LASIX 40 MG 12 TABLET
KULLANMA TALİMATI
LASİX 40 mg tablet
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Furosemid 40 mg
•Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı), mısır nişastası, prejelatinize mısır nişastası, talk, kolloidal susuz silika, magnezyum stearat
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.•Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak size reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde bu ilacı kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.LASİX nedir ve ne için kullanılır?
2.LASİX’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.LASİX nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.LASİX’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. LASİX nedir ve ne için kullanılır?
LASİX tablet, ağızdan alınır.
LASİX; beyazımsı, yuvarlak, ikiye bölünebilir çentikli tablettir. Çentiğin amacı yutmak için tabletin kırılmasını kolaylaştırmaktır.
LASİX, furosemid etkin maddesini içerir. Bir tablet içinde 40 mg furosemid bulunur. On iki tablet içeren blister ambalajda kullanıma sunulmuştur. Piyasada ayrıca ampul formu da bulunmaktadır.
LASİX idrar söktürücü (diüretik) adı verilen bir ilaç grubuna dahildir. Bu ilaç, böbreklerinizin daha fazla idrar üretmesini sağlar ve bu sayede vücudunuzda biriken sıvının azalmasına yardımcı olur.
Doktorunuz size LASİX’i aşağıdaki nedenlerden biri veya birkaçı dolayısıyla reçetelemiş olabilir:
• Kalp veya karaciğer hastalığı yüzünden vücudunuzda fazla sıvı birikmişse (ödem)
1
•
•
•
Böbrek hastalığı nedeniyle vücudunuzda sıvı birikimi varsa (bu durum nefrotik sendrom adı verilen ve protein kaybı, yağ metabolizması sorunları ve su birikimi ile karakterize bir hastalık olabilir; bu durumda, esas olarak altta yatan hastalığın tedavisi önemlidir) Yanıklar nedeniyle vücudunuzda sıvı birikimi varsa (ödem)
Yüksek tansiyon (hipertansiyon) durumunda
2. LASİX’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
LASİX’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Eğer,
• İlacın içerdiği etkin madde olan furosemide veya sülfonamide (furosemid ile olası çapraz alerji) veya ilacın içerdiği diğer maddelerden birine karşı alerjiniz varsa
• Böbrekleriniz hiç idrar üretmiyorsa (anüri) ve bu durum LASİX ile tedavi edilemiyorsa, •
Bilinç bozuklukları (koma ve hepatik prekoma) ile birlikte karaciğer yetmezliğiniz varsa • Ciddi potasyum eksikliğiniz varsa
• Ciddi bir sodyum eksikliğiniz varsa
• Kan hacminiz çok düşükse (hipovolemi) veya vücudunuzda su kaybı yaşıyorsanız (dehidrasyon)
• Bebeğinizi emziriyorsanız
LASİX’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:
Eğer,
• Kan basıncınız çok düşükse (düşük tansiyon)
• Yaşlıysanız, kan basıncında düşüşe (düşük tansiyona) neden olabilecek başka ilaçlar kullanıyorsanız ve kan basıncında düşüş için risk faktörü olan başka sağlık sorununuz varsa, Şeker hastalığınız varsa (önceden var olan veya gizli), kan şekeri seviyelerinizin düzenli •olarak kontrol edilmesi gereklidir.
• Gut hastalığınız (vücudunuzda ürik asidin (bir tür toksin) birikmesi) varsa; kanınızdaki ürik asit seviyelerini düzenli olarak takip edilmesi gereklidir.
• İdrar yapmakta zorluk çekiyorsanız (örneğin prostat büyümesi, böbrek tıkanıklığı veya böbrekten mesaneye giden borunun daralması nedeniyle)
• Kanınızdaki protein seviyesi düşmüşse, örneğin nefrotik sendromda (bu durum protein kaybı, yağ metabolizması bozuklukları ve su birikimi ile karakterizedir); doz dikkatle ayarlanmalıdır.
• Karaciğer sirozu (hepatorenal sendrom) gibi ciddi bir karaciğer hastalığına bağlı olarak hızla ilerleyen böbrek fonksiyon bozukluğunuz varsa
Beyin damarlarında veya kalp damarlarında kan akış bozukluklarınız varsa; kan •
basıncınızda ani bir düşüş yaşarsanız, risk altında olabilirsiniz.
İdrar yapma sorunları yaşayan hastalarda (örneğin, prostat büyümesi nedeniyle), LASİX yalnızca normal idrar çıkışı sağlanabilirse kullanılmalıdır. Ani bir idrar akışı, idrar yolunda tıkanmalara (idrar birikimi) yol açabilir ve bu durum mesaneyi zorlayabilir.
LASİX sodyum ve klorür atılımını ve dolayısıyla su atılımını artırır. Diğer elektrolitlerin (özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyum) atılımı da artar. LASİX ile tedavi sırasında su ve elektrolit atılımının artması nedeniyle su/elektrolit dengesi bozuklukları sıklıkla görüldüğünden, kandaki bazı maddelerin seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir.
Özellikle LASİX ile uzun süreli tedavi sırasında, başta potasyum, sodyum, kalsiyum, bikarbonat, kreatinin, üre ve ürik asit olmak üzere bazı kan testleri ve kan şekeri düzenli olarak yapılmalıdır.
2
Elektrolit bozuklukları açısından yüksek risk altındaysanız veya ciddi sıvı kaybınız varsa (örn. kusma, ishal veya aşırı terleme nedeniyle) özellikle dikkatli bir izleme gereklidir. Dolaşımdaki kan hacminde herhangi bir eksiklik, vücut suyu eksikliği, önemli elektrolit bozuklukları veya asit-baz dengesi bozuklukları düzeltilmelidir. Bu durum LASİX tedavisinin geçici olarak kesilmesini gerektirebilir.
Altta yatan hastalıklar (örneğin, karaciğer sirozu, kalp yetmezliği), birlikte kullanılan ilaçlar ve gıdalar, elektrolit dengesizliklerinin oluşmasında rol oynayabilir. Artan idrar çıkışı nedeniyle oluşan kilo kaybı, ne kadar idrar yaparsanız yapın, günde 1 kg’ı geçmemelidir.
Nefrotik sendromunuz varsa, (bu durum vücudun protein kaybına, yağ metabolizması bozukluklarına ve vücutta su birikmesine neden olan bir böbrek hastalığıdır) yan etki riskinin artması nedeniyle, bu durumda verilen doza özellikle sıkı şekilde uymanız çok önemlidir.
Risperidon (psikiyatrik bazı hastalıkların ve bunamanın tedavisinde kullanılır) ile birlikte kullanım:
Demanslı yaşlı hastalarda risperidon ile yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda, furosemid ve risperidonu aynı anda alan hastalarda, sadece risperidon veya furosemid alanlara kıyasla daha yüksek ölüm oranı gözlemlenmiştir. Bu nedenle dikkatli olunması gerekir ve bu kombinasyonun veya diğer güçlü diüretiklerle (idrar söktürücüler) eş zamanlı tedavinin yarar ve riskleri doktorunuz tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir. Vücutta su kaybından kaçınılmalıdır.
Bağışıklık sisteminin vücudun kendisine karşı yönlendirildiği bir hastalık olan sistemik lupus eritematozusun kötüleşmesi veya aktivasyonu olasılığı vardır.
Çocuklarda kullanım:
Prematüre (erken doğan) bebekler, böbrek kireçlenmesi veya böbrek taşı riski altında olduklarından bu bebeklerin özellikle dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekir. Bu durumun izlenmesi için böbrek fonksiyon testleri ve ultrason gibi yöntemler kullanılır.
Doğduktan sonraki ilk haftalarında LASİX ile diüretik tedavi uygulanan ve solunum zorluğu yaşayan prematüre (erken doğan) bebeklerde (solunum sıkıntısı sendromu), doğumdan önce akciğer dolaşımını yönlendiren damarların açık kalma riski (patent ductus arteriosus) daha yüksek olabilir.
Doping testleri için kötüye kullanımın etkileri:
LASİX kullanımı doping testlerinde pozitif sonuç verebilir. Ayrıca LASİX’in bir doping maddesi olarak kullanılması sağlığınız için tehlikeli olabilir.
