygudurum Bozuklukları
Kortikosteroid kullanımı, öfori, uykusuzluk, ruh hali değişimleri, kişilik değişiklikleri ve
şiddetli depresyondan açık psikotik belirtilere kadar uzanan merkezi sinir sistemi etkileri ile
ilişkili olabilir. Ayrıca, mevcut duygusal
kortikosteroidlerle daha da kötüleşebilir.
eğilimler
Oftalmik Etkiler
Görme bozukluğu
Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımı ile görme bozukluğu bildirilebilir. Hastalarda, bulanık görme veya diğer görme bozuklukları ortaya çıkarsa; katarakt, glokom veya santral seröz korioretinoplati (CSCR) gibi nadir hastalıklar da dahil olmak üzere olası nedenleri değerlendirmek için bir göz doktoruna sevk edilmelidir. Bu etkiler, sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımında bildirilmiştir.
Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı, arka subkapsüler katarakt, optik sinirlere olası hasar veren glokoma sebep olabilir ve mantar veya virüslere bağlı sekonder oküler enfeksiyonların oluşumunu artırabilir.
Optik nörit tedavisinde oral kortikosteroidlerin kullanılması önerilmez ve yeni atak riskinde artışa neden olabilir.
Bazı kişilerde göz içi basıncı yükselebilir. Kortikosteroid tedavisi 6 haftadan fazla devam ederse, göz içi basıncı izlenmelidir.
Korneal perforasyon nedeniyle oküler herpes simpleks öyküsü olan hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır. Kortikosteroidler aktif oküler herpes simpleksinde kullanılmamalıdır.
Kardiyovasküler Fonksiyonda/Böbrek Fonksiyonunda Değişiklikler
Kortikosteroidler kan basıncının yükselmesine, tuz ve su tutulumuna, potasyum, kalsiyum atılımının artmasına neden olabilir. Bu etkiler, yüksek dozlarda kullanıldığı zamanlar haricinde, sentetik türevlerde daha az görülebilir. Yemeklerde tuzun kısıtlanması ve potasyum takviyesi gerekli olabilir.
ROMEZON DR ile tedavi sırasında, kontrol edilmesi güç hipertansiyonu olan hastalarda düzenli tansiyon kontrolü gereklidir. Şiddetli kalp yetmezliği olan hastalar, durumlarının kötüye gitme riski nedeniyle yakından takip edilmelidir.
Literatürde, yakın zaman geçirilen bir miyokard enfarktüsü sonrası kortikosteroid kullanımı ile sol ventrikül serbest duvar rüptürü arasında belirgin bir ilişki olduğu bildirilmektedir; bu nedenle, bu hastalarda kortikosteroidlerle tedavide çok dikkat edilmelidir.
Bu ajanlar konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Aşılama
Kortikosterodilerin immünsüpresif dozlarını alan hastalarda canlı veya canlı, zayıflatılmış aşıların uygulanması kontrendikedir. Öldürülmüş veya inaktive edilmiş aşılar uygulanabilir, ancak bu tür aşılara verilen yanıt tahmin edilemez. Aşılama prosedürleri, örneğin Addison hastalığı için replasman tedavisi olarak kortikosteroid alan hastalarda gerçekleştirebilir. Kortikosteroid tedavisi sırasında, hastalar çiçek hastalığına karşı aşılanmamalıdır. Özellikle yüksek dozda kortikosteroid kullanan hastalarda, olası nörolojik komplikasyon tehlikeleri ve antikor yanıtı eksikliği nedeniyle diğer aşılama prosedürleri yapılmamalıdır.
Nöromüsküler Etkiler
Kontrollü klinik çalışmalar, multipl sklerozun akut alevlenmelerinin çözülmesinin hızlandırılmasında kortikosteroidlerin etkili olduğu gösterilmiş olsa da, kortikosteroidlerin hastalığın nihai sonucunu veya doğal seyrini etkilediğini göstermez. Çalışmalar, önemli bir etki göstermek için nispeten yüksek dozda kortikosteroidlerin gerekli olduğunu göstermektedir. Akut miyopati, sıklıkla nöromüsküler iletim (örneğin, mystenia gravis) bozuklukları olan hastalarda veya nöromüsküler bloke edici ilaçlarla (örn.,Panküronyum) birlikte tedavi gören hastalarda yüksek dozda kortikosteroid kullanımı ile gözlenmiştir. Bu akut miyopati geneldir, oküler ve solunum kasları içerebilir ve kuadriparesis ile sonuçlanabilir. Kreatin kinaz yüksekliği oluşabilir. Kortikosteroidlerin alımını durdurduktan sonra klinik düzelme veya iyileşme haftalar ya da yıllar gerektirebilir.
Kaposi Sarkomu
Kaposi sarkomunun, çoğunlukla kronik durumlar için kortikosteroid tedavisi alan hastalarda ortaya çıktığı bildirilmiştir. Kortikosterodilerin alımının durdurulması klinik iyileşme gösterebilir.
