MIYELEKSOR 24 MG/1,2 ML S.C. ENJEKSIYONLUK COZELTI (1 FALKON)
KULLANMA TALİMATI MİYELEKSOR 24 mg/1,2 ml S.C. enjeksiyonluk çözelti S.C. (Derialtına) enjeksiyon yoluyla uygulanır.
•Etkin maddeler: Her bir flakon 1,2 mL çözelti içinde 24 mg pleriksafor içerir. Çözeltinin her 1 mL’si 20 mg pleriksafor içerir.
•Yardımcı maddeler: Sodyum klorür, hidroklorik asit, sodyum hidroksit, enjeksiyonluk su. ▼Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Meydana gelen herhangi bir yan etkiyi raporlayarak yardımcı olabilirsiniz. Yan etkilerin nasıl raporlanacağını öğrenmek için 4. Bölümün sonuna bakabilirsiniz.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.MİYELEKSOR nedir ve ne için kullanılır?
2.MİYELEKSOR’ukullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.MİYELEKSOR nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.MİYELEKSOR’un saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.MİYELEKSOR nedir ve ne için kullanılır?
MİYELEKSOR’un her bir flakonu, 1,2 mL çözelti içinde 24 mg pleriksafor içermektedir. Enjeksiyonluk çözeltinin her mL’si 20 mg pleriksafor içermektedir.
MİYELEKSOR, cam bir flakon içinde, berrak, renksiz ya da açık sarı renkte enjeksiyonluk çözelti olarak tedarik edilmektedir. Her bir kutuda 1 adet flakon bulunmaktadır.
MİYELEKSOR, kan kök hücrelerinin yüzeyindeki bir proteini bloke eden, pleriksafor adı verilen bir etkin madde içermektedir. Bu protein, kan kök hücrelerini kemik iliğine “bağlar.” Pleriksafor, kök hücrelerin kan akışına salıverilmesini artırır (mobilizasyon). Daha sonra, kök hücreler kan bileşenlerini birbirinden ayıran bir makine (aferez makinesi) yoluyla toplanıp, nakile kadar dondurularak saklanabilir.
MİYELEKSOR lenfoma (bir akyuvar kanseri) veya multipl miyelom (kemik iliğindeki plazma hücrelerini etkileyen bir kanser) yetişkin hastalarda yeterli kan kök hücresinin toplanması için •En az bir kez granülosit (vücuttaki beyaz kan hücrelerini oluşturan hücre tiplerinden biri) koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ve sonrasında en az bir kez granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ve kemoterapi uygulanmasına rağmen yeterli kök hücrenin kan akışına salıverilmesi sağlanamaması durumunda,
•Sadece granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ile yeterli kök hücrenin kan akışına salıverilmesinin sağlanamayacağı öngörülen durumlarda en az bir kez granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ve kemoterapi uygulanmasına rağmen yeterli kök hücrenin kan akışına salıverilmesi sağlanamaması durumunda
granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) birlikte kullanılmaktadır.
2.MİYELEKSOR’u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
MİYELEKSOR’u aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer;
•Pleriksafora ya da bu ilacın içindeki yardımcı maddelere karşı alerjiniz (aşırı duyarlılığınız) varsa.
MİYELEKSOR’u aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ MİYELEKSOR kullanmadan önce doktorunuzla konuşunuz.
Şu durumlarda doktorunuza haber veriniz:
•Herhangi bir kalp sorununuz varsa ya da olduysa.
•Böbrek sorununuz varsa. Doktorunuzun dozunuzu ayarlaması gerekebilir.
•Nötrofil (bir tür beyaz kan hücresi) sayımınız yüksekse. MİYELEKSOR tedaviniz sırasında doktorunuz akyuvar sayınızı takip edecektir.
•Trombosit (kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan pulcuğu) sayınız düşükse. MİYELEKSOR tedavisi ile birlikte aferez tedavisi (kan hücrelerinin ayrıştırılması) alıyorsanız, doktorunuz trombosit sayınızı takip edecektir.
•Ayakta dururken ya da otururken baygınlık ya da sersemlik hissi geçmişiniz varsa ya da geçmişte enjeksiyon sonrası baygınlık geçirdiyseniz.
•18 yaşın altındaysanız. MİYELEKSOR’un çocuklar ve ergenler üzerindeki etkisi incelenmemiştir.
•Lösemi hastasıysanız (bir kan ve kemik iliği kanseri) MİYELEKSOR’un kök hücre
mobilizasyonu
kullanılması
önerilmemektedir.
Doktorunuz kan hücresi sayımınızı takip etmek için düzenli kan testleri yapabilir.
MİYELEKSOR, granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ile birlikte kullanıldığında tümör hücreleri kemik iliğinden salıverilerek aferez makinesinde (kan bileşenlerini birbirinden ayıran makine) toplanabilir. Ancak tek başına granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) uygulaması ile karşılaştırıldığında, MİYELEKSOR ve granülosit koloni uyarıcı faktörün (G-CSF) birlikte kullanımında salıverilen tümör hücresi sayısında artış olmadığı tespit edilmiştir.
MİYELEKSOR kullanımına bağlı olarak deride döküntü, gözlerin çevresinde şişme, nefes darlığı ya da oksijensizlik gibi alerjik reaksiyonların oluşabileceği düşünülmektedir. Bu tip reaksiyonların gözlemlendiği klinik çalışmalarda, bu belirtiler ya kendiliğinden geçmiş ya da uygun tedavi ile düzelmiştir. Ayrıca, anafilaktik şok (el, ayak, yüz ve dudakların şişmesi ya da özellikle boğazda nefes darlığına yol açacak şekilde şişmesi) dahil olmak üzere ani aşırı duyarlılık reaksiyonları vakaları bildirilmiştir. Olası alerjik reaksiyonlara karşı doktorunuz gerekli önlemleri almalıdır.
Granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ile birlikte MİYELEKSOR kullanırken sol üst karın bölgenizde ağrı ve/veya kürek kemiği ya da omuz bölgenizde ağrı yaşarsanız doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz dalağınızda herhangi bir problem olma ihtimaline karşı gerekli kontrolleri yapacaktır.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
MİYELEKSOR’un yiyecek ve içecek ile kullanılması
MİYELEKSOR deri altı yoluyla uygulandığı için, yiyecek ve içeceklerin MİYELEKSOR’u etkilemesi beklenmemektedir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
MİYELEKSOR
MİYELEKSOR’un zararlı etkileri olabileceğini göstermiştir; hamileyseniz MİYELEKSOR kullanmamalısınız.
Hamileyseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız ya da hamile kalmayı planlıyorsanız, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir.
Hamile kalabilecek yaştaysanız doğum kontrolü kullanmanız önerilmektedir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
MİYELEKSOR’un insan sütüne geçip geçmediği bilinmediği için, MİYELEKSOR kullanırken emzirmemeniz gerekmektedir.
Araç ve makine kullanımı
MİYELEKSOR baş dönmesi ve halsizliğe yol açabilir. Bu nedenle, baş dönmesi, yorgunluk ya da rahatsızlık hissediyorsanız araç kullanmayınız, dikkat gerektiren tehlikeli işler yapmayınız.
MİYELEKSOR’un içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler MİYELEKSOR her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında sodyum içermez.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
MİYELEKSOR’un diğer ilaçlarla birlikte kullanımına ilişkin bir çalışma bulunmamaktadır.
