TRIUMEQ 30 FILM TABLET

KULLANMA TALİMATI
TRIUMEQ 50 mg/600 mg/300 mg film kaplı tablet Ağızdan alınır.
•Etkin madde: Her film kaplı tablet; 52,6 mg dolutegravir sodyum (50 mg dolutegravire eşdeğer), 702 mg abakavir sülfat (600 mg abakavire eşdeğer) ve 300 mg lamivudin içerir. •Yardımcı maddeler: D-Mannitol, mikrokristalize selüloz, povidon K29/32, sodyum nişasta glikolat, magnezyum stearat, Opadry II Mor 85F90057 (polivinil alkol – kısmi hidrolize, titanyum dioksit, makrogol/PEG, talk, siyah demir oksit, kırmızı demir oksit).
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
•Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz. •Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
•Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
•Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
•Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. TRIUMEQ nedir ve ne için kullanılır?
2. TRIUMEQ’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler 3. TRIUMEQ nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. TRIUMEQ’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
1. TRIUMEQ nedir ve ne için kullanılır?
TRIUMEQ; bir yüzünde “572 Trı” ibaresi oyulmuş ve iki yüzü de dışbükey (bikonveks) olan, mor, film kaplı oval tablettir. Tabletler; polipropilen vidalı kapaklı, silikajel nem çekici bulunan, opak beyaz renkli HDPE (yüksek yoğunluklu polietilen) şişelerde, 30 tablet veya 90 tablet (3×30 film kaplı tabletten oluşan çoklu ambalaj) içeren ambalajlarda piyasaya sunulmaktadır, ancak tüm ambalaj boyutları piyasada bulunmayabilir.
TRIUMEQ, HIV (İnsan Bağışıklık Eksikliği Virüsü) enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan üç etkin madde ihtiva eder. Bunlar abakavir, lamivudin ve dolutegravirdir. Abakavir ve lamivudin, “nükleozit analog revers transkriptaz inhibitörleri (NRTİ)” adı verilen antiretroviral ilaç grubuna aittir. Dolutegravir ise, “integraz inhibitörleri (İNİ)” adlı bir başka antiretroviral ilaç grubuna aittir.
TRIUMEQ, erişkinlerde ve vücut ağırlığı en az 40 kg olan 12 yaş ve üzeri çocuklarda HIV (insan immün yetmezlik virüsü) enfeksiyonunun tedavisinde kullanılır.
1
Doktorunuz TRIUMEQ reçete etmeden önce, HLA-B*5701 adlı belirli bir gen tipi taşıyıp taşımadığınızı öğrenmek için size bir test uygulayacaktır. TRIUMEQ’in, HLA-B*5701 genini taşıdığı bilinen hastalarda kullanılmaması gerekir. Bu geni taşıyan hastalarda TRIUMEQ kullanımı durumunda ciddi aşırı duyarlılık (alerjik) reaksiyon gelişme riski yüksektir (“4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümünün “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” kısmına bakınız).
TRIUMEQ, HIV enfeksiyonunu iyileştirmez; vücudunuzdaki virüs miktarını azaltır ve düşük düzeyde kalmasını sağlar. Aynı zamanda kanınızdaki CD4 hücre sayısını da artırır. CD4 hücreleri, vücudunuzun enfeksiyona karşı savaşmasına yardımcı olması açısından önem taşıyan, bir tür beyaz kan hücreleridir.
Her hasta TRIUMEQ tedavisine aynı şekilde yanıt vermez. Tedavinizin etkinliği doktorunuz tarafından takip edilecektir.
2. TRIUMEQ’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
TRIUMEQ’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Eğer;
•TRIUMEQ’in etkin maddeleri dolutegravire, abakavire (veya abakavir içeren başka ilaçlara), lamivudine veya ilacın içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı alerjiniz (aşırı duyarlılığınız) varsa. Yardımcı maddeler, bu Kullanma Talimatının başında belirtilmektedir.
“4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümünün “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” kısmında yer alan bilgileri dikkatlice okuyunuz.
•“Dofetilid” veya “pilsikainit” adlı ilaçları (kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir ilaç) kullanıyorsanız,
•Dalfampridin olarak da bilinen ve multiple skleroz tedavisinde kullanılan “fampridin” adlı başka bir ilaç kullanıyorsanız,
•HLA-B*5701 allel adı verilen bir gen tipine sahipseniz. TRIUMEQ tedavisine başlamadan önce bu genin sizde olup olmadığını anlamak için doktorunuz size tahlil yaptıracaktır.
•Orta ve şiddetli karaciğer rahatsızlığınız varsa.
Bu durumlardan herhangi biri sizin için geçerliyse doktorunuzu bilgilendiriniz.
TRIUMEQ’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
TRIUMEQ, abakavir ve dolutegravir içerir. Bu etkin maddelerin her ikisi de aşırı duyarlılık (hipersensitivite) reaksiyonu olarak bilinen ciddi bir alerjik reaksiyona neden olabilir. Sizde aşırı duyarlılık reaksiyonu görülürse abakaviri, dolutegraviri veya bunları içeren ürünleri asla tekrar kullanmayınız. Bu durum yaşamı tehdit edici olabilir.
“4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümündeki “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” kısmında yer alan bilgilerin hepsini dikkatli bir şekilde okuyunuz.
TRIUMEQ ambalajında, size ve tıp personeline aşırı duyarlılık konusunu hatırlatacak bir Uyarı Kartı bulunmaktadır. Bu kartı kopartıp sürekli yanınızda taşıyınız.
2
HIV için TRIUMEQ veya başka bir kombinasyon tedavisi kullanan bazı hastalar, daha fazla ciddi yan etki riski altındadır. Bu ilave risklerin farkında olmanız gerekmektedir:
•Orta veya şiddetli karaciğer hastalığınız varsa,
•Hepatit B veya C dahil olmak üzere, karaciğer hastalığınız varsa ya da önceden olmuşsa. Hepatit B enfeksiyonunuz varsa, hastalığınız tekrar ortaya çıkabileceğinden, doktorunuzun tavsiyesi olmadan TRIUMEQ tedavisini sonlandırmayınız.
•Böbreklerinizde bir sorun varsa.
Bu durumlardan herhangi biri sizin için geçerliyse, TRIUMEQ tedavisine başlamadan önce doktorunuza bilgilendiriniz. Doktorunuz, siz bu ilacı kullanırken, kan tahlilleri dahil olmak üzere sizden başka tahliller yaptırmanızı isteyebilir. Ayrıntılı bilgi için “4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümüne bakınız.
Abakavir aşırı duyarlılık reaksiyonları
HLA-B*5701 geni olmayan hastalarda da ciddi bir alerjik reaksiyon olan aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişebilir.
“4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümündeki “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” kısmında yer alan bilgilerin hepsini dikkatli bir şekilde okuyunuz.
Kalp krizi riski
Abakavirin kalp krizi geçirme riskini artırma olasılığı göz ardı edilemez.
Kalp rahatsızlığınız varsa, sigara kullanıyorsanız veya yüksek kan basıncı ve diyabet gibi kalp hastalığı riskini arttıran bir hastalığınız varsa doktorunuza söyleyiniz. Doktorunuz tarafından size tavsiye edilmediği sürece ilacınızı kullanmayı kesmeyiniz.
Önemli belirtiler açısından dikkatli olunuz:
HIV enfeksiyonunun tedavisi için ilaç kullanan bazı hastalarda ciddi olabilecek başka durumlar da gelişebilir. Bunlar aşağıdakiler olabilir:
•Enfeksiyon ve iltihap belirtileri
•Eklem ağrısı, eklem katılığı ve kemik rahatsızlıkları
TRIUMEQ kullanırken dikkatli olmanız gereken önemli bulgu ve belirtiler hakkında bilgi sahibi olmanız gerekmektedir.
Bu kullanma talimatının “4. Olası yan etkiler nelerdir?” bölümündeki “HIV kombinasyon tedavisinin diğer olası yan etkileri” kısmında yer alan bilgilerin hepsini dikkatli bir şekilde okuyunuz.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Eğer herhangi bir ilaç kullanıyorsanız, son zamanlarda kullandıysanız veya kullanmayı planlıyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz.
TRIUMEQ’i aşağıdaki ilaçlar ile eş zamanlı kullanmayınız:
•Kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan dofetilid veya pilsikainit,
•Dalfampridin olarak da bilinen ve multiple skleroz tedavisinde kullanılan fampridin
3
Bazı ilaçlar TRIUMEQ’in çalışma mekanizmasını etkileyebilir veya sizde yan etki görülme riskini artırabilir. TRIUMEQ de bazı ilaçların çalışma mekanizmasını etkileyebilir. Bu nedenle, aşağıdaki listede yer alan ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız doktorunuza söyleyiniz: •Diyabet tedavisinde kullanılan metformin
•Sindirim güçlüğü ve mide yanması tedavisinde kullanılan ve “antasitler” adı verilen ilaçlar. TRIUMEQ almadan önceki 6 saat boyunca veya TRIUMEQ aldıktan sonraki en az 2 saat boyunca antasit almayınız (ayrıca bkz. Bölüm 3).
•Kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyeleri veya multivitaminler. Eğer TRIUMEQ’i yemekle birlikte alıyorsanız; kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyeleri veya multivitaminleri TRIUMEQ ile aynı zamanda alabilirsiniz. Eğer TRIUMEQ’i yemekle birlikte almıyorsanız, TRIUMEQ almadan önceki 6 saat boyunca veya TRIUMEQ aldıktan sonraki en az 2 saat boyunca kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyeleri veya multivitaminleri almayınız (ayrıca bkz. Bölüm 3).
•HIV enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan emtrisitabin, etravirin, efavirenz, nevirapin veya tipranavir/ritonavir
•Düzenli kullanılıyorsa, sorbitol ve diğer şeker alkollerini (ksilitol, mannitol, laktitol veya maltitol gibi) içeren (genellikle sıvı) ilaçlar
•HIV enfeksiyonunu veya hepatit B enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılan, lamivudin içeren diğer ilaçlar
•Tüylü hücreli lösemi tedavisinde kullanılan kladribin
•Tüberküloz (TB) ve diğer bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan rifampisin •Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotik olan trimetoprim/sülfametoksazol
•Epilepsi (sara hastalığı) tedavisinde kullanılan fenitoin ve fenobarbital
•Epilepsi (sara hastalığı) ve bipolar bozukluk tedavisinde kullanılan okskarbamazepin ve karbamazepin
•Depresyon tedavisinde kullanılan bitkisel sarı kantaron (St. John’s wort) (Hypericum perforatum)
•Eroin bağımlılığı tedavisinde kullanılan metadon. Abakavir, metadonun vücuttan atılma hızını artırır. Metadon kullanıyorsanız, doktorunuz sizi yoksunluk belirtileri için kontrol edecektir. Metadon dozunuzun değiştirilmesi gerekebilir.
•Kalpten akciğerlere kan taşıyan kan damarlarındaki (pulmoner arterlerdeki) yüksek kan basıncının tedavisinde kullanılan riociguat. Doktorunuzun riociguat dozunu azaltması gerekebilir çünkü abakavir kandaki riociguat düzeylerini artırabilir.
Bu listede yer alan ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız, doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz. Doktorunuz, ilacın dozunu ayarlayabilir veya sizden başka tahliller yaptırmanızı isteyebilir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
4
Eğer hamileyseniz, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız, TRIUMEQ tedavisinin risklerini ve yararlarını öğrenmek için doktorunuza danışınız.
Hamile kalma sırasında veya hamileliğin ilk 6 haftası süresince TRIUMEQ kullanımı, omuriliğin kusurlu olması (spina bifida) gibi “nöral tüp defekti” denilen bir tür doğum kusurunun riskinde artışa neden olabilir.
Eğer TRIUMEQ kullanırken hamile kalabilecekseniz doktorunuzla görüşünüz ve kondom veya doğum kontrol hapı gibi bir doğum kontrol yöntemine ihtiyaç olup olmadığını tartışınız.
Eğer hamile kalırsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız derhal doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz, tedavinizi gözden geçirecektir. Size ve doğmamış bebeğinize zarar verebileceğinden, doktorunuza danışmadan TRIUMEQ kullanmayı bırakmayınız.
Gebelikte veya doğum sırasında nükleozit analoğu revers transkriptaz inhibitörleri (NRTİ) kullanan annelerin bebeklerinde, “laktat” adı verilen bir maddenin kandaki seviyelerinde küçük, geçici artışlar gözlemlenmiştir. Buna ek olarak, sinir sistemini etkileyen büyümede gecikme ve nöbet gibi rahatsızlıklar çok seyrek olarak bildirilmiştir.
Mitokondriyal bozukluk:
Nükleozit ve nükleotit analoglarının laboratuvar ortamında ve canlılarda değişken seviyede mitokondriyal hasara neden olduğu gösterilmiştir. Rahimde ve/veya doğum sonrasında nükleozit analoglarına maruz kalan HIV negatif bebeklerde mitokondriyal fonksiyonda bozukluk bildirilmiştir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
HIV enfeksiyonu anne sütü ile bebeğe geçebildiği için, HIV ile yaşayan kadınlarda emzirme önerilmemektedir
Az miktarda TRIUMEQ bileşenleri de anne sütüne geçebilir. Eğer emziriyorsanız veya emzirmeyi düşünüyorsanız, bu durumu bir an önce doktorunuz ile görüşünüz.
Araç ve makine kullanımı
TRIUMEQ, sersemlik ve konsantrasyon eksikliğine neden olabilecek bazı yan etkilere yol açabilir.
Dikkatinizin etkilenmediğinden emin değilseniz araç veya makine kullanmayınız.
TRIUMEQ’in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler TRIUMEQ içeriğinde ilave uyarı gerektiren yardımcı madde bulunmamaktadır.
3. TRIUMEQ nasıl kullanılır?
•Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
5
İlacınızı her zaman doktorunuzun size tavsiye ettiği şekilde kullanınız. Emin değilseniz doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Olağan doz, günde bir kere bir tablettir.
Vücut ağırlığınız 40 kg’ın altında ise TRIUMEQ’i kullanmayınız.
•Uygulama yolu ve metodu:
TRIUMEQ, yiyeceklerle birlikte veya aç karnına alınabilir. Tabletleri biraz sıvı ile birlikte yutunuz.
•Değişik yaş grupları:
Çocuklarda ve ergenlerde kullanımı:
Vücut ağırlığı en az 40 kg olan 12 ila 17 yaşındaki çocuklar ve ergenler, TRIUMEQ’in günde bir kere erişkin dozunu kullanabilir.
TRIUMEQ, 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılmaz. TRIUMEQ’in bu yaş grubunda kullanımı üzerine henüz bir çalışma yapılmamıştır.
Yaşlılarda kullanımı:
65 yaş ve üzeri hastalarda dolutegravir, abakavir ve lamivudin kullanımı üzerine sınırlı veri mevcuttur. Böbrek veya karaciğer hastalığınız ve kan değerlerinizde değişiklik varsa doktorunuza danışınız.
•Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonunun bir göstergesi olan kreatinin klirensinin <30 ml/dk olduğu hastalarda TRIUMEQ kullanımı önerilmez.
Hafif veya orta böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Bununla birlikte, kreatinin klirensinin <50 ml/dk olduğu hastalarda lamivudin maruziyeti önemli derecede artar.
Böbrek yetmezliğiniz varsa doktorunuza danışınız.
Karaciğer yetmezliği:
Orta veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalar için bir klinik veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, gerekli olmadıkça bu hastalarda TRIUMEQ kullanımı önerilmemektedir. Hafif düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda yakın takip gerekmektedir.
Karaciğer yetmezliğiniz varsa doktorunuza danışınız.
TRIUMEQ kullanmadan önce 6 saat boyunca ya da kullandıktan en az 2 saat sonrasına kadar antasit kullanmayınız. Ranitidin ve omeprazol gibi diğer asit düşürücü ilaçlar TRIUMEQ ile
6
birlikte eş zamanlı olarak kullanılabilir. TRIUMEQ ile birlikte antasit kullanımına ilişkin ayrıntılı bilgi için doktorunuza danışınız.
Eğer TRIUMEQ’i yemekle birlikte kullanıyorsanız; kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyeleri veya multivitaminleri TRIUMEQ ile aynı zamanda kullanabilirsiniz. Eğer TRIUMEQ’i yemekle birlikte kullanmıyorsanız, TRIUMEQ kullanmadan önce 6 saat boyunca ya da kullandıktan en az 2 saat sonrasına kadar kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyesi veya multivitamin kullanmayınız. TRIUMEQ ile birlikte kalsiyum, demir veya magnezyum içeren gıda takviyelerinin veya multivitaminlerin kullanımına ilişkin ayrıntılı bilgi için doktorunuza danışınız.
Eğer TRIUMEQ’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla TRIUMEQ kullandıysanız
Reçete edilen günlük dozdan daha fazlasını kullandıysanız, doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Mümkünse, TRIUMEQ’in ambalajını da yanınızda götürünüz.
TRIUMEQ’denkullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
TRIUMEQ’i kullanmayı unutursanız
Bir dozu unutursanız, bunu hatırlar hatırlamaz ilacı alınız. Ancak bir sonraki dozun zamanı 4 saat içindeyse, unuttuğunuz dozu atlayınız ve daha sonrasında ilacınızı normalde kullandığınız şekilde kullanmaya devam ediniz.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
TRIUMEQ ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
Herhangi bir nedenle, özellikle de yan etki yaşadığınızı veya başka bir rahatsızlığınız olduğunu düşünerek, TRIUMEQ tedavisini sonlandırırsanız:
•Tedaviye yeniden başlamadan önce doktorunuza danışınız. Doktorunuz, yaşadığınız belirtilerin aşırı duyarlılık reaksiyonu olup olmadığını kontrol edecektir.
Doktorunuz yaşadığınız belirtilerin aşırı duyarlılık reaksiyonu ile ilişkili olduğu kanısındaysa, size TRIUMEQ tedavisine veya abakavir ya da dolutegravir içeren başka bir ilaca asla başlamamanız gerektiğini söyleyecektir. Bu tavsiyeye uymanız önemlidir.
Doktorunuz TRIUMEQ tedavisine yeniden başlayabileceğinizi söylerse, gerekli görmesi durumunda, ilk dozu tıbbi müdahale olanaklarına ulaşmanın kolay olduğu bir yerde vermek isteyebilir.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
HIV tedavisi süresince kilonuz ile kan şekeri ve lipid düzeylerinde artış olabilir. Bu durum, kan lipid düzeylerinde bazen HIV tedavisinin kendisi ile ve genel olarak da sağlığınızın ve yaşam biçiminizin düzelmesi ile ilişkili olabilir. Doktorunuz bu değişiklikler için test yapacaktır. Tüm ilaçlar gibi, TRIUMEQ de herkeste görülmemekle birlikte bazı yan etkilere yol açabilir.
7
HIV tedavisi görürken yaşadığınız belirtinin TRIUMEQ’e veya kullandığınız başka ilaçlara veya HIV enfeksiyonuna bağlı olup olmadığını tayin etmek güç olabilir. Bu nedenle, sağlığınızla ilgili en küçük değişiklikleri doktorunuzla paylaşmanız çok önemlidir.
Abakavir, özellikle HLA-B*5701 adı verilen özel bir gen tipini taşıyan hastalarda aşırı duyarlılık reaksiyonuna (ciddi bir alerjik reaksiyon) neden olabilir. HLA-B*5701 genine sahip olmayan hastalarda bile aşağıda “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” başlığı altında anlatılan aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişebilir. Bu ciddi yan etkiye dair bilgileri okumanız ve anlamanız çok önemlidir.
Aşağıda TRIUMEQ için listelenen yan etkilerin yanı sıra, HIV kombinasyon tedavisi sırasında başka rahatsızlıklar da görülebilir.
Kullanma Talimatında “HIV kombinasyon tedavisinin diğer olası yan etkileri” başlığı altındaki bilgileri dikkatlice okuyunuz.
Aşağıdakilerden herhangi birisi olursa TRIUMEQ’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
•Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
TRIUMEQ, abakavir ve dolutegravir ihtiva eder. Bu etkin maddelerin ikisi de aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak bilinen ciddi bir alerjik reaksiyona neden olabilir.
Bu aşırı duyarlılık reaksiyonları abakavir içeren ilaçlar kullanan hastalarda daha sık görülmüştür.
Bu reaksiyon kimlerde görülür?
TRIUMEQ tedavisi gören tüm hastalarda abakavire karşı aşırı duyarlılık reaksiyonu görülebilir.
