*Hepsi, H

HOLOXAN 1 G IV INFUZYONLUK COZELTI TOZU ICEREN FLAKON

Temel Etkin Maddesi:

ifosfamide

Üreten İlaç Firması:

EİP ECZACIBAŞI İLAÇ PAZARLAMA A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

ifosfamide

Üreten İlaç Firması:

EİP ECZACIBAŞI İLAÇ PAZARLAMA A.Ş.

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8699586262876

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

1249,95 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8699586262876

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

1249,95 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – L – ANTİNEOPLASTİK VE İMMÜNOMODÜLATÖR AJANLAR, L01 ANTİNEOPLASTİKLER, L01A ALKİLLEYİCİ AJANLAR, L01AA Nitrojen mustard analogları, L01AA06, ifosfamide

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – L – ANTİNEOPLASTİK VE İMMÜNOMODÜLATÖR AJANLAR, L01 ANTİNEOPLASTİKLER, L01A ALKİLLEYİCİ AJANLAR, L01AA Nitrojen mustard analogları, L01AA06, ifosfamide

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI HOLOXAN 1 g IV İnfüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz Damar içine uygulanır.

Steril, sitotoksik
Etkin madde: Her flakon etkin madde olarak1 g ifosfamid içerir. Yardımcı maddeler: IV flakonun içeriğinde yardımcı madde bulunmamaktadır. Çözücü: 1 adet 25 mL’lik enjeksiyonluk su.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçetelendirilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde bu ilacı kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1.HOLOXAN nedir ve ne için kullanılır?

2.HOLOXAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.HOLOXAN nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.HOLOXAN’ın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.

1. HOLOXAN nedir ve ne için kullanılır?

HOLOXAN, sulandırıldıktan sonra kullanılmak üzere kuru toz olarak sunulan bir ilaçtır. Her kutu içinde kuru toz şeklinde ilaç içeren bir flakon ve 1 adet 25 mL’lik sulandırıcısı bulunur. HOLOXAN size damardan uygulanabilmesi için sulandırılır. Sulandırıldıktan sonra her 100 mL çözelti 4 g ifosfamid içerir.

HOLOXAN sitotoksik (hücre öldürücü) bir ilaçtır. Etkisini kanser hücrelerini öldürerek gösterir. Bu etki “kemoterapi” olarak da adlandırılır.

1

HOLOXAN bir dizi değişik kanser durumunda kullanılır. Sıklıkla diğer kanser ilaçları ya da ışın tedavisiyle (radyoterapi) bir arada kullanılmaktadır.

HOLOXAN aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır:
Testis kanseri (testislerin kanseri)
İlerlemiş TNM Evre II ila IV (seminoma ve seminoma olmayan) tümörleri olan hastaların birinci basamak kemoterapiye yanıt vermeyen veya yeterince yanıt vermeyen kombinasyon kemoterapisi için.

Rahim ağzı kanseri (rahim boynu kanseri)
Palyatif radyoterapiye (hafifletici ışın tedavisi) alternatif olarak, FIGO Evre IV B servikal karsinomun palyatif (hafifletici) sisplatin/ifosfamid kombinasyon kemoterapisi (diğer kombinasyon ortağıyla birlikte değil).

Meme kanseri
Gelişmiş, refrakter (tedaviye cevap vermeyen) veya tekrarlayan (tedaviden sonra geri dönen) meme kanserlerinin palyatif (hafifletici) tedavisi için.

Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri
Ameliyat edilemeyen veya metastatik tümörleri olan (yayılmış tümörler) hastaların tek ajan veya kombinasyon kemoterapisi için.

Küçük hücreli akciğer kanseri
Kombinasyon kemoterapi için.

Yumuşak doku sarkomları (osteosarkom ve rabdomyosarkom dahil; yumuşak doku tümörleri) Standart tedavilerin başarısızlığından sonra rabdomiyosarkom (çizgili kas hücrelerinin tümörü) veya osteosarkomun (kemik tümörü) tek ajan veya kombinasyon kemoterapisi için. Tek ajan veya cerrahi ve radyoterapi başarısızlığından sonra diğer yumuşak doku sarkomlarının kombinasyon kemoterapisi için.

Ewing sarkomu (özel tip kemik tümörü)
Birinci basamak sitostatik ilaç tedavisinin başarısızlığından sonra kombinasyon kemoterapisi için.

2

Hodgkin dışı lenfoma (lenfatik sistemin tümörü)
Yüksek derecede kötü huylu Hodgkin dışı lenfoma hastalarının kombinasyon kemoterapisi için, ilk tedaviye cevap vermeyen veya yeterince yanıt vermeyen. Tekrarlayan (tedaviden sonra dönen) lenfomalı hastaların kombinasyon terapisi için.

Hodgkin hastalığı (özel lenfatik doku hastalığı tipi)
Refrakter (tedaviye cevap vermeyen) veya tekrarlayan (tedaviden sonra geri dönen) lenfomalardaki birinci basamak sitostatik tedavilerin başarısızlığından sonra hastaların kombinasyon kemoterapisi için.

2. HOLOXAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

HOLOXAN’ıaşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer:
−Daha önce HOLOXAN ya da içerdiği etkin madde olan ifosfamid aldığınızda alerjik bir tepki gösterdiyseniz (soluk kesilmesi, hırıltılı solunum, derinizde döküntüler, kaşıntı ya da yüz ve dudaklarınızda şişme gibi belirtiler oluştuysa);
−Kemik iliğiniz yeteri kadar çalışmıyorsa (özellikle daha önceden kemoterapi ya da radyoterapi almışsanız). Doktorunuz, kemik iliğinizin ne kadar iyi çalıştığını kontrol etmek için kanınızı test edebilir.

−Halen bir enfeksiyon geçiriyorsanız (örneğin bağışıklık sisteminiz zayıfsa);
−Önceki kemoterapi veya radyoterapi sonucu böbrek veya mesane problemleriniz olduysa. Tedaviye başlamadan önce idrar çıkışı tıkanıklığı varsa düzeltilmelidir.

−Böbreklerinizle veya karaciğerinizle ilgili bir sorunuz varsa (Doktorunuz bunu kontrol etmek için kan testleri yapabilir);
−İdrar yaparken ağrı olarak fark edilen (sistit) bir idrar yolu enfeksiyonu varsa;
−Tedaviye başlamadan önce elektrolit dengesizlikleri dışlanmalı ve/veya düzeltilmelidir. −Hamileyseniz ya da emzirmekte olan anneyseniz.

Yukarıda belirtilen durumların sizde olması durumunda doktorunuza söyleyiniz; doktorunuz ilacınızı değiştirmeye karar verebilir.

Hastalar ifosfamid ile olası MSS toksisitesi (sinir sistemine zarar verme durumu) riski nedeniyle dikkatle izlenmelidir. Ensefalopati (iltihabi olmayan beyin hastalığı) durumunda, ifosfamid tedavisi durdurulmalıdır.

3

İdrarda gözle görülür kan bulguları olan veya olmayan (mikro- veya makrohematüri) mesane enfeksiyonu HOLOXAN ile tedavi sırasında ortaya çıkarsa, normal hale gelene kadar tedavi kesilmelidir.

HOLOXAN’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer:
– Zaten radyoterapi veya kemoterapi almışsanız veya yakın zamanda aldıysanız.

– Genel sağlığınız zayıfsa veya zayıfsanız.

– Sisplatin ile tedavi olmuşsanız.

– Böbrek probleminiz varsa veya böbreğiniz alınmışsa.

– Bağışıklık sisteminiz zayıfsa, örneğin şeker hastalığı, kronik karaciğer hastalığı veya kronik böbrek hastalığınız varsa.

– Şeker hastalığı tedavisinin zamanında ayarlanması için şeker hastalarında düzenli olarak glikoz metabolizması izlenmelidir.

– Beyin metastazı (kanserin beyine yayılması durumu), serebral semptomlar (beyinle ilgili hastalık belirtileri) ve / veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda; bu hastalar düzenli olarak izlenmelidir.

– Yaşlıysanız (65 yaş üstü).

Yukarıdakilerden herhangi biri sizin için geçerliyse, doktorunuzun kanınız veya idrarınız için ekstra testler yapması gerekebilir ve tedavinizi değiştirmeye karar verebilir

Kan ve bağışıklık sisteminiz üzerindeki etkiler:
-Kemik iliğinde kan hücreleri üretilir. Üç farklı kan hücresi türü vardır:
oVücudunuzun etrafında oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri
oEnfeksiyonla savaşan beyaz kan hücreleri ve
oKanınızın pıhtılaşmasına yardımcı olan trombositler
-HOLOXAN size uygulandıktan sonra kan sayımınızda bir azalma olacaktır. Bu HOLOXAN’ın kaçınılması mümkün olmayan bir yan etkisidir. Kan değerleriniz ilacınızın uygulanmasından 5-10 gün sonra en düşük değerlerine iner ve tedavi bittikten birkaç gün sonrasına kadar düşük kalır. Çoğu hastada 21-28 gün sonra normal değerlerine yükselir.

Öncesinde çok fazla sayıda kemoterapi yapılmışsa normal değerlere dönülmesi daha uzun sürebilir.

4

-Kan hücresi sayınız düştüğü zaman enfeksiyon kapma olasılığınız daha yüksek olabilir.

Öksürük, soğuk algınlığı veya diğer enfeksiyonları olan kişilerle yakın temastan kaçının. -Doktorunuz, kırmızı kan hücrelerinin, beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin sayısını, HOLOXAN ile tedavinizden önce ve sırasında yeterince yüksek olduğunu kontrol edecektir.

Diş etleriniz üzerindeki etkiler:
-Ağzınızda yara ve enfeksiyon oluşmaması için diş etlerinizin sağlıklı olması önemlidir. Bu konuda doktorunuza danışınız.

İdrar keseniz üzerindeki etkiler:
-HOLOXAN idrar kesenizin (mesane) duvarına hasar vererek idrarınızda kan gözükmesine neden olabilir. Doktorunuz bu konuyu bilmektedir ve mesanenizi korumak amacıyla mesna etkin maddesini içeren bir ilaç verebilir.

-Mesna içeren ilaçları ağız yolundan alabilir, damardan uygulanan formlarını kısa süreli olarak veya HOLOXAN tedavisiyle birlikte yavaş yavaş damardan da alabilirsiniz. Daha fazla bilgi için mesna içeren ürünün kullanım talimatına bakınız.

-HOLOXAN tedavisiyle birlikte mesna içeren ilaç alan hastaların çoğunda mesaneyle ilgili bir sorun görülmez ancak doktorunuz idrarınızda kan olup olmadığını anlamak için sizden idrar tahlili isteyebilir.

-İdrarınızda kan görürseniz hemen doktorunuza bildiriniz.

Böbrekleriniz üzerindeki etkiler:
-HOLOXAN böbreklerinize zarar verebilir, böylece düzgün çalışmazlar.

-Sadece bir böbreğiniz varsa veya böbrekleriniz zaten hasar görmüşse, bu daha olasıdır. -Bu genellikle geçicidir ve HOLOXAN tedavisi durdurulduktan sonra normale döner. Bazen hasar kalıcı ve daha ağırdır.

-Doktorunuz size yapacağı test sonuçlarını böbrek hasarı belirtileri açısından kontrol edecektir.

Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

HOLOXAN’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması
−HOLOXAN tedavisi sırasında alkol kullanmamalısınız.

5

−Greyfurtta bulunan bir madde nedeniyle HOLOXAN’ın aktivasyonunda ya da aktivitesinde azalma sebebiyle, tedavi kürleriniz sırasında greyfurt yemeyiniz ve greyfurt suyu içmeyiniz.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

HOLOXAN’ın etken maddesi olan ifosfamid mutajenik (hücrelerin yapısındaki genetik maddelerde değişikliğe neden olma durumu) olabilir ve doğmamış bebeğinizin gelişimini etkiler. Hamilelik sırasında HOLOXAN kullanmamalısınız. Doktorunuz hamilelik sırasında kullanılmasının gerekli olduğunu düşünüyorsa, çocuğunuza tedaviden olumsuz etkileri konusunda tıbbi tavsiye almalısınız.

HOLOXAN ile tedavi edilirken hamile kalırsanız, derhal doktorunuzu bilgilendirin ve genetik danışmanlık alın.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme
HOLOXAN’ı almaktayken bebeğinizi emzirmemelisiniz. Eğer doktorunuz emzirme sırasında HOLOXAN kullanmanızı gerekli görürse bebeğinizi emzirmeyi bırakmalısınız.

İlacı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.

Doğurganlık
HOLOXAN kullanırken hamileliği önleyici önlemler almalısınız. HOLOXAN’ın etken maddesi olan ifosfamid, genetik yapıya zarar verebilir ve / veya kısırlığa yol açabilir. HOLOXAN tedavi görmüş erkeklere tedavi sırasında ve daha sonra 6 aya kadar baba olmamaları önerilmektedir. Kadınlar tedaviden sonra 12 ay boyunca etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır. Kadınlar tedavi sırasında hamile kalmamalıdır. HOLOXAN ile tedavi edilen erkeklerin tedaviye başlamadan önce spermlerin korunmasına ilişkin tavsiye almaları önerilir.

İlacı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.

6

Araç ve makine kullanımı
HOLOXAN -özellikle de MSS’yi etkileyen alkol veya ilaçlarla birlikte- doğrudan ensefalopatiye (iltihabi olmayan beyin hastalığı) neden olarak veya mide bulantısına ve kusmaya neden olarak, araç ve makina kullanımını etkileyebilir.

HOLOXAN’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Uyarı gerektiren yardımcı madde içermemektedir.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Reçetesiz alınan ilaçlar, aşılar ve bitkisel ilaçlar da dahil olmak üzere başka herhangi bir ilaç almayı planlıyorsanız, alıyorsanız veya yakın zamanda aldıysanız lütfen doktorunuza bildiriniz.

Eğer halen aşağıdaki ilaçları alıyorsanız (ya da yakın bir zamana kadar aldıysanız) HOLOXAN’ı dikkatli kullanınız. Bu ilaçlar HOLOXAN’ın yan etkilerini arttırabilir ya da uyumlu olmayabilir.

-Şeker hastalığında kullanılan sülfonilüre grubu olarak adlandırılan ilaçlar (HOLOXAN almaktayken, bu ilaçların kan şekerinizi normaldekinden daha fazla düşürebileceğinden). -Varfarin gibi kanı sulandırıcı ilaçlar. HOLOXAN ile birlikte kullanıldığında kanama riski artar.

-Aprepitant (bulantıya karşı kullanılan bir ilaç). HOLOXAN ile birlikte kullanıldığında sinir sistemi üzerine olan zararlı etkilerde artış olur.

-Mantarların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan ketokonazol, flukonazol ve itrakanozol adlı ilaçlar ve bir kanser ilacı olan sorafenib, HOLOXAN ile birlikte kullanıldığında, HOLOXAN’ın etkinliğini değiştirebilir. Ayrıca, bu ilaçlar HOLOXAN’ın sinir sistemi ve böbrekler üzerindeki zararlı etkilerinde artışa neden olabilir.