Deneysel çalışmalar pleriksaforun karaciğerde bulunan P450 CYP enzimleri ile bir etkileşimi olmadığını göstermiştir. Ayrıca karaciğer, böbrek, bağırsak, testis gibi farklı organ hücrelerinde bulunan bir taşıyıcı protein olan P-glikoptrotein ile bir etkileşiminin olmadığı tespit edilmiştir.
Non-Hodgkin lenfoma hastaları üzerinde gerçekleştirilen klinik çalışmalarda, pleriksafor ve granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) uygulamasına rituksimab (Non-Hodgkin lenfoma ve kronik lenfosit lösemi hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilaç) eklendiğinde, hastaların güvenliliği ya da CD34+ hücre verimi etkilenmemiştir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3.MİYELEKSOR nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
İlacınız bir doktor ya da hemşire tarafından enjekte edilecektir. Mobilizasyon ve aferez prosedürleri bu alanda geçerli bir deneyime sahip olan bir onkoloji-hematoloji merkeziyle işbirliği halinde gerçekleştirilmelidir.
60 yaş ve üzerindeyseniz ve/veya daha önce miyelosüpresif kemoterapi gördüyseniz ve/veya daha önce kapsamlı kemoterapi gördüyseniz ve/veya dolaşımdaki en yüksek (doruk) kök hücre sayınız 20 kök hücre/mikrolitre’den düşükse, bu durum sizde mobilazasyonun düşük olduğunu ifade eder.
Size ilk önce G-CSF, daha sonra MİYELEKSOR verilecektir.
Mobilizasyon, öncelikle G-CSF adı verilen başka bir ilaç (granülosit koloni uyarıcı faktör) verilerek başlatılacaktır. G-CSF, MİYELEKSOR’un vücudunuzda doğru işlev göstermesine yardımcı olacaktır. G-CSF ile ilgili daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, doktorunuza danışınız ve G-CSF’in kullanma talimatını okuyunuz.
Dozunuz vücut ağırlığınıza bağlı olacaktır. Vücut ağırlığınız, ilk dozunuzu almadan önceki hafta ölçülmelidir. Bu doğrultuda önerilen günlük MİYELEKSOR dozu aşağıdaki gibidir: •Kilonuz 83 kg veya daha düşük ise 20 mg sabit doz veya 0,24 mg/kg vücut ağırlığı •Kilonuz 83 kg’dan daha fazla ise 0,24 mg/kg vücut ağırlığı
Klinik çalışmalarda, MİYELEKSOR dozu vücut ağırlığınıza göre, ideal vücut ağırlığının %175’ine kadar hesaplanmıştır. İdeal vücut ağırlığının %175’inden ağır olan hastaların MİYELEKSOR dozu ve tedavisi araştırılmamıştır. İdeal vücut ağırlığı, aşağıdaki denklemlerle hesaplanabilir:
Erkek (kg): 50 + 2,3 x ((Boy (cm) x 0,394) – 60)
Kadın (kg): 45,5 + 2,3 x ((Boy (cm) x 0,394) – 60)
Uygulanacak MİYELEKSOR dozu 40 mg/gün’ü geçmemelidir. Ürünün maksimum 4 gün 0,24 mg/kg/gün dozda uygulanması gerekmektedir.
İlk dozunuzu, 4 günlük G-CSF ön tedavisinden sonra, aferezden (kan kök hücrelerinizin toplanmasından) 6 ila 11 saat önce alacaksınız. Yapılan klinik çalışmalarda tüm hastalar ilk MİYELEKSOR dozundan önce 4 gün art arda sabahları ve aferezden önce her sabah günlük 10 mikrogram/kilogram G-CSF dozu almıştır.
Tedavi art arda 2 ila 4 gün (bazı vakalarda 7 güne kadar), nakliniz için yeterli kök hücre toplanana kadar sürmektedir. Birkaç vakada, yeterli kök hücre toplanamayabilir ve toplama girişimi durdurulur.
Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.
Uygulama yolu ve metodu:
MİYELEKSOR subkütan (deri altına) enjeksiyon yoluyla verilmektedir. Her flakon tek kullanımlıktır.
MİYELEKSOR uygulanmadan önce görsel olarak kontrol edilmeli ve flakon içinde yabancı bir madde veya renk bozukluğu varsa kullanılmamalıdır. MİYELEKSOR steril bir üründür, bu sebeple size aseptik (temiz ve steril) koşullar altında uygulanacaktır.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Çocuklarda kullanımı ile ilgili deneyim sınırlıdır. MİYELEKSOR’un 18 yaşından küçük çocuklardaki güvenliliği ve etkililiği ispatlanmamıştır.
Yaşlılarda kullanımı (65 yaş üzeri hastalar):
Böbrek fonksiyonu normal olan yaşlı hastalar için doz ayarlaması gerekmemektedir. Böbrek fonksiyonunuz bozuk ise aşağıdaki “Böbrek yetmezliği” başlığına bakınız. Genel olarak, ileri yaşlarda böbrek fonksiyonlarında azalma sık görüldüğü için, yaşlıysanız doktorunuz dozunuzu seçerken dikkat edecektir.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klerensi 20-50 mL/dk olan hastaların pleriksafor dozu üçte bir oranda 0,16 mg/kg/güne düşürülmelidir. Bu doz ayarlamasıyla ilgili klinik veriler sınırlıdır.
Kreatinin klerensi 20 mL/dk’dan düşük olan hastalar için alternatif doz önerisi yapmak için veya hemodiyaliz alan hastalar için pozoloji önerisi yapmak için yeterli klinik deneyim elde edilememiştir.
Vücut ağırlığı arttıkça maruziyetin artmasına istinaden, kreatinin klerensi 50 mL/dk’dan düşükse, doz 27 mg/günü geçmemelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalar için herhangi bir doz önerisi bulunmamaktadır. Bu konuda henüz yeterli çalışma yoktur.
Eğer MİYELEKSOR’un etkisinin çok güçlü veya çok zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla MİYELEKSOR kullandıysanız:
İlacınız bir sağlık personeli tarafından uygulanacağından kullanmanız gerekenden daha fazla kullanmanız beklenmez.
MİYELEKSOR’tan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
MİYELEKSOR’u kullanmayı unutursanız
İlacınız bir sağlık personeli tarafından uygulanacağından kullanmanız gereken dozun unutulması beklenmez. Sonraki MİYELEKSOR dozunun ne zaman verileceğine doktorunuz karar verecektir. Bu konuyu doktorunuzla görüşmelisiniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
MİYELEKSOR ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Veri bulunmamaktadır. Tedavinizin ne zaman sonlandırılacağını doktorunuz belirleyecektir.
4.Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi MİYELEKSOR’un içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın 1’inden az, fakat 100 hastanın 1’inden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın 1’inden az, fakat 1.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın 1’inden az, fakat 10.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın 1’inden az görülebilir.
