*Hepsi, E

ENDOXAN 1G IV INFUZYONLUK COZELTI HAZIRLAMAK ICIN TOZ

Temel Etkin Maddesi:

siklofosfamid

Üreten İlaç Firması:

BAXTER TURKEY RENAL HİZMETLER ANONİM ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

siklofosfamid

Üreten İlaç Firması:

BAXTER TURKEY RENAL HİZMETLER ANONİM ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8681413881039

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

575,62 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8681413881039

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

575,62 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – L – ANTİNEOPLASTİK VE İMMÜNOMODÜLATÖR AJANLAR, L01 ANTİNEOPLASTİKLER, L01A ALKİLLEYİCİ AJANLAR, L01AA Nitrojen mustard analogları, L01AA01, siklofosfamid

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – L – ANTİNEOPLASTİK VE İMMÜNOMODÜLATÖR AJANLAR, L01 ANTİNEOPLASTİKLER, L01A ALKİLLEYİCİ AJANLAR, L01AA Nitrojen mustard analogları, L01AA01, siklofosfamid

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI ENDOXAN 1 g IV İnfüzyonluk Çözelti Hazırlamak için Toz Damar içine uygulanır.

Steril, sitotoksik
Etkin madde: Her flakon etkin madde olarak 1 gram siklofosfamid içerir. Yardımcı maddeler:IV flakonun içeriğinde yardımcı madde bulunmamaktadır.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.

Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçetelendirilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde bu ilacı kullandığınızı doktorunuza söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

ENDOXAN hakkında bilinmesi gereken önemli bilgiler

Kanseriniz tedavi edilebilir olduğu için, doktorunuz ENDOXAN’ı kullanmanızı uygun bulmuştur.

ENDOXAN, kanser hücrelerini öldüren ancak sonuç olarak normal hücrelere de saldıran bir ilaçtır. Bu nedenle bir takım yan etkileri olabilir. Doktorunuz, kanserinizin sizin için olası yan etkilerden daha fazla risk taşıdığını düşünmedikçe size ENDOXAN vermeyecektir. Doktorunuz sizi düzenli olarak kontrol edecek ve mümkünse yan etkileri tedavi edecektir.

ENDOXAN:

•Kan hücresi sayınızı azaltacaktır, bu da kendinizi yorgun hissetmenize ve enfeksiyon kapma ihtimalinizin artmasına neden olabilir.

•Böbreklerinizi ve mesanenizi etkileyebilir. Herhangi bir hasarı önlemeye yardımcı olması için size Mesna adı verilen başka bir ilaç verilebilir. İdrarınızda kan fark ederseniz, derhal doktorunuza söyleyiniz.

•Çoğu anti-kanser veya kemoterapi ilacında olduğu gibi, saçınızı kaybedebilirsiniz (seyrelmeden tamamen dökülmesine kadar), ancak tedaviniz bittiğinde yeniden büyümeye başlaması gerekir. Ayrıca kendinizi hasta hissetmenize veya hasta olmanıza neden olabilir. Doktorunuz size yardımcı olacak tavsiyeler veya ilaçlar verebilir.

•Erkekler veya kadınlar, ENDOXAN tedavisi sırasında veya tedaviden sonra en az 6 ay çocuk sahibi olmamalıdır. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalısınız. Doktorunuza danışınız.

Şimdi bu kullanma talimatının geri kalanını okuyunuz. ENDOXAN kullanımı hakkında sizin için özellikle önemli olabilecek diğer önemli bilgileri içermektedir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

1

Bu Kullanma Talimatında:

1.ENDOXAN nedir ve ne için kullanılır?

2.ENDOXAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

3.ENDOXAN nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.ENDOXAN’ın saklanması

Başlıkları yer almaktadır.

1. ENDOXAN nedir ve ne için kullanılır?

•ENDOXAN sitotoksik (hücre öldürücü) bir ilaç veya kanser ilacıdır. Etkisini kanser hücrelerini öldürerek gösterir. Bu etki “kemoterapi” olarak da adlandırılır.

•ENDOXAN, sulandırıldıktan sonra kullanılmak üzere kuru toz olarak sunulan bir ilaçtır. Her kutu içinde kuru toz şeklinde ilaç içeren bir flakon bulunur.

•ENDOXAN’ın size damardan uygulanabilmesi için tuzlu suyla sulandırılır. Sulandırıldıktan sonra her mililitre çözelti 20 miligram siklofosfamid içerir.

•ENDOXAN, bazı kan kanseri, lenf kanseri, yayılma yapmış yada yapmamış habis kitleli tümörler; mesane kanseri, kemik ve yumuşak doku sarkomları, meme kanseri, beyin tümörleri, gebelikle oluşan kanserler, baş-boyun kanserleri, bir çeşit deri kanseri (Merkel hücreli karsinom), nöroendokrin tümörler (sinir ve hormonal sistemleri etkileyen tümörler), akciğer kanseri, başlangıç yeri bilinmeyen kanserler, yumurtalık, rahim, testis kanseri, timus bezi kanseri, Wilms tümörü (bir çeşit böbrek tümörü), nöroblastoma (bir çeşit sinir sistemi kanseri), çocukluk çağında yayılma yapmış ya da yapmamış habis kitleli tümörler gibi bir dizi değişik kanser durumunda kullanılır. Sıklıkla diğer kanser ilaçları ya da ışın tedavisiyle (radyoterapi) bir arada kullanılmaktadır.

•Bazen doktorlarınız kanser dışındaki diğer bazı durumlarda, bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine zarar verdiği bazı hastalıkları (otoimmün hastalıklar) örneğin; iltihaplı eklem romatizması, sedef hastalığına bağlı eklem rahatsızlığı, bazı bağ dokusu ve damar iltihabı hastalıkları ve böbrek, kan ile ilgili bazı otoimmün hastalıklar, yine bir otoimmün sinir kas kavşağı hastalığı olarak standart tedaviye yanıt alınamayan dirençli myastenia gravis vakalarında, organ ve kemik iliği nakillerinde bağışıklık sistemini baskılamak için de ENDOXAN kullanmanızı isteyebilir. Eğer sizde kullanılmasının amacı böyle bir hastalıksa, bu durum size doktorunuz tarafından açıklanacaktır.

2. ENDOXAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

ENDOXAN’ıaşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
•Daha önce ENDOXAN ya da içerdiği etkin madde olan siklofosfamid aldığınızda alerjik bir tepki gösterdiyseniz. Alerjik tepkilerin belirtileri arasında soluk kesilmesi, hırıltılı solunum, derinizde döküntüler ile yüz ve dudaklarınızda kaşıntı ya da şişme gibi belirtiler olabilir.

•Kemik iliğiniz işlevlerini tam olarak gerçekleştiremiyorsa (özellikle daha önceden kemoterapi ya da ışın tedavisi görmüşseniz). Kemik iliğinizin tam olarak çalışıp çalışmadığını belirlemek için size kan testleri yapılacaktır.

•İdrar yollarınızda, idrarınızı yaparken ağrı hissetmeniz şeklinde görülen bir iltihaplanmanız

2

•İlacın size uygulanmaya başlanacağı anda herhangi bir enfeksiyonunuz varsa.

•Daha önceden görmüş olduğunuz kemoterapi ya da ışın tedavilerine bağlı böbrek ya da mesane sorunları yaşıyorsanız.

•İdrar yapabilmenizi zorlaştıran (idrar akış yolunda tıkanıklık) bir durumunuz varsa.

ENDOXAN’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ •Bu ilaç kan ve bağışıklık sistemi üzerinde etkileri olan bir ilaçtır.

•Kan hücreleri kemik iliğinizde yapılmaktadır. Kemik iliğinizde 3 değişik kan hücresi üretilmektedir:
−Vücudunuzun tüm diğer bölümlerine oksijen taşıyan alyuvarlar (eritrositler)
−Enfeksiyon hastalıklarına karşı savaşan akyuvarlar (lökositler)
−Kanamaların önlenmesinde rol oynayan pıhtılaşmaya yardımcı pulcuklar (trombositler) •İlacı aldıktan sonra bu üç kan hücresinin sayısı da azalır. Bu siklofosfamidin kaçınılmaz bir yan etkisidir. Bu hücrelerin sayısı ilacı almaya başladıktan sonraki 5 ila 10 günde en düşük değerlere iner ve tedaviniz sonlandıktan sonra da birkaç gün bu düzeyde kalır. Çoğu hastada kan sayımı 21 ila 28 günde normal değerlerine yükselir. Geçmişte size bir çok kez kemoterapi uygulanmışsa, kan sayımı sonuçlarının normale dönmesi biraz daha uzun zaman alacaktır.

•Kan değerleri düştüğünde enfeksiyonlara yatkınlığınız artacaktır. Öksürük, soğuk algınlığı ya da diğer enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınmaya çalışınız. Doktorunuz sizde bir enfeksiyon olduğunu ya da riskini düşünürse, buna uygun ilaçlarla tedavinizi yapacaktır.

•Doktorunuz bu ilaçla tedaviye başlamadan önce ve tedaviniz sırasında alyuvar, akyuvar ve pulcuklarınızın sayısını kontrol edecektir. Bunların sayısı düşük olduğunda ilacınızın dozunu azaltacak ya da bir sonraki dozunuzu vereceği günü erteleyecektir.

•Bu ilaç yara iyileşmesini geciktirebilir. Vücudunuzda herhangi bir kesik ya da sıyrık olursa burayı temiz ve kuru tutunuz ve normal bir şekilde iyileşip iyileşmediğini kontrol ediniz. •Tedavinize bağlı olarak ağız içinde yara ve iltihaplanmalar oluşabileceğinden dişetlerinizi sağlıklı tutmanız önemlidir. Bu konuda doktorunuzdan bilgi alınız.

•ENDOXAN mesanenizin iç yüzeyine zarar verebileceğinden idrarınızı yaparken ağrı ve kanamaya neden olabilir. Doktorunuz ilacınızın bu etkisini bildiğinden eğer gerekli görürse mesanenizi korumak için size Mesna adında bir başka ilacı da verecektir.

•ENDOXAN size damar yoluyla yavaş enjeksiyonla veriliyorsa, bu enjeksiyon çözeltisiyle birlikte Mesna da verilebilir. Mesna kısa süreli bir enjeksiyonla ya da tablet olarak ilacınızdan ayrı olarak da verilebilir.

•Mesna’nın enjektabl ve tablet formları hakkında daha ayrıntılı bilgi için bu ürünlerin Kullanma Talimatı’na bakınız.

•ENDOXAN’ı Mesna ile birlikte alan hastaların çoğunda mesane problemi görülmemesine rağmen, doktorunuz bir “ölçme çubuğu (dipstick)” veya mikroskop kullanarak idrarınızı kan varlığı açısından test etmek isteyebilir.

•İdrarınızda kan görürseniz hemen doktorunuza haber veriniz; doktorunuz ENDOXAN tedavinizi durdurabilir.

•Kanser ilaçları ve ışın tedavisi diğer kanserlerin gelişebilme riskini arttırmaktadır; bu durum tedaviniz bittikten birkaç yıl sonra da olabilir. ENDOXAN mesane bölgesinde görülen kanserlerin riskini arttırır.

•ENDOXAN kalbinize zarar verip çalışma ritmini etkileyebilir. Risk ilacınızın yüksek dozda kullanıldığı durumlarda, ışın tedavisi veya diğer kemoterapi ilaçlarıyla tedavi görmüşseniz ya da yaşla birlikte daha da artar. Doktorunuz tedaviniz sırasında kalp işlevlerinizi yakından izleyecektir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

3

•ENDOXAN akciğerlerinizde iltihabi sorunlara ya da nedbeleşmeye neden olabilir. Bu tedavinizden 6 ay sonra ortaya çıkabilen bir durumdur. Solunum sıkıntısı çekmeye başlarsanız hemen doktorunuzu bilgilendiriniz.

