CLODIFEN 100 MG UZATILMIS SALIMLI TABLET (10 TABLET)
KULLANMA TALİMATI
CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet
Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Her bir tablet 100 mg diklofenak sodyum içerir.
•Yardımcı maddeler: Povidon (polivinilpirolidon K 30), setil alkol, laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı), kolloidal silikon dioksit, magnezyum stearat, opadry II pink 85F25415 (polivinil alkol, titanyum dioksit (E171), makrogol/peg, talk, sarı demir oksit (E172), karmoizin (E122)) içerir.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
•Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1.CLODİFEN nedir ve ne için kullanılır?
2.CLODİFEN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3.CLODİFEN nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.CLODİFEN’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.CLODİFENnedir ve ne için kullanılır?
•CLODİFEN pembe renkte, yuvarlak, bikonveks uzatılmış salımlı tablet şeklinde sunulmaktadır.
•Her tablet 100 mg etkin madde (diklofenak sodyum) içerir.
•CLODİFEN, ağrı ve iltihap tedavisinde kullanılan “steroidal olmayan iltihap giderici ilaçlar” (NSAİİ’ler) isimli bir ilaç grubuna dahildir.
•10, 20 veya 30 tabletlik ambalaj miktarlarında bulunmaktadır.
CLODİFEN aşağıdaki rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir:
Kireçlenme (osteoartrit), eklemlerde ağrı ve şekil bozukluğu (romatoid artrit) ve sırt, boyun ve göğüs kafesi eklemlerinde sertleşme ile seyreden ağrılı ilerleyici romatizma (ankilozan spondilit) belirti ve bulgularının tedavisi ile akut guta bağlı eklem iltihabı (akut gut artrit), akut kas-iskelet sistemi ağrıları, ameliyattan sonraki ağrı (postoperative ağrı) tedavisinde endikedir.
CLODİFEN’in nasıl etki gösterdiği ya da size neden verildiği konusunda sorularınız varsa lütfen doktorunuza danışınız.
2.CLODİFEN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Doktorunuzun tüm talimatlarına dikkatle uyunuz. Bu bilgiler bu kullanma talimatında yer alan genel bilgilerden farklı olabilir.
CLODİFEN’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
•Diklofenak’a ya da CLODİFEN’in bu kullanma talimatının başında listelenen diğer bileşenlerinden herhangi birine karşı alerjiniz varsa,
Daha önce iltihap ya da ağrı tedavisinde kullanılan ilaçları (örneğin asetilsalisilik asit /aspirin diklofenak ya da ibuprofen) aldıktan sonra alerji belirtileri ve bulguları yaşadıysanız.
Bunlar arasında astım (akciğerlerdeki hava yollarında daralmaya bağlı olarak ortaya çıkan nefes darlığı, öksürük, hırıltı nöbeti), burun akıntısı, deri döküntüsü, dudaklarda, dilde, boğazda ve/veya el ve ayaklarda şişlik (ödem belirtileri) yer alabilir. Bu hastalarda “steroidal olmayan iltihap giderici ilaçlar” (NSAİİ’ler) a şiddetli, nadiren ölümcül olabilen, anafilaksi adı verilen dilde şişme, nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve ciltte döküntülerin eşlik edebildiği tablonun oluşabildiği bildirilmiştir. Alerjiniz olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza danışınız.
2
•Koroner arter cerrahisi (Kalp damar ameliyatı by-pass gibi) geçirdiyseniz, ameliyat öncesi, sırası ve sonrası ağrıların tedavisinde,
•Kalp hastalığı ve/veya beyin damar hastalığınız varsa, kalp krizi geçirdiyseniz, inme, mini inme (TIA=geçici iskemik atak) veya kalbe veya beyne giden kan damarlarınızda tıkanmalar olduysa, bu tıkanıklıkları temizlemek veya açmak için bir operasyon geçirdiyseniz,
•Mide ya da barsak ülseriniz (yara) varsa ya da geçmişte yaşadıysanız,
•Mide-barsak kanalında kanamanız ya da delinme varsaya da geçmişte yaşadıysanız (kusmukta kan görülmesi, bağırsakları boşaltırken kanama, dışkıda taze kan görme veya siyah, katranlı dışkı ortaya çıkan belirtiler arasındadır),
•En az iki kez meydana gelmiş mide veya bağırsağınızda ülser veya kanama öyküsü varsa, •Şiddetli böbrek ya da karaciğer hastalığınız varsa,
•Ağır kalp yetmezliğiniz varsa,
•Hamilelik döneminin son üç ayındaysanız,
•Mide veya bağırsaklarda iltihap önleyici ilaçların kullanımıyla ilgili herhangi bir kanama veya delinme öyküsü varsa.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse CLODİFEN’i kullanmadan önce bunu doktorunuza danışınız. Doktorunuz bu ilacın sizin için uygun olup olmadığına karar verecektir.
Alerjiniz olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza danışınız.
CLODİFEN’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
•Diklofenak tedavisine, kalp damar sistemi hastalıkları için önemli risk faktörlerini (örneğin, kalp hastalığı, damar tıkanıklığı, yüksek kan basıncı,kanınızda yağ (kolesterol, trigliseritler) düzeylerinde anormal derecede yükseklik, şeker hastalığı, sigara kullanımı gibi) taşıyan hastalarda, ancak dikkatli bir değerlendirme sonrasında başlanmalıdır.
Diklofenak tedavisinde mümkün olan en kısa tedavi süresi ve en düşük etkili doz tercih edilmelidir. Sağlık mesleği mensuplarının hastaların diklofenak tedavisine devam etme gerekliliğini düzenli olarak tekrar değerlendirmelidir.
•CLODİFEN gibi ilaçların kullanımı, kalp krizi veya inme riskinin yükselmesi ile bağlantılı olabilir. Herhangi bir risk, yüksek doz ve uzun süreli tedavide daha olasıdır. Önerilen doz veya tedavi süresini aşmayın.
3
pompalayamaması), bilinen iskemik kalp hastalığı (kalbin oksijenlenmesini ve kanlanmasını sağlayan damarın daralması) veya periferik arteriyel hastalık (atardamarların daralması ve bunun sonucunda damarın beslediği bölgeye yeterince kan gidememesi durumu) dahil kalp damar sistemi hastalığı olarak tanımlanır.] CLODİFEN ile tedavi genellikle önerilmez. (Bilinen kalp hastalığınız varsa ya da kalp hastalığı riski taşıyorsanız ve özellikle 4 haftadan uzun süredir tedavi ediliyorsanız; CLODİFEN ile tedavinizi sürdürmeniz gerekip gerekmediği doktorunuz tarafından yeniden değerlendirilecektir.) •Kalp damar sistemine yönelik yan etkiler açısından riskinizi mümkün olan en düşük seviyede tutmak üzere ağrı ve/veya şişliğinizi hafifleten en düşük CLODİFEN dozunu, mümkün olan en kısa süre boyunca almanız genellikle önemlidir.
•CLODİFEN’i başka iltihap giderici ilaçlarla (asetilsalisilik asit, kortikosteroidler, “kan sulandırıcılar” ve SSRI olarak sınıflandırılan depresyon ilaçları dahil) eş zamanlı olarak alıyorsanız (bkz. “Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı”).
•Astımınız ya da saman nezleniz (mevsimsel alerjik nezle) veya başka alerjiniz varsa, burnunuzda polip (fazladan oluşan yumuşak doku parçası) varsa, solunumda güçlük çekiyorsanız (KOAH sebepli olabilir) veya uzun dönem solunum yolu enfeksiyonunuz varsa.
•Daha önce mide ülseri, mide kanaması ya da siyah dışkı gibi mide-barsak sorunları geçirdiyseniz ya da geçmişte iltihap giderici ilaçlar aldıktan sonra mide rahatsızlığı ya da mide yanması olduysa.
•Kolon iltihabı (ülseratif kolit) ya da barsak iltihabı (Crohn hastalığı) varsa.
•Karaciğer ya da böbrekle ilgili sorunlarınız varsa.
•Vücudunuzun susuz kalmış olma olasılığı varsa (örneğin hastalık, ishal, büyük bir ameliyat öncesi ya da sonrası).
•Yaşlıysanız,
•Ayaklarınız şişiyorsa,
•Kanama bozukluğunuz ya da kanla ilgili başka bozukluklarınız varsa (porfiri adında nadir bir karaciğer sorunu dahil olmak üzere)
•Bazı şekerlere karşı dayanıksızlığınız (intolerans) olduğu söylenmişse.
•Yakın zamanda mide veya bağırsak ameliyatı geçirmişseniz veya geçirecekseniz.
Yukarıdaki uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
4
•CLODİFEN kullanırken herhangi bir zamanda göğüs ağrısı, nefes darlığı, güçsüzlük ya da konuşmada bozulma gibi kalp ya da kan damarları problemlerine işaret eden belirti veya semptomlar yaşarsanız derhal doktorunuzu arayınız.
•CLODİFEN, bir enfeksiyonun belirtilerini (örneğin baş ağrısı, yüksek ateş) hafifletebilir ve dolayısıyla enfeksiyonun saptanmasını ve yeterli derecede tedavi edilmesini güçleştirebilir.
Kendinizi iyi hissetmiyor ve doktora görünme ihtiyacı duyuyorsanız, CLODİFEN kullandığınızı doktorunuza söylemeyi unutmayınız.
•Steroid olmayan ağrı ve iltihap giderici ilaç (NSAİİ) tedavisi ile bağlantılı olarak ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir. Bu tip reaksiyon riskinin, tedavinin başlangıcında en yüksek olduğu görülmektedir. Ateş, mukoza zarı lezyonları, kabarcıklar veya diğer alerji belirtileri dahil bir deri döküntüsü yaşarsanız, CLODİFEN’i kesmeli ve derhal tıbbi tedavi almalısınız. Çünkü bunlar çok şiddetli bir deri reaksiyonunun ilk belirtileri olabilir (bkz. “Olası yan etkiler nelerdir?”).