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Aşağıdakilerden biri olursa MİYELEKSOR’u kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •Eller, ayaklar, bilekler, yüz ve dudakların şişmesi ya da özellikle ağız veya boğazın yutmayı ve nefes almayı zorlaştıracak şekilde şişmesi belirtileri ile kendini gösteren anafilaktik şok adı verilen durum dahil ani aşırı duyarlılık tepkileri
•MİYELEKSOR aldıktan kısa süre sonra döküntü, gözlerinizin çevresinde şişme, nefes darlığı ya da oksijensizlik, otururken ya da ayaktayken sersemlik hissi, baygınlık hissi ya da baygınlık geçirirseniz
•Karnınızın (göbeğinizin) sol üst tarafında ya da sol omzunuzda ağrınız varsa
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin MİYELEKSOR’a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Çok yaygın
•İshal, bulantı, enjeksiyon bölgesinde kızarıklık ya da tahriş
Yaygın
•Baş ağrısı
•Baş dönmesi (sersemlik hali), yorgunluk hissi ya da iyi hissetmeme, halsizlik •Uykuya dalmada güçlük, uykusuzluk
•Gaz, kabızlık, hazımsızlık, kusma
•Karında ağrı, şişkinlik ya da rahatsızlık gibi belirtiler
•Ağız kuruluğu, ağız çevresinde hissizlik
•Aşırı terleme, deride yaygın kızarıklık, eklem ağrıları, kas ve kemik ağrıları
Yaygın olmayan
•Deride döküntü, gözlerinizin çevresinde şişme, nefes darlığı gibi alerjik reaksiyonlar •Anafilaktik şok adı verilen durum dahil ani aşırı duyarlılık tepkileri
•Anormal rüyalar, kabuslar
Bilinmiyor
•Dalak büyümesi (splenomegali), dalak yırtılması (splenik ruptür)
Seyrek olarak, mide bağırsak sistemi yan etkileri şiddetli olabilir (ishal, kusma, karın ağrısı ve bulantı).
Kalp krizi
Klinik çalışmalarda, kalp krizi risk faktörü olan hastalarda, pleriksafor ve G-CSF verildikten sonra yaygın olmayan sıklıkta kalp krizleri görülmüştür. Göğsünüzde rahatsızlık hissederseniz derhal doktorunuza bildiriniz.
Karıncalanma ve uyuşma
Karıncalanma ve uyuşma, kanser tedavisi gören hastalarda yaygındır. Her beş hastadan yaklaşık biri bu hisleri yaşamaktadır. Pleriksafor kullanımı sırasında bu etkiler daha sık görülmemiştir.
Vazovagal reaksiyonlar (kan basıncında hızlı düşüş, bayılma)
Klinik çalışmalarda 0,24 mg/kg ya da daha yüksek pleriksafor uygulanan gönüllülerin %1’inden azında ayakta iken kan basıncında ani düşme (ortostatik hipotansiyon) ve/veya
bayılma görülmüştür. Bu olayların büyük çoğunluğu pleriksafor uygulamasından sonraki 1 saat içinde gerçekleşmiştir.
Ayrıca, kan testlerinizdeki akyuvar (beyaz kan hücresi) sayımınızda artış (lökositoz) görülebilir.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu ya da eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5.MİYELEKSOR’un saklanması
MİYELEKSOR’u çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Flakon açıldıktan sonra, MİYELEKSOR derhal kullanılmalıdır.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra MİYELEKSOR’u kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz MİYELEKSOR’ukullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
VEM İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Maslak Mahallesi AOS 55. Sokak
42 Maslak A Blok Sit. No: 2/134
Sarıyer/İSTANBUL
Üretim yeri:
VEM İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi
Karaağaç Mah. Fatih Bulv.
No: 38 Kapaklı/TEKİRDAĞ
Bu kullanma talimatı 28/06/2024 tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
▼Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması.
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MİYELEKSOR 24 mg/1,2 ml S.C. enjeksiyonluk çözelti
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir flakon, 1,2 mL çözelti içinde 24 mg pleriksafor içermektedir. Çözeltinin her 1 mL’si 20 mg pleriksafor içermektedir.
Yardımcı madde(ler):
Sodyum klorür………..5,9 mg
Sodyum hidroksit……..y.m.
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti
Berrak, renksiz ila açık sarı arası renkte çözelti
pH değeri 6,0-7,5 ve osmolalitesi 260-320 mOsm/kg.
4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Otolog kök hücre transplantasyonu gerçekleştirmek istenen lenfoma ve multipl miyelom tanısı konmuş erişkin hastalarda,
•Sadece Granülosit Koloni Uyarıcı Faktör (G-CSF) mobilizasyonunun yeterli olacağı öngörülen hastalarda en az 1 seri 10 mikrogram/kilogram gün dozunda G- CSF uygulaması ve en az 1 seri G-CSF ve kemoterapi uygulaması ile yeterli (≥ 2 x 106/kg CD34+ hücre) kök hücre mobilizasyonu sağlanamayan hastalarda,
•Sadece G-CSF ile yeterli düzeyde kök hücre mobilizasyonu sağlanamayacağı öngörülen hastalarda en az 1 seri kemoterapi ve G-CSF uygulamasına rağmen yeterli (≥ 2 x 106/kg Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
CD34+ hücre) kök hücre mobilizasyonu sağlanamayan olgularda G-CSF ile kombine olarak endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
MİYELEKSOR tedavisi, onkoloji ve/veya hematoloji uzmanı olan bir hekim tarafından başlatılmalı ve yönetilmelidir. Mobilizasyon ve aferez prosedürleri, bu alanda geçerli deneyime sahip olan ve hematopoietik progenitör hücrelerin doğru biçimde izlenebileceği bir onkoloji-hematoloji merkeziyle işbirliği halinde gerçekleştirilmelidir.
60 yaş ve üzerinde olmak ve/veya daha önce miyelosüpresif kemoterapi görmek ve/veya daha önce kapsamlı kemoterapi görmek ve/veya dolaşımdaki en yüksek (doruk) kök hücre sayısının 20 kök hücre/mikrolitre’den düşük olması, düşük mobilizasyon belirteçleri olarak tanımlanmıştır.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Subkütan enjeksiyon yoluyla önerilen günlük pleriksafor dozu aşağıdaki gibidir:
-Kilosu ≤ 83 kg olan hastalar için 20 mg sabit doz veya 0,24 mg/kg vücut ağırlığı (bkz. Bölüm 5.2)
-Kilosu > 83 kg olan hastalar için 0,24 mg/kg vücut ağırlığı
4 günlük G-CSF ön tedavisinden sonra, her aferezin başlatılmasından 6 ila 11 saat önce subkütan enjeksiyon olarak uygulanmalıdır. Klinik çalışmalarda, pleriksafor yaygın olarak art arda 2 ila 4 (ve 7 güne kadar) ardışık gün kullanılmıştır.
Pleriksafor dozunu hesaplamak için kullanılan ağırlık, ilk pleriksafor dozundan önceki 1 hafta içinde ölçülmelidir. Klinik çalışmalarda, pleriksafor dozu hastaların vücut ağırlığına göre, ideal vücut ağırlığının %175’ine kadar hesaplanmıştır. İdeal vücut ağırlığının %175’inden ağır olan hastaların pleriksafor dozu ve tedavisi araştırılmamıştır. İdeal vücut ağırlığı, aşağıdaki denklemlerle hesaplanabilir:
Erkek (kg): 50 + 2,3 x ((Boy (cm) x 0,394) – 60)
Kadın (kg): 45,5 + 2,3 x ((Boy (cm) x 0,394) – 60)
Vücut ağırlığı arttıkça maruziyetin artmasına istinaden, pleriksafor dozu 40 mg/gün’ü geçmemelidir.