Bu reaksiyon, TRIUMEQ tedavisine devam edildiği takdirde yaşamı tehdit edici olabilir.
HLA-B*5701 allel genine sahipseniz bu reaksiyonun görülme riski artar (bu gen olmadan da reaksiyon gelişebilir). TRIUMEQ tedavisine başlamadan önce bu genin sizde olup olmadığını anlamak için tahlil yaptırmanız gerekmektedir. Bu gene sahip olduğunuzu biliyorsanız, TRIUMEQ tedavisine başlamadan önce doktorunuzu bilgilendiriniz.
Ne gibi belirtiler görülür?
Çok yaygın görülen belirtiler ateş (yüksek vücut ısısı) ve cilt döküntüsüdür.
Yaygın görülen diğer belirtiler; bulantı (hasta hissetme), kusma (hasta olma), ishal, karın ağrısı, şiddetli yorgunluk ve şiddetli halsizliktir.
Diğer belirtiler şunları içerir:
•Eklem veya kas ağrısı
•Boyunda şişlik
•Nefes darlığı
•Boğaz ağrısı
•Öksürük
8
•Zaman zaman görülen baş ağrıları
•Göz iltihabı (konjonktivit)
•Ağız ülserleri
•Düşük kan basıncı
•Ellerde veya ayaklarda karıncalanma veya uyuşma hissi
Bu reaksiyonlar ne zaman görülür?
Aşırı duyarlılık reaksiyonları, TRIUMEQ tedavisi boyunca herhangi bir zamanda gelişebilir; ancak genellikle tedavinin ilk 6 haftasında görülür.
Aşağıdakilerden herhangi biri olursa hemen doktorunuzla iletişime geçiniz: 1)Cilt döküntüsü VEYA
2)Aşağıdaki gruplardan en az İKİSİNDEN bir veya daha fazla belirti varsa: –Ateş
–Nefes darlığı, boğaz ağrısı veya öksürük
–Bulantı veya kusma veya ishal veya karın ağrısı
–Şiddetli halsizlik veya ağrı, sızı veya genel olarak hasta hissetmek
Doktorunuz, TRIUMEQ tedavisini bırakmanızı söyleyebilir.
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin TRIUMEQ’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Laktik asidoz nadir görülen, fakat ciddi bir yan etkidir.
TRIUMEQ veya benzeri (NRTİ) ilaç tedavisi gören hastalarda karaciğer büyümesi ile birlikte laktik asidoz denilen durum gelişebilir.
Laktik asidoz, vücutta laktik asit birikiminin neden olduğu bir tablodur. Nadir görülmekle birlikte, genellikle tedaviden sonra birkaç ay içerisinde meydana gelir. İç organlarda yetmezliğe neden olarak, yaşamı tehdit edebilir.
Laktik asidoz, karaciğer hastalığı olanlarda ve özellikle kadınlarda daha fazla görülme eğilimindedir.
Laktik asidoz belirtileri şu şekildedir:
•Derin, hızlı, zor nefes alma
•Sersemlik hissi
•Kollarda ve bacaklarda his veya güç kaybı
•Hasta hissetme (bulantı) ve hasta olma (kusma) •Karın ağrısı
Tedaviniz sırasında laktik asidoz belirtileri doktorunuz tarafından takip edilecektir. Bu belirtilerden herhangi biri veya sizi endişelendiren başka bir belirti sizde varsa, DERHAL DOKTORUNUZA DANIŞINIZ.
TRIUMEQ kullanmayı bıraktıysanız:
9
Bir aşırı duyarlılık reaksiyonu nedeniyle TRIUMEQ kullanmayı bıraktıysanız BİR DAHA ASLA TRIUMEQ veya abakavir içeren başka bir ilaç kullanmamalısınız. Kullanırsanız, saatler içerisinde kan basıncınız ölümle sonuçlanabilecek tehlikeli bir şekilde düşebilir. Ayrıca bir daha asla dolutegravir içeren ilaçlar da kullanmamalısınız.
Herhangi bir nedenden dolayı, özellikle yan etki yaşadığınızı düşündüğünüz veya başka hastalıklarınız olduğu için, TRIUMEQ kullanmayı bıraktıysanız:
•Tekrar başlamadan önce doktorunuzla görüşmelisiniz. Doktorunuz belirtilerinizin bir aşırı duyarlılık reaksiyonuyla ilişkili olup olmadığını kontrol edecektir. Doktorunuz belirtilerinizin bir aşırı duyarlılık reaksiyonuyla ilişkili olabileceğini düşünüyorsa, bu durumda bir daha asla TRIUMEQ veya abakavir içeren başka herhangi bir ilacı kullanmamanızı söyleyecektir. Ayrıca, bir daha asla dolutegravir içeren başka ilaçlar kullanmamanız da söylenecektir. Bu öneriye uymanız çok önemlidir.
Tekrar abakavir içeren ürünleri kullanmaya başlayan, ancak kullanmayı bırakmadan önce Uyarı Kartı’ndaki sadece bir belirtinin görüldüğü hastalarda nadiren aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişmiştir.
Geçmişte herhangi bir aşırı duyarlılık bulgusu olmadan abakavir içeren ilaçlar kullanmış olan hastalarda, bu ilaçları yeniden kullanmaya başladıklarında çok seyrek olarak aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişmiştir.
Doktorunuz yeniden TRIUMEQ kullanmaya başlayabileceğinizi söylediği takdirde, ilk dozlarınızı gerektiğinde tıbbi bakıma kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir yerde almanız istenebilir.
TRIUMEQ’e karşı aşırı duyarlı iseniz, kullanmadığınız tüm TRIUMEQ tabletlerini güvenli bir şekilde uzaklaştırılması için geri veriniz. Ne yapmanız gerektiğini öğrenmek için doktorunuz veya eczacınızla görüşünüz.
TRIUMEQ ambalajında size ve tıp personeline aşırı duyarlılık reaksiyonu konusunu hatırlatacak bir Uyarı Kartı bulunmaktadır. Bu kartı kopartıp sürekli yanınızda taşıyınız.
Diğer yan etkiler
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sınıflandırılmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan : 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Çok yaygın:
•Baş ağrısı
•İshal
•Hasta hissetme (bulantı)
•Uyku güçlüğü (insomnia)
•Halsizlik
Yaygın:
10
•Aşırı duyarlılık reaksiyonu (Bu bölümün başındaki “Aşırı duyarlılık reaksiyonları” başlığına bakınız.)
•İştah kaybı
•Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması (gastro-özofageal reflü hastalığı) •Uyku bozukluğu
•Döküntü
•Kaşıntı (pruritus)
•Hasta olma (kusma)
•Karın ağrısı
•Mide rahatsızlığı
•Kilo artışı
•Hazımsızlık
•Gaz şikayeti (flatulans)
•Baş dönmesi
•Anormal rüyalar
•Kabuslar
•Depresyon (derin üzgünlük ve değersizlik hissi)
•Yorgunluk
•Kaygı, endişe (anksiyete)
•Ateş (yüksek vücut ısısı)
•Öksürük
•Burunda tahriş veya akıntı
•Saç dökülmesi
•Kas ağrısı ve şikayetleri
•Eklem ağrısı
•Bitkin hissetme
•Uyuklama hali
•Genel olarak kendini iyi hissetmeme hali
Kan testlerinde tespit edilebilen yaygın olan yan etkiler şunlardır:
•Karaciğer enzimlerinin seviyesinde artış
•Kaslarda üretilen enzimlerin (kreatin fosfokinaz) seviyesinde artış
Yaygın olmayan:
•Karaciğer iltihabı (hepatit)
•İntihar düşüncesi veya intihara eğilimli davranışlar (özellikle önceden depresyon ya da zihinsel hastalığı olan hastalarda)
•Panik atak
Kan testlerinde tespit edilebilen yaygın olmayan yan etkiler:
•Kanın pıhtılaşmasında görev yapan hücre sayısında azalma (trombositopeni)
•Düşük kırmızı kan hücre sayısı (anemi) veya düşük beyaz kan hücre sayısı (nötropeni) •Kandaki şeker (glukoz) miktarında artış
•Kandaki trigliserit (yağ tipi) seviyesinde artış
•İmmün rekonstitüsyon sendromu (antiretroviral tedavi başlanan HIV ile enfekte bireylerin, önceden var olan ya da yeni ortaya çıkan klinik durumlarının paradoksik kötüleşmesi ile ilişkili iltihabi (inflamatuvar) bozukluk)
11
Seyrek:
•Pankreas iltihabı (pankreatit)
•Kas dokusunda yıkılma
•Karaciğer yetmezliği (Belirtileri deride ve gözün beyaz kısmında sarılık veya idrar renginin koyulaşması olabilir.)
•İntihar (özellikle daha önceden depresyonu veya akıl sağlığı sorunları olan hastalarda)
Eğer herhangi bir akıl sağlığı sorunu yaşarsanız derhal doktorunuzu bilgilendiriniz (ayrıca yukarıdaki diğer akıl sağlığı sorunlarına bakınız).
Kan testlerinde tespit edilebilen seyrek görülen yan etkiler: •Amilaz enziminde artış
•Bir karaciğer fonksiyonu testi olan bilirubinde artış
Çok seyrek:
•Deride his kaybı ve batma hissi (karıncalanma)
•Kollarda ve bacaklarda güçsüzlük hissi
•Su toplaması ve ortası soluk renkte, kenarları ise daha koyu bir halka ile çevrili küçük benekler şeklinde görülebilen cilt döküntüsü (eritema multiforme)
•Su toplaması ve cilt soyulması ile birlikte görülen, genellikle ağız, burun, göz ve genital bölgede yaygın döküntü (Stevens-Johnson sendromu) ve vücut yüzeyinin %30’undan fazlasına yayılan cilt soyulmasının eşlik ettiği daha şiddetli bir formu (toksik epidermal nekroliz)
•Laktik asidoz (kanda laktik asit miktarının yükselmesi)
Kan testlerinde tespit edilebilen çok seyrek olan yan etkiler şunlardır:
•Kemik iliğinin yeni kırmızı kan hücresi üretememesi (saf kırmızı hücre aplazisi)
Bu yan etkilerden herhangi biri sizde varsa doktorunuza danışınız. Bu durum bu kullanma talimatında belirtilmeyen olası herhangi bir yan etki için de geçerlidir.
HIV kombinasyon tedavisinin diğer olası yan etkileri
TRIUMEQ gibi kombinasyon tedavisi alan HIV hastalarında başka yan etkiler de görülebilir.
Enfeksiyon ve iltihap (enflamasyon) belirtileri
İleri evre HIV enfeksiyonu veya AIDS hastalığı bulunan insanların bağışıklık sistemi zayıftır ve bu insanlarda ciddi enfeksiyon (fırsatçı enfeksiyonlar) gelişme olasılığı fazladır. Bu tür enfeksiyonlar “sessiz” olabilir ve tedaviye başlamadan önce zayıf bağışıklık sistemi tarafından tespit edilemeyebilir. Tedaviye başladıktan sonra bağışıklık sistemi güçlenip, enfeksiyonlara saldırabilir ve bu da enfeksiyon veya enflamasyon bulgularına neden olabilir. Bulgular genellikle ateşle birlikte aşağıdakilerden bazılarını içerir:
•Baş ağrısı
•Mide ağrısı
•Solunum güçlüğü
Seyrek olarak, bağışıklık sistemi güçlendikçe sağlıklı vücut dokularına da saldırabilir (otoimmün bozukluklar). HIV enfeksiyonunu tedavi etmek için ilacı kullanmaya başlamanızdan aylar sonra otoimmün bozukluk belirtileri gelişebilir. Belirtiler şunlar olabilir:
12
•Çarpıntı (hızlı veya düzensiz kalp atımı) veya titreme (tremor) •Aşırı hareketlilik hali (sürekli huzursuzluk ve hareket etme)
•El ve ayaklarda başlayıp vücudun üst kısmına yayılan zayıflık hissi
Bu enfeksiyon veya iltihap (enflamasyon) belirtilerinden herhangi biri sizde varsa, derhal doktorunuza danışınız. Doktorunuzun tavsiyesi olmadan, enfeksiyon tedavisi için başka bir ilaç kullanmayınız.
Eklem ağrısı, eklem katılığı ve kemik rahatsızlıkları
HIV kombinasyon tedavisi gören bazı hastalarda osteonekroz gelişebilir. Bu rahatsızlıkta kemik dokusunun bir kısmı, kemiğe yeterli düzeyde kan gitmediği için ölür. Bu tablo daha çok şu durumlarda gelişir:
•Uzun süredir kombinasyon tedavisi görüyorsanız,
•Eş zamanlı olarak, “kortikosteroid” adı verilen anti-enflamatuvar ilaçlar kullanıyorsanız,
•Alkol kullanıyorsanız,
•Bağışıklık sisteminiz çok zayıfsa,
•Aşırı kiloluysanız.
Osteonekroz belirtileri şunları içerir:
•Eklemlerde katılık
•Sızı ve ağrı (özellikle kalça, diz ve omuzlarda) •Hareket güçlüğü
Bu belirtilerden herhangi biri sizde varsa doktorunuza danışınız.
Kilo, kan lipitleri ve kan şekeri etkileri
HIV tedavisi süresince kilonuz ile kan şekeri ve lipit düzeylerinde artış olabilir. Bu durum, bazen HIV tedavisinin kendisi ile ve kısmen sağlığınızın ve yaşam biçiminizin düzelmesi ile ilişkilidir. Doktorunuz bu değişiklikler için test yapacaktır.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
Yan etkilerin raporlanması:
Kullanma Talimatında yer alan veya almayan herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz. Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.
5. TRIUMEQ’in saklanması
TRIUMEQ’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25 ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
13
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra TRIUMEQ’i kullanmayınız.
Son kullanma tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaçları çöpe atmayınız! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca belirlenen toplama sistemine veriniz.
Ruhsat sahibi:
GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Büyükdere Cad. No: 173 1. Levent Plaza B Blok 34394 1. Levent/İstanbul
Üretim yeri:
Delpharm Poznań Spółka Akcyjna, Poznan, Polonya
Bu kullanma talimatı 16.02.2023 tarihinde onaylanmıştır.
14
1. YÜZ
* TRIUMEQ HASTA UYARI KARTI
ÖNEMLİ – HASTA UYARI KARTI
TRIUMEQ (dolutegravir/abakavir/lamivudin) tablet Bu kartı her zaman yanınızda bulundurunuz.
TRIUMEQ abakavir ihtiva ettiği için, TRIUMEQ kullanan bazı hastalarda aşırı duyarlılık reaksiyonu (ciddi alerjik reaksiyon) gelişebilir. Bu reaksiyon, TRIUMEQ tedavisine devam edildiği takdirde yaşamı tehdit edici olabilir. Aşağıdakilerden herhangi biri sizde varsa, TRIUMEQ tedavisini sonlandırma konusunda tavsiye almak için DERHAL DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ:
1)Cilt döküntüsü VEYA
2)Aşağıda gruplardan en az İKİSİNDEN bir veya daha fazla belirti varsa: – Ateş
– Nefes darlığı, boğaz ağrısı veya öksürük
– Bulantı veya kusma veya ishal veya karın ağrısı
– Şiddetli halsizlik veya ağrı veya genel olarak hasta hissetmek
Bu reaksiyon nedeniyle TRIUMEQ almayı bıraktıysanız, bir daha ASLA TRIUMEQ veya abakavir içeren başka herhangi bir ilaç ALMAYINIZ çünkü saatler içerisinde kan basıncınızda yaşamı tehdit eden bir düşme veya ölüm yaşayabilirsiniz.
2. YÜZ
TRIUMEQ’e karşı aşırı duyarlılık reaksiyonu geliştiğini düşünüyorsanız, DERHAL doktorunuza bildiriniz. Doktorunuzun adını ve irtibat numarasını aşağıya yazınız:
Adı: ………………………………………………Telefon: ……………………………………..
Doktorunuza ulaşamamanız durumunda, zaman kaybetmeden başka bir tıbbi yardım alınız (örneğin, size en yakın hastanenin acil servisine başvurunuz).
TRIUMEQ’e ilişkin genel bilgi talepleriniz için GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş. ile iletişime geçiniz:
Telefon: 444 5 475
15
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TRIUMEQ 50 mg/600 mg/300 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her film kaplı tablette:
Dolutegravir sodyum ……………… 52,6 mg (50 mg dolutegravire eşdeğer) Abakavir sülfat ………………………. 702 mg (600 mg abakavire eşdeğer) Lamivudin …………………………….. 300 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Bir yüzüne “572 Trı” ibaresi oyulmuş, mor, bikonveks, film kaplı oval tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
TRIUMEQ, erişkinler ve 40 kg ve üzerindeki 12 yaşından büyük adolesanların İnsan Bağışıklık Eksikliği Virüsü (HIV) enfeksiyonu tedavisinde endikedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).
Abakavir içeren ürünlerle tedaviye başlamadan önce, hangi ırka ait olduğundan bağımsız olarak, HIV enfeksiyonu bulunan bireylerin hepsinde HLA-B*5701 allel taşıyıcısı taraması yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
TRIUMEQ tedavisine, HIV enfeksiyonu tedavisinde deneyimli bir hekim tarafından başlanmalı ve izlenmelidir.
Erişkin ve adolesan popülasyon (en az 40 kg ağırlığında):
TRIUMEQ’in erişkin ve adolesan popülasyonda önerilen dozu günde bir kere bir tablettir.
TRIUMEQ, sabit doz kombinasyonu olduğu ve dozun düşürülmesi mümkün olmadığı için, vücut ağırlığı <40 kg olan erişkinlerde ve adolesanlarda kullanılmamalıdır.
Uygulama şekli:
1
TRIUMEQ, yiyecek ile beraber ya da aç karnına alınabilir.
TRIUMEQ’in etkin maddeleri olan dolutegravir, abakavir veya lamivudinin birinin kullanımının sonlandırılması veya dozunun ayarlanması gerektiğinde bu etkin maddelerin ayrı ayrı preparatları bulunmaktadır. Bu etkin maddelerden birinin kullanımının sonlandırılması veya dozunun ayarlanması gerektiğinde, her bir preparatın kendi ürün bilgileri dikkate alınmalıdır. İlaç-ilaç etkileşimlerine (örneğin; rifampisin, karbamazepin, okskarbazepin, fenitoin, fenobarbital, St. John’s wort (sarı kantaron), etravirin (güçlendirilmiş proteaz inhibitörü olmadan), efavirenz, nevirapin veya tipranavir/ritonavir) bağlı olarak bir doz ayarlamasının gerektiği durumda dolutegravirin ayrı bir preparatı bulunmaktadır (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).
Eğer bir doz alımı unutulursa ve bir sonraki doz ile arasında 4 saatten fazla süre varsa, hatırlanır hatırlanmaz atlanan doz alınmalıdır. Bir sonraki dozun zamanı 4 saat içindeyse, unutulan doz atlanmalı ve daha sonrasında ilaç normalde kullanıldığı şekilde kullanılmaya devam edilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
TRIUMEQ’in, kreatinin klirensi <30 mL/dk olan hastalarda kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 5.2). Hafif veya orta düzeyde böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Buna karşın, kreatinin klirensi <50 mL/dk olan hastalarda lamivudin maruziyeti anlamlı şekilde artar (bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Abakavir, ilk olarak karaciğer tarafından metabolize edilir. Orta veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalar için bir klinik veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, gerekli olmadıkça bu hastalarda TRIUMEQ kullanımı önerilmemektedir. Hafif düzeyde (Child-Pugh skoru 5-6) karaciğer yetmezliği olan hastalarda, mümkünse abakavir plazma düzeylerinin takibi de dahil olmak üzere, yakın takip gerekmektedir (bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
12 yaşından küçük çocuklarda TRIUMEQ kullanımının etkililiği ve güvenliliği henüz belirlenmemiştir. Bu hasta popülasyonuna ilişkin bir veri bulunmamaktadır.
Geriyatrik popülasyon:
Dolutegravir, abakavir veya lamivudinin 65 yaş ve üzeri hastalarda kullanımı üzerine sınırlı veri mevcuttur. Genç hastalara kıyasla, yaşlı hastalarda farklı doz kullanımı gerekliliğine ilişkin veri bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.2). Böbrek fonksiyonunda azalma ve hematolojik parametrelerde değişiklik gibi yaşa bağlı değişiklikler nedeniyle, bu yaş grubunda dikkatli olunmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
Dolutegravir, abakavir, lamivudin veya ürünün içeriğindeki yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda TRIUMEQ kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4, Bölüm 4.8 ve Bölüm 6.1).