•Sistemik lupus eritematozus (SLE) (vücudun birçok sistemini etkileyen kronik enflamatuar bir hastalık) veya diğer karma bağ dokusu hastalığınız var ve bu ilacı kullanıyorsanız, aseptik menenjit (çoğu zaman virüs kaynaklı olan beyin ve omuriliği çevreleyen zarların iltihabı) riski artabilir.
•Ağrı ve iltihap giderici NSAİ türü ilaçları kullandığınızda mide problemi geçmişiniz varsa, özellikle yaşlıysanız ve olağandışı belirtiler fark ederseniz derhal doktorunuza bildiriniz.
Eğer yukarıda tanımlanan belirtilerden herhangi birini yaşarsanız, derhal doktorunuza haber veriniz.
CLODİFEN’in yiyecek ve içecek ile kullanılması
•CLODİFEN bir bardak su ya da başka bir sıvıyla yutulmalıdır.
•CLODİFEN’in öğünler esnasında kullanılması önerilmektedir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Eğer hamileyseniz ya da hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız, bunu doktorunuza söyleyiniz.
Kesinlikle gerekli olmadıkça ve size bir doktor tarafından reçete edilmedikçe CLODİFEN’i kullanmayınız. Bu ilacı hamileliğin ilk 6 ayında alıyorsanız, doz mümkün olduğu kadar düşük olmalı ve tedavi mümkün olduğunca kısa sürmelidir. Gebeliğin 20. haftasından itibaren Belge Doğrulama Kodu: 1ZW56YnUyYnUyYnUyYnUyRG83ZmxXYnUy Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys steroid olmayan iltihap giderici ilaçlar (NSAİİ) almak, doğmamış bebeğinize zarar verebilir.
5
NSAİİ’leri 2 günden fazla kullanmanız gerekiyorsa, doktorunuzun rahminizde bebeğinizin etrafındaki sıvı miktarını izlemesi gerekebilir.
Diğer iltihap giderici ilaçlarda olduğu gibi CLODİFEN de hamilelik döneminin son üç ayında kullanılmamalıdır, çünkü anne karnındaki bebeğin böbrek fonksiyonlarını ve dolaşımını, hem annede hem de bebekte kan pıhtılaşmasını ve doğumu etkileyebilir.
CLODİFEN hamile kalınmasını güçleştirebilir. Hamile kalmayı planlıyorsanız ya da hamile kalma konusunda sorunlarınız varsa, gerekli olmadıkça CLODİFEN’i kullanmamalısınız.
Tedavi sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız, bunu doktorunuza söyleyiniz.
CLODİFEN alıyorsanız bebeğinizi emzirmemelisiniz, çünkü bu, bebeğiniz için zararlı olabilir.
Araç ve makine kullanımı
CLODİFEN kullanan hastalarda nadir olarak görme bozuklukları, sersemlik ya da uyku hali gibi yan etkiler görülebilir. Bu tür etkilerini fark ederseniz, araç ve makine kullanmamalı ya da dikkatli olmanızı gerektiren başka aktivitelerde bulunmamalısınız. Bu tür bir etkiyle karşılaştığınız takdirde bunu mümkün olan en kısa sürede doktorunuza bildiriniz.
CLODİFEN’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler CLODİFEN laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı) içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Karmoizin, alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini alıyorsanız bunu doktorunuza söylemeniz özellikle önemlidir:
6
•Kardiyak glikozidler (sıklıkla kalp yetersizliğinde kullanılan bir ilaç grubu).
•Digoksin (kalp sorunları için kullanılan bir ilaç).
•Mifepriston (istenmeyen gebelikleri sonlandırmak için kullanılan bir ilaç).
•Diüretikler (idrar söktürücü ilaçlar).
•ACE inhibitörleri ya da beta-blokörler (yüksek kan basıncının ve kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılan ilaçlar).
•Diğer iltihap giderici ilaçlar (asetilsalisilik asit/aspirin ya da ibuprofen gibi).
•Kortikosteroidler (vücudun iltihaptan etkilenen bölgelerinde rahatlama sağlamak için kullanılan kortizon ve benzeri ilaçlar).
•Kan sulandırıcılar (kanın pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan varfarin ve benzeri ilaçlar).
•Diyabet (şeker hastalığı) tedavisinde kullanılan ilaçlar (metformin gibi, insülin hariç).
•Metotreksat (bazı kanser ya da eklem iltihabı türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç).
•Siklosporin, takrolimus (özellikle organ nakli yapılan hastalarda kullanılan ilaçlar). •Trimetoprim (idrar yolu enfeksiyonlarından korunmada ve bu enfeksiyonların tedavisinde kullanılır).
•Kinolon türevi antibakteriyel ilaçlar (Enfeksiyona karşı kullanılan bazı ilaçlar).
•Vorikonazol (mantar enfeksiyonlarında kullanılan bir ilaç).
•Fenitoin (epilepsi tedavisinde kullanılan bir ilaç).
•Kolestipol ve kolestiramin (kolesterol düşürücü olarak kullanılan ilaçlar) •Rifampisin (bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotik) •Oral steroidler (iltihaba ve alerjiye karşı kullanılır, prednizolon gibi)
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3.CLODİFEN nasıl kullanılır?
Doktorunuzun verdiği talimatlara dikkatle uyunuz. Önerilen dozu ve tedavi süresini aşmayınız.
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Önerilen dozu aşmayınız. Ağrınızı kontrol edebilen en düşük dozu kullanmanız ve CLODİFEN’ i gerektiğinden uzun süre almamanız önemlidir.
verdiğiniz yanıta bağlı olarak doktorunuz daha yüksek ya da daha düşük bir doz önerebilir.
7
Erişkinlerde:
Tavsiye edilen başlangıç günlük dozu 100-150 mg’dır (günde 1 tablet CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet ya da günde 2 kere ürünün diğer bir dozu olan CLODİFEN SR 75 mg Film Tablet verilir).
Daha hafif vakalarda, uzun süreli tedavide olduğu gibi, günde 75 ila 100 mg genellikle yeterlidir.
Yakınmalar geceleri ya da sabahları daha yoğunsa, CLODİFEN tercihen akşamları alınmalıdır.
Uygulama yolu ve metodu:
CLODİFEN, bir bardak suyla veya başka bir sıvıyla birlikte bütün olarak yutulmalıdır.
CLODİFEN’in yemek sırasında alınması önerilir. Tabletleri bölmeyiniz veya çiğnemeyiniz.
Değişik yaşgrupları:
Çocuklarda kullanımı:
CLODİFEN, dozu nedeniyle çocuklara ve ergenlere (18 yaş altı) verilmemelidir.
Yaşlılarda kullanımı:
Yaşlı hastalar CLODİFEN’in etkilerine diğer erişkinlerden daha duyarlı olabilir. Bu nedenle, yaşlılar doktor talimatlarına uymaya özellikle dikkat etmeli ve şikayetlerin hafifletilmesi için gereken en düşük miktarda tablet kullanmalıdır. Yaşlı hastaların istenmeyen etkileri derhal doktorlarına bildirmeleri son derece önemlidir.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
CLODİFEN böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda yapılmışçalışmalar mevcut olmadığından, doz ayarlamasına ilişkin önerilerde bulunulamaz. Hafif ila orta şiddette böbrekyetmezliğiniz varsa CLODİFEN’ in dikkatli uygulanması konusunda doktorunuz sizi uyaracaktır. Lütfen doktorunuzadanışınız.
Karaciğer yetmezliği:
CLODİFEN karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda yapılmış çalışmalar mevcut olmadığından, doz ayarlamasına ilişkin önerilerde Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
uygulanması konusunda doktorunuz sizi uyaracaktır. Lütfen doktorunuza danışınız.
8
Bilinen kardiyovasküler hastalık ya da önemli kardiyovasküler risk faktörleri:
CLODİFEN ile tedavi, bilinen kalp ve damar hastalığı, kontrol altında olmayan ya da tansiyonu yüksek olup kontrol altına alınamayan hastalarda önerilmez. CLODİFEN’in kalp ve damar hastalıklarına ait riskleri doz ve maruz kalma süresi ile birlikte artabileceğinden, en düşük etkili günlük doz mümkün olan en kısa süre için kullanılmalıdır. Bu yüzden, CLODİFEN tedavisinde mümkün olan en kısa tedavi süresi ve en düşük etkili doz tercih edilmelidir. Özellikle 4 haftayı aşan tedavilerde, doktorunuz, CLODİFEN tedavisine devam etme gerekliliğinizi düzenli olarak tekrar değerlendirmelidir.
Eğer CLODİFEN’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla CLODİFENkullandıysanız:
Kazayla doktorunuzun size söylediğinden çok daha fazla tablet aldıysanız, derhal doktorunuzla ya da eczacınızla temas kurunuz ya da bir hastanenin acil servisine başvurunuz. Tıbbi bakım görmeniz gerekebilir.
CLODİFEN’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
CLODİFEN’i kullanmayı unutursanız:
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Bir dozu almayı unutursanız, hatırladığınızda vakit geçirmeden bu dozu alınız. Ancak bu süre bir sonraki dozunuzun saatine yakınsa, sadece bir sonraki tableti zamanında almanız yeterli olacaktır.
4.Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi CLODİFEN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, CLODİFEN’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: •Ani ve basıcı göğüs ağrısı (miyokard enfarktüsü veya kalp krizi belirtileri).
9
•Yüz, kol veya bacakta özellikle vücudun bir tarafında ani güçsüzlük veya uyuşma; ani görme kaybı veya bozukluğu; konuşmada veya konuşmayı anlama yeteneğinde ani zorluk; görme bozukluğunun eşlik ettiği veya etmediği, ilk kez meydana gelen ani migren benzeri baş ağrıları. Bu belirtiler inmenin erken bir belirtisi olabilir.
•Karın ağrısı, hazımsızlık, mide ekşimesi, gaz, mide bulantısı, kusma,
•Mide veya bağırsakta herhangi bir kanama belirtisi (örn., kusmukta kan görülmesi, siyah ya da koyu renkli dışkı)
•Deri dökülmeleri, kaşıntı, morarma, ağrılı kırmızı bölgeler, deri soyulması veya kabarma gibi alerjik reaksiyonlar.
•Hırıltı veya nefes darlığı (bronkospazm: akciğer alt solunum yollarının geçici olarak daralması).
•Yüz, dudak, eller veya parmaklarda şişlik
•Derinin ya da gözün beyazının sararması
•Sürekli boğaz ağrısı veya yüksek ateş
•İdrar miktarında veya görüntüsünde beklenmeyen değişim
•CLODİFEN ile tedavinin başlamasından kısa bir süre sonra başlayan ve genellikle karın ağrısının başlamasından sonraki 24 saat içinde rektal kanama veya kanlı ishalin takip ettiği karında hafif kramp ve hassasiyet.
•Stevens-Johnson sendromu (ciltte, ağızda, gözlerde ve cinsel organlarda kabarcıklarla seyreden ciddi hastalıklar).
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin CLODİFEN’e karsı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın: 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Diğer yan etkiler:
10
•Vertigo (denge bozukluğundan kaynaklanan baş dönmesi), •Yüksek tansiyon (hipertansiyon).
•Bulantı,
•Kusma,
•İshal,
•Sindirim güçlüğü (dispepsi (hazımsızlık, sindirim bozukluğu) belirtisi),
•Karın ağrısı,
•Midede şişkinlik (gaz)
•İştah kaybı,
•Anormal karaciğer fonksiyonu test sonuçları (örneğin transaminaz düzeylerinin yükselmesi),
•Deri döküntüsü,
•Dokularda, hücreler arası boşluklarda aşırı miktarda sıvı birikmesi (sıvı retansiyonu ve/veya ödem).
Yaygın olmayan:
Kalbi besleyen damarlardaki tıkanıklığa bağlı olarak sıklıkla ani gelişen göğüs ağrısı ve •
nefes darlığı ile ortaya çıkan hastalık tablosu (kalp krizi, miyokard infarktüsü)
•Kalp yetersizliği (kalbin diğer organ ve dokulara yeterli kan pompalayamaz hale gelmesi; başlıca yakınmalar, nefes darlığı, ayak ve bacaklarda şişlik, yorgunluk)
•
Çarpıntı Göğüs ağrısı •
Seyrek:
•Nefes almada ve yutmada güçlük, deri döküntüsü, kaşıntı, kurdeşen, baş dönmesi (aşırı duyarlılık, anafilaktik ve anafilaktoid reaksiyonlar),
•Uyku hali,
•Yorgunluk,
•Göğüste hırıltı ve öksürükle seyreden ani solunum güçlüğü ve sıkışma hissi (ateş varsa astım veya Pnömoni belirtileri).
•Kan kusma (hematemez belirtileri) ve/veya siyah ya da kanlı dışkı (gastrointestinal kanama belirtileri),
•Kanlı ishal (hemorajik ishal belirtileri),
•Siyah dışkı (melena belirtileri), Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
11
•Cildin veya gözlerin sararması (sarılık belirtileri), bulantı, iştah kaybı, koyu renkli idrar (hepatit / karaciğer yetmezliği ).
•Genelleştirilmiş şişme (ödem belirtileri),
Çok seyrek:
•Kendiliğinden oluşan kanama ya da morluklar (trombositopeni yani kanamayı durduran trombosit adı verilen hücrelerin azalmasına bağlı belirtiler),
•Yüksek ateş sık tekrarlayan enfeksiyonlar, sürekli boğaz ağrısı (agranülositoz yani vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasında rol alan bazı hücrelerin azalmasına bağlı belirtiler),
•Düşük kırmızı kan hücresi düzeyi (anemi belirtisi),
•Düşük beyaz kan hücresi düzeyi (lökopeni belirtisi),
•Yüzde ve boğazda şişme (anjiyonörotik ödem belirtileri),
•Zaman, yer, yön algılarında bozulma (Dezoryantasyon),
•Depresyon,
•Uyuma güçlüğü (uykusuzluk belirtisi),
•Kabus görme,
•Uyaranlara karşı aşırı duyarlı olma durumu, tepki gösterme yeteneği (irritabilite),
•Rahatsız edici düşünceler veya ruh halleri (psikotik bozuklukların belirtileri),
•Ellerde ya da ayaklarda karıncalanma ya da uyuşukluk (parestezi belirtisi),
•Anksiyete,
•Hafıza bozukluğu,
•Havale (konvülsiyon belirtileri),
•Titreme (tremor),
•Tutulmuş boyun, ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı (aseptik menenjit belirtileri),
•Ani ve şiddetli baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi, uyuşukluk, konuşma yetersizliği veya zorluğu, uzuvların veya yüzün zayıflığı veya felci (serebrovasküler kaza veya inme belirtileri),
•Tat alma duyusunda bozulma (disgözi belirtileri),
•Duymada güçlük (işitme bozukluğunun belirtisi),
•Görme bozuklukları* (görmede bozukluk, bulanık görme, çift görme belirtileri),
•Kulak çınlaması,
•Döküntü, morumsu-kırmızı lekeler, ateş, kaşıntı (vaskülit belirtileri),
12
•İshal, karın ağrısı, ateş, bulantı, kusma (hemorajik kolit dahil kolit belirtileri ve ülseratif kolit veya Crohn hastalığının alevlenmesi),
•Kabızlık, ağızda yaralar (stomatit [ağız içinde iltihap] belirtileri),
•Dilde şişme, kızarıklık ve ağrı (glossit [dil iltihabı] belirtileri),
•Besinleri boğazdan mideye taşıyan boruda bozukluk (özofagus bozukluğu),
•Özellikle yemekten sonra üst karın ağrısı (intestinal diyafram hastalığı belirtisi),
•Şiddetli üst karın ağrısı (pankreatit belirtileri),
•Grip benzeri semptomlar, yorgun hissetmek, kas ağrıları, kan testi sonuçlarında karaciğer enzimlerinin artması (fulminan hepatit, karaciğer nekrozu, karaciğer yetmezliği dahil karaciğer bozukluklarının belirtileri),
•Blister (büllöz dermatit belirtileri),
•Kaşıntılı, kırmızı ve yanma hissine neden olan döküntü (egzema belirtileri),
•Deri üzerinde oluşan kızarıklık (eritem),
•Kırmızı veya mor cilt (olası kan damarı iltihabı belirtileri), kabarcıklı cilt döküntüleri, dudakların, gözlerde ve ağızda kabarcıklar oluşması, dökülme veya soyulma ile seyreden cilt iltihabı (eritema multiforme belirtileri veya eğer ateş varsa Stevens-Johnson sendromu veya toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu)),
•Dökülme veya soyulma ile seyreden cilt döküntüleri (eksfolyatif dermatit belirtileri), •Saç dökülmesi (alopesi),
•Cildin güneşe karşı artan duyarlılığı (ışığa duyarlılık reaksiyonu belirtileri),
•Mor cilt lekeleri (bir alerjiden kaynaklanıyorsa purpura veya Henoch-Schoenlein purpura belirtileri),
•Kaşıntı (prurit),
•İdrarda kan tespit edilmesi (hematüri),
•Şişme, zayıf hissetme veya anormal idrara çıkma (akut böbrek yetmezliği belirtileri), •İdrarda protein fazlalığı (proteinüri belirtileri),
•Şişmiş yüz veya karın, yüksek tansiyon (nefrotik sendrom belirtileri),
•Yüksek veya düşük idrar çıkışı, uyku hali, konfüzyon, bulantı (tubulointerstisyel nefritin belirtileri),
•Ciddi derecede azalmış idrar çıkışı (renal papiller nekroz belirtileri),
•İktidarsızlık (impotans).
13
Bilinmiyor:
•Bilinç bulanıklığı
•Halüsinasyon (sinir veya ruh hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilen gerçekte olmayan nesne, ses, görüntülerin varmış gibi algılanması durumu)
•Duyu bozukluğu (tat, görme, işitme, dokunma, koku algısında bozukluk)
•Halsizlik
•Görme sinirinin iltihabı (başlıca belirtisi bulanık görme)
•Göğüs ağrısı ve alerjik reaksiyonların tesadüfi oluşumu (Kounis sendromunun belirtileri) •Kalın bağırsakta dolaşım bozukluğu (bulantı, kusma, karın ağrısı, dışkılama sorunları, kanamaya neden olabilir; yaşlanma, şeker hastalığı, kalp yetersizliği, karın bölgesinden geçirilmiş ameliyat veya ışın tedavisi gibi durumlara bağlı olarak gelişebilir)
•DRESS sendromu (Eozinofili ve Sistemik Semptomların Eşlik Ettiği İlaç Döküntüsü) olarak bilinen ciddi bir deri reaksiyonu meydana gelebilir. DRESS semptomları arasında deri döküntüsü, ateş, şişmiş lenf düğümleri ve eozinofillerde (bir tür beyaz kan hücresi) artış yer alır.
Bu yan etkilerden herhangi birini fark ederseniz doktorunuza söyleyiniz.
Eğer CLODİFEN’i birkaç haftadan daha uzun süredir alıyorsanız, farketmediğiniz istenmeyen etkilere sahip olmadığınızdan emin olmak için doktorunuza düzenli kontrole gitmelisiniz.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi”
ikonuna
(TÜFAM)’ne
bildirebileceğiniz gibi, 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını da kullanabilirsiniz.
5.CLODİFEN’in saklanması
CLODİFEN’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Orijinal ambalajında saklayınız. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
14
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra CLODİFEN’i kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz CLODİFEN’i kullanmayınız. Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi: World Medicine İlaç San. ve Tic. A.Ş. Bağcılar/İstanbul
Üretim Yeri: World Medicine İlaç San. ve Tic. A.Ş. Bağcılar/İstanbul
Bu kullanma talimatı 17.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİTIBBİÜRÜNÜN ADI
CLODİFEN 100 mg Uzatılmış Salımlı Tablet
2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Diklofenak sodyum 100 mg
Yardımcı madde(ler):
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı) 153,07 mg Karmoizin (E122) 0,0594 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3.FARMASÖTİK FORM
Uzatılmış salımlı tablet.
Pembe renkte, yuvarlak, bikonveks film tablet.
4.KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.Terapötik endikasyonlar
Osteoartrit, romatoid artrit, ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas-iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı tedavisinde endikedir.
4.2.Pozoloji ve kullanım şekli
Pozoloji:
Genel bir öneri olarak, doz kişiye göre ayarlanmalıdır. Gerekli en kısa süre boyunca etkili olan en düşük doz kullanılarak advers etki semptomları en aza indirilmelidir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinler
Tavsiye edilen başlangıç günlük dozu 100-150 mg’dır. (günde 1 tablet CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet ya da günde 2 kere ürünün diğer bir dozu olan CLODİFEN SR 75 mg Film Tablet verilir).
Daha hafif vakalarda, uzun süreli tedavide olduğu gibi, günde 75 ila 100 mg genellikle yeterlidir.
Semptomlar gece veya sabah en belirgin olduğunda, CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet tercihen akşam verilmelidir.
Uygulama şekli:
Tabletler sıvı ile, bütün olarak, tercihen yemekle birlikte yutulmalıdır ve bölünmemeli ya da çiğnenmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
CLODİFEN böbrek yetmezliği (GFR <15 ml/min/1,73 m²) olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Böbrek yetmezliği olan hastalarda spesifik çalışmalar yürütülmediğinden, spesifik doz ayarlamasına ilişkin önerilerde bulunulamaz. Hafif ila orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalara CLODİFEN uygulanırken dikkat edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
CLODİFEN karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Karaciğer yetmezliği olan hastalarda spesifik çalışmalar yürütülmediğinden, spesifik doz ayarlamasına ilişkin önerilerde bulunulamaz. Hafif ila orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalara CLODİFEN uygulanırken dikkat gösterilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Pediyatrik popülasyon:
Doz gücünden dolayı, CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tabletler çocuklar ve ergenler için uygun değildir.
Geriyatrik popülasyon:
CLODİFEN’in
düzeyde
bozulmamasına rağmen, non-steroidal antienflamatuar (NSAİİ) ilaçlar genel olarak, istenmeyen etkilere daha eğilimli olan bu gibi hastalarda dikkatli kullanılmalıdırlar. Özellikle hassas veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalarda en düşük etkili dozun kullanılması ve hastanın NSAİ ilaç tedavisi boyunca gastro-intestinal kanama olasılığına karşı takip edilmesi önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Bilinen kardiyovasküler hastalık ya da önemli kardiyovasküler risk faktörleri
Konjestif kalp yetmezliği (NYHA I) veya kardiyovasküler hastalık açısından önemli risk
2
Diklofenak ile kardiyovasküler riskler, doz ve maruz kalma süresi ile artabileceğinden ve
mümkün olan en kısa süre için en düşük etkili günlük doz kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4.)
4.3.Kontrendikasyonlar
•Etkin maddeye ya da yardımcı maddelerden herhangi birisine karşı bilinen aşırı
duyarlılığı olan kişilerde,
•Aktif gastrik veya intestinal ülser, kanama ya da perforasyonda (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8),
•Gebeliğin son trimesterinde (bkz. Bölüm 4.6.)
•Karaciğer yetmezliğinde (Child-Pugh sınıf C) (karaciğer ve asitli siroz),
•Böbrek yetmezliğinde (GFR<15 ml/dak/1,73 m²),
•İskemik kalp hastalığı, periferal arter hastalığı, serebrovasküler hastalık ve konjestif kalp
yetmezliği (NYHA sınıflandırması II-IV) durumlarında
•Daha önceden diğer nonsteroidal antiinflamatuvar (NSAİ) ilaçlar gibi, CLODİFEN de
asetilsalisilik asit veya diğer prostaglandin sentetaz enzimini inhibe eden NSAİ ilaç
kullanımı ile bronkospazm, anjioödem, ürtiker, akut rinit, nazal polip veya alerji benzeri
semptom öyküsü hastalarda (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5) kontrendikedir. Bu hastalarda NSAİİ
ilaçlara şiddetli, nadiren ölümcül, anafilaksi benzeri reaksiyonları oluştuğu bildirilmiştir.
•Koroner arter bypass greft (CABG) cerrahisinde post-operatif ağrı tedavisinde
kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4).
•NSAİİ tedavisi ile ilişkili gastrointestinal kanama veya perforasyon öyküsü
•Aktif, veya tekrarlayan peptik ülser/kanama öyküsü (kanıtlanmış ülserasyon veya
kanamanın iki veya daha fazla farklı epizotu).
4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV) Risk:
•NSAİ ilaçlar ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veya KV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
•CLODİFEN koroner arter bypass greft (CABG) cerrahisinde post-operatif ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (GI) Risk:
•NSAİ ilaçlar kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi GI istenmeyen etki riskinde artışa yol açarlar. Bu istenmeyen etkiler herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi GI etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar. Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Genel:
Semptomları kontrol altına almak için gereken en düşük etkili doz, en kısa süre boyunca kullanılarak istenmeyen etkiler minimize edilebilir (bkz. Bölüm 4.2).
Sinerjistik faydaları olduğuna dair kanıt olmadığı ve ilave istenmeyen etki potansiyeli nedeniyle; CLODİFEN, siklooksijenaz-2 selektif inhibitörleri gibi sistemik NSAİ ilaçlarla eşzamanlı kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5). Temel tıbbi gerekçelerden dolayı yaşlılarda dikkatli kullanılmalıdır. Özellikle, hassas veya düşük vücut ağırlığına sahip yaşlılarda en düşük etkili dozun kullanılması önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.2).
Diklofenak dahil olmak üzere diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi, ilaca daha önce maruziyet olmaksızın anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir (bkz. Bölüm 4.8).
Diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi diklofenak, farmakodinamik özellikleri nedeniyle enfeksiyon belirti ve semptomlarını gizleyebilir.
Steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçlarla (NSAİİ’ler) tedavi sırasında herhangi bir zamanda COX-2 seçici olsun veya olmasın, uyarı semptomları veya predispozan bir geçmişi olmasa bile, gastrointestinal ülserasyon, kanama veya delinme oluşabilir. Bu riski en aza indirmek için, mümkün olan en kısa tedavi süresi için en düşük etkili doz verilmelidir.
Plasebo kontrollü çalışmalar, bazı COX-2 seçici inhibitörleri ile trombotik kardiyovasküler ve serebrovasküler komplikasyon riskinde artış olduğunu göstermiştir. Bu riskin, bireysel NSAİİ’lerin COX-1 / COX-2 seçiciliği ile doğrudan ilişkili olduğu henüz bilinmemektedir. Şu anda maksimum diklofenak dozu ile uzun süreli tedavi için karşılaştırılabilir klinik çalışma verisi mevcut olmadığından, benzer şekilde yüksek risk olasılığı göz ardı edilemez. Bu tür veriler elde edilinceye kadar, klinik olarak doğrulanmış koroner kalp hastalığı, serebrovasküler bozukluklar, periferik arter tıkayıcı hastalığı veya önemli risk faktörleri (örn., Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, sigara içme) olan hastalarda diklofenak kullanılmadan önce dikkatli bir risk-fayda değerlendirmesi yapılmalıdır). Bu risk nedeniyle, en düşük etkili doz mümkün olan en kısa tedavi süresi için verilmelidir.
NSAİİ’lerin böbrek üzerine olan etkileri ödem ve/veya arteriyel hipertansiyon ile sıvı tutulmasını içerir. Bu nedenle, diklofenak, kalp yetmezliği olan hastalarda ve sıvı tutulmasına yatkın olan diğer durumlarda dikkatli kullanılmalıdır. Aynı zamanda, eş zamanlı diüretik veya ACE inhibitörleri alan veya hipovolemi riski yüksek olan hastalarda da dikkat edilmelidir.
gastrointestinal kanama veya ülserasyon meydana gelirse, tıbbi ürün kesilmelidir.
Gastrointestinal Etkiler:
Ölümcül olabilen gastrointestinal kanama, ülserasyon veya delinme diklofenak dahil tüm NSAİ ilaçlarla bildirilmiştir ve tedavi sırasında herhangi bir zamanda uyarıcı bir belirti ya da ciddi gastrointestinal olay hikayesi olsun veya olmasın görülebilir. Bunlar genellikle yaşlı hastalarda daha ciddi sonuçlara yol açar. Eğer CLODİFEN alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tıbbi ürün kesilmelidir.