•ENDOXAN karaciğerinizde yaşamınızı tehdit edebilecek sorunlara yol açabilir. Ani kilo artışı, karnınızın sağ üst bölgesinde ağrı ve sarılık gibi sorunlarınız olduğunda hemen doktorunuzu bilgilendiriniz.

•Saç telleriniz incelebilir ya da dökülerek açıklıklar oluşabilir. Farklı renk ve kalınlıkta olsa da saçınız yeniden çıkacaktır.

•ENDOXAN bulantıya neden olabilir. Bu durum ilacınızı aldıktan sonra 24 saat daha devam edebilir. Bu konuda ilaç kullanmaya gereksinim duyarsanız doktorunuzu bilgilendiriniz.

Aşağıdaki durumlarda Siklofosfamid almadan önce doktorunuzla, eczacınızla veya hemşirenizle konuşunuz:

•Halen kemoterapi ya da ışın tedavisi görüyorsanız ya da daha önceden görmüşseniz. •Şeker hastalığınız varsa.

•Böbreklerinizle ya da karaciğerinizle ilgili bir sorununuz varsa. Bu durumda doktorunuz böbrekleriniz ve karaciğerinizin tam olarak çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için size bir kan testi yapacaktır.

•Böbrek üstü bezleriniz (adrenal bezler) alınmışsa.

•Kalbinizle ilgili sorunlarınız varsa veya kalp bölgenize ışın tedavisi görmüşseniz. •Genel sağlık durumunuz zayıf veya çok kötüyse.

•Çok yaşlıysanız.

Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

ENDOXAN’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması

Birlikte alkol alınması ilacınıza bağlı bulantı ve kusma durumunda artışa yol açabilir.

Hamilelik

İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Düşüğe ya da doğmamış bebeğinize zarar verebileceğinden ENDOXAN alırken gebe kalmayınız. Gebeyseniz, gebe olabileceğinizi düşünüyorsanız ya da gebe kalmayı planlıyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz.

•ENDOXAN ile tedavi gören hastalar (kadın veya erkek) tedavi sırasında veya tedaviden sonra en az 6 ila 12 ay çocuk sahibi olmaya çalışmamalıdır. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalısınız. Doktorunuzdan tavsiye isteyiniz.

•ENDOXAN ileride çocuk sahibi olabilme yeteneğinizi etkileyebilir. İleride çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız yumurta ve sperm saklama konusunda doktorunuza danışınız.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emzirme

ENDOXAN tedavisi almaktayken bebeğinizi emzirmemelisiniz. Emzirme konusunda doktorunuzun tavsiyelerine uyunuz.

İlacı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.

4

Araç ve makine kullanımı

ENDOXAN tedavisi sırasında görülebilen bazı yan etkiler araç ve makine kullanabilme yeteneğinizi etkileyebilir. Araç ve makine kullanıp kullanamayacağınıza doktorunuz karar verecektir.

ENDOXAN’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler

Bulunmamaktadır.

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer halen reçetesiz satılanlar dahil herhangi bir ilaç alıyorsanız ya da yakın bir zamana kadar aldıysanız doktor ya da hemşirenize söyleyiniz. Özellikle aşağıdaki belirtilen ilaç ve maddeler ENDOXAN ile birlikte kullanımda sorun yaratabilir.

Aşağıdaki ilaçlar ENDOXAN’ın etkinliğinde azalmaya yol açabilir:
•Aprepitant (bulantıya karşı kullanılan bir ilaç)
•Bupropion (bir antidepresan ilaç)
•Busulfan (bir kanser ilacıdır)
•Tiyotepa (bir kanser ilacıdır)
•Siprofloksasin (bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
•Kloramfenikol (bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
•Flukonazol (mantarların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
•İtrakonazol (mantarların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
•Prasugrel (kanı sulandırmak için kullanılan bir ilaç)
•Sulfonamidler (bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan sülfadiazin, sülfasalazin, sülfametaksazol gibi ilaçlardır)

Aşağıdaki ilaçlar ENDOXAN’ın zararlı etkilerini arttırabilir:
•Allopurinol (gut hastalığını tedavi etmede kullanılan bir ilaç)
•Azatiyopirin (bağışıklık sistemini baskılamak için kullanılan bir ilaç)
•Kloralhidrat (uykusuzluğu tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
•Simetidin (mide asidini azaltmak için kullanılan bir ilaç)
•Disülfiram (alkol bağımlılığını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
•Gliseraldehit (siğilleri tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
•Proteaz inhibitörleri (virüslerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç grubu) •Ondansetron (kemoterapiye bağlı oluşan bulantıyı tedavi etmek için kullanılan bir ilaç) •Karaciğer enzimlerini uyarılabilen ilaçlar:
−Rifampin (bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
−Epilepsi (sara) hastalığının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar (fenobarbital, karbamazepin, fenitoin)
−Sarı kantaron (hafif depresyon durumlarında kullanılan bitkisel bir ilaç; St. John’s wort) −Kortikosteroidler (mikrobik olmayan iltihabi durumlarda kullanılan bir ilaç)

5

•Tiyazid grubu diüretikler (hipertansiyonu düşürmek veya vücutta biriken fazla suyu atmak için kullanılan hidroklorotiyazid ya da klortalidon gibi ilaçlar)
•Zidovudin (virüslerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç grubu)
•Klozapin (bazı psikiyatrik hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)

Aşağıdaki ilaç veya tedaviler ENDOXAN’ın kalp üzerindeki zararlı etkilerini arttırabilir: •Antrasiklinler (bleomisin, doksorubisin, epirubisin ve mitomisin gibi kanser ilaçları) •Sitarabin (bir kanser ilacıdır)
•Pentostatin (bir kanser ilacıdır)
•Kalp bölgesine uygulanan radyoterapi.

•Trastuzumab (bir kanser ilacıdır)

Aşağıdaki ilaç veya tedaviler ENDOXAN’ın akciğerler üzerindeki zararlı etkilerini arttırabilir: •Amiodaron (kalp atışlarını düzenlemek için kullanılan bir ilaç)
•G-CSF veya GM-CSF (bu hormonlar kemoterapi sonrası azalan akyuvar sayısını normalleştirmek için kullanılır)

Aşağıdaki ilaç veya tedaviler ENDOXAN’ın böbrekler üzerindeki zararlı etkilerini arttırabilir: •Amfoterisin B (mantarların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç)
•İndometazin (ağrı ve mikrobik olmayan iltihabi durumlarda kullanılan bir ilaç)

ENDOXAN tarafından etkilenen ya da ENDOXAN’ı etkileyen diğer ilaçlar arasında şunlar bulunmaktadır:
•Etanersept (romatoid artrit hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilaç)
•Metronidazol (bakteri ya da protozoaların yol açtığı enfeksiyonlara karşı kullanılan bir ilaç) •Tamoksifen (meme kanserinde kullanılan bir ilaç)
•Bupropion (sigara bağımlılığının tedavisi için kullanılan bir ilaç)
•Kumarinler (kanı sulandırmak için kullanılan varfarin gibi ilaçlar)
•Siklosporin (bağışıklık sistemini baskılamak için kullanılan bir ilaç)
•Depolarizan kas gevşeticiler (cerrahi girişimlerde kasları gevşetmek için kullanılan süksinil kolin gibi ilaçlar)
•Digoksin, beta-asetil digoksin (kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar)
•Aşılar
•Verapamil (hipertansiyonu, anjinayı veya kalp ritim bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)

Eğer reçeteli yada reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

3. ENDOXAN nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:

ENDOXAN’ın dozu doktor tarafından belirlenecektir. Bunu belirlerken doktorunuz aşağıdaki durumları dikkate alacaktır:
•Sizdeki hastalığın tipi
•Vücut ağırlığınız ve boyunuz
•Genel sağlık durumunuz
•Diğer kanser ilaçları veya ışın tedavisi görüp görmediğiniz

ENDOXAN genelde dönemler halinde verilir. Her tedavi döneminden sonra bir ara verilir

6

Doktorunuz size uygulayacağı dozu ve tedavi dönemleri arasındaki süreyi değiştirebilir. Bunun için sizdeki şu durumları dikkate alacaktır:
•Karaciğer ve böbreklerinizde olan sorunlar.

•Yaşınız.

Uygulama yolu ve metodu:

ENDOXAN size bir doktor ya da hemşire tarafından uygulanacaktır.

•Enjeksiyonla verilerek kullanılır.

•Enjeksiyonla, normalde damar içi uygulamaya mahsus büyük hacimli bir sıvı içinde yavaşça damarlarınız içine enjekte edilecektir (infüzyon). Uygulama kolunuzda, el sırtınızda ya da köprücük kemiğinizin hemen altında yer alan bir toplardamardan yapılır.

Kullanacağınız doza göre bu uygulama birkaç dakikadan bir saate kadar sürede gerçekleştirilecektir.

•ENDOXAN sıklıkla diğer kanser ilaçlarıyla ya da ışın tedavisiyle birlikte verilir.

Değişik yaş grupları:

Çocuklarda kullanımı: Doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullanılmalıdır.

Yaşlılarda kullanımı: Yaşlılarda karaciğer, böbrek, kalp ve diğer organ fonksiyonları daha sık olarak bozulabileceğinden, kronik hastalık ve ilaç kullanımı olabileceğinden, yaşlıysanız doktorunuz tarafından daha yakından takip edileceksiniz. Doktorunuz bu takip sonuçlarına göre dozunuzu ve/veya tedavi dönemleri arasındaki ilaçsız süreyi değiştirebilir.

Özel kullanım durumları:

Böbrek yetmezliği: Böbrek yetmezliği durumunda doktorunuz size uygulanacak dozu azaltabilir.

Karaciğer yetmezliği: Ciddi karaciğer yetmezliği durumunda doktorunuz size uygulanacak dozu azaltabilir.

Eğer ENDOXAN’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla ENDOXAN kullandıysanız:

Kullanmanız gerekenden daha fazla ENDOXAN kullandıysanız ya da ilacı çocuğunuz kazayla içtiyse hemen doktorunuzla iletişime geçiniz ya da size yakın bir hastanenin acil servisine başvurunuz. Özel bir tedavi için hastaneye yatırılmanız gerekebilir.

ENDOXAN’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

ENDOXAN’ı kullanmayı unutursanız:

ENDOXAN uzman sağlık personeli tarafından uygulanacağından, böyle bir durumun oluşmaması için gereken önlemler alınacaktır.

Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

ENDOXAN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler:

ENDOXAN ile tedavinizi doktorunuz söylemedikçe kesmeyiniz.

İlacın kullanımıyla ilişkili ilave sorularınız olduğunda, doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

7

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi ENDOXAN’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Yan etkiler bazen tedaviniz bittikten sonra da görülebilir.

ENDOXAN’a bağlı aşağıdaki yan etkiler görülebilir.

Aşağıdakilerden biri olursa, ENDOXAN’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •Belirtileri arasında soluk kesilmesi, hırıltılı solunum, ciltte döküntü ile yüzde ve dudaklarda kaşıntı veya şişme bulunan alerjik reaksiyonlar. Şiddetli alerjik reaksiyonlar, olası ölümcül bir sonuca yol açabilen (anafilaktik şok, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyon) nefes almada güçlük veya şoka neden olabilir.