2
HLA-B*5701 allel taşıyıcısı olanlarda kontrendikedir.
Dalfampridin olarak da bilinen fampridin, dofetilid veya pilsikainit dahil olmak üzere; organik katyon taşıyıcısı 2 (OCT2)’nin substratları olan ve dar terapötik pencereli tıbbi ürünlerle birlikte eş zamanlı olarak uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Orta ve şiddetli karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda kullanımı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Aşırı duyarlılık reaksiyonları (bkz. Bölüm 4.8):
Hem abakavir hem de dolutegravir aşırı duyarlılık reaksiyonları (ADR) riskine neden olur (bkz. Bölüm 4.8) ve çoklu organ tutulumuna işaret eden semptomlarla birlikte ateş ve/veya döküntü gibi başka semptomlarla ortak özellikler gösterir. TRIUMEQ ile oluşan ADR’ye abakavir veya dolutegravirin neden olup olmadığını saptamak klinik açıdan mümkün değildir. Aşırı duyarlılık reaksiyonları abakavir ile daha sık gözlenmiştir; bunların bazıları doğru bir şekilde tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit edici ve bazı durumlarda ölümcül olabilir. HLA-B*5701 allel testi pozitif çıkan hastalarda abakavirle ADR görülme riski yüksektir. Buna karşın, abakavirle ADR bu alleli taşımayan hastalarda düşük bir sıklıkta bildirilmiştir.
Bu nedenle, aşağıdakilere mutlaka uyulması gerekir:
-Tedaviye başlamadan önce mutlaka HLA-B*5701 durumunun belgelenmesi gerekir. -TRIUMEQ tedavisine; HLA-B*5701 durumu pozitif olan hastalarda veya daha önce abakavir içeren bir tedavi programı almış olan, abakavir ADR’sinden şüphe edilen ve HLA-B*5701 durumu negatif hastalarda asla başlanmamalıdır.
-ADR’den şüphe edilmesi durumunda, HLA-B*5701 alelinin yokluğunda bile, TRIUMEQ tedavisi gecikmeden kesilmelidir. TRIUMEQ tedavisinin aşırı duyarlılığın ortaya çıkmasından sonra durdurulmasındaki gecikme ani ve yaşamı tehdit eden bir reaksiyonla sonuçlanabilir. Karaciğer aminotransferaz ve bilirubin değerleri de dahil olmak üzere klinik durum takip edilmelidir.
-ADR şüphesiyle TRIUMEQ tedavisi durdurulduktan sonra TRIUMEQ veya abakavir veya dolutegravir içeren başka herhangi bir tıbbi ürüne asla yeniden başlanmamalıdır.
-Abakavirle şüpheli bir ADR sonrasında abakavir içeren ürünlere yeniden başlamak semptomların saatler içerisinde aniden geri dönmesine neden olabilir. Bu tekrar genellikle ilk tablodan daha şiddetlidir ve yaşamı tehdit eden hipotansiyona ve ölüme sebep olabilir. -Abakavir ve dolutegravire yeniden başlanmasının önüne geçebilmek için, ADR şüphesi yaşanan hastalara geri kalan TRIUMEQ tabletlerini imha etmeleri söylenmelidir.
ADR’lerin klinik açıklaması
Aşırı duyarlılık reaksiyonları klinik çalışmalarda dolutegravir ile tedavi edilen hastaların <%1’inde bildirilmiş olup, döküntü, yapısal bulgular, bazen de ciddi karaciğer reaksiyonları dahil organ fonksiyon bozukluğu özelliği göstermiştir.
Abakavirle ADR klinik çalışmalarda ve ruhsatlandırma sonrası takip sırasında iyi bir şekilde karakterize edilmiştir. Bu reaksiyonlar tedavi sırasında herhangi bir anda ortaya çıkabilse de semptomlar genellikle abakavir tedavisine başladıktan sonraki ilk altı haftada (medyan ortaya çıkma süresi 11 gün) görülmüştür.
3
Abakavirle oluşan ADR’lerin neredeyse hepsinde ateş ve/veya döküntü yer alır. Abakavirle ADR’nin parçası olarak gözlenen solunum yolu ve gastrointestinal semptomlar dahil diğer işaret ve semptomlar Bölüm 4.8’de (Seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili açıklamalar) ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Daha da önemlisi bu tür semptomlar solunum yolu hastalığı (pnömoni, bronşit, farenjit) veya gastroenterit olarak ADR’ye yanlış tanı konmasına yol açabilir. Bu ADR ile ilişkili semptomlar tedavinin devam etmesiyle kötüleşerek yaşamı tehdit eder hale gelebilir. Bu semptomlar genellikle abakavirin kesilmesiyle kendiliğinden geçer.
Seyrek olarak, ADR semptomları dışındaki nedenlerle abakavir tedavisini bırakan hastalarda abakavir tedavisine yeniden başladıktan sonra saatler içerisinde (bkz. Bölüm 4.8, Seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili açıklamalar) yaşamı tehdit eden reaksiyonlar yaşanmıştır. Bu tür hastalarda abakavire yeniden başlama tıbbi yardıma kolaylıkla ulaşılabilecek ortamlarda gerçekleştirilmelidir.
Laktik asidoz/steatoz ile birlikte ciddi hepatomegali:
Abakavir ve lamivudin dahil tek başına veya kombinasyon halinde antiretroviral nükleozit analoğu kullanımında ölümcül vakalar dahil steatoz ile birlikte ciddi hepatomegali ve laktik asidoz bildirilmiştir. Bu vakaların çoğu kadınlardan oluşmuştur.
Laktik asidozun geliştiğine dair klinik belirtiler genel halsizlik, anoreksi ve ani açıklanamayan kilo kaybı, gastrointestinal semptomlar ile solunum semptomları (dispne ve taşipne) olabilir.
Özellikle karaciğer hastalığı için bilinen risk faktörleri olan hastalara TRIUMEQ verilirken dikkatli olunmalıdır. Hepatitle birlikte veya hepatit olmaksızın laktik asidozun klinik veya laboratuvar belirtilerinin görüldüğü hastalarda (transaminaz yükselmelerinin olmadığı durumlarda bile hepatomegali ve steatoz durumları olabilir) TRIUMEQ tedavisine ara verilmelidir.
Kilo ve metabolik parametreler:
Antiretroviral tedavi sırasında kiloda ve kan lipit ve glukoz düzeylerinde artış görülebilir. Bu tür değişiklikler hastalık kontrolü ve yaşam tarzı değişiklikleri ile ilişkili olabilir. Lipitler ve kilo için bazı vakalarda tedavinin etkisine dair bir kanıt bulunmaktadır. Kan lipitlerinin ve glukozunun takibi HIV tedavi kılavuzları referans alınarak yapılmalıdır. Lipit bozuklukları klinik açıdan uygun olduğu şekilde yönetilmelidir.
Karaciğer hastalığı:
TRIUMEQ’in güvenliliği ve etkililiği altta yatan önemli karaciğer bozuklukları olan hastalarda henüz belirlenmemiştir. TRIUMEQ, orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 5.2).
Kronik aktif hepatit dahil, daha önceden karaciğer fonksiyonu bozukluğu olan hastalarda kombinasyon antiretroviral tedavi sırasında karaciğer fonksiyonu anormalliklerinin sıklığında artış vardır ve bu hastaların standart uygulamalara göre izlenmesi gerekir. Bu tür hastalarda karaciğer hastalığında kötüleşme bulgusu varsa tedavinin kesilmesi veya tedaviye ara verilmesi düşünülmelidir.
Kronik hepatit B veya C:
4
Antiretroviral kombinasyon tedavisi uygulanan kronik hepatit B veya C hastalarında şiddetli ve ölümcül potansiyeli olan hepatik advers reaksiyon riski artmıştır. Eş zamanlı hepatit B veya C antiviral tedavisi alan hastalar için, bu tıbbi ürünlerin Kısa Ürün Bilgisi’ne başvurulmalıdır.
TRIUMEQ, hepatit B’ye karşı etki gösteren lamivudin içerir. Abakavir ve dolutegravirin böyle bir etkisi yoktur. Lamivudin monoterapisinin genellikle hepatit B için yeterli bir tedavi olmadığı düşünülmektedir çünkü hepatit B direnci gelişmesi riski yüksektir. TRIUMEQ hepatit B ile ortak enfeksiyonu olan hastalarda kullanılacaksa, bu durumda genellikle ek bir antiviral ilaca gerek duyulur. Tedavi kılavuzlarına başvurulması gerekir.
TRIUMEQ kullanımı hepatit B virüsü ile ortak enfeksiyonu olan hastalarda kesilirse, lamivudinin kesilmesi hepatitin akut alevlenmesiyle sonuçlanabileceğinden, hem karaciğer fonksiyonu testleri hem de HBV replikasyonu belirteçleriyle periyodik takip önerilir.
İmmün Reaktivasyon Sendromu:
Ciddi bağışıklık yetmezliği olan HIV ile enfekte hastalarda kombine antiretroviral tedaviye (KART) başlandığında, asemptomatik veya rezidüel fırsatçı patojenlere karşı inflamatuvar bir reaksiyon gelişerek ağır klinik durumlara veya semptomların kötüleşmesine yol açabilir. Tipik olarak, bu tür reaksiyonlar KART’a başlandıktan sonraki ilk haftalar veya aylar içinde gözlenir. Bununla ilgili verilebilecek uygun örnekler sitomegalovirüs retiniti, genel ve/veya fokal mikobakteriyel enfeksiyonlar ve Pneumocystis jiroveci pnömonisidir (genellikle PCP olarak adlandırılır). Tüm inflamatuvar semptomlar değerlendirilmeli ve gerekli durumlarda tedaviye başlanmalıdır. Otoimmün hastalıkların da (örneğin, Graves hastalığı veya otoimmün hepatit) immün reaktivasyonu sırasında meydana geldiği bildirilmiştir, ancak bu bildirilen hastalıkların başlama zamanı birbirinden farklıdır ve bu olaylar tedaviye başladıktan aylar sonra da meydana gelebilir.
Dolutegravir tedavisinin başlangıcında hepatit B ve/veya C ortak enfeksiyonu bulunan bazı hastalarda immün rekonstitüsyon sendromuyla tutarlı karaciğer kimya değerlerinde yükselmeler gözlenmiştir. Hepatit B ve/veya C ortak enfeksiyonu bulunan hastalarda karaciğer değerlerinin izlenmesi önerilir (bu bölümde daha önce geçen ‘Kronik hepatit B veya C’ başlığına ve ayrıca Bölüm 4.8’e bakınız).
İn utero maruziyet sonrası mitokondriyal fonksiyon bozukluğu:
Nükleozit ve nükleotit analoglarının; en fazla stavudin, didanozin ve zidovudin ile bildirilmek üzere, mitokondriyal fonksiyonlar üzerinde değişik derecelerde etkilenmeye yol açabileceği düşünülmektedir. HIV negatif bebeklerin in utero ve/veya postnatal nükleozit analoglarına maruz kalmaları halinde mitokondriyal fonksiyon bozukluğu geliştiği bildirilmiştir ve bu durum daha çok zidovudin içeren tedavi rejimleri ile ilişkilendirilmiştir. Bildirilen başlıca advers reaksiyonlar hematolojik bozukluklar (anemi, nötropeni) ve metabolik bozukluklardır (hiperlaktatemi, hiperlipasemi). Bu reaksiyonlar sıklıkla geçicidir. Geç ortaya çıkan bazı nörolojik bozukluklar (hipertoni, konvülsiyon, anormal davranış) nadiren bildirilmiştir. Nörolojik bozuklukların geçici veya kalıcı olup olmadığı şu anda bilinmemektedir. Nükleozit ve nükleotit analoglarına in utero maruz kalan, bilinmeyen etiyolojiye bağlı ciddi klinik bulgular sergileyen (özellikle nörolojik bulgular) çocukların hepsi bu bilgiler yönünden değerlendirilmelidir. Bu bulgular, HIV’nin dikey geçişini önlemek için hamile kadınlarda antiretroviral tedavi kullanılmasıyla ilgili mevcut ulusal önerileri etkilememektedir.
5
Miyokard infarktüsü:
Gözlemsel çalışmalar miyokard infarktüsü (MI) ve abakavir kullanımı arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalara esas olarak antiretroviral tedavi alan hastalar dahil edilmiştir. Klinik çalışma verileri, kısıtlı sayıda hastada MI geliştiğini ve bu riskte küçük bir artışın ekarte edilemeyeceğini göstermektedir. Genel olarak, gözlemsel kohort ve randomize çalışmalardan elde edilen veriler tutarsızdır ve abakavir tedavisi ve MI riski arasındaki olası nedensel bir ilişkiyi ne doğrulamakta ne de reddetmektedir. Günümüzde bu riskte potansiyel bir artışı izah edebilecek kesin bir biyolojik mekanizma bilinmemektedir. TRIUMEQ reçete edilirken, tüm değiştirilebilir risk faktörlerini (örneğin; sigara, hipertansiyon, hiperlipidemi) en aza indirgemek için gerekli önlemler alınmalıdır.
Osteonekroz:
Etiyolojisinin çok faktörlü (kortikosteroid kullanımı, bifosfonatlar, alkol tüketimi, şiddetli immünosüpresyon, artmış beden kitle indeksi) olduğu düşünülmekle birlikte, başta ileri HIV hastalığı olan ve/veya uzun süreli KART alan hastalarda olmak üzere, osteonekroz vakaları bildirilmiştir. Hastalara; eklem ağrısı ve acısı, eklem katılığı veya hareket güçlüğü geliştiğinde hekime başvurmaları önerilmelidir.
Fırsatçı enfeksiyonlar:
Hastalara TRIUMEQ veya başka bir antiretroviral tedavinin HIV enfeksiyonunu iyileştiremeyeceği ve bu hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar ve HIV enfeksiyonunun başka komplikasyonlarının gelişmeye devam edebileceği anlatılmalıdır. Bu nedenle, bu hastalar HIV ile ilişkili hastalıkların tedavisinde tecrübeli hekimler tarafından yakın tıbbi gözetim altında tutulmalıdır.
Orta düzeyde böbrek yetmezliği olan kişilerde kullanım:
TRIUMEQ kullanan ve kreatinin klerensi 30 ila 49 ml/dakika olan hastalarda lamivudin maruziyeti (EAA), kreatinin klerensi 50 ml/dakika ve üzeri olan hastalardakinden 1,6 ila 3,3 kat daha yüksek olabilir. Dozu ayarlanmış lamivudin alan ve kreatinin klerensi 30 ila 49 ml/dakika olan hastalarda TRIUMEQ’i ayrı ayrı bileşenlerine kıyaslayan ve randomize, kontrollü çalışmalardan elde edilen güvenlilik verileri bulunmamaktadır. Zidovudin ile kombinasyon halindeki lamivudine ait orijinal ruhsatlandırma çalışmalarında, yüksek lamivudin maruziyetleri yüksek hematolojik toksisite (nötropeni ve anemi) oranları ile bağlantılı olmuştur, ancak nötropeni veya anemiye bağlı tedavi sonlandırmasının her biri çalışmaya katılan bireylerin %1’inden daha azında görülmüştür. Lamivudinle ilişkili diğer advers olaylar (gastrointestinal ve hepatik bozukluklar gibi) görülebilir.
Uzun süreli kreatinin klerensi 30 ila 49 ml/dakika olan ve TRIUMEQ kullanan hastalar, lamivudinle ilişkili advers olaylar (özellikle hematolojik toksisiteler) açısından izlenmelidir. Yeni veya daha da kötüleşen nötropeni veya anemi gelişmesi durumunda lamivudin ürün bilgileri doğrultusunda lamivudinin dozunun ayarlanması gerekir ki bu TRIUMEQ ile mümkün değildir. Tedavi rejiminin düzenlenmesi için TRIUMEQ tedavisi sonlandırılmalı ve TRIUMEQ’in ayrı ayrı bileşenleri kullanılmalıdır.
İlaç rezistansı:
Dolutegravirin integraz inhibitörlerine rezistans geliştirmiş hastalarda önerilen dozu günde iki kez 50 mg olduğundan, integraz inhibitör direnci olan hastalarda TRIUMEQ kullanımı önerilmez.
6
İlaç etkileşimleri: Rifampisin, karbamazepin, okskarbazepin, fenitoin, fenobarbital, St. John’s wort (sarı kantaron), etravirin (güçlendirilmiş proteaz inhibitörü olmadan), efavirenz, nevirapin veya tipranavir/ritonavir ile birlikte kullanıldığında dolutegravirin önerilen dozu günde 2 kez 50 mg’dır (bkz. Bölüm 4.5).
TRIUMEQ, polivalan katyon içeren antasitlerle birlikte kullanılmamalıdır. TRIUMEQ’in, bu tıbbi ürünlerden 2 saat önce veya 6 saat sonra alınması önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.5).
Yemekle birlikte alındığında, TRIUMEQ ve kalsiyum, demir veya magnezyum içeren takviyeler veya multivitaminler aynı zamanda alınabilir. Eğer TRIUMEQ aç karnına alınıyorsa; kalsiyum, demir veya magnezyum içeren takviyelerin veya multivitaminlerin TRIUMEQ’ten en az 2 saat sonra veya 6 saat önce alınması önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.5).
Dolutegravir, metformin konsantrasyonlarını artırabilir. Metformin ile dolutegravirin birlikte kullanılmaya başlandığı veya bırakıldığı durumlarda, glisemik kontrolün sağlanması için, metforminin dozunun ayarlanması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.5). Metformin, böbrek yoluyla atıldığından, dolutegravirle birlikte verildiğinde böbrek fonksiyonlarının takibi önemlidir. Bu kombinasyon, orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda (evre 3a kreatinin klerensi [CrCl] 45–59 mL/dk) laktik asidoz riskini artırabilir ve bu nedenle dikkatli bir yaklaşım önerilmektedir. Metformin dozunun azaltılması önemle değerlendirilmelidir.
Lamivudinin kladribinle kombinasyonu önerilmez (bkz. Bölüm 4.5).
TRIUMEQ, ilaç-ilaç etkileşimlerine bağlı olarak dolutegravirin dozunun ayarlanmasının gerektiği durumlar dışında; dolutegravir, abakavir, lamivudin veya emtrisitabin içeren başka tıbbi ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
TRIUMEQ; dolutegravir, abakavir ve lamivudin ihtiva ettiği için bu etkin maddelerin her biri ile olabilecek etkileşimler TRIUMEQ için de geçerlidir. Dolutegravir, abakavir ve lamivudin arasında klinik açıdan anlamlı bir ilaç etkileşimi olması beklenmez.
Diğer tıbbi ürünlerin dolutegravir, abakavir ve lamivudinin farmakokinetiği üzerindeki etkisi: Dolutegravir vücuttan ağırlıklı olarak üridin difosfat glukuronozil transferaz (UGT) 1A1 ile metabolizması yoluyla atılır. Dolutegravir ayrıca UGT1A3, UGT1A9, CYP3A4, P-glikoprotein (P-gp) ve meme kanseri direnç proteininin (BCRP) de substratıdır. Bu nedenle, TRIUMEQ ve UGT1A1, UGT1A3, UGT1A9, CYP3A4 ve/veya P-gp’yi engelleyen diğer tıbbi ürünlerin birlikte kullanılması dolutegravirin plazma konsantrasyonunu artırabilir. Bu enzimleri veya taşıyıcıları indükleyen tıbbi ürünler dolutegravirin plazma konsantrasyonunu düşürerek dolutegravirin terapötik etkisini azaltabilir (bkz. Tablo 1).
Dolutegravirin emilimi bazı anti-asit tıbbi ürünler ile azalır (bkz. Tablo 1).
Abakavir UGT (UGT2B7) ve alkol dehidrojenaz ile metabolize olur; UGT enzimleri indükleyicileri (örneğin; rifampisin, karbamazepin ve fenitoin) veya inhibitörleriyle (örneğin, valproik asit) veya alkol dehidrojenaz yoluyla vücuttan atılan bileşiklerle birlikte alınması abakavire maruziyeti değiştirebilir.