-Karaciğer enzimlerini uyarabilen aşağıdaki ilaçlar, HOLOXAN’ın zararlı etkilerini artırabilir:
oEpilepsi (sara) hastalığının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar (fenobarbital, fenitoin, karbamazepin)
oRifampin (bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılna bir ilaç) oKortikosteroid (mikrobik olmayan iltihabi durumlarda kullanılan bir ilaç) oSarı kantaron (hafif depresyon durumlarında kullanılan bitkisel bir ilaç) -HOLOXAN, klorpromazin (psikolojik bozuklukların tedavisinde kullanılan bir ilaç), triiyodotironin (hipotiroidizm denilen tiroid bezlerinin az çalışmasına neden olan

7

hastalığın tedavisinde kullanılır) veya disülfiram (alkol bağımlılığını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç) gibi aldehit dehidrojenaz inhibitörleri denen bir grup ilaç ile birlikte kullanıldığında etkinliği ve zararlı etkileri artar.

-Aşağıdaki ilaçlar HOLOXAN’ın kan üzerindeki zararlı etkilerini artırabilir ve/veya bağışıklık sistemi baskılanmasında artışa neden olabilir:
oADE inhibitörleri (hipertansiyonu tedavi etmek için kullanılan bir ilaç grubu) oKarboplatin (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç): Böbrek üzerine olan zararlı etkilerin artmasına neden olabilir.

oSisplatin (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç): Sisplatine bağlı işitme kaybı, HOLOXAN ile birlikte tedavi sırasında daha da kötüleşebilir.

oNatalizumab (multipl skleroz denen bir sinir sistemi hastalığını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
-Allopurinol (Gut (damla hastalığı) hastalığında kullanılan) ve hidroklorotiyazit (tansiyonu düşürmek veya vücutta biriken fazla suyu atmak için kullanılan bir ilaç) ile birlikte kullanıldığında kemik iliği üzerine olan zararlı etkilerde artışa neden olur.

-Aşağıdaki ilaçlar, birlikte uygulandığında HOLOXAN’ın böbrek üzerindeki zararlı etkilerini artırabilir:
o Sisplatin (kansertedavisinde kullanılan bir ilaç).

oAsiklovir (virüslerle oluşan enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir ilaç) oAminoglikozitler (özellikle idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan ve streptomisin, gentamisin, amikasin ve neomisin gibi ilaçları içeren bir çeşit antibiyotik grubu)
oAmfoterisin B (mantarların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç) oKarboplatin (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç)
-Aşağıdaki ilaçlar HOLOXAN ile birlikte uygulandığında sinir sistemi üzerindeki etkilerde artış olur ve HOLOXAN ile ilişkili ensefalopati (iltihabi olmayan beyin hastalığı) şüphesi varsa kullanılmamalıdır:
oAntiemetikler (kusmayı önlemek için kullanılan ilaçlar)
oAntihistaminikler (saman nezlesi ya da alerjik durumlarda kullanılan ilaçlar) oNarkotikler (şiddetli ağrıları önlemek için kullanılan uyuşturucu cinsinden ağrı kesiciler)
oNöroleptikler (başka şizofreni olmak üzere bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan psikotik ilaçlar)
oSedatifler (rahatlatıcı olarak kullanılan ilaçlar)

8

oSelektif seroronin geri alım inhibitörleri (depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç grubu)

oTrisiklik antidepresanlar (depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç grubu) -Aşağıdaki ilaç veya tedaviler HOLOXAN ile birlikte kullanılırsa kalp üzerinde zararlı etkiler oluşur:

oAntrasiklinler (bleomisin, dokdorubisin, epirubisin ve mitomisin gibi kanser ilaçları)

oKalp bölgesine ışın tedavisi uygulanması
-Aşağıdaki ilaç veya tedaviler HOLOXAN ile birlikte kullanılırsa akciğerler üzerinde zararlı etkilerde artış olur:

oAmiodaron (kalp atışlarını düzenlemek için kullanılan bir ilaç)
oG-CSF, GM-CSF (bu hormonlar kemoterapi sonrası azalan akyuvar sayısını normalleştirmek için kullanılır)

-Aşağıdaki ilaç veya tedaviler HOLOXAN ile birlikte kullanılırsa hemorajik sistit (kanama ile birlikte seyreden mesane iltihabı) gelişme riskinde artışa neden olurlar:

oBusulfan (bazı kan kanseri türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç) oMesaneye ışın tedavisi uygulanması

Aşağıdaki etkileşimler de mümkündür:

-HOLOXAN, süksametonyumun (anestezide kullanılan bir ilaç) kas gevşetici etkisini arttırabilir .

-HOLOXAN, cildin ışın tedavisine tepkisini artırabilir.

-HOLOXAN’ın immünsüpresif (bağışıklık sistemini zayıflatma) etkileri nedeniyle, uygulanan aşılara yetersiz cevap alınabilir. Canlı aşıların kullanımından kaynaklanan aşı

kaynaklı enfeksiyonun HOLOXAN tedavisi ile birlikte olması beklenir.

-Dosetaksel (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) tedavisinden önce HOLOXAN uygulandığında mide ve barsak ile ilişkili zararlı etkiler olabilir.

-Tamoksifen (meme kanserinde kullanılan bir ilaç) ile birlikte uygulanması tromboemboli (pıhtı oluşması) riskinin artmasına neden olabilir.

Lütfen bu bilgilerin yakın zamana kadar kullandığınız ilaçlar için de geçerli olabileceğini

unutmayın.

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı su anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda

kullandıysanız lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

9

3. HOLOXAN nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
HOLOXAN, size doktorunuz ya da hemşireniz tarafından uygulanacaktır.

Normal doz:
-Doz miktarınız çeşitli faktörlere bağlıdır:
oSahip olduğunuz hastalık tipi
oBoyunuz ve kilonuz
oGenel sağlığınız
oBaşka kanser önleyici ilaçlar veya radyoterapi almanız

HOLOXAN, genellikle bir dizi tedavi döngüsü olarak verilir. Bir döngüden sonra bir sonraki tedavi döngüsüne devam etmeden önce bir ara verilir (bu sırada HOLOXAN almazsınız). HOLOXAN, mutajeniktir (genetik materyalde değişiklikler üretir) ve potansiyel olarak karaciğerde aktivasyondan sonra kanserojen (kansere neden olur) bir maddedir. Bu nedenle cilt ve mukoza zarlarıyla temastan kaçınılmalıdır.

Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.

Uygulama yolu ve metodu:
HOLOXAN, normalde büyük bir sıvı torbasına eklenecek ve toplardamarlarınızdan yavaş yavaş enjekte edilerek (akıtılarak) verilecektir. İlaçlı serumunuz el sırtınız veya kolunuzdaki damara ya da köprücük kemiğinin altındaki büyük damara takılan bir tüp aracılığıyla uygulanabilir. İlacınız doza bağlı olarak birkaç saatte, bazen birkaç günde, uygulanacaktır. HOLOXAN sıklıkla diğer anti-kanser ilaçları veya radyoterapileri ile birlikte verilir.

Değişik yaş grupları:
Yaşlılarda kullanım:
Yaşlı hastalarda sıklıkla; karaciğer, böbrek, kalp veya diğer organların fonksiyonlarında azalma, eş zamanlı hastalıkların meydana gelmesi veya eş zamanlı tedavilere ihtiyaç duyma görülebilir. Bu nedenle ifosfamid bu hastalarda kullanılırken özellikle dikkatli olunmalıdır. Toksisite taramalarının artması gerekebilir ve olası bir doz ayarlaması ihtiyacı göz önünde bulundurulmalıdır.

10

Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği (özellikle şiddetli böbrek yetmezliği) bulunan hastalarda böbreklerden atılımın azalmış olması nedeniyle, bu hastalarda doz ayarlanırken bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.

Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği (özellikle şiddetli karaciğer yetmezliği) bulunan hastalarda ifosfamidin aktive edilmesinin azalması görülebilir. Bu durum ifosfamid tedavisinin etkinliğini değiştirebilir. Bu durum doz belirlenirken ve belirlenen doz değerlendirilirken göz önünde bulundurulmalıdır.

Eğer HOLOXAN’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konusunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla HOLOXAN kullandıysanız:
İhtiyaç duyduğunuzdan daha fazla HOLOXAN verilme olasılığı pek yoktur, çünkü size deneyimli ve kalifiye personel tarafından verilecektir. Çok fazla verildiyse personel derhal enjeksiyonu durdurur.

HOLOXAN’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konusunuz.

HOLOXAN’ı kullanmayı unutursanız
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

HOLOXAN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler Bulunmamaktadır.

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi, HOLOXAN’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

HOLOXAN kanser hücrelerini öldürebilen, aynı zamanda normal hücrelere de saldıran bir ilaçtır. Bu nedenle birçok yan etkisi olabilir. Doktorunuz, kanserinizin sizin için olası

11

herhangi bir yan etkiden daha fazla bir risk olduğunu düşünmediği sürece size HOLOXAN’ı reçete etmez. Doktorunuz sizi düzenli olarak kontrol edecek ve mümkün olduğunda yan etkileri tedavi edecektir.

Asağıdakilerden biri olursa, HOLOXAN’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne basvurunuz:

-Kendinizi çarpmadan çürük meydana gelmesi, kanamanın durmasının yavaşlaması ya da burnunuzun ya da diş etinizin kanaması. Bu, kanınızdaki trombosit seviyelerinin çok düşük olduğuna dair bir işaret olabilir.

-Beyaz kan hücresi sayınızın düşmesi – doktorunuz tedaviniz sırasında bunu düzenli olarak kontrol edecektir. Herhangi bir belirtiye neden olmaz, ancak enfeksiyon kapma olasılığınız artar. Enfeksiyonunuz olduğunu düşünüyorsanız (yüksek ateş, soğuk ve titreme ya da sıcak ve terli hissetmek ya da öksürme veya idrar yaparken yanma gibi herhangi bir enfeksiyon belirtisi), beyaz kan sayınızın olağandan daha düşük olduğunda antibiyotiklere ihtiyacınız olabilir.

-Çok soluk, uyuşuk ve yorgun olma. Bu düşük kırmızı kan hücrelerinin (anemi) bir işareti olabilir. Genellikle tedavi gerekmez, vücudunuz sonunda kan hücrelerini yerine koyar. Çok anemik iseniz, kan transfüzyonuna ihtiyacınız olabilir.

-Belirtileri arasında soluk kesilmesi, hırıltılı solunum, ciltte döküntü ile yüzde ve dudaklarda kaşıntı veya şişme bulunan alerjik reaksiyonlar (aşırı duyarlılık reaksiyonları) ve bu reaksiyonların şiddetlenerek ölümle de sonuçlanabilecek şeklide soluk zorluğu ve şoka doğru ilerlemesi (anaflaktik reaksiyon)

-Tüm vücuda yeteri kadar kan ve oksijen gitmemesi sonucu gelişen dolaşım yetmezliği (şok)

-Solunum zorluğuna neden olabilen ve hayatı tehdit edebilen, yüzünüzde ve/veya boynunuzda ani şişme (anjiyoödem)

-Bağışıklık sistemininin baskılanması sonucu sık enfeksiyon geçirme (immuno-süpresyon)

-Kurdeşen (ürtiker)

-İdrarınızdaki kan, idrar çıkışınızda azalma veya ağrı varsa.

12

-Zihinsel durum değişiklikleri: Bazı insanlarda HOLOXAN beyin fonksiyonunu etkileyebilir. Bazen HOLOXAN hastaları tedavinin kendilerini etkilediğini

anlamamaktadır ancak arkadaşlarınız ve aileniz değişimi fark edebilir. Aşağıdaki yan

etkilerden herhangi biri meydana gelirse, doktorunuz HOLOXAN ile tedavinizi

durduracaktır.

oSersemlik
oUyuşukluk
oZaman-mekan bilincini kaybetme
oGerginlik
oDepresyon
oHalüsinasyonlar
oKollarda veya bacaklarda kas krampı oHızlı konuşma
oKelimeleri tekrarlama
oSakarlığın artması
oBir göreve sabitlenmek
oAgresif davranış
oNöbet geçirme
oBayılma
-Bu yan etkilere ateş veya hızlı nabız eşlik edebilir.

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.

Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza

gerek olabilir.

Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:

Çok yaygın: 10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.

Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Seyrek: l.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle sıklık tahmin edilemiyor.

Çok yaygın:

-Akyuvar sayısında azalma (lökositopeni1)

13

-Kanda platelet adı verilen hücre sayısında azalma (trombositopeni2)
-Alyuvar sayısında azalma (anemi3)
-Kan hücrelerinin üretiminde azalmayla sonuçlanan geçici veya kalıcı kemik iliği hasarı (miyelosüpresyon****)

-Nötrofil denilen bir çeşit akyuvar sayısında azalma (nötropeni)
-Sinir sistemine zararlı etkilerin oluşması (MSS toksisitesi)
-İltihabi olmayan beyin hastalığı (ensefalopati)
-Uykusuzluk
-Bulantı ve kusma
-Saç kaybı (alopesi)
-Kanama ile birlikte seyreden mesane iltihabı (bazıları ölümcül olmak üzere hemorajik sistit9)

-İdrarda kan görülmesi (hematüri)
-İdrarda çıplak gözle görülen kan (makrohematüri) -İdrarda çıplak gözle görülemeyen kan (mikrohematüri) -Böbrek yetmezliği10
-Yapısal böbrek hasarı
-Ateş

Yaygın:

-Enfeksiyon*
-İştah kaybı
-Metabolizmadaki değişikliklere bağlı olarak kan pH düzeyinde düşme (metabolik asidoz) -İltihabi olmayan böbrek hastalığı (nefropati)
-Böbrek hasarı
-Erkeklerde sperm üretimi (spermatogenez) bozukluğu
-Nötrofil sayısında azalma sonucu görülen ateş (nötropenik ateş)
-Yorgunluk hissetme

Yaygın:

-Pnömoni (akciğer enfeksiyonu)
-İkincil tümörler
-Üreter (idrar borusu) kanseri (üreteral karsinom)
-Kan üretimi bozukluğunun eşlik ettiği kemik iliği bozuklukları (miyelodispik sendrom)

14

-Bazı kan kanseri türleri (akut lösemi***, akut lenfatik lösemi **)
-Halüsinasyon
-Psikotik depresyon
-Zaman-mekan bilincini kaybetme
-Gerginlik
-Bilinçte bulanıklık
-Uyku hali
-Unutkanlık
-Baş dönmesi
-Sinirlerin beyne ve beyinden, omurilikten vücudun kalan bölümlerine mesaj taşınması yetisinin hasar görmesi sonucu özellikle el ve ayaklarda olmak üzere güçsüzlük, uyuşma

ve ağrı (periferik nöropati)

-Kalpte zararlı etkiler oluşması (kardiyotoksisite6)
-Kalp ritim bozuklukları (supraventriküler aritmi, supraventriküler ekstrasistol) -Kalp yetmezliği**
-Kanama riski
-İshal
-Ağız içi mukozasında iltihap (stomatit)
-Kabızlık
-Karaciğerde zararlı etkiler oluşması (hepatotoksisite8)
-Karaciğer yetmezliği
-İdrar kaçırma
-Yumurtalık fonksiyon kaybı
-Adet dönemlerinin olmaması (amenore)
-Düşük kadınlık hormonu (östrojen) düzeyleri
-Yorgunluk

Seyrek:

-Aşırı duyarlılık (hipersensitivite) reaksiyonları: Belirtileri arasında soluk kesilmesi, hırıltılı solunum, ciltte döküntü ile yüzde ve dudaklarda kaşıntı veya şişme bulunan alerjik

reaksiyonlar

-Uygunsuz ADH salınımı sendromu (vücutta su tutan hormon olan ADH hormonunun fazla salgılanmasıyla ortaya çıkan ve kandaki sodyum düzeylerinin azalması başta olmak

üzere bir çok problem yol açan bir hastalıktır).

