ARLEC 12,5 MG 28 TABLET
KULLANMA TALİMATI
ARLEC® 12.5 mg tablet
Ağız yolu ile uygulama içindir.
• Etkin madde:
Karvedilol 12.5 mg
• Yardımcı madde(ler):
Laktoz anhidröz, prejelatinize nişasta, kroskarmelloz sodyum, sodyum lauril sülfat, aerosil 200, kırmızı demir oksit (E172), magnezyum stearat.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. ARLEC® nedir ve ne için kullanılır?
2. ARLEC®’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. ARLEC® nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. ARLEC®‘in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. ARLEC® nedir ve ne için kullanılır?
ARLEC®, karvedilol adı verilen bir etkin madde içerir. Bu, “beta-blokerler” adı verilen bir gruba dahildir. ARLEC® aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır:
•Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
•Anjina (kalbiniz yeterince oksijen almadığı zaman oluşan göğüs ağrısı veya rahatsızlık)
• Kronik kalp yetmezliği
Doktorunuz ARLEC® dışında durumunuzu tedavi etmek için başka ilaçlar da verebilir.
Sayfa 1 | 8
2. ARLEC®’ i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
ARLEC®’ i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer:
•
•
•
Karvedilol veya ARLEC®’in içindekilerden herhangi birine alerjiniz varsa Astım veya başka akciğer hastalıkları sebebiyle göğsünüzde hırıltı yaşadıysanız.
Damardan verilen ilaçlar (intravenöz) ile tedavi edilen, ciddi sıvı tutulumu
yaşıyorsanız (ellerin, bileklerin ve ayakların şişmesi).
•
•
•
•
•
Karaciğer rahatsızlığınız varsa.
Kalbinizde sorun varsa (örneğin ‘kalp bloğu’ veya kalp atışının yavaşlaması). ARLEC® belli türde kalp sorunu olan kişiler için daha az uygundur.
Kan basıncınız düşükse.
Metabolik asidoz (kanınızın asit değeri yüksekse)
Böbrek üstü bezlerinizde büyüme varsa (feokromositoma)
ARLEC®’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer:
•Böbreklerinizde rahatsızlığınız varsa.
•Diyabetiniz varsa (kan şekerinin yüksek olması).
•Kontakt lens kullanıyorsanız.
•Geçmişte tiroid ile ilgili rahatsızlık geçirdiyseniz.
•Ciddi alerjik reaksiyon geçirdiyseniz (örneğin, vücudun aniden şişmesi ve bunun sonucu olarak nefes almada ve yutkunmada güçlük, ellerin, ayakların ve bileklerin şişmesi, şiddetli döküntü).
•Alerjiniz varsa ve sizi duyarlı hale getirecek tedavi alıyorsanız.
•El ve ayak parmaklarınızdaki kan dolaşımınızda sorunlar varsa (Raynaud fenomeni) •Beta bloker grubundan ilaçlar aldıktan sonra, ‘sedef’ adı verilen deri hastalığı geçirdiyseniz.
•Steven-Johnson sendromu (cildin soyulması, şişmesi, kabarcıklar ve ateş ile seyreden ciddi hastalık) ve toksik epidermal nekroliz (deri içi sıvı dolu kabarcıklarla deri soyulmaları ve doku kaybı ile seyreden ciddi hastalık) gibi ciddi deri reaksiyonları gelişmesi halinde.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
ARLEC®’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
ARLEC® su ile alınmalıdır. Kronik kalp yetmezliği hastalarında ARLEC® yiyecekle birlikte verilmelidir.
Sayfa 2 | 8
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
ARLEC®’in hamilelerde kullanımına ilişkin yeterli veri yoktur. ARLEC® gerekli olmadıkça hamilelikte kullanılmamalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
ARLEC®’in insanda süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Emzirmenin ya da ARLEC® tedavisinin kesilip kesilmeyeceği kararı, emzirmenin çocuk için yararı ile ARLEC® tedavisinin kadın için yararı dikkate alınarak verilmelidir.
Araç ve makine kullanımı
ARLEC® kullanırken, baş dönmesi yaşayabilirsiniz. Bunun, tedaviye başladığınızda veya tedavinizde değişiklik yapıldığında ve alkol tükettiğinizde görülme ihtimali daha yüksektir. Eğer baş dönmesi yaşıyorsanız, araç veya herhangi bir alet veya makine kullanmayınız. ARLEC® alırken, araba kullanmanızı, alet veya makine kullanmanızı etkileyebilecek herhangi bir sorun yaşarsanız, doktorunuza danışınız.
ARLEC®’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu ilaç laktoz içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı
intoleransınız (duyarlılığınız) olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla
temasa geçiniz.
Bu ilaç, sodyum içermektedir. Kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde
bulundurulmalıdır.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Özellikle, aşağıdaki ilaçları kullanıyorsanız doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
• İdrar söktürücüler (diüretikler), kalsiyum kanalı blokerleri (örneğin diltiazem veya verapamil) dahil olmak üzere kalbiniz ve kan basıncınızın tedavisinde kullandığınız diğer ilaçlar
•İzokarboksit ve fenelzin gibi monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) (depresyon tedavisinde kullanılır).
•İnsülin ve metformin gibi diyabet için kullanılan ilaçlar
•Klonidin (yüksek kan basıncını, migren ve menapoz sırasındaki ateş basmalarını tedavi etmek için kullanılır).
•Rifampisin (enfeksiyonların tedavisi için kullanılır)
•Simetidin (sindirim güçlüğü, mide yanması ve mide ülserlerini tedavi etmek için kullanılır)
•Siklosporin (organ nakli sonrasında kullanılır)
•Fluoksetin (depresyon tedavisi için kullanılır)
•Non steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (aspirin, indometazin ve ibuprofen gibi)
Sayfa 3 | 8
•Beta agonist bronkodilatörler (göğüste sıkışma hissi, astıma bağlı hırıltı veya diğer göğüs ile ilgili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan salbutamol ve terbutalin sülfat gibi ilaçlar)
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. ARLEC® nasıl kullanılır?
• Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
ARLEC®’i her zaman, tam olarak doktorunuzun söylediği şekilde alınız. Emin olmadığınız zaman doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Kronik kalp yetmezliği
Kalp yetmezliği için kullanıldığında, ARLEC® ile tedavinin uzman doktor tarafından başlatılması gereklidir.
Tabletleri, yemek ile birlikte almalısınız.
Normal başlangıç, iki hafta boyunca günde iki defa 3.125 mg’dır.