7
Lamivudin böbrek yoluyla temizlenir. İdrardan lamivudinin aktif renal salgısı organik katyon taşıyıcı (OCT) 2 ve çoklu ilaç ve toksin ekstrüzyon taşıyıcıları (MATE1 ve MATE-2K) aracılığıyla olur. Bu taşıyıcıların bir inhibitörü olan trimetoprimin lamivudin plazma konsantrasyonlarını artırdığı gösterilmiştir, ancak bu artış klinik açıdan anlamlı olmamıştır (bkz. Tablo 1). Dolutegravir bir OCT2 ve MATE1 inhibitörüdür, ancak bir çapraz çalışma analizine dayanarak lamivudin konsantrasyonlarının, dolutegravir ile birlikte uygulandığında veya uygulanmadığında benzer olduğu saptanmıştır. Bu durum dolutegravirin in vivo ortamda lamivudin maruziyeti üzerinde etkisi olmadığına işaret etmektedir. Lamivudin aynı zamanda hepatik alım taşıyıcısı OCT1’in substratıdır. Hepatik eliminasyon lamivudin klirensinde minör bir rol oynadığından OCT1’in inhibisyonu nedenli ilaç etkileşimlerinin klinik olarak anlamlı olması olası görülmemektedir. Abakavir ve lamivudin in vitro olarak BCRP ve P-gp’nin substratları olsalar da, abakavir ve lamivudinin mutlak biyoyararlanımlarının yüksek olması nedeniyle (bkz. Bölüm 5.2), bu atım taşıyıcı inhibitörlerinin abakavir veya lamivudin konsantrasyonlarında klinik olarak anlamlı etkileri olası görülmemektedir.
Dolutegravir, abakavir ve lamivudinin diğer tıbbi ürünlerin farmakokinetiği üzerindeki etkisi: In vivo ortamda dolutegravirin CYP3A4’ün bir substratı olan midazolam üzerinde etkisi olmamıştır. In vivo ve/veya in vitro verilere göre, dolutegravirin CYP3A4, CYP2C9 ve P-gp gibi majör enzim veya taşıyıcıların substratı olan tıbbi ürünlerin farmakokinetiğini etkilemesi beklenmemektedir (bkz. Bölüm 5.2).
In vitro ortamda dolutegravir OCT2 ve MATE1 renal taşıyıcılarını inhibe etmiştir. In vivo ortamda hastalarda kreatinin klirensinde % 10-14’lik bir azalma gözlenmiştir (sekretuvar fraksiyon OCT2 ve MATE-1 taşınmasına bağlıdır). In vivo ortamda dolutegravir, vücuttan atılımı OCT2 ve/veya MATE-1’e bağlı olan tıbbi ürünlerin (örneğin; dofetilid, pilsikainit, dalfampridin olarak da bilinen fampridin, metformin) plazma konsantrasyonlarını artırabilir (bkz. Tablo 1).
In vitro ortamda dolutegravir renal alım organik anyon taşıyıcıları (OAT)1 ve OAT3’ü inhibe etmiştir. OAT substratı tenofovirin in vivo farmakokinetiği üzerinde etkisi olmamasına dayanarak OAT1’in in vivo inhibisyonu olası değildir. OAT3’ün inhibisyonu in vivo ortamda çalışılmamıştır. Dolutegravir, vücuttan atılımı OAT3’e bağlı olan tıbbi ürünlerin plazma konsantrasyonlarını artırabilir.
In vitro ortamda abakavir, CYP1A1’i inhibisyon potansiyeli ve CYP3A4 aracılı metabolizmayı inhibisyon için sınırlı potansiyel göstermiştir. Abakavir, MATE1’in inhibitörüdür; bu durumun klinik etkileri bilinmemektedir.
In vitro ortamda lamivudin, OCT1’in ve OCT2’nin inhibitörüdür; bu durumun klinik etkileri bilinmemektedir.
Bazı antiretroviraller ve antiretroviral olmayan tıbbi ürünlerle belirlenen ve teorik olarak mümkün olan etkileşimlerin listesi Tablo 1’de verilmektedir.
Etkileşim tablosu:
Dolutegravir, abakavir, lamivudin ile birlikte kullanılan tıbbi ürünler arasındaki etkileşimler Tablo 1’de verilmektedir (artış “↑” ile, azalma “↓” ile, değişiklik olmaması “↔︎” ile, konsantrasyon-zaman eğrisinin altında kalan alan “EAA” olarak, gözlenen maksimum konsantrasyon “Cmaks” olarak, doz aralığının sonundaki konsantrasyon “Cτ” olarak belirtilmiştir). Tablonun kapsamlı olduğu düşünülmemelidir; sadece çalışma yapılan sınıflar gösterilmektedir.
8
Tablo 1: İlaç Etkileşimleri
Tedavi alanlarına göre tıbbi ürünler
Etkileşim geometrik ortalama değişim (%)
Eş zamanlı kullanım önerileri
ANTİRETROVİRAL TIBBİ ÜRÜNLER
Non-nükleozit Revers Transkriptaz İnhibitörleri
Güçlendirilmiş proteaz inhibitörleri olmaksızın etravirin/dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %71
Cmaks ↓ %52
Cτ ↓ %88
Etravirin ↔︎
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Güçlendirilmiş proteaz
inhibitörleri olmaksızın
etravirin, plazma dolutegravir konsantrasyonunu azaltmıştır.
Güçlendirilmiş proteaz
inhibitörleri olmaksızın
etravirin kullanan hastalarda önerilen dolutegravir dozu günde iki kez 50 mg’dır.
TRIUMEQ bir sabit doz
kombinasyonu olduğundan, güçlendirilmiş proteaz
inhibitörleri olmaksızın
etravirinin eş zamanlı
uygulandığı süre boyunca
TRIUMEQ’ten yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg
dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur. Bkz. Bölüm 4.2).
Lopinavir+ritonavir+etravirin / Dolutegravir
Dolutegravir ↔︎ EAA ↑ %11
Cmaks↑ %7
Cτ ↑ %28
Lopinavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
Etravirin ↔︎
Doz ayarlaması gerektirmez.
Darunavir+ritonavir+etravirin / Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %25
Cmaks ↓ %12
Cτ ↓ %36
Darunavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
Etravirin ↔︎
Doz ayarlaması gerektirmez.
9
Efavirenz/Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %57
Cmaks↓ %39
Cτ ↓ %75
Efavirenz ↔︎ (tarihsel kontroller)
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Efavirenz ile birlikte
kullanıldığında dolutegravirin olağan dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit
doz kombinasyonu
olduğundan, efavirenzin eş
zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
Nevirapin/Dolutegravir
Dolutegravir ↓
(Çalışılmamıştır;
indüksiyon nedeniyle
maruziyette efavirenzle gözlenene benzer bir
azalma beklenmektedir.)
Nevirapin ile birlikte
kullanımı, enzim indüksiyonu nedeniyle, dolutegravir plazma konsantrasyonunu düşürebilir.
Bu ilaçların eş zamanlı
kullanımı henüz
çalışılmamıştır. Nevirapinin dolutegravir maruziyeti
üzerindeki etkisi, efavirenzinki ile benzer veya daha düşüktür.
Nevirapin ile birlikte
kullanıldığında dolutegravirin olağan dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit
doz kombinasyonu
olduğundan, nevirapinin eş
zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
Rilpivirin
Dolutegravir ↔︎ EAA ↑ %12
Cmaks↑ %13
Cτ ↑ %22
Rilpivirin ↔︎
Doz ayarlaması gerektirmez.
10
Nükleozit Revers Transkriptaz İnhibitörleri (NRTİ)
Tenofovir
Emtrisitabin, didanozin,
stavudin, zidovudin
Dolutegravir ↔︎ EAA ↑ %1
Cmaks↓ %3
Cτ ↓ %8
Tenofovir ↔︎
Etkileşim çalışılmamıştır.
TRIUMEQ nükleozit ters transkript inhibitörleriyle birleştirildiğinde doz ayarı gerekmez.
Hem lamivudin
(TRIUMEQ’teki) hem de
embrisitabin sitidin analogları olduğundan (yani hücre içi
etkileşim riski), TRIUMEQ’in embrisitabin içeren ürünlerle birlikte kullanılması önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
Proteaz İnhibitörleri
Atazanavir/Dolutegravir
Dolutegravir ↑ EAA ↑ %91
Cmaks ↑ %50
Cτ ↑ %180
Atazanavir ↔︎ (tarihsel
kontroller)
(UGT1A1 ve CYP3A
enzimlerinin inhibisyonu)
Doz ayarlaması gerektirmez.
Atazanavir+ritonavir /Dolutegravir
Dolutegravir ↑ EAA ↑ %62
Cmaks ↑ %34
Cτ ↑ %121
Atazanavir ↔︎ Ritonavir ↔︎
Doz ayarlaması gerektirmez.
Tipranavir+ritonavir /Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %59
Cmaks ↓ %47
Cτ ↓ %76
Tiranavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Tipranavir/ritonavir ile birlikte kullanıldığında dolutegravirin önerilen dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit doz kombinasyonu
olduğundan,
tipranavir/ritonavirin eş
zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
11
Fosamprenavir+ritonavir /Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %35
Cmaks ↓ %24
Cτ ↓ %49
Fosamprenavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Fosamprenavir/ritonavir
dolutegravir
konsantrasyonlarını düşürür; ancak sınırlı veriye dayanarak, Faz III çalışmalarda ilacın
etkililiğini azaltmadığı
görülmüştür. Doz ayarlaması gerektirmez.
Lopinavir+ritonavir / Dolutegravir
Lopinavir+ritonavir / Abakavir
Dolutegravir ↔︎ EAA ↓ %4
Cmaks ↔︎ %0
Cτ ↓ %6
Lopinavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
Abakavir
EAA ↓ %32
Doz ayarlaması gerektirmez.
Darunavir+ritonavir/ Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %22
Cmaks ↓ %11
Cτ ↓ %38
Darunavir ↔︎
Ritonavir ↔︎
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Doz ayarlaması gerektirmez.
DİĞER ANTİVİRAL AJANLAR
Daklatasvir/Dolutegravir
Dolutegravir ↔︎ EAA ↑ %33
Cmaks↑ %29
Cτ ↑ %45
Daklatasvir ↔︎
Daklatasvir, dolutegravirin
plazma konsantrasyonlarını klinik olarak anlamlı ölçüde değiştirmemiştir. Dolutegravir daklatasvirin plazma
konsantrasyonlarını
değiştirmemiştir. Doz
ayarlaması gerektirmez.
ANTİİNFEKTİF ÜRÜNLER
12
Trimetoprim/sülfametoksazol (ko-trimaksazol)/Abakavir
Trimetoprim/sülfametoksazol (ko-trimaksazol)/Lamivudin (5 gün süreyle günde bir kere 160 mg/800 mg/300 mg tek doz)
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Lamivudin:
EAA ↑%43
Cmaks↑%7
Trimetoprim:
EAA ↔︎
Sülfametoksazol: EAA ↔︎
(organik katyon taşıyıcı inhibisyonu)
Hastada böbrek yetmezliği yoksa TRIUMEQ dozunun ayarlanması gerekmez (bkz. Bölüm 4.2).
ANTİMİKOBAKTERİYELLER
Rifampisin/Dolutegravir
Dolutegravir ↓
EAA ↓ %54
Cmaks ↓ %43
Cτ ↓ %72
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Rifampisin ile birlikte
kullanıldığında dolutegravirin olağan dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit
doz kombinasyonu
olduğundan, rifampisinin eş
zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
Rifabutin
Dolutegravir ↔︎
EAA ↓ %5
Cmaks↑ %16
Cτ ↓ %30
(UGT1A1 ve CYP3A enzimlerinin
indüksiyonu)
Doz ayarlaması gerektirmez.
13
ANTİKONVÜLSANLAR
Karbamazepin/Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %49
Cmaks ↓ %33
Cτ ↓ %73
Karbamazepin ile birlikte
kullanıldığında dolutegravirin önerilen dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit doz kombinasyonu
olduğundan, karbamazepinin eş zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
Fenobarbital/Dolutegravir Fenitoin/Dolutegravir
Okskarbazepin/Dolutegravir
Dolutegravir↓
(Çalışma yapılmamıştır.
UGT1A1 ve CYP3A
enzimlerinin indüksiyonu nedeniyle azalma
beklenmektedir;
karbamazepin ile
gözlemlenene benzer
maruziyet azalması
beklenmektedir)
MİN H2 RESEPTÖR ANT Etkileşim çalışması
yapılmamıştır.
Klinik açıdan anlamlı etkileşim olası değildir.
Bu metabolik indükleyicilerle birlikte kullanıldığında
dolutegravirin önerilen dozu günde iki kere 50 mg’dır.
TRIUMEQ bir sabit doz
kombinasyonu olduğundan, bu metabolik indükleyicilerin eş zamanlı uygulandığı süre
boyunca TRIUMEQ’ten
yaklaşık 12 saat sonra ek bir 50 mg dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur.
Bkz. Bölüm 4.2).
ANTİHİSTAMİNLER (HİSTAMİN H2 RESEPTÖR ANT AGONİSTLERİ)
Ranitidin
Doz ayarlaması gerektirmez.
Simetidin
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Klinik açıdan anlamlı etkileşim olası değildir.
Doz ayarlaması gerektirmez.
14
SİTOTOKSİKLER
Kladribin/Lamivudin
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
In vitro ortamda
lamivudin, kladribinin hücre içi
fosforilasyonunu
engelleyerek klinik
ortamda kombinasyon durumunda kladribinde olası bir etkililik kaybı riskine yol açar. Ayrıca, bazı klinik bulgular
lamivudin ile kladribin arasında olası bir
etkileşimi
desteklemektedir.
TRIUMEQ’in kladribin ile eş zamanlı kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
OPİOİDLER
Metadon/Abakavir
(14 gün süreyle günde bir kere 40 ila 90 mg /600 mg tek dozu takiben 14 gün süreyle günde iki kere 600 mg)
Abakavir
EAA ↔︎
Cmaks ↓ %35
Metadon:
CL/F ↑ %22
Hastaların büyük bir
çoğunluğunda olasılıkla
metadon dozunun ayarlanması gerekmez, ancak kimi zaman metadon dozunun yeniden titre edilmesi gerekebilir.
RETİNOİDLER
Retinoid bileşikleri
(örneğin, izotretinoin)
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Alkol dehidrogenaz
(abakavir bileşeni) ile
ortak atılım yolağı olduğu göz önüne alındığında
olası bir etkileşim söz
konusudur.
Doz ayarlaması önerecek düzeyde yeterli veri mevcut değildir.
ÇEŞİTLİ MADDELER
Alkol
Etanol/Dolutegravir Etanol/Lamivudin
Etanol/Abakavir
(0,7 g/kg tek doz/600 mg tek doz)
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
(alkol dehidrogenaz inhibisyonu)
Abakavir:
EAA ↑ %41
Etanol:
EAA ↔︎
Doz ayarlaması gerektirmez.
15
Sorbitol
Sorbitol solüsyonu (3,2 g, 10,2 g, 13,4 g)/Lamivudin
Tek doz lamivudin oral solüsyonu, 300 mg
Lamivudin:
EAA ↓ %14; %32; %36 Cmaks ↓ %28; %52, %55
TRIUMEQ ile sorbitol veya diğer osmotik etki gösteren
polialkoller veya monosakkarit alkolleri (ksilitol, mannitol,
laktitol veya maltitol gibi)
içeren tıbbi ürünlerin birlikte kronik kullanımı mümkün
olduğunca engellenmelidir.
Kullanımın engellenemediği durumlarda HIV-1 viral
yükünün daha sıkı takibi
değerlendirilmelidir.
Potasyum kanalı blokerleri
Fampridin (Dalfampridine
olarak da bilinir.)/Dolutegravir
Fampridin ↑
OCT2 taşıyıcısının inhibisyonu ile artmış fampridin plazma
konsantrasyonu nedeniyle,
dolutegravirin birlikte
uygulanmasının nöbetlere yol açma potansiyeli vardır;
birlikte uygulama
çalışılmamıştır. Fampridinin TRIUMEQ ile birlikte
uygulanması kontrendikedir
(bkz. Bölüm 4.3).
Antiaritmikler
Dofetilid
Pilsikainit
Dofetilid ↑
Pilsikainit ↑
Dolutegravirin eş zamanlı
kullanımı, OCT2 taşıyıcısının inhibisyonu yoluyla dofetilid veya pilsikainit plazma
konsantrasyonunu artırma
potansiyeline sahiptir; eş
zamanlı kullanım
çalışılmamıştır.
TRIUMEQ ve dofetilidin veya pilsikainidin eş zamanlı
kullanımı, yüksek dofetilid
veya pilsikainit
konsantrasyonuna bağlı yaşamı tehdit eden toksisite potansiyeli nedeniyle kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
16
Antasitler ve takviyeler
Magnezyum/alüminyum içeren antasitler/Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %74
Cmaks ↓ %72
(Polivalan iyonlara kompleks bağlanma)
Magnezyum/alüminyum içeren antiasitler, TRIUMEQ
uygulamasının belirli bir
zaman aralığı dışında
(TRIUMEQ alımından
minimum 2 saat sonra ya da 6 saat önce) alınmalıdır.
Kalsiyum
takviyeleri/Dolutegravir
Dolutegravir ↓
EAA ↓ %39
Cmaks ↓ %37
C24 ↓ %39
(Polivalan iyonlara kompleks bağlanma)
Yemekle birlikte alındığında, TRIUMEQ ve kalsiyum, demir veya magnezyum içeren
takviyeler veya multivitaminler aynı zamanda alınabilir. Eğer TRIUMEQ aç karnına
alınıyorsa, bu gibi takviyeler TRIUMEQ alımından
minimum 2 saat sonra ya da 6 saat önce alınmalıdır.
Dolutegravir maruziyetinde belirtilen azalmalar,
dolutegravirin ve bu
takviyelerin açlık durumunda alımınında görülmüştür.
Tokluk durumunda, kalsiyum veya demir takviyeleri ile
birlikte alımı takiben
maruziyette görülen
değişiklikler yemek etkisi ile değişmiştir ve bu tokluk
durumunda uygulanan
dolutegravir ile sağlanan
maruziyete benzer bir
maruziyete yol açmıştır.
Dolutegravir ↓
EAA ↓ %54
Cmaks ↓ %57
C24 ↓ %56
(Polivalan iyonlara kompleks bağlanma)
Multivitaminler (kalsiyum, demir ve magnezyum
içeren)/Dolutegravir
Dolutegravir ↓ EAA ↓ %33
Cmaks ↓ %35
C24 ↓ %32
Kortikosteroidler
Prednizon
Dolutegravir ↔︎ EAA ↑ %11
Cmaks↑ %6
Cτ ↑ %17
Doz ayarlaması gerektirmez.
17
Antidiyabetikler
Metformin/Dolutegravir
Metformin ↑
Dolutegravir ↔︎
Günde bir kere
dolutegravir 50 mg ile birlikte uygulandığında: Metformin
EAA ↑ %79
Cmaks↑ %66
Günde iki kere
dolutegravir 50 mg ile birlikte uygulandığında: Metformin
EAA ↑ %145
Cmaks↑ %111
Metformin kullanan hastalarda TRIUMEQ’e başlarken veya durdururken glisemik
kontrolün sağlanması için
metformin dozunun
ayarlanması düşünülmelidir. Orta şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda metformin
dolutegravir ile birlikte
kullanıldığında, artmış
metformin konsantrasyonuna bağlı artmış laktik asidoz riski nedeniyle, metformin dozunun ayarlanması düşünülmelidir
(bkz. Bölüm 4.4).
Bitkisel ürünler
Sarı kantaron (St. John’s wort) /Dolutegravir
Dolutegravir ↓
(Çalışma yapılmamıştır.
UGT1A1 ve CYP3A
enzimlerinin indüksiyonu nedeniyle azalma
beklenir; karbamazepin ile gözlemlenene benzer maruziyet azalması
beklenmektedir.)
St John’s wort ile birlikte
kullanıldığında dolutegravirin önerilen dozu günde iki kere 50 mg’dır. TRIUMEQ bir sabit doz kombinasyonu
olduğundan, sarı kantaronun (St. John’s wort) eş zamanlı
uygulandığı süre boyunca
TRIUMEQ’ten yaklaşık 12
saat sonra ek bir 50 mg
dolutegravir tablet
uygulanmalıdır (bu doz
ayarlaması için dolutegravirin ayrı bir preparatı mevcuttur. Bkz. Bölüm 4.2).
Oral kontraseptifler
Etinil estradiyol (EE) ve norgestromin
(NGMN)/Dolutegravir
Dolutegravirin etkisi: EE ↔︎
EAA ↑ %3
Cmaks ↓ %1
Dolutegravirin etkisi: NGMN ↔︎
EAA ↓ %2
Cmaks ↓ %11
Dolutegravirin luteinleyici
hormon (LH), folikül stimülan hormon (FSH) ve progesteron üzerinde farmakodinamik bir etkisi mevcut değildir.