Başka ilaçlar ve LASİX
Eğer başka ilaçlar kullanıyorsanız, yakın zamanda kullandıysanız veya kullanmayı planlıyorsanız, doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
LASİX’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
Besinler LASİX’in emilimini etkileyebilir. LASİX ile tedavi sırasında çok miktarda meyan kökü yemek potasyum kaybını artırabilir. Tabletler aç karnına ve büyük bir bardak suyla beraber yutulmalıdır.
3
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
İlacın etkin maddesi olan furosemid, plasentadan geçebildiği için LASİX’i hamilelik sırasında doktorunuz gerekli görmedikçe kesinlikle kullanmayınız.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Furosemid anne sütüne geçmektedir ve üretilen süt miktarını azaltmaktadır. Bu nedenle emzirme sırasında LASİX’i kullanmamanız gerekir. LASİX ile tedavi edilmeniz gerekiyorsa, bebeği anne sütüne geçen ilaçtan korumak için, süt vermeyi bırakmanız gerekir.
Araç ve makine kullanımı
Bu ilaç belirtildiği şekilde kullanıldığında bile, tepki verme kapasitenizi, araç kullanma, makine kullanma veya düz olmayan zeminlerde çalışma yeteneğinizi bozabilecek ölçüde etkileyebilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcında, doz artırılırken, ilaç değiştirilirken ve alkol ile birlikte kullanıldığında geçerlidir.
LASİX’in içeriğinde bulunan bazı maddeler hakkında önemli bilgiler
Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız (duyarlılığınız) olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
LASİX’in etkisi aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanıldığında azalabilir:
– Glukokortikoidler (kortizon gibi, iltihap ve alerjileri tedavi eden ilaçlar), karbenoksolon (ağız ve mide ülserinin tedavisi için kullanılan bir ilaç) veya laksatifler (kabızlık tedavisinde kullanılan ilaçlar): potasyum kaybını artırarak potasyum eksikliğine neden olabilirler. – İltihap giderici ilaçlar (örneğin, indometazin ve aspirin gibi nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlar): Bu ilaçlar LASİX ‘in etkisini azaltabilir. Eğer LASİX tedavisi vücudunuzda su veya kan hacmini azaltırsa, bu ilaçları aynı anda kullanmak ani böbrek yetmezliğine neden olabilir. – Probenesid (gut-damla hastalığında kullanılır), metotreksat (kanser tedavisinde kullanılır) ve furosemid gibi idrar yoluyla atılan diğer ilaçlar: Bu ilaçlar da LASİX ‘in etkisini azaltabilir.
– Fenitoin (sara hastalığının tedavisinde kullanılır) LASİX’in etkisini azaltabilir.
– Sükralfat (mide ve on iki parmak bağırsağı ülserlerinde kullanılır) LASİX’in bağırsaklardan emilimini azaltarak etkisini düşürebilir. Bu iki ilacı kullanırken aralarında en az iki saat olmasına dikkat edilmelidir.
– Eğer aliskiren (yüksek tansiyonu tedavi eden bir ilaç) kullanıyorsanız, doktorunuzun ilacınızın dozunu değiştirmesi ve/veya başka önlemler alması gerekebilir.
LASİX ile birlikte kullanıldığında aşağıdaki ilaçların veya ilaç gruplarının etkisi değişebilir: – Belirli kalp ilaçları (glikozidler): LASİX tedavisi sırasında potasyum veya magnezyum eksikliği gelişirse, bu ilaçlara karşı kalp kasının duyarlılığı artabilir. Elektrolit dengesizlikleri olan ve LASİX ile birlikte bazı EKG değişikliklerine (QT aralığının uzaması) neden olabilecek ilaçları (örneğin, terfenadin, bir alerji ilacı ve kalp ritim bozuklukları için kullanılan bazı ilaçlar) kullanan hastalarda kalp atış hızında bozukluk riski (ventriküler aritmi, Torsades de Pointes gibi) artabilir.
– Yüksek dozda kullanılan salisilatlar (ağrı kesiciler): LASİX ile birlikte kullanıldığında, salisilatların yan etkileri daha güçlü olabilir.
4
– Böbreklere zarar verebilecek ilaçlar (nefrotoksik ilaçlar)(örneğin, aminoglikozidler, sefalosporinler, polimiksinler gibi antibiyotikler): LASİX, bu ilaçların zararlı etkilerini artırabilir. Hem LASİX hem de yüksek dozda bazı sefalosporinler alan hastalarda böbrek fonksiyonu bozulabilir.
– Aminoglikozidler (enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar) (örneğin, kanamisin, gentamisin, tobramisin) ve işitmeye zarar verebilecek diğer ilaçlar (ototoksik ilaçlar): LASİX ile birlikte kullanıldığında, bu ilaçların işitme üzerindeki etkileri artabilir ve işitme kaybı geri döndürülemez olabilir. Bu nedenle, bu ilaçların eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
– Sisplatin (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç): LASİX ile birlikte kullanıldığında işitme kaybına yol açabilir. Ayrıca, LASİX böbreklere zarar verebilecek etkileri artırabilir (nefrotoksisite), bu yüzden ekstra dikkatli kullanılmalıdır.
– Lityum (psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılır): LASİX ile birlikte kullanıldığında, lityumun kalp ve sinirler üzerindeki zararlı etkileri artabilir (kardiyotoksisite ve nörotoksisite). Bu nedenle, her iki ilacı birlikte alan hastaların kan lityum seviyeleri dikkatle izlenmelidir.
– Yüksek tansiyon ilaçları, diüretik ilaçlar (idrar söktürücü ilaçlar) veya tansiyonu düşürebilecek diğer ilaçlar: LASİX ile birlikte kullanıldıklarında tansiyon daha da düşebilir. Özellikle ADE inhibitörleri veya anjiyotensin II reseptör antagonistleri gibi ilaçlar ilk kez kullanıldığında veya dozları artırıldığında, tansiyonun şoka yol açabilecek büyük oranlarda düşmesi ve böbrek fonksiyonunun bozulması (bazen ani böbrek yetmezliği) gözlemlenmiştir. Bu nedenle, ADE inhibitörü veya anjiyotensin II reseptör antagonistleri tedavisine başlamadan önce veya doz artırılmadan önce LASİX tedavisinin geçici olarak durdurulması veya en azından üç gün boyunca dozun azaltılması önerilir.
– Probenesid (gut-damla hastalığında kullanılır), metotreksat (kanser tedavisinde kullanılır) ve böbrekler aracılığıyla atılan diğer ilaçlar (furosemid gibi): LASİX bu ilaçların atılımını azaltabilir. Yüksek dozda tedavi, kandaki aktif madde seviyelerini artırarak yan etki riskini yükseltebilir.
– Teofilin (solunum ile ilgili hastalıkların tedavisinde kullanılır) veya kas gevşeticiler (kürar benzeri ilaçlar): LASİX, bu ilaçların etkilerini güçlendirebilir.
– Kan şekerini düşüren ilaçlar (antidiyabetikler) veya tansiyonu artıran ilaçlar (sempatomimetik ilaçlar, örneğin adrenalin, noradrenalin): LASİX bu ilaçların etkilerini azaltabilir.
– Risperidon (psikiyatrik bazı hastalıkların ve bunamanın tedavisinde kullanılır): Risperidon tedavisi gören hastalarda dikkatli olunmalıdır. Bu kombinasyonun veya LASİX veya diğer güçlü diüretiklerle (idar söktürücüler) aynı anda kullanımının fayda ve riskleri doktorunuz tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir.
– Tiroid hormonları (örneğin, levotiroksin): LASİX’in yüksek dozları tiroid hormon seviyelerini etkileyebilir. Bu nedenle, bu kombinasyonu kullanan hastalarda tiroid hormon seviyeleri izlenmelidir.
Diğer etkileşimler:
– Siklosporin A(organ nakilleri sırasında kullanılır) ve LASİX’in birlikte kullanılması, furosemidin kan ürik asidi seviyelerini artırması ve siklosporinin ürik asidin idrar yoluyla atımını engellemesi nedeniyle gut kaynaklı artrit riskini artırabilir.
– Kontrast maddeli röntgen çekimleri sırasında böbrek yetmezliği açısından yüksek risk altında olan hastalarda, LASİX tedavisi gören hastalarda kontrast maddesi kullanıldıktan sonra böbrek fonksiyonunun bozulma sıklığı, sadece intravenöz sıvı verilen hastalardan daha fazla gözlemlenmiştir.