Skleroderma böbrek krizi
Sistemik sklerozlu hastalarda, günlük 15 mg veya üzeri prednizon dozunda gözlenen hipertansiyon ve idrar çıkışının azalması ile birlikte skleroderma renal kriz insidansı (muhtemel ölümcül) nedeniyle dikkatli olunmalıdır. Kan basıncı ve böbrek fonksiyonu (s-kreatinin) rutin olarak kontrol edilmelidir. Böbrek krizinden şüphelenildiğinde kan basıncı dikkatle kontrol edilmelidir.
ROMEZON DR açlık koşulunda alındığı takdirde, prednizonun istenen kan konsantrasyonu elde edilemez. Yeterli etkinliğini sağlamak için ROMEZON DR her zaman yemeklerle birlikte veya sonra alınmalıdır. Bununla birlikte önerilere uygun olarak alındığı durumlarda da tek bir farmakokinetik çalışmada %11 olmakla birlikte tüm farmakokinetik çalışmalarda %6-%7 oranında düşük plazma konsantrasyonları görülebilir. Bu durum ROMEZON DR yeterince etkin değilse değerlendirilmelidir. Bu şartlar altında bir konvansiyonel hızlı salımlı formülasyona geçiş yapılması dikkate alınabilir.
Uzun süreli tedavinin ikamesi, sonlandırılması veya devam edilmemesi durumunda, aşağıdaki riskler dikkate alınmalıdır:
Romatoid artrit hastalığı aktivitesinin nüks etmesi, akut adrenal yetmezlik (özellikle stresli durumlarda örn. enfeksiyonlar sırasında, kaza sonrasında, fiziksel zorlanmanın artması durumunda), kortizon yoksunluk sendromu.
ROMEZON DR kullanımı sırasında insülin veya oral anti-diyabetik ihtiyacının artması ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle diabetes mellitus hastaları yakın takip altında tedavi edilmelidir.
Sabah alınan konvansiyonel hızlı salımlı formülasyonlarla karşılaştırıldığında uyku bozuklukları prednizonun yavaşlatılmış salım formülasyonu ile daha sık ortaya çıkmıştır. İnsomnia meydana gelir ve iyileşmezse, hızlı salımlı tabletlere geçiş yapılması uygun olabilir.
ROMEZON DR ile tedavi, gelişmekte olan veya var olan enfeksiyon semptomlarını maskeleyebilir; bu nedenle teşhis çabalarını daha zor hale getirebilir.
ROMEZON DR’nin düşük dozda dahi uzun süre kullanımı, enfeksiyon riskinin artmasına yol açar. Bu muhtemel enfeksiyonlar ender olarak normal şartlar altında da enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar tarafından da oluşturulabilir (fırsatçı enfeksiyonlar olarak adlandırılan).
Bazı viral hastalıklar (suçiçeği, kızamık) glukokortikoid ile tedavi edilen hastalarda daha şiddetli bir seyir alabilir. Daha önce suçiçeği veya kızamık enfeksiyonu geçirmemiş immün süprese edilmiş bireyler özellikle risk altındadır. ROMEZON DR ile tedavi edilirken bu kişilerin, suçiçeği veya kızamık ile enfekte kişilerle temasları varsa bir önleyici tedavi başlanmalıdır.
Strongiloid (kıl kurdu) enfestasyonu olduğu bilinen ya da şüphelenilen hastalarda glukokortikoidler, Strongyloid hiperenfeksiyonuna ve yaygın larva göçü ile yayılmasına yol açabilir.
İnaktif aşılar ile aşılama yapıldığında; glukokortikoidlerin yüksek dozları ile immün yanıtın ve dolayısıyla aşı başarısının bozulmuş olabileceği dikkate alınmalıdır.
ROMEZON DR ile uzun süreli tedavi gören hastaların, (üç aylık aralıklarla göz muayeneleri dahil) düzenli tıbbi takipleri gerektiği belirtilmiştir; nispeten yüksek dozlar verilir ise, potasyum takviyeleri ve sodyum kısıtlaması sağlanmalı ve serum potasyum seviyeleri izlenmelidir.
ROMEZON DR tedavisi sırasında belirli olayların (kazalar, cerrahi prosedür vb) neden olduğu fiziksel stres düzeyi yüksek ise, geçici bir doz artışı gerekli olabilir.
Tedavi ve kullanılan dozaj süresine bağlı olarak, kalsiyum metabolizması üzerinde olumsuz etki beklenmelidir. Bu nedenle osteoporoz profilaksisi tavsiye edilir ve diğer risk faktörleri (ailesel yatkınlık, ileri yaş, menopoz sonrası durum, protein ve kalsiyum, aşırı sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, fiziksel aktivitede azalma dahil) varsa özellikle önemlidir. Profilaksi kalsiyum ve D vitamini takviyesi yanı sıra fiziksel aktiviteye dayanmaktadır. Önceden var olan osteoporoz durumunda, ilave bir tedavi dikkate alınmalıdır.
Uzun dönem boyunca yüksek doz prednizon kullanıldığında (4 hafta, en az 30 mg/gün), spermatogenezin geri dönüşümlü bozukluklarının tıbbi ürün kesilmesinden sonra birkaç ay devam ettiği gözlenmiştir.
Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı, çocuklarda büyüme ve gelişmede negatif etki sergileyebilmektedir. Pediatrik hastaların büyümesi ve gelişmesi; kortikosteroid tedavisinin uzatılmasına karar verilmeden önce dikkatli şekilde izlenmelidir.
Kortikosteroidler kemik oluşumunu azaltır ve hem kalsiyum regülasyonu üzerindeki etkileri (örn. kalsiyum absorpsiyonunu azaltmak ve sekreyonunu arttırmak) hem de osteoblast fonksiyonunun inhibisyonu yoluyla kemik erimesini arttırırlar. Bu, protein katabolizmasındaki artışa bağlı kemik protein matriksindeki azalma ve cinsiyet hormon üretiminin azalması ile birlikte, çocuklarda ve adolesanlarda kemik büyümesinin inhibisyonuna ve her yaşta osteoporoz gelişimine yol açabilir.
Sistemik uygulanan kortikosteroidler de dahil olmak üzere; kortikosteroid tedavisi gören çocuklarda büyüme hızlarında azalma görülebilmektedir. HPA (hipotalamik pitüiter adrenal) aksın baskılandığını yansıtan laboratuvar belirtileri (örn. kosintropin stimülasyonu ve bazal kortizon seviyesi) görülmeksizin kortikosteroidin düşük sistemik dozlarında büyüme üzerindeki bu negatif etki gözlemlenmiştir. Bu sebeple büyüme hızı; sistemik kortikosteroid tedavisi alan çocuklar için HPA fonksiyon testlerinden daha duyarlı gösterge olabilmektedir. Kortikosteroid tedavisi alan çocukların büyümesi izlenmeli ve uzun süreli tedavinin büyümedeki potansiyel etkileri; edinilen klinik yararlar, alternatif tedavilerin uygunluğu ile birlikte değerlendirilmelidir. Kortikosteroidlerin büyümedeki potansiyel etkilerini minimuma indirmek amacıyla, çocukların tedavileri en düşük etkili doza titre edilmelidir.
Suçiçeği ve kızamık, kortikosteroid tedavisi alan bağışıklığı olmayan çocuklar veya yetişkinlerde daha şiddetli ve öldürücü olarak gelişebilir. Bu hastalıkları geçirmemiş çocuk veya yetişkinlere maruziyeti önlemek için özel dikkat gösterilmelidir. Eğer hasta suçiçeğine maruz kalmışsa, profilaksi için varicella zoster immünoglobulin (VZIG) endikedir. Eğer hasta kızamığa maruz kalmışsa, intramüsküler immunoglobulin (IG) profilaksisi endikedir. Suçiçeği geliştiğinde antiviral ajanlarla tedavi düşünülmelidir.
Çocuk hastalar; kan basıncı, vucüt ağırlığı, göz içi basıncının sıklıkla ölçümleri yapılarak ve enfeksiyon gelişmesi, psikososyal bozukluklar, tromboembolizm, peptik ülseri, katarakt ve osteoporoz durumları için klinik değerlendirmeler ile dikkatli şekilde takip edilmelidirler.
Bu tıbbi ürün laktoz monohidrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
•
•
Aminoglutetimid: Aminoglutetimid, kortikosteroid ile birlikte kullanımından dolayı adrenal supresyon kaybına yol açabilir.
Antikolinesteraz ajanları: Antikolinesteraz ajanları ve kortikosterodlerin birlikte kullanımı miyastenia gravisli hastalarda ciddi zayıflıklara neden olabilir. Mümkünse antikolinesteraz ajanları, kortikosteroid tedavisine başlamadan 24 saat önce bırakılmalıdır.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Antitüberküler ilaçlar: Serum konsantrasyonları düşebilir.
Kolestiramin: Kolestiramin, kortikosteroidlerin klirensini artırabilir.
Kalp glikozidleri: Glikozidlerin etkisi potasyum eksikliği nedeniyle yükselebilir. Salüretikler/ laksatifler: Potasyum atılımı artar.
Antidiyabetik ajanlar: Kan şekeri düşürücü etkisi azalır.
Kumarin türevleri: Kumarin türevi antikoagülanların etkinliği azalabilir veya artabilir. Aspirin ve salisilat gibi non-steroid antienflamatuvar/antiromatizmal ilaçlar: Aspirin veya steroid olmayan antienflamatuar ilaçların ve kortkikosteroidlerin birlikte kullanılması gastroinstestinal yan etki riskini artırır. Hipoprotrombinemide, aspirin ile kortikosteroidlerin birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. Salisilatların klirensi, aynı anda kortikosteroid kullanımı ile artabilir, bu durum salisilat serum düzeylerinin düşmesine veya kortikosteroidin geri çekilmesiyle salisilat toksisitesi riskini artırabilir. Non-depolarizan kas gevşeticiler: Kas gevşemesi uzayabilir.
Atropin ve diğer antikolinerjikler: ROMEZON DR ile eşzamanlı kullanımı göz içi basıncını daha fazla artırabilir.
Prazikuantel: Glukokortikoidler kanda prazikuantel konsantrasyonlarını düşürebilir. Klorokin, hidroksiklorokin, meflokin: Miyopatilerin, kardiyomiyopatilerin oluşma riski artar.
Somatropin: Somatropin etkinliği azalabilir.
Östrojenler (örn. oral kontraseptifler): Glukokortikoidlerin etkinliğini artırabilirler. Meyan kökü: Glukokortikoid metabolizmasını inhibe edebilir.
Rifampisin, fenitoin, barbitüratlar, bupropion ve primidon: Glukokortikoid etkinliğini azaltırlar.
Siklosporin: Siklosporin kan seviyeleri artar. Nöbet riski vardır.
Amfoterisin B: Amfoterisin B ve hidrokortizonun beraber kullanımıyla birlikte kardiyak genişleme ve konjestif kalp yetmezliği gözlenen vakalar bildirilmiştir. Siklofosfamid: Siklofosfamidin etkileri artabilir.
ADE inhibitörleri: Kan sayımı değişikliklerinin oluşma riski artabilir.
CYP3A inhibitörleri (ör., ketakanozol, makrolid antibiyotikler): Kobisistat içeren ürünler de dahil olmak üzere CYP3A inhibitörleri ile birlikte kullanımı sonucu sistemik yan etki riski artabilir. Sağlayacağı fayda, sistemik kortikosteroid yan etkilerin artmış riskinden daha ağır basmadıkça, kombinasyondan kaçınılmalıdır; bu durumda, hastalar sistemik kortikosteroidlerin yan etkileri açısından izlenmelidir.
Alüminyum ve magnezyum antiasitler: Glukokortikoid emilimi azalır. Bununla birlikte, ROMEZON DR gecikmeli salım mekanizmasına bağlı olarak prednizon ve alüminyum/magnezyum antasitleri arasında bir etkileşim mümkün değildir.
Kortikosteroid tedavisi alan hastalar, antikor yanıtının inhibisyonu nedeniyle toksoidlere ve canlı veya inaktive aşılara karşı yanıtı azaltabilirler. Ayrıca kortikosteroidler, canlı zayıflatılmış aşılarda bulunan bazı organizmaların çoğalmasını tetikleyebilir. Mümkünse kortikosteroid tedavisi kesilene kadar aşıların veya toksoidlerin rutin uygulaması ertelenmelidir.
Tanı yöntemleri üzerindeki etki: Alerji testlerinin neden olduğu cilt reaksiyonları bastırılabilir.
Protirelin uygulanmasından sonra TSH artışı azaltılabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):
Oral kontraseptifler glukokortikoidlerin etkinliğini artırabildiğinden, ROMEZON DR ile
birlikte kullanımına dikkat edilmelidir.
Gebelik dönemi:
İnsanlarda yapılan çoklu kohort ve vaka kontrollü çalışmalar, ilk trimesterde maternal kortikosteroid kullanımının, yarık damağın eşlik ettiği veya etmediği yarık dudak oranını yaklaşık 1/1000 bebekten 3-5/1000 bebeğe kadar artırdığını belirtmektedir. İki prospektif vaka kontrollü çalışma, rahim içinde maternal kortikosteroide maruz kalan bebeklerde doğum ağırlığının düştüğünü göstermiştir.
ROMEZON DR, üreme üzerindeki etkileri bakımından resmi olarak değerlendirilmemiştir. Yayınlanmış literatür, prednizonun aktif metaboliti olan prednizolonun, sıçanlar, tavşanlar, hamsterler ve farelerde teratejonik olduğunun gösterildiğini ve yavruda yarık dudak insidansının arttığını belirtmektedir. Teratojenisite çalışmalarında, 30 mg/kg (mg/m2 vücut yüzeyi karşılaştırmasına dayanarak 60 kg’lık bir bireyde 290 mg’a eşdeğer) ve daha yüksek maternal dozlarda, sıçanlarda fetal letalitede yükselme ve fetal vücut ağırlığında azalma ile birlikte yarık dudak görülmüştür. 20 mg/kg maternal dozda (mg/m2 karşılaştırmasına dayanarak 60 kg’lık bir bireyde 100 mg’a eşdeğer), farelerde yarık dudak gözlenmiştir. Ayrıca, prednizolona maruz kalan gebe sıçanların fetüslerinde, duktus arteriyozus darlığı gözlenmiştir.
İnsanlarda, düşük doğum ağırlığı riskinin, dozla ilgili olduğu ve düşük kortikosteroid dozları verilerek minimuma indirilebileceği görülmektedir. Altta yatan maternal koşulların rahim içi gelişimin kısıtlanmasına ve düşük doğum ağırlığına katkıda bulunması muhtemel olmakla birlikte, bu maternal koşulların, artan orofasiyal yarık riskine ne ölçüde katkıda bulunduğu belirsizdir.
Prednizolon, gebelikte kullanıldığında fetal zarara yol açabilir. ROMEZON DR, gebelik döneminde, ancak potansiyel faydanın fetüsün maruz kaldığı potansiyel riske ağır bastığı takdirde kullanılmalıdır. İlaç gebelik esnasında kullanıldığı takdirde veya hasta bu ilacı kullanırken gebe kaldığı takdirde, hasta fetüse yönelik potansiyel risk bakımından değerlendirilmelidir. Gebelikte önemli dozlarda kortikosteroid almış annelerden doğan çocuklar, hipoadrenalizm belirtileri bakımında dikkatlice izlenmelidir.
Laktasyon dönemi
Prednizonunun aktif metaboliti olan prednizolon insan sütünde salgılanır. Raporlar, insan sütündeki prednizolon konsantrasyonun maternal serum seviyelerinin %5 ila 25’i arasında olduğunu, toplam bebek günlük dozlarının düşük, maternal günlük dozunun yaklaşık %0.14’ü olduğunu önermektedir. Prednizolona anne sütü aracılığıyla bebeğin maruz kalma riski, anne ve bebek için emzirmenin bilinen faydalarına karşı değerlendirilmelidir.
Emziren anneye ROMEZON DR verilirken dikkatli davranılmalıdır. ROMEZON DR’nin emziren anneye reçete edilmesi gerekiyorsa, istenen klinik etkiye ulaşmak için en düşük doz reçete edilmelidir.
Uzun sürelerle yüksek doz kortikosteroid, bebek büyüme ve gelişiminde potansiyel olarak problemler yaratabilir ve endojen kortikosterid üretimine müdahale edebilir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
ROMEZON DR’nin araç ve makine kullanma becerisi üzerine etkisine dair bilgi mevcut değildir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aşağıda listelenen istenmeyen etkilerin sıklığı ve şiddeti doza ve tedavi süresine bağlıdır. Prednizon ile tavsiye edilen doz aralığında (düşük doz kortikoid tedavisinin 1 ila 10 mg arasında değişen günlük dozu) görülen listedeki advers etkiler, 10 mg üzerindeki dozlara oranla daha düşük şiddette ve sıklıkta ortaya çıkmaktadır.
Aşağıdaki istenmeyen etkiler doza ve tedavi süresine bağlı olarak ortaya çıkabilir:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥ 1/100, <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000, <1/100) ve seyrek (≥1/10.000, <1/1.000), çok seyrek (< 1/ 10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Enfeksiyonlara ve enfeksiyon şiddetine karşı hassasiyette artma
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın:Orta şiddetli lökositoz, lenfopeni, eozinopeni, polisitemi
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın: İmmün savunmasını düşürme,enfeksiyonları maskeleme,gizli enfeksiyonların alevlenmesi
Seyrek: Alerjik reaksiyonlar
Bilinmiyor: Anafilaksi, anjiyoödem
Endokrin hastalıkları
Yaygın:Cushing sendromu indüksiyonu (tipik belirtileri: ay şeklindeki yüz, üst vücut obezitesi ve plethor)
Seyrek:Cinsel hormon salgısında bozulma(amenore, iktidarsızlık), tiroid fonksiyon bozukluğu Bilinmiyor: Çocuklarda büyümenin baskılanması, karbonhidrat toleransında azalma, menstrual düzensizlikler, sekonder adrenokortikal ve pitüiter yanıtsızlık (özellikle stres, travma, cerrahi ve hastalık döneminde)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın:Ödemli sodyum retansiyonu,potasyum atılımında yükselme (Dikkat: Aritmi),iştah artışı ve kilo alma, glukoz toleransında azalma, diabetes mellitus, hiperkolesterolemi ve hipertrigliseridemi
Bilinmiyor: Geri dönüşümlü epidural, epikardiyal veya mediastinal lipomatoz, hipokalemik alkaloz, sıvı tutulumu, protein katobolizmasına bağlı negatif azot dengesi
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: İnsomnia (uykusuzluk)
Seyrek: Depresyon, iritabilite, öfori, nabız yükselmesi, psikoz
Bilinmiyor: Duygusal dengesizlik, ruh halinde değişim, kişilik değişiklikleri
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı
Seyrek: Psödotümör serebri (yalancı tümör sendromu), gizli epilepsi belirtileri ve açık epilepsi olgularında nöbet gelişimine yatkınlık
Bilinmiyor: Aranoidit, konvülsiyon, duyusal bozukluk, vertigo, menenjit, nörit, nöropati, paraparezi/parapleji, parestezi
Göz hastalıkları
Yaygın:Katarakt (özellikle arka subkapsüler bulanıklık ile),glokom
Seyrek:Korneal ülser ile ilgili semptomların şiddetlenmesi, viral, fungal ve bakteriyel göz enflamasyonlarının ilerlemesi
Bilinmiyor: Ekzofitalmi, artmış göz içi basıncı,santral serözkorioretinopati, bulanık görme (Bkz. Bölüm 4. 4)
Kardiyak hastalıklar:
Bilinmiyor: Bradikardi, kalp durması, kardiyak aritmiler, kardiyak genişleme, dolaşım bozukluğu, konjestif kalp yetmezliği, yağ embolisi, hipertansiyon, prematüre bebeklerde hipertrofik kardiyomiyopati, yeni miyokard enfarktüsünü takiben miyokardiyal rüptür, pulmoner ödem, senkop, taşikardi, tromboembolizm, tromboflebit.
Vasküler hastalıklar:
Yaygın olmayan:Hipertansiyon,arterioskleroz ve tromboz riskinin artması, vaskülit (aynı zamanda uzun süre kullanımından sonra yoksunluk sendromu)
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın olmayan (NSAİİ ile birlikte olmayan):Gastrointestinal ülserasyonlar, gastrointestinal kanama
Seyrek: Pankreatit
Bilinmiyor: Bulantı, diyare, kusma, şişkinlik, karaciğer enzim değerlerinde yükseklik, ülseratif özofajit, karaciğer büyümesi, hıçkırık, halsizlik
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın:Deri çatlakları, atrofi, telenjiektazi, kapiller incelme/hassasiyet, peteşi, ekimoz Yaygın olmayan: Hipertrikoz, steroid akne, yara iyileşmesinde gecikme, rosacea şeklinde (perioral) dermatit, deri pigmentasyonunun değişmesi
Seyrek: Aşırı duyarlılık reaksiyonları (ilaç alerjisi gibi)
Bilinmiyor: Hirsutizm, kafa derisinde kuruma, ödem, fasial eritem, terlemede artış, kaşıntı, steril apse, deride çizgilenme, alerji testinde baskılanmış reaksiyonlar, kafa derisinde incelme, ürtiker
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Kas atrofisi ve güçsüzlüğü, osteoporoz (doza bağlı, düşük dozda bile görülebilir) Seyrek:Aseptik osteonekroz (humerus ve femurun başında)
Bilinmiyor:Steroid miyopati,tendon rüptürü,vertebra ve uzun kemiklerde kırıklar, kas kütlesinde azalma
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Skleroderma renal kriz*
*Skleroderma renal kriz
Farklı alt popülasyonlar arasında skleroderma renal krizinin ortaya çıkması farklılık göstermektedir. En yüksek risk diffüz sistemik sklerozlu hastalarda bildirilmiştir. En düşük risk sınırlı sistemik sklerozlu (%2) ve juvenil başlangıçlı sistemik sklerozlu (%1) hastalarda bildirilmiştir.
Üreme sistemi hastalıkları
Spermatozoa hareketliliğinde ve sayısında değişiklik
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir e- posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
ROMEZON DR ile akut intoksikasyon bilinmemektedir. Doz aşımı durumunda özellikle endokrin, metabolik ve elektrolitlere bağlı istenmeyen etkilerde artış beklenebilir. Çocuklarda; hepatomegali ve abdominal distansiyon gözlemlenmiştir.
Prednizonun antidotu bilinmemektedir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanılan kortikosteroidler, Glukokortikoidler
ATC kodu: H02AB07
Prednizon sistemik tedavi için kullanılan non-florin bir glukokortikoiddir.
Prednizon neredeyse tüm dokulardaki metabolizma üzerinde doza bağımlı bir etki göstermektedir. Fizyolojik şartlarda, bu etkiler, dinlenme halinde ve stres altında homeostazın sürdürülmesi bununla birlikte immün sistemin aktivitelerinin kontrolü için çok önemlidir.
ROMEZON DR için saptanan dozda prednizon ani anti-inflamatuvar (antieksudatif ve antiproliperatif) etkiye ve gecikmiş immunosupresif etkiye sahiptir. Bu kimyasal göçümü ve immün hücrelerin aktivitesini inhibe etmesinin yanı sıra inflamatuvar mediyatörlerin (lizozomal enzimlerin, prostaglandinlerin ve lökotrienlerin) etkilerini ve salıverilmesini ve immün reaksiyonları da inhibe eder.
Yüksek dozlu uzun süreli tedavi, adrenal korteksin ve immün sistemin bozulmuş yanıtıyla sonuçlanır. Hidrokortizon için tanımlanan mineralotropik etki prednizonda saptanabilir ve serum elektrolit seviyelerinin kontrol edilmesini gerektirebilir.
Romatoid artritli hastalarda, pro-inflamatuvar sitokinler örneğin interlökin-1 ve interlökin-6 ve tümör nekroz faktör alfa (TNFα), sabah erken saatlerde en yüksek plazma seviyelerine ulaşır (örn. IL6 sabah saat 7-8 arası). ROMEZON DR verilişinden ve gece yarısı prednizon salıverilmesinden sonra sitokin konsantrasyonlarında azalma gösterilmiştir (absorbsiyon başlangıcı sabah saat 2-4 ve Cmaks sabah 4-6 arası).
Prednizonun etkililiği ve güvenliliği aktif romatoid artritli hastalarda çift kör kontrollü iki çalışmada değerlendirilmiştir.
İlk çalışmada, prednizon ya da prednizolon ile ön tedavide 288 hastanın toplamında 12 haftalık çok merkezli randomize çift kör faz III çalışmalarında, aynı dozda prednizona geçiş grubunda sabah tutukluğunun %23 azaldığı, referans grupta değişim olmadığı gözlemlenmiştir.
12 haftalık tedaviden sonra sabah tutukluğu süresinde rölatif değişim:
Rölatif değişim [%]
Prednizon DR (n = 125)
Prednizon IR (n = 129)
Ortalama
(SD)
Medyan
(min, maks)
–23
(89)
–34
(–100, 500)
0
(89)
–13
(–100, 610)
Bir sonraki açık etiketli uzatma evresinde (9 aylık tedavi), sabah tutukluğu süresinde ortalama değişim %50 ‘dir.
12 haftalık tedaviden sonra sabah tutukluğu süresinde değişim:
Sabah tutulumu süresince
Ortalama
(SD)
N
0.ay (Çalışmanın başlangıcı)
156 (97)
107
12. ay (Açık etiketli fazın sonunda)
74 (92)
96
Aynı çalışmada, 12 haftalık tedaviden sonra, prednizon ile tadavi gören grupta pro-inflamatuvar sitokin IL 6 ‘de %29 azalma gözlenirken, standart prednizon ile tedavi gören grupta değişim gözlenmemiştir. Prednizon ile 12 aylık tedaviden sonra IL -6 değerleri sabit kalır.
12 aydan sonra IL-6 seviyelerinde değişim:
IL-6 [IU/L]
Prednizon
Median (min, max)
N
0. ay (Çalışmanın başlangıcı)
860 (200, 23000)
142
12. ay (Açık etiketli fazın sonunda)
470 (200, 18300)
103
Değerler <200 IU / L istatistiksel analizler için 200 IU / L olarak ayarlanmıştır.
DMARD tedavisine yetersiz yanıt veren plasebo kontrollü hastalarda yapılan ikinci bir çalışmada, prednizonun etkinliği doğrulanmıştır. 12 haftanın sonunda, prednizon kullanan hastalar, plasebo alan hastalar ile karşılaştırıldığında (sırasıyla %29,4 ve %10,1) anlamlı daha yüksek ACR20 ve ACR50 yanıt oranına (sırasıyla % 46,8 ve % 22,1) sahiptiler. Başlangıçtan (prednizon grubu için 5,2 ve plasebo grubu için 5,1), 12. haftaya kadar sürede; plasebo grubunda görülen DAS 28 skorlarının ortalama değişimiyle (−0,7 puan değişimi) karşılaştırıldığında, prednizon grubunda (−1,2 puan) daha büyük bir ortalama değişimin olduğu belirlenmiştir.
12 haftalık tedaviden sonra, prednizon kullanan hastalarda sabah tutukluğu süresi 86,0 dk (66 dakikalık değişim), plasebo kullanan hastalarda sabah tutukluğu süresi 114,1 dk (42,6 dakikalık değişim)‘dır. Prednizon, diğer DMARD’lar ile kombinasyon şeklinde güvenle kullanılabilir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
ROMEZON DR prednizon içeren geciktirilmiş salım sağlayan tablettir.ROMEZON DR uygulamasını izleyen 4-6 saat içerisinde prednizon salınır. Ardından prednizon hızla ve neredeyse tamamen emilir.
Dağılım:
Doruk serum düzeylerine ilaç uygulamasından yaklaşık 6-9 saat sonra ulaşılır.
Biyotransformasyon:
Prednizonun %80’inden fazlası karaciğerde ilk geçiş metabolizması ile prednizolona dönüştürülür. Prednizonun prednizolona oranı yaklaşık olarak 1: 6 ila 1:10’dur.
Değişmemiş prednizonun farmakolojik etkisi önemsizdir. Prednizolon, prednizonun aktif metabolitidir. Bileşikler, plazma proteinlerinden transkortine (kortikosteroid bağlayıcı globulin, CBG) yüksek afiniteyle ve plazma albüminine düşük afiniteyle geridönüşlü olarak bağlanırlar.
Düşük doz aralığında (5 mg’a kadar dozlar) serbest prednizolon, yaklaşık %6 oranında bulunur. Bu doz aralığında metabolik eliminasyonu doğrusaldır. 10 mg üzeri doz aralıklarında, transkortinin bağlanma kapasitesi gitgide tükenir ve daha fazla serbest prednizolon kalır. Bu, daha hızlı bir metabolik eliminasyona yol açar.
Eliminasyon:
Prednizolon, başlıca hepatik metabolizma ile yaklaşık %70’i glukuronidasyon ve yaklaşık %30’u sulfatasyon yoluyla elimine olur. Ayrıca 11ß, 17ß-dihydroxyandrosta-1,4-dien-3-on ve 1,4-pregnadien-20-ol’e dönüşür. Metabolitler hormonal aktivite göstermez ve başlıca renal eliminasyona uğrar. Prednizonun ve prednizolonun etkisiz metabolitleri değişmeden idrarla atılır. İhmal edilebilir miktarda prednizon ve prednizolon; değişmemiş olarak idrara geçmektedir.
Prednizolonun plazma yarı ömrü yaklaşık 3 saattir. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda yarılanma ömrü uzayabilir; dozun azaltılması dikkate alınmalıdır. Prednizonun biyolojik etkisinin süresi, serumda kalma süresini aşmaktadır.
Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:
2003 yılında 27 sağlıklı denek ile yapılan biyoyararlanım çalışmasında prednizonun hızlı salım formülasyonu ile karşılaştırılmış ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:
Parametre
Prednizon 5 mg:
Hafif yemekten 2,5 saat sonra
Prednizon 5 mg: Yemekten hemen sonra
Referans ürün 5 mg: Açlık koşulunda
Maksimum plazma konsantrasyonu
(Cmaks): ng/mL
20,2
(18,5; 21,9)
21,8
(20,0; 23,7)
20,7
(19,0; 22,5)
Maksimum plazma konsantrasyonuna erişme zamanı
(tmaks): sa
6,0
(4,5; 10,0)
6,5
(4,5; 9,0)
2,0
(1,0; 4,0)
İlaç salımı gecikme süresi (tlag): sa
4,0
(3,5; 5,0)
3,5
(2,0; 5,5)
0,0
(0,0; 0,5)
Konsantrasyon-zaman eğrisi altında kalan
alan (EAA0–∞): ng x sa/mL
110
(101; 119)
123
(114; 133)
109
(101; 118)
Değerler, en küçük kareler geometrik ortalaması ve aralığındadır.
İlaç uygulaması sonrası 4-6 saatlik gecikme gibi önemli bir fark ile birlikte, Prednizon kontrollü salım yapan tabletin plazma konsantrasyon profili, hızlı salım yapan tablet ile çok benzerdir. Düşük plazma konsantrasyonu dozların %6-7’sinde görülmüştür.
Prednizon 1 mg, 2 mg ve 5 mg dozları için, EAA ve Cmaks‘a dayalı doz oransallığı gösterilmiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Prednizon, kanserojenik çalışmalarında resmi olarak değerlendirilmemiştir. Yayınlanmış literatürün incelenmesi sonucu, prednizonun aktif metaboliti olan prednizolonun tipik klinik dozlardan daha düşük dozlarda çalışıldığı kanserojenlikle ilgili çalışmalar belirlemiştir. 2 yıllık
bir çalışmada, 368 mcg/kg/gün dozda (mg/ m2 vücut yüzey alanı karşılaştırmasına dayanarak 60 kg ağırlığında bir kişide 3.5mg/güne eşdeğer) içme suyunda prednizolon uygulanmış erkek Sprague-Dawley sıçanlarında artmış hepatik adenom insidansı gelişmiştir. Daha düşük dozlar çalışılmamış ve bu nedenle bir etki seviyesi tanımlanamamıştır. 18 aylık bir çalışmada, prednizolonun aralıklı oral gavaj uygulaması, ayda 1,2,4.5 veya 9 kez 3mg/kg prednizon (mg/m2 vücut yüzey alanı karşılaştırmasına dayanarak 60 kg ağırlığında bir kişide 29 mg’a eşdeğer) verilen dişi Sprague-Dawley sıçanlarında tümör oluşumuna sebep olmamıştır.
Prednizon, genotoksisite bakımından resmi olarak değerlendirilmemiştir. Yine de, yayınlanmış çalışmalarda prednizolonun, mevcut değerlendirme standartlarına göre Salmonella typhimurium ve Escherichia coli kullanan Ames bakteriyel ters mutasyon testinde veya fare lenfoma L5178Y hücreleri kullanan bir memeli hücre gen mutasyon testinde metabolik aktivasyonla veya metabolik aktivasyon olmadan mutajenik olmadığı bildirilmiştir. Çinli Hamster Akciğer (CHL) hücreleri hakkında yayınlanmış bir kromozon aberasyon çalışmasında, test edilen en yüksek konstrasyonda metabolik aktivasyon olan yapısal kromozom aberasyonlarının insidansında hafif bir artış görülmüştür, ancak bu etkinin tartışmalı olduğu görülmektedir. Çalışma tasarımı mevcut kriterleri karşılamamış olsa da, Prednizolon, faredeki in vivo mikronükleus analizinde genotoksik etkiler yaratmamıştır.
Prednizon, fertilite çalışmalarında resmi olarak değerlendirilmemiştir. Kortikosteroidlerin erkek sıçanlarda üremeyi bozduğu gösterilmiştir. Ancak, klinik kullanımla adet düzensizlikleri olduğu bildirilmiştir.
6. FARMASÖTİKÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir) Dibazik kalsiyum hidrojen fosfat dihidrat
Povidon K 29/32
Kroskarmelloz sodyum
Sarı demir oksit
Kolloidal silikon dioksit
Magnezyum stearat
Gliseril behenat
6.2. Geçimsizlikler
Mevcut değildir.
6.3. Rafömrü
24 ay
6.4. Saklamayayönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Primer ambalaj, ALU/ALU blister ambalajdadır. ROMEZON DR 1 mg’lık tabletler halinde30 tabletlikblister ambalajlarda takdim edilmiştir.
Sekonder ambalaj karton kutuda takdim edilmiştir.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7.RUHSAT SAHİBİ
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok.,
No:10, 34885, Sancaktepe/ İstanbul
Tel: 0216 564 80 00
Faks: 0216 564 80 99
8.RUHSAT NUMARASI
2017/708
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 22.09.2017
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜNYENİLENME TARİHİ