Doktorunuz bundan sonra, dozu yavaş yavaş haftalara yayarak günde iki defa 25 mg’a kadar yükseltecektir. Eğer kilonuz 85 kg’dan (187 lb) fazla ise, doz günde iki defa 50 mg’a kadar arttırılabilir.
İki haftadan daha fazla süre boyunca ARLEC® almayı bıraktıysanız, doktorunuz ile konuşmalısınız. Başlangıç dozuna geri dönmek gerekecektir.
Yüksek kan basıncı:
Normal başlangıç dozu, iki gün boyunca günde bir defa 12.5 mg’dır. İki gün sonra, doz, genellikle günde bir defa 25 mg’dır.
Eğer kan basıncınız kontrol altına alınmamışsa, doktorunuz dozu haftalara yayılacak şekilde yavaş yavaş 50 mg’ye kadar yükseltebilir.
Eğer yaşlıysanız, kan basıncınızın kontrol edilmesi için günde bir defa 12.5 mg’dan daha fazla ilaca ihtiyaç duymayabilirsiniz.
Angina:
Başlangıç dozu, iki gün süre ile günde iki kez 12.5 mg İki günden sonra, günde iki kez 25 mg’dır.
• Uygulama yolu ve metodu:
Her tableti bir bardak sıvı ile yutunuz.
Sayfa 4 | 8
• Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
ARLEC® 18 yaşın altındaki çocuklarda kullanım için uygun değildir.
Yaşlılarda kullanımı:
Doktorunuz başlangıç dozunuza ve uzun süreli olarak almanız gereken en iyi doza karar verecektir.Normal maksimum doz daha küçük dozlarda alınarak (dozlar bölünerek) günde bir defa 50 mg’dır.
• Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Değişik derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarla ilgili mevcut verilere göre, orta ve ağır şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol doz şemasında değişiklik önerilmez.
Karaciğer yetmezliği:
Karvedilol karaciğer yetmezliği klinik olarak belirgin olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.
Eğer ARLEC®’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla ARLEC® kullandıysanız:
Eğer kullanmanız gerekenden daha fazla ARLEC® aldıysanız veya başka biri sizin ARLEC® tabletlerinizi aldıysa doktorunuza danışınız veya hemen hastaneye gidiniz. İlaç paketini de yanınıza alınız.
Almanız gerekenden fazla tablet aldıysanız aşağıdaki etkiler oluşabilir:
•kalp atışının yavaşlaması
•baş dönmesi ve sersemlik hissi
•nefessiz kalmak
•aşırı yorgunluk.
ARLEC®’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
ARLEC®’i kullanmayı unutursanız
Bir doz almayı unutursanız, hatırladıktan sonra en kısa sürede alınız. Bununla birlikte, bir sonraki dozu alma zamanına yakınsa, kaçırılan dozu atlayınız.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Sayfa 5 | 8
ARLEC® ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Doktorunuz ile konuşmadan önce bu ilacı kullanmayı kesmeyiniz. Doktorunuz, bırakılacağı zaman ARLEC® almayı ani değil 1 ila 2 hafta içinde yavaş yavaş bırakmanızı önerecektir. Bu ilacın kullanımına dair daha başka sorularınız olursa, doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, ARLEC®’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler şu şekilde sınıflandırılır:
Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor: eldeki verilerden tahmin edilemiyor.
Çok yaygın:
•Baş dönmesi hissi
•Baş ağrısı (bu genellikle hafif düzeydedir ve tedavinizin başında görülür)
•Zayıflık ve yorgunluk hissi
•Kalp ile ilgili rahatsızlıklar. Belirtiler arasında, göğüs ağrısı, yorgunluk, nefessiz kalma ve kollar ve bacaklarda şişkinlik bulunmaktadır.
•Düşük kan basıncı. Belirtiler arasında, özellikle ayağa kalkınca baş dönmesi ve sersemlik hissi bulunmaktadır.
Yaygın:
• Bronş iltihabı, akciğer iltihabı, burun ve boğazda iltihaplanma şeklinde görülen solunum yolları iltihaplanması. Belirtiler arasında, hırıltılı ve/veya kesik kesik nefes alma, göğüs sıkışması ve boğazda ağrı bulunmaktadır.
• Boşaltım sisteminde iltihaplanma (su atılımında problem oluşturabilir)
Kırmızı kan hücrelerinde azalma (kansızlık). Belirtiler arasında, yorgun hissetme, •
soluk cilt rengi, çarpıntı hissi ve nefes almada güçlük bulunmaktadır.
•
•
•
•
•
Kilo artışı
Kolesterol düzeylerinde yükselme (kan testi ile gösterilir)
Diyabeti olan kişilerde kan şeker kontrolünün bozulması
Depresif hissetme
Kalp atışının yavaşlaması ve ayağa kalkınca baş dönmesi veya sersemlik hissi (Bu
etkilergenellikle tedavinizin başında görülür)
•Sıvı tutulumu. Belirtiler arasında örneğin el, ayak ve bacaklarda şişkinlik ve vücudunuzdaki kan miktarının artması bulunmaktadır.
•Kollar ve bacaklarda kan dolaşımı ile ilişkili rahatsızlıklar. Belirtiler arasında, el ve ayaklarda soğuma, cildin beyazlaşması, parmaklarınızda karıncalanma ve ağrı ve yürümek istediğinizde kötüleşen bacak ağrısı bulunmaktadır.
•
•
•
•
•
Nefes alma problemleri
Kendini hasta hissetme ve hasta olmak.
İshal
Görme ile ilgili sorunlar
Gözyaşının azalması sebebiyle, gözlerde kuruluk hissi
Sayfa 6 | 8
•Baş dönmesi, yorgunluk ve baş ağrısı (bu etkiler genellikle hafif düzeydedir ve tedavinizin başında görülür)
•Mide ağrısı. Belirtiler arasında kendini hasta hissetme, mide ağrısı ve ishal bulunmaktadır.
•
•
El ve ayaklarda ağrı
Böbrek problemleri (tuvalete gitme sıklığında değişikliğini de içermektedir)
Yaygın olmayan:
•Bayılma
•Uyku düzensizlikleri
•El veya ayaklarda his kaybı veya karıncalanma
•Kabızlık
•Terleme artışı
•Cilt ile ilişkili sorunlar, tüm vücudunuzu kaplayan deri döküntüleri, pütürlü döküntü (ürtiker), kaşınma hissi ve cildin kuruyarak parça parça olması
•Ereksiyon yaşamada güçlük (erektil fonksiyon bozukluğu)
•Saç dökülmesi
Seyrek:
•Kanınızdaki trombosit sayısının düşük olması. Belirtiler arasında, cildin kolay morarması ve burun kanaması bulunmaktadır.