TRIUMEQ ile birlikte kullanıldığında, oral
kontraseptif dozunun ayarlanması gerekmez.
Antihipertansifler
18
Riociguat/Abakavir
Riociguat ↑
In vitro olarak, abakavir CYP1A1’i inhibe eder.
Tek bir dozluk (0,5 mg) riociguatın TRIUMEQ
kullanan HIV
hastalarında eş zamanlı uygulanması, sağlıklı
bireylerde bildirilen
geçmişe yönelik riociguat EAA(0-∞)’sı ile
karşılaştırıldığında,
yaklaşık 3 kat daha
yüksek riociguat EAA(0-∞)’sına neden olmuştur.
Riociguat dozunun azaltılması gerekebilir. Doz önerileri için riociguatın ürün bilgilerine
bakınız.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışmaları sadece erişkinlerde yapılmıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi:1. trimesterdeD, 2 ve 3. trimesterde C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, etkili bir kontrasepsiyon yönteminin düşünülmesi de dahil olmak üzere, TRIUMEQ’in bir bileşeni olan dolutegravir ile nöral tüp defektlerinin olası riski hakkında uyarılmalıdır (aşağıya bakınız).
Eğer bir kadın hasta gebe kalmayı planlıyorsa, TRIUMEQ tedavisine devam edilmesinin yararları ve riskleri hasta ile tartışılmalıdır.
Gebelik dönemi
Dolutegravir/Abakavir/Lamivudinin gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
TRIUMEQ gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Botswana’daki bir doğum sonuç sürveyans çalışmasından elde edilen insan deneyimi, gebe kalım (konsepsiyon) zamanında dolutegravir içermeyen tedavi rejimlerine maruz kalan annelerde 19.361 doğumda 21 vakaya (%0,11: 95% GA %0,07, %0,17) kıyasla, nöral tüp defektleri için gebe kalım (konsepsiyon) zamanında dolutegravir içeren tedavi rejimleri kullanan annelerde 3.591 doğumda 7 vaka (%0,19; 95% GA %0,09, %0,40). şeklinde küçük bir artış göstermiştir.
19
Genel popülasyonda nöral tüp defekti insidansı 1.000 canlı doğumda 0,5-1 vaka şeklindedir (%0,05-0,1). Çoğu nöral tüp defektleri, gebe kalım (konsepsiyon) sonrasında (son menstrüal periyottan yaklaşık 6 hafta sonra) embriyonik gelişimin ilk 4 haftası içerisinde ortaya çıkar. TRIUMEQ tedavisi sırasında gebelik ilk trimesterde tespit edilirse, başka bir antiretroviral rejime geçişe kıyasla TRIUMEQ tedavisine devam edilmesinin yararları ve riskleri gestasyonal yaş ve nöral tüp defekti gelişiminin kritik zaman periyodu hesaba katılarak hasta ile tartışılmalıdır.
Antiretroviral Gebelik Kaydından elde edilen veriler, gebelik sırasında dolutegravire maruz kalan 600’den fazla kadında majör doğum kusurlarının riskinde bir artış göstermemektedir, ancak bu veriler mevcut durumda nöral tüp defektlerinin riskini belirlemek için yeterli değildir.
Dolutegravir ile hayvanlar üzerinde yapılan üreme toksikolojisi çalışmalarında, nöral tüp defektleri de dahil olmak üzere, bir advers gelişim sonucu belirlenmemiştir (bkz. Bölüm 5.3).
Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde dolutegravire maruziyete ilişkin 1000’den fazla sonuç, feto/neonatal toksisite riskinde artışa ilişkin bir kanıt göstermemiştir. TRIUMEQ, öngörülen faydanın fetüse olası riskten fazla olduğu durumlarda gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde kullanılabilir.
Dolutegravir, insanlarda plasentayı geçer. HIV ile yaşayan gebe kadınlarda, dolutegravirin medyan fetal göbek kordonu konsantrasyonu maternal periferal plazma konsantrasyonu ile karşılaştırıldığında yaklaşık 1,3 kat daha fazla olmuştur.
Dolutegravirin yenidoğanlar üzerindeki etkisine dair yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Lamivudin ile ilgili olarak, büyük miktarda veri (birinci trimesterden 5200’ün üzerinde sonuç) malformatif toksisite olmadığını göstermektedir. Makul sayıda veri (birinci trimesterden elde edilen 1200’ün üzerinde sonuç) abakavirde malformatif toksisite olmadığını göstermektedir.
Abakavir ve lamivudin hücresel DNA replikasyonunu inhibe edebilir ve hayvan modellerinde abakavirin karsinojenik olduğu gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.3). Bu bulguların klinik geçerliliği bilinmemektedir.
Mitokondriyal fonksiyonda bozukluk:
Nükleozit ve nükleotit analoglarının in vitro ve in vivo ortamlarda değişken seviyede mitokondriyal hasara neden olduğu gösterilmiştir. Nükleozit analoglarına in utero ortamda ve/veya doğumdan sonra maruz kalan HIV negatif bebeklerde mitokondriyal fonksiyonda bozukluk bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
Laktasyon dönemi
Dolutegravir, anne sütüne küçük miktarlarda geçmektedir (maternal plazmaya medyan dolutegravir anne sütü oranı 0,033 olarak gösterilmiştir). Dolutegravirin neonatlardaki/infantlardaki etkileri üzerine yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Abakavir ve metabolitleri emziren sıçanların sütünde tespit edilmiştir. Abakavir aynı zamanda insan sütüne de geçmektedir.
20
HIV tedavisi gören 200’den fazla anne-çocuk çiftinden elde edilen verilere göre, lamivudin serum konsantrasyonunun HIV tedavisi gören annelerin emzirdiği infantlarda çok düşük (maternal serum konsantrasyonunun %4’ünden azı) olduğu ve infantlar 24 haftalık döneme ulaştıklarında devamlı olarak tespit edilemeyecek seviyelere düştüğü görülmüştür. Abakavir ve lamivudinin 3 aydan küçük bebeklere uygulandığındaki güvenlilik verisi bulunmamaktadır.
HIV ile yaşayan kadınların bulaşmayı önlemek için bebeklerini emzirmemeleri gerekmektedir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Dolutegravir, abakavir veya lamivudinin insan erkek veya kadın üremesi üzerine herhangi bir veri yoktur. Hayvan çalışmalarında erkek ve dişi fertilitesi üzerinde dolutegravir, abakavir veya lamivudinin herhangi bir etkisine rastlanmamıştır (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TRIUMEQ’in araç ve makine kullanımı üzerindeki etkilerine ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Dolutegravir tedavisi sırasında hastalara baş dönmesinin raporlandığı konusunda bilgi verilmelidir. Hastaların araç ve makine kullanma yeteneği üzerine karar verirken, hastaların klinik durumu ve TRIUMEQ’in advers reaksiyon profili de göz önünde bulundurulmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti:
Dolutegravir ve abakavir/lamivudin ile ilişkili olma olasılığı bulunan veya mümkün olduğu düşünülen ve en sık bildirilen advers reaksiyonlar bulantı (%12), uykusuzluk (%7), sersemlik (%6) ve baş ağrısıdır (%6).
Aşağıda yer alan advers reaksiyonların birçoğu, abakavir aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişen hastalarda sıkça görülür (bulantı, kusma, diyare, ateş, letarji ve döküntü). Bu nedenle, bu belirtilerin herhangi birinin görüldüğü hastalar aşırı duyarlılık reaksiyonu varlığı açısından dikkatlice değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.4). Çok seyrek olmakla birlikte, abakavir aşırı duyarlılık reaksiyonunun ekarte edilmediği durumlarda, eritema multiforme, Stevens Johnson sendromu veya toksik epidermal nekroliz bildirilmiştir. Bu tür durumlarda abakavir içeren tıbbi ürünler kalıcı olarak sonlandırılmalıdır.
Dolutegravir ve abakavir/lamivudin ile ilişkilendirilen ve bazı hastalarda görülen en şiddetli advers olay, döküntü ve şiddetli karaciğer etkilerini de içeren aşırı duyarlılık reaksiyonudur (Bölüm 4.4’e ve seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili bu bölümde yer alan açıklamalara bakınız).
Advers reaksiyonların tablo halinde listesi:
Klinik çalışma ve ruhsatlandırma sonrası deneyimlerde TRIUMEQ bileşenleriyle tedaviyle en azından ilişkili olma olasılığı bulunan advers reaksiyonlar Tablo 2’de vücut sistemi, organ sınıfı ve mutlak sıklık değerine göre gösterilmektedir. Sıklıklar; çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000),
21
çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak tanımlanmıştır.
Tablo 2: Faz IIb-Faz IIIb klinik çalışmalardan veya pazarlama sonrası deneyimden elde
edilen havuzlanmış verilerin analizinde dolutegravir + abakavir/lamivudin
kombinasyonu ile ilişkili advers reaksiyonlar ve diğer antiretrovirallerle kullanıldığında
klinik çalışmalardan ve pazarlama sonrası deneyimden elde edilen dolutegravir,
abakavir ve lamivudin ile tedaviye ilişkin advers reaksiyonların tablo halinde özeti
Sıklık
Advers reaksiyon
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın
olmayan:
Nötropeni1, anemi1, trombositopeni1
Çok seyrek:
Saf kırmızı hücre aplazisi1
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın
Aşırı duyarlılık (bkz. Bölüm 4.4)
Yaygın
olmayan:
İmmün rekonstitüsyon sendromu (bkz. Bölüm 4.4)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın:
Anoreksi1
Yaygın
olmayan:
Hipertrigliseridemi, hiperglisemi
Çok seyrek:
Laktik asidoz1
Psikiyatrik hastalıkları
Çok yaygın:
Uykusuzluk
Yaygın:
Anormal rüyalar, depresyon, kabus, uyku bozukluğu, anksiyete1
Yaygın
olmayan:
İntihar düşüncesi veya intihar girişimi (özellikle önceden depresyon ya da psikiyatrik hastalık öyküsü olan hastalarda), panik atak
Seyrek
İntihar (özellikle daha önceden depresyon veya psikiyatrik rahatsızlık öyküsü olan hastalarda)
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın:
Baş ağrısı
Yaygın:
Baş dönmesi, somnolans, letarji1
Çok seyrek:
Periferik nöropati1, parestezi1
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıkları
Yaygın:
Öksürük1, nazal semptomlar1
Gastrointestinal hastalıkları
Çok yaygın:
Bulantı, diyare
Yaygın:
Kusma, flatulans, karın ağrısı, üst karın ağrısı, karın şişliği, karın rahatsızlığı, gastro-özofageal reflü hastalığı, dispepsi
Seyrek:
Pankreatit1
Hepato-biliyer hastalıkları
22
Yaygın
Alanin aminotransferaz (ALT) ve/veya aspartat aminotransferaz (AST) yükselmeleri
Yaygın
olmayan:
Hepatit
Seyrek:
Akut hepatik yetmezlik1, bilirubinde yükselme2
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın:
Döküntü, kaşıntı, alopesi1
Çok seyrek:
Kas-iskelet hastalıkları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın:
Eklem ağrısı1, kas bozuklukları1 (miyalji dahil1)
Seyrek:
Rabdomiyoliz1
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın:
Yorgunluk
Yaygın:
Asteni, ateş1, bitkinlik1
Araştırmalar
Yaygın:
CPK artışları, kilo artışı
Seyrek:
Amilaz artışları1
ksiyon, diğer antiretrovirallerle kullanıldığında dolutegravir, abakavir veya klinik çalışmalar veya pazarlama sonrası deneyimde veya TRIUMEQ ile ası deneyimde gözlenmiştir.
rda yükselme ile birlikte.
Seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili açıklamalar:
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Gerek abakavir gerekse dolutegravir aşırı duyarlılık reaksiyonları (ADR) riskiyle ilişkilendirilmiştir; bunlar abakavirle daha sık olarak gözlenmiştir. Bu tıbbi ürünlerin her birinde gözlenen aşırı duyarlılık reaksiyonu (aşağıda açıklanmaktadır) ateş ve/veya döküntü ile çoklu organ yetmezliğine işaret eden diğer semptomlar gibi bazı ortak özellikler paylaşır. Her ne kadar abakavire verilen reaksiyon tedavi sırasında herhangi bir zamanda görülebilse de, hem abakavir hem de dolutegravirle bağlantılı reaksiyonlarda reaksiyonların ortaya çıkmasına kadar geçen süre normalde 10-14 gündür. ADR klinik zeminde bertaraf edilemiyorsa TRIUMEQ tedavisinin gecikmeden durdurulması şarttır ve TRIUMEQ veya diğer abakavir veya dolutegravir içeren ürünlere asla yeniden başlanmaması gerekir. TRIUMEQ ile bir ADR olduğundan şüphe edilmesi durumunda hastanın tedavisi konusunda daha ayrıntılı bilgi almak için lütfen Bölüm 4.4’e bakınız.
Dolutegravire aşırı duyarlılık
Semptomlar döküntü, genel bulgular, bazen şiddetli karaciğer reaksiyonları da dahil olmak üzere organ fonksiyon bozukluklarından oluşur.
Abakavire aşırı duyarlılık
Bu ADR’nin işaret ve semptomları aşağıda verilmiştir. Bunlar klinik çalışmalar veya ruhsatlandırma sonrası gözetim sırasında saptanmıştır. Aşırı duyarlılık reaksiyonu görülen hastaların en az %10’unda bildirilenler koyu harflerle vurgulanmıştır.
23
Aşırı duyarlılık reaksiyonları görülen hastaların neredeyse tümünde, sendromun parçası olarak, ateş ve/veya döküntü (genellikle makülopapüler veya ürtiker) görülür, ancak reaksiyonlar döküntü veya ateş olmadan da meydana gelebilir. Diğer önemli semptomlar arasında gastrointestinal, solunum yolu veya letarji ve halsizlik gibi genel semptomlar bulunabilir.
Cilt
Gastrointestinal yol Solunum yolu
Çeşitli
Nörolojik/Psikiyatrik Hematolojik
Karaciğer/pankreas
Kas ve iskelet sistemi
Üroloji
Döküntü (genellikle makülopapüler veya ürtiker)
Bulantı, kusma, diyare, karın ağrısı, ağız ülserasyonu
Dispne, öksürük, boğaz ağrısı, erişkin solunum distres sendromu, solunum yetmezliği
Ateş, letarji, halsizlik, ödem, lenfadenopati, hipotansiyon, konjonktivit, anafilaksi
Baş ağrısı, paraestezi
Lenfopeni
Yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri, hepatit, karaciğer yetmezliği
Miyalji, seyrek olarak miyoliz, artralji, yükselmiş kreatin fosfokinaz
Yükselmiş kreatinin, böbrek yetmezliği
Bu ADR’ye bağlı semptomlar tedavi devam ettikçe kötüye gider ve yaşamı tehdit edici olabilir; seyrek olarak ölümle sonuçlanmıştır.
Abakavirle ADR sonrasında abakavire yeniden başlamak semptomların saatler içerisinde hemen dönmesine neden olur. ADR’nin bu tekrarı genellikle ilk ortaya çıkışından daha şiddetlidir ve yaşamı tehdit eden hipotansiyon ve ölüm içerebilir. Abakaviri bırakmadan önce başlıca aşırı duyarlılık semptomlarından sadece biri (yukarıya bakınız) bulunan hastalarda abakivire yeniden başladıktan sonra da sık olmasa bile benzer reaksiyonlar görülmüştür; çok seyrek olarak önceden ADR semptomu olmayan tedaviye yeniden başlayan hastalarda da (yani daha önce abakavire toleransı olduğu düşünülen hastalarda) görülmüştür.
Metabolik parametreler
Antiretroviral tedavi sırasında kilo ile kan lipid ve glukoz seviyeleri artabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Osteonekroz
Özellikle bilinen risk faktörlerine sahip, ileri evre HIV hastalığı veya uzun süreli KART maruziyeti olan hastalarda osteonekroz olguları bildirilmiştir. Bu hastalığın sıklığı bilinmemektedir (bkz. Bölüm 4.4.).
24
İmmün reaktivasyon sendromu
KART tedavisine başlandığında şiddetli bağışıklık yetersizliği bulunan HIV enfeksiyonlu hastalar asemptomatik veya rezidüel fırsatçı enfeksiyonlara karşı enflamatuvar bir yanıt verebilir. Otoimmün bozukluklar (Graves hastalığı ve otoimmün hepatit gibi) da bildirilmiştir. Buna karşın, başlangıca kadar bildirilen süre daha değişkendir ve bu olaylar tedaviye başlandıktan aylar sonra da ortaya çıkabilir (bkz. bölüm 4.4).
Laboratuar kimya değerlerindeki değişiklikler:
Dolutegravir tedavisinin ilk haftasında serum kreatinin değerlerinde artış görülmüştür ve bu artış 96 hafta boyunca stabil kalmıştır. SINGLE çalışmasında, 96 haftalık tedavi sonrasında başlangıç değerine göre ortalama 12,6 mcgmol/L değerinde bir değişim gözlenmiştir. Bu değişikliklerin, glomerular filtrasyon hızında bir değişimi yansıtmadığından, klinik açıdan önemli olmadıkları düşünülmektedir.
Ayrıca dolutegravir tedavisiyle ağırlıklı olarak egzersizle ilişkili, asemptomatik kreatinin fosfokinaz (CPK) değerlerinde artış bildirilmiştir.
Hepatit B veya C ile ortak enfeksiyon (ko-enfeksiyon):
Dolutegravirin Faz III çalışmalarında, başlangıç karaciğer kimyası testlerinin normalin üst sınırının (ULN) 5 katını geçmemesi şartıyla, hepatit B ve/veya C ortak enfeksiyonu bulunan hastaların çalışmalara dahil edilmesine izin verilmiştir. Genelde, hepatit B ve/veya C ortak enfeksiyonu bulunan hastalardaki güvenlilik profili hepatit B veya C ortak enfeksiyonu bulunmayan hastalarda gözlenene benzer olmuştur, ancak AST ve ALT anormalliği oranları tüm tedavi grupları için hepatit B ve/veya C ortak enfeksiyonu olan alt grupta daha yüksektir.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik popülasyonda TRIUMEQ’in etkileriyle ilgili klinik çalışma
bulunmamaktadır. Bileşenler adölesanlarda (12-17 yaş arası) ayrı ayrı araştırılmıştır.
verisi
Adölesanları (12-17 yaş arası) tedavi etmek için diğer antiretroviral ajanlarla birlikte tek olarak kullanılan dolutegravire ait sınırlı verilere göre, erişkin popülasyonda gözlenenlerin dışında ek advers reaksiyon tipine rastlanmamıştır.
Abakavir ve lamivudin preparatları kendi başına ayrı ayrı ve ikili bir nükleozit temelinde ART kullanmamış ve ART kullanmış HIV enfeksiyonlu pediyatrik hastaların tedavisinde antiretrovitral tedavi kombinasyonu olarak araştırılmıştır (üç aylıktan küçük bebeklerde abakavir ve lamivudin kullanımıyla ilgili veriler sınırlıdır). Erişkin popülasyonda gözlenenlerin dışında ek advers reaksiyon tipine rastlanmamıştır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
25
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Bulgu ve belirtiler:
Advers reaksiyon olarak listelenenler dışında; dolutegravir, abakavir veya lamivudinin akut doz aşımına ilişkin spesifik bir bulgu veya belirti tespit edilmemiştir.
Tedavi:
Doz aşımı, klinik olarak endike olduğu ve mümkün olduğu durumlarda ulusal zehir merkezi tarafından önerildiği şekilde tedavi edilmelidir. TRIUMEQ’in doz aşımına yönelik spesifik bir tedavi yoktur. Doz aşımı görülürse, hastaya gerektiğinde uygun takip ile destekleyici tedavi verilmelidir. Lamivudin diyalize olabildiği için, henüz çalışılmamış olsa da, doz aşımı tedavisinde sürekli hemodiyalizden yararlanılabilir. Abakavirin peritoneal diyaliz veya hemodiyaliz ile atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Dolutegravir plazma proteinlerine yüksek düzeyde bağlandığı için, diyaliz ile büyük ölçüde atılması muhtemel değildir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanım için antiviraller, HIV enfeksiyonunun tedavisi için antiviraller, kombinasyon
ATC kodu: J05AR13
Etki mekanizması:
Dolutegravir, integraz aktif bölgesine bağlanarak ve HIV replikasyon siklusu için gerekli olan retroviral deoksiribonükleoik asit (DNA) entegrasyonunun zincir transfer basamağını bloke ederek HIV integrazını inhibe eder.