•Herhangi bir darbeye maruz kalmadığınız halde vücudunuzda morarmalar ya da diş eti kanamaları olması. Bunlar kanınızdaki pulcukların sayısının çok azalmış olabileceğini gösterir.

•Beyaz kan hücresi sayınızın düşmesi – doktorunuz tedaviniz sırasında bunu kontrol edecektir. Normalde bu durum herhangi bir belirtiye neden olmaz ancak enfeksiyon hastalıklarına karşı yatkınlığınız artar. Kendinizde herhangi bir enfeksiyon belirtisi (yüksek ateş, üşüme, titreme, terleme ya da soğuk soğuk terleme ya da öksürük veya idrarınızı yaparken yanma, sızlama gibi herhangi bir iltihaplanma belirtisi) hissederseniz, enfeksiyonlarla başedebilmeniz için doktorunuz size antibiyotik vermek isteyebilir.

•İdrarınızı yaparken kan görülmesi, idrar yaparken ağrı ya da idrar miktarınızda azalma (hemorajik sistit, hematüri).

•Kanamaya neden olabilen ince veya kalın bağırsak iltihabı (hemorajik enterokolit)

•Nöbet geçirme (konvülsiyon)

•Döküntü, ülser, boğaz ağrısı, ateş, konjonktivit, cilt katmanlarının ayrılmasına (toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson sendromu) neden olan yaşamı tehdit eden durumlar. el ve ayaklarda, şişlik, uyuşma, kırmızı yumrular ve deride soyulma (Palmar-plantar eritrodisestezi sendromu)

•Böbreğinizin toksinleri ve atık ürünleri kandan yeterince uzaklaştırma yeteneğinde yaşamı tehdit edecek şekilde azalma (böbrek yetmezliği). Böbreğinizde yer alan dokulardaki bu değişiklikler, dokuların düzgün çalışmasını engelleyebilir ve böbrek yetmezliğine (renal tübüler nekroz, renal tübüler bozukluk) neden olabilir.

•Zatürre. Bunun belirtileri; nefes alırken veya öksürürken göğüs ağrısı, kafa karışıklığı, öksürük, ateş, terleme ve titreme, yorgunluk, nefes darlığı, mide bulantısı, kusma veya ishal olabilir.

•Kan yoluyla yayılan, kan basıncında tehlikeli bir düşüşe ve olası ölümcül bir sonuca (sepsis, şok) yol açabilen ciddi enfeksiyon.

•Beyin üzerindeki etkiler (ensefalopati), bunun işaretleri; düşünme veya konsantre olma sorunları, uyanıklığın azalması, kişilik değişiklikleri, yorgunluk, nöbetler, kas seğirmesi ve titreme olabilir.

•Beynin şişmesine, baş ağrısına, konfüzyona, nöbetlere ve görme kaybına neden olabilen, tersinir posterior lökoensefalopati sendromu adı verilen bir sendrom.

•Kalp krizi (miyokard enfarktüsü).

•Kalbinizde, yaşamı tehdit edebilecek kadar kan pompalama yeteneğinde azalma

8

•Akciğerlerinizin oksijeni kanınıza aktarma yeteneğinde yaşamı tehdit eden azalma (solunum yetmezliği).

•Karaciğer yetmezliği (hepatotoksisite) nedeniyle vücutta toksin birikmesi. Bu, beyni etkileyerek kafa karışıklığına, bilinç azalmasına veya komaya (hepatik ensefalopati) neden olabilir.

Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.

Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise ENDOXAN’a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:

•Hemolitik üremik sendrom – kırmızı kan hücrelerinin anormal şekilde parçalanmasına, kandaki trombosit sayısının azalmasına ve böbrek yetmezliğine neden olan bir durum.

•Kan kanseri (lösemi).

•Kemik iliği kanseri (miyelodisplastik sendrom).

•Kanınızdaki çok fazla su nedeniyle beynin şişmesi (su zehirlenmesi). Bunun belirtileri baş ağrısı, kişilik veya davranış değişiklikleri, kafa karışıklığı, uyuşukluk olabilir.

•Vücudunuzdaki normal kan akışını bozan kan damarlarınızda küçük kan pıhtılarının oluşması (yaygın damar içi pıhtılaşma).

•Akciğerlerde göğüs ağrısına ve nefes darlığına neden olan kan pıhtısı (pulmoner emboli).

•Genellikle bacakta ağrılı şişmeye veya kızarıklığa neden olan kan pıhtısı (venöz tromboz).

•Yorgunluk ve kafa karışıklığına, kas seğirmesine, nöbetlere ve komaya (hiponatremi) neden olabilen düşük kan sodyum seviyeleri.

•Pankreas iltihabının (akut pankreatit) neden olabileceği karın rahatsızlığı veya şiddetli karın ve sırt ağrısı.

•Susuzluğa, yorgunluğa ve sinirliliğe neden olabilen yüksek kan şekeri seviyeleri (hiperglisemi).

•Kafa karışıklığına ve terlemeye neden olabilen düşük kan şekeri seviyeleri (hipoglisemi).

•Ellerde uyuşma, güçsüzlük ve karıncalanmaya, motor becerilerin kaybına neden olabilen omurilik üzerindeki etkiler (Miyelopati).

•Kalp kası hastalığı (kardiyomiyopati); kalbinizin içindeki veya çevresindeki dokuların iltihaplanması (miyokardit, perikardit); Kalbinizin etrafındaki kese içinde sıvı birikmesi (perikardiyal efüzyon). Bu sıvıdan gelen artan basınç, kalbin düzgün şekilde dolmasını durdurabilir (kalp tamponadı); anormal EKG kalp izlemi (Elektrokardiyogramda QT uzaması)- Bunlar aritmi nedenleri olarak kabul edilebilir.

•Kalp ritminizde fark edilebilir değişiklikler (aritmi) (çarpıntı):

– Düzensiz kalp atışı (fibrilasyon)

– Hayatı tehdit edici olabilen daha hızlı kalp atışı (taşikardi) (ventriküler taşikardi)

– daha yavaş kalp atışı (bradikardi) Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

9

•Akciğerlerde göğüs ağrısına ve nefes darlığına neden olan kan pıhtısı (pulmoner veno-oklüzif hastalık)
•Nefes darlığına neden olan akciğerlerde yara izi (pulmoner fibrozis).

•Nefes darlığına, öksürüğe ve ateş yükselmesine veya akciğerlerde yara oluşumuna neden olabilen akciğer iltihabına neden olan durumlar (pnömonit, akut solunum sıkıntısı sendromu, obliteratif bronşiyolit, organize pnömoni, alerjik alveolit).

•Akciğerlerin içinde veya çevresinde sıvı (pulmoner ödem, plevral efüzyon).

•Nefes darlığı, yorgunluk, öksürük, anjina, bayılma, periferik ödeme (pulmoner hipertansiyon) neden olabilen akciğerlerde artan kan basıncı.

•Böbrek problemlerine (rabdomiyoliz) yol açabilen anormal kas yıkımı.

Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.

Aşağıda ENDOXAN’a bağlı olarak görülen diğer yan etkiler belirtilmiştir. Yan etkiler aşağıdaki gibi sıralanmıştır:

Çok yaygın:
Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
Çok seyrek:
Bilinmiyor:

10 hastanın en az birinde görülebilir.

10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazlasında görülebilir.

100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazlasında görülebilir.

1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazlasında görülebilir.

10.000 hastanın birinden azında görülebilir.

Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemeyen sıklıkta görülürler.

Çok yaygın:

•Kemik iliği baskılanması (miyelosupresyon). Klinik olarak kemik iliğinin tümüyle ya da kısmen görevini yapamamasına bağlı kan hücrelerinin bağışıklıkla ilgili olanları beyaz kürelerin azalmasına (nötropeni, agranülositoz, granülositopeni, lökopeni, lenfopeni) bağlı enfeksiyonlara yatkınlığın artması (bu ateşle birlikte olabilir (febril nötropeni)), pıhtılaşmayla ilgili pulcukların azalmasına (trombositopeni) bağlı kanamaya yatkınlık, oksijen taşıyan alyuvarların azalmasına bağlı anemi ya da bu hücrelerin tümünün azalmasına (pansitopeni) bağlı olarak bu durumların hepsi görülebilir.

•Bağışıklık sisteminizin etkinliğinde azalma (bağışıklık sisteminde baskılanma)
•Saçlarda dökülmeye bağlı açılmalar, kelleşme (alopesi)
•İdrar yapmada ağrı ve zorluk (sistit)
•Renginizin soluklaşması, kendinizi çok halsiz ve yorgun hissetmeniz. Bu durumda alyuvar sayınız azalmış olabilir (anemi). Vücudunuz alyuvarlarınızı hızla yeniden üreteceğinden genellikle bir tedavi gerekmemesine rağmen anemi durumunuz çok fazlaysa size kan verilmesi gerekebilir.

Yaygın:

•ENDOXAN’ın bağışıklık sisteminiz üzerindeki etkisine bağlı olarak bakteri, mantar, virüs, protozoa veya parazitlere bağlı enfeksiyon riski ve şiddetinde artış
•Daha önce geçirdiğiniz enfeksiyonların yeniden alevlenmesi (gizli enfeksiyonlar) •Karaciğeriniz tarafından üretilen enzimler adı verilen belirli proteinlerin artan seviyeleri. Doktorunuz bunları test etmek için kan testleri yapacaktır.

•Ağrıya, kanamaya, idrarda kana, idrar akışının azalmasına (hemorajik sistit) neden olan Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

•Vücut boşluklarınızın zarının iltihaplanması (mukozal iltihaplanma) Yaygın olmayan:

•İştahsızlık (anoreksi)
•Sıcak hissetmenin veya terlemenin (sıcak basması) eşlik edebileceği ciltte kızarıklık (kızarma)

Seyrek:

•Vücudun çeşitli yerlerinde, genellikle mesane bölgesinde ikincil tümörler
•Vücudun susuz kalması (dehidrasyon)
•Baş dönmesi / sersemlik hali
•Bulanık görme, görüş kuvvetinin azalması ve kaybolması
•Döküntüye, su toplamasına, kaşıntıya, yaralara, sızıntıya ve yara izine neden olabilen derinin iltihaplanması (dermatit)
•Tırnakların ve cildin renginde değişiklikler
•Kalıcı olarak adet kesilmesi (amenore)
•Göğüs ağrısı

Çok seyrek:

•Hipofiz bezinden antidiüretik hormon salınımında artış. Bu, kanınızdaki düşük sodyum seviyelerine (hiponatremi) ve su tutulmasına neden olarak böbrekleri etkiler.

•Deri altında sıvı veya uzuvlarınızda şişlik olarak görülebilen vücutta sıvı birikmesi (su tutulması)
•Bilinçte bulanıklık (konfüzyon)
•Gözün iltihaplanması (konjonktivit)
•Göz ödemi (şişme)
•Sindirim sisteminizin zarındaki ülserler (mukozal ülserasyon)
•Ülserler de dahil olmak üzere ağız zarının iltihaplanması (stomatit)
•Mesanenin ülserasyonu veya yaralanması (fibrozis)
•Hasta hissetmek ve hasta olmak (bulantı, kusma)
•İshal
•Kabızlık
•Düşük veya yüksek tansiyon (hipotansiyon, hipertansiyon)

Bilinmiyor:

•Ölmekte olan kanser hücrelerinin parçalanmasından kaynaklanan metabolizmanızdaki değişiklikler (tümör lizis sendromu)
•Kanamayla sonuçlanabilecek ince veya kalın bağırsak iltihabı (enterit, çekum iltihabı) •Midenizde veya bağırsaklarınızda kanama (gastrointestinal kanama)
•Karın ağrısına veya ishale neden olan iltihaplanma (kolit)
•Boynunuzdaki bezlerin şişmesi (parotis bezi iltihabı)
•Zayıflığa, karıncalanmaya veya uyuşukluğa neden olabilen bir sinir bozukluğu (periferik nöropati). Bu, birden fazla sinir grubunda (polinöropati) olabilir.