Ürünün maksimum 4 gün 0,24 mg/kg/gün dozda uygulanması gerekmektedir.
Birlikte kullanılması önerilen tıbbi ürünler pleriksafor kullanımını destekleyen pivotal klinik çalışmalarda, tüm hastalar ilk pleriksafor dozundan önce 4 gün art arda sabahları ve aferezden önce her sabah günlük 10 mikrogram/kilogram G-CSF dozu almıştır.
Uygulama şekli:
MİYELEKSOR subkütan enjeksiyon içindir. Her flakon tek kullanımlıktır.
Flakonlar uygulamadan önce görsel olarak kontrol edilmeli ve partikül madde ya da renk bozukluğu varsa kullanılmamalıdır. MİYELEKSOR steril, koruyucu içermeyen bir formülasyon olarak tedarik edildiğinden, flakonun içeriği subkütan uygulama için uygun bir enjektöre aktarılırken aseptik teknik kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 6.3).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klerensi 20-50 mL/dk olan hastaların pleriksafor dozu üçte bir oranda 0,16 mg/kg/güne düşürülmelidir (bkz. Bölüm 5.2). Bu doz ayarlamasıyla ilgili klinik veriler sınırlıdır. Kreatinin klerensi 20 mL/dk’dan düşük olan hastalar için alternatif pozoloji önerisi yapmak için veya hemodiyaliz alan hastalar için pozoloji önerisi yapmak için yeterli klinik deneyim elde edilememiştir.
Vücut ağırlığı arttıkça maruziyetin artmasına istinaden, kreatinin klerensi 50 mL/dk’dan düşükse, doz 27 mg/gün’ü geçmemelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalar için herhangi bir doz önerisi bulunmamaktadır. Bu konuda yeterli klinik kanıt yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalarla ilgili deneyim sınırlıdır. MİYELEKSOR’un 18 yaşından küçük çocuklardaki güvenliliği ve etkililiği ispatlanmamıştır.
Geriyatrik popülasyon:
Böbrek fonksiyonu normal olan yaşlı hastalar için doz ayarlaması gerekmez. Kreatinin klerensi 50 mL/dk veya daha düşük olan yaşlı hastalar için doz ayarlaması önerilir (bkz. Böbrek yetmezliği). Genel olarak, ileri yaşlarda azalmış böbrek fonksiyonu sıklığında artış olduğundan, yaşlı hastaların dozu seçilirken dikkat edilmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin maddeye ya da Bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerin herhangi birine aşırı duyarlılık olması halinde kontrendikedir.
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Lenfoma ve multipl miyelom hastalarında tümör hücresi mobilizasyonu
MİYELEKSOR lenfoma ve multipl miyelom hastalarında hematopoietik kök hücre mobilizasyonu için G-CSF ile birlikte kullanıldığında, tümör hücreleri kemik iliğinden salıverilerek lökaferez ürününde toplanabilir. Sonuçlar, tümör hücrelerinin mobilize olması durumunda, pleriksaforun G-CSF ile birlikte kullanılması sonrasında mobilize olan tümör hücresi sayısında tek başına G-CSF uygulaması ile karşılaştırıldığında artış olmadığını göstermiştir.
Lösemi hastalarında tümör hücresi mobilizasyonu
İnsani amaçlı ilaca erken erişim programlarının birinde, akut miyeloid lösemi ve plazma hücreli lösemi hastalarına pleriksafor ve G-CSF uygulanmıştır. Bazı durumlarda, bu hastaların dolaşımdaki lösemi hücresi sayısında artış görülmüştür. Hematopoietik kök hücre mobilizasyonu amacıyla, pleriksafor lösemi hücrelerinin mobilizasyonuna ve buna bağlı olarak aferez ürününün kontaminasyonuna yol açabilir. Bu nedenle, pleriksaforun, lösemi hastalarında hematopoietik kök hücre mobilizasyonu ve hasadı amacıyla kullanımı önerilmez.
Hematolojik etkiler
Hiperlökositoz
MİYELEKSOR’un G-CSF ile birlikte uygulanması, dolaşımdaki hematopoietik kök hücre popülasyonunun yanı sıra lökositleri de artırır. MİYELEKSOR uygulaması sırasında akyuvar sayısı izlenmelidir. Periferik kan nötrofil sayısı 50 x 109/L üzerinde olan hastalara MİYELEKSOR uygulanırken klinik değerlendirme yapılmalıdır.
Trombositopeni
Trombositopeni, aferezin bilinen bir komplikasyonudur ve pleriksafor alan hastalarda gözlenmiştir. MİYELEKSOR alan ve aferez tedavisi alan tüm hastaların trombosit sayısı izlenmelidir.
Alerjik reaksiyonlar
Pleriksafor, ürtiker, periorbital şişme, dispne ya da hipoksi gibi, subkütan enjeksiyona karşı yaygın olmayan potansiyel sistemik reaksiyonlarla ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Semptomlar tedavilere yanıt vermiş (ör. antihistaminikler, kortikosteroidler, sıvı ya da oksijen desteği) ya da kendiliğinden düzelmiştir. Dünya çapında pazarlama sonrası deneyimde, anafilaktik şok dahil anafilaktik reaksiyon vakaları bildirilmiştir. Bu potansiyel reaksiyonlara karşı uygun önlemler alınmalıdır.
Vazovagal reaksiyonlar
Subkütan enjeksiyonlardan sonra ortostatik hipotansiyon ve/veya senkop gibi vazovagal reaksiyonlar gerçekleşebilir (bkz. Bölüm 4.8). Bu potansiyel reaksiyonlara karşı uygun önlemler alınmalıdır.
Dalak üzerinde etki
Klinik öncesi çalışmalarda, sıçanlara, önerilen insan dozunun yaklaşık 4 katı dozlarda uzun süreli (2 ila 4 hafta) günlük pleriksafor subkütan uygulaması sonrasında, ekstramedüller hematopoezle ilişkilendirilmiş daha yüksek mutlak ve bağıl dalak ağırlıkları gözlemlenmiştir. Pleriksaforun hastalarda dalak ağırlığı üzerindeki etkisi klinik çalışmalarda özel olarak incelenmemiştir. Pleriksaforun büyüme faktörü G-CSF ile birlikte uygulanmasını takiben, dalak büyümesi ve/veya ruptürü vakaları bildirilmiştir. G-CSF ile birlikte MİYELEKSOR alan ve sol üst karın ağrısı ve/veya kürek kemiği ya da omuz ağrısı bildiren bireylerin dalak bütünlüğü incelenmelidir.
Sodyum
MİYELEKSOR her dozunda 1mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında sodyum içermez.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Etkileşim çalışması gerçekleştirilmemiştir. In vitro testlerde, pleriksaforun P450 CYP enzimleri tarafından metabolize edilmediği ve P450 CYP enzimlerini inhibe etmediği ve indüklemediği görülmüştür. Pleriksafor bir in vitro çalışmada P-glikoproteinin substratı ya da inhibitörü gibi davranmamıştır.