15

-Kanda düşük sodyum seviyesi (hiponatremi)
-Vücutta su birikimi
-Beyincikle ilgili hastalık belirtileri (serebellar semptomlar)
-Görme bozuklukları
-Derinin iltihabi reaksiyonları (dermatit)
-Deriden kabarık, çoğunlukla kırmızı olmayan sivilce şeklinde döküntüler (papüler döküntü)

-Havale geçirme (konvülsiyon**)
-Böbrekte süzme görevi yapan bazı tüpçüklerin bozukluğu (glomerüler böbrek fonksiyon bozukluğu)

-Bir tür böbrek hastalığı (tübüler asidoz)
-İdrarda normalden daha fazla protein olması (proteinüri)
-Semende sperm yokluğu (azospermi)
-Azalmış sperm sayısı (oligospermi)
-İdrarda aşırı miktarda aminoasit bulunması (hiperaminoasidüri)

Çok seyrek:

-Şok (tüm vücuda yeteri kadar kan ve oksijen gitmemesi sonucu gelişen dolaşım yetmezliği)

-Kan potasyum düzeyinin normalin altında olması (hipokalemi)
-Bilinç kaybı (koma)
-Havale geçirme
-Periferik sinirlerin sistemik hasarı (polinöropati)
-Damar iltihabı (flebit11)
-Kronik akciğer hastalığı (kronik interstisyel pulmoner fibrozis) **
-Akciğerin interstisyel iltihabı (interstisyel pnömoni)
-Akciğerde sıvı toplanması (akciğer ödemi**)
-Pankreas iltihabı (pankreatit)
-Anormal kemik metabolizması (osteomalazi)
-D vitamini eksikliğinden kaynaklanan anormal kemik metabolizması (raşitizm) -Böbrek emilim bozukluğu (Fanconi sendromu)
-Radyasyona karşı vücut reaksiyonunun artması

16

Bilinmiyor:

-Septik şok** (bir enfeksiyon nedeniyle tüm vücuda yeteri kadar kan ve oksijen gitmemesi sonucu gelişen dolaşım yetmezliği)

-Lenfosit denilen ve bağışıklığa karşı rol oynayan kan hücrelerinin kanseri (lenfomalar-non-Hodgkin lenfoma)

-Bağ dokularda kanserleşme (sarkomlar**)
-Böbrek kanseri (renal karsinomlar)
-Tiroid kanseri
-Altta yatan yaşamı tehdit edici hastalığın ilerlemesi*
-Kan üzerinde zararlı etkiler oluşması (hematotoksisite**)
-Lökosit sayısının eksikliği (agronülositoz)
-Vücuttaki küçük kan damarlarında yaygın olarak kan pıhtılarının oluşması (dissemine intravasküler koagülasyon)

-Kılcal damar kanaması sonucu anemi, böbrek yetmezliği ve trombositopeni gelişmesi (hemolitik-üremik sendrom)

-Bazı anemi (kanda alyuvarların azalmasına bağlı gelişen bir durum) türleri (hemolitik anemi, neonatal anemi)

-Methemoglobinemi (kanda alyuvarlara tutunan fakat oksijen taşıma yeteneği olmayan bir maddenin artması ve dokuların yeterince oksijen alamaması ile seyreden bir hastalık)

-Anjiyoödem** (solunum zorluğuna neden olabilen ve hayatı tehdit edebilen, yüzde ve/veya boyunda ani şişme)

-Anafilaktik reaksiyon (aşırı duyarlılık reaksiyonlarının şiddetlenerek ölümle de sonuçlanabilecek şeklide soluk zorluğu ve şoka doğru ilerlemesi)

-İmmünosüpresyon (bağışıklık sistemininin baskılanması sonucu sık enfeksiyon geçirme) -Kurdeşen (ürtiker)
-Tümör lizis sendromu (büyük ya da çok hızlı büyüyen bir tümörün kemoterapi sonrası ya da kendi kendisini besleyemeyecek kadar büyümesi sonucunda oluşan hücre yıkımı ile,

hücre içinde bulunan bir çok maddenin kan dolaşımına katılarak oluşturduğu bir durum)

-Kandaki düşük kalsiyum seviyeleri (hipokalsemi)
-Kandaki azalmış fosfat seviyeleri (hipofosfatemi)
-Artan kan şekeri (hiperglisemi)
-Aşırı susuzluk (polidipsi)
-Panik atak
-Katatoni (hareketsizlik ile karakterize psikiyatrik bir hastalık)

17

-Mani (aşırı neşe ve yüksek enerji ile seyreden psikiyatrik bir durum)
-Kalıcı düşünce bozukluğu (paranoya)
-Deliryum (dikkat ve hafızada bozulma durumu)
-Düşüncelerin yavaşlaması (bradifreni)
-Psikolojik olarak konuşma yetisini yitirmek (mutism)
-Mental durum değişiklikleri
-Otomatik olarak başkaları tarafından söylenenleri tekrarlama (ekolali)
-Anormal konuşkanlık (logore)
-Perseverasyon (hareket, kelime veya davranışların tekrar edilmesi)
-Hafıza bozukluğu (amnezi)
-Sinir dokusu hasarı (nörotoksisite)4,5
-Konuşma bozukluğu (dizartri)
-Uzun süren ve tekrarlayan havaleler geçirme (status epileptikus)
-Geri dönüşümlü posterior lökoensefalopati sendromu (ani tansiyon artışı ile birlikte baş ağrısı, bulantı, kusma, bilinç değişikliği, görme bozukluğu ve havale ile karakterize

belirtilerden oluşan bir hastalık)

-Lökoensefalopati (beynin ak maddesini etkileyen bir bozukluk)
-Ekstrapiramidal bozukluklar (istemsiz veya kontrol edilemeyen hareketler, titreme ve kas kasılmaları)

-İstemsiz kas hareketleri (asteriksis)
-Hareket bozuklukları
-Uyarıları algılama bozukluğu (dizestezi)
-Deri duyarlılığının azalması (hipoestezi)
-El, kol ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve yanma hissi (parestezi) -Sinir ağrısı (nöralji)
-Anormal yürüyüş
-Dışkı kaçırma (fekal inkontinans)
-Bulanık görme
-Göz yüzeyi ve göz kapağı içinin iltihabı (konjunktivit)
-Göz iritasyonu
-Sağırlık
-Duyma kaybı
-Baş dönmesi (vertigo)
-Kulak çınlaması (tinnitus)

18

-Kalp ritim bozuklukları (ventriküler taşikardi dahil aritmiler)**
-Kalbin atrium (kulakçık) denen bölgesinden kaynaklanan ritim bozuklukları (atriyal fibrilasyon, atriyal çarpıntı (flutter), prematür atriyal kasılma, erken atriyal kasılmalar)

-Yavaş kalp atış hızı (bradikardi)
-Kalp durması (kardiyak arrest**
-Kalp krizi
-Kalp yetmezliği (kardiyojenik şok)**
-Sol dağ bloğu (kalpte sol tarafta, kalp ritmini oluşturan elektriksel ileti sisteminde oluşan bozukluk)

-Sağ dal bloğu (kalpte sağ tarafta, kalp ritmini oluşturan elektriksel ileti sisteminde oluşan bozukluk)

-Kalp zarı etrafında sıvı toplanması (perikardiyal effüzyon ve kalp tamponadı)
-Kalp kası kanaması (miyokardiyal kanama)
-Göğüs ağrısı (anjina pektoris)
-Kalp fonksiyon bozukluğunun eşlik ettiği kalp kası hastalığı (kardiyomiyopati, konjestif kardiyomiyopati)**

-Kalp kasının iltihabı (miyokardit)**
-Kalp zarının iltihabı (perikardit)
-Kalp krizi (miyokard enfarktüsü)
-Miyokardiyal depresyon (kalp kasının bir işlev bozukluğu)
-Kalp çarpıntıları
-Kalp kaslarının çalışmasında azalma (azalmış ejeksiyon fraksiyonu**)
-Elektrokardiyogramda (kalpte meydana gelen elektriksel faaliyetin kaydedilmesi) değişiklikler (ST segmenti, T dalgası, QRS kompleksi)

-Toplardamarlarda oluşan pıhtının akciğerlere atılması (pulmoner embolizm) -Toplardamarda pıhtıya bağlı tıkanıklık (venöz tromboz)
-Kapiler kaçış sendromu (kılcal damarlarla ilgili bir hastalık)
-Kan damarlarının hastalığı (vaskülit)
-Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
-Düşük kan basıncı (hipotansiyon)7
-Ateş basması
-Solunum yetmezliği**
-Akut solunum sendromu**
-Akciğer döngüsünde yüksek basınç (pulmoner hipertansiyon)**

19

-Alerjik alveolit (bir çeşit akciğer iltihabı)
-Akciğer iltihabı (pnömonit)**
-Akciğer çevresindeki sıvı miktarında artış (plevral effüzyon)
-Bronş kaslarının ani kasılması (bronkospazm)
-Nefes darlığı (dispne)
-Oksijen azlığı (hipoksi)
-Öksürük
-Tiflit (bağırsağın bir bölümünün iltihabı)
-Kolonun iltihabı (kolit)
-Enterokolit
-Bağırsak tıkanması (ileus)
-Sindirim sistemi kanaması
-Mukozal ülserasyon (mukozalarda yaralar)
-Karın ağrısı
-Tükürüğün aşırı artması
-Karaciğer yetmezliği
-Karaciğer ciddi iltihabı (fulminan hepatit)**
-Veno-okluzif karaciğer hastalığı (karaciğer damarlarında tıkanıklıklar ile seyreden bir tür hastalık)

-Portal ven trombozu (bağırsaklardan karaciğere kan getiren ana toplardamarın pıhtı oluşması sonucu tıkanmasıdır)

-Karaciğer iltihabı (kolestatik ve sitolitik hepatit dahil hepatit)
– Safra kanalında safra akışının engellenmesi (kolestaz)
-İlerleyici kabarma ve cildin ayrılması ile karakterize ciddi ilaç advers reaksiyonu (toksik epidermal nekroliz)

-Ciltte ciddi alerjik ilaç reaksiyonu (Steven-Johnson Sendromu)
-El avuçlarının ve ayak tabanlarının acı verici kızarıklık ve şişkinliği (el-ayak sendromu, palmar-plantar eritrodisestezi sendromu)

-Radyasyona maruz kalan cilt bölgelerinde hasar -Cilt nekrozu (ciltte doku ölümü)
-Şişmiş yüz
-Cilt lezyonları (peteşi)
-Döküntüler (maküler döküntü dahil)
-Kaşıntı

20

-Cilt kızarıklığı (eritem)
-Cilt renklenmesinde artış (hiperpigmentasyon)
-Olağan dışı aşırı terleme (hiperhidroz)
-Tırnak bozukluğu
-Kas liflerinde bozulma (rabdomiyoliz)
-Büyüme geriliği
-Kas ağrısı (miyalji)
-Eklem ağrısı (artralji)
-El, kol, ayak ve bacaklarda ağrı
-Kas seğirmesi
-Renal tübüllerin iltihabı (intersitisyel nefrit)
-Nefrojenik diyabet insipidus (böbreklerin bir hormana duyarlılığını kaybetmesinden kaynaklanann, aşırı idrar çıkışı ile karakterize bir hastalık)

-İdrarda aşırı miktarda fosfat bulunması (fosfatüri)
-İdrarda artmış aminoasit çıkışı (aminoasidüri)
-Aşırı fazla miktarda idrara çıkma (poliüri)
-Çocuklarda altını ıslatma (enürezis)
-Mesanede idrar varmış hissi
-Böbrek yetmezliği (akut ve kronik)**
-Kısırlık (infertilite
-Erken menopoz
-Yumurtalık bozuklukları
-Kanda gonadotropin (üreme fonksiyonlarını düzenleyen hormon) yüksekliği -Anne karnındaki bebeğin gelişme geriliğiGenel rahatsızlık hissi
-Çoklu organ yetmezliği**
-Genel fiziksel dengesizlik
-Enjeksiyon/infüzyon bölgesi reaksiyonları*****
-Göğüs ağrısı
-Vücutta su toplanması (ödem)
-Mukoz membranların iltihabı
-Ağrı
-Ateş
-Titremeler

21

*viral hepatit (virüslerin yol açtığı karaciğer iltihabı), pneumocystis jiroveci (bağışıklığı baskılanmış kişilerde akciğer iltihabına yol açan bir mantar türü), herpes zoster (zona hastalığına yol açan bir virüs türü), strongyloides (bağışıklığı baskılanmış kişilerde enfeksiyonlara yol açan bir parazit türü), progresif multifokal lökoensefalopati (bağışıklığı baskılanmış kişilerde, bir virüsün neden olduğu beynin ak maddesinin iltihabı) ve diğer virüs ve mantar enfeksiyonları dahil olmak üzere gizli enfeksiyonların alevlenmesi dahil
**ölümcül sonuçlar dahil
***akut miyeloid lösemi, akut promyelositik lösemi, akut lenfositik lösemi dahil kan kanseri türleri
****kemik iliği yetmezliği olarak kendini gösteren miyelosupresyon (kemik iliği baskılanması)
*****şişme, iltihaplanma, ağrı, deride kızarma, hassasiyet, kaşıntı dahil

1Lökopeni (akyuvar sayısında azalma) için aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir:
Bazı akyuvar hücre tiplerinin azalması (nötropeni, granülositopeni, lenfopeni) ve tüm kan hücrelerinin azalması (pansitopeni). Nötropenik ateş (nötrofil sayısında azalma sonucu görülen ateş) için aşağıya bakınız.

2Trombositopeni (pıhtılaşma ile ilgili olan bir kan hücresi tipinde azalma) de kanamaya neden olabilir. Ölümcül sonuç ile kanama bildirilmiştir.