Abakavir ve lamivudin, HIV-1 ile HIV-2’in etkili selektif inhibitörleridir. Hem abakavir hem de lamivudin, günde bir kere alınan dozu destekleyecek şekilde uzatılmış intraselüler yarılanma ömrü ile aktif kısımlar olan 5’-trifosfata (TP) hücre içi kinazlar aracılığıyla metabolize olur (bkz. Bölüm 5.2). Lamivudin-TP (sitidinin bir analogu) ve karbovir-TP (abakavirin aktif trifosfat formu, guanozinin bir anaolgu), HIV revers transkriptazın (RT) substratları ve kompetitif inhibitörleridir. Buna karşın, ana antiviral aktivite, monofosfat formunun viral DNA zincirine eklenmesi ile gerçekleşir ve zincir terminasyonu ile sonuçlanır. Abakavir ve lamivudin trifosfatlar, konak hücre DNA polimerazına anlamlı düzeyde daha az afinite sergiler.
Farmakodinamik etkiler:
In vitro antiviral etkililik
Dolutegravir, abakavir ve lamivudinin; dönüştürülmüş T hücre hattı, monosit/makrofaj türevi hatlar ve aktif periferik kan mononükleer hücrelerin primer kültürleri (PMBC) ve monosit/makrofajlar dahil olmak üzere, birçok hücre tipindeki HIV laboratuvar suşları ve klinik izolatlarının replikasyonunu inhibe ettiği gösterilmiştir. Viral replikasyon üzerinde %50 etki için gerekli konsantrasyon (IC50 – yarı maksimum inhibitör konsantrasyonu), virüs ve konak hücre tipine göre değişkenlik göstermiştir.
Dolutegravirin, PBMC kullanarak yapılan laboratuvar suşlarında IC50 değeri 0,5 nM olup, bu değer MT-4 hücreleri kullanıldığında 0,7-2 nM arasında değişmiştir. Benzer IC50 değerleri,
26
alt tipler arasında anlamlı farklılıklara rastlanmaksızın klinik izolatlar ile de gözlenmiştir. 24 HIV-1 türünün (A, B, C, D, E, F ve G ve O grubu) incelendiği panelde, ortalama IC50 değeri 0,2 nM olmuştur (aralık 0,02-2,14). Üç HIV-2 izolatı için ortalama IC50 değeri 0,18 nM olmuştur (aralık 0,09-0,61).
Abakavirin, HIV-1IIIB ve HIV-1HXB2’in laboratuvar suşlarına karşı ortalama IC50 değeri 1,4 ila 5.8 mcgM olmuştur. HIV-1’in laboratuvar suşlarına karşı lamivudinin medyan veya ortalama IC50 değerleri 0,007 ila 2,3 mcgM olmuştur. HIV-2’nin (LAV2 ve EHO) laboratuvar suşlarına karşı abakavirin ortalama IC50 değeri 1,57 ila 7,5 mcgM; lamivudinin ise 0,16 ila 0,51 mcgM olmuştur.
HIV-1 Grup M alt tiplerine (A-G) karşı abakavirin IC50 değerleri 0,002 ila 1,79 mcgM, Grup O’ya karşı 0,022 ila 1,21 mcgM ve HIV-2 izolatlarına karşı ise 0,024 ila 0,49 mcgM olmuştur. Lamivudin için HIV-1 alt tiplerine (A-G) karşı IC50 değerleri 0,001 ila 0,170 mcgM, Grup O’ya karşı 0,030 ila 0,160 mcgM ve periferik kan mononükleer hücrelerinde HIV-2 izolatlarına karşı ise 0,002 ila 0,120 mcgM olmuştur.
Afrika ve Asya’da tedavi edilmemiş 37 hastanın HIV-1 izolatları (CRF01_AE, n=12; CRF02_AG, n=12; ve Alt tip C veya CRF_AC, n=13), CRF02_AG izolatlarında görülen abakavir için 2,9 ve 3,4 kat değişiklik haricinde, abakavire (IC50’de <2,5 kat değişiklik) ve lamivudine (IC50’de <3,0 kat değişiklik) duyarlı bulunmuştur. Antiviral tedavi almamış hastalarda test edilen lamivudin aktivitesi ise Grup O izolatlarında yüksek düzeyde duyarlı bulunmuştur.
Abakavir ve lamivudin kombinasyonu, alt tip olmayan B izolatları ve HIV-2 izolatlarına karşı hücre kültüründe antiviral etkililik sergilemiştir. Bu etkililik, alt tip B izolatlarının antiviral etkililiğine eşdeğerdir.
Diğer antiviral ajanlar ile birlikte kullanıldığında antiviral etkililik
In vitro çalışmalarda, dolutegravir ve diğer antiretroviraller ile antagonistik etki görülmemiştir (test edilen ajanlar: stavudin, abakavir, efavirenz, nevirapin, lopinavir, amprenavir, enfuvirtid, maravirok, adefovir ve raltegravir). Bununla birlikte, ribavirinin dolutegravir etkililiği üzerinde belirgin bir etkisine rastlanmamıştır.
Nükleozit revers transkriptaz inhibitörleri (didanozin, emtrisitabin, lamivudin, stavudin, tenofovir, zalsitabin veya zidovudin), nükleozit olmayan revers transkriptaz inhibitörü nevirapin veya proteaz inhibitörü amprenavir ile birlikte kullanıldığında, abakavirin hücre kültüründe antiviral etkililiği antagonize edilmemiştir.
In vitro çalışmalarda, lamivudin ve diğer antiretrovirallerin (test edilen ajanlar: abakavir, didanozin, nevirapin, zalsitabin ve zidovudin) antagonistik bir etkisine rastlanmamıştır.
İnsan serumunun etkileri
%100 insan serumunda, dolutegravir aktivitesi için ortalama değişiklik 75 kat olmuştur. Bu durum, 0,064 mcg/mL’lık protein için ayarlanmış bir IC90 değeri ile sonuçlanmıştır. İn vitro plazma proteinine bağlanma çalışmaları, abakavirin terapötik konsantrasyonlarında insan plazması proteinlerine yalnızca düşük ila orta derecede (yaklaşık %49) bağlandığını göstermektedir. Lamivudin ise, terapötik doz aralığında doğrusal farmakokinetik özellikler gösterir ve düşük plazma protein bağlanma kapasitesi sergiler (<%36).
27
Direnç:
In vitro direnç: (dolutegravir)
In vitro direnç gelişimini çalışmak üzere seri pasajlar kullanılmıştır. 112 günlük pasaj sırasında HIVIII laboratuvar suşu kullanıldığında, seçilen mutasyonlar yavaşça görünmüştür ve S153Y ve S153F pozisyonlarında substitüsyon gözlenmiştir. Bu mutasyonlar, klinik çalışmalarda dolutegravir ile tedavi edilen hastalarda seçilmemiştir. NL432 suşu kullanılarak, E92Q (3 kat değişiklik) ve G193E (3 kat değişiklik) mutasyonları seçilmiştir. Bu mutasyonlar, daha önce mevcut raltegravir direnci olan ve daha sonra dolutegravir ile tedavi edilen hastalarda seçilmiştir (dolutegravirin sekonder mutasyonları olarak listelenmiştir).
Alt tip B klinik izolatları kullanılarak yapılan daha ileri seleksiyon deneylerinde, beş izolatın tümünde (20. haftadan sonra ve devamında) R263K mutasyonları görülmüştür. C alt tipinde (n=2) ve A/G (n=2) izolatlarında, bir izolatta integraz R263K sübstitüsyonu ve iki izolatta ise G118R sübstitüsyonu seçilmiştir. Antiretroviral tedavi klinik programına katılan ve İNİ tedavisi almamış Alt tip B ve C bulunan iki hastada, in vitro olarak dolutegravir duyarlılığına ilişkin herhangi bir etki görülmeksizin, R263K bildirilmiştir. G118R, yönlendirilmiş mutasyon bölgesinde dolutegravir duyarlılığını azaltmıştır (10 kat değişiklik), ancak Faz III programında dolutegravir verilen hastalarda saptanmamıştır.
Raltegravir/elvitegravirin primer mutasyonları (Q148H/R/K, N155H, Y143R/H/C, E92Q, T661), tek mutasyon olarak dolutegravirin in vitro duyarlılığını etkilemez. Sekonder integraz inhibitör ile ilişkili mutasyonlar olarak listelenen mutasyonlar (raltegravir/elvitegravir için) bölgeye yönlendirilmiş mutantlarla yapılan deneylerde primer mutasyonlara ilave edildiğinde (Q148 hariç), dolutegravir duyarlılığı yabanıl tip düzeyinde ya da yakınında kalır. Q148 mutasyon virüslerinin mevcut olması durumunda, dolutegravirin kat değişikliğindeki artış sekonder mutasyon sayısında artış olarak yansır. Q148 bazlı mutasyonların (H/R/K) etkisi, bölgeye yönlendirilmiş mutasyonlarla yapılan in vitro pasaj deneylerinde elde edilen sonuçlar ile de uyumlu bulunmuştur. N155H veya E92Q’da NL432 suşu bazlı yönlendirilmiş mutantlar ile çalışılan seri pasajlarda, başka direnç seçimi saptanmamıştır (yaklaşık 1 değişmemiş kat değişikliği). Buna karşın, Q148H mutasyonu ile pasaja başlandığında (1 kat değişiklik), sekonder mutasyonlar ile ilişkili çok sayıda raltegravirin biriktiği görülmüştür ve bu da kat değişikliğinde >10 kat artış ile sonuçlanmıştır. Klinik olarak ilişkili fenotipik kesim değeri (yabanıl tip virüse kıyasla kaç kat değiştiği) henüz belirlenmemiş olup, genotipik direnç sonuç için daha iyi bir gösterge olmuştur.
Raltegravir kullanan hastalarda 705 raltegravir dirençli izolat, dolutegravir duyarlılığı açısından incelenmiştir. Bu klinik izolatların %94’üne karşı dolutegravir <10 kat değişiklik göstermiştir.
In vivo direnç (dolutegravir)
Faz IIb ve Faz III çalışmalarda daha önce dolutegravir + 2 nükleozit analoğu revers transkriptaz inhibitörleri (NRTİ) kullanan ve daha önce tedavi edilmemiş hastalarda, integraz sınıfına veya NRTİ sınıfına karşı direnç gelişmemiştir (n=876, 48-96 haftalık takip).
Daha önce tedavi edilmiş fakat başarılı olunmamış, integraz sınıfı ile tedavi edilmemiş hastalarda (SAILING çalışması), araştırmacının uygun gördüğü temel bir rejim (BR) ile kombine edilen dolutegravir ile tedavi edilen 354 hastanın 4’ünde integraz inhibitör substitüsyonları gözlenmiştir (48 haftalık takip). Bu dört hastanın ikisinde benzersiz bir R263K integraz sübstitüsyonu mevcuttur ve maksimum kat değişikliği 1,93 olmuştur, bir
28
hastada polimorfik V151V/I integraz sübstitüsyonu mevcuttur ve maksimum kat değişikliği 0,92 olmuştur, bir diğerinde ise önceden mevcut olan integraz mutasyonlarına rastlanmıştır ve bu hastanın integraz kullanmış veya bulaş yoluyla integraza dirençli bir virüs ile enfekte olmuş olabileceği varsayılmaktadır. R263K mutasyonu da in vitro olarak seçilmiştir (yukarıya bakınız).
In vitro ve in vivo direnç (abakavir ve lamivudin)
In vitro ve in vivo olarak abakavire dirençli HIV-1 izolatları seçilmiştir ve bunlar revers transkriptaz (RT) enziminin kodon bölgesindeki (M184V, K65R, L74V ve Y115F kodonları) spesifik genotip değişiklikleriyle ilişkilidir. In vitro abakavir seçiminde, önce M184V mutasyonu oluşmuştur ve bu da IC50 değerinde yaklaşık 2 kat artış ile sonuçlanmıştır. Bu, abakavirin klinik kesim değerinde görülen 4,5 kat değişikliğin altındadır. İlacın artan konsantrasyonlarında devam eden pasajda ikili RT mutantları 65R/184V ve 74V/184V veya üçlü RT mutantı 74V/115Y/184V için seçim yapılmıştır. İki mutasyonun abakavir duyarlılığında 7-8 kat değişiklik gözlenmiştir ve duyarlılıkta 8 kattan fazla değişiklik olması üç mutasyonun kombinasyonu için gerekmiştir.
Lamivudine karşı HIV-1 direnci, viral RT’nin aktif bölgesine yakın M184I veya M184V aminoasit değişikliğinin gelişmesini içerir. Bu varyant hem in vitro ortamda hem de lamuvidin içeren ART ile tedavi edilen HIV-1 ile enfekte hastalarda artar. M184V mutasyonlarının in vitro ortamda lamivudin duyarlılığı önemli düzeyde azalmıştır ve in vitro viral replikatif kapasitesi de düşmüştür. M184V, abakavir direncinde yaklaşık 2 kat artış ile ilişkili olup, abakavirin klinik direncini etkilememektedir.
Abakavire karşı dirençli izolatların da lamivudin duyarlılığı azalmıştır. Abakavir/lamivudin kombinasyonunun M184V/I sübstitüsyonu ile veya olmaksızın K65R sübstitüsyonu ve L74V artı M184V/I sübstitüsyonu olan virüslere karşı duyarlılığı da azalmıştır.
Dolutegravir veya abakavir veya lamivudin ve Pİ veya NNRTİ’ler gibi diğer sınıf antiretroviraller arasında çapraz direnç olası değildir.
Elektrokardiyogram üzerindeki etkileri:
Dolutegravirin, klinik dozunun yaklaşık 3 katı fazlasında QTc aralığı üzerinde tedavi ile ilişkili bir etki gözlenmemiştir. Abakavir veya lamivudin ile benzer çalışmalar yapılmamıştır.
Klinik etkililik ve güvenlilik:
HIV ile enfekte, daha önce tedavi almamış hastalarda TRIUMEQ etkililiği birkaç çalışmadan elde edilen verilerin analizine dayanmaktadır. Bu analize; randomize, uluslararası, çift kör, aktif kontrollü iki çalışma (SINGLE (ING114467) ve SPRING-2 (ING113086)), uluslararası, açık etiketli, aktif kontrollü bir çalışma (FLAMINGO (ING114915)) ve randomize, açık etiketli, aktif kontrollü, çok merkezli, eşit etkililik çalışması (ARIA (ING117172)) dahil edilmiştir.
STRIIVING çalışması (201147), hiçbir sınıfa karşı belgelenmiş direnci olmayan virolojik olarak süprese olgularda yürütülen randomize, açık etiketli, aktif kontrollü, çok merkezli, eşit etkililik tedavi değişimi çalışmasıdır.
SINGLE çalışmasında 833 hasta, sabit abakavir-lamivudin (DTG+ABC/3TC) dozu veya sabit efavirenz-tenofovir-emtrisitabin (EFC/TDF/FTC) dozu ile birlikte günde bir kere 50 mg
29
dolutegravir ile tedavi edilmiştir. Başlangıçta medyan hasta yaşı 35’tir; katılımcıların %16’sı kadın, %32’si beyaz olmayan ırktandır; %7’sinde hepatit C koenfeksiyonu vardır ve %4’ü CDC Sınıf C’dir. Bu özellikler tedavi grupları arasında da benzerdir. 48. haftada alınan sonuçlar (ana başlangıç eş değişkenleri ile elde edilen sonuçlar dahil), Tablo 3’te gösterilmektedir.
Tablo 3: 48. haftada SINGLE çalışmasının randomize tedavi kolunun virolojik sonuçları (anlık algoritma)
DTG 50 mg +
ABC/3TC günde bir kere
n=414
EFV/TDF/FTC günde bir kere n=419
HIV-1 RNA <50 kopya/mL
Tedavi farklılığı*
Virolojik yanıtsızlık†
48. hafta penceresinde virolojik veri yok
Nedenleri
Advers olay veya ölüm nedeniyle
çalışmanın/çalışma ilacının sonlanması‡
Başka bir nedene bağlı olarak
çalışmanın/çalışma ilacının sonlanması§
Çalışma devam ederken çalışma penceresinde eksik veriler
Başlangıç plazma viral yükü ile HIV-1 RNA<50 kopya/mL (kopya/mL)
253/280 (%90) 111/134 (%83)
238/288 (%83) 100/131 (%76)
Başlangıç CD4+ (hücre/mm3)
<200
200 ila <350
≥350
45/57 (%79)
143/163 (%88) 176/194 (%91)
48/62 (%77)
126/159 (%79) 164/198 (%83)
Cinsiyet
307/347 (%88) 57/67 (%85)
291/356 (%82) 47/63 (%75)
Irk
Beyaz ırk
Afrikalı-Amerikalı/Afrika kalıtımlı/Diğer
255/284 (%90) 109/130 (%84)
238/285 (%84) 99/133 (%74)
Yaş (yıl)
319/361 (%88) 45/53 (%85)
302/375 (%81) 36/44 (%82)
*Başlangıç sınıflandırma faktörlerine göre düzenlendi.
†Etkililik eksikliği veya etkililik kaybı nedeniyle 48. haftadan önce çalışmadan ayrılan hastaları ve 48. hafta penceresinde kopya sayısı ≥50 olan hastaları içermektedir.
‡Analiz penceresi sırasında tedaviye ilişkin virolojik veri yoksa, 1. günden 48. haftaya kadar herhangi bir zaman noktasında gerçekleşen advers olay veya ölüme bağlı çalışmadan çekilen
30
hastaları içermektedir.
§Hastanın bilgilendirilmiş onamını geri çekmesi, takip dışı kalması, taşınması ve protokol sapması gibi nedenleri kapsar.
Not: ABC/3TC=KIVEXA/EPZICOM sabit doz kombinasyonu (FDC) formunda abakavir 600 mg, lamivudin 300 mg.
EFV/TDF/FTC=Atripla FDC formunda efavirenz 600 mg, tenofovir disoproksil 245 mg, emtrisitabin 200 mg.
N=her tedavi kolunda bulunan hasta sayısı
Birincil 48 haftalık analizde dolutegravir + ABC/3TC grubunda virolojik baskılama yapılan hastaların oranı EFV/TDF/FTC grubundakinden üstündür (p=0,003). Başlangıç HIV RNA seviyesine (< veya >100.000 kopya/mL) göre tanımlanan olgularda aynı tedavi farklılığına rastlanmamıştır. ABC/3TC + DTG ile viral baskılamaya kadar geçen medyan süre daha kısadır (28’e karşı 84 gün, p <0,0001). CD4+ T hücresi sayısında başlangıca göre ayarlanan ortalama değişimin sırasıyla 267 hücreye karşı 208 hücre/mm3 olduğu saptanmıştır (p <0,001). Hem viral baskılamaya kadar geçen süre hem de başlangıca göre değişim analizleri önceden belirlenmiştir ve çokluluk ayarlaması yapılmıştır. 96. haftada alınan yanıt sırasıyla %80’e karşı %72 olmuştur. Sonlanım noktasındaki farklılık istatistiksel açıdan anlamlı kalmaya devam etmiştir (p=0,006). DTG+ABC/3TC ile istatistiksel açıdan daha yüksek yanıtlar, viral yük sınıflandırmasından bağımsız olarak, EFV/TDF/FTC grubundaki AE’lerden kaynaklanan yüksek çalışmayı bırakma oranı nedeniyle alınmıştır. 96. haftadaki genel tedavi farklılıkları yüksek ve düşük başlangıç viral yükü olan hastalar için geçerli olmuştur. SINGLE çalışmasının açık etiketli fazının 144. haftasında virolojik süpresyon devam etmiştir, DTG + ABC/3TC kolu (%71), EFV/TDF/FTC koluna (%63) daha üstün olmuştur ve tedavi farkı %8,3’tür (2,0, 14,6).
SPRING-2 çalışmasında 822 hasta günde bir kez 50 mg dolutegravir veya günde iki kez 400 mg raltegravir 400 mg (körlenmiş) ile tedavi edilmiştir ve her ikisi de sabit dozlu ABC/3TC (%40 civarında) veya TDF/FTC (%60 civarında) ile açık etiketli olarak verilmiştir. Başlangıç demografi bilgileri ve alınan sonuçlar Tablo 4’te özet olarak verilmektedir. Dolutegravirin, abakavir/lamivudin ile geçmiş tedavi programı olan hasta alt seti içindekiler dahil, raltegravirle eşdeğer olduğu saptanmıştır.
