*Hepsi, D

DIPROSPAN 5 MG+2MG/ 1 ML ENJEKSIYONLUK SUSPANSIYON (1 AMPUL)

Temel Etkin Maddesi:

betametazon

Üreten İlaç Firması:

ORGANON TURKEY İLAÇLARI LİMİTED ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Temel Etkin Maddesi:

betametazon

Üreten İlaç Firması:

ORGANON TURKEY İLAÇLARI LİMİTED ŞİRKETİ

Gerekli Reçete Durumu:

Beyaz Reçete ile satılır.

Barkod Numarası:

8683280337084

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

113,62 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Barkod Numarası:

8683280337084

Hekimler İçin Klavuz:

TİTCK’nın Satış Fiyatı:

113,62 ₺
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2025

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – H – ENDOKRİN SİSTEM (CİNSİYET HORMONLARI VE İNSÜLİN HARİÇ), H02 SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02A SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02AB Glukokortikoidler, H02AB01, betametazon

Bilgilendirme:

İlaç kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.

ATC Sınıflaması:

ATC SINIFLAMASI – H – ENDOKRİN SİSTEM (CİNSİYET HORMONLARI VE İNSÜLİN HARİÇ), H02 SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02A SİSTEMİK KORTİKOSTEROİDLER, H02AB Glukokortikoidler, H02AB01, betametazon

Personeller İçin Kullanma Talimatı

KULLANMA TALİMATI

DIPROSPAN 5 mg + 2 mg/1 mL Enjeksiyonluk Süspansiyon
Steril
Kas içine, eklem içine, eklem çevresine, lezyon içine ve doku içine uygulanır.

Etkin madde: Betametazon dipropiyonat: 6,43 mg (5 mg betametazona eşdeğer) Betametazon sodyum fosfat: 2,63 mg (2 mg betametazona eşdeğer)

Yardımcı maddeler:Sodyum fosfat, dibazik, susuz; sodyum klorür, disodyum edetat,

polisorbat 80, benzil alkol, metilparaben, propilparaben, sodyum

karboksimetilselüloz, polietilen glikol, enjeksiyonluk su.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.

Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.

Bu Kullanma Talimatında:
1.DIPROSPAN nedir ve ne için kullanılır?

2.DIPROSPAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.DIPROSPAN nasıl kullanılır?

4.Olası yan etkiler nelerdir?

5.DIPROSPAN’ın saklanması
Başlıkları yer almaktadır.

1. DIPROSPAN nedir ve ne için kullanılır?

DIPROSPAN, yabancı maddeler içermeyen, kolayca süspansiyon haline geçebilen, beyaz tanecikler içeren, berrak, renksiz, hafifçe kıvamlı bir sıvıdır.

DIPROSPAN 1 mL’lik ampullerde bulunmaktadır.

DIPROSPAN “kortikosteroidler” adı verilen bir ilaç sınıfına mensuptur. Bu ilaçlar vücudun iltihaplı bölgelerini iyileştirmeye yardımcı olur. Şişliği, kızarıklığı, kaşıntıyı ve alerjik reaksiyonları azaltarak etki gösterirler. Birçok sorunun tedavisinde kullanılırlar.

DIPROSPAN sistemik kortikosteroid tedavisi gerektiren aşağıdaki iltihabi hastalıklarda kullanılır:
– Artrit (bir çeşit eklem bozukluğu), bursit (eklem çevresindeki keselerin iltihabı), siyatik (belden bacakların arkasına doğru uzanan ağrı), lumbago (alt sırtın kaslarında ve eklemlerindeki ağrı) veya kemik veya derin dokuların diğer hastalıkları.

– astım, saman nezlesi, bronşit (bronşların iç yüzeyini kaplayan mukozanın iltihaplanması), ilaç alerjileri, ısırıklar veya böcek sokmaları gibi alerjik durumlar

1


iltihap, kaşıntı, kurdeşen (ürtiker), saç dökülmesi, nedbe (yara izi) oluşumu veya kistik sivilce gibi cilt hastalıkları
doktorunuz tarafından teşhis edilen diğer durumlar.

2. DIPROSPAN’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
DIPROSPAN’ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Eğer,
•Tüm vücuda yaygın (sistemik) mantar hastalığınız varsa
•Etkin maddeler olan betametazon dipropiyonat, betametazon sodyum fosfat ve diğer kortikosteroid sınıfı ilaçlar ya da DIPROSPAN’ın içindeki diğer maddelere aşırı hassasiyetiniz varsa (yukarıdaki Yardımcı maddeler kısmına bakınız).

•İdiyopatik trombositopenik purpuralı hastalarda (ateş, nokta boyutunda kırmızımsı-mor lekeler, zihin karışıklığı, baş ağrısı ve trombosit sayısında azalma ile kendini gösteren bir durum), DIPROSPAN kas içine UYGULANAMAZ.

DIPROSPAN’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ

DIPROSPAN kullanmadan önce doktorunuzla veya eczacınızla konuşunuz.

Bu ilacı kullanmadan önce doktorunuza söyleyiniz:

•Eğer diyabetiniz varsa
•Eğer tiroid sorunlarınız varsa
•Eğer karaciğer sorunlarınız varsa
•Eğer sara hastalığınız varsa veya nöbet geçiriyorsanız
•Eğer göz sorunlarınız varsa
•Eğer virüs veya bakteri kaynaklı enfeksiyonunuz varsa
•Eğer mantar hastalıkları kaynaklı enfeksiyonunuz varsa
•Eğer böbrek sorunlarınız varsa
•Eğer mide veya bağırsak sorunlarınız varsa
•Eğer Cushing sendromunuz (Vücudunuz uzun süre yüksek düzeyde kortizol hormonuna maruz kaldığında ortaya çıkan fiziksel ve zihinsel değişikliklerle ilgili bir bozukluk) varsa
•Eğer verem hastalığınız varsa
•Eğer tromboemboli (pıhtı atma) riskiniz varsa
•Eğer hamileyseniz
•Eğer yüksek kan basıncı veya kalp sorunlarınız varsa
•Eğer kas güçsüzlüğü veya kalsiyum kaybınız varsa
•Eğer geçmişte psikiyatrik bir hastalık geçirdiyseniz
•Eğer aşılanmanız gerekiyorsa.

•Eğer feokromositomanız (böbreküstü bezi tümörü) varsa.

Bulanık görme sorununuz varsa veya diğer görme bozuklukları yaşarsanız doktorunuzla temas kurunuz. DIPROSPAN enfeksiyon belirtilerini maskeleyebileceğinden altı haftadan uzun süreli kullanımda göz hastalıkları uzmanına muayene olunması gereklidir. Katarakt ve glokoma yol açabilir.

Kortikosteroidlerin omurgaya enjeksiyonundan sonra, bazıları ölümle sonuçlanan sinir sistemi ile ilgili ciddi yan etkiler bildirilmiştir. Bildirilen yan etkiler aşağıdakileri

2

içerir ancak bunlarla sınırlı değildir: omurilik enfarktüsü (omuriliği besleyen bir atardamarın tıkanması sonucu gelişen doku ölümü), bacakları ve kolları kullanamama (parapleji, kuadripleji), inme ve körlük. Bu sinir sistemi ile ilgili ciddi yan etkiler floroskopi (bir tıbbi görüntüleme tekniği) kullanılarak ve floroskopi kullanılmadan bildirilmiştir. Kortikosteroidlerin omurgaya uygulanmasının güvenliliği veya etkililiği bilinmemektedir ve bu şekilde kullanımı onaylanmamıştır.

Çocuklar ve ergenler
Kortikosteroidler bebeklerin ve çocukların büyümesini yavaşlatabildiğinden, doktorunuzun uzun süreli tedavide onların büyüme ve gelişmesini dikkatle izlemesi önemlidir.

“Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.”

DIPROSPAN’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması
Alkol: DIPROSPAN kullanırken alkol almayınız çünkü mide veya bağırsağınızda sorunlara yol açabilir.

Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Hamile iseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya bebek sahibi olmayı planlıyorsanız bu ilacı almadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların uygun bir yöntemle hamilelikten korunmaları önerilir.

DIPROSPAN’ın hamilelikte güvenli biçimde kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. Hamilelik döneminde kortikosteroidlerle tedavi uygulanması halinde hem anne hem de çocuk doğum sırasında ve sonrasında dikkatle izlenmelidir.

Hamileliğin sonlarına doğru DIPROSPAN alan annelerin yeni doğan bebeklerinde doğumdan sonra düşük kan şekeri seviyeleri görülebilir.

Kortikosteroidler plasentadan kolayca geçtiğinden, gebeliklerinin büyük bir kısmında veya bir kısmında kortikosteroid almış annelerin yeni doğanları ve bebekleri, muhtemel konjenital (doğuştan) kataraktın saptanması amacıyla hekim tarafından dikkatle değerlendirilmelidir, ancak bu durum çok nadir görülür.

Gebelik döneminde kortikosteroid almış olan kadınlar, doğumdan kaynaklanan strese bağlı adrenokortikal yetmezliğin (böbrek üstü bezlerin yeterli miktarda steroid hormonu üretememesi durumu) tespit edilmesi amacıyla kasılmalar sırasında ve sonrasında ve doğum sırasında hekim tarafından izlenmelidir.

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.

Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

Emziriyorsanız bu ilacı almadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

3

DIPROSPAN’ın emzirme döneminde güvenli biçimde kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. Hamilelik döneminde kortikosteroidlerle tedavi uygulanması halinde hem anne hem de çocuk doğum sırasında ve sonrasında dikkatle izlenmelidir.

Araç ve makine kullanımı
Genel olarak DIPROSPAN koordinasyon veya tepki verme yeteneğini etkilemez. Ancak, yüksek dozlarda veya uzun süreli tedavide bazı hastalar taşkın bir coşkunluk hali (öfori) veya sersemlik (insomnia) hissi veya görme sorunları yaşayabilir ve bunlar araç ve makine kullanma yeteneğini etkileyebilir.

DIPROSPAN’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Benzil alkol:
Bu ilaç her 1 mL’de 9 mg benzil alkol içerir.
Benzil alkol alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Benzil alkol, küçük çocuklarda “nefes darlığı (gasping) sendromu” olarak adlandırılan solunum problemleri dahil olmak üzere ciddi yan etki riski ile ilişkilendirilmiştir.

Hekim tarafından önerilmedikçe yeni doğan bebeklerde (0-4 haftalıklarda) kullanılmaz.

Hekim veya eczacı tarafından tavsiye edilmedikçe, 3 yaşından küçük çocuklarda bir haftadan fazla kullanılmaz.

Gebeyseniz veya emziriyorsanız hekiminize veya eczacınıza danışınız. Bunun nedeni, vücudunuzda büyük miktarlarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoz olarak adlandırılan yan etkilere neden olabilmesidir.

Karaciğer veya böbrek hastalığınız varsa hekiminize veya eczacınıza danışınız. Bunun nedeni, vücudunuzda büyük miktarlarda benzil alkolün birikmesi ve metabolik asidoz olarak adlandırılan yan etkilere neden olabilmesidir.

DIPROSPAN, alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmeli) ve istisnai olarak zor nefes almaya neden olabilecek metil parahidroksibenzoat (E218) ve propil parahidroksibenzoat (E216) içerir.

Sodyum:
Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında sodyum içermez.

Diğer ilaçlarla birlikte kullanımı
Bu ilaçtan başka herhangi bir ilaç alıyorsanız, aldıysanız ya da alma ihtimaliniz varsa lütfen doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz.

Ayrıca, aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini alıyorsanız da lütfen doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz çünkü DIPROSPAN kullanımınız sırasında belirli ilaçların dozunun değiştirilmesi gerekebilir:
-antiepileptik ilaçlar (sara hastalığı için kullanılan ilaçlar),
-antibiyotikler,
-hormonal ilaçlar,

4

-şeker hastalığı için kullanılan ilaçlar,
-kalp veya kan sorunları için kullanılan ilaçlar (diüretikler, digitaller, kan sulandırıcı ilaçlar gibi).

Aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini alıyorsanız da lütfen doktorunuza veya eczacınıza söyleyiniz çünkü DIPROSPAN kullanırken bu ilaçları alırsanız mideniz veya barsaklarınızın düzgün çalışmama olasılığı vardır:
– Antienflamatuvar ilaçlar (yangı giderici ilaçlar)

Bazı ilaçlar DIPROSPAN’ın etkilerini arttırabilir ve eğer bu ilaçları alıyorsanız (HIV için kullanılan bazı ilaçlar dahil: ritonavir, kobisistat) doktorunuz sizi yakından takip etmek isteyebilir.

Doktorunuz sizden belirli laboratuvar testleri yaptırmanızı isteyecekse ona DIPROSPAN kullandığınızı söylemeyi unutmayınız.

Reçetesiz satılan ilaçlar dahil olmak üzere herhangi bir ilaç alıyorsanız veya son zamanlarda aldıysanız lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

3. DIPROSPAN nasıl kullanılır?

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar
DIPROSPAN hekim veya hekim kontrolunda bir sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır.

DIPROSPAN enjeksiyonla verilen bir süspansiyondur. Kullanımdan önce çalkalanmalıdır. DIPROSPAN genellikle doktorunuz veya bir sağlık personeli tarafından uygulanır. Doktorunuz dozu sizin ihtiyaçlarınıza göre belirleyecektir.

Uygulama yolu ve metodu
Enjeksiyon kas içine, eklem içine, eklemin etrafına, lezyon içine, cilde yapılabilir veya sinovyal bursa (tendonları koruyan sıvı dolu küçük kese) içine uygulanabilir. Yumuşak dokulara da enjeksiyon yapılabilir.

DIPROSPAN damar içine ya da cilt altına enjekte edilmez.

“Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.”

Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı: 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanım tavsiye edilmez. Yaşlılarda kullanımı: Yaşlı hastalar ve genç hastalar arasında güvenlilik veya etkililik konusunda genel bir fark gözlenmemiştir. Bazı yaşlı bireylerin daha fazla duyarlı olması göz ardı edilememekle ile birlikte, bildirilen diğer klinik deneyimler, yaşlı ve genç hastalar arasındaki tepkilerde farklılıklar tespit edilmemiştir.

Özel kullanım durumları
Böbrek yetmezliği: Böbrek yetmezliği durumunda dikkat edilmesi önerilir.

Karaciğer yetmezliği: Betametazon karaciğerde yıkılır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda vücuttan atılımı yavaşlar ya da gecikir.

5

Eğer DIPROSPAN’ınetkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

Kullanmanız gerekenden daha fazla DIPROSPAN kullandıysanız Doktorunuz doğru dozu alıp almadığınızı düzenli olarak kontrol edecektir.

DIPROSPAN’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız DERHAL bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.

DIPROSPAN’ı kullanmayı unutursanız
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

DIPROSPAN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Uzun süreli ya da yüksek doz kortikosteroid tedavisinden sonra ilaç kesildiğinde, doktorunuz sizi yaklaşık bir yıl yakından izleyecektir. Kortikosteroid tedavisi birden kesildiğinde, ilaca bağlı ikincil böbrek üstü bezi yetmezliği görülebilir. Riski en aza indirmek amacıyla doz yavaş yavaş azaltılmalıdır. Tedavide, hastalığı kontrol altına almak için gerekli en düşük doz uygulanmalıdır. Dozun azaltılması eğer mümkünse, yavaş yavaş yapılmalıdır.

DIPROSPAN kullanmayı birden kesmeyiniz. Doz azaltımı doktorunuz tarafından yavaş yavaş yapılmalıdır.

Bu ilacın kullanımıyla ilgili başka sorularınız varsa doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.

4. Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi DIPROSPAN’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Özellikle ciddi veya inatçı, herhangi bir yan etki yaşarsanız veya sağlığınızda DIPROSPAN’a bağlı olabileceğini düşündüğünüz herhangi bir değişiklik varsa, lütfen doktorunuzla konuşunuz.

Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sınıflandırılmıştır: Çok yaygın: 10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.

Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Seyrek: 1000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

DIPROSPAN dahil kortikosteroidler ile ilgili yan etkiler tedavinin süresine ve doza bağlıdır.

Aşağıdakilerden herhangi biri olursa, DIPROSPAN’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:

• Anaflaktoid veya aşırı duyarlılık reaksiyonları (döküntü ve ateş şeklinde alerjik reaksiyon, yüzün, dilin veya boğazın şişmesi, solunum ve yutma zorluğu) ve tansiyon düşüklüğü veya şok-benzeri reaksiyonlar

6

Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Ciddi yan etkiler çok seyrek görülür.

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz doktorunuza söyleyiniz:
Bilinmiyor:
•Kalp atış hızınızdaki değişiklikler, kan basıncında artış, duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği
•Kas güçsüzlüğü, kas ağrısı, kaslarda kütle kaybı, kalsiyum kaybı, miyastenia gravis’te (iskelet kaslarında zayıflığa neden olan kronik bir otoimmün nöromüsküler hastalık) miyastenik semptomların alevlenmesi, bazen şiddetli kemik ağrısı ve omurga kemiklerinde spontan kırıklarla osteoporoz (kemik yoğunluğunun ve kalitesinin azaldığı bir hastalık), aseptik kemik nekrozu (bir kemik bölgesinin kandan zayıf beslenerek lokal kemik ölümüne neden olan bir hastalık süreci, uyluk ve kol kemiklerinde), tendon rüptürü (tendon kopması), steroidal miyopati (genellikle üst ve alt ekstremite kaslarında ve boyun kaslarında zayıflığa neden olan bir hastalık süreci), patolojik kırık (bir hastalığın sebep olduğu bir kemik kırığı), eklem yapısında değişkenlik
•Azot atılımının artması, lipomatoz (vücudun bir bölümünde aşırı yağ birikiminin olduğu bir durumdur), su tutulumu (ödem), sodyum tutulumu, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz (böbreklerin aşırı potasyum eksikliğine veya kaybına tepkisinden kaynaklanan bir durum)
•Cildin incelmesi ve hassaslaşması, deri atrofisi (derinin canlılığını kaybetmesi) ekimoz (morarma), yüz kızarması, yaraların yavaş iyileşmesi, aşırı duyarlılık reaksiyonları, artan terleme, kurdeşen, peteşi (cilt altında meydana gelen kanamalara bağlı olarak nokta şeklinde döküntüler ortaya çıkması), alerjik egzama, anjiyonörotik ödem (kurdeşen gibi derinin altındaki bölgenin şişmesi) •Muhtemel hasar ve kanama ile birlikte mide ülseri (yarası), bulantı, kusma, hıçkırık gibi mide ya da bağırsakla ilgili bazı bozukluklar, bağırsak perforasyonu (bağırsak iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı), abdominal distansiyon (karında gerginlik hissiyatı), ülseratif özofajit (yaraya dönüşen yemek borusu tahrişi)
•Nöbetler, taşkın bir coşkunluk hali (öfori), uyumakta zorluk (insomnia), baş dönmesini de içeren sersemlik hali, baş ağrısı, migren, vertigo, duygudurum dalgalanması, şiddetli depresyon, aşırı sinirlilik, özellikle psikiyatrik bozukluk öyküsü olan hastalarda psikotik reaksiyonlar, psödotümör serebri (kafa içi basıncı artışı)
•Göz bozuklukları, örneğin posterior subkapsüler katarakt, glokom veya göz küresinin normal yerinden çıkması
•Bulanık görme
•Aydede yüz (yüz şişmesi), sivilce, adet ve libido bozuklukları (cinsel istek bozuklukları), diyabetli (şeker hastalığı) hastalarda insülin veya oral antidiyabetik ilaçlar (şeker hastalığında kullanılan ilaçlar) için artan gereksinimler, karbonhidratlara karşı toleransta düşüş (karbonhidratları sindirmekte zorluk çekme), gizli şeker hastalığı belirtileri, stres durumunda (travma, cerrahi operasyon ve hastalık gibi) zararlı olan hipofiz ve adrenal korteksin sekonder inhibisyonu (ikincil olarak böbreküstü bezlerinin yetmezliği)
•Fetüsün (anne karnındaki bebek) veya çocuğun daha yavaş büyümesi
•Kilo almak
•Deri testlerinde verilen yanıtlarda baskılanma

7

•Enfeksiyon semptomlarının maskelenmesi, gizli enfeksiyonun aktif hale gelmesi
•Özellikle mikobakteriler, tüberküloz, Candida albicans veya virüslerin neden olduğu enfeksiyonlara karşı direncin düşmesi.

•Anafilaktik ve alerjik reaksiyonlar (döküntü ve ateş şeklinde alerjik reaksiyon, yüzün, dilin veya boğazın şişmesi, solunum ve yutma zorluğu), tansiyon düşüklüğü veya şokla ilgili reaksiyonlar

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, ec hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.

5. DIPROSPAN’ın saklanması
DIPROSPAN’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Karton kutu ve ampul üzerindeki son kullanma tarihinden sonra kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.

25°C’nin altında, oda sıcaklığında donmaktan korunarak saklanmalıdır.

Eğer ambalajın veya süspansiyonun görünüşünde hasar farkederseniz DIPROSPAN kullanmayınız.

Ruhsat sahibi:
Organon Turkey İlaçları Ltd. Şti. Şişli-İstanbul

Üretim yeri:
Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Büyükkarıştıran, Lüleburgaz/KIRKLARELİ

Bu kullanma talimatı 02/02/2023 tarihinde onaylanmıştır.

8

AŞAĞIDAKİ BİLGİLER

PERSONELİ İÇİNDİR

DIPROSPAN süspansiyonun bileşimindeki betametazon esterlerinden betametazon sodyum fosfat, enjeksiyon yerinden hızla emilir ve etkisini hemen gösterir. Hekim, preparatın yüksek çözünürlüğe sahip betametazon bileşiğinin bu özelliğini dikkate almalıdır. Hipotiroidizmi ya da sirozu olan hastalarda ilacın etkisi daha yüksektir.

Glukokortikosteroidlerin komplikasyonları, doz ve tedavi süresiyle yakından ilgili olduğundan, her hastada risk/yarar değerlendirmesinin yapılması uygundur.

Uzun süreli kortikosteroid tedavilerinde, parenteral uygulamadan oral uygulamaya geçilmek isteniyorsa risk/yarar değerlendirmesi yapılmalıdır.

Uygulama şekli:
Betametazon dipropiyonat kristalleri çok küçük olduğundan, intradermal ve intralezyonel uygulamalarda ince enjektör iğnesi (26 no’ya kadar) kullanmak mümkündür.

DIPROSPAN süspansiyon ile birlikte lokal anestezik kullanılması isteniyorsa, formülasyonunda paraben içermeyen %1 ya da %2’lik prokain hidroklorür ya da lidokain ile enjektör içinde karıştırılarak uygulanabilir. Benzer lokal anesteziklerin kullanılmasında bir sakınca yoktur; ancak metilparaben, propilparaben, fenol ve bunlara benzer maddeleri içeren anesteziklerden kaçınılmalıdır.

Önce gereken miktarda DIPROSPAN süspansiyon, daha sonra lokal anestezik enjektöre çekilir ve karışması için enjektör hafifçe sallanır.

Cilt içine uygulanan tedavilerde DIPROSPAN 26 no’lu iğne ve tüberkülin enjektörüyle, 0,2 mL/cm2 olarak uygulanmalıdır. Bir hafta içinde herhangi bir dokuya yapılan DIPROSPAN’ın toplam dozu 1 mL’yi geçmemelidir.

Enjeksiyonların çoğu için tüberkülin enjektörü ve 25 no’lu iğne uygundur.

İntramüsküler kortikosteroid enjeksiyonları, lokal doku atrofisini önlemek amacıyla büyük kas kitlelerinin içine derin olarak yapılmalıdır. Yumuşak doku ya da lezyon içine yapılan kortikosteroid enjeksiyonları, lokal etkilerin yanında sistemik etkilere de neden olabilir.

Eklem içine uygulama:
Septik bir hastalık olasılığını dışlamak amacıyla eklem dikkatle muayene edilmelidir. Enfekte olmuş bir ekleme lokal olarak kortikosteroid enjeksiyonu yapmaktan kaçınılmalıdır. Septik artritin göstergesi olan ağrının ve bölgesel şişkinliğin artması, eklem hareketliliğinin daha da kısıtlanması, ateş ve kırıklık saptandığında, uygun bir antimikrobik tedaviye başlanmalıdır.

Kortikosteroidler zayıf eklemlere, enfekte bölgelere ya da intervertebral boşluklara enjekte edilmemelidir. Osteoartritli eklemlere sürekli yapılan enjeksiyonlar, eklemlerin dejenerasyonunu arttırabilir. Kortikosteroidleri doğrudan tendon içine enjekte etmekten kaçınılmalıdır. Eklem içi kortikosteroid uygulamasından sonra, hasta semptomların hafiflediği eklemini aşırı kullanmaması için uyarılmalıdır.

9

Gebelik ve emzirme dönemlerinde kullanım:
Gebelik kategorisi: C’dir. Gebelerde tıbbi zorunluluk dışında kullanılmamalıdır. Emziren annelerde ve çocuk doğurma çağındaki kadınlarda, yine risk/yarar değerlendirmesi yapılarak kullanılmalıdır. Gebeliği sırasında yüksek dozlarda kortikosteroid kullanmış annelerin bebekleri, hipoadrenalizm açısından değerlendirilmelidir. Doğum öncesi döneminde annelere betametazon enjeksiyon uygulandığında, fetusun adrenal bezlerinde üretilen kortikosteroidi düzenleyen hipofiz hormonları ve fetal büyüme hormonu geçici olarak baskılanır. Ancak, fetal hidrokortizonun baskılanması, doğum sonrasında strese karşı verilen pitüiter-adrenokortikal yanıtı etkilemez.

Kortikosteroidlerin plasentaya geçişleri söz konusu olduğu için, gebeliğin büyük bölümünde veya bazı kısımlarında kortikosteroid verilen annelerin yeni doğan bebekleri veya küçük çocukları, çok nadir görülen konjenital katarakt olasılığı açısından dikkatle muayene edilmelidir.

Doz Aşımı Tedavisi:
Kortikosteroidlerin metabolik etkileri, temel hastalığın ya da eşlik eden hastalığın etkileri ya da ilaç etkileşimleri sonucunda oluşan komplikasyonların uygun tedavisi yapılmalıdır. Yeterli sıvı alımı sağlanmalı, serum ve idrar elektrolitleri, özellikle sodyum ve potasyum düzeyleri izlenmelidir. Elektrolit dengesizliği varsa tedavi edilmelidir.

10

Doktorlar İçin Kullanma Talimatı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
DIPROSPAN 5 mg + 2 mg/1 mL Enjeksiyonluk Süspansiyon Steril

2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Betametazon dipropionat 6,43 mg (5 mg betametazona eşdeğer) Betametazon sodyum fosfat 2,63 mg (2 mg betametazona eşdeğer)

Yardımcı maddeler:
Sodyum fosfat, dibazik, susuz 2 mg
Sodyum klorür 5 mg
Disodyum edetat 0,1 mg
Benzil alkol 9 mg
Metilparaben 1,3 mg
Propilparaben 0,2 mg

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

3.FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk Süspansiyon
Yabancı maddeler içermeyen, kolayca süspansiyon haline geçebilen, beyaz partiküller içeren, berrak, renksiz, hafifçe viskoz likid.

4.KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1Terapötik endikasyonlar Kortikoterapi adjuvan bir tedavidir, konvansiyonel tedaviye alternatif değildir.

İntramusküler uygulama
DIPROSPAN kortikosteroidler ile tedaviye yanıt verdiği bilinen çeşitli romatizmal, dermatolojik ve alerjik hastalıkların yanısıra kolajen hastalıkları ve diğer hastalıkların tedavisi için endikedir.

Kas-iskelet sistemine uygulama (intraartiküler ve periartiküler uygulama ve yumuşak dokunun içine doğrudan uygulama)
Osteoartrit ve romatoid artritte kısa süreli uygulamada adjuvan tedavi olarak (hastanın akut bir episod veya alevlenme durumunda iyileşebilmesi için)

İntralezyonel uygulama
Dermatolojik hastalıklar için.

Ayağa lokal uygulama
Heloma durum veya heloma molle altında görülen bursit, topuk dikeninin altındaki bursit, halluks rigidusun altındaki bursit, digiti quinti varusun üzerindeki bursit, sinovyal kistler, Morton metatarsaljisi (Morton nöromu), tenosinovit ve küboid kemik periostitinde kısa süreli adjuvan tedavi olarak (hastanın akut bir episod veya alevlenme durumunda iyileşebilmesi için).

Tipik durumlar

Alerjik durumlar
Status asthmaticus, kronik bronşiyal astım, mevsimsel ya da yıl boyu devam eden alerjik rinit, şiddetli alerjik bronşit, kontakt dermatit, atopik dermatit, saman nezlesi, anjiyonörotik ödem, serum hastalığı, ilaçlara karşı veya böcek ısırmalarına karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları.

Romatizmal hastalıklar
Osteoartrit, romatoid artrit, bursit, lumbago, siyatik, koksidini, akut gut artriti, tortikolis, gangliyon kisti, ankilozan spondilit, radikülit, eksoztoz, fasiit.

Dermatolojik hastalıklar
Atopik dermatit (numüler ekzema), nörodermatit (lokalize liken simpleks), kontakt dermatit, ağır güneş yanığı, ürtiker, hipertrofik liken planus, necrobiosis lipoidica diabeticorum, alopesi areata, diskoid lupus eritematosus, keloidler, pemfigus, herpetiform dermatit, kistik akne.

Kollajen hastalıkları
Sistemik lupus eritematosus, skleroderma, dermatomiyozit ve poliarteritis nodosanın seçilmiş vakalarında idame tedavisi olarak veya bir alevlenme sırasında.

Neoplastik hastalıklar
Erişkinlerde lösemi ve lenfomanın ve çocuklarda akut löseminin palyatif tedavisi

Diğer durumlar
Adrenogenital sendrom, spru, kortikosteroidlere duyarlı kan diskrazileri, nefrit ve nefrotik sendrom.

DIPROSPAN primer ya da sekonder adrenokortikal yetmezlik tedavisinde kullanılabilir ancak bu durumda mineralokortikoidlerin de tedaviye eklenmesi gerekir.

4.2Pozoloji ve uygulama şekli
Kullanmadan önce çalkalayınız.

DOZ DEĞİŞKENDİR VE TEDAVİ EDİLEN HASTALIĞA, ŞİDDETİNE VE HASTANIN KLİNİK YANITINA BAĞLI OLARAK HER BİR HASTANIN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA AYARLANMALIDIR.

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Doz mümkün olduğunca düşük olmalı ve uygulama sıklığı mümkün olduğunca az olmalıdır.

Başlangıç dozu tatmin edici bir yanıt alınıncaya kadar korunmalı ya da ayarlamalar yapılmalıdır. Makul bir süreden sonra tatminkar klinik yanıt alınmaması halinde DIPROSPAN dozu kademeli biçimde azaltılarak tedavi kesilmeli ve başka uygun bir tedavi seçilmelidir.

Olumlu yanıt alınması durumunda, başlangıç dozu uygun klinik yanıta ulaşılmasını sağlayan en düşük doza kadar uygun aralıklarla küçük basamaklarla kademeli azaltılarak uygun idame dozu belirlenebilir.

Uygulama şekli:
DIPROSPAN, intravenöz veya subkutan uygulama için kullanılamaz.

Sistemik Uygulama
Sistemik tedavinin söz konusu olduğu durumların çoğunda tedaviye 1 ila 2 mL ile başlanır ve gerektiğinde tekrarlanır. Ürün derin intramüsküler (IM) enjeksiyonla intragluteal olarak uygulanır. Uygulamanın dozu ve sıklığı, hastanın hastalığının şiddetine ve tedaviye verdiği yanıta bağlıdır. Uygun hayat kurtarıcı tedavilerle kontrol altına alınmış sistemik lupus eritematosus ve status asthmaticus gibi kritik bir hastalıkta tedaviye 2 mL ile başlanması gerekebilir.

Dermatolojik hastalıkların büyük çoğunluğu 1 mL DIPROSPAN’ın intramüsküler enjeksiyonuna iyi yanıt verir. Hastalığın verdiği yanıta göre bu dozda uygulama tekrarlanabilir.

Solunum yolu hastalıklarında DIPROSPAN’ın intramüsküler enjeksiyonundan birkaç saat sonra semptomlarda düzelme görülmüştür. Bronşiyal astım, saman nezlesi, alerjik bronşit ve alerjik rinitte 1 ila 2 mL’lik dozlar ile semptomlar üzerinde etkin kontrol sağlanmaktadır.

Gerektiğinde tekrarlanan 1 ila 2 mL’lik IM DIPROSPAN dozlarıyla akut ve kronik bursit tedavisinde çok iyi sonuçlar alınmıştır.

Lokal Uygulama
Eş zamanlı olarak lokal anestezik kullanılması nadiren gerekli olur (enjeksiyon ağrısızdır). DIPROSPAN ile birlikte bir lokal anestezik kullanılması isteniyorsa, DIPROSPAN lidokain hidroklorür (%1 veya %2), prokain hidroklorür (%1 veya %2) veya formülasyonunda paraben bulunmayan benzer bir lokal anestezik ile karıştırılabilir (flakon içinde değil, enjektör içinde). Metilparaben, propilparaben, fenol ve bunlara benzer maddeleri içeren anesteziklerden kaçınılmalıdır. Önce gereken miktarda DİPROSPAN ve daha sonra lokal anestezik enjektöre çekilir ve ardından enjektör hafifçe sallanır.

Akut bursit için: (subdeltoid, subakromiyal ve prepatellar):
Doğrudan bursa içine yapılan 1 veya 2 mL’lik enjeksiyon birkaç saat içinde ağrıyı azaltır ve tam hareket serbestliği sağlar.

Kronik bursit için:
Akut tedaviden sonra olumlu yanıt elde edildiğinde doz azaltılabilir.

Tenosinovit, tendinit ve peritendinit için:
Akut: Tek bir enjeksiyon hastanın durumunda hemen iyileşme sağlayabilir.

Kronik: Hastanın durumuna bağlı olarak enjeksiyonlar tekrarlanabilir.

Romatoid artrit ve osteoartrit için:
0,5 ila 2 mL DIPROSPAN intraartiküler yolla uygulandıktan sonra, romatoid artrit ve osteoartrit ile ilişkili ağrı, sızı ve tutukluğun iyileşmesi için iki ila dört saat yeterli olabilir. İyileşme süresi iki hastalık için büyük bir değişkenlik gösterir ve vakaların çoğunda dört hafta veya daha uzun bir zaman alır. DIPROSPAN’ın intraartiküler enjeksiyonu eklemde ve periartiküler dokularda iyi tolere edilir.

Önerilen dozlar:
:1 ila 2 mL Büyük eklemler (diz, kalça gibi)
Orta büyüklükte eklemler (dirsek gibi) :0,5 ila 1 mL Küçük eklemler (el gibi) :0,25 ila 0,5 mL

Dermatolojik hastalıklar için:
Dermatolojik hastalıklar intralezyonel DIPROSPAN uygulamasına yanıt verebilir. Doğrudan tedavi uygulanmayan belirli lezyonların yanıtı tıbbi ürünün hafif sistemik etkisinden kaynaklanabilir. 0,2 mL/cm2 DIPROSPAN, 26 G iğne takılmış tüberkülin enjektörüyle intradermal yolla enjekte edilir (subkutan yolla değil). Tüm enjeksiyon bölgelerine uygulanan toplam miktar 1 mL’yi geçmemelidir.

Kortikosteroidlere duyarlı ayak hastalıkları için:
Heloma durum altında görülen bursit 0,25 mL dozunda iki enjeksiyon ile kontrol altına alınabilir. Halluks rigidus (baş parmağın fleksiyon deformitesi), digiti quinti varus (en küçük ayak parmağının içe kıvrıklığı) ve akut gut artriti gibi hastalıklarda semptomlar hızla giderilir. 1,9 cm’lik 25 G iğne takılmış tüberkülin iğnesi ayağa yapılan enjeksiyonların çoğu için uygundur.

Yaklaşık olarak haftada bir kez uygulanması önerilen dozlar şöyledir:
bursit heloma durum ya da heloma molle altında: 0,25 ila 0,5 mL topuk dikeninin altında: 0,5 mL
halluks rigidusun altında: 0,5 mL
beşinci ayak parmağında:
0,5 mL sinoviyal kistler: 0,25 ila 0,5 mL Morton metatarsaljisi: 0,25 ila 0,5 mL tenosinovit: 0,5 mL
küboid kemik periostiti:
0,5 mL akut gut artriti: 0,5 ila 1 mL

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Böbrek yetmezliği durumunda dikkat edilmesi önerilir (Bkz. Bölüm 4.4).

Karaciğer yetmezliği: Betametazon karaciğerde metabolize edilir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda klirens yavaşlar ya da gecikir (Bkz. Bölüm 5.2).

Pediyatrik popülasyon: 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı tavsiye edilmez. Geriyatrik popülasyon: Yaşlı hastalar ve genç hastalar arasında güvenlilik veya etkilililik konusunda genel bir fark gözlenmemiştir. Bazı yaşlı bireylerin daha fazla duyarlı olması göz ardı edilmemekle birlikte, bildirilen diğer klinik deneyimler, yaşlı ve genç hastalar arasındaki tepkilerde farklılıklar tespit edilmemiştir.

4.3Kontrendikasyonlar
DIPROSPAN süspansiyon, diğer kortikosteroidlerde olduğu gibi, sistemik mantar hastalığı olanlarda, betametazon dipropiyonat, betametazon sodyum fosfat, diğer

kortikosteroidler ya da DIPROSPAN’ın içindeki diğer maddelere aşırı duyarlı olan kişilerde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 6.1).

DIPROSPAN, idiyopatik trombositopenik purpurası olan hastalarda intramüsküler yoldan UYGULANAMAZ.

4.4Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
DIPROSPAN intravenöz veya subkutan uygulamada kullanılamaz.

Epidural kortikosteroid enjeksiyonlarından sonra bazıları ölümle sonuçlanan ciddi nörolojik olaylar bildirilmiştir. Raporlanan spesifik olaylar arasında, burada belirtilenlerle sınırlı olmamak üzere, spinal kord enfarktüsü, parapleji, kuadripleji, kortikal körlük ve inme bulunmaktadır. Bu ciddi nörolojik olaylar, floroskopi ile ve floroskopi olmadan bildirilmiştir. Kortikosteroidlerin epidural uygulamasının güvenliliği ve etkililiği kanıtlanmamıştır ve kortikosteroidler bu kullanım için onaylanmamıştır.

Sistemik kortikosteroidlerin uygulanmasından sonra ölümcül olabilen feokromositoma krizi bildirilmiştir. Kortikosteroidler, yalnızca uygun bir risk/yarar değerlendirmesinden sonra şüpheli veya tanımlanmış feokromositoma olan hastalara uygulanmalıdır.

ANTİSEPTİK TEKNİKLER GEREKLİDİR.

DIPROSPAN iki betametazon esteri içerir; bunlardan biri, betametazon sodyum fosfat olup, enjeksiyon yerinden hızla emilir. Bu nedenle, bu ürünü kullanırken hekim DIPROSPAN’ın bu çözünebilir bileşeninin sistemik etkiye yol açabileceğini hesaba katmalıdır.

Kronik kullanım sırasında (çok yüksek dozlarda, sadece kısa bir süre sonra) ya da kortikosteroid gereksiniminde artış olduğunda (enfeksiyon, travma, ameliyat gibi stresli durumlardan sonra) uygulamanın sonlandırılması veya aniden azaltılması adrenal yetmezliği hızlandırabilir. Bu nedenle dozun kademeli olarak azaltılması gerekir. Stresli durumlarda bazen kortikosteroidleri tekrar uygulamak veya dozu arttırmak gerekir.

Doz azaltımı yakın tıbbi gözetim altında yapılmalıdır ve bazı durumlarda uzatılmış veya yüksek doz tedaviden sonra hastanın 1 yıla kadar izlenmesi gerekir.

Adrenal yetmezliğin semptomları şunlardır: rahatsızlık, kas güçsüzlüğü, zihinsel bozukluklar, letarji, kas ve kemik ağrısı, deri deskuamasyonu, dispne, anoreksi, bulantı, kusma, ateş, hipoglisemi, hipotansiyon, dehidratasyon ve hatta, tedavinin ani olarak kesilmesinden sonra ölüm. Adrenal yetmezliğin tedavisi kortikosteroidler, mineralokortikoidler, su, sodyum klorür ve glukoz uygulanmasını içerir.

Kortikosteroidlerin yüksek dozlarının hızlı intravenöz enjeksiyonu kardiyovasküler kollapsa neden olabilir; bu nedenle enjeksiyon 10 dakikalık süre boyunca uygulanmalıdır.

Parenteral kortikosteroid tedavisi verilen hastalarda seyrek olarak, şok olasılığıyla birlikte anafilaktoid/anafilaktik reaksiyonlar gerçekleşmiştir. Kortikosteroidlere alerjik reaksiyon öyküsü olan hastalarda uygun önlemler alınmalıdır.

Uzun süreli kortikosteroid tedavilerinde, potansiyel faydalar risklerle karşılaştırıldıktan sonra parenteral uygulamadan oral uygulamaya geçilmesi düşünülmelidir.

İntraartiküler enjeksiyonlarda şunları bilmek önemlidir: -Bu tip uygulama lokal ve sistemik etkilere yol açabilir.

-Septik sürecini dışlamak amacıyla eklem içerisinde bulunabilecek sıvının incelenmesi şarttır.

-Daha önceden enfekte olmuş bir ekleme lokal enjeksiyon yapmaktan kaçınılmalıdır. -Ağrı ve lokal şişlikte net artış, eklem hareketliliğinde artan kısıtlılık, ateş ve rahatsızlık septik artrit sorusunu akla getirmelidir. Eğer enfeksiyon tanısı doğrulanırsa uygun bir antimikrobik tedaviye başlanmalıdır.

-Stabil olmayan eklemlere, enfekte bölgelere ve intervertebral boşluklara kortikosteroidleri enjekte edilmemelidir.

-Osteoartritli eklemlere enjeksiyonların tekrarlı olarak yapılması eklemdeki tahribatı ağırlaştırabilir.

-Sonrasında tendon rüptürü ortaya çıkabileceğinden kortikosteroidleri doğrudan tendonların içine enjekte etmekten kaçınılmalıdır.

Kortikosteroidlerin intramüsküler enjeksiyonu lokal doku atrofisini önlemek amacıyla büyük kas kitlelerinin içine derin olarak yapılmalıdır.

Yumuşak doku ya da lezyon ve eklem içine kortikosteroid uygulanması, sistemik ve lokal etkilere neden olabilir.

Risk altındaki spesifik gruplar
Betametazonun glukokortikoid özellikleri nedeniyle (glukozun proteinlere dönüşmesi) diyabetik hastalarda betametazon yalnızca kısa bir süre ve sadece yakın tıbbi gözetim altında kullanılabilir.

Hipotiroidizmi ya da sirozu olan hastalarda glukokortikoid etkisinde artış vardır.

Kornea perforasyonu olasılığı sebebiyle oküler herpes simpleksi olan hastalarda DIPROSPAN kullanımından kaçınılmalıdır.

Kortikosteroidler ile tedavi sırasında psikotik bozukluklar ortaya çıkabilir. Duygusal instabiliteye veya psikoza yatkınlık kortikosteroidlerle tedavi sırasında kötüleşebilir.

Aşağıdaki durumlarda dikkatli olunması önerilir:
-nonspesifik ülseratif kolit, perforasyon riski, apse ve diğer piyojenik enfeksiyonlar; -divertikülit;
-intestinal anastomoz;
-gastroduodenal ülser;
-böbrek yetmezliği;
-hipertansiyon;
-osteoporoz;
-miyastenia gravis;
-glokom
-akut psikozlar;
-viral ve bakteriyel enfeksiyonlar;
-mantar enfeksiyonları;

-büyüme geriliği;
-tüberküloz;
-Cushing sendromu;
-diyabet;
-kalp yetmezliği;
-tedavisi zor olan epilepsi;
-tromboembolizm veya tromboflebit eğilimleri; -gebelik.

Kortikosteroid tedavisinin komplikasyonları doz ve tedavi süresiyle bağlantılı olduğundan, her hasta için doz ve tedavi süresi açısından risk/yarar oranının değerlendirilmesi gerekir.

Kortikosteroidler enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir veya enfeksiyonun saptanmasını zorlaştırabilir.

Direncin azalması nedeniyle kullanım sırasında yeni enfeksiyonlar ortaya çıkabilir.

Uzun süreli kullanım posteriyor subkapsüler katarakta (özellikle çocuklarda) ya da glokoma neden olabilir; bu durumlar optik sinirlere zarar verebilir ve mantarlara veya virüslere bağlı sekonder oküler enfeksiyonları ağırlaştırabilir.

Uzun süreli tedavide (6 haftadan uzun) göz hastalıkları uzmanına düzenli muayeneye gidilmesi gerekir.

Kortikosteroidlerin orta ve yüksek dozları hipertansiyona, sıvı retansiyonuna ve potasyum atılımında artışa neden olabilir. Bu etkilerin, yüksek dozlarda kullanıldıkları durumlar dışında, sentetik türevlerle ortaya çıkma olasılığı daha düşüktür. Düşük sodyumlu diyet ve potasyum takviyesi düşünülebilir. Tüm kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırır.

KORTİKOTERAPİ ALAN HASTALARA AŞAĞIDAKİ TEDAVİLER VERİLEMEZ: – ÇİÇEK AŞISI;
– NÖROLOJİK KOMPLİKASYON VE YETERSİZ ANTİKOR YANITI RİSKİ NEDENİYLE DİĞER BAĞIŞIKLAMA YÖNTEMLERİ (ÖZELLİKLE YÜKSEK DOZDA).

Bununla birlikte, bağışıklama uygulamaları, kortikosteroidleri hastalıklar için replasman tedavisi olarak alan hastalarda gerçekleştirilebilir (Addison hastalığı gibi).

Kortikosteroidlerin immün supresif dozlarını alan hastalar, özellikle çocuklar, suçiçeği ya da kızamığa maruz kalmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmalıdır.

Aktif tüberküloz durumunda kortikosteroidler, uygun bir antitüberküloz tedavisiyle birlikte kortikosteroidlerin kullanıldığı fulminan veya dissemine tüberküloz vakalarıyla sınırlandırılmalıdır.

Latent tüberkülozu olan veya tüberküline reaksiyon gösteren hastalarda kortikosteroidler endike ise hastalık yeniden aktifleşebileceğinden sıkı takip gereklidir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi sırasında hastalar kemoprofilaksi almalıdır.

Kemoprofilaktik bir programda rifampisin kullanılması durumunda, rifampisinin kortikosteroidlerin metabolik hepatik klirensi üzerindeki artırıcı etkisi dikkate alınmalıdır; kortikosteroid dozunda ayarlama gerekebilir.

Kortikosteroidlerin bebeklerin ve çocukların büyüme hızını azaltabilmesi ve endojen kortikosteroid üretimini engelleyebilmesi nedeniyle uzun süreli kortikosteroid tedavisi sırasında büyüme ve gelişme dikkatle izlenmelidir.

Kortikosteroidler bazen bazı hastalarda spermlerin sayısını ve hareketliliğini değiştirebilir.

Görme Bozuklukları
Sistemik ve topikal (intranazal, inhale ve intraoküler dahil) kortikosteroid kullanımında görme bozuklukları bildirilebilmektedir. Eğer hastada bulanık görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlar görülürse, hastanın katarakt, glokom veya santral seröz koryoretinopati (SSKR) gibi seyrek görülen hastalıkların da dahil olabileceği görme bozukluklarının olası nedenlerinin değerlendirilmesi için oftalmoloğa sevki düşünülmelidir.

Benzil alkol:
Bu ilaç her 1 mL’de 9 mg benzil alkol içerir.

Benzil alkol alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Benzil alkol eliminasyonu değişkendir; yenidoğan gibi küçük bebeklerde ve alkol dehidrojenaz polimorfizmi olan bireylerde benzil alkol vücutta birikir ve toksisiteye yol açar.

İntravenöz benzil alkol uygulaması, yenidoğanlarda ciddi advers olaylar ve ölümle ilişkilendirilmiştir (“nefes darlığı sendromu”). Toksisitenin meydana gelebileceği minimum benzil alkol miktarı bilinmemektedir.

Küçük çocuklarda birikme (akümülasyon) nedeniyle artmış risk söz konusudur.

Özellikle karaciğer veya böbrek yetmezliği olan kişilerde, birikim ve toksisite riski (metabolik asidoz) nedeniyle yüksek hacimler dikkatli ve sadece gerekli ise kullanılmalıdır.

DIPROSPAN, alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmeli) ve istisnai olarak bronkospazma neden olabilecek metil parahidroksibenzoat (E218) ve propil parahidroksibenzoat (E216) içerir.

Sodyum:
Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)’dan az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum içermez.

4.5Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer ilaçlar ile etkileşim:
Fenobarbital, rifampin, fenitoin ya da efedrin kortikosteroidlerle birlikte kullanıldığında, kortikosteroidlerin metabolizmasını hızlandırdıklarından terapötik etkilerini azaltabilir.

KORTİKOTERAPİ ALAN HASTALARA AŞAĞIDAKİ TEDAVİLER VERİLEMEZ: – ÇİÇEK AŞISI;
– NÖROLOJİK KOMPLİKASYON VE YETERSİZ ANTİKOR YANITI RİSKİ NEDENİYLE DİĞER BAĞIŞIKLAMA YÖNTEMLERİ (ÖZELLİKLE YÜKSEK DOZDA).

Bununla birlikte kortikosteroidleri replasman tedavisi olarak alan hastalarda bağışıklama uygulamaları gerçekleştirilebilir (Addison hastalığı gibi).

Tiyazidler gibi diüretikler ile kombine kullanım glukoz intoleransı riskini arttırabilir.

Kortikosteroid ile eş zamanlı olarak östrojen alan hastalar aşırı kortikosteroid etkileri yönünden izlenmelidir.

Kortikosteroidlerin kardiyak glikozitler ile eş zamanlı uygulanması hipokalemiye bağlı olarak aritmi ya da dijitalis toksisite riskini arttırabilir. Kardiyak glikozitleri alan hastalar genellikle potasyum kaybına neden olan diüretikler de alırlar; bu durumda potasyum düzeyi ölçümleri yapmak önemlidir. Kortikosteroidler, amfoterisin B’nin neden olduğu potasyum kaybını arttırabilir. Bu ilaç kombinasyonlarından birini alan tüm hastalarda serum elektrolitleri, özellikle de serum potasyum düzeyi yakından izlenmelidir.

Kortikosteroidlerin kumarin tipi antikoagülanlarla birlikte kullanımı antikoagülan etkileri doz ayarlaması gerektirecek kadar arttırabilir ya da azaltabilir. Glukokortikoidler ile birlikte antikoagülan alan hastalarda kortikosteroidler ile indüklenen gastrointestinal ülser olasılığı veya iç kanama riskinde artış olasılığı dikkate alınmalıdır.

Kortikosteroidler kanda salisilatların konsantrasyonunu düşürebilir. Kortikosteroidlerin dozu düşürülürken veya tedavi kesilirken, hastalar salisilizm varlığı yönünden kontrol edilmelidir. Glukokortikoidlerin salisilatlar ile kombine kullanımı gastrointestinal ülserin sıklığını ve şiddettini arttırabilir.

Non-steroid antienflamatuvar ilaçlar veya alkol ile kombine kullanım gastrointestinal ülser gelişme riskini veya mevcut ülserin kötüleşme riskini arttırabilir.

Glukokortikoidlerin intrinsik hiperglisemik etkisi nedeniyle, diyabetik hastalarda bazen oral antidiyabetik ajanların veya insülinin dozunun ayarlanması gerekir.

Somatotropin ile kombine kullanım bu hormona yanıtı inhibe edebilir. Somatotropin uygulanması sırasında, vücut yüzey alanının metrekaresi başına günde 300- 450 mcg’den (0,3-0,45 mg) yüksek betametazon dozlarından kaçınılmalıdır.

CYP3A inhibitörleriyle (örn., kobisistat içeren ürünler) eş zamanlı tedavinin sistemik yan etkilerin riskini arttırması beklenir. Fayda, sistemik kortikosteroid yan etkilerinin riskinde artıştan fazla olmadıkça bu kombinasyondan kaçınılmalıdır; böyle bir durumda hastalar sistemik kortikosteroid yan etkileri açısından izlenmelidir.

Diğer etkileşim şekilleri:
Laboratuvar testleri
Kortikosteroidler nitroblue tetrazoliyum redüksiyon testini etkileyerek yalancı negatif sonuçlara neden olabilir.

Hasta kortikosteroidler ile tedavi edilirken, parametrelerin ve laboratuvar testlerinin (deri testleri, tiroid hormon düzeyleri gibi) yorumlanması sırasında bu durum dikkate alınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon: Bu yaş grubunda etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’dir.

İnsanlarda yeterli teratojenik çalışmalar yapılmadığından glukokortikoidler gebelik sırasında, laktasyon döneminde ve çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara, yalnızca bu ilaçların annenin, embriyonun veya fetusun sağlığına faydaları ve potansiyel riskleri kapsamlı biçimde değerlendirildikten sonra uygulanabilir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Gebe kadınlarda DIPROSPAN kullanımı hakkında yeterli veri olmadığı için, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların uygun kontrasepsiyon kullanmaları önerilir.

Hem kortikosteroid hem de östrojen alan hastalar, aşırı kortikosteroid etkileri için gözlemlenmelidir.

Gebelik dönemi
Doğumdan önce kortikoterapi endike ise, avantajlar ve dezavantajlar tartılmalı ve klinik fayda yan etkiler (büyümenin inhibisyonu ve artmış enfeksiyon riski dahil) ile karşılaştırılmalıdır.

Bazı durumlarda kortikosteroid tedavisine gebelik döneminde devam edilmesi ve hatta dozunun arttırılması gerekir (örn., replasman kortikoterapisinde).

Betametazonun intramusküler yolla uygulanması, ürünün doğumdan >24 saat önce (gebeliğin 32.haftasından önce) verilmesi halinde fetusta dispne sıklığında anlamlı bir azalma sağlar.

Yayınlanmış veriler kortikosteroidlerin gebeliğin 32. haftasından sonra profilaktik kullanımının halen tartışmalı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, hekim kortikosteroidler gebeliğin 32. haftasından sonra kullanıldığında, anne ve fetusa yönelik faydaları ve potansiyel riskleri karşılaştırmalıdır.

Kortikosteroidler doğumdan sonra hyalin membran hastalığının tedavisi için endike değildir.

Prematüre bebeklerde hyalin membran hastalığının profilaktik tedavisinde, kortikosteroidler preeklampsi veya eklampsisi olan veya plasenta lezyonlarına dair bulguları olan gebe kadınlara uygulanmamalıdır.

Gebeliği sırasında yüksek dozlarda kortikosteroidler verilen annelerin bebekleri, adrenal yetmezlik bulguları açısından dikkatle izlenmelidir.

Doğumdan önce annelere betametazon enjeksiyonları uygulandığında bebeklerde, fetüs adrenal bezlerinin hem definitif zonunda hem de fetal zonlarında, fetal büyüme hormonunun ve muhtemelen steroidlerin üretimini düzenleyen hipofiz hormonlarının geçici inhibisyonu görülmektedir. Ancak, fetal hidrokortizonun inhibisyonu doğum sonrasında strese karşı verilen pitüiter-adrenokortikal yanıtı etkilemez.

Kortikosteroidler plasentadan kolayca geçtiğinden, gebeliklerinin büyük bölümünde veya bazı dönemlerinde kortikosteroid verilen annelerin yenidoğan bebekleri veya küçük çocukları çok nadir görülen konjenital katarakt olasılığı açısından dikkatle muayene edilmelidir.

Gebelik döneminde kortikosteroid alan kadınlar, doğumdan kaynaklanan strese bağlı adrenal yetmezliğin tespit edilmesi amacıyla kontraksiyonlar sırasında ve sonrasında ve doğum sırasında izlenmelidir.

Çalışmalar, geç preterm doğum riski taşıyan kadınlara uygulanan antenatal kısa süreli betametazonun neonatal hipoglisemi riskinin arttığını göstermiştir.

Laktasyon dönemi
Kortikosteroidler plasenta bariyerini geçer ve anne sütünde saptanabilir.

DIPROSPAN anne sütüyle beslenen bebeklerde advers reaksiyonlara yol açabildiğinden, tıbbi ürünün anne açısından önemi dikkate alınarak emzirmenin durdurulması ve tıbbi ürünün kesilmesi arasında bir karar verilmelidir.

Üreme yeteneği/ Fertilite
DIPROSPAN’ın üreme yeteneği/fertilite üzerine etkileriyle ilgili herhangi bir veri mevcut değildir.

4.7Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Yüksek dozlar uygulandığında merkezi etkiler (öfori, insomnia ve uzun süreli tedavi sırasında ortaya çıkabilecek görme bozuklukları açısından dikkatli olunmalıdır.

4.8İstenmeyen etkiler
DIPROSPAN ile gözlemlenen advers reaksiyonlar, diğer kortikosteroidler için belirtilenlerle aynı olup, hem doz hem de tedavi süresi ile ilgilidir.

Genel olarak kortikosteroidler ile gözlenen advers reaksiyonlar arasında, aşağıdaki etkiler özellikle belirtilmelidir:

Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Bilinmiyor: Kortikosteroidler cilt testlerinin inhibisyonuna neden olabilir, enfeksiyon semptomlarını maskeleyebilir ve latent bir enfeksiyonu aktif hale getirebilirler. Ayrıca, özellikle mikobakteriler, tüberküloz, Candida albicans veya virüs nedenli enfeksiyona karşı direnci azaltabilirler. Anafilaktik ve alerjik reaksiyonlar, hipotansif reaksiyonlar veya şokla ilgili reaksiyonlar

Endokrin hastalıkları:
Bilinmiyor: Cushing sendromunun klinik semptomları, menstrüel bozukluklar diyabetiklerde insülin veya oral antidiyabetik ajanlara olan ihtiyaç artışı, fetal çocuk gelişiminde inhibisyon, karbonhidratlara karşı toleransta düşüş, latent diabetes mellitus belirtileri, özellikle stres durumunda (travma, cerrahi operasyon ve hastalık gibi) zararlı

olan hipofiz ve adrenal korteksin sekonder inhibisyonu

Metabolizma ve beslenme hastalıkları:
Bilinmiyor: Protein katabolizması ile birlikte negatif azot dengesi, lipomatoz, kilo artışı, sodyum retansiyonu, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz, sıvı retansiyonu

Psikiyatrik hastalıklar:
Bilinmiyor: Öfori, duygudurum bozuklukları, kişilik değişiklikleri ve şiddetli depresyon, hiperiritabilite, insomnia, özellikle psikiyatrik öyküsü olan hastalarda psikotik reaksiyonlar, depresyon

Sinir sistemi hastalıkları:
Bilinmiyor: Nöbetler, vertigo, baş ağrısı, migren, artmış intrakranial basınç (psödotümör serebri)

Göz hastalıkları:
Bilinmiyor: Intraoküler basınçta artış (psödotümör serebri: bkz. Sinir sistemi hastalıkları); glokom, posterior subkapsüler katarakt, ekzoftalmus, bulanık görme (ayrıca Bkz. Bölüm 4.4)

Kardiyak hastalıklar:
Bilinmiyor: Duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon

Gastrointestinal hastalıklar:
Bilinmiyor: Kanamalı ve olası perforasyonlu gastrik ülser, pankreatit, abdominal distansiyon, bağırsak perforasyonu, ülseratif özofajit, bulantı, kusma

Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Bilinmiyor: Deri atrofisi, iyileşmede gecikme, ince ve hassas deri, peteşi, morarma, alerjik dermatit, anjiyonörotik ödem, fasial eritem, terlemede artış, ürtiker

Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları:
Bilinmiyor: Kaslarda güçsüzlük, kaslarda kütle kaybı, miyastenia gravis’de miyastenik semptomların alevlenmesi, bazen şiddetli kemik ağrısı ve spontan kırıklarla osteoporoz (vertebral kompresyon kırıkları), aseptik kemik nekrozu (femur ve humerus başlarında), tendon rüptürü, steroid miyopati, patolojik kırıklar, eklem instabilitesi

AŞAĞIDAKİ YAN ETKİLER PARENTERAL KORTİKOTERAPİ SIRASINDA GÖZLENEBİLİR:

Yüz ve kafanın intralezyonel tedavisi ile ilişkili nadir görülen körlük vakaları, hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyon, subkutan ve kutanöz atrofi, steril apse, enjeksiyon sonrası alevlenme (eklem içi kullanımdan sonra), Charcot artropatisi.

Tekrarlanan eklem içi uygulamadan sonra, eklem hasarı meydana gelebilir. Kontaminasyon riski vardır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine

olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu kovijilans FAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35

4.9Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar:
Betametazon dahil olmak üzere, glukokortikoidlerin akut doz aşımları hayati tehlike oluşturmaz.

Diyabet, glokom, aktif peptik ülser gibi spesifik kontrendikasyonların yokluğunda veya dijitalis, kumarin tipi antikoagülan ya da potasyum kaybına yol açan diüretikler gibi ilaçlar alınırken, birkaç gün süreyle çok yüksek dozlarda glukokortikoid kullanımı çok ciddi sonuçlar doğurmamaktadır.

Önlemler:
Kortikosteroidlerin metabolik etkileri, temel hastalığın ya da eşlik eden hastalığın zararlı etkileri ya da ilaç etkileşimleri sonucunda oluşan komplikasyonların uygun tedavisi yapılmalıdır. Yeterli sıvı alımı sağlanmalı, serum ve idrar elektrolitleri, özellikle sodyum ve potasyum düzeyleri izlenmelidir. Elektrolit dengesizliği varsa tedavi edilmelidir.

5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanıma yönelik kortikosteroidler, glukokortikoidler ATC kodu: H02AB01

Betametazon sentetik bir glukokortikoiddir (9 alfa-floro-16 beta-metilprednizolon). Betametazon güçlü antienflamatuvar, immün supresif ve antialerjik etkilere sahiptir.

Betametazon klinik yönden anlamlı mineralokortikoid etkiye sahip değildir. Glukokortikoidler hücre membranlarına difüzyonla yayılır ve spesifik sitoplazmik reseptörler ile kompleksler oluştururlar. Daha sonra bu kompleksler hücre çekirdeğine girer, DNA’ya (kromatin) bağlanır ve elçi RNA transkripsiyonunu ve çeşitli enzimlerin protein sentezini uyarırlar. Sonuç olarak sistemik glukokortikoid kullanımında gözlenen etkilerden bu kompleksler sorumludur. Enflamasyon ve bağışıklık süreçleri üzerindeki önemli etkilerine ek olarak, glukokortikoidler karbonhidratlar, proteinler ve lipidlerin metabolizmasını da etkilerler. Son olarak, kardiyovasküler sistem, iskelet kasları ve merkezi sinir sistemini de etkilerler.

Enflamasyon ve bağışıklık süreçleri üzerindeki etki:
Glukokortikoidlerin antienflamatuvar, immün supresif ve antialerjik özellikleri onların terapötik uygulamalarının çok önemli bir kısmından sorumludur. Bu özelliklerin ana bileşenleri şunlardır: enflamasyon bölgesinde immün yönden aktif hücrelerin sayısında azalma, vazodilatasyonda azalma, lizozom membranlarının stabilizasyonu, fagositozun inhibisyonu, prostaglandinlerin ve ilgili maddelerin üretiminde azalma.

Antienflamatuvar aktivite hidrokortizonunkinden yaklaşık 25 kat daha fazla ve prednizolonunkinden 8-10 kat daha fazladır (ağırlık temelinde).

Karbonhidratların ve proteinlerin metabolizması üzerindeki etki:
Glukokortikoidler protein katabolizmasını uyarır. Açığa çıkan aminoasitler karaciğerde glukoneogenez işlemiyle glukoza ve glikojene dönüştürülür. Periferik dokularda glukoz alımı azalır ve bu da özellikle diyabete yatkınlığı olan hastalarda hiperglisemiye ve glukozüriye neden olur.

Lipid metabolizması üzerindeki etki:
Glukokortikoidler lipolitik aktiviteye sahiptir. Bu lipoliz ekstremitelerde daha belirgindir. Glukokortikoidler esas olarak gövde, boyun ve baş bölgesinde görülen lipojenik etkiye de sahiptir. Tüm bu etkiler yağ depolarının yeniden dağılımına neden olur.

Kortikosteroidlerin maksimum farmakolojik aktivitesi pik serum düzeylerinden daha sonra ortaya çıkar ve bu, bu ilaçların etkilerinin çoğunun tıbbi ürünün direkt aktivitesine değil, enzim aktivitesinin değişmesine bağlı olduğunu gösterir.

5.2Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim: Betametazon dipropionat ve betametazon sodyum fosfatı içeren sentetik adrenokortikal analoglar, lokal enjeksiyon yerinden absorbe edilerek lokal ve sistemik terapötik etkiler ve diğer farmakolojik etkiler oluştururlar.

Dağılım: Bir kortikosteroidin biyolojik etki düzeyinin kortikosteroidin toplam plazma konsantrasyonundan çok, bağlanmamış kortikosteroid ile ilişkili olduğu görünmektedir. Betametazon önemli düzeyde plazma proteinlerine bağlanır (konsantrasyon aralığının ortalaması = %62,5); ancak genel normal plazma seviyelerinde hidrokortizon %89 oranında bağlanır. Hidrokortizonun 100 katına kadar olan konsantrasyonlarda betametazon hidrokortizonun bağlanmasını etkilememektedir; betametazon esas olarak albumine bağlanmaktadır.

Biyotransformasyon: Diğer glukokortikosteroidler gibi betametazon da karaciğerde metabolize olur. Kimyasal açıdan betametazon, metabolizmasını etkileyecek kadar diğer doğal kortikosteroidlerden belirli derecede farklıdır.

Eliminasyon: Genel olarak kortikosteroidlerin farmakodinamik etkileri, ölçülebilir plazma düzeyleri periyodundan da uzun sürdüğünden, kortikosteroid kan düzeyleri (total veya bağlanmamış) ile terapötik etkileri arasında herhangi bir özgün ilişki gösterilmemiştir.

Sistematik olarak verilen betametazonun plazma yarılanma süresi 300 dakika veya daha uzun olup, biyolojik yarılanma süresi 36-54 saat arasındadır. İkame tedavisi dışında etkin ve güvenilir kortikosteroid dozları temel olarak ampirik denemelerle belirlenmiştir.

Oral veya parenteral yoldan uygulanan betametazonun plazma yarı ömrü, yaklaşık 90 dakika olan hidrokortizonun aksine >300 dakikadır. Hepatik hastalığı olan hastalarda, betametazonun klirensi normal deneklerden daha yavaştır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Uygulanabilir değildir.

6.FARMASÖTİK ÖZELİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum fosfat, dibazik, susuz
Sodyum klorür
Disodyum edetat
Polisorbat 80
Benzil alkol
Metilparaben
Propilparaben
Sodyum karboksimetilselüloz
Polietilen glikol
Enjeksiyonluk su

6.2Geçimsizlikler
DIPROSPAN süspansiyon, bileşiminde metilparaben, propilparaben, fenol ve bunlara benzer maddeleri içeren anesteziklerle karıştırılarak kullanılmamalıdır.

6.3 Raf ömrü
24 aydır.

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altında, oda sıcaklığında, donmaktan korunarak saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Ambalaj şekli : Ampul

Ambalaj Malzemesi : Renksiz cam Tip I

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Geçerli olduğu takdirde kullanılmış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.

7.RUHSAT SAHİBİ
Organon Turkey İlaçları Ltd. Şti.
Esentepe Mah. Büyükdere Cad.

Kanyon Blok No:185
İç Kapı No:271 Şişli – İstanbul
Telefon : (212) 268 20 68
Faks : (212) 319 76 00

8. RUHSAT NUMARASI
2022/216

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 11.04.2022
Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ


Paylaşmak için Bağlantılar:

Bir yanıt yazın