•Koku alma duyunuzdaki değişiklikler (parosmi)
•Ellerinize ve ayaklarınıza kan akışının azalması (periferik iskemi). Bu; ağrı, halsizlik, uyuşukluk, ülser, cilt renginde veya sıcaklığında değişikliklere neden olabilir.

•Göz yaşı salgılanmasında artma (lakrimasyon)
•Sağırlık veya işitme bozukluğu
•Kulak çınlaması (tinnitus)
•Cildin veya göz aklarının sararması (sarılık)
•Damar iltihabı (vaskülit)
•Nefes almada zorluk veya hırıltılı soluk alıp verme (bronkospazm)
•Nefes darlığı (dispne)
•Vücudunuzdaki oksijen düzeylerinin düşmesi (hipoksi)
•Öksürük
•Burunda tıkanıklık
•Burun akıntısı
•Yutakta ağrı
•Artan karaciğer boyutu (hepatomegali)
•Kilo alımına, karaciğer boyutunda artışa, ağrıya ve sarılığa neden olabilen karaciğerinizdeki küçük damarların tıkanması (veno-oklüzif karaciğer hastalığı)
•Sarılık, kilo kaybı ve halsizliğe neden olabilen karaciğer iltihabına (hepatit) neden olan durumlar
•Karaciğer tarafından, kaşınmaya, sarılığa, soluk renkli dışkıya, koyu renkli idrara neden olabilen, safra oluşumunun bozulması. (kolestaz)
•Karın şişmesine ve nefes darlığına neden olan karında sıvı birikmesi (assit)
•Tedaviden aylar veya yıllar sonra ortaya çıkan ciltte kızarıklık ve kabarma (radyasyon hatırlama dermatiti)
•Yaralara dönüşebilen kaşıntılı, kırmızı döküntü (eritema multiforme)
•Koyu kırmızı kabarık kaşıntılı döküntü (ürtiker)
•Yüzde şişme
•Aşırı terleme (hiperhidroz)
•Kaşıntı (pruritus)
•Derinin ve iç organlarınızdaki bağ dokusunun kalınlaşmasına neden olan ciddi hastalık (skleroderma)
•Kas spazmları
•Kas ağrıları (miyalji)
•Eklem ağrısı (artralji)
•Kandaki toksinlerin böbreklere verdiği hasar (toksik nefropati)
•İdrar çıkışında aşırı artış (nefrojenik diyabet insipidus)
•Ağrı ve kanamaya neden olan üretra iltihabı (hemorajik üretrit)
•Hücre ve dokuların ölümü (nekroz)
•Mesane boyutunda azalma (mesane kontraktürü)
•Mesane astarındaki hücrelerde değişiklikler
•Kanınızdaki kreatin veya üre nitrojen düzeylerinde artış. Doktorunuz bunları test etmek için kan testleri yapacaktır
•Erken (prematür) doğum
•Kısırlık. Erkeklerde sperm üretimi, kadınlarda yumurta üretimi azalabilir veya durabilir.

Bazı durumlarda bu kalıcı olabilir
•Adet sıklığının azalması (oligomenore) Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

•Kanda östrojen hormonunun düzeylerinde azalma.

•Kan gonadotropin hormonunun düzeylerinde yükselme
•Genç hastalarda kullanımı gelecekte, doğurganlıkla ilgili bazı bozukluklara neden olabilir.

•Anne karnındaki bebeğin ölümü
•Anne karnındaki bebeğin gelişim anomalisi (malformasyon)
•Anne karnındaki bebeğin gelişme geriliği
•Anne karnındaki bebekte toksik etkiler (kemik iliği baskılanması ve gastroenterit gibi) •Kalp, akciğer, böbrek, karaciğer gibi birden fazla organın yaşamı tehdit eden yetmezliği •Genel fiziksel bozulma
•Baş ağrısı, ateş, titreme, eklem ve kas ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi grip benzeri semptomlar
•Şişkinlik
•Şişme, kızarıklık, ağrı, enflamasyon, doku hasarı, doku ölümü, pıhtı oluşumu gibi enjeksiyon/infüzyon bölgesi reaksiyonları
•Lenfatik sistem kanseri (Non Hodgkin lenfoma)

Yan etkilerin raporlanması

Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

5. ENDOXAN’ın saklanması

ENDOXAN’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

ENDOXAN genelde hastanede uygulandığından, hastane eczanesinde usulüne uygun ve doğru bir şekilde saklanacaktır. İlacı sizin saklamanız gerekiyorsa saklama koşulları aşağıda belirtilmiştir:

•25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
•İlacı orijinal ambalajı içinde saklayınız.

•Sulandırıldıktan sonra 2-8 °C arası sıcaklıkta ışıktan korunarak saklanmalıdır ve 24 saat içerisinde kullanılmalıdır.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Şişenin etiketindeki son kullanım tarihinden sonra ENDOXAN’ı kullanmayınız.

Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

“Sitotoksik ve sitotoksik beşeri tıbbi ürünlerin kullanımları sonucu boşalan iç ambalajlarının atıkları TEHLİKELİ ATIKTIR ve bu atıkların yönetimi 2/4/2015 tarihli ve 29314 sayılı

Ruhsat sahibi:

Üretim yeri:

Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş. Sarıyer / İstanbul

Baxter Oncology GmbH Halle-Almanya

Bu kullanma talimatı ……….. tarihinde onaylanmıştır.

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

ENDOXAN 1 g IV İnfüzyonluk Çözelti Hazırlamak için Toz

Steril, sitotoksik

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:

Her flakon etkin madde olarak 1000 mg susuz siklofosfamide eşdeğer 1069 mg siklofosfamid monohidrat içerir.

Sulandırılarak intravenöz kullanım için hazırlanan çözeltinin her mL’si 20 mg siklofosfamid içerir.

Yardımcı maddeler:

Yardımcı maddeler için, bkz. 6.1.

3. FARMASÖTİK FORM

İntravenöz enjeksiyon için çözelti hazırlamaya uygun toz.

Şeffaf cam enjeksiyonluk flakonlarda beyaz kristalize toz.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

ENDOXAN, aşağıdaki durumlarda, kombine bir kemoterapi protokolü içinde ya da monoterapi olarak kullanılır:

-Lösemiler: Akut ve kronik lenfoid veya myeloid lösemiler.

-Hodgkin lenfoma, Hodgkin dışı lenfoma, multipl myeloma ve plazmositom.

-Metastaz yapmış ya da yapmamış malign solid tümörler: Mesane kanseri, kemik ve yumuşak doku sarkomları, meme kanseri, beyin tümörleri, gestasyonel trofoblastik neoplazilerde, baş-boyun kanserleri, merkel hücreli karsinom, nöroendokrin tümörler, akciğer kanseri, primeri bilinmeyen karsinomlarda, over kanseri, endometrium kanseri, testis kanseri, timoma ve timik karsinom, Wilms tümörü, nöroblastoma.

-Metastaz yapmış ya da yapmamış çocukluk çağı malign solid tümörleri.

-Sistemik ve/veya organa spesifik otoimmün hastalıkların progresif formları(örneğin; romatoid artrit, psöriyatik artropati, sistemik lupus eritematoz, skleroderma gibi bağ dokusu hastalıkları), sistemik vaskülitler ve nekrotizan vaskülitler (granülomatöz polianjiitis, mikroskopik polianjiitis gibi).

-Bazı glomerülonefrit tipleri (örn. nefrotik sendrom ile).

1

-Myastenia gravis (standart tedaviye yanıt alınamayan dirençli hastalarda).

-Başlangıç tedavilere yanıtsız otoimmün hemolitik anemi, soğuk aglütinin hastalığı.

-Organ nakillerinde immunosupresif tedavi, allojeneik kök hücre nakillerinde immunosupresif tedavi.

-Alojenik kemik iliği transplantasyonundan önce hazırlama: Ciddi aplastik anemi, akut miyeloid ve akut lenfoblastik lösemi, kronik miyeloid lösemi

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

ENDOXAN intravenöz uygulama içindir. Siklofosfamid sadece bu ilaçta deneyimli klinisyenler tarafından kullanılmalıdır. Siklofosfamid sadece uygulanması öncesinde, sırasında ve sonrasında klinik, biyokimyasal ve hematolojik parametrelerin düzenli olarak takip edilebildiği merkezlerde ve bir deneyimli uzmanının direktifleri doğrultusunda uygulanmalıdır.

Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi

Doz, her hasta için bireysel olarak saptanmalıdır. Aşağıdaki doz önerileri hem pediyatrik hastalar hem de erişkin hastalar için geçerlidir. Doz ve tedavi süresi ve/veya tedavi dönemleri arasındaki süre terapötik endikasyona, uygulanacak kombinasyon protokolüne, hastanın genel sağlık durumu, organ fonksiyonları ve laboratuvar izlemlerinin sonuçlarına (özellikle kan hücrelerinin izlenmesine) göre belirlenmelidir.

Bir çok endikasyonda kullanılmış doz şemaları için bir rehber aşağıda verilmektedir.

Bu tedaviye kesin bir remisyon ya da düzelme görülene kadar devam edilmelidir. Lökopeninin derecesi kabul edilemez boyutlara ulaştığında tedaviye ara verilebilir.

Klasik: Günde tek bir i.v. doz 80-300 mg/m2.

Haftada tek bir i.v. doz halinde 300-600 mg/m2. Uygulama sıklığı ve süresi, hastalık esas alınarak ve kümülatif doz gözetilerek titizlikle belirlenmelidir.

Yüksek doz:

10-20 gün aralarla tek bir i.v. infüzyon şeklinde 600-1500 mg/m2. Uygulama sıklığı ve süresi, hastalık esas alınarak ve kümülatif doz gözetilerek titizlikle belirlenmelidir.

Hematopoetik kök hücre nakillerinde kullanılacak maksimum doz, mevcut endikasyon için belirlenmiş standart protokollerde yer alan dozları aşmayacak şekilde ve yüksek doz kullanımında alınacak önlemler ile uyumlu olacak şekilde, alanında uzman hekimlerce titizlikle ayarlanmalıdır.

Romatolojik endikasyonlarda çocuklarda ve erişkinlerde IV uygulamada hastalığın/organ tutulumunun şiddetine göre siklofosfamid dozu, bir defada verilen maksimum dozu, uygulama sıklığı ve süresi titizlikle belirlenmeli ve hastanın maruz kaldığı kümülatif doz dikkate alınmalıdır. Hastanın klinik bulguları ve takip eden hekimin uyguladığı protokole göre kümülatif doz, kür aralığı ve tek seferde uygulanacak doz değişkenlik gösterebilir. Tek seferde uygulanacak IV pulse dozu 500-1000 mg/m2’ı (maksimum doz 1000 mg) geçmemelidir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

2

Benzer toksisiteye sahip diğer sitostatiklerle kombine edilerek uygulandığında, doz azaltımı ya da tedavisiz aralıkların uzatılması gerekebilir.

Siklofosfamid karaciğerde metabolize olarak aktive olur; bu nedenle intravenöz uygulama tercih edilir.

Miyelosupresyona bağlı komplikasyonları azaltmak ve/veya arzulanan dozun verilebilmesini sağlamak için hematopoez stimüle edici ajanların (koloni stimüle edici faktörler ve eritropoez stimüle edici ajanlar) kullanımı düşünülebilir.