– İzole vakalarda, kloral hidrat (sakinleştirici ve uyku verici bir madde) alındıktan sonraki 24 saat içinde LASİX’in intravenöz kullanımı; sıcaklık hissi, terleme, ajitasyon, bulantı ve kan
5
basıncı ve kalp hızında artış (taşikardi) ile sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, LASİX ve kloral hidratın eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse, lütfen doktorunuza danışınız.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. LASİX nasıl kullanılır?
Bu ilacı her zaman doktorunuzun size söylediği şekilde kullanınız. Emin değilseniz doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Dozaj, her hasta için ayrı ayrı belirlenmeli ve öncelikle tedaviye nasıl yanıt verdiğinize bağlı olmalıdır. Her zaman istenen etkiyi sağlayan en düşük doz kullanılmalıdır.
Uygulama yolu ve metodu:
Ağızdan uygulanır. Tabletleri aç karnına alınız. Bir bardak su ile doktorunuzun önerdiği miktarda, çiğnemeden yutunuz.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Çocuklar için furosemid dozajı genellikle vücut ağırlığının her bir kilogramı başına günde 1 mg (bazen 2 mg) olarak belirlenir. Ancak, çocuklar için günlük furosemid dozu 40 mg’ı geçmemelidir.
Yaşlılarda kullanım:
Yaşlı hastalarda ve genel durumu bozuk hastalarda doktorunuz böbrek ve karaciğer fonksiyonlarındaki olası bozulmaları göz önünde bulundurarak dozda ayarlama yapacaktır.
Özel kullanım durumları:
Karaciğer/böbrek yetmezliği:
Karaciğer/böbrek hastalığından kaynaklanan ödem:
Yetişkinler için genellikle önerilen başlangıç dozu 1 adet LASİX 40 mg tablettir (40 mg furosemide eş değer). Eğer idrar çıkışı yetersiz kalırsa, doz altı saat sonra 2 adet LASİX 40 mg tablete (80 mg furosemide eş değer) çıkarılabilir. Bu doz artışına rağmen idrar çıkışı hala iyileşmezse, altı saat sonra 4 adet LASİX 40 mg tablet (160 mg furosemide eş değer) alınabilir. Gerekirse, istisnai durumlarda ve sıkı tıbbi gözetim altında olmak koşuluyla, 200 mg furosemidin üzerinde başlangıç dozları alınabilir.
Günlük tedavi dozu genellikle 1 ila 2 adet LASİX 40 mg tablettir (40 ila 80 mg furosemide eş değer). Artan idrar çıkışı nedeniyle oluşan vücut ağırlığı kaybı günde 1 kg’ı geçmemelidir.
Nefrotik sendrom (böbreklerin aşırı protein kaybetmesine neden olan bir durum) durumunuz varsa, yan etki riskinin artması nedeniyle doz çok dikkatli bir şekilde belirlenmelidir.
Diğer:
Kalp hastalığından kaynaklanan ödem:
6
Yetişkinler için genellikle önerilen başlangıç dozu 1 adet LASİX 40 mg tablettir (40 mg furosemide eş değer). Eğer idrar çıkışı yetersiz kalırsa, doz altı saat sonra 2 adet LASİX 40 mg tablete (80 mg furosemide eş değer) çıkarılabilir. Bu doz artışına rağmen idrar çıkışı hala iyileşmezse, altı saat sonra 4 adet LASİX 40 mg tablet (160 mg furosemide eş değer) alınabilir. Gerekirse, istisnai durumlarda ve sıkı tıbbi gözetim altında olmak koşuluyla, 200 mg furosemidin üzerinde başlangıç dozları alınabilir.
Günlük tedavi dozu genellikle 1 ila 2 adet LASİX 40 mg tablettir (40 ila 80 mg furosemide eş değer). Artan idrar çıkışı nedeniyle oluşan vücut ağırlığı kaybı günde 1 kg’ı geçmemelidir.
Yanık sonrası dokularda sıvı birikmesi (ödem):
Günlük ve/veya birim doz, 1 ila 2,5 LASİX 40 mg tablet (40 ila 100 mg furosemide eş değer) arasında değişir. Böbrek sorunu olan hastalarda, istisnai durumlarda doz 6 LASİX 40 mg tablete (240 mg furosemide eş değer) kadar çıkabilir. LASİX 40 mg tabletlerini kullanmadan önce, vücutta eksik olan kan hacmi mutlaka düzeltilmelidir.
Yüksek tansiyon (hipertansiyon) için:
Genel olarak, günde 1 adet LASİX 40 mg tablet (40 mg furosemide eş değer) tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte alınır.
Eğer LASİX’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla LASİX kullandıysanız:
Gerekenden fazla LASİX aldığınızı düşünüyorsanız, hemen bir doktora haber verin. Doktor, aşırı dozun derecesine bağlı olarak gerekli olabilecek önlemleri belirleyebilir. Akut veya kronik aşırı dozun belirtileri, tuz ve sıvı kaybının ciddiyetine bağlıdır.
Aşırı doz alımı, düşük tansiyona ve yattığınız yerden kalktığınızda kan dolaşımında bozukluklara, elektrolit dengesizliklerine (potasyum, sodyum ve klorür seviyelerinde azalma) ve kandaki pH seviyesinin yükselmesine (alkaloz) yol açabilir. Daha ciddi sıvı kaybı, vücutta su eksikliğine neden olabilir ve kan hacmindeki azalma dolaşım şokuna, kanın koyulaşmasına (hemokonsantrasyon) ve pıhtılaşma eğilimine yol açabilir.
Ani su ve elektrolit kayıpları da kafa karışıklığına neden olabilir.
LASİX’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
LASİX’i kullanmayı unutursanız:
Unuttuğunuz dozu telafi etmek için çift doz almayınız. Bunun yerine, bir sonraki reçeteli dozunuzu normal şekilde almaya devam ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için bir sonraki dozu çift doz almayınız.
LASİX ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler:
Doktorunuz size söylemedikçe LASİX’i almayı bırakmayınız veya LASİX ile tedavinizi zamanından önce sonlandırmayınız, çünkü bu tedavinizin başarısını etkileyebilir.
Bu ilacın kullanımı ile ilgili başka sorularınız varsa, doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
7
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi, LASİX’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, LASİX’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
• Ciltte ve mukoza zarlarında (ağız içi, burun içi, göz kapaklarının iç yüzeyi gibi vücut yüzeylerini kaplayan ince tabaka) alerjik reaksiyonlar, şu şekilde orataya çıkabilir:
– Kabarcıklar veya cildin soyulması: Örneğin, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi, cildin büyük parçalarının kabarıp soyulmasına neden olan durumlar.
Akut yaygın döküntülü püstüloz (AGEP): İlaçların neden olduğu, ateşle birlikte vücutta ani –
gelişen iltihaplı küçük kabarcıklar.
– Eozinofili ve sistemik belirtilerle birlikte ilaç reaksiyonu: Vücutta bazı kan hücrelerinin artışı ve bu duruma eşlik eden cilt döküntüleri, ateş ve diğer sistemik belirtiler.
– Likenoid reaksiyonlar: Ciltte, genital bölgede veya ağızda ortaya çıkan küçük, kaşıntılı, kırmızımsı-mor, pürüzlü döküntüler veya lezyonlar. Bu durum genellikle ciltte veya mukozal yüzeylerde düzensiz değişikliklerle kendini gösterir.
• Ciddi alerjik reaksiyonlar, örneğin anafilaktik şok olarak bilinen, kan dolaşımının aniden durmasına neden olabilen durumlar. Şokun ilk belirtileri arasında ciltte yoğun kızarma, kaşıntılı kabarıklıklar (kurdeşen), huzursuzluk, baş ağrısı, ani terlemeler, mide bulantısı ve cildin morarması yer alabilir.