3Alyuvar sayısında azalma (anemi) ve hemoglobin (alyuvarlarda bulunan ve oksijenin taşınmasını sağlayan bir protein)/hematokritte (alyuvar hücrelerinin oluşturduğu hacmin toplam kan hacmine oranı) azalma olarak bildirilen vakaları içerir.

4Koma ve ölüm ile birlikte ensefalopati (iltihabi olmayan beyin hastalığı) bildirilmiştir. 5Sinir sistemi ile ilgili bozuklukların (nörotoksisite) aşağıdaki belirtilerle ortaya çıktığı bildirilmiştir:
Anormal davranış, etki değişkenliği, saldırganlık, ajitasyon (huzursuzluk), anksiyete (endişe hali), afazi (anlama ve konuşma bozukluğu), asteni (yorgunluk), ataksi (düzensiz hareketler), serebellar sendromu (beyincikle ilgili bir bozukluk), serebral fonksiyon eksikliği (beyin fonksiyonlarında eksiklik), bilişsel bozukluk (zeka ve düşünsel bozukluk), koma, konfüzyon durumu (bilinç bulanıklığı), kranial sinir disfonksiyonu (beyin sinirlerinin fonksiyonlarında bozulma), depresif bilinç durumu, depresyon, oryantasyon bozukluğu (zaman-mekan bilincini kaybetme), baş dönmesi, anormal elektroensefalogram (beyin filminde anormallik), ensefalopati (iltihabi olmayan beyin hastalığı), tekdüze duygulanım, halüsinasyonlar (olmayan nesnelerin, görülmesi, işitilmesi ya da hissedilmesi), baş ağrısı, ideasyon (zihinde belli bir fikir veya düşünce oluşması), uyuşukluk, hafıza bozukluğu, ruh hali değişikliği, kas spazmları, hafıza kaybı, motor disfonksiyonu (hareket bozukluğu), psikotik reaksiyon (gerçeklikten uzaklaşma), huzursuzluk, somnolans (uyku hali), tremor, üriner inkontinans (idrar kaçırma)
6Kardiyotoksisite; konjestif kalp yetmezliği (kalbin yeteri kadar kan pompalayamaması), taşikardi (çarpıntı), pulmoner ödem (akciğerlerde sıvı birikmesi) olarak raporlanmıştır. Ölümcül sonuç bildirilmiştir.

7Şok ve ölümcül sonuçlara yol açan hipotansiyon (düşük tansiyon) bildirilmiştir.

8Hepatotoksisite; karaciğer enzimlerindeki (serum alanin aminotransferaz, serum aspartat aminotransferaz, alkalin fosfataz, gammaglutamiltransferaz ve laktat dehidrojenaz gibi) artışlar, bilirubin (karaciğer bozukluklarında artan bir madde) artışı, sarılık, hepatorenal sendromu (ilerlemiş karaciğer hastalarında görülen dolaşım ve böbrek fonksiyonlarında bozulma) olarak bildirilmiştir.

9Hemorajik sistitin (kanama ile birlikte seyreden mesane iltihabı) sıklığı, hematüri (idrarda kan görülmesi) sıklığına bağlı olarak tahmin edilir. Rapor edilen hemorajik sistit semptomları arasında dizüri (idrar yaparken ağrı) ve pollakiüri (sık idrara çıkma) mevcuttu.

22

10Böbrek fonksiyon bozukluğu şu şekilde ortaya çıkacak şekilde raporlanmıştır: böbrek yetmezliği (akut böbrek yetmezliği, geri dönüşümsüz böbrek yetmezliği dahil; ölümcül sonuçlar bildirilmiştir), artmış serum kreatini (böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kullanılan bir kan testi), artmış BUN (böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kullanılan bir kan testi), azalmış kreatinin klirensi (böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kullanılan bir kan testi), metabolik asidoz (kanda asit miktarının artması), anüri (idrar yapamama), oliguri (az idrar yapma), glikozüri (idrarda glikoz olması), hiponatremi (kanda sodyum düşüklüğü), üremi (kanda üre birikmesi), artmış kreatinin klerensi (böbrek fonksiyonlarını ölçmek için kullanılan bir kan testi). Böbrek yapısal hasarı şu şekilde ortaya çıkacak şekilde raporlanmıştır: akut tübüler nekroz (bir tür böbrek hastalığı), renal parankimal hasar (böbrek dokusunda hasar), böbrek hasarı sonucu enzimlerin, silindir denilen protein yapılarının ve proteinlerin idrarda görülmesi (enzimüri, silindirindüri, proteinüri).

11Flebit (toplardamar damar iltihabı) ve toplardamar duvarlarının tahriş olması olarak bildirilen vakaları içerir.

12Nötropenik ateşin (nötrofil sayısında azalma sonucu görülen ateş) sıklığı: granülositopenik ateş (granülosit denen bir akyuvar hücre sayısında azalma sonucu görülen ateş) olarak bildirilen vakaları içerir.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız

doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması

Kullanma talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi

durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan

etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da

0 800 3lı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi

(TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın

güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. HOLOXAN’ın saklanması

HOLOXAN’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

HOLOXAN 25ºC altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Çözücü ilavesi ile çözündürülerek hazırlanmış solüsyon hazırlandıktan sonra 24 saat içinde

kullanılmalıdır (+8 ºC’nin üzerinde muhafaza etmeyiniz).

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Şişenin etiketindeki son kullanım tarihinden sonra HOLOXAN’ı kullanmayınız.

23

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

Sitotoksik ve sitostatik beşeri tıbbi ürünlerin kullanımları sonucu boşalan iç ambalajlarının atıkları TEHLİKELİ ATIKTIR ve bu atıkların yönetimi 2/4/2015 tarihli ve 29314 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Atık Yönetimi Yönetmeliğine göre yapılır.

Ruhsat sahibi: Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş. Sarıyer/ İstanbul

Üretim yeri: Baxter Oncology GmbH Halle-Almanya

Bu kullanma talimatı 29/04/2021 tarihinde onaylanmıştır.

24

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

HOLOXAN 1 g IV İnfüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz

Steril, sitotoksik

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:

Her flakonetkin madde olarak 1 g ifosfamid içerir.

Yardımcı maddeler:

Yardımcı maddeler için, bkz. Bölüm 6.1.

3. FARMASÖTİK FORM

İntravenöz enjeksiyon veya infüzyon için çözelti hazırlamaya uygun toz.

Beyaz renkli toz.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1 Terapötik endikasyonlar

Testis tümörleri: Başlangıç tedavisine yetersiz yanıt alınan ya da hiç yanıt alınamayan, TNM sınıflandırmasına göre (seminom ve non-seminomlar) evre II ile IV arası ilerlemiş

tümörü olan hastaların kombine kemoterapisinde.

Servikal karsinom: Palyatif radyoterapiye alternatif olarak, FIGO evre IV B servikal karsinomun (eğer hastalığın tedavisi ameliyat ya da radyoterapi ile mümkün değilse)

palyatif sisplatin/ifosfamid kombine kemoterapisinde.

Meme kanseri: Tedaviye dirençli ileri evre veya nüks etmiş meme kanserinin palyatif tedavisinde.

Küçük hücreli olmayan bronşiyal karsinom: İnoperabl ya da metastazı olan hastaların mono ya da kombine kemoterapisinde.

Küçük hücreli bronşiyal karsinom: Kombine kemoterapide.

Yumuşak doku sarkomaları (osteosarkom ve rabdomyosarkom dahil): Standart tedavilerle yanıt alınamayan osteosarkom veya rabdomyosarkomluların mono ya da kombine

kemoterapisinde. Cerrahi ve radyasyon tedavileriyle yanıt alınamayan diğer yumuşak

doku sarkomalarının mono ya da kombine kemoterapisinde.

Ewing sarkomu: Primer sitostatik tedaviyle yanıt alınamayan olguların kombine kemoterapisinde.

Non-Hodgkin lenfomalar: Başlangıç tedavisine yetersiz yanıt alınan ya da hiç yanıt alınamayan ileri derecede habis non-Hodgkin lenfomaların kombine kemoterapisinde.

Nükseden tümörlerin kombine kemoterapisinde.

1

Hodgkin hastalığı: Primer kemoterapi veya kemoradyoterapi ile yanıt alınamayan, primer progresif seyirli veya erken nüksetmiş (tam remisyonun 12 aydan az sürmesi) Hodgkin hastalığı olan hastaların tedavisinde – MINE protokolü gibi bilinen kombinasyon kemoterapi rejimleri çerçevesinde.

Özel not:

HOLOXAN ile tedavi sırasında sistit ile birlikte mikrohematüri veya makrohematüri görülürse, normalizasyon sağlanana kadar tedaviye ara verilmelidir.

Çocuklar ve adölesanlar

Bkz. Bölüm 5.1.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli

İfosfamid, sadece bu ilaç ile deneyimli hekimler tarafından uygulanmalıdır.

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi

Dozaj, her hasta için bireysel olarak ayarlanmalıdır.

Dozlar ve tedavi süresi ve/veya tedavi aralıkları terapötik endikasyon, kombinasyon tedavi şeması, hastanın genel sağlık durumu ve organ fonksiyonu, laboratuvar tarama sonuçlarına bağlıdır.

Benzer toksisiteye sahip diğer sitostatiklerle kombine kullanımda, doz azaltma ve/veya tedavisiz ara dönemlerin uzatılması gerekli hale gelebilir.

Endike olduğu durumlarda hematopoez stimüle edici ajanların (koloni stimüle eden faktörler ve eritropoez stimüle edici ajanlar) kullanımının myelosüpresif komplikasyonların riskini azaltabileceği ve/veya istenilen dozun verilmesini kolaylaştırmaya yardımcı olacağı düşünülmektedir. G-CSF ve GM-CSF (granülosit koloni uyarıcı faktör, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör) ile potansiyel etkileşim hakkında bilgi için bkz. Bölüm 4.5.

Üroteliyal toksisite riskini azaltmak amacıyla diürezi hızlandırmak için uygulama sırasında veya hemen sonrasında yeterli miktarda su tüketilmelidir veya infüzyon ile verilmelidir. Bkz. Bölüm 4.4.

Hemorajik sistit profilaksisi için ifosfamid mesna ile kombine olarak kullanılmalıdır.

Bölünmüş uygulama yetişkin hastalarda en yaygın olarak kullanılan monoterapi formudur.

Bölünmüş uygulama (infüzyon süresi hacme bağlı olarak 30 ila 120 dakika arasındadır) genellikle 5 gün arka arkaya intravenöz infüzyonla günde vücut yüzey alanının m2’si başına 1,2-2,4 g ifosfamid (60 mg/kg’a kadar) olarak uygulanır.

HOLOXAN ayrıca yüksek tek doz olarak genellikle 24 saatlik devamlı infüzyonla verilebilir. Dozaj genellikle vücut alanının m2’si başına tek bir yüksek doz olarak 5 g (125 mg/kg) şeklindedir ve bu uygulamada toplam doz her bir siklus için 8 g/m2 (200 mg/kg)’den fazla olmamalıdır. Tek yüksek doz uygulama ciddi hematolojik, ürolojik, nefrolojik ve SSS toksisitelerine yok açabilir.

Kullanıma hazır ifosfamid solüsyonunun konsantrasyonu % 4’ü aşmamalıdır. İfosfamidi uygularken diğer sitotoksik ajanlarda olduğu gibi her kemoterapi döngüsü öncesi ve döngüler

2

arasındaki ara dönemlerde kan sayımının takip edilmesi gerekmektedir. Kan sayımı sonuçlarına göre doz ayarlaması gerekli olabilir.

Uygulama şekli:

Ürünün hazırlanması ve saklanması için bkz. Bölüm 6.6.

Tedavi kürleri 3-4 hafta ara ile tekrarlanabilir. Tedavi ara dönemlerin süresi kan sayımı ve istenmeyen etkilerin veya eşlik eden semptomların iyileşmesi gibi faktörlere bağlıdır.

Not: Kan sayımı, böbrek fonksiyonları hem idrar durumu hem de üriner çöküntü düzenli olarak kontrol edilmelidir. Antiemetik ilaçlar, ifosfamid ile kombine olarak kullanıldığında SSS üzerinde olabilecek istenmeyen etkileri göz önünde bulundurularak zamanında kullanılmalıdır. Yüksek ateş ve/veya lökopeni görülmesi durumunda antibiyotikler ve/veya antimikotikler profilaktik olarak verilmelidir. Yeterli diürez gereklidir. Oral hijyene özen gösterilmelidir.

İfosfamidin uzun süre kullanımında, yeterli diürez ve böbrek fonksiyonlarının düzenli kontrolü gereklidir. Bu durum özellikle çocuklarda uygulanmalıdır. Nefropatinin başlaması durumunda ifosfamid tedavisine devam edilirse, geri dönüşsüz böbrek hasarı beklenmelidir.

Yarar-risk oranı değerlendirmesi gerekebilir. Tek taraflı nefrektomili hastalarda, renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ve önceden sisplatin gibi nefrotoksik ilaç kullanmış hastalarda dikkat gösterilmelidir. Bu hastalarda, miyelotoksisite, nefrotoksisite ve serebral toksisitenin yoğunluğu ve sıklığı artabilir.

Özel Not:

İfosfamid, alkilleyici etkisi sebebiyle mutajenik ve potansiyal olarak karsinojenik bir maddedir. Bu nedenle deri ve mukoz membranlarla temasından kaçınılmalıdır

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliği (özellikle şiddetli böbrek yetmezliği) bulunan hastalarda böbreklerden atılımın azalmış olması ifosfamid ve metabolitlerinin seviyesinin plazmada artmasına yol açabilir. Bu durum toksisitenin artmasına (örn. Nörotoksik, hemotoksik ve nefrotoksik etkiler) neden olabilir ve bu hastalarda doz ayarlanırken göz önünde bulundurulmalıdır.

İfosfamid ve metabolitleri diyaliz edilebilir. Diyalize ihtiyaç duyan hastalarda, ifosfamid kullanımı ve diyaliz zamanı arasında uygun bir aralık olmalıdır.

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği (özellikle şiddetli karaciğer yetmezliği) bulunan hastalarda ifosfamidin aktive edilmesinin azalması görülebilir. Bu durum ifosfamid tedavisinin etkinliğini değiştirebilir. SSS toksisitesi için düşük serum albumin veya karaciğer yetmezliği risk faktörü olarak sayılmaktadır. Karaciğer yetmezliği SSS toksisitesine yol açtığı düşünülen metabolitin birikimini artırabilir. Bu durum doz belirlenirken ve belirlenen doz değerlendirilirken göz önünde bulundurulmalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

3

Yaşlı hastalarda sıklıkla; karaciğer, böbrek, kalp veya diğer organların fonksiyonlarında azalma, eş zamanlı hastalıkların meydana gelmesi veya eş zamanlı tedavilere ihtiyaç duyma görülebilir. Bu nedenle ifosfamid bu hastalarda kullanılırken özellikle dikkatli olunmalıdır. Toksisite taramalarının artması gerekebilir ve olası bir doz ayarlaması ihtiyacı göz önünde bulundurulmalıdır.