İdrar yolu toksisitesi riskini azaltmak için uygulama sırasında veya hemen sonrasında zorlu diürezi sağlamak için yeterli miktarlarda sıvı içirilmeli ya da infüze edilmelidir. Bu nedenle siklofosfamid sabah saatlerinde uygulanmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4.)

Uygulama hızına bağlı advers reaksiyonların (örn., yüzde şişkinlik, baş ağrısı, nazal konjesyon, kafa derisinde yanma hissi) görülme olasılığını azaltmak için siklofosfamid çok yavaş olarak enjekte veya infüze edilmelidir.

Uygulama şekli:

Siklofosfamid karaciğer enzimleri tarafından aktive edilene kadar etkisizdir. Buna rağmen tüm sitotoksikler gibi sulandırılarak kullanıma hazırlama işleminin, eğitimli bir personel tarafından ve bu iş için ayrılmış bir alanda yapılması önerilir.

İşlemi yapan personel koruyucu eldiven giymelidir. Gözlerine sıçratmamaya dikkat etmelidir. İşlemler gebe ya da emzirmekte olan kadın personel tarafından yapılmamalıdır.

İntravenöz uygulama

İntravenöz uygulama tercihen infüzyonla yapılmalıdır. Uygulama, genellikle yatar durumdayken hızlı i.v. infüzyon yapılmakta olan hastanın intravenöz hattına doğrudan verilerek gerçekleştirilir. Damar dışına kaçmamasına dikkat edilmelidir, buna rağmen kazayla damar dışına kaçarsa alınacak özel bir önlem bulunmamaktadır.

İnfüzyon süresi aynı zamanda, infüzyonu yapılan sıvının hacmi ve tipine de uygun olmalıdır.

Eğer doğrudan enjekte edilecekse, parenteral uygulama için olan siklofosfamidin serum fizyolojik (%0,9 sodyum klorür) ile uygulamaya hazırlanması gerekir (Bkz. Bölüm 6.6). Sulandırılarak kullanıma hazırlanan çözeltinin pH’sı 4 ila 6 arasındadır.

Enjeksiyonluk suyla kullanıma hazırlanan siklofosfamid hipotoniktir ve doğrudan enjekte edilmemelidir. Siklofosfamid steril su ile sulandırılmalı ve önerilen intravenöz çözeltiler içinde infüze edilmelidir.

Parenteral uygulama öncesinde, ilacın tümüyle çözünmüş olması gerekir.

Parenteral yoldan uygulanan ilaçlar uygulama öncesinde, çözeltinin ve kabının elverdiği her durumda partikül içerip içermediği ya da renk değişikliği olup olmadığı açısından gözle kontrol edilmesi gerekir.

3

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda, özellikle de ağır böbrek yetmezliği durumunda renal yoldan atılımın azalmasına bağlı olarak siklofosfamidin ve metabolitlerinin plazma düzeyleri artabilir. Toksisitede artışla sonuçlanabileceğinden bu tür hastalarda doz belirlenirken bu durum dikkate alınmalıdır.

Siklofosfamid ve metabolitleri, kullanılan diyaliz sistemine bağlı olarak farklı miktarlarda olmak üzere diyalizle vücuttan temizlenebilir. Diyaliz tedavisi almakta olan hastalarda, siklofosfamid uygulaması ile diyaliz seansları arasında sabit bir süre bırakılması gerekir (Bkz. Bölüm 4.4).

Karaciğer yetmezliği:

Ağır karaciğer yetmezliği durumunda siklofosfamidin aktivasyonu azalabilir. Bu siklofosfamid tedavisinin etkinliğini azaltabilir ve doz seçimiyle seçilen doza yanıtın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

Bu popülasyona özel bir bilgi yoktur. Çocuklara siklofosfamid uygulanmaktadır. Bu popülasyona özel olarak bildirilen herhangi bir advers reaksiyon bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon:

Bu popülasyonda karaciğer, böbrek, kalp ve diğer organ fonksiyonları daha sık olarak bozulabileceğinden, kronik hastalık ve ilaç kullanımı olabileceğinden, yaşlı hastalarda toksisite açısından izleme ve doz ayarlamaları gerekebilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

Siklofosfamid aşağıdaki durumları olan hastalarda kontrendikedir:

•Siklofosfamide veya herhangi bir metabolitine karşı aşırı duyarlılık

•Akut enfeksiyonlar

•Kemik iliği aplazisi

•İdrar yolu enfeksiyonları

•Sitotoksik kemoterapi veya radyoterapiye bağlı akut ürotelyal toksisite

•Üriner akım obstrüksiyonu

Siklofosfamid, yaşamı tehdit eden durumlarda immunosupresyon dışında, malign olmayan hastalıkların tedavisinde kullanılmamalıdır.

Siklofosfamid gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Uyarılar

Anafilaktik reaksiyonlar, diğer alkilleyici ajanlarla olan çapraz duyarlılık Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

4

Siklofosfamid ile ilişkili olarak, ölümcül olabilen anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Diğer alkilleyici ajanlarla çapraz duyarlılık olabileceği bildirilmiştir.

Miyelosupresyon, immunosupresyon, enfeksiyonlar

Siklofosfamid ile tedavi kemik iliği baskılanmasına ve bağışıklık yanıtında önemli baskılanmaya neden olabilir.

Siklofosfamide bağlı kemik iliği baskılanması lökopeni, nötropeni, trombositopeni (kanama olayları açısından daha yüksek risk) ve anemiye yol açabilir.

Bağışıklık yanıtınının ağır bir şekilde baskılanması ciddi ve bazen ölümcül olabilen enfeksiyonlara neden olabilir. Sepsis ve septik şok da bildirilmiştir. Siklofosfamid tedavisi uygulananlarda bildirilen enfeksiyonlar arasında pnömoni yanında diğer bakteriyel, fungal, viral, protozoal ve parazitik enfeksiyonlar da bulunmaktadır.

Latent enfeksiyonlar reaktive olabilir. Bir çok değişik bakteriyel, fungal, viral, protozoal ve parazitik enfeksiyonun reaktive olabildiği bildirilmiştir.

Enfeksiyonlar uygun bir şekilde tedavi edilmelidir.

Tedaviyi yürüten hekimin kararına göre bazı nötropeni vakalarında antimikrobiyal profilaksi gerekebilir.

Nötropenik ateş durumunda antibiyotikler ve/veya antimikotikler verilmelidir.

Ciddi kemik iliği fonksiyon bozukluğu olan veya bağışıklık yanıtı ciddi bir şekilde baskılanmış hastalarda siklofosfamid kullanımında özellikle dikkat gerekir.

Kullanılması kesin gerekli olmadığında, lökosit sayısı 2500 hücre/mikrolitre (hücre/mm3) ve/veya trombosit sayısı 50.000/mikrolitre (hücre/mm3) altında olan hastalara siklofosfamid uygulanmamalıdır.

Ağır bir enfeksiyonu olan veya tedavisi sırasında ağır bir enfeksiyon gelişen hastalarda ENDOXAN tedavisi endike olmayabilir. Tedaviye ara verilmeli ya da doz azaltılmalıdır.

Kural olarak siklofosfamidin artan dozlarıyla periferik kan hücreleri ve trombosit sayısındaki azalmalar ile bunların normale dönmesi için gereken süre artabilir.

Lökosit ve trombosit sayısı genellikle tedavinin 1 ve 2’nci haftasında en düşük düzeylerine iner. Kemik iliği kendini nispeten daha kısa sürede toparlar ve periferik kan hücrelerinin sayısı bir kural olarak yaklaşık 20 günde normale döner.

Özellikle daha önceden kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanmış ya da siklofosfamide ek olarak ve/veya kemoterapi ve/veya radyoterapi almakta olan hastalarda daha şiddetli bir kemik iliği baskılanması beklenmelidir.

Tüm hastaların tedavi boyunca hematolojik açıdan yakından izlenmesi gerekir.

Üriner sistem ve renal toksisite

Siklofosfamid tedavisi sırasında hemorajik sistit, piyelit, üreterit ve hematüri bildirilmiştir. Mesanede ülserasyon/nekroz, fibrozis/kontraktür ve sekonder kanserleşme görülebilir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

5

Ürotoksisite durumu tedavinin kesilmesini gerekli kılabilir.

Fibrozis, kanama veya sekonder malignansilere bağlı olarak sistektomi gerekebilir. Ölümcül sonuçları olan ürotoksisite vakaları da bildirilmiştir.

Ürotoksisite siklofosfamidin uzun süreli ve kısa süreli kullanımıyla görülebilen bir toksisitedir.

Tek bir doz siklofosfamid sonrası hemorajik sistit gelişebildiği bildirilmiştir.

Geçmişte veya eş zamanlı radyasyon veya busulfan tedavisi, siklofosfamide bağlı hemorajik sistit riskini artırabilir.

Sistit genellikle başlangıçta abakteriyeldir. Bunu sekonder bakteriyel kolonizasyon izleyebilir.

Tedaviye başlamadan önce üriner sistem tıkanıklığı olup olmadığı kontrol edilerek varsa düzeltilmelidir. (Bkz. Bölüm 4.3.)
İdrar sedimenti eritrosit ve diğer üro/nefrotoksisite işaretleri açısından düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Aktif üriner sistem enfeksiyonu olan hastalarda siklofosfamidin her zaman dikkatle kullanılması gerekir.

Mesna ile uygun bir tedavi ve/veya güçlü bir hidrasyon ile zorlu diürez mesane toksisitesi görülme sıklığını ve ciddiyetini belirgin olarak azaltabilir. Hastaların düzenli aralıklarla mesaneyi boşaltmalarının sağlanması önemlidir.

Hematüri siklofosfamid tedavisine ara verildikten sonra genellikle birkaç günde normale döner, ancak bazen inatçı karakterdedir.

Ağır hemorajik sistit durumunda genellikle siklofosfamid tedavisini kesmek gerekir. Siklofosfamid tedavisi sırasında renal tübüler nekrozun da dahil olduğu nefrotoksisite de bildirilmiştir.

Siklofosfamid uygulaması ile ilişkili olarak toplam vücut suyu artışıyla ilişkili hiponatremi, akut su zehirlenmesi ve SIADH’ye (antidiüretik hormonun uygunsuz salgılanması sendromu) benzeyen bir sendrom bildirilmiştir. Ölümcül sonuçlar bildirilmiştir.

Kardiyotoksisite, kalp hastalarında kullanımı
Siklofosfamid tedavisi sırasında önemli derecelerde perikardiyal efüzyon ve kardiyak tamponadın da eşlik edebildiği miyokardit ve miyoperikardit görülebildiği ve bunun ağır, bazen de ölümcül olabilen konjestif kalp yetmezliğine yol açabildiği bildirilmiştir. Histopatolojik inceleme primer olarak hemorajik miyokarditi göstermiştir. Hemorajik miyokardit ve miyokardiyal nekroza sekonder hemoperikardiyum oluşmuştur.

Siklofosfamidin 2mg/kg’dan daha az tek bir dozuyla akut kardiyak toksisite görülebileceği bildirilmiştir.

Siklofosfamid dahil tedavi şemalarına maruziyet sonrası hastalarda, kardiyotoksisitenin

6

süresinde ciddi uzama dahil) yanında supraventriküler aritmiler (atriyal fibrilasyon ve flutter dahil) görülebildiği bildirilmiştir.