Non-Hodgkin lenfoma hastaları üzerinde gerçekleştirilen klinik çalışmalarda, pleriksafor ve G-CSF mobilizasyon dozajına rituksimab eklendiğinde, hastaların güvenliliği ya da CD34+ hücre verimi etkilenmemiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların tedavi sırasında etkili doğum kontrol yöntemi kullanması gerekmektedir.
Gebelik dönemi
MİYELEKSOR’un gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunabilir.
Pleriksaforun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Farmakodinamik etki mekanizmasına göre, pleriksaforun gebelik sırasında kullanıldığında konjenital malformasyonlara neden olduğu öne sürülmüştür. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar teratojenisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).
MİYELEKSOR gerekli olmadıkça (kadının klinik durumu pleriksafor kullanılmasını gerektirmiyorsa) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Pleriksaforun insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Anne sütü ile beslenen bebek veya çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. MİYELEKSOR tedavisi sırasında emzirmeye devam edilmemelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Pleriksaforun erkek ve kadın fertilitesi üzerindeki etkisi bilinmemektedir (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
MİYELEKSOR araç ve makine kullanma yeteneğini etkileyebilir. Bazı hastalar baş dönmesi, halsizlik ya da vazovagal reaksiyonlar yaşamıştır; bu nedenle, araç ve makine kullanırken dikkat edilmesi önerilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profili özeti
Onkolojik lenfoma ve multipl miyelom hastalarında G-CSF ile birlikte kullanılan pleriksafor ile ilgili güvenlilik verileri, 2 adet plasebo kontrollü faz 3 çalışmasından (301 hasta) ve 10 adet kontrolsüz faz 2 çalışmasından (242 hasta) elde edilmiştir. Hastalar ağırlıklı olarak subkütan enjeksiyon yoluyla günlük 0,24 mg/kg pleriksafor dozuyla tedavi edilmiştir. Bu çalışmalardaki pleriksafor maruziyeti art arda 1 ila 7 gün arasındadır (ortanca = 2 gün).
Non-Hodgkin lenfoma ve multipl miyelom hastaları üzerinde gerçekleştirilen iki adet faz 3 çalışmasında (sırasıyla AMD3100-3101 ve AMD3100-3102), toplam 301 hasta pleriksafor ve G-CSF grubunda, 292 hasta ise plasebo ve G-CSF grubunda tedavi edilmiştir. Hastalara ilk pleriksafor ya da plasebo dozundan önce 4 gün boyunca ve afarezden önce her gün, sabahları günlük G-CSF 10 mikrogram/kilogram dozu verilmiştir. Tablo 1’de, hematopoietik kök hücre mobilizasyonu ve aferez sırasında ve transplantasyon hazırlığında kemoterapi/ablatif tedavi öncesi pleriksafor ve G-CSF grubunda plasebo ve G-CSF grubuna göre daha sık gerçekleşen ve pleriksafor alan hastaların ≥%1’iyle ilgili olduğu bildirilen advers reaksiyonlar gösterilmektedir.
Transplantasyon hazırlığı olarak kemoterapi/ablatif tedaviden transplantasyondan sonraki 12.
aya kadar, tedavi grupları arasında advers reaksiyon insidansları açısından anlamlı bir fark görülmemiştir.
Advers reaksiyonların tablolu listesi
Advers reaksiyonlar Sistem Organ Sınıfına ve sıklığa göre listelenmiştir. Sıklıklar şu düzende tanımlanmaktadır: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilere göre tahmin edilemiyor).
Tablo 1. Faz 3 çalışmalarında mobilizasyon ve aferez sırasında plaseboya göre pleriksafor ile daha sık gerçekleşen ve pleriksafor ile ilişkili olduğu düşünülen advers reaksiyonlar
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor
Splenomegali, splenik ruptür (bkz. Bölüm 4.4)**
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan
Alerjik reaksiyon*
Anafilaktik şok dahil anafilaktik reaksiyonlar (bkz. Bölüm 4.4)**
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın
Uykusuzluk
Yaygın olmayan
Anormal rüyalar, kabuslar
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın
Baş dönmesi (sersemlik hali), baş ağrısı
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın
Diyare, bulantı
Yaygın
Kusma, karın ağrısı, karında rahatsızlık hissi, dispepsi, karında şişkinlik, konstipasyon, gaz, oral hipoestezi, ağız kuruluğu
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın
Hiperhidroz, eritem
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın
Artralji, kas-iskelet ağrısı
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın
Enjeksiyon ve infüzyon bölgesi reaksiyonları
Yaygın
Yorgunluk, halsizlik
* Listelenen alerjik reaksiyonların sıklığı, onkoloji çalışmalarında ortaya çıkan advers reaksiyonlara dayanmaktadır (679 hasta). Bir ya da birden fazla gözlenen durumlar: ürtiker (n=2), periorbital şişme (n=2), dispne (n=1) ve hipoksi (n=1). Bu olayların şiddeti genellikle
hafif ya da orta derecelidir ve pleriksafor uygulamasından yaklaşık 30 dakika sonra ortaya çıkmıştır.
** Pazarlama sonrası deneyime göre.
Hematopoietik kök hücre mobilizasyonu için monoterapi olarak pleriksafor kullanılan bir faz 2 çalışması dahil kontrollü faz 3 çalışmaları ve kontrolsüz çalışmalarda pleriksafor alan lenfoma ve multipl miyelom hastalarında bildirilen advers reaksiyonlar benzerdir.
Hastalık, yaş veya cinsiyet açısından onkoloji hastalarında gözlemlenen advers reaksiyon insidansında anlamlı bir fark yoktur.
Seçilmiş advers reaksiyonların tanımı
Miyokard infarktüsü
Klinik çalışmalarda, 679 onkoloji hastasının 7’si, pleriksafor ve G-CSF ile hematopoietik kök hücre mobilizasyonu sonrası miyokard infarktüsü yaşamıştır. Tüm olaylar son pleriksafor uygulamasından en az 14 gün sonra gerçekleşmiştir. Ayrıca, insani amaçla ilaca erken erişim programındaki iki kadın onkoloji hastası, pleriksafor ve G-CSF ile hematopoietik kök hücre mobilizasyonu sonrası miyokard infarktüsü yaşamıştır. Bu olayların biri son pleriksafor uygulamasından 4 gün sonra gerçekleşmiştir. Miyokard infarktüsü olan hastaların risk profiliyle eşleştirilen 9 hastanın 8’inde zamansal ilişki olmaması, G-CSF alan hastalarda miyokard infarktüsüne yönelik bağımsız bir riske neden olduğunu göstermemektedir.
Hiperlökositoz
Faz 3 çalışmalarında pleriksafor alan hastaların %7’sinde ve plasebo alan hastaların %1’inde, aferezden önceki gün ya da aferez sırasında herhangi bir gün, 100 x 109/L ya da daha yüksek akyuvar sayısı gözlenmiştir. Komplikasyon ya da lökostazla ilgili klinik semptom görülmemiştir.
Vazovagal reaksiyonlar
Pleriksafor, onkoloji ve sağlıklı gönüllü klinik çalışmalarında, 0,24 mg/kg ya da daha yüksek pleriksafor dozunun subkütan uygulanmasından sonra, gönüllülerin %1’inden azında vazovagal reaksiyonlar (ortostatik hipotansiyon ve/veya senkop) görülmüştür. Bu olayların büyük çoğunluğu pleriksafor uygulamasından sonraki 1 saat içinde gerçekleşmiştir.