• Kaşıntı, kurdeşen (ürtiker), döküntü, ciltte ve mukoza zarlarında (örneğin ağız içi, burun içi) kızarıklık, kabarcıklar veya pullanma oluşumu [örn. büllöz dermatit (ciltte büyük, su dolu kabarcıklar oluşmasına neden olan bir cilt rahatsızlığı), eritema multiforme (ciltte kırmızımsı, farklı şekillerde döküntülerle kendini gösteren bir durum), pemfigoid (ciltte ve mukoza zarlarında su dolu kabarcıklar oluşturan, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık), eksfolyatif dermatit (pul pul dökülme ile seyreden iltihaplı bir tür deri hastalığı), purpura (iğne başı şeklinde kırmızı morarmalar)], ışığa karşı artan hassasiyet (fotosensitivite)
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin, LASİX’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Alerjik reaksiyonun ilk belirtisinde, LASİX’in tekrar kullanılmaması gerekir.
Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Bildirilen diğer yan etkiler aşağıda listelenmiştir. Bu yan etkilerden herhangi biri ciddileşirse veya bu kullanma talimatında aşağıda yer almayan herhangi bir yan etki fark ederseniz, doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
8
Çok yaygın
• Elektrolit (vücudun su dengesini, sinir ve kas fonksiyonlarını düzenleyen maddeler)
dengesizlikleri
• Vücuttaki suyun azalması ve dolaşımdaki kan hacminin azalması (özellikle yaşlı
hastalarda)
• Belirli kan yağlarında (trigliseridler) artış
• Yatar pozisyondan ayağa kalkıldığında dolaşım bozuklukları da dahil olmak üzere
kan basıncında düşüş (intravenöz infüzyonlarla birlikte)
• Kanda kreatinin miktarında artış
Yaygın
• Kanın kalınlaşması (hemokonsantrasyon), aşırı idrar atımı durumunda görülebilir.
• Kanda sodyum ve klorür seviyelerinde azalma (hiponatremi ve hipokloremi, özellikle
sodyum klorür alımı azalmışsa),
• Kanda potasyum seviyesinde azalma (hipokalemi, özellikle potasyum alımı azalmışsa
ve/veya potasyum kaybı artmışsa, örneğin kusma veya kronik ishal nedeniyle)
• Kanda kolesterol artışı
• Kanda ürik asit artışı
• Gut atakları (eklemlerde iltihap ve ağrıya neden olan ürik asit artışı ile karakterize
hastalık)
• Karaciğer yetmezliği olan hastalarda hepatik ensefalopati (karaciğer yetmezliğine
bağlı olarak beyin fonksiyonlarında bozulma)
• İdrar miktarında artış
Yaygın olmayan
• Kan pulcuklarının (trombositlerin) sayısında azalma (trombositopeni) olabilir.
• Kan şekeri seviyelerinin artması (glukoz toleransının azalması, hiperglisemi).
Mevcut diyabeti (diabetes mellitus) olan hastalarda, bu durum hastanın
metabolizmasının kötüleşmesine yol açabilir. Gizli diyabet (latent diyabet) varsa, bu
durum ortaya çıkabilir.
• İşitme bozuklukları, genellikle geri dönüşümlü olup, özellikle böbrek fonksiyon
bozukluğu veya düşük kan protein düzeylerinde azalma (örn. nefrotik sendrom) olan
hastalarda ve/veya ilaç damara çok hızlı enjekte edilirse Sağırlık (bazen kalıcı
olabilir)
• Bulantı
Seyrek
• Belirli beyaz kan hücrelerinin sayısında artış (eozinofili), genel beyaz kan hücreleri
sayısında azalma (lökopeni)
• Ellerde ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma veya ağrılı yanma hissi (parestezi)
• Kulak çınlaması (tinnitus)
• Kan damarı iltihabı (vaskülit)
• Kusma, ishal
• Böbrek iltihabı (tubulo-interstisyel nefrit)
• Ateş
Çok seyrek
• Kırmızı kan hücrelerinin artan yıkımına bağlı anemi (hemolitik anemi), kemik
iliğinde kan hücresi oluşum bozukluklarına bağlı anemi (aplastik anemi),
enfeksiyonlara karşı artan duyarlılık ve genel sağlık durumunun kötüleşmesiyle
birlikte bazı beyaz kan hücrelerinde ciddi azalma (agranülositoz)
9
•
•
Agranülositoz belirtileri arasında titremeyle birlikte ateş, mukoza zarında (belirli organların veya boşlukların iç yüzeyi) değişiklikler ve boğaz ağrısı yer alabilir.
Akut pankreas iltihabı
Safra akışının engellenmesi (intrahepatik kolestaz) ve belirli karaciğer değerlerinde artış (transaminazlar)
Bilinmiyor:
• Sistemik lupus eritematozusun (bağışıklık sisteminin vücudu kendisine karşı yönlendirdiği bir hastalık) kötüleşmesi veya aktif hale gelmesi
• Kandaki kalsiyum seviyesinin düşmesi (hipokalsemi). Kalsiyum eksikliği, nadir durumlarda sinir ve kas sisteminde aşırı uyarılma (tetani) ile sonuçlanabilir.
• Kandaki magnezyum seviyesinin düşmesi (hipomagnezemi). Magnezyum eksikliği nadir durumlarda tetani ve kalp ritmi bozukluklarına yol açabilir.
• Metabolik alkaloz (kanın pH değerinin yükselmesi),
• Pseudo-Bartter sendromu (yanlış furosemid kullanımı veya uzun süreli furosemid tedavisi nedeniyle böbrek fonksiyonlarının bozulması, kan pH değerinin artışı, mineral tuzlarının kaybı ve düşük tansiyon ile karakterize edilen durum)
• Sodyum eksikliği ile sıklıkla bildirilen belirtiler arasında isteksizlik, baldır kaslarında kramplar, iştah kaybı, halsizlik, uyuşukluk, kusma ve kafa karışıklığı bulunur.
• Potasyum eksikliği kas güçsüzlüğü, ellerde ve ayaklarda anormal hisler (örn. karıncalanma, uyuşma veya ağrılı yanma hissi), felç, kusma, kabızlık, sindirim sisteminde aşırı gaz birikimi, aşırı idrar çıkışı, aşırı sıvı alımıyla birlikte anormal susuzluk hissi ve düzensiz nabız (örn. kalpte uyarılma ve iletim bozuklukları) gibi semptomlara yol açabilir. Şiddetli potasyum kaybı bağırsak felci (paralitik ileus) veya bilinç bozuklukları ve hatta koma ile sonuçlanabilir.
• Baş dönmesi
• Bayılma ve bilinç kaybı
• Baş ağrısı
• Kan damarlarının pıhtı nedeniyle tıkanması (trombosis, özellikle yaşlı hastalarda)
• Aşırı idrar çıkışı, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda dolaşım bozuklukları (hatta dolaşım çöküşü) ile birlikte görülebilir. Bu durum baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozuklukları, ağız kuruluğu, susuzluk, düşük kan basıncı ve yatan pozisyondan kalkarken kan basıncında düşüş gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
• Ciddi kas sorunları (rabdomiyoliz) vakaları bildirilmiştir, genellikle şiddetli potasyum eksikliği durumlarıyla ilişkilidir.
• İdrarda sodyum artışı, idrarda klorür artışı, kanda üre artışı ve idrar atımında bozulma belirtileri (örneğin, büyümüş prostatı olan hastalarda, böbreklerde idrar birikimi, daralmış üreter). Bu durum idrar tıkanıklığına (idrar retansiyonu) ve bunun sonucunda ortaya çıkan komplikasyonlara, böbrek taşlarına ve/veya erken doğan bebeklerde öbrek taşı ve/veya böbrek dokusunda kireçlenmeye, böbrek yetmezliğine neden olabilir.
• Erken doğan bebeklerde, yaşamın ilk haftalarında furosemid tedavisi uygulandığında, doğumdan önce akciğer dolaşımını geçici olarak yönlendiren damarın açık kalma riski artar (patent duktus arteriyozus).
Bir yan etki aniden ortaya çıkarsa veya daha da kötüleşirse, hemen doktorunuza bilgi veriniz çünkü bazı ilaç reaksiyonları belirli durumlarda hayatı tehdit edici olabilir. Doktor, ne tür önlemler alınması gerektiğine ve tedaviye devam edilip edilemeyeceğine karar verecektir.
10
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda, hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonunu tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. LASİX’in saklanması
LASİX’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 30°C altındaki oda sıcaklığında ve orijinal ambalajında saklayınız. Işıktan koruyunuz.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra LASİX’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd. Şti.
Şişli-İstanbul
Üretim yeri:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Lüleburgaz-Kırklareli
Bu kullanma talimatı ../../….tarihinde onaylanmıştır.
11
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
LASİX 40 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Furosemid 40 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz (inek sütü kaynaklı) 53 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Beyazımsı, yuvarlak, ikiye bölünebilir çentikli tablet
Çentiğin amacı yutmak için tabletin kırılmasını kolaylaştırmaktır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.Terapötik endikasyonlar
−Kalp veya karaciğer hastalığından kaynaklanan ödem
−Böbrek hastalığına bağlı ödem (nefrotik sendromda altta yatan hastalığın tedavisi öncelikli olmalıdır)
−Yanıklara bağlı ödem
−Arteriyel hipertansiyon
4.2.Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Dozaj, özellikle tedavi etkisi göz önünde bulundurularak, her hasta için ayrı ayrı belirlenmelidir. Her zaman istenilen etkiyi sağlayan en düşük doz kullanılmalıdır.
Uygulama şekli:
Tabletler aç karnına ve büyük bir bardak suyla beraber yutulmalıdır.
Kullanım süresi, hastalığın niteliğine ve şiddetine bağlıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek/Karaciğer hastalığı nedeniyle oluşan ödem:
Yetişkinlerde başlangıç dozu genellikle 1 x LASİX 40 mg tablet (40 mg furosemid’e eş değer) şeklindedir. Eğer yeterli idrar çıkışı sağlanamazsa, tek doz 6 saat sonra 2 x LASİX 40 mg tablete (80 mg furosemid’e eş değer) çıkarılabilir. Yine yeterli idrar çıkışı sağlanamazsa, 6 saat sonra 4 x LASİX 40 mg tablet (160 mg furosemid’e eş değer) uygulanabilir. Gerekirse, başlangıçta 200 mg furosemid’i aşan dozlar, yalnızca dikkatli klinik gözetim altında, istisnai durumlarda kullanılabilir.
1
Günlük idame dozu genellikle 1 – 2 LASİX 40 mg tablet (40 – 80 mg furosemid’e eş değer) şeklindedir. Artan idrar çıkışı nedeniyle oluşan kilo kaybı günde 1 kg’ı geçmemelidir. Nefrotik sendromda, istenmeyen etkilerin artma riski nedeniyle doz dikkatle ayarlanmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklar genellikle kilogram vücut ağırlığı başına günde 1 (veya 2) mg furosemid alırlar; günlük maksimum doz ise 40 mg furosemid’dir.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik populasyon için yeterli veri mevcut değildir.
Diğer:
Kalp hastalığından kaynaklanan ödem:
Yetişkinlerde başlangıç dozu genellikle 1 x LASİX 40 mg tablet (40 mg furosemid’e eş değer) şeklindedir. Eğer yeterli idrar çıkışı sağlanamazsa, tek doz 6 saat sonra 2 x LASİX 40 mg tablete (80 mg furosemid’e eş değer) çıkarılabilir. Yine yeterli idrar çıkışı sağlanamazsa, 6 saat sonra 4 x LASİX 40 mg tablet (160 mg furosemid’e eş değer) uygulanabilir. Gerekirse, başlangıçta 200 mg furosemid’i aşan dozlar, yalnızca dikkatli klinik gözetim altında, istisnai durumlarda kullanılabilir.
Günlük idame dozu genellikle 1 – 2 LASİX 40 mg tablet (40 – 80 mg furosemid’e eş değer) şeklindedir.
Artan idrar çıkışı nedeniyle oluşan kilo kaybı günde 1 kg’ı geçmemelidir.
Yanıklara bağlı ödem:
Günlük ve/veya tek doz 1 ila 2 ½ LASİX 40 mg tablet (40 – 100 mg furosemide eş değer) arasındadır. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan istisnai durumlarda, 6 x LASİX 40 mg tablete kadar (240 mg furosemide eş değer) uygulanabilir.
LASİX 40 mg tablet kullanılmadan önce intravasküler hacim azalması düzeltilmelidir.
Arteriyel hipertansiyon (yüksek tansiyon):
Genellikle günde bir kez 1 x LASİX 40 mg tablet (40 mg furosemid’e eş değer) kullanılır. Bu doz tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte uygulanabilir.
4.3.Kontrendikasyonlar
LASİX aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
– Furosemide ya da LASİX’in herhangi bir yardımcı maddesine aşırı duyarlılığı olan hastalarda. Sulfonamidlere (örn. sulfonamid antibiyotikler veya sulfonilüreler) alerjik olan hastalar furosemide çapraz duyarlılık gösterebilir.
– Hipovolemi veya dehidratasyonu olan hastalarda
– Furosemide yanıt vermeyen anürik böbrek yetmezliği olan hastalarda
– Şiddetli hipokalemisi olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.8)
– Şiddetli hiponatremisi olan hastalarda
– Hepatik ensefalopatiyle bağıntılı pre-komatöz ve komatöz durumları olan hastalarda – Emziren kadınlarda
2
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İdrar çıkışından emin olunmalıdır. Kısmi idrar çıkışı obstrüksiyonu olan hastalar (örn. Mesane boşalma bozukluğu, prostat hiperplazisi veya üretra daralması olan hastalarda) artan idrar üretimi şikayetlere neden olabilir ya da şiddetlendirebilir. Dolayısıyla bu hastalar özellikle tedavinin başlangıç evreleri sırasında dikkatli izleme gerektirir.
LASİX ile tedavi düzenli tıbbi gözetimi gerekli kılmaktadır. Aşağıdaki durumlarda dikkatli takip gereklidir:
-Hipotansiyonu olan hastalarda,
-Latent veya manifest diabetes mellitusu olan hastalarda (kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak izlenmesi),
-Gut hastalarında (serum ürik asidinin düzenli olarak izlenmesi),
-İdrar yapma bozukluğu (örneğin, prostat büyümesi, hidronefroz, üreter stenozu),
-Hipoproteinemisi olan hastalarda,örneğin nefrotik sendromda (dozun dikkatli bir şekilde ayarlanması)
-Hepatorenal sendromu olan hastalarda (hızla ilerleyen böbrek yetmezliği ile birlikte şiddetli karaciğer hastalığı, örneğin karaciğer sirozu)
-Kan basıncında istenmeyen belirgin bir düşüş riski taşıyan, örneğin, serebrovasküler dolaşım bozuklukları veya koroner kalp hastalığı olan hastalar,
-Prematüre bebeklerde (nefrokalsinoz/nefrolitiazis riski; böbrek fonksiyonlarının izlenmesi, böbrek ultrasonu).
Solunum sıkıntısı sendromu olan prematüre bebeklerde, yaşamın ilk haftalarında furosemid ile diüretik tedavisi patent duktus arteriosusun devam etme riskini artırabilir.
Furosemid ile tedavi edilen hastalarda, özellikle yaşlılarda, hipotansiyona neden olabilen diğer ilaçları kullanan hastalarda ve hipotansiyon için risk oluşturan diğer tıbbi durumları olan hastalarda baş dönmesi, bayılma veya bilinç kaybına yol açan semptomatik hipotansiyon meydana gelebilir.
İdrar yapma bozukluğu olan hastalarda (örn. prostat hipertrofisi) furosemid, ani idrar üretimi mesanenin aşırı gerilmesiyle idrar retansiyonuna yol açabileceğinden, yalnızca idrarın serbest akışı sağlanmışsa kullanılmalıdır.
Furosemid, sodyum ve klorürün ve dolayısıyla suyun eliminasyonunun artmasına yol açar. Diğer elektrolitlerin (özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyum) eliminasyonu da artar. LASİX ile tedavi sırasında artan elektrolit eliminasyonuna bağlı olarak sıvı-elektrolit dengesi bozuklukları sıklıkla gözlendiğinden, serum elektrolitleri düzenli olarak izlenmelidir.
Özellikle LASİX ile uzun süreli tedavi sırasında, serum elektrolitleri (özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum) bikarbonat, kreatinin, üre ve ürik asit ile kan şekeri düzenli olarak izlenmelidir.
Özellikle elektrolit bozuklukları oluşma riski yüksek olan hastalarda veya ciddi sıvı azalması durumunda (örn. kusma, ishal veya yoğun terleme nedeniyle) yakın izleme gereklidir. Hipovolemi veya dehidratasyon ve belirgin elektrolit bozuklukları veya asit-baz dengesinin bozulması düzeltilmelidir. Bu durum furosemid ile tedavinin geçici olarak kesilmesini gerektirebilir.
3
Elektrolit bozukluklarının olası gelişimi, altta yatan hastalık (örn. karaciğer sirozu, kalp yetmezliği), eşlik eden ilaçlar (bkz. Bölüm 4.5) ve diyetten etkilenir.
İdrar atılımının artmasından kaynaklanan kilo kaybı, idrar atılımının derecesine bakılmaksızın 1 kg/gün’ü geçmemelidir.
Nefrotik sendromda, istenmeyen etkilerin artması riski nedeniyle doz dikkatle ayarlanmalıdır.
Risperidon ile birlikte kullanım:
Demansı olan yaşlı hastalarda yapılan risperidon plasebo-kontrollü çalışmalarda, sadece furosemid ile tedavi edilen hastalar (67-90 yaşları arası, ortalama 80 yaş; % 4,1) veya sadece risperidon ile tedavi edilen hastalara (70-96 yaşları arası, ortalama 84 yaş; % 3,1) kıyasla, furosemid ve risperidon ile tedavi edilen hastalardaki (75-97 yaşları arası, ortalama 89 yaş; % 7,3) mortalite insidansında artış gözlenmiştir. Diğer diüretikler (özellikle düşük dozlardaki tiyazid diüretikleri) ile birlikte risperidon kullanımı benzer bulgular ile ilişkili değildir.
Bu bulguyu açıklayan hiç bir patolojik mekanizma ve ölüme sebep olan tutarlı bir sebep bulunmamaktadır. Bununla birlikte, gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veya diğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yararı, kullanıma karar verileceği zaman öncelikli olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Risperidon ile diğer diüretiklerin birlikte kullanımı sonucu hastalardaki mortalite insidansında hiç bir artış görülmemiştir. Tedaviye bakmaksızın, dehidratasyon mortalite için yüksek bir risk faktörüdür ve bu yüzden demansı olan yaşlı hastalarda kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Sistemik lupus eritematozusun alevlenmesi veya aktivasyonu olasılığı vardır.
LASİX kullanımı doping testlerinde pozitif sonuç verebilir. Ayrıca, LASİX’in bir doping maddesi olarak kötüye kullanılması sağlığı tehlikeye atabilir.
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Diyabet hastaları için not: 1 tablet, 0,01 ekmek biriminden daha az karbonhidrat içerir.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Furosemid ve glukokortikoidler, karbenoksolon veya laksatiflerin eş zamanlı kullanımı, potasyum kaybını artırarak hipokalemi riskini yükseltebilir. Bu açıdan, büyük miktarlarda meyan kökü karbenoksolon gibi etki gösterebilir.
Steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (örn. indometasin ve asetilsalisilik asit) furosemidin etkisini azaltabilir. Furosemid tedavisi sırasında hipovolemi gelişen veya dehidrate olan hastalarda, non-steroid anti-inflamatuar ajanların eş zamanlı uygulanması akut böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Probenesid, metotreksat ve furosemid gibi böbrek tübüllerinde geniş ölçüde salgılanan diğer ilaçlar, furosemid etkisini azaltabilir.
Fenitoin ile birlikte kullanıldığında, furosemid’in etkisinde azalma gözlemlenmiştir.
Sukralfat, furosemidin bağırsaktan emilimini azaltarak etkisini düşürdüğünden, bu iki ilacın alımı arasında en az 2 saatlik bir aralık bırakılmalıdır.
4
Aliskiren, ağız yoluyla verilen furosemidin plazma konsantrasyonunu azaltır. Aliskiren ve oral yolla furosemid tedavisi gören hastalarda furosemidin etkisinde azalma gözlemlenebilir. Bu nedenle, diüretik etkisinin azalıp azalmadığını izlemek ve dozunu buna göre ayarlamak önerilir.
Kalp glikozitleri ile eşzamanlı kullanımda, furosemid ile ilişkili hipokalemi ve/veya hipomagnezemi, miyokardın kalp glikozitlerine karşı duyarlılığını artırır. Furosemidin, QT aralığını uzatan ilaçlarla (örneğin, terfenadin, bazı sınıf I ve sınıf III antiaritmik ajanlar) ve elektrolit bozukluğu olan hastalarla birlikte kullanılması, ventriküler aritmiler (Torsades de Pointes dahil) riskini artırır.
Yüksek doz salisilatların toksisitesi, furosemid ile birlikte kullanıldığında artabilir.
Furosemid, nefrotoksik ilaçların (örneğin, aminoglikozid antibiyotikler, sefalosporinler, polimiksinler gibi) zararlı etkilerini artırabilir.
Furosemid ile yüksek dozda bazı sefalosporinlerin eşzamanlı kullanımı, böbrek fonksiyonlarında bozulmalara yol açabilir.
Aminoglikozidlerin (örneğin, kanamisin, gentamisin, tobramisin) ve diğer ototoksik ilaçların ototoksisitesi, furosemid ile eşzamanlı kullanıldığında artabilir. Oluşabilecek işitme bozuklukları kalıcı olabilir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen ilaçların eşzamanlı kullanımı kaçınılmalıdır.
Cisplatin ve furosemid eşzamanlı kullanıldığında işitme hasarı oluşabilir. Cisplatin tedavisi sırasında furosemid ile zorunlu idrar üretimi yapılacaksa, furosemid yalnızca düşük dozlarda (örneğin, normal böbrek fonksiyonuna sahip hastalarda 40 mg) ve pozitif sıvı dengesi sağlandığında kullanılmalıdır. Aksi takdirde, cisplatin’in nefrotoksisitesi artabilir.
Furosemid ve lityumun eşzamanlı kullanımı, lityumun atılımını azaltarak lityumun kardiyak ve nörotoksik etkilerini artırır. Bu nedenle, bu kombinasyonu alan hastalarda plazma lityum seviyelerinin dikkatle izlenmesi önerilir.
Furosemid ile birlikte diğer antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeline sahip ilaçlar kullanıldığında, daha büyük bir tansiyon düşüşü beklenebilir. Özellikle bir ADE inhibitörü veya anjiyotensin-II reseptör antagonisti ilk kez veya ilk kez yüksek dozlarda uygulandığında, şiddetli tansiyon düşüşü, hatta şok ve böbrek fonksiyonlarında bozulma (nadiren akut böbrek yetmezliği) gözlemlenmiştir. Bu nedenle, mümkünse furosemid tedavisi geçici olarak durdurulmalı veya ADE inhibitörü ya da anjiyotensin-II reseptör antagonisti tedavisine başlanmadan veya dozlar artırılmadan önce furosemid dozunun en az üç gün süreyle azaltılması önerilir.
Furosemid, probenesid, metotreksat ve furosemid gibi böbrek tübüllerinde geniş ölçüde salgılanan diğer ilaçların böbrekten atılımını azaltabilir. Yüksek doz tedavisi durumunda (özellikle furosemid ve diğer ilaç birlikte kullanıldığında), bu durum furosemid veya eşzamanlı kullanılan ilaç nedeniyle serum seviyelerinin yükselmesine ve istenmeyen etkilerin artma riskine yol açabilir.
Furosemid, teofilin veya kürar tipi kas gevşeticilerin etkisini artırabilir.
5
Furosemid ile birlikte kullanıldığında, antidiyabetik ilaçların
sempatomimetiklerin (örneğin, epinefrin, norepinefrin) etkisi azalabilir.
hipertansif
Risperidon ile tedavi edilen hastalarda dikkatli olunmalı ve tedavi kararı verilmeden önce furosemid veya diğer güçlü diüretiklerle kombinasyon veya birlikte tedavinin risk ve faydaları göz önünde bulundurulmalıdır. (Birlikte risperidon alan demanslı yaşlı hastalarda mortalite artışı ile ilgili olarak Bölüm 4.4’e bakınız).
Levotiroksin:
Yüksek dozda furosemid, tiroid hormonlarının taşıyıcı proteinlere bağlanmasını engelleyebilir ve bu durum, başlangıçta serbest tiroid hormonlarında geçici bir artışa, ardından toplam tiroid hormonu seviyelerinde genel bir azalmaya yol açabilir. Bu nedenle, tiroid hormonu seviyeleri izlenmelidir.
Diğer etkileşimler:
Siklosporin A ve furosemid eşzamanlı olarak kullanıldığında, furosemid kaynaklı hiperürisemi ve siklosporinin böbreklerden ürik asit atılımını engellemesi nedeniyle gut artriti riskinde artış gözlemlenmiştir.
X-ışını kontrast maddeleri nedeniyle böbrek hasarı riski yüksek olan ve furosemid ile tedavi edilen hastalarda, kontrastlı muayeneden önce sadece intravenöz sıvı (hidrasyon) alan risk altındaki hastalara kıyasla kontrastlı muayeneden sonra böbrek fonksiyonlarında daha sık bozulma meydana gelmiştir.
Furosemidin kloral hidrat tedavisinden sonraki 24 saat içinde intravenöz uygulanması durumunda, nadir de olsa sıcaklık hissi, terleme, huzursuzluk, bulantı, tansiyon yükselmesi ve taşikardi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle, furosemid ve kloral hidratın eşzamanlı kullanımı kaçınılmalıdır.
Özel popülasyonlara iliskin ek bilgiler
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Furosemidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Gebelik dönemi
Furosemid plasenta bariyerini geçmektedir.Bu nedenle, sadece kısa süreli olarak ve tedavi gereksinimi dikkatlice değerlendirildikten sonra gebelikte kullanılmalıdır.Diüretikler, plasental perfüzyonu ve dolayısıyla intrauterin büyümeyi bozdukları için gebelikte hipertansiyon ve ödemin rutin tedavisi için uygun değildir.
6
Ancak, eğer furosemid maternal kalp yetmezliği veya böbrek yetersizliği nedeniyle verilmek zorundaysa, elektrolitler, hematokrit ve fetal büyüme yakından izlenmelidir. Furosemid’in hiperbilirubinemi durumunda bilirubinin albümin bağlanma bölgesinden yer değiştirmesine ve bu nedenle kernikterus riskinin artmasına neden olduğu bildirilmiştir.
Furosemid plasental bariyeri geçer ve kordon kanında maternal serum konsantrasyonunun % 100’üne ulaşır. Bugüne kadar insanlarda furosemide maruz kalma ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir malformasyon bildirilmemiştir. Bununla birlikte, embriyo/fetüs üzerindeki olası zararlı etkilerin kesin bir değerlendirmesini sağlamak için yeterli veri bulunmamaktadır. Rahim içindeki fetal idrar üretimi uyarılabilir. Furosemid ile tedavi edilen prematüre bebeklerde ürolitiazis (böbrek taşları) gözlemlenmiştir.
Laktasyon dönemi
Furosemid anne sütüne geçer ve laktasyonu inhibe eder. Bu nedenle, emziren kadınlara furosemid ile tedavi uygulanmamalıdır. Gerekirse, emzirmeye son verilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/Fertilite
Furosemidin üreme yeteneğine etkisiyle ilgili yeterli veri mevcut değildir.
4.7.Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Bireysel tepkiler farklılık gösterebileceğinden, araç kullanma, makine kullanma veya güvenli bir destek olmadan çalışma yeteneği etkilenebilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcında, dozların artırıldığı veya tedavi değiştirildiği durumlarda ya da ilaç alkolle birlikte alındığında geçerlidir.
4.8.İstenmeyen etkiler
Advers etkilerin görülme sıklığı, literatür verilerine dayanmaktadır ve çeşitli dozlarda furosemid alan toplam 1.387 hastayı içeren bir dizi farklı indikasyonla ilgili çalışmalara atıfta bulunmaktadır.
Aşağıda sıralanan istenmeyen etkilerin sıklığına ilişkin bilgiler şöyle tanımlanmıştır:Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Hemokonsantrasyon (aşırı diürez yoluyla)
Yaygın olmayan: Trombositopeni
Seyrek: Lökopeni, eozinofili
Çok seyrek: Agranülositoz, aplastik anemi veya hemolitik anemi
Agranülositoz belirtileri titreme ile birlikte ateş, mukoza değişiklikleri ve boğaz ağrısını içerebilir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Alerjik deri ve mukoza reaksiyonları
Seyrek: Anafilaktik şok gibi şiddetli anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar (tedavi için bkz. Bölüm 4.9)
Şokun ilk belirtileri arasında kızarma veya ürtiker gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı, siyanoz yer alır.
7
Bilinmiyor: Sistemik lupus eritematozusun alevlenmesi veya aktif hale gelmesi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları (bkz. Bölüm 4.4)
Çok yaygın: Elektrolit bozuklukları (semptomatik olanlar dahil), hipovolemi ve dehidratasyon (özellikle yaşlı hastalarda), yüksek trigliserit seviyeleri
Yaygın: Hiponatremi, hipokloremi (özellikle kısıtlı sodyum klorür alımında), hipokalemi (özellikle potasyum alımının eş zamanlı olarak azalması ve/veya potasyum kaybının artması, örn. kusma veya kronik diyare nedeniyle); kan kolesterolünde artış, serum ürik asit artışı ve gut atakları
Yaygın olmayan: Glukoz toleransında azalma ve hiperglisemi. Açık diabetes mellituslu hastalarda bu durum metabolik durumun kötüleşmesine yol açabilir. Gizli diabetes mellitus belirgin hale gelebilir (bkz. Bölüm 4.4).
Bilinmiyor: Hipokalsemi, hipomagnezemi, metabolik alkalozis, furosemidin kötüye kullanımı ve/veya uzun süreli kullanımı çerçevesinde Pseudo-Barter sendromu.
Sodyum eksikliğinin yaygın olarak gözlenen belirtileri arasında ilgisizlik, baldır krampları, iştahsızlık, halsizlik, uyuşukluk, kusma ve kafa karışıklığı yer alır.
Hipokalemi nöromüsküler belirtiler (kas güçsüzlüğü, parestezi, parezi), bağırsak belirtileri (kusma, kabızlık, meteorizm), böbrek belirtileri (poliüri, polidipsi) ve kardiyak belirtiler (impuls oluşumu ve iletimi bozuklukları) şeklinde ortaya çıkabilir. Şiddetli potasyum tükenmesi paralitik ileus, bilinç bozuklukları ve hatta koma ile sonuçlanabilir.
Hipokalsemi nadir durumlarda tetaniye neden olabilir.
Hipomagnezeminin bir sonucu olarak nadir vakalarda tetani veya kardiyak aritmi gelişimi gözlenmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Karaciğer yetmezliği olan hastalarda hepatik ensefalopati (bkz. Bölüm 4.3) Seyrek: Parestezi
Bilinmiyor: Baş dönmesi, bayılma ve bilinç kaybı, baş ağrısı
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Özellikle de böbrek yetmezliği veya hipoproteinemisi olan hastalarda (örn. nefrotik sendromda) ve/veya çok hızlı intravenöz enjeksiyon durumunda, işitme kaybı (bazı zamanlarda geri dönüşümsüz)
Seyrek: Tinnitus (kulak çınlaması)
Vasküler hastalıkları
Çok yaygın (intravenöz infüzyon sırasında): Ortostatik disregülasyon dahil hipotansiyon (bkz.
Bölüm 4.4)
Seyrek: Vaskülit
Bilinmiyor: Tromboz (özellikle yaşlı hastalarda)
Aşırı diürezde, özellikle çocuklarda ve yaşlı hastalarda, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozuklukları, ağız kuruluğu ve susuzluk, hipotansiyon ve ortostatik disregülasyon şeklinde kendini gösteren dolaşım bozuklukları (hatta dolaşım kollapsı) ortaya çıkabilir.
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın olmayan: Bulantı
8
Seyrek: Kusma, diyare
Çok seyrek: Akut pankreatit
Hepato-bilier hastalıkları
Çok seyrek: İntrahepatik kolestaz, transaminaz seviyelerinde yükselme
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Kaşıntı, ürtiker, döküntüler, büllöz dermatit, eritema multiforme, pemfigoid, eksfolyatif dermatit, purpura, fotosensitivite
Bilinmiyor: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, AJEP (akut jeneralize ekzantem püstülöz ), DRESS (Eozinofili ve sistemik semptomlar ile birlikte ilaç döküntüsü) ve likenoid reaksiyonlar
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: Genellikle şiddetli hipokalemi bağlamında rabdomiyoliz vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3).
