TYSABRI 300 MG I.V. INFUZYON ICIN KONSANTRE COZELTI ICEREN 1 FLAKON

KULLANMA TALİMATI
TYSABRİ 300 mg IV infüzyon için konsantre çözelti içeren flakon Damar içine uygulanır.
Steril
•Etkin madde:Her bir flakondaki 15 mL konsantre çözelti, 300 mg natalizumab içermektedir (20 mg/mL). Seyreltildiğinde, infüzyonluk çözelti yaklaşık olarak 2.6 mg/mL natalizumab içerir.
•Yardımcı maddeler: Monobazik sodyum fosfat monohidrat, dibazik sodyum fosfat heptahidrat, sodyum klorür, polisorbat 80 (E433), enjeksiyonluk su.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
Bu Kullanma Talimatı ile birlikte, size TYSABRİ verilmeden önce ve TYSABRİ tedavisi sırasında bilmeniz gereken önemli güvenlik bilgilerini içeren bir hasta uyarı kartı verilir. • Bu kullanma talimatını ve hasta uyarı kartını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Tedavi sırasında ve TYSABRİ’nin son dozu alındıktan sonraki altı ay boyunca kullanma talimatını ve hasta uyarı kartını saklayınız, çünkü tedaviyi bıraktıktan sonra bile yan etkiler görülebilir.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
• Eğer herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuza söyleyiniz. Bu yan etkiler kullanma talimatında yer almayabilir. Bakınız Bölüm 4.
Bu Kullanma Talimatında:
1.TYSABRİ nedir ve ne için kullanılır?
2.TYSABRİ’yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3.TYSABRİ nasıl kullanılır?
4.Olası yan etkiler nelerdir?
5.TYSABRİ’nin saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1.TYSABRİ nedir ve ne için kullanılır?
TYSABRİ renksiz, berrak ile hafif bulanık bir sıvıdır. Her bir karton kutu 1 adet flakon içerir. TYSABRİ’nin her bir flakonundaki 15 mL konsantre çözelti, etkin madde olarak 300 mg natalizumab içermektedir (20 mg/mL).Seyreltildiğinde, infüzyonluk çözelti yaklaşık olarak 2.6 mg/mL natalizumab içerir. Bu etkin madde bir monoklonal antikor olarak adlandırılır. Bu antikorlar vücutta proteinlere bağlanarak işlev görür, böylece o proteinin zararlı etkisi ortadan kalkar.
TYSABRİ multipl sklerozu (MS) tedavi etmek amacıyla kullanılır. MS, sinir hücrelerine zarar vererek beyinde inflamasyon (iltihap) oluşmasına neden olur. TYSABRİ, inflamasyona neden olan hücrelerin beyninizin içerisine gitmesini engeller. Bu durum, MS’in neden olduğu (MS kaynaklı) sinir hasarını azaltmaktadır.
Multipl sklerozun belirtileri nelerdir?
MS belirtileri hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Bu belirtilerden bazılarını yaşayabilir ya da hiçbirini yaşamayabilirsiniz.
Belirtiler arasında; yürüme problemleri, yüzde, kollarda veya bacaklarda uyuşukluk hissi, cisimleri görme ile ilgili problemler, yorgunluk, denge bozukluğu veya baş dönmesi, mesane ve barsak problemleri, düşünme ve konsantre olma güçlüğü, depresyon, akut veya kronik ağrı, cinsel problemler, kas sertliği ve kas kasılmaları yer almaktadır. Belirtiler alevlendiğinde, buna relaps (alevlenme ya da atak olarak da bilinen) denir. Relaps geliştiğinde belirtileri aniden, birkaç saat içinde ya da birkaç gün içerisinde yavaşça ilerleyen şekilde fark edersiniz. Belirtileriniz sonra genellikle kademeli olarak düzelir; buna remisyon (hastalığın tüm ya da bazı belirtilerinin kaybolması) denir.
Klinik çalışmalarda TYSABRİ, MS’in özürlülüğe neden olan etkilerinin ilerlemesini neredeyse yarı yarıya yavaşlatırken, MS ataklarının sayısını da yaklaşık 2/3 oranında azaltmıştır. TYSABRİ kullanırken, hiçbir iyileşme fark etmeyebilirsiniz, ancak yine de TYSABRİ MS’in daha kötüye gitmesini engellemeye çalışmaktadır.
2. TYSABRİ’yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce, bu tedaviden elde etmeyi bekleyebileceğiniz yararları ve bununla ilişkili riskleri doktorunuzla tartışmanız önemlidir.
TYSABRİ’yi aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
•Eğer natalizumaba veya bu ilacın diğer bileşenlerinden (Bölüm 6.1’de listelenmiştir) herhangi birine karşı alerjiniz varsa.
•Eğer doktorunuz sizde PML (Progresif Multifokal Lökoensefalopati) olduğunu söylemişse. PML seyrek görülen bir beyin enfeksiyonudur.
•Eğer doktorunuz bağışıklık sisteminizle ilgili ciddi bir problem olduğunu söylemişse (örneğin HIV (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) gibi hastalığa bağlı veya almakta olduğunuz veya önceden kullandığınız bir ilaca bağlı olabilir.
•Eğer MS hastalığının tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar dahil bağışıklık sistemini baskılayan ya da değiştiren ilaçlar alıyorsanız. Bu ilaçlar TYSABRİ ile birlikte kullanılmamalıdır (Aşağıda yer alan “Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı” bölümüne bakınız). •Eğer aktif kanser hastalığınız varsa (bazal hücre karsinomu olarak adlandırılan deri kanseri çeşidi olmadığı sürece).
•Eğer 10 yaşından küçükseniz.
TYSABRİ’yi aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Enfeksiyonlar
Enfeksiyonunuz varsa veya olduğunu düşünüyorsanız hemen doktorunuza söyleyiniz. PML’nin dışındaki bazı enfeksiyonlar ciddi olabilir ve virüsler, bakteriler veya diğer nedenlerle meydana gelmiş olabilir.
TYSABRİ verilen hastalarda ortaya çıkan, PML (Progresif Multifokal Lökoensefalopati) denilen seyrek görülen bir beyin enfeksiyonuna dair vakalar bulunmaktadır. PML genellikle şiddetli özürlülüğe veya ölüme yol açabilir.
•PML belirtileri MS atağı (relaps) belirtilerine benzeyebilir (4.bölüm olası yan etkilere bakınız). Bu nedenle, TYSABRİ tedaviniz sırasında veya TYSABRİ tedaviniz kesildikten 6 ay sonrasına kadar MS’inizin kötüye gittiğini hissediyorsanız veya yeni belirtiler gözlemliyorsanız, doktorunuza bu durumu mümkün olduğunca çabuk şekilde bildirmeniz çok önemlidir.
•Yakınlarınızla veya hasta bakıcınızla konuşunuz ve onları tedaviniz hakkında bilgilendiriniz (4.bölüm olası yan etkilere bakınız). Duygu durumunda veya davranışta değişiklikler, hafıza kayıpları, konuşma ve iletişim güçlükleri gibi kendiliğinizden fark edemeyeceğiniz hastalık belirtileri artış gösterebilir. Bu durumda doktorunuzun PML olasılığını bertaraf etmek için daha fazla araştırma yapması gerekebilir. TYSABRİ tedaviniz kesildikten 6 ay sonrasına kadar doğabilecek semptomları göz önünde bulundurunuz.
•Bu bilgileri, doktorunuzun size vereceği hasta uyarı kartında da bulabilirsiniz. Bu uyarı kartını saklamanız ve yakınlarınıza veya hastabakıcınıza göstermeniz önemlidir.
PML beyinde JC virüsünün kontrolsüz artışı ile ilişkili olduğu halde TYSABRİ ile tedavi gören bazı hastalarda bu artışın nedeni bilinmemektedir. JC virüsünün neden olduğu JCV GCN (JC virüs granül hücreli nöronopati) olarak adlandırılan hastalık, TYSABRİ verilen bazı hastalarda meydana gelmektedir. JCV GCN hastalığının semptomları PML’ye benzemektedir. JC virüsü çoğu kişiyi enfekte eden yaygın bir virüstür; ancak çoğunlukla fark edilebilir bir hastalığa yol açmaz.
TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce, doktorunuz JC virüsüne karşı antikorlarınızın var olup olmadığını kontrol etmek için kan testi yapabilir. Bu antikorlar, JC virüsü ile enfekte olduğunuzun bir işaretidir. Doktorunuz TYSABRİ tedaviniz sırasında herhangi bir şeyin değişip değişmediğini kontrol etmek için kan testini tekrarlayabilir.
Doktorunuz, PML’yi ekarte etmek için tedavi sırasında tekrarlanacak olan bir Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) taraması ayarlayacaktır.
TYSABRİ ile PML riski daha yüksektir:
•Kanınızda JC virüsüne karşı antikorlarınız varsa.
•Daha uzun süre tedavide, özellikle iki yıldan daha fazla süreyle tedavi görüyorsanız. •Daha önceden bağışıklık sistemini baskılayıcı olarak bilinen bir ilaç aldıysanız. Bu ilaçlar vücudunuzun bağışıklık sisteminin aktivitesini azaltmaktadır.
Eğer daha önce bağışıklık sisteminizi baskılayacak ilaçlarla tedavi edilmediyseniz ve 2 yıl veya daha uzun süredir TYSABRİ kullanıyorsanız, anti-JCV antikor yanıtınızın seviyesi, PML gelişme riski ile ilişkili olabilir.
Daha düşük PML riski olanlar için;
•Eğer kanınızda JC virüs antikorları yoksa VEYA,
•Eğer 2 yıldan uzun süredir tedavi ediliyorsanız ve kanınızda düşük seviyede JCV antikor varsa doktorunuz herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmek için testleri düzenli olarak tekrarlayabilir.
TYSABRİ kullanmaya başlamadan önce ve iki yıldan daha fazla süreyle TYSABRİ kullanıyorsanız, TYSABRİ’nin sizin için en uygun tedavi olup olmadığını doktorunuzla görüşmelisiniz.
Eğer kişi PML’ye yakalanırsa
PML hastalarında, TYSABRİ vücuttan uzaklaştırılırkenPML tedavisi sonrası (IRIS) veya Yeniden Yapılanan İmmun İnflamatuvar Sendrom) olarak bilinen bir reaksiyon oluşabilir.
IRIS beyin fonksiyonlarının kötüleşmesini de içerecek şekilde genel durumunuzun daha da kötü olmasına neden olabilir.
Alerjik reaksiyonlar
Birkaç hasta TYSABRİ’ye karşı alerjik reaksiyon göstermiştir. Doktorunuz, infüzyon sırasında ve sonrasındaki bir saat boyunca alerjik reaksiyonlar için kontrol edecektir.
TYSABRİ her zaman beklenen etkiyi sağlar mı?
TYSABRİ kullanan birkaç hastada, zamanla vücudun doğal savunması TYSABRİ’nin düzgün olarak işleyişini durdurabilir (Vücut TYSABRİ’ye karşı antikorlar geliştirir). Doktorunuz TYSABRİ’nin düzgün olarak işleyip işlemediğine kan testi yaparak karar verebilir ve gerekirse TYSABRİ’yi kesecektir.
TYSABRI ile ilgili sorularınız varsa doktorunuza danışınız. Bu ilacı her zaman tam olarak bu kullanım talimatında anlatıldığı veya doktorunuzun size tarif ettiği şekilde kullanınız. Emin değilseniz doktorunuza danışınız.
İki hastalığı birden olan veya özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış kronik bağırsak iltihabı (Crohn hastalığı) hastalarında, TYSABRİ kullanımı ile görülen yetersiz bağışıklık sistemi durumlarında bakteri, virüs ve mantar gibi patojenlerin oluşturdukları enfeksiyonlar (fırsatçı enfeksiyonlar) bildirilmiştir. Tek başına TYSABRİ ile tedavi edilen MS hastalarında da fırsatçı enfeksiyonlar saptanmıştır.