Gastrointestinal hastalıklar
Onkoloji hastaları üzerinde pleriksaforla gerçekleştirilen klinik çalışmalarda, diyare, bulantı, kusma ve karın ağrısı dahil, seyrek olarak şiddetli gastrointestinal olaylar bildirilmiştir.
Parestezi
Multipl hastalık müdahalelerinden sonra otolog transplantasyon geçiren onkoloji hastalarında yaygın olarak parestezi gözlenmektedir. Plasebo kontrollü faz 3 çalışmalarında, parestezi insidansı pleriksafor ve plasebo gruplarında sırasıyla %20,6 ve %21,2’dir.
Yaşlı hastalar
Pleriksaforla gerçekleştirilen iki adet plasebo kontrollü klinik çalışmada, hastaların %24’ü ≥65 yaşındadır. Bu yaşlı hastalar gençlerle karşılaştırıldığında, advers reaksiyon insidansı açısından belirgin bir fark görülmemiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı vakası bildirilmemiştir. Önerilen dozun üzerinde ve 0,48 mg/kg’a kadar olan dozlarda elde edilen sınırlı veriye göre, gastrointestinal hastalık, vazovagal reaksiyonlar, ortostatik hipotansiyon ve/veya senkop sıklığı daha yüksek olabilir.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Diğer immünostimülanlar
ATC kodu: L03AX16
Etki mekanizması
Pleriksafor bir bisiklam türevidir. Pleriksafor CXCR4 kemokin reseptörünün seçici geri- dönüşlü (reversibl) bir antagonistidir ve aynı türden ligandı olan, stromal hücre türevi faktör-1α’nın (SDF-1α), diğer adıyla CXCL12’nin, bağlanmasını bloke etmektedir. Pleriksafor kaynaklı lökositoz ve dolaşımdaki hematopoietik progenitör hücre düzeylerinin artışının nedeninin, CRCL4’ün aynı türden ligandına bağlanmasının sekteye uğraması ve bunun sonucunda sistemik dolaşımda hem olgun hem de pluripotent hücrelerin ortaya çıkması olduğu düşünülmektedir. Pleriksafor tarafından mobilize edilen CD34+ hücreleri işlevseldir ve uzun erimli repopülasyon kapasitesiyle greft yapılabilmektedir.
Farmakodinamik etkiler
Yalnızca pleriksaforla sağlıklı gönüllüler üzerinde gerçekleştirilen farmakodinamik çalışmalarda, CD34+ hücrelerinin en yüksek mobilizasyonu, uygulamadan 6 ila 9 saat sonra görülmüştür. Hastalara verilen dozlarla aynı doz rejiminde pleriksafor ve G-CSF uygulanan sağlıklı gönüllülerdeki farmakodinamik çalışmalarda, 10 ila 14 saat arasında en yüksek yanıt ile birlikte pleriksafor uygulamasından 4 ila 18 saat sonra periferik kandaki CD34+ sayısında sürekli bir artış görülmüştür.
Klinik etkililik ve güvenlilik
İki adet faz 3 randomize kontrollü çalışmada, Non-Hodgkin lenfoma veya multipl miyelom hastalarına, aferezden önce her akşam pleriksafor 0,24 mg/kg ya da plasebo verilmiştir. İlk pleriksafor ya da plasebo dozundan önce 4 gün ve aferezden önce her gün hastalara sabahları günlük 10 mikrogram/kilogram G-CSF verilmiştir. Tablo 2 ve 4’te, verildiği gün içindeki optimum (5 ya da 6 x 106 hücre/kg) ve minimum (2 x 106 hücre/kg) CD34+ hücre/kg sayıları ve başarılı greft yapma ile birleştirilen primer birleşik sonlanım noktaları, tablo 3 ve 5’te ise, aferez gününe kadar optimum CD34+ hücre/kg sayısına ulaşan hastaların oranı sunulmaktadır.
Tablo 2. AMD3100-3101 çalışmasının etkililik sonuçları – Non-Hodgkin lenfoma
hastalarında CD34+ hücre mobilizasyonu
≤4 aferez gününde ≥5×106 hücre/kg’a ulaşan ve başarılı greft yapılan hastalar
≤4 aferez gününde ≥2×106 hücre/kg’a ulaşan ve başarılı greft yapılan hastalar
a Pearson Ki-Kare testi kullanılarak hesaplanan p değeri
b Pleriksafor ve G-CSF alan hastalardan istatistiksel açıdan anlamlı daha çok sayıda hasta
(n=89; %59,3) plasebo ve G-CSF’ye göre (n=29; %19,6) ≤4 aferez gününde ≥5×106 hücre/kg’a
ulaşmıştır, p<0,001; Pleriksafor ve G-CSF alan hastalardan istatistiksel açıdan anlamlı daha çok
sayıda hasta (n=130; %86,7) plasebo ve G-CSF’e göre (n=70; %47,3) ≤4 aferez gününde
≥2×106 hücre/kg’a ulaşmıştır, p<0,001.
Tablo 3. AMD3100-3101 çalışması – Non-Hodgkin lenfoma hastalarında aferez gününe
kadar ≥5×106 CD34+ hücre/kg’a ulaşan hastaların oranı
Pleriksafor ve G-CSF’deki orana (n=147b)
Plasebo ve G-CSF’deki orana (n=142b)
a Kaplan Meier yöntemine göre belirlenen yüzdeler
b n, en az bir gün aferez alan tüm hastaları içermektedir.
Tablo 4. AMD3100-3102 Çalışması etkililik sonuçları – Multipl miyelom hastalarında CD34+ hücresi mobilizasyonu
Plasebo ve G-CSF (n=154)
≤2 aferez gününde ≥6×106 hücre/kg’a ulaşan ve başarılı greft yapılan hastalar
a p değeri başlangıçtaki trombosit sayısına göre bloke edilen Cochran-Mantel-Haenszel istatistiği kullanılarak hesaplanmıştır.
b Pleriksafor ve G-CSF alan hastalardan istatistiksel açıdan anlamlı daha çok sayıda hasta (n=106; %71,6) plasebo ve G-CSF’ye göre (n=53; %34,4) ≤2 aferez gününde ≥6×106 hücre/kg’a ulaşmıştır, p<0,001; pleriksafor ve G-CSF alan hastalardan istatistiksel açıdan anlamlı daha çok sayıda hasta (n=112; %75,7) plasebo ve G-CSF’ye göre (n=79; %51,3) ≤4 aferez gününde ≥6×106 hücre/kg’a ulaşmıştır, p<0,001; pleriksafor ve G-CSF alan hastalardan istatistiksel açıdan anlamlı daha çok sayıda hasta (n=141; %95,3) plasebo ve G-CSF’ye göre (n=136; %88,3) ≤4 aferez gününde ≥2×106 hücre/kg’a ulaşmıştır, p=0,031.
Tablo 5. AMD 3100-3102 çalışması – Multipl miyelom hastalarında aferez gününe kadar ≥6×106 CD34+ hücre/kg’a ulaşan hastaların oranı
Pleriksafor ve G-CSF’deki orana (n=144b)
Plasebo ve G-CSF’deki orana (n=150b)
a Kaplan Meier yöntemine göre belirlenen yüzdeler b n, en az bir gün aferez alan tüm hastaları içermektedir.
Kurtarma hastaları
AMD3100-3101 çalışmasında, yeterli CD34+ hücresi mobilize edemeyen ve bu yüzden transplantasyon yapılamayan 62 hasta (pleriksafor + G-CSF grubunda 10, plasebo + G- CSF grubunda 52), pleriksafor ve G-CSF ile gerçekleştirilen açık etiketli bir kurtarma prosedürüne
alınmıştır. Bu hastaların %55’i (62 hastanın 34’ü) ≥2×106/kg CD34+ hücresi mobilize etmiş ve başarıyla greft yapılmıştır. AMD3100-3102 çalışmasında, 7 hasta (tümü plasebo + G-CSF grubu) kurtarma prosedürüne alınmıştır. Bu hastaların %100’ü (7 hastanın 7’si) ≥2×106/kg CD34+ hücresi mobilize etmiş ve başarıyla greft yapılmıştır.
Her bir nakilde kullanılan hematopoietik kök hücre dozu araştırmacı tarafından belirlenmiş ve toplanan hematopoietik kök hücrelerin tümünün nakledilmesi şart olmamıştır. Faz 3 çalışmalarında transplantasyon yapılan hastalar için, nötrofil greftine kadar geçen medyan süre (10-11 gün), trombosit greftine kadar geçen medyan süre (18-20 gün) ve transplantasyon sonrası 12 aya kadar greft dayanıklılığı, pleriksafor ve plasebo gruplarında benzerdir.
Non-Hodgkin lenfoma, Hodgkin hastalığı veya multipl miyelom hastalarında gerçekleştirilen destekleyici faz 2 çalışmalarından (aferezden önceki akşam ya da sabah verilen pleriksafor 0,24 mg/kg) elde edilen mobilizasyon ve greft verileri, faz 3 çalışmalarından elde edilen verilere benzerdir.
Plasebo kontrollü çalışmalarda, ilk aferezden önceki günden ilk aferezden hemen öncesine kadar geçen 24 saatlik sürede periferik kandaki CD34+ hücresi sayısındaki (hücre/mikrolitre) kaç kat arttığı incelenmiştir (Tablo 6). Bu 24 saatlik sürede, aferezden 10-11 saat önce 0,24 mg/kg ilk pleriksafor dozu ya da plasebo uygulanmıştır.
Tablo 6. Pleriksafor uygulamasından sonra periferik kandaki CD34+ hücre sayısı kat artışı
Pediyatrik popülasyon
Avrupa İlaç Kurumu, otolog hematopoietik kök hücre transplantasyonu gerektirdiği için, malign hastalıkların tedavisi için kemoterapi nedeniyle ortaya çıkan miyelosüpresyon olan 0 ila 1 yaş arasındaki çocuklarda pleriksafor kullanımıyla ilgili çalışma sonuçlarının sunulması
yükümlülüğüne ilişkin muafiyet tanımıştır (pediyatrik kullanımla ilgili bilgi için bkz. Bölüm 4.2).
Avrupa İlaç Kurumu, otolog hematopoietik kök hücre transplantasyonu gerektirdiği için, malign hastalıkların tedavisi için kemoterapi nedeniyle ortaya çıkan miyelosüpresyon olan 1 ila 18 yaşları arasındaki çocuklarda pleriksafor kullanımıyla ilgili çalışma sonuçlarının sunulması yükümlülüğüne ilişkin erteleme kararı vermiştir (pediyatrik kullanımla ilgili bilgi için bkz. Bölüm 4.2).
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Pleriksaforun farmakokinetiği, lenfoma ve multipl miyelom hastalarında G-CSF (4 gün art arda günde bir kere 10 mikrogram/kilogram) ön tedavisinden sonra 0,24 mg/kg klinik düzeyinde incelenmiştir.
Pleriksaforun 0,24 mg/kg baz ve sabit (20 mg) dozlarını takiben farmakokinetik ve farmakodinamiğini karşılaştırmak için, yetişkin Non-Hodgkin lenfoma hastalarının (N= 61) 0,24 mg/kg veya 20 mg pleriksafor ile tedavi edildiği bir klinik çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma, kilosu 70 kg veya altında olan hastalarda gerçekleştirilmiştir (medyan: 63,7 kg, min: 34,2 kg, maks: 70 kg). Sabit 20 mg doz, 0,24 mg/kg doza göre 1,43 kat daha fazla maruziyet (EAA0-10s) göstermiştir (Tablo 7). Aynı zamanda sabit 20 mg doz, mg/kg baz doza göre ≥ 5 × 106 CD34+hücre/kg’lık hedefe ulaşmada numerik olarak daha yüksek bir yanıt oranı göstermiştir (lokal lab. verisine dayanarak %5,2 [%60’a karşı % 54,8] ve merkez lab. verisine dayanarak %11,7 [%63,3’e karşı %51,6] ). Her iki tedavi grubunda da ≥ 5×106 CD34+ hücre/kg’a ulaşmadaki medyan zaman 3 gün olmuştur ve gruplar arasında güvenlilik profili benzerdir. 83 kg’lık vücut ağırlığı, sabit dozdan ağırlık bazlı dozlamaya geçiş hastalarında sonlandırma noktası olarak seçilmiştir (83 kg x 0,24 mg = 19,92 mg/kg).
Tablo 7. Sabit ve ağırlık bazlı rejimlerin sistemik maruziyet (EAA0-10s) karşılaştırması
GA: Güven aralığı
Emilim:
Pleriksafor subkütan enjeksiyondan sonra hızla absorbe edilmekte ve maksimum konsantrasyonlara yaklaşık 30-60 dakikada (tmax) ulaşmaktadır. 4 günlük G-CSF ön tedavisinin ardından hastalara subkütan 0,24 mg/kg doz uygulamasından sonra, pleriksaforun maksimum plazma konsantrasyonu (Cmax) ve sistemik maruziyeti (AUC0-24) sırasıyla 887 ± 217 ng/mL ve 4.337 ± 922 ng·sa/mL’dir.
Dağılım:
Pleriksafor insan plazma proteinlerine %58 oranına kadar orta derecede bağlanmaktadır. İnsanlarda pleriksaforun görünen dağılım hacmi 0,3 L/kg’dır ve pleriksaforun yalnız bununla sınırlı olmasa da büyük oranda ekstravasküler sıvı alanına bağlı olduğunu göstermektedir.
Biyotransformasyon:
Pleriksafor, insan karaciğer mikrozomları veya insan primer hepatositleri kullanılarak in vitro olarak metabolize edilmez ve majör ilaç metabolize edici CYP450 enzimlerine karşı (1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 ve 3A4/5) in vitro inhibisyon aktivitesi göstermez. İnsan hepatositleriyle gerçekleştirilen in vitro çalışmalarda, pleriksafor CYP1A2, CYP2B6, ve CYP3A4 enzimlerini indüklememektedir. Bu bulgular, pleriksaforun P450’ye bağımlı ilaç-ilaç etkileşimlerinde rol oynama potansiyelinin düşük olduğuna işaret etmektedir.
Eliminasyon:
Pleriksaforun majör eliminasyon yolu idrarladır. Normal böbrek fonksiyonu olan sağlıklı gönüllülere 0,24 mg/kg doz uygulandıktan sonra, dozun yaklaşık %70’i uygulamadan sonraki ilk 24 saat içinde değişmemiş olarak idrar yoluyla atılmıştır. Plazmadaki eliminasyon yarılanma ömrü (t1/2) 3-5 saattir. Pleriksafor, MDCKII ve MDCKII-MDR1 hücre modelleriyle gerçekleştirilen bir in vitro çalışmada P-glikoproteinin substratı ya da inhibitörü gibi davranmamıştır.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Veri bulunmamaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
0,24 mg/kg pleriksafor tek dozundan sonra, farklı böbrek yetmezliği düzeylerindeki gönüllülerde klerens düşmüştür ve kreatinin klerensiyle (CrCl) pozitif korelasyon mevcuttur. Hafif (CrCl 51-80 mL/dk), orta (CrCl 31-50 mL/dk) ve şiddetli (CrCl ≤ 30 mL/dk) böbrek yetmezliği olan gönüllülerde pleriksaforun ortalama EAA0-24 değerleri, sırasıyla 5.410, 6.780, ve 6.990 ng.sa/mL’dir ve bunlar böbrek fonksiyonu normal olan sağlıklı gönüllülerde görülen maruziyetten (5.070 ng.sa/mL) daha yüksektir. Böbrek yetmezliğinin Cmax üzerinde etkisi olmamıştır.
Cinsiyet:
Popülasyon farmakokinetik analizinde, cinsiyetin pleriksaforun farmakokinetiği üzerinde bir etkisi olmadığını göstermiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Popülasyon farmakokinetik analizinde, yaşın pleriksaforun farmakokinetiği üzerinde bir etkisi olmadığını göstermiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalarla ilgili sınırlı farmakokinetik veri bulunmaktadır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sıçanlar ve fareler üzerinde tek subkütan dozla gerçekleştirilen çalışmalardan elde edilen sonuçlar, pleriksaforun geçici ama şiddetli nöromüsküler etkilere (koordinasyonsuz hareketler), sedatif benzeri etkilere (hipoaktivite), dispneye, karın üstü ya da yan yatma ve/veya kas spazmlarına neden olabildiğini göstermiştir. Pleriksaforun hayvanlarda gerçekleştirilen yinelenen doz çalışmalarında tutarlı olarak görülen diğer etkileri, sıçanlar ve köpeklerde dolaşımdaki akyuvar sayısında artış, idrarda kalsiyum ve magnezyum atılmasında artış, sıçanlarda dalak ağırlığında hafif bir artış, ve köpeklerde diyare ve taşikardidir. Sıçanlar ve/veya köpeklerin karaciğer ve dalaklarında, ekstramedüller hematopoieze yönelik histopatolojik bulgular görülmüştür. İnsan klinik maruziyetine göre aynı büyüklükte ya da biraz daha yüksek sistemik maruziyetlerde çoğunlukla bu bulgulardan biri ya da birden fazlası görülmüştür.
Bir in vitro genel reseptör etkinliği taramasında, maksimum insan sistemik düzeyinden birkaç kat daha yüksek olan bir konsantrasyonda (5 mikrogram/mililitre), pleriksaforun çoğunlukla santral sinir sistemindeki (SSS) ve/veya periferik sinir sistemindeki (PSS) presinaptik sinir uçlarında bulunan farklı reseptörlere orta ya da şiddetli bağlanma afinitesi olduğu görülmüştür (N-tipi kalsiyum kanalı, potasyum kanalı SKCA, histamin H3, asetilkolin muskarinik M1 ve M2, adrenerjik α1B ve α2C, nöropeptit Y/Y1 ve glutamat NMDA poliamin reseptörleri). Bu bulguların klinik önemi bilinmemektedir.
Sıçanlara intravenöz yoldan uygulanan pleriksafor ile gerçekleştirilen güvenlilik farmakolojisi çalışmalarında, insan klinik maruziyetinden biraz yüksek sistemik maruziyetlerde solunum ve kardiyak baskılayıcı etkiler görülmüştür; subkütan uygulamada ise, yalnızca daha yüksek sistemik düzeylerde solunum ve kardiyovasküler etkiler ortaya çıkmıştır.
SDF-1α ve CXCR4, embriyofötal gelişimde majör rol oynamaktadır. Pleriksaforun sıçanlar ve tavşanlarda tekrar emilimde artışa, fetüs ağırlığında azalmaya, iskelet gelişimi geriliğine ve fetüs anomalilerinde artışa neden olduğu görülmüştür. Hayvan modellerinden elde edilen veriler ayrıca SDF-1α ve CXCR4 ile fetüs hematopoiezde modülasyon, vaskülarizasyon ve serebellar gelişime işaret etmektedir. Sıçanlar ve tavşanlarda teratojenik etkiler için advers etki gözlenmeyen düzeydeki sistemik maruziyet, hastalardaki terapötik dozlarda görülenle aynı büyüklüktedir ya da daha düşüktür. Bu teratojenik potansiyelin nedeni büyük olasılıkla farmakodinamik etki mekanizmasıdır.
Sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen dağılım çalışmalarında, radyoaktif işaretli pleriksafor konsantrasyonları, erkeklerde tek doz uygulamasından iki hafta sonra ya da 7 gün yinelenen doz uygulamasından sonra, dişilerde ise 7 günlük yinelenen doz uygulamasından sonra, üreme organlarında (testisler, yumurtalıklar, rahim) tespit edilmiştir. Dokulardan eliminasyon hızı düşüktür.
Pleriksaforun erkek ve dişi fertilitesi ve postnatal gelişim üzerindeki potansiyel etkileri klinik dışı çalışmalarda incelenmemiştir.
Pleriksaforla karsinojenisite çalışması gerçekleştirilmemiştir. Yeterli miktardaki genotoksisite çalışmasında pleriksaforun genotoksik olmadığı görülmüştür.
Pleriksafor aralıklı olarak uygulandığında in vivo Non-Hodgkin lenfoma, gliyoblastom, medulloblastom ve akut lenfoblastik lösemi modellerinde tümör büyümesini inhibe etmiştir.
28 gün boyunca devamlı pleriksafor uygulamasından sonra Non-Hodgkin lenfoma büyümesinde artış kaydedilmiştir. Bu etkiyle ilgili potansiyel riskin, insanlarda amaçlanan kısa süreli pleriksafor uygulaması için düşük olması beklenmektedir.
6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum klorür
Hidroklorik asit
Sodyum hidroksit
Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
Geçimlilik çalışması yapılmadığı için, bu tıbbi ürünün diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmaması gerekmektedir.
6.3.Raf ömrü
24 ay
Açıldıktan sonra
Mikrobiyolojik açıdan, ürün hemen kullanılmalıdır. Hemen kullanılmazsa, kullanım sırasında saklama süreleri ve kullanımdan önceki saklama koşulları kullanıcının sorumluluğundadır.
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
1,2 mL çözelti içeren 3 mL kapasiteli tip I renksiz cam flakonda kullanıma sunulmaktadır.
6.6.Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7.RUHSAT SAHİBİ
VEM İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Maslak Mahallesi AOS 55. Sokak
42 Maslak A Blok Sit. No: 2/134
Sarıyer/İSTANBUL
8.RUHSAT NUMARASI
2024/197
9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 28.06.2024
Ruhsat yenileme tarihi:
10.KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