Siklofosfamidin kardiyotoksisite riski, örneğin siklofosfamidin yüksek dozlarda kullanılması sonrası, ileri yaşlarda kullanıldığında ve önceden kalp bölgesinden radyoterapi tedavisi görmüş ve/veya diğer kardiyotoksik ajanlarla daha önceden tedavi görmüş veya birlikte alan hastalarda artabilir. Bkz. Bölüm 4.5.

Kardiyotoksisite açısından risk faktörü olan ve önceden bir kalp hastalığı olan hastalarda özel bir dikkat gösterilmesi gerekir.

Pulmoner toksisite

Siklofosfamid tedavisi sırasında ve sonrasında pnömoni ve pulmoner fibrozis bildirilmiştir. Pulmoner veno-oklüzif ve diğer pulmoner toksisite formları da bildirilmiştir.

Solunum yetmezliğine yol açan pulmoner toksisite bildirilmiştir.

Siklofosfamide bağlı pulmoner toksisite düşük sıklıkta görülmesine rağmen, etkilenen hastalardaki prognoz kötüdür.

Özellikle geç başlangıçlı pnömoni (siklofosfamid tedavisine başlandıktan 6 ay sonrası başlayan) yüksek mortaliteyle ilişkili gözükmektedir. Pnömoni siklofosfamid tedavisinden yıllar sonra da gelişebilmektedir.

Tek bir siklofosfamid dozu sonrası akut pulmoner toksisite görülebildiği bildirilmiştir.

Sekonder malignite gelişimi

Bütün sitotoksik tedaviler gibi siklofosfamid tedavisi de geç sekel olarak sekonder tümör ve bunların prekürsörlerinin gelişimi riski taşır.

Kısmen akut lösemiye progresyon gösteren miyelodisplastik değişikliklerin riskinin artışı yanında, üriner sistem kanseri riski de artar. Siklofosfamid kullanımı veya siklofosfamidin kullanıldığı protokollerden sonra bildirilen diğer malign oluşumlar arasında lenfoma, tiroid kanseri ve sarkomalar bulunmaktadır.

Bazı vakalarda, siklofosfamid tedavisi kesildikten yıllar sonra sekonder malignite gelişimi görülmüştür. Uterusta maruziyet sonrası da malignite gelişimi bildirilmiştir.

Veno-oklüzif karaciğer hastalığı

Siklofosfamid alanlarda veno-oklüzif karaciğer hastalığı (VOLD) bildirilmiştir.

Kemik iliği transplantasyonuna hazırlık için siklofosfamid ile birlikte tüm vücut ışınlaması,busulfan veya diğer ajanlarla yapılan sitoredüktif bir şema (bkz. Bölüm 4.5) VOLD gelişimi için önemli bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Tipik olarak transplantasyondan sonraki 1-2 haftada ortaya çıkan sitoredüktif tedaviye bağlı bu klinik sendrom ani kilo alma, ağrılı hepatomegali, ascite ve hiperbilirubinemi/sarılık bulgularıyla karakterizedir.

Ancak siklofosfamidi uzun süreli ve düşük immünsupresif dozlarda kullanan hastalarda da yavaş yavaş VOLD gelişebildiği bildirilmiştir.

7

Veno-oklüzif karaciğer hastalığının komplikasyonu olarak hepatorenal sendrom ve çoklu organ yetmezliği gelişebilir. Siklofosfamide bağlı veno-oklüzif karaciğer hastalığının fatal sonuçlanabildiği bildirilmiştir.

Aşağıdaki predispozan faktörler, yüksek doz sitoredüktif tedavi ile VOLD gelişme riskini arttırmaktadır:
­Önceden varolan hepatik fonksiyon bozuklukları.

­Önceden karın bölgesine radyoterapi uygulanmış olması.

­Düşük performans skoru.

Genotoksisite
Siklofosfamid, hem somatik hücrelerde hem de dişi ve erkek germ hücrelerinde mutajen ve genotoksiktir. Dolayısıyla, siklofosfamid tedavisi sırasında kadınlar gebe kalmamalı ve erkekler çocuk sahibi olmamalıdır.

Tedavi gören hastalar (kadın veya erkek) çocuk sahibi olmak için girişimde bulunmaya başlamak için tedavileri bittikten sonra en az 6 ila 12 ay kadar beklemelidir.

Hayvan çalışmaları oositlerin foliküler gelişim döneminde siklofosfamide maruziyetinin implantasyon hızını ve canlı gebelikleri azalttığını ve malformasyon riskini arttırdığını göstermektedir. Siklofosfamid tedavisi kesildikten sonra fertilizasyon veya gebeliğe niyetlenildiğinde bu etkinin dikkate alınması gerekir. İnsanda tam olarak bilinmemekle beraber, folliküler gelişim süresi 12 aydan uzun olabilir.

Cinsel yönden aktif kadın ve erkekler bu dönemlerde etkin doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır.

Fertilite için Bölüm 4.6’ya bakınız.

Yara iyileşmesinde bozulma
Siklofosfamid normal yara iyileşmesini etkileyebilir.

Önlemler
Alopesi
Siklofosfamid kullanımında saç dökülmesi bildirilmiştir; saç dökülmesi yüksek dozlarda daha sık görülür.

Saç dökülmesi kelliğe doğru ilerleyebilir.

Tedavi sonrası, hatta bazen tedaviye devam edilmekteyken, değişik yapı veya renkte olsa da saçlar yeniden uzayabilir.

Bulantı ve kusma
Siklofosfamid uygulaması bulantı ve kusmaya neden olabilir.

Bulantı ve kusmanın önlenmesi ve iyileştirilmesi için antiemetik kullanımında mevcut kılavuzlara uyulmalıdır.

Alkol alınması siklofosfamide bağlı bulantı ve kusmayı arttırabilir.

Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56ZmxXSHY3ZW56Z1AxS3k0ak1UQ3NR Stomatit Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

8

Siklofosfamid uygulaması stomatite neden olabilir (oral mukozit).

Stomatit önlenmesi ve iyileştirilmesi için mevcut kılavuzlara uyulmalıdır.

Paravenöz uygulama

Siklofosfamidin sitostatik etkisi, esas olarak karaciğerde gerçekleşen aktivasyonundan sonra gerçekleşir. Bu nedenle kazayla damar dışına uygulanmasına bağlı doku harabiyeti riski düşüktür.

Siklofosfamid kazayla damar dışına uygulandıysa, infüzyon hemen kesilmeli, kanül aracılığıyla damar dışındaki siklofosfamid çözeltisi buradan aspire edilmeli ve uygun diğer önlemler alınmalıdır.

Böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanım

Böbrek yetmezliği olan hastalarda, özellikle de ağır böbrek yetmezliği durumunda renal yoldan atılımın azalmasına bağlı olarak siklofosfamidin ve metabolitlerinin plazma düzeylerinde artış olabilir. Toksisitede artışla sonuçlanabileceğinden bu tür hastalarda doz belirlenirken bu durum dikkate alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2).

Karaciğer yetmezliği:

Ağır karaciğer yetmezliği siklofosfamidin aktivasyonunda azalmaya neden olabilir. Bu siklofosfamid tedavisinin etkinliğini azaltabilir ve doz seçimiyle seçilen doza yanıtın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır.

Adrenalektomili hastalarda kullanımı

Siklofosfamid dahil sitostatikler adrenal yetmezliği olan hastalarda kullanıldığında, sitotoksiklere bağlı toksisite kaynaklı stres nedeniyle kortikoid substitüsyon dozunu arttırmak gerekebilir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Toksik etkilerin görülme sıklığını ve şiddetini arttırdığı bilinen (farmakodinamik ya da farmakokinetik etkileşim yoluyla) diğer madde veya tedavilerin birlikte ya da ardışık kullanımları gerekiyorsa hastaların bireysel olarak beklenen fayda ve risk açısından dikkatle değerlendirilmesi gerekir.

Bu tür kombine tedavilerin uygulandığı hastaların, zamanında girişimde bulunabilinecek süreye olanak sağlayacak şekilde toksisite işaretleri açısından yakından izlenmesi gerekir. Siklofosfamid ve ilacın aktivasyonunu azaltan ajanları kombine olarak kullanan hastaların ise, terapötik etkinlikte olası bir azalma ve dozun ayarlamasına gerek olup olmadığı açısından yakından izlenmesi gerekir.

Siklofosfamid ve metabolitlerinin farmakokinetiğini değiştiren etkileşimler

•Siklofosfamidin aktivasyonunun azalması siklofosfamid tedavisinin etkililiğini değiştirebilir: Siklofosfamid aktivasyonunu azaltan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Aprepitant

­Bupropion

9

­Busulfan: Yüksek doz busulfan tedavisinin ardından, 24 saatten kısa bir süre içinde yüksek doz siklofosfamid alan hastalarda, siklofosfamid klerensinin azaldığı ve yarılanma ömrünün uzadığı bildirilmiştir.

­Siprofloksasin: Siklofosfamid tedavisinden önce verildiğinde (özellikle kemik iliği transplantasyonuna hazırlamada) siprofloksasinin altta yatan hastalığın nüks etmesine yol açabildiği gösterilmiştir.

­Kloramfenikol

­Flukonazol

­İtrakonazol

­Prasugrel

­Sulfonamidler

­Tiyotepa: Siklofosfamidden 1 saat önce uygulandığı yüksek doz kemoterapi şemalarında tiyotepanın siklofosfamidin biyoaktivasyonunu güçlü bir şekilde inhibe ettiği bildirilmiştir.

•Siklofosfamid sitotoksik metabolitlerinin konsantrasyonunda artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Allopurinol

­Kloralhidrat

­Simetidin

­Disülfiram

­Gliseraldehit

­İnsanlardaki hepatik ve ekstrahepatik mikrozomal enzim indükleyicileri (örn. sitokrom P450 enzimleri): Hepatik ve ekstrahepatik mikrozomal enzimlerin etkinliğinde artışa yol açtığı bilinen rifampin, fenobarbital, karbamazepin, fenitoin, sarı kantaron (St. John’s wort) ve kortikosteroidler gibi maddelerin siklofosfamidle birlikte kullanıldığında ya da daha önceden kullanılmış olduğunda bu enzimleri uyarılabileceği dikkate alınmalıdır.

­Proteaz inhibitörleri: Proteaz inhibitörleriyle birlikte kullanım, sitotoksik metabolitlerin konsantrasyonunu arttırabilir. Siklofosfamid, doksorubisin ve etoposid protokolü (CDE) almakta olan hastalarda proteaz inhibitörleri temelli tedaviler, NNRTI (non-nükleosit revers transkriptaz inhibitörü) temelli protokollere kıyasla daha sık enfeksiyon ve nötropeni insidansı ile ilişkili olarak bulunmuştur.

•Ondansetron

Ondansetron ve yüksek dozda kullanılan siklofosfamid arasında, siklofosfamidin EAA (eğri altı kalan alan) düzeylerinde azalmaya yol açacak şekilde farmakokinetik etkileşimler olabileceğini bildiren raporlar bulunmaktadır.

Farmakodinamik etkileşimler ve bilinmeyen mekanizmalarla siklofosfamidin kullanımını etkileyen etkileşimler Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Siklofosfamid ile benzer toksisiteye sahip diğer ajanlarla birarada ya da ardışık kullanımı, kombine (artmış) toksik etkilere neden olabilir.

•Siklofosfamid ile birlikte kullanımda hematotoksisite ve/veya bağışıklık sistemi baskılanmasında artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri: ADE inhibitörleri lökopeniye neden olabilir.

­Natalizumab

uygulandığında

­Paklitaksel: Paklitaksel infüzyonu sonrası

hematotoksisitede artış olduğu bildirilmiştir.