TYSABRİ kullanan hastalarda karaciğer hasarına yönelik kendiliğinden gelişen ciddi yan etkiler bildirilmiştir. Bu karaciğer hasarı, tedaviniz boyunca herhangi bir zamanda oluşabileceği gibi, ilk dozunuz uygulandıktan sonra da gelişebilir. Sarılık, kusma gibi karaciğer hasarı olan hastalarda görülen belirtileriniz varsa doktorunuza danışınız. Doktorunuz bu durumda TYSABRİ kullanımınızı değerlendirecektir.
Natalizumab kanda pıhtılaşmadan sorumlu olan trombositleri azaltabilir. Bu durum trombositopeni (bkz. Bölüm 4) adı verilen ve kanınızın kanamayı durduracak kadar hızlı pıhtılaşamadığı bir durumla sonuçlanabilir. Bu durum morarmanın yanı sıra aşırı kanama gibi daha ciddi sorunlara da yol açabilir. Açıklanamayan morarma, ciltte kırmızı veya mor lekeler (peteşi olarak adlandırılır), cilt kesiklerinden durmayan veya sızan kanama, diş etlerinden veya burundan uzun süreli kanama, idrarda veya dışkıda kan veya gözlerinizin beyazında kanlanma varsa derhal doktorunuzla konuşmalısınız.
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
TYSABRİ’nin yiyecek ve içecek ile kullanılması
Uygulama yöntemi açısından yiyecek ve içeceklerle etkileşimi yoktur.
Hamilelik
Eğer hamileyseniz ya da emziriyorsanız veya hamile olduğunuzu düşünüyorsanız ya da bebek sahibi olmayı planlıyorsanız ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Eğer hamileyseniz, doktorunuz ile bunu görüşene kadar TYSABRİ’yi kullanmayınız. Hamileyseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız bunu doktorunuza hemen söylediğinizden emin olunuz.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
TYSABRİ kullanırken emzirmeyiniz. TYSABRİ kullanımını mı yoksa emzirmeyi mi tercih ettiğinizi doktorunuz ile görüşmelisiniz.
Araç ve makine kullanımı
Baş dönmesi çok yaygın bir yan etkidir. Eğer etkileniyorsanız, araç veya makine kullanmayınız.
TYSABRİ’nin içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler TYSABRİ her flakonunda 2.3 mmol (ya da 52 mg) sodyum içermektedir. Kullanım için seyreltildikten sonra, bu tıbbi ürün her dozunda 17.7 mmol (ya da 406 mg) sodyum ihtiva eder. Bu durum kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer ilaçlarla birlikte kullanımı
Şuan kullanmakta olduğunuz veya yakın dönemde kullandığınız ya da kullanacağınız herhangi başka ilaçlar varsa doktorunuza bildiriniz.
•MS hastalığınızı tedavi etmek için başka ilaçlar kullanıyorsanız TYSABRİ’yi kullanmayınız.
•Bağışıklık sisteminizi etkileyecek ilaçları şuan alıyorsanız veya daha önceden aldınız ise TYSABRİ’yi kullanamayabilirsiniz.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. TYSABRİ nasıl kullanılır?
TYSABRİ, MS tedavisinde tecrübeli bir hekim tarafından size verilecektir. Eğer önceki tedavinizin neden olduğu herhangi bir anormallik yoksa, doktorunuz MS hastalığınız için diğer ilaçtan TYSABRİ’ye direkt olarak geçebilir. Doktorunuz anormallikleri ve JC virüsü antikoruna sahip olup olmadığınızı test etmek için kan testi yapmalıdır. Bazı MS ilaçlarından geçmek için, daha önceki tedavinizin çoğunun vücudunuzu terk etmesini sağlamak amacıyla doktorunuz belli bir süre beklemenizi önerebilir. Alemtuzumabdan sonra TYSABRİ tedavisine başlamanız genellikle önerilmemektedir. Alemtuzumab ile tedavi edildiyseniz, TYSABRİ’ye geçişin sizin için uygun olup olmadığını doktorunuz ile ayrıntılı bir şekilde değerlendirmeniz ve tartışmanız gerekmektedir.
Bu ilacı her zaman, doktorunuzun size tam olarak anlattığı şekilde kullanınız. Emin değilseniz, doktorunuzla gözden geçiriniz.
TYSABRİ’nin nasıl hazırlanacağı ve nasıl uygulanacağı ile ilgili Sağlık Personeli için hazırlanmış bilgi kullanma talimatının sonunda sunulmaktadır.
•Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır.
Önerilen yetişkin dozu, her 4 haftada bir verilen 300 mg’dır.
Doktorunuz ve siz, size yaradığını düşündüğünüz sürece ilacı kullanmaya devam etmeniz önemlidir. TYSABRİ tedavisinin devamlılığı özellikle tedavinin ilk birkaç ayında önemlidir. Bunun sebebi, bir veya iki doz TYSABRİ almış ve sonra tedaviye üç ay veya daha fazla ara vermiş hastalar tedaviye devam ettiğinde, bu hastaların alerjik bir reaksiyon gösterme olasılığı daha yüksektir.
•Uygulama yolu ve metodu:
TYSABRİ size verilmeden önce seyreltilmelidir. Genellikle kolunuzdan damar (ven) içine intravenöz infüzyonla verilir. Bu 1 saat kadar sürecektir.
•Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
TYSABRİ 10 yaşından küçüklerde kullanılmamalıdır.
TYSABRİ’nin etkililik ve güvenliliği, çocuklar ve 18 yaşına kadar olan ergenlerde belirlenmemiştir. Bu yaş grubunda kullanımı üzerine herhangi bir öneride bulunulamaz.
Yaşlılarda kullanımı:
TYSABRİ’nin, bu popülasyondaki veri eksikliğinden dolayı, 65 yaşın üzerindeki hastalarda kullanımı önerilmez.
•Özel kullanım durumları:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek ve karaciğer yetmezlik etkilerini incelemek için çalışmalar yürütülmemiştir. Farmakokinetik çalışmalardan elde edilen sonuçlar ve vücuttan uzaklaştırılma mekanizması, böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasının gerekli olmadığını belirtmektedir.
Eğer TYSABRİ’nin etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla TYSABRİ kullandıysanız:
TYSABRİ’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
TYSABRİ’yi kullanmayı unutursanız
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
Eğer TYSABRİ’nin normalde kullandığınız dozunu almayı unuttuysanız, doktorunuzla konuşarak, mümkün olan en kısa sürede bu dozun size uygulanmasını sağlayınız. Daha sonra, her 4 haftada bir TYSABRİ dozunu almaya devam edebilirsiniz.
Her zaman bu ilacı bu kullanma talimatında anlatıldığı veya doktorunuzun size söylediği şekilde kullanınız. Emin değilseniz, doktorunuzla gözden geçiriniz.
TYSABRİ hakkında daha fazla sorunuz olursa, doktorunuza danışınız.
TYSABRİ ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe, tedaviyi durdurmayınız. Tedavi, doktor kontrolünde sonlandırılacaktır.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi TYSABRİ’nin içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Ancak her hastada yan etki görülmeyebilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, TYSABRİ’yi kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Beyin enfeksiyonlarının neden olduğu bir grup belirti:
•Zihin karışıklığı, deliryum (huzursuzluk- taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğu) ya da bilinç kaybı gibi kişilik ve davranışlarda değişiklik, nöbet (tutarık), baş ağrısı, bulantı/kusma, ense sertliği, parlak ışığa aşırı hassasiyet, ateş, döküntü (vücudun herhangi bir yerinde).
Bu belirtiler, beyin enfeksiyonundan (ensefalit veya PLM) veya beyni saran tabakanın enfeksiyonundan (menenjit) kaynaklanabilir.
TYSABRİ’ye karşı gelişen alerjinin belirtileri (infüzyon sırasında veya infüzyondan kısa bir süre sonra):
•Kaşıntılı döküntü (kurdeşen)
•Yüzün, dudakların veya dilin şişmesi
•Nefes almada güçlük
•Göğüs ağrısı veya rahatsızlığı
•Kan basıncında artış veya azalma (doktorunuz veya hemşireniz kan basıncınızı takip ediyorsa bu durumu fark edecektir)
Olası karaciğer problemine ait belirtiler:
•Derinin veya göz akının sararması
•İdrarın nadir olarak koyulaşması
•Anormal karaciğer fonksiyon testi
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Diğer ciddi enfeksiyon belirtileri:
•Açıklanamayan ateş
•Şiddetli diyare
•Nefes darlığı
•Sersemlik halinin uzun sürmesi
•Baş ağrısı
•Boyun tutulması
•Kilo kaybı
•Uyuşukluk hali
•Görme bozukluğu
•Göz ağrısı veya göz kızarıklığı
Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.
TYSABRİ başka yan etkilere de neden olabilir.
Yan etkiler, klinik çalışmalarda ne kadar sıklıkla raporlandıklarına göre aşağıda sıralanmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın 1’inden az, fakat 100 hastanın 1’inden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan : 100 hastanın 1’inden az, fakat 1000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Seyrek :1000 hastanın 1’inden az, fakat 10.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir.
Çok seyrek : 10.000 hastanın 1’inden az görülebilir.
: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor. Bilinmiyor
Çok yaygın:
•İdrar yolu enfeksiyonu
•Boğaz ağrısı ve burun akıntısı veya burun tıkanması
•Baş ağrısı
•Sersemlik
•Kendini hasta hissetme (bulantı)
•Eklem ağrısı
•Yorgunluk
•İnfüzyon sırasında veya hemen sonrasında baş dönmesi, hasta hissetme (bulantı), kaşıntı ve titreme
Yaygın:
•Anemi (kırmızı kan hücrelerinizde azalma, cildinizin solgun olmasına ve nefes darlığı veya enerji eksikliği hissetmenize neden olabilir)
•Alerji (aşırı duyarlılık)
•Titreme
•Kaşıntılı döküntü (kurdeşen)
•Hasta olma (kusma)
•Karaciğer enzimi artışı
•İlaca özgü antikor varlığı
•Ateş
•Nefes almada güçlük ( dispne)
•Yüzde veya vücutta kızarıklık (kızarma)
•Herpes virüsü kaynaklı enfeksiyon
•İnfüzyonu aldığınız yerin çevresinde rahatsızlık. Morarma, kızarıklık, ağrı, kaşıntı veya şişlik yaşayabilirsiniz.
Yaygın olmayan:
•Şiddetli alerji (aşırı duyarlılık)
•Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML)
•Tıbbi ürünün kesilmesinden sonra inflamatuar bozukluk •Yüzün şişmesi
•Beyaz kan hücrelerinin sayısında artış (eozinofili)
•Kan trombositlerinde azalma
•İmmün trombositopenik purpura (ITP)
Seyrek:
•Gözde Herpes enfeksiyonu
•Şiddetli anemi (kırmızı kan hücrelerinde düşme. Kan hücrelerindeki bu düşme cildinizde solukluğa ve kendinizi nefessiz ve uyuşuk hissetmenize neden olabilir).
•Deri altında şiddetli şişlik
•Kanda yüksek bilirubin seviyeleri (hiperbilirubinemi), gözlerin veya cildin sararması, ateş ve yorgunluk gibi semptomlara neden olabilir.
Bilinmiyor
•Nadir görülen enfeksiyonlar (“Fırsatçı enfeksiyonlar” (Meningoensefalit herpetik JC virüsü granül hücreli nöropati, nekrotizan herpetik retinopati) olarak adlandırılan)
•Karaciğer hasarı
Enfeksiyonunuz olduğunu düşünüyorsanız, mümkün olan en kısa zamanda doktorunuzla görüşünüz.
Sadece nöroloğunuza değil, tedavinizle ilgilenen herhangi bir doktora, uyarı kartını ve bu kullanma talimatını gösteriniz.
Doktorunuz tarafından verilen hasta uyarı kartında da bu bilgileri bulacaksınız.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. TYSABRİ’nin saklanması
TYSABRİ’yi çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Açılmamış flakon:
Buzdolabında (2°C -8°C’de) saklayınız.
Dondurmayınız.
Flakonu ışıktan korumak için dış kutusu içinde saklayınız.