Tablo 4: SPRING-2 çalışmasında randomize tedavinin demografi bilgileri ve virolojik sonuçları (anlık algoritma)
Günde iki kez 400 mg RAL + 2 NRTİ N=411
Demografi bilgileri
Medyan Yaş (yıl)
Kadın
Beyaz olmayan ırk
Hepatit B ve/veya C
CDC sınıf C
ABC/3TC omurga tedavisi
48. hafta etkililik bulguları
HIV-1 RNA <50 kopya/mL
31
Tedavi farkı*
Virolojik yanıt yok†
48.hafta aralığında virolojik veri yok
Nedenleri
Advers olay veya ölüm nedeniyle
çalışmaya/çalışma ilacına devam edilmemesi ‡
Diğer nedenlerden dolayı çalışmaya/çalışma ilacına devam edilmemesi §
96. hafta etkililik bulguları
HIV-1 RNA <50 kopya/mL
Tedavi farkı*
ABC/3TC kullananlarda HIV-1 RNA <50 kopya/mL
*Başlangıç katmanlandırma faktörlerine göre ayarlanmıştır.
†48. haftadan önce etkililik kaybı nedeniyle çalışmayı bırakan olgular ve 38. hafta aralığında ≥50 kopya olan olguları içerir.
‡Birinci günden 48. haftaya kadar olan süreyi kapsayan analizin herhangi bir zaman aralığında advers olay veya ölüm nedeniyle çalışmadan ayrılan olguları, eğer bu durum analiz aralığı sırasındaki tedaviyle ilgili herhangi bir virolojik veriye neden olmadıysa, içerir. §Protokol ihlali, takip edilememe ve onamını geri çekme gibi nedenleri içerir.
Notlar: DTG = dolutegravir, RAL = raltegravir.
FLAMINGO çalışmasında 485 hasta günde bir kez 50 mg dolutegravir veya günde bir kez 800 mg/100 mg darunavir/ritonavir (DRV/r) ile ve her ikisi de ABC/3TC (%33 civarında) veya TDF/FTC (%67 civarında) olacak şekilde tedavi edilmiştir. Tedavilerin hepsi açık etiketli olarak verilmiştir. Başlıca demografi özellikleri ve alınan sonuçlar Tablo 5’te özet halinde verilmektedir.
Tablo 5: FLAMINGO çalışmasında randomize tedavinin demografi bilgileri ve virolojik sonuçları (anlık algoritma)
Günde bir
kez
50 mg DTG + 2 NRTİ
N=242
Günde bir kez 800 mg + 100mg DRV+RTV +
2 NRTİ
N=242
Demografi bilgileri
Medyan yaş (yıl)
Kadın
Beyaz olmayan ırk
Hepatit B ve/veya C
CDC sınıf C
ABC/3TC omurga tedavisi
48. hafta etkililik bulguları
HIV-1 RNA <50 kopya/mL
Tedavi farkı*
Virolojik yanıt yok†
32
48.hafta aralığında virolojik veri yok
Nedenleri
Advers olay veya ölüm nedeniyle çalışmaya/çalışma ilacına devam edilmemesi‡
Diğer nedenlerden dolayı
çalışmaya/çalışma ilacına devam edilmemesi§
Aralık sırasında veri eksik ama çalışmada var
ABC/3TC kullananlarda HIV-1 RNA <50 kopya/mL
Viral baskılamaya kadar geçen medyan süre**
*Başlangıç katmanlandırma faktörlerine göre ayarlanmıştır, p=0,025.
†48. haftadan önce etkililik kaybı nedeniyle çalışmayı bırakan olgular ve 38. hafta aralığında ≥ 50 kopya olan olguları içerir.
‡Birinci günden 48.haftaya kadar olan süreyi kapsayan analizin herhangi bir zaman aralığında advers olay veya ölüm nedeniyle çalışmadan ayrılan olguları, eğer bu durum analiz aralığı sırasındaki tedaviyle ilgili herhangi bir virolojik veriye neden olmadıysa içerir.
§Protokol ihlali, teakip edilememe ve onamını geri çekme gibi nedenleri içerir.
** p< 0,001.
Notlar: DRV + RTV= darunavir + ritonavir, DTG = dolutegravir
96. haftada, dolutegravir grubunda virolojik süpresyon (%80) DRV/r grubuna (%68) üstün olmuştur (ayarlanmış tedavi farkı [DTG-(DRV+RTV)]: %12,4; %95 GA: [4,7, 20,2]). 96. haftada cevap oranları DTG+ABC/3TC için %82 ve DRV/r+ABC/3TC için %75 olmuştur.
Randomize, açık etiketli, aktif kontrollü, çok merkezli, paralel grup, eşit etkililik çalışması ARIA’da (ING117172), daha önceden ART almamış HIV-1 ile enfekte 499 kadın 1:1 oranında DTG/ABC/3TC FDC 50 mg/600 mg/300 mg veya atanavir 300 mg + ritonavir 100 mg + tenofovir disproksil/emtrisitabin 245 mg/200 mg (ATV+RTV+TDF/FTC FDC) alacak şekilde randomize edilmiştir. Tüm ilaçlar günde bir kez uygulanmaktadır.
Tablo 6: ARIA randomize tedavisinin demografikleri ve 48. hafta virolojik sonuçları (anlık algoritma)
DTG/ABC/3TC FDC
N=248
Demografi bilgileri
Medyan Yaş (yıl)
Kadın
Beyaz olmayan
Hepatit B ve/veya C
CDC sınıfı C
48. Hafta etkililik sonuçları
HIV-1 RNA <50 kopya/mL
Tedavi farkı
Virolojik başarısızlık
33
Nedenler
Pencere içindeki veriler 50 c/mL eşiğinin altında değildir.
Etkililik olmadığı için bırakılmıştır.
Eşik altında olmanın dışında nedenlerle bırakma
Virolojik veriler yok
AO ya da ölüm nedeniyle ayrılma
Diğer nedenlerle bırakma
Pencere sırasında çalışma içinde eksik veriler
AO: Advers olay
HIV-1: insan immün yetmezlik virüsü tip 1
DTG/ABC/3TC FDC: abakavir/dolutegravir/lamivudin sabit doz kombinasyonu
ATV+RTV+TDF/FTC FDC: atazanavir + ritonavir + tenofovir disproksil/emtrisitabin sabit doz kombinasyonu
STRIIVING (201147), daha önce herhangi bir tedavi başarısızlığı olmayan ve herhangi bir sınıfa karşı raporlanmış bir direnç bulunmayan hastalarda yapılan 48 haftalık, randomize, açık etiketli, aktif kontrollü, çok merkezli eşit etkinlik çalışmasıdır. Virolojik olarak baskılanmış (HIV-1 RNA <50 c/mL) gönüllüler randomize olarak (1:1) güncel ART rejimine (2 NRTI artı bir PI, NNRTI ya da INI) devam etmek ya da günde bir kez ABC/DTG/3TC FDC’ye geçmek üzere (Erken Geçiş) randomize edilmiştir. Eş zamanlı Hepatit B enfeksiyonu temel hariç tutulma kriterlerinden biri olmuştur.
Hastalar çoğunlukla beyaz (%66) ya da siyah (%28) erkek cinsiyetli (%87) meydana gelmiştir. Önceki temel bulaşma yolları homoseksüel (%73) ya da heteroseksüel (%29) temas olmuştur. Pozitif HCV serolojisi bulunanların oranı %7 bulunmuştur. İlk ART başlangıcının medyan süresi yaklaşık 4,5 yıl olmuştur.
Tablo 7: STRIIVING randomize tedavisinin sonuçları (anlık algoritma)
24. haftada ve 48. haftada çalışma sonuçları (plazma HIV-1 RNA <50 c/mL) – anlık analiz (ITT-E popülasyonu)
ABC/DTG/3TC FDC
N=275
n (%)
Güncel ART
N=278 n (%)
Erken Geçiş
ABC/DTG/3TC FDC
N=275
n (%)
Geç Geçiş
ABC/DTG/3TC FDC
N=244
n (%)
Sonuç zaman noktası
1. gün ila 24. hafta
1. gün ila 48. hafta
24. hafta ila 48. hafta
Virolojik başarı
Virolojik
Başarısızlık
Nedenler
Pencere içindeki veriler eşiğin
altında değildir
34
AO ya da ölüm nedeniyle
ayrılma
Diğer nedenlerle bırakma
Pencere sırasında çalışma içinde
eksik veriler
%1
C=abakavir/dolutegr roviral tedavi; HI lı maruziyet
<%1
avir/lamivud
V-1=insan
%2
in sabit-doz kombin
bağışıklık yetmezli
ABC/DTG/3TC FDC=abakavir/dolutegr avir/lamivudin sabit-doz kombinasyonu; AO=advers olay; ART=antiretroviral tedavi; HI V-1=insan bağışıklık yetmezliği virüsü tip 1; ITT-E = tedavi amaçlı maruziyet
ABC/DTG/3TC FDC grubundaki virolojik baskılanma (HIV-1 RNA <50 kopya/mL) (%85), 24. haftada güncel ART gruplarından (%88) istatistiksel olarak daha kötü olmamıştır. Orandaki düzeltilmiş fark ve %95 GA [güncel ART’ye karşı ABC/DTG/3TC] %3,4, %95 GA [-9,1, 2,4] olmuştur. 24 haftadan sonra geriye kalan tüm gönüllüler ABC/DTG/3TC FDC’ye geçmiştir (Geç Geçiş). 48. haftada Erken ve Geç Geçiş gruplarında benzer virolojik baskılanma düzeyleri korunmuştur.
SINGLE, SPRING-2 ve FLAMINGO çalışmalarında tedavisi başarısız olan hastalarda yeniden (de novo) direnç:
Bahsedilen bu üç çalışmada dolutegravir + abakavir/lamivudin ile tedavi edilen hastaların herhangi birinde integraz sınıfı veya NRTİ sınıfına karşı yeniden direnç geliştiği tespit edilmemiştir.
Karşılaştırma grubunda ise TDF/FTC/EFZ ile (SINGLE; NNRTİ’ye bağlı direnç görülen altı, önemli NRTI direnci görülen bir) ve 2 NRTİ’ler + raltegravir ile (SPRING-2; önemli NRTİ direnci görülen dört, raltegravir direnci görülen bir) tipik direnç tespit edilirken, 2 NRTİ’ler + DRV/RTV ile tedavi edilen hastalarda yeniden direnç saptanmamıştır (FLAMINGO).
Pediyatrik popülasyon:
48 haftalık çok merkezli, açık etiketli Faz I/II çalışmada (P1093/ING112578), dolutegravirin farmakokinetik parametreleri, güvenliliği, tolerabilitesi ve etkililiği, HIV-1 ile enfekte yenidoğanlarda, çocuklarda ve adolesanlarda kombine rejim olarak değerlendirilmiştir.
24. haftada, günde bir kere dolutegravir ve OBR ile tedavi edilen (35 mg, n=4; 50 mg, n=19) 23 adolesan hastanın 16’sında (%69) (12-17 yaş) 50 kopya/mL’den daha düşük viral yük elde edilmiştir. Toplam 23 çocuk ve adolesanın 20’sinin (%87) başlangıç HIV-1 RNA veya HIV-1 RNA <400 c/mL’sinde 24. haftada >1 log10 c/mL düşüş gözlenmiştir. Dört hastada ise virolojik yanıtsızlık mevcuttur. Bu hastaların hiçbirinde virolojik yanıtsızlık zamanında İNİ direncine rastlanmamıştır.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
TRIUMEQ tabletin dolutegravir monoterapisine ve abakavir/lamivudin sabit doz kombinasyon tabletine (ABC/3TC FDC) biyoeşdeğer olduğu gösterilmiştir. Bu bulgu, sağlıklı kişilerde (n=66) 1×50 mg dolutegravir tablet ile 1×600 mg abakavir/300 mg
35
lamivudin tablete (aç karnına) kıyasla, tek doz 2 yönlü TRIUMEQ çapraz biyoeşdeğerlik çalışmasında elde edilmiştir. TRIUMEQ tablet üzerinde çok yağlı yiyeceklerin etkisi, bu çalışmada bir alt grup içerisinde değerlendirilmiştir (n=12). Aç karına alınan tablete kıyasla, TRIUMEQ’in çok yağlı yiyecekler ile birlikte alınmasından sonra dolutegravirin plazma Cmaks ve EAA değeri, sırasıyla %37 ve %48 oranında artmış olup, bu durum klinik olarak anlamlı değildir (bkz. Emilim). Çok yağlı yiyecekler ile birlikte TRIUMEQ uygulamasını takiben abakavir ve lamivudin plazma maruziyeti üzerindeki etkisi, ABC/3TC FDC ile gözlenen etkilere benzerdir. Bu bulgular, TRIUMEQ’in yiyeceklerle birlikte veya tek başına alınabileceğini göstermektedir.
Dolutegravir, lamivudin ve abakavirin farmakokinetik özellikleri aşağıda açıklanmaktadır.
Emilim:
Dolutegravir, abakavir ve lamivudin oral uygulamayı takiben hızlıca emilir. Dolutegravirin mutlak biyoyararlanımı henüz bilinmemektedir. Oral abakavir ve lamivudinin mutlak biyoyararlanımı, erişkinlerde sırasıyla yaklaşık %83 ve %80-85’tir. Maksimum serum konsantrasyonuna kadar geçen ortalama süre dolutegravir için yaklaşık 2-3 saat (tablet formülasyonu için doz sonrası), abakavir için 1,5 saat ve lamivudin için 1,0 saattir.
Sağlıklı kişiler ve HIV-1 ile enfekte hastalar arasında dolutegravir maruziyeti genel olarak benzer olmuştur. HIV-1 ile enfekte erişkinlerde günde bir kere dolutegravir 50 mg’yi takiben, kararlı hal farmakokinetik parametreleri, popülasyon farmakokinetik analizlerine göre (geometrik ortalama [%CV]), EAA(0-24) = 53,6 (27) mcg.saat/mL, Cmaks = 3,67 (20) mcg/mL ve Cmin = 1,11 (46) mcg/mL’dir. Tek doz abakavir 600 mg’yi takiben ortalama (CV) Cmaks = 4,26 mcg/mL (%28) ve ortalama (CV) EAA∞ = 11,95 mcg.saat./mL (%21) şeklindedir. Yedi gün boyunca günde bir kere 300 mg lamivudinin çoklu oral uygulamasını takiben, ortalama (CV) kararlı hal Cmaks = 2,04 mcg/mL (%26) ve ortalama EAA24 = 8,87 mcg.saat./mL (%21)’dir.
TRIUMEQ’in yağ açısından zengin bir öğünle uygulanmasını takiben dolutegravirin plazma Cmaks ve EAA değeri, aç karnına TRIUMEQ uygulamasını takiben olana kıyasla, sırasıyla %37 ve %48 daha yüksektir. Abakavir için Cmaks değerinde %23 azalma görülürken, EAA değişmemiştir. Lamivudin maruziyeti aç ve tok karnına benzerdir. Bu bulgular TRIUMEQ’in aç veya tok karnına alınabileceğini göstermektedir.
Dağılım:
Dolutegravirin görünen dağılım hacmi (süspansiyon formülasyonunun uygulamasını takiben, Vd/F), 12,5 L olarak hesaplanmıştır. Abakavir ve lamivudin ile yapılan intravenöz çalışmalarda, bu maddelerin ortalama görünen dağılım hacmi sırasıyla 0,8 ve 1,3 L/kg olarak bildirilmiştir.
In vitro verilere dayanarak, dolutegravir insan plazma proteinlerine yüksek oranda (>99) bağlanır. Dolutegravirin plazma proteinlerine bağlanması dolutegravir konsantrasyonundan bağımsızdır. İlaç ile ilişkili total kan ve plazma radyoaktivite konsantrasyon oranı 0,441 ila 0,535 arasında değişmektedir. Bu durum kan hücre komponentlerinde minimum düzeyde radyoaktivite ilişkisi olduğunu göstermektedir. Dolutegravirin plazmada bağlanmamış fraksiyonu, orta düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda görüldüğü üzere, düşük serum albümin düzeylerinde (<35 g/L) artar. In vitro plazma proteinine bağlanma çalışmaları, abakavirin tedavi konsantrasyonlarında insan plazması proteinlerine yalnızca düşük veya orta
36
derecede (yaklaşık %49) bağlandığını göstermektedir. Lamivudin ise, terapötik doz aralığında doğrusal farmakokinetik özellikler gösterir ve in vitro ortamda düşük plazma protein bağlanma kapasitesi sergiler (<%36).
Dolutegravir, abakavir ve lamivudin beyin-omurilik sıvısında (BOS) mevcuttur.
Daha önce tedavi edilmemiş ve dolutegravir ve abakavir/lamivudin rejimi verilen 13 hastada, beyin-omurilik sıvısındaki ortalama dolutegravir konsantrasyonu 18 ng/mL olarak bulunmuştur (bu oran bağlanmamış plazma konsantrasyonu ile kıyaslanabilir düzeyde olup, IC50’den fazladır). Abakavir çalışmaları, BOS-plazma EAA oranının %30 ile %44 arasında değiştiğini göstermektedir. Pik konsantrasyonların gözlenen değeri, günde iki kere abakavir 600 mg ile 0,08 mcg/mL ila 0,26 mcM’lik abakavirin IC50 değerinden 9 kat fazladır. Oral uygulamayı takiben 2-4 saatte ortalama BOS/serum lamivudin konsantrasyon oranı yaklaşık %12 olarak bildirilmiştir. Lamivudinin merkezi sinir sistemine (MSS) gerçek penetrasyon derecesi ve bunun ilacın klinik etkililiği ile olan ilişkisi bilinmemektedir.
Dolutegravir hem kadın hem de erkek genital yolunda bulunmuştur. Servikovajinal sıvı, servikal doku ve vajina dokusundaki EAA değeri, kararlı durumda karşılık gelen plazmadaki değerin %6-10’u olmuştur. Meni ve rektal dokudaki EAA değeri ise, kararlı durumda karşılık gelen plazmadaki değerin, sırasıyla %7 ve %17’si olmuştur.
Biyotransformasyon:
Dolutegravir primer olarak minör CYP3A bileşiği ile UGT1A1 aracılığıyla metabolize olur (insan kütle denge çalışmasında uygulanan toplam dozun %9,7’si). Dolutegravir, plazma dolaşımında bulunan ana bileşiktir; değişmemiş etkin maddenin renal atılımı düşüktür (dozun <%1’i). Toplam oral dozun %53’ü feçes ile değişmeden atılır. Bunun tümünün veya bir kısmının emilmeyen etken maddeye veya bağırsak lümeninde ana bileşiği oluşturmak için bozunabilen glukuronidat konjügatının biliyer atılımına bağlı olup olmadığı bilinmemektedir. Dolutegravirin eter glukuronidi (toplam dozun %18,9’u), N-dealkilasyon metaboliti (toplam dozun %3,6’sı) ve benzilik karbon oksidasyonu ile meydana gelen metabolit ile (toplam dozun %3,0’ı) gösterildiği üzere, toplam oral dozun %32’si idrar ile atılır.
Abakavir, primer olarak karaciğer tarafından metabolize olur ve uygulanan dozun yaklaşık %2’si değişmeden renal yolla atılır. İnsanlarda metabolizmanın primer yolakları, dozun yaklaşık %66’sına denk gelen, 5’-karboksilik asit ve 5’-glukuronid üretimi için alkol dehidrogenaz ve glukuronidasyondur. Bu metabolitler idrar ile atılır.
Lamivudinin metabolizması eliminasyonun minör bir yolunu oluşturur. Lamivudin büyük oranda değişmemiş olarak renal yolla elimine edilir. Lamivudinin hepatik metabolizmasının küçük oranda olması (%5-10) nedeniyle, lamivudin ile diğer ilaçlar arasında metabolik etkileşim gelişmesi ihtimali düşüktür.
İlaç etkileşimi:
In vitro olarak dolutegravirin, sitokrom P450 (CYP)1A2, CYP2A6, CYP2B6, CYP2C8, CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6 CYP3A, UGT1A1 ya da UGT2B7 enzimleri veya Pgp, BCRP, BSEP, organik anyon taşıyıcı polipeptit 1B1 (OATP1B1), OATP1B3, OCT1, MATE2-K, çoklu ilaç direnci ilişkili protein 2 (MRP2) veya MRP4 taşıyıcıları için doğrudan inhibisyon göstermemiştir ya da zayıf inhibisyon (IC50>50 μM) göstermiştir. In vitro olarak dolutegravir CYP1A2, CYP2B6 ya da CYP3A4’ü indüklememiştir. Bu verilere dayanarak, dolutegravirin
37
majör enzimlerin ya da taşıyıcıların substratları olan tıbbi ürünlerin farmakokinetiklerini etkilemesi beklenmez (bkz. Bölüm 4.5).