NSAİİ tedavisi gören hastalarda GI kanama riskini artıran diğer faktörler arasında oral kortikosteroid veya antikoagülan kullanımı, NSAİİ tedavisinin uzaması, sigara kullanımı, alkol kullanımı, ileri yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması bulunmaktadır. Ölümcül GI olaylar hakkındaki spontan bildirimlerin çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarla ilgili olduğundan, böyle hastaların tedavisinde özel dikkat gösterilmelidir.
Diklofenak dahil tüm diğer NSAİ ilaçlarla olduğu gibi gastrointestinal (GI) hastalık belirtileri gösteren veya geçmişinde gastrik veya intestinal ülserasyon, kanama ya da perforasyonu düşündüren bir hikayesi olan hastalarda yakın medikal takip zorunludur ve CLODİFEN reçetelenirken özel dikkat gösterilmelidir (bkz. Bölüm 4.8). Özellikle kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ülser öyküsü olan hastalarda ve yaşlılarda NSAİİ dozu arttıkça GI kanama riski artar.
Kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ülser öyküsü olan hastalarda ve yaşlılarda GI kanama riskini azaltmak için, tedaviye etkili en düşük dozda başlanmalı ve devam edilmelidir. Bu hastalarda ve beraberinde düşük dozda asetilsalisilik asit (ASA) ya da gastrointestinal riski arttırabilecek başka tıbbi ürünler kullanılması gereken hastalarda koruyucu ajanlarla (örn. proton pompa inhibitörleri ya da mizoprostol) kombine tedavi düşünülmelidir.
Başta yaşlılar olmak üzere GI toksisite öyküsü olan hastalar, her türlü alışılmadık abdominal semptomu (özellikle GI kanama) bildirmelidir.
Beraberinde, sistemik kortikosteroidler, antikoagülanlar (varfarin gibi), anti-trombosit ajanlar (aspirin gibi) ya da selektif serotonin geri alım inhibitörleri gibi ülserasyon ya da kanama riskini arttırabilecek ilaçlar alan hastalarda dikkatli olunması önerilir (bkz. Bölüm 4.5).
Klinik tabloları ağırlaşabileceği için ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan hastalarda yakın Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Diklofenak da dahil olmak üzere NSAİİ’ler, gastrointestinal anastomoz sızıntısı riskinde artışla ilişkili olabilir. Gastrointestinal cerrahi sonrası diklofenak kullanılırken yakın tıbbi gözetim yapılması ve dikkatli olunması önerilir.
Hepatik etkiler:
Klinik tabloları ağırlaşabileceği için karaciğer fonksiyonu bozuk olan hastalarda CLODİFEN reçetelendiğinde yakın tıbbi takip yapılmalıdır.
Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi diklofenak sodyum ile de karaciğer enzimlerinden bir veya birden fazlası yükselebilir. Bu durum, diklofenak ile ilgili klinik çalışmalarda (hastaların yaklaşık %15’inde) çok sık gözlenmiştir, ancak klinik semptomlar nadiren görülmüştür. Bu vakaların çoğu, belirgin olmayan artışlar içermektedir. Sık sık (vakaların % 2,5’inde) gözlenen artışlar ılımlıdır (normalin üst sınırının ≥ 3 ila < 8 katı), bununla birlikte belirgin artışların (normal limitin üst sınırının ≥ 8 katı) görülme sıklığı %1 civarında kalmıştır. Yukarıda belirtilen klinik çalışmalarda, artmış karaciğer enzim seviyelerine, vakaların % 0,5’inde klinik olarak ortaya çıkan karaciğer hasarı eşlik etmiştir. Yüksek enzim seviyeleri ilacın kesilmesinden sonra genellikle geri dönüşümlü olmuştur. Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları da bildirilmiştir. CLODİFEN ile uzun süreli tedavi sırasında (örneğin tablet ya da suppozituvarlar ile), önleyici bir tedbir olarak, hepatik fonksiyonun düzenli olarak izlenmesi gerekir. Karaciğer fonksiyon testlerindeki bozukluk sürer veya kötüleşirse, karaciğer hastalığı ile uyumlu klinik belirti ve bulgular gelişirse veya diğer bulgular (örneğin eozinofili, deri döküntüleri vs.) görülürse CLODİFEN tedavisi kesilmelidir. Diklofenak sodyum kullanımı ile prodromal semptomlar olmaksızın hepatit görülebilir. Hepatik porfirisi olan hastalarda CLODİFEN kullanılırken dikkatli olunmalıdır, çünkü atak tetiklenebilir.
Renal Etkiler:
Prostaglandinlerin böbrek kan akışını sürdürmedeki önemi nedeniyle, diklofenak dahil yüksek dozda NSAİ ilaçlarla uzun süreli tedavi sıklıkla (% 1-10) ödem ve hipertansiyona neden olur.
Kardiyak veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, hipertansiyon öyküsü olan hastalarda, yaşlı hastalarda, böbrek fonksiyonunu önemli ölçüde etkileyebilecek diüretikler veya tıbbi ürünler ile birlikte tedavi gören hastalarda ve herhangi bir nedenden dolayı (örneğin majör ameliyattan önce veya sonra) önemli derecede hücre dışı hacim kaybı olan hastalarda Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
olarak böbrek fonksiyonunun izlenmesi önerilmektedir. Hastalar genellikle tedavi kesildikten sonra, tedavi öncesi durumlarına geri dönerler.
Diklofenak dahil NSAİ ilaç tedavisiyle sıvı retansiyonu ve ödem bildirildiği için, kardiyak ya da böbrek fonksiyon bozukluğu, hipertansiyon öyküsü olan hastalarda, yaşlılarda, diüretikler ya da böbrek fonksiyonunu anlamlı ölçüdeetkileyen tıbbi ürünler ile birlikte tedavi edilen hastalarda ve herhangi bir nedenle (örneğin majör cerrahi öncesi ve sonrası) gelişebilen önemli ekstraselüler hacim eksikliği olan hastalarda özel bir dikkat gereklidir (bkz. Bölüm 4.3). Böyle vakalarda CLODİFEN kullanıldığında, önleyici tedbir olarak, renal fonksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. İlaç kesildikten sonra genellikle tedavi öncesi duruma dönülür.
İlerlemiş Böbrek Hastalıkları:
CLODİFEN’in ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda kullanımına ilişkin kontrollü çalışmalarda elde edilmiş bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda CLODİFEN tedavisi önerilmemektedir. Eğer CLODİFEN tedavisi başlatılmışsa hastanın renal fonksiyonlarının yakından takip edilmesi önerilir.
Deri Reaksiyonları:
CLODİFEN de dahil olmak üzere NSAİ ilaçların kullanımıyla ilişkili olarak çok nadir eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell’s sendromu) ve eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç döküntüsü sendromunu (DRESS) da içeren ve bazıları ölümcül olan ciddi cilt reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar en çok tedavinin erken döneminde bu reaksiyonlar açısından risk altında gibi görünmektedir ve vakaların çoğunda reaksiyon tedavinin ilk ayında ortaya çıkmaktadır. Cilt döküntüsü ve mukoza lezyonlarının ilk göründüğü anda ya da aşırı duyarlılığın herhangi bir başka belirtisi ortaya çıktığında CLODİFEN kesilmelidir.
Kardiyovasküler ve Serebrovasküler Etkiler:
Diklofenak tedavisine, kardiyovasküler olaylar için önemli risk faktörlerini (örneğin, hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabetes mellitus, sigara gibi) taşıyan hastalarda, ancak dikkatli bir değerlendirme sonrasında başlanmalıdır. Diklofenakın kardiyovasküler riskleri doz ve maruz kalma süresi ile birlikte artabileceğinden, en düşük etkili günlük doz mümkün olan en kısa süre için kullanılmalıdır. Bu yüzden, diklofenak tedavisinde mümkün olan en kısa tedavi süresi ve en düşük etkili doz tercih edilmelidir. Özellikle 4 haftayı aşan tedavilerde, sağlık Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
tekrar değerlendirmelidir.
Kardiyovasküler hastalığı olduğu veya kardiyovasküler hastalık riski taşıdığı bilinen hastalar daha yüksek bir risk altında olabilir. Önceden görülmüş bir kardiyovasküler semptom olmasa bile hekim ve hasta böyle olay gelişimlerine karşı tetikte olmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olayların semptom ve/veya belirtileri ile bunların görülmesi halinde yapması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir.
Hipertansiyon öyküsü olan ve/veya hafif-orta dereceli konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda, NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak sıvı tutulumu ve ödem bildirilmiştir. Bu hastalar için uygun bir tedavi ve izlem önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.3).
Diklofenakın da dahil olduğu NSAİİ’ler ile özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavi, ciddi kardiyovasküler trombotik olaylarda (miyokard infarktüsü ve inme dahil) küçük bir artış ile ilişkili olabilir.
Hastalar uyarı vermeksizin görülebilecek ciddi arteriyotrombotik olayların belirti ve semptomları (örn., göğüs ağrısı, nefes darlığı, güçsüzlük, geveleyerek konuşma) açısından tetikte olmalıdır. Hastalara bu tip bir olay durumunda derhal hekime başvurmaları söylenmelidir.
Hematolojik etkiler:
Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, CLODİFEN ile uzun süreli tedavi sırasında kan sayımı takibi tavsiye edilir.
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, CLODİFEN trombosit agregasyonunu geçici olarak inhibe edebilir. Hemostaz defektleri olan hastalar dikkatle izlenmelidir.
Anafilaktoid Reaksiyonlar:
Diğer nonsteroidal antiinflamatuvar (NSAİ) ilaçlarla olduğu gibi, diklofenak ile ender vakalarda, ilaca daha önce maruz kalmaksızın, anaflaktik/anaflaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlar görülebilir. Enfeksiyon belirtilerini maskeleme:
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, CLODİFEN de farmakodinamik özelliklerinden dolayı, enfeksiyonun belirti ve bulguları maskeleyebilir.
Kadınlarda fertilite:
CLODİFEN kullanımı, kadın fertilitesini olumsuz etkiler ve hamile kalmaya çalışan kadınlarda kullanılması önerilmemektedir. Hamile kalmada zorlanan veya kısırlık
incelemesinden
durdurulması
düşünülmelidir.
Geriyatrik hastalar:
Yaşlı hastalarda, temel tıbbi esaslara dikkat edilmelidir. Özellikle, çelimsiz/güçsüz veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalara etkili en düşük doz verilmesi tavsiye edilir.
CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet sukroz içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Karmoizin, alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
CLODİFEN’in selektif sikloksijenaz-2 inhibitörleri de dahil diğer sistemik NSAİİ’larla birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır. Aşağıdaki etkileşimler, CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet ve/veya diklofenakın diğer farmasötik formları ile gözlemlenenleri içermektedir.
Göz önünde bulundurulması gereken gözlenmiş etkileşimler:
Güçlü CYP2C9 inhibitörleri
Diklofenak metabolizmasının inhibisyonu nedeniyle doruk plazma konsantrasyonunda ve diklofenak maruziyetinde önemli bir artışla sonuçlanabileceğinden diklofenak ile güçlü CYP2C9 inhibitörleri (vorikonazol gibi) birlikte reçete edildiğinde dikkat edilmesi önerilir.
Diklofenak ile CYP2C9 indükleyicilerini (rifampisin gibi) birlikte uygularken dikkatli olunması gerekir. Bu, plazma konsantrasyonunda önemli bir düşüşe ve diklofenak’a karşı aşırı maruziyete neden olabilir.
Lityum:
Birlikte kullanıldığında diklofenak, lityumun plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir. Serum lityum düzeyinin takibi önerilir.
Digoksin:
NSAİİ’ler, digoksinin renal klirensini azaltabilir ve eşzamanlı kullanılırsa plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir. Serum digoksin düzeyinin takibi önerilir.
Diüretikler ve antihipertansif ajanlar:
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, diklofenak’ın diüretikler ya da antihipertansif ajanlarla (örn. beta-blokörler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri) birlikte kullanılması antihipertansif etkilerinde bir azalmaya neden olabilir. Bu nedenle, kombinasyon dikkatli uygulanmalıdır ve özellikle yaşlılarda olmak üzere hastaların kan basınçları periyodik olarak takip edilmelidir. Hastalar uygun bir şekilde hidrate edilmeli ve yüksek nefrotoksisite riski nedeniyle özellikle diüretikler ve ACE inhibitörleri ile eşzamanlı olarak kullanılmaya başlanmasının ardından ve sonrasında periyodik olarak böbrek fonksiyonunun takibine önem verilmelidir. (bkz. Bölüm 4.4).
Siklosporin ve Takrolimus:
Diklofenak, diğer NSAİ ilaçlar gibi renal prostaglandinler üzerine etkisiyle siklosparin ve takrolimusun nefrotoksisitesini artırabilir. Bu hastalarda diklofenak, siklosporin veya takrolimus almayan hastalarda kullanılan doza göre daha düşük dozlarda verilmelidir.
Hiperkalemiye neden olduğu bilinen ilaçlar:
Potasyum tutucu diüretikler, siklosporin, takrolimus ve trimetoprim ile eş zamanlı tedavi serum potasyum düzeylerinin artması ile ilişkili olabilir. Bu nedenle, serum potasyum düzeyleri sıkça kontrol edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Kinolon türevi antibakteriyel ilaçlar:
NSAİİ ve kinolon kullanan hastalarda, konvülsiyon gelişme riski artabilir. NSAİİ ilaçlarla kinolonların birlikte kullanılmalarından kaynaklanmış olabilen izole konvülsiyon bildirimleri bulunmaktadır.
Göz önünde bulundurulması gereken öngörülen etkileşimler:
Furosemid:
Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, CLODİFEN kullanımının bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiğini göstermektedir. Bu yanıt, renal prostaglandin sentezinin inhibe edilmesine bağlanmaktadır. NSAİİ’lerle eş zamanlı olarak tedavi uygulandığında hasta, böbrek yetmezliği belirtileri yönünden (bkz. Bölüm 4.4) ve diüretik etkililiğinden emin olmak için yakından izlenmelidir.
Diğer NSAİ İlaçlar ve kortikosteroidler:
Diklofenak ve diğer sistemik NSAİ ilaçlar ya da kortikosteroidlerin birlikte uygulanması gastrointestinal istenmeyen etkilerin sıklığını artırabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Antikoagülanlar ve anti-trombosit ajanlar:
Birlikte uygulanmaları kanama riskini artırabileceği için dikkatli olunması önerilir (bkz. Bölüm 4.4). Klinik çalışmalarda CLODİFEN’in antikoagülanların etkisi üzerinde bir tesiri olduğuna dair bir işaret olmamasına rağmen, CLODİFEN ve antikoagülanları birlikte alan hastalarda, çok ender olarak kanama riskinin arttığı bildirilmiştir. Bu nedenle böyle hastaların dikkatle izlenmesi tavsiye edilir.
Varfarin:
Varfarin ve NSAİİ’lerın GI kanamaları üzerindeki etkisi sinerjistik özelliktedir; yani bu iki ilacı birlikte kullanan hastaların ciddi GI kanaması geçirme riski bu iki ilacı tek başlarına kullanan hastalara göre daha yüksektir.
Aspirin:
Diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi, diklofenak ve aspirinin eş zamanlı olarak verilmesi, advers etki görülme olasılığını artırdığından, genellikle önerilmemektedir.
Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar):
Sistemik NSAİ ilaçlar ve SSRI’ların birlikte uygulanmaları gastrointestinal kanama riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Antidiyabetikler:
Klinik çalışmalar diklofenakın oral antidiyabetik ilaçlarla birlikte, onların klinik etkilerini etkilemeksizin verilebileceğini göstermiştir. Ancak, çok ender olarak diklofenak ile tedavi sırasında antidiyabetik ilaçların dozunu ayarlamayı gerektirecek hipoglisemik ve Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
kan glukozu düzeyinin takibi önerilir.
Ayrıca, önceden böbrek yetmezliği olan hastalarda diklofenak ile birlikte uygulanma sonucu metabolik asidoz riski, izole edilmiş raporlarda mevcuttur.
Metotreksat:
Diklofenak dahil NSAİ ilaçlar metotreksat tedavisinden önceki veya sonraki 24 saat içinde verildiğinde metotreksatın kandaki konsantrasyonları yükselebileceğinden ve toksisitesi artabileceğinden dikkat edilmesi önerilir.
Kolestipol ve kolestiramin:
Bu ajanlar diklofenak emilimini geciktirebilir veya azaltabilir. Dolayısıyla, diklofenak uygulamasının kolestipol/kolestiramin uygulamasından en az bir saat önce veya 4 ila 6 saat sonra gerçekleştirilmesi önerilmektedir.
Mifepriston:
NSAİ ilaçlar mifepristonun etkisini azalttığından, mifepriston kullanımından sonra 8-12 gün NSAİ ilaçlar kullanılmamalıdır.
Fenitoin:
Diklofenak ile eş zamanlı fenitoin kullanımında, fenitoine maruziyette artış beklendiğinden, fenitoin plazma konsantrasyonu takip edilmelidir.
4.6.Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C/D (3.trimester)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) CLODİFEN kullanımı, kadın fertilitesini olumsuz etkileyebilir ve hamile kalmaya çalışan kadınlarda kullanılması önerilmemektedir. Hamile kalmada zorlanan veya kısırlık
incelemesinden
durdurulması
düşünülmelidir.
Gebelik dönemi
Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, gebeliği ve/veya embriyo/fetal gelişimi olumsuz şekilde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, erken gebelikte bir prostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra, düşük ve/veya kalp malformasyonu ve Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
kardiyovasküler malformasyon için mutlak risk % 1’den azken, yaklaşık % 1,5’e yükselmiştir.
Riskin, tedavinin dozu ve süresi ile arttığı düşünülmektedir. Hayvanlarda, bir prostaglandin sentez inhibitörü uygulamasının, implantasyon öncesi ve sonrasındaki kaybın ve embriyo-fetal ölümlerin artmasına neden olduğu gösterilmiştir.
Ayrıca, organogenetik dönemde bir prostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlarda kardiyovasküler olanlar dahil çeşitli malformasyonların insidansının arttığı bildirilmiştir. Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterlerinde, kesinlikle gerekli olmadıkça diklofenak verilmemelidir. Diklofenak gebe kalmaya çalışan bir kadın tarafından veya gebeliğin ilk veya ikinci trimesterleri sırasında kullanılıyorsa, doz düşük ve tedavi süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.
Oligohidramniyoz/Yenidoğan Böbrek Yetmezliği:
NSAİİ’lerin gebeliğin yaklaşık 20. haftasında
sonrasında kullanımı,
oligohidroamniyoz ve bazı durumlarda yenidoğan böbrek yetmezliğine yol açan fetal böbrek fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. NSAİİ başlangıcından 48 saat sonra nadiren oligohidroamniyoz bildirilmiş olmasına rağmen, bu olumsuz sonuçlar ortalama olarak günler ilâ haftalarca tedaviden sonra görülür. Oligohidroamniyoz, her zaman olmasa da sıklıkla tedavinin kesilmesiyle geri döndürülebilir. Uzamış oligohidroamniyoz komplikasyonları, örneğin, uzuv kontraktürlerini ve gecikmiş akciğer olgunlaşmasını içerebilir. Bazı pazarlama sonrası bozulmuş yenidoğan böbrek fonksiyonu vakalarında, değişim transfüzyonu veya diyaliz gibi invaziv prosedürler gerekli olmuştur. CLODİFEN tedavisi 48 saati aşarsa, amniyotik sıvının ultrasonla izlenmesini düşünün. Oligohidramniyoz oluşursa CLODİFEN’i sonlandırın ve klinik uygulamaya göre takip edin.
Gebeliğin üçüncü trimesterinde tüm prostaglandin sentez inhibitörleri fetusu aşağıdaki durumlara maruz bırakabilir:
• Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriosusun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon ile birlikte)
• Renal disfonksiyon; oligohidramniyoz ile birlikte böbrek yetmezliğine ilerleyebilir.
Laktasyon dönemi
Diğer NSAİ ilaçlar gibi diklofenak anne sütüne az miktarda geçmektedir. Bu nedenle, bebekteki istenmeyen etkileri önlemek için emzirme sırasında CLODİFEN kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Diğer NSAİ ilaçlar gibi CLODİFEN ‘in kullanımı dişi doğurganlığını bozabilir. Gebe kalmaya çalışan kadınlarda önerilmez. Gebe kalmakta zorluklar yaşayan ya da infertilite açısından araştırılmakta olan kadınlarda CLODİFEN’in kesilmesi düşünülebilir.
4.7.Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
CLODİFEN kullanırken görme bozuklukları, baş dönmesi, vertigo, uyku hali ya da diğer merkez sinir sistemi bozuklukları yaşayan hastalar, araç veya makine kullanmamalıdırlar.
4.8.İstenmeyen etkiler
Klinik çalışmalardan ve/veya spontan bildirimlerden ve literatürden elde edilen advers ilaç reaksiyonları MeDRA sistem organ sınıfına göre listelenmiştir. Her bir sistem organ sınıfında advers ilaç reaksiyonları en sık olan önce gelecek şekilde sıklıklarına göre sıralanmıştır. Her bir sıklık grubunda, advers ilaç reaksiyonları azalan ciddiyet sırasına göre verilmiştir. Ayrıca, her advers ilaç reaksiyonu için sıklık kategorisi aşağıdaki şekildedir (CIOMS III):
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Aşağıda belirtilen istenmeyen etkiler CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet ve/veya kısa ya da uzun vadeli kullanımda diğer diklofenak farmasötik formları için bildirilenleri içermektedir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
Trombositopeni, lökopeni, anemi (hemolitik ve aplastik anemi dahil), agranülositoz.
Aşırı duyarlılık, anafilaktik ve anafilaktoid reaksiyonlar (hipotansiyon ve şok dahil).
Çok seyrek:
Anjiyonörotik ödem (yüz ödemi dahil).
Psikiyatrik hastalıklar
Çok seyrek:
Dezoryantasyon, depresyon, uykusuzluk, kabus görme, irritabilite, psikotik bozukluk.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın:
Baş ağrısı, baş dönmesi.
Seyrek:
Uyku hali,yorgunluk.
Çok seyrek:
Parestezi, hafıza bozukluğu, konvülsiyon, anksiyete, titreme, aseptik menenjit, tat bozuklukları, serebrovasküler olay.
Bilinmiyor:
Konfüzyon, halusinasyon, duygu bozukluğu,halsizlik Göz hastalıkları
Çok seyrek:
Görme bozukluğu, bulanık görme, çift görme.
Bilinmiyor:
Optik Nörit
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın:
Vertigo.
Çok seyrek:
Kulak çınlaması, işitmede zayıflama.
Yaygın olmayan*:
Miyokard infarktüsü, kalp yetmezliği, palpitasyonlar, göğüs ağrısı.
Bilinmiyor:
Kounis sendromu.
Vasküler hastalıklar
Yaygın:
Hipertansiyon,
Çok seyrek:
Vaskülit.
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar Seyrek:
Astım (dispne dahil).
Çok seyrek:
Pnömonit.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın:
Bulantı, kusma, diyare, dispepsi, abdominal ağrı, şişkinlik, anoreksi.
Seyrek:
Gastrit, gastrointestinal kanama, hematemez, kanlı diyare, melena, gastrointestinal ülser (kanamalı veya kanamasız – perforasyon ile veya perforasyon olmaksızın,peritonite neden olabilecek ya da yaşlılarda ölümle sonuçlanabilecek )
Çok seyrek:
Kolit (hemorajik kolit ve ülseratif kolit veya Crohn hastalığının alevlenmesi dahil), kabızlık, stomatit (ülseratif stomatit dahil), glossit, özofagus bozukluğu, intestinal diyafram hastalığı, pankreatit.
Bilinmiyor: İskemik kolit.
Transaminazlarda artış.
Seyrek:
Hepatit, sarılık, karaciğer bozukluğu.
Çok seyrek:
Fulminan hepatit, hepatik nekroz, karaciğer yetmezliği.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın:
Döküntü.
Seyrek:
Ürtiker.
Çok seyrek:
Büllöz dermatit, egzama, eritem, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu), eksfolyatif dermatit, alopesi, ışığa duyarlılık reaksiyonu, purpura, Henoch-Schonlein purpura, kaşıntı.
Bilinmiyor:
Eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç döküntüsü (DRESS).
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın:
Sıvı retansiyonu, ödem.
Çok seyrek:
Akut böbrek yetmezliği, hematüri, proteinüri, nefrotik sendrom, tubulointerstisyel nefrit, renal papiller nekroz.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek:
İmpotans
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Ödem
* Sıklık yüksek dozla (150 mg/gün) uzun dönem tedavi verilerini yansıtır.
Seçili advers ilaç reaksiyonlarının açıklaması
Arteriyotrombotik olaylar
Meta-analiz ve farmakoepidemiyolojik veriler, özellikle yüksek dozda (günlük 150 mg) ve uzun dönem tedavi sırasında diklofenak kullanımı ile ilişkili olarak arteriyotrombotik olaylar riskinde (örneğin miyokard enfarktüsü veya inme) küçük bir artışa işaret etmektedir (bkz., bölüm 4.4.ve 4.3).
Görsel etkiler
Görme bozukluğu, bulanık görme ve diplopi gibi görme bozuklukları NSAİİ etkileri arasında gösterilebilir ve genellikle ilaç kesilmesi sonrası geri dönüşümlüdür. Prostaglandin sentezinin inhibisyonu ve retinal kan akışını değiştiren diğer ilgili bileşikler, görme bozukluklarına sebebiyet verebilir. Diklofenak tedavisi sırasında bu semptomlar ortaya çıkarsa, diğer nedenleri dışlamak için oftalmolojik bir muayene olarak düşünülebilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Diklofenak doz aşımına bağlı tipik bir klinik tablo yoktur. Doz aşımı, baş ağrısı, mide bulantısı, epigastrik ağrı, dezoryantasyon, eksitasyon, koma, bayılma, kusma, gastrointestinal kanama, diyare, baş dönmesi, kulak çınlaması ya da konvülsiyon gibi semptomlara neden olabilir. Ciddi zehirlenme durumunda, akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı mümkündür.
gastrointestinal bozukluk ve solunum depresyonu gibi komplikasyonlara karşı destekleyici önlemler ve semptomatik tedavi uygulanır.
Proteinlere yüksek oranda bağlanmaları ve yaygın metabolizmaları nedeniyle NSAİ ilaçların eliminasyonunda muhtemelen zorlu diürez, diyaliz veya hemoperfüzyon gibi özel önlemeler yardımcı değildir.
Potansiyel toksik bir aşırı dozun alımından sonra aktif kömür kullanımı ve hayatı tehdit edici potansiyele sahip dozun alımından sonra gastrik dekontaminasyon (örn. kusma, gastrik lavaj) düşünülebilir.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından izlenmelidir. Potansiyel toksik miktarların alımından sonra hastalar en az dört saat boyunca gözlemlenmelidir. Sık veya uzun süreli konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile tedavi edilmelidir. Diğer önlemler, hastanın klinik durumuna göre belirlenebilir.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1.Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvar ve anti-romatizmal ürünler, non-steroidler, asetik asit türevleri ve ilişkili maddeler
ATC kodu: M01A B05
Etki mekanizması
CLODİFEN belirgin antiromatizmal, antiinflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahip, nonsteroidal yapıda bir bileşim olan diklofenak sodyum içerir. Deneysel olarak da gösterildiği üzere, prostaglandin biyosentezinin inhibisyonu diklofenakın etki mekanizması için esas kabul edilmektedir. Prostaglandinler enflamasyon, ağrı ve ateş oluşumunda majör rol oynarlar.
Diklofenak sodyum, in vitro olarak, insan vücudunda erişilenlere eşdeğer konsantrasyonlarda, kıkırdakta proteoglikan biyosentezini baskılamaz.
Farmakodinamik etkiler
CLODİFEN, romatizmal hastalıklarda kullanıldığında, antiinflamatuvar ve analjezik özellikleriyle dinlenme sırasında ve hareket halinde ortaya çıkan ağrı, sabah sertliği ve Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
zamanda fonksiyonda düzelme sağlar.
Travma sonrası ve postoperatif enflamatuvar durumlarında CLODİFEN, hem spontan ağrıyı hem de harekete bağlı ağrıyı hızla dindirir ve enflamasyona bağlı şişlik ve yarada gelişen ödemi azaltır.
CLODİFEN uzatılmış salımlı tablet, özellikle günde 100 mg doz kullanması gereken hastalar için uygundur. Günde bir defa alınması, özellikle uzun süreli tedaviyi kolaylaştırır ve muhtemel dozlama hatalarını önlemede yardımcı olur.
5.2.Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Değişmemiş diklofenak ve hidroksillenmiş metabolitlerinin idrardaki miktarlarından edinilen bilgilere göre, CLODİFEN uzatılmış salımlı tablet ve mide suyuna dayanıklı enterik kaplı tabletlerden salınan ve emilen diklofenak miktarı aynıdır. Bununla birlikte diklofenakın CLODİFEN uzatılmış salımlı tabletten sistemik yararlanımı, aynı dozdaki mide suyuna
dayanıklı
geçiş”
metabolizmasına bağımlı salınma oranından dolayı). CLODİFEN uzatılmış salımlı tabletten etkin maddenin daha yavaş salınmasının bir sonucu olarak, ulaşılan doruk konsantrasyonlar mide suyuna dayanıklı enterik kaplı tabletlerin verilmesinden sonra elde edilenlerden daha düşüktür.
100 mg uzatılmış salımlı bir tabletin alınmasından ortalama 4 saat sonra 0.5 mikrogram/ml ortalama doruk plazma konsantrasyonuna erişilir.
CLODİFEN sistemik yararlanımı ve emilimi üzerine yiyeceklerin klinik olarak herhangi bir etkisi yoktur.
Diğer taraftan, CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet alındıktan 24 saat sonra 13 ng/ml olan ortalama plazma konsantrasyonları saptanabilir.
Karaciğerden ilk geçişinde (“ilk geçiş” etkisi) diklofenakın yaklaşık yarısı metabolize edildiği için, ağız yoluyla verilmesini takiben konsantrasyon eğrisinin altında kalan alan, aynı dozun parenteral yolla verilmesini takiben elde edilenin yaklaşık yarısıdır.
Dağılım:
Diklofenak, başta albumine olmak üzere (%99.4), serum proteinlerine %99.7 oranında bağlanır. Sanal dağılım hacmi 0.12-0.17 l/kg’dır.
Diklofenak sinovyal sıvıya geçer. Plazmada doruk konsantrasyona ulaştıktan 2-4 saat sonra sinovyal sıvıda maksimum konsantrasyonlara erişir. Sinovyal sıvıdan eliminasyon yarı ömrü 3 ila 6 saattir. Doruk plazma düzeylerine eriştikten 2 saat sonra, sinovyal sıvıda etkin madde konsantrasyonları plazmadakinden daha yüksek düzeye ulaşır ve 12 saat boyunca plazmadakinden daha yüksek kalır.
Emziren bir annenin sütünde düşük konsantrasyonda (100 ng/ml) diklofenak saptanmıştır. Anne sütü alan bir bebeğin midesine giren tahmini miktar 0,03 mg/kg/gün dozuna eşdeğerdir.
Biyotransformasyon:
Diklofenakın biyotransformasyonu, kısmen esas molekülün glukuronidasyonu, fakat esas olarak, çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen, çeşitli fenolik metabolitlerin (3′-hidroksi-, 4′-hidroksi-,5-hidroksi, 4′,5-dihidroksi- ve 3’hidroksi-4′-metoksi-diklofenak) elde edildiği, tek ve multipl hidroksilasyonu ve metoksilasyonu ile olur. Bu fenolik metabolitlerin ikisi diklofenaktan çok daha az derecede de olsa biyolojik olarak aktiftir.
Eliminasyon:
Diklofenakın total sistemik klirensi 263 ± 56 ml/dak. (Ort değer ± SD)’dır. Plazmadaki terminal yarı ömrü 1 ila 2 saattir. Metabolitlerin 4’ü (aktif olan 2 metabolit de dahil) 1-3 saatlik kısa plazma yarı ömrüne sahiptir. Bir metabolitin (3′-hidroksi-4′-metoksi-diklofenak) plazma yarı ömrü çok daha uzundur. Ancak, bu metabolit hemen hemen inaktiftir.
Verilen dozun yaklaşık %60’ı esas molekülün glukuronid konjugatı şeklinde ve çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen metabolitleri halinde idrarla atılır. %1′ inden daha azı değişmemiş ilaç şeklinde atılır. Dozun geri kalan kısmı, metabolitleri halinde safra yoluyla feçese atılır.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Emilen miktar dozaj gücü ile lineer olarak ilişkilidir.
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, mutad dozlarda uygulandığında, tek doz kinetiğine göre değişmemiş aktif maddenin birikmediği gösterilmiştir. Kreatinin klirensi 10 ml/dak’ nın altına düştüğünde, hidroksi metabolitlerin hesaplanmış kararlı durum plazma düzeyleri normal kişilerdekinden yaklaşık 4 kat daha fazladır. Bununla beraber, metabolitler safra vasıtasıyla uzaklaştırılırlar.
Karaciğer yetmezliği:
Kronik hepatiti veya dekompanse olmayan sirozu olan hastalarda, diklofenakın kinetiği ve metabolizması karaciğer hastalığı olmayan hastalardaki ile aynıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Doz gücünden dolayı, CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet çocuklar ve ergenler için uygun değildir.
Geriatrik popülasyon:
İlacın emilimi, metabolizması ve atılımında yaşa bağlı herhangi bir farklılık gözlenmemiştir. Yaşlı hastalarda, temel tıbbi esaslara dikkat edilmelidir. Özellikle, çelimsiz/güçsüz veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalara etkili en düşük doz verilmesi tavsiye edilir.
Klinik çalışmalar:
CLODİFEN, uzun zamandır kullanılmakta olan, klinik verileri iyi bilinen bir üründür.
5.3.Klinik öncesi güvenlilik verileri
Diklofenak ile yapılan akut ve tekrarlanan doz toksisitesi çalışmaları ve genotoksisite, mutajenite ve karsinojenite çalışmalarından elde edilen preklinik veriler önerilen terapötik dozlarda insanlara özgü herhangi bir zararın olmadığını göstermiştir.
Farelerde lenfoma (timus) ve sıçanlarda subkutan fibromlar, fibroadenomlar (meme bezi) veya C-hücre adenomları (tiroid bezi) görülme sıklığının tümü; kullanılan hayvan suşu için laboratuvarın kontrol aralığındadır ve tesadüfen meydana gelmiş kabul edilmiştir.
Sıçanlarda yapılan tüm toksisite çalışmalarında, mezenterik lenf nodlarının hipertrofisi veya reaktif hiperplazili lenfadenit gözlenmiştir. Bu değişikliklere maymunlarda yapılan çalışmalarda da görülen nötrofili eşlik etmiştir. Bunların gastrointestinal sistemde gözlenen ülserlere ikincil reaksiyonlar olduğu tahmin edilmektedir. İki yıllık bir çalışmada, diklofenak Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
gözlenmiştir.
Ek çalışmalar, sıçanlarda tekrarlanan oral dozlarla (> 1 mg/kg vücut ağırlığı), diklofenak’ın doğurganlığı etkileyen etkilere neden olduğunu göstermektedir (düşük testosteron seviyesi, histopatolojik değişikliklerle birlikte azalmış epididim ve testis ağırlığı). İki kuşak bir çalışmada ≥ 1,25 mg/kg dozlarını takip eden F1 kuşağında da benzer etkiler gözlenmiştir. Köpeklerde günlük subkutan 2 mg/kg diklofenak sodyum dozu, artmış spermatid sayısına neden olmuştur. Diğer çalışmalar, tekrarlanan ≥ 0,5 mg/kg diklofenak dozu takiben dişi sıçanlarda çiftleşme sıklığının azaldığını göstermektedir. Bu nedenle, hem erkek hem de kadın doğurganlığı üzerindeki etkisi göz ardı edilemez.
Diklofenak, kemirgenlerde plasenta bariyerini geçmektedir. NSAİİ verilmesi (diklofenak dahil), tavşanlarda ovulasyonu ve sıçanlarda implantasyon ve plasentasyonu inhibe etmiş, hamile sıçanlarda duktus arteriosusun erken kapanmasına sebep olmuştur. Sıçanlarda diklonefakın maternal toksik dozları distosi, uzamış gestasyon, fetal sağkalımda düşüş ve intrauterin büyüme geriliği ile ilişkili bulunmuştur. Diklofenakın hem üreme parametreleri ve doğum hem de rahim içindeyken duktus arteriosusun daralması üzerindeki zayıf etkileri prostaglandin sentez inhibitörleri sınıfının farmakolojik sonuçlarıdır (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
Farelerde yapılan bir çalışmada, 4 mg/kg maternal toksik dozda teratojenite (yarık damak) gözlenmiştir. Sıçanlar ve tavşanlarda, maternal olarak toksik seviyeye kadar olan dozlar teratojenik etkilere yol açmamıştır. Tavşanlarda yapılan bir çalışmada, gecikmiş ossifikasyon ve düşük fetal ağırlık araştırmalarda gözlenen tek değişiklik olmuştur.
Maternal olarak toksik dozlarda, yavruların perinatal ve doğum sonrası gelişimi zarar görmüştür (doğurganlık, ayrıca doğum ağırlığı ve gecikmiş doğum sonrası büyüme).
−Talk
−Sarı demir oksit (E172)
−Karmoizin (E122)
6.2.Geçimsizlikler
Bilinen geçimsizliği yoktur.
6.3.Raf ömrü
24 ay
6.4.Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
CLODİFEN uzatılmış salımlı tabletleri, çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
6.5.Ambalajın niteliği ve içeriği
CLODİFEN 100 mg uzatılmış salımlı tablet, 10, 20 ve 30 tablet şeklinde opak PVC-PVDC/Alu blisterde kullanma talimatıyla beraber karton kutuda ambalajlanır.
6.6.Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7.RUHSAT SAHİBİ
World Medicine İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Bağcılar/İstanbul
8.RUHSAT NUMARASI
2018/578
9.İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ İlk ruhsat tarihi: 17.10.2018
Ruhsat yenileme tarihi:
10.KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