­Tiyazid grubu diüretikler
­Zidovudin
­Klozapin
•Siklofosfamid ile birlikte kullanımda kardiyotoksisitede artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Antrasiklinler
­Sitarabin
­Pentostatin
­Kardiyak bölgeye uygulanan radyoterapi
­Trastuzumab
•Siklofosfamid ile birlikte kullanımda pulmoner toksisitede artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Amiodaron
­G-CSF (granülosit koloni stimüle edici faktör), GM-CSF (granülosit makrofaj koloni stimüle edici faktör): Siklofosfamidin de dahil olduğu sitotoksik kemoterapi ile tedavi görenlerde G-CSF veya GM-CSF kullanıldığında pulmoner toksisitede artış olabileceğini bildiren raporlar bulunmaktadır.

•Siklofosfamid ile birlikte kullanımda nefrotoksisitede artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Amfoterisin B ­İndometazin: bildirilmiştir.

İndometazin ile birlikte kullanımda akut su zehirlenmesi

•Siklofosfamid ile birlikte kullanımda diğer toksisitede artışa yol açan maddeler arasında şunlar bulunur:

­Azatiyopirin: Hepatotoksisite (karaciğer nekrozu) riskinde artış.

­Busulfan: Hepatik veno-oklüzif hastalık ve mukozit insidansının arttığı bildirilmiştir. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

­Proteaz inhibitörleri: Mukozit insidansının arttığı bildirilmiştir.

Diğer etkileşimler
•Alkol
Tümör oluşturulmuş deney hayvanlarında oral yoldan düşük doz siklofosfamid ile birlikte etanol (alkol) tüketildiğinde antitümoral etkinlikte bir azalma gözlenmiştir.

Alkol bazı hastalarda siklofosfamid ile uyarılmış kusma ve bulantıyı artırabilir.

•Etanersept
Wegener granülomatozlu hastalarda, siklofosfamidin de dahil olduğu standart tedavi protokollerine etanersept eklenmesiyle kutanöz olmayan solid malignansilerin insidansı artmıştır.

•Metronidazol
Siklofosfamid ile birlikte metronidazol almakta olan bir hastada akut ensefalopati bildirilmiştir. Nedensellik ilişkisi açık değildir.

Gerçekleştirilen bir hayvan çalışmasında siklofosfamidin metronidazol ile birlikte kullanımı siklofosfamid toksisitesinde artışa neden olmuştur.

•Tamoksifen
Siklofosfamidin tamoksifen ile birlikte kullanımı tromboembolik komplikasyonların riskini arttırabilir.

Birlikte kullanılan diğer ilaçların farmakokinetiğini ve/veya etkilerini değiştiren etkileşimler
•Bupropion
Siklofosfamidin CYP2B6 tarafından metabolize edilmesi bupropion metabolizmasını inhibe edebilir.

• Kumarinler
Siklofosfamid ile birlikte varfarin almakta olan hastalarda, varfarinin etkilerinde artış ya da azalmalar olabileceği bildirilmiştir.

•Siklosporin
Siklofosfamid ile birlikte siklosporin almakta olan hastalarda, yalnızca siklosporin alanlara kıyasla siklosporinin serum konsantrasyonlarının daha düşük olduğu gözlenmiştir. Bu etkileşim graft-versus-host hastalığı insidansında bir artışla sonuçlanabilir.

•Depolarizan kas gevşeticiler
Siklofosfamid tedavisi kolinesteraz etkinliğini belirgin ve kalıcı bir şekilde inhibe eder.

Siklofosfamid ile birlikte depolarizan kas gevşetici (örn. süksinilkolin) almakta olan hastalarda uzamış apne görülebilir. Genel anestezi alacak hastalar son 10 gün içinde siklofosfamid kullanmışsa, anestezist bu konuda uyarılmalıdır.

Sitotoksik tedavinin digoksin ve beta-asetil digoksin tabletlerin bağırsaklardan absorbsiyonunu bozabileceği bildirilmiştir.

•Aşılar

Siklofosfamidin immün supresif etkisinin aşılara yanıtı azaltması beklenir. Canlı aşıların kullanımı aşıya bağlı enfeksiyonlara neden olabilir.

•Verapamil

Sitotoksik tedavinin oral yoldan uygulanan verapamilin bağırsaklardan absorbsiyonunu bozduğu bildirilmiştir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik Kategorisi: D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Siklofosfamid gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Siklofosfamid ile tedavi gören hastalar (kadın veya erkek) tedavi sonrası en az 6 ila 12 ay kadar bekledikten sonra çocuk sahibi olmak için girişimde bulunmaya başlamalıdır.

Cinsel yönden aktif kadın ve erkeklerin ilacı kullanırken ve ilacın kullanımından sonraki 6-12 ay sonrasına kadar etkin doğum kontrol yöntemleri ile korunmaları önerilir.

Gebelik dönemi

Siklofosfamid gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Siklofosfamid plasentadan geçer. Siklofosfamid tedavisinin genotoksik bir etkisi vardır ve gebe bir kadına uygulandığında fetusta hasara yol açar. Siklofosfamid ile tedavi gören hastalar (kadın veya erkek) tedavileri bittikten en az 6 ila 12 ay kadar bekledikten sonra çocuk sahibi olmak için girişimde bulunmaya başlamalıdır.

Gebeliğin ilk üç ayında siklofosfamid kullanmış annelerin bebeklerinde malformasyonlar bildirilmiştir. Ancak gebeliğinin ilk üç ayında siklofosfamid kullanmış annelerin bebeklerinde malformasyon görülmediğini bildiren raporlar da bulunmaktadır.

Uterus içinde siklofosfamide maruziyet düşüğe, fetal gelişme geriliği ve yenidoğan döneminde ortaya çıkan lökopeni, anemi, pansitopeni, ağır kemik iliği hipoplazisi ve gastroenterit dahil fetotoksik etkilere yol açar.

Gerçekleştirilen hayvan çalışmaları, siklofosfamid tedavisi kesildikten sonra da, olgunlaşmalarının herhangi bir döneminde siklofosfamide maruz kalmış oosit / folliküllerin olduğu sürece gebe kalamama ve malformasyon riskinde artışın devam ettiğini göstermektedir (Bkz. Bölüm 4.4, Genotoksisite).

Gebelikte siklofosfamid kullanıldıysa veya hasta bu ilacı almaktayken ya da aldıktan sonra hamile kalırsa (Bkz. Bölüm 4.4, Genotoksisite), hasta ilacın fetusa olası hasarı konusunda bilgilendirilmelidir.

Laktasyon dönemi

Siklofosfamid anne sütüne geçer. Siklofosfamid tedavisi alırken emziren annelerin bebeklerinde nötropeni, trombositopeni, hemoglobin düzeylerinde azalma ve diyare bildirilmiştir. Siklofosfamid tedavisi alırken anneler bebeklerini emzirmemelidir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Siklofosfamid oogenez ve spermatogenez ile etkileşir. Her iki cinsiyette de steriliteye neden olabilir.

Sterilite gelişimi siklofosfamid dozuna, tedavi süresine ve tedavi sırasında gonadların durumuna bağlıdır.

Bazı hastalarda siklofosfamide bağlı sterilite geri dönüşsüz olabilir.

Cinsel yönden aktif kadın ve erkekler bu dönemlerde etkin doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır.

•Kadın hastalar

Siklofosfamid ile tedavi gören kadınların önemli bir kısmında azalmış östrojen düzeyleri ve artmış gonadotropin düzeyleriyle birlikte geçici veya kalıcı amenore görülür.

Özellikle yaşlı kadınlarda amenore kalıcı olabilir.

Siklofosfamid tedavisiyle ilişkili olarak oligomenore de bildirilmiştir.

Siklofosfamid tedavisi gören prepuberte dönemindeki kızlarda genelde sekonder seks karakterleri normal olarak gelişir ve adetler düzenli olur.

Prepuberte döneminde siklofosfamid tedavisi gören kızlar, erişkin olduklarında genelde gebe kalabilmektedir.

Siklofosfamid tedavisi gören ve tedaviyi tamamlamasından sonra over fonksiyonları normal kalan kızlarda prematür menopoz (40 yaşından önce adet kesilmesi) açısından risk artar.

•Erkek hastalar

Siklofosfamid ile tedavi gören erkeklerde, gonadotropin düzeylerinde artmayla (testosteron sekresyonu normal) birlikte oligospermi veya azospermi gelişebilir.

Bu hastalarda cinsel güç ve libidoda genellikle bir bozulma görülmez.

Siklofosfamid tedavisi gören prepuberte dönemindeki erkek çocuklarda sekonder seks karakterleri genelde normal olarak gelişir, ancak oligospermi veya azospermi gelişebilir.

Belirli derecede testiküler atrofi gelişebilir.

Siklofosfamidin neden olduğu azospermi bazı hastalarda geri dönüşümlüdür, ancak geri dönüşlülük tedavinin kesilmesinden sonraki birkaç yıl içinde gerçekleşmeyebilir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Siklofosfamid tedavisi uygulanan hastalarda aralarında örneğin baş dönmesi/sersemlik hali, bulanık görme, görme bozuklukları da bulunan araç ve makine kullanma yeteneğini Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

etkileyebilen istenmeyen etkiler görülebilir. Her bir hastanın araç ve makine kullanıp

kullanmayacağına bireysel olarak karar verilmelidir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Sıklık aşağıdaki kriterlere göre değerlendirilmiştir: Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100

ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok

seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın: Enfeksiyonlar1

Yaygın olmayan: Pnömoni2, sepsis1

Bilinmiyor: Septik şok

(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar

Seyrek:

Akut lösemi3, miyelodisplastik

tümörler, mesane kanseri

sekonder

Bilinmiyor:

Tümör lizis sendromu

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok yaygın: Miyelosupresyon4, hemolitik üremik sendrom

Çok seyrek: Yaygın damar içi pıhtılaşma

Bilinmiyor: Lenfopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Çok yaygın: İmmün supresyon

Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılık reaksiyonları

Çok seyrek: Anafilaktik / anafilaktoid reaksiyonlar

Endokrin hastalıkları

Seyrek: SIADH (Uygunsuz ADH Sendromu)

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın olmayan: Anoreksi

Seyrek: Dehidrasyon

Çok seyrek: Hiponatremi, su tutulumu

Bilinmiyor: Kan şekeri değişiklikleri (artma ya da azalma)

Psikiyatrik hastalıklar

Çok seyrek: Konfüzyon

Sinir sistemi hastalıkları

Seyrek: Baş dönmesi / sersemlik hali

Bilinmiyor: Nörotoksisite5, ensefalopati

Göz hastalıkları

Seyrek: Görme bozukluğu

Çok seyrek: Konjonktivit, göz ödemi

Bilinmiyor: Göz yaşı salgılanmasında artma

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Bilinmiyor: Sağırlık, kulak çınlaması

Kardiyak hastalıkları

Bilinmiyor:

Ventriküler fibrilasyon, ventriküler taşikardi, kardiyojenik

şok, perikardiyal efüzyon, miyokard enfarktüsü, kalp

yetmezliği, kardiyomiyopati, miyokardit, perikardit,

elektrokardiyografide QT uzaması, aritmiler6

Vasküler hastalıkları

Yaygın olmayan: Bilinmiyor:

Yüz ve boyunda kızarma (flushing)
Pulmoner embolizm, venöz tromboz, vaskülit, periferik iskemi

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Bilinmiyor:

Pulmoner veno-oklüzif hastalık, akut respiratuvar distres sendromu (ARDS), interstisyel akciğer hastalığı7, pulmoner hipertansiyon, pulmoner ödem, bronkospazm, dispne, hipoksi, öksürük, nazal konjesyon, rinore, orofarengeal ağrı