•Burun tıkanıklığı, nefessiz kalma, soğuk algınlığı benzeri belirtiler •Ağız kuruluğu
Çok seyrek:
•Beyaz kan hücresi sayısının düşük olması. Belirtiler arasında ağız, dişeti, boyun ve akciğer enfeksiyonları bulunmaktadır.
•Kan testi ile gösterilen böbrek ile ilgili sorunlar.
•Bazı kadınlar, mesane kontrolünü sağlamakta zorlanabilirler (üriner inkontinans). Bu durum,normalde tedavi durdurulduğunda daha iyiye dönecektir.
•Akut ciddi alerjik reaksiyonlar. Belirtiler arasında, boğazın veya yüzün aniden şişmesi ve bunun sonucu olarak nefes almada ve yutkunmada güçlük, ellerin, ayakların ve bileklerin şişmesi bulunmaktadır.
•Steven-Johnson sendromu (cildin soyulması, şişmesi, kabarcıklar ve ateş ile seyreden ciddi hastalık) ve toksik epidermal nekroliz (deri içi sıvı dolu kabarcıklarla deri soyulmaları ve doku kaybı ile seyreden ciddi hastalık) gibi ciddi deri reaksiyonları.
ARLEC®, “gizli diyabet” adı verilen diyabetin hafif formuna sahip kişilerde diyabet belirtilerinin ortaya çıkmasına da neden olur.
Sayfa 7 | 8
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
5. ARLEC®‘in Saklanması
ARLEC®’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan ve nemden koruyarak saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra ARLEC®’i kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz ARLEC®’i kullanmayınız.
Ruhsat sahibi:
ALİ RAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş.
Yeşilce Mahallesi Doğa Sokak No:4
34418 Kağıthane/İstanbul
Üretim yeri:
ALİ RAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş.
İkitelli OSB Mah. 10. Cadde No:3/1A
34306 Başakşehir/İstanbul
Bu kullanma talimatı …………..onaylanmıştır.
Sayfa 8 | 8
Sayfa 9 | 8
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ARLEC® 12.5 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Karvedilol 12.5 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz anhidröz…………..62.900 mg
Kroskarmelloz sodyum…….4.500 mg
Sodyum lauril sülfat………..1.000 mg
Diğer yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Pembe renkte, bir yüzü çentikli, düzgün yuvarlak tabletlerdir.
Tablet iki eşit parçaya (6.25 mg karvedilol için) bölünebilir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Hipertansiyon
Karvedilol, esansiyel hipertansiyon tedavisinde endikedir. Tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla (kalsiyum kanal blokörleri ve diüretikler; özellikle tiyazid diüretiklerle) birlikte kullanılabilir.
Koroner kalp hastalığı
Stabil anjinanın profilaktik tedavisi için kullanılır.
Kronik kalp yetmezliği
Karvedilol, stabil, hafif, orta ve ağır kronik kalp yetmezliği tedavisinde endikedir. Genellikle Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri, diüretikler ve opsiyonel olarak dijitallerle (standart tedavi) birlikte kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Karvedilol tedavisi uzun süreli bir terapidir.
Tedavi birdenbire kesilmemeli ve kesileceği zaman da haftalar içinde gittikçe azaltılarak kesilmelidir. Bu durum özellikle aynı zamanda koroner arter hastalığı olan hastalar için önemlidir.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Esansiyel hipertansiyon:
Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde bir kez 12.5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde bir kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günde bir kez ya da ikiye bölünerek günlük maksimum doz olan 50 mg’a çıkarılabilir.
Sayfa 1 | 13
Koroner kalp hastalığı:
Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde iki kez 12.5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde iki kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günlük maksimum doz olan 100 mg’a çıkarılabilir (günde iki kez).
Semptomatik, stabil, kronik kalp yetmezliği:
Dozaj kişiye göre ayarlanmalı ve dozun artırılması sırasında bir doktor tarafından yakından izlenmelidir. Dijital, diüretik ve Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri kullanan hastalarda karvedilol tedavisine başlamadan önce bu ilaçların dozları stabilize edilmelidir.
Tedavi başlangıcında önerilen doz, 2 hafta boyunca günde iki kez 3.125 mg’dır. Bu doz tolere ediliyorsa doz, en az iki haftalık aralıklarla önce günde iki kez 6.25 mg, sonra günde iki kez 12.5 mg ve sonra da günde iki kez 25 mg’a çıkarılabilir. Doz hastanın tolere edebildiği en yüksek düzeye kadar artırılmalıdır.
Hafif, orta ya da ağır kronik kalp yetmezliği olan 85 kilogramın altındaki hastalarda önerilen maksimum doz günde iki kez 25 mg’dır. Hafif ya da orta şiddette kalp yetmezliği olan 85 kilogramın üzerindeki hastalarda önerilen maksimum doz ise günde iki kez 50 mg’dır.
Her doz artırımından önce hasta, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları açısından bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Kalp yetmezliğinde geçici kötüleşme veya sıvı retansiyonu diüretik dozu artırılarak tedavi edilmelidir; nadiren karvedilolün dozunu azaltmak ya da geçici olarak karvedilol tedavisini durdurmak gerekebilir. Karvedilol tedavisine bir haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez daha düşük dozla başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir. Karvedilol tedavisine iki haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez 3.125 mg ile başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir.
Vazodilatasyon semptomlarının tedavisinde başlangıç olarak diüretiklerin dozu azaltılmalıdır. Semptomlar devam ederse, ADE inhibitörü (eğer kullanılıyorsa) dozu düşürülebilir, bunun devamında da gerekirse karvedilol dozu azaltılabilir. Bu şartlar altında, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları stabilize oluncaya kadar karvedilol dozu artırılmamalıdır.
Uygulama şekli:
Tablet su ile alınmalıdır. Kronik kalp yetmezliği hastalarında ARLEC® yiyecekle birlikte verilmelidir.
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Değişik derecelerde böbrek disfonksiyonu (böbrek yetmezliği dahil) olan hastalarla ilgili mevcut farmakokinetik verilere göre, orta ve ağır şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol doz şemasında değişiklik önerilmez.