Seyreltilmiş çözelti:
Seyreltme sonrası hemen kullanılması önerilir. Eğer hemen kullanılmazsa, seyreltilmiş çözelti 2°C -8°C’de saklanmalı ve seyreltildikten sonra 8 saat içinde uygulanmalıdır.
Çözelti içinde partiküller ve/veya flakon içindeki çözeltide renk değişikliği fark ederseniz, bu ilacı kullanmayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Kutudaki (etiketteki veya kartondaki) son kullanma tarihinden sonra TYSABRİ’yi kullanmayınız.
Son kullanma tarihi, o ayın son gününü ifade etmektedir.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat Sahibi:
GEN İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.,
Mustafa Kemal Mah., 2119. Sok., No:3 D:2-3 06520, Çankaya/ANKARA.
Tel : 0 312 219 62 19
Faks : 0 312 219 60 10
Web :
Üretim Yeri:
Vetter Pharma-Fertigung GmbH & Co. KG
Mooswiesen 2, 88214 Ravensburg, ALMANYA.
Bu kullanma talimatı … /…/… tarihinde onaylanmıştır.
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR
1. Seyreltmeden ve uygulamadan önce, TYSABRİ flakonlarını partiküller açısından inceleyiniz. Flakon içindeki sıvı renksiz, berrak ile hafif opelesan değilse ve/veya partiküller gözlenirse flakon kullanılmamalıdır.
2. İntravenöz infüzyon için TYSABRİ çözeltisini hazırlarken aseptik teknik kullanınız. “Flip” başlığı flakondan çıkartınız. Kauçuk tıpa merkezinden flakon içerisine şırınga iğnesini geçiriniz ve infüzyonluk çözelti konsantresinden 15 mL alınız.
3. 9 mg/mL (% 0,9) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisinin 100 mL’sine, 15 mL infüzyonluk çözelti konsantresini ekleyiniz. Tamamen karışması için TYSABRİ çözeltisini nazikçe ters çeviriniz. Çalkalamayınız.
4. TYSABRİ diğer tıbbi ürünler veya seyrelticilerle karıştırılmamalıdır.
5. Uygulama öncesi, renk değişimi ve partiküller bakımından seyreltilen tıbbi ürünü görsel olarak inceleyiniz. Eğer renk değişimi varsa veya yabancı partiküller gözlenirse kullanmayınız.
6. Seyreltilen tıbbi ürün, mümkün olan en kısa sürede ve seyreltmeden sonraki 8 saat içinde kullanılmalıdır. Eğer seyreltilen ürün 2°C – 8°C’de saklanırsa (dondurmayınız), infüzyondan önce çözelti oda sıcaklığına getirilmelidir.
7. Seyreltilen çözelti; yaklaşık olarak 2 mL/dakika hızında, 1 saat üzerinde intravenöz olarak infüze edilmelidir.
8. İnfüzyon tamamlandıktan sonra, intravenöz hattını 9 mg/mL (% 0,9) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisi ile temizleyiniz.
9. Her flakon sadece tek kullanım içindir.
10. Kullanılmamış olan tıbbi ürünler veya atık materyaller ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TYSABRİ 300 mg IV infüzyon için konsantre çözelti içeren flakon Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde: 15 mL’likkonsantre çözeltinin her ml’si 20 mg natalizumab içerir.
Seyreltildiğinde (bkz. Bölüm 6.6), infüzyonluk çözelti yaklaşık olarak 2,6 mg/mL natalizumab içerir.
Natalizumab, rekombinant DNA teknolojisiyle murin hücre hattında üretilen; rekombinant, hümanize edilmiş anti-α4-integrin antikorudur.
Yardımcı maddeler:
Monobazik sodyum fosfat monohidrat
Dibazik sodyum fosfat heptahidrat
Sodyum klorür
Her flakon 2,3 mmol (ya da 52 mg) sodyum içermektedir. 100 ml 9 mg/mL (%0,9) sodyum klorür çözeltisinde seyreltildiğinde tıbbi ürün 17,7 mmol (ya da 406 mg) sodyum içerir.
Yardımcı maddelerin tüm listesi için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
İnfüzyon için konsantre çözelti içeren flakon.
Konsantre çözelti; renksiz, berrak ile hafif opelesan olup partikül içermez.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
TYSABRİ, yetişkinlerde yüksek derecede aktif relapsing remitting multipl sklerozda hastalığı modifiye edici tek tedavi olarak, aşağıdaki hasta grupları için endikedir:
•En az bir hastalığı modifiye edici tedavi (DMT) ile tam ve yeterli bir tedaviye rağmen yüksek derecede aktif hastalığı olan hastalar (arınma dönemi hakkındaki istisnalar ve bilgi için Bölüm 4.4 ve 5.1’e bakınız)
veya
•Bir önceki mevcut MRG ile kıyaslandığında, T2 lezyon yükünde anlamlı bir artış veya beyin MRG’sinde bir veya daha fazla Gadolinium tutan lezyonları olan ve bir yıl içinde iki veya daha fazla özürlülük yaratan relapslar ile tanımlanan; hızlı gelişen şiddetli relapsing-remitting multipl sklerozlu hastalar.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
TYSABRİ tedavisi, MRG erişiminin her an mümkün olduğu merkezlerde, nörolojik hastalıkların teşhis ve tedavisinde tecrübeli olan uzman doktorlar tarafından başlatılmalı ve sürekli gözlem altında yürütülmelidir.
TYSABRİ ile tedavi edilen hastalara hasta uyarı kartı verilmelidir ve bu hastalar tıbbi ürünün riskleri konusunda bilgilendirilmelidir (Ayrıca bkz. Kullanma Talimatı). İkiyıllık tedaviden sonra, hastalar TYSABRİ’nin riskleri – özellikle artan Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML) riski-hakkında yeniden bilgilendirilmeli ve bakıcıları ile birlikte PML’nin erken bulgu ve semptomları hakkında eğitilmelidirler.
MRG kullanımı ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarının idaresi için gereken kaynaklar mevcut olmalıdır.
Bazı hastalar immünosupressif tıbbi ürünlere (ör. mitoksantron, siklofosfamid, azotiyoprin) maruz kalmış olabilir. Bu tıbbi ürünler, doz kesildikten sonra dahi uzamış immünosupresyona neden olabilirler. Bu nedenle, doktorlar bu durumdaki hastalarda TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce, immün sistemin baskılanmamış olduğundan emin olmalıdır (Ayrıca bkz. Bölüm 4.4).
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
TYSABRİ 300 mg, her dört haftada bir intravenöz infüzyon ile uygulanır.
6 ay boyunca terapötik bir fayda göstermeyen hastalarda tedaviye devam edilmesi dikkatle yeniden değerlendirilmelidir.
Natalizumabın etkililiği ve güvenliliği üzerine 2 yıllık veriler kontrollü, çift-kör çalışmalardan elde edilmiştir. 2 yıl sonra tedaviye devam edilmesi, sadece yarar ve risk potansiyelinin yeniden değerlendirilmesinden sonra düşünülmelidir. Hastalar; tedavi süresi, TYSABRİ almadan önceki immünosupresan kullanımı ve anti-John Cunningham virüs (JCV) antikor varlığı gibi PML risk faktörleri hakkında yeniden bilgilendirilmelidirler (Ayrıca bkz. Bölüm 4.4).
Yeniden uygulama
Yeniden uygulamanın etkililiği belirlenmemiştir; güvenliliği için Bölüm 4.4.’e bakınız.
Uygulama şekli:
TYSABRİ intravenöz kullanım içindir.
Uygulamadan önce tıbbi ürünün seyreltilmesi hakkındaki talimatlar için Bölüm 6.6’ya bakınız.
Seyreltildikten sonra (bkz. Bölüm 6.6), infüzyon yaklaşık olarak 1 saat üzerinde uygulanmalı ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarının belirti ve semptomları açısından hastalar infüzyon sırasında ve infüzyon tamamlandıktan 1 saat sonrasına kadar gözlenmelidir.
İlk 12 intravenöz TYSABRİ dozundan sonra hastalar infüzyon sırasında gözlemlenmeye devam edilmelidir. Hastalarda infüzyonla ilişkili herhangi bir reaksiyon gelişmediyse, doz sonrası gözlem süresinin kısaltılması veya kaldırılması kararı klinik değerlendirmeye göre verilmelidir.
Natalizumab tedavisine ≥ 6 ay süreyle ara verilip tedaviye yeniden başlayan hastaların, ilk 12 intravenöz infüzyon tedavisi sırasında ve sonraki 1 saat boyunca, bu tedavi ile ilişkili aşırı duyarlılık reaksiyonlarının belirti ve semptomları gözlenmelidir.
TYSABRİ bolus enjeksiyon olarak uygulanmamalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek veya karaciğer yetmezliğinin etkilerini incelemek için çalışmalar yürütülmemiştir.
Popülasyon farmakokinetiğinden elde edilen sonuçlar ve eliminasyon mekanizması, böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasının gerekli olmadığını belirtmektedir.
Pediyatrik popülasyon:
TYSABRİ’nin etkililik ve güvenliliği, çocuklar ve 18 yaşına kadar olan adolesanlarda belirlenmemiştir. Pozoloji üzerine herhangi bir öneride bulunulamaz. Mevcut veriler Bölüm 4.8 ve 5.1’de tanımlanmıştır.
Geriyatrik popülasyon:
TYSABRİ’nin, bu popülasyondaki veri eksikliğinden dolayı, 65 yaşın üzerindeki hastalarda kullanımı önerilmez.
4.3. Kontrendikasyonlar
Aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
−Natalizumab veya Bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda,
−Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML)’de,
−İmmün sistemi baskılanmış hastaların (immünosupresif tedavi görmekte olan veya daha önceden gördükleri tedaviler dolayısıyla bağışıklık sistemi baskılanmış hastaları da kapsamaktadır; bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8) da dahil olduğu, fırsatçı enfeksiyon riski artmış olan hastalarda,
−Diğer hastalığı modifiye edici tedaviler (DMT’ler) ile kombinasyon durumunda,
−
Bilinen aktif malignitelerde (Kütanöz bazal hücre karsinomu olan hastalar hariç), −10 yaş altındaki hastalarda,
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML)
TYSABRİ’nin kullanımı, ölümcül olabilen veya ciddi özürlülük yaratan JC virüsün neden olduğu bir fırsatçı enfeksiyon olan PML riskinde artış ile ilişkilidir.PML gelişimindeki artmış risk nedeniyle; TYSABRİ tedavisinin faydaları ve riskleri uzman hekim ve hasta tarafından kişiye özgü biçimde değerlendirilmelidir; hastalar tedavi süresince düzenli aralıklarla izlenmeli ve bakıcıları ile birlikte PML’nin erken bulgu ve semptomları hakkında eğitilmelidirler. JC virüs aynı zamanda, TYSABRI ile tedavi edilen hastalarda raporlanan JCV granül hücreli nöronopatiye (GCN) neden olmaktadır. JCV GCN semptomları, PML semptomları ile benzerdir (örn. serebellar sendrom).
Aşağıdaki risk faktörleri, PML riskinde artış ile ilişkilidir: •Anti-JCV antikorlarının varlığı.
•Tedavi süresi, özellikle tedavinin ikinci yılından sonra. 2 yıl sonra bütün hastalar TYSABRİ’nin PML riski hakkında yeniden bilgilendirilmelidir.
•TYSABRİ tedavisinden önceki immünosupresan kullanımı.
Anti-JCV antikoru negatif olan hastalar ile karşılaştırıldığında, anti-JCV antikoru pozitif olan hastalarda PML gelişme riski artmaktadır. PML için üç risk faktörünün hepsine sahip olan (Yani; anti-JCV antikoru pozitif olan ve 2 yıldan uzun süredir TYSABRİ tedavisi alan veöncesinde immünosupresan tedavi gören) hastalarda, PML riskinde önemli ölçüde artış vardır.
Daha önce immünosupresan kullanmamış anti-JCV antikor pozitif olan TYSABRİ ile tedavi edilen hastalarda, anti-JCV antikor yanıtının seviyesi (index) PML riskinin seviyesi ile ilişkilidir.
Anti-JCV antikoru pozitif olan hastalarda, TYSABRİ’nin uzatılmış aralıklı dozlama (ortalama doz aralığı yaklaşık 6 hafta) onaylanmış dozlama ile karşılaştırıldığında daha düşük bir PML riski ile ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. Uzatılmış aralıklı dozlama kullanılıyorsa, uzatılmış aralıklı dozlamanın etkinliği belirlenmediği ve ilişkili fayda risk dengesi şu anda bilinmediği için dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 5.1, İntravenöz Uygulama (Q6W)). Daha fazla bilgi için, Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu referans alınabilir.
Yüksek risk taşıdığı düşünülen hastalarda TYSABRİ ile tedavi sadece yararların zararlardan fazla olması durumunda sürdürülmelidir. Farklı hasta alt gruplarında PML riskinin tahmini için; Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu referans alınabilir.
Anti-JCV antikor testi
Anti-JCV antikor testi, TYSABRİ tedavisinin risk kademelendirmesi için destekleyici bilgi sağlamaktadır. Serum anti-JCV antikorunun test edilmesi TYSABRİ tedavisine başlanmadan önce veya tıbbi ürün kullanan hastaların antikor durumu bilinmiyorsa önerilmektedir. Anti-JCV antikor negatif olan hastalar, yeni bir JCV enfeksiyonu, dalgalı antikor durumu ya da yanlış bir negatif test sonucu gibi nedenlerle hala PML riski altındadır. Her 6 ayda bir, anti-JCV antikoru negatif olan hastaların yeniden test edilmesi önerilmektedir. Daha önce immünosupresan hikayesi olmayan düşük indeksli hastaların, 2 yıllık tedavi noktasına ulaşıldıktan sonra her 6 ayda bir test edilmesi önerilmektedir.
Anti-JCV antikor tayini (ELISA) PML’yi teşhis etmek için kullanılmamalıdır. Plazmaferez / plazma değişimi (PLEX) ya da intravenöz immünoglobulin (IVIg) kullanımı serum anti-JCV antikor testinin anlamlı yorumlanmasını etkileyebilir. Serumdan antikorların uzaklaştırılması nedeni ile PLEX uygulamasından sonra 2 hafta içinde ya da IVIg uygulamasından sonra 6 ay içinde (6 ay = immünoglobulinler için 5x yarılanma ömrü) hastalar anti-JCV antikorları için test edilmemelidir.
Anti-JCV antikor testi hakkında daha detaylı bilgi için lütfen Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu’na bakınız.
PML için MR görüntüleme
TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce, yakın zamanda yapılan (genellikle son 3 ay içinde) MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) referans olarak bulunmalı ve bu referansı güncel tutmak adına rutin olarak en az yılda bir kez tekrarlanmalıdır. Kısaltılmış bir protokol kullanarak yapılan daha sık MRG’ler (örn. 3 ila 6 aylık bazda) PML riski daha yüksek olan hastalarda düşünülmelidir. Bunlar:
•PML için üç risk faktörünün tamamını taşıyan hastalar (örn. anti-JCV pozitif olan ve 2 yıldan daha uzun süre TYSABRİ tedavisi alan ve daha önce immünosupresan tedavi almış olan),
ya da
•İki yıldan daha uzun süre TYSABRİ tedavisi almış ve daha önce immünosupresan tedavi hikayesi olmayan, yüksek anti-JCV antikor indeksi olan hastalar.
Mevcut veriler, 0,9 veya altındaki indekslerde PML riskinin düşük olduğunu ve bu riskin, 2 yıldan fazla TYSABRI tedavisi görmekte olup, indeksi 1,5’in üzerinde olan hastalarda büyük oranda arttığını ortaya koymaktadır (daha detaylı bilgi için Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu’na bakınız).
İmmünosupresan etkili DMT’lerden geçildiğinde, TYSABRİ’nin etkililik ve güvenliliğini değerlendirmek için hiçbir çalışma yürütülmemiştir. Bu tedavilerden TYSABRİ’ye geçen hastalarda artmış PML riskine sahip olup olmadığı bilinmemektedir, bu nedenle bu hastalar daha sık izlenmelidir (immünosupresanlardan TYSABRİ’ye geçen hastalara benzer şekilde).
PML, MRG’de nörolojik semptomlar ve/veya yeni beyin lezyonları gösteren, TYSABRI alan herhangi bir MS hastasında ayırıcı tanı olarak düşünülmelidir. MRG ve serebrospinal sıvıda pozitif JCV DNA’ya dayanan asemptomatik PML vakaları raporlanmıştır.
Hekimler TYSABRİ ile tedavi edilen hastalarda PML riskinin yönetimi hakkında daha detaylı bilgi için Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu’nu referans almalıdır.
Eğer PML’den veya JCV GCN’den şüpheleniliyorsa; PML şüphesi geçinceye kadar, ileriki dozlar ertelenmelidir.
Semptomların nörolojik bozukluğun göstergesi olup olmadığını saptamak için klinisyen hastayı değerlendirmelidir. Eğer öyleyse; bu semptomların tipik MS semptomları ya da PML’yi veya JCV GCN’yi düşündüren olası semptomlar olup olmadığı belirlenmelidir. Eğer herhangi bir şüphe varsa; tercihen kontrast maddeli MRG taramasını (tedavi öncesinde çekilen temel MRG ile karşılaştırılır), JC Viral DNA’sı için beyin omurilik sıvısı (BOS) veya kan (serum) incelemesi ve nörolojik değerlendirmenin tekrarlanmasını içeren daha ileriki
şekilde
yürütülmelidir (eğitim kılavuzuna bakınız). Klinisyen PML ve/veya JCV GCN tanısını dışladığında (Eğer gerekliyse, klinik şüphe devam ediyorsa; klinik incelemenin, görüntüleme ve/veya laboratuvar tetkiklerinin tekrarlanması ile), TYSABRİ uygulamasına yeniden başlanabilir.
Hekim, hastanın fark edemeyebileceği, PML’yi veya JCV GCN’yi düşündüren semptomlar bakımından özellikle dikkatli olmalıdır (ör. Kognitif, psikiyatrik semptomlar veya serebellar sendrom). Ayrıca hastalara, tedavileri hakkında eşlerine ve bakıcılarına bilgi vermesi tavsiye edilmelidir. Çünkü bu kişiler, hastanın farkında olmadığı belirtileri fark edebilirler.
TYSABRİ’nin kesilmesi sırasında PML şüphesi bulunmayan hastalarda, TYSABRİ’nin kesilmesinin ardından PML bildirilmiştir. Hastalar ve doktorlar, TYSABRİ’nin kesilmesini takip eden yaklaşık 6 ay boyunca, aynı izleme protokolünü takip etmeli ve PML’yi akla getirebilecek herhangi bir yeni bulgu veya semptom konusunda dikkatli olmaya devam etmelidir.
Eğer hastada PML gelişirse, TYSABRİ uygulaması daimi olarak kesilmelidir.
PML gelişen immün sistemi baskılanmış hastalarda, immün sistemin yeniden yapılanmasını takiben iyileşme gözlenir.
Onayından bu yana natalizumab ile tedavi edilen hastaların retrospektif analizine göre, PML tanısı sonrası 2 yıllık sağkalımda PLEX alan hastalar ile almayan hastalar arasında fark 6/25
gözlenmedi. PML tedavisinde PLEX kullanımı düşünüldüğünde doktorlar medikal yargıda bulunmalıdır.
PML ve IRIS (Yeniden Yapılanan İmmun İnflamatuvar Sendrom)
Ürünün durdurulmasından veya kesilmesinden sonra, neredeyse bütün TYSABRİ PML hastalarında IRIS gelişmektedir. Ciddi nörolojik komplikasyonlara hatta ölüme sebep olabilen IRIS’in, PML hastalarında immün sistemin yeniden yapılanması nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. IRIS gelişiminin takip edilmesi ve PML’nin iyileşme süresince ilgili inflamasyonun uygun şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir (detaylı bilgi için bkz.Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu).
Diğer Fırsatçı Enfeksiyonları içeren enfeksiyonlar
Anlamlı ko-morbiditesi mevcut olan veya özellikle immün sistemi baskılanmış Crohn hastalarında, TYSABRİ kullanımı ile diğer fırsatçı enfeksiyonlar bildirilmiştir. Ancak; bu ko-morbiditeleri bulunmayan hastalarda tıbbi ürünün kullanımıyla diğer fırsatçı enfeksiyon riskinde artış olmayacağı mevcut durum için söylenemez. Monoterapi olarak TYSABRİ ile tedavi edilen MS hastalarında da fırsatçı enfeksiyonlar saptanmıştır (bkz. Bölüm 4.8).
TYSABRİ, herpes simplex ve varicella zoster virüslerinin neden olduğu ensefalit ve menenjit gelişme riskini arttırır. TYSABRİ alan multipl skleroz hastalarında ciddi, hayatı tehdit eden ve bazen ölümcül vakalar pazarlama sonrası düzenlemelerde bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Eğer herpes ensefaliti gelişirse, tıbbi ürün kesilmeli ve herpes ensefaliti veya menenjit için uygun tedavi uygulanmalıdır.
Akut retinal nekroz (ARN), retinada nadiren ve ani gelişen herpes virüs (örn. varicella zoster) ailesinin neden olduğu viral bir enfeksiyondur. ARN, TYSABRİ uygulanan hastalarda görülmüştür ve potansiyel olarak körlüğe neden olabilir. Azalmış görme keskinliği, kızarıklık, ağrılı göz gibi göz semptomları sergileyen hastalar, ARN için retinal taramaya yönlendirilmelidir. ARN’nin klinik tanısını takiben bu hastalarda TYSABRİ’nin kesilmesi değerlendirilmelidir.
Reçeteyi yazan doktor; TYSABRİ tedavisi boyunca olası diğer fırsatçı enfeksiyonların görülme ihtimaline karşı dikkatli olmalı ve TYSABRİ ile tedavi gören hastalarda ortaya çıkan enfeksiyonların ayırıcı teşhislerini yapmalıdır. Eğer bir fırsatçı enfeksiyondan şüpheleniyorsa, ileri tetkikler ile bu enfeksiyonların bulunmadığı anlaşılıncaya kadar TYSABRİ uygulaması durdurulmalıdır.
Eğer TYSABRİ alan bir hastada fırsatçı enfeksiyon gelişirse, tıbbi ürünün uygulaması kalıcı olarak kesilmelidir.
Eğitim kılavuzu
TYSABRİ’yi reçetelemeyi düşünen bütün doktorlar, Hekim Bilgilendirme ve Tedavi Kılavuzu’nu iyi bildiğinden emin olmalıdır.
Doktorlar, TYSABRİ tedavisinin yarar ve zararlarını hasta ile tartışmalı ve onlara hasta uyarı kartı vermelidir. Hastalar, eğer herhangi bir enfeksiyon gelişirse doktorlarını TYSABRİ kullandıkları konusunda bilgilendirmeleri için uyarılmalıdır.
Doktorlar hastalarını, tedavinin sürekliliğinin -özellikle tedavinin başlangıç aylarında- önemli olduğu konusunda uyarmalıdırlar (bkz. aşırı duyarlılık).
Aşırı duyarlılık
Ciddi sistemik reaksiyonlar (bkz. Bölüm 4.8) da dahil olmak üzere, TYSABRİ ile birlikte aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar genellikle infüzyon sırasında veya infüzyonun tamamlanmasından sonraki bir saat içinde oluşur. Kısa bir süre (bir veya iki infüzyon) başlangıç tedavisi almış ve uzun dönem (üç ay veya daha fazla) tedavi almamış hastalara tekrar TYSABRİ uygulanması ve başlangıç infüzyonları ile aşırı duyarlılık reaksiyonu riski en fazladır. Ancak, aşırı duyarlılık reaksiyonu riski her infüzyon uygulandığında düşünülmelidir.
Hastalar infüzyon sırasında ve infüzyonun tamamlanmasından 1 saat sonrasına kadar gözlenmelidir (bkz. Bölüm 4.8). Aşırı duyarlılık reaksiyonlarına müdahale için gerekenler hazır bulundurulmalıdır.
Aşırı duyarlılığın ilk semptomları ve belirtilerinde, TYSABRİ uygulaması kesilmeli ve uygun tedavi başlanmalıdır.
Aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişen hastalarda TYSABRİ ile tedavi kalıcı olarak kesilmelidir.
İmmünosupresanlarla birlikte kullanım
Diğer immünosupresif ve antineoplastik tedavilerle kombine edildiğinde, TYSABRİ’nin etkililiği ve güvenliliği tam olarak bilinmemektedir. TYSABRİ ile bu ajanların birlikte kullanımı, fırsatçı enfeksiyonlar dahil, enfeksiyon riskini artırabilir ve kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Faz 3 MS klinik çalışmalarında,natalizumab intravenöz infüzyonu ile, relapsların kısa süreli
bulunmamıştır.
Kortikosteroidler, TYSABRİ ile kombine olarak kısa süreli uygulanabilir.
İmmunosupresif ya da immünomodülatör terapiler ile yapılan önceki tedaviler
İmmünosupresan tıbbi ürünler ile tedavi öyküsü olan hastalarda PML riski fazladır. İmmünosupresan etkili DMT’lerden geçildiğinde TYSABRİ’nin etkililiği ve güvenliliği değerlendirmek için hiçbir çalışma yürütülmemiştir. Bu tedavilerden TYSABRİ’ye geçen hastalarda artmış PML riskine sahip olup olmadığı bilinmemektedir, bu nedenle bu hastalar daha sık izlenmelidir (immünosupresanlardan TYSABRİ’ye geçen hastalara benzer şekilde, PML için MR görüntülemeye bakınız).
Önceden immünosupresan alan hastalarda immün fonksiyonun yeniden düzelmesine yetecek zaman tanınmalı ve dikkatli olunmalıdır. Doktorlar, TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce, immünolojik baskılanma belirtileri olup olmadığını tayin etmek için her bir vakayı bireysel bazda değerlendirmelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
Diğer DMT’den TYSABRİ’ye geçildiğinde, hastalığın tekrar aktive olma riskini minimize ederken aditif immün etkiden kaçınmak için diğer terapinin yarı ömrü ve etki şekli değerlendirilmelidir. Önceki tedavinin immün etkilerinin (örn. sitopeni) giderildiğinden emin olmak için TYSABRİ’ye başlamadan önce tam kan sayımı (CBC, lenfositler dahil) önerilmektedir.
Hastalar, beta interferon veya glatiramer asetattan nötropeni ve lenfopeni gibi tedavi ile ilgili anomalilere ilişkin herhangi bir belirti yoksa TYSABRİ’ye direkt geçebilirler.
Dimetil fumarattan geçildiğinde, TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce lenfosit sayımı için arınma dönemi yeterli olmalıdır.
Fingolimodun kesilmesini takiben, lenfosit sayısı tedavi kesildikten sonra 1-2 ay içinde gittikçe normal aralığa dönmektedir. TYSABRİ ile tedaviye başlamadan önce lenfosit sayımı için arınma dönemi yeterli olmalıdır.
Teriflunomid plazmadan yavaş bir şekilde elimine edilmektedir. Hızlandırılmış bir eliminasyon prosedürü olmaksızın, plazmadan teriflunomid klerensi birkaç aydan 2 yıla kadar sürebilir. Teriflunomid Kısa Ürün Bilgisi’nde tanımlanan gibi bir hızlandırılmış eliminasyon prosedürü önerilmektedir veya alternatif olarak arınma periyodu 3,5 ayda daha kısa olmamalıdır. Teriflunomidden TYSABRİ’ye geçildiğinde potansiyel eş zamanlı immün etki ile ilgili dikkatli olunmalıdır.
Alemtuzumab immün sistem üzerinde uzun süreli şiddetli baskılama etkisine sahiptir. Bu etkilerin gerçek süresi bilinmediği gibi, her bir hasta için yarar riske ağır basmadıkça alemtuzumabdan sonra TYSABRİ ile tedaviye başlanması önerilmemektedir.
İmmunojenisite:
Hastalık alevlenmeleri veya infüzyona ilişkin olaylar natalizumaba karşı antikor gelişiminin bir göstergesi olabilir. Bu olaylar oluştuğunda, antikor varlığı değerlendirilmelidir. En az 6 hafta sonra bu, doğrulayıcı testlerde pozitif olarak kalırsa, tedavi kesilmelidir. Çünkü, kalıcı antikor pozitifliği TYSABRİ’nin etkililiğinde önemli azalma ve aşırı duyarlılık reaksiyonları insidansında artış ile ilişkilidir (bkz. Bölüm 4.8).
Kısa bir süre TYSABRİ başlangıç tedavisi almış ve sonra uzun bir süre tedavisiz dönem geçirmiş hastalar, tekrar TYSABRİ tedavisi aldığında anti-natalizumab antikorları ve/veya aşırı duyarlılık gelişimi açısından daha fazla risk altında olduğu için antikor varlığı araştırılmalı ve eğer en az 6 hafta sonra doğrulayıcı testlerde pozitif olarak kalırsa hasta sonraki TYSABRİ tedavisini almamalıdır (bkz. Bölüm 5.1)
Hepatik Olaylar:
Pazarlama sonrası dönemde, karaciğer hasarına yönelik spontan ciddi yan etkiler bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bu karaciğer hasarı, tedavi boyunca herhangi bir zamanda oluşabileceği gibi, ilk dozdan sonra da gelişebilir. Bazı durumlarda, TYSABRİ tekrar verildiğinde reaksiyon yeniden oluşabilir. Geçmişte anormal karaciğer fonksiyon testi öyküsü olan bazı hastalarda, bu testlerde TYSABRİ alırken daha çok alevlenmeler görülmüştür. Hastalar, anormal karaciğer fonksiyon testleri açısından uygun şekilde gözlemlenmeli ve sarılık, kusma gibi karaciğer hasarında görülen belirti ve semptomların varlığında doktorlarına danışmaları konusunda bilgilendirilmelidir. Anlamlı karaciğer hasarının geliştiği olgularda TYSABRİ tedavisi kesilmelidir.
Trombositopeni
TYSABRİ kullanımı ile immün trombositopenik purpura (ITP) dahil olmak üzere trombositopeni bildirilmiştir. Trombositopeninin tanı ve tedavisindeki gecikme ciddi ve yaşamı tehdit eden sekellere yol açabilir. Olağandışı veya uzun süreli kanama, peteşi veya spontan morarma belirtileri yaşarlarsa, hastalara derhal doktorlarına haber vermeleri talimatı verilmelidir. Trombositopeni tespit edilirse, TYSABRİ’nin kesilmesi düşünülmelidir.
TYSABRİ tedavisinin kesilmesi:
Eğer natalizumab ile tedavinin durdurulması kararı alınırsa, doktor natalizumabın kanda bulunacağını ve en son dozu izleyen yaklaşık 12 hafta boyunca farmakodinamik etkilerini (ör. lenfosit sayısında artma) sürdüreceğini göz önünde bulundurmalıdır. Bu dönemde diğer tedavilere başlanması eş zamanlı natalizumab maruziyeti ile sonuçlanır. Klinik çalışmalarda interferon ve glatiramer asetat gibi tıbbi ürünler için eş zamanlı maruziyet güvenlilik riskiyle ilişkilendirilmemiştir. MS hastalarında immünosupresan ilaçlarla eş zamanlı kullanımı ile ilgili veri mevcut değildir. Natalizumab kesilmesinden hemen sonra bu tıbbi ürünlerin kullanımı aditif bir immünosupressif etkiye yol açabilir. Bu, vaka bazında dikkatle değerlendirilmeli ve natalizumab eliminasyon periyodu uygun olmalıdır. Klinik çalışmalarda, relapsları tedavi etmek için kullanılan kısa dönem steroidler enfeksiyonlardaki artış ile ilişkilendirilmemiştir.
Sodyum içeriği
TYSABRİ tıbbi ürününün her bir flakonu 2,3 mmol (veya 52 mg) sodyum içermektedir. 9 mg/mL (% 0,9) sodyum klorür içeren 100 ml çözelti içerisinde seyreltildiğinde, bu tıbbi ürün her doz başına 17,7 mmol (veya 406 mg) sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
TYSABRİ’nin diğer DMT’ler ile kombinasyonu kontrendikedir. (bkz. Bölüm 4.3).
İmmünizasyon:
Relapslı MS’i olan 60 kişilik hasta grubunda yapılan randomize, açık etiketli çalışmada; antijene (tetanoz toksoidi) bağışıklığın artmasına karşı hümoral immün yanıtta önemli bir farklılık bulunmamıştır. Tedavi edilmeyen kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, 6 aydır TYSABRİ ile tedavi edilen hastalarda bir neoantijene karşı (keyhole limpet haemocyanin) sadece kısmen daha yavaş ve azalmış hümoral immün yanıt gözlenmiştir. Canlı aşılar ile ilgili çalışma yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve Laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar /Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon): TYSABRİ’nin çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Eğer TYSABRİ kullanırken hasta hamile kalırsa, TYSABRİ tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.TYSABRİ’nin hamilelik sırasında kullanımının yarar/risk değerlendirmesi, hastanın klinik durumu ve TYSABRİ kesildikten sonra hastalık aktivitesinin olası geri dönüşü dikkate alınmalıdır.
Gebelik dönemi:
TYSABRİ’ nin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Klinik çalışmalardan elde edilen veriler, prospektif gebelik kayıtları, pazarlama sonrası vakalar ve mevcut literatürler, gebelik sonuçlarında TYSABRİ maruziyetinin etkisi hakkında fikir vermemektedir.
Tamamlanmış prospektif TYSABRİ gebelik kayıtları, uygun şekilde sonuçlanan 355 gebelik içermektedir. 316 canlı, doğum kusurları olduğu bildirilen 29 doğum bulunmuştur. 29 doğumun 16’sı majör kusur olarak sınıflandırılmıştır. Kusurların oranı, MS hastalarını kapsayan diğer gebelik kayıtlarında raporlanan kusur oranlarını karşılamaktadır. TYSABRİ ile doğum kusurlarının spesifik bir modelinin kanıtı bulunmamaktadır.
Gebe kadınlarda TYSABRİ tedavisine ilişkin yeterli ve iyi kontrollü çalışma bulunmamaktadır.
Pazarlama sonrası ortamda, gebelik sırasında natalizumaba maruz kalan kadınlardan doğan bebeklerde trombositopeni ve anemi bildirilmiştir. Gebelik sırasında natalizumaba maruz kalan kadınlardan doğan yenidoğanlarda trombosit sayılarının ve hemoglobinin izlenmesi önerilir.
Bu ilaç gebelik sırasında sadece açıkça ihtiyaç duyulduğunda kullanılmalıdır. Bir kadın natalizumab alırken gebe kalırsa, natalizumabın kesilmesi düşünülmelidir.
Laktasyon dönemi:
Natalizumab anne sütü ile atılmaktadır (süte geçmektedir). Yenidoğanlarda/infantlarda natalizumabın etkisi bilinmemektedir. TYSABRİ tedavisi süresince, emzirme kesilmelidir.
Üreme yeteneği/ Fertilite:
İnsanlarda kullanılan dozun aşırı dozları ile yapılan bir çalışmada, dişi kobayların fertilitesinde azalma görülmüştür; natalizumab erkek fertilitesini etkilememiştir.
Tavsiye edilen maksimum dozun alınmasının ardından, insanlardaki fertilite durumunu etkilemesinin uzak bir ihtimal olduğu düşünülmektedir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TYSABRİ’nin araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde küçük bir etkisi vardır. Bu tıbbi ürünün uygulanmasından sonra baş dönmesi meydana gelebilir (bkz. Bölüm 4.8).
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
1617 MS hastasının yer aldığı plasebo kontrollü çalışmalarda, hastalar 2 yıla kadar natalizumab ile tedavi görmüştür (plasebo:1135). Tedavinin kesilmesine yol açan advers olaylar natalizumab ile tedavi gören hastaların % 5,8’inde oluşmuştur (plasebo: % 4.8). Çalışmaların 2 yıllık süresi boyunca, natalizumab ile tedavi gören hastaların % 43,5’inde advers reaksiyonlar bildirilmiştir (plasebo: % 39,6).
Natalizumab (intravenöz infüzyon ve subkutan enjeksiyon) ile tedavi edilen 6786 hastada yapılan klinik çalışmalarda, en sık görülen advers reaksiyonlar baş ağrısı (%32), nazofarenjit (%27), yorgunluk (%23), idrar yolu enfeksiyonu (%16), natalizumab uygulamasıyla ilişkili bulantı (%15), artralji (%14) ve baş dönmesi (%11) olmuştur.
Advers reaksiyonların tablolaştırılmış listesi
Klinik çalışmalardan, ruhsatlandırma sonrası güvenliliği çalışmalarından ve spontan raporlardan kaynaklanan advers reaksiyonlar, aşağıdaki Tablo 1’de sunulmaktadır.
Bu reaksiyonlar, MedDRA primer sistem organ sınıfı altında belirtilen MedDRA sınıflandırma terimleri şeklinde bildirilmiştir. Sıklıkları aşağıdaki gibi tanımlanmıştır: Çok yaygın (≥1/10); Yaygın (≥1/100 ila <1/10); Yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); Seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); Çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Her sıklık grubu içinde, advers reaksiyonlar azalan ciddiyete göre sunulmuştur.
MedDRA Sistem Organ Sınıfı
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Nazofarenjit Üriner
sistem
enfeksiyonu
Herpes
enfeksiyonu
Progresif
Multifokal
Lökoensefalopati (PML)
Meningoensefalit herpetik
JC virüsü granül hücreli nöropati
Nekrotizan
herpetik
retinopati
Kan
sistemi hastalıkları
Anemi
Trombositopeni, İmmün
trombositopenik purpura (ITP),
eozinofili
Hemolitik anemi çekirdekli kırmızı hücreler
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Anafilaktik
reaksiyon
Bağışıklığın
yeniden
yapılandırılması inflamatuar
sendromu
Sinir sistemi
hastalıkları
Baş
dönmesi
Baş ağrısı
Vasküler
hastalıklar
Kızarma
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal
hastalıklar
Dispne
Gastrointestinal hastalıklar
Bulantı
Kusma
Hepato-bilier hastalıklar
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Pruritus Döküntü Ürtiker
Anjiyoödem
Kas-iskelet
bozuklukları, bağ
hastalıkları
Artralji
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yorgunluk
Pireksi
Titreme
İnfüzyon
bölgesi
reaksiyonu Enjeksiyon bölgesi
reaksiyonu
Yüz ödemi
Araştırmalar
Karaciğer
enzimi artışı
İlaca özgü antikor varlığı
Yaralanma,
zehirlenme ve prosedürel
komplikasyonlar
İnfüzyonla ilgili
reaksiyon
Seçili advers reaksiyonların tanımlanması:
İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar (İRR)
MS hastalarında yapılan 2 yıllık kontrollü klinik çalışmalarda, infüzyon süresince veya infüzyonun tamamlanmasını takip eden 1 saat içerisinde meydana gelen infüzyonla ilişkili bir olay, advers olay olarak tanımlanmıştır.Bunlar, natalizumab ile tedavi edilen MS hastalarının % 23,1’inde meydana gelmiştir (plasebo: % 18,7). Plaseboya kıyasla, natalizumab ile daha yaygın olarak bildirilen olaylar içerisinde; sersemlik, bulantı, ürtiker ve titreme vardır.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
MS hastalarında yapılan 2 yıllık kontrollü klinik çalışmalarda, hastaların % 4’üne kadar aşırı duyarlılık reaksiyonları oluşmuştur. Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar, TYSABRİ kullanan hastaların % 1’inden daha azında oluşmuştur.Aşırı duyarlılık reaksiyonları genellikle infüzyon sırasında veya infüzyonun tamamlanmasından sonraki bir saat içinde oluşmuştur (bkz. Bölüm 4.4). Pazarlama sonrası deneyimde, aşağıda sıralanan ilişkili semptomların biri veya daha fazlası ile birlikte görülen aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir: Hipotansiyon, hipertansiyon, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, dispne, anjiyoödem, bunlara ek olarak döküntü ve ürtiker gibi daha çok rastlanan semptomlar.
İmmunojenisite
MS hastalarında yapılan 2 yıllık kontrollü klinik çalışmalarda, hastaların % 10’unda natalizumaba karşı antikor oluştuğu saptanmıştır. Hastaların yaklaşık % 6’sında kalıcı anti-natalizumab antikorları(en az 6 hafta sonra, yeniden test etmede bir pozitif test tekrarlanabilir) gelişmiştir. İlave edilen hastaların % 4’ünde sadece tek bir vakada antikor saptanmıştır.Kalıcı antikorlar, TYSABRİ’nin etkililiğindeki önemli azalma ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarının insidansındaki artış ile ilişkilidir. Bunlara ek olarak, kalıcı antikorlarla birlikte oluşan infüzyon ile ilişkili reaksiyonlar; titreme, bulantı, kusma ve kızarmayı içermektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Tedavinin yaklaşık olarak 6. ayından sonra, azalmış etkililik ya da infüzyon ile ilişkili olayların görülmesi sebebiyle kalıcı antikorlardan şüphelenilirse; bunlar saptanabilir ve ilk pozitif testten 6 hafta sonra yapılan bir sonraki test ile doğrulanabilir.Kalıcı antikora sahip olan hastalarda etkililiğin azalacağı veya aşırı duyarlılık ya da infüzyon ile ilişkili reaksiyonların insidansının artacağı göz önünde bulundurulduğunda; kalıcı antikor oluşturan hastalarda tedavi kesilmelidir.
Enfeksiyonlar (PML ve fırsatçı enfeksiyonlar dahil)
MS hastalarında yapılan 2 yıllık kontrollü klinik çalışmalarda enfeksiyon oranı, hem natalizumab hem de plasebo ile tedavi gören hastalarda, her hasta yılı için yaklaşık 1,5 bulunmuştur. Enfeksiyonların yapısı, natalizumab ve plasebo ile tedavi gören hastalarda genellikle benzer olmuştur. MS klinik çalışmalarında bir cryptosporidium diyare vakası bildirilmiştir. Diğer klinik çalışmalarda, bazıları ölümcül olabilen ek fırsatçı enfeksiyon vakaları bildirilmiştir. Hastaların büyük çoğu enfeksiyonlar sırasında natalizumab tedavisini kesmemiştir ve uygun tedavi ile iyileşme görülmüştür.
Klinik çalışmalarda, herpes enfeksionları (Varicella-Zoster virüsü, Herpes-simplex virüsü) plasebo ile tedavi gören hastalara kıyasla natalizumabile tedavi gören hastalarda biraz daha sık görülmüştür. Pazarlama sonrası deneyimde, TYSABRİ alan multipl skleroz hastalarında herpes simplex ve varicella zoster virüslerinin neden olduğu ciddi, hayatı tehdit eden ve bazen ölümcül ensefalit ve menenjit vakaları bildirilmiştir. TYSABRİ ile tedavinin devam süresi birkaç aydan birkaç yıla değişmektedir (bkz. Bölüm 4.4)
Pazarlama sonrası deneyimlerde, TYSABRİ uygulanan hastalarda nadir ARN vakaları görülmüştür. Bazı vakalar, merkezi sinir sistemi (CNS) herpes enfeksiyonu olan hastalarda (örn. herpes menejit ve ensefalit) meydana gelmiştir. Bir ya da iki gözü etkileyen ciddi ARN vakaları, bazı hastalarda körlüğe neden olmuştur. Bildirilen bu vakalarda tedavi, anti-viral tedavi ve bazı hastalarda cerrahidir (bkz. Bölüm 4.4).
Klinik çalışmalar, pazarlama sonrası gözlemsel araştırmalar ve pazarlama sonrası pasif izlemlerde PML vakaları bildirilmiştir. PML genellikle ciddi özürlülüğe veya ölüme yol açmaktadır (bkz. Bölüm 4.4).
JCV GCN vakaları TYSABRİ’nin pazarlama sonrası kullanımı sırasında bildirilmiştir. JCV GCN semptomları PML’ye benzemektedir.
Hepatik olaylar
Pazarlama sonrası dönemde; ciddi karaciğer hasarının spontan vakaları, karaciğer enzimlerinde artış, hiperbilirubinemi bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
Anemi ve hemolitik anemi
Seyrek, ciddi anemi ve hemolitik anemi vakaları, pazarlama sonrası gözlemsel çalışmalarda TYSABRİ ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir.
Maligniteler
2 yılı aşan tedavi süresince, natalizumab ve plasebo ile tedavi gören hastalar arasında, insidans oranlarında veya malignitelerin yapısında farklılık görülmemiştir. Ancak; maligniteler üzerinde natalizumab etkisi dışlanmadan önce, uzun süren tedavi periyodları boyunca gözlem yapmak gerekmektedir (Bölüm 4.3’e bakınız).
Laboratuvar testlerine etkisi
MS hastalarında yapılan 2 yıllık kontrollü klinik çalışmalarda TYSABRİ tedavisi; kan dolaşımındaki lenfosit, monosit, eozinofil, bazofil ve çekirdekli kırmızı kan hücrelerinde artış ile ilişkilendirilmiştir. Nötrofil sayısında artış görülmemiştir. Bireye özgü hücre tipleri için; lenfosit, monosit, eozinofil ve bazofilin başlangıç değerlerine göre artışları % 35 ile % 140 aralığındadır. Ancak ortalama hücre sayısı, IV uygulamada normal aralıklar içerisinde kalmıştır. TYSABRİ tedavisi boyunca hemoglobin (ortalama düşüş 0,6 g/dL), hematokrit (ortalama düşüş % 2) ve kırmızı kan hücre sayılarında (ortalama düşüş 0.1 x 106/L) düşüşler görülmüştür. Hematolojik değişkenlerdeki tüm değişiklikler, genellikle tıbbi ürünün son dozunun 16 hafta içerisinde tedavi öncesindeki değerlerine dönmüştür ve değişiklikler klinik semptomlar ile ilişkilendirilmemiştir. Pazarlama sonrası deneyimde, klinik semptomu olmayan eozinofili (eozinofil sayısı > 1500/mm3) bildirimleri de mevcuttur. Bu gibi vakalarda TYSABRİ tedavisi kesildiği zaman, yüksek eozinofil seviyeleri ortadan kalkmıştır.
Trombositopeni
Pazarlama sonrası deneyimde, yaygın olmayan sıklıkta trombositopeni ve immün trombositopenik purpura (ITP) bildirilmiştir.
Pediyatrik popülasyon
Ciddi advers olaylar, bir meta-analiz kapsamında bulunan 621 pediyatrik MS hastasında değerlendirilmiştir (bkz. Bölüm 5.1). Bu verilerin sınırlamaları dahilinde, bu hasta popülasyonunda tanımlanan yeni güvenliliğine dair sinyal bulunmamaktadır. Meta-analizde bir herpes menejit vakası bildirilmiştir. Meta-analizde herhangi bir PML vakası tanımlanmamıştır; ancak pazarlama sonrası deneyimlerde, natalizumab ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda PML bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonların raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
300 mg’dan yüksek dozların güvenliliği yeterince değerlendirilmemiştir. Güvenli bir şekilde uygulanabilecek maksimum natalizumab miktarı belirlenmemiştir.
Natalizumab doz aşımı için bilinen bir panzehir yoktur. Tedavi, tıbbi ürünün kesilmesinden ve gerektiğinde destekleyici tedaviden oluşur.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötikgrubu: İmmünosupresanlar, selektif immünosupresanlar ATC kodu: L04AA23
Farmakodinamik etkiler
Natalizumab, selektif adhezyon-molekül inhibitörü olup, nötrofiller haricinde tüm lökositlerin yüzeyinde oldukça fazla görülen insan integrinlerinin α4-alt ünitelerine bağlanır. Spesifik olarak natalizumab α4β1 integrinine bağlanır, vasküler hücre adhezyon molekülü-1 (VCAM-1), kendi reseptörü ile etkileşimini bloke eder, osteopontine bağlanır ve segment-1 (CS-1) ile birleşerek alternatif olarak fibronektine bağlanır. Natalizumab α4β7 integrin ile mukozal adressin hücre adhezyon molekülü-1 (MadCAM-1) etkileşimini bloke eder. Bu moleküler etkileşimin kesilmesi tek çekirdekli lökositlerin endotelyumdan inflamasyonlu parankimal dokuya göçünü engeller. Natalizumabın bir başka etki mekanizması ise; parankimal hücrelerde ve hücre dışı matrikste ligandları ile α4-eksprese eden lökositlerin etkileşimini inhibe ederek hastalıklı dokularda süren inflamatuvar reaksiyonların baskılanması şeklinde olabilir. Bu şekilde, natalizumab hastalık bölgesinde bulunan inflamatuvar aktiviteyi baskılarken inflamasyonlu dokulara immün hücrelerin daha fazla girişini inhibe eder.
MS’te lezyonların aktive edilmiş T-lenfositleri kan beyin bariyerini (KBB) geçtiğinde oluştuğuna inanılır. Kan beyin bariyerini geçen lökosit göçü, damar duvarının endoteliyal hücreleri ve inflamasyonlu hücreler üzerindeki adhezyon molekülleri arasındaki etkileşimi içerir. α4β1 ve hedefleri arasındaki etkileşim, beyindeki patolojik inflamasyonun önemli bir bileşenidir ve bu etkileşimlerin kesilmesi inflamasyonda azalmaya yol açar. Normal koşullar altında VCAM-1 beyin parenkimasında eksprese edilmez. Fakat pro-inflamatuvar sitokinlerin varlığında VCAM-1; endoteliyel hücre üzerinde ve muhtemelen inflamasyon bölgesi
sinir sistemi
inflamasyonunun oluşmasında α4β1’in VCAM-1, CS-1 ve osteopontin ile etkileşimi söz konusudur; ayrıca adhezyon oluşmasına, beyin parankimasına lökositlerin göçüne aracılık eder. Santral sinir sistemi dokularında inflamatuvar yolağı aktive eder. α4β1’in hedefleri ile moleküler etkileşimin blokajı MS’te beyinde bulunan inflamatuvar aktiviteyi azaltır ve inflamasyonlu dokuya immün hücrelerin daha fazla girişi inhibe olur; bu da MS lezyonlarının oluşmasını veya genişlemesini azaltır.
Klinik etkililik
AFFIRM klinik çalışması
Tek tedavi olarak etkililik, Kurtzke Genişletilmiş Özürlülük Durumu Ölçeği (EDSS) skoru 0 ile 5 arasında olan, çalışmaya girmeden önceki yıl içinde en az bir klinik relapsı olan relapsing-remitting multipl sklerozlu hastalarda 2 yıl süren (AFFIRM çalışması) randomize,
çift-kör, plasebo-kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. Ortalama yaş 37 iken, ortalama hastalık süresi 5 yıldı. Hastalar, 30 infüzyona kadar her 4 haftada bir plasebo (n=315) veya TYSABRİ 300 mg (n=627) almak üzere, 2:1 oranında randomize edildi. Nörolojik değerlendirmeler relapstan şüphelenilen zamanlarda ve her 12 haftada bir uygulandı. T2-hiperintens lezyonları ve T1-ağırlıklı gadolinium (Gd) tutan lezyonlar için MRG değerlendirmeleri yıllık olarak uygulandı.
Çalışma özellikleri ve sonuçları aşağıdaki Tablo 2’de sunulmuştur:
Tablo 2: AFFIRM çalışması: Ana özellikler ve sonuçlar
Proje
Monoterapi; randomize, çift-kör, plasebo-kontrollü, 120 haftalık paralel-grup çalışması
Vakalar
Tedavi
Plasebo/ Natalizumab 300 mg Her 4 haftada bir, I.V. olarak
Bir yıl sonlanım noktası
İki yıl sonlanım noktası
Relaps oranı ile türetilen değişkenler / MRG-türevi değişkenler
Vakalar
Randomize edilenler (Rastgele bölünenler)
1 yılı tamamlayanlar
2 yılı tamamlayanlar
Yıl olarak ortalama yaş (aralık)
Yıl olarak ortalama MS-öyküsü (aralık)
Yıl olarak teşhisten itibaren geçen ortalama süre (aralık)
Önceki 12 ay içinde görülen relapsların ortalaması (aralığı)
Başlangıç-EDSS değerinin ortalaması (aralığı)
SONUÇLAR
Yıllık atak oranı
Relapssız
Özürlülük
İlerleme oranı1 (12 haftalık doğrulama; primer sonuç)
MRG (0-2 yıl)
T2 hiperintense lezyon hacminde ortalama % değişiklik
Yeni veya yeni genişleyen T2-hiperintense
T1-hipointense lezyonlarının ortalama sayısı
1 Özürlülükte ilerleme, başlangıç EDSS = 0 değerinin 12 veya 24 hafta süre ile en az 1.5 puan artması veya başlangıç EDSS ≥ 1 değerinin 12 ve ya 24 hafta süre ile en az 1 puan artması olarak tanımlanmıştır.
Hızlı ilerleyen relapsing-remitting MS tedavisinin endike olduğu hasta alt gruplarında (2 veya daha fazla relapslı ve 1 veya daha fazla Gd+ lezyonlu) yıllık atak oranı; TYSABRİ ile tedavi gören grupta (n=148) 0,282, plasebo grubunda (n=61) ise 1,455’tir (p<0,001). Özürlülükteki ilerleme için risk oranı 0,36’dır (% 95 güven aralığı: 0,17, 0,76) (p=0,008). Bu sonuçlar post hoc istatistiksel analizinden elde edilmiştir ve dikkatle yorumlanmalıdır. Çalışmada hastaların katılımından önce relapsların şiddeti üzerine bilgi mevcut değildir.
TYSABRİ Gözlem Programı (TOP)
Devam eden TYSABRİ Gözlemsel Program (TOP)’ından, faz 4 çok merkezli tek kollu bir çalışma (n=5770), elde edilen sonuçların (Mayıs 2015 tarihinden itibaren) interim analizi beta interferondan (n=3255) veya glatiramer asetattan (n=1384), yıllık atak oranında (p<0,0001) uzun süreli, önemli bir azalma gösteren TYSABRİ’ye geçen hastaları göstermektedir. Ortalama EDSS skorları 5 yıl boyunca stabil kalmıştır. Beta interferondan veya glatiramer asetattan TYSABRİ’ye geçen hastalar için elde edilen sonuçlar ile uygun olarak, fingolimoddan (n=147) TYSABRİ’ye geçen hastalar için yıllık atak oranında (ARR) 2 yıl boyunca stabil kalan önemli ölçüde bir azalma gözlenmiştir ve ortalama EDSS skorları başlangıçtan 2. yıla benzer kalmıştır. Hastaların bu alt grubu için sınırlı numune boyutu ve TYSABRİ maruziyetinin süresi, bu veriler yorumlandığında değerlendirilmelidir.
Pediatrik popülasyon
Pazarlama sonrası meta-analiz, TYSABRİ ile tedavi edilen 621 pediyatrik MS hastasından elde edilen verilen kullanılarak yürütülmüştür (ortalama yaş 17, aralık 7-18 yaş, %91’i 14 yaşında ya da 14 yaşından büyük). Bu analizde, tedaviden önce mevcut verilere sahip olan hastaların sınırlı bir alt kümesinde (621 hastanın 158’i) yıllık atak oranında tedavi öncesi 1,466’den (%95 GA 1,337, 1,604) 0.110’a (%95 GA 0,094, 0,128) bir azalma görülmüştür.
Uzatılmış aralıklı dozlama
ABD’de anti-JCV antikoru pozitif TYSABRI hastalarının (TOUCH kaydı) önceden belirlenmiş, retrospektif analizinde, PML riski, onaylanmış doz aralığı ile tedavi edilen hastalar ile maruziyetin son 18 ayında tanımlandığı gibi uzatılmış aralıklı doz (EID, yaklaşık 6 haftalık ortalama doz aralıkları) ile tedavi edilen hastalar arasında karşılaştırılmıştır. EID ile dozlanan hastaların çoğunluğu (% 85), EID’ye geçmeden önce ≥1 yıl boyunca onaylanmış dozu almıştır. Analiz, EID ile tedavi edilen hastalarda PML riskinin daha düşük olduğunu göstermiştir (tehlike oranı =006 %95 güven aralığının tehlike oranı = 0,01-0,22).
Etkililiği, ≥1 yıl onaylı TYSABRI dozundan sonra daha uzun dozlamaya geçen ve geçişten
önceki
Mevcut
farmakokinetik/farmakodinamik istatistiksel modelleme ve simülasyon, daha uzun doz
aralıklarına geçiş yapan hastalar için MS hastalık aktivitesi riskinin, doz aralığı ≥7 hafta olan
hastalar için daha yüksek olabileceğini göstermektedir. Bu bulguları doğrulamak için
prospektif klinik çalışma tamamlanmamıştır.
EID ile birlikte uygulandığında natalizumabın etkinliği belirlenmemiştir; bu nedenle, EID’nin
yarar/risk dengesi bilinmemektedir (bakınız “İntravenöz uygulama Q6W”).
İntravenöz uygulama Q6W
Etkililik ve güvenliliği, natalizumab ile her altı haftada bir intravenöz olarak dozlanan 2017 McDonald kriterlerine göre tekrarlayan-düzelten MS’li deneklerin dahil edildiği prospektif, randomize, girişimsel, kontrollü, açık etiketli, değerlendirici-kör, uluslararası bir Faz 3 çalışmasında (NOVA,101MS329) değerlendirilmiştir.Çalışma, Q6W ve Q4W doz rejimleri arasındaki etkililik farkını tahmin etmek için tasarlanmıştır.
Çalışma, taramada EDSS skoru ≤ 5,5 olan, en az 1 yıl IV Q4W natalizumab tedavisi alan ve klinik olarak stabil olan 18-60 yaşları arasındaki 499 hastayı randomize etmiştir (son 12 ayda nüks yok, taramada gadolinyum (Gd) arttıran T1 lezyonları yok). Çalışmada, natalizumab ile en az bir yıllık IV Q4W tedavisinden sonra Q6W’ye geçen denekler, IV Q4W tedavisine devam eden deneklerle ilişkili olarak değerlendirilmiştir.
Yaş, cinsiyet, natalizumaba maruz kalma süresi, ülke, vücut ağırlığı, anti-JCV durumu ve ilk dozdan önceki yıl içinde nüks sayısı, natalizumab sırasında nüks sayısı, önceki DMT sayısı ve türün temel demografik alt grupları önceki DMT, Q6W ve Q4W dozlama tedavi kolları arasında benzerdi.
Tablo 3. NOVA çalışması: Ana özellikler ve sonuçlar
Tasarım
Monoterapi; faz 3b prospektif, randomize, girişimsel,
kontrollü, açık etiketli, değerlendirici-kör, uluslararası çalışma
Konular
RRMS (McDonald kriter)
Tedavi uygulaması (bölüm 1)
Natalizumab Q4W 300 mg I.V.
Natalizumab Q6W
300 mg I.V.