Gastrointestinal hastalıkları

Çok seyrek:
Bilinmiyor:

Hemorajik enterokolit, akut pankreatit, mukozal

ülserasyon, stomatit, ishal, kusma, kabızlık, mide bulantısı

Gastrointestinal kanama, kolit, enterit, çekum iltihabı,

karın ağrısı, parotis bezi enflamasyonu

Hepato-bilier hastalıkları

Yaygın:

Karaciğer fonksiyon bozuklukları

kolestaz,

Bilinmiyor:

Veno-oklüzif
hepatotoksisite8

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Seyrek:
Çok seyrek:
Bilinmiyor:

Döküntü, dermatit, avuç içlerinin, el tırnaklarının ve ayak tabanlarının renklerinin bozulması

Toksik epidermal nekroliz, Stevens Johnson sendromu

Eritem multiforme, palmar-plantar eritrodizestezi, ışınlamaya bağlı dermatit, ışınlama yapılan alanda eritem, kaşıntı (enflamatuvar kaşıntı dahil), eritem, ürtiker, blisterler, yüzde şişme, hiperhidroz

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Bilinmiyor: Rabdomiyoliz, skleroderma, kas spazmları, miyalji, artralji

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Çok yaygın:
Yaygın:
Çok seyrek:

Bilinmiyor:

Sistit, mikrohematüri

Hemorajik sistit, makrohematüri

Subüretral kanama, mesane duvarı ödemi, interstisyel enflamasyon, mesane fibrozisi ve sklerozu, böbrek yetmezliği, kan kreatinin düzeylerinde yükselme

Renal tübüler nekroz, renal tübüler bozukluk, toksik nefropati, hemorajik üretrit, ülseratif sistit, mesane kontraktürü, nefrojenik diyabetes insipidus, üriner sistemde atipik epitelyal mesane hücreleri, kan üre azotunda (BUN) yükselme

Gebelik, pueperiyum durumları ve perinatal hastalıkları

Bilinmiyor: Prematür doğum

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
Bilinmiyor:

Spermatogenez bozukluğu
Ovulasyon bozukluğu
Amenore9, azospermi9, oligospermi9
İnfertilite, over yetmezliği, oligomenore, testiküler atrofi, kan östrojen düzeylerinde azalma, kan gonadotropin düzeylerinde yükselme

Konjenital ve kalıtımsal / genetik hastalıklar

Bilinmiyor:

İntra-uterin ölüm, fetal malformasyon, fetal gelişme geriliği, fetal toksisite (miyelosupresyon/gastroenterit dahil)

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın:
Seyrek:
Çok seyrek:
Bilinmiyor:

Asteni, mukozal enflamasyon
Göğüs ağrısı
Baş ağrısı
İnfüzyon / enjeksiyon yeri reaksiyonları10, çoklu organ yetmezliği, ödem, grip benzeri hastalık, genel fiziki durumda bozulma

Araştırmalar

Bilinmiyor:
Çok seyrek:

Kan laktat hidrogenaz düzeylerinde yükselme, c-reaktif protein (CRP) düzeylerinde yükselme

Tümör lizis sendromuna bağlı hiperürisemi

1.Diğer bakteriyel, fungal, viral, protozoal, parazitik ve viral hepatit, tüberküloz, progresif multifokal lökoensefalopatili JC virüs enfeksiyonları (fatal sonuçlanan vakalar dahil) ile Pneumocystis jiroveci, herpes zoster, Strongyloides dahil latent enfeksiyonların reaktivasyonu dahil.

2.Fatal sonuçlanan vakalar dahil.

3.Akut miyeloid lösemi, akut promiyelositik lösemi.

4.Klinik olarak kemik iliği yetmezliği, pansitopeni, nötropeni, agranülositoz, granülositopeni, trombositopeni (kanama komplikasyonlu), lökopeni, anemi olarak ortaya çıkan.

5.Klinik olarak reversibl posterior lökoensefalopati sendromu, miyelopati, periferik nöropati, polinöropati, nöralji, disestezi, hipoestezi, parestezi, tremor, disguzi, hipoguzi, parosmi olarak ortaya çıkan.

6.Klinik olarak atriyal fibrilasyon, supraventriküler aritmi, ventriküler aritmi, bradikardi, taşikardi, palpitasyon olarak ortaya çıkan.

7.Klinik olarak pulmoner fibrozis, obliteratif bronşiyolit, organize pnömoni, alerjik alveolit, pnömoni olarak ortaya çıkan.

8.Klinik olarak karaciğer yetmezliği, hepatik ensefalopati, assit, hepatomegali, sarılık, kanda bilirubin düzeylerinde ve karaciğer enzimlerinde (ASAT, ALAT, ALP, gamma-GT) artış olarak ortaya çıkan.

9.Persistan (inatçı).

10.Klinik olarak tromboz, nekroz, flebit, enflamasyon, ağrı, şişme, eritem ile ortaya çıkan.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımı durumunun ciddi sonuçları arasında miyelosupresyon, ürotoksisite, kardiyotoksisite (kalp yetmezliği dahil), veno-oklüzif karaciğer hastalığı ve stomatit gibi doza bağlı toksisitenin klinik görünümleri bulunur. Bkz. Bölüm 4.4.

Doz aşımı durumunda hastanın özellikle hematolojik toksisite olmak üzere toksisite belirtileri açısından izlenmesi gerekir.

Siklofosfamidin spesifik bir antidotu yoktur.

Siklofosfamid ve metabolitleri diyaliz edilebilir. Aşırı doz alan hastalarda, özellikle de böbrek yetmezliği varsa erken dönemde diyaliz yapılabilir.

Doz aşımı durumunda, doz aşımıyla birlikte görülen enfeksiyon, miyelosupresyon ya da diğer toksisiteye yönelik uygun tedaviler de dahil olmak üzere destekleyici tedaviler uygulanmalıdır.

Mesna ile sistit profilaksisi uygulanması, siklofosfamid aşırı dozuna bağlı ürotoksik etkileri önlemede ya da kısıtlamada yararlı olabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grubu: Antineoplastik ajanlar, Alkilleyici ajanlar, Azotlu hardal analogları

ATC kodu: L01AA01

Siklofosfamidin bir çok tümör tipinde sitostatik etkileri bulunur. Siklofosfamidin aktif metabolitleri, hücre bölünmesi fazında DNA’ya alkil grupları taşıyan ve bu şekilde DNA’nın normal sentezini engelleyen alkilleyici ajanlardır.

Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler:

Siklofosfamid karaciğerde metabolizasyonu sonucu alkilleyici metabolitlerine dönüşen bir ön-ilaçtır.

Emilim:

Siklofosfamid gastrointestinal kanaldan hemen hemen tam olarak absorbe edilir. Hem oral, hem de parenteral uygulamayla ortalama yarılanma ömrü 4-8 saattir. İntravenöz olduğundan uygulanan dozun tamamı direk kana karışır.

Dağılım:

Tek bir intravenöz enjeksiyonunu takiben, metabolitlerinin plazma konsantrasyonları 4-6 saatte maksimum düzeylerine ulaşır.

Ana madde siklofosfamidin plazma proteinlerine bağlanma oranı zayıf olmasına rağmen, aktif metabolitleri önemli oranlarda plazma proteinlerine bağlanmaktadır.

Dağılımı yaygındır. Kan-beyin bariyeri, plasenta ve assit sıvıları içine geçer.

Biyotransformasyon:

Karaciğer enzimleri tarafından metabolize olarak aktif metabolitlerine dönüşür.

Eliminasyon:

Metabolitlerinin atılımı renal yolla olur.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:

Allojenik kemik iliği nakli bağlamında yüksek doz IV uygulamadan sonra, doğal siklofosfamidin plazma konsantrasyonu doğrusal birinci derece kinetik gösterir. Faktör 8 ile bireysel doz artışı, doğal siklofosfamidin farmakokinetik parametrelerini değiştirmez. Uygulanan dozun %15’ten azı idrarla değişmemiş ilaç olarak atılır. Bununla birlikte, geleneksel bir siklofosfamid tedavisiyle karşılaştırıldığında, inaktif metabolitler artar; bu, aktive edici enzim sistemlerinin doygunluğunu gösterir, ancak inaktif metabolitlere yol açan metabolizasyon adımlarını göstermez.

Birden fazla günlük yüksek doz siklofosfamid tedavisi süresince, ana maddenin plazma konsantrasyon-zaman eğrisi altındaki alanlar, muhtemelen mikrozomal metabolizasyon aktivitesinin otoindüksiyonu nedeniyle azalır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Bu Kısa Ürün Bilgisi’nin diğer bölümlerinde belirtilenler dışında başka bir pre-klinik veri bulunmamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Yardımcı madde bulunmamaktadır.

6.2. Geçimsizlikler

Benzil alkol içeren çözeltiler, siklofosfamidin degradasyon hızını arttırır.

6.3. Raf ömrü

36 ay.

İntravenöz uygulama için sulandırıldıktan sonraki raf ömrü

Kullanıma hazırlandıktan sonra sodyum klorür ve glukoz çözeltileri içinde 2-8 °C arası sıcaklıkta 48 saat süreyle kimyasal ve fiziksel olarak stabil kaldığı gösterilmiştir.

Mikrobiyolojik açıdan sulandırılmış ürünün hemen kullanılması gerekir. Sulandırıldıktan sonra hemen kullanılmadığı durumlarda, kullanım öncesi saklama koşulları ve saklama süresi kullanıcının sorumluluğundadır. Sulandırma işlemi kontrollü alanda valide aseptik koşullarda yapılmadığı durumlarda 2-8 °C arası sıcaklıkta saklanan çözelti en geç 24 saat içinde kullanılmalıdır.

Orijinal ambalajı içinde saklanmalıdır.

Sulandırıldıktan sonra 2-8 °C arası sıcaklıkta ışıktan korunarak saklanmalıdır.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Bütil kauçuk kapamaları, plastik ve alüminyum kapakları olan 75 mL’lik tip I veya tip III cam flakonlar.

Her ambalajda 1 adet flakon bulunur.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

İntravenöz uygulama için çözeltinin hazırlanması

Uygulama öncesi flakon içeriği 50 mL serum fizyolojik (%0,9 w/v sodyum klorür) ile, serum fizyolojik flakona enjekte edildikten sonra kuru toz tümüyle çözünene kadar flakon iyice çalkalanarak çözülmelidir. Sulandırılarak kullanıma hazırlanan berrak çözeltinin pH’sı 4 ila 6 arasındadır.

Enjeksiyonluk siklofosfamid çözeltisi şu infüzyon çözeltileriyle geçimlidir: sodyum klorür çözeltileri, glukoz çözeltileri, sodyum klorür ve glukoz karışım çözeltileri, sodyum klorür ve potasyum klorür karışım çözeltileri, potasyum klorür ve glukoz karışım çözeltileri.

Genel talimatlar

Flakonlar önerilen sıcaklıktan yüksek sıcaklıklarda saklandığında etkin madde degrade olarak sarı renkli sıvı bir görünüm kazanır. Erimiş materyal içeren flakonlar kullanılmamalıdır.

Siklofosfamid sitotoksik bir ajandır. Kullanıma hazırlanması ve diğer tüm işlemler, sitotoksik ajanların güvenli kullanımı konusunda yürürlükteki talimatlar doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. Bu işlemlerin gebe veya emzirmekte olan kadın personelce yapılmaması gerekir.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş.
Sarıyer / İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ 20.04.2021

10. KÜB’ÜN REVİZYON TARİHİ


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın