REAMPLA 125 MG FILM KAPLI TABLET (21 FILM TABLET)

KULLANMA TALİMATI
REAMPLA 125 mg film kaplı tablet
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Her bir tablet 125 mg palbosiklib içerir.
•Yardımcı maddeler: Mikrokristalin selüloz (E460), kolloidal silikon dioksit (E551), krospovidon, magnezyum stearat (E572) ve süksinik asit
Film kaplama: Hipromelloz (E464), titanyum dioksit (E171), triasetin, FD&C Mavi No.2/ indigo karmin alüminyum lake (E132) ve kırmızı demir oksit (E172).
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu kullanma talimatında:
1.REAMPLA nedir ve ne için kullanılır?
2.REAMPLA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.REAMPLA nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.REAMPLA’nın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. REAMPLA nedir ve ne için kullanılır?
REAMPLA, palbosiklib adı verilen etkin maddeyi içeren bir ilaçtır.
Her tablet 125 mg palbosiklib içerir.
REAMPLA, oval, açık mor, bir tarafında “Pfizer” ve diğer tarafında “PBC 125” baskılı film kaplı tablet. Her bir kutu 7 veya 21 tablet içerir.
Palbosiklib hücre büyüme ve bölünmesini yöneten siklin bağımlı kinaz 4 ve 6 olarak adlandırılan proteinleri bloke ederek etki gösterir. Bu proteinlerin bloke edilmesi kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabilir ve kanserinizin ilerlemesini geciktirebilir.
REAMPLA, özel bir tipte [Hormon Reseptörü (HR) pozitif, insan epidermal büyüme faktörü 2 (HER2) negatif] menopoz öncesi (premenopozal), menopoza geçiş (perimenopozal) ve menopoz sonrası (postmenopozal) meme kanseri olan, koruyucu yardımcı tedavinin (adjuvan tedavinin) tamamlanmasından 12 ay sonra hastalığı tekrarlayan ya da ileri evre meme kanseri için daha önce hiçbir endokrin tedavi almamış hastalarda letrozol (östrojen miktarını azaltarak meme kanserinin ilerlemesini önler) isimli ilaç ile kombine olarak kullanılır.
REAMPLA, pre/peri/postmenopozal özel bir tipte (östrojen hormon reseptörü en az %10 pozitif ve insan epidermal büyüme hormonu reseptörü negatif) yayılmış meme kanseri olan ve daha önce fulvestrant (östrojenin bağlanarak aktifleştirdiği birtakım proteinleri inhibe eder) isimli ilacı kullanmamış hastalarda:
1.
2.
3.
4.
Yayılmış hastalık tedavisi için daha önce bir sıra ve en az 6 ay aromataz inhibitörü grubundaki ilaçları (östrojen hormonlarının yapılması için gerekli olan aromataz isimli madde ile etkileşerek vücuttaki östrojen hormonu düzeylerini azaltan ve hormona bağımlı meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar) alırken hastalığı ilerleyenlerde fulvestrant isimli ilaç ile birlikte kullanılır.
Aromataz inhibitörü grubundaki ilaçlarla en az 12 ay tedavi sonrasında veya aromataz inhibitörü grubundaki ilaçlarla tedaviyi tamamladıktan sonraki 12 ay içinde hastalığı tekrarlayan veya yayılan hastalarda fulvestrant ile birlikte kullanılır. Aromataz inhibitörü grubundaki ilaçları alırken ilk 12 ay içinde hastalığı tekrarlayan hastalarda kullanılamaz.
Yayılan hastalık nedeniyle bir sıradan daha fazla aromataz inhibitörü tedavisi almış hastalarda kullanılamaz.
Pre/perimenopozal kadınlarda endokrin tedavisi, lüteinize edici hormon salgılatıcı hormon (LHRH) agonisti adı verilen bir ilaç grubu ile birleştirilmelidir.
2. REAMPLA’yı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
REAMPLA’yı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
•Palbosiklibe veya REAMPLA’nın içeriğindeki diğer maddelere karşı alerjiniz varsa •Hafif depresyon veya anksiyete tedavisinde kullanılan ve bitkisel bir ürün olan sarı kantaron otu kullanıyorsanız.
REAMPLA’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
REAMPLA, akyuvarların (hastalığa ve enfeksiyona karşı savaşmaya yardımcı olur) sayısını azaltabilir ve bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Bu nedenle, REAMPLA kullanırken bir enfeksiyona yakalanma riskiniz daha yüksek olabilir.
Ateşiniz varsa, ürperme hissediyorsanız veya enfeksiyon geliştiğine dair herhangi bir belirti geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
Tedavi sırasında REAMPLA’nın kan hücrelerini (akyuvarlar, alyuvarlar (akciğerden aldıkları oksijeni hücrelere taşır) ve trombositleri (kan pulcukları; kanın pıhtılaşmasında görev alır))
REAMPLA damarlarda kan pıhtılaşmasına neden olabilir. Ağrı veya sertlik, etkilenen bacakta (veya kolda) şişlik ve kızarıklık, göğüs ağrısı, nefes darlığı veya baş dönmesi gibi damarlarda kan pıhtılaşması belirti veya semptomları yaşarsanız doktorunuza, eczacınıza veya hemşirenize danışınız.
REAMPLA akciğerlerde tedavi sırasında ölüme yol açabilecek olan şiddetli veya yaşamı tehdit eden iltihaplanmaya neden olabilir. Aşağıdakileri içeren herhangi bir yeni ya da kötüleşen semptomunuz varsa hemen doktorunuza bilgi veriniz:
•Nefes almada güçlük veya nefes darlığı
•Kuru öksürük
•Göğüs ağrısı
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
REAMPLA’nın yiyecek ve içecek ile kullanılması
REAMPLA’yı yiyeceklerle beraber veya ayrı olarak alabilirsiniz.
REAMPLA’nın yan etkilerini arttırabileceğinden, tedaviniz sırasında greyfurt suyu içmemeli veya greyfurt yememelisiniz.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Hamileyseniz REAMPLA kullanmamalısınız.
REAMPLA alırken hamile kalmaktan kaçınmalısınız.
Hamileyseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız REAMPLA doğmamış bebeğinize zarar verebilir. Sizin için uygun olabilecek doğum kontrol yöntemleri konusunda doktorunuzla konuşunuz.
Doğurma potansiyeli olan kadınların veya erkek partnerlerinin REAMPLA tedavisi sırasında ve tedavinin bitiminden kadınların en az 3 hafta, erkeklerin en az 14 hafta sonrasına kadar etkili bir doğum kontrol (gebelikten korunma) yöntemi (çift bariyer yöntemi; prezervatif ve diyafram gibi) kullanmaları şarttır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
REAMPLA kullanıyorsanız emzirmemelisiniz.
REAMPLA’nın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emziriyorsanız veya emzirmeyi planlıyorsanız, tedaviye veya emzirmeye devam etme konusunda kararı doktorunuz ile birlikte veriniz. Her ikisini beraber yapmamalısınız.
Erkek üreme fonksiyonu (fertilite)
Palbosiklib erkek üreme fonksiyonunu (fertilitesini) azaltabilir. Bu nedenle erkekler REAMPLA alımından önce sperm saklama yöntemini düşünmelidir.
Araç ve makine kullanımı
Yorgunluk çok sık görülen bir yan etkidir. Eğer alışılmadık şekilde yorgun hissederseniz, araç ya da alet ve makine kullanırken özel dikkat göstermelisiniz.
REAMPLA’nın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Uyarı gerektiren yardımcı madde bulunmamaktadır.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Reçeteli ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitaminler ve bitkisel takviyeler dahil olmak üzere kullandığınız tüm ilaçları doktorunuza bildiriniz. REAMPLA ve diğer kullandığınız ilaçlar birbirlerini etkileyerek yan etkilere sebep olabilir.
Özellikle aşağıdakiler REAMPLA ile görülen yan etkilerin riskini arttırabilir:
•HIV enfeksiyonu/AIDS tedavisinde kullanılan lopinavir, indinavir, nelfinavir, ritonavir, telaprevir ve sakinavir
•Bakteriyel enfeksiyon tedavisinde kullanılan antibiyotikler olan klaritromisin ve telitromisin
•Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan vorikonazol, itrakonazol, ketokonazol ve posakonazol
•Depresyonun tedavisinde kullanılan nefazodon
REAMPLA ile birlikte verildiğinde aşağıdaki ilaçların yan etki riskinde artış olabilir: •Kalp ritim problemlerinin tedavisinde kullanılan kinidin
•Gut tedavisinde kullanılan kolşisin
•Yüksek kolesterol seviyelerini tedavi etmek için kullanılan pravastatin, simvastatin, atorvastatin, fluvastatin ve rosuvastatin
•Romatoid artrit tedavisinde kullanılan sulfasalazin
•Cerrahi müdahalelerde anestezik olarak kullanılan alfentanil ve cerrahi prosedürler öncesinde ağrı kesici ve anestezik olarak kullanılan fentanil
•Organ naklinde organ reddini önlemek amacıyla kullanılan siklosporin, everolimus, takrolimus ve sirolimus
•Migren tedavisinde kullanılan dihidroergotamin ve ergotamin
•Şizofreni ve kronik psikoz tedavisinde kullanılan pimozid
Aşağıdaki ilaçlar REAMPLA’nın etkililiğini azaltabilir:
•Nöbet veya krizleri durdurmak amacıyla kullanılan karbamazepin ve fenitoin
•Prostat kanseri tedavisinde kullanılan enzalutamid
•Tüberküloz tedavisinde kullanılan rifampin
•Hafif depresyon veya anksiyete tedavisinde kullanılan ve bitkisel bir ürün olan sarı kantaron (St. John’s Wort) (Hypericum perforatum)
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. REAMPLA nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
REAMPLA’yı her zaman doktorunuzun size bildirdiği şekilde kullanınız. Emin değilseniz doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Doktorunuz tarafından aksi belirtilmedikçe önerilen doz günde 1 kere alınan 125 mg’lık bir tablettir. Tedavi 21 gün boyunca ilaç kullanımı ve takip eden 7 gün temizlenme süresi ile toplam 28 günlük dönemlerden oluşur. Doktorunuz size kaç tane REAMPLA tablet almanız gerektiğini söyleyecektir.
•REAMPLA alırken belli yan etkiler yaşarsanız (bkz. Bölüm 4 “Olası yan etkileri nelerdir?”), doktorunuz geçici veya kalıcı olarak dozunuzu azaltabilir veya tedaviyi durdurabilir. Doz diğer mevcut dozlardan, 100 mg ve 75 mg, birine düşürülebilir.
•REAMPLA letrozol ile birlikte kullanılırken letrozolün önerilen dozu 28 günlük dönem boyunca ağızdan alınan günde 2,5 mg’dır.
•REAMPLA fulvesterant ile birlikte kullanılırken fulvestrant için önerilen doz 500 mg’dır. Önerilen fulverstrant dozu 1., 15., ve 29. günlerde ve daha sonra ayda bir alınmalıdır. Tabletlerin her gün aynı saatte alınması gerekir. REAMPLA’yı her gün aynı saatte almanız tabletleri almayı hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Palbosiklib ve fulvestrant kombinasyonu ile tedaviye başlamadan önce ve tedavi süresi boyunca, pre/perimenopozal kadınlar yerel klinik uygulamaya göre LHRH agonisti adı verilen ilaçlar ile tedavi edilmelidir.
Doktorunuz söylediği sürece REAMPLA’yı her gün almaya devam ediniz.
Doktorunuz söylemedikçe dozunuzu değiştirmeyiniz veya tedaviyi bırakmayınız.
Uygulama yolu ve metodu:
•REAMPLA tabletleri her gün aynı saatte yemeklerle beraber veya ayrı olarak alabilirsiniz.
REAMPLA’yı her gün aynı saatte almanız tabletleri almayı hatırlamanıza yardımcı olacaktır.
•REAMPLA ile tedaviniz sırasında greyfurt suyu veya greyfurt meyvesinden uzak durun. •REAMPLA tabletleri bir bardak su ile bütün olarak yutun.
•Tabletleri çiğnemeyin, ezmeyin veya bölmeyin.
•Kırılmış, çatlamış veya başka bir şekilde hasarlı görünen tabletleri kullanmayın.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
REAMPLA’nın çocuklarda güvenli ve etkili olup olmadığı bilinmemektedir. Çocuklarda ve ergenlerde kullanımı önerilmemektedir.
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlı hastalar ile daha genç hastalar arasında, güvenlilik veya etkililik bakımından herhangi bir fark gözlenmemiştir. Fakat bazı yaşlı hastalardaki yüksek duyarlılık göz ardı edilemez.
Özel kullanım durumları:
Karaciğer/Böbrek yetmezliği:
REAMPLA, hafif veya orta karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerektirmez. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalar için önerilen REAMPLA dozu günde bir kez 75 mg’dır.
Hafif, orta veya ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar için REAMPLA doz ayarlaması gerekli değildir. Hemodiyaliz (zararlı maddelerin ve fazla suyun vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan bir tedavi şekli) gereken hastalardaki veriler, bu popülasyonda herhangi bir doz ayarlaması önerisi yapmak için yetersizdir.
Eğer REAMPLA’nın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla REAMPLA kullandıysanız:
Gerektiğinden fazla REAMPLA alınması durumunda, hemen doktora başvurulmalı veya en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir.
REAMPLA’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
REAMPLA’yı kullanmayı unutursanız:
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Bir dozu unuttuğunuzu fark ettiğinizde, sadece sonraki dozu zamanında alınız, unuttuğunuz dozu almayınız.
Eğer REAMPLA aldıktan sonra kusarsanız, fazladan bir doz almayınız. Bir sonraki dozunuzu zamanı geldiğinde alınız.
REAMPLA ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe REAMPLA kullanmayı bırakmayınız. REAMPLA kullanımı ile ilgili herhangi bir sorunuz varsa doktorunuz veya eczacınıza danışınız.
4. Olası yan etkileri nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi REAMPLA’nın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini görürseniz hemen doktorunuzla iletişime geçiniz: •Ciddi bir kan hastalığınız olduğunun belirtisi olabilen ateş, üşüme, halsizlik, nefes darlığı, kanama ve hafif travma ile ciltte kolay morarma
•Akciğerlerde iltihabın belirtisi olabilen nefes almada zorluk, kuru öksürük, göğüs ağrısı •Ağrılı şiş bacak, göğüs ağrısı, nefes darlığı, hızlı nefes alma veya hızlı kalp atış hızı, damardaki kan pıhtılaşmasının belirtileri olabilir (10 kişiden en fazla 1’ini etkileyebilir)
Bunlar ciddi bir kan hastalığının belirtileri olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır.
Çok yaygın : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
olmayan
Seyrek : 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Diğer yan etkiler
Çok yaygın:
•Enfeksiyonlar
•Kanda lökosit (akyuvar), eritrosit (alyuvar) ve trombosit sayısında düşme •Yorgun hissetme
•İştahta azalma
•Ağız ve dudaklarda iltihap (stomatit), bulantı, kusma, ishal
•Döküntü
•Saç dökülmesi
•Zayıflık (güçsüzlük)
•Ateş
•Karaciğer kan testlerinde anormallikler
•Kuru cilt
Yaygın:
•Lökosit sayısında düşme ile birlikte ateş (febril nötropeni)
•Bulanık görme, gözyaşında artış, göz kuruluğu
•Tat değişiklikleri (disguzi)
•Burun kanaması
•Avuç içlerinde ve/veya ayak tabanlarında kızarıklık, ağrı, soyulma, şişme ve kabarma (Palmar Plantar Eritrodisestezi Sendromu [PPES]) (el ayak sendromu)
•Anormal böbrek kan testi sonucu (kanda yüksek kreatinin seviyesi)
Yaygın olmayan:
•Pullu kırmızı lekelere neden olan, muhtemelen eklemlerde ağrı ve yüksek ateşle birlikte
görülen deri iltihabı (Kutanöz lupus eritematozus [KLE])
•Ciltte, soluk kırmızı halkalarla çevrili koyu kırmızı bir merkeze sahip bir nokta veya “boğa gözü” gibi görünebilen kırmızı lekelere veya yamalara neden olan bir cilt reaksiyonu (eritema multiforme)
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan
0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. REAMPLA’nın saklanması
REAMPLA’yı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Nemden korumak için orijinal ambalajında saklayın.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre,Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra REAMPLA’yı kullanmayınız.
Ruhsat sahibi:Üretim yeri:
Pfizer PFE İlaçları A.Ş. Şişli / İstanbul
Pfizer Manufacturing Deutschland GmbH Betriebsstatte Freiburg
Mooswaldallee 1
79090 Freiburg
Almanya
Bu kullanma talimatı ……….. tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
REAMPLA 125 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Palbosiklib 125 mg
Yardımcı madde(ler):
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Oval, açık mor, bir tarafında “Pfizer” ve diğer tarafında “PBC 125” baskılı film kaplı tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
•REAMPLA, Hormon Reseptörü (HR) pozitif, insan epidermal büyüme faktörü 2 (HER2) negatif pre/peri/postmenopozal metastatik meme kanseri olan, adjuvan tedavinin tamamlanmasından 12 ay sonra relaps yapmış ya da ileri evre meme kanseri için daha önce hiçbir endokrin tedavi almamış hastalarda letrozol ile kombine olarak kullanılır.
•REAMPLA, Östrojen reseptörü (ER) en az %10 pozitif ve HER2 (-) olan pre/peri/postmenopozal metastatik meme kanserli daha önce fulvestrant kullanmamış hastalarda:
1. Metastatik hastalık tedavisi için bir sıra ve en az 6 ay aromataz inhibitörü alırken klinik ve/veya radyolojik hastalık progesyonu görülenlerde fulvestrant ile birlikte kullanılır.
2. Adjuvan aromataz inhibitörü tedavisini en az 12 ay süreyle kullandıktan sonra ya da adjuvan aromataz inhibitörü tedavisi tamamlandıktan sonraki 12 ay içinde nüks/metastaz gelişen hastalarda fulvestrant ile birlikte kullanılır.
3. Adjuvan aromataz inhibitörü alırken ilk 12 ay içinde relaps görülen hastalarda kullanılamaz.
4. Metastatik hastalık nedeniyle bir sıradan daha fazla aromataz inhibitörü tedavisi almış olan hastalarda kullanılamaz.
Pre/perimenopozal kadınlarda endokrin tedavisi, luteinize edici hormon salgılatıcı
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
REAMPLA tedavisi kanser ilaçlarının kullanımında deneyimli bir doktorun gözetimi altında başlanmalı ve sürdürülmelidir.
REAMPLA için önerilen doz günde bir kez oral yolla alınan 125 mg tablettir. Tedavi, 21 gün boyunca ilaç kullanımı ve takip eden 7 gün ilaca ara verilmesi suretiyle toplam 28 günlük sikluslardan oluşur. REAMPLA ile tedaviye, hasta tedaviden klinik fayda sağladığı sürece veya kabul edilemez toksisite meydana gene kadar devam edilmelidir.
Palbosiklib ile kullanıldığında letrozol kendi KÜB’ünde belirtilen doz şeması doğrultusunda uygulanmalıdır. Pre/perimenopozal kadınlarda palbosiklib ile letrozol kombinasyonu tedavisi her zaman bir LHRH agonisti ile birlikte uygulanmalıdır.
REAMPLA letrozol ile birlikte kullanılırken letrozolün önerilen dozu 28 günlük siklus boyunca oral yoldan günde 2,5 mg’dır.
REAMPLA fulvestrant ile birlikte kullanılırken fulvestrant için önerilen doz 500 mg’dır. Önerilen fulverstrant dozu intramusküler yoldan 1., 15., ve 29. günlerde ve daha sonra ayda bir alınmalıdır. Fulvestrant kullanımına ilişkin detaylı bilgi için fulvestrant içeren ürünlerin kısa ürün bilgisine başvurulmalıdır. Palbosiklib ile birlikte fulvestrant tedavisine başlamadan önce ve tedavi süresi boyunca, pre/perimenopozal kadınlar yerel klinik uygulamaya göre LHRH agonistleri ile tedavi edilmelidir.
Uygulama şekli
REAMPLA oral kullanım içindir. Yiyeceklerle beraber veya ayrı olarak alınabilir (bkz. Bölüm 5.2). Palbosiklib greyfurt veya greyfurt suyu ile alınmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Doktor tarafından aksi belirtilmedikçe, hastalar REAMPLA’yı her gün aynı saatte almaları konusunda teşvik edilmelidir. Hasta kusarsa veya herhangi bir dozu atlarsa o gün başka bir doz uygulanmamalıdır. Bir sonraki doz vaktinde alınmalıdır.
Tabletler bütün olarak yutulmalıdır. Hastalar tabletleri yutmadan önce çiğnememeli, ezmemeli veya bölmemelidir. Tabletler kırılmış, çatlamış veya bir şekilde bütünlüğü bozulmuş ise kullanılmamalıdır.
Doz ayarlamaları
Bireysel güvenlilik ve tolere edilebilirliğe bağlı olarak REAMPLA için doz ayarlaması önerilmektedir.
Bazı advers reaksiyonların yönetimi tablo 1, 2 ve 3’te verilen doz azaltma programları doğrultusunda; geçici doz kesintileri/gecikmeleri ve/veya doz azaltmalarını veya dozun tamamen kesilmesini gerektirebilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
Tablo 1. Advers reaksiyonlar için önerilen doz ayarlamaları
Doz düzeyi
Doz
Önerilen başlangıç dozu
125 mg/gün
İlk doz azaltılması
100 mg/gün
İkinci doz azaltılması
75 mg/gün*
* Dozun 75 mg/gün altına düşürülmesi gerekiyorsa tedavi kesilmelidir.
Tam kan sayımı REAMPLA tedavisine başlamadan önce, her siklus öncesi, ayrıca ilk iki siklusun 15. gününde ve klinik olarak gerekli olduğu durumlarda yapılmalıdır.
İlk 6 siklus boyunca en fazla Derece 1 ya da 2 nötropeni gelişen hastalarda, sonraki sikluslar için tam kan sayımı her 3 ayda bir, siklus öncesi ve klinik olarak gerekli olduğu durumlarda yapılmalıdır.
REAMPLA kullanmak için mutlak nötrofil sayısının (MNS) ≥1000/mm3 ve trombosit sayısının ≥50 000/mm3 olması önerilir.
Tablo 2. Doz ayarlaması ve Yönetimi – Hematolojik toksisite
CTCAE Derecesi
Doz Ayarlaması
Derece 1 veya 2
Doz ayarlaması gerekmemektedir.
Derece 3a
Siklusun 1. günü
Derece ≤2’ye iyileşme olana kadar REAMPLA tedavisine ara verilmelidir ve tam kan sayımı 1 hafta içinde tekrarlanmalıdır. Derece ≤2’ye iyileşme olduktan sonra bir sonraki siklus aynı dozdan başlatılmalıdır.
İlk iki siklusun 15. günü
15. günde Derece 3 ise siklusu tamamlamak için REAMPLA’ya var olan dozdan devam edilmelidir ve tam kan sayımı 22. günde tekrar edilmelidir.
22. günde Derece 4 ise aşağıdaki Derece 4 doz ayarlamaları bölümüne bakılmalıdır.
Derece 3 nötropenide uzamış iyileşme varsa (>1 hafta) veya takip eden siklusun 1. gününde rekürren Derece 3 nötropeni görülüyorsa doz azaltma düşünülmelidir.
Derece 3 nötropenib (<1.000-
500/mm3) + Ateş ≥ 38,5oC ve /veya
enfeksiyon
Herhangi bir anda
Derece ≤2’ye iyileşme olana kadar REAMPLA’ya ara verilmelidir.
Ardından bir sonraki düşük doz ile devam edilmelidir.
Derece 4 a
Herhangi bir anda Derece≤2’ye iyileşme olana kadar REAMPLA’ya ara verilmelidir.
Ardından bir sonraki düşük doz ile devam edilmelidir.
Derecelendirme CTCAE versiyon 4.0’e göre yapılmıştır.
MNS = Mutlak Nötrofil Sayısı , CTCAE= Advers Olaylar için Ortak Terminoloji Kriteri, NAL: Normalin Alt Limiti
a Tablo lenfopeni dışında tüm hematolojik advers reaksiyonlar için kullanılabilir (klinik olaylar ile ilgili olmadığı durumlarda örn. fırsatçı enfeksiyonlar).
b MNS: Derece 1: MNS < NAL-1.500/mm3; Derece 2: MNS 1.000-<1.500/mm3; Derece 3:
Tablo 3. Doz ayarlaması ve Yönetimi – Hematolojik Olmayan Toksisiteler
CTCAE Derecesi
Doz Ayarlaması
Derece 1 veya 2
Doz ayarlaması gerekmemektedir.
Derece ≥3 hematolojik olmayan
toksisite (medikal tedaviye rağmen
devam ediyorsa)
Aşağıdaki durumlara iyileşme olana kadar
beklenmelidir
•Derece ≤1
•Derece ≤2 (hasta için güvenlilik riski olarak
değerlendirilmezse)
Ardından bir sonraki düşük doz ile devam edilmelidir.
Derecelendirme CTCAE versiyon 4.0’e göre yapılmıştır. CTCAE= Advers Olaylar için ortak terminoloji kriteri
Ciddi interstisyel akciğer hastalığı (İAH)/pnömonit gözlenen olgularda REAMPLA kullanımı kalıcı olarak durdurulmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta karaciğer yetmezliği olan hastalar (Child-Pugh sınıf A ve B) için REAMPLA doz ayarlaması gerekli değildir.
Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalar için (Child-Pugh sınıf C) önerilen REAMPLA dozu, Doz Şeması 3/1’de gösterildiği şekilde günde bir kez 75 mg’dır (bkz. Bölümler 4.4 ve 5.2).
Böbrek yetmezliği:
Hafif, orta veya ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar (CrCl ≥15 mL/dak) için REAMPLA doz ayarlaması gerekli değildir. Hemodiyaliz gereken hastalarda mevcut veriler, bu popülasyonda herhangi bir doz ayarlaması önerisi yapmak için yetersizdir (bkz. Bölümler 4.4 ve 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
REAMPLA’nın çocuklar ve 18 yaş altı ergenlerde güvenliliği ve etkililiği çalışılmamıştır. Herhangi bir veri mevcut değildir.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaş ve üstü hastalarda REAMPLA doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).
4.3 Kontrendikasyonlar
Bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı bulunan kimselerde kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 6.1).
Sarı kantaron otu (St. John’s Wort) ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5).
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Premenopozal/perimenopozal kadınlar
Aromataz inhibitörlerinin etki mekanizması nedeniyle premenopozal/perimenopozal kadınlarda REAMPLA bir aromataz inhibitörü ile birlikte verildiğinde ovaryan ablasyon ya da bir LHRH agonisti ile baskılanması zorunludur. Palbosiklibin premenopozal/perimenopozal kadınlarda fulvestrant ile birlikte kullanılması yalnızca bir LHRH agonisti ile kombine edilerek Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kritik viseral hastalık
Palbosiklibin etkililiği ve güvenliliği ciddi viseral hastalığı olan hastalarda araştırılmamıştır (bkz. Bölüm 5.1).
Hematolojik bozukluklar
Derece 3 veya 4 nötropeni gelişen hastalar için doza ara verilmesi, doz azaltılması veya tedavi sikluslarına başlamanın geciktirilmesi önerilmektedir. Uygun şekilde izleme yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).
İnterstisyel Akciğer Hastalığı (İAH)/Pnömonit
REAMPLA ile tedavi edilen hastalarda endokrin tedavisiyle birlikte alındığında ciddi, yaşamı tehdit eden veya ölümcül interstisyel akciğer hastalığı (İAH) ve/veya pnömonit oluşabilir.
Klinik çalışmalarda (PALOMA-1, PALOMA-2, PALOMA-3), REAMPLA tedavisi alan hastaların %1,4’ünde herhangi bir dereceden İAH/Pnömonit, %0,1’inde Derece 3 İAH/Pnömonit olduğu saptanmış olup, Derece 4 İAH/Pnömonit veya herhangi bir ölüm vakası bildirilmemiştir. Ruhsatlandırma sonrasında ek İAH/Pnömonit olgularına rastlanmış olup, ölümlü vakalar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Hastalarda İAH/Pnömonit düşündüren akciğer semptomları (örn., hipoksi, öksürük, dispne) takip edilmelidir. Yeni veya kötüleşen solunum semptomları olan ve pnömonit geliştiğinden şüphe edilen hastalarda hemen REAMPLA kulanımı durdurularak hasta değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ciddi İAH veya pnömonit gözlenen olgularda ise REAMPLA kullanımı kalıcı olarak bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Enfeksiyonlar
Kemik iliğini baskılayıcı özellikleri nedeniyle REAMPLA hastaların enfeksiyona eğilimli olmasına yol açabilir.
Randomize klinik çalışmalarda REAMPLA ile tedavi edilen hastalarda enfeksiyonlar, ilgili karşılaştırma koluna göre daha yüksek oranlarda bildirilmiştir. Derece 3 ve Derece 4 enfeksiyonlar REAMPLA’nın herhangi bir kombinasyonu ile tedavi edilen hastalarda sırasıyla %5,6 ve %0,9 oranlarında gelişmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Hastalar enfeksiyon belirti ve bulguları açısından izlenmeli ve medikal olarak uygun şekilde tedavi edilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).
Doktorlar, hastalarını tüm ateş olaylarını derhal bildirmeleri konusunda bilgilendirmelidirler.
Venöz tromboembolizm
REAMPLA ile tedavi edilen hastalarda venöz tromboemboli olayları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar derin ven trombozu ve pulmoner emboli belirtileri ve semptomları açısından izlenmeli ve tıbbi olarak uygun şekilde tedavi edilmelidir.
Karaciğer yetmezliği
REAMPLA orta şiddette veya ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda toksisite belirtilerini yakından takip ederek dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 5.2).
Böbrek yetmezliği
REAMPLA orta şiddette veya ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda toksisite belirtilerini
Güçlü CYP3A4 inhibitörleri toksisitede artışa neden olabilir (bkz. Bölüm 4.5). Güçlü bir CYP3A inhibitörünün REAMPLA ile birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır. Birlikte uygulama sadece potansiyel fayda ve zararların dikkatlice değerlendirilmesi sonrası düşünülmelidir. Eğer hasta güçlü bir CYP3A inhibitörü ile tedavi almak zorunda ise REAMPLA dozu günde 75 mg’a düşürülmelidir. Güçlü CYP3A inhibitör kullanımı kesildiğinde REAMPLA dozu (inhibitörün 3-5 yarılanma ömründen sonra) tedaviye başlandığı zamandaki doza geri döndürülmelidir (bkz. Bölüm 4.5).
CYP3A indükleyicilerinin eş zamanlı kullanımı maruz kalınan palbosiklib seviyesinin düşmesine ve dolayısıyla etkisizlik riskine neden olabilir. Bu nedenle palbosiklibin güçlü CYP3A4 indükleyicileri ile eş zamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır. Orta şiddette CYP3A indükleyicileri ile eş zamanlı verilmesi durumunda palbosiklib için doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 4.5).
Doğurma potansiyeli bulunan kadınlar veya partnerleri
Doğurma potansiyeli olan kadınların veya erkek partnerlerinin REAMPLA tedavisi sırasında etkili bir kontrasepsiyon yöntemi kullanmaları şarttır (bkz. Bölüm 4.6).
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Palbosiklib primer olarak CYP3A4 ve sulfotransferaz (SULT) enzimi SULT2A1 ile metabolize edilmektedir. In vivo olarak CYP3A4’ün zayıf, zamana bağımlı bir inhibitörüdür.
Diğer ilaçların palbosiklib farmakokinetiği üzerine etkisi
CYP3A inhibitörlerinin etkisi
Tek bir 125 mg palbosiklib dozu ile eş zamanlı olarak birden fazla 200 miligramlık itrakonazol dozunun verilmesi, tek başına verilen tek bir 125 miligramlık palbosiklib dozu ile karşılaştırıldığında maruz kalınan toplam palbosiklib seviyesini (EAAinf) ve zirve konsantrasyonunu (Cmaks) sırasıyla yaklaşık %87 ve %34 arttırmıştır. Bu sebeple palbosiklib güçlü CYP3A inhibitörleri (örn. klaritromisin, indinavir, itrakonazol, ketokonazol, lopinavir/ritonavir, nefazodon, nelfinavir, posakonazol, sakinavir, telaprevir, telitromisin, vorikonazol ve greyfurt veya greyfurt suyu) ile birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Hafif ve orta güçte CYP3A inhibitörleri için doz ayarlaması yapılması gerekmez.
CYP3A indükleyicilerinin etkisi
Tek başına verilen tek bir 125 miligramlık palbosiklib dozu ile karşılaştırıldığında birden fazla 600 miligramlık dozlarda rifampinin tek bir 125 miligramlık palbosiklib dozu ile eş zamanlı verilmesi palbosiklib EAAinf ve Cmaks seviyelerini sırasıyla %85 ve %70 azaltmıştır.
Karbamazepin, enzalutamid, fenitoin, rifampin, ve sarı kantaron dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere güçlü CYP3A indükleyicileri ile eş zamanlı olarak uygulamasından kaçınılmalıdır (bkz. Bölümler 4.3 ve 4.4).
Tek başına verilen tek bir 125 miligramlık REAMPLA dozu ile karşılaştırıldığında, orta güçte bir CYP3A indükleyicisi olan modafinilin günde 400 mg birden fazla dozda eş zamanlı verilmesi palbosiklib EAAinf ve Cmaks seviyelerini sırasıyla %32 ve %11 azaltmıştır. Orta güçte CYP3A indükleyicileri için doz ayarlaması yapılması gerekmez (bkz. Bölüm 4.4).
Asit azaltıcı ajanların etkisi
Birden fazla dozda bir proton pompa inhibitörü (PPİ) olan rabeprazol ile tek bir 125 mg REAMPLA tabletin aç karnına eş zamanlı olarak verilmesi, tek başına verilen tek bir 125 mg REAMPLA tablet ile karşılaştırıldığında, palbociclib’in emilim hızı ve kapsamına bir etkisi yoktur.
PPİ’lerle karşılaştırıldığında H2-reseptör antagonislerinin ve lokal antasitlerin mide pH üzerindeki etkilerinin daha düşük olduğu dikkate alındığında, palbosiklibin H2-reseptör antagonistlerinin ve lokal antasitlerin maruz kalınan palbosiklib seviyesi üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisinin olması beklenmez.
REAMPLA’nın diğer ilaçların farmakokinetikleri üzerindeki etkileri
Kararlı durumda günde 125 mg dozunda verildiğinde palbosiklib zayıf ve zamana bağlı bir CYP3A inhibitörüdür. Birden fazla dozda palbosiklibin midazolam ile eş zamanlı olarak verilmesi, midazolamın tek başına verilmesi ile karşılaştırıldığında midazolam EAAinf ve Cmaks değerlerini sırasıyla %61’e ve %37’ye kadar arttırmıştır.
REAMPLA bu ilaçların maruz kalınan seviyelerini arttırabileceğinden, REAMPLA ile eş zamanlı olarak verilirken terapötik indeksi dar, duyarlı CYP3A substratlarının (örneğin alfentanil, siklosporin, dihidroergotamin, ergotamin, everolimus, fentanil, pimozid, kinidin, sirolimus ve takrolimus) dozlarının azaltılması gerekebilir.
Palbosiklib ve letrozol arasında ilaç-ilaç etkileşimleri
Meme kanseri hastalarında yapılan bir klinik çalışmanın ilaç-ilaç etkileşiminin (DDI) değerlendirildiği bölümünden gelen veriler, 2 ilaç eş zamanlı olarak verildiğinde palbosiklib ile letrozol arasında ilaç etkileşimi olmadığını göstermiştir.
Tamoksifenin maruz kalınan palbosiklib seviyesi üzerindeki etkisi
Sağlıklı erkek gönüllülerde yapılan bir DDI çalışmasından gelen veriler, birden fazla dozda verilen tamoksifen ile eş zamanlı verilen tek doz palbosiklibin maruz kalınan seviyelerinin tek başına verilen palbosiklib ile kıyaslanabilir olduğunu göstermiştir.
Palbosiklib ve fulvestrant arasında ilaç-ilaç etkileşimleri
Meme kanseri hastalarında yapılan bir klinik çalışmadan elde edilen veriler, 2 ilaç eş zamanlı olarak verildiğinde palbosiklib ile fulvestrant arasında klinik önemi olan ilaç etkileşimi olmadığını göstermiştir.
Palbosiklib ve oral kontraseptifler arasında ilaç-ilaç etkileşimleri
Palbosiklib ve oral kontraseptiflerle DDI çalışmaları yapılmamıştır (bkz. Bölüm 4.6).
Taşıyıcılarla In vitro çalışmalar
In vitro verilere göre, palbosiklibin intestinal P-glikoprotein (P-gp) ve meme kanseri direnç proteini (BCRP) aracılı taşımayı engelleyeceği öngörülmektedir. Bu nedenle palbosiklibin P-
fluvastatin, sulfasalazin) substratları ile birlikte verilmesi bunların terapötik etkilerini ve advers reaksiyonlarını arttırabilir.
In vitro verilere göre, palbosiklib içeri alım organik katyonik taşıyıcısı OCT1’i inhibe edebilir ve bu durumda bu taşıyıcının ilaç substratlarının (örneğin metformin) maruz kalınan seviyelerini arttırabilir.
Palbosiklib ve statinler arasındaki ilaç-ilaç etkileşimleri
Palbosiklib’in CYP3A4 ve/veya BCRP substratları olan statinlerle birlikte kullanımı, artan statin plazma konsantrasyonuna bağlı olarak rabdomiyoliz riskini artırabilir. Palbosiklib’in simvastatin veya atorvastatin ile birlikte uygulanmasını takiben ölümcül vakalar da dahil olmak üzere rabdomiyoliz vakaları bildirilmiştir.
4.6 Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Doğurma potansiyeli olan kadınların veya erkek partnerlerinin REAMPLA tedavisi sırasında ve tedavinin bitiminden kadınların en az 3 hafta, erkeklerin en az 14 hafta sonrasına kadar etkili bir kontrasepsiyon yöntemi (çift bariyer yöntemi; prezervatif ve diyafram gibi) kullanmaları şarttır (bkz. Bölüm 4.5). Kadınların REAMPLA tedavisi esnasında hamile kalması veya hamile kalma şüphesi mevcut olması durumunda doktorlarına başvurmaları önerilmelidir.
Gebelik dönemi
REAMPLA’nın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin veri mevcut değildir veya sınırlı veri bulunmaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). Gebelik döneminde ve kontrasepsiyon yöntemi kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda REAMPLA kullanımı önerilmemektedir. REAMPLA gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Palbosiklibin süt üretimi üzerindeki etkisine, insan sütünde mevcudiyetine veya emzirilen çocuk üzerindeki etkilerine ilişkin insanlarda veya hayvanlarda yapılmış çalışmalar bulunmamaktadır. Palbosiklibin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Palbsiklib alan hastalar emzirmemelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Klinik dışı üreme çalışmalarında sıçanların östrus döngüsü (dişi sıçanlar) ya da çiftleşme ve fertilitesi (erkek ve dişi sıçanlar) üzerinde etki saptanmamıştır. Bununla birlikte, insanlarda fertilite hakkında elde edilmiş klinik veri yoktur. Klinik dışı güvenlilik çalışmalarından elde edilen erkek üreme organı bulgularına göre (testiste seminifer tübül dejenerasyonu, epididimal hipospermi, düşük sperm hareketliliği ve yoğunluğu ve prostat sekresyonunda azalma) palbosiklib tedavisi erkek fertilitesi için risk oluşturabilir (bkz. Bölüm 5.3). Dolayısıyla erkekler REAMPLA tedavisine başlamadan önce sperm saklama seçeneği düşünülebilir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
REAMPLA’nın araç ve makine kullanma becerisi üzerinde minör etkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte REAMPLA yorgunluğa yol açabilir ve hastalar araç ya da makine kullanırken dikkatli olmalıdır.
4.8 İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
REAMPLA’nın genel güvenlilik profili HR-pozitif, HER2-negatif ileri evre ya da metastatik meme kanserinde yapılan randomize klinik çalışmalarda endokrin tedavi ile kombine olarak palbosiklib alan 872 hastanın (N=527 letrozolle kombine olarak, N=345 fulvestrant ile kombine olarak) toplu verilerine dayanmaktadır.
Randomize klinik çalışmalarda palbosiklib alan hastalarda bildirilen herhangi bir Derecedeki en sık advers reaksiyonlar (≥%20) nötropeni, enfeksiyonlar, lökopeni, yorgunluk, bulantı, stomatit, anemi, diyare, alopesi ve trombositopenidir. Palbosiklibin en sık (≥%2) Derece ≥3 advers reaksiyonları nötropeni, lökopeni, enfeksiyonlar, anemi, aspartat aminotransferaz (AST) düzeylerinde artış, yorgunluk ve alanin aminotransferaz (ALT) düzeylerinde görülen artıştır.
Randomize klinik çalışmalarda kombinasyondan bağımsız olarak REAMPLA alan hastaların %38,4’ünde advers reaksiyona bağlı olarak doz azaltılmış ya da doz değişikliği yapılmıştır.
Randomize klinik çalışmalarda kombinasyondan bağımsız olarak REAMPLA alan hastaların %5,2’sinde advers reaksiyona bağlı olarak tedavi kalıcı olarak sonlandırılmıştır.
Advers reaksiyonların listesi
Advers reaksiyonlar sistem organ sınıfına ve sıklık kategorisine göre listelenmektedir. Sıklık kategorileri şu şekilde tanımlanmaktadır: Çok yaygın (≥l/10); yaygın (≥l/100- <1/10); yaygın olmayan (≥l/1.000 – <1/100); seyrek (≥l/10.000 – <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) Her sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalan ciddiyete göre yer almaktadır.
Tablo 4’te belirtilen yan etkiler, 3 randomize çalışmanın toplu verilerinden elde edilen advers reaksiyonları içermektedir. Final genel sağkalım analizi sırasında toplu veri kümesinde palbosiklib tedavisinin ortanca süresi 14,8 aydır.
Tablo 4. Üç randomize çalışmanın toplu verilerinden ve pazarlama sonrası deneyimden elde edilen advers reaksiyonlar (N=872)
Sistem organ sınıfı
Sıklık
Tercih edilen terimᵃ (PT)
Derece 3 n (%)
Derece 4 n (%)
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar Çok yaygın
Enfeksiyonlarᵇ
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın
c
Nötropeni
d
Lökopeni Bu belge, güvenli elektronik imza il
f
Trombositopeni
Yaygın
Febril nötropeni
16 (1,8) 10 (1,1)
4 (0,5)
2 (0,2)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları Çok yaygın
İştahta azalma
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın
Tat alma duyusunda bozulma
Göz hastalıkları
Yaygın
Bulanık görme
Göz yaşı salgılanmasında artış Göz kuruluğu
48 (5,5) 59 (6,8) 36 (4,1)
1 (0,1)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
Vasküler bozukluklar
Yaygın
Venöz tromboembolizmj
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Yaygın
Epistaksis
i
İAH/pnömonit
77 (8,8) 12 (1,4)
0 (0,0)
1 (0,1)
0 (0,0)
0 (0,0)
Gastrointestinal hastalıklar Çok yaygın
g
Stomatit
Bulantı
İshal
Kusma
264 (30,3) 314 (36,0) 238 (27,3) 165 (18,9)
8 (0,9)
5 (0,6)
9 (1,0)
6 (0,7)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Çok yaygın
h
Döküntü
Alopesi
Cilt kuruluğu
Yaygın
Palmar plantar eritrodizestezi sendromu
Yaygın olmayan
Kutanöz lupus eritematozus Eritema multiforme
158 (18,1) 234 (26,8) 93 (10,7)
16 (1,8) 1 (0,1)
1 (0,1)
7 (0,8)
Geçerli değil 0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
Geçerli değil 0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
0 (0,0)
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın
Bitkinlik
Asteni
Ateş
362 (41,5) 118 (13,5) 115 (13,2)
23 (2,6) 14 (1,6) 1 (0,1)
2 (0,2)
1 (0,1)
0 (0,0)
Araştırmalar
Çok yaygın
ALT artışı
AST artışı Bu belge, güvenli elektronik imza il
Kan kreatinininde artış
18 (2,1) 25 (2,9)
ttps://www.turkiye.gov.
3 (0,3)
1 (0,1)
0 (0,0)
tr/saglik-titck-ebys
2 (0,2)
ALT=alanin aminotransferaz; AST=aspartat aminotransferaz; İAH= İnterstitiyel akciğer hastalığı; N/n=hasta sayısı
ᵃ PT MedDRA 17.1’e göre listelenmiştir.
ᵇ Enfeksiyonlar, Enfeksiyonlar ve Enfestasyonların Sistem Organ Sınıfına ait olan tüm PT’leri kapsar.
c Nötropeni şu PT’leri kapsar: Nötropeni, Azalmış nötrofil sayısı.
d Lökopeni şu PT’leri kapsar: Lökopeni, Azalmış beyaz hücre sayısı.
e Anemi şu PT’leri kapsar: Anemi, Düşük hemoglobin, Düşük hematokrit.
f Trombositopeni şu PT’leri kapsar: Trombositopeni, Azalmış trombosit sayısı.
g Stomatit şu PT’leri kapsar: Aftöz stomatit, Dudak iltihabı, Glossit, Glossodini, Ağız ülseri, Mukoza inflamasyonu, Ağız ağrısı, Orofarengeal rahatsızlık, Orofarengeal ağrı, Stomatit. h Döküntü şu PT’leri kapsar: Döküntü, Makülopapüler döküntü, Kaşıntılı döküntü, Eritematöz döküntü, Papüler döküntü, Dermatit, Akneiform Dermatit, Toksik deri erüpsiyonu.
i İAH / pnömonit, interstisyel akciğer hastalığının (dar) Sistem Organ Sınıfına ait olan tüm PT’leri kapsar.
j Venöz tromboembolizm aşağıdaki PT’leri içerir: pulmoner emboli, emboli, derin ven trombozu, periferik emboli, tromboz.
Tablo 5, üç randomize çalışmanın toplu verilerinde gözlenen laboratuvar anormalliklerini göstermektedir.
Tablo 5. Üç randomize çalışmanın toplu verilerinde gözlenen laboratuvar anormallikleri (N=872)
REAMPLA ile Letrozol ya da Fulvestrant
Karşılaştırma kolları*
Laboratuvar
anormallikleri
Tüm
Dereceler %
Derece 3 %
Derece 4 %
Tüm
Dereceler %
Derece 3 %
Derece 4 %
Lökosit sayısında azalma
97,4
41,8
1,0
26,2
0,2
0,2
Nötrofil sayısında azalma
95,6
57,5
11,7
17,0
0,9
0,6
Kan kreatinininde artış
95,5
1,6
0,3
86,8
0,0
0,0
Anemi
80,1
5,6
N/A
42,1
2,3
N/A
Trombosit
sayısında azalma
65,2
1,8
0,5
13,2
0,2
0
AST artışı
55,5
3,9
0
43,3
2,1
0
ALT artışı
46,1
2,5
0,1
33,2
0,4
0
AST=aspartat aminotransferaz; ALT=alanin aminotransferaz; N=hasta sayısı; N/A=geçerli değil.
Not: Laboratuvar sonuçları NCI CTCAE versiyon 4.0 şiddet derecesine göre derecelendirilmiştir.
* letrozol ya da fulvestrant
Seçili advers reaksiyonların tanımı
Toplamda kombinasyondan bağımsız olarak REAMPLA alan hastalardan 716’sında (%82,1) Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
3 randomize klinik çalışmada herhangi bir derece nötropeninin ilk epizotuna kadar geçen ortanca süre 15 gün (12-700 gün) ve Derece ≥3 nötropeninin ortanca süresi 7 gün olmuştur.
Fulvestrant ile kombine olarak REAMPLA alan hastaların %0,9’unda ve letrozol ile kombine olarak palbosiklib alan hastaların %1,7’sinde febril nötropeni bildirilmiştir.
Genel olarak klinik programda REAMPLA’ya maruz kalan hastaların yaklaşık %2’sinde febril nötropeni bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Palbosiklib ile doz aşımı durumunda gerek gastrointestinal (örneğin, bulantı, kusma) gerekse hematolojik (örneğin, nötropeni) toksisite oluşabilir ve bu durumda genel destekleyici bakım sağlanmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapotik grup (ATC kodu): Antineoplastik ilaçlar, protein kinaz inhibitörleri, siklin-bağımlı kinaz (CDK) inhibitörleri
ATC kodu: L01EF01.
Etki mekanizması
Palbosiklib siklin bağımlı kinaz (CDK) 4’ün ve 6’nın yüksek seçiciliğe sahip, geri dönüşlü bir inhibitörüdür. Siklin D1 ve CDK 4/6, hücresel proliferasyona neden olan birden fazla sinyal yolağının akışında rol alan enzimlerdendir.
Farmakodinamik etkiler
Palbosiklib, CDK4/6’nın inhibisyonu yoluyla hücrenin G1 hücre döngüsü fazından S fazına ilerlemesini engelleyerek, hücre proliferasyonunu azaltmaktadır. Palbosiklibin moleküler profili meme kanseri hücre hattı panelinde test edilmesi; özellikle ER-pozitif meme kanserlerinde olmak üzere luminal meme kanserine karşı yüksek etkililik gösterdiğini ortaya koymuştur. Test edilen hücre serilerinde, retinoblastom (Rb) kaybı, palbosiklib aktivitesinin kaybıyla birliktedir.Bununla birlikte taze tümör örnekleri ile yapılan bir takip çalışmasında RB1 ekspresyonu ve tümör yanıtı arasında bir ilişki gözlemlenmemiştir. Aynı şekilde, hastadan elde edilen ksenograft (PDX) in vivo modellerde, palbosiklibe verilen yanıtla aralarında bir ilişki gözlemlenmemiştir. Mevcut klinik veriler klinik etkililik ve güvenlilik bölümünde bildirilmektedir (bkz. Bölüm 5.1).
Kardiyak Elektrofizyoloji
İleri evre meme kanseri olan 77 hastada palbosiklibin kalp atım hızı aralığına göre düzeltilmiş QT aralığı (QTc) üzerine etkisi; başlangıca göre değişiklik ve ilgili farmakokinetik verileri değerlendiren eş zamanlı elektrokardiyografi (EKG) kullanılarak değerlendirilmiştir. Palbosiklib önerilen günlük 125 mg dozunda QTc’yi klinik olarak anlamlı şekilde uzatmamıştır (Doz şeması 3/1).
Klinik etkililik ve güvenlilik
Randomize Faz 3 Çalışma PALOMA-2: letrozol ile kombine REAMPLA
ER-pozitif, HER2-negatif küratif amaçlı rezeksiyon ya da radyasyon tedavisi yapılamayan lokal olarak ilerlemiş ya da ileri evre hastalıkları için daha önce sistemik tedavi almamış metastatik meme kanseri hastası kadınlarda yapılan uluslararası, randomize, çift kör, plasebo kontrollü, paralel gruplu, çok merkezli bir çalışmada letrozol ile kombine palbosiklib etkililiği letrozol artı plasebo ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
Toplam 666 postmenopozal hasta 2:1 oranında palbosiklib ile letrozol koluna ya da plasebo ile letrozol koluna randomize edilmiş ve hastalığın yerine (viseral/viseral olmayan); (neo) adjuvan tedavinin bitiminden hastalığın nüksetmesine kadar geçen hastalıksız süreye (yeni başlayan metastatik ≤12 aya karşı >12 ay) ve önceki (neo) adjuvan kanser tedavilerin türüne (daha önce hormonal tedavi alanlara karşı daha önce hormonal tedavi almayanlar) göre ayrılmıştır. İleri evre semptomatik, viseral yayılmış, kısa sürede yaşamı tehdit eden komplikasyon gelişim riski olan hastalar (masif, kontrolsüz efüzyonları [plevral, perikardial, peritoneal], pulmoner lenfanjiti ve %50 üzerinde karaciğer tutulumu olan hastalar dahil) çalışmaya alınmak için uygun bulunmamıştır.
Hastalar, hangisi daha önce olursa objektif hastalık progresyonuna, semptomatik kötüleşmeye, kabul edilemez toksisite gelişimine, ölüme, ya da olurun geri çekilmesine kadar atandıkları tedaviyi almaya devam etmiştir. Tedavi kolları arasında çapraz geçişe izin verilmemiştir.
Hastaların başlangıçtaki demografik özellikleri ve prognostik özellikleri palbosiklib artı letrozol kolu ile plasebo artı letrozol kolları arasında uyumlu şekilde eşleştirilmiştir. Bu çalışmaya kaydedilen hastaların medyan yaşı 62 (aralık 28-89) olarak hesaplanmış ve hastaların %48,3’ü kemoterapi alırken %56,3’ü ileri evre meme kanseri tanısından önce (neo) adjuvan anti-hormonal tedavi almış, %37,2’si ise daha önce (neo) adjuvan tedavi olarak sistemik tedavi almamıştır. Hastaların çoğunluğunda (%97,4) başlangıçta metastatik hastalık varken, %23,6’sında yalnızca kemikte hastalık ve %49,2’sinde viseral hastalık görülmüştür.
Çalışmanın birincil sonlanım noktası araştırıcının değerlendirdiği, Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri (RECIST) Versiyon 1.1’e göre progresyonsuz sağkalım (PFS) olmuştur. İkincil etkililik sonlanım noktaları objektif yanıtı (OY), klinik yarar yanıtını (KYY), güvenliliği ve yaşam kalitesinde değişikliği (YKD) kapsamıştır.
26 Şubat 2016 veri kesim tarihinde, çalışmada birincil hedef olan PFS’nin iyileştirilmesi amacına ulaşılmıştır. Gözlenen tehlike oranı (HR) palbosiklib ile letrozol lehine 0,576 (%95 güven aralığı [GA]: 0,46-0,72) ve kademeli log-sıra testi 1-yönlü p değeri <0,000001 olmuştur. 15 aylık bir ek izlemeden sonra birincil ve ikincil sonlanım noktalarının güncellenmiş bir analizi yapılmıştır (veri kesim tarihi: 31 Mayıs 2017). Toplam 405 PFS olayı gözlenmiştir; sırasıyla
Tablo 6, araştırıcı ve bağımsız inceleme değerlendirmesine göre, PALOMA 2 çalışmasının birincil ve güncellenmiş analizlerine dayanan etkililik sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 6. PALOMA 2 (tedavi amaçlı popülasyon) – Birincil ve güncellenmiş veri kesim tarihine göre etkililik sonuçları
Birincil Analiz
(26 Şubat 2016 Veri Kesmi)
Güncellenmiş Analiz
(31 Mayıs 2017 Veri Kesmi)
REAMPLA ile Letrozol (N = 444)
Plasebo
ile Letrozol (N = 222)
REAMPLA ile Letrozol (N = 444)
Plasebo
ile Letrozol (N = 222)
Bağımsız değerlendirmeye göre progresyonsuz sağkalım
Olay sayısı (%)
160 (72,1)
Ortanca PFS [ay (% 95 GA)]
24,8 (22,1-NE)
14,5 (12,3-17,1)
Tehlike Oranı [(% 95 GA) ve p-değeri]
0,576 (0,463-0,718), p<0,000001
0,563 (0,461-0,687), p<0,000001
Bağımsız değerlendirmeye göre progresyonsuz sağkalım
Olay sayısı (%)
Ortanca PFS [ay (% 95 GA)]
19,3 (16,4-30,6)
35,7 (27,7-38,9)
19,5 (16,6-26,6)
Tehlike oranı (% 95 GA) ve tek yönlü p değeri
0,653 (0,505-0,844), p=0,000532
0,611 (0,485-0,769), p=0,000012
OY* [% (% 95 GA)]
46,4 (41,7-51,2)
38,7 (32,3-45,5)
OY* ölçülebilir hastalık [% (% 95 GA)]
60,7 (55,2-65,9)
49,7 (42,0-57,4)
KYY* [% (% 95 GA)]
85,8 (82,2-88,9)
71,2 (64,7-77,0)
N=Hasta sayısı; GA=Güven aralığı; TE=Tahmin edilemez; OY=Objektif yanıt; KYY=Klinik yarar yanıtı; PFS=Progresyonsuz sağkalım
* İkincil sonlanım noktalarının sonuçları RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış yanıtlara dayanmaktadır.
31 Mayıs 2017 veri kesim tarihine dayalı olarak PFS için Kaplan-Meier eğrisi Şekil 1’de gösterilmektedir.
Şekil 1.
Kaplan-Meier progresyonsuz sağkalım grafiği (araştırıcının değerlendirmesi, tedavi amaçlı popülasyon) – PALOMA-2 çalışması (31 Mayıs 2017)
palbociclib+letrozole
plasebo+letrozol placebo+letrozole
0 3 6 9 12 15 18 21 24 27 30 33 36 39 42 45 48
Risk altındaki hasta sayısı Number of patients at risk Süre (Ay) Time (Month)
PAL+LET 444 394 359 327 294 262 239 221 204 192 164 146 83 26 5 2 0
PBO+LET 222 170 147 129 114 97 80 73 61 55 45 37 26 5 2 2 2
PAL=Palbosiklib; LET=Letrozol; PCB=Plasebo.
Tedavi etkisinin iç tutarlılığını araştırmak için prognostik faktörlere ve başlangıç özelliklerine göre önceden belirlenmiş bir dizi alt grup PFS analizi yapılmıştır. Ayrıştırma faktörlerine ve başlangıç özelliklerine göre tanımlanan ayrı hasta alt gruplarında hastalık progresyonu ve ölüm riskinde palbosiklib ile letrozol kolu lehine bir azalma gözlenmiştir.
31 Mayıs 2017 veri kesim tarihine göre, riskteki bu düşüş şu alt gruplarda gözlenmeye devam etmiştir: (1) viseral metastazları olan hastalarda (HR= 0,62 [%95 GA: 0,47-0,81], ortanca PFS [mPFS] 19,3 aya karşılık 12,3 ay) ya da viseral metastazı olmayan hastalarda (HR= 0,50 [%95 GA: 0,37-0,67], mPFS 35,9 aya karşılık 17,0 ay) ve (2) yalnızca kemikte hastalığı olan hastalarda (HR= 0,41 [%95 GA: 0,26-0,63], mPFS 36,2 aya karşılık 11,2 ay) ya da hastalığı yalnızca kemikte olmayanlarda (HR= 0,62 [%95 GA: 0,50-0,78], mPFS 24,2 aya karşılık 14,5 ay) belirgin olmuştur. Benzer şekilde, immünohistokimya (IHC) ile tümörlerinde Rb proteini ekspresyonunun pozitif olduğu gösterilen 512 hastada hastalık progresyonu ve ölüm riskinde palbosiklib ile letrozol kolu lehine bir azalma gözlenmiştir (HR =0,543 [%95 GA: 0,433-0,681], mPFS 27,4 aya karşılık 13,7 ay). IHC ile tümörlerinde Rb ekspresyonu negatif olan 51 hastada tedavi kolları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı olmamıştır; palbosiklib ile letrozol koluna karşılık plasebo ile letrozol kolu sırasıyla (HR =0,868 [%95 GA: 0,424-1,777], mPFS 23,2 aya karşılık 18,5 ay).
31 Mayıs 2017 güncellenmiş veri kesim tarihine göre, viseral hastalık olan ve olmayan hasta alt gruplarında değerlendirilen ek etkililik ölçümleri (OY ve İlk tümör yanıtına kadar geçen süre (TYKGS)) Tablo 7’de gösterilmektedir.
Tablo 7. PALOMA–2 çalışmasından viseral ve viseral dışı hastalıkta etkililik sonuçları (tedavi amaçlı popülasyon; 31 Mayıs 2017 veri kesim tarihi)
Viseral hastalığı
Viseral dışı hastalık
REAMPLA ile letrozol
(N=214)
Plasebo
ile letrozol (N=110)
REAMPLA ile letrozol
(N=230)
Plasebo
ile letrozol (N=112)
OY [% (% 95
GA)]
59,8
(52,9-66,4)
46,4
(36,8-56,1)
36,1
(29,9-42,7)
31,3
(22,8-40,7)
TYKGS, Ortanca
[ay
(aralık)]
5,4
(2,0-30,4)
5,3
(2,6-27,9)
3,0
(2,1-27,8)
5,5
(2,6-22,2)
N=Hasta sayısı; GA=Güven aralığı; OY= RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış objektif yanıtlar; TYKGS=İlk tümör yanıtına kadar geçen süre.
Güncellenen analizler sırasında, randomizasyondan takip eden ikinci tedaviye kadar geçen medyan süre palbosiklib ile letrozol kolunda 38,8 ay ve plasebo ile letrozol kolunda 28,8 ay, HR=0,73 (%95 GA: 0,58-0,91) olmuştur.
PALOMA-2 çalışmasının final genel sağkalım (GS) analizinin sonuçları Tablo 8’de sunulmaktadır. 90 aylık medyan takip süresinden sonra nihai GS sonuçları istatistiksel olarak anlamlı değildir. GS’nin Kaplan-Meier grafiği Şekil 2’de gösterilmiştir.
Tablo 8.
PALOMA-2 (tedavi amaçlı popülasyon) – Final genel sağkalım sonuçları
Final Genel Sağkalım
(15 Kasım 2021 veri kesim tarihi)
Plasebo
ile letrozol (N=222)
Olay sayısı (%)
Takip sürecinde kalan hasta sayısı (%)
Tehlike oranı (%95 GA) ve p değeri†
GA=Güven aralığı
* İstatistiksel olarak anlamlı değil.
† Randomizasyon doğrultusunda hastalık yerine (viseral vs. viseral olmayan) göre katmanlandırılmış log-rank testinden elde edilen çift taraflı p değeri
Şekil 2. Kaplan-Meier sağkalım grafiği (araştırıcı değerlendirmesi) – PALOMA-2
çalışması
100 palbosiklib+letrozol
90 placebo+letrozole plasebo+letrozol
Overall Survival Probability (%)
80
Genel Sağkalım Olasılığı (%)
70
60
50
40
30
20
10
0
0 12 24 36 48 60 72 84 96 108
Risk altındaki hasta sayısı Number of patients at risk Time (Month) Süre (Ay)
PAL+LET PAL+LET 444 400 325 280 222 174 145 128 13 0
PCB+LET PBO+LET 222 203 168 126 95 72 60 53 4 0
PAL=Palbosiklib; LET=Letrozol; PCB=Plasebo.
Randomize Faz 3 Çalışma PALOMA-3: fulvestrant ile kombine REAMPLA
Menopoz durumundan bağımsız olarak, daha önce (neo) adjuvan ya da metastatik çerçevede
verilen endokrin tedaviden sonra hastalığı ilerlemiş HR-pozitif, HER2-negatif, küratif amaçlı
rezeksiyon ya da radyasyon tedavisi yapılamayan lokal olarak ilerlemiş ya da metastatik meme
kanseri hastası kadınlarda yapılan uluslararası, randomize, çift kör, paralel gruplu, çok merkezli
bir çalışmada fulvestrant ile kombine palbosiklibin etkililiği fulvestrant artı plasebo kullanımı
ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
İleri evre hastalık için adjuvan endokrin tedavi sırasında ya da tamamlandıktan sonra 12 ay
içinde ya da önceki endokrin tedavi sırasında ya da tamamlandıktan sonra 1 ay içinde
progresyon göstermiş toplam 521 premenopozal/perimenopozal ve postmenopozal dönemdeki
kadın 2:1 oranında palbosiklib ile fulvestrant koluna ya da plasebo ile fulvestrant koluna
randomize edilmiş; önceki hormonal tedaviye belgelenmiş duyarlılık, çalışmaya girişte
menopoz durumu (premenozal/perimenopozal duruma karşılık postmenopozal durum) ve
viseral metastazlarının varlığına göre gruplandırılmıştır. Premenopozal/perimenopozal kadınlar
LHRH agonisti goserelin kullanmıştır. İleri evre/metastatik, semptomatik, viseral yayılmış
hastalığı olan, kısa sürede yaşamı tehdit edici komplikasyon yaşama riski bulunan (masif,
kontrolsüz efüzyonları [plevral, perikardial, peritoneal], pulmoner lenfanjiti ve % 50 üzerinde
karaciğer tutulumu olan hastalar dâhil) hastalar çalışmaya alınmak için uygun bulunmamıştır.
Hastalar, hangisi daha önce olursa nesnel hastalık progresyonuna, semptomatik kötüleşmeye,
kabul edilemez toksisite gelişimine, ölüme, ya da olurun geri çekilmesine kadar atandıkları
tedaviyi almaya devam etmiştir. Tedavi kolları arasında çapraz geçişe izin verilmemiştir.
Hastaların başlangıçtaki demografik özellikleri ve prognostik özellikleri palbosiklib artı
fulvestrant kolu ile plasebo artı fulvestrant kolları arasında uyumlu şekilde eşleştirilmiştir. Bu
hastaların çoğunluğu beyaz ırktandı, önceki hormonal tedaviye duyarlıydı ve postmenopozal
dönemdeydi. Ortalama %20 hasta pre/perimenopozaldi. Tüm hastalar daha önce sistemik tedavi almıştı ve her bir tedavi kolundaki hastaların çoğunluğu primer tanıları için daha önce bir kemoterapi almıştı. Hastaların yarısından çoğunda (%62) bir ECOG PS=0 ve %60’ında viseral metastazlar vardı ve %60’ı primer tanıları için birden fazla hormonal tedavi rejimi almışlardı.
Çalışmanın birincil sonlanım noktası, (RECIST) 1.1’e göre araştırıcının değerlendirildiği PFS olmuştur. Destekleyici PFS analizleri Bağımsız Merkezi Radyolojik Değerlendirmeye dayanmıştır. İkincil etkililik sonlanım noktaları OY, KYY, genel sağkalım (OS), güvenlilik ve ağrı sonlanım noktasında kötüleşmeye kadar geçen süreyi (TTD) kapsamıştır.
Çalışma, planlanan PFS olaylarının %82’si üzerinden yapılan ara analizde araştırıcının değerlendirdiği PFS’nin uzaması olan birincil hedefine ulaşmıştır. Sonuçlar önceden belirlenmiş Haybittle-Peto etkililik sınırını geçerek (α=0,00135), PFS’de istatistiksel olarak anlamlı bir uzama ve klinik olarak anlamlı bir tedavi etkisi göstermiştir.
Etkililik verilerinin daha ileri bir güncellemesi Tablo 9’da verilmektedir.
Ortalama 45 aylık bir takip süresinden sonra, final genel sağkalım (OS) analizi 310 olaya (randomize hastaların 60%’ı) dayalı olarak gerçekleştirildi. Palbosiklib artı fulvestrant kolundaki medyan OS’de plasebo artı fulvestrant koluna kıyasla 6,9 aylık bir fark gözlenmiştir; bu sonuç 0,0235 (tek taraflı) olarak belirlenen anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Plasebo artı fulvestrant kolunda randomize edilen hastaların 15,5%’i, progresyon sonrası tedavi olarak palbosiklib ve diğer CDK inhibitörlerinden kullanmıştır.
Araştırıcı tarafından değerlendirilen PALOMA-3 çalışmasının PFS ve final OS sonuçları Tablo 9’da, ilgili Kaplan-Meier eğrisi Şekil 3 ve 4’te gösterilmektedir.
Tablo 9. Etkililik sonuçları – PALOMA-3 çalışması (Araştırıcının değerlendirmesi tedavi amaçlı popülasyon
Güncellenmiş analiz
(23 Ekim 2015 veri kesmi)
REAMPLA ile fulvestrant (N=347)
Plasebo ile fulvestrant (N=174)
Progresyonsuz sağkalım (PFS)
Olay sayısı (%)
200 (57,6)
133 (76,4)
Ortanca [ay (%95 GA)]
11,2 (9,5-12,9)
4,6 (3,5-5,6)
Tehlike oranı (%95 GA) ve p değeri
0,497 (0,398-0,62), p<0,000001
İkincil etkililik sonlanım noktaları
OY [% (%95 GA)]
26,2 (21,7-31,2)
13,8 (9-19,8)
OY (ölçülebilir hastalık)[% (%95 GA]
33,7 (28,1-39,7)
17,4 (11,5-24,8)
KYY[% (%95 GA)]
68 (62,8-72,9)
39,7 (32,3-47,3)
Final genel sağkalım (OS)
(Veri kesim tarihi 13 Nisan 2018)
Olay sayısı (%)
201 (57,9)
109 (62,6)
Ortanca [ay (%95 GA)]
34,9 (28,8 – 40,0)
28,0 (23,6 -34,6)
Tehlike oranı (%95 GA) ve p değeri
0,814 (0,644 – 1,029)
p=0,0429†*
KYY=Klinik yarar yanıtı; GA=Güven aralığı; N=Hasta sayısı; OY=Objektif yanıt;
İkincil sonlanım noktalarının sonuçları RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
† Viseral metastatik ve önceden endokrin tedavisine duyarlı olan yanıtlardan randomizasyon aracılığı ile log-rank testinden elde edilmiş tek taraflı p değeri
Şekil 3. Kaplan-Meier progresyonsuz sağkalım grafiği (araştırıcı değerlendirmesi,
tedavi amaçlı popülasyon) – PALOMA-3 çalışması (Veri kesim tarihi 23 Ekim 2015)
Progresyonsuz Sağkalım Olasılığı (%)
Süre (Ay)
PAL+FUL
PCB+FUL
FUL=Fulvestrant; PAL=Palbosiklib; PCB=Plasebo.
Stratifikasyon faktörlerine ve başlangıç özelliklerine göre tanımlanan tüm hasta alt gruplarında, palbosiklib ile fulvestrant kolunda hastalık progresyonu ve ölüm riskinde azalma gözlenmiştir. Bu durum, premenopozal/perimenopozal kadınlarda (HR=0,46 [%95 GA: 0,28-0,75]) ve postmenopozal kadınlarda (HR = 0,52 [%95 GA: 0,4-0,66]) ve viseral metastatik hastalığı olan hastalarda (HR =0,5 [%95 GA: 0,38-0,65]) ve viseral metastazları olmayan hastalarda (HR = 0,48 [%95 GA: 0,33-0,71]) belirgin olmuştur.
Ayrıca metastatik hastalık için önceki tedavi basamaklarından bağımsız olarak fayda gözlenmiştir; tedavi basamağı 0 (HR=0,59 [%95 GA: 0,37-0,93]), 1 (HR=0,46 [%95 GA: 0,32-0,64]), 2 (HR=0,48 [%95 GA: 0,3-0,76]) ya da ≥3 (HR = 0,59 [%95 GA: 0,28-1,22]).
Şekil 4. Kaplan-Meier genel sağkalım grafiği (araştırıcı değerlendirmesi, tedavi amaçlı popülasyon) – PALOMA-3 çalışması (Veri kesim tarihi 13 Nisan 2018)
Genel Sağkalım Olasılığı (%)
Overall Survival Probability (%)
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
24 30
Time (Month)
36
54
Number of patients at risk Risk altındaki hasta sayısı
PAL+FUL PAL+FUL 347 321 286
PCB+FUL PBO+FUL 174 155 135
247
115
126
43
17
7
0
0
209
86
165
68
FUL=Fulvestrant; PAL=Palbosiklib; PCB=Plasebo.
Viseral hastalık olan ve olmayan hasta alt gruplarında değerlendirilen ek etkililik ölçümleri (OY ve ilk tümör yanıtına kadar geçen süre (TYKGS)) Tablo 10’da gösterilmektedir.
Tablo 10. PALOMA–3 çalışmasının viseral ve viseral olmayan hastalıkta etkililik sonuçları (tedavi amaçlı popülasyon)
İç Organ Hastalığı
İç Organ Dışı Hastalık
REAMPLA
ile fulvestrant (N=206)
Plasebo
ile
fulvestrant (N=105)
REAMPLA ile
fulvestrant (N=141)
Plasebo
ile
fulvestrant (N=69)
OY [%, (%95 GA)]
35,0
(28,5-41,9)
13,3
(7,5-21,4)
13,5
(8,3-20,2)
14,5
(7,2-25)
TYKGS, Ortanca [ay (aralık)]
3,8
(3,5-16,7)
5,4
(3,5-16,7)
3,7
(1,9-13,7)
3,6
(3,4-3,7)
N=Hasta sayısı; GA=Güven aralığı; OY= RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış objektif yanıtlar; TYKGS=İlk tümör yanıtına kadar geçen süre.
Hasta tarafından bildirilen semptomlar Avrupa Kanser Araştırması ve Tedavisi Örgütü (EORTC) yaşam kalitesi anketi (QLQ)-C30 ve Meme Kanseri Modülü (EORTC QLQ-BR23) kullanılarak değerlendirilmiştir. Palbosiklib ile fulvestrant kolunda toplam 335 hasta ve tek başına fulvestrant kolunda 166 hasta başlangıçta ve başlangıçtan sonra en az bir ziyarette anketi doldurmuştur.
Kötüleşmeye kadar geçen süre, başlangıç ve başlangıca göre ağrı semptom skorlarında ≥10 puan artış olması arasında geçen süre olarak önceden tanımlanmıştır. Fulvestranta palbosiklibin eklenmesi; plasebo artı fulvestrant ile karşılaştırıldığında ağrı semptomunda Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Palbosiklibin farmakokinetiği, ileri meme kanseri hastalarını içeren solid tümörlü hastalarda ve sağlıklı kişilerde karakterize edilmiştir.
Emilim:
Palbosiklibin Cmaks değeri genellikle oral uygulamayı izleyen 4 ila 12 saat arasında (maksimum konsantrasyona erişme zamanı, Tmaks) gözlenmiştir. REAMPLA’nın oral 125 mg dozundan kullanımdan sonraki ortalama mutlak biyoyararlanımı %46’dır. 25 mg ile 225 mg doz aralığında, EAA ve Cmaks genellikle doz ile doğru orantılı olarak artmaktadır. 8 gün boyunca tekrar edilen günde bir defa doz alınmasının ardından kararlı duruma erişilmiştir. Tekrar edilen günde bir uygulama ile palbosiklib, 2,4’lük (1,5-4,2 aralığı) bir medyan birikim oranıyla birikmiştir.
Gıda etkisi:
REAMPLA tabletlerin gece boyu açlık koşulları sonrası uygulanmasına kıyasla palbosiklib EAAinf ve Cmaks değerleri; yüksek-yağlı, yüksek kalorili (yaklaşık 800-1000 kalori; sırasıyla 150, 250 ve 500-600 kalori protein, karbonhidrat ve yağdan) gıdalarla verilmesi durumunda sırasıyla %22 ve %26; orta-yağlı, standart kalorili (yaklaşık 500-700 kalori; sırasıyla 75-105, 250-350, 175-245 kalori protein, karbonhidrat ve yağdan) gıdalarla verilmesi durumunda sırasıyla %9 ve %10 artmıştır. Bu sonuçlara göre, palbosiklib tablet, yemeklerle birlikte veya ayrı olarak alınabilir.
Dağılım:
Palbosiklibin insan plazması proteinlerine in vitro bağlanması, konsantrasyondan bağımsız olarak yaklaşık %85 oranındadır. Karaciğer fonksiyonundaki kötüleşme artışı ile in vivo olarak insan plazmasında palbosiklibin ortalama serbest fraksiyonu (fu) kademeli olarak artmıştır. Böbrek fonksiyonundaki kötüleşme ile in vivo insan plazmasındaki ortalama palbosiklib fu’da belirgin bir eğilim gözlenmemiştir. In vitro olarak, palbosiklibin insan hepatositlerinin içine alınması başlıca pasif difüzyon yoluyla olmuştur. Palbosiklib OATP1B1’in ya da OATP1B3’ün bir substratı değildir.
Biyotransformasyon:
In vitro ve in vivo çalışmalar, palbosiklibin insanlarda büyük ölçüde hepatik metabolizmaya uğradığını göstermiştir. 125 mg [14C] palbosiklibin 125 mg tek dozunun insanlara oral yolla uygulanmasının ardından, palbosiklib için majör primer metabolik yolaklar oksidasyon ve sülfonasyon olmuştur. Açilasyon ve glukuronidasyon ise minör yolaklar olarak katkı sağlamıştır. Palbosiklib, plazmada dolaşan ve ilaç kaynaklı en büyük madde olarak bulunmuştur.
Ürünün büyük çoğunluğu metabolitler şeklinde atılmıştır. Palbosiklibin sülfamik asit konjugatı, uygulanan dozun %25,8’ini oluşturan ve dışkıda bulunan ana ilaç-ilişkili bileşen olarak saptanmıştır. İnsan hepatositleri ile gerçekleştirilen in vitro çalışmalarda, karaciğer sitozolik ve S9 fraksiyonları ve rekombinant SULT enzimleri, esas olarak CYP3A’nın ve SULT2A1’in palbosiklib metabolizmasında yer aldığını ortaya koymuştur.
Eliminasyon:
İleri meme kanseri hastalarında palbosiklibin görünür oral klirensinin (CL/F) geometrik ortalaması 63 L/saat ve plazma eliminasyon yarılanma ömrü 28,8 saat olmuştur. Tek doz oral [14C] palbosiklib verilen 6 sağlıklı erkek gönüllüde, toplam uygulanan radyoaktif dozun
dozun %17’si ise idrar yoluyla geri kazanılmıştır. Dışkı ve idrarda değişmemiş palbosiklib atılımı sırasıyla %2 ve %7 oranında olmuştur.
In vitro olarak klinik konsantrasyonlarda palbosiklib bir CYP1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2C19 ve 2D6 inhibitörü değildir ve CYP1A2, 2B6, 2C8 ve 3A4 indükleyicisi değildir.
In vitro değerlendirmeler klinik konsantrasyonlarda pablosiklibin organik anyon taşıyıcısı (OAT)1, OAT3, organik katyon taşıyıcısı (OCT)2, organik anyon taşıyıcısı polipeptid (OATP)1B1, OATP1B3 ve safra tuzu atım pompasının (BSEP) etkileri üzerinde inhibisyon potansiyelinin düşük olduğunu göstermektedir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
25 mg ile 225 mg doz aralığında, EAA ve Cmaks genellikle doz ile doğru orantılı olarak artmaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş, Cinsiyet ve Vücut Ağırlığı:
Kanser hastası 183 kişide (yaşları 22 ile 89 arasında ve vücut ağırlıkları 38 ile 123 kg arasında değişen 50 erkek ve 133 kadın hasta) yapılan bir popülasyon farmakokinetik analizine göre cinsiyetin maruz kalınan palbosiklib seviyesine etkisi bulunmamıştır ve yaş ve vücut ağırlığının maruz kalınan palbosiklib seviyesine klinik olarak önemli bir etkisi yoktur.
Pediyatrik Popülasyon:
REAMPLA’nın farmakokinetiği, değerlendirilmemiştir.
üzerinde
Karaciğer yetmezliği
Farklı derecelerde karaciğer yetmezliği olan hastalarda yapılan bir farmakokinetik çalışmadan elde edilen veriler, normal karaciğer fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında maruz kalınan serbest palbosiklib seviyesinin (serbest EAAinf) hafif karaciğer yetmezliği olan gönüllülerde %17 (Child-Pugh sınıf A) düştüğü ve orta (Child-Pugh sınıf B) ve ciddi (Child-Pugh sınıf C) karaciğer yetmezliği olan hastalarda sırasıyla %34 ve %77 arttığını göstermiştir. Normal karaciğer fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında maruz kalınan serbest palbosiklibin pik seviyesi (serbest Cmaks) hafif, orta ve ciddi karaciğer yetmezliğinde sırasıyla %7, %38 ve %72 artmıştır. Ek olarak Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) sınıflamasına göre hafif karaciğer yetmezliği [total bilirubin ≤ Normalin Üst Sınırı (NÜS) ve Aspartat Aminotransferaz (AST) > NÜS ya da total bilirubin >1-1,5 × NÜS ve herhangi bir seviyede AST] olan 40 hastayı da kapsayan 183 ileri evre kanser hastasından oluşan bir popülasyonda yapılan farmakokinetik analize göre, hafif karaciğer yetmezliğinin palbosiklibin farmakokinetiği üzerinde etkisi bulunmamıştır.
Böbrek yetmezliği
Farklı derecelerde böbrek yetmezliği olan gönüllülerde yapılan bir farmakokinetik çalışma verileri, normal böbrek fonksiyonuna (CrCl ≥90 mL/dakika) sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında, hafif (60 mL/dakika≤CrCl<90 mL/dakika), orta (30 mL/dakika≤CrCl<60 mL/dakika) ve ciddi (CrCl <30 mL/dakika) böbrek yetmezliği olan hastalarda maruz kalınan toplam palbosiklib seviyesinin (EAAinf) sırasıyla %39, %42 ve %31 arttığını göstermiştir. Normal böbrek fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında maruz kalınan palbosiklibin pik seviyesi (Cmaks) hafif, orta ve ciddi böbrek yetmezliğinde
farmakokinetik analizine göre hafif ve orta böbrek yetmezliğinin palbosiklibin farmakokinetiği üzerinde etkisi bulunmamıştır. Palbosiklibin farmakokinetiği hemodiyaliz gerektiren hastalarda incelenmemiştir.
Etnik köken
Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir farmakokinetik çalışmasında, tek bir oral dozdan sonra Asyalı olmayan gönüllülerle karşılaştırıldığında palbosiklibin EAAinf ve Cmaks değerleri Japon hastalarda sırasıyla %30 ve %35 daha yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte bu bulgu, Japon ya da Asyalı meme kanseri hastalarında yapılan sonraki çalışmalarda birden fazla doz verildikten sonra tutarlı bir şekilde tekrarlanmamıştır. Asyalı ve Asyalı olmayan popülasyonlardaki kümülatif farmakokinetik, güvenlilik ve etkililik verilerin analizine göre, Asya ırkı için doz ayarlaması yapılmasının gerekmediği değerlendirilmektedir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Tekli ve/veya tekrarlayan dozların takibinde, primer hedef organ bulguları arasında sıçanlarda ve köpeklerde hematolenfopoietik ve erkek üreme organı üzerinde ve sadece sıçanlarda kemik ve aktif olarak büyüyen kesici dişler üzerindeki etkileri bulunmuştur. Bu sistemik toksik etkiler genel olarak EAA’ya göre klinik dozlarda maruz kalınan seviyelerde görülmüştür. Hematopoietik, erkek üreme sistemleri ve kesici dişler üzerindeki etkilerin kısmen ya da tamamen geri döndüğü gözlenmiş, 12 haftalık bir süreyle doz uygulanmadığında kemik etkisinin geri dönüşlü olduğu gösterilememiştir. Ek olarak, telemetrik olarak takip edilen köpeklerde Cmaks’a göre insanda klinik olarak maruz kalınan seviyelerin 4 katı seviyelerde kardiyovasküler etkiler (QTc uzaması, kalp atım hızında azalma ve RR aralığında ve sistolik kan basıncında artış) belirlenmiştir.
Karsinojenite
Palbosiklib, 6 aylık bir transgenik fare ve 2 yıllık bir sıçan çalışmasında karsinojenisite açısından değerlendirilmiştir. Palbosiklib, transgenik farelerde 60 mg/kg/gün dozuna kadar karsinojenisite açısından negatif bulunmuştur (Etki gözlenmeyen düzey [NOEL] EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık 11 katı). Palbosiklib ile ilişkili neoplastik bulgular arasında 30 mg/kg/gün dozda erkek sıçanların merkezi sinir sisteminde mikroglial hücre tümörlerinin sıklığında artışı içermekte olup; dişi sıçanlarda 200 mg/kg/gün’e kadar herhangi bir dozda neoplastik bulguya rastlanmamıştır. Palbosiklib ile ilgili karsinojenisite etkilerine ilişkin NOEL, erkek ve dişilerde sırasıyla 10 mg/kg/gün (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık 2 katı) ve 200 mg/kg/gün (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık 4 katı) olmuştur. Erkek sıçan neoplastik bulgularının insanlarla ilişkisi bilinmemektedir.
Genotoksisite
Bir bakteriyel ters mutasyon (Ames) analizinde palbosiklib mutajenik bulunmamıştır ve in vitro insan lenfosit kromozumu anormalliği analizinde yapısal bir kromozom anomalisini indüklememiştir.
Palbosiklib ≥100 mg/kg/gün dozlarında in vitro olarak Çin Hamsteri Over hücrelerinde ve erkek sıçan kemik iliği hücrelerinde anöjenik bir mekanizmayla mikroçekirdekleri indüklemiştir. EAA’ya göre hayvanların maruz kaldığı anöjenisite için etki gözlenmeyen düzey, insan klinik maruziyet dozları ile karşılaştırıldığında yaklaşık 7 kat yüksektir.
Fertilitenin bozulması
Palbosiklib 300 mg/kg/gün dozuna (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık üç katı) kadar test edilen herhangi bir dozda dişi sıçanlarda çiftleşme ve fertiliteyi etkilememiştir ve tekrarlayan doz toksisite çalışmasında sıçanlarda 300 mg/kg/gün ve köpekte 3 mg/kg/gün dozlarına (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin sırasıyla yaklaşık 5 ve 3 katı) kadar dişi üreme organlarında advers etki gözlenmemiştir.
Sıçanlarda ve köpeklerde saptanan klinik dışı bulgulara dayanarak palbosiklibin erkek bireylerde üreme fonskiyonunu ve fertilitesini bozma potansiyeli olduğu düşünülmektedir. Testiste, epididimde, prostatta ve seminal vezikülde palbosiklibe bağlı bulgular arasında organ ağırlığında azalma, atrofi veya dejenerasyon, hipospermi, tübül içinde hücre artıklarının birikmesi, sperm hareketliliğinde ve yoğunluğunda azalma ve sekresyonda azalma vardır. Bu bulgular, sıçanlarda ve/veya köpeklerde; EAA’ya göre insan klinik maruziyetinden sırasıyla ≥9 kat daha yüksek ya da subterapötik dozlarda gözlenmiştir. Sıçanlarda ve köpeklerde sırasıyla 4 ve 12 hafta süreyle doz uygulanmadığında erkek üreme organı üzerindeki etkilerde kısmi olarak geri dönüş gözlenmiştir. Erkek üreme organı bulgularına karşın, EAA’ya göre insan klinik maruziyetinden 13 kat daha yüksek seviyelerde erkek sıçanların çiftleşme ve fertilitesi üzerinde etki saptanmamıştır.
Gelişimsel toksisite
Palbosiklib, hücre döngüsünün düzenlenmesinde rol alan siklin bağımlı kinaz 4 ve 6’nın geri dönüşlü inhibitörüdür. Bu nedenle eğer gebelik sırasında kullanılırsa fetüsün zarar görme riski vardır. Palbosiklibin gebe hayvanlarda fetotoksik olduğu saptanmıştır. ≥100 mg/kg/gün dozlarda sıçanlarda iskelet değişikliği (yedinci servikal vertebrada kot sıklığında artış) sıklığında artış gözlenmiştir. Sıçanlarda anneye toksik olan 300 mg/kg/gün dozda (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin 3 katı) fetal vücut ağırlığında azalma gözlenirken tavşanlarda anneye toksik olan 20 mg/kg/gün dozda (EAA’ya göre insan klinik maruziyetinin 4 katı) ön bacaklarda falanksların küçük olması dahil iskelet değişiklikleri sıklığında artış gözlenmiştir. Fetüsün gerçekte maruz kaldığı seviye ve çapraz-plasenta transferi incelenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Tablet çekirdeği
Mikrokristalin selüloz (E460)
Kolloidal silikon dioksit (E551)
Krospovidon
Magnezyum stearat (E572)
Süksinik asit
Film kaplama
Hipromelloz (E464)
Titanyum dioksit (E171)
Triasetin
FD&C Mavi No.2/ İndigo karmin alüminyum lake (E132)
6.2 Geçimsizlikler
Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3 Raf ömrü
36 ay.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Nemden korumak için orijinal blister ambalajında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
7 ve 21 tablet içeren alüminyum folyo kapak materyali olan PVC/OPA/Al/PVC folyo blister.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pfizer PFE İlaçları A.Ş.
Esentepe Mah. Büyükdere Cad.
Levent 199 Blok No: 199 İç Kapı No: 106
Şişli / İstanbul
RUHSAT NUMARASI/NUMARALARI 8.
2023/304
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 08.08.2023
Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