Randomize
248
251
SONUÇLAR
72. haftada bölüm 1 için mITTa populasyonu
242
247
Yeni/yeni büyütme (N/NE)
Başlangıçtan 72. Haftaya kadar T2 lezyonları
Lezyon sayısı = 0 olan denekler
189 (%78,1)
202 (%81,8)
= 1
7 (%3,6)
5 (%2,)
= 2
1 (%0,5)
2 (%0,8)
= 3
0
0
= 4
0
0
≥ 5
0
2* (%0,8)
Tamamlanmamış
45 (%18,6)
36 (%14,6)
Ayarlanmış ortalama N/NE T2-
hiperintens lezyonlar (birincil son nokta)* 95% GA b,c
0,05
(0,01, 0,22)
0,2
(0,07, 0,63)
p = 0,0755
N/NE T2 lezyonları
geliştiren deneklerin oranı
%4,1
%4,3
T1-hipointens lezyonları geliştiren deneklerin oranı
%0,8
%1,2
Gd arttırıcı lezyonlar
geliştiren deneklerin oranı
%0,4
%0,4
Düzeltilmiş yıllık relaps oranı
0,00010
0,00013
Nüksetmeyen deneklerin oranı **
%97,6
%96,9
24 haftalık doğrulanmış
EDSS kötüleşmesi olmayan oran
%92
%90
a En az 1 doz çalışma tedavisi (natalizumab SID veya natalizumab EID) alan ve aşağıdaki klinik etkililiği değerlendirmelerinden en az 1 başlangıç sonrası sonucu olan tüm randomize katılımcıları içeren mITT popülasyonu: MRI etkililiği değerlendirmeleri, relapslar, EDSS, 9-HPT, T25FW, SDMT, TSQM, CGI ölçeği.
b Sınıflandırma ve başlangıç vücut ağırlığı (≤80 ->80 kg), başlangıçta natalizumab maruziyet süresi (≤3 – >3 yıl) ve bölge (Kuzey Amerika, Birleşik Krallık, Avrupa ve İsrail, ve Avustralya)
ortak değişkenler olarak.
c Gözlenen lezyonlar, eşzamanlı olaylardan bağımsız olarak analiz için dahil edilir ve etkililiği veya güvenliliği (6 denek Q4W dozuna geçmiştir ve her biri Q6W ve Q4W dozunda tedaviyi bırakan 1 denek) nedeniyle eksik değerler, aynı tedavi grubunda aynı vizitte tedavi gören en kötü denek vakası tarafından veya başka bir şekilde çoklu değerlendirme yoluyla yüklenir.
* İki tedavi grubu arasındaki N/NE lezyonlarında görülen sayısal fark, Q6W kolunda iki denekte meydana gelen çok sayıda lezyondan kaynaklanmıştır. – tedavinin kesilmesinden üç ay sonra lezyon geliştiren bir denek ve 72. haftada asemptomatik PML teşhisi konan ikinci bir denek.
** Nüksler – klinik relapslar, minimum 24 saat süren ateş veya enfeksiyonla ilişkili olmayan yeni veya tekrarlayan nörolojik semptomlarla tanımlandığı şekilde değerlendirildi.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler:
Emilim:
MS hastalarına 300 mg natalizumab dozunun tekrarlanan intravenöz uygulamasını takiben, gözlenen maksimum serum konsantrasyonu ortalama 110±52 mikrogram/mL’dir. Dozlama periyodu boyunca ortalama kararlı durum dip natalizumab konsantrasyonları, Q4W dozlamada 23 mikrogram/mL ile 29 mikrogram/mL arasında değişmiştir. Herhangi bir zamanda, Q6W rejimi için ortalama çukur konsantrasyonlar, Q4W rejiminden yaklaşık %60 ila %70 daha düşük olmuştur. Kararlı duruma kadar tahmini süre yaklaşık 24 haftadır.
Popülasyon farmakokinetik analizi, 1 ila 6 mg/kg arasında değişen dozlar ve 150/300 mg sabit dozlar alan 12 çalışmayı ve 1,781 deneği içermektedir.
Dağılım:
Medyan kararlı durum dağılım hacmi 5,96 L (4,59-6,38 L, %95 güven aralığı) idi.
Biyotransformasyon
TYSABRI’nin metabolizasyonuna yönelik bir çalışma yürütülmemiştir. (Karaciğer enzimleri yoluyla metabolizma çalışmaları gibi metabolizasyona yönelik çalışmalar bu ürün ile ilgili değildir.)
Eliminasyon:
Lineer klirens için popülasyon medyan tahmini 6,1 mL/saat (5,75-6.33 mL/saat, %95 güven aralığı) ve tahmini medyan yarı ömür 28,2 gündü. Terminal yarı ömrünün 95. yüzdelik aralığı 11,6 ila 46,2 gündür.
1,781 hastanın popülasyon analizi, vücut ağırlığı, yaş, cinsiyet, anti-natalizumab antikorlarının varlığı ve formülasyon dahil olmak üzere seçilen ortak değişkenlerin farmakokinetik üzerindeki etkilerini araştırdı. Sadece vücut ağırlığı, anti-natalizumab antikorlarının varlığı ve Faz 2 çalışmalarında kullanılan formülasyonun natalizumab eğilimini etkilediği bulunmuştur. Natalizumab klirensi vücut ağırlığıyla orantılı olmayan bir şekilde arttı, öyle ki vücut ağırlığındaki +/-43’lük bir değişiklik klirenste sadece -%33 ila %30’luk bir değişiklikle sonuçlanmıştır. Kalıcı anti-natalizumab antikorlarının varlığı, kalıcı olarak antikor pozitif hastalarda gözlenen düşük serum natalizumab konsantrasyonları ile tutarlı olarak natalizumab klirensini yaklaşık 2,45 kat artırmıştır.
Özel Popülasyonlar
Pediatrik popülasyon
Pediyatrik MS hastalarında natalizumabın farmakokinetiği belirlenmemiştir.
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarda natalizumabın farmakokinetiği çalışılmamıştır.
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda natalizumabın farmakokinetiği çalışılmamıştır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik olmayan veriler; genototoksisite, tekrarlanan doz toksisitesi, konvansiyonel güvenlilik farmakolojisi çalışmalarına dayalı olarak insanlarda özel bir tehlike ortaya çıkarmamıştır.
Natalizumab farmakolojik aktivitesi ile uyumlu olarak in vivo çalışmaların çoğunda lenfosit göçündeki değişim, beyaz kan hücrelerinin artışı yanında artan dalak ağırlığı ile
gözlemlenmiştir. Bu değişiklikler geri dönüşümlüdür ve herhangi bir toksikolojik advers olaya neden olmadıkları görülmüştür.
Farelerde yürütülen çalışmalarda, lenfoblastik lösemi tümör hücreleri ve melanomun büyümesi ile metastazı natalizumab uygulanmasıyla artmamıştır.
Ames testi veya insan kromozomal sapma tayinlerinde natalizumabın klastojenik veya
hattı
proliferasyonunun veya sitotoksisitesinin in vitro tayinleri üzerine etki göstermemiştir.
İnsan dozunun aşırı dozlarındaki bir çalışmada dişi kobayın fertilitesinde azalmalar görülmüştür; natalizumab erkek fertilitesini etkilememiştir.
Üreme üzerine natalizumabın etkisi, 3’ü kobaylarda ve 2’si cynomolgus maymunlarında yapılan 5 çalışmada değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar, yavruların gelişimi üzerine etki veya teratojenik etki ile ilgili herhangi bir kanıt göstermemiştir. Guinea piglerinde yapılan bir çalışmada, yavru sağkalımında küçük bir azalma bildirilmiştir. Maymunlardaki bir çalışmada düşük sayısı, eşleşen kontrol grubu ile karşılaştırıldığında natalizumab 30 mg/kg tedavi grubunda iki katıdır. Bu ikinci kohortta gözlenmeyen, fakat birinci kohortta tedavi gören gruplarda düşüklerin yüksek insidans ile görülmesinin bir sonucudur. Başka çalışmalarda düşük oranı üzerine bir etki bildirilmemiştir. Gebe cynomolgus maymunlarındaki bir çalışma fetüste; hafif anemi, platelet sayısında azalma, dalak ağırlığında artış ve karaciğer ile timus ağırlıklarında azalmayı da içeren natalizumab ile ilişkili değişiklikler olduğunu göstermiştir. Bu değişiklikler; artan splenik ekstramedüller hematopoez, timus atrofisi ve azalan hepatik hematopoez ile ilişkilendirilmiştir. Platelet sayıları da, doğuma kadar natalizumab ile tedavi gören annelerin doğmamış bebeklerinde azalmıştır. Ancak, bu bebeklerde anemiye ait herhangi bir kanıt yoktur. Tüm değişiklikler insan dozunun aşırı dozlarında görülmüş ve natalizumabın klerensi ile geri dönmüştür.
Doğuma kadar natalizumab ile tedavi gören cynomolgus maymunlarında, bazı hayvanların anne sütünde düşük düzeylerde natalizumab tayin edilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Monobazik sodyum fosfat monohidrat
Dibazik sodyum fosfat heptahidrat
Sodyum klorür
Polisorbat 80 (E433)
Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
TYSABRİ, Bölüm 6.6’da bahsedilenler haricinde, diğer tıbbi ürünler ile karıştırılmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
Açılmamış flakon
48 ay
Seyreltilmiş çözelti:
Enjeksiyon için 9 mg/mL sodyum klorür (%0,9) çözeltisi ile seyreltildikten sonra hemen kullanılması önerilir. Eğer hemen kullanılmazsa seyreltilmiş çözelti 2°C – 8°C’de saklanmalı ve seyreltildikten sonraki 8 saat içerisinde infüzyonla verilmelidir. Kullanım öncesindeki saklama süresi ve koşulları kullanıcının sorumluluğu altındadır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Buzdolabında saklayınız (2°C – 8°C).
Dondurmayınız.
Flakonu ışıktan korumak için dış karton kutuda saklayınız.
Tıbbi ürünün seyreltildikten sonraki saklama koşulları için Bölüm 6.3’e bakınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
“Flip-off” kapaklı mührü (alüminyum) ve tıpası (klorobütil kauçuk) ile birlikte bir flakon (tip 1 cam) içerisinde 15 mL TYSABRİ bulunmaktadır.
Her karton kutuda bir flakon bulunmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanma talimatları:
1. Seyreltmeden ve uygulamadan önce, TYSABRİ flakonlarını partiküller açısından inceleyiniz. Flakon içindeki sıvı renksiz, berrak ile hafif opelesan, değilse ve/veya partiküller gözlenirse flakon kullanılmamalıdır.
2. İntravenöz (IV) infüzyon için TYSABRİ çözeltisini hazırlarken aseptik teknik kullanınız. “Flip-off” kapağı flakondan çıkartınız. Kauçuk tıpa merkezinden flakon içerisine şırınga iğnesini geçiriniz ve infüzyonluk çözelti konsantresinden 15 mL alınız.
3. 9 mg/mL (% 0,9) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisinin 100 mL’sine, 15 mL infüzyonluk çözelti konsantresini ekleyiniz. Tamamen karışması için TYSABRİ çözeltisini nazikçe ters çeviriniz. Çalkalamayınız.
4. TYSABRİ diğer tıbbi ürünler veya seyrelticilerle karıştırılmamalıdır.
5. Uygulama öncesi, renk değişimi ve partiküller bakımından seyreltilen tıbbi ürünü görsel olarak inceleyiniz. Eğer renk değişimi varsa veya yabancı partiküller gözlenirse kullanmayınız.
6. Seyreltilen tıbbi ürün, mümkün olan en kısa sürede ve seyreltmeden sonraki 8 saat içinde kullanılmalıdır. Eğer seyreltilen ürün 2°C – 8°C’de saklanırsa (dondurmayınız), infüzyondan önce çözelti oda sıcaklığına getirilmelidir.
7. Seyreltilen çözelti; yaklaşık olarak 2 mL/dakika hızında, 1 saat üzerinde intravenöz olarak infüze edilmelidir.
8. İnfüzyon tamamlandıktan sonra, intravenöz hattını 9 mg/mL (% 0,9) sodyum klorür enjeksiyonluk çözeltisi ile temizleyiniz.
9. Her flakon sadece tek kullanım içindir.
10. Kullanılmamış olan ürünler veya atık materyaller ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
GEN İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ SAN. ve TİC. A.Ş.,
Mustafa Kemal Mah., 2119.Sok., No:3 D:2-3 06520, Çankaya/ANKARA.
Tel : 0 312 219 62 19
Faks : 0 312 219 60 10
8. RUHSAT NUMARASI
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 19.09.2014
Ruhsat yenileme tarihi: 18.09.2020
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