Karaciğer yetmezliği:
Karvedilol karaciğer disfonksiyonu klinik olarak belirgin olan hastalarda kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda (<18 yaş) güvenliliği ve etkililiği değerlendirilmemiştir.
Sayfa 2 | 13
Geriyatrik popülasyon:
Semptomatik kronik kalp yetmezliği: özel kulanım gerektirmez.
Hipertansiyon: Başlangıç dozu olarak günlük 12.5mg önerilir. Bu bazı olgularda tatminkar kontrol sağlar. Yanıt yetersiz olduğunda, doz günde bir kez ya da bölünmüş dozlarda günlük en fazla 50 mg.’a çıkarılabilir.
Anjina: Önerilen en yüksek günlük doz bölünmüş olarak verilen 50mg’dır.
4.3. Kontrendikasyonlar
Karvedilol aşağıdaki hastalarda kullanılmamalıdır:
– Karvedilol veya ilacın içerdiği diğer yardımcı bileşenlere aşırı duyarlılık – Stabil olmayan/dekompanse kalp yetmezliği
– Klinik olarak belirgin karaciğer disfonksiyonu,
– Önemli ölçüde sıvı tutulumu olan hastalar
Diğer β-blokörlerle olduğu gibi, karvedilol şu hastalarda kullanılmamalıdır: – 2. ve 3. derece AV bloğu (kalıcı pacemaker yerleştirilmediyse)
– Ağır bradikardi (<50 atım/dakika),
– Hasta sinüs sendromu (sino-atriyal blok dahil)
– Ağır hipotansiyon (sistolik kan basıncı <85 mmHg),
– Kardiyojenik şok,
– Bronkospazm ya da astım öyküsü olan hastalar
– Metabolik asidoz
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ARLEC®’in içeriğinde laktoz vardır. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
ARLEC®’in içeriğinde sodyum vardır. Kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Kronik konjestif kalp yetmezliği: Konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda, karvedilolün doz artırımı sırasında kalp yetmezliğinde kötüleşme ya da sıvı retansiyonu görülebilir. Bu durumda, diüretikler artırılmalı, klinik denge oluşuncaya kadar karvedilol dozu artırılmamalıdır. Bazen karvedilol dozunu azaltmak ya da nadir olarak ilacın kullanımını geçici olarak durdurmak da gerekebilir. Bu tür dönemler, karvedilolün sonradan başarıyla uygulanmasını engellemez. Her iki ilacın da AV iletiyi yavaşlatması nedeniyle, karvedilol dijital glikozidleri ile kombine olarak kullanıldığında dikkat edilmelidir.
Konjestif kalp yetmezliğinde böbrek fonksiyonu: Konjestif kalp yetmezliği ile birlikte düşük kan basıncı (sistolik KB <100 mm Hg), iskemik kalp hastalığı ve yaygın damar hastalığı ve/veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol tedavisiyle renal fonksiyonlarda geri dönüşlü kötüleşme saptanmıştır. Bu risk faktörlerini taşıyan konjestif kalp yetmezliği hastalarında, dozun arttırılması sırasında böbrek fonksiyonları izlenmeli ve böbrek yetmezliğinin kötüleşmesi durumunda doz azaltılmalı ya da ilaç kesilmelidir.
Kronik obstruktif akciğer hastalığı: Bronkospazm gözlenen kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) bulunan ve oral ya da inhalasyon yolu ile ilaç almayan hastalarda karvedilol ancak potansiyel yarar potansiyel riskten daha fazlaysa kullanılmalıdır. Bronkospazm eğilimi olan hastalarda, solunum yolundaki olası bir direnç artışı nedeniyle solunum distresi gözlenebilir.
Sayfa 3 | 13
Karvedilole başlangıç aşamasında ve doz artırımı sırasında hastalar yakından izlenmeli ve tedavi sırasında bronkospazm görülürse karvedilol dozu azaltılmalıdır.
Diyabet: Akut hipogliseminin erken belirti ve semptomlarının maskelenebilmesi ya da azalabilmesi nedeniyle diabetes mellitus hastalarında karvedilol kullanımında dikkatli olunmalıdır. Kronik kalp yetmezliği bulunan diyabetli hastalarda, karvedilol kullanımı kan glukozunun kontrolünü güçleştirebilir. İlacın β-blokör özellikleri nedeniyle latent diabetes mellitus belirginleşebilir, belirgin diyabet kötüleşebilir ve kan glukoz regülasyonu bozulabilir.
Periferik damar hastalığı β-blokörler arteriyel yetmezlik semptomlarını hızlandırabileceği ya da şiddetlendirebileceğinden, periferik damar hastalığı olanlarda karvedilol dikkatli kullanılmalıdır.
semptomlar
şiddetlenebileceğinden karvedilol dikkatli kulanılmalıdır.
Tirotoksikoz: β-blokör özelliği olan diğer ajanlarda olduğu gibi karvedilol de tirotoksikoz semptomlarını gizleyebilir.
Anestezi ve genel cerrahi: Genel cerrahi uygulanan hastalarda, karvedilol ve anestezik ilaçların sinerjistik negatif inotropik etkileri nedeniyle dikkatli olunmalıdır.
Bradikardi: Karvedilol bradikardiye neden olabilir. Nabız dakikada 55 atımın altına düşerse karvedilol dozu azaltılmalıdır.
Aşırı duyarlılık: β-blokörlerin alerjenlere duyarlılığı ve anafilaktik reaksiyonların derecesini artırabilmesi nedeniyle ciddi aşırı-duyarlılık reaksiyonu öyküsü olan ve desensitizasyon (duyarsızlaştırma) tedavisi uygulanan hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.
Psoriazis: β-blokörle tedaviye bağlı psoriazis öyküsü olan hastalarda karvedilol ancak yarar-risk tablosu dikkate alınarak kullanılmalıdır.
Kalsiyum kanal blokörleriyle birlikte kullanım: Verapamil ya da diltiazem türü kalsiyum kanal blokörleriyle veya diğer antiaritmik ilaçlarla birlikte karvedilol tedavisi uygulanan hastalarda, EKG ve kan basıncının dikkatle izlenmesi gerekir.
Feokromositoma: Feokromositomalı hastalarda, β-blokör kullanılmadan önce bir α-blokör uygulamasına başlanmalıdır. Karvedilol hem α-blokör, hem β-blokör farmakolojik aktivite göstermesine rağmen, bu koşullarda kullanımıyla ilgili deneyim yoktur. Bu nedenle, feokromositomadan kuşkulanılan hastalarda karvedilol uygulamasında dikkatli olunmalıdır.