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok yaygın: Kan kreatinininde yükselme
Yaygın: İdrar miktarında artış
Seyrek: Tübülointerstisyel nefrit
Bilinmiyor: İdrarda sodyum artışı, idrarda klorür artışı, idrarda kan üre artışı, idrar yapma bozukluğu belirtileri (örneğin prostat hipertrofisi, hidronefroz, üreter darlığı olan hastalarda), idrar retansiyonuna bağlı ikincil komplikasyonlar (bkz. Bölüm 4.4), prematüre bebeklerde nefrokalsinoz ve/veya nefrolitiyazis (bkz. Bölüm 4.4), böbrek yetmezliği (bkz. Bölüm 4.5)
Konjenital ve kalıtımsal/genetik hastalıkları
Bilinmiyor: Furosemidin prematüre bebeklere yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde, patent ductus arteriosusun devam etme riski artar.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Seyrek: Ateş
Şüpheli advers reaksiyonların rapor edilmesi
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı belirtileri:
Akut veya kronik doz aşımında klinik tablo esas olarak elektrolit ve sıvı kaybının derecesine bağlıdır. Doz aşımı, hipotansiyon, ortostatik disfonksiyon, elektrolit dengesizlikleri (hipokalemi, hiponatremi, hipokloremi) veya alkaloza yol açabilir. Daha şiddetli sıvı kayıplarında, belirgin hipovolemi, dehidrasyon, dolaşım çökmesi ve tromboza eğilim ile birlikte hemokonsantrasyon meydana gelebilir. Sıvı ve elektrolitlerin hızla kaybedilmesi durumunda, deliryum görülebilir. Nadir durumlarda anafilaktik şok (belirtiler: terleme, bulantı, siyanoz, belirgin tansiyon düşüklüğü, bilinç bozuklukları veya hatta koma) gözlenebilir.
9
Doz aşımı tedavisi:
Doz aşımı durumlarında veya hipovolemi belirtileri (hipotansiyon, ortostatik disfonksiyon) gösteren hastalarda, LASİX tedavisi derhal durdurulmalıdır.
Eğer furosemid oral yoldan alındıktan sonra kısa bir süre geçmişse, zehirlenmenin birincil eliminasyonu için adımlar atılması (kusturma, mide yıkama) ve emilimi azaltıcı önlemler (aktif kömür) alınması önerilir.
Daha ciddi vakalarda, hayati belirtiler izlenmeli ve sıvı ve elektrolit dengesi, asit-baz dengesi, kan şekeri seviyeleri ve idrarla atılan maddelerin tekrarlanan değerlendirmeleri yapılmalı, gerekirse anormal seviyeler düzeltilmelidir.
Miksiyon (idrar yapma) bozukluğu olan hastalarda (örneğin prostat hipertrofisi) ani idrar üretimi nedeniyle mesanenin aşırı gerilmesiyle birlikte idrar retansiyonu oluşabileceğinden, serbest idrar akışının sağlanması gerekmektedir.
•Hipovolemi tedavisi: sıvı replasmanı
•Hipokalemi tedavisi: potasyum replasmanı
•Dolaşım çökmesi tedavisi: hastalar şok pozisyonuna alınmalı, gerektiğinde şok tedavisi uygulanmalıdır.
Anafilaktik şok durumunda acil önlemler:
İlk belirtilerde (örneğin, ürtiker veya kızarma gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme atakları, bulantı, siyanoz):
– Venöz erişim sağlanmalı,
– Yaygın acil önlemlere ek olarak, hasta sırt üstü yatırılmalı, bacaklar kaldırılmalı, hava yolları açık tutulmalı ve oksijen verilmelidir,
– Yoğun bakım acil önlemleri uygulanmalıdır (epinefrin, sıvı replasmanı, glukokortikoidlerin verilmesi dahil).
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kardiyovasküler sistem; diüretikler; yüksek tavanlı diüretikler; sulfonamidler, yalın
ATC kodu: C03CA01
Etki mekanizması:
Furosemid, güçlü, kısa ve hızlı etkili bir kıvrım (loop) diüretiğidir. Na+/2Cl-/K+ iyon taşıyıcısını bloke ederek, Henle kıvrımının çıkan kolunda bu iyonların geri emilimini engeller. Fraksiyonel sodyum atılımı, glomerüler filtrasyona uğrayan sodyumun % 35’ine kadar ulaşabilir. Artan sodyum atılımı, idrar çıkışının artmasına ve distal tübüllerde ozmotik olarak bağlı su aracılığıyla K+ atılımının artmasına yol açar. Ayrıca, Ca2+ ve Mg2+ iyonlarının atılımı da artar. Bu elektrolitlerin tükenmesine ek olarak, ürik asit atılımının azalması ve asit-baz dengesinin bozulması sonucunda olası metabolik alkaloz gelişebilir.
Furosemid, makula densadaki tübüloglomerüler geri-bildirim (feedback) mekanizmasını kesintiye uğratır, böylece salüretik etkililik azalmaz.
Furosemid, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin doza bağlı olarak uyarılmasına yol açar.
10
Kalp yetmezliğinde furosemid, venöz kapasitans damarları genişleterek kalpteki ön yükte (preload) akut bir azalmaya neden olur. Bu erken vasküler etkiye prostaglandinlerin aracılık ettiği görülmektedir ve renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktivasyonu ve sağlam prostaglandin sentezi ile birlikte yeterli böbrek fonksiyonu gerektirir.
Furosemid, sodyum klorür atılımını artırarak, düz vasküler kas dokusunun vazokonstriktör uyarıcılara verdiği yanıtı azaltarak ve kan hacmini düşürerek kan basıncını azaltır.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral uygulamayı takiben, furosemid dozunun % 60-70’i gastrointestinal sistemde emilir. Ancak, kronik kalp yetmezliği veya nefrotik sendromu olan hastalarda emilim % 30’un altına düşebilir.
Etkisinin başlaması yaklaşık 30 dakika sonra beklenir. Tabletlerin alımından yaklaşık 1 saat sonra plazma konsantrasyonları zirveye ulaşır.
Dağılım:
Furosemidin plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık % 95’tir. Böbrek yetmezliği durumunda bu oran % 10’a kadar azalabilir. Göreceli dağılım hacmi, vücut ağırlığına göre yaklaşık 0,2 L/kg’dir (yenidoğanlarda 0,8 L/kg vücut ağırlığı).
Biyotransformasyon:
Furosemid, karaciğerde sadece küçük bir oranda (yaklaşık % 10) metabolize edilir ve büyük ölçüde değişmeden atılır.
Eliminasyon:
İlacın üçte ikisi böbrekler yoluyla, üçte biri ise safra ve dışkı yoluyla elimine edilir. Normal böbrek fonksiyonlarında eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 1 saattir. Terminal böbrek yetmezliğinde bu süre 24 saate kadar uzayabilir.
Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum:
Veri bulunmamaktadır.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite:
Akut oral toksisite, incelenen tüm türlerde düşük bulunmuştur. Sıçanlar ve köpeklerde yapılan kronik toksisite çalışmaları, böbreklerde değişikliklere (fibrozis ve kalsifikasyon dahil) yol açmıştır.
Genotoksisite:
Furosemid ile yapılan in vitro ve in vivo genotoksisite çalışmaları, klinik olarak anlamlı bir genotoksik potansiyel göstermemiştir.
Sıçanlar ve farelerde yapılan uzun dönem çalışmalar, kanserojen potansiyel olduğuna dair hiçbir kanıt ortaya koymamıştır.
11
Üreme toksikolojisi:
Üreme toksikolojisi çalışmalarında yüksek dozların uygulanmasının ardından, sıçan fetüslerinde farklılaşmış glomerül sayısında azalma ve skapula, humerus ve kaburgalarda iskelet anomalileri (hipokalemi nedeniyle) gözlenmiştir. Ayrıca, fare ve tavşan fetüslerinde hidronefroz gözlemlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı)
Mısır nişastası
Prejelatinize mısır nişastası
Talk
Kolloidal susuz silika
Magnezyum stearat
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Işıktan korumak için ilacı orijinal ambalajında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
LASİX 40 mg tablet, 12 tablet içeren Al/ PVC blister ambalajlarda sunulmuştur.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”neuygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd. Şti.
Şişli-İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
9. İLK RUHSAT TARİHİ /RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.08.2001
Ruhsat yenileme tarihi: 11.02.2011
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ:
12