Miyelosüpresyonlu hastalarda doz azaltılması için talimatlar

Lökosit sayısı/µl

Trombosit sayısı/µl

Dozaj

> 4.000

> 100.000

Planlanan dozun % 100’ü

4.000 – 2.500

100.000 – 50.000

Planlanan dozun % 50’si

< 2.500

< 50.000

Değerler normale dönene kadar doz
uygulanmaz ya da hastaya özel karar verilir

Kombine kemoterapi olarak diğer sitotoksik ajanlarla birlikte kullanıldığında ilgili tedavi rejiminde doz ayarlanması yapılmalıdır. Diğer miyelotoksik ajanlarla kombine olarak kullanıldığında uygun şekilde doz ayarlanması gerekebilir.

Not: İfosfamidin ürotoksik etkileri göz önüne alındığında her zaman mesna ile kombine olarak kullanılmalıdır. İfosfamidin diğer toksisiteleri ve terapötik etkileri mesna tarafından etkilenmez. Eğer ifosfamid tedavisi sırasında mikro veya makrohematürinin eşlik ettiği sistit meydana gelirse normalleşme sağlanana kadar tedaviye ara verilmelidir.

4.3. Kontrendikasyonlar

HOLOXAN aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

-İfosfamide, metabolitlerine veya Bölüm 6.1’de belirtilen yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılık reaksiyonu olan hastalar

-Kemik iliği fonksiyonunda ciddi azalma olan hastalar (özellikle önceden sitotoksik ajanlar veya radyoterapi almış hastalarda)

-Florid enfeksiyonu olan hastalar

-Böbrek fonksiyonu bozukluğu ve/veya üriner akış tıkanıklıkları olan hastalar

-Mesane enflamasyonu (sistit) olan hastalar

-Gebelik ve Laktasyon dönemi (Bkz. Bölüm 4.6)

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Bireylere bağlı olarak, bu bölümde ve diğer bölümlerde tanımlanan ifosfamid toksisitesi ve sekelleri için risk faktörleri, kontrendikasyonları oluşturabilir. Bu gibi durumlarda, riskin ve beklenen yararların bireysel değerlendirmesi gereklidir. Advers reaksiyonlar, ciddiyetine bağlı olarak, doz ayarlaması ya da tedavinin kesilmesini gerektirebilir.

Özel kullanım uyarıları:

4

Miyelosüpresyon, İmmunosüpresyon, Enfeksiyonlar:

İfosfamidle tedavi, miyelosüpresyona ve bakteriyel, fungal, viral, parazit enfeksiyonları, sepsis ve septik şokun yanı sıra, pnömoni de dahil olmak üzere ciddi enfeksiyonlara sebep olan immün yanıtın önemli derecede baskılanmasına sebep olabilir. İfosfamid ile ilişkili fatal sonucu olan miyelosüpresyon raporlanmıştır.

İfosfamidin indüklediği miyelosüpresyon, lökopeni, nötropeni, trombositopeni (kanama olayları yüksek riski ile ilişkili) ve anemiye sebep olabilir.

İfofosfamid uygulamasını normalde lökosit sayısında azalma takip eder. Lökosit sayısı en alt noktasına uygulamadan sonra yaklaşık ikinci haftada ulaşma eğilimimdedir. Akabinde, lökosit düzeyi tekrar yükselir.

Şiddetli miyelosüpresyon, özellikle konkomitant kemoterapi/hematotoksik ajanlar ve/veya radyasyon terapisi ile önceden tedavi olan hastalarda beklenmelidir. Diğer immünosupresanların birlikte kullanımı, ifosfamid tarafından indüklenen immünosüpresyonu artırabilir (Bkz. Bölüm 4.5).

Miyelosüpresyon riski doza bağlıdır ve fraksiyonlu uygulama ile karşılaştırıldığında tek bir yüksek doz uygulamasıyla daha yüksektir.

Miyelosüpresyon riski, diyabetes mellituslu veya renal fonksiyonlarında azalma olan hastalarda artar.

Latent enfeksiyonlar tekrar etkinleşebilir. İfosfamidle tedavi edilen hastalarda, çeşitli viral enfeksiyonların tekrar etkinleşmesi raporlanmıştır.

Bazı nötropeni vakalarında tedavi eden hekim antimikrobiyal proflaksiyi gerekli görebilir.

Nötropenik ateş vakalarında, antibiyotikler ve/veya antimikotikler verilmelidir.

Yakın hematolojik takip önerilmektedir. Akyuvar sayısı, trombosit sayısı ve hemoglobin düzeyleri her bir uygulamadan önce ve uygulama sonrasında uygun aralıklarla elde edilmelidir.

İfosfamid dikkatli kullanılmalıdır, özellikle ciddi kemik iliği fonksiyon bozukluğu olan, ciddi immünosüpresyonu olan ve enfeksiyonu olan hastalarda dikkat edilmelidir.

Santral Sinir Sistemi Toksisitesi, Nörotoksisite:

İfosfamid uygulaması, SSS toksisitesi ve diğer nörotoksik etkilere sebep olabilir.

İfosfamid tedavisinde, aşağıdaki SSS toksisitesi belirtileri raporlanmıştır:

-Konfüzyon

-Somnolans

-Koma

-Halüsinasyon

-Bulanık görme

-Psikotik davranış

-Ekstraprimidal semptomlar

-İdrar inkontinansı

-Nöbetler

5

Ayrıca, ifosfamid kullanımı ile ilişkili periferal nöropati raporlanmıştır.

İfosfamid nörotoksisitesi, ilk uygulamadan sonra birkaç saatten birkaç güne kadar meydana gelebilir ve çoğu vakada ifosfamidin kesilmesinden 48-72 saat içinde çözülebilir. Semptomlar daha uzun süre devam edebilir. Bazen iyileşme sağlanamaz. SSS toksisitesinin ölümcül sonucu raporlanmıştır.

Birkaç sorunsuz tedavi küründen sonra SSS toksisitesinin nüksettiği bildirilmiştir.

SSS toksisitesi yaygın olarak bildirilmiştir ve doza bağımlı olarak görülür.

Literatürde gösterilmiş veya tartışılmış diğer risk faktörleri şunlardır:

-Böbrek fonksiyon bozukluğu, artmış serum kreatinin
-Düşük serum albumini
-Hepatik fonksiyon bozukluğu
-Düşük bilirubin, düşük hemoglobin seviyeleri, azalmış lökosit sayısı
-Asidoz, düşük serum bikarbonat düzeyi
-Elektrolit dengesizlikleri, hiponatremi ve uygunsuz ADH (vazopressin) salgılanması, su zehirlenmesi, düşük sıvı alımı

-Beyin metastazı varlığı, önceki MSS hastalığı, beyin irradyasyonu
-Serebral skleroz, periferik vaskülopati
-Alt karında tümör varlığı, kitleli (bulky) abdominal hastalık
-Düşük performans durumu, ileri yaş, genç yaş
-Obezite, kadın cinsiyet, bireysel yatkınlık
-Diğer ilaçlarla etkileşimler (örneğin aprepitant, CYP3A4 inhibitörleri), alkol, uyuşturucu kullanımı veya sisplatin ile ön tedavi

Nörotoksisite, sıklıkla tanımlanabilir risk faktörleri olmayan hastalarda ortaya çıkar.

MSS toksisitesi ve diğer nörotoksik etkiler riski, hastanın dikkatle izlenmesini gerektirir.

Ensefalopati gelişirse, ifosfamid uygulaması kesilmelidir. İfosfamid tedavisine tekrar başlama olasılığı hasta için yararların ve risklerin dikkatlice değerlendirilmesinden sonra belirlenmelidir.

Yayınlar, ifosfamid ile ilişkili ensefalopatinin tedavisi ve profilaksisinde metilen mavisinin hem başarılı hem de başarısız kullanımını raporlamaktadır.

İlave additif etki potansiyeli nedeniyle, SSS’ye etki eden ilaçlar (antiemetikler, sedatifler, narkotikler veya antihistaminikler gibi) özel bir dikkatle kullanılmalı veya gerekirse ifosfamid kaynaklı ensefalopati durumunda kesilmelidir.

Renal ve Üroteliyal Toksisite:

İfosfamid hem nefrotoksik hem de ürotoksiktir.

Glomerüler ve tübüler böbrek fonksiyonları, tedaviye başlamadan önce, tedavi sırasında ve sonrasında değerlendirilmeli ve kontrol edilmelidir.

Üriner sediment, eritrositlerin varlığı ve diğer ürotoksisite/nefrotoksisite belirtileri olup olmadığına bakmak için düzenli olarak kontrol edilmelidir.

6

Fosfor, potasyum yanı sıra nefrotoksisite ve ürotelyal toksisitenin belirlenmesi için kullanılan diğer laboratuar parametreleri de dahil olmak üzere serum ve idrar kimyasının yakından izlenmesi önerilir.

Uygun replasman tedavisi belirtildiği gibi uygulanmalıdır.

Nefrotoksik Etkiler:

İfosfamid ile tedavi edilen hastalarda renal parankimal ve tübüler nekroz raporlanmıştır.

İfosfamid uygulamasının ardından böbrek fonksiyon bozuklukları (glomerüler ve tübüler) çok yaygındır. Klinik tablo renal tübüler asidozun yanı sıra glomerüler filtrasyon hızında düşüş ve serum kreatinin artışı, proteinüri, enzimüri, silindirindüri, aminoasidüri, fosfatüri ve glikozüriyi de içerir. Fanconi sendromu, renal raşitizm ve çocuklarda büyüme gecikmesinin yanı sıra yetişkinlerde osteomalazi de bildirilmiştir.

Distal tübüler fonksiyon bozukluğu böbreğin idrarı konsantre etme kabiliyetini bozar.

İfosfamid ile UAHSS (uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu) benzeri bir sendromun gelişimi raporlanmıştır.

Tübüler hasar; tedavi sırasında, tedavinin kesilmesinden aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkabilir.

Glomerüler veya tübüler fonksiyon bozukluğu, zamanla iyileşebilir, stabil kalabilir veya aylarca veya yıllarca ifosfamid tedavisinin tamamlanmasından sonra bile ilerleme gösterebilir.

İfosfamid tedavisine sekonder olarak akut tübüler nekroz, akut böbrek yetmezliği ve ikincil kronik böbrek yetmezliği raporlanmış ve nefrotoksisiteden ölümcül sonuçların olduğu belgelenmiştir.

Nefrotoksisite klinik tablo gelişme riski, örneğin, aşağıdakilerle birlikte artabilir:

-Büyük kümülatif ifosfamid dozları,

-Önceden var olan böbrek yetmezliği,

-Potansiyel olarak nefrotoksik ajanlarla önceden veya eşzamanlı tedavi,

-Çocuklarda daha küçük yaşta (özellikle yaklaşık 5 yaşına kadar olan çocuklarda),

-Böbrek tümörleri ve böbrek radyasyonu veya tek taraflı nefrektomi geçirmiş hastalarda olduğu gibi azalmış nefron rezervi.

Önceden var olan böbrek yetmezliği veya azalmış nefron rezervi olan hastalarda ifosfamid kullanımı düşünüldüğünde ifosfamid tedavisinin riskleri ve beklenen yararları dikkatlice hesaplanmalıdır.

Üroteliyal Etkiler:

İfosfamid uygulaması, mesnanın profilaktik kullanımıyla azaltılabilen ürotoksik etkilerle ilişkilidir.

İfosfamid ile kan transfüzyonu gerektiren hemorajik sistit raporlanmıştır.

Hemorajik sistit riski, fraksiyonlu uygulamaya kıyasla tek yüksek dozların uygulanmasıyla artar ve doza bağımlıdır.

Tek bir doz ifosfamid sonrası hemorajik sistit raporlanmıştır.

7

Tedaviye başlamadan önce, idrar yolu tıkanıklıklarını dışlamak veya düzeltmek gerekir (Bkz. Bölüm 4.3).

İdrar yolu toksisitesi riskini azaltmaya yönelik olarak, uygulama sırasında veya hemen sonrasında diürezi zorlamak için yeterli miktarda sıvı alınmalı veya infüze edilmelidir. Hemorajik sistit profilaksisinde, ifosfamid, mesna ile birlikte kullanılmalıdır.

İfosfamid, aktif idrar yolu enfeksiyonu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Geçmiş veya eşlik eden mesane radyoterapisi veya busulfan tedavisi, hemorajik sistit riskini arttırabilir.

Başka bir oksazafosforin sitotoksik ajanı olan siklofosfamid ile ilgili aşağıdaki ürotoksisite bulguları raporlanmıştır:
-Fibrozis, kanama veya sekonder malignite nedeniyle sistektomi ihtiyacının yanı sıra ürotelyal toksisiteye bağlı ölüm;
-Hemorajik sistit (ülserasyon ve nekrozu olan ciddi formlar dahil);
-Şiddetli ve tekrarlayabilen hematüri; hematüri genellikle tedavi kesildikten birkaç gün sonra düzeldiği halde kalıcı da olabilir;
-Mesane fibrozisi, küçük kapasiteli mesane, telanjiektazi ve kronik mesane iritasyonu gelişiminin yanı sıra ürotelyal iritasyon belirtileri (ağrılı idrara çıkma, rezidüel idrar hissi, sık boşaltım, nokturia, idrar kaçırma gibi);
-Piyelit ve üreterit.

Kardiyotoksisite, Kardiyak Rahatsızlığı olan Hastalarda Kullanım:
İfosfamid tedavisi ile aşağıdaki kardiyotoksisite belirtileri bildirilmiştir:
-Atriyal/supraventriküler taşikardi, atriyal fibrilasyon, nabızsız ventriküler taşikardi de dahil olmak üzere supraventriküler veya ventriküler aritmi
-Azalan QRS voltajı ve ST-segmenti veya T-dalgası değişiklikleri
-Konjesyon ve hipotansiyon ile birlikte giden kalp yetmezliğine yol açan toksik kardiyomiyopati
-Perikardiyal efüzyon, fibrinöz perikardit ve epikardiyal fibrozis
İfosfamid ile ilişkili kardiyotoksisitenin ölümcül sonuçları raporlanmıştır.

Kardiyotoksik etki geliştirme riski doza bağımlıdır. Diğer kardiyotoksik ajanlar ile önceden veya eş zamanlı tedavi gören hastalarda, kardiyak bölgenin radyasyonu durumunda ve muhtemelen böbrek yetmezliğinde risk artar.

Kardiyotoksisite için risk faktörü olan hastalarda ve önceden mevcut kalp hastalığı olan hastalarda ifosfamid kullanıldığında özel dikkat gösterilmelidir.

Pulmoner Toksisite:
İfosfamid tedavisi ile interstisyel pnömoni ve pulmoner fibrozis raporlanmıştır. Diğer pulmoner toksisite formları da bildirilmiştir. Ölümcül sonuçların yanı sıra solunum yetersizliğine yol açan pulmoner toksisite bildirilmiştir.