Prinzmetal varyant anjina: Prinzmetal varyant anjinası bulunan hastalarda non-selektif β- blokör aktivite göğüs ağrısına neden olabilir. Karvedilolün α-blokör aktivitesi bu tür semptomları önleyebilse de, böyle hastalarda karvedilol kullanımıyla ilgili klinik deneyim yoktur. Yine de, Prinzmetal varyant anjinasından şüphelenilen hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.
Kontakt lens: Kontakt lens kullananlar gözyaşında azalma riskini gözönünde bulundurmalıdır.
Sayfa 4 | 13
Kesilme sendromu: Özellikle iskemik kalp hastalığı olanlarda, karvedilol tedavisi birdenbire kesilmemelidir. Bu hastalarda karvedilolun kesilmesi aşamalı olmalıdır (2 haftalık süre içinde).
Ciddi deri reaksiyonları (SCARs): Karvedilol kullanımına bağlı çok seyrek olarak Steven Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidermal Nekroliz (TEN) gibi ciddi deri reaksiyonları rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8. İstenmeyen etkiler). Karvedilol tedavisine bağlı olduğu düşünülen ciddi deri reaksiyonu görülen hastalarda karvedilol kullanımı derhal kesilmelidir.
Semptomatik hipotansiyon ve senkop görülebilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşmeler:
Karvedilol, P-glikoproteinin substratı olmanın yanı sıra aynı zamanda inhibitörüdür. Bu nedenle, P-glikoprotein ile taşınan ilaçların biyoyararlanımı, birlikte alınan karvedilol ile artabilir. Buna ek olarak, karvedilolün biyoyararlanımı, P-glikoproteinin indükleyicileri veya inhibitörleri ile değiştirilebilir.
CYP2D6 ve CYP2C9 inhibitörlerinin yanı sıra indükleyicileri de sistemik ve/veya presistemik karvedilol metabolizmasını stereoseçici olarak değiştirebilir ve bu da R ve S-karvedilolün artmış veya azalmış plazma konsantrasyonlarına yol açar. Hastalarda veya sağlıklı deneklerde gözlemlenen bazı örnekler aşağıda liste halinde verilmiştir ancak liste ayrıntılı değildir.
Digoksin: Digoksin ve karvedilolün birlikte uygulanmasında digoksinin konsantrasyonları %15 kadar artar. Hem karvedilol hem de kalp glikozidleri AV iletimini yavaşlatır. Karvedilole başlandığında, doz ayarlandığında ya da tedavi kesildiğinde digoksin düzeylerinin daha dikkatle izlenmesi önerilir.
İnsülin ve oral hipoglisemik ilaçlar: β- blokör etkili ilaçlar insülin ve oral hipoglisemiklerin kan şekerini düşürücü etkisini artırabilirler. Hipoglisemi belirtileri maskelenebilir veya azalabilir (özellikle taşikardi). Bu nedenle insülin ya da oral hipoglisemik kullanan hastaların kan glukozunun düzenli olarak izlenmesi önerilir.
Karaciğer metabolizması indükleyici ve inhibitörleri (CYP2D6 ve CYP2C9): Rifampisin karvedilol plazma konsantrasyonlarını yaklaşık %70 azaltır. Simetidin EAA’ı yaklaşık % 30 artırır fakat maksimum konsantrasyon (Cmaks )’da değişikliğe yol açmaz.
Rifampisin gibi karma fonksiyonlu oksidaz indükleyici alan hastalarda karvedilolün serum düzeyleri azalabileceğinden ve simetidin gibi karma fonksiyonlu inhibitörleri alanların serum düzeyleri artabileceğinden bu hastalar dikkatle izlenmelidir.
Simetidinin karvedilol düzeyleri üzerindeki etkisi düşük olduğundan herhangi bir klinik etkileşme olasılığı minimumdur.
Katekolamin-deplesyonuna neden olan ilaçlar: β-blokör özellikleri olan ilaçlarla birlikte katekolamin deplesyonuna neden olan bir ilaç (ör. rezerpin ve/veya monoamin oksidaz inhibitörleri) alan hastalar hipotansiyon ve/veya şiddetli bradikardi belirtileri açısından yakından izlenmelidir.
Sayfa 5 | 13
Siklosporin: Kronik vasküler rejeksiyon görülen 21 böbrek transplant hastası üzerinde karvedilol tedavisi sonrası ortalama siklosporin konsantrasyonlarında hafif artışlar gözlenmiştir. Hastaların yaklaşık %30’unda, siklosporin konsantrasyonlarını terapötik aralıkta tutmak amacıyla siklosporin dozunun azaltılması gerekirken diğer hastalarda herhangi bir ayarlama gerekmemiştir. Ortalamada, bu hastalarda siklosporinin dozu yaklaşık %20 azaltılmıştır. Gereken doz ayarlamasının kişiden kişiye geniş ölçüde değişkenlik göstermesi nedeniyle, siklosporin konsantrasyonlarının karvedilol tedavisine başlanmasından sonra yakından izlenmesi ve siklosporin dozunun uygun şekilde ayarlanması önerilir.
Verapamil, diltiazem ve diğer antiaritmikler: Karvedilolle kombinasyon halinde AV iletim bozuklukları riskini artırabilirler (Bkz. Kullanım İçin Özel Uyarılar ve Özel Önlemler).
Fluoksetin: Kalp yetmezliği olan 10 hastada gerçekleştirilen randomize, çapraz geçişli çalışmada, güçlü bir CYP2D6 inhibitörü olan fluoksetinin birlikte uygulanması, ortalama R(+) enantiomer AUC’sinde %77 artış ile karvedilol metabolizmasının stereoseçici inhibisyonu ile sonuçlanmıştır.
Ancak, tedavi edilen gruplar arasında advers etkiler, kan basıncı veya kalp atım hızı açısından hiçbir fark gözlenmemiştir.
Farmakodinamik etkileşmeler:
Klonidin: Klonidinin β-blokör ilaçlarla birlikte uygulanması kan basıncını ve kalp atım hızını düşürücü etkilerini potansiyalize edebilir. Klonidinin β-blokör ilaçlarla birlikte uygulandığı tedavi sonlandırılmak istendiğinde, β-blokör ajan önce kesilmelidir. Klonidin tedavisi birkaç gün sonra doz kademeli olarak düşürülerek kesilebilir.