In vitro olarak dolutegravir, insan OATP 1B1, OATP 1B3 ya da OCT 1 substratı değildir.
In vitro olarak abakavir CYP enzimlerini (CY1A1 ve CYP3A4’ten (sınırlı potansiyel) dışında, bkz. Bölüm 4.5) inhibe etmemiş veya indüklememiştir; OATP1B1, OAT1B3, OCT1, OCT2, BCRP ve P-gp veya MATE2-K’ye zayıf inhibisyon göstermiş veya hiç inhibisyon sergilememiştir. Bu nedenle, abakavirin bu enzim veya taşıyıcıların substratı olan ilaçların plazma konsantrasyonlarını etkilemesi beklenmemektedir.
Abakavir önemli ölçüde CYP enzimleri tarafından metabolize edilmez. In vitro olarak abakavir; OATP1B1, OATP1B3, OCT1, OCT2, OAT1, MATE1, MATE2-K, MRP2 veya MRP4’ün substratı değildir. Bu nedenle, bu taşıyıcıları etkileyen ilaçların abakavir plazma konsantrasyonlarını etkilemesi beklenmemektedir.
In vitro olarak lamivudin, CYP enzimlerini (örneğin; CYP3A4, CYP2C9 veya CYP2D6) inhibe etmemiş veya indüklememiştir; OATP1B1, OAT1B3, OCT3, BCRP, P-gp, MATE1 veya MATE2-K’ye zayıf inhibisyon göstermiş veya hiç inhibisyon sergilememiştir. Bu nedenle, lamivudinin bu enzim veya taşıyıcıların substratı olan ilaçların plazma konsantrasyonlarını etkilemesi beklenmemektedir.
Lamivudin önemli ölçüde CYP enzimleri tarafından metabolize edilmez.
Eliminasyon:
Dolutegravirin yarılanma ömrü yaklaşık 14 saattir. Popülasyon farmakokinetik analizinde görünen oral klirens (CL/F), HIV ile enfekte hastalarda yaklaşık 1 L/saat’tir.
Abakavirin ortalama yarılanma ömrü 1,5 saattir. İntraselüler aktif kısım karbovirtrifosfatın (TP) geometrik ortalama terminal yarılanma ömrü kararlı durumda 20,6 saattir. Günde iki kez oral yolla abakavir 300 mg’nin çoklu dozlarını takiben anlamlı bir ilaç birikimi olmamıştır. Abakavirin atılımı, oluşan metabolitlerin esas olarak idrarla atıldığı karaciğer metabolizması ile gerçekleşir. Uygulanan abakavir dozunun yaklaşık %83’ü idrarda metabolitler ile değişmemiş abakavir şeklindedir; gerisi feçesle atılır.
Gözlemlenen lamivudin eliminasyon yarı ömrü 18 ila 19 saattir. Günde bir kere lamivudin 300 mg verilen hastalarda, lamivudin-TP’nin terminal intraselüler yarılanma ömrü 16 ila 19 saattir. Lamivudinin ortalama sistemik klirensi yaklaşık 0,32 l/saat/kg’dır ve ağırlıklı olarak organik katyonik transport sistemi yoluyla renal klirens (>%70) ile sağlanır. Böbrek yetmezliği olan hastalar üzerinde yapılan çalışmalarda, böbrek fonksiyon bozukluğunun lamivudin eliminasyonunu etkilediği gösterilmiştir. Kreatinin klirensi <30 ml/dk olan hastalarda dozun azaltılması gereklidir (bkz. Bölüm 4.2).
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Dolutegravir farmakokinetiğinin doğrusallığı doz ve formülasyona bağlıdır. Tablet formülasyonun oral uygulamasını takiben genel olarak dolutegravir doğrusal olmayan bir farmakokinetik sergilemiştir; 2’den 100 mg’a kadar plazma maruziyetinde dozla orantılı artışlardan daha düşük değerler gözlenmiştir; diğer yandan, tablet formülasyonu için dolutegravirde 25 mg’dan 50 mg’a kadar olan dozlarda maruziyet dozla orantılı
38
görünmektedir. Lamivudin ve abakavir terapötik doz aralığının üzerinde doğrusal farmakokinetik sergilemektedir.
Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki(ler):
Randomize, doz aralığı çalışmasında, dolutegravir monoterapi alan HIV-1 enfekte olgularda (ING111521), 50 mg dozun 11. gününde, HIV-1 RNA’da ortalama 2,5 log10 azalmayla hızlı ve doza bağımlı antiviral aktivite görülmüştür. 50 mg grubun son dozundan 3 ila 4 gün sonrasına kadar bu antiviral cevap devam etmiştir.
İntraselüler farmakokinetikler:
Terminal karbovir-TP geometrik ortalama intraselüler yarılanma ömrü 20,6 saat olmuştur. Abakavirin geometrik ortalama plazma yarılanma ömrü ise, 2,6 saat olmuştur. Günde bir kere lamivudin 300 mg ile tedavi edilen hastalarda, plazma yarılanma ömrü 5-7 saat iken, lamivudin-TP’nin terminal intraselüler yarılanma ömrü 16-19 saate yükselmiştir. Bu veriler, HIV ile enfekte hastaların tedavisinde günde bir kere lamivudin ve abakavir’in kullanımını destekler niteliktedir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Dolutegravir, abakavir ve lamivudinin farmakokinetik verileri ayrı ayrı elde edilmiştir.
Dolutegravir primer olarak karaciğer tarafından metabolize edilir ve atılır. 50 mg’lik tek bir dolutegravir dozu orta düzeyde (Child-Pugh kategori B) karaciğer yetmezliği olan 8 hastaya ve eşleştirilmiş 8 sağlıklı erişkin kontrole verilmiştir. Plazmadaki toplam dolutegravir konsantrasyonu benzer olsa da, sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında, orta düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda bağlanmamış dolutegravir maruziyetinde 1,5 ila 2 kat artış gözlemlenmiştir. Hafif ila orta düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Şiddetli karaciğer yetmezliğinin dolutegravir farmakokinetikleri üzerindeki etkisi henüz çalışılmamıştır.
Abakavir, primer olarak karaciğer tarafından metabolize edilir. Hafif düzeyde (Child-Pugh skoru 5-6) karaciğer yetmezliği olan hastalarda 600 mg’lik tek doz abakavirin farmakokinetikleri araştırılmıştır. Elde edilen bulgular, abakavir EAA değerinde ortalama 1,89 [1,32; 2,70] katlık, yarılanma ömründe ise 1,58 [1,22; 2,04] katlık bir artış olduğunu göstermiştir. Hafif düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda, abakavir maruziyetinin çok değişken olması nedeniyle, dozun azaltılmasına ilişkin herhangi bir öneride bulunmak mümkün değildir.
Orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda elde edilen veriler, lamivudin farmakokinetiklerinin karaciğer fonksiyon bozukluğu ile anlamlı düzeyde etkilenmediğini göstermektedir.
Abakavire ilişkin elde edilen verilere dayanarak, orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda TRIUMEQ kullanılmamalıdır.
Böbrek yetmezliği:
Dolutegravir, abakavir ve lamivudinin farmakokinetik verileri ayrı ayrı elde edilmiştir.
39
Değişmemiş etkin maddenin renal klirensi, dolutegravirin atılımının minör bir yolunu oluşturur. Şiddetli böbrek yetmezliği (CLcr <30 mL/dk) olan hastaların katıldığı dolutegravir farmakokinetik çalışmasında, şiddetli böbrek yetmezliği (CLcr <30 mL/dk) olan ve eşleştirilmiş sağlıklı kontroller arasında klinik açıdan önemli bir farmakokinetik farklılığa rastlanmamıştır. Dolutegravir diyaliz hastaları üzerinde çalışılmamış olmakla birlikte, maruziyet farklılıkları beklenmez.
Abakavir, primer olarak karaciğer tarafından metabolize edilir ve uygulanan dozun yaklaşık %2’si değişmeden renal yolla atılır. Son dönem böbrek hastalığı olan hastalarda abakavirin farmakokinetikleri böbrek fonksiyonu normal olan hastalarınkine benzerdir.
Lamivudin çalışmaları, plazma konsantrasyonlarının (EAA) azalmış klirense bağlı olarak böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda arttığını göstermektedir.
Lamivudine ilişkin elde edilen verilere göre, kreatinin klirensi <30 mL/dk olan hastalarda TRIUMEQ’in kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
HIV-1 ile enfekte olan erişkinlerdeki veriler kullanılarak yapılan dolutegravirin popülasyon farmakokinetiği analizi, yaşın dolutegravir maruziyeti üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisi olmadığını göstermiştir.
Dolutegravir, abakavir ve lamivudinin 65 yaş ve üzeri hastalarda kullanımı üzerine sınırlı farmakokinetik verisi mevcuttur.
Pediyatrik popülasyon:
HIV-1 ile enfekte olan ve daha önce ART verilmiş 10 adolesanın (12-17 yaş) katıldığı dolutegravir farmakokinetik çalışmaları günde bir kere 50 mg dolutegravirin, günde bir kere dolutegravir 50 mg verilen erişkinlerde gözlenen düzeyde maruziyete neden olduğu belirlenmiştir.
Günde bir kere 600 mg abakavir ve 300 mg lamivudin ile tedavi edilen adolesan popülasyona ilişkin sınırlı veri mevcuttur. Farmakokinetik parametreler erişkinlerde bildirilen veriler ile kıyaslanabilir düzeydedir.
İlaç metabolize eden enzimlerdeki polimorfizmler:
İlaç metabolize eden enzimlerde dolutegravir farmakokinetiklerinin klinik olarak anlamlı düzeyde değiştiğini gösteren ortak polimorfizm varlığına ilişkin bir kanıt yoktur. Sağlıklı kişilerin katıldığı klinik çalışmalardan elde edilen farmakogenomik verilerinin kullanıldığı bir meta-analizde, UGT1A1 ile normal metabolizma ile ilişkili genotipe sahip olanlara (n=41) kıyasla, zayıf dolutegravir metabolizmasına işaret eden UGT1A1 (n=7) genotipli katılımcılarda dolutegravir klirensi %32 oranında düşerken, EAA değeri %46 oranında yükselmiştir.
Cinsiyet:
Faz IIb ve Faz III erişkin çalışmalarından havuzlanmış farmakokinetik verilerle gerçekleştirilen popülasyon farmakokinetik analizleri, cinsiyetin dolutegravir maruziyeti üzerinde klinik olarak ilişkili bir etkisi olmadığını göstermiştir. Cinsiyetin farmakokinetik
40
parametreler üzerindeki etkisine göre dolutegravir, abakavir veya lamivudin dozlarının ayarlanması gerekmemektedir.
Irk:
Faz IIb ve Faz III erişkin çalışmalarından toplanmış farmakokinetik verilerle gerçekleştirilen popülasyon farmakokinetik analizleri, ırkın dolutegravir maruziyeti üzerinde klinik olarak ilişkili bir etkisi olmadığını göstermiştir. Tek doz oral uygulamayı takiben izlenen dolutegravir farmakokinetikleri, Japon katılımcılarda ve Batılı (ABD) katılımcılarda benzer bulunmuştur. Irkın farmakokinetik parametreler üzerindeki etkisine göre dolutegravir, abakavir veya lamivudin dozlarının ayarlanması gerekmemektedir.
Eş zamanlı hepatit B veya C enfeksiyonu:
Popülasyon farmakokinetik analizleri, eş zamanlı HCV enfeksiyonunun dolutegravir maruziyeti üzerinde klinik olarak ilişkili bir etkisi olmadığını göstermiştir. Eş zamanlı HBV enfeksiyonuna ilişkin sınırlı sayıda farmakokinetik veri mevcuttur (bkz. Bölüm 4.4).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Abakavir ve lamivudin kombinasyonunun etkilerinin araştırıldığı negatif in vivo sıçan mikronükleus testi haricinde; dolutegravir, abakavir ve lamivudin kombinasyonunun hayvanlar üzerindeki etkilerine ilişkin herhangi bir veri mevcut değildir.
Karsinojenite ve mutajenisite:
In vitro bakteri testinde ve memeli hücre kültürlerinde ve in vivo kemirgen mikronükleus testinde dolutegravirin mutajenik veya klastojenik olmadığı belirlenmiştir.
Bakteri testlerinde abakavir ve lamivudinin mutajenik olmadığı saptanmıştır; diğer nükleozit analogları ile benzer şekilde, fare lenfoma testi gibi in vitro memeli testlerinde hücresel DNA replikasyonunu inhibe eder. Kombinasyon olarak abakavir ve lamivudin ile yapılan in vivo sıçan mikronükleus testinden elde edilen bulguların negatif olduğu belirlenmiştir.
In vivo çalışmalarda lamivudinin genotoksik aktivite sergilemediği gösterilmiştir. In vitro ve in vivo çalışmalarda yüksek konsantrasyonlarda abakavirin kromozom hasarına yol açma olasılığının düşük olduğu belirlenmiştir.
Dolutegravir, abakavir ve lamivudin kombinasyonunun karsinojenik potansiyeli henüz araştırılmamıştır. Fare ve sıçan modellerinde yapılan uzun dönem çalışmalarda dolutegravirin karsinojenik olmadığı belirlenmiştir. Sıçan ve farelerde yapılan uzun dönem oral karsinojenez çalışmalarında, lamivudinin karsinojenik potansiyeli olmadığı bildirilmiştir. Fare ve sıçanlarda yapılan oral abakavir karsinojenez çalışmalarında, malign ve malign olmayan tümörlerin insidansında bir artış gözlenmiştir. Her iki türün erkeklerinin preputial glandında ve dişilerinin klitoral glandında malign tümörlere rastlanmıştır. Ayrıca; sıçan modelinde erkeklerin tiroid bezinde, dişilerin ise karaciğer, mesane, lenf nodları ve subkutan dokularında malign tümörler gelişmiştir.
Bu tümörlerin çoğu, farelerde 330 mg/kg/gün ve sıçanlarda 600 mg/kg/gün olan en yüksek abakavir dozunda oluşmuştur. Fare modelinde preputial gland tümörü ise 110 mg/kg dozda görülmüştür. Fare ve sıçanlarda hiçbir etkinin gözlenmediği düzeyde belirlenen sistemik maruziyet, tedavi sırasında insan sistemik maruziyetinin 3 ila 7 katıdır. Bu bulguların klinik
41
geçerliliği bilinmemekle birlikte, bu veriler insanlarda klinik yararın karsinojenik riskten yüksek olduğunu düşündürmektedir.
Tekrarlanan doz toksisitesi:
Günlük yüksek doz dolutegravirin uzun süreli etkisi, sıçanlarda (26 haftaya kadar) ve maymunlarda (38 haftaya kadar) tekrarlanan oral doz toksisite çalışmalarında araştırılmıştır. Sıçan ve maymunlarda dolutegravirin primer etkisi, EAA değerlerine göre 50 mg insan klinik maruziyetinin sırasıyla yaklaşık 38 ve 1,5 katı sistemik maruziyet oluşturacak dozlarda, gastrointestinal (Gİ) intolerans ve iritasyon olmuştur. Gastrointestinal intoleransın lokal etkin madde uygulaması ile ilgili olduğu düşünülmektedir. mg/kg veya mg/m2 metrik sistem, bu toksisitenin uygun güvenlilik belirleyicileridir.Maymunlarda gastrointestinal intolerans; 50 kg ağırlığında bir insan için insan eşdeğer dozunun (mg/kg) 30 katında, günlük total 50 mg klinik doz için insan eşdeğer dozunun (mg/m2) 11 katında gerçekleşmektedir.
Toksikoloji çalışmalarında, abakavirin sıçan ve maymun modelinde karaciğerin ağırlığını artırdığı gösterilmiştir, ancak bunun klinik geçerliliği kesin olarak bilinmemektedir. Abakavirin hepatotoksik olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt mevcut değildir. Bununla birlikte, insanlarda abakavir metabolizmasının otoindüksiyonu veya karaciğer tarafından metabolize olan diğer tıbbi ürünlerin metabolizmasının indüksiyonu gözlenmemiştir.
İki yıl süreyle abakavir uygulamasını takiben fare ve sıçan modelinde kalpte hafif düzeyde miyokard dejenerasyonu gözlenmiştir. Sistemik maruziyet, insanlarda beklenen sistemik maruziyetin 7 ila 21 katına eşdeğer olup, bu bulgunun klinik geçerliliği kesin olarak bilinmemektedir.
Üreme toksikolojisi:
Hayvan modellerinde yapılan üreme toksikoloji çalışmalarında dolutegravir, lamivudin ve abakavirin plasentaya geçtiği gösterilmiştir.
Gebeliğin 6 ile 17. günleri arasında sıçanlara 1.000 mg/kg günlük dozlarda oral dolutegravir uygulaması ile maternal toksisite, gelişim toksisitesi veya teratojenisite gelişmemiştir (EAA verilerine göre abakavir ve lamivudin ile birlikte kullanıldığında, 50 mg insan klinik maruziyet dozunun 50 katı).
Gebeliğin 6 ile 18. günleri arasında tavşanlara 1.000 mg/kg günlük dozlarda oral dolutegravir uygulaması ile gelişim toksisitesi veya teratojenisite gelişmemiştir (EAA verilerine göre abakavir ve lamivudin ile birlikte kullanıldığında, 50 mg insan klinik maruziyet dozunun 0,74 katı). Tavşanlarda 1.000 mg/kg dozda (EAA verilerine göre abakavir ve lamivudin ile birlikte kullanıldığında, 50 mg insan klinik maruziyet dozunun 0,74 katı) maternal toksisite (besin tüketiminde azalma, çok az miktarda dışkılama/idrara çıkma ya da hiç dışkılamama/idara çıkmama, vücut ağırlığındaki artışın baskılanması) gözlenmiştir.
Yapılan hayvan çalışmalarında lamivudinin teratojenik olmadığı, ancak tavşanlarda, insanlarda elde edilene kıyasla, nispeten daha düşük olan sistemik maruziyet dozunda erken embriyonik ölümlerde artışa neden olduğuyla ilgili kanıtlar gösterilmiştir. Sıçanlarda bu etki çok yüksek sistemik maruziyet seviyesinde bile gözlenmemiştir.
Abakavir sıçanlarda gelişen embriyo ve fetüs için toksisite sergilemiştir, ancak bu durum tavşanlarda görülmemiştir. Bu bulgular fetüsün vücut ağırlığında düşüş, fetal ödem ve iskelet
42
varyasyon/malformasyonunda artış, erken rahim içi ölüm ve ölü doğum olarak sayılabilir. Bu embriyo-fetal toksisite nedeniyle abakavirin teratojenik potansiyeli olduğu sonucu çıkarılamaz.
Sıçan modelinde yapılan fertilite çalışmalarında dolutegravir, abakavir ve lamivudinin erkek ve dişi fertilitesi üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Tablet çekirdeği:
D-Mannitol
Mikrokristalize selülöz
Povidon K29/32
Sodyum nişasta glikolat
Magnezyum stearat
Film kaplama:
Opadry II Mor 85F90057. Bileşimi şu şekildedir: •Polivinil alkol – kısmi hidrolize
•Titanyum oksit
•Makrogol/PEG
•Talk
•Siyah demir oksit
•Kırmızı demir oksit
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
Orijinal ambalajında nemden korunarak, ağzı sıkıca kapalı şişesinde saklanmalıdır. Şişe içindeki nem kurutucu madde muhafaza edilmelidir.
25 °C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Polipropilen vidalı kapaklı, polietilen kaplı endüksiyon ısı geçirmez tabaka ile kaplı, silikajel nem çekici içeren, opak beyaz renkli HDPE (yüksek yoğunluklu polietilen) şişelerde sunulmaktadır.
Ambalaj boyutları: 30 tablet, 90 tablet (3 x 30 film kaplı tabletten oluşan çoklu ambalaj)
Tüm ambalaj boyutları pazarda bulunmayabilir.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürün ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Büyükdere Cad. No. 173 1. Levent Plaza B Blok 34394 1. Levent/İstanbul
Telefon: 0 212 339 44 00
Faks: 0 212 339 45 00
8. RUHSAT NUMARASI
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 18.09.2015
Ruhsat yenileme tarihi: 14.10.2020
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ
16.02.2023
44