8

Sekonder Kanserler:

Tüm sitotoksik tedavilerde olduğu gibi, ifosfamid ile tedavi, ikincil tümörler ve bunların prekürsörleri riskini içerir.

Bazıları akut lösemilere ilerleyen miyelodisplastik değişiklik riski artar. İfosfamid veya ifosfamid içeren rejimlerin kullanımından sonra, lenfoma, tiroid kanseri ve sarkomlar dahil olmak üzere diğer maligniteler raporlanmıştır.

Sekonder malignite kemoterapinin kesilmesinden yıllar sonra gelişebilir.

Başka bir oksazafosforin sitotoksik ajanı olan siklofosfamide utero maruziyetinden sonra, malignite de bildirilmiştir.

Venooklusif Karaciğer Hastalığı:

Venooklusif karaciğer hastalığı, ifosfamid ve ayrıca başka bir oksazafosforin sitotoksik ajanı olan siklofosfamid ile bilinen bir komplikasyon olan kemoterapi ile raporlanmıştır.

Genotoksisite:

İfosfamid kadın ve erkek üreme hücreleri için genotoksik ve mutajeniktir. Bu yüzden ifosfamid ile tedavi sırasında kadınlar gebe kalmamalı ve erkekler çocuk sahibi olmamalıdır.

Erkekler tedavi sonlandırıldıktan sonraki 6 aylık sürede çocuk sahibi olmamalıdır.

Diğer bir oksazofosforin sitotoksik ajan olan siklofosfamid ile yapılan hayvan çalışmaları foliküler gelişim sırasında oositlerin maruziyetinin implantasyon ve yaşayan gebelik oranının azalmasıyla ve artmış malformasyon riskiyle sonuçlanacağını göstermektedir. Bu etki ifosfamid tedavisinin sonlandırılmasından sonra planlanan fertilizasyon ya da gebelikte göz önünde bulundurulmalıdır. İnsanlardaki foliküler gelişim süresi tam olarak bilinmemektedir fakat 12 aydan uzun olabileceği düşünülmektedir.

Cinsel olarak aktif olan kadın ve erkekler bu zaman periyodları boyunca etkili kontrasepsiyon yöntemleri kullanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.6).

Kadın Hastalar:

İfosfamid ile tedavi edilen hastalarda amenore bildirilmiştir. Buna ek olarak, diğer bir oksazofosforin sitotoksik ajan olan siklofosfomid ile oligomenore bildirilmiştir.

Kemoterapinin sebep olduğu amenore riski yaşlı kadınlarda artmıştır.

Puberte öncesi dönemde ifosfamid ile tedavi edilen kızlarda sekonder cinsiyet karakterleri normal olarak gelişebilir ve düzenli olarak adet görebilirler.

Puberte öncesi dönemde ifosfamid ile tedavi edilen kızlar daha sonra gebe kalabilmektedirler.

Tedavinin tamamlanmasından sonra yumurtalık fonksiyonu muhafaza edilmiş kızlar erken menopoz gelişme riski altındadırlar.

Erkek Hastalar:

İfosfamid ile tedavi edilen erkeklerde oligospermi ve azospermi gelişebilir.

9

Seksüel fonksiyon ve libido bu hastalarda genellikle bozulmamıştır.

Puberte öncesi ifosfamid ile tedavi edilen erkek çocuklarda sekonder cinsiyet karakterleri normal olarak gelişebilir fakat oligospermi veya azospermi görülebilir.

Belirli bir derecede testis atrofisi gerçekleşebilir.

Azospermi bazı hastalarda geri dönüşlü olabilir fakat tedavinin kesilmesinden yıllar sonra azospermi geçmeyebilir.

İfosfamid ile tedavi edilen erkekler daha sonra çocuk sahibi olabilmiştir.

Anafilaktik/Anafilaktoid Reaksiyonlar, Çapraz Aşırı Duyarlılık:
Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar, ifosfamid ile birlikte raporlanmıştır. Oksazafosforin sitotoksik ajanları arasında çapraz duyarlılık raporlanmıştır.

Yara İyileşmesinde Bozulma:
İfosfamid normal yara iyileşmesine engel olabilir.

Önlemler:
Alopesi:
Alopesi, ifosfamid uygulamasının, doza bağımlı çok yaygın bir etkisidir.

Kemoterapinin neden olduğu alopesi kellik derecesinde ilerleyebilir. Saç, doku veya renk bakımından farklı olsa da tekrar uzayabilir.

Bulantı ve kusma:
İfosfamid uygulaması bulantı ve kusmaya neden olabilir.

Bulantı ve kusmanın önlenmesi ve iyileştirilmesi için antiemetiklerin kullanımıyla ilgili güncel kılavuzlar dikkate alınmalıdır.

Alkol tüketimi kemoterapinin neden olduğu bulantı ve kusmayı artırabilir.

Stomatit:
İfosfamid uygulaması stomatite (oral mukozit) neden olabilir.

Stomatitin önlenmesi ve iyileştirilmesine yönelik tedbirlerle ilgili güncel kılavuzlar dikkate alınmalıdır.

Paravenöz uygulama:
İfosfamidin sitotoksik etkisi, esas olarak karaciğerde gerçekleşen aktivasyonundan sonra ortaya çıkar. Bu nedenle, kazara paravenöz uygulamadan kaynaklanan doku hasarı riski düşüktür.

10

İfosfamidin kazara paravenöz uygulaması durumunda, infüzyon derhal durdurulmalı, ekstravasküler ifosfamid çözeltisi kanülle birlikte aspire edilmeli ve uygun diğer önlemler alınmalıdır.

Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda Kullanım:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda, özellikle ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrek atılımının azalması, ifosfamid ve metabolitlerinin plazma seviyelerinin artmasına neden olabilir. Bu, toksisitenin artmasına neden olabilir (örneğin, nörotoksisite, nefrotoksisite, hematotoksisite) ve bu tür hastalarda dozajı belirlerken göz önünde bulundurulmalıdır.

Karaciğer Yetmezliği Olan Hastalarda Kullanım:

Karaciğer yetmezliği, özellikle şiddetli ise, ifosfamid aktivasyonunun azalması ile ilişkili olabilir. Bu, ifosfamid tedavisinin etkinliğini değiştirebilir. Düşük serum albümini ve karaciğer yetmezliği, SSS toksisitesinin gelişimi için de risk faktörleri olarak kabul edilir. Karaciğer yetmezliği, SSS toksisitesine neden olduğuna veya katkıda bulunduğuna inanılan ve ayrıca nefrotoksisiteye katkıda bulunan bir metabolit oluşumunu artırabilir.

Dozu seçerken ve seçilen doza yanıtı yorumlarken bu dikkate alınmalıdır.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Toksik etkilerin olasılığını veya ciddiyetini artırabilecek (farmakodinamik veya farmakokinetik etkileşimler yoluyla) diğer maddelerin veya işlemlerin planlı birlikte uygulanması veya sıralı uygulanması beklenen fayda ve risklerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir.

Bu gibi kombinasyonları alan hastalar, zamanında müdahaleye olanak vermek için toksisite belirtileri açısından yakından izlenmelidir.

İfosfamid ile ve aktivasyonunu azaltan ajanlar ile tedavi edilen hastalar, terapötik etkinliğin potansiyel bir azalması ve doz ayarlaması ihtiyacı açısından izlenmelidir.

Aprepitant: Raporlar, CYP3A4 enzimini hem uyaran hem de orta dereceli olarak inhibe eden aprepitant ile antiemetik profilaksi yapılan hastalarda ifosfamidin nörotoksisitesinin arttığını öne sürmektedir. Sitotoksisite ve diğer toksisitelerden (indüklenen enzimlere bağlı olarak) sorumlu metabolitlerin artmış oluşma potansiyeli, önceden veya eşzamanlı tedavi durumunda dikkate alınmalıdır.

CYP3A4 inhibitörleri: İfosfamid aktivasyonunun ve metabolizasyonunun azalması, ifosfamidin etkinliğini değiştirebilir. CYP3A4 inhibisyonu aynı zamanda merkezi sinir sistemi toksisitesi ve nefrotoksisiteyle birlikte olan bir ifosfamid metabolitinin artışına neden olabilir. CYP3A4 inhibitörleri arasında aşağıdakiler bulunur:

-Ketokonazol

-Flukonazol

-İtrakonazol

-Sorafenib

İnsan hepatik ve ekstrahepatik mikrozomal enzimlerin indükleyicileri (örneğin, sitokrom P450 enzimleri): Önceden veya birlikte tedavi edilmesi durumunda sitotoksisite ve diğer

11

toksisitelerden (indüklenen enzimlere bağlı olarak) sorumlu metabolitlerin oluşumunda artış potansiyeli dikkate alınmalıdır. Örneğin:

-Karbamazapin
-Kortikosteroid
-St. Johns Wort
-Fenobarbital
-Fenitoin
-Rifampin
Hematotoksisite ve/veya immünosupresyonun potansiyelizasyonu, aşağıdakiler ile eş zamanlı uygulamadan kaynaklanabilir.

-ADE inhibitörleri; lökopeni ve agranülositozu tetikleyebilir.

-Karboplatin; nefrotoksisitenin artmasına neden olabilir.

-Sisplatin; Sisplatin kaynaklı işitme kaybı, ifosfamid ile birlikte tedavi sırasında daha da kötüleşebilir.

-Natalizumab
Diğer sitostatikler veya iridyasyon ile etkileşimin bir sonucu olarak miyelotoksisitesi artabilir.

Örneğin;

– Allopurinol
-Hidroklorotiyazit
Eş zamanlı kullanım sonucu olarak nefrotoksik etkiler artabilir. Örneğin:

-Asiklovir
-Aminoglikozitler
-Amfoterisin B
-Karboplatin
-Sisplatin
Eş zamanlı ifosfamid uygulamasıyla merkezi sinir sistemi üzerine kümülatif etki meydana gelebilir. Örneğin;

-Antiemetikler,
-Antihistaminikler
-Narkotikler
-Nöroleptikler
-Sedatifler
-Selektif serotonin geri alım inhibitörleri
-Trisiklik antidepresanlar
İfosfamide bağlı ensefalopati durumunda yukarıdaki ilaçlar çok dikkatli kullanılmalı ya da mümkünse kesilmelidir.

İfosfamid ile birlikte kullanımları kardiyotoksisite ile sonuçlanabilir:

12

-Antrasiklinler
-Kardiyak bölgenin iridasyonu.

İfosfamid ile birlikte kullanımları pulmoner toksisiteyi artırabilir:
-Amiodaron
-G-CSF, GM-CSF (granülosit koloni uyarıcı faktör, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör)
İfosfamid ile birlikte kullanımları hemorajik sistit gelişme riskinin artmasına sebep olabilir: -Busulfan
-Mesanenin ışın ile tedavisi
Klorpromazin, tri-iyodotironin veya disülfiram (Antabus) gibi aldehid dehidrogenaz inhibitörleri ile birlikte kullanıldığında etkisi ve toksisitesi artabilir.

İfosfamid tedavisi sülfonilürelerin kan şekerini düşürücü etkilerini artırabilir.

Süksametonyumun kas gevşetici etkisini arttırabilir.

Alkol: Bazı hastalarda alkol ifosfamid ile ilişkili mide bulantısı ve kusmayı artırabilir. Kumarin türevleri: İfosfamid ve varfarin alan hastalarda artmış INR değerleri bildirilmiştir. İfosfamidin varfarin ile birlikte kullanımı varfarinin antikoagülan etkilerini artırabilir ve bu da hemoraji riskini yükseltir.

Dosetaksel: Dosetaksel infüzyonundan önce ifosfamid uygulandığında gastrointestinal toksisitenin arttığı bildirilmiştir.

Tamoksifen: Tamoksifen ve kemoterapinin birlikte uygulanması tromboembolik komplikasyon riskinin artmasına sebep olabilir.

Aşılar: İfosfamidin immünosüpresif etkisi nedeniyle, uygulanan aşılara yetersiz cevap alınabilir. Canlı virüs aşılarında aşıya bağlı bir enfeksiyon durumu oluşabilir.

İfosfamid radyoterapi sonucu oluşan cilt reaksiyonlarını şiddetlendirebilir.

Greyfurt içerdiği bir madde ifosfamidin metabolik aktivasyonunu azaltabilir ve sonuç olarak da etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle ifosfamidle tedavi gören hastalar greyfurt veya greyfurt sularını içmekten kaçınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Bilgi bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:
Bilgi bulunmamaktadır

4.6 Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) İfosfamid kullanmakta olan kadınlar tedavi sırasında gebe kalmamalıdır. Doğurganlık çağındaki hastalarda (kadın ve erkekler) kullanımında tedavi sırasında ve tedaviden sonraki 6 ay boyunca güvenilir bir doğum kontrol yöntemi kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4). Eğer bu

13

periyodlar sırasında gerçekleşirse çocuk üzerinde tedavi ile ilişkili zararlı etkiler ile ilgili tıbbi bilgilendirme sağlanmalıdır.

İfosfamid ile yapılan hayvan çalışmaları üreme toksisitesine yol açtığını göstermektedir. Organogenez sırasında ifosfamid uygulanması fare, sıçan ve tavşanlarda fetotoksik etki göstermiştir ve bu yüzden gebe kadına uygulandığında fetal hasara sebep olabilir.

Bugüne kadar gebelikte ifosfamid kullanımıyla ilgili çok kısıtlı deneyim bulunmaktadır. Gebelikte ifosfamid içeren kemoterapi rejimine maruziyeti takiben fetal büyüme geriliği ve neonatal anemi bildirilmiştir. Gebeliğin ilk 3 ayında kullanımından sonra çoklu konjenital anomaliler bildirilmiştir.

Buna ek olarak, diğer bir oksazofosforin sitotoksik ajan olan siklofosfamid maruziyetinin düşük, malformasyonlar (gebeliğin ilk trimesterindeki maruziyeti takiben), lökopeni, pansitopeni, şiddetli kemik iliği hipoplazisi ve gastroenterit dahil olmak üzere neonatal etkilere sebep olduğu bildirilmiştir.

Diğer bir oksazofosforin sitotoksik ajan olan siklofosfamid ile yapılan hayvan çalışmaları olgunlaşma fazları süresince ajana maruz kalan oositler/foliküller mevcut olduğu sürece ajanın kullanımının bırakılmasının ardından başarısızlıkla sonuçlanan gebelik ve malformasyonların riskinde artışın devam edebileceğini öne sürmektedir.

Gebelik dönemi

İfosfamidin gebelik /ve-veya/ fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.

HOLOXAN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Kadın hastanın klinik durumu ifosfamid ile tedaviyi gerektirmediği sürece gebelikte ifosfamid kullanılmamalıdır. Eğer gebelikte ifosfamid kullanıldıysa veya hasta tedavi sırasında veya sonrasında (Bkz. Bölüm 4.4) gebe kaldıysa hasta fetüs ile ilgili potansiyel riskler hakkında bilgilendirilmelidir.

Laktasyon dönemi

İfosfamid anne sütüne geçer/geçebilir. Emzirilen çocukta ifosfamid toksisitesi görülebilir ve tedavi edilen kadının emzirilen yenidoğan/çocuğunda etkiler görülebilir. Bu toksisiteler nötropeni, trombositopeni, düşük hemoglobin düzeyi ve diyareyi kapsamaktadır. Tedavi sırasında kadın kesinlikle emzirmemelidir. İfosfamid laktasyon süresince kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Üreme yeteneği/Fertilite

İfosfamid oogenez ve spermatogeneze müdahele etmektedir. Amenore, azospermi ve iki cinsiyette de infertilite bildirilmiştir.

İnfertilitenin gelişmesi tedavi sırasındaki ifosfamid dozuna ve tedavi sırasındaki gonodal fonksiyonların durumuna bağlıdır. İfosfamid kadınlarda geri dönüşümlü veya geri dönüşümsüz amenore ve erkeklerde azospermi ve oligospermiye sebep olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).

İnfertilite bazı hastalar geri dönüşümsüz olabilir. Erkekler tedaviye başlamadan önce spermlerini saklama konusunda bilgi almalıdır.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

İfosfamid, motorlu bir taşıt veya bir makine kullanma kabiliyetini etkileyebilir. Bu durum, özellikle merkezi sinir sistemi üzerinde etkili ilaçlar veya alkol ile birlikte alındığında ya

14

oluşan ensefalopati nedeniyle direkt olarak veya indirekt olarak bulantı ve kusmanın indüklenmesi sonucu olarak görülebilir.

4.8 İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki advers reaksiyonlar ve sıklıklar, her tedavide toplam 4 ila 12 g/m2’lik bir doz ile monoterapi olarak fraksiyonlu ifosfamidin uygulanması ile ilgili klinik deneyimi açıklayan yayınlara dayanmaktadır.

Advers ilaç reaksiyonlarının sıklık sınıflandırması şu şekildedir: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek, izole raporlar dahil (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Enfeksiyon ve enfestasyonlar
Yaygın*: Enfeksiyonlar
Yaygın olmayan: Pnömoni
Bilinmiyor**: Sepsis (septik şok)
(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar Yaygın olmayan: Sekonder tümörler
-İdrar yollarının karsinomu
-Miyelodisplastik sendrom
-Akut lösemi***
-Akut lenfositik lösemi***
Bilinmiyor: Lenfoma (Non-Hodgkin lenfoma)
-Sarkomlar**
-Renal hücreli karsinomlar
-Tiroid kanseri
Altta yatan malignitelerin ilerlemesi*
Kan ve lenf sistem hastalıkları
Çok yaygın: Lökopeni1
Trombositopeni2
Anemi3
Miyelosüpresyon****
Nötropeni
Bilinmiyor: Hematotoksisite**
Agranülositoz
Febril nötropeni
Dissemine intravasküler koagülasyon
Hemolitik-üremik sendrom
Hemolitik anemi
Neonatal anemi

15

Methemoglobinemi
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Çok seyrek: Şok
Bilinmiyor: Anjiyoödem**
Anafilaktik reaksiyon
İmmuno-süpresyon
Ürtiker
Endokrin hastalıkları
Seyrek: Uygunsuz ADH sekresyonu sendromu Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın:
Anoreksi Metabolik asidoz
Seyrek: Hiponatremi
Sıvı retansiyonu
Çok seyrek: Hipokalemi
Bilinmiyor:
Tümör lizis sendromu Hipokalsemi
Hipofosfatemi
Hiperglisemi
Polidipsi
Psikiyatrik hastalıkları
Yaygın olmayan: Halüsinasyonlar
Depresif psikoz
Oryantasyon bozukluğu
Yerinde duramama
Konfüzyon
Bilinmiyor: Panik atak
Katatoni
Mani
Paranoya
Deliryum
Bradifreni
Mutizm
Mental durum değişiklikleri

16

Ekolali
Logore
Perseverasyon
Amnezi
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: MSS toksisitesi
Ensefalopati
Uyuşukluk hali
Yaygın olmayan: Somnolans
Unutkanlık
Sersemlik hali
Periferal nöropati
Seyrek: Serebellar sendrom
Konvülsiyonlar**
Çok seyrek: Koma
Polinöropati

Bilinmiyor:

Göz hastalıkları

Seyrek:

Bilinmiyor:

Nörotoksisite4,5

-Dizartri
-Status Epileptikus
-Geri dönüşümlü posterior lökoensefalopati sendromu -Lökoensefalopati
-Ekstrapiramidal bozukluklar
-Asteriksis
-Apraksi
-Dizestezi
-Hipoestezi
-Parestezi
-Nöralji
-Hareket bozuklukları
-Anal inkontinans

Görme bozuklukları

Görmede bulanıklık

Konjunktivit
Göz iritasyonu

Kulak ve iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor: Sağırlık
Hipoakuzi

17

Vertigo
Tinnitus
Kardiyak hastalıkları
Yaygın olmayan: Kardiyotoksisite6
Ventriküler aritmi
Ventriküler ekstrasistoller
Supraventriküler aritmi
Supraventriküler ekstrasistoller
Kalp yetmezliği**
Bilinmiyor: Aritmi
Ventriküler fibrilasyon**
Ventriküler taşikardi**
Atriyal fibrilasyon
Atriyal flutter
Prematür atriyal kasılma
Bradikardi
Kardiyak arrest**
Miyokardiyal enfarktüs
Kardiyojenik şok**
Sol dal bloğu
Sağ dal bloğu
Perikardiyal effüzyon
Miyokardiyal kanama
Anjina pektoris
Sol ventriküler yetmezlik
Kardiyomiyopati**
Konjestif kardiyomiyopati
Miyokardit**
Perikardit
Miyokardiyal depresyon
Palpitasyon
Ejeksiyon fraksiyonu azalması**
Elektrokardiogramda değişiklikler (ST segmenti, T segmenti, QRS- kompleksi)
Vasküler hastalıkları

18

Yaygın olmayan: Hipotoni7
Kanama riski
Çok seyrek: Flebit11
Bilinmiyor: Pulmoner embolizm
Derin ven trombozu
Kapiller kaçış sendromu
Vaskülit
Hipertansiyon
Hipotansiyon
Yüzde kızarma
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları Çok seyrek: Kronik interstisiyel pulmoner fibroz İnterstisiyel pnömoni
Pulmoner ödem**
Bilinmiyor: Solunum yetmezliği **
Akut solunum sendromu**
Pulmoner hipertansiyon**
Alerjik alveolit
Pnömonit**
Plevral effüzyon
Bronkospazm
Dispne
Hipoksi
Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok yaygın: Bulantı
Kusma
Yaygın olmayan: Diyare
Stomatit
Kabızlık
Çok seyrek: Pankreatit
Bilinmiyor:
Çekum iltihabı Kolit
Enterokolit
Ileus

19

Gastrointestinal kanama
Mukozal ülserasyon
Abdominal ağrı
Aşırı tükrük salgılanması
Hepato-bilier hastalıkları
Yaygın olmayan: Hepatotoksisite8
Hepatik yetmezlik
Bilinmiyor: Hepatotoksisite**
Fulminan hepatit**
Veno-okluzif karaciğer hastalığı Portal ven trombozu
Sitolitik hepatit
Kolestaz
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın: Alopesi
Seyrek: Dermatit
Papüler döküntü
Bilinmiyor: Toksik epidermal nekroliz
Steven-Johnson Sendromu
Palmar-plantar
Eritrodizestezi-Sendromu
Radyasyon recall dermatiti
Deri nekrozu
Yüzde şişlik
Peteşi
Döküntü
Maküler döküntü
Kaşıntı
Eritem
Cilt hiperpigmentasyonu
Hiperhidroz
Tırnak bozuklukları
Kas-iskeletbozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları Çok seyrek: Osteomalazi
Raşitizm

20

Bilinmiyor: Rabdomiyoliz
Büyüme geriliği
Miyalji
Artralji
Ekstremitelerde ağrı
Kas spazmları
Böbrekler ve idrar hastalıkları
Çok yaygın: Hemorajik sistit9
Hematüri
Makrohematüri
Mikrohematüri
Renal fonksiyon bozukluğu 10 Renal yapısal hasar
Yaygın:
Nefropatiler Tübüler fonksiyon bozukluğu Yaygın olmayan: Üriner inkontinans
Seyrek: Glomerül fonksiyon bozukluğu Tübüler asidoz
Proteinüri
Çok seyrek: Fanconi sendromu
Bilinmiyor: Tübülointersitisyel nefrit
Nefrojenik diabetes insipidus Fosfatüri
Aminoasitüri
Poliüri
Enürez
İdrar kalması hissi
Akut böbrek yetmezliği** Kronik böbrek yetmezliği** Gebelik, puerperiyum ve perinatal durumlar
Seyrek: Hiperaminoasidüri
Bilinmiyor:
Fetal büyüme geriliği Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Spermatogenezde bozukluk Yaygın olmayan: Ovaryan yetmezlik

21

Amenore
Kandaki östrojenin azalması
Seyrek: Azospermi
Oligospermi
Bilinmiyor: İnfertilite
Erken menopoz
Yumurtalık problemleri
Kanda gonadotropin yüksekliği
Konjenital ve kalıtımsalve genetik hastalıkları
Çok seyrek: Radyoterapiye reaksiyonun artması
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
Çok yaygın: Ateş
Yaygın: Nötropenik ateş12
Halsizlik
Yaygın olmayan: Yorgunluk
Bilinmiyor: Keyifsizlik
Çoklu organ yetmezliği**
Genel fiziksel bozukluk
Enjeksiyon/infüzyon yerinde reaksiyonlar*****
Göğüs ağrısı
Ödem
Mukozal inflamasyon
Ağrı
Yüksek ateş
Titreme
*viral hepatit, pneumocystis jiroveci, herpes zoster, strongyloides, progresif multifokal lökoensefalopati ve diğer viral ve fungal enfeksiyonlar dahil olmak üzere gizli enfeksiyonların yeniden aktivasyonu dahil
**ölümcül sonuçlar dahil
***akut miyeloid lösemi, akut promyelositik lösemi, akut lenfositik lösemi dahil
****kemik iliği yetmezliği olarak kendini gösteren miyelosupresyon
*****şişme, iltihaplanma, ağrı, eritem, hassasiyet, pruritus dahil

1Lökopeni için aşağıdaki advers reaksiyon terimleri bildirilmiştir:
Nötropeni, granülositopeni, lenfopeni ve pancytopenia. Nötropenik ateş için aşağıya bakınız. 2Trombositopeni de kanama ile komplike olabilir. Ölümcül sonuç ile kanama bildirilmiştir. 3Anemi ve hemoglobin/hematokritte azalma olarak bildirilen vakaları içerir.

4Koma ve ölüm ile birlikte ensefalopati bildirilmiştir.

22

5Merkezi sinir sistemi toksisitesinin aşağıdaki belirti ve semptomlarla ortaya çıktığı bildirilmiştir:
Anormal davranış, etki değişkenliği, saldırganlık, ajitasyon, anksiyete, afazi, asteni, ataksi, serebellar sendromu, serebral fonksiyon eksikliği, bilişsel bozukluk, koma, konfüzyon durumu, kranial sinir disfonksiyonu, depresif bilinç durumu, depresyon, oryantasyon bozukluğu, baş dönmesi, anormal elektroensefalogram, ensefalopati, tekdüze duygulanım, halüsinasyonlar, baş ağrısı, ideasyon, uyuşukluk, hafıza bozukluğu, ruh hali değişikliği, motor disfonksiyonu, kas spazmları, hafıza kaybı, motor disfonksiyonu, psikotik reaksiyon, huzursuzluk, somnolans, tremor, üriner inkontinans.

6Kardiyotoksisite; konjestif kalp yetmezliği, taşikardi, pulmoner ödem olarak raporlanmıştır. Ölümcül sonuç bildirilmiştir.

7Şok ve ölümcül sonuçlara yol açan hipotansiyon bildirilmiştir.

8Hepatotoksisite; serum alanin aminotransferaz, serum aspartat aminotransferaz, alkalin fosfataz, gammaglutamiltransferaz ve laktat dehidrojenaz gibi karaciğer enzimlerindeki artışlar, bilirubin artışı, sarılık, hepatorenal sendromu olarak bildirilmiştir.

9Hemorajik sistitin sıklığı, hematüri sıklığına bağlı olarak tahmin edilir. Rapor edilen hemorajik sistit semptomları arasında dizüri ve pollakiüri mevcuttu.

10Böbrek fonksiyon bozukluğu şu şekilde ortaya çıkacak şekilde raporlanmıştır: böbrek yetmezliği (akut böbrek yetmezliği, geri dönüşümsüz böbrek yetmezliği dahil; ölümcül sonuçlar bildirilmiştir), artmış serum kreatini, artmış BUN, azalmış kreatinin klirensi, metabolik asidoz, anüri, oligurya, glikozüri, hiponatremi, üremi, artmış kreatinin klerensi. renal yapısal hasar şu şekilde ortaya çıkacak şekilde raporlanmıştır: akut tübüler nekroz, renal parankimal hasar, enzimüri, silindirindüri, proteinüri.

11Flebit ve venöz duvarların iritasyonu olarak bildirilen vakaları içerir.

12Nötropenik ateşin sıklığı: granülositopenik ateş olarak bildirilen vakaları içerir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adversiye Farmai (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir ; e-posta:; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

İfosfamid için bilinen herhangi bir antidot olmadığından, her kullanıldığında büyük dikkat gösterilmesi önerilir. Bu nedenle, herhangi bir intihar amaçlı veya kaza ile alınmış aşırı doz veya intoksikasyon tedavi edilirken, hızlı hemodiyaliz endikedir.

Doz aşımının ciddi sonuçları SSS toksisitesi, nefrotoksisite, miyelosupresyon ve mukozit (Bkz. Bölüm 4.4) gibi doza bağlı toksisitelerin belirtilerini içerir. Miyelosüpresyonun şiddeti ve süresi doz aşımının derecesine bağlıdır. Aşırı doz ifosfamid almış olan hastalar toksisite gelişme ihtimaline karşı yakından izlenmelidir. Eğer nötropeni gelişirse, enfeksiyon profilaksisi uygulanmalı ve gelişen enfeksiyonlar uygun antibiyotikler ile tedavi edilmelidir. Eğer trombositopeni gelişirse, ihtiyaca göre trombosit replasmanı yapılmalıdır.

Profilaksi verilmediği veya yetersiz olarak verildiği durumlarda şiddetli hemorajik sistit görülebilir. Mesna ile sistit profilaksisi, aşırı doz ile gelişen ürotoksik etkileri önlemede veya sınırlamada yardımcı olabilir.

Yayınlar, ifosfamid ile ilişkili ensefalopatinin tedavisi için metilen mavisinin hem başarılı hem de başarısız kullanımını bildirmektedir.