Kalsiyum kanal blokörleri: (Bkz. Kullanım İçin Özel Uyarılar ve Özel Önlemler) Karvedilol ve diltiazem birlikte oral yolla uygulandığında izole olgularda ileti bozukluğu (nadiren hemodinamik denge bozukluğu ile birlikte) gözlenmiştir. β-blokör aktivitesi olan diğer ilaçlarda olduğu gibi, verapamil ya da diltiazem türü kalsiyum kanal blokörleri oral yoldan karvedilolle birlikte uygulandığında, EKG ve kan basıncı dikkatle izlenmelidir.
β-blokör aktivitesi olan diğer ajanlarda olduğu gibi karvedilol, birlikte uygulanan antihipertansif etkili (örn.α1 reseptör antagonistleri), ya da advers etki profilinin bir parçası da hipotansiyon olan ilaçların etkisini güçlendirebilir.
Anestezi sırasında karvedilol ve anestezik ilaçların sinerjistik negatif inotropik ve hipotansif etkilerine çok dikkat edilmesi gerekir.
NSAİ ilaçlar: Steroid yapıda olmayan antiinflamatuvar ilaçlar ile eş zamanlı kullanımı, kan basıncında artışa neden olabilir ve kan basıncı kontrolünü azaltabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon
Çocuklarda (<18 yaş) güvenliliği ve etkililiği değerlendirilmemiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’dir. 2. ve 3. trimestirde D’dir.
Sayfa 6 | 13
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Karvedilolun çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlardaki kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Karvedilolun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır.
Hayvan çalışmaları gebelik, embriyonal/fötal gelişim, doğum ve postnatal gelişim üzerindeki etkisi açısından yetersizdir (bkz bölüm 5.3). İnsandaki potansiyel risk bilinmemektedir.
Beta blokörler, plasental perfüzyonu azaltır; bu da, rahim içi fetüs ölümü ve immatür ve prematüre doğumlara neden olabilir. Buna ek olarak, fetüste ve yeni doğanda advers etkiler (özellikle hipoglisemi ve bradikardi) görülebilir. Doğum sonrası dönemde, kardiyak ve pulmoner komplikasyonlarda risk artışı olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, karvedilol ile teratojenisite oluşumuna dair sübstantif kanıt sunmamıştır.
ARLEC gerekli olmadıkça gebelikte kullanılmamalıdır (beklenen yararlar potansiyel risklerden fazla ise).
Laktasyon dönemi
Karvedilolun insanda süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvan çalışmaları karvedilol ve metabolitlerinin süte geçtiğini göstermiştir. Emzirmenin ya da ARLEC® tedavisinin kesilip kesilmeyeceği kararı, emzirmenin çocuk için yararı ile ARLEC® tedavisinin kadın için yararı dikkate alınarak verilmelidir.
Üreme yeteneği (Fertilite)
Veri bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Karvedilolün hastaların araç ya da makine kullanma becerisi üzerine etkisi konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Kişiden kişiye değişiklik gösteren reaksiyonlar (başdönmesi, yorgunluk) nedeniyle araç ve makine kullanma ya da yardımsız çalışma yeteneği bozulabilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcı, doz artımı sonrası, ilaç değişimi ve birlikte alkol kullanıldığı zamanlar için geçerlidir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Bronşit, pnömoni, üst solunum yolu enfeksiyonu, üriner sistem enfeksiyonu
Kan ve lenf sistemi hastarlıkları
Yaygın: Anemi
Seyrek: Trombositopeni
Çok seyrek: Lökopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Hipersensitivite (alerjik reaksiyon)
Sayfa 7 | 13
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Kilo artışı, hiperkolesterolemi, önceden diyabeti olan hastalarda bozulmuş kan glikoz kontrolü (hiperglisemi, hipoglisemi)
Psikiyatrik hastalıkları
Yaygın: Depresyon, depresif duygudurum
Yaygın olmayan: Uyku bozuklukları
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş dönmesi, baş ağrısı
Yaygın olmayan: Presenkop, senkop, parestezi
Göz bozuklukları
Yaygın: Görme bozuklukları, göz salgısında azalma (göz kuruması), göz iritasyonu
Kardiyak hastalıkları
Çok yaygın: Kardiyak yetmezlik
Yaygın: Bradikardi, ödem (generalize, periferal, bağımlı ve genital ödem, bacaklarda ödem dahil), hipervolemi, aşırı sıvı yüklenmesi
Yaygın olmayan: Atriyo-ventriküler blok (AV blok), anjina pektoris
Vasküler hastalıkları
Çok yaygın: Hipotansiyon
Yaygın: Ortostatik hipotansiyon, periferal dolaşım bozuklukları (soğuk ekstremiteler, periferik damar hastalığı, aralıklı topallama alevlenmesi ve Reynaud fenomeni)
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları Yaygın: Dispne, pulmoner ödem, predispoze hastalarda astım Seyrek: Nazal konjesyon, hırıltı ve grip benzeri semptomlar
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın: Bulantı, ishal, kusma, dispepsi, karın ağrısı Yaygın olmayan: Konstipasyon
Seyrek: Ağız kuruluğu
Hepato-bilier hastalıkları
Çok seyrek: Alanin aminotransferaz (ALT), Aspartat aminotransferaz (AST) ve gama glutamiltransferaz (GGT) değerlerinde yükselme
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Deri reaksiyonları (alerjik ekzantem, dermatit, terlemenin artması, ürtiker, kaşıntı, psoriatik ve liken-planus benzeri deri lezyonları) alopesi
Çok seyrek: Steven Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidermal Nekroliz (TEN) gibi ciddi deri reaksiyonları (bkz. Bölüm 4.4. Önemli kullanım uyarıları ve önlemleri)
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları Yaygın: Ekstremitelerde ağrı
Sayfa 8 | 13
Böbrek ve idrar hastalıkları
Yaygın: Böbrek yetmezliği ve yaygın damar hastalığı ve / veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrek fonksiyon bozuklukları, işeme bozuklukları
Çok seyrek: Kadınlarda idrar tutamama
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Erektil disfonksiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları Çok yaygın: Asteni (yorgunluk)
Yaygın: Ağrı
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirimleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
İntoksikasyon semptomları
Doz aşımı durumunda ağır hipotansiyon, bradikardi, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok ve kalp durması görülebilir. Ayrıca solunum problemleri, bronkospazm, kusma, bilinç bozukluğu ve jeneralize nöbetler de görülebilir.
İntoksikasyon tedavisi: Genel prosedürlerin yanı sıra, gerekirse yoğun bakım şartlarında, yaşamsal parametreler izlenmeli ve düzeltilmelidir. Aşağıdaki destekleyici tedaviler de uygulanabilir:
Hasta yatar pozisyonda olmalıdır.
Atropin: 0.5-2 mg i.v. (aşırı bradikardi için)
Glukagon: başlangıçta 1-10 mg i.v., sonra uzun süreli infüzyon olarak 2-5 mg/saat (kardiyovasküler fonksiyonu desteklemek amacıyla).
Vücut ağırlığına ve etkilerine bağlı olarak kullanılabilecek sempatomimetikler: dobutamin, izoprenalin, orsiprenalin ya da adrenalin. Pozitif inotropik etki gerekiyorsa, milrinon gibi fosfodiesteraz inhibitörleri kullanılması düşünülmelidir.
İntoksikasyon profilinde periferik vazodilatasyon öne çıkıyorsa, dolaşım koşulları sürekli izlenerek norfenefrin ya da noradrenalin verilebilir.
İlaca dirençli bradikardi durumunda ‘’pacemaker’’ uygulanmalıdır.
Bronkospazm tedavisi: Bronkospazm durumunda, β-sempatomimetikler (aerosol veya i.v.) ya da aminofilin i.v. verilmelidir.
Nöbet tedavisi: Nöbetlerde, diazepam ya da klonazepamın yavaş i.v. enjeksiyonu önerilir.
Sayfa 9 | 13
Önemli Not:
Şok semptomları görülen ağır intoksikasyonda, yeterince uzun bir süre destekleyici tedaviye devam edilmelidir, çünkü karvedilolün eliminasyon yarı-ömrünün uzaması ve daha derin kompartmanlardan yeniden dağılımı beklenebilir. Destekleyici/andidot tedavisinin süresi aşırı dozun şiddetine bağlıdır. Hastanın durumu stabilize olana kadar destekleyici tedavi sürdürülmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: α ve β adrenerjik reseptör blokörü
ATC kodu: C07AG02
Karvedilol, α1, β1 ve β2 adrenerjik reseptör blokajı özelliği olan bir adrenerjik reseptör blokörüdür. Karvedilolün organ koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Karvedilol etkili bir antioksidandır ve reaktif oksijen radikallerini ortadan kaldırır. Karvedilol rasemiktir ve hem R(+), hem S(-) izomerlerinin α1 adrenerjik reseptör blokajı ve antioksidan özellikleri vardır. Karvedilolün insan damar düz kas hücreleri üzerine antiproliferatif etkisi vardır.
Yürütülen klinik çalışmalarda kronik karvedilol tedavisi süresince oksidatif streste çeşitli parametreler ölçülerek bir azalma olduğu gösterilmiştir.
β-adrenerjik reseptör blokaj özelliği, β1 ve β2 adrenoseptörleri için non-selektif olup karvedilolün S(-) enantiomeriyle ilişkilidir. Karvedilolün intrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur ve propranolol gibi membranı stabilize edici özelliklere sahiptir. Karvedilol, renin salıverilmesini azaltan β-blokör etkisiyle renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini baskılar; dolayısıyla sıvı retansiyonu nadir görülür.
Karvedilol, selektif α1 blokajı etkisine bağlı olarak periferik damar direncini azaltır.
Karvedilol bir α1 adrenoreseptör agonisti olan fenilefrinin neden olduğu kan basıncındaki artışı azaltırken anjiyotensin II’nin neden olduğu artışı azaltmaz.
Karvedilolün lipid profili üzerine olumsuz etkisi yoktur. Yüksek yoğunluklu lipoproteinlerle düşük yoğunluklu lipoproteinler arasındaki oran (HDL/LDL) korunur.
Etkinlik
Klinik çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre:
Hipertansiyon
Karvedilol hipertansif hastalarda β-blokör etkisi ile birlikte α1 aracılığıyla gerçekleşen vazodilatör etkisiyle kan basıncını düşürür. β-blokör ajanlarla gözlendiği gibi, kan basıncında sağlanan düşüşe, birlikte gözlenen total periferik direnç artışı eşlik etmez. Kalp hızı hafifçe düşer. Hipertansiyon hastalarında renal kan akımı ve renal fonksiyon korunur. Karvedilolün atım hacmini koruduğu ve total periferik direnci azalttığı gösterilmiştir. Böbrek, iskelet kası, önkol, bacak, deri, beyin veya karotid arterler dahil olmak üzere belirli organ ve damar yataklarına gelen kan miktarı karvedilol tarafından olumsuz etkilenmez. Ekstremitelerde soğukluk ve fiziksel aktivite sırasında erken yorgunluk görülme sıklığı azalmıştır.
Sayfa 10 | 13
Karvedilolün hipertansiyon üzerindeki uzun süreli etkisi çift kör kontrollü çalışmalarda gösterilmiştir.
Koroner Kalp Hastalığı
Koroner kalp hastalığı olanlarda karvedilol, uzun süreli tedavi boyunca kalıcı anti-iskemik (total egzersiz zamanında, 1 mm ST segment depresyonuna kadar olan sürede ve anjinaya kadar olan sürede iyileşme) ve anti-anjinal etkiler göstermiştir. Akut hemodinamik çalışmalar karvedilolün anlamlı ölçüde miyokard oksijen ihtiyacını ve sempatik aşırı aktiviteyi azalttığını göstermiştir. Ayrıca karvedilol miyokard ön yük (pulmoner arter basıncı ve pulmoner kapiller wedge basıncı) ve ard yükü (total periferik direnç) azaltır.
Kronik Kalp Yetmezliği
Karvedilol tüm nedenlere bağlı mortaliteyi ve kardiovasküler nedenli hastane tedavisi ihtiyacını anlamlı oranda azaltır. Karvedilol ayrıca ejeksiyon fraksiyonunu artırır. İskemik ya da iskemik kökenli olmayan kronik kalp yetmezliği hastalarının semptomlarını iyileştirir. Karvedilolün bu etkisi doza bağımlıdır.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
Oral uygulama sonrasında, karvedilol hızla emilir. Sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 1 saat sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşılır. İnsanlarda karvedilolün mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %25’tir.
Dağılım:
Karvedilol yüksek oranda lipofilik bir bileşiktir; yaklaşık %98-99’u plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi yaklaşık 2 L/kg’dır.
Biyotransformasyon:
Karvedilolün büyük kısmı, esas olarak safrayla elimine edilen çeşitli metabolitlere dönüşür. Oral uygulamadan sonra ilk-geçiş etkisi ortalama %60-75 civarındadır. Karvedilol büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur ve temel reaksiyonlardan biri glukuronidasyondur. Fenol halkasının demetilasyon ve hidroksilasyonu ile β-reseptör blokörü aktivitesine sahip 3 metabolit ortaya çıkar. Klinik öncesi çalışmalara göre, 4′-hidroksifenol metaboliti karvedilolden 13 kat daha güçlü β-blokör etkiye sahiptir. Karvedilolle karşılaştırıldığında üç aktif metaboliti zayıf vazodilatör aktivite gösterir. İnsanda üç aktif metabolitin konsantrasyonları ana maddeden 10 kat daha düşüktür. Karvedilolün hidroksi-karbazol metabolitlerinden ikisi karvedilolden 30-80 kat daha güçlü olan aşırı potent antioksidanlardır.
Eliminasyon:
Karvedilolün ortalama eliminasyon yarı-ömrü yaklaşık 6 saattir. Plazma klerensi yaklaşık 500-700 ml/dak’dır. Ana atılım yolu feçesledir. Eliminasyon daha çok safra yoluyla olur. Küçük bir bölümü böbrekler yoluyla değişik metabolitler biçiminde elimine edilir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek bozukluğu olan hastalar:
Karvedilol ile kronik tedavi sırasında otoregülatör kan akımı korunur ve glomerüler filtrasyon değişmez.
Sayfa 11 | 13
Hipertansiyon ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, plazma seviyesi-zaman eğrisi altındaki alan, eliminasyon yarı ömrü ve maksimum plazma konsantrasyonu önemli derecede değişmez. Değişmemiş haldeki ilacın renal atılımı renal yetersizlik hastalarında azalır; ancak farmakokinetik parametrelerdeki değişiklikler fazla değildir.
Yapılan çalışmalar karvedilolün renal hipertansiyon hastalarında etkili bir ajan olduğunu göstermiştir. Aynı etkinlik, kronik böbrek bozukluğu olan veya hemodiyaliz altındaki veya renal transplantasyon sonrası hastalar için de geçerlidir. Karvedilol kan basıncında gerek diyaliz günlerinde gerekse diyaliz olmayan günlerde kademeli bir düşüşe yol açar ve kan basıncını düşürme etkisi renal fonksiyonları normal olan hastalarda gözlenenle karşılaştırılabilir düzeydedir. Karvedilol, muhtemelen plazma proteinlerine yüksek derecede bağlanması nedeniyle diyaliz membranını geçemediğinden diyaliz sırasında elimine olmaz.
Hemodiyaliz uygulanan hastalar üzerinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı çalışmalardan elde edilen sonuçlara dayanarak karvedilolün kalsiyum kanal blokörlerinden daha etkili olduğu ve daha iyi tolere edildiği sonucuna varılmıştır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalar:
Karaciğer sirozu hastalarında, ilacın sistemik yararlanımı ilk geçiş etkisindeki azalmadan dolayı %80’e kadar bir artış göstermiştir. Bu yüzden, karvedilol klinik olarak belirgin karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz.Kontrendikasyonlar).
Geriyatrik kullanım:
Karvedilolün hipertansif hastalardaki farmakokinetiği yaştan etkilenmez. Yaşlı hipertansif hastalarda yapılan bir çalışma advers olay profilinde bir fark olmadığını göstermiştir. Koroner kalp hastalığı olan yaşlı hastaların katıldığı bir başka çalışma bildirilen advers olaylarda bir fark göstermemiştir.
Pediyatrik kullanım:
18 yaş altı kişilerde farmakokinetiği hakkında veri sınırlıdır.
Diyabetik hastalar:
İnsüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında karvedilolün açlık veya post-prandiyal kan glukoz konsantrasyonu, glikozillenmiş hemoglobin A1 veya antidiyabetik ajanların doz değişimi ihtiyacı üzerinde bir etkisi görülmemiştir.
İnsüline bağımlı olmayan diyabet hastalarında karvedilolün glukoz tolerans testi üzerinde istatistiksel açıdan önemli bir etkisi olmamıştır. İnsülin duyarlılığı azalmış olan hipertansif, diyabetik olmayan hastalarda (Sendrom X), karvedilol insülin duyarlılığını iyileştirmiştir. Aynı sonuçlar insüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında da bulunmuştur.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sıçanlar ve fareler üzerinde yapılan karsinojenite çalışmalarında sırasıyla 75 mg/kg/gün ve 200 mg/kg/gün’e kadar dozlar uygulanmış (insanlar için tavsiye edilen maksimum dozun [MRHD] 38 ila 100 katı), karvedilolün karsinojenik etkisi gözlenmemiştir.
Memeliler ve memeli olmayanlarda gerçekleştirilen in vivo ve in vitro testlerde karvedilol mutajenik değildir.
Karvedilolün hamilelikte toksik olan dozlarda (MHRD ≥200 mg/kg, ≥100 katı) uygulanması fertilite bozukluklarına (zayıf çiftleşme, korpora luteada, döllenmede ve embiryonik cevapta
Sayfa 12 | 13
azalma) neden olmuştur. >60 mg/kg dozlar (MHRD’nin >30 katı) yavruların fiziksel büyümesi/gelişmesinde gecikmelere neden olmuştur. Embriotoksisite (döllenme sonrası ölümlerde artış) görülmüş, ancak sırasıyla 200 mg/kg ve 75 mg/kg dozlarda (insanlar için tavsiye edilen maksimum dozun [MHRD] 38 ila 100 katı), ilaç uygulanan sıçan ve tavşanlarda malformasyon görülmemiştir. Tüm preklinik emniyet bilgilerinin bir özeti Ekim 1999’dan Mart 2000’e kadar olan uzman raporlarında bulunabilir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz anhidröz
Prejelatinize nişasta
Kroskarmelloz sodyum
Sodyum lauril sülfat
Aerosil 200
Kırmızı demir oksit (E172)
Magnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
28 tabletlik Opak PVDC/Alüminyum blister ambalajlarda sunulmaktadır.
7. RUHSAT SAHİBİ
ALİ RAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş.
Yeşilce Mahallesi Doğa Sokak No:4
34418 Kağıthane/İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
209/69
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 27.11.2006
Ruhsat yenileme tarihi: 16.07.2013
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
Sayfa 13 | 13