23

Not: İfosfamidin sitostatik etkisi, yalnızca karaciğerde aktivasyonundan sonra meydana geldiğinden, yanlışlıkla paravenöz uygulama durumunda, dokuya zarar verme riski yoktur.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Alkilleyici ajanlar, Azotlu Hardal Analogları

ATC kodu: L01AA06

İfosfamid oksazafosforin grubuna ait bir sitostatiktir. Kimyasal olarak, azot hardalıyla ilişkilidir ve sentetik bir siklofosfamid analoğudur. İfosfamid in vitro olarak inaktiftir ve karaciğerde mikrozomal enzimlerle aktive olmaktadır. Aynı zamanda, madde oksazafosforin halkasının C-4 atomunda hidroksillenmektedir. Başlıca metaboliti olan 4-hidroksi ifosfamid, onun tatomeri olan isoaldofosfamid ile denge oluşturur. İsoaldofosfamid kendiliğinden akrolein ve alkilleyici metabolit isofosfamid hardala parçalanır. İfosfamidin ürotoksik etkileri akroleine atfedilir. Alternatif bir metabolik yolak ise, kloroetil yan zincirinin oksidasyon ve dealkilasyonudur.

İfosfamidin sitotoksik etkisi DNA ile alkilleyici metabolitlerinin bir etkileşmesine dayanmaktadır. DNA’nın fosfodiester köprüleri saldırının ana noktasıdır. Alkilasyon iplik köprüler ve DNA çapraz-bağları ile sonuçlanır. Hücre siklusunda, G2 fazından geçiş gecikir. Sitotoksik etki hücre siklus fazı için spesifik değildir.

Çoğunlukla siklofosfamid gibi yapısal olarak ilişkili sitostatik ajanlarla, aynı zamanda diğer alkile edici ajanlarla da çapraz direnç göz ardı edilemez. Öte yandan, siklofosfamide dirençli olan veya siklofosfamid tedavisinden sonra nüks eden tümörlerin sıklıkla ifosfamid ile tedaviye yanıt verdiği bulunmuştur.

Servikal karsinom tedavisi hakkında ek bilgi

Sisplatin monoterapisi olan FIGO evre IV B servikal karsinomu olan 151 kadında, servikal karsinomasında 6 siklus için 3 haftada bir 5 mg/m2 dozunda (artı mesna 6 g/m2) 50 mg/m2’lik bir dozda sisplatin kombinasyon terapisini karşılaştıran randomize, kör bir çalışma 6 devir için her 3 haftada bir 50 mg/m2’lik bir dozajda, kombinasyon terapisi için monoterapiyle karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bir yüksek yanıt oranı (% 31,1 – % 17,8, p = 0,004) ve daha uzun ilerlemesiz sağkalım (4,6 vs 3,2 ay, p = 0,003) elde edildi. Toplam sağkalım üzerindeki etkisi gösterilmemiştir. Kombinasyon kemoterapisi daha yüksek toksisite (lökopeni, renal toksisite, periferik nörotoksisite ve CNS toksisitesi) ile ilişkiydi.

Hodgkin hastalığının tedavisi hakkında ek bilgi

Başka bir remisyonun sıklığı (primer tedavinin başarısızlığından sonra) henüz randomize çalışmalarda araştırılmamıştır. Mevcut açık etiketli çalışmalara dayanarak, primer progresif durumlarda olasılık yaklaşık % 20 ve tam remisyonun ardından erken nüks durumunda yaklaşık % 30 olarak tahmin edilmektedir.

Pediyatrik popülasyon

24

Ewing sarkomu

Randomize kontrollü bir çalışmada, Ewing Sarkomu olan, ilkel nöroektodermal kemik tümörü veya ilkel kemik sarkomu olan 518 hasta (% 87’si 17 yaş altı), standart tedavi ile alternatif olarak ifosfamid/etoposide veya tek başına standart tedaviye randomize edildi. Başlangıçta metastazı olmayanlarda, sadece standart tedaviye kıyasla (% 54) ifosfamid/etoposid (% 69) alan hastalar için 5 yıllık sağkalımda istatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme vardı. 5 yıldaki genel sağkalım, ifosfamid/etoposid grubunda % 72 iken standart tedavi grubunda % 61 idi. Her iki tedavi kolunda da benzer toksisiteler gözlendi. Başlangıçta metastazı olanlarda, 5 yıllık olaysız sağkalım ya da tedavi grupları arasında 5 yıllık sağkalım açısından bir fark yoktu.

Standart risk Ewing sarkomu (% 83’ü 19 yaş altı) olan 155 hastadaki ifosfamid (VAIA rejimi) ve siklofosfamid (VACA rejimi) karşılaştırmalı olarak yapılan bir çalışmada, olaysız sağkalımda veya genel sağkalımda herhangi bir fark görülmemiştir. İfosfamid rejimi için daha az toksisite gösterilmiştir.

Diğer pediyatrik kanserler

İfosfamid, çocuklarda kontrolsüz prospektif keşif çalışmalarında geniş çapta araştırılmıştır. Diğer antitümör ajanlarla kombinasyon halinde çeşitli dozaj programları ve rejimleri kullanılmıştır. Aşağıdaki pediyatrik kanserler araştırılmıştır: rabdomyosarkom, rabdomiyosarkom olmayan yumuşak doku sarkomu, germ hücreli tümörler, osteosarkom, Hodgkins olmayan lenfoma, Hodgkins lenfoma, akut lenfoblastik lösemi, nöroblastom, Wilms tümörü ve malign SS tümörleri. Olumlu kısmi yanıtlar, tam yanıtlar ve hayatta kalma oranları belgelenmiştir.

Diğer antitümör ajanlarla kombinasyon halinde çeşitli dozaj programları ve ifosfamid rejimleri kullanılır. Reçete yazan kişi, belirli bir dozaj, uygulama şekli ve zamanlama seçiminde spesifik tümör tipi için kemoterapi rejimlerine başvurmalıdır.

Genellikle, pediyatrik tümörlerde ifosfamid dozları, kemoterapi kürü için toplam 4-12 g/m2’lik bir doz için 2-5 gün boyunca, 0,8 ila 3 g/m2/gün arasında değişir.

İfosfamidin fraksiyone uygulaması, infüzyon hacmine veya protokolün tavsiyelerine bağlı olarak 30 dakika ile 2 saat arasında değişen bir süre zarfında intravenöz infüzyon şeklinde gerçekleştirilir:

Mesna ile üroproteksiyon, ifosfamid uygulamasında, % 80-120 ifosfamide eşdeğer bir dozla zorunludur. İfosfamid infüzyonunun bitiminden sonra mesna infüzyonunun 12-48 saat kadar uzatılması önerilir. Tüm mesna dozunun % 20’si i.v start bolus olarak verilmelidir. İfosfamid infüzyonu sırasında ve ifosfamid uygulamasının bitiminden 24-48 saat sonra en az 3000 mL/m2 ile hiperhidrasyon gerekir.

İfosfamid ile tedavi altında, özellikle uzun süreli tedavi durumunda, yeterli diürez ve böbrek fonksiyonunun düzenli kontrolü gerekli olacaktır. 5 yaş ve altındaki çocuklar ifosfamid kaynaklı böbrek toksisitesine daha büyük çocuklardan veya yetişkinlerden daha duyarlı olabilir. Fanconi sendromuna yol açan ciddi nefrotoksisite bildirilmiştir. Potansiyel olarak zayıflatıcı hipofosfatemi ve raşitizme neden olan progresif tübüler hasar nadir olarak bildirilmiştir ancak dikkate alınmalıdır.

Randomize kontrollü klinik çalışmalardan elde edilen pediyatrik veriler sınırlıdır.

5.2 Farmakokinetik özellikler

25

Genel özellikler

Emilim:

İlacın dozu ve ulaşılan plazma konsantrasyonları arasında lineer bir ilişki bulunmaktadır.

Dağılım:

Plazma proteini bağlanması düşüktür. Dağılım hacmi vücuttaki toplam su ille orantılıdır. İntravenöz uygulama sonrası birkaç dakika sonra organ ve dokularda ifosfamid tespit edilebilir.

Değişmemiş ifosfamid kan-beyin bariyerini geçebilir. Metabolitleri için bu konu hala tartışmalıdır.

İfosfamidin plasentadan geçtiği ya da anne sütüyle salgılandığı konusunda teyit edilmiş bir veri bulunmamasına rağmen, yapılan hayvan deneylerinde teratojen olduğu gösterilmiş olduğundan ve siklofosfamide yapısal benzerliğinden dolayı, plasentadan geçtiği ve anne sütüyle salgılandığı kabul edilmelidir.

İfosfamidin ve 4-hidroksi metabolitlerinin plazma yarı ömrü 4-7 saat arasındadır.

Biyotransformasyon:

Uygulamadan bir kaç dakika sonra ifosfamid metabolize olmaya başlar.

İfosfamid hidroksile olarak aktif bir metabolit olan 4-hidroksi-ifosfamid’e dönüşür. Bu dönüşüm esas olarak sitokrom P450 izoenzimi CYP3A4 tarafından katalize olmaktadır. 4-hidroksi-ifosfamid metaboliti, halka yapısının açılması reaksiyonuyla aktif bir metabolit olan aldoifosfamid’e dönüşür. Aldoifosfamid de, akrolein’in bölünmesiyle aktif bir başka metabolit olan izofosforamid-mustard’a daha ileri dönüşüme uğrar. Dahası, ifosfamid kloroetil yan zincirlerinin dealkilasyonu ile %25-60 oranında deaktivasyona uğramaktadır. Bu deaktivasyon CYP2B6 izoenzimince katalizlenir. Alternatif olarak aldoifosfamid okside olarak inaktif karboksi-ifosfamid’e de dönüşebilmektedir.

İfosfamid metabolizması, bireyden bireye büyük değişkenlik gösterebilmektedir.

Eliminasyon:

İfosfamid ve metabolitleri esas olarak böbrekler yoluyla elimine edilir. Üç gün peş peşe günde 1,6-2,4 g/m2-vücut alanı dozunda kullanıldığında uygulanan dozun % 57’si ve tek defada 3,8-5 g/m2-vücut alanı dozunda kullanıldığında uygulanan dozun % 80’i 72 saat içinde ifosfamid ve metabolitleri olarak elimine edilmiştir. Bu dozlarda metabolize olmadan atılan miktarlar sırasıyla % 15 ve % 53’e karşılık gelmektedir.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Akut toksisite:

Periton içine uygulama sonucu LD50 değerleri farede 520-760 mg/kg ve sıçanda 150-300 mg/kg arasındadır. 100 mg/kg ve üstü tekrarlayan intravenöz dozları sıçanlarda toksisiteye yol açmaktadır.

Kronik toksisite:

Kronik toksisiteyi değerlendirmek üzere yapılan testler, klinikte görülen istenmeyen etkilere karşılık gelecek şekilde lenfohematopoetik sistem, gastrointestinal kanal, mesane, böbrekler, karaciğer ve gonadlarda hasara yol açmıştır.

Mutajenik ve karsinojenik potansiyel:

26

Bir alkilleyici ajan olan ifosfamid genotoksik bir maddedir ve aynı zamanda mutajenik potansiyele sahiptir. Sıçan ve farelerde yapılmış uzun süreli çalışmalarda, ifosfamid karsinojenik aktivitesi olduğu kanıtlanmıştır.

Üreme toksisitesi:

İfosfamid embriyotoksik ve teratojenik bir etkiye sahiptir. Teratojenik etkiler 3 – 7,5 mg/kg arasındaki dozlarda üç hayvan türünde (fare, sıçan, tavşan) gösterilmiştir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Enjeksiyonluk su.

6.2. Geçimsizlikler

Bilinen bir geçimsizlik bulunmamaktadır. Benzil alkol içeren solüsyonlar ifosfamidin stabilitesini azaltabilir.

6.3. Raf ömrü

60 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

HOLOXAN® 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

HOLOXAN® ambalajı üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra kullanılmamalıdır.

Çözücü ilavesi ile çözündürülerek hazırlanmış solüsyon hazırlandıktan sonra 24 saat içinde kullanılmalıdır (+8ºC’nin üzerinde muhafaza etmeyiniz).

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kauçuk tıpalı renksiz cam flakon ve 25 mL’lik 1 ampul çözücü içeren karton kutu

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Genel

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrol Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik”lerine uygun olarak imha edilmelidir.

Uygulamaya ilişkin özel önlemler

Kazayla ifosfamide maruz kalma ile ilişkili cilt reaksiyonları ortaya çıkabilir. Dermal maruz kalma riskini en aza indirmek için, şişeleri ve ifosfamid içeren solüsyonları kullanırken daima geçirmez eldivenler kullanılmalıdır. İfosfamid çözeltisi cilt veya mukozayla temas ederse, cilt derhal sabun ve suyla iyice yıkanmalıdır veya mukoza bol miktarda suyla yıkanmalıdır.

HOLOXAN’dan çözeltinin hazırlanması

% 4’lük bir izotonik çözelti hazırlamak için, flakonun içeriği çözücü ampuldeki 25 mL enjeksiyonluk su ilavesi ile çözündürülür.

27

Enjeksiyonluk suyun ilavesinden sonra, ½ – 1 dakika süreyle flakonlar iyice çalkalanırsa toz içerik kolaylıkla çözülür. Eğer çözünme hemen gerçekleşmezse, çözeltinin birkaç dakika için beklemeye bırakılması önerilir.

Parenteral ilaç ürünleri uygulamadan önce partikül madde ve renk değişikliği için görsel olarak kontrol edilmelidir.

Parenteral uygulamadan önce, madde tamamen çözülmelidir.

İntravenöz infüzyon için (yaklaşık 30 – 120 dakika) çözelti, 250 mL % 5 glukoz, % 0,9 sodyum klorür veya Ringer çözeltileriyle seyreltilir. Bir ya da iki saatin üstünde sürecek infüzyonlar için 500 mL Ringer çözeltisi veya % 5 glukoz veya % 0,9 fizyolojik salin çözeltisi ile seyreltme önerilir. 24 saat sürecek devamlı infüzyonlarda kullanılacak yüksek doz ifosfamid (örn. 5 g/m2) 3 litre kadar % 5 glukoz ve/veya % 0,9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilmesi önerilir.

Çözücü eklenerek kullanıma hazır hale getirilen ve seyreltilen çözeltilerin 25 ºC’da 48 saat süreyle stabil kaldıkları gösterilmiştir.

Mikrobiyolojik nedenlerle çözücü eklenerek kullanıma hazır hale getirilmiş ve/veya seyreltilmiş çözeltilerin hazırlanmalarından hemen sonra kullanılmaları önerilir. Hemen kullanılmadığı durumlarda raf ömrü ve saklama koşullarının gerektirdiği talimatlara uyulması kullanıcının sorumluluğundadır; ancak 2-8ºC arasında saklandığında 24 saatlik sürenin aşılmaması önerilir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş. Sarıyer/ İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI(LARI)

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

20.04.2021

10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ

28


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın